Bulgaristan Burgaz

Bulgaristan Burgaz

Bulgaristan Burgaz;

Bulgaristan ülkesinin Karadeniz kıyısında sahil şeridindeki bu şehir: ülkemize çok yakın, bir anlamda Kırklareli şehrimizin komşusudur. Burgaz limanı, ülkenin en büyük kargo limanıdır.

Şehir: ülkenin dördüncü büyük şehridir. Ülkenin diğer bazı şehirlerine olan uzaklığı ise: Sofya: 385 km. Plovdin: 268 km. ve Varna: 134 km. dir. Şehir nüfusu, 230 bin kişiden oluşmaktadır, ancak yaz aylarında bu nüfus ikiye katlanmaktadır.

6 Aralık günü burayı ziyaret ederseniz. Aziz Nikolay Miracleworker günü ve Burgaz Günü kutlamalarına katılabilirsiniz. Bu kutlamalarda: Bulgaristan’ın birçok şehrinden, buraya ziyaretçiler gelir ve büyük kutlamalar yapılır.

Kutlamalarda: denize çelenk atma, rahipler tarafından yapılan geçit töreni, balık çorbası etkinlikleri, şarkılar ve havai fişek gösterileri, konserler düzenlenmektedir. Bunun dışında: yine bu şehirde, her yıl Ağustos ayında düzenlenen bir festival ve etkinlik bayağı meşhurdur.

“Spirit of Burgas” olarak isimlendirilen bu müzik festivalinde: rock, reggae-caz, blues, tekno gibi müziğin birçok türünden guruplar, izleyenlere müzik ziyafeti çekiyorlar.

Evet: şehrin son yıllarda aldığı birkaç ödülden söz ederek, giriş kısmını bitireceğim: 2012 yılı için, Bulgaristan’da yaşamak için en iyi şehir, 2011 yılı için Bulgaristan’da en yeşil şehir, 2012 yılı için Bulgaristan’da turizmin gelişmesine katkı ödülü.

TARİHİ

Bulgaristan Burgaz;

Burgaz: 1367 yılında Türk hakimiyetine geçmiş ve 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşına kadar Türk hakimiyetinde kalmıştır. 1878 yılında imzalanan Berlin Antlaşması ile, şehir, özerk hale gelmiş ve 1885 yılında ise Bulgaristan Prensliği tarafından ilhak edilmiştir. 1908 yılında Bulgaristan bağımsızlığını ilan edince, şehir de, Türk egemenliğinden tamamen çıkmıştır.

Şehrin yakın tarihi geçmişinde bir olay var. 18 Temmuz 2012 tarihinde, İsrailli turistlerin bulunduğu bir otobüste, intihar bombacısı eylem düzenledi ve eylem 7 ölü, 30 yaralı ile sonuçlandı.

ULAŞIM

Bulgaristan Burgaz;

Şehirde uluslar arası bir havaalanı ve tren istasyonu bulunmaktadır. Sofya ile arasında ise, bir otoyol bağlantısı bulunmaktadır. Havayolu ile buraya ulaşmak isterseniz, havaalanı ile şehir merkezi arasındaki ulaşım için, toplu taşım aracı otobüsü kullanabilirsiniz.

0.90 leva karşılığı ücretle kullanılan bu otobüs yaklaşık 30 dakikalık yolculuk sonrasında, sizi şehir merkezine ulaştırıyor. Havaalanı şehir merkezine 10 km. uzaklıktadır.

Karayolu ile gitmek en uygun yoldur. İstanbul’dan bir otobüsle hareket ettiğinizde: Kırklareli üzerinden, Dereköy sınır kapısından çıkarak, yaklaşık 4 saatlik bir yolculuk sonrasında şehre ulaşabilirsiniz.

Dereköy’den sonra, yaklaşık 8 km ilerliyorsunuz ve sınır kapısına ulaşıyorsunuz. Bu yol virajlı, dikkatli gitmek gerekir. Sonra, kısa bir bekleyişten sonra: sınır kapısından çıkıp, 80 km. sonra Burgaz şehrine ulaşmak mümkündür.

Ulaşım için: kendi özel aracınızı kullanacaksanız: Bulgaristan gümrük yetkilileri, aracınız için “Yeşil Sigorta” denilen bir tür sigorta istiyorlar. Sigortanın 15 günlük ücreti, 60 Euro’dur. Bu sigortayı gümrük kapısında yaptırmak mümkün ama bence, yola çıkmadan önce bir sigorta şirketine yaptırmalısınız.

Ayrıca: ruhsat sahibinin sürücü ile aynı kişi olmasını istiyorlar. Ayrıca, yine gümrükten araç pulu (10 leva) almanızı öneririm, çünkü Bulgaristan içindeki kontrollerde bu yoksa, büyük cezalar ödemeniz söz konusu olabiliyor.

VİZE

Bulgaristan Burgaz;

Yeşil pasaport sahipleri ve Shengen vizesi olanlar, Bulgaristan’a ilaveten bir vize almadan girebiliyorlar.

NÜFUSU

Bulgaristan Burgaz;

Şehirde yaşayanların büyük bölümü Müslümandır ve Türkçe konuşmayı bilmektedirler. Bunun dışında: bağıra çağıra konuşan, saçlarını kazıtmış, Bulgar milliyetçiliği konusundaki aşırı tutumları hemen hissedilen gençler de görülüyor. Hatta: bazı yapıların duvarlarına “gamalı haç” işaretlemişler. Yine de, bunların ziyaretçilere pek sıkıntı yarattıkları söylenemez.

İKLİM

Bulgaristan Burgaz;

Burgaz bölgesinde: deniz ve karasal etkilerin egemen olduğu ıslak subtropikal iklim hakimdir. Yaz aylarında ortalama sıcaklık, Temmuz ayında 22.7 derece ve bu sıcaklıklar, Kasım ayına kadar 20 derece civarında gitmektedir.

Kış mevsiminde ise, sıcaklıklar ülkenin diğer bölgelerine kıyasla oldukça yumuşaktır ve hemen hemen hiç kar yağmaz. Kış ortalama sıcaklıkları, Ocak ayında 2.1 civarındadır. Yıllık ortalama sıcaklık ise, 12.3 derecedir.

PARA

Şehirde “leva” kullanılıyor ama birçok yerde dolar ve Euro da geçiyor.

GECE HAYATI

Bulgaristan Burgaz;

Şehirde, özellikle Türkler tarafından tercih edilen gece hayatı ve eğlence mekanı “Hotel Bulgaria” denilebilir. Burada: kumarhane dışında erotik showlar düzenleniyor ve bu konudaki meraklılar tarafından yoğun olarak tercih ediliyor. Ancak, yine de, bu şehirde gece hayatı için en çok tercih edilen yer “Slınçev Brag” yani “Sunny Beach” denilen yerdir.

NE YENİR

Bulgaristan Burgaz;

Şehir merkezinde birçok restoran var. Buraya has bir yemek türü göremedim. Ancak: örneğin, şehir merkezinde “Amstel” denilen bir restoran var, oraya uğrarsanız: yöresel lezzetlerden bir kısmını görebilirsiniz. Ayrıca, yine şehirde Happys Restoranları zinciri var, bunları da tercih edebilirsiniz.

Veya, yine şehir merkezinde, zengin menüsü ile dikkati çeken “Happy Bar and Gril” düşünülebilir.
Yöresel lezzetlerden “şopska” salata denemelisiniz.
Bir de: Seaside park alanına gittiğinizde, buraya has menekşeli dondurmayı tatmalısınız.
İçki olarak ise “limon aromalı kamenitza birası” düşünülebilir.

NE SATIN ALINIR

Bulgaristan Burgaz;

Burgaz şehri: süt ürünleriyle ünlüdür. Buradan, dönüşünüze yakın tarihlerde: Emmanter, Danish, Camembert peynirlerinden satın alırsanız, bu lezzetleri dönüşte de tatmak imkanına sahip olursunuz.

GEZİLECEK YERLER

ETNOĞRAFYA MÜZESİ

Bulgaristan Burgaz;

Müze, Dmitri Brakolovym Todorov tarafından, 1873 yılında, Brakolova denilen yerde inşa edilen yapıda bulunmaktadır. Slavyanska bölgesindedir.
Müzede bulunan objeler, iki bölüme ayrılmıştır. Zemin katta: 19.yüzyıl sonuna kadar süren dokuma işçiliği ürünleri sergilenmektedir.

Bunlar arasında, özellikle köylü giysilerini süslemek için kullanılan objeler ilgi çekmektedir. Müzenin birinci ve ikinci katında ise: çeşitli ve doğal renklerde: ev eşyaları, kumaşlar, giysiler ve benzeri objeler sergilenmektedir.

Burada, ayrıca vitrinler içinde geleneksel halk kostümleri de sergileniyor ki. Müzenin en itibarlı koleksiyonu buradadır. Bunlar: 19. yüzyıldan itibaren, Burgaz bölgesindeki tipik ayinler ve kutlamalarda kullanılan festival giysilerinden oluşmaktadırlar.

ST CYRİLL VE AZİZ METODLY KATEDRAL KİLİSE

İtalyan mimar Rikardo Toskani tarafından, 1897-1907 yılları arasında yapılmıştır. Duvar resimlerinde, aziz Cyrill ve Methodius’un resimleri tasvir edilmiştir. Kilise, 1979 yılında, Bulgar Devleti tarafından, Ulusal öneme sahip kültür, mimari ve yapısal anıt olarak ilan edilerek koruma altına alınmıştır.

ARKEOLOJİ MÜZESİ

Aleko Bogoridi Bulvarındadır. Burada: Burgaz bölgesinde bulunan, 14. yüzyıl ve öncesindeki döneme ait arkeolojik buluntular sergilenmektedir. Bunlar arasında: Karadeniz denizcilik tarihini yansıtan objeler, altın takılar, sanat nesneleri ve çömlekler bulunmaktadır.

LARGO

Burası, şehrin en ünlü caddesidir ve aynı zamanda şehirde en çok ziyaret edilen ve işlek yerdir. Burada: sokak müzisyenleri, dondurma-mısır satanlar, köşelerde küçük publar bulunuyor. Burgaz ruhunu keşfetmek için burayı ziyaret etmek gerekir.

Burada, ayrıca: Troykata Meydanı bulunuyor. Bu meydan: şehirdeki birçok konser, gösteri, kültürel ve sportif etkinliklerin düzenlendiği yer olarak bilinir. Aynı zamanda: Sovyet ordusu da, görkemli geçit törenlerini burada yapıyormuş.

Alexander caddesi boyunca: iki güzel havuz da bulunuyor ve bunların renkli fıskiyeleri, şehir ziyaretçileri tarafından en çok fotoğraflanan yerler olarak önem kazanıyor.

SAAT

Şehrin tartışmasız en gözde sembollerinden olan bu saat: 20. yüzyılın başlarında, Bogoridi ve Alexandrovska caddeleri köşesinde yapılmıştır. Saat: yıllardır Burgazlılar için buluşma ve toplantı yeri olarak tercih edilmiştir. Saat yakınlarında: birçok insanı, sürekli olarak birilerini bekliyor gibi görmek mümkündür.

PUSULA

Burgaz şehrindeki gezide, başlangıç noktası olarak tercih edilen “Hub” olarak bilinen, şehrin mimari merkezidir. Buraya, aynı zamanda “pusula” da denilir. Alexandrovska caddesi üzerinde bulunan ve bronzdan yapılmış pusula: Burgaz bölgesinde “sıfır” noktası olarak kabul edilmektedir.

Sanatsal bir güzellik arz etmektedir ki, kabartma görüntüleri olan, şık bir dekoratif tabak gibidir. Evet, bu ilginç eser: heykeltıraş Radostin Damaskov tarafından yapılmıştır.

AZİZ NİKOLAY MİRACLEWORKER ARCH

Burası: şehir merkezinde, yine şehrin sembollerinden olan bir sanat objesidir. Pusulanın yakınlarındadır. Sanatçı İvan Bahchevanov tarafından tasarlanmıştır. Metal ve taştan yapılmış bu eserde: Burgaz bölgesinin kutsal azizi Nikolay’ın: ikonografik görüntüsü, bir alçak kabartma ile sembolize edilmiştir.

Azizin kabartma yüze: doğu tarafına bakmaktadır. Bu yüzden, günün ilk güneş ışıkları, Azizin yüzünde parıldamaktadır.

Evet: bu eserin altındaki bölümden geçerseniz: hastalıklardan korunacağınız ve yeni enerji alacağınız, vücudunuzun yenileneceği rivayet edilmektedir. Sağlık ve refah için, objenin altındaki bölümden geçmek, ziyaretçiler için bir gelenek haline gelmiştir.

