Doğu Afrika kıyılarındaki liman kalıntıları, iki küçük adada bulunmaktadır. 13 ve 16’ncı yüzyıllar arasındaki dönemde: burada, gerek kıta dışına mal gönderilmiş ve gerekse kıta dışından gelen mallar, buradan Afrika kıtasına girmiştir. En çok ticareti yapılan mallar ise: altın, gümüş, inci, parfüm, Arap tabakları, Çin porselenleridir. Sonuç olarak: o dönemde, bu limanlar, Hint Okyanusu ticaretinde önemli rol oynamışlardır.
En büyük özellik ise: altın ve fildişinin, gümüş ile takas edilmesidir. Özellikle: 13-16’ncı yüzyıllar arasında: dünya ticareti: Arabistan, Hindistan ve Çin arasında Hint Okyanusun’da sürdürülüyordu.
Bu iki liman bölgesi: 9 ile 19’ncu yüzyıllar arasında, Doğu Afrika kıyılarında: Swahili kültür ve ticaretinin büyümesi sağlaması, olağanüstü mimari ve arkelojik yapıları, ekonomik-sosyal ve politik dinamikleri nedeniyle, UNESCO tarafından, 1981 yılında, Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır.
Tanzanya Kilwa KisiwaniTanzanya Kilwa Kisiwani
Evet: Kilwa bölgesi: 3 farklı şehre ayrılmıştır. Bunlar:
1. Kilwa Kisiwani
2. Kilwa Masoko
3. Songo Mnara
Tanzanya Kilwa Kisiwani
Kilwa Kisiwani
Bölgedeki en güzel kalıntılar burada görülür. Bu bölge, ilk olarak: 9’ncu yüzyılda bölgeye gelen işgalciler tarafından yerleşilmiş ve 13-14’ncü yüzyıllar arasında, refah seviyesi en üst düzeye çıkmıştır. 1331-1332 yılları arasında, büyük gezgin “İbn Battouta” buraya uğradığında, burayı “dünyanın en güzel şehirlerinden birisi olarak” nitelendirmiştir.
14’ncü yüzyılda: şehir, kendi parasını bastı. 16’ncı yüzyılda ise Portekizliler bölgeyi ele geçirdiler ve bir kale kurdular.
Tanzanya Kilwa KisiwaniTanzanya Kilwa Kisiwani
Evet: günümüzde, şehrin birçok yeri hala kazılamamıştır. Kalıntılar, toplam 400 dönümlük bir alana yayılmıştır. Mercan ve kireç taşı kullanılarak yapılan yapıların kalıntıları ayaktadır.
Tanzanya Kilwa KisiwaniTanzanya Kilwa Kisiwani
Özellikle: 11’nci yüzyılda inşa edilen büyük cami kalıntısı ilgi çeker ki, bu cami 13’ncü yüzyılda Sultan İbn Muhammed el Malik el Adil döneminde (1412-1422) genişletilmiş ve kubbesi büyütülmüştür. Çatısı ise, Çin porselenleri ile dekore edilmiştir.
Bu büyük cami: Doğu Afrika kıyısındaki en eski ve günümüze ayakta gelebilmiş camidir ve onun 16 kubbeli ve tonozlu yapısı ile benzersiz bir mimari planı bulunmaktadır. Özellikle: 13’ncü yüzyıldan kalma kubbesi, 19’ncu yüzyıla kadar, Afrika kıtasındaki en büyük kubbe olma özelliğini muhafaza etmiştir.
Caminin hemen güneyinde, Great House olarak isimlendirilen, Sultan Sarayı olması muhtemel büyük bir kompleks bina kalıntıları bulunmaktadır. Yine burada, sultana ait olduğu söylenen 4 mezar görülür.
15’nci yüzyılda yapılan “mescit” günümüzde de kullanılmaktadır, yani gayet iyi muhafaza edilerek günümüze ulaşmıştır.
Adanın batı bölümündeki surlara: Makutani yani büyük duvar denilmektedir. Cami ve saray kalıntıları, bu surlar tarafından çevrelenmektedir.
Adanın doğusunda, bir yol üzerinde bulunan ve “Husuni Kubwa” olarak isimlendirilen en büyük binanın zemin duvarı incelendiğinde, bunun, tropik Afrika’da bir zamanların en büyük yapısı olduğu anlaşılmaktadır.
