Belçika Brüksel

Belçika Brüksel

 

(15.10.2023 tarihli gezi notlarım) 

Brüksel denilince ilk akla gelen “Avrupa Birliğinin Başkenti” olduğudur. Öte yandan “NATO” merkezi de bu şehirde bulunmaktadır. Bunların yanında: birçok Avrupa şehrine yakın olması: bu şehirde, birçok insanın yaşamasına neden olmuştur.

Bunun yanında, yine Brüksel denilince, birçok insanın aklına “bira” ve “çikolata” geliyor. Ayrıca, Washington’dan sonra, dünyanın en yeşil ikinci başkentidir.

Yağmur hiç eksik olmaz. Havanın bu kasvetini engellemek için, mutluluk hormonu salgılayan, dünyanın en meşhur çikolatalarını üretmektedirler.

Şehir: Belçika ülkesinde 3 feodal bölgeden birisinin başkentidir. Yukarıda söz ettiğim gibi, Avrupa Birliğinin 3 ana kurumu olan “Avrupa Birliği Komisyonu”, “Avrupa Birliği Bakanlar Konseyi” ve “Avrupa Parlamentosu” bu şehirde bulunmaktadır.

Bunlara bağlı olarak da, yüzlerce irili-ufaklı kuruluş ve temsilcilik, yine şehirde bulunmaktadır.

Şehirde yaşayanların nüfusu: 1.1 milyon kişidir. Bunların % 30’luk bölümü yabancıdır. Şehirdeki yeşil alanların (park, bahçe, ormanlık alanların) toplamı ise: % 11.4’ dür.

Şehir merkezindeki bulvarlar: deniz seviyesinden yalnızca 15 metre yüksektedir. (Hollanda’da deniz seviyesinin altında, hatırlayanlarınız olacaktır)

Madou denilen yer: deniz seviyesinden 52 metre yüksektedir. Şehirdeki en yüksek nokta, deniz seviyesinden 100 metre yüksektedir.

Şehrin coğrafi konumuna gelince: şehir dört ülke sınırı ile çevrilmiştir ki bunlar “Fransa, Hollanda, Almanya ve Lüksemburg” dur. Ayrıca: şehrin Kuzey Denizi ve dolayısı ile İngiltere’ye bakan bir sahili bulunur.

TARİHİ SÜREÇ


Şehir, ilk olarak birkaç yüzyıl önce, burada bulunan bir bataklığın kurutulmasıyla ortaya çıkmıştır. Zaten, isminin kelime anlamı da Bataklığın içindeki yerleşim yeridir.

Brüksel: Köln ve Bruges şehirleri arasındaki ticarette hızla gelişip kalkınmıştır. Takip eden yıllar geçtikçe: şehir çevresinde bir kale yükselmeye başlamıştır.

Lambert II döneminde, çevre duvarı oluşturulmaya başlanmış ve eski ikamet edilen yerler terk edilerek, tepe üzerine kurulmuş kale içine taşınılmıştır.

Bunun sonucunda, şehre girmek isteyen ziyaretçilerin, 7 kapıyı geçmesi gerekmiştir. 1379 yılında tamamlanan ikinci sur hattı: günümüzde Brüksel şehrinin iç çevre yollarını oluşturan bulvardan geçmekteydi.

1402 yılında, Brüksel Belediye Binasının temeli Düşes Leanne ve kocası döneminde atılmıştır.

16’ncı yüzyılda: Willebroeck için yapılan kanal inşaatı, şehrin gücünü arttırmış ve liman bölgesinin gelişmesine yol açmıştır.

18’nci yüzyılda

Fransız Devriminin arifesinde, şehrin üçte birlik bölümü yenilendi. Ancak, yine aynı dönemde, şehir, felsefi ve siyasi kargaşalardan kaçamadı. Aydınlanma fikirleri etkisiyle, İmparator Joseph II, bir dizi reform ilan etmek zorunda kaldı.

Ancak, onun niyeti, reformculuk değildi ve sonunda, direniş, insanların kafalarında bilinçlenmeye başladı.

1789 yılında, Fransız Devrimiyle birlikte, Brüksel şehrinde de ayaklanmalar oldu. Hollandalı yöneticiler, bu isyanları bastırdılar ancak daha sonra Habsburglar: Directoire yönetimindeki Fransa’nın gücüne boyun eğmek zorunda kaldılar.

Waterloo savaşının ardından Napolyon yenilince, Brüksel şehri, Lahey şehri ile birlikte Hollanda krallığının iki başkenti oldular.

19’ncu yüzyılda: Brüksel, lüks mallar için bir Pazar olarak gelişir ve ortaçağ merkezi: güzel cepheli mağazaları ve eğlenceleri ile önem kazanır. 1834 yılında, bir üniversitenin temelleri atılır.

Evlere içme suyu dağıtımı, kanalizasyon ağının döşenmesi ve kentsel yapı projelerinin geliştirilmesi ve tamamlanması, şehrin hızla gelişip kalkınmasını sağlamıştır.

ULAŞIM


Şehrin havaalanı, şehir merkezine 14 km. uzaklıktaki “Zaveentem Havaalanı” dır. Uluslar arası uçuşlarla şehre gelenler, bagaj alımına geçmeden önce, pasaport kontrolü ve gümrükten geçerler. Havaalanında, yapılan araştırmalara göre, günde 1.9 ton çikolata satılıyormuş.

Havaalanı ile şehir merkezi arasındaki ulaşım: “Airport City Ekspres” treniyle sağlanmaktadır ki, şehir merkezindeki “Gare Central” e muhtemelen 30 dakikada ulaşabilirsiniz. Taksi kullanmak isterseniz, şehir merkezi yaklaşık 30-35 Euro tutuyor. Taksi seçerken, lisanslı taksileri tercih ediniz.

Bunun yanında: Brüksel şehri Avrupa’nın tam kalbinde ve bu yüzden, şehirden, Avrupa’nın diğer birçok yerine rahat ve hızlı ulaşım mümkündür.

Brüksel şehri, trenle Paris’e 1 saat 30 dakika ve Londra şehrine 1 saat 50 dakika uzaklıktadır. Şehirden, Avrupa’nın birçok yerine hareket eden “Thalys” tarafından işletilen “hızlı trenler” bulunmaktadır.

TATİL GÜNLERİ-MİLLİ BAYRAMLAR


1 Ocak Yılbaşı
1 Mayıs İşçi Bayramı
21 Temmuz Ulusal Gün
15 Ağustos Varsayım günü
1 Kasım All Saints günü
11 Kasım Anma günü
25 Aralık Noel günü

İKLİM

Brüksel şehri: ılıman bir deniz iklimine sahiptir. Yaz aylarında ortalama sıcaklık 16 derece ve kış aylarında ise 3 derece civarındadır.

Yağmur, tüm yıl boyunca mevcuttur ve şehir ziyaretçilerinin, yanlarında şemsiye bulundurmalarını öneririm.

Özellikle: Nisan-Mayıs ayları arasındaki dönem, aşırı yağmurlu dönemdir.

Aslında, yağmuru dönemsel olarak söylemek olmaz, bu şehirde yağmur sürekli görülür yani güneş buraya pek cömert davranmamıştır.

Evet, bu şehri ziyaret etmek için en uygun zaman: ilkbahar ve sonbahardır. Kışın, büyük olasılıkla bazı yerlerin kapalı bulunduğu görülür.

ŞEHİR İÇİ ULAŞIMI


Şehirdeki her üç (otobüs, metro, tramvay) sistem için tek bir bilet kullanılır. Bilet fiyatları: 1 günlük: 4.50 Euro. 3 günlük: 9.50 Euro. 5 yolculuk bileti: 7.30 Euro. 10 yolculuk bileti: 12.30 Euro’dur.

Taksi

Şehir içinde, yollardan taksi çevirmek zordur. Taksi ihtiyacınız olduğundan duraklardan telefonla çağırmak gerekir.

Belçika Brüksel

Tramvay

Brüksel şehrinin “sarı” tramvayları meşhurdur, bunlara mutlaka binip bir yolculuk yapmalısınız.

Trenler

Belçika’da ülke çapında, hafta sonlarında trenler % 50 indirimlidir. Özellikle; “Eurostar” denilen hızlı tren: şehir merkezinde “Gar edu Midi” istasyonundan hareket ettikten 2 saat sonra, İngiltere-Londra’ya ulaşıyor. Trenlerde 4 dilde anons yapılıyor. Fransızca, Flemenkce, İngilizce ve Almanca.

