Portekiz Genel

Portekiz Genel

Portekiz: Avrupa’nın güneybatısında, İber yarımadası üzerinde, Avrupa kıtasının en batısındaki ülkedir.

Portekiz, yılda 3000 saat güneş ışığı almasıyla tanınan, Avrupa’nın en gözde ülkelerinden biridir. Ülkenin başkenti “Lizbon” şehridir ve diğer önemli şehirler ise “Colmbra” ve “Porto” şehirleridir.

Portekiz Genel

DİL

Ülkede “Portekizce” konuşulmaktadır. Çünkü: Portekiz’de resmi dil Portekizcedir. İngilizce, turistik alanlarda, özellikle 35 yaş altındakiler tarafından rahatlıkla konuşulmaktadır. Nadiren olsa da, bazı Fransızca ve Almanca konuşan bulmak da mümkündür.

Portekiz Genel

İNSANLAR

Portekiz ülkesindeki insanlar, genellikle sıcaktırlar ve çoğu kez, kayıp bir gezgine yardımcı olmak için büyük çaba gösterirler.

PARA

Ülkede “Euro” kullanılmaktadır. Çünkü, 2001 yılından bu yana, ülke “Avrupa Birliği” üyesidir. Eski para “escudo” olarak bilinmektedir. Turistik alanlarda, cadde ve sokaklarda, döviz büroları bulmak mümkündür.

Portekiz Genel

TARİHİ

İber yarımadasının batı ucunda bulunan ülke: tarihi süreç içinde, sürekli olarak bölgeye yolu düşen kavimler ve devletler tarafından işgal edilmiştir. Bunlar arasında: Keltler, Fenikeliler, Yunanlılar, Romalılar ve Vizigotlar sayılabilir.

Ancak: 711 yılından sonra: ülke yarımadanın birçok yeri gibi Araplar tarafından işgal edilince: bu topraklarda da Arap dönemi başlamış olur.
Bu dönemde: pek çok cami ile birlikte, Lizbon şehrindeki tarihi surlar yapılmıştır.

12’nci yüzyılın ortalarından itibaren, Arap işgali görülmesine rağmen, Arap kültürü günümüzde de özellikle “Lizbon” ve “Algarve” şehirlerinde görülmektedir.
Portekizce de “Lizbboa” olarak söylenen şehrin adının, Latinceden değil, Arapçadan geldiği söylenir.

1147 yılında: Portekiz Kralı Afonsa I. Orduları tarafından: Lizbon, Araplardan alınarak Portekiz topraklarına katılmıştır. Yine aynı tarihte; şehirde yaşayan farklı dinlerdeki insanlar katledilmiş, camiler kiliseye çevrilmiş ve günlük hayatta Arap etkisi hızla yok edilmiştir.

12’nci yüzyıla gelindiğinde: yeni ticaret yollarının bulunmasıyla, Portekiz, Avrupa’nın en zengin ülkelerinden biri haline gelmiştir.

15 ve 16’ncı yüzyıllara gelindiğinde ise, dünyayı değiştiren keşiflerden, Portekizliler de paylarını almışlardır. Özellikle “Vasco do Gama” nın: Hindistan yolculuğu sonucunda, ülke birçok kazanç elde etmiştir. Ayrıca: Avrupa ve Uzakdoğu ve Brezilya ile ticari bağlantılar yapılmıştır.

1580 yılına gelindiğinde ise, ülke İspanyollar tarafından işgal edilir ve bunun ardından, zenginliğini yitirir.

1 Kasım 1755 tarihinde Lizbon’da büyük bir deprem ve ardından gelen tsunami, Lizbon çevresindeki birçok yerin yıkılmasına neden olur. Hatta bu deprem nedeniyle, Portekizliler, başkent Lizbon için bir yedek başkent kurmaya karar verirler ve Porto şehri kurulur.

19’ncu yüzyıla gelindiğinde bu kez “Napolyon” ülkeyi işgal eder ve yağmalar.
Bu dönemde, ülkeden kaçan kraliyet ailesi, ancak 1908 yılında geri dönebilmiştir. Ancak: 1910 yılında, ülkede “Cumhuriyet” ilan edilmiştir.

1926 yılına gelindiğinde ise, bu kez “Salazar” isimli bir diktatör, darbe yaparak iktidarı ele geçirmiş, ancak bu durum 1974 yılında sona ermiştir.

Ülke: 1986 yılında Avrupa Birliğine girmiş ve fonlardan en çok yararlanan ülke olarak, hızla kalkınmıştır.

Evet: ülke koyu Katolikdir. Futbol, ülkede en sevilen uğraşı alanlarının başında gelmektedir.

Portekiz Genel

NE SATIN ALINIR

Portekiz ülkesinde, “azulejo” denilen seramikler dünyaca meşhurdur. Ayrıca, yöresel ürünler de satın alınabilir, örneğin Porto bölgesinden Porto şarabı satın alınabilir.