Burayı ziyaret ederseniz: çok sayıda cami, Portekiz döneminden kalma kale ve evler ile bütün bir şehir merkezi, meydanlar, mezar alanları vb. gibi kalıntıları görebilirsiniz. Özellikle: 1310-1333 yılları arasında Portekiz kalesi kalıntıları üzerine inşa edilen Gereza yani hapishane, ilgi çekmektedir. Ancak: bu deniz kıyısındaki kale: denizdeki gel-gitler nedeniyle olumsuz etkilenmekte ve koruma çalışmaları yapılmaktadır.
Kilwa Masoko
Günümüzdeki tüm modern tesisler buradadır. Yani, tarihsel kalıntıları görmek için, diğer şehirlere gitmeniz gerekir.
Tanzanya Kilwa KisiwaniTanzanya Kilwa Kisiwani
Songo Mnara
Adanın kuzey ucunda bu kalıntılar görülür. Bu kalıntılardan günümüze ulaşanlar: 5 cami, bir saray kompleksi ve mercan taşlardan yapılmış çevre surlarıdır. Bu surların içinde, 33 tane konut kalıntısı bulunmaktadır.
Husuni Kubwa isimli sarayın: Sultan Al Hasan tarafından, 1310 yılı civarında, 1333 yılları arasında yaptırıldığı sanılıyor. Surlar içindeki bu yapıların bir kısmının çatılarının parçaları bile günümüze ulaşmıştır.
Ulaşım
Burası: Tanzanya’nın ticari başkenti olan “Dar es Salaam” şehrinin 300 km. güneyindedir ve otobüs ulaşımı vardır. Ancak: buraya ulaşmak için: Kisiwani adasının ana karadan ayrıldığı kanal üzerinden, bir tekne ile adaya geçmeniz gerekiyor. Gezi için rehber almanızı öneririm.
Ziyaret
Kisiwani kalıntılarını ziyaret için, izin almak gerekmektedir. Kilwa Masoko içinden geçen ana yol üzerindeki yerel yönetim binasından izin alabilirsiniz.
Kalıntıların bulunduğu bölgeye gittiğinizde ise, gerçekten bir zamanlar, büyük bir ticari faaliyetin yürütüldüğü ve özellikle altın ticaretinden çok zengin olan bir yörenin, günümüze kadar gayet sağlam olarak gelebilmiş kalıntıları ile karşılacaksınız.
İngiltere Birmingham yakınlarında gezilecek yerler
İngiltere Birmingham yakınlarında gezilecek yerler;
Birmingham şehrinin yakın çevresindeki ilçelerinde gezilecek yerler hakkındaki ayrıntılı bilgi aşağıdadır. Arzunuza göre, beğendiğiniz yerler için zaman ayırabilirsiniz.
SOLİHULL
Bölge: tasarımcı markaların alışveriş yerleri, pastoral kırsal köyler, kaliteli yemek, muhteşem oteller ve muhteşem canlı etkinliklere ev sahipliği yapmaktadır.
Evet: burası şehir merkezinde bir alışveriş cennetidir.
Lg Arena
Burası: hem sanatçılar ve hem de ziyaretçiler için muhteşem ve olağanüstü eğlence deneyimi sunmaktadır. Burada: dünyanın en iyi komedyenleri, sporcuları, şarkıcıları, bestecileri, dansçıları gösteri düzenlemektedirler. Koltuk kapasitesi 15.700 kişidir.
NEC-Ulusal Sergi Merkezi-National Exhibition Centre
Birmingham havaalanına bitişik ve şehir merkezine yaklaşık 10 km. uzaklıktadır.
30 yıldır dünyanın en popüler sergi, kongre ve canlı etkinlikler burada düzenlenmektedir. Her yıl burada 140 dan fazla etkinlik düzenlenmekte ve bunlar yaklaşık 2 milyon kişi tarafından izlenmektedir. Mekanda bulunan 20 salonda, yılın belli zamanlarında küresel fuarlar da düzenlenmektedir.
Brueton-Malvern Park
Bunlar: birbirinden çok farklı iki park alanıdır.
Malvern Park: alışveriş bölgesine yürüyerek ulaşmanın mümkün olduğu yerdir, yani bir anlamda şehir merkezindeki bir park olarak bilinir. Bir zamanlar tarımsal arazi iken, 1926 yılında Kent Konseyi tarafından satın alınan park alanında, yıl boyunca: burada çiçek düzenlemeleri ile eşsiz bir yeşil alan yaratılmaktadır. Malvern park alanında: “Şahlanan at ve insan” heykeli ilgi çeker. Bu heykel: 1944 yılında Oliver Bird tarafından bağışlanmıştır. Heykelde: Shire atı görülür.
