İngiltere York Genel

İngiltere York Genel

Şehir: 2007 yılında Avrupa’da: 130 şehir arasından “Yılın Turizm Şehri” seçilmiştir.

Antik tarih, romantik bir atmosfer ve eğlenceli aktiviteler. İşte: York şehrini tanımak için üç kelime. Şehir: çiftler, aileler ve guruplar için mükemmel bir tatil yeri olarak bilinir. Şirin Arnavut kaldırımlı sokaklarında, zarif mimariyi izleyerek gezebilirsiniz. Nehir kenarındaki kafelerde bir şeyler yudumlarken: şehrin canlı kafe kültürünü görebilirsiniz.

Şehir: Roma döneminde Ouse ve Foss nehirleri çevresindeki araziyi savunmak için buraya kurulmuştur. Ancak: bu arazi çok bataklık olması ile bilinmektedir. Özellikle: Ouse nehri nedeniyle sürekli sel tehdidi ve sel baskınları yaşanmıştır. Bu yüzden: Ouse nehri boyunca duvarlar yapılmıştır. En son olarak Ekim 2000 tarihide: şehir yine sel felaketine uğramış ve 300 ev sular altında kalmıştır. Şehrin içinde ve çevresindeki birçok arazi: yıllar boyunca sel tehdidini yaşamış ve yaşamaktadır. Ouse nehri boyunca: günümüzde taşkın çayırları yapılarak önlemler alınmıştır.

Amerika keşfedildikten sonra, İngiltere’den buraya ilk gidenler “York” şehrinden gitmişlerdir ve Amerika’da yaşadıkları şehri “New York” ismini vermişlerdir. Öte yandan yine bir söylenti var. İlk olarak Hollandalılar tarafından kurulan ve “New Amsterdam” ismiyle bilinen “New York” şehri, 1665 yılında İngilizlerin eline geçince, İngilizler buraya “New York” ismini vermişlerdir.

Şehir: günümüzde “düşesi” ile meşhurdur. İngilizler: bu küçücük şehri hatta kasabayı tanıtmak için reklam unsurunu had safhada kullanmışlardır. Yani: gidilip görülesi yerleri biraz abartılmıştır. Her yeri müze ve yokuş olan bu İngiltere şehrinde yalnızca: turistik açıdan düşündüğünüzde “Katedral” mutlaka ve mutlaka görülmesi gereken yer olarak bilinir, hadi bir de “Clifford” kulesi ve “Demiryolu” müzesi: başka derseniz yok.

Yine de şehrin daracık sokaklarında gezinebilir, pub ve barlarında zaman geriçebilirsiniz. Tüm tarihi binalar günümüzde dükkan olarak kullanılsa da, iç yapılarının bozulmamış olduğunu gördüğünüzde, İngilizlerin tarihe ne ölçüde bağlı kaldıklarını anlayacaksınız. Hatta: şehrin ortasından geçen yıkılmamış surlar: İngiltere’de tarihin nasıl yaşatıldığının en büyük ifadesidir. Özellikle: tam bir ortaçağ havasını yaşamak isterseniz, mutlaka “The Shambles” caddesini ziyaret etmelisiniz. Şehrin merkezindeki bu sokakta, birçok dükkanlar, restoranlar ve ilgi çekici mekanlar bulunuyor.

 

TARİHİ

Şehir ilk olarak Romalılar tarafından bölgeye gönderilen 9. lejyon tarafından, MS.71 yılında “Eboracum” ismiyle kurulmuştur. Ancak, Romalılar gelmeden önce bölgede “Keltler” yaşıyorlarmış. Yaklaşık 50 dönümlük alanı kapsayan kalede, 6000 asker barınıyordu. Takip eden dönemde birkaç Roma İmparatoru bölgeyi ziyaret etmiştir.
MS.400 yılında, Romalıların bölgeden çekilmesinin ardından: Anglo-Saksonlar bölgeyi işgal etmişler ve 7. yüzyılda Kral Edwin York şehrini başkent olarak ilan etmiştir.
627 yılında ilk Minister kilisesi buraya inşa edilmiştir. Böylece: şehir dinsel bir merkez haline gelmiştir.

866 yılında şehir Vikingler tarafından işgal edilir ve şehre “Jorvik” adını verirler. Bu dönemde, şehir Viking ticaret yollarının bir parçası olur.

1068 yılında, Yorklular ayaklanır ve isyanın ardından bu kez Kral William: şehirde Mottes nehri yanında iki kale inşa ettirir. 11.Yüzyılda şehirde pamuk üretimi yoğunlaşır ve şehir İngiltere’nin en önemli ikinci şehri olur.
1080 yılında, bu kez şehirde Başpiskopos Thomas tarafından bir Minster katedrali inşa edilmeye başlanır.

12. yüzyıla gelindiğinde, şehrin hızla geliştiği görülür. Ortaçağ döneminde önemli bir yün ticaret merkezi olarak büyümüş ve gelişmiş ve ülkenin kuzey bölgesinin başkenti olmuştur.
Tudor döneminde ise şehirde gerileme süreci başlamıştır. Çünkü pamuk üretimi ülkenin başka yerlerine kaymıştır.

