İrlanda Dublin Ne yenir

İrlanda Dublin Ne yenir

 

 

 

 

 

 

 

Dublin şehrini ziyaret ederseniz: buraya has yerel lezzetler, yemek saatleri ve yemeklerde bulunan gıdalar, hamur işleri, ekmek ve tatlılar, kafeler ve çayevleri ve içkilerle ilgili ayrıntılı bilgiler aşağıdadır.

ÖĞÜNLER-ÖĞÜN SAATLERİ

Kahvaltı

Dublin şehrinde: isteğinize bağlı olarak meyve suyu, poğaça ve çay ya da kahveden oluşan Kıta Avrupa’sı kahvaltısı yapabilirsiniz. Veya: kahve ya da çay eşliğinde: yumurta, domuz pastırması, domates ve sosis ile ekmekten oluşan: geleneksel İrlanda kahvaltısı deneyebilirsiniz.
Genellikle şehirde, kahvaltı saatleri: saat: 06.00 veya 07.00 de başlar ve saat: 10.00’da biter.

Öğle Yemeği

Şehirde öğle yemeği, genellikle 13.00-14.00 arasında yenilir ve en geç 15.00’de biter. Restoranlar, öğle yemeğinde genellikle üç yada dört çeşit sunarlar. Ancak: pub, kafe ve barların birçoğunda, öğle yemeğinde: sandviç, salata veya sıcak yemekleri tadabilirsiniz. Özellikle, şehir merkezindeki publar: öğle yemeği saatlerinde oldukça kalabalık olurlar. Kafelerin çoğu ise: gün boyunca, saat: 09.00-18.00 arasında meze ve aperatif yiyecek çeşitleri sunarlar.

Akşam Yemeği

Akşam yemeği, genellikle saat: 18.00 civarında başlar. Birçok restoran: akşam yemeği servisi yaparlar ve fiyatları uygundur. Ancak: sabit fiyat seçenekli olanlar en caziptir. Bazı restoranlar, yalnızca akşam yemeği saatlerinde açılırlar. Öte yandan, herkesin yemek yediği 19.30-20.30 saatleri arasında akşam yemeği yemek isterseniz, birçok restoran için önceden rezervasyon yaptırmanız gerekir.

 

NE YENİR

Dublin şehrindeki menülerin çoğunda: balık ve deniz ürünleri ağırlıklıdır. Listenin başında ise, genellikle “İrlanda Somonu” bulunur. Bu balık: kaynatılarak veya buharda pişirilerek hazırlanır ve yalnızca limon ile servis edilir. Diğer sunuş şekli ise: ince dilimler halinde kapariyle servis edilmesidir.

Bunun yanında: Dublin koyundan çıkarılan “karidesler” de iyi bir yemek başlangıcı olabilir. Bu karidesler: daima sulu, dolgun ve lezzetlidir. Galway Koyu istiridyeleri de çok lezzetlidir ve yanında Guinness birası ile mükemmel gider.

Bunların dışında: balık sevmeyenler için kuzu etinden yapılan geleneksel yemeklerden de söz etmek istiyorum. Siyah zeytin ve sarımsak ile servis edilen kızarmış kuzu butu, içi nane sosu ve elma ile doldurulmuş kuzu fileto gibi kuzu etinden yapılan sayısız seçenek vardır.

Balık sevmeyenler için: İrlanda ülkesinde sığır eti de birçok farklı çeşitle pişirilerek sunulur. Özellikle: istiridye ile doldurulmuş sığır eti, zencefille pişirilmiş sığır eti, krem peynir ve mantarlı sığır fileto mutlaka tadılması gereken yerel lezzetlerdir.

Hıristiyan ülkelerin birçoğunda olduğu üzere, burada da jambon ve domuz eti sıklıkla karşınıza çıkabilecektir. İrlanda kahvaltı tabaklarında: Limerick jambonu ve evde terbiyelenmiş domuz pastırması bulunur.

Ayrıca: şişman sosisler de görülür. Özel olarak beslenen çiftlik tavukları çok lezzetlidir. Kızartılmış olarak servis edilen domuz pastırması, jambonla sarılıp kekiğe benze bir bitkiyle doldurularak da servis edilir. Daha ilginç bir önerim ise: tavuk göğsü ile sarılmış somon balığı olacaktır.

Fast-food düşünenler için şunlar söylenebilir. Hamburger menüleri, ülkemizdekilerden daha büyük ve güzeldir. Bir normal menü fiyatı, yaklaşık 7 eurodur. Buraya has bir fast-food zincir mağazası olan “Abrakadabra” yaygındır.