GRAMOPHONE

Largo bölgesindeki bu mimari anıt: şehrin sembollerinden birisidir. Eser, sanatçı Rusi Stoyanov tarafından tasarlanmıştır. Anıtın boyu, yaklaşık 2 metredir ve oldukça heybetlidir. Gramafonun çevresinde: kolunu çevirmek için çabalayan çocuklar görebilirsiniz.

Burgaz şehrinin yaşlıları: dikkatle gramafon kolu çevrildiğinde, gramafonun içinden sizi seven kişinin ismini duyabileceğinizi söylüyorlar.

DENİZ FENERİ

Deniz feneri, Burgaz Limanında bulunmaktadır. Merkez plajı ve iskeleden görülebilmektedir. İlk olarak, 19. yüzyılda faaliyete başlamıştır. Sabi Denev tarafından tasarlanmıştır.

CENTRAL BEACH

Burgaz şehri Karadeniz kıyısında olunca, elbette bu şehirde plajlar bulunuyor. Bu plaj: neredeyse 2 km. lik kumsalı ile, şehrin merkez plajıdır ve gerek Burgazlılar ve gerekse ziyaretçiler tarafından tercih edilmektedir. Plaj: seaside park alanındadır ve bu yüzden şehrin en yeşil ve keyifli yerlerinden birisidir.

Hemen yakınında Burgaz Feneri bulunur. Ziyaretçilerin rahatı ve konforu için duş ve soyunma odaları bulunur. Şemsiye ve şezlonglar ücretsiz sunuluyor. Ayrıca: yine plaj bölgesinde futbol, voleybol, plaj tenisi için spor tesisleri buluyor.

Bulgaristan’ın en büyük müzik festivali: burada düzenlenir. Ayrıca, yine burada, birçok ulusal ve uluslar arası nitelikte prestijli spor yarışmaları düzenlenir.

NORTH BEACH

Burası da, Seaside park boyunca uzanan, dinlenme, spor ve eğlence merkezidir. Plajın uzunluğu yaklaşık 1700 metredir ve genişliği ortalama 38 metredir. Sahilde bulunan kumluk alan: her gün temizlenmektedir. Plaj alanında: gündüz ve akşamları faaliyet gösteren: iki restoran, bar ve pub bulunmaktadır. Ayrıca, yine plaj alanında: iki futbol ve dört voleybol sahası bulunmaktadır.

SEA SİDE PARK

Burası, deniz kıyısında bir park alanı değil, aynı zamanda şehrin kalbi gibidir ve şehirdeki birçok sanatçı, romantik bir yer olarak burayı tercih etmektedirler.

Park alanı: Bulgaristan ülkesinin en güzel parklarından birisi olarak, 1910 yılında, peysajcı Georgi Duhtev tarafından inşa edilmiştir. Bu inşası sırasında: dünyanın birçok yerinden getirilen egzotik bitkiler kullanılmıştır ki, bu bitkiler, bugün bile parka egzotik bir hava vermektedirler. Park alanının uzunluğu 5 km. dir.

Tamamen gezmek istediğinizde, birkaç saat ayırmanız gerekir.

Evet: güzel bir yürüyüş yapmak, çok sayıdaki dinlenme alanlarını görmek ve birçok restoranda yöresel lezzetleri tatmak istiyorsanız, bu park alanının mutlaka ziyaret etmenizi öneririm. Yaz döneminde, bu park alanında: şarkı yarışması, foklör festivali, müzik festivali ve çağdaş sanat festivali düzenleniyor.

Deniz Casino

Sea Side Park merkezinde bulunan: Sea Casino: Burgaz şehrinin en sembolik yapılarından birisidir. Yapı: 1936 yılında yapılan, kumarhane projesi yarışmasını kazanan projedir. Tabii ismini düşününce, burasının bir kumarhane olmadığını belirtmem gerekir.

Burgaz Belediye Başkanı Atanas Sirekov tarafından yapılan yarışmada: 17 proje yarışmış ve Mimar Viktoria Angelova’nın bu projesi yarışmayı kazanmıştır. Proje tamamlanmasını müteakip 7 Ağustos 1938 tarihinde açılmıştır.

Yapı: bütün körfez manzarasına sahiptir ve ayrıca: denizden geçen gemilerden ve yakındaki iskeleden görülebilmektedir.

Günümüzde, bir kültür merkezi olarak kullanılmaktadır. Festivaller, film gösterimleri, sergiler ve düğün törenlerine ev sahipliği yapmaktadır. Hatta: 2011 yılında, yenilendikten sonra “Yılın Binası” ödülüne layık görülmüştür.

Pantheon

Seaside Park alanında bulunan anıt: Burgaz şehrinin sembollerinden birisidir. 1981 yılında dikilen anıt, anti faşizm anısına dikilmiştir. Heykeltıraş Valentin Starchev tarafından tasarlanmıştır.

1989 yılındaki siyasi değişikliklere kadar: anıtın orta kısmında “ebedi ateş” yanmakta ve askerler tarafından nöbet tutulmaktaymış. Günümüzde, anıt: bir buluşma yeri olarak kullanılmaktadır.

PETRO ZADGORSKİ GALERİSİ

Burası: ülkenin en eski sanat galerilerinden biridir. Yapı: Sinegog’u andırır. İtalyan mimar Ricardo Toscani tarafından, 1960 yılında yapılmıştır.

Galerinin koleksiyonunda: 2000 civarında, heykel ve sanat grafik eserlerinden oluşan bir topluluk bulunmaktadır. Ancak, bu eserlerin sanatçılarının tümü: Burgaz şehri sanatçılarıdır. Ayrıca: yine bölgeden toplanan dini ikon eserleri de ilgi çekiyor.

AKVE KHALIDE-THERMOPOLİS

Burası: antik ve ortaçağ dönemlerinde iskan edilmiş bir bölge olarak dikkat çekmektedir. Buraya ulaşmak için, şehir merkezinden şehir içi otobüsleri kullanabilirsiniz.

Aqua Calidae

Burası, BAlneoloji kompleksi üzerinde bulunan ve kuzeyden güneye 85 metre uzunluğunda bulunan, dünyanın en büyük şifalı maden suyu alanı olarak bilinir. Alan: Thermopolis şehrinin ucunda, yüzyıllardır var olmuştur. Şehir ziyaretçileri, yüzyıllar boyunca burayı ziyaret etmişlerdir.

Mineral Bölümler

MÖ.1000 yıllarında: Thermopolis şehri: burada bulunan sıcak mineral kaynakları çevresinde inşa edilmiştir.

Hatta: bölgede yaygın bulunan “üç periler” efsanesi: insanları buraya özellikle çekmiştir. 16. yüzyılda, Kanuni Sultan Süleyman: suyun iyileştirici niteliklerini öğrenince, buraya o dönemin en modern Türk hamamını inşa ettirmiştir.

Zaten, şehrin ismi de: “Calidea” da “sıcak şehir” anlamında “Therma” veya “Thermopolis” olarak kullanılmıştır. 6. yüzyılda, eski köy banyoları genişletilmiş ve kale duvarları inşa edilmiştir. Roma döneminde ise, İmparator Trayan: hamama kadar ulaşan yol inşa ettirmiştir.

Yine imparator Septimius Severus döneminde, hamam bölgesinde, özel kutlamalar ve spor oyunları düzenlenmiştir. İmparator Tiberius II nin eşi Anastasia: burada iyileşmiş ve yerel kiliseye, minnettarlığını ifade etmek için yardımda bulunmuştur. 13. yüzyılda, haçlı seferleri sırasında, Latin şövalyeleri burada ağırlanmıştır.

Üç Periler Efsanesi

Bölgede anlatılan bir efsaneye göre: üç bakire kız: antik şehri ve Aqua Calidae arasındaki şifalı suların bulunduğu bölgeyi korumak için hayatlarını adamışlardır. Ancak: kızlar, verdikleri sözü tutamazlar ve günah işlerler. Bunun üzerine: tanrılar tarafından cezalandırılırlar ve taşa çevrilirler.

Bölgenin bugünkü durumu

Evet, bu antik kent alanına ziyarete giderseniz: kent duvarı, kuzey kapısı ve dükkan ve mutfaklar ve hamam kompleksinin bulunduğu yerde, doğu kanadında ortaya çıkarılan 8 odayı görebilirsiniz.

Hamam kompleksinin, özellikle ısıtma sisteminin benzersiz olduğu söyleniyor. Mevcut kil borular ile: sıcak su ve sıcak hava dolaştırılarak taş zemin döşemesi ısıtılıyormuş. Mermer kaideler ile iki katmanlı havuz da, ilgi çekiyor.

Bölgede yapılan arkeolojik araştırmalarda: 200 civarında sikke, mücevher ve kült nesne bulunmuştur. Bunlar arasında en değerli olanlar: Trakya kült gümüş balta, üzerinde oyulmuş bir imparatorluk kartalı bulunan toprak minyatür obje, gümüş madalyon, özerk bronz sikkelerdir.

AZİZ ANASTASİA ISLAND

Ada, Karadeniz kıyısında, Burgaz körfezinde bulunmaktadır. 1959-1990 yılları arasında “Bolşevik” adası olarak bilinmektedir. Buraya ulaşmak için, Seaside Park alanındaki teknelere binmeniz gerekiyor.

Volkanik adanın deniz seviyesinden yüksekliği, 12 ile 17 metre arasında değişmektedir.
Ada hakkındaki efsanelere göre: adanın bir manastır gurubunu barındırdığı ve zaman zaman korsan baskınlarının olduğu hakkındadır.

Bu korsan baskınlarında, adada bulunan rahiplerin kiliseye saklandıkları ve kendilerine yardım etmesi için Aziz Anastasia’ya dua ettikleri söylenir. Aziz Anastisia, rahiplerin bu dualarını duyar ve korkunç bir fırtına göndererek iki korsan gemisini yok eder.

Hatta: bugün, bu yok olan korsan gemilerinin fosilleşmiş kalıntılarının bir kaya üzerinde bulunduğu ve dikkatlice bakılırsa görülebileceği söylenir. Günümüzde de, adayı basan bu korsanların, hazinelerini adada toprağa gömdükleri ve bu hazinenin ölü korsan hayaletleri tarafından korunduğu söylenir.

Manastır

Adadaki manastır: üzerinde kilise bulunan tek Bulgar adası olarak buraya ayrı bir önem vermektedir. Manastırın 15. yüzyıldan kaldığı ve yıllar boyunca birkaç kez korsan baskınları sonucunda yakılarak yok olduğu ve sonrasında yeniden yapıldığı biliniyor.

Daha sonraki süreçte ise: manastır bir hapishane olarak kullanılmış ve 1923 yılında ise terk edilmiştir. 1925 yılına gelindiğinde, burası yeniden hapishane olarak kullanılmaya başlanmış, ancak aynı yılın Temmuz ayında, 43 mahkum, iki kürekli tekneyle buradan kaçmış ve manastır: onların anısına bir süre, müze olarak kullanılmış, günümüzde ise, otel olarak kullanılmaktadır.

Deniz Feneri

Adada bulunan deniz feneri: 1889 yılında bir Fransız şirketi tarafından yapılmıştır. Deniz seviyesinden 40 metre yükseklikteki fenerin ışığı, yaklaşık 10 km. lik mesafeden görülmektedir. Günümüzde görülen deniz feneri ise: 1912 yılında, adanın kuzey kesiminde yapılmış ve 1914 yılından bugüne, hizmetini sürdürmektedir.

Evet, günümüzde burayı ziyaret ederseniz: daha önce söz ettiğim gibi manastır otelde konaklayabilirsiniz. Otelin restoranında ise, tüm Burgaz körfezinin muhteşem manzarasını izleyerek, yörenin otantik yemeklerini tadabilirsiniz.

PHOROS/POROS ANTİK KENTİ

Foros Peninsula: şehir merkezinde, Poda bölgesindedir. Burada: 2008 yılında ilk arkeolojik çalışmalar yapılmış ve kayıp şehrin kalıntıları bulunmuştur. Bu kalıntılar: antik ve ortaçağ kalesi ve liman şeklindedir. Arkeologlar: Burgaz tepe üzerinde ise, efsanevi eski kulenin kalıntılarını bulmuşlardır. Bu buluntular sonucunda, yörenin, en az 20 yüzyıllık bir geçmişi olduğuna inanılmaktadır.

Buradaki kale: Roma imparatoru Antoninus Pius tarafından, 2. yüzyılın ortalarında, Mandrensko gölünün boğazını korumak için inşa edilmiştir. Hatta: günümüzdeki “Burgaz” isminin, burada bulunan muhtemel “Burgi” yani “kuleler” den geldiği düşünülmektedir.

Bu bölge, Bulgar tarihi açısından da büyük önem taşımaktadır. 14 yüzyıl başlarında, Bulgar Çarı Teodor Svetoslav: Karadeniz bölgesinde, hakimiyet alanını arttırmak için mücadeleye başladı.