1644 yılındaki iç savaş sırasında şehir kuşatılır ve bütün ortaçağ dönemi evleri yok olur.
1839 yılında şehre demiryolu getirilir. Bu demiryolu: York şehrinin hızla gelişmesine neden olur. 1968 yılında ise: şehirdeki önemli varlıklar: koruma altına alınmıştır.

 

ULAŞIM

Mükemmel demiryolu ve otoyol ağları nedeniyle, York şehri, İngiltere’de en kolay ulaşılır şehirlerden birisidir.
Demiryolu bağlantıları ile: Londra şehrine 1 saat 50 dakika uzaklıktadır. Edinburg: 2 saat 23 dakika, Manchester: 1 saat 24 dakika, Newcastle: 55 dakika, Nothingham 1 saat 58 dakika, Liverpool: 2 saat 13 dakika, Birmingham 2 saat 14 dakikadır.
Şehirde: “York Leeds Bradford” uluslar arası havaalanı bulunmaktadır. Buradan şehir merkezine ulaşmak için 757 otobüs ve sık tren seferleri bulunuyor.

 

İKLİM

Şehirde ılıman iklim egemendir. Kış, ilkbahar ve yaz aylarında: sis, soğuk rüzgarlar ve don görülebilir. Yaz aylarında ise, ortalama sıcaklık 22 dereceye kadar çıkar. Aralık-Nisan ayları arasında düşebilen kar yağışı, yerde fazla kalmaz ve hemen erir. Mayıs-Temmuz ayları arasında ise, şehir güneşlidir ve günde 15-16 saat güneş görülür.
Şehirde en sıcak ay ortalaması: Temmuz-Ağustos aylarında görülür. En soğuk ay ortalaması ise: Ocak-Şubat aylarında hissedilir.
Sonuç olarak, burada da klasik İngiliz havasını görülür. Yani: zaman zaman açan güneş ve zaman zaman yağan yağmur.

 

FUTBOL

Şehrin futbol takımı “York”: İngiltere II. Liginde bulunmaktadır. Şehirde ayrıca “Rugby” ligi popülerdir.

 

ÜNİVERSİTELER

Burası: İngiltere’de güvenli öğrenci şehirlerinden birisidir. İki lider üniversite: gelişen bir öğrenci nüfusunu barındırmaktadır.

 

 

YORK GIDA VE İÇECEK FESTİVALİ

Her yıl: Eylül ayının son günlerinde: 10 gün olarak düzenlenen bu festival: İngiltere’nin en büyük gıda ve içecek festivali olarak bilinmektedir. Bu festivalde: özellikle peynir, ekmek, kakao çekirdeklerinden çikolata ve bira yapımı etkinlikleri düzenlenir.

İngiltere Newcastle Genel

İngiltere Newcastle Genel

İskoçya sınırındaki bu şehir: Tyne nehrinin kuzey yakasındadır. Yaklaşık 500 bin kişilik nüfusu ile, burası nispeten küçük bir şehir olarak bilinir. Şehrin asıl ismi “Newcastle Upon Tyne” dır. Çünkü: iki tane Newcastle şehri bulunmaktadır. Diğeri “Newcastle Under Lyme” dir ve Manchester şehrinin 50 km kadar güneyindedir. Burada 6 küçük kasaba vardır ve şehir bunlara bitişiktir.

Şehir: nispeten küçük bir yer olmasına rağmen: kültürel aktiviteler, alışveriş imkanları ve tarihi yapılarıyla dikkati çekmektedir. Şehirdeki evler: Victoria dönemi stilinde, kırmızı tuğlalarla yapılmış, 2-3 katlı müstakil evlerdir.

Şehirde, büyük bir üniversite öğrencisi nüfusu barınmaktadır ki, bunlar yaklaşık 40 bin kadardır. Yani şehirde yaşayan her 7 kişiden 1 tanesi öğrencidir.

 

TARİH

Şehir, Romalılar döneminde “Pons Aelius” yani “Aelius köprüsü” adıyla: MS.2.yüzyılda Roma İmparatoru Hadrian tarafından kurulmuştur. Şehirde batı yolu boyunca, Kuzeydeki kabilelerin istilasını önlemek için kurulan “Hadrian Duvarı” halen görülmektedir. Bu duvarın, ilk yapıldığında 117 km. olduğu bilinmektedir.

410 yılında Romalılar İngiltere’den ayrılınca, bölge Anglo-Sakson krallığı tarafından ele geçirilmiştir. 1088 yılında Normanlar bölgede hakimiyet kurarlar. Zaten: şehrin “Newcastle” ismi: bölgeyi fetheden I. William’ın oğlu Dük Robert Carthose tarafından 1080 yılında burada yaptırılan kaleden gelmiştir.

Ortaçağ boyunca, şehir, İngiltere’de kuzey bölgesinin bir kalesi olarak kalmıştır. 13. yüzyılda şehir çevresinde 7 metre yüksekliğinde sur duvarı inşa edilir. İskoç kralı Kral William: 1174 yılında burada yapılan savaşta esir edilir. 14. yüzyıl boyunca, şehir, İskoç saldırılarına başarıyla karşı koyar.

