İskoçya Glasgow Ne yenir

İskoçya Glasgow Ne yenir

Özellikle yaz aylarında şehri ziyaret ederseniz: açık havada, şehir merkezinde “Royal Exchange” meydanı veya “Buchanan Street” ya da “West End” ve “Merchant City” denilen yerde: Arnavut kaldırımlı sokaklarda yemek keyfini çıkarabilirsiniz.

Geleneksel İskoç yemekleri, Hint yemekleri, suşi, kokteyller ve viski, her zevke uygun yiyecek ve içeceklerin bulunduğu restoranlar: şehri, Avrupa’nın en hareketli şehirlerinden biri haline getirmektedir.

Şehrin başlıca geleneksel yemeği

 

Sakatat Yahnisi-Haggins

İskoçya’nın ulusal yemeği olarak bilinir. Bu popüler ve çok yönlü yemek, tüm yıl boyunca tercih edilebilmektedir. Haggins: sosis veya yulaf ezmesi, tuz ve baharat ile et birleştiren lezzetli bir puding türüdür.

Fakir bir adam tarafından yemek artıklarından ilk kez yapıldığı düşünülmektedir. Ancak, günümüzde ülke genelinde menülerin en popüler yemeği olarak bilinir.
Çoğu zaman, bu yahni: soyulmuş ve ezilmiş şalgam, patates ve viski ile servis edilir.

Peki bu şehirde ne içilir sorusunun yanıtının hemen anlaşılacağına eminim, elbette “viski”. Şehirde: 120 çeşit viski üretildiği söyleniyor.

 

City Center Bölgesi

29

Royal Exchange Square.G1-3AJ adresindedir. 2007 yılında açılmıştır.
Burası, İngiltere’nin en iyi biftek yani et restoranlarından birisidir ve bu durum çeşitli ödüllerle kanıtlanmıştır.

İtalyan Ristorante Teatro A Little Taste

Sauchiehall Street.Elmbak Street caddelerinin kesiştiği yerdedir. G2-4PQ
Burada, otantik İtalyan mutfağı ürünleri servis ediliyor. Menülerde: Roma, Napoli ve Venedik yemekleri bulunuyor.

Alla Turca Restaurant

Pitt Street.G2-4DY adresindedir.
Burası: Türk restoranı olarak da bilinir. Burada: klasik yemekler ve Glasgow mutfağının çeşitli örnekleri sunulmaktadır. Evet: ülkemiz yemek kültürünün ürünleri burada servis ediliyor. İç dekorasyonda, taş duvarlar, Türk lambaları, sanat ve ayrıntılı minderler restoranda hoş bir hava yaratıyor.

West End bölgesi

Bu bölgede, çok sayıda Hint restoranı bulunuyor.

Cafe Andaluz West End

Cresswell Lane. G12-8AA adresindedir.
Burası: Glasgow şehrinde, birçok tadın ilk kez tanıtıldığı yer olarak bilinir. Restoranın geniş menüsünde: et, deniz ürünleri ve vejeteryan seçenekleri bulunmaktadır. Özellikle: tortilla, patates bravas ve chorizo içeren yemekler, portakal ve biber marmelatlı keçi peyniri, buranın klasik seçenekleridir.

Cail Bruich West

Great Western Road.G12-8QX adresindedir.
Bu ödüllü restoranda, İskoç yemeklerinin çeşitli versiyonlarını bulabilirsiniz.

Masala Twist

Byres Road.G12-8SN adresindedir.
Restoranın parlak renkli duvarlarında, fil süslemeleri ve Hint resimleri asılıdır ve böylece Hint yarımadasının atmosferi hakim hale getirilmiştir.

Merchan City bölgesi

 

Arta

Merchan City’nin merkezinde bulunan bu restoran: İspanyol tarzı restore edilmiştir ve Akdeniz yemek kültürü ürünleri sunulmaktadır.