Dublinliler: yemeklerinde yoğun olarak “sirke” kullanıyorlar. Birçok yemeğin içine, hatta garnitürler içine bile sirke kullanıyorlar. Burada: günde üç öğün patates yemek mümkündür, zaten şehrin yerel yiyeceklerinin sembolleri: patates, bezelye, biradır. Patates bol ürettikleri için sıkıntı yaratmıyor, ama diğer bütün sebze ve meyveleri yurt dışından ithal ediyorlar ve bu yüzden fiyatları çok yüksektir.

 

 

HAMUR İŞLERİ VE TATLILAR

İrlanda ekmeği: her yerde bulunamaz ise de, genellikle pek çok yerde “ay çöreği” bulabilirsiniz. Klasik İrlanda tatlıları olarak ise: “Porter Cake” ve “Barmbrack” deneyebilirsiniz.
Tatlı seçiminde, yanına “krema” isteyip istemediğinizi soruyorlar. Koyu kıvamlı İrlanda kreması, özellikle elmalı tart ile çok iyi gitmektedir.

 

NERELERDE YENİR

Dublin şehrinde: klasik Fransız ya da modern İrlanda mutfağının örneklerinin sunulduğu birçok restoran vardır. Bunların yanında: unlanarak kızartılmış lezzetli balık yemekleri ve mütevazi patates kızartması sunan yerler de çok bulunur.

Bunların dışında, şehirde: geleneksel yemekler sunan Çin, Hint, Japon, Tayland, Endonezya ve vejeteryan mutfakları da mevcuttur. Öte yandan: kafeler, self-servis barları ve tipik fast-food restoranları da göreceksiniz.

Tüm bu birimlerde, servis standartları değişse de hizmet eden personel genellikle güler yüzlü ve kibardır. Çoğunlukla akşam yemeği için ayrılmış yerler de bulunan publar, öğle yemekleri için iyi bir seçimdir.

 

KAFELER VE ÇAYEVLERİ

Her ne kadar Dublin’in kahve uğruna çaydan vazgeçmiş olması kendini pek çok yerde hissettirse de, şehrin Shelbourne ve Gresham gibi otellerinde hala Dublin’in ikindi çayı geleneği sürdürülmektedir. Arka plandaki İrlanda harbı ya da piyanosuyla yapılan huzur verici müzik eşliğinde bir garson size bir demlik çay ile gümüş tepsi içinde kurabiyeler, güzel sandviçler, çörekler, kekler ve pastalar getirecektir.

Dublin’de güzel kahve yapan birçok kafe bulunmaktadır. South William Street’deki Gloria Jean’s oldukça sert kahve yapar. İş arasında öğle yemeği yenilebilecek birçok şarküteri ve sandviç bar bulunur.

 

İÇKİLER

Dublin, dünyaca ünlü bir siyah bira olan Guinnnes’ten ayrı düşünülemez. Bu biranın tadı insana, dünyanın başka hiçbir yerinde Dublin’de olduğu kadar güzel gelmez. Birayı bardağa dökme ve durgunlaşmasını bekleme süreci biraz uzun sürse de kesinlikle beklemeye değer. Murphy’s ve diğer İrlanda siyah biraları da oldukça lezzetlidir.

Pubların camlarında isimlerini görebileceğiniz İrlanda viskilerinin pek çok çeşidi bulunur. Avustralya cabarnet ve chardonnay şaraplarından Şili şaraplarına kadar birçok şarabı da her yerde bulabilirsiniz.

İtalyan kırmızı şarapları mönülerde en çok karşılaşacaklarınızdır. Şarap içmenin en ucuz yolu, yemeğin yanında cam sürahilerde servis edilen ev şaraplarını tercih etmektir. Dublin’de publarda içmek, otellerin barlarında içmekten ucuzdur. Fiyatların en yüksek olduğu yer şehir merkezidir.

İrlanda Dublin Genel

İrlanda Dublin Genel

Dublin şehri İrlanda’nın başkenti ve aynı zamanda en büyük şehri ve Dublin Kontluğunun merkezidir. Medeni, temiz ve huzurlu bir şehirdir. Ara sokakları, merkezinden daha güzeldir. İrlanda ülkesinin simgesi “dört yapraklı yonca” dır.

