Yozgat Aydıncık

Yozgat Aydıncık

Aydıncık denince ilk akla gelenler, Kazankaya kanyonu ve ametist taşı, buraya yolunuz düşerse mutlaka Kazankaya kanyonunu görün, ametist taşından yapılmış muhteşem güzel objelerden satın alın ve bir de bağrıbütün kavunu tadın.

ULAŞIM

Aydıncık, bağlı bulunduğu il merkezi olan Yozgat iline 105 km uzaklıktadır. Aydıncık, Alaca arası uzaklık: 43 km. Aydıncık, Çekerek arası uzaklık: 33 km. Aydıncık, Sorgun arası uzaklık: 56 km. Aydıncık, Ankara arası uzaklık: 253 km. Aydıncık, Çorum arası uzaklık: 73 km.

TARİHİ

Yörenin tarihi geçmişi hakkında ayrıntılı bilgi yoktur. Muhtemelen yöreye yerleşenlerin, 15 ve 16’ncı yüzyıllarda, Amasya, Sivas ve Kahramanmaraş yöresinden gelen Türkmenler olduğu tahmin edilmektedir. İlçe sınırları içinde bulunan “Mamure” isimli köyün esas isminin “Eskiköy” olduğu ve yaklaşık 200 yıldır burada yerleşim bulunduğu söylenir.

Konyalı Mülazım Sami Niyazi adında bir kişinin tayin edilerek Eskiköy’e geldiği ve 1929 yılında, iki katlı büyük bir hükümet konağı yaptırdığı ve bu binanın 1950 yılında kendiliğinden yıkılarak harap olduğu bilinmektedir.  

Nahiyenin ismi, uzun yıllar eski yerleşim merkezi anlamına gelen “Eskiköy” olarak anılmıştır. Daha sonra “Mamure” adını almıştır. 1965 yılında belde olan Mamure, 1958 yılında tekrar isim değiştirmiş ve “Aydıncık” ismini almıştır. 1991 yılında ilçe olmuştur.

Yozgat Aydıncık

GENEL

Aydıncık, Orta Karadeniz bölgesindedir. Deveci dağlarının batı uzantısı olan, Alan dağları eteğinde, sırtını yemyeşil Gezibeli ve Ağıllı vadilerine dayamıştır. Deniz seviyesinden yüksekliği 700 metredir. İlçe topraklarının yüzde 44 bölümü ormanlıktır. Bölgede Karadeniz bitki örtüsü hakimdir. İlçenin en büyük gelir kaynağı: tarımdır. Özellikle soğan üretimi yaygındır. Çekerek suyu, İlçe merkezinin 5 km kuzeyinden geçer.

AYDINCIK KÜLTÜR TURİZM VE KAZANKAYA KANYON FESTİVALİ

Uluslararası düzeyde düzenlenen festival, her yıl Haziran ayı sonu ile Temmuz ayı başında 3 gün süreli yapılır. Festivalde: çocuk eğlenceleri, doğa yürüyüşleri, konserler ve Kazankaya kanyon gezisi düzenlenir.

Yozgat Aydıncık Bağrıbütün kavunu

NE YENİR-BAĞRIBÜTÜN KAVUNU

İlçe merkezinde “Kültür Evi” denen yerde gözleme yiyebilirsiniz. Ayrıca: Bağrıbütün kavunu, buraya has bir kavun türü, yöre insanı buna “yer muzu” ismini veriyor. Aydıncık ilçesine özgü, tadı muzu andırıyor, hem kokusu hem de lezzeti ile çok beğeniliyor. İçinde çekirdeğinin birbirine yapışık, iri yumurta büyüklüğünde bir arada bulunması nedeniyle “bağrıbütün” ismi verilmiştir.

Yozgat Aydıncık Ametist

NE SATIN ALINIR-AMETİST

Buraya yolunuz düşerse mutlaka ametist taşı ürünler satın almalısınız. Bu yüzden ametist taşı hakkında biraz daha fazla ayrıntılı bilgi vereceğim.

