Öncelikle şunu bilmekte yarar var. Elmadağ Kayak merkezi denilince, Elmadağ ilçesi akla gelmemeli, burası Elmadağ ilçesinin bulunduğu yerden çok farklıdır.
Ankara şehir merkezinde, birçok yerde karlar erimesine rağmen, Elmadağ, bembeyaz görüntüsü ile kayakçıların yoğun ilgisini çekmeye devam ediyordu.
Eğer siz de kayak meraklısı iseniz, mutlaka Elmadağ’a giden hatta sadece kayak meraklısı değil, bembeyaz bir manzara izlemek isteyenlerin de Elmadağ’ı ziyaret etmelerini öneririm.
Ankara Elmadağ Kayak Merkezi
Evet, ülkemizin başkenti Ankara’da yaşayan kayak tutkunları için çok yakın bir merkez. Ayrıca: bembeyaz karların üzerinde piknik yapmak ve mangal yakmak isteyenler, çocuklarını kızakları üzerinde kaydırarak, kar keyfini sürmek isteyenler için ideal bir ortam.
Evet; Elmadağ: Ankara’nın birçok bölgesinden görülüyor. Kayak merkezi; Elmadağ ilçesinden ayrı bir yerde yani buraya gitmek isterseniz, Elmadağ Kayak Merkezi tabelalarını takip etmeniz gerekir.
Çankaya bölgesinden geçen; Doğukent çevre yoluna ulaştığınızda, Elmadağ Kayak Merkezine, rahat ve kısa sürede ulaşabiliyorsunuz.
Nata Vega Alışveriş merkezinden, kayak merkezi yaklaşık 40-45 dakika sürüyor, yol ne çok güzel ne çok kötü, ama bazı yerlerde daralıyor, yani iki araç yan yana zor geçiyor.
Kayak merkezine ulaşmadan önce, yolun kıyısında öncelikle kurbanlık koyun satan yerleri göreceksiniz, daha sonra ise, bolca köpek, başıboş köpek, bazı insanlar bunları arabaları ile gelip besliyorlar, yoksa sanırım bunlar telef olur giderler.
Gelelim kayak pistlerine: kayak pistleri ve bölge nispeten bakımsız. Pist kısa, sezon kısa. Yine de: Ankara’ya yakın olması büyük avantaj.
Ankara Elmadağ Kayak MerkeziAnkara Elmadağ Kayak MerkeziAnkara Elmadağ Kayak Merkezi
ULAŞIM
Kayak Merkezi: Elmadağ’ın kuzey yamaçlarındadır. Kent merkezine yakınlığı, büyük avantaj sağlar. Ankara’ya, yalnızca 18 km. uzaklıktadır.
Kayak merkezinin aşağısındaki yerleşim birimine: toplu taşım araçları ile gitmek mümkün. Ama kayak merkezinin bulunduğu alana: özel aracınız ile çıkılması gerekiyor. Resmi kurumların: resmi araçları ile de ulaşım mümkün. Ancak: bu araçlar, kendi kurum personelini taşıyorlar.
Ankara Elmadağ Kayak Merkezi
ELMADAĞ KAYAK MERKEZİ
Ankara Elmadağ Kayak Merkezi
GENEL
Kayak merkezi: 1500-1850 metre rakımlarda bulunmaktadır. Karasal iklimin hüküm sürdüğü merkezde: kayak sezonu: Ocak-Mart ayları arasında gerçekleşmekte olup, bu dönemdeki kar kalındığı: 30-60 cm. arasında olmaktadır.
Yaklaşık: 4 ay kış sporları yapmaya elverişli. Karın yerde kalış süresi: 3.5 ay civarında. Geçen sezon: burada 5000 kişi ağırlanmış.
Otelde: amatör kayakçılara ders verebilen uzman öğreticiler var. Ayrıca: kayak malzemesi olmayanlara, ücreti karşılığı malzeme temin ediliyor.
Her ne kadar, Ankara’ya yakın olması büyük avantaj olarak düşünülse de, maalesef burada tam anlamı ile kayak keyfini almak mümkün değil.