Brueton Park: yerel tabiatı, gölü ve yaban hayatı ve olgun ağaçları ile tam bir koruluktur. Park: resmen Malvern Hall ın bir parçasıdır ve iki park, 1963 yılında birbirine bağlanmıştır. Burası 2002 yılında yerel tabiat statüsüne alınmıştır.
Sanat Merkezi
Solihull şehir merkezinin kalbinde, çok amaçlı bir sanat mekanıdır. Burada: muhteşem bir sahne, ses ve aydınlatma sistemiyle, teknik donanımlı 336 koltuk kapasiteli bir salon bulunmaktadır. Ayrıca: kiralanabilir sergi alanları da bulunmaktadır.
BLACK COUNTRY-DUDLEY
İngiltere Birmingham yakınlarında gezilecek yerler;
Burası sanayi devriminin beşiğidir ve birçok yetenekli sanatçı ve zanaatkara ev sahipliği yapmaktadır. Genellikle büyük endüstriyel mirasa rağmen, burası yürüyüşe ve kırsal alanları bol bulunan şaşırtıcı ve huzurlu bir cennettir.
Dudley Sanat Galerisi:
Bu prestijli yapıda: Garman Ryan koleksiyonu bulunmaktadır. Bu koleksiyonda: Van Gogh ve Picasso gibi sanatçıların eserleri bulunur.
Wolverhampton Sanat Galerisi
Londra dışındaki en büyük pop art büyük koleksiyonu görmek isterseniz, burayı ziyaret etmeniz gerekir.
Black Country Living Museum
DY1-4SQ-Dudley, Tipton Road adresindedir.
Kendi alanında en büyük ve en popüler açık hava yerlerinden birisi olan burası: Dudley Golf Club yakınındadır.
Burada: kostümlü göstericiler ve çalışan ustalar, yerel bilgiler ile İngiltere’nin sanayi altın çağı canlandırılmaktadır. Ayrıca: otantik bir Victoria dönemi pastanesi, eski moda bir lunapark bulunmaktadır. Öte yandan: 100 yıl öncesine ait binalar, mağazalar bulunan bu tarihi şehir: bölgenin en zengin sanayi geçmişini yansıtmaktadır.
Dudley Hayvanat Bahçesi
Fantastik hayvanat bahçesi, 1937 yılından bu yana ziyaretçilerini ağırlamaktadır. Burada: dünya üzerindeki nadir ve egzotik hayvanlar bulunmaktadır.
Canal Trust
Birmingham kanalları: sanayi devrimi tarihinde eşsiz bir yere sahiptir. İlk başarılı Newcomen buharlı motoru: 1712 yılında Dudley Şatosu yakınlarındaki coalmines denilen yerde, su pompalamak için, John Wilkinson tarafından kullanılmıştır. Sanayileşme burada son derece hızla gelişir ve yapılan kanal sistemi ortaya çıkar.
Canal Trust: 45 dakika içinde: Dudley kireçtaşı mağarasını da içine alarak misafirlerini gezdirmektedir. Sanayi devrimi sırasında, hammadde taşımak için erkekler tarafından oyulan bu kireçtaşı mağarası gerçekten etkileyicidir.
Wolverhampton Hipodromu
İngiltere’nin ilk ışıklandırılmış hipodromudur ve burada gerek gece ve gerekse gündüz yarışlar düzenlenmektedir.
Wolverhampton Wanderers
Burası, bölgenin en iyi bilinen futbol takımlarının birine ev sahipliği yapmaktadır.
İngiltere Birmingham yakınlarında gezilecek yerler İKEA. Birmingham
İKEA. Birmingham
Yaklaşık 50 odası ve üç tam boy salonu ile 9500 üzerinde ürün satılmaktadır. Kendi restoranında ünlü köfte menüsü sunulmaktadır. Çocuk etkinlikleri de ilgi çekmektedir.
HEREFORDSHİRE
İngiltere Birmingham yakınlarında gezilecek yerler;
Burada bulunan çiftlikler nedeniyle: taze gıda ve yerel olarak yapılan şarap çok ünlüdür.
