Ankara İncek Ahlatlıbel Atatürk Parkı

Ankara İncek Ahlatlıbel Atatürk Parkı

 

Evet, Ankaralıların belki de çoğu biliyor. Ama, ben burayı yeni keşfettim ve bilmeyenlere önermek istiyorum. Hatta; Ankara dışından gelenler için bile, ilginç olabilir. Ahlatlıbel ve İncek hakkında bilgi vermek istiyorum. Tercih sizin. Bu arada, özellikle toplu okul gezilerinde de burası tercihlerin başında geliyor. Yani, öğrenciler için muhteşem güzel bir ortam.

ULAŞIM

Ankara-Konya kara yolunda, Aşti’nin önünden Gölbaşı-Konya istikametine ilerlediğinizde, Dikmen sapağını geçtikten sonra, ilk sağa, yani Ahlatlıbel sapağına dönüyorsunuz ve yaklaşık 300 m. sonra, yeni yapılan Anayasa Mahkemesi binasının hemen karşısında.

Çankaya istikametinden gelişte ise, Oran şehri, yani TRT Genel Müdürlüğü binası önündeki bulvardan İncek istikametinde ilerliyorsunuz ve Ankara-Konya kara yolunun üzerindeki köprüden ilerleyip, yaklaşık 400 m. sonra, buraya varıyorsunuz. Atakule’ye 9.5 km. ve Aşti’ye ise 10 km. uzaklıkta.

GİRİŞ

Evet, giriş ücretlidir. Yalnız giriş kapısında ücret ödenmiyor. Çıkışta, farklı bir kapıdan, otoparkın devamından çıkarken, ücret ödeyeceksiniz. 1500 araçlık otopark var, yani otopark sıkıntısı yok. Mangal yakmak yasak, götürmeyiniz.

GENEL

Yaban armuduna “Ahlat” deniliyor. “Bel” sözcüğü çok çeşitli anlamlara geliyorsa da coğrafi bir yerin adından söz ettiğimize göre “Tepe, yüksek yer, üzeri yassı tepe, ufak tepe, sırt, bayır, yamaç, dağ eteği, dağ üzerindeki yüksek geçit, yol, dönemeçli dik dağ yolu” seçilmesi uygun karşılıklarıdır.

Bu  durumda “Ahlatlıbel”: Yaban armudu ağaçlı tepe/ufak tepe/bayır/geçit/yol anlamına geliyor. (Burada arkeolojik buluntular çıkarıldığına göre, bir “tepe” den, üzeri Sivritepe’den söz edildiğini savunmak mümkündür. Söz konusu tepe, bir höyük olabilir.) Ahlatlıbel’deki kazılarda elde edilen buluntular ODTÜ Müzesinde sergileniyor.

Gelelim günümüze

Ankara İncek Ahlatlıbel Atatürk Parkı; Evet, buranı ismi: Ahlatlıbel Spor ve Dinlenme Tesisleri. Çankaya Belediyesi tarafından yaptırılmış ve işletiliyor. En büyük özelliği: şehir merkezine çok yakın olması.

Böyle, büyük bir yeşil alan bulmak imkansız. “Çimlere özgürce basın” yazılı tabelaları görünce, şaşırmamak elde değil. Evet, burada çimlere basın. Bu özgürlüğü yaşayın, muhteşem bir duygu. 25 bin metre karelik çim alan var.

Çam ağaçlarının gölgelediği, kuş seslerini dinleyip, çam kokularını hissedebileceğiniz ormanlık alanda yürüyüş yapın. 180 bin metre karelik orman alanı var. Ankara-Konya kara yolu güzergahında, rüzgar koridorunda çam ormanı var.

Bunun dışında; bölgede, yine birçok ağaç göreceksiniz. Hamak varsa, iki çam ağacının arasına bağlayın ve bu zevki yaşayın. Çimlere oturmak isterseniz, serin yere bir örtü, özgürce oturun. Hayır, şezlongumu kullanırım derseniz, götürün yanınızda bütün teçhizatı (şezlong, masa, piknik malzemesi, piknik tüpü vs.) çayınızı yapın, evde hazırladığınız yemeklerinizi tadın.

