Kırklareli Lüleburgaz

Kırklareli Lüleburgaz

Lüleburgaz, il merkezi Kırklareli şehrine 63 km uzaklıktadır. D-100 karayolu ilçe merkezinden geçer. Ayrıca TEM otoyolu da, ilçenin 3 km kuzeyinden geçer. Lüleburgaz, Babaeski arasındaki uzaklık, 22 km, Pınarhisar arasındaki uzaklık 30 km, Çorlu arasındaki uzaklık 46 km. Muratlı arasındaki uzaklık 35 km Vize arasındaki uzaklık 55 km Saray arasındaki uzaklık 60 km ve İstanbul arasındaki uzaklık 150 km. dir.

Kırklareli Lüleburgaz

 

GENEL

Kırklareli il merkezinden sonra, ilin ikinci büyük merkezidir. Trakya’nın ise en büyük 4’ncü yerleşim yeridir. Lüleburgaz, D-100 karayolu üzerinde yoğun sanayi bölgesinin Trakya’daki son önemli noktasıdır. Çoğunluğu İstanbul merkezli olan şirketlerin üretim yeri buradadır.

Özellikle ilaç firmaları yoğundur. Bu şirketlerin çalışanları, Lüleburgaz ilçesinde ikamet ederler. Bu yüzden, ilçenin sosyal hayatı, alışveriş merkezleri ve iş imkanları çevredeki diğer yerlere göre daha fazla gelişmiştir ve çevredeki halk buraya göç eder.

İlçe merkezinin denizden yüksekliği 30 metredir. İklim olarak yazları sıcak ve kurak, kışları yağışlı ve soğuk geçer. Genellikle kışın Balkanlardan gelen soğuk hava akımlarından etkilenir.

TARİHİ

Bölgeye ilk yerleşenler, MÖ 2000’lerde Traklardır. Sonra Yunanlılar, Persler, Makedonyalılar, Roma ve Bizanslılar görülür.

Sultan I. Murat döneminde fetih edilen Lüleburgaz, 1879 yılına kadar Vize sancağına bağlı kalır.

1877-1878 yıllarındaki Osmanlı-Rus savaşı sonunda Ruslar tarafından işgal edilir. 1912 yılında Lüleburgaz’da yaşanan Balkan Muharebeleri, savaşın en kanlı çatışmalarıdır.

Ardından 22 Temmuz 1920 tarihinde bölge Yunanlılar tarafından işgal edilir. Kurtuluş Savaşının ardından, 22 Ekim 1922 tarihinde Yunanlılar Lüleburgaz’dan geri çekilirler

Cumhuriyetle birlikte tarım, hayvancılık, ticaret ve sanayi: Lüleburgaz’da gelişme olanağı bularak 2000’li yıllarda Lüleburgaz’ı Trakya’nın sanayi ve ticaret merkezi durumuna getirmiştir.

Kırklareli Lüleburgaz

 

GEZİLECEK YERLER

ÇARŞI ÇEŞMESİ

İlçe merkezinde, Turgut Bey caddesindedir.

Çeşme; dönemin padişahı IV. Mehmet tarafından 1667 yılında yaptırılmıştır. Dört köşeli ve kare şeklinde tasarlanmıştır. Üzerinde kubbe bulunur. Çeşme halen kullanılmaktadır.

GAZİ KADI ALİ CAMİSİ

İlçeye Edirne girişinde, Sokullu Mehmet Paşa köprüsünün karşısındadır.

Cami, Osmanlı döneminde Sultan I. Murat zamanında, 1360-1363 yılları arasında Hacı İlbeği tarafından oğlu Gazi Ali Bey adına yaptırılmıştır. Cami, Pınarhisar’dan getirilen taşlarla yapılmıştır. Kare planlıdır, tek minarelidir. Halen ibadete açıktır.

Kırklareli Lüleburgaz Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi

 

SOKULLU MEHMET PAŞA KÜLLİYESİ

İlçe girişindedir.

Sokullu Mehmet Paşa: 16’ncı yüzyılın en tanınmış devlet adamıdır. Devşirme kökenli saray damadıdır. 1505 yılında doğmuş, saraydaki çeşitli görevlerini takiben çeşitli görevlerde bulunmuştur. 1564 yılında sadrazam olmuş ve bu görevini ölüm tarihi olan 1579 yılına kadar sürdürmüştür.

