Sakarya Karasu

Sakarya Karasu

ULAŞIM

Karasu-Adapazarı arası uzaklık: 158 km. Olup, 1 saat 50 dakika sürer. Karasu-Kocaeli arası uzaklık ise: 148 km olup, yol 1 saat 37 dakika sürer.

İstanbul-Karasu arası uzaklık: 209 km. Olup, yol yaklaşık olarak 3 saat sürer.

Sakarya Karasu

GENEL

Karasu’nun başlıca geçim kaynağı: fındık ve turizmdir. Yaz aylarının gelmesiyle birlikte, nüfus, on katına çıkar. Özellikle: gurbetçi vatandaşlarımız tarafından tercih edilmektedir. Kuzeydeki muhteşem sahil ve Karadeniz’in o muhteşem suyunda deniz keyfini çıkarırken, güneyinde ise, muhteşem yeşillikleriyle, Karadeniz’in yaylalarını aratmayacak kadar güzel bir yeşillikle karşılaşırsınız.

KONUM:

Batı Karadeniz bölgesinin bitimi, Marmara bölgesinin başlama noktasındadır. Denizden yüksekliği: 31 metredir. Sakarya Nehri, İlçenin Yeni Mahallesinden denize dökülür.

İKLİM:

Karadeniz ikliminin hakim olduğu ilçede, genelde her mevsim yağışlı geçer.

Sakarya Karasu
KIYI:

Karadeniz kıyısında, yaklaşık 60 km. Uzunluğunda bir kıyı şeridi vardır. Karasu plajı: 20 km. Uzunluğunda, geniş bir kumsaldır. Sahilde: romatizmal hastalıklara iyi gelen, ince taneli kum bulunuyor. Özellikle, hafta sonlarında sahil hattında yoğunluk yaşanır. Sahil hattı boyunca: ayrıca, yeme-içme tesisleri, pansiyon ve oteller bulunur. Söylediğim gibi, sahil bandı uzun. Bu nedenle: Karasu sahilinde, boğulma olayları fazla oluyor.

Çünkü: insanlar, her yerden denize giriyorlar. Koruma önlemleri alınmayan yerlerden denize girildiğinde, sonuç tam bir hüsran. Bir sezonda: koruma önlemi olan yani cankurtaran bulunan yerlerde denize girenlerden, yaklaşık 200 civarından insan, boğulmaktan cankurtaranlar sayesinde kurtarılıyormuş.

Bu yüzden: lütfen, buraya gidecek ziyaretçiler, her yerden denize girmesin, koruma önlemi yani cankurtaran bulunan yerlerden denize girin ve denizde kesinlikle açılmayın, kıyıda bulunan, yakınlarınızın da açılmasına izin vermeyin. Çünkü: Karadeniz gerçekten yüzmek için çok farklı ve daha fazla güç ve enerji gerektiren bir deniz.

Mersin Balığıı
MERSİN BALIĞI:

Karasu’da, her yıl Mersin Balığı Festivali düzenleniyor. Kıkırdaklı balıklardan olan Mersin Balığı; gövdesi iri ve mekik biçimindedir. Başı, ileri doğru sipsivri uzanır. Ağzı, başın altında bulunur. Tuzlu ve tatlı sularda, denizlerde ve göllerde barınabilir. Yumurta mevsiminde, ırmaklara girer. Boyu; 3-6 metre arasındadır. Avlandığı için, sayısı gittikçe azalmaktadır. Eti oldukça iyidir. Tütsülenerek ve tuza bastırılarak yenir.

Bu yüzden; önemli derecede av konusu olmuştur. Ancak, günümüzde, tükendiğinden avı, 12 ay boyunca yasaklanmıştır. Bir zamanlar, mersin balığı, bölge için altın yumurtlayan tavuk gibi imiş. Çünkü: havyarı, büyük gelir sağlıyormuş. Ancak, sonraki dönemlerde nesli tükenmeye başlamış. Şu anda koruma altında. 1970’lere kadar, Karasu’da birçok ailenin geçim kaynağı olan Mersin Balığı, günümüzde, modern yöntemlerle çoğaltılmaya çalışılıyor. Aynı zamanda, Karasu’nun Belediye Amblemi.

