Ankara Sincan

Ankara Sincan

Aslında, birçok kez gittiğim Sincan ilçesinin, Ankara’nın hemen yakınında olmasına rağmen, her türlü imkanların yaratılması nedeniyle, Ankara’ya pek de ihtiyaç duymayan bir yöre olduğu kesin. Yani, burada yaşandığında, her türlü imkan bulunuyor.

Öte yandan, Ankara’nın özellikle yüksek kiralarından kaçan insanların, burada ikamet ediyor olması ve her gün Ankara’ya gidip-geliyor olmaları, buranın hareketliliğini sağlıyor.

ULAŞIM

Sincan: Ankara-İstanbul tren yolu üzerinde olması ve Ankara-Beypazarı-Ayaş kara yolu üzerinde bulunması nedeniyle, öne çıkmış ve herhangi bir ulaşım problemi bulunmayan bir ilçedir.
Ankara-Sincan arasındaki uzaklık: 27 km. dir. Ankara ile olan ulaşım: minibüs, otobüs ve banliyö trenleriyle sağlanmaktadır.

TARİHİ

Sincan isminin kelime anlamı “şen ve canlı insanların yurdu” demektir. Özellikle, Asya’da, bazı yerlerde, aynı ismi taşıyan yerleşim yerleri bulunmaktadır.

Sincan yöresinde: antik dönemlere ait kalıntılar, genellikle kaya yerleşimleri şeklinde görülür.

Özellikle: Esenler köyü yöresinde ortaya çıkan “aslan heykeli ve üzüm tekneleri”, İncilik köyünde ortaya çıkan “küp ve sütunlar” ile Saraycık köyünde bulunan “aslan heykeli” bölgede antik dönemdeki Roma ve Bizans yerleşimlerinden günümüze kalan kalıntılardır.

Sincan ve yöresi, Osmanlı döneminde de, tipik Anadolu köyleri yerleşimi şeklinde görülür. Sonuç olarak: mimari ve sanatsal açıdan, yörede, eski dönemlere ait çok sayıda kalıntı görülmemektedir. Her ne kadar, yörede, ilk yerleşimin, MÖ. 5000’li yıllara kadar uzandığı bilinse de, o dönemlerden ve medeniyetlerden, günümüze herhangi bir kalıntı intikal etmemiştir.

Sonraki dönemde, Sincan ismi, 1892 yılında, İstanbul-Bağdat demir yolu hattının, Sincan köyünden geçmesi şeklinde duyulur. 1926 yılındaki yazılı kayıtlarda, burada, 8-10 hanelik bir köy ve 1 cami bulunduğu yazılıdır.

Yine aynı dönemde, yani 1926 yılında çıkarılan bir kanunla “Zir köyü” bölgesinin, bucak yapıldığı, daha sonra ise, 1928 yılında, Sincan köyünün Etimesgut’a bağlandığı görülür. Aynı dönemde: Sincan, küçük bir köy iken, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün direktifleriyle, özellikle yurt dışından göçen vatandaşlarımızın buraya yerleştirilmesiyle büyümüştür.

1950’li yılların başında, Bulgaristan ve Romanya’dan gelen göçmenler ile, köyün nüfusu hızla yükselmiştir. Özellikle: Romanya’dan gelen göçmenler, beraberlerinde “lale” soğanları getirmişler ve Sincan yöresinde lale bahçelerinin oluşturulmasını sağlamışlardır.

Sonuç olarak: 1983 yılında, Sincan ilçe haline getirilmiştir. 1988 yılında ise, Ankara Büyükşehir Belediyesi sınırları içine alınmıştır.

GENEL

İlçe, dağlık alanlarla kuşatılmıştır. Kuzeydoğu bölgesinde “Karyağdı dağı” ve doğu bölgesinde “Ayaş dağı” uzantıları görülmektedir. Yöredeki başlıca akarsu ise Ankara çayıdır.

Yöre insanının başlıca ekonomik etkinlikleri: tarım ve hayvancılıktır. Ayrıca: yörede bir kısım sanayi tesisi ve kombinalar görülür. Özellikle: Ankara Sanayi ve Ticaret Odası tarafından kurulmuş olan “Organize Sanayi Bölgesi” önem kazanmaktadır.

Evet, Sincan için, sembol olarak “lale” kullanılmış ama yaptığım araştırmada, bunun sebebini öğrenemedim. Bir noktada: 1950’li yıllarda, özellikle Romanya bölgesinden göçerek Anadolu’ya gelen ve buraya yerleştirilen göçmen yurttaşlarımızın beraberlerinde lale soğanları getirdikleri düşünülmektedir.

Hani, Sincan yöresinde çok miktarda lale üretimi mi var? Meçhul veya böyle bir yazılı kaynak bulamadım, ama sonuçta, Sincan yöresinde, lale, yörenin sembolü olarak kabul edilmiş ve kullanılıyor. Bu arada: her yıl “Mayıs” ayı içinde, burada “Lale Festivali” yapılıyor.

 KONAKLAMA

Sincan Öğretmenevi İstasyon Mah. Erdal Sokak.No.12 312-2765960

GEZİLECEK YERLER

Sincan: herhangi bir tarihi ve doğal güzelliği olan yer değil. Yani, turizm açısından herhangi bir beklentiye cevap vermez. Yalnızca, burada bulunan “Harikalar Diyarı” ziyaretçiler için ilginç gelebilir. Bunun dışında yörenin herhangi bir turizm aktivitesi bulunmuyor.