Çünkü: ilgisizlik var. Kayak pistinde: yer yer taşların olması, kayak keyfini olumsuz etkiliyor. Ayrıca: telesiyej de: pek rahat değil. Sanırım: burada hizmet veren tesislerin ilgilileri; gerek kayak pistinin temizlenmesine ve gerekse telesiyejin onarımına gerekli hassasiyeti göstermeleri gerekir.
Çünkü: zamanla buraya insanlar kayak yapmaya değil, yalnızca karların üzerinde mangal yakıp sucuk yemeye gidecekler.
Ankara Elmadağ Kayak Merkezi Pistler
PİSTLER
Kayak parkuru: 650 metre uzunluğunda. Pist: kısa ve dik. Bu yüzden: aksiyon sevenler için ideal. Ağaçsız ve alpin çayırlarıyla kaplıdır. Kolay ve orta zorluk derecesindedir.
MEKANİK TESİSLER
300 ve 650 metrelik, iki adet telesiki bulunuyor. 650 metrelik telesiki: saatte 720 kişi kapasiteli.
KONAKLAMA
Elmadağ kayak merkezinde: ODTÜ, Hacettepe, Ankara Üniversitesi ve Gençlik-Spor Genel Müdürlüğüne ait kayak evleri bulunuyor. Ayrıca: Turban otel ve özel şahıslara ait 2 adet restoran bulunuyor.
Toplam yatak sayısı: 33. Otelde: kapalı yüzme havuzu, sauna, diskotek ve restoran var. Bunların yanında: Hava Kuvvetleri Komutanlığına ait: telesiki, kar üstü aracı ve kafeterya hizmet veriyor.
Burada da özel bir kayak pisti var, ancak buradan sadece askeri personel ve yakınları yararlanıyor, hatta kapasite nedeniyle, en az 4-5 gün önce telefonla rezervasyon yaptırmak gerekiyor.
Yani, askeri kişilerin de buraya rezervasyon yaptırmadan girmeleri mümkün değil, kapıdan dönmemek için mutlaka önceden rezervasyon yaptırılmalıdır.
Evet: Ankara’ya çok yakın, gerek kayak meraklıları için ve gerekse bembeyaz bir manzara izlemek isteyenler mutlaka buraya gitmelidirler.
Hatta: yaz mevsiminde bile, buranın muhteşem güzelliklerini (her yan yemyeşil ve uzaktan Ankara manzarası izleniyor) ziyaret etmelidirler.
Ankara’nın hemen dışında, ismi geçtiğinde özellikle “kayak” meraklılarınca bilinen ve bunun yanında, temel kamp eğitimlerinin yapıldığı kampların bulunduğu bir yerdir. Giriş için son bir not, eğer aradığınız “İstanbul-Elmadağ” ise şu anda yanlış yerdesiniz, burada “Ankara-Elmadağ” anlatılıyor.
Ankara Elmadağ
ULAŞIM
İlçe, Ankara il merkezine 41 km. uzaklıktadır. Elmadağ-Ankara arasında, Belediye Otobüs seferleri bulunmaktadır. İlçe merkezi: Ankara-Kırıkkale kara yolu üzerindedir. Kayak merkezi ise, Ankara içinde, Mamak çöplüğü bölgesinden geçilerek gidilir.
TARİHİ
Yörenin tarihi geçmişinde, burada egemenlik kuran uluslar şunlardır: Hititler, Frigler, Lidyalılar, Persler, Romalılar. 1071 Malazgirt savaşından sonra ise, Türkler görülür.
Elmadağ, 1928 yılında, Küçük Yozgat ismi ile, Bala kazasına bağlı bir bucak olmuştur. 1936 yılında ise, Bala kazasından ayrılıp, Çankaya ilçesine bağlanmıştır. 1941 yılında ise, yörenin “Küçük Yozgat” olan ismi “Elmadağ” olarak değiştirilmiştir.
1944 yılında Belediye kurulmuş ve 1960 yılında ilçe olmuştur.
Ankara Elmadağ
GENEL
İlçe, adını aldığı Elmadağ’ın kuzeydoğu eteklerine yerleşmiştir. Denizden yükseklik, 1135 metredir. Bölgenin yalnızca doğu bölümü düzlük, diğer yönler ise engebeli arazidir. Derin vadilerle yarılmış yaylalar ve sırtlar görülür.