TERMİK SANTRAL:

Son olarak, hani genel konular diyoruz ya, duyduğuma göre: Karasu’ya Termik Santral kurulacakmış.

Ne demeli bilmiyorum? Gerek teknolojinin en büyük gereksinimi olan elektrik enerjisine olan ihtiyaç ve gerekse, canlıların yaşamı için gereken, doğa, tabiat olgularının gereksinimi, hangisi öne alınacak, hangisi var edilip diğeri yok edilecek, bilmiyorum?

Ama, şu kesin ki, sanırım Termik Santral yapılması için, çok daha müsait yerler bulunabilir mi acaba? Yoksa, bu cennet gibi yer, yok edilmemeli diye düşünüyorum.

TARİHİ

Karasu tarihi, Frigya dönemine kadar uzanır. Karasu’nun ilk yerleşim birimi: Küçük Karasu köyüdür. Bu köyün mezarlığı incelendiğinde: bir zamanlar nüfusun kalabalık olduğu, mezar taşlarının incelenmesinde ise, Roma-Bizans sanatını yansıttığı anlaşılmaktadır.

İlçede; MÖ.3’ncü yüzyılda başlayan: Bithynia krallığının egemenliği, MÖ.1’nci yüzyıldaki Roma yönetimine kadar sürer. 11’nci yüzyılın sonlarında; Selçuklulardan Artuk Bey’in Bizanslıları yenmesiyle, yöre Selçukluların eline geçer. Ancak: 1072 yılında, yine Bizanslıların egemenliği görülür. 1322 yılında ise, Orhan Gazi tarafından Osmanlı topraklarına katılır.

Eski adı: “İncili Karasu” dur. Cumhuriyet döneminde, bataklıklar kurutulmuş ve Kafkasya ve Balkanlardan gelen göçmenler, yöreye yerleştirilmişlerdir.

KARASU’NUN YAKIN TARİHİ

Evet, Karasu’nun yakın tarihinden kasıt: geçenlerde televizyon dizisi olarak da yayınlanan “İpsiz Recep”. Kurtuluş Savaşı sırasında, İpsiz Recep, yanında 1800-2000 kişi ile birlikte düşmanı Karasu’ya sokmamış, Anadolu hükümeti yanında yer alarak, şerefle milli davaya hizmet etmiştir.

Cesareti, gözüpekliliği ve ataklığı sayesinde “İpsiz” lakabını alır. Milli mücadele yıllarında göstermiş olduğu kahramanlıklar nedeniyle: milis yüzbaşı rütbesini alır. 1928 yılında, Karasu’da ölür.

Sakarya Karasu

GEZİLECEK YERLER

Sakarya Karasu Acarlar Langozu

ACARLAR LANGOZU (GÖLÜ)

Burada: İstanbul Üniversitesi ve Türkiye Çevre Koruma ve Yeşillendirme Kurumu tarafından, Acarlar Gölündeki kuş türleri ve bitki çeşitliliğini incelemek üzere, bilimsel çalışmalar yapılıyor. Bunu duyunca, harika, gayet güzel dediğiniz kesin.

Ama: devamını okuyun bakalım, düşünceleriniz değişecek mi. Evet, bu çalışmaları, İngiltere’nin Ankara Büyükelçiliği destekliyor ve finansmanını karşılıyor. Yani: projenin parasal desteği, İngilizlerden.

Neyse: sonuçta, Acarlar Gölünde, eko turizm hayata geçirilmeye çalışılıyor. Yüzlerce kuş türün barındıran gölde “Kuş Gözlem Evi” kurulabilir. Ayrıca, fotoğraf ve bitki gözlemciliği için uygun bir alan. Birazda Acarlar Gölünden söz etmek istiyorum.