Kırklareli Lüleburgaz Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi

Evet, Sokullu Mehmet Paşa, neden bu külliyeyi yaptırmıştır? Amaç: Osmanlının 16’ncı yüzyıldaki askeri, siyasi, ticari, sosyal, haberleşme ve ulaşım politikasının bir gereğidir.

Çünkü Kanuni Sultan Süleyman döneminde, Balkanlara yapılan seferler artmış, eski bir Roma yolu olan ve Lüleburgaz’ın içinden geçen İstanbul-Edirne-Belgrad yolunun önemi artmıştır. Bu yüzden, bu güzergahın iyileştirilmesi istenmiştir.

Kırklareli Lüleburgaz Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi

 

Bu yüzden: Mimar Sinan ve ona bağlı Hassa Mimarlar ocağı ekibine yaptırılan külliye, büyük bölümü tahrip edilen Bizans surlarının dışında, yaklaşık 40 bin metre karelik bir alana yayılmıştır.

1549 yılında başlanan yapılar topluluğu tam 20 yıl sonra bir kervansaray ve arasta ilave edilerek, 1569 yılında tamamlanmıştır. Cami ve medrese, 1952-1968 yılları arasında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından onarılmıştır.

Külliye: cami, kervansaray, tabhane, imaret, arasta, dua kubbesi, hazire, medrese, sıbyan mektebi, çifte hamam, köprü, çeşme, su yolları, dış avlu ve kapılar, sosyal meskenler, tuvalet, sarnıç ve kaldırımdan oluşmaktaydı.

Külliyenin merkezini: yolun iki yanına inşa edilen 59 dükkan ve dua kubbesinden meydana gelen arasta oluşturur. Arastanın güneyinde cami, medrese ve sıbyan mektebi, kuzeyinde kervansaray, imaret ve tabhane bulunur.

Tasarıma göre çifte hamam doğuda, bazı personel için yapılan evler ve çeşme batıda, köprü ise daha uzak yerde yine batıda akarsu üzerindedir.

Mimari açıdan dua kubbesi, kuzey ve güney blok yapılarını birbirine bağlar.

Eser bir taşra külliyesi görünümü ve kimliği yansıtmaz. Daha çok İstanbul eserleriyle benzerlik gösterir.

Külliyeyi oluşturan yapılardan cami, medrese ve sıbyan mektebi, bir bütünlük oluşturur.

Kırklareli Lüleburgaz Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi

 

Cami

Caminin planı tek mekanlı camilerin kendi içindeki çeşitlemesini yansıtır. İbadet mekanı kubbe ile örtülüdür. Kuzeyinde çift son cemaat yeri ve büyük boyutlu ve merkezinde şadırvan bulunan revaklı bir iç avlu bulunur.

Kuzeybatıdaki tek şerefeli minare, yapıya dikey doğrultuda vurgu yapar. Ancak caminin minaresi, 1910-1912 yılları arasında Bulgar işgali sırasında yıkılmış, 1934 yılında orijinaline uygun olarak yeniden yapılmıştır.

Kırklareli Lüleburgaz Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi

 

Günümüzde ilçenin en büyük camisi olan yapı, onarımlarla bakımlı ve iyi durumdadır. Güneyinde bulunan haziresi yakın tarihte ortadan kaldırılmış, güneş saati de kaybolmuştur.

Avlu ile son cemaat yerinin kesiştiği iki köşede imamlar için birer oda bulunur. Üç yönden birer kapıyla girilen, avlunun merkezindeki şadırvanın dış kuruluşu, genel şemaya uymaz.

Kırklareli Lüleburgaz Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi

 

Kitabe, Sultan II. Mahmut döneminde yenilenmiştir. Güneş saatinin ortadan kaybolması benzeri, caminin kubbelerindeki kurşun plakalar da bir süre önce çalınmıştır. Kurşun plakalar, Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından yenilenerek yerlerine takılmıştır.

Kırklareli Lüleburgaz Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi

 

Medrese

Avlunun güney hariç, üç yönüne yerleştirilen ana dershane odası, öğrenci ve görevli odaları ve helalardan oluşur. İyi durumdaki yapı, günümüzde çeşitli amaçlar için kullanılıyor.

