İstanbul Güngören

İstanbul Güngören

Çırpıcı deresi, bir zamanlar burada bulunan ve “Vitoz” denen köy için oldukça önemlidir.

Vitos köyü: Papazın çiftliğini işleten 50 çiftçi ailesi tarafından kurulmuştur.

Bizans ve Osmanlı dönemlerinde, yaya orduları Avrupa’ya çıkılan seferlerde, ilk mola yeri olarak burayı kullanmışlardır. Çırpıcı deresinin iki yakası, bir zamanlar İstanbul’un en ünlü mesire yerlerinden birisi olarak bilinmektedir. Özellikle ilkbahar ve yaz aylarında, her Cuma, İstanbullular Kağıthane ve Göksu’ya gitmek için buraya gelirlermiş.

İstanbul Güngören

Vitos köyü ismi: 1935-1936 yıllarında, Rumca isimlerin değiştirilmesi kararı uyarınca “Güngören” olarak değiştirilmiştir.

İsmini Bakırköy ilçesi Mahmutbey bucağına bağlı bir köyden almıştır.

1950 yılından sonra ise Bulgaristan ve Romanya’dan gelen ve hatta Anadolu’nun çeşitli şehirlerinden gelen göçmenlerin yerleşmesiyle, yörenin nüfusu hızla artmıştır.

Belediye teşkilatı 1966 yılında kurulmuştur. Güngören 1992 yılında ilçe olmuştur.

İstanbul Güngören

GENEL

İstanbul ilinin en küçük ilçesidir. Yerleşim yerindeki en düşük rakım 19 metre, en yüksek rakım ise 78 metredir ve Gençosman Mahallesindedir. Yörede Trakya iklim özellikleri görülür. Kışları soğuk ve yağışlı, yazları ise kurak ve sıcak geçer. İlçeye bağlı köy ve belde yoktur. İlçede 11 mahalle vardır.

 

MERKEZ MAHALLESİ

İstanbul Güngören Kültür Merkezi

GÜNGÖREN KÜLTÜR MERKEZİ

İstanbul Güngören Kültür Merkezi

Köyiçi mevkiinde Fevzi Çakmak caddesindedir.

İstanbul Güngören İlçe Halk Kütüphanesi

GÜNGÖREN İLÇE HALK KÜTÜPHANESİ

Kemaliye Sokakta Kültür Merkezi binasındadır.

 

GÜNEŞTEPE MAHALLESİ

İstanbul Güngören Güneştepe Kültür Merkezi

GÜNEŞTEPE KÜLTÜR MERKEZİ

İstanbul Güngören Güneştepe Kültür Merkezi

Necip Fazıl Kısakürek caddesindedir.

 

GENÇOSMAN MAHALLESİ

İstanbul Güngören Park AVM

GÜNGÖREN PARK AVM

Org. Eşref Bitlis Caddesindedir. 2016 yılında açılmıştır. En büyük özelliği “Türk Silahlı Kuvvetleri Mehmetcik Vakfı” yatırımıdır.

İstanbul Güngören Park AVM

Bu alışveriş merkezi çevresinde bulunan iş merkezleri ve konutların ihtiyaçlarına göre tasarlanmış butik bir alışveriş merkezidir.

İstanbul Güngören Park AVM

Merkezde: alışveriş imkanları ile birlikte eğlence, sinema, lezzet ve moda aynı çatı altında toplanmıştır.

İstanbul Güngören İBB Erdem Bayazıt Kültür Merkezi

İBB GÜNGÖREN ERDEM BAYAZIT KÜLTÜR MERKEZİ

Çinçin dere Caddesindedir. Burada çeşitli konser etkinlikleri düzenleniyor. Burada, zaman zaman toplam 60 programda ücretsiz kurslar düzenlenmektedir. 9 derslik vardır. Eğitici sayısı ise 17 dir.

İstanbul Güngören Genç Osman Camii

GENÇ OSMAN CAMİİ

Abdi İpekçi Caddesindedir.

Sultan Genç Osman (1618-1622) ava meraklıydı ve bu yüzden Güngören köy içinde bir cami ve üst tarafında ise av köşkü yaptırdı. Cami ile köşkün arasına ise, bir hamam yaptırdı. Ayrıca: caminin kıble duvarı arkasına iki çeşme yaptırdı ve bu çeşmeler 1990’lı yıllara kadar akıyordu.

Hatta: yazları soğuk, kışları sıcak akmalarıyla ünlüydüler. Günümüzde: çeşmelerden birisi durmaktadır. Diğer çeşme ise yıkılıp yok edilmiştir.