HARİKALAR DİYARI

Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılmıştır. Sincan-Fatih semti yanındadır.
Park, kapladığı alanın büyüklüğü ile, Avrupa’nın en büyük kentsel parklarından birisidir.

Park alanında: spor kompleksleri, piknik alanları, kültürel alanlar, yeşil alanlar ve masal adası gibi rekreasyon alanları bulunmaktadır.

Özellikle: 25 bin m. Karelik masal adası, çocukların ilgisini çekiyor. Bunun dışında: park alanında, 1 nikah salonu var.

ALİ YAKUT KÖYÜ CAMİ

Sincan ilçesine bağlı, İlyakut köyünde bulunan cami, boyuna dikdörtgen planlı, çatılı, kagir bir yapıdır. Binanın yapımında: moloz taş, kesme taş ve devşirme taş kullanılmasının yanında, ahşap malzeme kullanımı da önemli yer tutar.

Duvarlar içte ve dışta sıva kaplıdır. Camide, iki sıra halinde dizilen üstü kemerli pencerelerden, doğuda altı, güneyde-kuzeyde-batıda dörder adet bulunmaktadır. Kuzeyinde, sonradan eklenmiş bir son cemaat yeri ve kuzeybatısında ise 1965 yılında yapılmış bir minare bulunur.

Kuzeydeki mihrap eksenindeki kemerli bir kapıdan girilen caminin harimi: üç sahınlı, düz tavanlı ve kırma çatılıdır. Sahınlar, iki sıra halinde dizilmiş, ikişer ağaç direklerle birbirlerinden ayrılır.

Direkler: iki kalın kirişle ahşap tavanı taşırlar. Kirişlerle direkler arasında, ucu profilli yastıklar bulunmaktadır. Kıble duvarına dikey olarak uzatılan kirişlerle, hatıl ve duvarlar arasında, ucu profilli yarım yastıklar bulunur.

Yarım yastıkların üzerinde ise, kirişleri taşıyan tahtalar ve orta hatılın yan yüzleri, aşı boyalı klasik kalem işi nakışla süslenmiştir. Tavan tahtaları ayrıca çapraz ve dikey çakılmış çıtalarla süslenmiştir.

Güneydeki tavana kadar yükselen altıgen alçı mihrap, kalıplama tekniğiyle yapılmıştır. Mihrap, çokgen nişli olup, üstü mukarnaslıdır. Nişin çevresini dolaşan geniş silmeler, geometrik süslemelere sahiptir.

Mihrabın, sağında geometrik süslemeli, ahşap minber bulunur. Yapı: alçı, ahşap ve kalem işi süslemeleriyle dikkat çekmektedir. Caminin 14’ncü yüzyıl sonu ile 15’nci yüzyıl başlarında yapıldığı düşünülmektedir.

ESKİ BUCUK KÖYÜ CAMİ

Eski Bucuk köyünün günümüze yalnızca camisi ulaşmıştır. Bir yamaca yapılan cami, dikdörtgen planlı, kırma çatılı, kagir bir yapıdır. Caminin dış duvarları, yamaçta kalan kuzey ve doğu cephelerinde taş kullanılmıştır. Son cemaat yeri ve minaresi yoktur.

Caminin kesme taş kaplı doğu ve güney cephe duvarlarında, altta ve üstte ikişer dikdörtgen pencere bulunmaktadır. Alttakiler büyük, üsttekiler küçüktür. Pencerelerin lentonlarına kemerler motif olarak işlenmiştir. Çatısı alaturka kiremit kaplıdır.

Batıda kemerli bir kapı ile girilen cami harimi, boyuna dizilmiş, ikişerden dört adet ahşap direkle, boyuna üç sahına ayrılmıştır. Kapalı olan kuzey duvarında ahşap mahvel vardır. Ahşap tavanda  herhangi bir süsleme yoktur.

Caminin içindeki direkler, zarif konsollarla tavanı taşırlar. İç duvarlarda, sonraki yıllarda yapıldığı tahmin edilen hat ve bitkisel bezemeler görülür. Caminin kuzeyine, yakın zamanda eklenmiş, eski eser olmayan türbesi bulunmaktadır.

Türbenin içinde kimlere ait olduğu bilinmeyen 4 adet mezar olup, çok eski olmayan bir zamanda bu mezarların üstü örtülmüştür. Camide, onarım kaydı dışında bir yapım kitabesi bulunmamaktadır. Minare elemanları, yapı malzemesi ve çevresindeki benzer yapılarla karşılaştırıldığında, yapıyı, 15-16. yüzyıllar arası bir döneme tarihlemek mümkündür.

KÖTÜRÜM BEYAZID CAMİ

Sincan beldesinde, Yenikent’in ilk yeri olan “Zir köyü”, eskiden “Istanos” kazası imiş. Heyelan ve sel yatağı olması sebebiyle terk edilen “Uluköy”e bağlı olan bu yerleşimdeki “Kötürüm Beyazıd Cami”, yakın zamanlara kadar metruk ve harap durumda iken, günümüzde yıkılmıştır.

Yani, görme şansınız yok, yalnızca tarihi kalıntılar hakkında bilgi sahibi olmamız açısından burası ile ilgili birkaç not yazmak istiyorum.