Acarlar Gölü, doğal Sit alanı ve koruma altında. Göl: yaklaşık 10 km. Uzunluğundadır. Subasar orman topluluktan içerir. Bu özelliğiyle, İğneada Langozundan sonra, Türkiye’deki en büyük ikinci subasar ormanıdır.

KÜÇÜKBOĞAZ GÖLÜ

İlçenin doğusundadır. Şehir merkezinin 5 km. Uzağında, küçük olmakla birlikte, dikkat çekici bir set gölüdür. Olta balıkçılığı ve piknik alanı olarak kullanılan mesire yeridir. Gölün Karadeniz’e açılıyor olması, ayrı bir güzellik katmaktadır. Gölde: kızıl kanat, sazan, tatlı su kefali gibi balık türleri var.

POYRAZLAR GÖLÜ

Adapazarı içinden geçilerek, gidilen bir yer. Burası: yaz-kış dibinden kaynak suları ile beslenen bir göl. Fazla sularını Sakarya nehrine karıştırıyor, karabatak ve ördekleri görmek mümkün. Göç mevsiminde, kuğular da gölü ziyaret ediyor.

Gölün yüzü ise, nilüfer çiçekleriyle kaplı. En derin yeri: 12 metre ve dibi batak. Gölde yüzmek, kesinlikle yasak. Çevresinde köy evlerinin haricinde yapılaşma yok. Orman Genel Müdürlüğüne bağlı “Poyrazlar Gölü Milli Egemenlik Parkı” na hafta sonu gelenlerin sayısı az değil.

Uçsuz bucaksız yeşilliklerde yapacağınız bir gezinti sonrası, göl kenarındaki kamelyalarda oturarak soluklanabilir, tertemiz havayı içinize çekip, piknik yapmanın keyfine varabilirsiniz. Göle, milli park olması nedeniyle, küçük bir ücret ödeyerek giriliyor.

Piknik masaları, ocaklar ve kamelyalar var. Çadır kurup kamp yapmak imkanı da var. Ücreti ödenerek, gölde olta balıkçılığı da yapmak mümkün. Biraz pullu ve kılçıklı olan: kızılkanat balıklarından tutabilirsiniz.

Sakarya Geyve

Sakarya Geyve

Modern görünümlü bir yerleşim yeri. Burada yediğim ayvanın tadını ve lezzetini, başka bir yerde asla bulamadım. Siz de, mutlaka denemelisiniz.

Sakarya Geyve

ULAŞIM

Adapazarı il merkezine, 33 km. uzaklıktadır. Her ne kadar ana yollar üzerinde bulunduğu söylenemez ise de, yine de pek sapa bir yerde değil, yani ulaşım kolay.

Sakarya Geyve

TARİHİ

İlçe, Türkler tarafından, 1312 yılında, Osman Gazi döneminde ele geçirilmiştir.

Milli Mücadelenin önemli merkezlerinden biri olarak öne çıkar. 1920’li yıllarda, Yunan işgali ve hücumları karşısında, Geyve ve yöresinde, mahalli milis teşkilatı kurulmuştur.

Daha sonra: Kurtuluş Savaşı komutanlarından Ali Fuat Cebesoy, günümüzde aynı isimle anılan kasabada karargah kurarak, Milli Mücadelede önemli görevler yapmıştır. Bunun sonucunda, Geyve ilçesi ve bölgesi, işgal görmemiş ve düşman buraya yaklaşamamıştır.

Sakarya Geyve

GENEL

Bölgenin: ayvası ve üzümü çok meşhur. Üretilen ayvaların büyük bölümünün İsrail’e ihraç edildiğini duydum.

Ülkemizin havai fişek ihtiyacının büyük bölümü, buradaki fabrikadan karşılanıyor. Bu yüzden, her gece olmasa da, genellikle, üretilen havai fişeklerinin denenmesi için, ilçe üzerinde, sürekli bir havai fişek gösterisi izlemek mümkün.

İlçede, muhteşem tekstil fabrikaları da bulunuyor. 2008 yılında düzenlenen, Avrupa Futbol Şampiyonasında kullanılan, 1 milyondan fazla kaşkol-şapka, buradaki tesislerde üretilmiştir. Ayrıca, bu tesislerde, bayrak ta üretiliyor.