Coğrafi olarak: şehir, İrlanda’nın doğu kıyısında, Liffey nehrinin denize döküldüğü yerde, Dublin körfezine bakmaktadır. Yani, yarım ay şeklinde İrlanda denizi boyunca uzanan, İrlanda East Coast üzerinde yer almaktadır. Şehir dramatik Wicklow dağları ile güneyden sınırlandırılmıştır.

Şehir içinde, tüm ziyaret yerlerine en fazla yarım saatlik bir yolculuk ile ulaşılabilir. 2012 yılında, şehir 3.600.000 yabancı kişi tarafından ziyaret edilmiştir. Bunların: % 30 İngiltere, % 43 Avrupa ülkeleri ve % 19 Amerika ve kalan % 7’lik bölümü diğer ülkelerdendir. Yine 2012 yılında ülkenin turizm gelirinin % 43’lük bölümü Dublin tarafından sağlanmıştır. 2012 yılında 1 milyon ziyaretçi ile, “Guinnes Storehouse” ülkenin en çok ziyaret edilen yeri olmuştur.

Burada ilginç bir not vermek istiyorum. 1902 yılında İngiltere Kraliçesi Victoria ölünce: üzerinde güneş batmayan imparatorluğun merkezi Londra’dan: dünyanın dört bir yanına haber salınıp, yas nedeniyle bütün evlerinin kapılarının “siyah” boyanması istenir. Bu emre, yalnızca yaramaz çocuk “İrlanda” karşı çıkar ve “Biz İngiltere kraliçesi için yas tutmayız” diyerek, inadına tüm kapılarını rengarenk boyarlar. Yani: İrlanda denilince, uzun yıllara dayalı İngilizlere olan çekişmeleri gündeme gelmektedir.

Son bir not: Serbest İrlanda, İngiltere’ye bağlı olmadığı için İngiltere vizesi ile girilemiyor, gitmeden önce mutlaka İrlanda konsolosluğundan vize almak gerekiyor. Zaten, bu ülkeye gittiğinizde, buradaki insanlardaki İngiltere nefretini ve hoşnutsuzluğunu mutlaka sezeceksiniz ki, para birimleri bile paund/sterlin değil, euro kullanıyorlar. Yani, tüm ortak noktalarını silmişler.

 

ŞEHRİN İDARİ YAPISI

Dublin şehir merkezinde: Liffley nehrinin böldüğü iki bölüm bulunmaktadır. Bunlar:
1.Northside
2.Southside

Northside

Şehrin bu bölgesi: O’Connell caddesi, Parnell Meydanı, 17.yüzyılda şehrin en pahalı adreslerinden olan kuzey-güney yönünde ilerleyen Liffley yolu bulunur. General Post Office: O’Connell caddesinin aşağısında bulunur. O’Connel caddesinin Henry Street ile kesiştiği yerde popüler alışveriş merkezi bulunur. Moore Street içinde ise bir sokak pazarı görülür. Şehrin hayvanat bahçesi de bu bölgededir.

Southside

Burası genellikle daha çok işçi sınıfının yaşadığı yerdir. Burada: Temple Bar ve gece hayatı yaygındır. Ayrıca: Grafton Street çevresinde ana alışveriş bölgesi ve keyifli parklar bulunur.
Burada, İrlanda’nın en eski ve ünlü üniversitesi Trinity College, Hükümet Binası, Dublin Kalesi, LAnsdowne Road Stadyumu, Christchurch Katedrali ve St Patric Katedrali bulunur.

Outskirts

Dublin körfezi boyunca güneyde, Dublin şehrinin en güzel yerlerinden bazıları bulunur. Mükemmel sahil kasabaları ve limanları barındıran koylar, düz ve kumlu plajlar görülür. Özellikle. Sandycove, Dalkey ve Kiliney ilgi çeker. Güneşli bir günde, burada Akdeniz atmosferi bulunduğu söylenir. Dublin şehri körfezinin kuzeyinde ise, büyük bir balıkçı limanı olan Malahide ve bir park ile romantik bir 19.yüzyıl kalesi olan şirin sahil kasabası bulunur.

 

HAVAALANI

Dublin Havaalanı: günlük uçuşlar için kullanılmaktadır ve Avrupa’nın en işlek havaalanlarından birisidir. Şehir merkezinden 10 km uzaklıkta Collinstown ilçesindedir.
Havaalanı ile şehir merkezi arasındaki ulaşım için: taksiler yanında, Aircoach, Airlink ve Dublin Otobüs hizmet vermektedir. Havaalanı ile şehir merkezi arasında demiryolu bağlantısı yoktur.
Buradan; İngiltere ve Kuzey Amerika, Dubai, Abu Dabi gibi körfez ülkelerine direkt uçuşlar yapılır.