Dikdörtgen planlı, çatılı bir yapı olan cami, 7.20 x 9.50 metre ölçülerindedir. Camiye, kuzeyden iki yanı kapalı, önü açık son cemaat yerinden girilir. Cami harimi, kare planlıdır. Alçı mihrabın kavsarası yıkılmış ve mihrap, bir niş halinde kalmıştır.

Ahşap mihberin ise köşk, külah, seren ve korkulukları yok olmuştur. İbadet mekanını, altta dikdörtgen yedi pencere ile üstte dokuz kare pencere aydınlatmaktadır. Tavan, ahşap çıtalı, ortası göbekli, birbirine geçmeli geometrik ve yıldız motifleri ihtiva etmektedir.

Mahfelin tavanı ile mahfelin alt kısmının tavanı ahşaptan, naşıklı ve boyalıdır. Mahfelin ahşaptan iki kare sütun ile yanda duvara yapışık ahşap sütunlar taşımaktadır.

Son cemaat yerinin doğu duvarına bitişik minarenin kare planı, kaidesi kesme taştan, gövdesi tuğladan, silindirik olarak inşa edilmiş ve üzeri sıvalıdır.

Minarenin şerefe korkulukları ve külahı ahşaptır. Caminin kitabesi bulunmadığından, “Kötürüm Beyazıd” diye meşhur olan Candaroğullarından “Celaleddin Beyazıt bin Adil Bey” (tahta çıkışı: 1362, ölümü: 1385) tarafından yaptırıldığına inanılmaktadır.

Portekiz Lizbon Genel

Portekiz Lizbon Genel

Burası: Akdeniz’de kıyısı olmamasına rağmen, tam bir Akdeniz şehridir.

Günümüzde şehirde 600 bin kişi yaşıyor. Şehir, Atlantik okyanusu kıyısında, Tejo nehrinin oluşturduğu haliçte bulunmaktadır. Yani bir anlamda, İstanbul’daki haliç gibi düşünülse de, aynı güzelliği burada bulmak mümkün değildir. Siz: şehirde okyanus manzarası izliyorum diye düşünürken, aslında Tejo nehrini izliyorsunuz. Okyanus, sadece köprünün ötesinden görülüyor.

Şehirde: her yer yokuş ama sık ve dik yokuşlar var. Roma ve İstanbul gibi, 7 tepe üzerine kurulmuştur. Yani, bir anlamda “Yedi Tepeli Şehir” de denilebilir. Bu yüzden: şehirde yürüyerek gezerken, yanınızda çok eşya bulunmamasına dikkat etmek gerekir.

Portekiz Lizbon Genel

ULAŞIM

İstanbul-Lizbon arasındaki havayolu ulaşımı: yaklaşık 4 saat 50 dakika sürüyor.
Lizbon şehrindeki “Portella Havaalanı”; şehir merkezinden 7 km. uzaklıktadır. 2012 yılında havaalanı, 15.3 milyon yolcu tarafından kullanılmıştır. Havaalanında, ülkeye girişte “Freeshop” bölümü bulunmuyor. Pasaport kontrolünden sonra, yalnızca kahve satan birkaç dükkan bulunuyor.
Havaalanı ile şehir merkezi arasında, her yarım saatte bir kalkan servis otobüslerini kullanabilirsiniz. Bunlar, 3.5 euro ücret alıyorlar ve şehir merkezine, 25-30 dakika da ulaşıyorlar.
Taksi isterseniz, şehir merkezine ulaşmak için, muhtemelen 15-20 euro ödemeniz gerekir.

Portekiz Lizbon Genel

TARİHİ SÜREÇ

Şehir: Fenikeliler tarafından kurulmuş ve “Ulissipo” yani “güzel liman” adıyla anılmış ve ilk çağlarda: İber kabileleri tarafından yerleşilmiştir.

1255 yılında ise, şehir, Portekiz krallığının başkenti olarak seçilmiş ve ardından önemli bir ticaret merkezi haline gelmiştir.

Takip eden dönemlerde ise: 1290 yılında, ülkenin ilk üniversitesi bu şehre taşınmıştır. 1531 ve 1756 yıllarında meydana gelen depremler: şehri tamamen yok etmiştir. Bunun üzerine: Pambal Markisi isimli şahıs tarafından, şehir yeniden planlanmış ve yeniden yaratılmıştır.

Hatta: şehrin aşağı kısmına, Marki’nin anısına “Baixa” yani (Aşağı Mahalle) “Pombalina” ismi verilmiştir.

1755 yılındaki büyük depremde: şehirde, 100 bin civarında insan öldüğü söyleniyor.
II. Dünya savaşında ise, Lizbon, tarafsız bir liman olarak bilinir. Ancak: 1988 yılına gelindiğinde, şehirde, yine büyük bir felaket, yangın çıkar.

Portekiz Lizbon Genel

İKLİM

Lizbon şehrinde, soğuk pek etkili olmuyor. Gezginleri etkileyecek tek hava olayı yağmurlardır. Bu şehirde yıl boyunca hava sıcaklıkları nadiren 5 derecenin altına düşer. Zaten şehirdeki evlerde kalorifer tesisatı bulunmadığını öğrendim. Ortalama sıcaklık, 10 derecedir. Şubat ayında burada gayet güzel güneşli bir havada gezme şansı buldum.
Evet, Lizbon şehri, Avrupa’nın en sıcak başkentlerinden birisidir. Burada, tipik Akdeniz iklimi hüküm sürmektedir.

