İskoçya Edinburgh Genel

İskoçya Edinburgh Genel

Şehir: İskoçya’nın başkentidir. İskoçya’nın ikinci en kalabalık ve İngiltere’nin yedinci en kalabalık şehridir. Kasvetli ve sisli havası ile, ortaçağdan kalma şato ve kuleleriyle tarihi bir masal şehridir.

Şehir nüfusu normalde 450.000 olmasına rağmen, yazın Ağustos ayında bu rakam 1 milyona ulaşır, çünkü festival zamanında şehir yoğun ziyaretçi akınına uğramaktadır. Yani: siz de bu şehri ziyaret etmek isterseniz, bu festival zamanında yani Ağustos ayında gitmeli ve etkinlikleri yaşamalısınız.

Şehir: İngiltere’ye kıyasla gayet ucuzdur. Şehir aslında deniz kıyısında kurulmasına rağmen, zamanla kale çevresinde yerleşim yoğunlaşmıştır.
İskoçya: Birleşik Krallığın bir parçası olmasına rağmen, Edinburgh şehrinde bulunan İskoç Parlamentosu bulunmaktadır.

Edinburgh şehri: İskoçya’nın gerek yurt dışı kaynaklı ve gerekse İngiltere kaynaklı ziyaretçiler tarafından en çok ziyaret edilen yerdir. İskoçya’nın en çok ziyaret edilen yeri ise: hiçbir zaman ele geçirilememiş Edinburgh kalesidir.

Ülkemizde de gösterilen “Cesur Yürek” filminde, İngilizlere karşı İskoç ayaklanmasını başlatan William Wallece bir halk kahramanı olarak bilinmektedir.

İskoç erkekleri: bir tür etek giymektedirler. Bu “kilt” denilen etekleri: 1720’li yıllarda giymeye başladıkları söyleniyor.

Şehri keşfetmenin bir yolu: üstü açık turist otobüslerini kullanmaktır. Bu otobüsler: Wavely Tren İstasyonunun önünden, 16 paund ücret ödeyerek bu otobüslere binebilir ve yarım günde şehrin belli başlı yerlerini görebilirsiniz.

İskoçya Edinburgh Tarihi

TARİHİ

Yazılı İskoç tarihi: MS.80 yılında: bu toprakları işgal eden Romalılar ile başlamıştır.
MS.1.yüzyılda Romalılar: Lothian bölgesine gelmişlerdir ve burada Votadini isimli yerli kabile ile karşılaşmışlardır.

Romalılar: MS.365-368 yılları arasında buradan çekilmişlerdir. MS.6.yüzyılda: Scotti denilen İrlandalılar: bölgenin batı kısımlarını işgal ederler.

Takip eden süreçte: Castle Rock üzerine: MS.7.yüzyılda kalenin yapıldığı düşünülüyor. MS. 638 yılında kale: Kral Oswald güçleri tarafından kuşatıldı ve kontrol bunlara geçti.
Bunların etkisi: MS.950 yılına kadar, 300 yıl boyunca devam etti.

12.yüzyıla gelindiğinde ise: Kral David I tarafından “Royal Burgh” kuruldu. 14. yüzyılın sonunda: James III tarafından, şehir İskoçya’nın başkenti olarak ilan edilmiştir.

15.yüzyılda: bir İngiliz saldırısı sonucu şehir yıkılır. 1544 yılına gelindiğinde, şehrin yavaş yavaş iyileştiği görülür.

17.yüzyıla gelindiğinde: Edinburgh şehrinin sınırları hala şehir duvarlarının içindedir, ama genişleyen nüfusu barındırmak için evlerin yükseklikleri arttırılmaya başlanmıştır. Şehirde yapılan 11 katlı evler: günümüz gökdelenlerinin atası olarak hatırlanır. Bu eski yapıların çoğu: daha sonra ağırlıklı olarak Victoria dönemi binalarla değiştirilmiştir ki, bugün bunlar Old Town bölgesinde görülmektedir.

Bölgedeki İngiliz egemenliği: ilk olarak: İskoç farklı topluluklarının aralarındaki taht mücadelesinde anlaşamamaları üzerine, İngiliz kralı I. Edward’dan hakemlik yapmasını istemeleri ve bu durumun uzun yıllar sürmesidir.