Bunun üzerine, Bizans imparatoru, Bulgarları durdurmak için acele bir ordu hazırladı ve 1304 yılında, Mandrensko gölü yakınlarında Bizanslılar ile Bulgarlar arasında yapılan büyük savaşı: Bulgarlar kazandı.

SUNNY BEACH-SLINCEV BRYAG

Burası, Bulgaristan ülkesinin tatil merkezidir. Burada: çok sayıda oteller, barlar, clupler ve güzel plajlar bulunuyor.

Şehir merkezinden otobüse bindiğinizde, 20-30 dakikalık bir yolculuk sonrasında buraya ulaşmak mümkündür. Gerek deniz ve gerekse eğlence için burası tercih edilebilir. Eğlence hayatı sabaha kadar sürüyor. 4-5 tane mekan var, hepsi ayrı tarzlardadır. Tek benzerlikleri: bu mekanlarda görülen kızlar. Bunlar en şık elbiselerini giymiş, saçlarını yaptırmış olarak burayı mekan ediniyorlar.

Ayrıca: yine burada kumarhaneler ve erotik showlar ilgi çekiyor. Yalnız deniz girmeyi düşünenlerin, Karadeniz’in hırçın ve dalgalı yapısını unutmamaları gerekir. Hatta: kıyıdan itibaren deniz içinde ilerledikçe, büyük bir bölümün tamamen yosun kaplı olduğu da denizin tadını kaçırıyor.

Özellikle şehir ziyaretçilerinin büyük bölümü: burayı tatil için tercih ediyorlar. Burgaz yerlileri ise, daha çok şehir merkezindeki plajları tercih ediyorlar, buraya pek gelen olmuyor. Ancak: şehrin ünlüleri ve futbolcularının burayı tercih ettikleri söyleniyor.

DEULTUM ANTİK ŞEHRİ

Burgaz şehir merkezinin güney batı kısmında, şehir merkezine 18 km uzaklıktadır. Mandrensko gölü kıyısındadır.

Roma dönemine ait şehir: MS 69 yılında, İmparator Flavius Vespasianus tarafından, emektar Romalı askerler için kurulmuştur. Bu Romalı askerler: Legio Octava Augusta denilen “Sekizinci Augustus Legion” olarak bilinmektedirler.

Savaş bittiğinde, Roma hukukuna göre, emektar askerler, kendilerine savaş hizmetinin karşılığı ödül olarak, yeşil topraklar verilmesini isterler ve bunun üzerine, burası kurulur ve kendilerine tahsis edilir. Zamanla şehrin sınırlarını genişletmek için, küçük küçük ve “burgu” denilen kuleler kurulur. Burgas şehri, ismini bu kulelerden almaktadır.

Evet, zamanla genişletilen şehir, eyaletteki en zengin şehirlerden birisi haline gelmiştir. Şehir, 2. yüzyılda, büyük surlarla korunuyordu. Çok iyi bir su temin ve kanalizasyon sistemi vardı. Hatta: dünyada, yöne göre yönlendirilmiş ilk dikdörtgen sokak ağı sistemi (Hippodamos sistemi) burada kurulmuştur. Ayrıca: yerden ısıtmalı hamam sistemi, şehrin zenginliğinin en büyük kanıtlarından birisidir.

5 bin metre karelik bir alana sahip, ilk dikdörtgen sur: 4. yüzyılın ortalarında inşa edilmiştir. Ortaçağ başlarında ise, kasaba: Bulgaristan ve Bizans arasında önemli bir sınır noktası olmuştur.

Evet, takip eden dönemde; 1988 yılında burada başlayan arkeolojik kazılarda: birçok heykel, yazıtlar, seramik ve küçük buluntular bulunmuştur ve bunlar günümüzde Burgaz Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir.

Burada bulunan kale kalıntıları ise: Bulgar Devleti tarafından mimari anıt olarak kayıt edilerek koruma altına alınmıştır. Burayı ziyaret ederseniz görebilecekleriniz: Roma dönemine ait asker banyosu, 3-4 yüzyıllardan kalma kamu binaları, nehrin güney kıyısında 5-14. yüzyıllardan kalma küçük bir ortaçağ kalesi, 9.yüzyılda Çar Boris I. Döneminde inşa edilmiş bir kilise.

Ayrıca: yine burada eski Bulgar sınırını oluşturan “Erkesia” nın en iyi korunmuş bölgelerini de görebilirsiniz.

Burada yol boyunca: antik ve Hıristiyanlık dönemine ait tapınaklar, yazıtlar ve diğer mimari bulgular görülebilir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil
 

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil; Şehir: Osogova dağının eteğinde kuruludur. Banshtica nehrinin her iki kıyısında yerleşmiştir.

Şehir: çok sayıda Osmanlı evi ve Avrupa Neoklasik konağına ev sahipliği yapmaktadır.

Bugünkü Köstendil kasabasının üç adı vardır. Bunlar: Pautalia, Velbazhd ve Kyustendil’dir.

Şehir özellikle meyve üretimi açısından gelişmiştir ve Bulgaristan ülkesinin meyve bahçesi olarak tanımlanır.

Şehirde: Akdeniz geçiş iklimi hakimdir. Buna bağlı olarak kışlar ılık ve kısadır.

Şehir, yaklaşık 500 yıl Osmanlı hakimiyeti altında kalmıştır. Bu yüzden, 17’nci yüzyılda şehirde 17 tane cami varmış. Ancak, günümüzde bu camilerden  sadece iki tanesi bulunmaktadır. Öte yandan, bu iki cami de ibadete kapalıdır. Bunları sadece dışarıdan görmek mümkündür.

Şehir, ağırlıklı olarak bir Ortodoks Hıristiyan şehridir. Bu yüzden, oldukça fazla kilise bulunmaktadır. Öte yandan, 1884 yılına kadar Piskoposluk merkeziydi. Şehrin en eski ve önemli kilisesi olan Saint George: 10’ncu yüzyılda yapılmıştır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil

TARİHİ

MÖ 106 yılında Romalılar burada kurulan Pautalia şehrini bölgesel merkez ilan ettiler ve daha sonra şehir “Ulpia” ön ekini aldı ve ismi “Ulpia Pautalia” oldu.

4’ncü yüzyılda Hissarlaka kalesi yapıldı.

1019 yılında Bizans İmparatoru II Vasili döneminde şehrin ismi “Velbajd” dır.

Kral Kaloyan (1197-1207) döneminde şehir Bulgar Devletiyle bütünleşir.

1330 yılında bölgede Sırp Krallığı hakimiyeti görülür. Bu dönemde Orhan Gazi komutasındaki Osmanlı ordusu, bölgeyi yöneten Jovan Dragas’ı hakimiyeti altına aldı. Şehir Rumeli genel valiliğine bağlı bir sancak merkezi olarak kaldı.

29 Ocak 1878 yılında Osmanlı hakimiyeti bitti.  

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil

ULAŞIM

Şehir: Sofya ve Üsküp şehirlerini birbirine bağlayan yol üzerindedir.

Kyustendil ile Sofya arasındaki uzaklık 85 km, Üsküp arasındaki uzaklık 130 km ve Selanik arasındaki uzaklık 243 km dir. Kuzey Makedonya ve Sırbistan sınırına sadece 22 km uzaklıktadır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Maden Suyu Kaynakları

MADEN SUYU KAYNAKLARI

Köstendil şehri: 2500 yıl öncesinden günümüze kalan ve şifalı sular çıkaran 40 maden suyu kaynağı ile ünlüdür. Suların hemen hemen hepsi aynı kimyasal bileşime ve sıcaklığa (71-73 derece) sahiptir ve sülfür içeriklidir. Sular: berrak, renksiz, hoş bir tada ve hafif bir hidrojen sülfür kokusuna sahiptir.

Kaplıca tedavi merkezi konumundadır. Bu kaplıca suları: kas ve iskelet sistemi hastalıkları, jinekolojik hastalıklar, nevralji, sindirim sistemi rahatsızlıkları ve ağır metallerin kronik zehirlenmesinde olumlu etkiler yaratmaktadır.

Günümüzde şehirde, iki tane Spa özellikle otel bulunmaktadır. Bu otellerden bir tanesi şehir merkezinde, diğeriyse Hisarlaka Tepesinin altındadır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Kiraz Festivali

KİRAZ FESTİVALİ

Her yıl Haziran ayında kirazların olgunlaştığı dönemde gerçekleşir. Kiraz çeşitleri, kiraz sanat eserleri, kiraz rakısı, folklor şarkıları ve dansları ve bir konserin yer aldığı çok popüler bir yerel etkinliktir.

 

GEZİLECEK YERLER

 

BOULEVARD BULGARİA

Şehrin ana yaya bölgesidir. Tren istasyonun güneyinden başlar ve ana meydan olan Velbazhd’a kadar gider. Şehirdeki en canlı bölge burasıdır.

Bu yemyeşil cadde üzerinde: güzel konaklar ve kafeteryalar bulunmaktadır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil The Building of Kyustendil Municipality

THE BUİLDİNG OF KYUSTENDİL MUNİCİPALİTY- KYUSTENDİL CİTY HALL-BELEDİYE BİNASI

Şehir merkezinde, Velbazhd meydanının yanındadır.

Tipik Bulgar Uyanış Dönemi tarzında inşa edilmiştir.

En temsili binalardan birisidir. Yerel pedagoji okulunun ihtiyaçları için, 1889-1894 yılları arasında inşa edilmiştir. İnşaatçılar Bulgar ve İtalyan ustalardı ve tasarımcılar Viyanalı mimarlardı. Binanın kapladığı alan yaklaşık 1500 metre karedir. Simetrik ve dikdörtgendir. Bir verandası, bir çıkıntıyla birbirine bağlanan dört sütunla süslenmiş güzel bir girişi vardır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil The Building of Kyustendil Municipality

Yapının mimarı: Viyanalı Friedrich Grünanger’dir.

Yapı: 19’ncu yüzyıl sonlarında yapılmıştır. Önce: bir pedagoji okulu, sonra bir erkek lisesi, ardından bir kız lisesi olarak kullanılmıştır. 1931 yılında Bulgaristan ülkesindeki ilk adliye binası burasıdır. 1959-1973 yılları arasında ise yerel Komünist Parti merkezi olarak kullanılmıştır. Çanı: meydanın güneybatı kısmında bulunan ve 20’nci yüzyıl başlarında yıkılan eski bir saat kulesinden alınmıştır.

Yapının tepesinde bir saat kulesi bulunur. Mekanizması Sofyalı ünlü bir usta olan Georgi Mihailov tarafından yapılmıştır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil The Building of Kyustendil Municipality

Çan: 1429 yılında bugünkü Priştine ve Güney Sırbistan’daki Vranya kasabaları arasındaki ünlü Novo Burdo madencilik merkezinde yapılmıştır. Yüzeyinde Balkan Yarımadasındaki en eski olduğu kabul edilen Slav bir yazıt vardır.

1915 yılına kadar bina eğitim amaçlı olarak kullanılmıştır. Başlangıçta Pedagojik okul tarafından ve daha sonra normal lise ve kız lisesi tarafından kullanılır. 1’nci Dünya Savaşı sırasında Bulgar ordusu Komutanının karargahı olmuştur. 1930 yılında bina Adalet Bakanlığına devredilerek Adliyeye dönüştürülmüştür.

1960-1972 yılları döneminde, Bulgar Komünist Partisi ihtiyat komitesi ve ardından Köstendil Belediye Meclisine tahsis edilmiştir.

Günümüzde Belediye Binası ve Belediye Meclisi olarak kullanılmaktadır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Prokopieva House

PROKOPİEVA HOUSE

Velbazhd meydanında, Belediye binasının çaprazındadır.

2 katlı olan yapı: 18’nci yüzyılda Sofyalı Davidko Yachkov tarafından yaptırılmıştır. Yanchkov; Sofya’dan Kyustendil’e taşındı. Dekorasyonu yapan dekoratör ağaç oymacılığı okuluna aittir. Varendaya açılan odanın tavanında, iki başlı kartallar ve çiçek süslemelerinin yer aldığı oyma kalkanlarından oluşan, sekizgen bir ayna vardır.

19’ncu yüzyılda, binaya üçüncü kat eklenmiştir. Yapı eskiden bir okul olarak kullanılmıştır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Drama Theater

DRAMA THEATER-DRAMA TİYATROSU

Orijinal tiyatro gurubunun geçmişi, 1873 yılına dayanmaktadır. Ancak buradaki mevcut binasına 1978 yılında taşınmıştır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Drama Theater

Mermer yapı: dikdörtgen planlıdır.