Havaalanında 2 terminal bulunur. Terminal 1 ve Terminal 2; çeşitli havayollarına tahsis edilmiştir, İrlanda ulusal havayolu şirketi, Terminal 2’yi kullanır.

Şehrin tek havaalanı günde 80 bin yolcu kapasitelidir ve bu rakamlarla Avrupa’nın en işlek 10 havaalanından biridir. Havaalanı ile bazı merkezler arasındaki yaklaşık seyahat süreleri şöyledir.
Dublin-İngiltere havaalanları: 45 dakika, Dublin-Avrupa havaalanları: 2-2.5 saat arasındadır. Dublin-New York arasındaki uçuşlar, 5.5 saat sürer. İstanbul-Dublin arasındaki uçuş süresi, 3 saat 40 dakika sürmektedir.

Havaalanı ile şehir merkezi arasındaki ulaşım: otobüs veya taksi ile sağlanır. Yolculuk yaklaşık 25 dakika sürer. Otobüs ile şehir merkezine ulaşmak isterseniz, 6 euro ücret ödemeniz gerekir. Taksi düşünürseniz, ortalama 25 euro ücret ödemeniz gerekecektir. Taksi tercih ederseniz, şehir merkezine yolculuk 15 dakika sürer. (Belediye otobüslerine göre daha konforlu olan Shuttle Aircoach denilen araçlar da şehir merkezine 15 dakikada ulaşırlar) 3-4 kişilik bir gurup olarak seyahat ediyorsanız taksi iyi bir seçim olacaktır. Taksi durakları, havaalanının hemen dışında otobüs terminalini geçtikten sonra görülebilir, yoksa yanınıza yanaşan taksi sürücülerini tercih etmeyin.

 

PARA

İrlanda’da “Euro” para birimi kullanılmaktadır. Bankamatikler yaygındır. Banka saatleri, Pazartesi-Cuma günleri: 10.00-16.00 arasındadır. Çoğu: otel, mağaza, restoranlar ve bazı barlar: tüm kredi kartlarını kabul ederler. Bir pub ziyaret etmek istiyorsanız, yanınızda nakit bulundurmanızı öneririm. Ayrıca: yine taksi ve toplu taşım araçları için yanınızda nakit bulunması şarttır.

Ancak, bu şirin şehir, maalesef çok pahalıdır. Guinness birası, birçok yerde 5 euro civarındadır. Londra şehrinde bile pahalıdır denilebilir. Yeme, içme, ulaşım, konaklama, müze girişleri aklınıza ne gelirse, hepsi diğer Avrupa şehirlerine göre pahalıdır.

 

ELEKTRİK SİSTEMİ

Şehirde 230 voltluk elektrik akımı kullanılmaktadır. Prizlere gelince: bazı yerlerde yuvarlak uçlu ikili prizler kullanılırken, birçok yerde iğne uçlu prizler kullanılır. Bu yüzden, burayı ziyaret etmeden önce bir dönüştürücü yani adaptör almanızı öneririm.

 

İKLİM

Şehrin tek kötü yanı: yazın ve özellikle Ağustos ayında bile, yanınızda ilave bir giysi bulundurmanız gerekmesidir. Çünkü, bu şehir: soğuk iklim sevmeyenler için uygun değildir.
Hava: yağmur-güneş-yağmur-güneş şeklindedir. Havanın sürekli yağmurlu olması dikkatinizi çekmiyor, ama güneş görünce insanlar şaşırıyorlar.

Genel anlamda kışları yumuşak ve yazları serin geçiyor, aşırı soğuk ya da sıcak olmaz. Çünkü, okyanus iklimi hakimdir. Ocak ayında ortalama sıcaklık 8-9 derece civarındadır. Temmuz ayında ise ortalama sıcaklık 20-22 derece civarında olur. En kuru ay: Nisandır. Temmuz ve Ağustos aylarında festivalleri düşünerek gitmenizi öneririm.

İklimle ilgili en güzel sözü yerliler şu şekilde söylerler “buranın havasını beğenmiyormusun, o zaman 10 dakika bekle”. Yani, sonuçta gökyüzünde güneş varsa on dakika sonra yağmur yağabiliyor veya tam terside olabiliyor. Bu yüzden, hazırlıklı olmanızda yarar var.