Portekiz Genel

TURİZM

Portekiz denilince, bu ülkede ziyaret edilebilecek en güzel yerler listesi, şöyle sıralanabilir:
1. Lizbon ( burası büyüleyici bir şehir olarak göze çarpar)
2. Sıntra ( büyüleyici bir masal şehri)
3. Evora (bir müze kent)
4. Obidos (bir ortaçağ görünümü)
5. Porto (bir görkemli liman şehri)
6. Batahla ve Alcobaça (dünya mirası mimari harikası)
7. Tomar (şövalyeler diyarı)
8. Sagres (dünyanın sonundaki sular)
9. Marvao (muhteşem bir yer, muhteşem bir manzara)
10. Braga (barok şehir)
Portekiz ülkesinde, UNESCO tarafından “Dünya Kültür Mirası Listesi” ne dahil edilerek koruma altına alınmış yerler şunlardır.
1. Jeronimos Manastırı
2. Belem kulesi.
3. Sintra
4. Evora
5. Batalha Abbey
6. Alcobaça Abbey
7. Tomar en Templar Kalesi ve Manastırı
8. Guimaraes
9. Porto Eski Merkezi
10. Douro Valley
11. Coa vadisi Prehistorik kaya sanatı
12. Angra do Heroismo
13. Pico Island Vineyard Kültür
14. Laurisilva Orman

Meksika Mexico City Genel

Meksika Mexico City Genel

Mexico City şehri; 16 ilçe ve 300’den fazla mahalle ile dünyanın en büyük metropol alanlarından birisi olarak tanınır. Başkentin bulunduğu eyalet olan “Mexico DF” yani “Meksika Federe Bölge Eyaleti” batı yarımkürenin en büyük metropolüdür. Öte yandan şehir hava kirliliği ile ünlüdür.

Şehir: Meksika ülkesinin başkentidir ve merkezi hükümet burada yerleşiktir. İlk olarak: Sapa dağlarının eteklerinde Aztekler, Texcoco gölündeki bir yarımadada 14. yüzyılda bir şehir kurmuşlar ve ardından buranın üstüne günümüzdeki şehir kurulmuştur.

Aztek şehrinin kuruluşundan 200 yıl sonra İspanyollar şehri ele geçirmişler ve bölgede Yeni İspanya’nın başkenti yapmışlardır. Şehir 300 yıl sonra ise Meksika’nın baş şehri olmuştur. Aztekler tarafından kullanılmış olan su yönetim teknikleri ve binalar, modern şehrin alt yapısını oluşturmuştur.

Şehir: Anahuac denilen kudretli dağla çevrili yüksek bir vadide, denizden 2200-2300 metre yüksekte bulunmaktadır.

Şehir alanı: kuzeyden-güneye 40 km ve doğudan-batıya 25 km dir.

1985 yılındaki depremin yarattığı hasardan sonra bile şehrin tarihi merkezi ve güneydeki Xochimilco nun “yüzen bahçeleri” UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi ne girebilmişlerdir.

Merkezde koloni dönemi ve İspanya öncesinden kalma anıtlar görülebilir.

Arkeolojiden modern Meksika resimlerine ve grafik sanatlara kadar farklı konuları ele alan çok sayıda müze vardır. Modern Sanat Müzesindeki (Museum of Modern Art) Frida Kahlo’nun çalışmaları ile kocasının Casa Mural Diego Riviera’daki duvar resimleri en ilgi çeken koleksiyonlardır.

Palacio National (kimlik kartınızı götürmeyi unutmayın) daha çok çalışmasının görülebileceği bir yerdir.

Turistlerin ilgi odağı yerler, tarihi merkez ve Xochimilco, Condesa, Roma, gece hayatı, alışveriş ve yemek için San Angel, turistik yerleri sebebiyle Chapultepec de Lomas, el işleri pazarı sebebiyle Ciudadela, lüks alışveriş imkanları sebebiyle Polanco dur.

Roma Katolikleri için Amerika daki en kutsal yer olan Basilica de Guadalupe, İspanyol döneminden kalma bir katedraldeki önemli bir hac merkezidir. Şehrin dış kesimlerindeki bir diğer popüler yer ise Teotihuacan daki Aztek kalıntılarıdır.

Meksika Mexico City Genel

 

ŞEHRİN TARİHİ

Mexico City şehri çevresindeki alan: Kolomb öncesinde 1345 yılında Tenochtitlan tarafından kurulmuştur. İspanyol fethine kadar: bir bataklık adada kurulan şehir özellikle doğu bölümünde gelişmiştir.

Başkent olarak kabul edilen bu kasabanın çevresindeki kasabalarda ise, diğer bazı kabileler kümelenmişlerdir. Şehrin merkezinde 2 savaş ve güneş tanrısı Huitzilopochtli adına adanmış tapınaklar ve yağmur tanrısı Tlaloc için yapılmış büyük piramit bulunuyordu.

Teocalli denilen tören alanı Coatepantli denilen yılan duvarı ile çevriliydi. Burada aynı zamanda diğer önemli tanrılara ait tapınaklar da bulunuyordu. Tüm bu muhteşem yapıların kalıntıları, günümüzde mevcut “Zocalo” (Plaza de la Constitucion) ve hemen çevresindeki bölümlerde toprak altında yatmaktadır. Bu kült merkezi dışında pazar meydanları, tapınaklar ve kraliyet sarayları ve yerleşim alanları bulunuyordu.

Evet: “Tlatelolco” şehrinin asıl önemi: Aztek İmparatorluğunun temel ticaret merkezi olarak seçilmesinin ardından ortaya çıkmıştır. Eski “Cortesian Tlatelolco” sitesi günümüzde “La Languilla” pazarının altındadır.

Bazı kalıntılar “Üç kültürler” meydanında ortaya çıkarılmıştır. İki kasaba çevresindeki gölde bulunan yapay adalar: ekilebilir arazi olarak kullanıldı. Bu nedenle, buralara “Xocimilco” yani “yüzen bahçeler” ismi verilmiştir.

8 Kasım 1518 tarihinde: ilk İspanyol güçleri, Hernan Cortes başkanlığında Aztek başkentine ayakbastılar. İspanyollar: Mayıs 1521 tarihinde Tenochtitlan şehrini kuşattılar ve 13 Ağustos günü şehir ele geçirildi, Aztek hükümdarı Cuahtemoc yakalandı. Ardından: şehirdeki Aztek yapıları yerle bir edildi ve kanallar molozlarla dolduruldu.