Hereford Katedrali
Katedral Ethelbert adına adanmış ve Sakson zamanından bu yana 1200 yıllık süreç boyunca ibadete açık kalmıştır. İç dekorasyonda: yaldızlı boyalı türbe ve 17.yüzyıla tarihlenen, din adamı ve şair Thomas Traherne’nin hayatı ve yazılarına adanmış 4 çarpıcı vitray pencere ilgi çekmektedir.
Katedralde: bir dükkan bulunmaktadır. Burada: ev yapımı ve geleneksel gıdalar satışa sunulmaktadır.
Zincirli Kütüphane ve Mapa Mundi
Burası: katedralin 20.yüzyıl yapımı ödüllü kütüphane binasıdır. Kütüphane binasında kullanılan güvenlik sistemi: 18. yüzyıla kadar Ortaçağ Avrupa kütüphanelerinde yaygın olarak kullanılmıştır. Günümüzde: kütüphanenin zincirleri, çubukları ve bozulmamış kilitleri ilgi çekmektedir. Bu güvenlik sistemine göre: bir zincir her kitabın ön kapak ucuna bağlıdır.
Zincirin diğer ucu ise, rafın altında uzanan bir çubuk üzerine bağlıdır. Sisteme göre: raftan bir kitap alındığında, ancak masada okunabilmektedir, yani kitap çalmak mümkün değildir.
Bu zincirli kütüphanenin en önemli varlığı ise: muhteşem bir ortaçağ haritasıdır. 13.yüzyıldan kalan bu haritada: bilim adamlarının ruhsal ve coğrafi açıdan dünyayı nasıl yorumladıkları görülür. Harita: Haldingham veya Lafford Richard adını taşımaktadır. Son araştırmalara göre, haritanın 1300 yılı civarında oluşturulduğu anlaşılmıştır.
Harita: yuvarlak, tepesi üstüne doğru sivrilen: 1.58 x 1.33 metre boyutlarında: dana derisi üzerine yapılmış, tek bir yaprak şeklindedir. Haritada: dünyanın merkezi olarak; kilise düşünme sistemi gereği Kudüs şehri gösterilmiştir. Doğal dünyanın harikaları: kıtalara çizilmiştir. 420 şehir ve kasaba, 15 İncil olayı, 33 bitki-hayvan-kuşlar ve garip yaratıklar, dünya halklarından 32 görüntü ve klasik mitolojiye ait 8 resim içerir. (Bu haritayı görünce, ister istemez bizim Piri Reis tarafından çizilen dünya haritası aklıma geldi, bir hayli benzerlik var.)
Hereford Müzesi ve Sanat Galerisi
Müze: II. Dünya savaşı sırasında, işgal altındaki Fransa’da düşman hatlarının gerisinde casus olarak çalışan Herefordshire bölgesinin en büyük kahramanı Violette Szabo için adanmıştır.
Eastnor Castle
Burası: güzel bir geyik parkı, arboretum ve göl ile çevrili, dramatik bir ortamdaki masal kalesidir. Bu yapı, ilk yapıldığında Hervey Bathurs ailesinin konutudur. 200 yıllık bu mekanı ziyaret etmek isterseniz: iç dekorasyon, zemin ve park bölgesini gezebilirsiniz.
Mimar Robert Smirke tarafından tasarlanan kalenin inşaat çalışmaları, 1820 yılında bitirilmiştir.
19.yüzyılda kale daha da yaşanılır hale getirildi. 1849 yılında: yüksek gotik canlandırma tarzında iç oda süslemeleri yapıldı. Özellikle: uzun kütüphane, yatak odası bölümlerinde, 1860-1870 yılları arasında yapılan süslemeler ilgi çekmektedir. Burayı ziyaret ederseniz: önce giriş hall bölümünü göreceksiniz. Burada: çeşitli portreler bulunuyor. Daha sonra: Büyük Hall bölümü görülüyor. Bu etkileyici oda: bir ortaçağ büyük salonu tarzında tasarlanmıştır.
Kanepeler, koltuklar ve çizim odası ilgi çekmektedir. Kırmızı Hall: burada bulunan objeler şövalyelik ve romantizmi çağrıştırmaktadır. Özellikle: zırh koleksiyonu ilgi çekmektedir. Yemek Odası: bu odanın her iki ucunda, kapılar üzerindeki gotik kemerler ilgi çekmektedir. Oda 1990 yılında yeniden dekore edilmiştir. Bazı resim ve aynalar buraya hoş bir etki yaratması için asılmıştır. Gothic Salon: 1849 yılında dekore edilmiştir. Sandalye, masa, çalışma masası ve kitaplık ilgi çekmektedir. Oda: sivil düğün salonları için kiralanmaktadır.