2011 yılından bu yana, şehrin tek sineması burada faaliyet göstermektedir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Iron Bridge

IRON BRİDGE-DEMİR KÖPRÜ

Drama Tiyatrosunun hemen yanında tarihi Demir Köprü bulunur. Bulgaristan Bulvarındadır. Tren istasyonundan ilçe merkezine giderken bulunur.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Iron Bridge

Köprü: 1909 yılında yapılmış, Banshtitsa Nehrini geçen en eski köprüdür. Uzunluğu 100 metredir. Mimari stil: yerel olarak yeniden üretilen antik, ortaçağ ve Rönesans unsurlarının bir karışımıdır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Iron Bridge

Eskiden Osmanlı döneminde şehrin girişinin olduğu yerde bulunmaktadır.

Köprü: mimar Rudolf Fisher tarafından tasarlanmış ve 1909 yılında inşa edilmiştir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Iron Bridge

Demir köprünün dört keşişinde farklı duruşlarda güzel kadın figürleri vardır.

Bunlar: heykeltıraş Lyuben Dimitrov tarafından Vratsa bölgesindeki beyaz taştan yapılmıştır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Iron Bridge

Şehir yerlileri, köprünün çevresindeki 4 kadın heykelinden dolayı, köprüye “Çıplak Kadınlar Köprüsü” ismini verirler.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Nevestin Bridge

NEVESTİN BRİDGE-KADIN KÖPRÜSÜ

Nevestino Köyü yakınlarındadır. Köprü iki isimle anılmaktadır. Biri “Kadin Köprüsü” ve diğeri “Nevestin Köprüsü” dür. Birincinin kökü Türkçe, ikinci ismin kökü Bulgarca olmasına rağmen, her iki kelime de aynı anlama geliyor, bu anlam “evli bir kadın” dır.

Evet köprü hakkında ayrıntılı bilgi vermeden önce, bir efsaneden söz etmek istiyorum.

“Kahramanlar inşaatçı olan üç erkek kardeştir. Struma nehri üzerine bir köprü inşa etmeye başlarlar. Ancak işler sorunlu gider. Her gece bilinmeyen bir kuvvet, gündüz inşa ettikleri her şeyi yıkar ve her sabah yeniden başlamak zorunda kalırlar.

Sonunda inşaatçılar köprünün bir insan kurbanına ihtiyacı olduğunu anlarlar ve bu nedenle üçü, ertesi sabah geçecek ilk kişinin köprünün temellerine gömülmesini kabul ederler. Ağabeyler eşlerine bu anlaşmayı anlatırlar ama en küçük kardeş, adil olmaya karar verir ve bu anlaşmayı kendi eşine anlatmaz.

Ertesi gün genç karısı, öğle yemeği getirmek için köprüye gelir. Geleneğe göre kardeşler durumu anlatırlar ve en küçük kardeşin karısı, kaderine razı olur.

Ancak çocuklarını emzirebilmek için göğüslerinden birinin açıkta bırakılmasını ister. Kısa bir süre sonra köprü tamamlanır.”

Evet bu efsane yörede oldukça etkili olmuştur.

Yakınlardaki Nevestino köyünde, 1880’lerde gezen Çek gezgin ve tarihçi Konstantin Jirecek: çevredeki emziren kadınların, köprünün orta kemerindeki belirli bir taştan küçük parçalar kopardığını, onları sütle kaynatıp içtiklerini ve bunun annelerin sütlerini arttırdığına inanıldığını yazmıştır.

Jirecek, ayrıca köprünün kendi kendine inşa edildiğini iddia eden, köprünün inşası hakkında daha muhteşem bir efsane daha duymuştur.

Görünür bir güçle hareket etmeyen ağır bir demir çubuk, çevresindeki dağlardan taş parçalarını kırdı. Kayalar kendiliğinden şantiyeye taşınarak yerlerini aldı.

Köprü hazır olduğunda, kırılan ancak henüz nehre ulaşmamış olan taşlar yerlerinde dondu.

Yerel halk, yakınlardaki Kyustendil kasabasının dışındaki tepelerden birinde, demir çubuğun hala görülebildiğini söylemiştir.

Yine köprü hakkında bir başka efsane daha var. Bu efsaneye göre: Sultan Murat, bir savaşa giderken çevredeki bölgeden geçerken bir Bulgar düğünü ile karşılaşır.

Yasa, düğün davetlilerinin padişah ve çevresine yol açmak için kenara çekilmesini gerektiriyordu. Ancak düğün davetlileri hareket etmedi ve gelin padişahın yanına gelerek alçak bir selam verdi.

Cesaretinden etkilenen padişah, ona bir hediye teklif etti.

Genç kadın bu noktaya bir köprü yapılmasını istedi ve dileği yerine getirildi.

Evet, tüm bu anlatılan efsaneler köprünün çok önemli bir detayını gözden kaçırdı. Jirecek, yapıyı incelediğinde, içine yerleştirilmiş eski bir binadan bir taş buldu.

Yüzeydeki yazıt neredeyse tamamen okunaksızdı, ancak Jirecek yine de “Pautalian” kelimesini deşifre etmeyi başardı.

Taş, bir zamanlar müreffeh bir Roma kasabası olan ve bugün Kyustendil kasabası olan antik Pautalia’dan alınmıştı.

Evet: bu efsaneler ve ilginç açıklamalardan sonra, köprü hakkındaki bilgiler:

Köprü: Struma nehri üzerinde yapılmış bir Ortaçağ dönemi köprüsüdür.

Köprünün uzunluğu 100 metredir. 3 kemeri vardır, en uzun kemer açıklığı 20 metredir.

Köprünün doğu parapetinin güney kesiminde, Türkçe yazılı bir granit kitabe levhası bulunmaktadır. Bu yazıt: köprünün 1470 yılında inşa edildiğini belirtir. Köprünün adı: yapısıyla ilgili efsanelerle bağlantılıdır.

Evet köprü Sultan II Mehmet döneminde, İshak Paşa’nın emriyle Struma nehri üzerine, 1469-1470 yılları arasında yaptırılmıştır. Yapılış amacı: İstanbul şehrinden Üsküp ve Batı Balkanlar’a seyahati kolaylaştırmak içindir.

Günümüzde köprü: ulusal öneme sahip kültür anıtı ilan edilerek koruma altına alınmıştır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Explore Historic Baths-Roman Thermae

EXPLORE HİSTORİC BATHS-ROMAN THERMAE-TARİHİ ROMA HAMAMLARI- ROMAN THERMS

Bölgesel Tarih Müzesinin arkeolojik sergilerine ev sahipliği yapan Ahmed Bey camisinin hemen yakınında, şehrin orta kesimindedir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Explore Historic Baths-Roman Thermae

Hamam işlevi gören termikler: 2-3’ncü yüzyıllarda yapılmıştır.

Asklepion adı verilen daha büyük bir kompleksin parçası oldukları düşünülmektedir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Explore Historic Baths-Roman Thermae

Pautalia termikleri, Bulgaristan’daki Roma döneminden kalma en önemli anıtlardan birisidir. Hamamlar: bir tuğla tabakası, ezilmiş tuğla ve bir harç tabakası kullanılarak inşa edilmiştir.

Bina: dikdörtgen planlı ve 3 bin metre karelik yerleşim alanına sahiptir.

1000 metre karelik bir alan üzerinde yer alan bina araştırılmış ve sergilenmektedir.

Tüm tesislerde bir ısıtma sistemi (hypocaust) vardır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Explore Historic Baths-Roman Thermae

Asklepion (arcado) tasarımlı tonozlu bir koridor sistemidir ve şimdiye kadar Bulgaristan’da bilinen tek tasarımdır.

Salonların zemini ve duvarları mermer levhalar, şekillendirilmiş kornişler ve duvar ayakları ile kaplanmıştır. Bazı binalarda yarım daire nişler ve yüzme havuzları bulunmuştur.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Dervish Bath

DERVİSH BATH-DERVİŞ HAMAMI

1566 yılından kalma hamam Osmanlı dönemi yapısıdır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Dervish Bath

Hamam yapısı: kırık taş blokları ve kırmızı tuğladan yapılmıştır. İki kubbelidir. Kubbelerden biri üçgendir. Ana hamam yapısı: büyük kubbenin altında, sekizgen bir oda şeklindedir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Dervish Bath

Hamam, 1992 yılına kadar hamam olarak kullanılmıştır. 2005 yılında restore edilmiş, ancak günümüzde hizmet vermemektedir, kapalıdır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Chifte Banya

CHİFTE BANYA-ÇİFTE HAMAM

Şehir merkezinde, Ahmet Bey camisinin yanındadır. Salı günü dışında her gün açıktır.

1489 yılında Roma hamamı kalıntıları üstüne, Süleyman Paşa tarafından yaptırılmıştır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Chifte Banya

Orijinal Roma hamamı kalıntılarının bir kısmı, günümüzde de görülebilir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Chifte Banya

20’nci yüzyıl başlarında, 1910 yılında, yerel yönetim, Köstendil şehrini, Avrupa kaplıca kenti yapmak ister. Böylece: orijinal Osmanlı hamamının bir kısmı tahrip edilir ve Hristo Kovachevski tarafından yeni anıtsal bir hamam tasarlanarak yapılır. Halka açık olan hamamda, üç ayrı havuz ve bay-bayan olmak üzere iki ayrı bölüm bulunmaktadır. Hamamdaki suyun ağır bir kükürt aroması vardır. Bu koku bazı ziyaretçileri rahatsız etmektedir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Alay Bath

ALAY BATH-ALAY HAMAMI

Osmanlı döneminde yapılmıştır. Çifte hamamdan daha küçüktür.

Ancak Bulgar Kurtuluş Hareketi sonrasında harabe halinde kalır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Alay Bath

1912-1914 yılları arasında ise tekrar faaliyete sokulur. Tek bölmeli, iki katlı küçük bir bina olarak restore edilmiştir. İçinde mineral su bulunan küçük bir çeşmesi vardır.

Ancak, günümüzdeki görünümünü 1928 yılında yapılan restorasyon sonucunda elde etmiştir.

Hamamda: sauna, açık havuz ve masaj odası vardır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Medieval Church of Saint George

MEDİEVAL CHURCH OF SAİNT GEORGE-SAİNT GEORGE KİLİSESİ

Şehir merkezinin güneybatısında, Kolusha Mahallesindedir.

10—11’nci yüzyıllardan kalmadır. Böylece şehirde korunmuş en eski Ortaçağ kilisesidir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Medieval Church of Saint George

Yapı: büyük bir merkezi kubbe ve kare şekilli bir kat planlıdır. Yani, tipik Bizans haçı stilindedir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Medieval Church of Saint George

1330 yılında Velbazhd savaşında öldürülen Bulgar Çarı Mihail III Shisman’ın mezarının burada olabileceği tahmin edilmektedir. Yanının freskleri: 11 ve 12’nci yüzyıl tarihlidir. Kilise: 19’ncu yüzyıl başlarına kadar “Köstendil Katedrali” olarak kullanılmıştır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Medieval Church of Saint George

19’ncu yüzyılda kilise tonoz kemerlerinin temellerine kadar yıkılmıştır. 1878-1880 yıllarında yeniden inşa edilmiştir.

Ortaçağ freskleri, Bulgaristan’daki görkemli Bizans resim sanatının tipik özelliklerini taşıyan nadir kayıtlardır. Uyanış dönemine ait olan freskler, o döneme ait Bulgar kilise resim sanatı hakkındaki bilgileri göstermektedir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Assumption Church

ASSUMPTİON CHURCH-VARSAYIM KİLİSESİ

Şehir merkezinde, merkez meydanın hemen yakınındadır.

1816 yılında şehrin Katedrali olarak inşa edilmiştir. Daha önce burada bulunan eski Aziz Nikolaos kilisesi temelleri üzerinde yükselir.

Ancak eski kilisenin sunak kapısı orijinal olarak hala durmaktadır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Assumption Church

Tasarıma göre, üç nefli ve ahşap sırtlı, tek apsisli kazılmış bir sahte bazilika vardır. Kuzey ve  batı narteksleri, kandil işleri ve bir mezar, 1933 yılında yapılmıştır.

Kadınlar bölümü 16-17’nci yüzyıllar yapımıdır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Assumption Church

Kilisenin olağanüstü güzel freskleri, 19’ncu yüzyıl başlarında ünlü Bulgar ressam Toma Vishanov tarafından yapılmıştır.

Kilisenin günümüzdeki görüntüsü ise, 1894 ve 1914 yıllarında yapılan yeniden yapılandırmalar sonucunda oluşmuştur.

Kilise, ulusal öneme sahip bir mimari ve sanat anıtı ilan edilmiştir. Şu anda aynı zamanda operasyonel bir tapınaktır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Saint Demetrius Church

SAİNT DEMETRİUS CHURCH-SAİNT DEMETRİUS KİLİSESİ

Bulgar Uyanış Döneminde yapılmıştır. Kilisede bulunan İkonostasis 1865 yılında yapılmıştır. İkonaların çoğunluğu: aynı zamanda ilk Bulgar fotoğrafçısı olan Iva Dospevski tarafından çizilmiştir. İki dünya savaşı arasında kilise bir okul olarak kullanılmıştır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil St Nikolas Church

ST NİKOLAS CHURCH

Slokoshtitsa’dadır.

