Glasgow şehri yakınlarında gezmenizi önereceğim birkaç yer var, bunlardan zamanınız olduğunda hangisi ilginizi çekerse gezebilirsiniz.
İskoçya Glasgow Şehir yakınları HOGGANFİELD PARK
HOGGANFİELD PARK
Cumbernauld Road.Robroyston.G33 adresindedir.
Şehir merkezinin 5 km. kuzeydoğusunda bulunan bu park alanı: göçmen ve kışlama için burada bulunan su kuşları ile önem kazanmaktadır. Park alanında 100 kuş türü bulunduğu söylenmektedir.
Zaten parkın en büyük cazibe alanı: sığ Hogganfield Lockh gölü ve ormanlık alandır. Biraz önce de söylediğim gibi, burası kuş gözlem ve yürüyüş yapmak isteyenler için idealdir. Göl kenarındaki asfalt yol ile ulaşım gayet iyidir.
Park alanı: ilk olarak 1920 yılında park oluşturmak için bu arazinin satın alınması ile oluşturulmuş ve zamanla yavaş yavaş genişletilmiştir. Göl ise: bölgedeki çeşitli fabrikalar için su kaynağı olarak kullanılmıştır. 1924-1926 yılları arasında göl ortasında ada ve adanın ortasında kuş cenneti oluşturuldu.
1980 yılına kadar adaya ziyaret mümkün iken, bu tarihten sonra yaban hayatı korumak için ada ziyarete kapatılmıştır. 1998 yılına gelindiğinde ise, göl ve çevresindeki ormanlık, bataklık alanlar ve meralar: Yerel Doğal Rezerv olarak ilan edilerek koruma altına alınmıştır.
PEEL PARK
Peel Park: Auld Kirk Müzesine bitişik, Kirkintilloch’un merkezinde, yüksek bir yerdedir. Yüksek bir yerde olması nedeniyle: çevrenin muhteşem bir manzarasına sahiptir.
Burası: tarihsel bir öneme sahiptir. Bir dönem, büyük Roma İmparatorluğunun kuzey-batı sınırı olmuştur. Bu sınır çizgisi: Antoninler duvarı ile belirginleşir. Yıllar içinde, duvar boyunca, aralıklarla inşa edilmiş kalelerin kalıntıları görülmektedir.
Parkın doğu tarafından, yüksek bir tepede: War Memorial Gates yakınlarında, muhtemelen 13.yüzyılda ünlü Comyn ailesi tarafından inşa edilmiş bir ortaçağ kalesi bulunur. 1211 yılında yapıldığı düşünülen yapı: korunmaktadır.
1899 yılında yapılan kazılarda: kalenin duvarının, yaklaşık 4 metre genişliğinde bulunduğu anlaşılır. Bağımsızlık savaşları sırasında, kale İngiliz ordusu tarafından işgal edilir. Günümüzde: kale hendeğinin büyük bölümü görülebilmektedir. Hendek: su ile dolu olması amaçlanarak yapılmıştır.
Burada, Roma tarihinin ünlü “Antoninler Duvarı” nı görebilirsiniz. Bu duvar: UNESCO tarafından “Dünya Kültür Mirası Listesi”ne dahil edilerek koruma altına alınmıştır.
Ault Kirk-Kilise Müzesi
Müze evlerde: yerel, ulusal ve uluslar arası öneme sahip nesnelerden oluşan zengin bir koleksiyon sergilenmektedir. Kilise: Kirkintilloc’un güney-doğu bölümündedir ve 12. yüzyılda, Aziz Ninian kilisesinin yerine, 1644 yılında inşa edilmiştir.
Bina: dik eğimli çatı ve basamaklı yapısı ile Yunan Haç planı şeklinde inşa edilmiştir. 1644 yılında yapıya konulan ilk taş: güney duvarında görülebilmektedir.
Ana kapının yanında bir zincir ve demir halkanın: 17. yüzyılda eklendiği düşünülmektedir. Suçlu insanlar: bir Pazar günü kilise hizmetleri için burada kalırken, bu zincirden halkaları giymek zorundaymışlar.
1913-1914 yıllarında, Kirk: cemaat için küçük gelince, yeni bir kilise Cowgate’nin diğer ucunda Townhead köprüsü yanında inşa edilmiştir. Ancak, burası: uzun yıllar Pazar okulu olarak kullanılmaya devam edilmiştir. 1941 yılında ise, Şehir Konseyi buranın müze olmasına karar vermiş ve 1961 yılında müze olarak ziyarete açılmıştır.