Yozgat Aydıncık Ametist

Çağlar boyunca çeşitli uygarlıklar tarafından kullanılmıştır. Elmas ve benzeri kıymetli taşlarla aynı kategoride değerlendirilmiştir. Mor yakut olarak da tanınır. Eski Mısırlılar, ametist taşını oyma desenlerle süsleyip mücevher olarak kullanmışlardır.

Sarhoşluğu giderici özelliğe sahip olduğuna inanılır. Ortaçağ Avrupa’sında: askerler iyileştirme, insanı soğukkanlı tutma gibi özellikleri olduğuna inanırdı. Bu yüzden, ametist taşı takarlarmış. Yine, Avrupa’da bazı Anglosakson mezarlarında, ametist taşından yapılmış tespih taneleri bulunmuştur.

Yozgat Aydıncık Ametist

Mor renkli bir kuvars türüdür. Geniş bir renk skalası vardır. Genellikle: içerisinde bulunan demirden aldığı renklere (pembemsi, menekşe, koyu mor) bağlıdır.

Evet, buralara yolunuz düşerse, mutlaka uğrayın, Aydıncık Halk Eğitim Merkezinde, Ametist ve Yarı Değerli Taşları İşleme ve Tanıtma Derneğinin tanıtım atölyesine gidin ve bu muhteşem güzellikteki ürünlerden satın alın.

Yozgat Aydıncık

GEZİLECEK YERLER

Yozgat Aydıncık Kazankaya Kanyonu

KAZANKAYA KANYONU

Kazankaya köyü, ilçe merkezine 10 km uzaklıkta, Çekerek-Alaca kara yolunun 4 km kuzeybatısındadır. Ulaşım karayolu ile yapılmaktadır.

Kazankaya kanyonu: Kazankaya beldesi ve Çorum-Ortaköy İncesu sınırları arasında kalır. Bu alanda, tarihi yerleşim izleri bulunur.

Yozgat Aydıncık Kazankaya Kanyonu

Kanyonun girişi, Kazankaya köyünden başlar ve uzunluğu 10 kilometredir. Kanyon girişinde kapı gibi duran iki yüksek kayalık var. Soldaki kayalık 1180 metre, sağdaki kayalık 1160 metredir. Kanyon 50 metre genişlikte, 200-300 metre derinliktedir. İki yüksek kayalığın girişinde, dışarıdan gelecek tehlikelerden korunmak için, horasan harcı kullanılarak bir sur yapılmıştır. Yaşam kanyonun içinde devam etmiştir.

Yozgat Aydıncık Kazankaya Kanyonu

Kanyon içinde, Yeşilırmak nehrinin bir kolu olan Çekerek ırmağı geçer. Antik dönemlerde, ırmağın ismi Scylax’tır. Söylenenlere göre, MÖ 515 yılında Pers kralı Darius, Scylax isimli bir gezgini keşfe göndermiş, ırmak ismini bu gezginden almıştır.

Çekerek ırmağının aktığı vadinin her iki yanında, kayalar yükselir. Bu kayaların üzerinde duvar kalıntıları, hatıl oyuklar ve merdiven basamakları, tanrıça Kybele kabartması bulunur.

Irmağın suları Ekim ayına kadar sakindir, sular yükseldiğinde burada rafting de yapılabiliyormuş. Irmakta su samurları da var, şansınız varsa görebilirsiniz. Kanyon turunda, su geçişleri de bulunuyor, kanyonu geçmeyi düşünenler buna göre hazırlık yapmalıdır.

Kybele kabartması

Kabartma İncesu girişinden 1 kilometre sonradır. Bir niş içinde yapılmıştır. Kabartmanın uzunluğu 3.16 metredir. Omuz genişliği 1.20 metredir. Bereket ve bolluğun simgesidir. Kabartma: Çekerek ırmağının diğer yanındaki kayalar üzerinde bulunan “kale” ye doğru bakmaktadır.