Küçüktür, zemine hafif kazılarak yapılmıştır. Tek nefli, yarı silindirik kemerli ve çift eğimli çatılı ve tek apsislidir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil St Nikolas Church

Kilisenin iç ve cepheleri, birkaç resim katmanının izlerini ortaya koymaktadır. Geç Ortaçağ’dan, 16’ncı yüzyıldan, 18’nci yüzyıldan, Kurtuluş sonrası dönemden ve daha sonraki dönemden kalmadır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil St Mina Bulgarian Revival Church

ST MİNA BULGARİAN REVİVAL CHURCH

İlçenin batı kesimindedir.

1859 yılında manastır kilisesi olarak inşa edilmiştir. Tasarıma göre narteksi olmayan, üç nefli bir yapıdır. Güneyden bir revak, birini kutsal kaynak suyuyla küçük bir yeraltı şapeline götürür. 1934 yılında yeni tapınak kilisenin yanına inşa edilmiştir. Mimar Anton Tornyov tarafından tasarlanmıştır. Şu anda kilise bir katedral tapınağıdır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Ahmed Bey Mosque

AHMED BEY MOSQUE-AHMED BEY CAMİİ

Şehirde, Roma hamamlarına ve Pirkov kulesine yakın konumdadır. Antik Roma hamamının hemen yanındadır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Ahmed Bey Mosque

Cami: 15’nci yüzyıl ortalarında, Ortaçağ döneminden kalma bir Bulgar kilisesi olan Sveta Nedelya temelleri üzerine inşa edilmiştir. Caminin girişinin üstünde: Türkçe bir kitabe vardır.

Kitabeye göre: “Bu camiyi yapan, dünya bitene kadar anılsın. Onu kim tamir ettirdiyse, ey Tanrım, her iki dünyada da mutlu ve mutlu olsun.

Buraya büyük bir başarıya dönüştürün. Cennet katlarına girdiklerinde onları görün. 1147” (Bu tarih 1734-1735 yılları arasına denk gelir.)

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Ahmed Bey Mosque

Caminin girişi orijinal haliyle korunmuştur. 1734 yılında Ahmet Bey, camiyi genişleterek yeniden inşa ettirmiştir. Yapının ön cephesinde: eski binalardan alınmış taş bloklar ve tuğlalar kullanılmıştır. Tuğlalar: tipik Bulgar mimarisini gösterir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Ahmed Bey Mosque

1904 yılındaki depremde caminin minaresi çatlamış ve daha sonra yıkılarak kaldırılmıştır. Caminin geniş kubbesine, destek olan mermer sütunları etkileyicidir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Ahmed Bey Mosque

Kültür anıtı ilan edilerek koruma altına alınan cami, günümüzde cami ibadete açık değildir.

Köstendil müzesinin teşhir salonu olarak kullanılıyor.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Fetih Mehmed Mosque

FETİH MEHMED MOSQUE-FATİH SULTAN MEHMET CAMİİ

1531 yılında ünlü mahalli mütahit ve vergi tahsildarı Haradzhi Kara Mehmed bin Ali tarafından yaptırılmıştır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Fetih Mehmed Mosque

Tonozun doğu kısmında tuğlalarla yazılmış 1531 yazılıdır.

Altıgen süslemeleri olan minaresi ilgi çeker. Cami günümüzde oldukça kötü durumdadır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil House Museum Ilyo Voyvoda

HOUSE MUSEUM ILYO VOYVODA-ILYO VOYVODA MÜZESİ-BÖLGESEL TARİH MÜZESİ

Burası bir Osmanlı dönemi evidir.

İki katlı binanın önünde bir cumbalı pencere ve üzerinde ahşap bir sundurma bulunur.

Ev: 1870 yılında Köstendil şehrinin ana caddelerinden biri olan “Boulevard Tsar Osvoboditel” de yapılmıştır.

Ünlü Bulgar devrimcisi Ilyo Voyvoda, 1878-1898 yılları arasında burada yaşamıştır.

Günümüzde ise, Bölgesel Tarih Müzesi olarak kullanılmaktadır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Regional Historical Museum “Academician Yordan Ivanov”

REGİONAL HİSTORİCAL MUSEUM “ACADEMİCİAN YORDAN IVANOV”:

İlk müze: ülkenin 3’ncü okul müzesi olarak 1907 yılında kurulmuş ve 1908 yılında ziyarete açılmıştır. 1944 yılında, bu okul müzesi, galerili bir ilçe müzesine dönüşmüştür.

1960 yılında ise ilçe tarihi müzesi olur. 1992 yılında, ünlü bilim adamı “Yordan Ivanov” un ismini alır. 2000 yılında müze, Merkezi Köstendil şehrinde bulunan bölgesel bir tarih müzesine dönüştürülmüştür.

Köstendil müzesi: genel tarihle ilgili koleksiyonlara sahiptir. Şu bölümler vardır.

Arkeoloji, Nümismatik, Etnolojik, Folklor, Bulgar Tarihi (15-19’ncu yüzyıllar arası), Çağdaş Tarih, Kültür Anıtları, Kütüphane, Bilimsel Arşiv, Koruma ve Restorasyon Stüdyoları, Fotoğraf Stüdyosu ve Yayıncılık Gurubu.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Regional Historical Museum “Academician Yordan Ivanov”

Müzede 100 binden fazla eser bulunmaktadır. En önemli koleksiyonları arasında: tarih öncesi mutfak eşyaları ve idol heykelleri, Trakya höyüğünün mezarlarından eşsiz buluntular, antik bronş ve mermer heykeller koleksiyonu, süs eşyaları, nümismatik koleksiyon, geleneksel kostümler ve kumaşlar, baskılar, el yazısı ve eski basılı kitaplar vardır.

Müze, 4 kalıcı sergiye sahiptir. Arkeolojik, Ulusal Kurtuluş Savaşları (18-19’ncu yüzyıllar), Etnografik (19’ncu yüzyıl başında kentsel yaşam tarzı), Dimitar Peshev Evi Müzesi-Bulgar Yahudilerinin kurtarılmasına ilişkin bir sergi.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Doma Kovacheva’s House and Dimitar Peshev’s House

DONA KOVACHEVA’S HOUSE AND DİMİTAR PESHEV’S HOUSE-DONA KOVACHEVA EVİ- HOUSE-MUSEUM OF LYUDMİL YANKOV

Sanat galerisinin arkasında, küçük han Kurum Caddesindedir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Doma Kovacheva’s House and Dimitar Peshev’s House

Dona Kovacheva: Bulgar kurtuluş hareketinin bir üyesiydi. Devrimciler yıllar boyunca bu evde buluştular.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Doma Kovacheva’s House and Dimitar Peshev’s House

Yapı, günümüzde ise yerel dağcı Lyudmil Yankov’a adanmış küçük bir müzeye ev sahipliği yapmaktadır. Lyudmil Yankov: birçok ödül alan ve Köstendil Fahri Vatandaşı unvanına sahip bir gazeteci, şair ve dağcıdır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Vladimir Dimitrov Art Gallery

VLADİMİR DİMİTROV ART GALLERY-VLADİMİR DİMİTROV SANAT GALERİSİ

Şehrin sanat galerisi ünlü ressam Vladimir Dimitrov adını taşımaktadır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Vladimir Dimitrov Art Gallery

Sanatçı: 20’nci yüzyılın ilk yarısından itibaren, Bulgaristan ülkesinin en iyi ressamlarından birisi olarak kabul edilir. Etkileyici portreleri ve renkli kompozisyonlarıyla tanınır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Vladimir Dimitrov Art Gallery

Müzede, sanatçının 1357 tane resmi ve diğer 580’den fazla Bulgar sanatçılarının 3400’den fazla eserine ev sahipliği yapmaktadır. Konserler, sanat etkinlikleri de burada düzenlenmektedir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil St Dimitar Church

ST DİMİTAR CHURCH

İlçenin doğu kesimindedir. Güzel bir parkın içindedir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil St Dimitar Church

Bulgar Uyanış döneminden kalmadır. 1864-1865 yılları arasında inşa edilmiştir. İkonların çoğunun yazarı, Samakov Ivan Dospevski’dir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Pirkova Tower

PİRKOVA TOWER

Şehrin orta kesiminde, Roma hamamlarının yakınındadır.

Ortaçağ’dan kalma bir savunma kulesidir. Kulenin yapımında Roma hamamının malzemeleri devşirme malzeme olarak kullanılmıştır.

Pirkova ismi “kule” anlamına gelen Yunanca “Pirogs” kelimesinden gelir.

Bu savunma kulesinin 14’ncü yüzyıl sonu ve 15’nci yüzyıl başında inşa edildiği düşünülmektedir. Profesör Yordan Ivanov, Kuzey Makedonya kitabındaki Pirkova Kulesi ile Vidin’deki savunma kulelerini karşılaştırıyor ve bu kulelerin tam da bu döneme ait olduğunu savunur.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Pirkova Tower

Kule 4 yönlüdür.

Kulenin boyutları: 8.25 x 8.35 metredir. Yüksekliği 15 metredir. Neredeyse kare bir şekle sahiptir. Bir zemin katı ve üstte 3 katı daha vardır. Üçüncü katı, iki yarım kata bölünmüştür.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Pirkova Tower

Zemin kat depo işlevi görmektedir. Birinci katta: kuzey cepheli bir giriş, güney duvarında ısıtma için kullanılan bir taş şömine ve iki boşluk vardır. İkinci kat yaşamak için kullanılmıştır. Şömine, niş, 3 dikey ve 2 yuvarlak mazgal ve sıhhi ihtiyaçlar için bir yeri olan bir galeri vardır. Üçüncü kat: dairesel savunma için kullanılmıştır.

Pirova kulesi, Ortaçağ kasabası Velbazhd’daki savunma sisteminde kullanılan mimari ve yapı tekniklerinin kanıtlarını vermektedir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Monument of the Historical Names of the Town

MONUMENT OF THE HİSTORİCAL NAMES OF THE TOWN-TARİHİ İSİMLER ANITI

Burası şehrin isimlerinin kökenlerine aittir. Günümüzdeki Köstendil ilçesinin üç adı vardır. Bunlar: Pautalia, Velbazhd ve Kyustendil’dir.

Antik Pautaliam adı: yerleşimdeki sıcak mineral kaynakları ile ilgili olarak Latince “bahar” kelimesinden gelen Trakya kökenlidir.

Ortaçağ döneminde muhtemelen Slav hükümdarlarından sonra, Velbazhd olarak yeniden adlandırılır.

14’ncü yüzyılın başında Köstendil “Konstantin Ülkesi” olarak bilinmeye başlamıştır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Monument of the Historical Names of the Town
 

THE MAYORSKA HOUSE

Osmanlı yönetiminin son yıllarından kalan, en ilginç ve iyi korunmuş mimari yapılardan birisidir. 1870 yılında inşa edilmiştir. Kurtuluştan sonra, Binbaşı Yosif Angelov’a aittir ve adının geldiği yer burasıdır.

Bulgar Ulusal Uyanış tarzında bir yapıdır. Zengin ve güzel bir cepheye sahiptir. Giriş kısmı oldukça dikkat çekicidir. İki eski granit sütunu, kemeri ve üzerinde bir alınlık bulunan güzel bir sırlı köşkten oluşan niş şeklindedir. Bu stil, geçmişte Köstendil bölgesinde yaygın olarak kullanılmıştır.

Evin iç mimarisi de ilgi çekicidir. Ev: yüksek ve kalın bir duvarla çevrili geniş, güneşli bir avluya sahiptir. Bir kısmı iri taşlarla kaplıdır.

THE EMFİEDZHİEVA HOUSE

Bulgaristan Uyanış döneminden kalma, nadir, ilginç ve iyi korunmuş bir mimari yapıdır. 1874 yılında Bakırcı Hristo Lazov tarafından yapılmıştır. Güzel bir ön cephesi vardır. Debar’dan bir sanatçı tarafından oyulmuş, ahşap oyma unsurlara sahiptir. Odalar Viyana Barok tarzında güzel bir şekilde döşenmiştir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil The Building of Neofit Rilski High School

THE BUİLDİNG OF NEOFİT RİLSKİ HİGH SCHOOL

Lisenin güzel binası, ilçe merkezinin batı kesimindedir. 1906-1912 yılları arasında yapılmıştır. Yaklaşık 2700 metre karelik bir alanı kapsar. Cephe, dekorasyonu ve ana girişe bakan zarif küçük balkonu ile etkileyicidir. İç mekan: güzel resimler, metal korkuluklar ve ikinci kattaki merkezi fuayenin zarif tavanıyla oldukça ferahtır. Okul bahçesi, halkın da kullandığı devasa bir parka dönüştürülmüştür.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Btarstvo Commonity Centre

BTARSTVO COMMUNİTY CENTRE

Burası bir Toplum Merkezidir. Güney Batı Bulgaristan bölgesindeki en eski kültür ve eğitim kurumudur. 1 Temmuz 1869 yılında kurulmuştur.