1535 yılında: kraliyet şehre kömür ticareti karteli olma izni verir ve böylece kasaba gelişmeye başlar. Nehir kıyısında ve gemilerde çalışan halk: kömür ticaretinin hızla gelişmesini sağlar. 1636 yılındaki veba salgınını birçok ölü vererek atlatan şehir: İngiliz iç savaşı sırasında, 1644 yılında aylarca kuşatma altında kalmıştır.
18. yüzyıla gelindiğinde: şehir İngiltere’nin en büyük dördüncü şehridir. Kristal cam üretimi gelişir.

19.yüzyıla gelindiğinde sanayi devrimi ile birlikte: şehirde gemi yapımı ve ağır mühendislik gelişir. 1901 yılında elektrikli tramvay şehir sokaklarında yürümeye başlar.

Motorlu aracın gelmesiyle: yol ağı gelişmiş, köprüler yapılmaya başlanmıştır.

1930 yılındaki büyük buhran sırasında: şehirdeki işsizlik rekor düzeylere çıkmış, Tyne nehri kıyısındaki tersaneler yavaş yavaş kapanmaya başlamıştır ve en son tersane 1990 larda kapanmıştır. Ancak: I Dünya savaşında donanmanın en büyük gemilerinin buradaki tersanelerde yapıldığı söylenir.

Ortaçağ döneminde: şehir önemli bir yün ticaret merkezi olarak bilinir. Daha sonra ise, kömür ticareti gelişmiştir. Liman ise: İngiltere içine ve dışına gönderilen ticari malların odak noktası olmuş ve 16. yüzyılda hızla gelişmiştir. Ayrıca: liman yakınlarında, tezgahlar kurularak gemi yapımına başlanmıştır.

Hatta: I. Dünya savaşında: İngiliz donanmasının en büyük ve güçlü gemilerinin burada yapıldığı söyleniyor.

Ancak: 20. yüzyıla gelindiğinde, şehrin ekonomik yönden gelişimini sağlayan sektörlerde büyük krizler ortaya çıktı ve birçok firma kapandı.

 

ULAŞIM

Şehir merkezinden: İngiltere’nin birçok büyük ve ünlü şehrine hızlı tren bağlantıları bulunmaktadır. Ayrıca: yine şehirde uluslar arası bir havaalanı bulunmaktadır. Şehir ile Londra arasındaki tren yolculuğu 3 saat sürmektedir. Şehrin havaalanı şehir merkezine 7 km. uzaklıktadır.

 

DİL

Şehirde konuşulan dil her ne kadar İngilizce olarak bilinse de, değişik bir aksan kullanılmaktadır ve bu aksana “geordie” denilmektedir.

İngiltere Newcastle Genel

ŞEHİR İÇİ ULAŞIM

Şehir içinde, şehri baştan başa geçen metro ağı bulunuyor. Metro kullanarak şehrin hemen hemen tüm noktalarına gidebilirsiniz. Metro kullanırken, şehri: a-b-c olmak üzere üç bölgeye ayırmışlar ve ona göre bilet ücreti ödüyorsunuz.
Sarı renkli metrolar: nostaljik ve eskidir ve sesli-görüntülü sistemleri bulunmaktadır.

 

İKLİM

Şehirde tipik okyanus iklimi görülmekte olup buna bağlı olarak: şehir nispeten kuraktır. Ortalama sıcaklıklar, Haziran-Temmuz-Ağustos aylarında 18 derece, Ocak ve Şubat aylarında ise 6 derecedir. Bu şehirde: rüzgar ve yağmur çok yoğundur. Yılın 270 günü hava kapalıdır.

 

ALIŞVERİŞ

Şehirde yaklaşık 600 mağaza bulunduğu söyleniyor. Pazar günleri: pazara benzeyen açık marketler kuruluyor ama buralarda meyve-sebze satılmıyor. Buralarda: ev yapımı kurabiye, çörek, tatlı gibi şeyler satılıyor. Ayrıca: el işi örgüler, tablolar, ikinci el kitaplar satılan tezgahlar bulunuyor. Tyne nehri kenarındaki bu pazarları ziyaret etmenizi öneririm. Bunun dışında, şehir İngiltere’nin diğer birçok şehrine göre daha ucuzdur denilebilir.

 

 

NE YENİR-NE İÇİLİR

İngiltere’de yerel yemek kültürünün tek ve başlıca objesi: Fish&cips yani balık ve patates kızartmasıdır. Bunun dışında: şehirde özellikle İtalyan, Çin ve Uzak doğu mutfaklar egemendir. Öte yandan, İngiltere’de hayvancılık geliştiğinde et fiyatlarının ucuz olması, yemeklerde özellikle et kullanımının yoğun olmasına neden olmaktadır.
Burayı ziyaret ederseniz, mutlaka “Newcastle Brown Ale” birasını tatmanızı öneririm.

Şehirdeki birkaç restoran önerim şunlar olabilir.

Jesmond Evi

Şehir merkezinin yalnızca 1 km. dışında, sakin ve ormanlık bir vadidedir. Burada: tamamen organik sığır eti ve taze sebzelerden yapılan yemekler sunulmaktadır.

Blackfiars

Buranın: ülkenin en eski restoranı olduğuna inanılıyor.