Portekiz Lizbon Genel

 

ŞEHİR İÇİ ULAŞIMI

Lizbon şehrinde: yüzyıldan fazla zamandır kullanılan “tramvay” ve “feniküler” bulunmaktadır. Şehri gezerken, bunları kullanabilirsiniz. Ayrıca: şehirde, 4 hatlı metro sistemi bulunmaktadır. Lizbonlular yoğun olarak metroyu kullanıyorlar. Metro istasyonları: gayet güzel ışıklandırılmış ve sıcak yaz günlerinde klimalar ile soğutuluyor. Ancak: turistler yani ziyaretçiler, metro değil, genellikle “tramvay” kullanıyorlar ki, zaten bu sarı tramvaylar, şehre ait tüm hediyelik objelerde işlenmiştir.

Şehirde kalış süresine göre: “Lizboncard” alırsanız, bütün toplu taşım araçlarında, bu kartı kullanabilirsiniz. Bu kart, aynı zamanda bazı müzeler ve restoranlarda da indirim sağlamaktadır. Bu kart, 50 cent ödenerek satın alınıyor ve içine istediğiniz kadar para yükletebiliyorsunuz.

Ancak: otobüse veya tramvaya bindikten sonra, şöföre veya kondörtöre para ödeyerek de seyahat edebiliyorsunuz. Ayrıca: günlük seyahat kartı da satın alabilirsiniz. 4.60 euro ödeyerek alacağınız bu kart ile, bir gün boyunca, tüm metro, otobüs ve trenlere binebilirsiniz.

Şehirdeki en turistik hat ise “28” numara olarak biliniyor ve onun ücreti 2 eurodur. Turistik seyahat otobüsleri gibi, birçok turistik yeri, bununla gezebilirsiniz.

Şehirde, taksi kullanmak isterseniz, taksiler ucuzdur. Yani: genellikle 5-6 euro ödeyerek, birçok yere taksi ile ulaşabilirsiniz.

Portekiz Lizbon Genel
Portekiz Lizbon Genel
Portekiz Lizbon Genel

 

ALIŞVERİŞ

Alışveriş ile ilgili öncelikle şunu bilmeniz gerekir ki, şehrin birçok yerinde “kredi kartı” geçmiyor ve nakit alışveriş yapılıyor. Yani, bu şehirde gezerken, yanınızda mutlaka yeterli nakit bulundurun.

Şehrin ana alışveriş caddesi olan “Avenida da Liberdade”: Rossio’dan başlayıp, VII Eduardo Parkı’na kadar devam etmektedir. Bu cadde üzerinde: şık kafeler ve alışveriş mekanları bulunmaktadır.

“Chiado” ise: yine hoş mağazaların bulunduğu bir yerdir.

“Campo de Santa Clara” meydanında: cumartesi günleri, “Feira de Ladra” isimli, bit pazarı kurulmaktadır.

“Rua de Sao Pedro” da: hafta içi, her sabah erken saatlerinde balık pazarı kurulur.

Evet, peki bu şehirden ne satın alınır. Lizbon şehrinde en güzel hediyelik “el yapımı” mallardır. Antik döneme ve çağdaş döneme ait el boyaması fayanslar, lüks sabunlar, farklı bölgesel seramikler ve masa örtüsü, nakış gibi tekstil ürünleri bulup satın alabilirsiniz. Portekiz’de satılan altın objelerin hepsi, en az 19.2 ayardır.

Lizbon şehrinde, buraya has seramiklerden satın almak isterseniz: Praça Principe Real, 33 adresinde bulunan: Principe Real’i tercih edebilirsiniz. Burası, Portekiz’in en ünlü seramiklerini üreten fabrikanın malları satılır. Bir diğer adres ise, Chiado bölgesinde, Rua do Alacrim, 95 adresinde bulunan, Azulejos Sant’Ana olabilir. Burası da bir fabrika satış mağazasıdır.

Bunların yanında, Lizbon şehrinde alışveriş merkezi gezmek isterseniz: bu kez: Avrupa’nın en büyük alışveriş merkezlerinden bazılarının burada olduğunu göreceksiniz. Colombo en büyük, Amoreiras ise en eski olanıdır.

Şehirde, özellikle yağmurlu bir günde, bu alışveriş merkezlerinde gayet güzel zaman geçirebilirsiniz. Bu alışveriş merkezlerinden, öncelikle önerim “Uptown” bölgesinde, Av Muh.Duarte Pacheco adresinde bulunan “Amoreiras” olacaktır. Şehrin en eski alışveriş merkezi göz alıcı post-modern kulesi ile ilgi çekmektedir.

Bir diğer öneri “Centro Vasco Da Gama” olabilir. Parque das Naçoes bölgesindedir. Popüler alışveriş merkezi: bir okyanus tema ile dekore edilmiştir. Mağazalar ise, uygun türe göre kümelenmiş, açık oturma alanları ve 10 sinema salonu ve fast-foot bölgesi bulunmaktadır.

Son öneri: “Colombo” olacaktır. Uptown bölgesinde, Av. Colegio Militar adresinde bulunan bu alışveriş merkezi de, Avrupa’nın en büyüklerinden birisidir.