Kabartmayı, ilk olarak bölgede odun toplayan bir köylünün bulduğu söyleniyor. Ancak ne yazık ki, bunu nefretle söylüyorum, define aramak için kabartmanın yüzünü ve göğüslerini parçalamışlardır. Bölgede buna ilaveten av tanrıçası kabartmaları da vardır. Ancak net seçilmiyorlar. Çünkü bu bölge, MÖ 2’nci yüzyılda avlak olarak kullanılıyormuş.

Mağara

Kazankaya kanyonunda bulunan bir mağaranın 468 basamakla içine iniliyormuş ve mağara içinde 300 metre gidildikten sonra, üçe ayrılıyormuş. Ancak söz konusu mağara, kaçak kazılarla oldukça hırpalanmıştır.

Sarıbaba Tepesi

Köyün güneybatısındadır. Tabanı kayalık olan ve güneybatısında akan ırmağa, sarp kayalar halinde iner. Tepe ve kayalıklar üzerinde: MÖ 2 binli yıllardan kaldığı düşünülen bir yerleşim yeri kalıntıları bulunur.

Karagözlük Tepe-Güllük

Köyün doğusundadır. Bu alanın güneyinde, sırtlar halinde inen tarlalar vardır. Burası “Güllük” olarak isimlendirilir. Burada yapılan arkeolojik araştırmalarda “Hitit Mezarlığı” tespit edilmiştir.

Yurt Tülübaşı

Bu bir tür bitkidir. Ancak Kazankaya kanyonu içinde 730 metre yükseklikte, vadinin batı kesininde ise 1120 metreye kadar olan alanda, çok sınırlı bir yayılışa sahiptir. Çiçekleri morumsu ve pembedir. Mayıs ve Haziran aylarında çiçeklenir. Kalker kaya çatlaklarında yetişir. Endemik bir bitki türüdür ve yok olma tehlikesi altındadır.

Yozgat Aydıncık Şekerpınarı Yaylası

ŞEKER PINARI YAYLASI

İlçe merkezinin 1 km güneyinde, Aydıncık-Eymir yolu üstündedir. Yayla: Daşlı dağlar olarak bilinen dağların, Aydıncık’a bakan 1700 metre yükseklikteki Gezbel Tepesindedir. Piknik alanı olarak kullanılmaktadır. Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından “Şebek Orman içi Dinlenme Yeri” olarak çevre düzenlemesi yapılmış, oturma alanları ve yağmur barınağı gibi tesisler oluşturulmuştur. Piknik alanındaki suların şifalı olduğu söylenir.

Yozgat Çayıralan gezisi hakkındaki yazım için Çayıralan

Malatya Yeşilyurt

Malatya Yeşilyurt

İlçe Malatya’ya çok yakındır ve ulaşımın rahat sağlanması gibi nedenlerin yanı sıra çok sayıda park, bahçe, piknik ve mesire alanı olması nedeniyle, özellikle ilçe yaz aylarında oldukça canlı ve kalabalıktır.

Malatya Yeşilyurt

TARİHİ

Bölgenin tarihi, Malatya şehrinin tarihiyle aynıdır. Buranın eski ismi “Çırmahtı” dır. Cumhuriyetten sonra Malatyalı devlet adamı İsmet İnönü’ye atfen, İsmetpaşa adıyla anılmış, 1957 yılında ilçe olmuş ve adı Yeşilyurt olarak değiştirilmiştir. İlçe 2012 tarihinde kabul edilen bir yasa ile, Malatya Büyükşehir Belediyesine bağlı iki merkez ilçeden biri olmuştur.

Malatya Yeşilyurt

GENEL

İlçenin yerleşim yerinde arazinin çoğu dağlıktır. Kuzeyde Malatya, batıda Akçadağ ve Doğanşehir, güneyde Adıyaman ve Çelikhan ile çevrilidir.