1522 yılında İspanyollar: putperest tapınaklar olarak değerlendirdikleri Aztek tapınakları üzerine, mevcut malzemeyi kullanarak Mejico adını verdikleri yeni bir şehir inşa etmeye başladılar.

1535 yılında yeni İspanya valiliği oluşturuldu. 1537 yılında şehir nüfusunun: 100.000 yerli ve 2000 İspanyol’dan oluştuğu bilinmektedir. 1551 yılında Amerika kıtasının ilk üniversitesi burada kuruldu. 1692 yılında, yerli ayaklanması çıktı ve şehrin büyük bölümü, genel vali sarayı dahil yangında tahrip oldu.

1810-1821 yılları arasındaki bağımsızlık savaşında ise: kraliyet güçlerini çıkarmak için şehre yoğun saldırılar düzenlendi ve 1821 yılında şehir bağımsızlık destekçileri tarafından ele geçirildi.

1846-1848 yılları arasında, Meksika ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki savaşta şehir ABD askerleri tarafından bir süre işgal edildi. 1876-1911 yılları arasında Mexico City şehri özellikle Fransız etkisiyle yoğun bir şekilde modernize edilmiştir.

İzleyen on yıl içinde, Meksika, çeşitli devrimci liderler arasındaki kanlı çatışmalara sahne oldu ve devrim sonrasında şehir 1930 yılında 1 milyon kişilik nüfusa ulaştı.

II. Dünya savaşından sonra ise, şehir modernleşme ve sanayileşme alanında büyük atılımlar yapmıştır ve yoksul kırsal bölgelerden buraya insan akını olmuş, şehirde nüfus patlamıştır.

Bugün Meksika ülkesindeki sanayinin yarısı ve diğer tüm ticari faaliyetlerin % 70’lik bölümü başkentte yürütülmektedir. 1968 yılında Yaz Olimpiyat Oyunları şehirde yapılmıştır.

19 Eylül 1985 tarihindeki depremde ise, şehirde 10.000 kişinin öldüğü söyleniyor. Ayrıca 100.000 kişi evsiz kalmış ve hasar şehrin çehresini değiştirmiştir.

Özellikle yeni yapılan binaların depreme dayanıksız oluşu, hasarın büyümesine neden olmuştur.

Meksika Mexico City Genel

VİZE

Ülkeye giriş için vize gerekiyor. Meksika elçilik ve konsolosluklarından alınacak vize 90 gün geçerlidir.

 

ULAŞIM

Uçakta ülkeye giriş için “Göçmenlik formu” verilmektedir. Bunlar genellikle check-in sırasında kullanılır ve göçmenlik formu kişiye 180 gün ülkeye giriş izni verir. Mavi kopyayı kaybetmemelisiniz çünkü göçmenlik işlemlerinden geçtikten sonra resmi mühür ile teslim edilecektir.

Yani ülkeyi terk ederken bu formu yetkililere teslim etmeniz gerekecektir. Ayrıca ziyaretçi kartı numarasını not edin ve güvenli bir yerde saklayın. Bozmayın ve dediğim gibi ülkeyi terk ederken bu mavi kopyayı yetkililere temiz olarak teslim etmek zorundasınız.

 

İKLİM

Mexico City şehri şehri Meksika’nın en yüksek bir platosu üzerinde bulunmaktadır. Şehir tüm yıl nispeten ılıman bir iklime sahiptir. Yaz ve kış genellikle hafif geçer. Tüm yıl boyunca akşamları yalnızca bir ceket yeterli olmaktadır.

Haziran-Eylül ayları arasında öğleden sonra genellikle yağışlı geçer. Ancak, yağmurun hemen ardından güneş çıkar ve hava daha temiz olur.
Ekim-Mayıs ayları arasındaki dönem kuraktır. Şubat en sıcak aydır.

Evet: burayı ziyaret etmek için en uygun zaman ilkbahar ve yaz aylarıdır. Bu dönemlerde hava kirliliği oldukça yoğundur ama hava koşulları iyi olmaktadır.

 

DİL

Şehirde İspanyolca resmi dil olarak konuşulmaktadır. İngilizce bilen çok azdır, bunu düşünerek birkaç kelime İspanyolca öğrenmeniz önerilir.

 

ELEKTRİK

Şehirde 110 volt kullanılmaktadır ve prizlerde iki düz delik vardır ve bu yüzden elektrikli ev aletleri kullanmak için adaptör edinmelisiniz.

 

NÜFUS-İNSANLAR

Sert bir iklime sahip kuzey tarım bölgelerinden gelen nüfus akını şehirdeki nüfusun büyümesine neden olmuştur. Böylece Mexico City şehri dünyanın en kalabalık şehirlerinden biri olmuştur.

Bazı tahminlere göre nüfus 26 milyon kişidir. Ama kesinlikle 20 milyon civarında olduğu biliniyor. Bu aşırı nüfus: yeterli iş imkanlarının bulunmaması nedeniyle ciddi ekonomik ve sosyal zorluklar yaratmaktadır.

 

ÇEVRE SORUNLARI

Şehrin başlıca sorunu “trafik” tir. Çünkü şehirdeki araç sayısının, yaklaşık 3.5 milyon olduğu düşünülüyor. Bunun yanında, şehirde büyük oranda hava kirliliği vardır. Çünkü vadide yaklaşık 35.000 endüstriyel sanayi birimi olduğu söyleniyor ve bunlar Anahuac vadisinde ihtiyaç duyulan temiz havayı tamamen yok ediyorlarmış.

Vadinin bir zamanlar berrak dağ havası, günümüzde kirletici bir çan bulutu haline dönüşmüştür. Bu sorunları çözmek için hükümet tarafından çeşitli tedbirler alınmaktadır.