Her iki çeşmenin suyunun geldiği: caminin batısındaki sırtlarda bulunan kaynakların üstüne ise, okul yapılarak bu kaynaklar da yok edildi.

Gelelim av köşküne: Sultan Genç Osman, 1622 yılında yeniçeriler tarafından Yedikule zindanlarında idam edilince, av köşküne de yeniçeriler yerleşmiştir.

Ancak Sultan Genç Osman’ın ölümü üzerine yerine geçen Sultan IV Murat, av köşkünde yaşayan yeniçerilerin üzerine asker göndermiş ve av köşkü top ateşine tutularak içindeki yeniçeriler ile birlikte yok edilmiştir.

Cami de, zaman içinde harabe haline gelmiştir. Av köşkünün top atışları sonucu yıkılmasından yaklaşık 200 yıl sonra, bölgeye gelen Ahıskalı Aşır Hoca isimli bir kişi, caminin harabesini bulur ve onarmak için harekete geçer.

Bir süre sonra camiyi tamir ettirir ve ibadete açar.

Gelelim günümüze: Genç Osman camii, İstanbul ilinde sur dışında olan tek Padişah camiidir. Restorasyon çalışmalarında, camiye sonradan ilave edilen bölümler yıkılmıştır. Ayrıca: caminin çatışı, tavanı, minberi, ana giriş kapısı, ahşap kapı ve pencereleri yenilendi.

 

GÜVEN MAHALLESİ

İstanbul Güngören Kale Outlet Center

KALE OUTLET CENTER

Eski Ankara Asfaltı Caddesindedir. Nisan 2007 tarihinde hizmete girmiştir. Toplam 80 bin metre karelik alanı kapsamaktadır. Yerli ve yabancı markaların outlet ürünleri satılan toplam 127 mağaza bulunmaktadır.

Merkezde: 3500 metre karelik oyun alanı bulunmaktadır. 6 tane sinema salonu vardır. Özel spor salonu ise 1000 metre karelik alanı kapsar. Restoran katında teraslı açık hava ortamı bulunuyor.

TİM AVM

Kale Avm içindedir. İstanbul’da telekominikasyon servis sağlayıcıdır. GSM firmalarının iletişim merkezleri bulunuyor.

 İstanbul Kağıthane gezilecek yerlerle ilgili yazım için Kağıthane

Sakarya Adapazarı

Sakarya Adapazarı

Aman dikkat, Adapazarı denilince, bu süreçte, bir de Sakarya karşımıza çıkıyor. Sakarya, bu bölgede bulunan bir il. Adapazarı ise, bu ilin, merkezinde bulunan bir ilçe statüsünde. Özellikle, 1999 yılındaki depremde, büyük hasar gören şehir, o an bulunduğu yerden daha farklı bir alanda, yeniden kurulmaya başlanmıştır.

Günümüzde, her ne kadar eski ve yeni yerleşim yerleri birlikte kullanılıyor olsa da, deprem olan bölgede, herhangi bir yeni yapılaşmaya izin verilmiyor. Yeni yapılaşmalar, yeni tespit edilen şehir bölgesinde yapılabiliyor.

 

Sakarya Adapazarı

ULAŞIM

Adapazarı, merkezi bir konumdadır. Ankara-İstanbul karayolu üzerinde bulunmaktadır. Adapazarı-İstanbul arası uzaklık: 148 km. Adapazarı-Ankara arası uzaklık: 306 kilometredir. Adapazarı-Bursa arası uzaklık: 158 km. Adapazarı-Bilecek arası uzaklık: 102 km. Adapazarı-Bolu arası uzaklık: 114 km. Adapazarı-Zonguldak arası uzaklık: 179 kilometredir.

Sakarya Adapazarı

TARİHİ

Tarihi süreç incelendiğinde, bölgede ilk yerleşimcilerin: Bitinyalılar ve ardından Bizanslılar olduğu görülmektedir. 1324 yılında, Orhan Gazi tarafından, Bizanslılardan alınan yerleşim birimlerine: “Ada Karyesi” yani “Adaköy” ismi verilmiştir.

Bugün şehrin bulunduğu yerde, zamanında 12 aile tarafından kurulan köy: 16.yüzyılda nahiye e 18.yüzyılda kaza büyümeye devam etmiştir. 1868 yılında, Adapazarı Belediyesi adıyla, Belediye teşkilatı kurulmuştur. 1877-78 yılları arasında ise, Osmanlı-Rus harbi sonrasında, bölgeye Kafkaslar ve Balkanlardan yoğun göçmen gelmiştir.