Sıbyan Mektebi

Caminin güneyine inşa edilmiştir. Külliyenin çevre duvar içindedir.

Yüksek bir alt zemin üzerinde yer alır. Tek mekanlı olup, üzeri kubbeyle örtülüdür. Fevkani yapının bodrum katı, aslında külliyenin su dağıtım şebekesiydi.

Arasta

Cami ve medresenin ortak kullandığı avlunun kuzey cephesinde, eksende açılan bir kapı ile arasta bölümüne geçilir. Arasta medresenin kuzey kanadına bitişik olup, doğu-batı doğrultusunda uzanan bir yolun iki yanına inşa edilen dükkanlardan oluşur.

Günümüze sadece sayısı yarı yarıya azalmış bakımsız dükkanlarla dua kubbesi kalmıştır. Dükkan sayısının çokluğu, yolun işlek oluşunu ve bölgenin ticari zenginliğini gösterir.

Kervarsaray

Külliye çarşısının kuzeyi, kervansaraya ayrılmıştır. Kervansaraya giriş, arastadan bir kapı ile sağlanmakta ve bu kapı, avludan arastaya açılan diğer kapı ile aynı eksende yer almaktadır.

Böylece kapıların açıldığı kısımda arasta içinde bir vurgulama ve bağlayıcılık söz konusu olmakta ve bu bölüm dua kubbesi adını almaktadır. Kervansaray 1935 yılında dönemin Belediye Başkanı tarafından yol geçirilmesi bahanesiyle yıktırılmıştır.

Geriye sadece giriş kapısı, yanındaki görevli odası ile ahırlara ait bazı baca ve nişler bulunur. İmaret, tabhane ve iç avlu ise tamamen ortadan kalkmıştır ve bugün burada otopark ve yol vardır.

Evliya Çelebi, Seyahatnamesinde Kervansaray hakkında şunları yazar “Lüleburgaz’ın kervansarayı büyük bir kapıdan girilen kale gibi karşı karşıya 150 ocağı olan büyük bir handır.

Avlusu, deve konulan yeri ve ahırı dardır ki, sadece ahırı 3000’den fazla hayvan alır. Kapıda devamlı bekçiler bulunur. Akşam olunca kapıda mehterhane çalınıp kapı kapanır. Bekçiler vakıf olan kandilleri yakıp kapı dibinde yatarlar. Eğer gece yarısı misafir gelirse kapıyı açıp içeri alırlar.

Hazır yemek getirirler. Amma dünya yıkılsa içeriden dışarı bir kimse bırakmazlar. Vakıf şartı böyledir. Ta bütün misafirler kalkınca, yine mehterhane çalınıp herkes malından haberdar olur. Hancılar tellallar gibi: Ey Ümmet-i Muhammed, malınız, canınız, atınız, donunuz tamım mıdır?

Misafirler, hepsi tamamdır, hak, hayır sahibine rahmet eyleye” dediklerinde, bunlar kapıları açıp kapı dibinde: yollarda gafil gitmen, vakit kaybetmen, herkesi arkadaş etmen, yürün, Allah kolaylık getire diye dua ve nasihat ederler. Herkes bir tarafa yol alır.

Bu yapı da Sokullu Mehmet Paşa’nın olup, demir kapının kemeri üzerinde beyaz mermer taşa Karahisari hattıyla kitabesi şöyle yazılmıştır “Bu kervansaraya gelen oldu hep revan.”

İmaret

Kervansarayın doğusunda bulunduğu kabul edilen imaretten geriye hiçbir iz kalmamıştır.

Çifte Hamam

Medresenin doğusunda bulunan ve etrafı dükkanlarla çevrili çifte hamam, türünün güzel bir örneğidir. Çevresindeki dükkanlarla birlikte inşa edilen çifte hamam, günümüzde, özel mülkiyete ait salaş dükkan ve depolarla çirkin bir görünüm gösterir.

Kırklareli Lüleburgaz Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi

 

Köprü

Külliyenin uzağında şehrin eski Edirne yolu çıkışındadır.

Lüleburgaz deresi üzerindeki köprü, dört gözlüdür, genelde iyi durumda olup, günümüzde de işlevini sürdürmektedir.