Malatya Yeşilyurt

GEZİLECEK YERLER

 

BÜRÜCEK YAYLASI ARKEOLOJİK YERLEŞİMİ

Bürücek yaylasına giden yolun 13’ncü kilometresinde, yolun 200 metre doğusunda tepelik bir alandadır.

Yüzeyin hemen altında Horasan örgülü bina kalıntıları vardır. Gözetleme yeri alanı, Üçgöze mahallesi yol ayırımına 1700 metre mesafededir ve Geç Roma dönemine aittir.

Malatya Yeşilyurt

CİHANKALESİ ARKEOLOJİK YERLEŞİM ALANI

Atalar mahallesi Fadıloymağı mezrası mevkiindedir.

Malatya-Ankara karayolunun 10’ncu kilometresinden sola devam eden Atalar Mahallesi-Fadıloymağı yolunu takiple, köprüden sağa devam eden stabilize yolla ulaşılan Fadıloymağından 7.5 km toprak yolu sonundaki tepelik alandadır. Cihankalesi’ndeki kayalık-tepelik yamaç alanda taş duvar yerleşim izleri, Horasanla örgülenmiş ve kaçak kazıyla ortaya çıkan duvarları kireç katkılı sıvayla sıvanmış mekanlar vardır.

Üst bölümde mezarlık alanı da olabilir. Çevrede az miktarda Tunç dönemi seramik izine rastlanır. Başka bir alandan getirildiği düşünülen, karaz tipi iki parça bulunmuştur. Yoğun Roma ve Bizans seramik ile demir cüruflarına rastlanmıştır.

GÖZBABA TÜMÜLÜSÜ

İkizce-Fatih arasında, Elemendik mevkiindedir.

Tümülüs, yaklaşık 40 metre çap ve 8 metre yükseltiye sahiptir. Yapılan kaçak kazılar neticesinde, mezar odası dromosu olduğu tahmin edilen taş bloğun bir kısmı açığa çıkmıştır. Tümülüs, MS 2’nci yüzyıla tarihlenmektedir. 140 x 170 metre ebatlarında olan yerleşim yerinde, tarla yolu ve modern tarım nedeniyle ortaya çıkan tahribat alanlarında, savunma amaçlı kullanıldığı düşünülen, yaklaşık 1 metre kalınlıkta, 170 metre takip edilebilen taş duvar kalıntısı yer almaktadır. Yüzeyde bulunan amorf keramik parçaları Demir Çağı ve Geç dönem özellikleri taşımaktadır. Dalgalı yivli, kabartma bezemeli ve kırmızımsı kahverengi astarlı, baskı bezemeli mallar Demir Çağının keramik özelliklerini yansıtır.

HÖYÜKTEPE TÜMÜLÜSÜ

Eski Görgü mahallesinin kuş uçuşu 900 metre güneybatısındaki tepelik alanın uç kısmındadır. Çapı 50 metre, yüksekliği 7-8 metredir. Üstü kaya parçalarıyla yığıntılıdır. Tümülüs ve çevresindeki alan Geç Roma dönemine tarihlenir.

KADI KALESİ YERLEŞİMİ

Görgü’nün kuzeybatısındaki yüksek tepenin güney düzlüğünde başlayan yerleşim izleri, tepe uç noktasına doğru kaya kütleleriyle kesintiye uğrar. Tepe noktasında yerleşim yapı izleri görülür. Bizans döneminde yerleşim gören tepede, döneme ait seramik parçaları tespit edilmiştir.

KALETEPE ARKEOLOJİK YERLEŞİMİ

Malatya-Kayseri karayolunun 14’ncü kilometresinde Kuşdoğan’a giden yolu takiple, Kuşdoğan’ın 1 kilometre kadar güneyindedir.

Kuzey-güney uzantılı, kuzeyde 10 metre dolgu tabakalı, güneyde düz yerleşimlidir. Tepenin kuzey yamacı, doğal dik bir ana kaya üzerine yaslanmıştır. Tepenin kuzeybatı yamacına kadar uzanan ve tepelik alanı çevreleyen muhtemelen savunma amaçlı kullanıldığı düşünülen taş bir mimari kalıntıdan söz edilir.