İrlanda Dublin Genel

ŞEHİR İÇİ ULAŞIMI

Dublin şehrinde, birçok yere yürüyerek gitmek mümkündür. Bu yüzden mesafeler kısa olduğundan: yürümek dışındaki en büyük seçenek bisiklettir. Bu arada, şehirde metro yok. Gideceğiniz yere göre tramvay tercih edebilirsiniz. Tramvay biletlerini duraklardaki makinelerden, otobüs biletlerini ise şöförden satın alabiliyorsunuz, ancak yanınızda tam para bulundurun, şöför çoğu zaman küçük para üstünü geri veremiyor.

Şehir içi ulaşım, daha doğrusu trafikle ilgili bir not daha vermek istiyorum. Malüm burada trafik ülkemizdekinin tersine, soldan akıyor. Bu yüzden, caddelerde karşıya geçerken, ışıklara uyulmasa ezilme tehlikesi oluyor. Çünkü araçlar hiç tahmin etmediğiniz yönden çıkabiliyor. Bu yüzden: trafik ışıkları önünde, yerlere uyarıcı yazılar yazmışlar.

Tabii bu durum, araba kiralamak isteyenler için de önemli çünkü tersten akan trafiğe alışmak zaman alıyor.

 

Bisiklet

Dublin: Paris, Kopenhag ve diğer birçok Avrupa şehri gibi mükemmel bisiklet düzenine sahiptir. Şehirde: bisikletle seyahat etmek çok kolaydır ve şehir merkezinde 40’dan fazla bisiklet kiralama istasyonu bulunmaktadır. 3 günlük bir bisiklet kiralamak isterseniz, yalnızca 3 euro ödemeniz gerekir. Şehirdeki yakın manzaraları görmek için mutlaka bir bisiklet yolculuğu yapmalısınız.

İrlanda Dublin Genel

Tekne

Liffey nehri boyunca farklı bir yolculuk yapmak isterseniz, bu benzersiz deneyim için bir tekne gezisine katılmalısınız. Bu gezide: Dublin’in tarihi köprüleri altından geçerken, uzman rehber tarafından İrlanda tarihinin olayları anlatılmaktadır.

İrlanda Dublin Genel

At Arabası

Dublin şehrinin Arnavut kaldırımlı sokaklarında at arabası ile seyahat edebilirsiniz. Bu gezi: sizin istediğiniz rotada yapılacak ve isterseniz yerel rehber de bulunacaktır. Nisan ve Ekim ayları arasında düzenlenen bu tur: St Stephen Gren caddesinden başlar.

İrlanda Dublin Genel

Pedibüs

Eğer bir gurup ile şehre geliyorsanız, Dublin Pedibüs kullanabilirsiniz. Dublin Pedibüs: 10-16 kişilik bir bisiklettir. Bisiklet: Dublin manzaralarını izleyerek gezinmek isteyenler tarafından 2 saat boyunca kiralanır ve üzerinde bir de müzik düzeni bulunmaktadır. Tur yani yol planını kendiniz yapabilirsiniz.

 

Otobüs

Sarı renkli, 2 katlı otobüsler bulunur. Bunlara “Dublin Bus” ismi verilmektedir.

İrlanda Dublin Genel

İNSANLAR

Şehirde çok sayıda Brezilyalı bulunur. Sonra ise, Suudiler ve azınlık bir gurup olarak Türkler sayılabilir. Sokaklarda pek Türk görmek mümkün değildir.
Dublinliler: çok güler yüzlü, dost canlısı ve koyu muhabbeti seven insanlardır. Bir adres sorduğunuzda, uzun uzun anlatırlar. Yaşlı insanlar çok yardımsever olmalarına rağmen, genç olanların birçoğu yabancıları sevmezler.

Öte yandan: şehirde İrlanda’nın en büyük üniversitelerinden üçü bulunur, bu yüzden Dublin genç şehirdir denilebilir. Ama, aslen şehirde her yaştan ve toplumun her kesiminden insanla karşılaşabilirsiniz. Kızları: açık tenli, kızıl saçlı ve genellikle çillidir.

İrlanda Dublin Genel

GÜVENLİK

Dublin şehrinde özellikle gece saat 21.00’den sonra hırsızlık ve gasp olaylarının çok yaşanması nedeniyle, yalnız olarak sokağa çıkmamanız önerilir. Sokaklarda: çok fazla sayıda genç gurupları insanları gasp etmeye çalışırlar.

Özellikle, hafta sonlarında sokaklarda çok sayıda alkollü yani sarhoş insan bulunması, güvenliği iyice tehdit ediyor.