1706-1707 yılları arasında: “Union Act” anlaşması imzalanması ile, iki krallığın birleştirilmesi, İngiltere ve İskoçya Parlamentolarında kabul edilmiş ve ortak parlamentonun adı “Büyük Britanya Parlamentosu” olmuştur.

18.yüzyılın ilk yarısında: bankacılık merkezi olarak popüler olan Edinburgh şehri: Avrupa’nın en yoğun nüfuslu, kalabalık ve sağlıksız şehirlerinden birisi olarak bilinmektedir.

1821 yılına gelindiğinde, Glasgow şehrinin, Edinburgh şehrini geçtiği görülür. 1840 yılında demiryollarının bölgeye gelmesiyle yeniden gelişme başlar. 1960-1970 lerde: şehirdeki gecekondular yıkılır ve yeniden yapılanma başlar.

ULAŞIM

Edinburgh uluslar arası havaalanı, şehir merkezine 12 km. yani araba ile 20 dakika uzaklıktadır. Havaalanı ile şehir merkezi arasında taksi ve sık sık hareket eden havaalanı otobüsleri bulunmaktadır.

Havaalanında bir otobüs servisi bulunuyor. Otobüs ile havaalanı ile şehir merkezi arasındaki yolculuk yaklaşık 40 dakika sürüyor ve bilet ücreti 1.5 paund. Mavi renkli Expres otobüsleri tercih ederseniz, bu kez 30 dakikalık yolculuk için 3.5 paund ödemeniz gerekir.

Havaalanı ile şehir merkezi arasındaki ulaşım için taksi tercih ederseniz, muhtemelen 15-20 paund ödemeniz gerekir ve yolculuk yaklaşık 15-20 dakika sürüyor. Ücretin fazla olması düşündürücü, yani bence otobüs tercih edilmelidir.

Şehre ulaşmak için tren tercih ederseniz: Edinburgh şehrinin İngiltere genelinde mükemmel demiryolu bağlantıları bulunduğu söylenmektedir. Başta Londra olmak üzere, şehrin, diğer birçok şehirle demiryolu bağlantısı bulunmaktadır ve yaklaşık 2 saatlik yolculuk gerekir.

Edinburgh şehir merkezindeki tren istasyonunun adı “Edinburgh Waverley Station” dur. Burası şehir merkezindedir, Royal Mile buraya 5 dakika yürüme mesafesindedir.
Edinburgh-Glaskow arasındaki yolculuk ise, yalnızca 45 dakika sürmektedir.

Londra’dan Edinburgh şehrine gitmek isterseniz: uçakla gitmeniz önerilir. Çünkü: karayolu bayağı uzun oluyor, otobüs 10 saat, kiralık araba ile 7 saatte ulaşabilirsiniz ki, son bir alternatif tren olabilir ki, o da 6 saat sürüyor.

İKLİM

Şehir de genellikle sürekli esen bir rüzgar görebilirsiniz. Özellikle: deniz kıyısına gittiğinizde, yanınızda mutlaka atkı bulundurmanız gerekir. Ama genel anlamda, şehrin ılıman iklime sahip olduğu söylenebilir.

Şehir: genellikle soğuktur, özellikle “Kale” ye çıktığınızda mutlaka tedbirli olmanızı ve yanınıza kalın giysiler bulundurmanızı öneririm, yoksa kesinlikle üşürsünüz. Ancak: İngiltere’nin diğer birçok şehrinde olduğu gibi: biz ve bizim gibi yurt dışından gelenler, burada üşürken: şehirliler kısa etek ve tişörtlerle geziyorlar ve asla üşümek gibi bir alışkanlıkları yok, inanılmaz bir durum.

Fırtınalı günlerde, şehirde düzenlenen sokak partileri iptal edilir. Gelelim yağışlara: şehirde sağanak yağış pek görülmez. Yağmur genellikle kışın, karla karışık yağmur şeklinde görülür.