Evde hazırlık yapamam derseniz; gözleme, pide, lahmacun var. Bunun dışında; her türlü içecek ve çay var. Gözlemenin mutlaka tadına bakın, yanında kolalı bir içecek alın ve ardından da bir çay düşünebilirsiniz.

Özellikle: en uçta, kamelyaların ve havuzlu bahçenin bulunduğu bölüme gidin ve Mogan gölünü de içine alan, muhteşem manzarayı izleyin.

Spor yapmak istiyorum derseniz; 3 tenis kortu, 2 halı futbol sahası, 3 basketbol sahası, 2 voleybol sahası var. Buyurun. Hayır, yürüyüş veya koşu yapmak istiyorum derseniz, koşu ve yürüyüş parkurları, hem de tartan pist, sizleri bekliyor. Bunların bağlantı noktalarında ise; birçok kondisyon aletinin bulunduğu açık hava spor bahçesi var.

Alternatif ne yapabilirim derseniz; gokart arabalarına binip, bu keyfi yaşayabilirsiniz. Çocuğunuzla birlikte, rengareng uçurtmanızı burada uçurabilirsiniz. Eyer, evcil hayvanınız varsa, onu da yanınızda getirebilirsiniz, getirin, birlikte olun.

Hiçbir hazırlık yapmadan giderseniz, yine hoşça zaman geçirmeniz mümkün. Kafeteryalar var. Burada; kahvenizi veya çayınızı yudumlarken, aperatif bir şeyler yiyebilirsiniz. Ayrıca; self servis düzeni kurulmuş.

Yani; tepenizde garson beklemiyor, hadi bir şeyler yiyin-için diye baskı unsuru yok. Tek sıkıntı; kafeteryanın ve kamelyaların bulunduğu bölüme, masalara; dışarıdan yiyecek-içecek getirilmesi yasaklanmış. Haklı olsalar gerek. Sonuçta, burası da bir ticari anlayışın yaşatılması şart, yoksa tesis nasıl ayakta kalabilir?

Evet; burası, özellikle hafta sonları 50 binden fazla ziyaretçiyi ağırlıyormuş. Hafta içi, özellikle gündüz saatlerinde nispeten rahat ve ferah, yani fazla kalabalık değil. Akşamları, saat 21.00’e kadar açık imiş. Güvenlik derseniz, 24 saat güvenliğin sağlandığı söyleniyor. Zorunlu tesisler (tuvaletler) merkezi yerde, bulunması kolay olacak şekilde, tabelalar ile işaretlenmiş ve tuvaletler temiz-bakımlı.

Sonuçta; sessiz ve sakin bir ortamda; kitap-gazete okumak, güneşlenmek, yanınızdaki veya yanınızdakilerle güzel bir sohbet ortamı düşlüyorsanız, Ankara’nın şehir merkezine çok yakın bu cennet köşesini mutlaka ziyaret edin.

Özellikle; zamanınız varsa, hafta içinde ziyaret edin. Hafta sonu kalabalık oluyor. Lütfen bunu göze alarak gidin.

Ama, hafta içi gerçekten muhteşem bir doğa ile beraber olabilirsiniz. Ankara’da doğa ile baş başa olabilmek, kalabilmek için nereye gidelim, nereyi görelim derseniz, hemen şehir merkezine yakın burayı tercih edin derim.

Hoşça zaman geçireceğinize inanıyorum.

Ankara Çubuk Karagöl

Ankara Çubuk Karagöl

Birkaç yıl önce gittiğim, Ankara yakınlarındaki bu doğa cenneti yere yine gitmeye karar verdim ve arabama atlayıp, uzun da olsa kesinlikle sonucunda değeceğini düşündüğüm bir yolculuğa çıktım. Çünkü: burası, dört mevsim farklı güzellikleri barındırıyor.

Her iki tarafı: yamaçlarla çevrili, çevresi çam ve dağ kavak ağaçları ile kaplı. Yani, buraya doğal bir terapi alanı denilebilir. Şehrin gürültüsünden uzaklaşıp, kafasını dinlemek isteyenler için ideal bir yerdir.

