

Tunceli, Elazığ arası uzaklık: 77 km. Tunceli, Erzincan arası uzaklık: 140 km. Tunceli, Erzurum arası uzaklık: 239 km. Tunceli, Ankara arası uzaklık: 823 km. Tunceli, İstanbul arası uzaklık: 1184 km.
TARİHİ
Murat ve Karasu nehirleri arasında kalan bölge, MÖ 2000’li yıllarda “İşuva” ismiyle bilinir ve yörede Hititler hakimdir. Ardından: Urartular, Medler ve Persler, yörede hakimiyet kurarlar. MS 395 yılında, Sasaniler ve Bizanslılar arasında sık sık el değiştiren bölgenin ismi “Dersim” dir.
Dersim kelimesi, Farsça “Gümüş Kapı” demektir. 1514 yılında bölge Osmanlı topraklarına katılır. Ancak, bölgenin dağlık yapısı ve engebeli coğrafyası, devlet denetimini buradan uzak tutmuş, yörede mahalli idareciler hakim olmuştur.
Bunlar, merkezi idarenin zayıf dönemlerinde, isyankar tutum sergilerler. Böylece: Osmanlıların son dönemleriyle Cumhuriyetin ilk dönemleri arasında yaşanan bir dizi “Dersim İsyanları” olur.
25 Aralık 1935 tarihinde, yörede Tunceli isimli bir şehir kurulmasına karar verilir ve şehir merkezi olarak Mameki adlı bir köyün bulunduğu alan seçilmiştir. Çünkü bu alan: Pülümür çayı vadisini izleyerek gelen, Erzurum-Elazığ ve Malatya şehirlerini birbirine bağlayan yol üzerindedir.
Yörede 1945 yılında Belediye kurulmuştur. İl merkezi, eskiden “Kalan kasabası” olarak bilinen günümüzdeki yerine nakledilir. 1945 yılında, Tunceli şehir olur.
GENEL
Şehir: Doğu Anadolu bölgesinde, Yukarı Fırat bölümünde, Munzur çayı ile Pülümür çayının birleştiği yerde kuruludur. Deniz seviyesinden yüksekliği ortalama 970 metredir. İl merkezinin içinden Erzurum-Malatya kara yolu geçer.
Bu yol Munzur çayına paralel uzanır. Şehir dar bir vadide kurulduğu için, bu yol yani cadde dışında geniş bir cadde yoktur. Yerleşim yerinin engebeli bir yer olması nedeniyle, şehir içindeki mahallelere bağlanan yollar, inişli ve yokuşludur. Yörede karasal iklim hakimdir. Kışlar çok soğuk ve kar yağışlıdır. Yazlar ise kuru ve sıcaktır.
NE YENİR
Tunceli yöresinde, yöresel lezzetlerden tatmak isterseniz, başlıca önerilerim “Zerefet, Sirekurt, Sirepati, Keşkek, Kavut ve Patila” olacaktır.

TERS LALE
Tunceli dağlarında, zirvedeki karların erimesiyle boy veren ters laleler bulunuyor. Özellikle Ovacık ve Çemişgezik kırsalında bulunan bu çiçekler, her yıl sadece 15-20 gün boyunca görülebiliyor. Bunları görmek için Mayıs ayı içinde burayı ziyaret etmeniz gerekir. Doğa yürüyüşü yaparak bu ters laleleri görmek mümkündür.
MUNZUR KÜLTÜR VE DOĞA FESTİVALİ
Her yıl geleneksel olarak Temmuz ayı içinde 4 gün süreli yapılmaktadır. Festival süresince birçok etkinlik düzenleniyor.
GEZİLECEK YERLER
PALAVRA MEYDANI
İl merkezinde, eski Hükümet Meydanına, yörede yaşayanlar “Palavra Meydanı” ismini vermişlerdir. Bu küçük alanda: Sevuşen’in heykeli bulunuyor.
Kendisi: Tunceliler tarafından çok sevilen bir kişidir, 1994 yılında öldüğünde cenazesine binlerce kişinin katıldığı söyleniyor. Evet, Sevuşen’in heykelinin ücreti, söylendiğine göre 1995 yılında Tunceli Milletvekili Kamer Genç tarafından karşılanmıştır.
Heykelin yanında mumluk bulunuyor. İnsanlar, heykelin bulunduğu yerde dilek tutuyorlar ve mum dikiyorlar. Palavra meydanında, çay ve yemek mekanları bulunuyor.