Belçika Brüksel

DİL

Şehirde, ülkenin iki resmi dili olan “Flamanca” ve “Fransızca” konuşulur. Ama özellikle nüfusun çoğunluğu yani % 80 kadarının Fransızca konuştuğunu söylemek gerekir. Kalan % 20’lik bölüm ise Flamanca konuşmaktadır. Ancak, yine de hukuken her iki dil de resmi dil statüsündedir. Yalnız burada konuşulan “Flemenkce”, Hollanda’da konuşulandan farklıdır.

İNSANLAR

1960’lı yıllardan sonra: bölgeye, büyük ölçüde yabancı nüfus yerleşmiştir. Başlangıçta tamamen vasıfsız olan bu göçmen işçi sınıfı, ardından gelen ikinci ve üçüncü nesil ile nispeten daha kültürlü hale gelmiştir.

Göçmenler arasında öne çıkanlar: Faslılar, Kongolu Afrikalılar ve Emirdağ-Afyon kökenli vatandaşlarımızdır. Bu yabancı kökenlilerin şehir nüfusu içindeki payı % 29 dur.

Evet, Belçika insanı, özellikle Fransızları gördükten sonra, daha cana yakın olması ile bilinip tanınıyor. Burada, insanlar, Fransızlara nazaran daha yardımsever, güler yüzlü ve cana yakınlar.

Belçika Brüksel

ALIŞVERİŞ

Şehirde: Grand Palace’ye çok yakın: ana alışveriş caddesi “Rue Neuve” yani “Nieuwstraat” dir. Burada: AVM olarak “City 2” ve “İnno” bulunuyor.

“Grand Palace” denilen tarihi yere giden ara sokaklarda ise, çok sayıda hediyelik eşya satan yerler bulunuyor. Yürüyerek ulaşabileceğiniz “Anspach” tan ise, giysi satın alabilirsiniz. Giysi almak isteyenler “Rue Antoine Dansaert” denilen yeri de tercih edebilirler.

Evet: Brüksel denilince, bence en başta gelen alışveriş “çikolata” dır. Bunun dışında, bu şehirde hediyelik olarak satın alabilecekleriniz: bisküvi, kahve, dantel ve kanavite olabilir.

Çikolata almak için size önerebileceğim yerler: “Sablon Meydanı” ve meydanda bulunan “Pierre Marcolini” dir. Burası gerçekten muhteşem lezzetli çikolata satmasıyla tanınıp biliniyor.

Bunun dışında, şehirde çikolata satın alabileceğiniz yerler: “Leonidas” ve Neuhaus ve son olarak “Wittenamer” olacaktır.

Şehirde: açık hava pazarı meraklıları için iki seçenek vardır.

Bunlar: Cumartesi günleri kurulan “Place du Jeu de Bale” ve Pazar günleri kurulan “Place Agora” dır.

Şehirdeki moda mağazalarına gelince, bunlar yani büyük moda markalarının ürünlerinin satıldığı mağazalar: Boulevard de Waterloo ve Avenue de la Toison d’Or denilen yerlerdedir.

Rue Antoine Dansaert ve çevresi de, Brüksel türü tasarım ve moda ürünlerinin satıldığı yerleri bulundurmaktadır.

Marche du Midi: denilen yerde, tren istasyonunun yakınında, her şeyin satıldığı, popüler bir Pazar bulunur ki, saat 06.00 ile 13.00 arasında açıktır.

Fabrika satış mağazaları ve outlet alışveriş yerlerini sorarsanız: şehir merkezinin 80 km. uzağında bulunan Maasmechelen Alışveriş Merkezini önerebilirim.

Daha büyük bir yer ararsanız, bu kez, aynı yerden 15 km. daha uzakta, Hollanda’da bulunan “Roermond” düşünülebilir.

Belçika Brüksel

GECE HAYATI

Brüksel şehrinde, gece hayatı çok canlıdır. Şehirde, gece hayatının canlı olarak sürdürüldüğü birkaç yer hakkında sizlere bilgi vermek istiyorum.

The You Crue

Burası, şehrin en iyi diskosudur ve Duquesnoy bölgesindedir.

Brüksel Red Light District-Brabantstraat

Burası, şehrin kuzeyinde, Türk mahallesinin dibinde ve şehrin “kırmızı ışık bölgesi” olarak bilinir. Ancak, burayı ziyaret edenlerin, çanta ve cüzdanlarının gasp edilmesine karşı dikkatli olmaları önerilir.

Evet, Hollanda’da bulunan “Kırmızı sokağa“ benzeyen camekanlarla dolu bir yer ve güzel hatunlar.

Ama bunlar bildiğiniz camekanlar değildir. Camekanların içinde birbirinden güzel ve genelde göçmen olan hatunlar görülüyor.

Bunlardan birini beğenirseniz, kapıya gidiyorsunuz ve kapı açılıyor, ücret söyleniyor ve kabul ederseniz, sizi içerideki ortama alıyorlar. 15 dakikalık süre sonunda bir zil sesi duyuluyor ve bu zil sesi işlemin yani sürenizin bittiğini ifade ediyor.

  

NE YENİR-NE İÇİLİR


Belçika ülkesinde olduğu gibi, Brüksel şehrinde de, yöresel lezzetlerin başında gelen “plat du jour” dur. Bu yemeğin Flamanca ismi “dagschotel” dir. Bunu tatmak için, şehir merkezinde “Sablon meydanı” nı deneyebilirsiniz.

Zaten buraya giderseniz, burada, Belçika’nın diğer yerel lezzetlerinden olan “deniz midyeleri” ve “patates kızartmaları”nı da deneyebilirsiniz.

Deniz midyeleri: tencerelerde pişiriliyor.

Bu tencerelerde pişirilen deniz midyelerini mutlaka tatmalısınız, ancak mevsimi var, uygun mevsime denk gelmeniz gerekiyor. Burada yenilecek başkaca: buraya has lezzetlerden diğerleri ise: patates kızartması, waffle, çikolata.

Armes de Bruxelles

Rue des Bouchers bölgesindeki bu restoran, deniz ürünleri için tam bir klasiktir ve özellikle midye yemenizi öneririm.

Chez Leon de Bruxelles

Burası, şehirdeki bir restoranlar zinciridir ve özellikle midyesi ile ünlüdür. Porsiyonları da gayet doyurucudur.

Evet, ne içilir

Belçika ülkesi tam bir “bira” cennetidir ve ülkede, yaklaşık 500 çeşit bira üretilmektedir.

Ancak, bunlardan en öne çıkanı “Stella Artois” dir. Ama, özellikle bu şehri ziyaret ederseniz “beyaz bira” yı mutlaka içmelisiniz.

Grand Palace’nin arka sokakları, İstanbul Çiçek Pasajı’nı andıran birahanelerle doludur. Buradaki her restoranda, geniş bir bira menüsü bulabilirsiniz.

Belçika Brüksel

ÇİKOLATA

Belçika çikolataları, İsviçre çikolataları yanında, daha üst düzeydedir. Çünkü: Belçikalılar, çikolata yapmayı çok ciddiye alırlar. Eğer şehirden hediyelik bir şeyler satın almak isterseniz, özellikle çikolata almanızı öneririm. Çünkü, şehirde satılan çikolataların, sonsuz seçenekleri bulunuyor.

Ayrıca: Belçika çikolatalarında herhangi bir bitkisel yağ bulunmaz, bunlar tamamen kakao yağı ile yapılırlar ve ağızda güzel bir lezzet bırakırlar.

Ara sokakları gezerseniz, baharatlı çikolataların bile bulunduğunu görebilirsiniz.

El yapımı çikolata, herhangi bir koruyucu içermez. Bu yüz den, soğutma olmadan, yaklaşık 21 gün içinde bunu tüketmek gerekir. Çikolata satın alırken, çikolatayı ne kadar süre saklayabileceğiniz sorunuz.

Çikolatanın bulunması gereken sıcaklık: 18 derecedir. Kuru ve karanlık bir yerde saklanmalıdır. Aksi halde, çikolatayı buzdolabında tutarsanız, bunları yemek istediğinizde, oda sıcaklığında 15-20 dakika bekletmeniz gerekir.