 

NE YENİR-NE İÇİLİR

Burada: akşam yemeği çok geç saatte yeniliyor. Hatta: akşam yemeği için, fado söylenen bir restorana gitmenizi öneririm. Ama unutmamak gerekir, Fado müziği pek iç açıcı bir müzik türü değil, melankolik bir müzik. Ben gittim, bir daha gider misin derseniz gitmem, karar sizin.

Deniz kıyısında bulunması nedeniyle, Portekiz mutfağı, deniz ürünleri ağırlıklıdır. Daha doğrusu Portekiz mutfağının balık lezzetlerinin cenneti olduğu söylenebilir.

Evet: Portekiz, Avrupa’nın en çok balık yenilen ülkesi olarak biliniyor. Burada özellikle bir tür okyanus balığı olan “Bacalhau” denemelisiniz. Bu balık, genellikle şarap katılarak pişiriliyor. Diğer tür yemeklerde ise, genellikle zeytinyağı kullanılıyor. “Sardinhas assadas” isimli yemek, bir tür mangalda pişirilmiş sardalya balığıdır. “Pasteis de bacalhau” ise: balık kekleri olarak bilinir ve yine Lizbon şehrinin en popüler yemekleridir.

Yemek yeme yerleri için öneriler: Rossio meydanı ve Rua Agusto bölgesindeki restoranların fiyatlarının yüksek olduğunu unutmayın. Rua Agusto caddesinin bir arka paraleli olan Rua dos Sapateiros sokağındaki “A Licorista Bacelhoeiro” isimli restoranı düşünebilirsiniz.

Fiyat ve lezzet dengesi iyidir. Burada, tüm deniz ürünlerini tadabilirsiniz. Ama özellikle ahtapot salatası yemelisiniz. Hatta: ülkemizde bulunmayan ancak Portekiz’in ulusal balığı olan “Codfish” yani “morina balığı” deneyebilirsiniz.

Yani bizim Karadeniz bölgesinde hamsi neyse, onlarda da aynısı. Bu balığın binbir çeşidini yapıyorlar.

Tatlı olarak ise “Pudin” denilen, kremalı tatlıyı denemelisiniz. Ayrıca: Belem kurabiyesini tatmayı sakın unutmayın. Sıcacık ve içi puding dolu, dışı çıtır çıtır ve üstü pudralı, muhteşem bir lezzet. Ama mutlaka Belem bölgesindeki pastaneden yemelisiniz.

Şehri ziyaret ederseniz: “Casa Brasileira Cafe” de oturmalı ve bol köpüklü bir “bica kahvesi” içmelisiniz. Gerçekten, bu kahve, lezzeti itibarıyla muhteşem bir kahve olarak hafızanıza yer edecektir. Otururken: hemen ön tarafta, ünlü Portekizli yazar Fernando Pessoa’nın heykelini de görebilirsiniz.

Yine, şehirdeki bir lezzet mekanı “Cafe Pastelaria Suiça” var. Petro IV meydanına bakan kafede, muhteşem lezzetli filtre kahve içebilirsiniz.

Bunun dışında: Porto şehrinde üretilen “brendi aromalı Porto şarabı” denemelisiniz. Ayrıca; Madeira şarabı ve Vinho verde şarabı da denenebilir. Zaten: Portekiz, kaliteli şarabıyla ünlü bir yerdir. Şarap: Lizbon mutfak kültürünün vazgeçilmez bir parçasıdır.

Portekiz Lizbon Genel Sardalya Balıkları

Sardalya

Sardalya, Lizbon’un simgesi olan bu balık, Lizbon şenliklerinde ekmekle yenir. Tutulduğu her ay lezzetli olan sardalya, özellikle Saints Popülaires sırasında lezzetlidir. Evet, ızgara sardalya, Lizbon yazının en sembolik yemeklerinden biridir.

Bir dilim ekmekle ya da közlenmiş biber ve haşlanmış patatesle yenen bu balık, yaz boyu mis kokularıyla Lizbon sokaklarını doldurur. En ünlü saldalyalar “Setubal” de bulunur.

Geleneksel mahallelerde de ızgaralar kurulur. Hediyelik olarak, şehirden sardalya konservesi alabilirsiniz.

Portekiz Lizbon Genel

FADO MÜZİĞİ

Fado müziği “kader” anlamına gelmekte ve Portekiz’in ulusal müziği olarak bilinmektedir. Portekiz müzik tarzı: Lizbon’un kültürü ve ruhunu meydana getirir.

Gitarın eşlik ettiği kederli söz ve nağmelerden oluşan bu müzik tarzı: derin duygularla bağlı bulunulan bir kimseye veya bir şeye duyulan özlemi anlatır. Yani: Fado, Lizbon şehrinin popüler kültürünün önemli bir parçasıdır. Denizin hikayesini anlatır.

En çok söylenen temalar: melankoli, nostalji, mütevazi mahallerde günlük yaşamdan küçük hikayeler ama özellikle kadercilik ve hayal kırıklığıdır.

Şarkılar genellikle bir erkek veya kadın tarafından, akustik gitar ve Portekiz’e özgü bir gitar eşliğinde söylenir.

2011 yılında, UNESCO tarafından Fado müziği “İnsanlığın somut olmayan kültürel mirası listesi” ne dahil edilerek koruma altına alınmıştır.

Lizbon şehrinin eski mahallelerinde çok sayıda küçük Fado evlerinde amatörler tarafından icra edilir. Ancak, Fado müziği dinlemek için en ünlü yerler: “Alfama” ve “Bairro Alto” bölgesidir.