Örneğin: 1980 yılından bu yana “araba olmadan bir gün” programı uygulanarak trafik rahatlatılmaya çalışılmaktadır. Ayrıca kurşunsuz benzin daha yoğun kullanılmaya başlanmıştır. Çevreye zarar veren sanayilerin başka yerlere taşınması da gündemdedir.

 

ŞEHİR İÇİ ULAŞIM

Mexico City şehri içinde gerek trafik koşulları ve gerekse yoğun ve ağır sis nedeniyle: ziyaretçilerin kendileri için araba kiralamaları önerilmektedir. Bunun dışında: ana ulaşım aracı olan metro ağı, her gün 4.5 milyon kişi tarafından kullanılmaktadır.

Ancak metro hatlarında yanınızda çalınma ihtimaline karşı el bagajı bulundurmamanız istenir. Öte yandan metronun: saat 10.00-16.00 arasında kullanılmalı, bu saatler dışında pek tercih edilmemelidir. Metroda “Sadece Bayanlar” için ayrılmış bölümler göreceksiniz.

Şehirde 60 otobüs hattı bulunmaktadır. Ancak otobüsler yalnızca İspanyolca konuşmayı bilen ziyaretçiler tarafından kullanılmalıdır. Ancak bunlarda da yankesicilerin çok olduğu unutulmamalıdır.

Bazı yerlerde sabit hatlarda çalışan 22 kişilik VW minibüsler bulunmaktadır ama bunlara sadece merkezi yerlerde binmeniz önerilir. “Peseros” denilen bu araçlar: Paseo de la Reforma alanında sabit bir rota izlerler ve fiyatları ucuzdur.

Gelelim taksilere. Mexico City şehri içinde birkaç taksi türü vardır. Sarı, beyaz veya yeşil taksilere “Libres” denilir. Bunlar yollarda serbestçe dolaşırlar. Ancak daha önce söz ettiğim gibi, taksiye bindiğinizde şöföre net adres belirtmeniz, yani cadde ve sokak yanında ilçe ve mahalle belirtmeniz gerekir.

Kırmızı renkli taksiler “de Sitio” olarak isimlendirilir ve bunlar sabit duraklardan hareket ederler. “Turismos” denilen ve büyük oteller önünde bekleyen özellikle limuzin gibi taksiler çok pahalıdır. Eski tarihi merkez içinde ise bir tür bisiklet taksi olarak hizmet veren “Bici-taksiler” bulunur.

Meksika Mexico City Genel

 

TURİZM

2013 yılında şehir, yaklaşık 14 milyon turist tarafından ziyaret edilmektedir. Ancak kanlı kartel şiddet korkuları yine de insanların burayı ziyaret etmelerini engellemektedir. Özellikle kartel cinayetleri ülkeyi sardığında 2009 yılında ülkeyi ziyaret eden turistlerin sayısı hızla düşmüştür.

Toplu mezarlar ve çete katliamları Meksika’nın adını karartmış ve ardından 2010-2012 yılları arasında turist sayısında büyük düşme yaşanmıştır.

Meksika Mexico City Genel
Meksika Mexico City Genel

 

GEZİLECEK YERLER

Mexico City şehri sık sık değişen sokak isimleriyle birlikte, yaklaşık 240 mahalleye bölünmüştür. Ayrıca 16 ana idari birime ayrılmıştır. Farklı mahallelerdeki birçok cadde, aynı ada sahiptir.

Çünkü birçok caddeye tanınmış nehirler, filozofların isimleri verilmiştir. Örneğin: Emiliano Zapata ismi, şehirdeki yaklaşık 100 caddeye verilmiştir. Bu nedenle: şehirde adres ararken: cadde veya sokak ismi yanında, hangi ilçe veya mahallede olduğunu da bilmeniz gerekir.

Şehirdeki caddeler yani “Avenidas”lar genellikle doğu-batı istikametinde, sokaklar yani “calles” ler ise kuzey-güney istikametinde uzanırlar. Ayrıca: Bulevar denilen bulvarlar ve bunlar arasında bağlantıyı sağlayan “Calzada” denilen “geçit” ler bulunmaktadır. Sadece büyük ve önemli caddeler, kendi uzunluğu boyunca aynı ismi korurlar.

Şehirdeki Gezi

Mexico City şehrindeki gezinize: bence “Zocalo” yani “Ana Meydan”dan ve çevresindeki turistik yerlerden başlamalısınız.

Devamında ise: bitişik Sagrario, Ulusal Saray ve arkeoloji bölgesindeki yeni “Museo del Templo Mayor” gezilebilir. Bu geziler sizin 1 gününüzü rahatlıkla dolduracaktır.

Şehirdeki ikinci gününüzde: Palacio de Bellas Artes, Latin Amerika Kulesi, Casa de los Azulejos, Iglesia de San Francisco, Alameda Park ve bitişik Avenida Juarez düşünülmelidir.

Hatta: şehir gürültüsünden uzak sakin Botanik Bahçeleri, Hayvanat Bahçesi ve Bosque de Chapultepec ve Castillo de Chapultepecek gezilebilir. Ancak bu gezide: Antropoloji Ulusal Müzesi mutlaka görülmelidir. Elbette Museo de Arte Moderno (Modern Sanat Müzesi) de unutulmamalıdır

Şehirde: canlı gece hayatı yaşamak isterseniz: Plaza de Garibaldi özellikle mariachi müzikleriyle popülerdir.

Mexico City şehrinde uzun zamanınız varsa gezmeniz önerilen diğer yerler şunlardır: Frida Kahlo Müzesi ve Museo Leon Trotsky, Ciudad Universitaria. Öte yandan: yüzen bahçeler bir tekne gezisi ile ziyaret edilebilir. Xoccimilco ve Guadalupe Bazilikası düşünülmelidir.