 

Altı

NE8-3BA-South Shore Road, Gateshead Quays-Gateshead, Tyna and Wear adresindedir.
Şehir merkezinde bir ortaçağ manastırının altındadır. Çarpıcı ve panaromik manzarası ilgi çekmektedir. İçecekler ve kahve, hergün saat: 12.00-17.00 arasında servis edilmektedir.

 

 

GECE HAYATI

Şehirde: birçok kulüp, bar ve restoran bulunan caddeler vardır ve şehirdeki gece hayatı gerçekten hızlıdır. Çünkü: üniversite öğrenci nüfusu fazladır ve gerek bu öğrenciler ve gerekse Newcastlelılar, özellikle Cuma ve Cumartesi günleri sabah saatlerine kadar eğlenirler.
Şehir merkezinin: Bigg Pazar ve rıhtım alanı çevresindeki yerlerde: barlar, gece kulüpleri bulunur. Bazı popüler alanlar: Central Station, Collingwood Street, Neville Sokak ve Osburne Sokak: bölgelerinde çok sayıda bar vardır.

Şehrin “Pink Meydanı” ise: gay sahnelerine ev sahipliği yapmaktadır.
Stowell caddesi üzerinde ise, çok sayıda Çin restoranı ve bir Çin köyü bulunmaktadır. Şehrin en beğenilen Hint ve Japon ve İtalyan restoranları da bu cadde üzerindedir.

Pub saatleri, son yıllarda: Newcastle barlar ve kulüpleri, her gün 24 saat açıktır. Newcastle halkı: özellikle Cuma ve Cumartesi geceleri sabahlara kadar eğleniyorlar. Yolda içenler, sarhoş olanlar, bağıranlar, işeyenler görebilirsiniz. Ancak kimse kimsenin hayatına karışmıyor.

Publar: söylediğim gibi her an açıktır. Buralarda: oturup sohbet etmek, içmek, günün her saatinde bir şeyler yemek mümkündür. Bara gidip istediğinizi söylüyorsunuz ve istedikleriniz masaya getiriliyor.

İngiltere Newcastle Genel

ÜNİVERSİTELER

Şehirde: Newcastle Üniversitesi ve Northumbria Üniversitesi bulunmaktadır. Ancak kampus kültürü bulunmuyor. Üniversiteler: 15-20 katlı devlet binası gibi binalarda bulunuyor.
Bu üniversitelerde eğitim gören öğrenciler, şehrin kültürel hayatını etkilemektedirler. Ama bu öğrencilerin birçoğunun çekik gözlü olduğunu söylemek gerekir.

 

FUTBOL

İnglitere’nin birçok şehrinde olduğu gibi, burada da futbol yaygındır. Şehir halkı: Newcastle United denilen futbol takımına aşırı şekilde bağlıdır. Kulübün muhteşem zeminli St.James Park stadyumu her zaman doludur.
Öbür takım ise “Sunderland” futbol takımıdır.

 

 

RİVER TYNE

River Tyne nehri: 100 km. uzunluğundadır. Kuzey Tyne ve Güney Tyne nehirleri: Northumberland Haxham yakınlarında karşılaşırlar ve birleşerek “Waters Meet” ismini alırlar.
Günümüzde kullanılmamasına rağmen: hala gemilere kömür yüklemek için kullanılan özgün yapıların bazıları görülmektedir.

Nehir üzerindeki ilk köprünün Roma döneminde yapıldığı biliniyor. Bugün ise nehir üzerinde 7 köprü bulunmaktadır. 1928 yılında inşa edilen Tyne Köprüsü: şehrin sembolü olması açısından önemlidir. Bu köprü: Avustralya-Sydney şehrindeki Harbour Bridge köprüsüyle çarpıcı bir benzerlik taşımaktadır.

Nehir üzerinde bulunan hidrolik salıncak köprüsü ise: 1876 yılında inşa edilmiştir. 1849 yılında Robert Stephenson tarafından inşa edilen bitişikteki High Level Bridge köprüsü üzerinde ise modern raylar ve yollar bulunmaktadır. Kraliçe Victoria: demiryolu devrimini teşvik ederken, köprüden geçen ilk yolculardan birisi olmuştur.

 

 

TURİZM

Şehre gelen herkesin uğraması gereken ilk yer: “Quayside” yani “rıhtım bölgesi” dir. Burası: şehrin en ilgi çekici bölgesidir. Bölgede: değişik köprüler ve ilginç mimariye sahip binalar görebilirsiniz.

Köprülerin başında: “Tyne Bridge” gelmektedir

Ayrıca: “Millenium Bridge” de ilgi çekiyor.

Yapılardan ise “The Sage Gateshead Concert Hall” dikkat çekiyor.

Evet, bu şehirde de, İngiltere’nin diğer birçok şehrinde olduğu gibi, büyük bir turizm potansiyeli bulunmamaktadır. Özellikle: tarihi binaların pek fazla olmadığı görülür, çünkü: II. Dünya savaşında Alman bombardımanı şehri etkilemiştir. Bir de şehir tarihinde büyük yangın olayı bulunmaktadır ki, bu da şehri büyük oranda tahrip etmiştir. Sonuç olarak: şehir merkezinde sizlere ayrıntılı olarak belirteceğim turistik yerleri yürüyerek gezebilirsiniz, ama bazı yerleri görmek isterseniz araç kullanmanız gerekir.