Çikolata satın almak isterseniz, özellikle “Grand Place” bölgesini tercih edebilirsiniz. Buradan satın alabileceğiniz bir kısım çikolata türleri şunlardır ve keyfinize göre bunlar arasında seçim yapabilirsiniz:

Pralines

Bunlar içinde: tereyağı krema, meyve kremleri, badem ve fındık macunu veya fındık bulunan çikolatalardır. Bunların kabukları beyaz veya koyu çikolata renginde olur.

Mantar

Bunlar, katı veya kakao tozu kabukludur ve kaymak ile katı çikolata karışımıdır. Bunlar: normalde “pralin” cinsinden biraz daha pahalıdır.

Gianduja

Bu tür, saf badem ve fındık ezmesi ile yapılan, küçük dikdörtgenler şeklinde, altın benzeri kağıda sarılmıştır. Bu tür çikolatada kabuk yoktur ve fındık ezmesi yemek gibidir.

 

BELÇİKA BİRASI

Bira, Brüksel şehrinde bir efsanedir. Şehirde, birçok tek-tekci birahane bulunmaktadır.
Bira, bu şehirde, öğlen ve akşam yemeklerinde, aperatiflerle ve gece-gündüz her an içilebilir.

Ülkede, yaklaşık 400 çeşit bira bulunur. Ancak, herhangi bir yere girdiğinizde, bunlar arasında en popüler olanları, menüde görebilirsiniz.

Genelde biraların fiyatları yüksektir. 33’lük bir biranın ücreti, 1.2 Euro civarındadır.

Ama, alkol oranı yüksektir (% 9-12 arasındadır) ve iki bira içtikten sonra, büyük olasılıkla sarhoş olunmaktadır.

Evet, şehirdeki gezinizde, gerçek Belçika birası tadabileceğiniz birkaç yer hakkında bilgi vermek istiyorum.

Grand Palace

Buranın yakınlarındaki kafe ve barlarda, birçok üst düzey Belçika birası seçeneklerini bulabilirsiniz. Özellikle: “Place du Chatelain” ve “Dukes” gibi bira kafeleri yoğun tercih edilir, ancak tabii ki fiyatlar, diğer yerlerdekilere nazaran biraz daha yüksektir.

A la Mort Subite

Burası, Grand Palace yakınlarında ve 1928 yılında açılmış ve geleneksel Belçika birasının sunulduğu bir kafedir. Kafenin is minde bulunan “Mort Subite” kelimesinin anlamı “Ani ölüm” demektir.

Çünkü: burada bahisçiler oyun oynarken bira içmeleriyle tanınır. Burada “lambic” isimli bir bira markası göreceksiniz, bu bir tür fermente biradır ve mutlaka tatmalısınız.

Delirium Cafe

Dünyanın birçok bölgesinden gelen yaklaşık 400 çeşit bira, burada ziyaretçilere sunulmaktadır. Grand Palace yakınlarındaki bu kafede, daha sonra alkollü her tür içkinin sunulduğu bir bar olarak genişletilmiştir.

Belçika Brüksel

TURİZM

Şehir, Avrupa’nın birçok şehrine yakın olmasıyla önem kazanmaktadır. Bu yüzden: Brüksel şehrine yapacağınız bir gezide, çevredeki diğer birçok şehri de gezme/görme şansınız olacaktır, çünkü hepsi birbirine çok yakındır.

Bunun yanında: Brüksel şehrinde: tarihi doku, fazlasıyla korunmuştur. Çünkü: II. Dünya Savaşında, en az hasar gören şehirlerden birisidir ve bu yüzden şehirde eski yapılar görmek mümkündür.

Öte yandan: Belçika, II. Dünya Savaşı sonrasında, savaş tazminatı olarak, Almanya’dan, 1990’lı yıllara kadar “elektrik” almıştır ve bu yüzden, gerek Belçika ve gerekse Brüksel şehrinin birçok yeri: ışıl ışıl parlamaktadır. En ücra köşeler bile ışıklandırılmıştır.

Şehirde “Scheldt” ve “Meuse” nehirleri arasında kalan bölüm: yürüyüşler için uygundur.

Şehirdeki en iyi 10 müze şunlardır

Çizgi Roman, Belçika Merkezi Güzel Sanatlar, Kraliyet Doğa Bilimleri, Autoworld, Oceade, Müzik Aletleri, Sanat ve Tarih, Çinquantenaire, Ordu ve Askeri Tarih, Atomium, Bozar.

 

Belçika Mons

Belçika Mons

 

“Mons” Fransızcada “Tepe” yada “höyük” anlamına gelmektedir. Aslında kelimenin özü “Mont” olmasına rağmen, işgaller ve farklı aksanlar nedeniyle zamanla “Mons” şeklinde telaffuz edilir olmuştur. Öte yandan, arkeolojik kazıların gösterdiğine göre, şehrin ilk safhaları; tarih öncesi dönemlerde bu höyükte yerleşen yerleşimciler tarafından kurulmuştur.

Evet Mons şehri: Canal du Centre ve Conde-Mons kanallarının üzerinde, Fransa sınırına yakın küçük bir tepenin yamaçlarında kurulmuştur.

İşte, 2015 yılı Avrupa Kültür Başkenti olarak seçilmiş şehirlerden birindeyiz. Diğer şehir Çek Cumhuriyetinde Plzen şehridir.

Şehirde “Waudru” adındaki asil bir hanımefendi adına dikilmiş manastır dikkati çekmektedir.

“Van Gogh” Provence şehrine geçmeden önce, bir süre burada yaşadı ve günümüzde onun yaşadığı evi görmem mümkündür.

Şehir nüfusu 91.000 kişidir.

Şehrin en büyük özelliklerinden birisi de NATO üssüdür.

Nato karargahı 1967 yılında buraya taşınmıştır. Nato üssündeki dünyanın dört bir yanından gelen askerlerin çocukları ve şehirde bulunan üniversiteler sayesinde, burada Avrupa’nın diğer şehirlerinde alışık olunmayan genç bir nüfus yoğunluğu dikkat çekicidir.

Özellikle Cuma ve Cumartesi geceleri, şehir merkezi meydanı ve ara sokaklardaki bar ve kulüplerde büyük hareketlilik görülür.

Belçika Mons

YERİ

Brüksel şehrinin 35 km güneyindedir. Arada tren ve karayolu bağlantısı bulunmaktadır. Brüksel şehrinden buraya trenle 45-60 dakika arasında ulaşılır. Lille şehri ile arasındaki uzaklık ise 45-55 dakika arasında ulaşılır. Liege şehri buraya 1 saat 45 dakika uzaklıktadır.

Şehir Paris şehrine 2 saat ve Amsterdam şehrine 3 saat uzaklıktadır. Buraya ulaşmak için Brüksel havaalanından direkt tren seferlerine katılıp yaklaşık 1.5 saat yolculuk yapmanız gerekiyor.

Belçika Mons

ŞEHRİN TARİHİ

MÖ.1. yüzyılda Roma imparatoru Julius Sezar bölgeye geldiğinde, burada “Nevriler” denilen Belçikalı bir kabile bulunduğu görülür ve bundan sonraki burada yeni yerleşime Latince “Castrilocus” ismi verilmiştir.

Şehrin ilk kurulduğu yer olarak kabul edilen höyükte, MÖ.57 yılında Romalılar tarafından bir lejyon birliğinin yerleştirildiği ve çevreye yapılan yollardan en belirgin olanının bu birliğin bulunduğu höyük istikametinde olduğu arkeolojik çalışmalar sonucu belirlenmiştir.

7.yüzyılda Aziz Ghislain ve onun havarileri, burada Mons tepesi yakınlarındaki Saint-Ghislain denilen yerde bir şapel inşa ederler. Zaten şehrin asıl gelişimi bu tarihte başlar. Bu şapelde görev yapan Aziz Waltrude’nin kızı Clotaier II: kendisine hatiplik gelince 688 yılında ölümünün ardından aziz ilan edildi.

Daha sonra 8 yüzyılda burada bir kale inşa edilir ve onun duvarlarına sığınmak için daha fazla insan çevreden gelerek buraya yerleşirler.