Antoninler Duvarı
Romalılar, İngiltere’yi MS.43 yılında güneydoğudan başlayarak ele geçirirler, ama İskoçya: neredeyse 40 yıl sonra Romalılar tarafından fetih edilir. Yaklaşık MS.100 yılında, İngiltere’de, kuzey ile araya bir çizgi sınır çizgisi çekilmiştir. MS.122 yılında: bu sınır Hadrian Duvarının inşası ile resmileştirilmiştir.
MS.138 yılına gelindiğinde ise, İmparator Hadrian’ın ölümünün ardından: İmparator Antonius Pius: güney İskoçya’yı yeniden işgal eder ve Forth ve Clyde nehirleri arasındaki İskoçya dar bölgesi boyunca günümüzde de bilinen “Antoninler Duvarı”nı yaptırır. Bu duvarın uzunluğunun yaklaşık 60 km. olduğu biliniyor.
Böylece: Antoninler duvarı, Roma imparatorluğunun kuzeybatı sınırı olmuştur.
MS.161 yılında, İmparator Antoninus Pius’un ölümünün ardından: Antoninler duvarı terk edilir.
MS.208-211 yılları arasında, İmparator Septimus Severus: barış için İskoçya’da kampanya yürütür ve onun ölümünün ardından oğlu Caracalla, Roma ordusunun kuzeyden çekilmesini emreder.
Evet: “Antonine Wall”: 2008 yılında UNESCO tarafından “Dünya Kültür Mirası Listesi”ne dahil edilerek koruma altına
Southport plaj bölgesi: 22 km. lik sahil şeridi ve bu şeritte bulunan plajları ile ilgi çekmektedir. Ayrıca: yine bu bölgede, 2008 yılının ardından açılan gol sahaları dikkat çekmektedir.
Burayı ziyaret ederseniz: canlı ve heyecanlı gece hayatı yanında: doğal parklar ve bahçelerde huzurlu ortamları yaşayabilirsiniz.
Royal Liverpool Golf Külübü
Golf ve Liverpool, Liverpool ve futbol gibi birlikte düşünülmektedir. Liverpool şehri: golf sahaları bakımından dünya çapındadır. Burada bulunan “Kraliyet Birkdale” sahası: İngiltere’nin 1 numaralı golf sahası olarak seçilmiştir. Bunun yanında: Kraliyet Birkdale ve Ryder golf sahaları da, dünyanın en iyi golf sahaları arasında gösterilir.
2012 Dünya Golf Şampiyonası: Kraliyet Lytham&St Annes Lancashire sahasında yapılmıştır.
WİRRAL YARIMADASI
River Dee ve Mersey nehirleri arasındaki bu bölge: Galce Hills ve muhteşem Liverpool silüetine sahiptir. Bölge: şehrin kuzeybatısındaki en iyi restoran ve gıda üreticilerine sahiptir. Rahat bir yemek için, buradaki “gastro pub” ı ziyaret edebilirsiniz. Ayrıca: yine bu bölgede, dünya çapında bir “spa” tesisi bulunmaktadır ve bu tesisin beş yıldızlı misafirhanesi bulunur. Bu bölüm için son bir not: burayı ziyaret ederseniz, muhteşem “Botanik Bahçesini” de görmelisiniz.
Lady Lever Art Gallery-Güzel Sanatlar Galerisi
Mersey nehrinin halicinin karşısında: Wirral yarımadasında bulunur. Yarımada bölümüne geçince, A41 New Ferry By-Pas denilen ana yolu takip ederek ilerlediğinizde, New Chester Rd. ve devamında Leverhulme Hotel and Spa arkasında, Lower Road üzerindedir. Otel: yazının başında belirttiğim gibi, beş yıldızlı bir Spa tesisi olarak bilinmektedir. Uzaktır ama önemli bir sanat galerisidir, şehirde zamanınız varsa, buraya mutlaka gitmenizi öneririm.
Müze, her gün saat: 10.00-17.00 arasında açıktır ve giriş ücretsizdir. “Sunlight” sabunu patronu William Hesketh Lever: ilk labratuvarını 1922 yılında burada kurmuş ve burayı daha sonra karısının anısına sanat galerisi olarak düzenlemiş ve hayatı boyunca topladığı eserleri: bu galeride sergilenmektedir.
Müzenin bölümleri: Hands-on etkinliği bölümü, Mağaza bölümü, Oda ve Spotlight bölümüdür. Bu bölümlerde: 18. ve 19. yüzyıl resimleri ve mobilyalar bulunmaktadır. Yani: İngiltere’de, dekoratif sanatların en güzel koleksiyonlarından birisine ev sahipliği yapmaktadır. Ayrıca: muhteşem bir Çin porselen koleksiyonu da bulunuyor.