Örneğin: şehrin bir simgesi ve hatta İngiltere’de en çok bilinen 12 simgeden biri olan “Angel” anıtını görmek için mutlaka araç kullanmanız gerekir ki, buraya yürüyerek ulaşmanız mümkün değildir, zaten bu heykeli görenlerin büyük bölümünün heykeli uzaktan gördüğü de belirtilmektedir.

İngiltere Manchester Genel

İngiltere Manchester Genel
İngiltere Manchester

Şehrin sembolü arıdır. Çünkü: çok çalıştıklarını ve sanayinin çok geliştiğini söylemektedirler. Bu arı sembolüne şehrin çeşitli yerlerinde rastladığınızda, mutlaka ilginizi çekecektir.

Şehir, İngiltere’nin kuzeybatı bölgesindedir. Şehir yemyeşil olmasıyla göze batmaktadır. Uçsuz bucaksız yeşillikler, şehir ziyaretçilerinin ilgisini çekmektedir. Ancak, yine de bu şehirdeki yeşil alanlar, Londra şehrindekilerden daha azdır. Burası bir anlamda, beton bir endüstri şehridir de denilebilir. Şehir her ne kadar deniz kıyısında olmamasına rağmen, Liverpool şehrinden buraya yapılan 50 km. lik kanal üzerinde büyük gemiler geçiş yapabilmektedirler ve bunun sonucunda: Manchester şehrinde üretilen mallar: dünyaya Liverpool limanı üzerinden dağıtılmaktadır.

İngiltere’nin diğer şehirleri değerlendirildiğinde, buranın pek fazla güzel yanından söz etmek mümkün değildir. Buranın özellikle müzeleri ilgi çekmektedir. Öte yandan: sanat ve müzik açısından da şehir ileri düzeydedir. Öğrenci ağırlıklı bir şehir olduğu için: özellikle gece hayatı hareketlidir ve İngiltere’nin diğer yerlerinde olan birçok konser, burada da düzenlenmektedir. Londra şehri ile kıyaslandığında: Manchester şehri: sakinliği ve kalabalık olmaması ile öne çıkar.

Müzik severler hatırlayabilirler, bu şehir; 1960’lı yıllarda “Be Gees” gurubunun doğduğu yer olarak bilinir.

Lonely  Planet’in Seyahatin En İyisi 2023 listesinde yer alan tek Birleşik Krallık şehridir ve National’daki tek Birleşik Krallık şehridir. Geographic’in dünya çapında ziyaret edilmesi gereken mutlaka görülmesi gereken yerlerden 25’ini her yıl belirleyen etkili “Dünyanın En İyileri Listesin” dedir.

Şehir merkezi benzersiz ve eklektik restoran ve barlarla doludur. Mağazalar, müzeler, galerilere sahip olan şehir bölgesinde kolayca gezinebilir, ulaşım bağlantılarına göre ilçeleri, ilgi çekici pazar kasabaları, geleneksel barlar, güzel yeşil alanlar ve yürüyerek veya bisikletle keşfedilecek su yolları dahil olmak üzere burada güzel zaman geçirebilirsiniz.

 

TARİH

Roma döneminden bu yana, şehrin bugün bulunduğu yerde yerleşim söz konusu olmuştur. MS.140 yıllarında: Romalılar bölgeden çekilince: onların “Mamuciam” olarak isimlendirdikleri ve kullandıkları şehir: harabeye dönüşür. 920 yılında ise, Sakson kral Edward Elder, burayı ele geçirir ve şehrin surlarını yeniden yaptırır.

1066 yılında: Norman işgalini takiben, şehir ve çevresindeki birçok arazi: Norman baronları arasında paylaşılır. Aynı dönemde, şehrin bulunduğu alan Albert de Gresie Manchester Monar tarafından satın alınır ve takip eden 200 yıl boyunca, ailesi buraya sahip olur.

14.yüzyıla gelindiğinde: Manchester şehrinin varlığını sürdürdüğü ve St Ann meydanında, yıllık fuar düzenlendiği ve her hafta cumartesi günleri Pazar kurulduğu bilinmektedir. 1322 yılında, burada, tekstil üretiminin yapıldığı görülür.

1422 yılında: Thomas de la Warre isimli bir baron tarafından: şehirde bir üniversite ve Anglikan kilisesi kurulur. 1596 yılında ise, bölge Londra eski Belediye Başkanı Sir Richard Mosely tarafından satın alınır.

18.yüzyıl ortalarında: şehir bölgenin en kalabalık yeri olarak ortaya çıkar. 1759 yılında, madenlerden kömür taşımak için kanal inşaatı başlar. 1765 yılında: Castlefield kanalı tamamlanır.

19.yüzyıla gelindiğinde: şehirde mekanizasyon ve sınai faaliyetler hızla büyür. Tekstil üretimi için büyük fabrikalar inşa edilir.

Evet, bir zamanlar: Karl Marx’ı derinden etkileyen Engels: babasının tekstilde çalışması nedeniyle, burada yaşamış ve bu sürede: dokuma ve tekstil işçilerinin sıkıntılı durumunu görünce “The Condition of the Working Class in England” isimli eserini, 1845 yılında yazmıştır.
1894 yılına gelindiğinde ise, 7 yıllık bir çalışmanın ardından, Manchester Ship Canalı açılır.
II. Dünya Savaşı dönemine gelindiğinde ise, bu tekstil fabrikalarının çoğunun: silah üretimine ayrıldığı görülür.