12.yüzyıla gelindiğinde Mons şehrinin: Hainaut kontu tarafından müstahkem bir şehir haline dönüştürüldüğü görülür. Duvarlar genişletilir ve kuleler ve hendekler eklenir. Üç ağ geçitleri şehre erişim izni sağlar. O günlerde yine kasabanın içinden akan Trouille nehri, şehrin kaliteli su ihtiyacını karşılamakta kullanılır.

Ardından şehir hızla büyümüş ve çeşitli ticari binalar inşa edilmiştir.
13.yüzyıl sonunda şehirde 5000 kişi civarında bir nüfus bulunduğu biliniyor.

Bu artan nüfusu korumak için, ikinci bir duvar eklenir.

Altı ağ geçidi oluşturulur. 15. yüzyılda ise şehir nüfusu bunun iki katına yaklaşmıştır. 1450 yılında şehirde Aziz Waltrude kilisesi inşaatı sürerken, 1458 yılında Belediye Binası inşa edilir ve daha sonra genişletilir.

Sainte-Waudru Collegiate kilisesi inşaatı da aynı dönemde başlar, ama bu dini yapımın bitirilmesi yaklaşık 200 yıllık bir sürece yayılır.

1571 yılında, Fransız Protestan lider Nassau Louis: İspanyol egemenliğine karşı savaş açmıştır.

1572 yılında bu isyan edenler Katolik İspanyol kralı Alba Dükü tarafından: katliamla bastırılmış ve bu olay St Bartholomev Günü katliamı olarak tarihe yazılmıştır.

1580-1585 yılları arasında şehir sakinlerinin birçoğu tutuklanmıştır. Bu dönemde, Mons şehri Güney Hollanda’nın başkenti olmuştur. 1692 yılında, uzun süreli bir kuşatmanın ardından: İspanyol Louis XIV komutasındaki ordular şehri ele geçirmişler ve ağır kayıplar verdirmişlerdir.

1701-1710 yılları arasında Fransız kontrolünde kalan şehir ardından Hollanda kontrolüne girmiştir.

17. yüzyılda yani 1662 yılında ünlü “Belfry” yani “Çan kulesi” yapılır.

1746 yılında Fransızlar şehri yeniden kuşatmışlar ve Fransa’ya ilhak ederek, Jemappes bölgesinin başkenti olarak seçmişlerdir.

1830 yılında Belçika bağımsızlığını kazanınca, Mons şehri de bağımsız olarak değerlendirilmiş, 1860 yılına kadar büyük bulvarlar ve kentsel projeler gerçekleştirilmiştir.

Bu arada: 1830 yılında, Belçika bağımsızlığını kazanınca, surlar 1861-1865 yılları arasında yıkılır.

1872 yılında: Trouille nehri şehir dışına sapar. Yıkılan surların yerini: gölgelikli ağaçlar ile ekili büyük bir bulvar alır.

Sanayi devrimi şehrin kültürü ve imajını hızla etkilemiş ve bölge endüstrisinin kalkınmasında Mons şehri önemli rol almıştır. 1891 yılında Belçika genel grev hareketi şehirden çıkmış ve bu genel grev, bir sanayi ülkesinde yapılan ilk grev olarak tarihe geçmiştir.

I. Dünya savaşında, İngiliz ordusu şehir yakınlarında Almanlar ile kıyasıya savaşa girişmiş ve şehir ardından Almanlar tarafından işgal edilmiştir. II. Dünya savaşında ise şehir önemli bir sanayi merkezi olması nedeniyle yoğun bombardımana tabi tutulmuş ve Eylül 1944 tarihinde Amerikalılar ile Almanlar arasında büyük çatışmalar yaşanmıştır.

Savaştan sonra şehirdeki sanayi düşüşe geçmiştir. NATO’nun Avrupa Müttefik Kuvvetleri Karargahı yani SHAPE, buraya taşınmıştır.

Günümüzde şehir önemli bir üniversite ve ticaret merkezi olarak bilinmektedir.

İKLİM

Şehirde genellikle kuzey Avrupa ikliminin etkileri nedeniyle güneşli günler çok nadirdir. Gün güneşle başlasa bile yağmurla biter. Kışlar ise oldukça soğuktur. Şehir, tüm kış boyunca yoğun sise gömülür.

DİL

Şehirde Fransızca konuşulur. Şehirde İngilizce bilme oranı çok düşüktür.

Belçika Mons

ZAFER GÜNÜ-LE LUMECON FESTİVALİ

Her yıl Trinity Pazar gününde: “Lumecon” denilen bir garip festival düzenlenir. Festivalin kökeni 14. yüzyıla gitmektedir.

Bu festivalde: Aziz Wautru emanetleri, altın arabası ile şehir çevresinde geçit töreniyle dolaştırılır. Bu geçit töreninde: sarı giymiş Saint George: Lumecon savaşında beyaz ejderhayı öldürür.

Geleneksel alayda kullanılan araç yani vagon: yıl boyunca Aziz Wautru kilisesinde görülebilir. Bu araç 17. yüzyılda yapılmıştır.

Alay sırasında, vagon, müzisyenler, şarkıcılar, bayrak taşıyıcıları ve atlılar eşliğinde şehrin sokaklarında Aziz Waudru kalıntılarını türbeye taşırlar.

Belçika Mons

 

NE YENİR

Belçika’nın birçok yerinde olduğu gibi, burada da kaliteli yemekler yoğunluktadır. Buraya has bir şeyler tatmak isterseniz “Cote de porc al’berdouille” denilen büyük bir domuzdan yapılan, hardallı sosla pişirilmiş domuz pirzolası denemek gerekir, tercih sizin.

Yemeklerle ilgili diğer bir önerim: bu şehirde bölgenin diğer yerlerinde olduğu üzere kırmızı eti tercih etmemeniz, çünkü kırmızı eti tam pişirmiyorlar ve hani nerdeyse kanlı kanlı servis ediyorlar ve lezzet yok.

Öte yandan “Chez Henri” de: biftek, midye ve cips yiyebilirsiniz. Dünyanın en lezzetli patateslerini burada yiyebilirsiniz.

Ayrıca: Büyük Place yakınlarındaki “I Berdouille a cotalette” denilen yer de keyifli bir atmosfer sunmaktadır. Salon des Lumieres: avizeleri, aynaları ile farklı bir atmosfer yaratmaktadır.
Tüm bunların yanında, şehirde bolca Türk dönercisi görebilirsiniz.

Ne içilir derseniz, burada elbette Fransız şarapları meşhurdur. Ayrıca Grand Palace denilen yerde herhangi bir yere oturup, yüzlerce Belçika birasının tadına bakabilirsiniz. Özellikle “Chimay Blue” önerimdir.

GECE HAYATI

Hafta içinde şehir merkezinde saat 21.00 den sonra kimseyi görmek mümkün değildir insanlar evlerine çekiliyorlar. Barlarda ise gençler takılıyorlar. Özellikle “İrish Pub” denilen yer gençler tarafından tercih ediliyor. Diğer eğlence mekanları genellikle şehrin biraz dışındadır.

ALIŞVERİŞ

Şehir merkezinde yalnızca küçük bir çarşı vardır. Burası küçük olmasına rağmen, aradığınızı bulmanız mümkündür. Şehir merkezi dışında da birkaç alışveriş merkezi bulunuyor. Hafta içinde tüm dükkanların saat 18.00 de kapandığını unutmayınız.
Bunun dışında şehir merkezindeki mağazalar şunlardır:

Le Barok

Burada hediyelik eşyalar ve moda, aksesuar ürünleri bulmak mümkündür.

Le Berlingot

Burada özellikle çocuk giysileri satılıyor.

Voit Rouge

Burada bayanlar için trendy moda ürünleri satılıyor.

Renanrd Galeri

Burada yüksek sınıf moda takıları satılıyor.

Carrefour

Grand Pres denilen yerdeki bu mekan, en uygun fiyatları bulabileceğiniz yer olarak öne çıkmaktadır.

TURİZM

Fransız ünlü yazar Victor Hugo, 19. yüzyılda tepenin yamacına kurulmuş ve ormanla çevrili bu rüya kasabadan çok etkilenmiştir. Kendisi, 1837 yılında metresiyle birlikte seyahat ederken, buradan çok garip bir kasaba şeklinde mektuplarında söz etmiştir.