Meksika Mexico City Genel

 

ALIŞVERİŞ

Mexico City şehri alışveriş için çok özel bir yerdir. Şehirde büyük ve modern alışveriş merkezleri yanında, daha geleneksel dükkanlar, kaldırım satıcıları ve açık pazarlar bulunmaktadır.

Şehirde lüks mağazalar ve alışveriş merkezleri arayanlar: Presidente Masaryk, Centro Santa Fe ve Zona Rosa denilen yerleri tercih etmelidirler. Şehrin güney kesiminde bulunan Centro Coyoacan ve Perisur özellikle çok popülerdir.

San Angel sömürge dönemi mahallesidir ve aynı zamanda çarşı anlamına gelen “Bazaar Sabado” ile ünlüdür. Burada üç farklı Pazar kurulmaktadır. Cumartesi günleri açık el sanatları pazarı kurulur.

Biraz daha uzakta ünlü seramik pazarı Cuma günleri kurulur. Tepoztlan denilen yerde ise Pazar günleri, el sanatları pazarı kurulur.

Meksika Mexico City Genel

 

GECE HAYATI

Mexico City şehri en aktif gece hayatına sahiptir. Hatta sonsuz seçenekler olduğu söylenir. Müzik sahnesinden caz kulüplerine, yüksek sesle müzik dinlenebilen diskolara, Mariachi müziklerine, Flamenko ve salsa kulüplerine, klasik konserlere, opera, filarmoni orkestrası, romantik trio, oda müziği ve daha fazlası sunulmaktadır.

Büyük otellerin birçoklarının hemen bitişiklerinde kaliteli ve canlı eğlencelerin sunulduğu diskolar bulunur. Birçok eğlence mekanı, gece saat 22.00 gibi kapılarını açarlar ve eğlence sabaha kadar devam eder.

Evet şehirde eğlenmek için ilk akla gelen yerlerin başında “Zona Rosa” gelmektedir ama buranın aynı zamanda bir turist tuzağı olarak da ün yaptığını unutmayınız.

 

MARİACHİ

Plaza Garibaldi denilen yerde: düğün, doğum günü ya da diğer özel günlerini kutlayanlar veya sadece eğlenmek isteyenler bu meydana gelip Mariachi guruplarının şarkılarını dinliyorlar. Mariachilerle Kolombiyalı Valenato ozanlarının hikayeleri biraz birbirine benziyor.

1900’lerin başlarında Mariachiler, iş oldukça çiftliklere girip çalışan gezgin müzisyenlermiş. Meksika  Devriminden sonra işler zorlaşınca çiftliklerden ayrılıp, kasaba kasaba gezerek Vallenato ozanları gibi haber  taşımışlardır.

Verdikleri haberlerin yanında, devrimin başkarakterlerine dair kahramanlık öykülerini anlatan şarkılar söylerlermiş.

Kaynağı kesin olarak bilinmeyen, ancak keman, arp ve gitardan oluşan geleneksel İspanyol orkestralarına benzetilen Mariachi gurupları günümüzde Meksika, İspanya ve Afrika’nın (İspanyol işgalcilerin getirdiği Afrikalı köleler sayesinde) yerel müziklerini harmanlıyorlar.

Şarkıların öyküleriyle doğa, maçoluk, aşk, ölüm, politika, yörenin insanları ve hatta hayvanlar üzerine. Sözler oldukça müstehcen olabiliyormuş. Şarkılarda kadın erkek ilişkileri dolaylı yoldan anlatılır, bunun içinde çiftlik hayvanları kullanılırmış.

Genelde Jalisco eyaleti ve civarında yaşayan Mariachilerin üne kavuşması 1930 lu yıllara rastlıyor. En bilinen Mariachi Gaspar Vargas, Jalisco dan başkente gidip devlet başkanının konuğu olmuş.

Başkan Cardenas çok beğenince mariachi müzikleri bir anda radyolar aracılığı ile tüm Meksika ya yayılmıştır. Mariachiler ilk defa doğru dürüst kıyafetler alacak konuma geldiklerinde, kostüm olarak kendilerine Meksika ya özgü atlı kovboy diyebileceğimiz charroların kıyafetini seçmişlerdir.

Dar ve süslü pantolon, kısa ceket, işlemeli kemer, çizme, papyon tipi gravat ve geniş Meksika şapkası sombrero.

Kırsal alanlarda Mariachiler daha çok bir araya gelmeye çalışan aşıklara hizmet veriyor. Kızın evinin önüne giden Mariachiler pencerenin altında serenat yaparak genç erkeğin kalbinden geçenleri, söylemek istediği sözleri kıza iletiyorlar.

Aşk-meşk işlerinin dışında vaftiz törenleri, düğünler, resmi tatiller ve hatta cenazelerde bile Mariachi guruplarından vazgeçilemiyor. Ölmek üzere olan bir Meksikalının kendi cenazesinde çalınacak şarkı listesi hazırlaması gayet normalmiş.

Mariachileri dinlemek için şarkı başına yaklaşık 4-5 dolarlık bir ücret ödemek gerekiyor. Pazarlık yapmak serbesttir.

Guruplardaki müzisyen sayısı genelde 7-10 kişi arasında değişiyor. Kullanılan enstrümanlar ise keman, beş telli küçük gitar vihuela, vihuelanın altı telli versiyonu guitarron denen bas gitar, trompet ve klasik gitar.

Maggy şarkı sözlerinden ve Mariachilerin giydikleri kostümlerden, gurupların hangi bölgeden geldiğini anlamak mümkündür. Son adı verilen geleneksel Mariachi müziğinin en iyi örneklerine Jalisco (son jalisciense) ve Veracruz (son jarocho) eyaletlerinde rastlanıyormuş.