Ancak, 1940 yılına gelindiğinde: şehirde Free Trade Hall, Katedral başta olmak üzere, birçok Victoria dönemi binasının, Nazilerin hava akınları sonucu yıkıldığı görülür.
1996 yılında IRA örgütünün bombalar patlattığı şehir, takip eden dönemde: önemli ölçüde değişmiş ve post-endüstri kenti olarak, depolar, fabrikalar, daire ve ofisler, sanat merkezleriyle önem kazanmıştır.

Günümüzde: halen şehirdeki büyük dokuma ve tekstil sanayi: Avustralya, Yeni Zelanda ve Güney Afrika gibi ülkelerin çarşaf, havlu, yastık gibi ürünlerine olan ihtiyacı karşılamaktadır.

 

 

ULAŞIM

Londra-Manchester arasında trenle 2 saatlik yolculuk yapmak gerekir. Northern Rail: genelde Manchester Oxford Road, Piccadily veya Victoria istasyonlarına: kuzeyden, hızlı, düzenli ve direkt hizmetler sunmaktadır.

İstanbul-Manchester arasında, direkt uçuşlar bulunmaktadır. Uçuş süresi yaklaşık 3.5-4 saat sürmektedir. Uçuş sırasında, uçakta dağıtılan “Landing Card”ı: havaalanına inmeden önce doldurmanızı öneririm. Bu kart: vize görevlisini, pasaportunuz ile birlikte verilecektir.

Havaalanına gelince, şehrin havaalanı ismi “Manchester-Boston” bölgesel havaalanıdır. Burası, aynı zamanda, ülkenin en büyük üçüncü kargo havaalanı olarak hizmet vermektedir. İngiltere’nin üçüncü büyüklükteki bu havaalanı: şehir merkezine 16 km. uzaklıkta, güneybatıdadır.
Havaalanında: vize kontrol ve ardından valizlerinizi aldıktan sonra: çıkışa, gümrük kontrole doğru yürümelisiniz. Yanınızda gümrüğe tabi eşya varsa “Goods to Declare” yani “kırmızı” kapıya: yanınızda gümrüğe tabi eşyanız yoksa “Nothing to Declare” yani “yeşil kapı” ya yönelmeniz gerekir.

Havaalanı ile şehir merkezi arasındaki ulaşım çok kolaydır. Havaalanından “Trains” tabelalarını takip edin ve yaklaşık 10 dakika kadar yürüyün, tren istasyonuna ulaşırsınız. Buradan, sık sık hareket eden trenler ile şehir merkezine gidebilirsiniz. Yaklaşık 25-30 dakika sonra, şehir merkezindeki Piccadily istasyonuna varabilirsiniz. Buradan ise, şehrin her yerine ulaşmak mümkündür.

 

ALIŞVERİŞ

Alışveriş merkezleri, Manchester Arndale ve The Trafford gibi merkez ve ana cadde destinasyonları bulunmaktadır. Özellikle King Street ve Spinningfields civarındaki butikleri ziyaret etmenizi önerebilirim. New Cathedral Street’e gidin ve tasarımcı mağazalarını görün. Kuzey Mahallesi sayısız vintage mağazaları, plak dükkanları, kafeler, bar ve restoranlara ev sahipliği yapmaktadır.

Harika fırsatlar ve çeşitli tasarım markaları sunan bir alışveriş mağazası için Cheshire Oaks Designer Outlet mağazasında 145’den fazla butikten oluşan çeyrek milyon metrekarelik perakende alanına sahiptir.

 

ŞEHİR İÇİ ULAŞIMI

Şehirde, trafikle ilgili başlıca konu: trafiğin, birçok yerin tersine “sağdan” akmasıdır. Bu durum: gerek araba kullanırken ve gerekse yaya geçitlerinden geçerken, ziyaretçileri etkilemektedir.

Araba kullanırken, sağdan akan trafiğe alışmak bir süre zor olabilmektedir. Araba kullanmasanız da, bu kez yaya geçitlerinden geçerken, yine bu sağdan akan trafik sıkıntı yaratabilmektedir, çünkü: trafik soldan aktığında yaya geçidinden geçerken önce sağa bakmanız gerekir, halbuki trafik sağdan akarken önce sola bakmanız gerekiyor, bu söylediklerimi unutursanız, yaya geçitlerinde tehlike yaşamanız mümkün olacaktır.

Şehirde mükemmel bir toplu taşıma sistemi bulunmaktadır. Bu toplu taşıma sisteminde: tramvay, otobüs ve trenler etkin bir ağa sahiptir. Londra için metro ne ise, Manchester için tramvay odur. Yani, şehirde her yere, tramvay ile ulaşabilirsiniz.

Gezginlerin ihtiyaçlarını karşılamak için, bilet ve paso sistemi bulunmaktadır. “Day Saver” denilen bir bilet ile: otobüs, tren ve tramvayların hepsine binebilirsiniz.
Bunların dışında: şehir ziyaretçileri, çoğu zaman burada bir araba kiralamaktadırlar. Araba ile çevre seyahatleri en uygun yöntemdir ve kolaydır.