Bunun dışında, toplu taşıma araçlarında özellikle yankesicilere karşı dikkatli olmanızı öneririm. Hırsızlar genellikle akıllı telefonlar, ipad, ıpod gibi küçük elektronik eşyaları çalıyorlar.

 

DİL

Dublin şehrinde eğer İngilizceniz iyi ise, herhangi bir dil sıkıntısı çekmesiniz. Bazı İrlandalılar çok temiz İngilizce konuşurlar. Ancak, farklı aksana sahip İrlandalılar da bulunur. Onların ne söylediğini anlamakta zorlu çekersiniz.

Sokak işaretleri ve resmi binalar: İngilizce ve Gal ve yerli İrlanda dilinde belirtilmektedir. Buna rağmen, şehirde Gal dili konuşan birine rastlamanız pek mümkün olmayacaktır. Zaten bütün İrlandalılar pek kullanmasa da kendi dillerini öğrenmek zorundadırlar.

İrlanda Dublin Genel

KÜLTÜREL ETKİNLİKLER

Halloween

Halloween kutlamaları sırasında Dublin’e giderseniz: her gece boyunca sokaklarda değişik ve genel olarak korkunç kostümlü insanları görebilirsiniz. Bu bir anlamda “cadılar bayramı” etkinliğidir. Bu etkinlikte, havai fişek gösterileri, aile etkinlikleri düzenlenir. Cadılar bayramı mekanları, bayram süresince ailelerin eğlendirilmesini amaçlamaktadır.

Dublin Uluslar arası Film Festivali

Bu festivale: her yıl 100 film katılmakta ve bunların galaları: tüm dünyadan oyuncular ve yönetmenleri şehre çekmektedir. Festival iki hafta boyunca sürmektedir.

Aziz Patric Günü-Parade ve Festival

İrlanda’nın koruyucu azizi, şehrin birçok yerinde kutlamalar ile anılıyor. Açık hava etkinlikleri, her yıl Mart ayının ortalarında yapılan bu etkinliklerde bir hafta sürüyor. Bu festival boyunca, şehir büyük bir parti alanı haline geliyor. Tüm şehir yeşile boyanıyor ve bu festival boyunca İrlandalılar, İrlandalı olmakla övünüyorlar.

Geçit töreninde: yeşil-beyaz-turuncu renkler hakimdir. Törene: guruplar ve dansçılar katılır. Hatta: ülke dışından, Amerika, İtalya ve Almanya’dan çeşitli guruplar da katılmaktadır. St Patric günü geçidinde Brezilya’dan bir samba okulu da katılır. İrlandalılar kahvaltıda, bu gün: pastırma, sosis, siyah ve beyaz puding, yumurta, mantar, fasülye yerler ve yeşil giysiler giyerler.

Heineken-Yeşil Enerji Festivali

Dublin şehrinin en büyük Rock ve Pop festivali: 1966 yılından bu yana kutlanmaktadır. Açık hava festivali için, şehre bu sırada 50 bin müzikseverin geldiği söyleniyor.

İrlanda Dublin Tarih

İrlanda Dublin Tarih

İrlanda tarihi: MÖ.6.yüzyılda Keltlerin buraya gelmeleriyle başlamıştır. Keltler: yanlarında getirdikleri demir silahlar ve at arabaları ile, ülkede hakim olan kendi geleneklerini de birliklerinde getirmişlerdir.

Evet, bu gelenekleri: yönetim tarzında da etkindi. Klan sistemi şeklinde örgütleniyorlardı ve bunun sonucunda İrlanda’da bir dizi bağımsız krallık kuruldu. Bu krallar: seçilmiş bir Lord kralı, en büyük olarak tanıyor ve saygı gösteriyorlardı.

Yine aynı dönemde: şehirler yoktu ve ticarette değişim birimi “inek” kullanılıyordu. Hukuk ise; bir kısım uzmanlar tarafından yazılan ve yorumlanan kararlar ile düzenleniyordu. Brehon yasaları denilen bu kurallar: kadınlara meslek edinme, mülkiyet hakkı ve boşanma hakkı vererek onları toplumda üst konumlara yerleştirmişti.

Takip eden süreçte: MS.432 yılında, Aziz Patric, Britanya’dan misyoner olarak İrlanda topraklarına gelir ve 465 yılında, ölümüne kadar burada kalarak: ülkeyi Hıristiyanlaştırmayı başarır. Ancak: bu çabasında: ikna yeteneğini kullanır ve barışçıl usuller uygular.