O: hayali binalar, yüksek çanlar ve şehre bir şarkı gizemini veren çanların zil seslerine hayran oldu. Mimari tarzların zengin karışımını düşündü, Town Hall, sarmal ve dar sokaklar, zarif tuğla kasaba evleri ve güçlü surların güzelliğini övdü.

Evet, Mons şehri günümüzde de bozulmamış romantik bir yer olarak ziyaretçilerini çekmeye devam etmektedir.

Aslında bir hac yeri olan Mons şehri: tarihi binalar yanında, kiliseler, şapeller, manastırlar bulunur. Ama Mons şehrinin güzelliği taş döşeli dar sokakları ve geleneksel evlerinde yatmaktadır.

En ilginç yapı olan Çan Kulesi Belçika’daki tek barok yapıdır, 1661 yılında inşa edilen 15. yüzyıl Rönesans mimari stili özellikleri taşıyan “Hotel de Ville” yani “Belediye Binası” özellikle şehrin popüler ziyaret yerleridir.

Belçika Mons

 

GEZİLECEK YERLER

Belçika Mons

Belçika Mons

 

CİTY HALL

Şehir merkezinde, geniş bulvarlarla çevrili bir meydanda, Grand-Place denilen yerde bulunan bu gösterişli gotik bina: 15. yüzyıl izlerini taşımaktadır. Yapının eski bölümleri 1458-1477 yılları arasında inşa edilmiştir. Saint Collegiate kilisesine benzeyen gotik stil vurgulanmaktadır. Yapının resepsiyon bölümü 18-19. yüzyıllarda inşa edilmiştir.

Belediye Başkanının odası 17. yüzyıldan k alma başyapıtların yanı sıra duvar halıları koleksiyonu içermektedir. Ana binanın arkasındaki belediye bahçesinde: güzel bir noktada “Ropieur” çeşmesi ilgi çeker.

Çeşme: Fransa kralı Louis XIV tarafından şehre hediye edilmiştir. Bronz eser, kasabadan genç bir delikanlıyı temsil etmektedir. Şehrin anahtarı: bir deri çantaya konularak “Neo-gotik kabine du bourgmestre” denilen yerde korunmaktadır.

Binanın önünde, ana girişin sol yanında şans getirmesi için “maymun” heykeli duruyor. City Hall ana girişi dışındaki bu demir maymun heykelinin kökeni hakkında reel bilgi bulunmamaktadır. Ama birkaç yüzyıllık bir geçmişi olduğu düşünülmektedir. Tarihçiler, onun yerine şehre ve sakinlerine şans getirmesi için konulduğunu düşünmektedirler.

Çünkü: ziyaretçiler, sol el başparmağı ile maymunun başına dokunarak bir dilekte bulunurlar ise, bu dileklerinin olacağına inanılmaktadır. Zaten, maymunun başı, vücudunun diğer yerleriyle farklı bir renge ulaşmıştır.

Bu maymun söylenenlere göre: İmparator Charles Habsburg V, Fransa imparatoru Napolyon ve Japonya imparatoru Hakyito tarafından ziyaret edilmiştir. Ancak, şunu unutmamak gerekir ki, genellikle insanlar bu sıkıcı şehre tekrar gelmek istemediklerinden bu maymuna dokunmaktan korkuyorlar.

Belçika Mons

Belçika Mons

SAİNTE-WAUDRU COLLEGİATE KİLİSESİ

Kale tepesinin altındaki bu Anglikan kilisesi, gotik mimarinin önemli bir örneğidir.
15. yüzyıl yapımıdır. Mimar Mattheus de Layens tarafından tasarlanmıştır.
Yapının inşasına 1450 yılında başlanmış, ancak 200 yıllık süreç sonunda 1686 yılında tamamlanmıştı.

Yapının kulesi: 1691 yılındaki kuşatma sırasında Fransız askerleri tarafından tahrip edilmiştir. Aslında 1549 yılında 187 metre olması planlanan kule: bu yüzden asla tamamlanamamıştır. Kilisenin çevresinde 29 şapel vardır.

Yanındaki çan kulesi ile birlikte Mons şehrinin önemli bir sembolüdür. Yapı: kumtaşı, mavi taş ve tuğladan mimar Jacques du Broecup tarafından yapılmıştır. Kilisenin genişliği 31 metre, uzunluğu 115 metre ve yüksekliği 24 metredir. Bu dini yapıda: 16. yüzyıl kökenli kaymaktaşı görkemli heykeller ilgi çekmektedir.

Anglikan kilisesinin hazinesi: 12. ve 19. yüzyıllar arasındaki döneme ait Belçika altın ve gümüş hazinelerinin en güzel koleksiyonunu içermektedir. 19. yüzyıldan kalma dini kuyumculuk işleri, tekstil, kitap, heykeller ve resimler burada sergilenmektedir.

Soldaki ana kapının yanında “Araba d’Or” yani 1780 yılında Aziz Waltrude kutsal emanetlerinin taşınması için yapılan araba durmaktadır. Bu azizin türbesi ise, 1887 yılında inşa edilmiştir, yüksek altar yanında yaldızlı bakır olarak görülebilir. Kendisi 682 yılında ölmüştür ve onun kafası bir tabut içinde şapellerden birinde tutulmaktadır.

Belçika Mons

Belçika Mons

 

BELFRY-ÇAN KULESİ

Square du Chateau adresinde bulunan: 1 Aralık 1999 tarihinde UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır.
17. yüzyıl yapımıdır. Barok mimarinin önemli bir eseridir. 17. yüzyıl yapımı çan kulesi, 87 metre yüksekliktedir. Üst bölümünde 49 çan bulunmaktadır.

Belçika Mons

DEKORATİF SANATLAR MÜZESİ-FRANÇOİS DUESBERG

Mons şehri birçok ilginç müzelere sahiptir. Ama bunlar arasında en muhteşem ve en yüksek değeri olan müze, kesinlikle burasıdır.
Franklin Roosvelt adresindeki bu müze: bir zamanlar Belçika Ulusal Bankası olarak kullanılan tren istasyonu yakınındaki eski binada, Sainte-Waudru Anglikan kilisesinin karşısındadır.

Müzede: dünyada nadir bulunan 1795-1815 yılları arasındaki dönemlere ait egzotik temalar görülür. Aynı zamanda: olağanüstü yaldızlı bronz, porselen, çanak-çömlek, altın ve gümüş, cilt ve nadir sıra dışı olan saatlerin prestijli bir koleksiyonu bulunur.

ASKERİ TARİH-SAVAŞ MÜZESİ

Jardin du Mayeur şehrindeki müze: Ağustos 1914 tarihindeki Mons savaşı ve Eylül 1944 tarihindeki Mons kurtuluşu ile ilgili objeler sergilenmektedir. Zemin katta I. Dünya savaşı, Mons yakınlarındaki 23-24 Ağustos 1914 tarihinde Paris yakınlarında Almanların durdurulmasını başaran İngiliz Alayları anılarına ayrılmıştır.

Müzenin üçüncü katında: 2 Eylül 1944 tarihinde II. Dünya savaşı ve Amerikan askerleri tarafından Mons şehrinin kurtuluşuna adanmıştır. Kanadalı askerler 11 Kasım 1918 tarihinde Mons şehrine ulaşmışlardır.

GÜZEL SANATLAR MÜZESİ

Neuve bölgesinde bulunan burada 19. ve 20. yüzyıl Belçika resimleri ve ayrıca uluslar arası çağdaş sanat (1960-1990 yılları arasındaki döneme ait) eserlerinden oluşan şaşırtıcı ve renkli bir koleksiyon sergilenmektedir.

ST-CALİXTE ŞAPELİ

Kont’un kalesi müzesinde: Mons ve bölgenin panaromasını keşfetmek için muhteşem en uygun yerdir.
11. yüzyıl yapımı bu şapel: ortaçağ ikonografik evlerinin en önemli kalıntısıdır. Mons şehrinin en eski dini anıtıdır. 1995 yılında şapel halkın ziyaretine açılmıştır.

İSPANYOL EVİ-PRESS HOUSE-SPANİSH HOUSE

Rue des Clersc adresindedir. 16.yüzyıldan kalmadır. Mons geleneksel İspanyol tarzı evlerin nadir bir örneğidir. Tuğla kullanılarak basit mimari şekilde yapılmıştır. 1547 yılındaki yangının ardından yeniden inşa edilmiştir. 1919 yılında ise restore edilmiştir. Zemin katta 16. yüzyıldan kalma iki pencere vardır. Birinci kat ve üst katta ise sonraki yüzyıldan kalma birçok farklı açılımlar vardır.