Portekiz Lizbon Genel

TURİZM

Lizbon şehri, idari bakımdan, 6 bölgeye ayrılmaktadır. Bunlar:
1. Baixa bölgesi (burada, geniş meydanlar, 18’nci yüzyıl mimarisi ve desenli kaldırımlar, popüler kafeler bulunur)
2. Bairro Alto ve Chiado (Burada, canlı gece hayatı, klasik ve alternatif kültür, şık alışveriş yerleri, restoranlar bulunur)
3. Belem (Şehrin bu bölümünde: keşifler çağına ait görkemli anıtlar ve müzeler görülür)
4. Alfama ( Ortaçağ döneminden kalma cadde ve sokaklar, muhteşem ve görkemli bir kale, fado sesleri)
5. Uptown ( burada, müzeler ve alışveriş merkezleri bulunur)
6. Parque das Naçoes ( Tagus nehri tarafında, 21’nci yüzyılın modern mimarisi görülür)

Müzeler

Lizbon şehrindeki en iyi 10 müze, şöyle sıralanmaktadır.
1. Calouste Gulbenkian Müzesi. (Doğu ve Batıdan hazineler)
2. Berardo Müzesi. (Modern sanatın dünya standartlarında eserleri)
3. Antik Sanat Müzesi. (Büyüleyici Doğu ve Avrupa sanatı örnekleri)
4. Tasarım Müzesi. (Dünyanın önde gelen tasarım koleksiyonlarından birisi)
5. Çini Müzesi. (Cömert bir eski manastır sanat formu)
6. Orient Müzesi. (Asya’da Lizbon, Lizbon’da Asya)
7. Antrenör Müzesi.(Muhteşem kraliyet antrenörleri, dünyanın en büyük koleksiyonu)
8. Denizcilik Müzesi. (Dünya keşiflerinde Portekiz’in öncü rolü)
9. Chiado Müzesi. (Portekizce çağdaş sanat)
10. Medeiros e Almeida Müzesi. (Güzel sanatlara ait üstün bir koleksiyon)

Evet, Lizbon şehrini gezmek isteyen okurlar için, şehirde mutlaka görmenizi önereceğim yerler ise şunlardır: (Buralar ile ilgili kısa bilgiler vereceğim, ayrıntılı bilgileri daha aşağıda bölgelere ait bölümde bulabilirsiniz.)

1. Jeronımos Manastırı (Burası, ünlü kaşif Varco do Gama’nın dinlenirken kullandığı bir yer olarak biliniyor. 1500’lü yıllarda inşa edilmiş bir kilisedir. Odun dehlizleri, dünyanın en güzel yerleri olarak değerlendirilmektedir ve UNESCO tarafından koruma altına alınmıştır.)
2. Belem Kule (Lizbon şehrinin simgesidir. 1500’lü yıllarda inşa edilen bu süslü gözetleme kulesi, UNESCO tarafından koruma altına alınmıştır.)
3. St George’s Kalesi (Bu kalenin eski surlarında yürürseniz, şehrin kuşbakışı muhteşem manzarasını izleyebilirsiniz. Kalenin içinde küçük bir arkeoloji müzesi bulunmaktadır. )
4. Calouste Gulbenkian Museum (Burası, bir adam tarafından toplanan Doğu ve Batı’nın ve antik dünyanın hazinelerinden oluşan, dünyanın en iyi özel sanat koleksiyonlarından birini sergilemektedir. Koleksiyon içinde: Rubens, Rembrandt, Monet ve Rene Lalique gibi sanatçıların eserleri de bulunmaktadır.)
5. Parques das Nacoes (Burası bir semttir. Ancak, şehrin en eski mahalleleriyle zıt bir zemin oluşturan, Avrupanın en uzun köprüsünü de bir arada barındırmaktadır. Burada ayrıca bir akvaryum, bir kumarhane ve harika deniz kıyısı manzarası bulunmaktadır.)
6. Berardo Museum (Bir Portekizli milyarder Andy Warhold: Picasso ve Dali gibi sanatçıların eserlerinin de bulunduğu, Avrupa’nın en büyük modern sanat koleksiyonunu oluşturmuştur ve bu koleksiyon, bu müzede sergilenmektedir. )
7. Madre de deus Convent (Dünyanın tek ve en lüks manastırıdır. Aynı zamanda müze olan bu manastırda, dekoratif seramik sanatı objeleri görülmeye değerdir)
8. Sao Roque Kilisesi (Burası dünyanın en pahalı şapeli olarak bilinir. Sömürge döneminde, Brezilya’da bulunan altın sonucu şaşırtıcı derecede zengin olan Portekiz: bu şapelin içini Roma şehrinde tam bir Avrupa başyapıtı gibi yaptırmış ve daha sonra buraya getirerek şapel içine yerleştirmişlerdir.)
9. Antik Sanat Müzesi (Burada: büyüleyici doğu ve Avrupa sanatı, Portekiz sanatı eserleri bulunmaktadır. Bunların çoğu: Portekiz’in Asya ve Afrika’daki sömürgelerinden getirilmiştir.
10. Tasarım ve Moda Müzesi (Moda ve tasarım konusunda, üst düzey uluslar arası isimlerin yarattıkları kalıcı koleksiyon ve geçici sergilerin sunulduğu bir müzedir. Eski bir bankanın merkezinde, 2009 yılında açılan müze, dünyanın önde gelen tasarım ve moda müzelerinden biri olarak kabul edilir.

