Denizli Kale

Denizli Kale

Muğla yönünden Denizli yönüne giderken, uzun süre, zor yollardan ilerledikten sonra, hemen sol yanınızda, yeşillikler arasında, bir yamaçta Kale ilçesi görülüyor.

ULAŞIM

İlçe, Denizli-Muğla karayolunun 68.km.dedir. Muğla il merkezine uzaklık ise: 75 km. dir. Aydın iline uzaklık: 162 km. dir. Kale-Tavas arası uzaklık: 25 km. Kale-Muğla arası uzaklık: 75 km. dir. Denizli bölgesinden, Muğla yöresine gidenler, bu yolu kullanıyorlar. Ama; yolun bazı kısımları, sıkıntılı. Her ne kadar doğal güzellikler içinden geçse de, inişli-çıkışlı ve virajlı yollar var.

Denizli Kale

TARİH

Yörede, en eski yerleşim yeri: Medet Höyüğüdür. Höyük: Eski Tunç, Hitit, Frig, Pers, Yunan, Roma, Bizans ve Türk dönemlerinin kültürel etkilerini taşımaktadır.

Günümüzdeki: Kale’nin güney yanında bulunan ve halen terk edilmiş durumdaki “Eski Kale”, dört tarafı sarp ve üst düzey sayılabilecek bir doğal kayalığın üzerine kurulmuştur. Adı ise: Tabae. Bu şehrin ilk kuruluşuna ait herhangi bir kayıt bulunmasa da, Helenistik dönemde kurulduğuna dair kalıntılar bulunmuştur.

Bu kentin kuruluşu hakkındaki söylentilere göre: Tabenos isimli bir kahraman, Tabae kentini kurmuştur. Kentin bu ismi: “kaya” anlamına gelmektedir.

MÖ.133.yılında, Tabae kenti, Roma kenti olarak görünüyor. Roma imparatorluğunun ikiye bölünmesinden sonra ise; MS.395 yılında, şehir, Bizans sınırları içinde kalır.

12.ve 13.yüzyıllardan sonra, yöre, Türklerin eline geçer. Böylece, kent, Türk yerleşmesine dönüşür. Ancak, Türkler, Tabae adını kullanmazlar. Kale-Davas adını kullanırlar. Bu isim, 1950  yılına kadar devam eder. Bu tarihten sonra ise, “Kale” adı öne çıkar.

İlçe: 1330 yılına kadar, Menteşe Beyliği yönetiminde kalır. Daha sonra ise, 1424 yılında, II. Murat tarafından tamamen Osmanlı Devletine bağlanır.

GENEL

İlçe, adını eski yerleşiminden almaktadır. Eski yerleşim yerinde, tabii bir kale var. Bu nedenle, İlçeye, mahalli olarak “Kale-Tavas” deniliyor.

İlçe arazisi: engebeli ve dağlıktır. Denizden yükseklik: 450 ile 1500 metre arasındadır. Arazi: çok sayıda dereler ve dik-derin vadilerle oyulmuştur.

İklim değerlendirildiğinde: yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlıdır. Akdeniz iklimi etkindir. En çok yağış, Ocak ayındadır.

İlçenin ekonomisi: genelde tarım ve hayvancılığa dayanır. Bunun yanında: ormancılık ve madencilik de yapılmaktadır.

Denizli Kale

BİBER

Kale ilçesinde, yoğun olarak üretilen biber: çevre il ve ilçeler tarafından tanınmaktadır. Yaz aylarında ise, yörede “Biber Festivali” düzenleniyor. Bu festivalde: en iyi biber yarışması düzenlenmektedir. Kale biberi: kalitesi ve üretimiyle, burayla özdeşmiştir.

Denizli Kale

NE YENİR.NE İÇİLİR

İlçede: biber tatarı isimli yemek meşhur. Kale biberinin kızartılması ve üzerine sarımsaklı yoğurt dökülmesiyle yapılır. Kışın ise, kuru biberle de yapılıyor.