Sakarya Geyve

NE YENİR. NE İÇİLİR

Burada, uygun zamanda giderseniz, tadabileceğiniz ayvanın muhteşem lezzetini, inanın, dünyanın başka bir yerinde bulamasınız. Burası, tam bir “ayva” cenneti. Bunun sebebini sorduğumda: ayva meyvesinin ağacının köklerinin çok derinlere gittiğini ve bu yörede, bu derinlikte, yani köklerin ulaşabileceği derinlikte su bulunduğunu ve bu nedenle, ayvanın çok lezzetli olduğunu söylemişlerdi. Evet, hani derler ya “ekmek ayvası” işte, tam burada.

GEZİLECEK YERLER

Sakarya Geyve Ali Fuat Paşa Kuva-i Milliye Müzesi

ALİ FUAT PAŞA KUVAY-I MİLLİYE MÜZESİ

İlçeye bağlı, Ali Fuat Paşa kasabasındadır. Kasabada, Ali Fuat Paşa parkının yanındadır.

Yapı: 1956 yılında, tek katlı olarak inşa edilmiş ve uzun süre Belediye binası olarak kullanılmıştır. 1983 yılında ise, Müze olarak düzenlenmiş ve 1989 yılında ziyarete açılmıştır.

Garp Cephesi komutanı Ali Fuat Paşa’dan kalan fotoğraflar ve belgeler ile, kendisine ait kişisel eşyaların sergilendiği bir müzedir. Bina 2 katlıdır. Birinci katta: dönemin önemli kişilerini ve olaylarını simgeleyen belgeler ve kitaplar sergileniyor. İkinci katta ise, Ali Fuat Cebesoy Paşa zamanından kalma: fotoğraflar ve kişisel eşyalar sergileniyor.

Her yıl, 10 Ocak tarihinde, burada anma töreni düzenleniyor.

Sakarya Geyve Ali Fuat Paşa Köprüsü

ALİ FUAT PAŞA KÖPRÜSÜ

İlçe merkezi ve Ali Fuat Paşa kasabası arasındadır. Köprünün uzunluğu: 198 metre ve genişliği 7 metredir. 3 kemerlidir. 6 ayak üzerinde, taştan yapılmıştır. Köprünün 4 ayağı, Sakarya nehri içinde bulunmaktadır.

Buradaki ilk köprü: Bizans imparatoru Justinyenin karısı tarafından yaptırılmıştır. Günümüze ulaşan köprü ise, bu ilk köprünün yıpranması üzerine, onun yerine: 1495 yılında, Sultan II. Beyazıt tarafından yaptırılmıştır. Bu nedenle: Türk mimari tarzını taşımaktadır. Kitabesi yoktur. Yıldırım Beyazıt ve Yavuz Sultan Selim, doğu seferlerine giderken, bu köprüyü kullanmışlardır.

Sakarya Geyve Elvan Bey İmarathanesi

ELVAN BEY İMARETİ

İlçe merkezindedir. 1450 yılında inşa edilmiştir. Günümüze, sağlam olarak gelmiştir. Bahçesinde: ismini aldığı, Elvan Bey’in mezarı bulunmaktadır. Yapı: kesme taş ve tuğladan yapılmıştır. Üç kubbelidir. 1698 ve 1969 yıllarında restorasyon görmüştür. Burası, günümüzde “Kütüphane” olarak kullanılıyor.

Sakarya Geyve Kırca yaylası

KIRCA YAYLASI

Ali Fuat Paşa kasabasına, yaklaşık 20-25 dakika uzaklıktadır. Her yıl Temmuz ayı başlarında, burada şenlik düzenleniyor. Geleneksel olarak düzenlenen şenliklerde, katılanlara, kazanlarla pişirilen pilav, gözleme, ayran, tavuk ve çörek ikram ediliyor.