Symonds Yat West Eğlence Parkı
Nehir kıyısındadır. Her yaş ve her zevke uygun bu park alanı: Wyle Valley kasabasının merkezinde, nehir kıyısındadır. Eğlence parkında: atlıkarınca ve panayır alanları bulunur.
Eski King Streem Farm
Burada: lamalar bulunmaktadır. Bu lamalar ile birlikte, trekking yani doğa yürüyüşü yapılmaktadır.
Cider Rota
Eğer Herefordshire bölgesinin süt ve bal arazisi olarak isimlendirilmesinin nedenini görmek isterseniz: verimli topraklar, meyve ve sebze üretim yerleri, elma bahçeleri boyunca bir yürüyüş turuna çıkabilirsiniz. Güzergah üzerinde, Wyne vadisi boyunca 800 tane bahçe bulunduğu söyleniyor.
SHOPSHİRE
Burası: güzel manzaralı ve ilginç ortaçağ Pazar kasabası olarak bilinir. Yani, İngiltere’nin en kırsal ve seyrek nüfuslu ilçelerinden birisidir. İngiliz doğa bilimci Charles Darwin: bu kasabada doğmuştur.
Munc Wenlock
Burası, 1850 yılında Wenlock Olimpiyat Oyunları için, Dr William Penny Brookes tarafından kurulmuştur. Dr Brookers: modern olimpiyat oyunları-Wenlock oyunlarının kurucusu olarak bilinmektedir ve her yıl Temmuz ayında bu kutlanır.
İronbridge
İronbridge
River Severn nehri üzerinde bulunan bu köprü: 1986 yılında UNESCO tarafından “Dünya Kültür Mirası Listesi” ne dahil edilerek koruma altına alınmıştır. Burası sanayi devriminin doğum yeridir. 300 yıl önce: Abraham Darby: ilk toplu demir üretimi için, kok kömürü kullanır ve William Reynolds ve John Wilkinson gibi girişimci demir ustaları bu ürünü en iyi şekilde yaparlar. Hatta: söylenenlere göre Wilkinson: öldüğünde demir bir tabut içinde toprağa verilmiştir. Bu demir köprü ise: 1779 yılında yapılmıştır ve endüstrileşmiş toplumun tarihi ve gelişimini hatırlatmaktadır.
Quarry
Burası 29 dönümlük bir nehir parkıdır. Burada mükemmel piknik alanları bulunmaktadır.
Severn Valley Railway
Yaklaşık 16 millik bir mesafede: Worcestershire ve Bridgnorth Kidderminster arasında düzenli ve özellikle buharlı lokomotif tarafından çekilen bir tren yolu yolculuğudur. River Severn ın kıvrımlı rotasındaki yolculuk ilgi çekmektedir. Victoria köprüsü ile, River Severn üzerinden geçilir.
Cliff Demiryolu
Burası, İngiltere’nin en eski ve dik elektrikli feniküler demiryoludur.
WARWİCKSHİRE
Shakespeare in memleketidir.
Warwick Castle
Burası, İngiltere’nin ultimate yani hayal kalesidir. Burada gerek 6 yaşındaki bir çocuk ve gerekse 60 yaşındaki bir yaşlı ziyaretçi için çeşitli aktiviteler bulunmaktadır. Burayı ziyaret ederseniz: büyük salonlar, güzel manzaralar, kederli zindan ve yüksek kuleler görebilirsiniz.
The Shakespeare Birtplace Trust
Shekespeare’nin doğduğu bu ev 250 yıldır ziyaretçi ağırlamaktadır. O: bu evin salonunda yemek yedi ve uyudu, bu odalarda hayaller kurdu. Yeni eşi: Anne Hathaway ile bu evde evlendi ve yaşamının ilk beş yılını geçirdi.
Royal Shakespeare Company
Dünyanın en tanınmış tiyatro şirketlerinden birisidir. Yıl boyunca oyunlar gerçekleştirilmek için uzun turlar düzenlerler.
STAFFORDSHİRE
Burada dünyaca ünlü “Potteries” ünlüdür.
Şehir merkezinin 6 km. dışında bulunan bu kasaba: Shakespear’ın doğduğu ve mezarının bulunduğu yer olarak tanınmaktadır. Buraya ulaşmak için “Moor Street” caddesindeki istasyondan trene binebilirsiniz.