MUNZUR VADİSİ MİLLİ PARKI
Tunceli il sınırlarındaki park alanı, 1971 yılında “Milli Park” ilan edilmiştir. Ülkemizde bulunan en büyük Milli Parklarından birisidir.
Park alanı Tunceli il merkezine 8 km uzaklıktadır. Burada başlayan park alanı, Munzur dağlarına kadar uzanır. Park alanı: Tunceli merkez, Ovacık ilçesi ve Erzincan Çağlayan ilçesi sınırlarında bulunmaktadır. Erzincan il sınırları içinde kalan bölüm sarp ve kayalıktır.
Milli Park sahası: Tunceli il merkezinin 7 km batısından başlar, 46 km devam eder ve kuzeye doğru Munzur dağlarını içine alacak şekilde belirlenmiştir.
Park alanının kuzeyinde: Munzur dağlarında, 3000 metre yükseklikte krater gölleri bulunur.
Ovacık ilçesi düzlüğünde: gözeler ve kanyonlar görülür.
Vadi boyunca şelaleler vardır.
Park alanında: Munzur Suyu ve Mercan deresinde yöreye özgü alabalık türleri bulunur. Ayrıca yine park alanında: 2 tür keçi vardır. Bunlar: dağ keçisi ve çengel boynuzlu dağ keçisidir.
Milli Park: bitki örtüsü bakımından oldukça zengindir. Park alanında 1518 bitki çeşidi tespit edilmiştir. Bunlardan büyük kısmı endemiktir. Park alanı, Türkiye’de bulunan 122 önemli bitki alanından bir tanesidir.
Park alanında: tepelik ve yamaçlarda, kayalık olmayan yerlerde meşe ormanları bulunur.

Mercan vadisinin kuzey kesimlerinde: doğa yürüyüşü yapılır. Güney kesimlerinde ise kamping alanları ve piknik yerleri vardır.
Milli Park alanını ikiye bölen Munzur ırmağında, 70 kilometrelik parkurda: rafting yapılmaktadır.

Ana Fatma Ziyareti
Tunceli-Ovacık yolu üzerindedir. Ana Fatma mahallesi olarak tanınan burası yöre halkı ve dışarıdan gelenler tarafından sıklıkla ziyaret edilir. İl merkezine 7 km uzaklıktadır. Burada kaplıca bulunmaktadır.
Ayrıca bir dinlenme tesisi ile lokanta bulunur. Dinlenme tesisi: “Munzur Vadisi Milli Parkı İdare Ziyaretçi Merkezi ve Orman Köşkleri” ismiyle bilinir. Buradaki tesisin vatandaşların kullanımına açık olduğu söyleniyor.
Halvori Gözeleri
Tunceli-Ovacık yolu üzerindedir. İl merkezine 20 km uzaklıktadır. Kutsal mekan olarak kabul edilmektedir. Munzur çayı kıyısında, derin ve kayalık bir arazidedir. Burada; çok soğuk kaynak suları bulunmaktadır. Ayrıca dinlenme ve mesire alanları bulunur. Ancak tesis yoktur, sadece masalar ve oturma gurupları vardır.
Mercan Deresi vadisi
Mercan deresi, Ovacık ilçe merkezinin doğusunda Munzur çayına karışır. Yüksek dağlardan beslendiği için suyu boldur. Berrak ve temiz sulardaki alabalıklar çok ünlüdür. Burada balık tutmak mümkündür. Vadi bitki örtüsü bakımından da oldukça zengindir. Vadide doğa yürüyüşleri, kamp ve piknik yapılabilmektedir.