Belçika Mons

Belçika Mons

SAİNT-SYMPHORİEN ASKERİ MEZARLIĞI

Burada: dev ladin ve köknar ağaçlarının altında, 500’den fazla Alman ve İngiliz Milletler topluluğu askerinin mezarı bulunmaktadır.

VAN GOGH EVİ-MAİSON VAN GOGH

Van Gogh, 1879-1880 yılları arasında, burada yaşamıştır. Kendisi 1878 yılında 25 yaşında iken buraya bir vaiz olarak gelmiş ve kömür madencileriyle birlikte yaşamıştır. Kendisi: o dönemde çevresindeki insanlar ve sahnelerle yoğun ilgilenmiştir. Ardından kendisi bir sanatçı olmayı seçmiş ve din adamı kariyerine son vermiştir.

Burada yaşadığı iki yıllık süreçte, kendisine mali ve duygusal destek olan kardeşi Theo ile yazışarak, baskılarını kopyalamak suretiyle çalışmalarına başladı. Kardeşiyle yaptığı bu yazışmalar, sergide ekranlarda görülmektedir.

Günümüzde burada kalıcı bir sergi bulunmaktadır. Sergi onun kariyerinin bir göstergesi olarak ziyaretçilere bilgi vermektedir.

PARADİSO PARK-PAİRİ DAİZA

Burası bölgenin en önemli 5 konumundan birisidir. Bu park alanında: eski bir manastır, kuşlar, çiçekler, asırlık ağaçlar, gizemli kalıntılar, Avrupa’nın en büyük kuşhanesi ve devasa bir sera bulunur. Paradiso gerek yetişkinler ve gerekse çocuklar için büyüleyici bir gezi yeridir. Güzel bir günde, parkta yürüyüş yapmayı ihmal etmemelisiniz.

Göl kıyısındaki yolu izleyin ve bütün su kuşlarını gözlemleyerek muhteşem bir yürüyüş yapın. Ayrıca, yine burada penguenlerin de bulunduğu bir akvaryum vardır.

Belçika Mons

LA LOUVİERE-HİDROLİK ASANSÖR

Rue Noulet denilen yerde, şehir merkezinin 12 km kuzeyinde “Binche Canal du Centre La Louviere” denilen yerde kanal üzerinde hidrolik asansörler bulunmaktadır. Bu çelik canavarlar, sadece 7 km uzaklık için ve 68 metre yükseklik farkı için 1888 ve 1917 yılları arasında inşa edilmiştir.

ŞEHİR YAKINLARINDA GEZİLECEK YERLER

Belçika Mons

AT SPİENNES NEOLİTİK FLİNT MADEN

Şehir merkezine 2 km güneydoğuda bulunan burası, UNESCO tarafından “Dünya Kültür Mirası Listesi”ne dahil edilerek koruma altına alınmıştır.

Burada 100 hektarlık alanda, Avrupa’nın ilk antik çakmaktaşı maden ocakları bulunmaktadır ki, bunların 6000 yaşında olduğu bilinmektedir.
Yunanistan üzerinden Tuna vadisi yolu ile buraya gelen ilk neolitik çiftçiler Lineer Çömlek Rossen kültürünü buraya taşımışlardır.

Madende çukurlar 16 metreye kadar ulaşınca, çukurun dışında 8 ve 11 metrelik yeni çukurlar açılmıştır. Sitede MÖ.2200 yılı civarında Hint-Avrupa bronz teknolojisi kullanılmıştır.
Evet, burası erken dönem insanlığının yaratıcılığı ve uygulamalarını sunmaktadır. Teknolojik gelişimde önemli kilometre taşıdır.

Belçika Mons

ANTOİNG KALESİ

Fransız sınırana yakın, Mons şehrine 32 km uzaklıktaki burası Belçika’nın en özgün ve tanınmış kalelerinden birisidir. İlk olarak 12. yüzyılda yapıldığı bilinmektedir. Ancak 19. yüzyılda ne-gotik tarzda Fransız mimar Viollet le Duc tarafından yeniden tasarlanmıştır. Kale: miras yolu ile Princes de Ligne’ye 1634 yılında geçmiştir ve Melun ailesine aittir.

SOİGNES

Soignes, Mons şehrinin kuzeydoğusunda 19 km uzaklıkta, Aziz Vincentius tarafından 650 yılında kurulan bir manastırın çevresinde kurulmuş bir yerleşimdir. Her “Whitsun” gününde, onun 250 kg ağırlığındaki reliquary, büyük bir alay ile kasabada dolaştırılır.

Belçika Mons

CHATEAU DE BELOEİL

Beloil kasabası, Mons şehrinin kuzeybatısında yaklaşık 30 km uzaklıktadır. Barok şato ve park, Belçika’da kendi türünün en iyi örneklerinden birisi olarak tanınır. Bu ortaçağ kalesi, 13. yüzyılda kurulmuş ve 17. ile 18. yüzyıllarda saraya dönüştürülmüştür. Saray, Fransız tarzı 120 hektarlık bir park içindedir.

Evet, Chateau de Beloeil: yaklaşık 700 yıldır aristokrat de Ligne ailesine aittir. Burada ikamet edenlerden en ünlü kişi: Prens de Ligne (1735-1814) olarak bilinir. Her yıl Bahar aylarında, Beloeil kalesine 2000 nergis zambağı ve çeşitli odalarda 600 orkide çiçeği gösterisi düzenlenmektedir.

Belçika Charleroi

Belçika Charleroi

Belçika Charleroi: Burası eski bir maden kasabasıdır.

Şehir İspanyol kralı II Charles’in adını taşır. Çünkü şehir 1666 yılında İspanyol Hollanda’sı tarafından kurulmuştur. Yerliler şehrin ismini “Carolos” olarak bilir.

Belçika ülkesinde en yüksek suç oranına sahip şehridir. Çünkü her dört kişiden biri işsizdir. Bu yüzden yoksulluk yaygındır.

Belçika Charleroi Çizgi Roman Karakterleri

ÇİZGİ ROMAN KARAKTERLERİ

Şehirde yürürken 3 önemli çizgi roman kahramanını görebilirsiniz.

Boulevard de Frans Dewandre kavşağında: Boule ve Bill heykelleri bulunmaktadır.

Belçika Charleroi Çizgi Roman Karakterleri

Park Astrid’de: Lucky Luke ve atı Jolly Jumper heykeli görülüyor.

En önemli karakterler olan Spirou ve Fantasio, sincap Spip ile birlikte: Avenue du General Michel’de görülür.

Evet tüm bunları görünce, bir zamanlar Ankara caddelerine yerleştirilen Dinozor heykelleri aklıma geldi.

 

ALIŞVERİŞ

Şehrin en çekici özelliklerinden birisi, şehir merkezine yayılan ve çevredeki birçok yiyecek tezgahından gelen baharat aromalı kokuların yoğun olduğu bir pazardır. Bu Pazar, sadece Pazar günleri kurulur.

Rive Gauche Charleroi

Rive Gauche: harleroi’de bir alışveriş merkezidir. 3 katlı ve 90 mağazalıdır. Yeni bir şehir ve yaşam tarzının başlangıç noktasıdır. Dışa açık mimarisi ve çevresiyle iç içe olan Rive Gauche, restoranlar, trend barlar ve kültürel ve sanatsal aktivitelerle çevrilidir.

Ville 2 Charleroi

Grand Rue 143 adresindedir. Mağazalar ve restoranları bulunan büyük bir alışveriş merkezidir.

Librairie Moliere Charleroi

Boulevard Joseph Tirou 68 adresindedir.

Carolingian metropolünün merkezinde, inşaat ve gürültüden uzaktadır. Moliere kitapçısı: ESKİ Hotel des Postes’de bulunuyor. Geniş ve otantik bir huzur merkezidir. Kitapçıda, Fransızca çok geniş ve çeşitli kitapları bulmak mümkündür.

Rue de la Montagne

Arnavut kaldırımlı bu cadde, şehrin ana alışveriş caddesidir.