Tipik bir son jarocho şarkısı olan meşhur olan Bamba yı bir de Mariachi guruplarından dinlemelisiniz.

Meksikalılar için Mariachi müzikten öte bir şey. Kültürlerinin, tarihlerinin, geleneklerinin yoğrulmuş hali, özü bu. Plaza Garibaldi Meksika’daki farklı kültürleri biraz daha iyi anlayabilmek için bu anlamda ideal bir yerdir.

 

G.Kore Seul Genel

G.Kore Seul Genel

Şehir Güney Kore ülkesinin başkenti ve en büyük şehridir. Kuzey Kore sınırının 50 km güneyindedir. Ülkede 10.195.000 bin kişi yaşamaktadır. Güney Kore ülkesinin nüfusu ise 50.948.000 kişidir. Ülke nüfusunun beşte biri Seul şehrinde yaşamaktadır.

Aynı zamanda dünyanın en kalabalık şehirlerinden birisidir. Şehir, ortasından akan Han nehri ile ikiye bölünmektedir. Nehir üzerinde 28 tane köprü bulunmaktadır. Bu köprüler genelde düz köprü şeklindedir, yani herhangi bir görüntü güzelliği bulunmuyor.

Bu durum Avrupa şehirlerini andırıyor malüm Avrupa’da da birçok şehir nehir kenarlarına kurulmuştur. Nehir bayağı geniş, hani İstanbul Boğaziçi kadar var. Ama nehir kenarından genellikle otoyollar bulunuyor, yani nehir kenarını cazibe merkezi olarak kullanmamışlar.

Şehrin sonradan imar edilen güney kesimi daha gelişmiş ve modern olarak görülür. Burada geniş caddeler ve yüksek binalar bulunur. Ancak şehir merkezinin kuzey bölümünde: büyükelçilikler, resmi daireler ve yabancıların daha yoğun olarak yaşadığı konutlar bulunur. Şehirde yerleşim alanı fazla olmadığından genellikle büyük apartmanlar şeklinde, çok katlı yapılar bulunuyor. Şehir çok sayıda dağ zirvesiyle çevrili, doğal bir havzada bulunmaktadır.

Şehirde: antik ve modern, geleneksel ve moda yan mükemmel bir karışım yaratmaktadır. Modern cam, beton ve çelik mimarinin gölgesinde ahşap evler görebilirsiniz. Güçlü bir Budizm geleneği ve muhteşem alışveriş merkezleri bir aradadır.

G.Kore ülkesinin diğer başlıca şehirleri olarak: Busan ve İncheon bulunmaktadır.

 

TARİHÇE

Yapılan arkeolojik çalışmalara göre: bölge ilk çağlardan bu yana iskan görmüştür. İlk devlet, MÖ.2333 yıllarında bölgedeki ilk devlet, Çosun halkı tarafından kurulmuştur.
Devam eden süreçte, çeşitli hanedanlıklar tarafından yönetilen ülke, daha sonra bölgenin iki güçlü ülkesi olan Çin ve Japonya arasındaki mücadelelere sahne olmuştur.

1904-1905 Japon-Rus savaşını, Japonlar kazanınca Kore bu ülkenin etkisine girmiş ve ülke 1910 yılında Japonya tarafından ilhak edilmiştir. Ancak II. Dünya savaşında Japonlar yenilince, 35 yıl süren işgal dönemi bitmiş ve 1948 yılında bağımsız Kore Cumhuriyeti kurulmuştur. Ancak bölgede 38. paralelin kuzeyinde ise, SSCB denetiminde Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti kurulmuştur.

Kuzey Kore’nin Haziran 1950 tarihinde güneye saldırmasıyla Kore Savaşı başlamıştır. Kuzey Kore’nin yanında: SSCB ve Çin yer alırken, Türkiye’ninde aralarında bulunduğu 16 devlet Güneylilerden yana taraf olmuştur. 3 yıl süren savaş, 1953 yılında imzalanan ateşkes andlaşması ile son bulmuştur. Bu savaşta 3 milyon Koreli ölmüştür. Ülkemizden ise, savaşa katılan 21.212 askerden, 1005 kişi şehit olmuştur.

G.Kore Seul Genel

ULAŞIM

Ocak 2012 tarihinden sonra, Kore’ye giriş yapmak isteyen 17 yaş üstü herkesten zorunlu olarak parmak izi alınmakta ve yüz taraması yapılmaktadır. Bu arada: uçakta iken size verilen “varış kartını” doldurmayı unutmayın, çünkü pasaport kontrolünde bu varış kartı da isteniyor. Yaklaşık 10 saatlik bir uçak yolculuğu sonrası, dünyanın en iyi havaalanlarından birisi olan “İncheon” havaalanına ulaşılır.

Bu havaalanı zaten uzun yıllar arka arkaya dünyanın en iyi havaalanı seçilmiştir. Havaalanı şehir merkezine 1 saatlik uzaklıktadır. Havaalanı şehir merkezi arasında otobüs veya tren kullanarak gidebilirsiniz. Ancak trenle birkaç kez aktarma yapılıyor.

Trenle şehir merkezine ulaşımı düşünürseniz yaklaşık 80 dakika sürmektedir. Otobüs fiyatı 10.000 wondur.  Otobüslerde 4 dilden anonslar (Korece, Çince, Japonca, İngilizce) anons yapılıyor, ineceğiniz durağı kaçırmamak için iyi takip etmeniz gerekir.