I. Dünya Savaşında, Yunanlılar tarafından, şehir 3 kere işgal edilir. Ancak, 1921 yılında, işgalden kurtarılır. 1940 ve 1950 yıllarında, bu kez, Karadeniz sahillerinden, Bulgaristan ve Yunanistan’dan, buraya, büyük göçler olur.

Nüfusu yoğunlaşan şehir, 17 Haziran 1954 tarihinde, vilayet olur.

Bölgenin tarihinde: 17 Ağustos 1999 tarihindeki deprem, elbette büyük önem taşımaktadır. Çünkü, bu deprem: Adapazarı’nda, büyük can ve mal kaybına neden olmuştur. Resmi kayıtlara göre: 4000’e yakın insan ölmüştür. Deprem yaşanan şehirde, zemin 3 metre kazıldığında su çıkıyormuş. Bu ortamda, koca bir şehir kuruluşuna nasıl izin verilir, anlamak mümkün değil.

Sakarya Adapazarı

GENEL

İl topraklarının: % 34 dağlar ve % 22 yaylalardan oluşuyor. İl topraklarının % 51’de tarım faaliyetleri sürdürülmektedir. Özellikle: fındık üretimi oldukça fazladır.

Bölgede: iklim olarak, Marmara bölgesi iklimi ve Karadeniz bölgesi iklimleri birlikte görülüyor. Yani, rutubetli bir hava ve ılıman iklim var. Kışlar: bol yağışlı ve az soğuk, yazlar ise sıcak geçiyor. Yağmur sürekli yağar veya yağma ihtimali vardır. Yağdığında ise, muhteşem ıslanırsınız.

Bölge: doğal bitki örtüsü yönünden oldukça zengindir.

Ekonomik faktörler değerlendirildiğinde ise, bölgede, büyük otomotiv endüstrisi bulunmaktadır. Ayrıca, şeker, ipek, yağ ve kereste endüstrisi de gelişmiştir.

Şehir merkezinde, şehre yeni gelenler için, mutlaka bir “Çar caddesi” gezisi gereklidir. Sonra Barlar Sokağına gidebilirsiniz. Çünkü, burası da, dünyanın alkol olmayan ilk ve tek barlar sokağı olsa gerek. Kafelerde oturup, rahatlıkla sigara tüttürebilirsiniz.

Sakarya Adapazarı Üniversitesi

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ

Sakarya Üniversitesi, 3 Temmuz 1992 tarihinde kurulmuştur. Üniversite bünyesindeki fakülteler: Fen-Edebiyat, Mühendislik, İlahiyat, Eğitim, Teknik Eğitim, İktisadi ve İdari Bilimler, Güzel Sanatlar ve Tıp. Enstitüler ise: Sosyal Bilimler ve Fen Bilimleri Enstitüleri. Bunların dışında: Devlet Konservatuarı var.

Sakarya Adapazarı

NE YENİR. NE İÇİLİR

Adapazarı şehir merkezinde, mutlaka tatmanızı önereceğim lezzetler şunlar: ıslama köfte, boza ve Boşnak böreği. Kazımpaşa köftecisinde: ıslama köftesi yemelisiniz. 1912 yılından bu yana hizmet veren bu köftecide: köfte yanında turşu ve soğan veriliyor.

İçecek olarak ise, şıra denemelisiniz. Tüm bunları beğenmeseniz, her köşe başında bulunan tavuk dönercileri deneyebilirsiniz. Burası, Türkiye’nin belki de tavuk döner en çok tüketilen bir beldesidir.

Kabak

Tüm bunları söyledim de: elbette, Adapazarı yöresinde söylemeden geçmem gereken bir husus daha var: patates ve kabak.

GEZİLECEK YERLER

Sakarya Adapazarı Orhan Camisi

ORHAN CAMİSİ

Şehir merkezindedir. Orhan Gazi tarafından yaptırılmıştır. Yapım tarihi olarak: 1323-1325 yılları arası düşünülmektedir. Ancak, zamanla hasar görüp yıkılınca, II. Abdülhamit döneminde yeniden yaptırılmıştır.

Sakarya Adapazarı Sakarya Müzesi

SAKARYA MÜZESİ

İlçe merkezindedir. 1910-1915 yılları arasında 5 katlı olarak inşa edilmiştir.