Sonuç olarak: bu şehrin iklimini şöyle özetlemek gerekir: İlkbahar ve Sonbahar mevsimlerinde: aynı gün içinde, dört farklı mevsim yaşamak mümkündür. Bu şehri ziyaret etmek isterseniz, bence Temmuz ayında gidin, ama Temmuz ayında dahi, sıcaklık 22 derece civarında olduğunu ve özellikle akşam saatlerinde mutlaka üzerinize bir şeyler almanız gerektiğini unutmayın.

İNSANLAR

Edinburglular: işçi sınıfı değildir, gayet yardımsever ve güler yüzlüdürler. Yani, İngilizlere nazaran daha sıcak kanlıdırlar. Ancak: yine İngilizlere nazaran daha kabadırlar.
Hatta: şehirdeki publara gittiğinizde, bu insanların: İngiltere milli takımının maçlarını izlerken: rakip takımı tuttuklarını ve İngilizlere nasıl küfrettiklerini duyabilirsiniz.

Öte yandan: İskoç erkeklerinin en büyük özelliği, dünya çapında bilinen özellikleri: giydikleri ekose eteklerdir. Bu ekose eteklere “kilt” ismi veriliyor ve gerçekten şehirde gezerken, bunlardan bolca görebilirsiniz.

MEDENİYET ÖNCESİ-CADILIK-CADILAR

Aslında aşağıda söz edeceğim hususlar: yalnızca Edinburgh şehrine ait değil, elbette: ortaçağ döneminde Avrupa’nın yani gününüzün en yüksek medeniyet seviyesine ulaşmış toplumunun geçmişinde yaşadıklarıyla ilgilidir. Belki: Cadılık konusu, yalnızca bu yöreye yani Edinburgh şehri ve çevresine ait olduğu söylenebilir. Diğerlerini tüm Avrupa için söylemek mümkündür.

17’nci yüzyılda şehirde büyük bir veba salgını olmuş ve şehir nüfusunun yarısı olan 2500 kişi ölmüş. Çünkü: veba gittiği veya girdiği her yerde: oradaki insan nüfusunun tam yarısını, hatta kadın ve erkek sayılarında da tam yarı olmak üzere bir denge ile insanları öldürmüştür. Ancak, unutmamak gerekir ki, günümüzde medeniyetin en yüksek olduğu söylenen bu ve benzeri şehirlerde: insanlar o d önemlerde: dışkılarını lazımlıklara yapıyorlar ve pencereden dışarıya sokaklara döküyorlarmış. Veba salgınının sebebinin bu olduğu kesin.

Ayrıca: yine 17’nci yüzyılda: Tıp Fakültelerinde, öğrenciler tarafından kullanılan kadavralar gayet iyi para getiriyormuş, çünkü öğrenciler bunları para vererek satın alıyorlarmış. Bunu bilenler ise: mezarlıklardan gizlice kadavra çalıp öğrencilere satmayı bir meslek haline getirmişlerdir.

Hatta: Hare ve Burklay isimli iki İrlandalı kafadar: bu işi öyle ileri götürmüşler ki: geceleri barlardan çıkan sarhoşları tenha yerlerde öldürüp, kadavra olarak öğrencilere satıyorlarmış. Bu tür cinayetleri engellemek için yine aynı dönemde şehrin bazı yerlerine gözetleme kuleleri yerleştirilmiştir. Bu adara: Hare ve Burklay isimli İrlandalılar bir süre sonra yakalanıp idam edilmişlerdir.

Son olarak ,cadılık ve cadı avı konusundan söz etmek istiyorum. İskoçya’nın diğer birçok bölgesindeki gibi: burada da “cadı” efsaneleri çoktur. Hatta: şehirde anlatılanlara göre: cadı avı sırasında: cadı olarak şüphelendiklerini yakaladıklarında, önce: Princess Street’de bulunan bir su birikintisine atarlarmış.

Ölürse: cadı olmadığına kanaat getirip ayrılırlarmış. Ama, ölmese: sudan çıkarıp yakarlarmış. Yani: yakalananın asla kurtuluşu yok.