NE SATIN ALINIR

Kale ilçesinde: ceviz üretimi yoğundur ve üretilen ceviz gerçekten muhteşem lezzetli.

 

GEZİLECEK YERLER

Denizli Kale Tabae

TABAE ANTİK KENTİ

İlçenin, 1 km. güneybatısındadır. Büyük İskender’den sonra, Anadolu’da  kurulan, kent devletlerindendir. Helenistik dönemden, günümüze kadar, buraya yerleşim sürmüş. Hatta: 30 yıl öncesine kadar, halen üzerinde yerleşim bulunmaktaymış.

Kent: antik dönemde, kendi adına sikke bastırması ile öne çıkıyor. Sikkeler: önce gümüş, daha sonra ise bronz olarak bastırılmış. Kent: iki surlu bir kaledir. Kaleden dolayı, Kale-Davraz olarak bilinir. Doğal bir kale görünümündedir.

Denizli Kale Tabae

Bugün burada görebileceğiniz kalıntılar şunlar

Kaya içindeki Bina

Akropolün kuzeydoğusundadır. Duvarın  doğu kanadının, iç kısmında: kayaya oyularak yapılmış, 4 niş var. Binanın çevresinde ve içinde: sunak ve sütun var. Roma döneminde yapılmıştır. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de kullanılmıştır.

Denizli Kale  Kaya Evler
Kaya Evler

Doğal kayalar oyularak, tek odalar halinde yerleşim yeri olarak kullanılmıştır. Evlerde: ahşap kapılar kullanılmıştır. Odaların iç  kısımlarında, nişler var. Bu evler, genellikle kayalık platonun uçurum ve sarp kısımlarındadır.

Denizli Kale Cevher Paşa Camisi
Cevher Paşa Camisi

Ören yeri içinde, bir cami var. Osmanlı döneminde, 19.yüzyılda yapıldığı  düşünülüyor. Bu cami: dikdörtgen planlı, kuzey tarafında son cemaat yeri, kuzeybatı köşesinde de minaresi var. Eski Kale yerleşiminin, başka yere taşınması ve bu yüzden caminin uzun süre kullanılmamış olması nedeniyle, çatısında büyük açıklıklar var.

Tabea Köprüsü

Tek gözlü, kim zamanında ve ne zaman yapıldığı belli olmayan, ancak günümüzde de kullanılan bir köprü.

Tavas tanıtımı.

Muğla tanıtımı.

Denizli tanıtımı.

 

Malatya Kale

Malatya Kale

Kale, Malatya il merkezi arasındaki uzaklık 33 km.dir. Malatya-Elazığ karayolunun 45’nci kilometresinde bulunur. Malatya-Elazığ karayolunda bulunan Kömürhan köprüsü ilçe sınırları içindedir. Kale, Elazığ arası uzaklık 59 km. dir.

TARİHİ

Karakaya Baraj gölü suları altında kalan “Pirot höyüğü” Bizans imparatoru Pirot’tan kalmadır. Pirot höyükte bulunan eserler, Malatya Müzesinde sergileniyor. 1560 yılı Tahrir Defterine göre İzoli Komri, yani bugünkü Kömürhan yöresinden anlaşılmaktadır.

İlçenin eski “İzoli” dir. Bu isim, çok eskilerde buraya yerleşmiş bir aşiretin isminden gelmedir. Bölgede yaşayan İzol aşireti, 1600’lü yıllarda Şanlıurfa yöresinden bu bölgeye göçmüşlerdir. İlçe 1990 yılında kurulmuştur.  24 Ocak 2020 tarihinde Elazığ-Sivrice’de meydana gelen deprem sonucunda, Kale ilçesi de hasar görmüştür.