Bu binada: 1922 yılında, Atatürk ve annesi buluşmuş ve 3 gün kalmıştır. Yapı: 1983 yılında kamulaştırılmış ve dış görünümü, aslına uygun olarak yeniden inşa edilmiş ve müze olarak hizmete sokulmuştur.

Müzede: 207 adet eser sergileniyor. Bunlardan: 167 tanesi Etnoğrafik ve 40 tanesi arkeolojiktir. Ayrıca: Büyük önder Atatürk’e ait, 103 eser sergileniyor. Sergilenen diğer eserler arasında: yassı el baltaları, gözyaşı şişeleri, pişmiş toprak kaplar ve koku şişeleri, madeni ve cam eşyalar var.

Müzenin bahçesinde ise, Roma ve Bizans dönemlerine ait mimari parçalar, mezar taşları, sunaklar,  pişmiş toprak erzak küpü, yazıtlı taşlar ve sütun kaideleri sergileniyor.

DEPREM MÜZESİ

Şehir merkezinde, Cumhuriyet Mahallesi, Kavaklar caddesindedir. Burada: sergi stantları, kafeterya ve sinevizyon salonu bulunuyor. Burada: şehirde meydana gelen 1967 ve 1999 yılı depremlerine ait, fotoğraflar, yapay deprem yaratan elektronik bir stant, inşaat malzemeleri ve depremle ilgili diğer bir kısım obje sergileniyor.

Zaten bina: tamamen: fotoğraf, tablo, resim ve bu tür malzemelerin sergilenebileceği bir sanat galerisi şeklinde dizayn edilmiş. Bu müzenin yapılış nedeninin: bölgenin birinci derece deprem kuşağı olması nedeniyle, ziyaretçiler üzerinde deprem olgusunun sürekli canlı tutulmasının sağlanması imiş. Müze: 2004 yılında ziyarete açılmış.

Sakarya Adapazarı Orhon Kapısı

ORHON KAPISI

Tarihi ipek yolunun geçtiği tahmin e dilen yerde, Mimar Sinan tarafından yaptırılmıştır. Bugün, yalnızca ana gövdesi görülmektedir. Kemer, 1905 yılında, aslına uygun olarak: Vecihi Orhon tarafından onarılmıştır. Bu yüzden, bu kemere, günümüzde “Orhon kemeri” veya “Vecihi kapısı” denilmektedir.

JUSTİNİANUS KÖPRÜSÜ

Şehir merkezinde, Beşköprü mevkindedir. Günümüze kadar sağlam olarak gelmiş köprünün, Bizans imparatoru Justinianus döneminde yani 527-565 yılları arasında yaptırıldığı sanılıyor. Bizans döneminin en ünlü mimari anıtlarından biridir.

Aynı yörede bulunan beş Bizans köprüsünden biri olması nedeniyle, köprü “Beş köprü” olarak isimlendirilmiştir. Kesme taştan yapılan köprünün uzunluğu: 430 metredir. 9 kemerden oluşmaktadır. Kemer açıklıkları: 6.50 metredir. En büyük orta kemerin uzunluğu ise: 23 metredir.

Takip eden dönemde, köprüde restorasyon yapılmış. Ancak, restorasyon adı altında, köprü bayağı yenilenmiş, yani orijinal görünümünü kaybetmiş. Eskiden, Sakarya ırmağının bir kolu,  bu köprünün ayaklarının altından geçermiş. Sapanca gölünün sularını, Sakarya nehrine aktaran “Çark deresi” (Melas) üzerinde yapılmıştır.

Ama, daha sonraki dönemlerde derenin yatağı değiştirilmiş ve bu köprünün altındaki bölüm, kuruyarak tarla olmuş.

Günümüzde, köprü üstünden: Adapazarı-Arifiye demir yolu geçiyor. Aldığım bilgilere göre, köprünün altından yeniden bir su kanalı geçirilmesi için çalışmalar yapılıyormuş.

Sakarya Adapazarı Poyrazlar Gölü

POYRAZLAR GÖLÜ

Sakarya ırmağının yanındadır. Gölün diğer bir ismi ise,  Teke gölüdür. Sakarya ırmağı taştığında, fazla suları, Kapaklı Boğazından, bu göle boşaltılıyor. Genel olarak, Poyrazlar gölü, bu şekilde beslenmektedir. Evet, derin bir göl. Yalnızca, güney kıyıları sığ ve sazlık-bataklıktır. Gölde, tatlı su balıkları var.