Bu arada, insanların cadı olarak suçlanmasının tek göstergesi: portakal rengi, kızıla kaçan saç renkleriymiş. İyi de, burada yaşayanların büyük çoğunluğunun saçı kızıla kaçmaktadır. Bunun sonucunda: 15 ile 18’nci yüzyıllar arasında bu şehirde yaklaşık 4000 kadın ve erkek, cadılık şüphesiyle öldürülmüşlerdir. Bu öldürülenlerin büyük çoğunluğu kadındır.

DİL

Resmi dil İngilizcedir. Ancak şehrin ismi: İskoçya’nın milli içeceği olan “İrn-bru” gibi yani “Edinbıru” şeklinde telaffuz edilir. Ancak: İskoçların aksanı, kişiden kişiye değişir. Kimini anlamak kolay iken, kimini anlamak imkansızdır.

Yani: İngilizce öğrenmeyi düşünenlerin buraya gelmemesi gerekir diye düşünüyorum. Çünkü: gerçekten konuştukları İngilizcenin aksanı bayağı farklıdır. Bunun dışında, şehirde yabancı öğrencilere tarafından: Çince ve hemen her yerde Almanca konuşulduğu da görülür.

ŞEHİR İÇİ ULAŞIMI

Edinburgh şehir içinde: Old Town ve New Town denilen yerler: şehir merkezindedir ve yürüyerek veya bisiklet ile buraları rahatlıkla gezebilirsiniz. Ancak: uzun yolculuklar için otobüs ve tren hizmeti kullanmanız önerilir. Şehirde metro yoktur.

Trenler

Şehirde iki ana tren hattı bulunmaktadır ki, bunlar: Waverley ve Haymarket hatlarıdır. Ana istasyon: şehir merkezinde bulunan “Waverley” istasyonudur.
Eğer İskoçya içinde seyahat edecekseniz: ScotRail denilen tren destinasyonlarını kullanmanız gerekir ki, Glaskow şehrine gitmeyi düşünenler bunu değerlendirirler. Ancak: Londra ve Aberdeen gibi yerlere gitmek isteyenler ”East Coast” denilen tren hattını kullanmalıdırlar.

Tramvay

Şehirdeki tramvay hattı: Edinburgh Airport ile York Palace arasında uzanmaktadır. Şehirdeki tramvay hatları, 65 yıldır çalışmaktadır. 27 tramvaylı filo, saatte 20 bin yolcu kapasitelidir. Her tramvay 250 yolcu kapasitelidir. Tramvaylarda, otobüslerde kullanılan biletler kullanılabilir.

Otobüs

Şehirde “Lothian” olarak isimlendirilen otobüsler: kestane renginde ve çift katlıdır. Havaalanında çalışan otobüsler “Airlink” olarak isimlendirilir. Gerek otobüsler ve gerekse tramvaylarda kullanılan biletler: tek binişlik bilet: yetişkinler için 1.5 paund ve çocuklar için 70 p. dir. Gün boyunca ücretsiz otobüs ve tramvaya binmek isterseniz, yetişkinler için 3.5 ve çocuklar için 2 paund ödemeniz gerekir. Yalnız otobüslerde para üstü verilmiyor, bu konuda herhangi bir uyarı yok, yani tam ücreti ödemeyi düşünün.

NE YENİR-NE İÇİLİR

İskoçya’nın genelinde olduğu gibi, Edinburgh şehrinde de: çorba-yemek karışımı, ülkemizdeki “munbar” a benzeyen bir yerel yemekleri var, bunu tadabilirsiniz. Bunun dışında tüm adada olduğu gibi, burada da “fish and chips” başlıca yerel yemektir denilebilir. Ayrıca: steak pie ve bol baharatlı Hint yemekleri de düşünebilirsiniz. Evet: “Angus” inekleri ki, son yıllarda yurdumuzda da bunların isimlerini duyduk: et yemekleri burada pek te yaygın değildir.

Ne içilir denince: şehirde bolca viski dükkanı var, bu dükkanlara girip viski tadabilirsiniz, hatta muhteşem lezzetli ev yapımı viskiler bile bulabilirsiniz. Şehirde viskiye “Hayat suyu” diyorlar ve yapımında: suyun kalitesinin önemini ortaya koyuyorlar. Öte yandan: şehirde çeşmelerden akan suyun içilebildiğini söylemek istiyorum. Viski denilince: öncelikle, şehirde satılan viskilerin Atatürk Havaalanı duty-free shoplarından daha pahalı olduğunu bilmenizi isterim. Zaten burada: genelde tercih edilen dışında: “Malt” viskiler tercih ediliyor.