Öte yandan otobüs şöförlerinin pek çoğunun İngilizce bilmediğini bilmelisiniz. Burada ilginç bir konudan söz etmek istiyorum. Seul havaalanından cep telefonu ve hat kiralayabilirsiniz.

Pasaport ve kredi kartı ile kiralayabileceğiniz cep telefonu kira ücretini dönüşte nakit veya kredi kartı ile ödeyebilirsiniz. Bir not daha, şehrin kuzeybatı kesiminde “Gimpo” denilen bir havaalanı daha bulunuyor ve burası şehir merkezine 30 dakika uzaklıktadır.

G.Kore Seul Genel

METRO

Şehir 398 istasyon ve 527 km uzunluğu ile dünyanın en uzun metro ağına sahiptir. Metrolarda: durak isimleri LCD ekranlarda yazılı olarak gösteriliyor. Metroları çok gelişmiş ve konforludur. Metrolarda cep telefonu kullanabilirsiniz. Hatta wifi bile kullanmak mümkündür. Metro çok ayrıntılıdır, ancak bazen iki aktarma noktası arasında uzunca yürümek zorunda kalıyorsunuz ve bu insanı yoruyor ve sıkıyor. “t Money” kart kullanırsanız, metro ve otobüslere binebilirsiniz.

 

TRAFİK

Sanırım Seul şehrinin en kötü yanı, berbat trafiğidir, trafik yoğun olup sıkıştığında çekilmez olur.

 

OTOBÜSLER

Otobüs biniş ücretleri 1100 won (1.8 TL) dir. Metro biniş ücretleri de aynıdır.

 

TAKSİLER

Şehirde taksiler genellikle ucuzdur.

 

İKLİM

Şehirde, sıcaklık yönünden karasal ve yağış yönünden muson iklimi hakimdir. İlkbahar yağışlı ve ılımandır. Yaz ayları sıcak ve nemli geçmektedir. Sonbahar buranın en güzel mevsimidir. Kış mevsimi kuru ve soğuk geçer. Ağustos en sıcak aydır. Ocak ise en soğuk aydır. Bazen Ocak ve Şubat aylarında ısı eksi 15 derecelere kadar düşer.

 

ELEKTRİK

Ülkede 220 volt elektrik kullanılır. Kullanılan prizler, iki yuvarlak delikli yani ülkemizdeki gibidir.

 

GÜVENLİK

Seul son derece güvenli bir şehirdir. Suç oranı dünyanın diğer şehirlerine oranla çok düşüktür. Acil durumlarda telefon ile 112 veya 119 ile 120 aranabilir.

 

ALKOL

Ülkede alkol içme yaşı 19 dur. Alkol içmek yasak değil ama sarhoş olup ahlaka aykırı davranışlarda bulunmak ağır para cezaları ödemeyi gerektiriyor.

 

PARA BİRİMİ

Ülkede “Kore Wonu” (KRW) kullanılmaktadır. Kağıt paralar: 1000, 5000, 10.000, 50.000 lik banknotlar şeklindedir. Bozuk paralar ise, 1-5-10-100-500 won dur.
1 Amerikan doları = 1.055 Wondur. 1 ve 5 lik bozuk paralar, piyasada yaygın değildir.
10.000 won = 16 TL.
1 TL = 625 won

 

DİN

Kore 4. yüzyılda Budizm ile tanışmıştır. Bu yüzden şehirde birçok Budist tapınağı bulunmaktadır. Kore ülkesinde baskın din Budizm ve Hıristiyanlıktır. Ülke nüfusunun % 32 Hıristiyan (bunların büyük bölümü Protestan, sonra Katolik), % 24 Budist ve kalan bölüm diğerleri şeklindedir.

Koreliler Budizm ile ilk olarak 372 yılında Goguryeo krallığı hüküm sürerken Kral Sosurim zamanında tanışmışlardır. Daha sonra Budizm, Baekje ve Silla krallıklarında da güçlü bir etki yaratmıştır. Tarih boyunca Kore kültürünü önemli ölçüde etkileyen Budizm’in izlerini Kore’de birçok bina, heykel, resim ve el yapımı aletlerde görebilirsiniz.

 

ZAMAN-SAAT

Kore zaman dilini (+9 saat) ileri şeklindedir ve günışığı tasarrufu sistemi uygulanmamaktadır. Yani bu ülkeye giderken saatlerinizi 9 saat ileri almak gerekiyor.

 

SU

Korede musluk suyu diş fırçalamak, yüz yıkamak ve diğer amaçlar için hijyeniktir rahatlıkla kullanabilirsiniz. Şişelenmiş su bulmak ta çok kolaydır. Tüketim için genellikle şişelenmiş su kullanmanız önerilir.

 

ÖLÇÜLER

Kore’de metrik sistem kullanılır. Ağırlık gram cinsinden, uzunluk ise metre cinsinden ölçülür.

 

MİLLİ BAYRAMLAR

1 Ocak Yılbaşı
1 Şubat Seollar-Lunan yeni yıl günü.
1 Mart Bağımsızlık hareketi günü
8 Nisan Lunar-Buda’nın doğum günü
5 Mayıs Çocuk günü
6 Haziran Özgürlük günü
15 Ağustos Kurtuluş günü-Lunar-

G.Kore Seul Genel

GECE HAYATI

“sinchon” denilen semtte birçok gece kulübü bulunuyor.

G.Kore Seul Genel

İNSANLAR

Koreliler aslında çok sıcakkanlı olmasalar da, oldukça saygılı ve kibardırlar. Ancak: özellikle İngilizce konuşmaya başladıklarında oldukça zorlanırlar ve siz de anlamakta zorlanırsınız. Ama tek bir gerçek, Türk olduğunuzu duyduklarında gülümsemeleri ve ayrı bir saygı göstermeleridir.