Güney batı yönündeki Elmadağ: 1862 metre yüksekliktedir. Onun hemen kuzeyinde ise, 1995 metre yükseklikteki İdris dağı bulunur.
Kargalı deresi, ilçe topraklarını baştan başa geçer ve Kızılırmak ile birleşir.
Yörede, karasal iklim egemendir ve buna bağlı olarak kışlar soğuk ve sert, yazlar ise sıcak ve kurak geçer. İlçenin çevresinin yüksek dağlarla çevrili olması nedeniyle gece ve gündüz arasındaki ısı dereceleri farkları yüksektir. Kar yağışı, Kasım ayında başlar ve Nisan ayına kadar sürer.
POLİS MESLEK YÜKSEK OKULU
Ankara yöresinin ilk “Polis Meslek Yüksek Okulu” Elmadağ ilçesinde açılmıştır.
NE YENİR-NE İÇİLİR
İlçe merkezinde, günümüzde de sürdürülen tandır ekmeği yapım işlemlerinin, Selçuklular döneminden günümüze kadar sürdüğü söylenmektedir yani burada mutlaka tandır ekmeği tadına bakmalısınız. Bunun dışında, tirit ve höşmerim önerilir.
NE SATIN ALINIR
Elmadağ yöresinde, geçmişi Selçuklulara kadar dayanan el sanatları önem kazanmaktadır ve buna bağlı olarak: kilim heybe ve el dokuması çantalar bulunmaktadır. Bunun dışında, Elmadağ ilçesinde, her hafta, Cumartesi günleri Belediye yanında ve Çarşamba günleri ise İstasyon mahallesinde Pazar kurulmaktadır. Bu pazarlarda yöresel ürünleri bulup satın alabilirsiniz.
Ankara Elmadağ
GEZİLECEK YERLER
Elmadağ, Ankara’nın hemen yanı başında ama herhangi bir tarihi kalıntısı bulunmayan ve turizme yönelik herhangi bir aktivitesi (Elmadağ Kayak Merkezi hariç) olmayan bir beldemizdir.
Bu yüzden; hani buranın gezilecek-görülecek yerleri diye düşünenler olabilir, ama olmayanı yaratacak durum yok, Elmadağ bulundurduğu sanayi tesislerinde çalışan insanları ile ekonomisini yönlendiren bir yer ve bunun dışında, herhangi bir turistik aktivitesi yok.
HASANOĞLAN KASABASI
Elmadağ ilçe merkezine bağlı, Ankara iline 34 km uzaklıkta bir kasabadır. Ankara-Samsun kara yolunda, Hasanoğlan kasabasına ayrılan yol kavşağında “Hasandede” isimli bir türbe bulunmaktadır. Onun hemen yanında ise “Hasandede pınarı” olarak isimlendirilen bir akarsu var.
Kasaba insanının ekonomik etkinliklerinin başında: tarım, hayvancılık ve sanayi gelmektedir. Özellikle tarım önem kazanır. Bunun yanında, bu kasabada, arıcılık ve bal üretimi de yaygındır.
ELMADAĞ KAYAK MERKEZİ
Bu sitede, “Elmadağ Kayak Merkezi” olarak aradığınızda, ayrıntılı bir bilgilendirme yazısı ile karşılaşacaksınız.
Birkaç yıl önce gittiğim, Ankara yakınlarındaki bu doğa cenneti yere yine gitmeye karar verdim ve arabama atlayıp, uzun da olsa kesinlikle sonucunda değeceğini düşündüğüm bir yolculuğa çıktım. Çünkü: burası, dört mevsim farklı güzellikleri barındırıyor.
Her iki tarafı: yamaçlarla çevrili, çevresi çam ve dağ kavak ağaçları ile kaplı. Yani, buraya doğal bir terapi alanı denilebilir. Şehrin gürültüsünden uzaklaşıp, kafasını dinlemek isteyenler için ideal bir yerdir.