Ama bence, bu şehri ziyaret ederseniz: Rowling tarafından “Harry Potter” serisi romanları yazdığı: “The Elephant House” denilen kafeyi ziyaret etmelisiniz. Ünlü yazar: eşinden boşandıktan sonra, parasızlıktan evindeki kaloriferleri yakmıyormuş ve bu kafeye gelerek yazmaya başlamıştır. Yazar Harry Potter dizilerinin patlaması sonucu zengin olmuş, ama günümüzde bu kafe de, yoğun ziyaretçi akınına uğramaktadır.

NE SATIN ALINIR-ALIŞVERİŞ

Şehirdeki çoğu mağaza: Cumartesi ve Pazartesi arasındaki günlerde: 09.00-17.00 veya 17.30 a kadar açık kalırlar. Bazı dükkanlar, süpermarketler ve benzin istasyonları ise, akşam geç saatlere kadar açık kalabilirler.
Şehirde alınabilecek başlıca obje: belki “İskoçların ünlü ekose eteği” olabilir. Ama şunu unutmayın bunların ücretleri çok pahalı, yani şehir rahatça alışveriş yapılabilecek bir yer değildir.

EDİNBURG MİLİTARY TATTO-BANDO

Bu bando: 1950 yılında kurulmuştur. Üyeleri: emekli askerler ve ailelerinden oluşmaktadır. Bandonun en büyük özelliği: gayda ve davul ritimleri, süvarilerin geçişleri, sahte savaş sahnelerinin şov halinde sunulduğu gösteriler ve geçit törenidir. Her yıl Ağustos ayında, 3 hafta boyunca: Castle Esplanade bölgesinde, İskoç 40. Alayına ait bu bando: askeri müzikler çalarak: büyük bir hayran kitlesine, canlı program sunmaktadır.
Böyle bir törene rast gelirseniz, mutlaka izlemenizi öneririm.

ÜNİVERSİTELER

Edinburgh şehrinde: 4 tane üniversite ve bunların 100.000 öğrencisi bulunuyor. Bunların en eskisi ise: Edinburgh Üniversitesidir.

Edinburgh Üniversitesi

1583 yılında kurulan Edingburgh Akademik yapısının Üniversitesi içinde, 22 okul bulunmaktadır. Üniversite binalarının çoğu: George Meydanı çevresinde veya yakınlarında, şehir merkezinde bulunmaktadır.
Fen ve Mühendislik Fakülteleri ise, Kings Hall olarak isimlendirilen yerde bulunur.
Little France New Royal bölümünde: Tıbbi araştırma Enstitüsü bulunur. Pollock Halls denilen yerde ise: öğrenci konaklama tesisleri vardır. Moray House denilen yerde: Eğitim Fakültesi ve Paskalya Bush denilen binada ise: Veteriner araştırmaları enstitüsü bulunur.
2010 yılında bu üniversite dünyanın en iyi 9. üniversitesi seçilmiştir.

Herriot-Watt Üniversitesi

Buraya üniversite statüsü: 1966 yılında kurulmuştur.

Edinburg Napier Üniversitesi

1992 yılında buraya Üniversite statüsü verilmiştir.

Queen Margaret Üniversitesi

2007 yılında Üniversite statüsü kazanmıştır.

EDİNBURGH FESTİVALİ-FRİNGE FESTİVALİ

Bu festival: 1947 yılından bu yana düzenlenmektedir ve bu festivale: dünyanın her köşesinden, seçkin: bale, opera, tiyatro ve müzik toplulukları katılmaktadırlar.
Her yıl Ağustos ayında düzenlenen bu festival nedeniyle, şehrin nüfusu 450.000 kişiden, 1 milyon kişiye yükselmektedir.
Hani, olur da bu festivale katılamayanlar/gelemeyenler için ise, şehirde: “Fringe Festivali” düzenleniyor. Fringe kelimesinin anlamı “kenar” demektir. Yani, bu festival: daha çok ünlü değil, keşfedilmeyi düşünen ve bekleyen sanatçıların katıldığı, her yerde, her köşe başında farklı etkinliklerin sunulduğu bir festival olarak önem kazanmaktadır.