Otobüs

Otobüs sistemi, şehrin tümünü kapsar ve bölgedeki otobüsler: hem halk ve hem de turistler tarafından yoğun olarak kullanılır. Otobüsler şehir ve çevresine seyahat etmek isteyenler için en ucuz yolu sunarlar. Çevredeki birçok kasaba ve bölgelere, otobüsler ile ulaşabilirsiniz. Otobüs tarifeleri ve rota bilgileri, otobüs duraklarında bulunmaktadır.

Metrolink

Şehir merkezinde hızlı seyahat etmek isterseniz, bu tramvay sistemini kullanmalısınız.

Trenler

Şehirde, 4 ana tren istasyonu bulunmaktadır. En büyük ve popüler istasyon: Piccadily Tren istasyonudur. Sürekli tren kullanarak şehri gezmek isterseniz, günlük 2.5 paund ücret ödeyerek, sınırsız tren ulaşımı bileti satın almalısınız.

Taksiler

Taksiler, şehir merkezinde kısa mesafeli yolculuklar için en popüler ve kullanışlı yollardan birisidir. Şehirde, iki gurup taksi bulunmaktadır. Bunlar: “Mini cab” olarak isimlendirilen, siyah ve eski tip taksiler ve özel taksilerdir.

Özel taksiler, siyah taksilere göre biraz daha pahalıdır. Ancak, şehir merkezi çok büyük olmadığından hangi taksiyi tercih ederseniz edin, en fazla 15-16 paund ödemeniz gerekir. Evet, taksiler oldukça ucuzdur ve şehrin birçok yerinde bulunurlar.

Yalnız, ilçelerde taksiler telefon ile çağırılır. Taksiye bindiğinizde, sürücü hemen taksimetreyi açar, ancak birçok yerde olduğu gibi, sürücü yabancı olduğunuzu anladığında gitmek istediğiniz yere, birkaç kilometre daha uzaktan gidebilecektir.

Bu da en fazla 4-5 paund fazla yazacaktır. Ayrıca: gerek gece geç saatlerde ve gerekse fazla bagajınız olması durumunda, sürücü ilaveten fazla ücret talep edebilecektir. Taksiye binmeden önce, sürücü ile konuşmanızı öneririm.

TATİL GÜNLERİ

1 Ocak New Years Day
29 Mart Good Friday
1 Nisan Easter Monday
6 Mayıs Early May Bank Holiday
27 Haziran Spring Bank Holiday
26 Ağustos Summer Bank Holiday
25 Aralık Christmas Day
26 Aralık Boxing Day

 

TURİZM

Öncelikle şunu bilmekte yarar var. Manchester şehrini ziyaret ettiğinizde, şehir haritası almak isterseniz, bir turizm ofisine müracaat etmeniz gerekir ki, bu ofisler, saat: 10.00 da açılıyorlar.
Kapsamlı tramvay sistemi sayesinde, şehirde gezinmek gayet kolaydır.

Çeşitli ilçelerdeki en popüler gezi alanlarının başında, merkezi bir konumda bulunan “Piccadilly Garden” gelmektedir.

Kuzeyde: biraz daha bohem tarzdaki Kuzey Mahallesi, Chinatown ve Canal Street bulunur.
Batıda: Milliennium Quarter da oldukça özeldir.

Güneybatı uçta: Castlefield ve kıyı restoranları ve Deansgate Dock bulunur.

Şehirde konaklamak için en uygun alanlar: St Peter Meydanı ve Albert Meydanı çevresindeki yerlerdir. Ancak, şehirde konaklamayı düşünenler: Manchester United futbol takımının kendi evinde yani dünyaca ünlü Old Trafford stadyumunda maçı varsa: kısa süreli konaklama için yer bulmak neredeyse imkansız hale gelmektedir. Böyle bir durumda: otel bulmak için, Greatar Manchester ilçesinde bulunan banliyöleri tercih edebilirsiniz.

Muhtemelen şehrin en güzel binası “John Rylands Kütüphanesi” dir.

“Town Hall” merkezi: Albert meydanına hakim bir konumda, Victoria gotik mimari stilinin en güzel örneğidir ve büyük cam, üçgene benzeyen yeni ve çarpıcı müze ilgi çekmektedir.
“Manchester Katedrali”: 15.yüzyıldan kalma birçok parçası ile, şehir merkezinde ayakta durmaktadır.

“Bilim ve Sanayi Müzesi”: buhar motorları ve lokomotiflerle ile ilgili interaktif görüntülerin de bulunduğu, şehrin en büyük müzesidir.

“Manchester Sanat Galerisi”: tablolar ve etkileyici heykellerden oluşan daimi koleksiyonu ile ilgi çekmektedir.

“İmperial War Museum”: askeri hatıralara ait geniş koleksiyona sahiptir.

“Lowry”: dramatik bir cam ve çelik yapıdır ve burada, şehrin en sevilen sanatçıları Lawrance Stephan Lowry’e ait 300 tablo ve çizim bulunmaktadır.

“Manchester Üniversitesi”: şehir merkezinin güneyinde, yaklaşık 1.5 km. uzunluğundaki bir alanda yayılan İngiltere’nin en eşsiz üniversitelerinden birisidir.