Çeşme

Günümüzde harap haldedir. Çeşme arastadaki dükkanlardan birine bitişik yapılmıştır.

Kırklareli Lüleburgaz Zindan Baba

 

Zindan Baba

Türbe, Osmanlı öncesine ait bir burç kalıntısı olup, bir zamanlar külliyeye bitişik durumdaydı. Yani, Kervansaray’a giriş kulesi olarak inşa edilmiştir. Daha sonra türbeye dönüştürülmüştür.

Türbe, mimari olarak Bursa tipi türbeleri anımsatmakta ise de esas mahiyeti tam olarak bilinmez. Tuğla ve küfeki taşından yapılmıştır. Daha önceden binanın üzerinde, tahtadan bir saat kulesi bulunmakta imiş, sonradan yıkılmıştır. İçindeki mezar, Bulgar ve Yunan askerleri tarafından tahrip edilmiştir.

Üç katlı olan binaya kuzeydoğu cephesindeki küçük bir kapıdan girilir. Dikdörtgen prizma şeklinde yükselen kulenin üstünde silindir şeklinde bir kasnak yer alır. Her katta, kare tabanlı tek bir hacim bulunur. Yapının bodrum katında, beşik tonoz örtülü 3.70 x 3.90 metre boyutlarındaki türbe kısmı yer alır.

Kırklareli Lüleburgaz Zindan Baba

 

Türbe ile ilgili bir söylenti var. Kesin olmamakla birlikte, Sokullu Mehmet Paşa tarafından Lüleburgaz’da idam ettirilen kendi öz oğlu olan Kasım Paşa, kesik başı İstanbul’a götürülmüş, vücudu ise halk arasındaki söylentilere göre, (suçsuz birinin buraya defnedildiği söylentisi) buraya defnedilmiştir.

Kasım Paşa, Sokullu Mehmet Paşa’nın oğlu olup, Lüleburgaz’da siyaseten şehit edilmiş, kesik başı babasının türbesine gömülmüştür. Buradaki mezar taşında ise, baştaşı dolma sikkeli olup, ince şahidesinde kelime-i tevhit yazılıdır.

Babaeski tanıtımı.

Pınarhisar tanıtımı.

Çorlu tanıtımı.

Kırklareli tanıtımı.

 

Trabzon Köprübaşı

Trabzon Köprübaşı

Köprübaşı, Trabzon arası uzaklık: 41 km. Köprübaşı, Sürmene arası uzaklık: 14 km. Köprübaşı, Araklı arası uzaklık: 19 km.

TARİHİ

İlçenin tarihi geçmişi hakkında ayrıntılı ve kesin bilgiler yoktur. 1929 yılında yörenin ismi Köprübaşı olmuştur. Çünkü iki dere ve birbirine çok yakın iki köprü arasında kalır. 1990 tarihinde ilçe olur.

GENEL

İlçede toplu yerleşim alanlarını oluşturan köy ve mahalleler, ayrı ayrı ve dağınık bir şekilde yerleşmiştir. Çünkü arazi meyilli ve dik yamaçlıdır. İlçenin rakımı 200 metredir. Bölgede “Manahoz deresi” vardır. Yörede Karadeniz iklimi hakimdir.

Buna bağlı olarak yazları serin, kışları ise ılık geçer. Her mevsim yağış görülür. İlçede yaşayanların ekonomik etkinliği tarım ve hayvancılıktır. Tarım ürünü olarak çay, fındık ve mısır tarımı yapılır. Ancak bunlardan ayrı olarak ağaç işleri ve el sanatları da yaygındır, beşik ve kaşık yapımı öne çıkar.

GEZİLECEK YERLER

Trabzon Köprübaşı Harmantepe Yaylası

HARMANTEPE YAYLASI

Harmantepe Yaylası, İlçe merkezine bağlı Yeşilyurt beldesi sınırlarındadır.