Shekespear burada doğmuş, büyümüş ve çalışmaları için burası ilham kaynağı olmuştur. Bölge: ünlü yazarın ve akrabalarının ziyarete açık evleri nedeniyle, her yıl binlerce turist çekmektedir.
Birmingham şehir merkezinden: her yıl Temmuz-Eylül ayları arasında: Shakespeare Ekpresi adı verilen trenle seferler düzenlenmektedir. Her gün Snow Hill istasyonundan saat: 10.20 ve 14.00 de hareket eden trenler ile, 1 saatlik keyifli bir yolculuk ardından Stratford kasabasına ulaşılmaktadır.
Bu güzel, küçük ve sevimli kasabada: ünlü yazarın doğduğu ev ile birlikte, Holy Trinity kilisesi bahçesinde bulunan mezarını da görebilirsiniz.
Snowdome
B79-7ND-Staffordshire-Tamworth-River Drive adresindedir.
Birmingham şehrinin kuzey doğusunda, yaklaşık 30 dakika uzaklıkta, 1994 yılında açılmış 170 metre uzunluğundaki İngiltere’nin ilk kapalı kayak pistidir.
Buradaki tesislerde: snowboard, kızak, buz pateni, yüzme havuzu, fitness merkezi, restoran ve bar bulunmaktadır. Eğlence ve adrenalin düşünenler, burayı ziyaret etmelidirler.
Her gün saat: 09.00-23.00 arasında açıktır.
Drayton Manor
B78-3TW-Staffordshire adresindedir.
280 dönümlük arazide: 18 dönümlük bölüm hayvanat bahçesi olarak kullanılmaktadır. İngiltere’nin dördüncü büyük eğlence parkıdır. Avrupa’nın ilk roller coasteri buradadır. İlaveten: burada bir hayvanat bahçesi ve Drayton Manor oteli bulunuyor. Burada dikkat edilecek bir husus var, bu park alanı 12 yaş üstü için uygundur.
Trenham Monkey Forest
Ormanlık alanda, 60 dönümlük arazide, 140 maymun, özgürlük içinde yaşamaktadırlar.
Staffordshire Hoard
Statffordshire definesi: dünyanın herhangi bir yerinde bulunmayan Anglo-Sakson altın ve gümüş madenlerinden oluşan bir hazinedir. 5 Temmuz 2009 tarihinde, Licfield yakınlarındaki Hammerwich köyü yakınlarındaki bir çiftçinin tarlasında bulunmuştur ve 3500 parçadan oluşmaktadır.
Definede bulunan objeler 7 ve 8.yüzyıla tarihlenmektedir.
Birminghan Museum&Art Gallery
Burada: Staffordshire Hoard hazinesinin 100 parçalık bölümü sergilenmektedir.
WORCESTERSHİRE
Burada: çarpıcı katedraller, pastoral Pazar kasabaları ve nadir beyaz aslan bulunan hayvanat bahçesi ilgi çekmektedir.
Bewley Museum
Burası: Wyre orman alanında yaşayan esnafların el sanatları hakkındaki objelerin sergilendiği bir yerdir.
Bammot-Ulaştırma ve Midland Müzesi
B47-6JX-Vorcestershire-Chapel Lane-Whythall adresindedir. Şehir merkezinin güneyinde bulunan bu müze: 1970’lerin sonlarında kurulmuştur. Burada, tarihi araçlar sergilenmektedir. Bunlar arasında: 1930’ların vintage otobüsleri, fotoğraflar, çizimler, kataloglar, üniformalar, otobüs durakları bulunur. Müze: Cumartesi ve Pazar günleri, saat:11.00 ile 17.00 arasında açıktır.
West Midlands Safari Park
DY12-1LF-Worcestershire-Spring Grove-Bewdley adresindedir.
1970’lerin başında açılan West Midlans Safari and Leisure Park: Kidderminster yakınlarında, Birmingham şehir merkezinin güney batısında, araba ile 45 dakikada ulaşılabilen bir konumdadır. Yani yaklaşık 10 km. uzaklıktadır.
Safari park alanında: 6 km. lik yolu kullanarak yapacağınız safari gezisinde: 30 türden, yaklaşık 600 hayvan görebiliyorsunuz. Bunlar arasında bulunanlar: beyaz gergedanlar, çitalar, zürafalar, zebralar gibi Afrika ve Asya ve Avrupa’nın her yerinden birçok egzotik hayvanlardır.