Cafe Gandolfi

Albion Street.G1-1NY adresindedir.
1979 yılında açılan bu mekan, gerçek bir kafe kültürünü ve servisini tatmak isteyenler için mutlak uğrak yerlerinden birisidir.

City Merchant

Candleriggs.G1-1NP adresindedir.
1988 yılında açılan mekan: en iyi İskoç deniz ürünlerinin servis edildiği bir yer olarak önem kazanmaktadır.

Dakhin

Candleriggs.G1-1NP adresindedir.
Şehrin merkezindeki bu mekan: İskoçya’da ilk otantik Güney Hint yemek kültürünün sunulduğu yerdir ve İskoç Turistik Kurulu tarafından “mükemmellik” ödülüne layık görülmüştür.

Diğer Bölgelerdeki restoran ve kafeler

Art Lover Cafe

Bellahouston Park.G41-5BW adresindedir.
Park alanındaki bu mekan: çevredeki sanat eserleri ile zenginleştirilmiş ortam içinde terastaki kafede dinlenme imkanı sağlıyor. Bina: Charles Renni Mackintosh tarafından tasarlanmıştır. Canlı atmosferi ve yaz aylarında çevredeki park manzaralı bir açık hava kafesi muhteşem güzel bir ortam sunmaktadır.

Willow Tea Rooms

Sauchiehall Street.G2-3EX adresindedir.
Yapının iç tasarımı Mackintosh tarafından yapılmıştır. Çay odalarının cam çalışmaları ve özellikle kapı ve odanın çevresindeki aynalar ilgi çekmektedir. Günümüzde buranın menüsünde: geleneksel kahvaltı, İskoç Savoury yemekleri, özel sandviç ve lezzetli tatlılar bulunur.
Çay ise: burada 25 farklı karışım çay servis ediliyor. Ayrıca: kahve, sıcak çikolata ve soğuk içecekler de sunuluyor.

Kama Sutra

Sauchiehall Street adresindedir. Bu mekanda ortam güzel ve yemekler iyidir.

Red Onion

Şehirde geleneksel İskoç yemekleri yemek istiyorsanız, burayı tercih etmelisiniz.

Two Fat Ladies

Deniz ürünlerinden oluşan menüleri denemek için bu restoranı bulmalısınız.

İskoçya Glasgow Genel

İskoçya Glasgow Genel

Glaskow; İskoçya’nın en büyük şehridir. İngiltere adasında ise, en kalabalık nüfus barındıran üçüncü şehirdir. Şehirde: birçok alışveriş merkezi ve kültür mekanları bulunmaktadır ve bu yüzden: hareketli yaşamın etkin olduğu bir yer olarak bilinir.

Şehir: 2013 yılı “Travelers Choice Destinasyonları” ödüllerinden: yükselişte bulunan en iyi üçüncü şehir ödülüne layık görülmüştür.

İspanya-Barcelona şehrinde ünlü mimar “Gaudi” ne ise, bu şehirde de “Makintosh” aynıdır. Ünlü mimar Charles Rennie Mackintosh: 1868 yılında bu şehirde doğmuş ve şehirdeki birçok mimari yapının yaratıcısı olmuştur.

Şehrin en büyük özelliği: tüm müzelerin ücretsiz olmasıdır. Bunun yanında: Edinburg şehrinden sonra burayı ziyaret edenler belki sıkılacaklardır. Çünkü: bu şehrin turistik yönü pek ağırlıklı değildir. İskoçya bölgesi gezinize, önce Glasgow ve ardından Edinburg şehri ile devam etmenizi öneririm. Edinburg şehri ne kadar güzel ve turizm yönü güçlü ise, Glasgow şehri de hareketli ve canlı olması ile tanınır.

Yalnızca giriş bölümünde değinmek istediğim bir husus var. İskoçya’nın diğer yerlerinde olduğu gibi, buranın kırsal kesimlerinde de “Scottish Cattle” denilen bir tür “sığır” görebilirsiniz ki, bunlar uzun saçlı ve sakallı gibi görünürler.