Hands-on Bölümü
Her gün saat: 10.00-11.30 arasında, burada: 5 yaş altındaki çocuklar için çeşitli etkinlikler ve yaratıcı oyunlar düzenlenmektedir.
Mağaza
Mağazada, şehirle ilgili ve diğer bazı çeşitli objelerle ilgili hediyelik eşyalar satılıyor.
İngiltere Liverpool yakınlarda gezilecek yerler Lever Art Gallery-Güzel Sanatlar Galerisi Ana Hallİngiltere Liverpool yakınlarda gezilecek yerler Lever Art Gallery-Güzel Sanatlar Galerisi Ana Hallİngiltere Liverpool yakınlarda gezilecek yerler Lever Art Gallery-Güzel Sanatlar Galerisi Ana Hall
Ana Hall
Burada, yani ana salonda resimler sergileniyor. Bunlar: özellikle Victoria döneminin en önemli sanatçılarına ait resimlerdir. Pre-Rafaelistlerin; Lord Leighton ve takip eden döneme ait ressamların güzel eserlerini görebilirsiniz.
Wedgwood Galerisi
Burası: müzede 1995 yılında “Lady Lever Sanat Galerisi” tarafından yayınlanan Wedgwood Robin Emerson kitabının online versiyonudur. Koleksiyon porselen daha doğrusu seramik eşdeğeri sanat ürünlerinden oluşmaktadır.
Lady Lever Sanat Galerisi kurucusu William Hesketh Lever: dünyanın en büyük Wedgwood koleksiyonundan birine sahiptir ve bu koleksiyon 1851-1925 yılına ait sanat eserlerini içermektedir. O: koleksiyonun büyük bölümünü 19. yüzyılın ortasında topladı ve 1905 yılında ise tümünü satın aldı.
Gelelim: Wedgwood kimdir: Josiah Wedgwood 1730-1795 yılları arasında yaşamıştı, kendi zamanında yüksek sanatsal eserler ortaya koyan bir İngiliz çömlekçidir. Kendisi: yarı değerli taşlar gibi, kil görünümünü değiştirerek çok güzel sonuçlar ortaya koyan çalışmalar yaptı.
Eserlerinin çoğunluğu: kabartma dekorasyon ürünleridir. Kil süs: dikkatlice çıkarılır ve sıvı kil ile sıkışmış küçük kalıplar kurulur.
Bu teknik aynı zamanda onun sanatını devam ettirenler tarafından geliştirilmiştir. Bu şekilde uygulanan ilk tasarımlar ise, Çin’de Yixing döneminde uygulanan bitki dallarında görülür. Wedgwood: bu uygulanan tekniği: undercutting gibi cihazlar kullanarak özellikle dekorasyon uygulamalarında çok geliştirmiştir.
Ness Botanic Gardens
Wirral yarımadası üzerinde kurulu bu bahçeye ulaşmanız zor olabilir. Lady Lever Art Gallery gezdikten sonra, yarımada bölümünde Little Neston denilen mahalleyi hedefleyin, mahalleyi geçince buraya ulaşabilirsiniz. Botanik Bahçesi, bu mahallenin biraz ilerisindedir.
Evet, bu ödüllü bahçe: 1898 yılında, bahçe ve bitki tutkunu bir Liverpoollu olan Arthur Kiplin Bulley tarafından kurulmuştur. Bu bahçe: kurucusunun kızı tarafından, 1948 yılında Liverpool Üniversitesine bağışlanmıştır.
Bahçenin koleksiyonunda: 64 dönümlük alanda, Çin-Himalaya-Tibet-Burma kökenli, 15.000 bitki bulunmaktadır. Bahçe, özellikle: gülleri ile meşhurdur. Burada: günümüzde rehberli turlar ve açık hava konserleri yapılıyor. Hafif bir yemek ve tatlı için ise: yine ödüllü “Roses Tea Rooms” denen yere uğramalısınız.
Brimstage Hall
Wirral yarımadası üzerinde, Brimstage denilen mahallededir.
Liverpool banliyölerinden Wirral alanında bulunan “Brimstage Hall“: yeşillikler içindedir ve 12. yüzyıla kadar uzanır ve hala birçok orijinal Ortaçağ özelliklerini korur. El sanatları dükkanı, çocuklar için oyun alanı, dükkanlar ve restoran ile çevrili avlu ilgi çekmektedir.
ST. HELENS
Burası: Liverpool ve Manchester şehirleri arasında kozmopolit bir yer olarak dikkat çekmektedir. Burada daha çok “at yarışları” ilgi çekiyor. Haydock Park Hipodromu: at yarışları dışında, Süper Lig Rugby yarışlarına da ev sahipliği yapıyor.