Kapsamlı üniversite tesisleri içinde iki müze bulunmaktadır. 40 bin öğrencinin eğitim gördüğü söyleniyor.

Machester şehri: İngiltere’nin en önemli gay ve lezbiyen yerlerinden birini barındırmaktadır. Şehir merkezinde, birçok eşcinsel ve gay dostu: bar, kulüp ve oteller bulunmaktadır.

Canal Street, Rochdale bölgesi ve Gal Village alanlarında yerleşiktirler.

 

MANCHESTER ÜNİVERSİTESİ

Manchester üniversitesi, geçmişinde: Rutherford tarafından atomun ilk olarak parçalandığı yer olarak bilinir. Ayrıca: radyo, astronomi ve programlanabilir kompüter uygulamaları, dünya bilimsel tarihinde ilk defa burada yapılması ile bilinir. Buradan yetişen öğrencilerin, 20 civarında Nobel sahibi oldukları söyleniyor.

Günümüzde, 154 ülkeden 40 bin öğrencinin eğitim görmektedir. Kampus: Oxford Road yolundadır. Öğrenci nüfusu olarak İngiltere’nin en çok öğrenci barındıran üniversitesi olarak bilinir.

 

 

MANCHESTER ŞEHRİ FUTBOL

Şehir 2008 yılında “Spor şehri” olarak seçilmiştir. Bu şehirdeki futbol kulüpleri, dünya üzerinde çok popülerdir.

Manchester City Futbol Takımı

Şehir halkının büyük yoğunluğu, bu takımı desteklemektedirler. Ancak: diğer takıma göre daha az başarılı olmuşlardır. Takım: maçlarını şehir içindeki “Etihad Stadium” da yapmaktadır.

Ancak, bu stadyumun söylenenlere göre yakın zaman önce: ADUG isimli bir Abu Dabi kökenli gurup tarafından satın alındığı söyleniyor.

Manchester United Futbol Takımı

Dünyanın en popüler futbol kulüplerinden birisidir. 1968 yılında, Avrupa çapında şampiyonluk kazanmış ilk İngiliz kulübüdür. Bunlar: sanayi devriminden bu yana; Liverpool futbol takımı ile büyük bir çekişme içindedirler. İki taraf arasındaki maçlar, her zaman büyük kalabalıklar çekmektedir.

Sporcity

Şehir merkezinin doğusunda bulunan bu bölüm: Avrupa’nın en büyük spor mekanlarından birisi olarak bilinir ve 2002 yılında düzenlenen Commonwealth Games için yapılmıştır. Gezilecek yerler bölümünde, burası hakkında ayrıntılı bilgi bulabilirsiniz.

 

 

İKLİM

Şehirde: sürekli yağmur yağması ilk iklimsel özellik olarak dikkati çekmektedir.
Yani: yazları sulak ve soğuk, kışları ise soğuk ve yağışlıdır. Burada: İngiltere şehirlerinin en büyük özellikleri olan “yağmur-hava-kasvet” süreklilik göstermektedir.

Burada: sürekli esen rüzgar ve soğuk hava ve yağmur, yaşamı olumsuz etkilemektedir.

Burayı ziyaret edecekler: kış döneminde uygun giysiler ve diğer dönemlerde ise mutlaka yağmurluk ve şemsiye bulundurmalıdırlar. Ancak: sürekli esen rüzgar, yağmur ile birleşince, yağmurluk ve şemsiyelerin pek de faydalı olmadığını göreceksiniz.

Gelelim sıcaklık ortalamalarına: şehirde Ocak ayı sıcaklık ortalaması: 6 derece ve Temmuz ayı sıcaklık ortalaması: 19 derecedir. Hava genellikle ilkbahar ve yaz aylarında ılıktır.

Nisan-Mayıs-Haziran aylarında: ılık ve güneşli hava görülür. Ancak, yukarıda da söz ettiğim gibi, hava oldukça değişken olabilmektedir. Sabah oldukça kasvetli ve nemli başlayabilir ve öğleden sonra güneşli ve yüksek sıcaklıklara ulaşan, parlak güneş görülen bir hava ortaya çıkabilir.

 

İNSANLAR

Şehir nüfusu: 500 bin kişiye yaklaşıktır. Bu nüfus yoğunluğu ile, İngiltere’nin en kalabalık yedinci şehridir. Bu kalabalık nüfus içinde, hatırı sayılır miktarda Türk vatandaşımız bulunmaktadır.

Hatta “Venüs süpermarketi” denilen yere gittiğinizde, kendinizi ülkemizin bir süpermarketinde alışveriş yapar gibi hissedebilirsiniz.

Marketin içinde kebap ve lahmacun satılan bir de restoran bölümü bulunuyor. Ancak, şunu da belirtmem gerekir ki, şehirdeki yabancı nüfus içinde, en az sayısı bulunan Türklerdir, yani birçok yabancı şehirde ikamet ediyorlar. Özellikle, Pakistanlılar yoğunluktadır. Ayrıca, birçok zenci de bulunuyor.

 

DİL

Şehirde yaşayanlar İngilizceyi garip bir aksanla konuşmaktadırlar. Yani burada konuşulan İngilizceyi anladığında, İngilizceyi tam olarak söktünüz denilebilir.