Ankara Çubuk Karagöl Ulaşım
ULAŞIM
Çubuk ilçesi yakınlarında, bir göl. Ankara’ya: 74 km. uzaklıktadır. Ankara-Esenboğa-Çankırı kara yolundan ilerliyorsunuz ve Esenboğa Hava alanına gelmeden önce, sola, Çubuk yönüne sapıyorsunuz. Çubuk ilçesini geçtikten sonra: 29 km. sonra, Karagöl’e ulaşıyorsunuz. Uzun süre “Karagöl” tabelalarını görmek mümkün, yalnızca Çubuk ilçesi içinde ilerlerken kaybolma riskine karşı, Karagöl yolunu sormanızı öneririm, sonrasında yolu bulmak gayet kolay.
Gelelim yola: Çubuk ilçesine varana kadar yol gayet güzel, Çubuk ilçe merkezinden sonra ise, yol yine asfalt ama bir hayli çukur var, yani yavaş gitmek gerekiyor ve bu durum yolculuğu biraz sıkıcı hale getiriyor, bu çukurlu yol bir süre sonra, yine gayet güzel bir asfalt olarak karşımıza çıkıyor. Öte yandan: gerek Çubuk ilçe merkezi ve gerekse hemen çıkışında, Karagöl yolcuları için, ünlü “Çubuk Turşuları” satılan mekanlar göreceksiniz.
Bu mekanlardan, ülke çapında ünlü Çubuk turşuları satın almanızı öneririm. Hatta: yine bu yol üzerinde, çok büyük bir tavuk-yumurta üretim merkezi ve küçük küçük köy yumurtası satılan mekanlar da bulunuyor. Yani, yolculuk esnasında hızlı gitmek pek anlamlı değil, özellikle turşu almanızı öneririm.
Gelelim mesire yerine. Karagöl mesire yerinin girişi: hemen ana yol üzerinde, yani ana yoldan ayrılıp, ara yollarda rezil olmak yok. Mesire yeri girişinde, bir bekçi kulübesi var, daha önce buraya girmek için ücret alındığını biliyorum, ama bu kez sanırım mevsim gelmedi diye ücret alınmadı, daha doğrusu bekçi kulübesi boştu ve ücret ödemeden içeriye girdik. Aslında giriş için ücret ödeniyor.
Ankara Çubuk Karagöl Genel
GENEL
Karagöl: Çubuk ile Kızılcahamam arasında: küçük ve derin bir krater gölüdür. Kavak dağı ile Yıldırım dağı eteklerindedir. 22 hektarlık küçük bir alanı kapsasa da, bu alanda, mor çiğdem çiçeğine bile rastlayabileceğiniz, 50 çeşit bitki türünü barındırıyor.
Gölün çevresi, ormanlarla kaplıdır. Karagöl A tipi mesire yerinde: misafirhane, bekçi evi, kır gazinosu ve tuvalet bulunuyor.
Ankara Çubuk Karagöl
Mesire yeri içinde: tek bir restoran var. Bu restoran: Karagöl yakınlarındaki köyden olan, bir şahıs ve aile fertleri tarafından işletiliyor. Sabah kahvaltısını: bu restoranda: doğal ürünler yiyerek yapabilirsiniz. Öğle yemeğinde ise: et çeşitleri ve alabalık yiyebilirsiniz.
Sıcak havalarda:
Göl manzaralı bir balkon var, burayı da kullanmak mümkün. Soğuk günlerde ise, ahşap ağırlıklı iç mekanda, yemek yiyebilirsiniz. Restoranın bahçesinde çocuklar için, küçük bir oyun alanı bulunuyor. Restoranın hemen yanında ise: burada konaklamayı düşünenler için; 6 kişilik bir aileyi barındıracak şekilde, bir kulübe var. Göl manzarasını yüksekten gören, sıcak suyu, mutfağı ve buzdolabı bulunan bu mekan: gecelik olarak, isteyenlere kiralanıyor. Ancak: burada kalmayı düşünenler için, elbette gitmeden önce, mutlaka telefonla uygunluk durumunu sormakta yarar var. (Telefon: 0312-8332393)
Evet, tüm bunları anlattım ancak bu gidişimde, sanırım sezon açılmadığı için: bu yukarıda sözünü ettiğim tesisler de açık değildi. Restoran kapalı idi ancak girişin biraz ilerisinde, gözleme ve birkaç aperatif satılan küçük bir satış yeri vardı. İnsanlar burada tahta masalara oturup gözleme yiyorlardı.