“2014 yılı Commonwealth Games” bu şehirde yapılacaktır. 11 gün boyunca, 17 spor dalındaki yarışmalar: 23 Temmuz-3 Ağustos 2014 tarihleri arasında düzenlenmiştir.

 

TARİH

Şehirde ilk yerleşimcilerin kim ve ne zaman yerleştikleri bilinmemektedir. Ancak: bilinen ilk yerleşimcilerin, MS.550 civarında buraya gelip yerleşen Hıristiyan toplulukları olduğu tahmin edilmektedir.

Yani; şehir 543 yılında Saint Mungo olarak bilinen Aziz Kentigern tarafından burada bir manastır kilisesi kurulduğu söyleniyor. Zaten: 1123 yılında, Glasgow katedralinin, Aziz Kentigen mezarı yerinde inşa edilmiştir.

6.yüzyılda ise, burada bir katedral yapılır ve bölgenin dini merkezi haline gelir.
1286 yılında, River Clyde üzerinde, keresteren Glasgow Bridge köprüsü yapılmıştır.

1297 yılında: William Wallace: İngiliz vali tarafından kaçırılan eşinin intikamını almak için, İngiliz işgal kuvvetlerine karşı, Lanark bölgesinde bir ayaklanma düzenlemiştir.

1410 yılında, River Clyde üzerindeki köprü, taş kemerli bir köprü ile değiştirilir.

1438 yılında Bishop kalesi inşa edilir ve katedral piskopos ve başpiskoposu için ikametgah olarak kullanılmaya başlanır. 1451 yılında, Üniversite kurulur.

1574 yılında şehirde veba görülür. 1625 yılında şehirde ilk iskele inşa edilir. 1652 yılında, yangın, şehirdeki birçok insanı evsiz bırakır.

Bu yangına, dünyanın ilk itfaiye teşkilatı, Edinburg şehrinden gelerek müdahale eder. 1660 yılında, şehirde ilk kömür yatakları bulunur.

1776 yılında, Adam Smith, Glasgow Üniversitesinde görev yapmıştır. 1807 yılında Hunterian Müzesi ve sanat galerisi açılır.

1841 yılında, şehir İskoçya’nın en büyük şehridir, ancak bu büyük nüfus, gecekondu tipi, kötü evlerde yaşamaktadırlar. 1896 yılında Glasgow metrosu açılır.

Şehrin limanına gemilerin yanaşabilmesi mümkün değil iken, 18.yüzyılın başlarında: Clyde ırmağının dibi temizlenerek derinleştirilmiş ve büyük gemilerin şehir limanına yanaşabilmeleri sağlanmıştır.

Böylece; Glasgow limanından: Batı Hint Adaları ve Amerika’daki kolonilere İskoç malları ve Afrikalı köleler götürülmüş: oradan ise şeker, tütün ve rom getirilmiştir. Özellikle: tütün ticareti konusunda, şehir önemli bir merkez haline gelmiştir. Zamanla: pamuklu dokumu da önem kazanmıştır.

19.yüzyılda: şehir, Avrupa’da Londra ve Paris ile birlikte en çok nüfusa sahip şehirlerinden birisi olarak bilinir. Çünkü: bu dönemde, bölgede kömür ve demir yatakları bulunmuş ve demir-çelik endüstrisi hızla ilerlemiş, sanayileşme sonucu, ülkenin birçok yerinden buraya gelen insanlar, işçi olarak çalışmaya başlamışlar ve şehrin nüfusu 1 milyona yaklaşmıştır.

İskoçya Glasgow Genel

ULAŞIM

İstanbul-Glaskow arasındaki uçuş süresi, yaklaşık 5 saat sürmektedir. Glasgow-Londra arasındaki havayolu ulaşımı ise, 1 saat sürmektedir. Glasgow-Edinburg arasındaki uzaklık 71 km. dir.