Sakarya Geyve Ilıca köyü gazlı su

ILICA KÖYÜ GAZLI SUYU

İlçe merkezinin 15 km. güneydoğusunda, Geyve-Taraklı karayolunun 13.km.den ayrılan yoldan, bir süre gidildikten sonra ulaşılan Ilıcak köyü içindedir. Kaplıca suyu: mineral yönünden çok zengindir. Ayrıca: bromür ve iyodür içermektedir. Suyun, ortalama sıcaklığı 26 derecedir.

ACISU İÇMESİ

İlçe merkezinin 5 km. güneydoğusunda, Ahibaba köyündedir. Tadı nedeniyle, acısu olarak isimlendirilmiştir. Su sıcaklığı, 26 derecedir. Kaplıca suları, içildiğinde: mide ve bağırsak hastalıklarına iyi gelmektedir. Suyun çevresi ise, özellikle dinlenme ve mesire yeri olarak hafta sonlarında, büyük ziyaretçi yoğunluğu çekmektedir.

Sakarya Sapanca hakkındaki gezi yazım için Sapanca

Sakarya Hendek

Sakarya Hendek

Turizm açısından, büyük özellikleri olan ve öne çıkan bir yer değil. Burada: bir gün kaldım, söylediğim gibi, tarihi ve turistik pek fazla özellikleri olan bir yer değil.

Sakarya Hendek

ULAŞIM

Hendek: D-100 kara yolu üzerindedir. Hendek-İstanbul arası uzaklık: 170 km. Hendek-Ankara arası uzaklık: 275 km. Hendek-Adapazarı arası uzaklık: 30 km. dir.

Sakarya Hendek

TARİHİ

Söylentilere göre: bu yörede, küçük bir yerleşim yeri ve burada küçük bir han varmış. Buradan esinlenerek, bu bölgeye “Hantek” ismi verilmiş ve bu isim, günümüze “Hendek” olarak gelmiş.

Evet, buraların tarihi süreç içindeki sahipleri: Btinyalılar, Romalılar, Bizanslılar ve Selçuklular. Ama, geriye dönüp bakıldığında, yalnızca Bizanslılara ait az sayıda kalıntı günümüze kadar ulaşmıştır.

1300’lü yılların sonunda, bölgede Osmanlılar görülüyor. 1500’lü yıllarda, Bağdat seferi için yapılan, ünlü “Bağdat yolu” kalıntıları, bugündü yerleşimin içinden geçiyor.

1907 yılında, burada, Belediye kurulur. 1920-1921 tarihlerinde, Düzce ayaklanmasında, yörenin ismi de, bu ayaklanmaya katılan olarak geçer. Kurtuluş Savaşı sırasında, Düzce’de çıkan isyanı bastırmakla, Geyve’de bulunan Tümen Komutanı Miralay Mahmut Bey görevlendirilir. Mahmut Bey, isyancıları, Hendek’te karşılar. Yapılan konuşmalar sonucu, isyancılar tarafından kandırılan, Mahmut Bey ve askeri güçler: Sanbayırı mevkiinde pusuya düşürülür ve imha edilirler.

Takip eden  süreçte: 1950 yılında Karadeniz kökenli vatandaşlar ve 1980 yıllarından sonra ise, Güneydoğu kökenli vatandaşların göçmesiyle, bölgedeki nüfus yoğunluğu artar. Ancak: 1999 yılında yaşanan deprem olayından sonra, bölge göç almamaktadır.

Sakarya Hendek

GENEL

Çevre: zengin ormanlık alanlara sahiptir. İl merkezi yönünden, ilçeye girişte: her iki yanı kapsayan ağaçlar, muhteşem güzel bir görüntü veriyor.

İlçenin deniz seviyesinden yüksekliği: 175 metredir. İlçenin ortasından, Uludere isimli bir çay geçiyor. İlçenin en büyük özelliklerinden biri: Sakarya Üniversitesine bağlı, Eğitim Fakültesinin burada bulunması. Yaklaşık 4000’e yakın öğrenci burada eğitim görüyor ve bu öğrenciler, ilçenin sosyal ve ekonomik hayatını etkiliyor.