Yukarı Şehri, aşağı şehre bağlar. Burada: Passage de la Bourse ilgi çeker. Ahşap çerçeveli kuyusu ile 19’ncu yüzyıldan kalma cam kaplı pasaj ilgi çeker. Pasajda bulunan dükkanlar da ilk yapıldığı dönemde olduğu gibi korunmuştur.

Wonder Friends

Burada bir dizi eğlence ve tasarım aksesuarları sunulmaktadır. Burada: dekoratif objeler, mücevher, erkekler ve kadınlar için aksesuarlar, giysiler ve çocuklar için oyuncaklar bulunur.

Pop NC

Burada çeşitli sanatçıların ve zanaatkarların kreasyonları bulunuyor. Mobilya, giysi, mücevher, dekoratif objeler ve benzerleri satın alabilirsiniz.

 

NE YENİR

Ünlü Liege köftesinin benzeri olan “vitoulet carolo” oldukça farklı ve yerel halk tarafından yoğun tercih edilen bir lezzettir.

L’escaveche:

Bir başka yöresel lezzet ise “Escaveche” isimli balık yemeğidir. Aslen İspanyol kökenlidir. Başlangıçta yemekte kullanılan sirke: et ve balıkları korumak için tercih ediliyordu. Günümüzde ise hazırlandıktan iki gün sonra balıklar soğuk olarak yeniliyor. Balık çeşitleri: alabalık ve yılanbalığıdır.

La Blanche de Charleroi

Bu bir bira cinsidir. Alt ve buğdaydan yapılan bu beyaz bira: ilk olarak Aulne Manastırına yakın, 18’nci yüzyıldan kalma bir binada üretilmiştir. Meyvemsi (portakal, kişniş, ananas) tadı hakimdir.

Les vitoulets

Bunlar kısa sürede pişirilen köftelerdir. Yani: en büyük özelliği, kısa sürede pişirilmesidir.

La gayette de Caharleroi

Bir bir tür tatlıdır. Yumuşak, tereyağlı krema ile süslenmiş, kömür görünümünde sütlü çikolataya sarılmış bir tatlıdır. Bölgenin sanayi tarihini simgeler.

Belçika Charleroi

NEREDE YENİR

Le Bistro

Bistro, yaklaşık 100 yıldır şehir merkezinde bulunmaktadır. Burada: şehrin tarihi, duygusu ve gelenekleri keşfedilebilir.

Robert la Frite

Burası istenildiğinde bir paket cips satışa sunar. Şehrin bilinen bu küçük cips büfesi, keyifli bir atmosferde lezzetli cipslerin tadını çıkarmak için oldukça uygundur.

La Brasserie de la Digue

Burası bir birahanedir. Yakın zamanda yenilenmiştir. Yerli ve turistleri ağırlamaktadır.

 

GEZİLECEK YERLER

Belçika Charleroi Hotel De Ville

HOTEL DE VİLLE-BELEDİYE BİNASI

Place Charles II adresindedir.

Devasa bina, 18 Ekim 1936 tarihinde açılmıştır.

Charleroi şehrinin zengin ve güçlü bir kasaba olduğu döneme aittir. Yanının mimarı Joseph Andre’dir.

Dışarıdan bakıldığında çan kulesi hemen dikkati çeker.

Belçika Charleroi Hotel De Ville

Ayrıca 240 metrelik cephesi etkileyicidir.

Yapının içinde: Art Deco iç mekan büyüleyici güzelliktedir.

Bronz kapı, mermerle kaplı bir şeref salonuna açılır. Ana cephede: sütunlarla ayrılmış 7 yüksek pencere ve üzerinde önemli dekoratif tavan arası bulunan balkon görülür. Çatı: 13 yatak odası ve çan kulesiyle dekore edilmiştir.

Belçika Charleroi Hotel De Ville

İç mekanda: mermer, bakır ve ahşap işleri ve heykeller vardır.

Çatı katında: ziyarete açık “Jules Destree Musee” bulunmaktadır.

Belçika Charleroi Beffroi

CHARLEROİ BEFFROİ-ÇAN KULESİ-BELFRY

Charles II adresinde Place du Menege’de bulunmaktadır.

Belediye binasının bir parçasıdır. 1936 yılında mimar Joseph Andre tarafından tasarlanmıştır.   

Kule: mavi ve beyaz taşlar ve tuğladan inşa edilmiştir. Yüksekliği 70 metredir. Ağırlık ise 4 bin tondur. Bir deniz feneridir. Bölgesel başkent olarak kendi güçlendirmektedir.

Yapıldıktan daha sonra küçük bir bronz çan kulesi ile süslenmiştir. Kulenin en üste son üç seviyesi, çan kulesine ev sahipliği yapmaktadır.

Kulede bulunan 47 çan: yerel bir sanatçı olan Jacques Bertrand’ın (1817-1884) popüler bir melodisini çalmaktadır. Çanların toplam ağırlığı 47 tondur.

Kuleye 250 basamaklı bir merdiven ile çıkılır ve sonra şehir merkezine ve bölgeye doğru 4 balkon açılır.

UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır.

Belçika Charleroi Saint-Christophe Bazilikası

SAİNT-CHRİSTOPHE BAZİLİKASI

Place Charles II adresindedir. Giriş ücretsizdir.

Bina 1957 tarihinde mimar Joseph Andre tarafından yenilenmiştir.

Bu yenileme sırasında: nef bölümüne muhteşem bir mozaik eklenmiştir. Bu mozaik: Jean Ransy’in tasarımlarına dayanmaktadır ve Venedikli uzmanlar tarafından bir araya getirilmiştir.

Belçika Charleroi Saint-Christophe Bazilikası

Bu muhteşem güzel sanat eseri mozaiğin büyüklüğü: 200 metre kareyi aşmaktadır. Bu mozaik: İncil’deki Vahiy sahnesini yani St John Kıyametini tasvir eden, yüzbinlerce minik cam kareden yapılmıştır.

Belçika Charleroi BPS22-Hainaut

BPS22-HAİNAUT

22 Boulevard Solvay adresindedir.

Hainaut Eyaletinin sanat müzesidir.

Müzenin bulunduğu bina: 1911 yılında, Charlero Sergisi için, Valon Sanat Sarayı olarak yapılmıştır. Yapı: cam ve demirdendir.

Müzede: fotoğraflardan tablolara kadar birçok sanat eseri sergileniyor.

Ayrıca: müzik, tiyatro ve dans gibi farklı sanat etkinliklerine de ev sahipliği yapıyor.

Belçika Charleroi Musee Des Beaux-Arts-MBArts

MUSEE DES BEAUX-ARTS-MBArts

1 Place du Manege adresindedir.

Palais des Beaux-Arts’da yer almaktadır. Bu bina: 1956 yılında Belçikalı mimar Joseph Andree tarafından art-deco tarzında yapılmış bir tiyatro binasıdır.

Belçika Charleroi Musee Des Beaux-Arts-MBArts

Müze arşivlerinde: 19’ncu yüzyıldan günümüze Belçikalı sanatçıların eserleri bulunmaktadır. Müzede;  heykeller, fotoğraflar ve seramiklerden oluşan 3000 objelik bir koleksiyon bulunmaktadır.

Belçika Charleroi Musee De La Photography

MUSEE DE LA PHOTOGRAPHY

11 Avenue Paul Pastur Mont-sur-Marchienne adresindedir. Şehir merkezine sadece 4 km uzaklıktadır.

Giriş ücreti 7 Euro’dur.

Belçika Charleroi Musee De La Photography

Müzeyi incelemeden önce fotoğrafın kısa bir öyküsünü bilmekte yarar var.

1827 yılında Fransız Joseph Nicephore Niepce, Judean duyarlı hale getirilmiş bir teneke plaka üzerine bir helyografi olan ilk fotoğraf görüntüsünü üretmiştir.

10 Ağustos 1839 tarihinde ise, Louis-Jacques Mande Daguerrre, Fransız Bilimler Akademisine patent başvurusunda bulunmuş ve dagerreyotipi, tanınmış bilim adamı ve Bilimler Akademisi üyesi François Arago tarafından tanınıp resmen ilan edilmiştir.

Patent, Fransız devleti tarafından dünyaya duyurulur. Dagerreyotip: gümüş iyodüre duyarlandırılmış cilalı bir bakır plakadır. Görüntülendiği açıya bağlı olarak hem negatif hem de pozitif olan bir görüntüdür.