Şehir havaalanı “Glasgow Prestwick” : şehir merkezinin batısında 8 km. uzaklıktadır.
Glasgow City Center Buchanan Otogarı ile havaalanı arasındaki otobüs seferleri: her gün saat: 05.00-23.30 arasında her 30 dakikada sürmektedir.

Yolculuk süresi 55 dakikadır ve ücret 16 paund’dur. Havaalanı ile şehir merkezi arasında tren kullanmak isterseniz, yine yolculuk süresi 45 dakikadır.

İskoçya Glasgow Genel

İKLİM

Glasgow şehri: Moskova ile aynı enlem üzerindedir ancak sıcak Atlantik Okyanusu kıyılarında bulunması nedeniyle, hakim batı rüzgarı, buradaki iklimin ılıman olmasına neden olmuştur. Evet, şehirde: yazların sıcak ve kışların ılıman olduğu bir iklim düzeni hakimdir.

Ülkenin genelinde olduğu gibi, burada da yağış eksik olmaz, ama diğer bölgelere nazaran şehrin bulunduğu yer daha sıcak denilebilir.

Öte yandan: yine adanın diğer yerlerinde olduğu gibi, burada da hava şartları kısa zaman içinde değişir, bir bakarsınız güneş, biraz sonra ise, yoğun bir yağmur ve ardından yine güneş.
Bu şehri ziyaret etmek isterseniz: Haziran-Temmuz-Ağustos ayında buraya gitmelisiniz.

 

DİN

Şehirde: 1860 yılından itibaren şehre göçen Katolikler ve şehir merkezindeki Protestanlar arasında zaman zaman ciddi çatışmalar çıktığı görülmektedir.

Hatta: dünyanın en büyük ikinci derbisi olarak kabul edilen Glasgow Rangers ve Celtic futbol takımları arasındaki rekabette bu dini yapılara dayanmaktadır.

Çünkü: Glasgow Rangers taraftarları Protestan iken, Celtic taraftarları Katoliktir.

Bunları bilmenizde yarar var, çünkü olura bir futbol takımı forması alır ve rakip takımın mahallesinden veya mekanından geçerseniz, başınıza büyük dertler gelebilecektir. Bu yüzden: şehirde “din” faktörünün önemli olduğunun bilincinde olmanız gerekir.

 

DİL

İskoçya’nın diğer yerlerinde olduğu gibi burada da aksanlarını anlamakta mutlaka zorluk çekeceksiniz. Öte yandan, özellikle akşamları: biraz da sarhoş olmaları nedeniyle dilleri sürçmekte ve konuştukları hiç ama hiç anlaşılmamaktadır.

Bu yüzden: kendinizi üzmeyin ve yormayın, anlamaya gayret edin, anladıklarınız ile yetinin.

 

ELEKTRİK

Şehirde: 220 volt elektrik kullanılmasına rağmen, prizler üç girişlidir ve bu yüzden, burayı ziyarete gittiğinizde, mutlaka dönüştürücü bulundurmalısınız veya oraya vardığınızda satın almalısınız.

 

PARA

Şehirde: İngiltere’nin diğer yerlerinde olduğu gibi “paund” kullanılır.

 

ŞEHİR İÇİ ULAŞIMI

Otobüsler

Şehirdeki ana otobüs durağı: Buchanan Street caddesindedir. Otobüslere binmek için yanınızda bozuk para bulundurmanız gerekir, çünkü: sürücüden bilet alacaksınız ve sürücü para üstü vermez.

Ancak: otobüs bilet ücretleri, gideceğiniz yere göre değişmektedir. Gideceğiniz yeri söylediğinizde, sürücü size ödemeniz gereken ücreti söyleyecektir.

Öte yandan: sürücüden aldığınız bileti sakın atmayın, kaybetmeyin, çünkü: yolculuk sırasında bilet denetimi sıkça yapılmaktadır.
Evet: otobüsten inişler için, bindiğiniz kapıyı yani sürücüye yakın kapıyı kullanmalısınız.