Trabzon Köprübaşı Harmantepe Yaylası

Yayla tarihi öneme sahiptir. 1916 yılında bölgeyi işgal eden Rus ordusuna karşı verilen savaşta: Sultanmurat ve Harmantepe bölgelerinde yoğun çatışmalar yaşanmış ve Rus ordusunun, sahildeki kuvvetleriyle birleşmesi önlenmiştir. Harmantepe bölgesinde şehit düşen askerlerimiz için, 1992 yılından sonra her yıl 29 HAZİRAN tarihinde “Şehitler için dikilen Abidenin yanında” anma törenleri düzenlenir. Harman Yaylasında yapılan savaşta, 7 subay ve 150 er şehit düşmüştür.

Evet yaylaya çıkarsanız Cösk tepesini de görmelisiniz.

Trabzon Köprübaşı Kahvedüzü

KAHVEDÜZÜ

İlçe merkezine bağlı Yılmazlar köyü Kahvedüzü mevkiinde tarihi “Kahvedüzü Hanları” vardır.

Trabzon Köprübaşı Kahvedüzü

Trabzon’dan geçen tarihi İpek yolunun bir kolu olan Sürmene-Bayburt kervan yolu, Sürmene’den Bayburt’a kadar, 12 han bölgesine sahipti. Bu han bölgeleri, kervanlar için konaklama ve diğer ihtiyaçlarını karşılama yerleriydi.

Bu hanlar arasında Kahvedüzü hanları da bulunur. Sürmene-Bayburt kervan yolunun üçüncü han bölgesi olan Kahvedüzü hanları, denizden 25 km içeride bulunur. Bu han bölgesinde günümüzde sadece bir han yapısı bulunmaktadır.

Trabzon Köprübaşı Kahvedüzü Pala Dayının Yeri

Pala Dayının Yeri

Yöre halkı tarafından “Pala Dayının Yeri” olarak isimlendirilen bu han, iç mekanda bulunan kitabesine göre 1906-1907 yılları arasında yapılmıştır. Özgün haliyle günümüze ulaşan yapıda taş ve ahşap malzeme kullanılmıştır. Bir bodrum kat ve zemin kattan oluşur.

 Trabzon Çaykara hakkındaki gezi yazım için  Çaykara

Kırklareli Kofçaz

Kırklareli Kofçaz

Kofçaz, İl merkezi olan Kırklareli’ne 26 km uzaklıktadır.

GENEL

Kofçaz kelimesi “Pomakça” dır. İlçe merkezinin nüfusu oldukça azdır ve Türkiye’nin nüfusu en az olan ilçelerinden birisidir. Bulgaristan ile sınır komşusudur. Türkiye’nin en kuzey noktasındaki ilçedir. İlçe, Istıranca dağlarının üzerinde, yaklaşık 700 metre rakımda, ormanlık bir bölgenin ortasındadır.

İlçenin en yüksek yeri, 759 metre yükseklikteki Kiraz Tepesidir. Çevresinde: küçük dereler, ağaçlar ve diğer doğal varlıklar ile birlikte, Kofçaz tam bir dağ yerleşimidir.

Kofçazlıların büyük kısmı çifçilikle uğraşmaktadır. Ormancılık önemli bir geçim kaynağıdır.

Kırklareli Kofçaz

TARİHİ

Kofçaz tarihinin ne kadar eskiye dayandığı bilinmez. 1369 yılında Osmanlı topraklarına katılmıştır. Yakın geçmişte: Bulgar ve Yunan işgalleri görülmüştür. Cumhuriyetin ilk dönemlerinde “Keşirlik” adıyla nahiye merkezi olarak bilinir.

Kofçaz, 1 Nisan 1959 tarihinde ilçe olmuştur. Ancak bu tarihte, buraya yerleşen devlet memurlarının ilçe halkıyla anlaşamaması sonucunda, ilçe teşkilatı “Keşirlik” köyüne taşınmıştır.

Ardından “Kofçaz” da, Keşirlik köyüne taşınmıştır. 1960 yılından bu yana yapılan nüfus sayımlarında köylerin nüfusunda sürekli azalma görülmektedir.

Çünkü iş sahalarının olmaması, köylerde dış göçe sebep olmaktadır. Genç nüfus, genellikle Kırklareli, Lüleburgaz ve Çorlu gibi büyük yerlere göç etmektedirler.

Kırklareli Kofçaz

GEZİLECEK YERLER

Deniz kenarında olmamasına rağmen, ormanların içinde olması ve sakinliği ile, hafta sonu şehir gürültüsünden kaçmayı düşünenler için tercih edilir.