Bu bölgede: fantastik “Darkstar lazer” gösterileri de ilgi çekiyor. İngiltere’nin en heyecan verici lazer etkinlikleri, burada bulunan “Hex” arenada gerçekleştiriliyor.
Burada: ayrıca: “Cam Dünyası” ve karayolu taşıtlarının geniş bir koleksiyonunun bulunduğu “Kara Ulaştırması Müzesi” de bulunuyor.
Daha kültürel bir etkinlik izlemek isteyenler, bölgedeki “Theatre Royal” ı ziyaret edebilirler. İngiltere’nin en iyi 10 caz ve blues mekanlarından biri olarak kabul edilen “İndependent” mutlaka ziyaret edilmelidir. Ayrıca: “Citidal Sanat Merkezi” de ilginizi çekebilir.
Her anlamda büyük bir cazibe eseri olan “Rüya”: sanatçı Jaume Plensa tarafından yapılmış, 20 metre yüksekliğinde ikonik bir anıttır ve uluslar arası sanatın önemli bir simgesidir.
KNOWSLEY
Liverpool şehir merkezinden kolayca ulaşılabilen bu bölgede: ödüllü muhteşem mekanlar bulunmaktadır.
Knowsley Safari Park
35 yıllık bu park alanında: aslanlar, kaplanlar ve denizaslanları gibi hayvanları görmek isterseniz, burayı ziyaret etmelisiniz. Zaten her yıl, yaklaşık 500.000 den fazla konuk, burayı ziyaret ediyormuş. Yani popülütesi yüksek bir yerdir. İlk kuruluş dönemi ise: 19. yüzyıl sonlarıdır ve kuruluş tarihinde, 90 tür memeli hayvan ve 300 kuş türü bulunuyormuş.
550 dönümlük bu park alanı: dünyanın pek çok yerinden getirilen egzotik hayvanlarla doludur. 5 kilometrelik safari sürücü yolu boyunca: bu egzotik hayvanlarla karşılaşılıyor. Günümüzde: burada: 500 memeli hayvan bulunuyor ki, bunlar arasında olanlar: gergedan, deve, bizon, aslanlar, kaplanlar, zebra, babunlar, maymunlar, geyik, antilop, filler, beyaz gergedanlar.
Ancak, buranın en ilgi çeken hayvanları: babunlardır. Babunların yaşadığı ormanlık alanın çevresinde, potansiyel hasarı önlemek için alternatif bir araç rotası sunuluyor. Ama, bu rotada da ziyaretçiler, babunların mükemmel görüntülerini izleyebiliyorlar.
Park alanında, bir başka görülmesi gereken turistik etkinlik ise: fille, zürafalar ve su samurlarının gösterilerini sundukları eğlence parkı bölümüdür.
“Bug House” isimli bölümde ise: yılan, kertenkele, hamamböceği gibi canlılar bulunuyor. “Lake” çiftliğinde ise, çocuklara yönelik: keçi, kuzu, sağır, atlar bulunuyor.
Jungle Parc
Adrenalin arıyorsanız, burayı ziyaret etmeniz gerekir.
Land Rover Experience
Burada: heyecan verici bir of road yürüyüş deneyimi yaşayabilirsiniz. Halewood bölgesindeki Land Rover üretim tesisinin burada, Land Rover Experience merkezi bulunuyor. Bu tesiste: özel uzmanlardan oluşan bir ekip tarafından, arazi kursları ve turları yapılıyor.
Ayrıca, burayı ziyaret ederseniz: Land Rover’in en yeni modeli olan “Range Rover Evoque” nin doğduğu ve geliştirildiği üretim aşamalarını izleyebilirsiniz. Saç iken, gelişmiş robotlar aracılığı ile aracın yapısının şekillendirilmesi ve montaj alanı üzerinde ilerleyişini, karmaşık paneller ve en sonunda parlak yine “Evoque” nin tamamlanışını görebilirsiniz.
Evet, buranın en önemli özelliği: aileniz yada arkadaşlarınız ile, bir gurup olarak veya yalnız: Halewood’da “Land Rover” in tadını çıkaracak bir sürüş deneyimi yaşayabilsiniz.
WARRİNGTON
Norton Priory Museum
Cheshire bölgesinde; Warrington, Tudor Road Manor Park adresindedir. Evet: Warrington kasabası içinde bulunan bu müze: şehir merkezinin 29 km. güneydoğusundadır.