Metro

Şehir metrosunun 16 istasyonu bulunmaktadır. Metro hatlarından: “The Quter Circle” saat yönünde: “İnner Circle” metro hattı ise, saat yönünün tersinde ilerler. Metro çalışma saatleri: 06.30-23.30 dur. Ancak: Pazar günleri çalışma saatleri kısalır ve akşam saat: 18.00 den sonra metro çalışmaz.

Tek binişlik metro ücreti: 1.20 paund, 1 günlük sınırsız biniş bilet ücreti ise, 3.5 paund.

 

GLASKOW ÜNİVERSİTESİ

Üniversite: 1451 tarihinde kurulmuş, Avrupa’nın en eski üniversitelerinden birisidir. Daha doğrusu, İngilizce konuşulan ülkeler arasında kuruluş tarihi itibarı ile en eski dördüncü üniversitedir. Dolayısı ile, Avrupa’da eğitim konusunda en prestijli eğitim kurumlarından birisidir.

Üniversitenin ana kampus merkezi: şehirde “Gilmorehill” denilen yerdedir. Ancak, başlangıçta Glasgow katedrali yakınında, şehir merkezinde, High Street üzerinde bulunan ve 1870 yılında yapılan binalarda bulunmuştur ve daha sonra biraz önce sözünü ettiğim yeni yerine taşınınca, eski binalar: Kelvingrove Sanat Galerisi ve Müzesi olarak kullanılmaya başlanmıştır.

Üniversite içinde, rehberli turlarla gezi yapmak mümkündür. Bu gezide: Filozof Thomas Reid’in mezar taşı, Lord Kelvin’in laboratuvarı ve atmosferik cloisters ve tarihi merdivenleri görebilirsiniz.

İskoçya Glasgow Şehir yakınları

İskoçya Glasgow Şehir yakınları

Glasgow şehri yakınlarında gezmenizi önereceğim birkaç yer var, bunlardan zamanınız olduğunda hangisi ilginizi çekerse gezebilirsiniz.

İskoçya Glasgow Şehir yakınları HOGGANFİELD PARK

HOGGANFİELD PARK

Cumbernauld Road.Robroyston.G33 adresindedir.
Şehir merkezinin 5 km. kuzeydoğusunda bulunan bu park alanı: göçmen ve kışlama için burada bulunan su kuşları ile önem kazanmaktadır. Park alanında 100 kuş türü bulunduğu söylenmektedir.

Zaten parkın en büyük cazibe alanı: sığ Hogganfield Lockh gölü ve ormanlık alandır. Biraz önce de söylediğim gibi, burası kuş gözlem ve yürüyüş yapmak isteyenler için idealdir. Göl kenarındaki asfalt yol ile ulaşım gayet iyidir.

Park alanı: ilk olarak 1920 yılında park oluşturmak için bu arazinin satın alınması ile oluşturulmuş ve zamanla yavaş yavaş genişletilmiştir. Göl ise: bölgedeki çeşitli fabrikalar için su kaynağı olarak kullanılmıştır. 1924-1926 yılları arasında göl ortasında ada ve adanın ortasında kuş cenneti oluşturuldu.

1980 yılına kadar adaya ziyaret mümkün iken, bu tarihten sonra yaban hayatı korumak için ada ziyarete kapatılmıştır. 1998 yılına gelindiğinde ise, göl ve çevresindeki ormanlık, bataklık alanlar ve meralar: Yerel Doğal Rezerv olarak ilan edilerek koruma altına alınmıştır.

 

PEEL PARK

Peel Park: Auld Kirk Müzesine bitişik, Kirkintilloch’un merkezinde, yüksek bir yerdedir. Yüksek bir yerde olması nedeniyle: çevrenin muhteşem bir manzarasına sahiptir.

Burası: tarihsel bir öneme sahiptir. Bir dönem, büyük Roma İmparatorluğunun kuzey-batı sınırı olmuştur. Bu sınır çizgisi: Antoninler duvarı ile belirginleşir. Yıllar içinde, duvar boyunca, aralıklarla inşa edilmiş kalelerin kalıntıları görülmektedir.