“Teslis” inancını Kral Laoghaire ve Tara Meclisine anlatmak için “üç yapraklı yonca” örneğini ilk kullanan Aziz Patric’dir. Kral Hıristiyanlığı kabul etmiştir ve ardından, o günden bu yana İrlanda ülkesinin sembolü “üç yapraklı yonca” dır.

Hıristiyanlık ve Kelt kültürünün birleşmesiyle, İrlanda ülkesi 500-800 yılları arasında altın çağını yaşamıştır. Bu dönemde, İrlanda manastırları okuma-yazmanın başlıca merkezi olmuştur. İrlanda bilgin ve azizleri: Avrupa’nın birçok yerine giderek “bilinen dünyanın ışığı” haline gelmişlerdir.

Bu dönemde: yine şehirler tam olarak ortaya çıkmamış, Dublin şehrinin bulunduğu yer ise “Baile Atha Cliath” ( yani Engeller Şehri) olarak bilinen bir kavşak olarak görülmektedir.
Günümüzde de, İrlanda dilinde kullanılan bu ifadeye otobüslerde ve bazı yol işaretlerinde rastlamak mümkündür.

MS.795 yılında: İrlanda Vikinglerin saldırısına uğrar. Vikingler: öğrenim merkezlerini yağmalarlar ve 9. yüzyılda Lifley üzerine bir kale inşa ederek: İrlanda’nın bilinen ilk şehri olan “Dubh Limn” yani “Kara Gölcük” şehrini kurarlar. Beraberlerinde ise: gemi yapımı ve madeni para kullanımı kültürünü getirirler.

MS.988 yılında: İrlanda kralları, Munster kralı Brian Boru komutası altında birleşirler ve yapılan savaş sonucunda Vikingler: Lifley şehrinin kuzeyine sürülürler. Bu yenilginin ardından, ülkede Vikinglerin etkisi azalır ve ülke nüfusu içinde erimeye başlarlar.

İrlandalılar ise, artık Dublin şehrine sahiptirler ve 1038 yılında şehirde ilk dini yapı olan “Christ Church Cathedral” kurulur.

1168 yılında: Normanlar, Wexford şehrine ayak basarlar. Çünkü: Leinster kralı Strongbow; krallığını yeniden ilan etmek için kendilerinden yardım istemiş ve Normanları İrlanda’ya çağırmıştır. Normanlar: İrlanda’ya, feodal sistem, savaşta atların kullanılması ve zırhlı birlik kültürünü getirdiler. İrlandalılardan farklı olarak merkezi yönetimi tercih ettiler ve kaleler inşa ederek güçlerini pekiştirdiler.

1171 yılında İngiliz kralı Henry II: Dublin şehrine geldi. 1204 yılında Dublin Castle: İrlanda’daki İngiliz idari gücünün merkeziydi. Şehirde: 1229 yılında ilk piskopos seçildi ve 1298 yılında ilk parlamento oluşturuldu.

15. yüzyıla gelindiğinde. İngiltere, Dublin içinde Pale (yani İngiliz mıntıkası) olarak bilinen çok küçük bir bölüme sahipti. Ancak: Tudor krallarıyla birlikte durumlar değişti. İngiltere kralı Henry VIII ve Elizabeth I: İrlanda’yı boyunduruk altına almaya kararlıydılar ve kalabalık ordular ile askeri harekatlar düzenlediler.

İngiliz Kralı Henry VIII’in: Roma Katolik kilisesinden ayrılmasıyla: 1558 yılından sonra Dublin şehrindeki iki katedral Protestan oldu ve günümüzde de bu böyle devam etmektedir. Şehirdeki “Trinity College”: Kraliçe Elizabeth I tarafından, Protestan eğitimi amacıyla kuruldu ve günümüzde de eğitime devam etmektedir.

1649 yılında, İrlanda’nın en çok nefret edilen fatihi Oliver Cromwell: Dublin şehrine geldi. Kendisiyle birlikte gelen ordusu: 600 binden fazla İrlandalının ölümü ve sınır dışı edilmesini sağladı. İrlandalıların toprakları ellerinden alındı ve batıya sürüldüler. (Günümüzde bazı İrlandalılar, Cromwell’in adını duyduklarında nefretle tükürürler)

1690 yılında: Katolik kral James II: başa geçtiğinde, Dublin kuzeyinde yapılan Boyne savaşında İngilizlere yenildi ve İngiliz Parlamentosu: 1703 yılında, İrlandalıları Katoliklerin haklarından mahrum bırakan Ceza Yasasını çıkardı.