Portekiz Lizbon Genel
Portekiz Lizbon Genel

 

Plajlar

Lizbon şehri, Avrupa ülkeleri başkentleri içinde, kumlu plajlara en yakın başkent olarak da bilinir. Bu plajlardaki sular: güney denizlerindeki ve özellikle Akdeniz’deki kadar sıcak olmasa da, küçük koylar ve kumlu plajlar ilgi çekmektedir.

Bu plajların çoğu: “Mavi Bayrak” standartlarını taşımaktadır. Lizbon şehrinde iken, şehrin en iyi plajından denize girmek isterseniz “Portinho Da Arrabida” yı tercih etmeniz gerekir.

Portekiz Lizbon Genel

Portinho Da Arrabida

Burası Lizbon şehrinin en iyi plajıdır. Bu koydaki küçük plajda: yüzme ve dalış için mükemmel, mavi-yeşil sular bulunmaktadır.

Portekiz Lizbon Genel
Portekiz Lizbon Genel

 

Cascais

Demiryolu hattı üzerinde bulunan bu plaj bölgesi, özellikle Lizbon şehrindeki işçi sınıfını, tatil günlerinde çekmektedir. Özellikle, plaj futbolu oynamak çok yaygındır. Cascais merkezinde bulunan “Prala da Conceiçao” ve “Praia da Rainha” plajları ilgi çekmektedir. Praia da Rainha: uçurumlar ortasında gizli, küçük bir plajdır. Burayı bulmak için “Hotel Albatroz” u bulmalısınız.

Guincho

Burası, özellikle dünya çapında bir sörf alanı olarak bilinir ve şehir merkezine 20-30 dakika uzaklıktadır.

Portekiz Lizbon Genel

Meco

Avrupa’nın en iyi plajlarından birisi olarak bilinir.

Turistik Gezi Otobüsü

Şehirdeki gezi otobüsü: şehrin kalbi olan “Parque das Naçoes” den kalkar ve Tagus nehrini izler. Tur, yaklaşık 1 saat 45 dakika sürer. Her gün, saat: 09.45 ile 18.45 arasında, her yarım saatte bir hareket eder. Başladığı yerde biter. Yetişkinler 13.50 euro, çocuklar (4-10 yaş arası) ise 7.50 eurodur.

Portekiz Lizbon Genel

LİZBON SOKAK LAMBALARI

Eski, duvara sabitlenmiş, metal veya daha modern, sütun şeklindeki bu sokak lambaları, şehirdeki kamu aydınlatmasının hikayesini anlatır. Kraliçe D. Maria I tarafından taktırılan kandillerin yerini, gazlı sokak lambaları ve ardından 1878 yılında ilk elektrikli küreler aldı. Ferforje, dökme demir ve alçı yapılar, şehri süsleyen romantik ve modern tarzları temsil ediyor.

 

Antalya Akseki

Antalya Akseki

Akseki, her ne kadar Antalya ilinin bir ilçesi olsa da, “Aksekilinin bir ayağı Konya’dadır” şeklindeki bir yakıştırma, sanırım hiç de yabana atılacak gibi değil. Çünkü, gerçekten Akseki Konya’ya çok yakındır. Aksekililer, ticari zekalarıyla öğünürler ve ticareti iyi yaptıklarını savunurlar.

Antalya Akseki

ULAŞIM

Akseki, bağlı bulunduğu il merkezi olan Antalya’ya 155 km. uzaklıktadır. Bunun yanında: İç Anadolu bölgesini, Konya-Seydişehir üzerinden, Antalya bölgesine bağlaması ile Akseki, önem kazanmaktadır.

Akseki-Konya arasındaki uzaklık: 154 km. Akseki-Manavgat arasındaki uzaklık: 76 km. Akseki-Seydişehir arasındaki uzaklık: 61 km. Akseki-Alanya arasındaki uzaklık: 111 km. Akseki-Beyşehir arasındaki uzaklık; 95 km.

TARİHİ

Yörede ilk yerleşimcilerin, Roma döneminde olduğu ve daha sonra ise, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de yerleşim olduğu bilinmektedir.

1872 yılında, Akseki’nin, Alanya’dan ayrılarak ilçe olduğu ve 1901 yılında ise, Konya’ya bağlandığı görülür. Takip eden dönemde ise, 1991 yılında, Gündoğmuş ve İbradı ilçesi, buradan ayrılmış ve Akseki yerleşimi sınırları daralmıştır.

Yörenin tarihi geçmişinde öne çıkan diğer bir özellik: yaşanan büyük yangın olaylarıdır. Şöyle ki, bu yangın olaylarından sonra, yörede yaşayan insanların birçoğu ülkenin diğer şehirlerine göçmüştür.

Bu göç dalgaları, özellikle: Aydın, İzmir, Manisa ve İstanbul yörelerine olmuştur. İstanbul’da: Kasımpaşa ve Küçükyalı semtlerinde, yoğun olarak Aksekililer yaşamaktadır

Yörenin tarihi süreçte kullanılan isimleri: Maruyye, Marala, Akseki. İlk kullanılan isim: Marla olup, bu isim, Türkçedir ve kelime anlamı “Yüksek Ulema Diyarı” dır. Akseki kelimesi ise; Teke Yörüklerinin bir kolunun ismidir.