Malatya Kale

GENEL

İlçe ortasından geçen Fırat nehri nedeniyle, Elazığ ve Malatya tarafı olmak üzere ikiye ayrılmıştır. İlçenin kuzeyinde Karakaya barajı bulunur. İklim olarak kışlar soğuk ve yağışlı, yazlar sıcak ve kurak geçer. İl merkezine göre kışlar daha ılıman geçer çünkü baraj gölü iklimi yumuşatır.

Bir tarafa baraj gölü ve bir tarafı Şak Şak dağlarıyla çevrili olan ilçe, doğal bitki örtüsünden yoksundur. Eskiden önemli bir bölümü meşe ormanlarıyla kaplı iken, bu örtü zamanla yok olmuştur. Günümüzde vadi yamaçlarında bodur ardıçlar, yabani meyve ağaçlarına rastlanılır.  Halk, geçimini sağlamak için tarımla uğraşı ve özellikle kayısı yetiştiriciliği yapılır.

Malatya Kale

KALE MESLEK YÜKSEK OKULU

Malatya İnönü Üniversitesine bağlı olarak eğitim öğretim sürdürülmektedir.

Malatya Kale

GEZİLECEK YERLER

Kale ilçesinde günümüzde tarihi ve turistik özellikleri olan herhangi bir kalıntı yoktur. Çünkü, yörenin en önemli tarihi yeri olan Pirot höyük, Karakaya baraj gölü suları altında kalmıştır.  

Malatya Kale

ŞEYH MUHAMMED KERHİ TÜRBESİ

Bağdat şehrinin Kerh beldesinden İzollu’ya gelmiştir. Sultan IV. Murat Bağdat seferi sırasında Malatya topraklarında ilerlerken, Kıraçta eğer bu beldede muhterem bir zat varsa, bana sıcak bir ekmek yetiştirir der. O anda annesi ekmek pişirmekte olan, kendisi de evinin duvarını örmekte olan Muhammed Kerhi keramet gösterir, sacdaki sıcak ekmeği alarak ördüğü duvarın üstüne çıkar ve Kırıçtaki Sultan IV. Murat’a “buyurun sultanım” diyerek ikram eder.

Ardından Sultanı ordusu ile birlikte yemeğe davet eder. Sultan bu daveti kabul eder ve ordusuyla birlikte eve doğru hareket ederler. Muhammed Kerhinin annesi, güveçte çorba pişirmiş, bir teneke arpayı ortaya dökmüştür. Bunu gören askerler: “Eyvah hayvanlarımız da biz de aç kalacağız” derler. Muhammed Kerhi, arpayı atlara vermelerini söyler, fakat bir teneke hiç azalmaz. Güveçteki çorba askerlere bir yerine iki tas verilir, ama o da hiç azalmaz.

Muhammed Kerhi, Sultan’dan bir istekte bulunur. Seferden dönerken Van dolaylarında bir çiftçiye uğrayıp emanet bir hırka verileceğini ve o hırkanın kendisine getirilmesini ister. Bağdat seferi başarıyla sonuçlanır. Sultan IV Murat, sefer dönüşü, Van dolaylarında bahsedilen yere asker göndererek emanet hırkayı almalarını ister.

İki asker, çiftçiye uğrar, Sultan ve Muhammed Kerhi’nin selamlarını söyler emaneti isterler. Hırkayı alırlar, ancak dönerken kendi aralarında konuşurlar “Bu hırka çık kirli hakana böyle götürülmez” der ve hırkayı yıkayıp öyle götürürler. Sultan, İzollu köyüne vardığında, Muhammed Kerhi’ye hediyelerle birlikte hırkayı verir. Ama Kerhi üzülür “Eyvah, eğir bu hırka yıkanmamış olsaydı ziyaretimize gelen bütün hastalar şifa bulacaktı, şimdi artık nasibi olanlar şifa bulacaklar” der.

Sonuç: günümüzde insanlar burayı ziyaret ederler ve hepsi olmasa da ziyaret edenlerin büyük çoğunluğunun şifa bulduğuna, bulacağına inanılır.

 Malatya Yeşilyurt hakkındaki gezi yazım için Yeşilyurt