GEZİLECEK YERLER

Edinburg: dünyaca ünlü; 4500’den fazla bina ile, zengin mimari mirasa sahiptir. Bu tarihi şehir, aralarından tren yolu geçen iki bölüme ayrılmaktadır. Bu bölümlerde: neoklasik teraslar ve ortaçağ mimarisi: şehre apayrı bir karakter vermektedir.

Bu iki bölüm: UNESCO tarafından 1995 yılında Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır.

Evet: şehri tanıtmaya, koruma altına alınan bu bölgeden başlamak istiyorum.

Bu bölgede iki bölüm bulunur. Bunlar:

  1. Old Town
  2. New Town

İskoçya Edinburgh gezilecek yerler

İskoçya Edinburgh gezilecek yerler

Edinburgh şehrini ziyaret ettiğinizde, uzunca zamanınız varsa, şehir yakınlarında gezmenizi önereceğim yerlerden bir kısmı aşağıdadır.

INCHCOLM ADASI

Inchcolm adası: Kuzey Edinburgh ve Fife bölgesi arasında küçük bir adadır. Konumu nedeniyle: ada: Napolyon savaşı ve II. Dünya savaşı sırasında, Edinburgh şehri için önemli bir savunma karakolu olarak kullanılmıştır. Günümüzde ise “Historic Scotland” tarafından işletilmektedir.
Ada üzerinde: 12. yüzyıldan kalma ve İskoçya’nın en iyi korunmuş manastır binası kalıntıları bulunmaktadır.
1560 yılında İskoç reformasyonu sonucunda: manastır terk edilmiştir.

 

UNİON CANAL

Lochrin havzasındadır.
Union Canal: 19. yüzyılda benzeri “Leith” suyolu gibi: şehrin ötesinden şehir merkezine su getirmek üzere yapılmıştır. 32 km. lik su kanalı: su kemerleri, tüneller, köprüler ile doludur. Kanalda kömür mavnaları gezinmektedir.

 

EDİNBURGH HAYVANAT BAHÇESİ

Corstorphine Road EH12-6TS adresindedir.
Corstorphine Tepesinde bulunan hayvanat bahçesi: 1990’lı yıllarda bakımsızdı ve insanlar buraya rağbet etmiyorlardı. Hayvanat bahçesi: son yıllarda büyüdür. Penguenle, koala ve maymunlar ve tehlike altındaki türlerin yetiştirilmesiyle, şehrin önemli bir ziyaretçi yerlerinden biri haline geldi ve yılda 650 bin kişi tarafından ziyaret ediliyormuş.
Özellikle: son yıllarda Çin hükümeti tarafında ödünç verilen iki panda ilgi çekmektedir. Uganda’dan ise, 40 şempanze bulunmaktadır.

 

PORTOBELLO BEACH

Burası, şehir merkezine: otobüs ile yaklaşık 30 dakika uzaklıktadır ve bu plajda deniz kıyısında güzel zaman geçirebilirsiniz.

 

LOCH NESS

Şehir yakınlarındaki bu bölgeye gitmek fazlaca zaman alıyor ve yolculuk yaklaşık 7 saat sürüyor. Burası bir vadi set gölüdür ve pek bir anlam ifade etmiyor, gitmenizi önermiyorum. İnsanların burayı tercih etmelerinin en büyük nedeni, bu bölgede anlatılan ve gölde bir canavar bulunduğuna dair efsanedir.

Bizim “Van gölü canavarı” gibi bir efsane burada da yaygındır, ancak gölde bulunduğu söylenen bu canavar hakkında herhangi bir bilimsel kanıt veya gören duyan olmamıştır. Sanırım: buraya turist çekmek için uydurulmuş bir yalandır.