Kaletepe’nin özellikle güney ve kuzeybatı yamaçlarında kaba, çarkta yapılmış, mineral katkılı çok iyi pişirilmiş Roma dönemine ait olabilecek keramik buluntuların yanı sıra elle yapımmış, kabartma bezemeli, baskı bezemeli ve yivli keramik parçaları, Erken Tunç Çağı özelliklerini taşır. Batı yamaçta mezar olabileceği düşünülen yerleşim izi vardır. MÖ 3000 yıllarına ve Bizans Dönemine ait yerleşim izleri gözlenir.

KALETEPE HÖYÜĞÜ

Mollakasım Mahallesi Şabandede mevkiinde bulunan höyük, yapılan yüzey araştırmalarına göre Roma ve Bizans devirlerini kapsar.

Dört tarafı vadi ile çevrili bu yerleşim yerinin kuzey ve kuzeydoğu yamacı modern tarım nedeniyle kısmen zarar görmüştür. Höyüğün özellikle tepe noktasında çeşitli noktalarda kaçak kazı izleri belirlenmiştir. Kaçak kazıların yarattığı tahribattan Orta Çağ ve Roma dönemine ait olabilecek üst üstü yapılmış taş duvar kalıntıları açığa çıkmıştır. Kaletepe höyüğünde Geç Demir Çağına tarihlenebilecek ağız kenarları baskı ve kabartma bezemeli keramik parçaları bulunmuştur. Bir konglomera üzerinde yer alan höyüğün yüksekliği 14-15 metre civarındadır. Görünümü yayvan koniktir.Höyük üzerinde kaçak kazılarda meydana çıkan beşik tonozlu bir mekan vardır. Buranın bir Bizans kilisesi veya bazilikası olabileceği sanılmaktadır.

ROMA MEZARI

Taftacık mevkiinde, eğimli bir tepenin doğusunda bulunan mezar yüzeyin 50-60 cm aşağısından başlar. Mezarda iki tane deforme olmuş iskelet, bir adet sağlam, iki adet de kırık cam koku şişesi bulunmuştur. Duvar yapısı, kalker karakterli 26 cm kalınlıkta ve 190 x 160 x 110 x 160 cm ebatlarındadır. Mezar üzerinde üç adet kapak taşı vardır.

 Malatya Hekimhan hakkındaki gezi yazım için Hekimhan

Malatya Kale

Malatya Kale

Kale, Malatya il merkezi arasındaki uzaklık 33 km.dir. Malatya-Elazığ karayolunun 45’nci kilometresinde bulunur. Malatya-Elazığ karayolunda bulunan Kömürhan köprüsü ilçe sınırları içindedir. Kale, Elazığ arası uzaklık 59 km. dir.

TARİHİ

Karakaya Baraj gölü suları altında kalan “Pirot höyüğü” Bizans imparatoru Pirot’tan kalmadır. Pirot höyükte bulunan eserler, Malatya Müzesinde sergileniyor. 1560 yılı Tahrir Defterine göre İzoli Komri, yani bugünkü Kömürhan yöresinden anlaşılmaktadır.

İlçenin eski “İzoli” dir. Bu isim, çok eskilerde buraya yerleşmiş bir aşiretin isminden gelmedir. Bölgede yaşayan İzol aşireti, 1600’lü yıllarda Şanlıurfa yöresinden bu bölgeye göçmüşlerdir. İlçe 1990 yılında kurulmuştur.  24 Ocak 2020 tarihinde Elazığ-Sivrice’de meydana gelen deprem sonucunda, Kale ilçesi de hasar görmüştür.