Toplum merkezinin ilk bağımsız binası, 1907 yılında Köstendil sakinlerinin bağışlarıyla tamamlanmıştır. Tüm olanaklarla donatılmış yeni salon, tiyatro gösterileri için yapılmıştır. Toplum Merkezine; zamanla yavaş yavaş bir edebiyat kulübü, bir çocuk müzik okulu, bir senfoni orkestrası, bir koro, bir folklor topluluğu eklenmiştir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Btarstvo Commonity Centre

Halkevi binası 1981 yılında yıkılmış ve burada sadece giriş kemeri korunmuştur.

Toplum merkezi şu andaki binasına 1992 yılında taşınmıştır. Toplam 2200 metre karelik alandaki bina iki katlıdır.

Burada: günümüzde çeşitli konserler, gösteriler, sergiler, farklı organizasyonlar ve kurumların kongreleri, konferanslar ve çeşitli kültürel etkinlikler düzenlenmektedir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Medieval Hissarlaka Fortress-The Acropolis of Poutalia

MEDİEVAL HİSSARLAKA FORTRESS-THE ACROPOLİS OF POUTALİA-HİSARLAKA KALESİ- THE FORTRESS AT THE HİSARKAYA PARK

Kale: şehir merkezinin 2 km güneydoğusundaki Hisarlaka Tepesinin en yüksek düzlüğündedir.

Ortaçağ döneminde 4’ncü yüzyıl sonu ile 5’nci yüzyıl başlarında yapılmıştır. 6’ncı yüzyılda yeniden düzenlenmiştir ve Birinci ve İkinci Bulgar Devletleri döneminde kullanılmıştır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Medieval Hissarlaka Fortress-The Acropolis of Poutalia

Düzensiz bir çokgen şeklindedir.

Kale: 117 x 175 metre büyüklüktedir. İki kapısı vardır, ana kapı, doğu duvarındadır. Bu kapı en geniş ve ana yola yakın kapıdır.

Kalenin 14 tane kulesi vardır. Bunlar: yuvarlak, dikdörtgen ve üçgen şekillidir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Medieval Hissarlaka Fortress-The Acropolis of Poutalia

Kale duvarlarının genişliği 1.6 ile 3 metre arasında değişir. Duvarların varsayılan yüksekliği 10 metredir, kulelerin yüksekliği ise 12 metredir. Yapım tekniği opus mixtum olarak adlandırılır.

İlginç inşaat teknikleri, farklı yapım teknikleri ve malzemelerin birleşimi ve farklı tarihi dönemlerde kazılan arkeolojik anıtlar, Hisarlaka Kalesini, Bulgaristan’ın en önemli kalelerinden birisi haline getirir.

14’ncü yüzyılın ikinci yarısı başlarında, hükümdar Konstantin Dragas, kaleyi güzel bir saraya çevirir. Ancak 15’nci yüzyılda yıkılır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Medieval Hissarlaka Fortress-The Acropolis of Poutalia

Kalenin sadece küçük bir bölümü, günümüze ulaşmıştır. Kalenin içinde, birkaç kamu ve konut binası bulunmaktadır.

Eski bir geleneğe göre, her yıl 21 Mart tarihinde Köstendil halkı, ritüelleri gerçekleştirerek ve çeşitli eğlencelere katılarak bahar ayının gelişini kutlarlar.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Acropolis of Ancient Pautalia, Chesmeto Locality

ACROPOLİS OF ANCİENT PAUTALİA, CHESMETO LOCALİTY

Yordan Mitrev anıtı: Hisarlaka Parkındadır.

Kendisi: Bulgaristan ülkesinde, ağaçlandırma öncülerinden birisidir. Hisarlaka tepesindeki ormanı, buraya çam ağaçlarının dikilmesini organize ederek yaratan kişidir.

Anıtın arkasında antik Pautalia Akropolisi kalıntıları bulunur.  

 

ŞEHİR DIŞINDA GEZİLECEK YERLER

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Aziz Joachim ve Anna Kilisesi

AZİZ JOACHİM VE ANNA KİLİSESİ

Smolichano köyü yakınlarında, şelaleli bir kaya nişinin üzerinde, aynı adı taşıyan manastırda bulunmaktadır.

Bir Ortaçağ kilisesi temelleri üzerine yapılmıştır.

Kilisede bulunan resimler: 1888 yılında ise ressam Georgi Popaleksov tarafından yenilenmiştir. Ancak yapılan bir sondaj çalışmasına göre, burada daha önce 17’nci yüzyıldan kalma daha eski bir resim tabakası bulunduğu tespit edilmiştir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil St Luka Girls Monastery

ST LUKA GİRLS MONASTERY-AZİZ LUKE MANASTIRI

Granitsa köyünün yaklaşık 4 km güneybatısında ve Köstendil şehrinden 8 km uzaklıktadır.

2’nci Bulgar İmparatorluğu döneminde Velbuzh-Shtip yolunu kontrol eden Ortaçağ kalesi Granitsa yakınındadır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil St Luka Girls Monastery

Manastır 10’ncu yüzyıl yapımıdır. Ancak günümüzdeki şekline restore edildiği 1948 yılından gelmiştir. Yani tamamen yenilenmiştir.

Tek nefli, tek apsisli ve kubbesiz bir kilise kompleksidir. Batı cephesinde bir çan kulesi ve konut binaları vardır. Burada, otel bazında 16 kişilik bir konaklama potansiyeli bulunur.

Efsaneye göre: Aziz Luke bu manastırda okumuştur.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil St Luka Girls Monastery

Manastırın avlusunda: aslen Granitsa köyünden olan üç keşişe adanmış bir çeşme vardır.  

Manastır kültür anıtı ilan edilerek koruma altına alınmıştır.

Her yıl 18 Ekim tarihinde manastırda kutlama düzenlenmektedir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Holy Trinity Memorial Church

HOLY TRİNİTY MEMORİAL CHURCH

Gyueshevo köyündedir. Bulgaristan-Makedonya sınırına yakın bir yerde inşa edilmiştir.

Sofya ile Üsküp arasındaki demiryolu güzergahındadır.

20’nci yüzyılın başlarında yaşanan savaşlarda, çok sayıda Bulgar askeri ve subayı, sınır bölgesinde ölmüştür. Memorial kilisesi, onları anmak ve kalıntılarını korumak için inşa edilmiştir. Sofya Metropoliti Stephan tarafından 2 Ağustos 1930 tarihinde kutsanmıştır.

Sofya şehri tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

Üsküp şehri tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik;

Şehir Meriç ırmağının her iki kıyısında kurulmuştur.

Şehir: 1418 yılında Kırım’dan gelen Tatarlar tarafından kurulmuştur. Bu yüzden şehrin eski ismi “Tatarpazarcığı” dır. Tatarlar, Sultan Bayazıt zamanında buraya taşınmışlardır. Kurulan pazarlama merkezi zamanla yavaş yavaş önemli bir ekonomik ve idari merkez haline gelmiştir.

Şehrin en büyük özelliği: Batı Avrupa’yı Asya’ya bağlayan E-80 karayolunun bir parçası olan Trakya otobanı üzerinde bulunmasıdır.

Şehir nüfusunun yüzde 8 civarındaki bölümü Türklerden oluşmaktadır.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik

ULAŞIM

Pazarcık şehri, komşuları Sofya şehrine 100 km, Burgaz şehrine 260 km, Varna şehrine 314 km ve Filibe şehrine ise 357 km uzaklıktadır. Türkiye sınırı 200 km uzaklıktadır. Sırbistan sınırı ise 160 km uzaklıktadır.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik

NE YENİR-NE İÇİLİR

Buraya yolunuz düşerse: “Sirene” isimli yöresel lezzeti tatmalısınız. Çırpılmış yumurta ve peynir karışımı ile harmanlanarak hazırlanır. Sabah kahvaltısı ve öğle yemeklerinde yanında yoğurt ile birlikte servis edilir.

Ayrıca bölgedeki birçok restoranda: bir salata olan “Shopska” sunuluyor.

Ayrıca: “Kebabcheta” denen bir yemek türü vardır. Bu yemek türü: sosis haline getirilmiş ve tavada kızartılmış kıyılmış sığır eti, otlar ve baharatların karışımından yapılır, bol baharatlıdır.

Tatlı yemek isterseniz: kalın vanilya soslu haşlanmış armut olabilir. Yine üzerine yoğurt dökülmüş bir kase meyve de tadılabilir.

İçecek tavsiyesi ise, yine bu yöreye has güçlü bir damıtılmış alkollü içecek olan “Rakija” dır. Farklı meyvelerden yapılır ve sadece içmek için değil, aynı zamanda yüksek sıcak havalarda serinlemek için de kullanılır.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Gezilecek Yerler

GEZİLECEK YERLER

 

MERKEZ MEYDAN-TOPTATA-KONSTANTİN VELİCKOV MEYDANI

Şehrin merkezindedir. Meydanda: ortada büyük bir havuz bulunur. Havuzda: daha çok parçaya bölüne bölümlerde su oyunları görülür. Önünde şehrin sembolü Saat kulesi vardır. Buradan yaya bölgesi başlar.

MEMORİAL O

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Memorial of Ovenes Savadjayan

 

F OVENES SAVADJAYAN-OVANES SAVADJAYAN ANITI

Şehir merkezindedir.

Anıt: Ovanes Savadzhayan’a aittir ve 1878 yılında kasabayı yanmaktan kurtarmıştır.

Saadzhayan: 1877-1878 yılındaki Osmanlı-Rus savaşları sırasında, Pazarcık’daki telgraf istasyonunda çalışmıştır. Rus birlikleri şehre girdiklerinde, şehri savunan Osmanlı Paşa’sı, İstanbul’dan Sultan’dan şehri yakmak için izin ister, ancak Ovanes gelen cevabı telgrafı değiştirir ve şehri yanmaktan kurtarır.

Osmanlı ordusu şehri terk edince, Ovenes bir süre Belediye Başkanlığı yapmıştır. Daha sonra tren istasyonu başında görev yapmış ve Pazarcık şehrinin fahri vatandaşı ilan edilmiştir.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Memorial of Ovenes Savadjayan

Evet anlatılanları yorumsuz yazdım, doğruluğunu bilmiyorum.

Daha sonra; 1844 yılında Edirne şehrinde doğan ve ardından İstanbul’da Robert Kollejde okuyan ve daha sonraki süreçte Bulgarların arasında büyüyen bu Ermeni’nin ismi,  1925 yılında adı bir caddeye verilmiştir ve 1938 yılında bir büstünün yapılması ve dikilmesine karar verilmiştir.

Pazarcık istasyonuna, kendisinin bir anma plaketi yerleştirilmiş ve günümüzde ayın isimli caddenin başında, bir anıtı durmaktadır. 1986 yılında başka bir yerde ölen Ovenes’in mezarı buraya şehir mezarlığına nakledilmiştir.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Park Freedom Island-Svoboda Parkı

PARK FREEDOM ISLAND-SVOBODA PARKI-OSTROVA PARKI-ÖZGÜRLÜK ADASI

Şehrin güneyindedir. Parkın girişinde ücretsiz bir otopark vardır.

Önce buranın nasıl ortaya çıktığı hakkında bilgi verelim. Svoboda adası parkı, günümüzden 150 yıl önce bir sel sonrasında ortaya çıkmıştır. 1858 yılında bir Türk İbrahim Efendi: ağaçları budarken, bir çalı suyun üzerinde çıkıntı yapar. Burada oluşan ada, giderek büyür. Yarım asır boyunca özel mülkiyete aitti ve hayvanları otlatmak için kullanılıyordu.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Park Freedom Island-Svoboda Parkı

1882 yılında şehir yönetimi adayı, 45 Türk lirasına satın alır ve nehrin ortasındaki park oluşturulmaya başlanır. 1957 yılında selden sonra ada genişler. 1990’ların başından sonra ise restore edilir.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Park Freedom Island-Svoboda Parkı

Burası gerek Pazarcıklılar ve gerekse dışarıdan gelen ziyaretçiler tarafından yoğun tercih edilen bir favori yerdir.