 

STİRLİNG

Kasaba: Edinburgh şehrinin de üzerinde bulunduğu “Firth of Forth” fiyorduna akan Forth Nehri ağzında bulunmaktadır.
Ünlü İskoç bağımsızlık savaşçısı Wallace: İngiliz ordularına karşı, bu kasaba yakınlarında büyük bir zafer kazanmıştır. Ancak devamında Falkirk savaşında: bu kez, İskoç soyluları Wallace desteklemezler ve son anda savaş meydanından çekilerek, onu tuzağa düşürürler ve bunun üzerine İngilizler tarafından yakalanan Wallace idam edilir ve vicudunun parçaları, ülkenin çeşitli yerlerine gönderilir. Ancak, bu durum İskoçlarda bağımsızlık düşlerinin gelişmesine neden olur ve ortaya çıkan mücadele ruhu: 1315 yılında İskoçya’nın bağımsızlığı ile sonuçlanır.

Kasabanın en büyük özelliği: tarih boyunca krallık taraftarı olarak bilinmeleridir ve buna bağlı olarak: 1130 yılında, İskoç kralı Davıd I tarafından “Royal Burgh” yani “kraliyet şehri” olarak onurlandırılmıştır.

Edinburgh kalesi kadar güzel olan Stirling kalesini mutlaka görmenizi öneririm. Burada ayrıca “William Wallace” anıtı da ilgi çekiyor. Bağımsızlık mücadelesi sırasında, bu kale İngilizler tarafından temelleri kalıncaya kadar yıktırılmış olmasına rağmen, daha sonra yeniden yapılmıştır.

İskoçya Edinburgh merkez gezisi

İskoçya Edinburgh merkez gezisi

Edinburgh şehrinde: Old Town ve New Town bölgeleri yanında, gezilecek diğer yerler: Southside ve Stockbridge bölgelerinde bulunmaktadır. Eğer şehirde uzun zamanınız varsa, buralarda da gezmenizi önereceğim yerler, aşağıdadır.

 

SOUTHSİDE

Burası: Royal Mille, şehrin güneyi ve Cowtage Üniversitesi binalarını içine alan ve Causewayside’ye kadar uzanan bölgedir.
Bölgenin merkezinde üniversite bulunmaktadır. Şehir merkezine yakın olması nedeniyle, her zaman hareketli ve kalabalıktır. Özellikle: öğrencilerin kullandığı çok sayıda bina ve festival tiyatrosu gibi tarihi ve başkaca modern binalar, barlar ve restoranlar bulunmaktadır.

 

 

Festival Tiyatrosu

Nicolson Street.EH8-9FT adresindedir.
Burası: Haziran 1994 tarihinde yeniden açılmış ve İngiltere’nin en büyük sahnesi olmuştur. Oditoryum 1915 koltuk kapasitelidir ve 1928 yılı yapımı Empire Tiyatrosunun restorasyonu sonucu ortaya çıkmıştır. Tiyatronun mimari stili: art nouveau, Beaux Arts ve neo-klasik tarz karışımıdır.
Yapının büyük cam cephesi dikkati çekmektedir. Bu cam yüzey: hemen karşısındaki binanın görüntüsünü yansıtmaktadır.

 

 

Udderbelly en Mera

Bristo meydanındaki bu yapı, yalnızca Fringe festivali sırasında kullanılmaktadır. İlginç tip ve renkteki (mor renkli inek başı şeklindedir) bu yapının içinde 322 kişilik bir salon bulunmaktadır.

 

İskoçya Ulusal Müzesi

Chambers Street.EH1-1JF adresindedir. Müzeye giriş ücretsizdir.
Müze: 1861 yılı tarihli Victoria dönemi binanın yenilenmesi sonrasında, 29 Temmuz 2011 tarihinde ziyarete açılmıştır. Burada: 20 bin üzerinde bulunan eserler, 36 galeride sergilenmektedir.
Büyük Galeri: cam atrium üzerinde dört katlı olarak yükselen geniş bir salondan oluşmaktadır. Bu salon: dünyaya pencere olarak isimlendirilir ve 18 metre yükseklik ile, Birleşik Krallık içinde kendi türünün en büyüğüdür. Kemerli salonu boyunca duvarlarda, müzenin koleksiyonuna ait 800 eser sergilenmektedir.
Büyük salon girişinde: bir restoran ve bir balkonda kafe bulunmaktadır. Ayrıca, cam asansör, yürüyen merdivenler kullanılır.