Malatya Kale

GENEL

İlçe ortasından geçen Fırat nehri nedeniyle, Elazığ ve Malatya tarafı olmak üzere ikiye ayrılmıştır. İlçenin kuzeyinde Karakaya barajı bulunur. İklim olarak kışlar soğuk ve yağışlı, yazlar sıcak ve kurak geçer. İl merkezine göre kışlar daha ılıman geçer çünkü baraj gölü iklimi yumuşatır.

Bir tarafa baraj gölü ve bir tarafı Şak Şak dağlarıyla çevrili olan ilçe, doğal bitki örtüsünden yoksundur. Eskiden önemli bir bölümü meşe ormanlarıyla kaplı iken, bu örtü zamanla yok olmuştur. Günümüzde vadi yamaçlarında bodur ardıçlar, yabani meyve ağaçlarına rastlanılır.  Halk, geçimini sağlamak için tarımla uğraşı ve özellikle kayısı yetiştiriciliği yapılır.

Malatya Kale

KALE MESLEK YÜKSEK OKULU

Malatya İnönü Üniversitesine bağlı olarak eğitim öğretim sürdürülmektedir.

Malatya Kale

GEZİLECEK YERLER

Kale ilçesinde günümüzde tarihi ve turistik özellikleri olan herhangi bir kalıntı yoktur. Çünkü, yörenin en önemli tarihi yeri olan Pirot höyük, Karakaya baraj gölü suları altında kalmıştır.  

Malatya Kale

ŞEYH MUHAMMED KERHİ TÜRBESİ

Bağdat şehrinin Kerh beldesinden İzollu’ya gelmiştir. Sultan IV. Murat Bağdat seferi sırasında Malatya topraklarında ilerlerken, Kıraçta eğer bu beldede muhterem bir zat varsa, bana sıcak bir ekmek yetiştirir der. O anda annesi ekmek pişirmekte olan, kendisi de evinin duvarını örmekte olan Muhammed Kerhi keramet gösterir, sacdaki sıcak ekmeği alarak ördüğü duvarın üstüne çıkar ve Kırıçtaki Sultan IV. Murat’a “buyurun sultanım” diyerek ikram eder.

Ardından Sultanı ordusu ile birlikte yemeğe davet eder. Sultan bu daveti kabul eder ve ordusuyla birlikte eve doğru hareket ederler. Muhammed Kerhinin annesi, güveçte çorba pişirmiş, bir teneke arpayı ortaya dökmüştür. Bunu gören askerler: “Eyvah hayvanlarımız da biz de aç kalacağız” derler. Muhammed Kerhi, arpayı atlara vermelerini söyler, fakat bir teneke hiç azalmaz. Güveçteki çorba askerlere bir yerine iki tas verilir, ama o da hiç azalmaz.

Muhammed Kerhi, Sultan’dan bir istekte bulunur. Seferden dönerken Van dolaylarında bir çiftçiye uğrayıp emanet bir hırka verileceğini ve o hırkanın kendisine getirilmesini ister. Bağdat seferi başarıyla sonuçlanır. Sultan IV Murat, sefer dönüşü, Van dolaylarında bahsedilen yere asker göndererek emanet hırkayı almalarını ister.

İki asker, çiftçiye uğrar, Sultan ve Muhammed Kerhi’nin selamlarını söyler emaneti isterler. Hırkayı alırlar, ancak dönerken kendi aralarında konuşurlar “Bu hırka çık kirli hakana böyle götürülmez” der ve hırkayı yıkayıp öyle götürürler. Sultan, İzollu köyüne vardığında, Muhammed Kerhi’ye hediyelerle birlikte hırkayı verir. Ama Kerhi üzülür “Eyvah, eğir bu hırka yıkanmamış olsaydı ziyaretimize gelen bütün hastalar şifa bulacaktı, şimdi artık nasibi olanlar şifa bulacaklar” der.

Sonuç: günümüzde insanlar burayı ziyaret ederler ve hepsi olmasa da ziyaret edenlerin büyük çoğunluğunun şifa bulduğuna, bulacağına inanılır.

 Malatya Yeşilyurt hakkındaki gezi yazım için Yeşilyurt