Ayrıca: yine çocuk oyun alanı, özellikle çocuklu ailelerin çocukları için hoş zaman geçirilecek bir ortam oluşturmuş. Öte yandan: Karagöl mesire yerinin en güzel tarafı: çok sayıda çeşme olması ve temiz olduğunu gördüğüm tuvaletlerin bulunması. Yani: mangal yakarken, ziyaretçiler bu çok sayıdaki çeşmeyi rahatlıkla kullanıyorlar ve tuvalet bulunması da büyük imkan.
Göle adını: (Karanlık göl ismini) üzerine yansıyan ağaçların gölgesi veriyor. Gölün hemen kıyısında, göle doğru uzanan ağaçlar güneşli günlerde gölün üzerine gölge yansıtıyorlar ve bu yüzden, göl karanlık görünüyor. Öte yandan: benim şahsi fikrin, her ne kadar bu şekilde bir söylenti olsa da, göl yüzeyi daha çok “yeşil” görünüyor. Çünkü: gölün kıyısında görüleceği üzere, göl çok yosunlu, yeşil yosunlar gölün üzerini tamamen kaplamış gibi bir durum oluşmuş.
Gölün derinliği, yer yer : 80 metreye kadar iniyor. Çünkü: buranın bir krater gölü olduğunu belirtmiştim. Zaten: göl kıyısında sık sık “Gölde yüzmek tehlikeli ve yasaktır” tabelalarını görmeniz mümkün. Kışın, soğuk günlerde: göl yüzeyi donuyor. Tepelerde, yazın bile kara rastlanıyor.
Ankara Çubuk Karagöl
Gölün çevresinde
200 ahşap piknik masası var. Masaların hepsi: göle yakın ve göl manzaralı. Gölün hemen kıyısında: görüntüyü etkilemeyen taş duvar dikkat çekiyor, masalar hemen bu duvarın yanında yerleştirilmiş, ancak bu durumun bir sıkıntısı var, göl çevresinde yürüyüş yapmak isteyenler, bu masalara yerleşen ziyaretçiler yüzünden, bazen yürüyüş yolunun dar bölümlerinde sıkıntı yaşıyorlar.
Mangal keyfi yanı sıra: göl çevresindeki sanırım 800-900 metrelik yolda, doğa yürüyüşü yapmakta mümkün. Ama, biraz önce sözünü ettiğim gibi, bu yürüyüş yolunun bazı bölümlerinde, piknik masaları çekilmiş ve yürüyüş yolunun dar bölümlerinde geçit zorlaşıyor.
Göl: olta balıkçılığı yapmak için de çok uygun. Yetenek ve şansı olanlar: gölde, sazan balıklarını tutabiliyorlar. Sanırım balık tutmayı düşünenlere, özellikle konserve mısır götürmeleri önerilir.
Her şey bir yana
Karagöl bölgesinde mangal yakmak serbest değil, Jandarma müdahale ediyor ve iyi ki de müdahale ediyor. Ayrıca: burada içki içen, birkaç kendini bilmez şahsın attığı naralar, maalesef buranın muhteşem güzelliğine gölge düşürüyor. Hatta: uzaklardan da olsa insanı rahatsız eden silah sesi sanki hiç bitmiyor, birileri sürekli silah atıyor denilebilir.
Tabii: mangalla ilgili bu yazdıklarımı görünce şaşırdınız. Nisan 2015 tarihinde gittiğimde, her yanda mangal yakılıyordu, hatta mangalı olmayanlar, 3-4 taş parçasını yan yana getirip, aralarında ateş yakıyorlar ve üstünde, bir şeyler pişirmeye çalışıyorlardı. Bu mangal yakma yasağı, sanırım sezonda yani “Haziran-Temmuz-Ağustos” döneminde uygulanıyor. Yoksa, şu an dediğim gibi, her yan mangal idi ve ne jandarma ne de bekçi, hiçbir denetim birimi yoktu.