 

 

Merkez Camisi

Potterrow. EH8-9BT adresindedir.
Bu camide: dini ibadet dışında, konferans ve tartışmaların düzenlendiği bir bölüm ve ayrıca: Discover İslam Sergisi ziyaret edilebilen bir bölüm de bulunmaktadır. Bunların yanında: Mosque Kitchen denilen yerde: ucuz ve lezzetli yemekler sunulmaktadır.

 

 

Meadows

Burası bir park alanıdır. Daha doğrusu bir çayırlık alan da denilebilir. Edinburgh Üniversitesi alanına bitişiktir. Batı’da Bruntsfield’den, doğuda Melville Drive bölgesine kadar uzanır.
Yaz aylarında, burada: festivaller ve spor etkinlikleri düzenlenir, güneşlenmek isteyenler burayı popüler bir yer olarak tercih ederler. Ayrıca: köpek gezdirenler, uçurtma uçuranlar, top oynayanlar, firizbi oynayanlar görülebilir.
Doğu bölümde ise, tenis kortları, golf sahaları bulunur. Kriket maçları da, burada düzenlenir. Okçuluk turnuvaları da burada yapılır.

 

STOCKBRİDGE

Bir köy atmosferinin egemen olduğu bu bölüm, şehir merkezine yürüyerek 10-15 dakika uzaklıkta New Town denilen bölgenin kuzeyindedir.
Bu bölgede: birçok şarküteri, çay evleri, küçük restoranlar ve popüler bodrum barları bulunur. Özellikle: dar St Stephen caddesi üzerinde ve Bailie bölgesinde: antikacılar ve köklü ve popüler bodrum barları görebilirsiniz. Inverleith bölgesinde ise, botanik bahçeleri bulunur.

 

Edinburgh Akademisi

Henderson Row.EH3-5BL adresindedir.
Merkezi New Town bölgesinde bulunan okulun bu bölümü: 1824 yılında inşa edilmiş ve William Yanık tarafından tasarlanmıştır.

 

 

Aziz Stephan Kilisesi

Aziz Stephan Street.EH3-5AB adresindedir.
Bu geniş bina: ince akustiği ile koro konserleri ve müzik resitalleri için popüler bir mekan olarak kullanılmaktadır. Özellikle: Fringe festivali sırasında bu yapı kullanılır.

 

 

St Bernard Kuyusu

İskoçya Edinburgh merkez gezisi; günümüzde demir bir kapalı kapı bulunan mekan, yüzyıllar boyunca efsanevi olarak şifalı maden suyu ile tanınmaktadır. Yapı: dairesel Roma tapınağı tarzındadır. Bu tarzın projesi: ünlü Edinburgh manzara ressamı Alexander Nasymth tarafından İtalya’daki Tivoli Vesta Tapınağı ilham alınarak çizilmiş ve 1789 yılında inşa edilmiştir. Açık ve sütunlu kubbenin merkezinde, Hygieia denilen Sağlık Tanrıçasının mermer bir heykeli bulunmaktadır.
New Town parklarından akan su: derin bir vadiden geçerken bu kuyuda da 200 yıldır görülmektedir.

Yıllardır, zengin tatilciler, kuyunun sularından yararlanmak için şehri ziyaret etmektedirler. Çünkü: artrit, sırt ağrısı ve hatta körlük için, bu suyun iyi geldiği öne sürülmektedir. Ancak, bu çeşitli iddiaların tıbbi olarak herhangi bir şekilde kanıtlandığı söylenemez. Suyun tadına bakanlar: suyun iğrenç, hidrojen gazı tadına sahip olduğunu söylemektedirler. Yani, metalik bir koku algılanmaktadır.
Kuyunun suyunun en iyi kullanılacağı zaman olarak: ağır bir yağmur fırtınasının sonrası denilmektedir çünkü gelen yağmur suları kanallardan geçerek kuyuyu doldurmaktadır.