Kırk Meydan Şelaleleri
Munzur dağlarının, Mercan vadisine inan yamaçlarında, Ovacık yöresinin kuzeyinde, yaylalara çıkan güzergah üzerindedir. Munzur dağlarının, Mercan vadisine inen yamaçlarında: Kırk Meydan Şelaleleri görülebilir.
Şelaleler, Gözeler köyüne yaklaşık 15 km uzaklıkta, Munzur dağları arasında, aynı vadi üzerinde, 4 farklı noktadadır. Şelalelere ulaşmak için, araçla gidilen köyden sonra yürüyerek 3 saatlik bir yolculuk yapmak gerekiyor.
Bunlar: küçük ve dar bir vadide akan, birkaç şelaleden oluşmaktadır. Havanın iyice ısınıp doğadaki karların bir bölümünün erimesiyle şelaleler akmaya başlar. Görsel zenginlik sunarlar. Çünkü: suları boldur, doğal çevreleri görülmeye değerdir.
Kaletepe Mevkii
Milli Park alanının kuzeyinde, Şahverdi köyünün kuzeybatısındadır. Kale tepe mevkii, 1636 metre yüksekliktedir. Burası: 1’nci Derece Arkeolojik Sit alanı olarak tescil edilerek koruma altına alınmıştır.
Tülin Tepe-Tepecik ve Pulur Höyükleri
Milli Park içindedir. Yörenin kalkolitik ve neolitik dönemlerinde iskan edilmişlerdir.
RABAT VADİSİ
İl merkezine bağlı Çemçeli köyü Rabat Mezrasındadır. İlçe merkezine 17 km uzaklıktadır.
Rabat vadisinde Rabat köyü ve Rabat köprüsü görülmeye değerdir. Yine vadi içinde: iki tane şelale var. Bu şelaleler 150 ve 200 metre yükseklikten dökülmektedir. Vadi içinde, 2200 metre rakımda, dağların eteklerinde bir mağara da gezilebiliyor. Bu mağaranın girişinde “Öküz figürü” bulunuyor.
Rabat kalesi ise, Tunceli yöresinde tespit edilebilen en eski ve büyük antik yerleşim alanıdır. Kale alanı, 3 futbol sahasından daha büyüktür. Kalenin, yüzeyde bulunan seramik kalıntılarına göre, Erken Demir çağından Osmanlı dönemine kadar kullanıldığı tahmin edilmektedir.
Vadide bulunan tarihi köprü: Rabat Kalesini, Hozat’a bağlayan bir yolda bulunmaktadır. Burada: kaya mezarları ve yine kayalara oyulmuş merdivenler görülür.