G.Kore Seul Genel

 

ALIŞVERİŞ

Şehirdeki alışverişlerde pazarlık yapmak gelenektir. Şehirde çok sayıda alışveriş merkezi yanında, açık pazarlar da bulunur.

Hediyelik bir şeyler satın almak isterseniz, özellikle “inseadong” önerilir. Bu cadde boyunca onlarca dükkan bulunuyor.

Elektroniklere merakınız varsa, “yongsan park” alışveriş merkezi, “coex” ve “yongsan” alışveriş merkezlerini ziyaret etmelisiniz.

Özellikle “Namdaemun”, “ınsadong hwanghakdong” ve “Dongdaemun” bölgelerindeki açık pazarlar yani bit pazarları yani halk pazarları ilgi çekiyor. Bu pazarlarda fiyatlar oldukça ucuzdur. Pazarda gezerken yol kenarlarında oturan önlüklü yaşlı kadınlar dikkatinizi çekecektir, bunlar aynı zamanda seyyar döviz bürosudur ve para bozdurabilirsiniz.

 

İnsadong

Burası turistik ıvır zıvır satılan bir yerdir. Hediyelik eşya satın almak isteyenlerin burayı mutlaka ziyaret etmesi gerekir. Ancak ucuz fiyat yakalamak için mutlaka biraz dolaşmalısınız ve pazarlık yapmalısınız, nakit ödeme yaptığınızda bayağı indirim yapıyorlar. Kredi kartında ise indirim düşünmüyorlar.

 

Namdaemun pazarı

Binden fazla dükkan, açık tezgah, sokak satıcısı ve restoran bulunur. Burada: her türlü hediyelik eşya, deri ürünleri, giysiler, çanta, bavul, takı ve akla gelebilecek her şeyi bulup satın alabilirsiniz.

 

Dongdaemun pazarı

Burada genellikle manifaturacılar toplanmıştır. Burada uygun fiyatlı ipek ve ipekli ürünler, kıyafetler, çanta ve ayakkabılar bulup satın alabilirsiniz. Burası her gün sabah 05.00 e kadar açıktır ve kadınlar için özellikle bir alışveriş cennetidir ve genelde her şey Koreli kadınlara göre yapıldığından küçük bedendir.

 

Ginseng

Burada yani Kore’de özel bir öneme sahiptir ve resmi tekel idaresi tarafından satışı yalnızca izin verilen mağazalarda yapılmaktadır. Seul şehrinde yalnızca ginseng satan birkaç mağaza bulunmaktadır.

 

DİL

Şehirde “Korece” resmi dil olarak kullanılır. Tüm halk bu dili kullanmaktadırlar, değişik şiveler bulunmamaktadır. Okullarda ise İngilizce dil eğitimi verilmektedir. Gençler genellikle İngilizce konuşabilirler.

Kore’nin resmi alfabesi olan Hangeul: Joseon hanedanı zamanında Kral Sejong tarafından bulunmuştur. Yani alfabe 1443 yılında icat edilmiş ve kral tarafından 1446 yılında ilan edilmiştir. Alfabe 24 harften oluşmaktadır.

Özellikle taksi şöförleri kesinlikle İngilizce bilmiyorlar, yani kaldığınız yerin Korece yazılı bir kartını mutlaka yanınızda bulundurun.

 

NE YENİR

Şehirde yemek kültürü oldukça zengindir. Özellikle “kimchi” denilen sağlıklı yemekleri dünyaca ünlüdür. Ayrıca yiyecekten konu açılınca, hemen şunu bilmekte yarar var, Koreliler bolca “sarımsak” tüketiyorlar.

Hatta sabah kahvaltıda, sarımsağı çiğ olarak yiyorlar ve geceyi yine onunla noktalıyorlar, ama elbette bu sarımsak kokusu şehirde ve insanlar üzerinde bayağı yerleşmiş. Öte yandan ülkede sarımsağın bu kadar yaygın olarak kullanılmasının en büyük nedeninin geçmişte tüm Asya kıtasını sarsan sars giribinin Korelileri etkilememiş olması ve bunun nedeni olarak sarımsak düşünülüyor.

Evet Koreliler denizden ne çıkya yiyorlar. Ama farklı tarzda pişiriyorlar ve tuhaf kokulu soslarla yiyorlar.

“Bibimpab” ve “bulgogi” özellikle pilavın yeşillik ve et katılmış bir şekli denilebilir. Bunlar sipariş verdiğinizde özel olarak pişiriliyor.

Eğer et seviyorsanız, şehirdeki barbekü restoranlarına uğramalısınız. Bu restoranlarda “kendin pişir kendin ye” sistemi açık büfe şeklinde çeşitli et ürünleri sunuluyor.

“dakgalbi” tavuklu pilav türü bir yöresel lezzettir. Ama bunun en özel yanı, aşçılardan birinin masanıza gelip, yemeği masanızda gözünüzün önünde hazırlamasıdır.
“galbi”: bir tür kızartılmış pirzolalardır.

Eğer sokak yemeklerini denemek isterseniz, bu kere “myeong-dong” caddesine gitmeniz gerekir. Bu cadde boyunca sokak yemeklerini tadabileceğiniz yüzlerce yer bulunuyor. Özellikle “tavuk döneri” yemenizi öneririm. Çünkü çok özel bir sos ile yapıyorlar.

Bir diğer öneri “ginsengli tavuk haşlama” dır ve oldukça lezzetlidir.

Koreliler turşuyu seviyorlar ama kimchi denilen turşuları “tatlı” dır.

Çay çeşitleri ise şunlardır: “sujeonggwa” bir tür zencefilli çaydır. “Nokcha” yeşil çay ve “boricha” arpa çayıdır.