1847 yılına gelindiğinde, Abel Niepce de Saint-Victor, cam üzerine albüm negatifini icat etti. Yumurta akı, bağlayıcı olarak kullanıldı. Albümen kağıt, 1850 yılında geliştirildi.

1889 yılında ilk negatif film, Amerikalı George Eastman tarafından üretildi. 1892 yılında Eastman Kodak Company tarafından, amatör halk tarafından kolayca kullanılabilen kameralar geliştirildi.

1907 yılında renklendirme işlemi, Lumiere şirketi tarafından geliştirildi.

1982 yılında Sony, analog görüntüleri manyetik ortama kaydeden ilk cihazı olan Mavica’yı tanıttı.

1998 yılında profesyoneller için ilk ileri teknoloji dijital cihazlar pazarlanmaya başladı.

Belçika Charleroi Musee De La Photography

Şimdi Müze:

1978 yılında Jeanne ve Georges Vercheval tarafından kar amacı gütmeyen kuruluş “Photographie Ouverte” kurulmuştur. Bundan sonra gelecekteki müze projeleri düşünülerek koleksiyon için fotoğraf ve malzeme toplamaya başlamış ve şehrin çeşitli yerlerine bunları asarak kendini tanıtmıştır.

Dünyaca ünlü bu fotoğraf müzesi, 2008 yılında yenilenen ve modern bir ek ile genişletilen eski bir Carmelite rahibe Manastırında bulunmaktadır. Bina orijinal dış güzelliğini korurken içi tamamen yenilenmiştir.

Müzede her dönemden ve her türden kapsamlı bir fotoğraf koleksiyonu bulunmaktadır. Koleksiyonda 100 bin fotoğraf bulunuyor ve bunlardan 800 tanesi kalıcı sergide sergileniyor.

Belçika Charleroi Musee De La Photography

Daha önceki yıllardan kalma, birçok eski kamera da bulunmaktadır. Farklı dönemlerden kalma 4 bin kamera bulunuyor. Bunlardan 600 tanesi, RR Belot koleksiyonunu, 4 yıl önce satın alan Cahrleroi şehri tarafından 1987 yılında yapılan bir anlaşmadan gelmiştir. Bu koleksiyon düzenli olarak özel ve resmi bağışlar ve ayrıca tek seferlik satın alımlarla zenginleştirilmektedir.

Sabit koleksiyon dışında, geçici sergiler de düzenleniyor ve ayrıca manastır parkı da çeşitli sergiler için kullanılıyor. Koleksiyonda 1.5 milyon negatif korunmaktadır.

Müzenin kütüphanesinde, fotoğrafçılığa adanmış 13 binden fazla başlık ve 4 binden fazla dosya halka açıktır.

Ana girişe yakın bir alanda kurulan Müze mağazasında ise: hediyeler ve dekorasyon için yayınlar, fotoğraf eserleri ve başkaca hediyelik ürünler satılıyor.

Müzede bir de kafe bulunuyor. Bu kafede makul fiyatlı öğle yemeği seçenekleri ve tatlı ikramları sunulmaktadır. Taze yapılmış bir omlet, lezzetli bir çorba ve meyveli turta denemelisiniz.

Belçika Charleroi Musee De La Photography

Müzenin çevresinde bulunan 85 hektar büyüklüğündeki park koruma altındadır.

Belçika Charleroi Musee Des Chasseurs A Pied

MUSEE DES CHASSEURS A PİED

Avenue General Michel 1B adresindedir. Giriş ücreti 4 Euro’dur.

Bu büyük bina, şehri keşfederken mutlaka dikkatinizi çekecektir.

Belçika Charleroi Musee Des Chasseurs A Pied

Burası eski bir Piyade kışlasıdır. İsmi de “Tresignie” dir.

Bu kışla yapısı, günümüzde Chasseurs a Pied’in cesur alayına adanmış bir Müzeye ev sahipliği yapmaktadır.

Belçika Charleroi Musee Des Chasseurs A Pied

Müzede: 1830’dan günümüze kadar olan 12 avcı alayı tarihinin bir panoraması sunuluyor. Müze önce 1831’deki on günlük seferin yanı sıra, 1832’den 1914 yılına kadar süren uzun barış dönemiyle başlar. Sonraki büyük odada, sadece iki dünya savaşına ve savaşa adanmış küçük bir oda bulunur. Çağdaş dönemden geçilerek ziyaret sona eder.

Belçika Charleroi Bois Du Cazier

BOİS DU CAZİER

UNESCO tarafından, Wallonia bölgesindeki en önemli maden alanı olarak listelenmiştir.

Şehrin güneyinde bulunun bu korunmuş endüstriyel miras alanı, 26 hektar büyüklüktedir.

Belçika Charleroi Bois Du Cazier

8 Ağustos 1956 tarihinde burada meydana gelen göçükte 262 kişi ölmüştür. Kurbanlar: çoğu İtalyan olmak üzere toplam 35 farklı ülkedendir.

Belçika Charleroi Bois Du Cazier

Ardından site 1967 tarihinde kapatılır. Avrupa fonları sayesinde yeniden değerlendirilmeden önce, yıllarca terk edilir. 2002 yılında bir anıt ve turistik yer olarak tekrar halkın ziyaretine açılır.

Bölgede aşağıdaki binalarda kalıcı ve geçici sergiler bulunmaktadır.

Musee de I’İndustrie:

Sanayi devriminin ardından, Charleri bölgesi Belçika ülkesinde başlıca ekonomik faaliyet merkezlerinden birisi oldu. Ancak 2’nci Dünya Savaşının ardından bölgede madencilik ve ağır imalatın hızla azalmasıyla işsizlik ortaya çıktı ve 1970’li yıllara gelindiğinde şehirde yoksulluk hızla arttı.

Endüstri Müzesi: 19’ncu yüzyıl ortalarından kalma bir saç haddanesi, buhar makineleri, dinamolar ve 1904 yılından kalma bir elektrikli tramvay ile ilgi çekmektedir.

Bu müze: 19’ncu yüzyılda Belçika Sanayi Devriminin çeşitli aşamalarını sunmakta ve farklı sektörlere odaklanmaktadır. Bunlar: kömür, çelik, cam, metal, mekanik ve elektrik: yapı, kimyasallar, baskı ve hatta işçilerin sosyal yaşamlarından bahseder.

Belçika Charleroi Musee Du Verre

Musee Du Verre-Cam Müzesi

Burada 19’ncu yüzyılda Belçika’da üretilen camlar sergileniyor. Giriş ücreti 8 Euro’dur.

Charleroi çevresindeki bölge, bir zamanlar dünyanın en iyi camlarından bazılarının üretilmesiyle ünlüydü.

Cam müzesi, dünya çapında genel bir cam yapım tarihi ve geçmişin ayrıntılarını içermektedir.

Belçika Charleroi Musee Du Verre

Müze eski bir lamba dükkanındadır. Müzede: antika Mısır cam şişeleri ve cam heykeller sergilenmektedir.

Müze ziyaretçileri: kendi camlarını üfleyebilirler.

Atölyeler

Tipik bir testere dişi çatısı altında, borular, ocaklar, örsler, güçlü çekiçler ve takım tezgahları arasında, dövme ve döküm işyeri tesisleri bulunmaktadır. Ayrıca cam üfleme tesisi bulunur. Zanaatkarlar tarafından canlandırılan bu yerler: gösteriler ve eğitim kursları sırasında halkın kullanımına açıktır.

DUPUİS EVİ-LA MAİSON DUPUİS

Şehrin bir bölümü olan Marcinelle denen yer, 1977 yılına kadar kendi başına bir belediye idi.

Çizgi roman yayıncısı Dupuis, burada yaşamıştır. Editions Dupuis SA, Belçikalı komik bir çizgi roman albümü ve dergi yayıncısıdır. 1922 yılında Jean Dupuis tarafından kurulmuştur. Başlangıçta Fransızca yayınlanıyordu, sonradan Fransızca ve Hollandaca basılmaya başladı. Ardından diğer dillere çevrildi.

Spirou’yu üreten yayıncıdır. 1938 yılında Spirio&Fantisio: Robert Velter tarafından üretilmiştir.

Günümüzde, Destree Caddesi 52 numarada: baskı ve albüm satışı, dergiler ve internet içeriklerinin satışı yapılmaktadır.

Brüksel şehri tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.