Park: Maritsa/Meriç nehri adasındadır. Ada: yaklaşık 750 metre uzunluğunda ve 300 metre genişliğindedir. Ada kavak ağaçlarıyla kaplıdır. Ana karaya ahşap bir köprüyle bağlanır. Ada üzerinde 2005 yılında metal ve büyük bir haç inşa edilmiştir.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Park Freedom Island-Svoboda Parkı

Adada: anıtlar, havuzlar, heykeller, spor alanları, açık hava sahnesi, yüzme havuzu, oyun alanları, bahçeler ve kafeler vardır. Aleko Konstantinov’a ait bir anıt da bulunur. Zaten adada 50’den fazla heykelin bulunduğu en büyük açık hava heykel koleksiyonu vardır.

Bu heykellerin birçoğu atık malzemeden üretiliyor. Ayrıca çeşitli yazarların sergilerinin bulunduğu bir açık hava fotoğraf galerisi bulunuyor.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik

Adanın bir diğer önemli özelliği: gül bahçeleridir. Damlama sulama bağlantısı ile oldukça iyi durumda korunan bu bahçede çeşitli renklerde güller yetiştiriliyor.

Park alanında, ilkbahar ve yaz aylarında konserler düzenleniyor.

Hayvanat Bahçesi

Adada: 30’dan fazla türde hayvanın bulunduğu bir hayvanat bahçesi vardır. Bu hayvanlar: kaplanlar, mirketler, lamalar, midilliler ve ördeklerdir.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Park Freedom Island-Svoboda Parkı

En uzun bank

Adada: dünyanın en uzun oturma bankı bulunuyor. Bankın uzunluğu 1014 metredir ve 2020 kişi oturma kapasitelidir. Bank 2010 yılında yapılmıştır. Dış kenarından adanın bir kısmını dolaşır. Bu oturma bankının uzunluğu ile Guiness Rekorlar Kitabına dahil edilmiştir.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Park Freedom Island-Svoboda Parkı Yapay Göl

Yapay Göl

Özgürlük adasında yapay gölde su bisikletine binmek mümkündür. Gölün hemen yanında oldukça güzel yemekler sunulan bir restoran vardır. Burada manzara muhteşem güzeldir.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik History Museum

HİSTORY MUSEUM-ANA MÜZE BİNASI

Müze, 15 Konstantin Velichkov Meydanındadır.

Müze, her hafta Pazartesi ve Cuma günleri arasında ziyarete açıktır.

Tarih müzesi, ilk olarak 1911 yılında Videlina Toplum Merkezinde kurulmuştur.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik History Museum

Müzede bulunan koleksiyonlar: silahlar ve aksesuarları, kumaşlar, giyim, anma madalyaları ve diğerleridir. Müzede: Kurşunlu camisinin ayrıntılı mimari modeline ait resimler bulunmaktadır.

Müzenin en çok ilgi gören yeri: Neolitik evin yeniden inşa edilmiş iç mekanıdır ve döneme ait orijinal nesnelerle döşenmiştir.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik History Museum Ravnogar Trakya Hazinesi Sergisi

Ravnogar Trakya Hazinesi Sergisi

Hazine 1987 yılında Ravnogor’da Trakya höyüğü nekropolünde yapılan arkeolojik kazılar sırasında bulunmuştur. MÖ 2 ile 1’nci yüzyıllara tarihlenir.

Hazine: altın varakla süslenmiş, gümüş işlemeli at süslerinden oluşmaktadır. Bunlar: dizgin altın plakası, yedi yuvarlak uygulama ve boncuk dizisi. Dizgin altın plakası: Bulgaristan topraklarında bulunan türünün tek örneğidir. Yuvarlak uygulamalar: at aşının iki yanına, yanak plakası olarak kullanılır.

Bunlardan birinci çiftte: miğferli, kalkan ve mızrak taşıyan tanrıça Athena büstü oyulmuştur.

İkinci çiftte: kanatları detaylara büyük bir özenle hazırlanmış tanrıca Nike büstü tasvir ediliyor.

Üçüncü çiftte: Tanrıca Artemis büstü vardır.

Son uygulama: büyük olasılıkla at göğsüne yapılmıştır.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik History Museum Vazrazhdane bölüm

Vazrazhdane bölüm

Bu bölümde 200’den fazla otantik sergi bulunuyor. Çeşitli Osmanlı ve Avrupa sikkeleri, 15-19’ncu yüzyıllar arasında gelişen ticaretin bir kanıtıdır. O dönemden sergilenen en eski sikke bakırdan yapılmıştır.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik History Museum Vazrazhdane bölüm

Bu sikke Sultan II Murat (1446-1451) dönemine aittir. Defterler, mühürler ve döneme özgü farklı el sanatı ürünleri görülebilir. Ayrıca kişisel eşyalar ve ödüller de sergileniyor.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik House Museum Konstantin Velichkov

HOUSE MUSEUM KONSTANTİN VELİCHKOV-BÖLGESEL TARİH MÜZESİ

Teodor Trayanov Caddesindedir.

Pazartesi-Cumartesi günleri arasında, saat: 09.00-17.00 arasında ziyarete açıktır.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik House Museum Konstantin Velichkov

Müze: dönemin tacirlerinden Nikola Hristoviç’in 1850 yılında inşa edilen evidir. Ev: Barok tarzındadır. (1855-1907)

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik House Museum Konstantin Velichkov

Nikola Hristoviç: 19’ncu yüzyılda tanınmış bir Bulgar eğitimci, yazar ve politikacıdır. Bulgaristan ülkesinin ulusal kurtuluş mücadelesine katılmıştır.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik House Museum Konstantin Velichkov

Ev: 1967 yılında müzeye dönüştürülmüştür. Odalar: orijinal iç mekanlara sahiptir. Odalarda: Konstantin Velichkov’un hayatı ve eserleriyle ilgili birçok belge ve fotoğraf bulunmaktadır. Özellikle Velichkov’un doğduğu oda ve zengin süslü duvarları ve çalışma odası ilgi çeker.

En büyük kız kardeşi Teofana’nın 1876 yılında Pazarcık devrim komitesinin bayrağını diktiği oda da korunmuştur. Ayrıca, aile mirası olan, 1856 yılından Kudüs kasabasını tasvir eden bir simge de sergilenmektedir.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Ethnografpical Museum

ETHNOGRAFPİCAL MUSEUM

Otets Paisiy Street adresindedir.

Hafta içi her gün saat: 09.00-17.00 arasında ziyarete açıktır.

Müze: Bulgaristan Uyanış Hareketi döneminden kalma en büyük konut olarak kullanılan binada yer almaktadır. Yapı, 1850 yılında inşa edilmiştir ve zamanın geleneksel mimarisinin ve özellikle Plovdin Barok tarzının temsilcisidir. Bu yüzden ulusal kültür anıtı ilan edilerek koruma altına alınmıştır.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Ethnografpical Museum

Müzede bulunan sergilerde: bölgede: 20’nci yüzyılın ortalarına kadar kullanılan geleneksel ulusal yaşam tarzının farklı yönleri gösterilmektedir.

Müzenin koleksiyonları: şehir yaşam tarzına ait nesneler, çamaşırlar, zanaatkarların aletleri ve eserleri, yün, pamuk, keten ve kenevir işlenmesinde kullanılan cihazlar, mimari detaylar, halk müziği enstrümanları, halk uygulamalı sanatlarıyla ilgili öğeler.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Kurshumlu Camii-Nazır Ağa Camii-Bullet Camii

KURSHUMLU CAMİİ-NAZIR AĞA CAMİİ-BULLET CAMİ

Osmanlı döneminde yörede 20 cami inşa edilmiştir. Ancak, ayakta kalarak günümüze ulaşan tek camisidir.

Cami 1667 yılında Nazır Ağa tarafından yaptırılmıştır.

Bina, iki boyutlu bir plan kompozisyonundadır. Merkezi kubbeli, tek hacimli bina: bir tüpten köşelerdeki trompetlerden sekizgen silindirik bir girişe geçer ve yarım küre bir kubbeyle sona erer. Küp şeklindeki hacim 13 metredir. 

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Kurshumlu Camii-Nazır Ağa Camii-Bullet Camii

Caminin içi: mihrap nişi süslüdür. Girişin üstünde ahşap galeri vardır. Binanın içinin sanatsal değeri fazla değildir. 1975 yılından sonra yağlı boya ile boyanmıştır. Yapının orijinal özellikleri: taş temeller, duvarlar ve kubbedir. Kubbe kurşun kaplıdır.  

Minare yüksekliği 25 metredir.

Cami, 1964 yılında mimari kültür anıtı ilan edilerek koruma altına alınmıştır.

Günümüzde ibadete açıktır.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Saat Kulesi

SAAT KULESİ

Şehir meydanındaki saat kulesi, Osmanlı döneminden kalmadır.

Kule: 1741 yılında inşa edilmiş, ancak 1924 yılında yıkılmıştır. Çünkü Pazarcık’ta bulunan tüm Osmanlı yapıları aynı tarihte yıkılarak yok edilmiştir. Ancak kulenin temelleri kalmıştır. Bu yüzden günümüzde görülen kulenin 6 metre yüksekliğindeki taş gövdesi, Osmanlı dönemi özelliklerini taşımaktadır.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Saat Kulesi

Yerel halkın çabalarıyla 2010 yılında aslına uygun olarak tekrar yapılmıştır.

Kule girişindeki kitabede “Dürüst İbrahim Ağa Hayrullov, saat başı çalan bu kuleyi şehrinize bağışlayarak, halkımıza neşe bağışladı” yazılıdır.

 

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Yunatsite Kazıları

YUNATSİTE KAZILARI

Yunatsite köyü, Pazarcık merkeze 8 km uzaklıktadır.

Köyde “Yassı höyük” bulunmaktadır. MÖ 3’ncü yüzyıla dayanan bir yerleşim yeridir.

Höyükte: farklı dönemlerde ve farklı kültürler tarafından, 6000 yıl boyunca yerleşim yeri olarak kullanılmış 30 tane yerleşim kalıntısı tespit edilmiştir.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Yunatsite Kalıntıları

Yüksekliği 12 metredir. Çapı ise 100 metre civarındadır.

En tepede; Hıristiyan dönemi mezarlarının bulunduğu bir nekropol bulunmaktadır. Roma döneminde ise küçük bir sur yapılmıştır. Sur önü hendekle güçlendirilmiştir. Alanda elde edilen buluntular, Bölgesel Tarih Müzesinde sergilenmektedir.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Stanislav Dospevkki House Museum

STANİSLAV DOSPEVKKİ-HOUSE MUSEUM STANİSLAV DOSPEVSKİ:

Müze, bir sanatçıya adanmış müzedir. Müzenin bulunduğu bina, 1864 yılında Bratsigovo’lu inşaatçılar tarafından yapılmıştır. 2 katlıdır ve güneşte kurutulmuş tuğlalardan yapılmıştır. 6 odası ve 1 salonu vardır. Müze, Bulgaristan ülkesindeki 100 ulusal turistik yer olarak ilan edilen yerlerden biridir.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Stanislav Dospevkki House Museum

Stanislav Dospevkki: 1823 yılında Samokov’da doğdu. Bir ikon ressamı ailenin ferdidir. En ünlü Bulgar sanatçı ve ikon ressamlarından ders almıştır. Akademik eğitim almış ilk Bulgar sanatçı ve ikon ressamıdır. 1878 yılında kurtuluş hareketine katıldı ve tutuklanarak İstanbul’da Mehterhane Hapishanesine atıldı ve orada öldü.

Günümüzde evin 6 odası gezilebiliyor. Bu odalarda: Dospevski ve ailesinin hayatından nesneler ve eşyalar bulunmaktadır. En ilgi çeken objeler, sanatçının yaptığı eserlerdir.  1866 yılında boyanmış üç duvar resmini görmelisiniz. Bunlar: İstanbul’da Haliç kanalı, Odesa’da Puşkin anıtı, St Petersburg İmparatorluk Sarayı önünde muhafız değişimi.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Geogrgi Gerasimov Muzesi

GEORGİ GERASİMOV MÜZESİ-HOUSE MUSEUM GEORGİ GERASİMOV;

Georgi Gerasimov, 1905 yılında Pazarcık kasabasında doğmuştur. Devlet Sanat Akademisinden mezun olmuştur. Sofya ve Pazarcık şehirlerinde, öğretmenlik ve ressamlık yaptı. İlk kişisel sergisini 1996 yılında Pazarcık’ta açtı.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Geogrgi Gerasimov Muzesi

Ünlü ressam, 1977 yılında bir stüdyo ve büyük bir evi, içindeki tüm eşyalarıyla birlikte, 7000’den fazla sanat eserini ve 840’tan fazla kişisel eşyasını şehre bağışladı. Şehir Halk Meclisi: Pazarcık şehrinde bulunan evini ve atölyesindeki eserleri bir müze ve kalıcı sergiye dönüştürdü.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Church of the Holy Mother of God

CHURCH OF THE HOLY MOTHER OF GOD-AZİZ MERYEM KİLİSESİ

Şehirde kurulan ilk kilisedir.