Ankara Çubuk Karagöl Ulaşım

ULAŞIM

Çubuk ilçesi yakınlarında, bir göl. Ankara’ya: 74 km. uzaklıktadır. Ankara-Esenboğa-Çankırı kara yolundan ilerliyorsunuz ve Esenboğa Hava alanına gelmeden önce, sola, Çubuk yönüne sapıyorsunuz. Çubuk ilçesini geçtikten sonra: 29 km. sonra, Karagöl’e ulaşıyorsunuz. Uzun süre “Karagöl” tabelalarını görmek mümkün, yalnızca Çubuk ilçesi içinde ilerlerken kaybolma riskine karşı, Karagöl yolunu sormanızı öneririm, sonrasında yolu bulmak gayet kolay.

Gelelim yola: Çubuk ilçesine varana kadar yol gayet güzel, Çubuk ilçe merkezinden sonra ise, yol yine asfalt ama bir hayli çukur var, yani yavaş gitmek gerekiyor ve bu durum yolculuğu biraz sıkıcı hale getiriyor, bu çukurlu yol bir süre sonra, yine gayet güzel bir asfalt olarak karşımıza çıkıyor. Öte yandan: gerek Çubuk ilçe merkezi ve gerekse hemen çıkışında, Karagöl yolcuları için, ünlü “Çubuk Turşuları” satılan mekanlar göreceksiniz.

Bu mekanlardan, ülke çapında ünlü Çubuk turşuları satın almanızı öneririm. Hatta: yine bu yol üzerinde, çok büyük bir tavuk-yumurta üretim merkezi ve küçük küçük köy yumurtası satılan mekanlar da bulunuyor. Yani, yolculuk esnasında hızlı gitmek pek anlamlı değil, özellikle turşu almanızı öneririm.

Gelelim mesire yerine. Karagöl mesire yerinin girişi: hemen ana yol üzerinde, yani ana yoldan ayrılıp, ara yollarda rezil olmak yok. Mesire yeri girişinde, bir bekçi kulübesi var, daha önce buraya girmek için ücret alındığını biliyorum, ama bu kez sanırım mevsim gelmedi diye ücret alınmadı, daha doğrusu bekçi kulübesi boştu ve ücret ödemeden içeriye girdik. Aslında giriş için ücret ödeniyor.

Ankara Çubuk Karagöl Genel

GENEL

Karagöl: Çubuk ile Kızılcahamam arasında: küçük ve derin bir krater gölüdür. Kavak dağı ile Yıldırım dağı eteklerindedir. 22 hektarlık küçük bir alanı kapsasa da, bu alanda, mor çiğdem çiçeğine bile rastlayabileceğiniz, 50 çeşit bitki türünü barındırıyor.

Gölün çevresi, ormanlarla kaplıdır. Karagöl A tipi mesire yerinde: misafirhane, bekçi evi, kır gazinosu ve tuvalet bulunuyor.

Ankara Çubuk Karagöl

Mesire yeri içinde: tek bir restoran var. Bu restoran: Karagöl yakınlarındaki köyden olan, bir şahıs ve aile fertleri tarafından işletiliyor. Sabah kahvaltısını: bu restoranda: doğal ürünler yiyerek yapabilirsiniz. Öğle yemeğinde ise: et çeşitleri ve alabalık yiyebilirsiniz.

Sıcak havalarda:

Göl manzaralı bir balkon var, burayı da kullanmak mümkün. Soğuk günlerde ise, ahşap ağırlıklı iç mekanda, yemek yiyebilirsiniz. Restoranın bahçesinde çocuklar için, küçük bir oyun alanı bulunuyor. Restoranın hemen yanında ise: burada konaklamayı düşünenler için; 6 kişilik bir aileyi barındıracak şekilde, bir kulübe var. Göl manzarasını yüksekten gören, sıcak suyu, mutfağı ve buzdolabı bulunan bu mekan: gecelik olarak, isteyenlere kiralanıyor. Ancak: burada kalmayı düşünenler için, elbette gitmeden önce, mutlaka telefonla uygunluk durumunu sormakta yarar var. (Telefon: 0312-8332393)

Evet, tüm bunları anlattım ancak bu gidişimde, sanırım sezon açılmadığı için: bu yukarıda sözünü ettiğim tesisler de açık değildi. Restoran kapalı idi ancak girişin biraz ilerisinde, gözleme ve birkaç aperatif satılan küçük bir satış yeri vardı. İnsanlar burada tahta masalara oturup gözleme yiyorlardı.