Parkın doğu tarafından, yüksek bir tepede: War Memorial Gates yakınlarında, muhtemelen 13.yüzyılda ünlü Comyn ailesi tarafından inşa edilmiş bir ortaçağ kalesi bulunur. 1211 yılında yapıldığı düşünülen yapı: korunmaktadır.

1899 yılında yapılan kazılarda: kalenin duvarının, yaklaşık 4 metre genişliğinde bulunduğu anlaşılır. Bağımsızlık savaşları sırasında, kale İngiliz ordusu tarafından işgal edilir. Günümüzde: kale hendeğinin büyük bölümü görülebilmektedir. Hendek: su ile dolu olması amaçlanarak yapılmıştır.

Burada, Roma tarihinin ünlü “Antoninler Duvarı” nı görebilirsiniz. Bu duvar: UNESCO tarafından “Dünya Kültür Mirası Listesi”ne dahil edilerek koruma altına alınmıştır.

 

Ault Kirk-Kilise Müzesi

Müze evlerde: yerel, ulusal ve uluslar arası öneme sahip nesnelerden oluşan zengin bir koleksiyon sergilenmektedir. Kilise: Kirkintilloc’un güney-doğu bölümündedir ve 12. yüzyılda, Aziz Ninian kilisesinin yerine, 1644 yılında inşa edilmiştir.

Bina: dik eğimli çatı ve basamaklı yapısı ile Yunan Haç planı şeklinde inşa edilmiştir. 1644 yılında yapıya konulan ilk taş: güney duvarında görülebilmektedir.

Ana kapının yanında bir zincir ve demir halkanın: 17. yüzyılda eklendiği düşünülmektedir. Suçlu insanlar: bir Pazar günü kilise hizmetleri için burada kalırken, bu zincirden halkaları giymek zorundaymışlar.

1913-1914 yıllarında, Kirk: cemaat için küçük gelince, yeni bir kilise Cowgate’nin diğer ucunda Townhead köprüsü yanında inşa edilmiştir. Ancak, burası: uzun yıllar Pazar okulu olarak kullanılmaya devam edilmiştir. 1941 yılında ise, Şehir Konseyi buranın müze olmasına karar vermiş ve 1961 yılında müze olarak ziyarete açılmıştır.

 

Antoninler Duvarı

Romalılar, İngiltere’yi MS.43 yılında güneydoğudan başlayarak ele geçirirler, ama İskoçya: neredeyse 40 yıl sonra Romalılar tarafından fetih edilir. Yaklaşık MS.100 yılında, İngiltere’de, kuzey ile araya bir çizgi sınır çizgisi çekilmiştir. MS.122 yılında: bu sınır Hadrian Duvarının inşası ile resmileştirilmiştir.

MS.138 yılına gelindiğinde ise, İmparator Hadrian’ın ölümünün ardından: İmparator Antonius Pius: güney İskoçya’yı yeniden işgal eder ve Forth ve Clyde nehirleri arasındaki İskoçya dar bölgesi boyunca günümüzde de bilinen “Antoninler Duvarı”nı yaptırır. Bu duvarın uzunluğunun yaklaşık 60 km. olduğu biliniyor.

Böylece: Antoninler duvarı, Roma imparatorluğunun kuzeybatı sınırı olmuştur.

MS.161 yılında, İmparator Antoninus Pius’un ölümünün ardından: Antoninler duvarı terk edilir.

MS.208-211 yılları arasında, İmparator Septimus Severus: barış için İskoçya’da kampanya yürütür ve onun ölümünün ardından oğlu Caracalla, Roma ordusunun kuzeyden çekilmesini emreder.

Evet: “Antonine Wall”: 2008 yılında UNESCO tarafından “Dünya Kültür Mirası Listesi”ne dahil edilerek koruma altına