Yörede: nakliyecilik gelişmiştir. İlçedeki araçlar ile, yöre halkı: yurt içi ve yurt dışı taşımacılık yapmaktadır. Bunun dışında: fındık üretimi de yaygındır. Ayrıca, ilçeyi çevreleyen dağlarda, kaynak suları bulunuyor. Buralarda; ülkemiz pet su piyasasının önde gelen firmaların, fabrikaları var.

İklim: bölgede, Marmara ve Batı Karadeniz iklimi hakimdir. Yazları: kısa ve sıcak, kışları ise uzun ve bol kar yağışlı geçer.

NE YENİR. NE İÇİLİR

Hendek bölgesine yolunuz düşerse, burada tadabileceğiniz birkaç lezzet: cevizli tavuk ve değişik bir şekilde hazırlanan, kuru fasulye yemeği: ağudırşışı. Bunların yanında: hamsili pilav da tercih edebilirsiniz.

GEZİLECEK YERLER

ÇİĞDEM YAYLASI

İlçe sınırlarındadır. Hendek-Karadere üzerinden, Dikmen ve Çiğdem köylerine ve buradan da, 1500 metre rakımlı, Çiğdem yaylasına ulaşabilirsiniz.

Özellikle, bir süre önce, bir yayın organında oluşturulan jüri tarafından, Türkiye’nin en güzel 10 yaylasından biri seçilmesi, burayı öne çıkarmıştır. Yaylada, her yıl Temmuz ayının ikinci haftasında, yayla şenlikleri  düzenleniyor. Güzel ve tamamen çimle kaplı bir alan. Küçük ve hafif eğimli tepeler var. Muhteşem bir manzara bulunuyor. Kamp yapmaya da müsait olan bu alanda, gerçekten güzel zaman geçirebilirsiniz.

Sakarya Hendek Dikmen Yaylası

DİKMEN YAYLASI

İlçe merkezine uzaklık: 30 km.dir. Dikmen köyüne uzaklık ise: 7.4 km.dir. Keremali dağı eteklerinde kurulmuştur. Deniz seviyesinden yükseklik: 1727 metredir. Yaylanın zirvesinde, bir şehitlik var. Çadırla konaklama yapmak mümkün. Bunun dışında, kurulu konaklama tesisi yok. Çadır düşünürseniz, yeme-içme ihtiyaçlarınızı, köy merkezinden karşılayabiliyorsunuz.

Sakarya Hendek Bayraktepe

BAYRAKTEPE

İlçe merkezinde, Bayrak tepesinde, 16 Türk devletini temsil eden bayraklar var. Bayrakların altında: bayrakların temsil edildiği devletlerin simgeleri, bir tiyatro salonu, çeşitli spor tesisleri, otopark alanları ve bir betonarme yapı bulunuyor.

Sakarya Hendek Çamlıca Beldesi

ÇAMLICA BELDESİ

İlçe merkezine 12 km. uzaklıktadır. Burada, muhteşem doğal su kaynakları var. Birçok önemli su markası, buradaki suyun şişelenmesi ile ülkemizde satışa sunuluyor. Yörede: alabalık tesisleri var. Bu alabalıkların, lezzetle yenilmesinin yanında, şifa özellikleri de kullanılıyor. Balıklar, vücuda sarılarak şifa aranıyormuş. Burada: her yıl, Temmuz ayında, “Yayla Şenlikleri” yapılıyor.

MADEN DERESİ

İlçenin kuzeyinde, Çaltepe bölgesinden çıkan “Maden Deresi”, 30 km. uzunluğunda olup, Kocaeli’nin batısından Karadeniz’e dökülüyor. Dere, ormanlık alanda akıyor. Cumhuriyetin ilk yıllarında, burada bir altın madeni bulunmuş, ancak daha sonra terk edilmiştir. Derenin çevresi ağaçlık olup, mesire yeri olarak kullanılıyor. Dere içinde ise, alabalık ve sazan olmak üzere, tatlı su balıkları yaşıyor.

Sakarya Sapanca hakkındaki gezi yazım için  Sapanca