Ayrıca: yine çocuk oyun alanı, özellikle çocuklu ailelerin çocukları için hoş zaman geçirilecek bir ortam oluşturmuş. Öte yandan: Karagöl mesire yerinin en güzel tarafı: çok sayıda çeşme olması ve temiz olduğunu gördüğüm tuvaletlerin bulunması. Yani: mangal yakarken, ziyaretçiler bu çok sayıdaki çeşmeyi rahatlıkla kullanıyorlar ve tuvalet bulunması da büyük imkan.

Göle adını: (Karanlık göl ismini) üzerine yansıyan ağaçların gölgesi veriyor. Gölün hemen kıyısında, göle doğru uzanan ağaçlar güneşli günlerde gölün üzerine gölge yansıtıyorlar ve bu yüzden, göl karanlık görünüyor. Öte yandan: benim şahsi fikrin, her ne kadar bu şekilde bir söylenti olsa da, göl yüzeyi daha çok “yeşil” görünüyor. Çünkü: gölün kıyısında görüleceği üzere, göl çok yosunlu, yeşil yosunlar gölün üzerini tamamen kaplamış gibi bir durum oluşmuş.

Gölün derinliği, yer yer : 80 metreye kadar iniyor. Çünkü: buranın bir krater gölü olduğunu belirtmiştim. Zaten: göl kıyısında sık sık “Gölde yüzmek tehlikeli ve yasaktır” tabelalarını görmeniz mümkün. Kışın, soğuk günlerde: göl yüzeyi donuyor. Tepelerde, yazın bile kara rastlanıyor.

Ankara Çubuk Karagöl

Gölün çevresinde

200 ahşap piknik masası var. Masaların hepsi: göle yakın ve göl manzaralı. Gölün hemen kıyısında: görüntüyü etkilemeyen taş duvar dikkat çekiyor, masalar hemen bu duvarın yanında yerleştirilmiş, ancak bu durumun bir sıkıntısı var, göl çevresinde yürüyüş yapmak isteyenler, bu masalara yerleşen ziyaretçiler yüzünden, bazen yürüyüş yolunun  dar bölümlerinde sıkıntı yaşıyorlar.

Mangal keyfi yanı sıra: göl çevresindeki sanırım 800-900 metrelik yolda, doğa yürüyüşü yapmakta mümkün. Ama, biraz önce sözünü ettiğim gibi, bu yürüyüş yolunun bazı bölümlerinde, piknik masaları çekilmiş ve yürüyüş yolunun dar bölümlerinde geçit zorlaşıyor.

Göl: olta balıkçılığı yapmak için de çok uygun. Yetenek ve şansı olanlar: gölde, sazan balıklarını tutabiliyorlar. Sanırım balık tutmayı düşünenlere, özellikle konserve mısır götürmeleri önerilir.

Her şey bir yana

Karagöl bölgesinde mangal yakmak serbest değil, Jandarma müdahale ediyor ve iyi ki de müdahale ediyor. Ayrıca: burada içki içen, birkaç kendini bilmez şahsın attığı naralar, maalesef buranın muhteşem güzelliğine gölge düşürüyor. Hatta: uzaklardan da olsa insanı rahatsız eden silah sesi sanki hiç bitmiyor, birileri sürekli silah atıyor denilebilir.

Tabii: mangalla ilgili bu yazdıklarımı görünce şaşırdınız. Nisan 2015 tarihinde gittiğimde, her yanda mangal yakılıyordu, hatta mangalı olmayanlar, 3-4 taş parçasını yan yana getirip, aralarında ateş yakıyorlar ve üstünde, bir şeyler pişirmeye çalışıyorlardı. Bu mangal yakma yasağı, sanırım sezonda yani “Haziran-Temmuz-Ağustos” döneminde uygulanıyor. Yoksa, şu an dediğim gibi, her yan mangal idi ve ne jandarma ne de bekçi, hiçbir denetim birimi yoktu.