Ayrıca: park alanının en önem kazanan canlıları, beyaz aslanlardır. Ayrıca, yine park alanında Avrupa’nın en büyük su aygırı sürüsü bulunmaktadır.
Ziyaretçiler özellikle denizaslanı tiyatrosundan büyük keyf almaktadırlar. Penguen koyu bölümü de ilgi çekmektedir. Sürüngenlerin bulunduğu bir yapı da park alanı içinde görülebilmektedir.
Şehirde uzun zamanınız varsa, bence bu park alanını mutlaka ziyaret etmelisiniz. Açık bulunduğu saatler: her gün saat: 10.00-17.00 arasındadır.
Royal Worcester
WR1-2NE-Worcestershire-Worcester-Severn Street adresindedir.
Burası: binlerce yıldır zarif seramik üretilen ünlü porselen fabrikasıdır. Ziyaretçiler rehberli turlarda: indirimli hediyelik eşya dükkanı ve fabrikayı gezme imkanı bulurlar. Ayrıca: yakınlardaki İsa Katedral kilisesi, Kutsal Meryem Virgin Parkı ve Worcestershire Country Kriket kulübü de gezilmektedir.
Burası: Kuzey-doğu Bulgaristan’da, Şumnu bölgesinde, Madara köyü yakınlarında, Madara yaylasının doğu bölümünde, bir kaya üzerine yapılmış bir kabartmadır. Şumnu şehrine, 20 km. uzaklıktadır.
Trenle “Madara” köyüne ulaşılıyor ve sonra uzunca ve yokuş yukarı bir yürüyüş yolu var. Bu yürüyüş, yaklaşık 20-30 dakika sürüyor, yol üzerinde dinlenmek için, birçok bank bulunuyor. Ulaşım her ne kadar zor olsa da: Bulgarlar, burayı mutlaka ziyaret ediyorlar.
Anıtın tarihi öneminden önce, birkaç cümle söylenebilir ki, bu anıt Euro’ya geçmeden önce, birçok Bulgar parası üzerinde resmedilmiştir. 2008 yılında yapılan bir anket sonucunda, bu anıt “Euro” üzerinde de kullanılmaya başlanmıştır.
Bulgaristan Şumnu Madara Rider
Anıtın ismi “Madara Atlısı” olarak geçer ve bu kabartmada: bir aslan üzerinde, zafer kazanan bir şövalyenin figürü temsil edilmektedir. Avrupa’da benzeri bulunmadığı bahisle, 1979 yılında UNESCO tarafından “Dünya Kültür Mirası Listesi” ne dahil edilerek koruma altına alınmıştır.
Öte yandan, ülkemizde, Beyşehir yöresinde “İvriz” kaya anıtı var.
Belki görenler hatırlayacaktır, bırakın 8’nci yüzyılda yapılan bir anıtı koruma altına almayı ve tek olduğunu söylemeyi, İvriz anıtı, Hititlerden kalma ve yaklaşık 2500-3000 yıllıktır, bunu düşününce, İvriz anıtının da UNESCO tarafından niye koruma altına alınmadığını anlamak mümkün değil. Ama, yine bu anıtı yani İvriz anıtını ziyaret edenler: bu anıtın günümüze kadar olan süreçte, insanımız tarafından çok tahrip edildiğini (üzerinde kurşun izleri bulunmaktadır) ve doğa tarafından da çok yıpratıldığını, hiçbir koruma tedbiri alınmadığı aşikar.
Bulgaristan Şumnu Madara Rider
Neyse, biz gelelim Madara anıtını anlatmaya:
Figür: Madara köyü yakınlarındaki, 100 metrelik bir uçurumun kenarındaki kaya blokta oyulmuştur. Günümüzden 1400 yıl önce, yerden çok yüksek bir bölümde, kayalara bu firizin oyulmuş olması, bunu yapan sanatçıların cesaretini ve sanatının önemini ortaya koyması açısından ilginçtir.
Önemine gelince: 9’ncu yüzyılda, Bulgaristan’da Hıristiyanlık kabul edildikten sonra, I. Bulgar İmparatorluğu döneminde, burası temel kutsal bir yer olarak belirlenmiştir. Yeni: 8’nci yüzyılın başında, Bulgar Devletinin oluşumunun ilk yıllarında yapılan bir sanat eseri olarak bilinmektedir.