18. yüzyıl: Protestan hanedanlığının yükseldiği dönemdir. Ancak: bunlar da, kendilerinden öncekiler gibi, İrlanda’nın kendi kendini yönetmesi gerektiğini düşünüyorlardı.

1781 yılında: Hery Grattan’ın çabaları ile, Dublin’de bir İrlanda Parlamentosu kuruldu, ancak kısa ömürlü oldu. 1800 yılında rüşvet ve yozlaşma nedeniyle Parlamento kendisini dağıtma kararı aldı.

Bu arada Fransız Devriminin etkileri hızla yayılıyordu. 1791 yılında: Wolfe Tone öncülüğünde: Katolik ve Protestan İrlandalıların özgürlüğünü savunan “Birleşik İrlandalılar Örgütü” kuruldu. Ancak: Wolfe Fransız yardımı kendisine ulaşmadan tutuklandı ve öldürüldü. (Wolfe: İrlanda tarihinde çok saygı duyulan bir kişidir)

Parlamentonun İrlandalı üyeleri, artık Londra şehrinde çalışıyorlardı. 1803 yılında, ünlü İrlandalı kahraman Robert Emmet’in öncülük ettiği isyan başarısızlıkla sonuçlandı ve idam edildi. Ardından Daniel O’Connel mücadeleye devam etti. Kendisi: barışçıl ama güçlü “Katolik Birliği”ni kurdu. 1841 yılında İrlanda Parlamentosu yeniden kuruldu.

1845 yılında, ülkede yoksulların yemeği olan “patates” üretimindeki hastalık nedeniyle kıtlık yaşandı. 1848 yılında kıtlık sona erdiğinde, ülkede 1 milyondan fazla insan ölmüş ve bir o kadarı da kargaşadan kaçarak başka yerlere göç etmişlerdi. 1800’lü yılların sonunda İrlanda nüfusu, yarıya düştü.

1879 yılında: İrlanda Toprak Yasası yürürlüğe konularak: toprakta kiracılık sistemi değiştirilmiş, ezilmiş kiracı köylülerin topraklarını satın almaları sağlanmıştır. Parlamentonun İrlandalı üyesi Charles Stewart Parnell’in bir diğer hedefi ise: özerklik talebiydi. Ancak: bir takım siyasi oyunlar nedeniyle, yönetsel özgürlük yasası tasarısı “I.Dünya Savaşı”nın patlak verdiği sırada kanunlaşmasına rağmen, düşmanlık bitene kadar yürürlüğe konulmadı.

1916 yılında: James Connoly ve Padraig Pearse önderliğinde toplanan silahlı milliyetçiler: Dublin şehrinde birkaç binanın kontrolünü ele geçirdiler ve Pearse: General Post Office denilen yerde “Bağımsızlık Bildirgesi”ni okudu. Paskalya ayaklanması olarak isimlendirilen bu olay: liderlerin idam edilmesi ve ardından 500’den fazla İrlandalının öldürülmesiyle sonuçlandı. Ancak bu ayaklanma: İrlanda tarihinde şöyle bir yorum yapılması sonucunu doğurdu “her şey değişti, artık insanlar özerk yönetimden tatmin olmamakta, tam bağımsızlık istemekteydiler.”

1919 yılındaki genel seçimlerde Cumhuriyetçi Sinn Fein partisi çoğunluğu kazandı, ancak onlar Londra’ya gitmek yerine ilk İrlanda Meclisini (Dail Eirann) kurarak bağımsızlık ateşini yakmayı tercih ettiler.

Gerilla savaşları: 1921 yılında, Kuzey İrlanda’daki 6 eyalet dışında, İrlanda’nın tamamına bağımsızlık veren antlaşmanın imzalanmasına kadar devam etti. Bu 6 eyalette: Protestanlar, ezici çoğunlukla İngiltere kraliyetini desteklediler. Ancak: bu durumda ülke bölünüyordu. Ülkenin bölünmesini istemeyenler ile aralarında iç savaş çıktı. Ardından, bir yıl sonra iç savaş bitti ve “Serbest İrlanda Devleti” doğdu.

1937 yılında: İrlanda, İngiliz Milletler Topluluğunun bir parçası olmaktan çıktı. 1938 yılında, Douglas Hyde; ilk Başbakan olarak seçildi. II. Dünya savaşında, Dublin şehri, Alman savaş uçakları tarafından iki kez bombalandı. Ancak, İrlanda Cumhuriyeti tarafsız kalmayı tercih etti ve 1948 yılında İngiltere ile bağlarını tamamen kopardı.