KUTU DERESİ
Tunceli-Erzincan kara yolu üzerindedir. İl merkezine 20 km uzaklıktadır.
Tunceli yöresinin en çok kabul gören turistik yerlerinden birisidir. Burası yaz aylarında plaj olarak kullanılıyor. Pülümür çayının buz gibi sularında yüzmek mümkündür. Dere kıyısında restoranlar bulunuyor. Bu restoranlarda özellikle karabalık yemenizi öneririm. Burada bir de tarihi köprü var, orayı da görmeyi unutmayın.
ANBAR KALESİ-BİRMAN KALESİ
İl merkezinin yaklaşık 8 km güneydoğusunda, Anbar köyünün 500 m güneybatısındadır. Birman kalesi olarak da bilinen kale Munzur dağlarının güney uzantılarının üzerinde güneydoğu-kuzeybatı yönünde uzanan bir kayalık üzerinde kuruludur. Kalenin üzerinde bulunduğu kayalığın zeminden yüksekliği yaklaşık 30-40 m dir. Kalenin yakın çevresinde Kaleköy/Mazgirt’te olduğu gibi tarıma müsait düzlük alanlar bulunmaz.
Anbar kalesinden bahseden araştırmacılar kaleyi bölgenin yeraltı kaynaklarıyla ilişkilendirerek Argişti oğlu Rusa dönemine tarihler.
Anbar kalesi 70 x 25 m boyutlarındadır. Kalenin üzerinde bulunduğu kayalığın üç tarafı sarp ve dik uçurumla bitmektedir. Kaleye ulaşım sadece güneydoğu yönünde, kayalığa doğru uzanan doğal bir sırtla mümkündür. Bu kısımda Ortaçağ dönemine tarihlenen harçlı sur duvarları arasındaki giriş kapısı bulunmaktadır.
Kale üzerinde çok odalı kaya mezarı, sur temel yatakları, sarnıçlar, anakayaya oyulmuş basamaklar, harçlı sur duvarları ve kalenin zemininde kaya şapeli bulunur. Bunlardan çok adayı kaya mezarı ve kaya basamakların bir bölümü, Urartu dönemine tarihlenir. Basamakların bir kısmı, kaya şapeli ve harçlı sur duvarları ise Ortaçağ döneminde yapılmış olmalıdır.
Kalede Ortaçağ’a tarihlenen harçlı sur duvarları aralıklarla doğu ve kuzey yönlerinde görülmektedir. Diğer yönlerde ise surlarla aynı doğrultuda uzanan sur temel izleri, surların kalenin dört bir yanına kuşattığına işaret etmektedir. Buna karşılık kalede, Urartu dönemine tarihlenebilecek harçsız şekilde inşa edilmiş duvarlar yoktur. Fakat sur temel izlerinin bulunması, kalede bir savunma sisteminin olabileceğini düşündürür.
Kalenin doğusunda bulunan kaya basamakları, kayalığın üst kısmından zemine kadar inmektedir. Bu basamakların ulaştığı yerde kaya şapeli vardır. Basamakların kaleden kaya şapeline ulaşmak için yapıldığı söylenebilir. Kayalığın üst kısmında basamakların başladığı yerde anakaya üzerinde kare planlı bir alan düzleştirilmiştir. Bu alan kutsal alan olarak adlandırılır. Fakat kayalığın üzerinde görülen bu izler kalede bulunan mimari yapılara ait temel izleri olarak değerlendirilir. Anbar kalesinde bir diğer basamak gurubu ise kaya mezarlarının girişine ulaşır. Bu basamakların ise kaya mezarıyla ilişkili olduğu anlaşılmaktadır.
Kalenin üzerinde merkezi konumda ikisi yuvarlak planlı, biri dikdörtgen planlı 3 sarnıç vardır. Sarnıçlardan yuvarlak planlı olanların benzerleri Şirinlikale, Pekeriç, Palu gibi kalelerde de bulunur.
Anbar kaya mezarı, kalenin doğusundadır. Mezarın girişi zeminden yaklaşık 11 m yüksekliktedir. Mezara ulaşım kalenin üst kısmından anakayaya yapılmış, günümüzde 12 basamağı seçilebilen bir yolla sağlanmaktadır. Mezar girişinin önünde yaklaşık 1.5 m kare ölçülerinde bir platform vardır. Günümüzde platformun bir kısmının tahrip edildiği görülür.
Anbar kaya mezarı; önü kısmen açık bir giriş alanı, ana oda ve bu adanın arkasına açılmış yan odadan oluşur. Mezarın girişi kemerli şekilde yapılmıştır. Duvarların birbiriyle kesiştiği köşeler oval formdadır. Ana odaya giriş kemerli bir kapıyla sağlanır. Oda 3.20 x 4.30 m ölçülerindedir. Tavanı düz şekildedir. Odanın kuzeydoğu duvarında dikdörtgen bir niş vardır. Nişin derinliği 1.25 m dir. Niş,boyutları bakımından bir ölünün rahatlıkla yatırılabileceği ölçülere sahiptir.
Mezarın ikinci odasına, ilk odanın doğu duvarına açılmış kemerli bir kapıdan geçilir. Oda kabaca dikdörtgen planlıdır. Zemini toprak doludur. Odanın doğu duvarında 2.25 m genişliğinde, 1.44 m yüksekliğinde, 1.25 m derinliğinde niş bulunur.
Anbar kaya mezarının çok odalı olması, mezarın kalenin korunaklı olan sarp ve dik kısmında bulunması, mezara ulaşımın sadece kalenin üst kısmından kayalara oyulmuş merdivenlerle sağlanması, mezar odaları içerisinde ölü yatağı bulunmamasından, kaya mezarının Urartu dönemine ait olduğu anlaşılmaktadır.
Anbar kalesindeki iki odalı kaya mezarı, kaleyi ve kaya mezarını inşa ettirenlerin Urartu Krallığını tanıdıkları ve bölgede siyasi nüfusa sahip olduklarını gösterir. Fakat kalenin ana yolların uzağında izole dağlık bir yerde bulunması ve boyut olarak küçüklüğü dikkat çeker. Nitekim diğer aşiret merkezlerinde olduğu gibi Anbar kalesinin çevresinde tarıma müsait alan bulunmaz. Bu durum buranın hayvancılıkla uğraşan aşiret reisinin üstü olduğunu gösterebilir.
Tunceli Hozat hakkındaki gezi yazım için Hozat