7’nci yüzyılın sonlarında: Bizans ve Bulgar ilişkileri çok karmaşık bir yapıya girmişti. Bulgarlar: Bizanslılara karşı kazandıkları bir savaş sonucunda, devlet kurma hakkını da kazanırlar. Ancak: Bizanslılar, Roma imparatorluğunun bir mirasçısı olarak, bu topraklar üzerinde hak iddia etmekten asla vazgeçmediler.
Son olarak, 705 yılında, İstanbul’da bulunan Bizans imparatoru Jüstinyen: bir karışıklık sırasında Bulgar Han Tervel’den yardım istedi, Bulgarlar orduları ile, Bizans imparatoruna yardım ettiler, tahtta kalmasını sağladılar ve akabinde, Bizanslılar, Bulgarların isteklerini kabul etmek zorunda kaldılar. Madara heykeli ise: Bulgar devletinin 681 yılındaki kuruluşunun ardından, 8’nci yüzyıl başlarında oyulmuştur.
Heykeltıraş, bu anıtı yaparken, neredeyse dikey olarak 100 metre yüksekliğinde, uçurumun zemin seviyesinden yukarı çıkarak çalışmıştır. Anıtın bulunduğu yerde: 23 metre yüksekliğinde, dikey bir kaya kesilmiştir. Burada, kayaya oyulan firizin boyutları: yüksekliği 2.6 metre ve tabandaki genişlik 3.1 metredir.
Anıtta: bir atlı var. Atlı: diz boyu giysi giyiyor. Sağ ayağı, eğerin üzengisi üzerindedir. Sağ elinde: atın ayakları altında yatan aslanı vuran bayraklı bir mızrak tutuyor. Atın arkasında, bir köpek bulunuyor ve atlıyı takip ediyor. Evet, bu sahne, sembolik bir askeri zaferi betimlemektedir. Özellikle: İran ve doğu kültüründe: antik sanat geleneklerinde, zafer sahneleri bu şekilde yapılmıştır. Hatta: anıtın yapıldığı dönemde, Bulgar Han Tervel; yörede hakimdir ve anıttaki kişinin muhtemelen kendisi olduğuna inanılır.
Anıttaki kişinin kimliğine ait diğer söylenenler ise: bir “Trak” ünlüsü veya “Trakya” tanrısı olduğu yönündedir.
Anıtın üzerinde, kısmen korunarak günümüze ulaşmış bir kısım yazıtta görülmektedir. Bu yazıtlarda: Bulgaristan tarihine ait önemli bilgiler görülmektedir. Özellikle: Han Tervel ve onun iktidarı sırasında olan olaylar başta olmak üzere, diğer bir kısım yazıtta da Han Krum ve Omurtag dönemindeki olaylar anlatılmaktadır ki, bunların tarihi kapsamı ise “695-831” yılları arasındadır. Yazıtlar: daha çok Bulgar-Bizans ilişkilerini anlatmaktadır.
Özellikle: yukarıda da sözünü ettiğim, 705 yılında: Bulgarların, imparatorun isteği üzerine, Bizans tahtı için yaptıkları yardım ilgi çekmektedir.
Anıtın bulunduğu kayalıkların altında ise, büyük ve açık bir mağarada:
antik bir “Trakya kabilesi” kutsal yeri bulunmaktadır. Bu büyük mağarada, yaz aylarında, bazen “senfoni orkestrası konseri” düzenlendiğini duydum.
Günümüze kadar olan süreçte: burada da rüzgar erozyonu, biyolojik etkiler ve yoğun yağmur ve eriyen kar suları nedeniyle oluşan su: bu kaya üzerindeki anıtın da yıpranmasına neden olmaktadır. Bu nedenle, anıtın korunması için olağanüstü çabalar sarf edildiği söyleniyor. Evet: Avrupalılar ve özellikle Bulgarlar için büyük önem taşıyan bu anıtı görünce: ülkemizdeki gerek “İvriz” ve gerekse: Hattuşaş yakınlarındaki “Yazılı kaya” aklıma geldi. Bunlar: 1300 yıllık bir kaya oymayı, Dünya Kültür Mirası olarak kabul ettiriyorlar, ama biz, maalesef “3000” yıllık anıtlarımızı, Dünya Kültür Mirası Listesine dahil ettiremiyoruz. Umarım: UNESCO yetkilileri: bir gün bu gerçeği anlayacaklardır.