Umarım
Gerek temizlik ve gerekse güvenlik bakımından tedbirler alınır. Çöp yığınlarının oluşması engellenir. Bir de güvenlik personeli görevlendirilir. Karagöl : gerçekten turizm için bulunmaz bir nimet. Evet; mangal belki şu an yani sezon dışı dönem için yakmak serbest ama çöp konusu başlı başına dert, çünkü: insanlar yanlarında getirdikleri sonucunda oluşan çöplerine sahip çıkmıyorlar, bunda piknik alanında bulunan çöp kutularında bulunması gereken çöp poşetlerinin takılı olmaması da önemli, çöp kovaları var, ama bunlara çöp poşetleri takılmamış, sanırım ilgililer buna bir cevap verebilirler.
Yine de biz ziyaretçiler, çöplerimizi naylon poşetlere doldurup, uygun çöp alanlarına atma bilincini göstermeliyiz, çünkü sizden sonra burayı temizleyen kimse yok, sadece köpekler: piknikçilerin artıkları yiyecekleri temizlemek için dolanıp duruyorlar, ama insanlara pek zararları olabilecek bir pozisyon yok, gayet uyuşuklar.
Ankara Çubuk Karagöl
En son haberlere göre: Çubuk Belediyesi; Karagöl’ü korumak, bakmak ve işletmek için; Milli Parklar Müdürlüğünden ihale ile, 5 yıllığına almış.
Sonuç olarak
Karagöl: Ankara ya nispeten yakın (merkeze 75-80 km uzaklıkta) bir doğal cennet, sanırım insanlar ya burayı bilmiyorlar ya da yol uzun geliyor, bu yüzden henüz kalabalıklar buraya akmamış, doğanın güzelliği bozulmamış. Yukarıda sözünü ettiğim gibi, burada birçok çeşme var, bir çeşmenin üzerinde yapılış tarihi olarak “1964” yazınını gördüm, yani burası buna bakılırsa 50 yıldır kullanıldığını gösteriyor. Ayrıca: yine gölün kıyısında, tepe yamaçlara tırmanmak için, yine çok eski dönemden kaldığını düşündüğüm taş merdivenler görülüyor.
Hatta: ziyaretçiler, bu taş merdivenleri veya yamaçları kullanarak, yürüyerek arazi yürüyüşü yapıyorlar. Ama ne kadar güvenli olduğu meçhul, yazıda yukarıda sürekli silah seslerinin geldiğini, ağaçlıklı bölgede, görünmediğini düşünen ve değerlendiren birtakım kişinin, sürekli olmasa da sık sık silah attığını ve ortamın silah sesi ile etkilendiğini söylemiştim, yani bu nedenle, bu ağaçlıklı bölgelerde, yamaçlarda, tepelerde yürüyüş ne kadar güvenli olur, sizin takdirinize bırakıyorum.
Öte yandan: zaten burayı ziyaret edenlerin büyük çoğunluğu ellerinde fotoğraf makineleriyle sürekli fotoğraf çekiyorlar. Burada dikkatimi çeken bir diğer durum ise, birçok motor ve motorcunun bulunması, sanırım Ankara veya çevreden, insanlar buraya motorlarına binerek geliyorlar. Bunun dışındakiler, arabaları ile geliyorlar, arabalar için uygun otopark alanı var, bu insanlar gerek tahta piknik masalarını ve gerekse yerleri, kilimlerini sererek kullanıyorlar.
Burayı ziyaret edecekler için bir öneri daha: burada sürekli esen ve insanı rahatsız eden bir rüzgardan söz etmek istiyorum. Bu rüzgar: sürekli ve sert eserek, ziyaretçileri rahatsız edici boyutta, hatta mangal veya semaver yakmak isteyenler bu rüzgardan korunmak için çeşitli alternatifler geliştirmişler, yani bu rüzgarı düşünerek masanızı veya konaklayacağınız alanı seçmeniz gerekiyor.
Evet: Ankara’nın çok yakınlarındaki bu doğa cennetini mutlaka ziyaret ediniz, yolculuk sizi yorsa da, mangalınızı ve yiyeceklerinizi alın, bir gün ayırın ve burayı ziyaret edin, inanıyorum ki, hoşunuza gidecek, ortamın görüntüsünün güzelliği ve sessizlik, sakinlik hoşunuza gidecektir. Evet, bu doğa cenneti ile ilgili birçok resim aşağıdadır.