Antalya Akseki

GENEL

Akseki’nin genel coğrafi yapısı: dağlıktır. Rakım: 1000 metre civarındadır. İlçe: Toros dağlarının denize yakın kesimine kurulmuştur. Toros dağları üzerinde bulunan “kardelen” çiçekleri, yörenin simgesidir.

Bu çiçekler, eksi 15  derecedeki soğukta bile canlılığını korumaktadırlar. Ama, kozmetik ve eczacılıkta kullanılan bu çiçeklerin soğanları, bilinçsizce toplanıp yurt dışına gönderilmeleri nedeniyle, yok olma tehlikesiyle baş başadır.

Önceki tarihi süreç incelendiğinde: Alanya-Konya tarihi ipek yolunun buradan geçtiği görülmektedir.

İklim şartları: bölgede kış mevsimi, sert geçer ve aşırı kar yağar. Ancak, güneye doğru indikçe iklim yumuşar. Hatta, bazen kuraklık bile görülür.

Yörenin ekonomik etkinlikleri: hayvancılık, ormancılık, bağcılık ve badem yetiştiriciliği üzerine yoğunlaşmıştır.

İlçe merkezinde, nüfus yoğunluğunun büyük kısmını öğrenciler oluşturur. Çünkü: Antalya-Akdeniz Üniversitesine bağlı Sağlık Yüksek Okulu ve Mobilya Dekorasyon ile, Elektrik Yüksek Okulları, buranın merkezindeki öğrenci yoğunluğunun en büyük sebebidir.

Son olarak: bölgede Güzelsu köyünde: dünya üzerinde nadir bulunan ve burada da koruma altına alınmış olan: Sedir ağaçları bulunmaktadır. Bu ağaçların bir kısmı özellikle muhteşem uzunluklarıyla dikkat çeker. Yaşları ise, muhtemelen 500 yıl ve üzerindedir.

NE SATIN ALINIR

Akseki yöresinde,  dokumacılık öne çıkmaktadır. Özellikle, ilçe merkezine bağlı bazı köylerde, kilim dokumacılığı önem kazanıyor. Ama, günümüzde pek yaygın  değil. Yani, her ne kadar dokumacılık öne çıkmış desem de, kilim dokumaları bulabilmek için, köylere ulaşmanız gerekiyor.

Bunun dışında, son yıllarda, burada arıcılık ta gelişmiş olup, bal satın alabilirsiniz. Son olarak: Akseki’den “tahta kaşık” satın alabilirsiniz. Çünkü: Bademli kasabasında, hemen hemen her evin altında, tahta kaşık yapım tezgahı bulunmaktadır.

KONAKLAMA

Öğretmenevi               Demirciler Mh. Hükümet Konağı Yanı.                 242-6782018

GEZİLECEK YERLER

Akseki’de turizm denilince, ilk sırada akla gelenler: ilçe merkezindeki tarihi evler ve dağlardaki “kardelen” çiçekleridir. Özellikle, bu kardelen çiçeklerini görmek için gelen, yabancı turist sayısı yoğundur. Bunun dışında, Akdeniz kıyısındaki yerleşimlerde yaşayanlar, sıcak yaz aylarında, yayla havası yaşamak için, burayı tercih etmektedirler.

Antalya Akseki Kartallı Mağara

KARTALLI MAĞARA

Kuyucak beldesindedir. Roma ve Bizans dönemlerinde, buranın yerleşim yeri olarak kullanıldığı sanılmaktadır. Ancak, burada herhangi bir resmi arkeolojik kazı çalışması yapılmamıştır.

DÜDENCİK MAĞARASI

Akseki-Beyşehir kara yolu üzerinde, Cevizli bucağı yakınlarındadır. Bu mağaranın öne çıkan özelliği: ülkemizin en derin mağarası olmasıdır.

Antalya Akseki Göktepe Yaylası-Dipsizgöl

GÖKTEPE YAYLASI-DİPSİZ GÖL

Burası, ilçe merkezine, yaklaşık 33 km. uzaklıktadır. Bu bölgenin en büyük yerleşim yeri: Sülek yaylasıdır. Burada: her ne kadar yayla denilse de, betonarme ve taş evler bulunmaktadır. Buradan yola devam ettiğinizde, karşınıza: dipsiz göl çıkıyor. Dipsiz göl: yaklaşık 1800 metre yükseklikte, bir krater gölüdür.

Su yüksekliği, yaz ve kış dönemlerinde değişmez, aynı kalır. Sülek yaylasına çok yakın olan bu  dipsiz göl,  tam bir tabiat harikası, üzerindeki nilüfer çiçekleri ve masmavi rengi ile, hemen dikkati çekiyor. Akseki yakınlarında, zamanınız olduğunda, burayı mutlaka görmenizi öneririm.

Antalya Akseki Kardelen

ÇİMİ YAYLASI

Yayla: 2400 metre yüksekliktedir. Burada, her yıl “Kardelen Şenlikleri” düzenlenmektedir. Burada bulunan kuyu mevkiindeki yaklaşık 70 metrelik Obruktan, yörede yaşayanlar, kar çıkarıyorlar ve yiyeceklerini sıcaktan koruyorlar. Bunun dışında, Çimi yaylası yöresinde, dikenli tellerle koruma altına alınmış bir sahada, sedir ağacı tohumlaması yapılmış görülüyor.

Antalya şehri tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.