Buranın, bir müze olmaktan öte, 12. yüzyıla kadar giden bir geçmişi bulunmaktadır. Müzede: birçok arkeolojik eser sergilenmektedir ve ayrıca: peyzajlı bahçeler, ormanlık yollar, tarihi bir ev, bir kafe ve piknik alanları bulunmaktadır. Ayrıca: çeşitli sergiler de düzenleniyor.
Şimdiki gezimizde, şehrin kuzeyinde bulunan Tuna nehrinin, öbür yakasında gezilecek yerler hakkında ayrıntılı bilgiler vereceğim.
Viyana Tuna nehrinin öbür yanı
PRATER
Latince “Pratum” veya “İspanyolca “Prado” kelimelerinden türemiştir. Kelime anlamı: “çayırlık”. Burası: bir tür dinlenme ve eğlence alanıdır. Aynı zamanda, koruma altına alınmış olan büyük bir ormanlık alan. Bu bölge: 1162 yılında: İmparator I. Friedrich tarafından, Konrad isimli birine satılmış.
Daha sonra ise, birçok kez el değiştiren bölge; 1560 yılında, İmparator II. Maximilian tarafından, “Prater av alanı” olarak, kraliyetin mülkiyetine alınmıştır. 1766 yılında ise, II. Joseph’in emriyle: burada av yasaklanmış ve halkın kullanımına açık bir park haline getirilmiştir.
Daha sonra ise: burada kafeler ve eğlence merkezleri açılmıştır.
Viyana Tuna nehrinin öbür yanı
Lunaparkta yani “Wurstelprater” de : “Riesenrad” yani “dönme dolap” ve “Jack the Ripper” denilen bir “korku evi” bulunuyor. Korkuyu sevenler, burayı mutlaka ziyaret etmelidirler. Ayrıca: burada, Viyana şehrinin sembollerinden biri olan: “Riesenrad” yani “Dönme Dolap” bulunuyor.
Bu dönme dolap: 1896 yılında, İmparator I. Franz Joseph’in tahta çıkışının 50.yılı anısına, İngiliz mimar Walter B. Basset tarafından yapılmıştır. Yüksekliği: 65 metredir. İlk önce, 30 vagon olarak yapılan sistem, II. Dünya Savaşı sırasında yakılmıştır. Ancak: 1947 yılında, yeniden yapılarak hizmete açılmıştır. Günümüzde, Orta Avrupa’nın en büyük ve dünyanın en eski dönme dolabı olarak öne çıkıyor.
Viyana Tuna nehrinin öbür yanı
Park içinde: bir de “Fuar Merkezi” var. Bu merkez: 1937 yılında yapılmıştır. Ayrıca: 1929 yılında, Alman mimar Otto Ernst Schweizer tarafından yapılan “Ernst Happel Stadyumu” bulunuyor.
Avusturya Viyana Tuna nehrinin öbür yanı Donaunsel
DONAUİNSEL
Burası bir ada. Tuna nehri kanalının arkasındaki, asıl Tuna nehrine ulaşmanız gerekiyor. 21 km. uzunluğundaki Tuna nehrinin ortasına kadar gelen, insan eliyle yapılmış bir ada. Bu adada: kumsallar, piknik alanları ve spor olanakları bulunuyor. Burada; bir çıplaklar kampı var.
UNO-CİTY
Burası, Uluslar arası Viyana Merkezidir. Burada: Millenium Tower gibi etkileyici bir bina göreceksiniz.
Avusturya Viyana Tuna nehrinin öbür yanı Millenium Tower
MİLLENİUM TOWER
Yapının uzunluğu: 200 metre. Orta Avrupa’daki en yüksek bina olarak biliniyor. Burada: ofisler, konutlar ve alışveriş-eğlence ve dinlenme merkezleri bulunuyor.
Avusturya Viyana Tuna nehrinin öbür yanı Danaupark
DANAUPARK
Eski ve yeni Tuna nehirlerini birbirine bağlayan bölümdedir. Prater’den daha sakin olan parkta: yapay bir göl ve spor alanları var. Ayrıca: muhteşem çiçekler görülüyor. Parkta ayrıca, teleferik ve güzel manzaralı döner terası bulunan, DONAUTURM-Tuna kulesi bulunuyor. Kulenin yüksekliği: 250 metre. 20 ayda inşa edilmiş olan kule de, yavaş yavaş dönen bir restoran ve kafeterya var. Buradan, şehrin manzarası muhteşem görünüyor.
Bu kuleye ulaşmak için: u1 metro hattını kullanıyorsunuz ve “Kaisermühlen” durağında indikten sonra, kısa bir yürüyüşten sonra, buraya ulaşıyorsunuz.