Umarım

Gerek temizlik ve gerekse güvenlik bakımından tedbirler alınır. Çöp yığınlarının oluşması engellenir. Bir de güvenlik personeli görevlendirilir. Karagöl : gerçekten turizm için bulunmaz bir nimet. Evet; mangal belki şu an yani sezon dışı dönem için yakmak serbest ama çöp konusu başlı başına dert, çünkü: insanlar yanlarında getirdikleri sonucunda oluşan çöplerine sahip çıkmıyorlar, bunda piknik alanında bulunan çöp kutularında bulunması gereken çöp poşetlerinin takılı olmaması da önemli, çöp kovaları var, ama bunlara çöp poşetleri takılmamış, sanırım ilgililer buna bir cevap verebilirler.

Yine de biz ziyaretçiler, çöplerimizi naylon poşetlere doldurup, uygun çöp alanlarına atma bilincini göstermeliyiz, çünkü sizden sonra burayı temizleyen kimse yok, sadece köpekler: piknikçilerin artıkları yiyecekleri temizlemek için dolanıp duruyorlar, ama insanlara pek zararları olabilecek bir pozisyon yok, gayet uyuşuklar.

Ankara Çubuk Karagöl

En son haberlere göre: Çubuk Belediyesi; Karagöl’ü korumak, bakmak ve işletmek için; Milli Parklar Müdürlüğünden ihale ile, 5 yıllığına almış.

Sonuç olarak

Karagöl: Ankara ya nispeten yakın (merkeze 75-80 km uzaklıkta) bir doğal cennet, sanırım insanlar ya burayı bilmiyorlar ya da yol uzun geliyor, bu yüzden henüz kalabalıklar buraya akmamış, doğanın güzelliği bozulmamış. Yukarıda sözünü ettiğim gibi, burada birçok çeşme var, bir çeşmenin üzerinde yapılış tarihi olarak “1964” yazınını gördüm, yani burası buna bakılırsa 50 yıldır kullanıldığını gösteriyor. Ayrıca: yine gölün kıyısında, tepe yamaçlara tırmanmak için, yine çok eski dönemden kaldığını düşündüğüm taş merdivenler görülüyor.

Hatta: ziyaretçiler, bu  taş merdivenleri veya yamaçları kullanarak, yürüyerek arazi yürüyüşü yapıyorlar. Ama ne kadar güvenli olduğu meçhul, yazıda yukarıda sürekli silah seslerinin geldiğini, ağaçlıklı bölgede, görünmediğini düşünen ve değerlendiren birtakım kişinin, sürekli olmasa da sık sık silah attığını ve ortamın silah sesi ile etkilendiğini söylemiştim, yani bu nedenle, bu ağaçlıklı bölgelerde, yamaçlarda, tepelerde yürüyüş ne kadar güvenli olur, sizin takdirinize bırakıyorum.

Öte yandan: zaten burayı ziyaret edenlerin büyük çoğunluğu ellerinde fotoğraf makineleriyle sürekli fotoğraf çekiyorlar. Burada dikkatimi çeken bir diğer durum ise, birçok motor ve motorcunun bulunması, sanırım Ankara veya çevreden, insanlar buraya motorlarına binerek geliyorlar. Bunun dışındakiler, arabaları ile geliyorlar, arabalar için uygun otopark alanı var, bu insanlar gerek tahta piknik masalarını ve gerekse yerleri, kilimlerini sererek kullanıyorlar.

Burayı ziyaret edecekler için bir öneri daha: burada sürekli esen ve insanı rahatsız eden bir rüzgardan söz etmek istiyorum. Bu rüzgar: sürekli ve sert eserek, ziyaretçileri rahatsız edici boyutta, hatta mangal veya semaver yakmak isteyenler bu rüzgardan korunmak için çeşitli alternatifler geliştirmişler, yani bu rüzgarı düşünerek masanızı veya konaklayacağınız alanı seçmeniz gerekiyor.

Evet: Ankara’nın çok yakınlarındaki bu doğa cennetini mutlaka ziyaret ediniz, yolculuk sizi yorsa da, mangalınızı ve yiyeceklerinizi alın, bir gün ayırın ve burayı ziyaret edin, inanıyorum ki, hoşunuza gidecek, ortamın görüntüsünün güzelliği ve sessizlik, sakinlik hoşunuza gidecektir. Evet, bu doğa cenneti ile ilgili birçok resim aşağıdadır.

Ankara Çubuk Karagöl

 

Ankara Çubuk Karagöl

 

Ankara Çubuk Karagöl

 

Ankara Çubuk Karagöl