Kırklareli Kofçaz Gül Baba Türbesi

GÜL BABA TÜRBESİ

Ahmetler köyü mezarlığı yanında, hakim bir tepe üzerindedir. Ahmetler köyünde yaşayanlar, Bulgaristan’dan şimdiki Ahmetler köyünün bulunduğu yere yakın bir yerde bulunan Mangırlar bölgesinden gelmiştir.

Türbe ortalama 4 metre yüksekliktir. 12’gen beton yapıdır. 12 köşesine birer atlamalı olarak pencere yapılmıştır. Yani 6 penceresi vardır.

Türbeye gelen ziyaretçiler: sandukaya 3 kez el sürmekte, çıkarken sandukaya arkasını dönmemek için arka arka çıkmaktadırlar. Buradaki yatır nazarlamadır.

Kırklareli Kofçaz Gül Baba Türbesi

Gül Babanın asıl mezarı, Macaristan Budin şehrindeki türbededir. Kendisi Fatih Sultan Mehmet döneminde bazı savaşlara katılmış ve 1541 yılında Macaristan Budin şehrinde vefat etmiş yine orada defnedilerek türbe yaptırılmıştır.

Buradaki Gülbaba Türbesi, 1991 yılında yeniden yapılmıştır. Türbenin alt tarafından bir çeşme vardır. Suyu bol ve soğuk olan çeşmenin adına Erenler Pınarı denilir. Pınar ve türbe, orman kenarındadır.

Türbenin eski mezarlık kısmı bakımlı ve korunarak günümüze ulaşmıştır. Bu mezarlıkta: boyları 0.5 ile 1.5 metre arasında değişen mezar taşları ilgi çeker. Her yıl, burada Gül Baba’yı anma etkinlikleri düzenlenmektedir. (Haziran ayı içinde)

Kırklareli Kofçaz Topçu Baba Türbesi

TOPÇU BABA TÜRBESİ

Topçular köyü mezarlığı içindedir. Topçu Baba olarak tanınan ve bilinen Şeyh Mahmut’un buraya defnedildiğine inanılır. 14’nci yüzyıl sonu ile 15’nci yüzyıl başında yaşadığı sanılmaktadır.

Kendisi, yörenin Bizanslılardan alınması sırasında, bir gurup askerle birlikte büyük kahramanlık göstermiştir. Osmanlı ordusunda Topçu subayı olarak görev yapmakta iken, karargah kurulduğu Topçular köyündeki askerin ihtiyacı olan su bulunmayınca, bir topuk darbesiyle su çıkmasını sağlamış ve yumruğu ile de bir taşa vurarak bu taşın su kabı şekline dönüşmesini sağlamıştır.

Daha sonra burada ölen Şeyh Mahmut, buraya gömülmüş ve zamanla mezarı türbeye dönüşmüştür. Türbe: dikdörtgen planlı, moloz taştan yapılmış, yığma, çatısı alaturka kiremit kaplıdır.

Türbe dışında, duvara dayalı Osmanlıca yazılı bir baş taşı vardır. Üzerindeki tarih okunmamaktadır. Mezarlık alanında başkaca Osmanlıca taş yoktur.

Türbenin 5 x 5 metre temel üzerine oturan kerpiç duvarlı, yörede yerli kiremit denilen oluklu kiremit ile örtülü, ağaç kısımlarında demir çivinin kullanılmadığı tek oda, tek katlı bir kapıdır.

Köy halkından vefat edenlerin zamanla türbenin çevresine gömülmesiyle bölge mezarlık olmuş, türbe de mezarlığın ortasında kalmıştır.

Topçular köyünde, Topçu Baba Türbesinin bulunduğu korulukta, 600 yıldır hiç bozulmadan yaşatılan bir gelenek var.

Son yıllarda dışarıdan gelenlerin sayısındaki artışla tam bir şenlik halini almıştır. Her yıl Haziran ayının ikinci Cumartesi günü yapılan şenliklerde, etkinliğe eli boş gelmeyen misafirler, genellikle kurban keserler, şeker, tuz, pirinç, kuru fasulye, ekmek, hoşaflık meyve getirirler.

Kırklareli Pınarhisar