Küçük, ahşap ve şehrin dışında toprağa kazılarak yapılmıştır. Ancak ne zaman yapıldığı bilinmez. Sicil kayıtlarına göre, 1641-1642 yıllarında bu kiliseden söz edilmektedir. Yani kilisenin varlığı 17’nci yüzyılda biliniyordu. Kilise, zeminde 1.5 metre kazılarak yapılmıştır. Dış yüksekliği 14.50 metre ve içi 16 metredir. Taş ve tuğladan inşa edilmiştir. İç mimari son derece başarılı ve orijinaldir.

Kilise son olarak, 1878-1880 yılları arasında restore edildi. 2003 yılında ise kilise yenilendi ve kubbeleri altın levhalarla kapatılmıştır.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Aziz Konstantin ve Elena Kilisesi

AZİZ KONSTANTİN VE ELENA KİLİSESİ

Tatar Pazarcık şehrinde, 1848 yılında Padişah fermanı ile verilen izin sonucu yapılmıştır. Kilisenin yapılması için para verenler: zengin ve nüfuslu tüccar Hacı Rade Kurkudarov ve babası Hacı İliya Stamatovich’tir. Kilise, ahşaptan yapılmıştır, 1847 yılında kilise bahçesinde okul açılır. 1866 yılında kilise yanar. Ardından halktan toplanan paralarla yeni bir kilise yapılır ve 1873 yılında tamamlanır. Kilisenin içinde: asma yaprakları, üzümler ve gölgelik çiçeklik gibi geleneksel motiflerle oyulmuş ahşapla süslenmiş bir taht ve oymalar içermeyen ahşap bir ikonostasis bulunur. Ayrıca çeşitli freskler vardır.

Her yıl 21 Mayıs günü, resmi tatildir. Çünkü: Kutsal Havariler Konstantin ve Helena günüdür.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Theotokos Kilisesi

THEOTOKOS KİLİSESİ

Meriç nehri yakınında, şehirdeki Ortodoks cemaatinin ana dini yeridir.

Şehrin simgelerinden olan bu dini yapı: çeşitli ikonlara ve dini ahşap oymalara ev sahipliği yapmaktadır.

Debar Okulunun usta sanatçılarının, Yeni ve Eski Ahit sahnelerinin ahşap oymalarının ve Stanislav Dospevski’nin ikonlarının Bulgaristan’daki en etkileyici ikonları buradadır.

PAZARCIK ÇEVRESİNDE GEZİLECEK YERLER

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Velingrad

VELİNGRAD

Pazarcık şehir merkezine 45 km uzaklıktadır.

Şehir, 1948 yılında kurulmuştur ve önemli bir ulaşım merkezidir. Yazlar serin ve ılık, kışlar da ılık geçer.

Nüfusunun yüzde 24 bölümü Türk’tür.

Ekonomisi Turizme dayalıdır. Bulgaristan ülkesinde en gözde turizm merkezlerinin başında gelir.

Halkın büyük bölümü: Misafir evleri, küçük oteller ve restoranlarda çalışmaktadır.

Kışın çevrede, harika kayak koşulları vardır. Kar yaklaşık 50 gün sürer.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Velingrad Kaplıcaları

KAPLICALAR

Yörede maden kaynakları en büyük zenginliktir.

Çünkü: burası Bulgaristan ülkesinin en büyük kaplıca merkezidir. Hatta: Balkanların Kaplıca Başkenti olarak bilinmektedir.

Bölgede 80 civarında kaynak suyu bulunmaktadır. Bunlar 3 termal bölgeye yayılmıştır.

Kaplıca sularının: kas-iskelet sistemi, gastrointestinal sistem, karaciğer, deri, sinir, böbrek ve üroloji ve diğer bir kısım hastalıkların tedavisinde iyi geldiği söylenir.

Chepino bölgesindeki sular: rakyoaktiftir.

Ladjene bölgesindeki sular: hidrokarbonat, sodyum, sülfat, florin ve slikon bakımından zengindir.

Kamenitza bölgesindeki sular: sülfat, hidrokarbonat, sodyum, silikon ve florin içeriklidir.

Buna bağlı olarak: birçok Sanatoryum, klinik, modern kaplıca ve oteller vardır. Hatta: 6 tane 5 yıldızlı otel bulunur.

Sanatoryum hastanesinde ise: akciğer hastalıkları tedavi edilmektedir.

Belmeken Barajı

İlçe merkezine yaklaşık 30 km uzaklıktadır. Su sporları ve balıkçılık için fırsatlar sunar. 3 km batısında ise, aynı adı taşıyan yüksek dağ sporları kompleksi vardır. Rakımı 2050 metredir. Barajda: alabalık ve diğer bazı balık türleri bulunur.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Panagyurihte

PANAGYURİSHTE

Pazarcı merkeze 43 km uzaklıktadır. Luda Yana nehrinin her iki kıyısında kurulmuştur.

Şehir: Osmanlı yönetimi başlangıcında kurulmuştur. Rönesans döneminde bir ticaret ve zanaat yerleşimi olarak gelişir.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Panagyurishte

1878 Osmanlı-Rus savaşı öncesinde 1876 yılında bölgede meydana gelen ayaklanmanın merkezlerinden birisi de burasıdır.

Burası gelişmiş bir sanayi merkezidir. Özellikle bakır cevheri yönünden yoğundur.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Panagyurishte

İlçedeki ulusal öneme sahip mimari anıtlar: Bansko ve Bratsigovo’dan usta duvarcılar tarafından inşa edilmiş ve Debar ve Struga’dan usta oyucular tarafından dekore edilmiştir.

İlçede, Bulgaristan Bilimler Akademisi Jeofizik Enstitüsünde ülkenin tek jeomanyetik gözlemevi vardır.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Panagyurishte Trak Hazinesi

Hazine

Yörenin en büyük özelliği 1949 yılında burada bulunan bir hazinedir. 8 Aralık 1949 günü, üç kardeş, Panagyurishte yakınlarındaki Merul kiremit fabrikasında çalışırken, yeni bir kil tabakasını işlerden parlak nesnelerle karşılaştılar. Kardeşlerden biri elinde kazma ile toprağı kazarken “ben garip bir düdük buldum” diyerek buluntunun çevresini de kazarlar.

Buldukları şeyin altın olduğunu anlayamazlar. Buluntuları önce Belediye götürürler. Buraya çağırılan Plovdin Arkeoloji Müzesi uzmanları buluntuları teslim alırlar.

Bu nesneler: biri amfora ve diğerleri ise kadın veya hayvan başı şeklinde şekillendirilmiş objelerdi. Buluntular MÖ 4-3’ncü yüzyıllara tarihlendi. Buluntuların toplamı: 6.146 kg altından oluşuyor. Ancak sadece altın özelliği değil, buluntuların orijinal formları da aşırı ilgi çekti.

Evet: 9 parçadan oluşan bu altın içecek seti “Trakya Hazinesi” olarak isimlendirildi. Çünkü hazinenin MÖ 4’ncü yüzyıl sonunda hüküm süren Odryssian kabilesinin bilinmeyen bir Trakyalı hükümdarına aittir.

Sadece törenlerde ya da kutsal günlerde kullanıldıkları tahmin ediliyor. Trak yöneticilerinin, bunları törenlerde kullanmak üzere Yunanlılara yaptırdıkları düşünülmektedir.

Ama bir savaş ganimeti olarak bölgeye geldiği de varsayılmaktadır. Buluntular: Trakyalıların atlar, şarap ile birlikte, altın takıları da çok sevdiklerini ifade etmektedir. Bunları savaş yolu ile veya yabancı ülkelerden hediye olarak aldılar.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Panagyurishte Trak Hazinesi

1 tabak ve 8 Rhyton/ritton yani içki bardağı/fincan içerir. Rhytonların her biri nefis bir hayvan başı (geyik veya keçi) ile süslenmiştir. En etkileyici olanı keçi görüntüsüne sahip olmasıdır.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Panagyurishte Trak Hazinesi
Tabakta:

En ilginç buluntu sığ bir tabağı andırır.

Siyah erkek başlarının ve meşe palamutlarının kabartma resimleriyle bezenmiş, eşmerkezli daire şeklinde yerleştirilmiş objeler bulunur.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Panagyurishte Trak Hazinesi
Rhyton:

Altın koç şeklindedir. Kabın kulpu: aslan figürüyle bitir. Boynunda: oturan Dionysos ve Bacchante Eriope kabartma figürleri görülür. Dans eden bachantlar vardır.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Panagyurishte Trak Hazinesi
Rhyton:

Altın geyik şeklindedir. Boynunda: Athena, Paris, Hera ve Afrodit figürleri bulunur.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Panagyurishte Trak Hazinesi
Rhyton

Altın geyik şeklindeki rhyton: kulpu aslan figürüyle biter. Boyunda: iki mitolojik dövüş sahnesi temsil edilmiştir. Herakles Cerynia’nın Doe’una karşı ve Theseus Maraton boasına karşı.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Panagyurishte Trak Hazinesi
Amfora:

Bu büyük amfora vazoya benzer bir kaptır.

Kulpludur. Yunan mitolojisinden sahneler ve esas olarak Homeros İlyada’sından sahnelerle zengin bir şekilde dekore edilmiştir.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Panagyurishte Trak Hazinesi

Üzerinde üç kompozisyon sahnesi tasvir edilmiştir. Merkezde: bir savaştaki 5 savaşçı temsil edilir. İkinci sahnede: geleceği tahmin eden falcılık ritüelindeki iki savaşçı tasvir ediliyor. Amforanın alt kısmında üçüncü sahnede: Silenus’un ve beşiğinde iki yılanı öldüren küçük Herakles’in figürleri görülür. Bu sahneler, muhtemelen Truva savaşından alınmıştır.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Panagyurishte Trak Hazinesi
Amazon başlı Rhyton:

Altın rhyton: Amazon’un düzgün, düzenlenmiş saçlarının üzerinde bir peçe ve boynunda bir kolye bulunur. Rhyton’un sapı, uçan bir sfenks figürüyle biter.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Panagyurishte Trak Hazinesi
Amazon Kafası;

Üzerinde miğfer olan bir Amazon kafası şeklindeki altın rhyton. Miğferin iki yanında uçan sfenkslerin kabartma figürleri bulunmaktadır.

Hazine: halen Ulusal Tarih Müzesinde sergilenmektedir.

Krasen Kalesi

İlçenin güneyinde, geç antik ve Orta çağ döneminde, askeri, idari ve ekonomik bir merkezdir.

 

PEŞTERA

Pazarcık merkeze 20 km uzaklıktadır. Filibe şehri ise 40 km uzaktadır.

Bulgaristan ülkesinin önemli bir sanayi merkezidir.

Özellikle: Bulgaristan ülkesinde şarap ve yüksek alkollü içki üretimi burada oldukça yaygın yapılmaktadır. Ülkenin en büyük üretici firması da burada kuruludur.

Buraya yolunuz düşerse, ayakkabı almanızı öneririm. Çünkü burada ayakkabı sektörü çok gelişmiştir.

 

STRELÇA

Pazarcık merkeze 43 km uzaklıktadır.

Buranın en büyük özelliği “gül yetiştiriciliği” dir.

Yetiştirilen güllerin çoğu, gül yağ üretiminde kullanılır. Yıllık 1.5 ton gül yağı üretimi yapılmaktadır.

Strelça Gül Festivali

Festival döneminde yöreye çok sayıda turist gelmektedir.

Trak kabilelerine ait höyükler

Yörede Trak kabilelerine ait 300 höyük bulunmaktadır.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Batak

BATAK

Pazarcık merkeze 37 km uzaklıktadır.

Yöre: Batı Rodoplar’dadır. En alçak noktası olan 770 metre ve en yüksek zirve “Batashki Snezhnik” arasında kurulmuştur. Ormanlık bir bölgedir. Yörenin yüzde 90 bölümü ormanlarla kaplıdır.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Batak

Batak: tarihi geçmişiyle tanınır.

Köy turizmi, dağ turizmi, av ve balıkçılık turizmi yaygındır. Belediye tarafından birkaç teleferik inşa edilmiştir.

BATAK GÖLÜ

Batak yakınlarındaki yapay göldür. Burada elektrik santralı ve kuş cenneti vardır. Avrupa Birliğinin “Natura 2000” korumalı ekolojik siteler ağının bir parçasıdır.

Sadece yaz aylarında değil, kışın da ziyaret etmek için oldukça güzel bir yerdir.

Göl kıyısında iki tane tatil köyü vardır. Bunlar: Tsigov Chark ve Saint Konstantin’dir.

Bölgenin en çok tercih edilen tatil bölgesidir.

Sofya şehri tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

Filibe/Plovdin şehri tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.