Bu yüzden: olta balıkçılığı yapmak isteyenler tarafından tercih ediliyor. Bunun yanında: piknik yapmaya da uygun. Bu özellikleri nedeniyle, tercih ediliyor. Milli Park olarak belirlenen bu bölgeye ücret ödeyerek giriliyor.

Araç ile girmek isterseniz, ilave ücret ödemek gerekiyor. Piknik masaları, çocuk oyun aletleri, kameriyeler, iskeleler var.

Dibinin bataklık olması nedeniyle, gölde yüzmek yasak. Göl çevresinde, kalmak için uygun yer de yok. Günübirlik geziler için uygun.

Sakarya Adapazarı Kuzuluk Kaplıcaları

KUZULUK KAPLICALARI

Kuzuluk kasabasındadır. Bölgede, gayet güzel tesisler yapılmış. Merkezde: lokanta, eğlence merkezi, kafeterya ve alış-veriş merkezi bulunuyor.

Ayrıca, büyük bir otel kompleksi var. Ayrıca: Türkiye’nin en büyük devre mülk kompleksi buradadır. Toplam 1470 daire bulunmakta ve bu kaplıca evlerinde, sınırsız sosyal imkanlar sunulmaktadır.

Kaplıca suları, içme suyu olarak kullanıldığında, hazmı kolaylaştırıcı özellik taşıyor. Banyo olarak kullanıldığında ise: romatizma, siyatik ve mafsal ağrılarına iyi geliyor. Ayrıca: kronik bel ağrıları, spor yaralanmaları, nörolojik rahatsızlıklar, stres ortamlarına da iyi gelmektedir.

Suyun, kaynaktan çıktığı sıcaklık: 80 derecedir.

Sakarya Adapazarı Harman Tepe Kalesi

HARMAN TEPE KALESİ

Harman tepe köyü bölgesinde, doğal bir tepe üzerine kurulmuştur. Özellikle yağışlı havalarda, kaleye ulaşım çok zor. Gitmeye niyetlenirseniz, bunu mutlaka düşünün. Çünkü: kalenin çevresindeki alan sulak ve bataklık.

Kalenin Bizans döneminde, 12-13.yüzyıllarda yapıldığı tahmin ediliyor. Sakarya nehri boyunca, birbirini gören, gözetleme kulesi niteliğindeki savunma yapılarından biridir. Ancak, bu kale dizilerinden, günümüze en sağlam olarak ulaşanların başındadır.

Yapı: yöresel taşlarla yapılmıştır. Sur duvarlarının kalınlığı: 2 metre, yüksekliği: 10 metre civarındadır. Sur duvarlarında: 5 x 5 metre ebatlarında, 6 adet burç bulunmaktadır. Bu burçların üst kısımlarında, değişik yönlere bakan pencereler mazgal delikleri var. Kalenin ana giriş kapısı: güneydedir. Farklı yönlerde ve değişik ebatlarda, 5 adet kemerli giriş bulunuyor.

Günümüzde, kalenin içi: ağaç ve bitkilerle sarılmış durumda. Yine de, günümüze epeyce sağlam olarak gelebilmiş kale, görülmeye değer. Uygun bir havada, mutlaka gitmelisiniz.

Ordu Ünye

Ordu Ünye

Karadeniz bölgesinin en modern ilçelerinden biri olarak öne çıkıyor.

Ordu Ünye

ULAŞIM

Çarşamba uluslar arası hava alanının, Ünye’ye uzaklığı: 40 km. dir. Ünye’nin il merkezi Samsun’a uzaklığı ise: 89 km. dir. Ünye’nin Ordu il merkezine uzaklığı ise: 76 km. dir.

İç Anadolu’yu Karadeniz’e bağlayan en kısa yol da: Ünye-Niksar Kara yoludur. Bu yolun diğer adı: Tarihi İpek yoludur.

Ordu Ünye

TARİHİ

Ünye ve çevresinde yaşadığı öğrenilen ilk topluluk: Kaşkalar. Bunlar: MÖ.2000 yıllarından itibaren tarih sahnesine çıkarlar ve günümüzdeki Sinop ve Perşembe arasında kalan bölgede yerleşirler. Zaman zaman, komşuları Hititlerle büyük mücadele içine girerler. Ama: bu iki komşu devletin ömrü, MÖ. 9’ncu yüzyılda sona erer ve bu tarihten itibaren, bölgede İskitler egemenlik kurarlar.

MÖ. 8’nci yüzyıldan itibaren ise, Ege denizi kıyılarındaki kolonilerden gelenler, Karadeniz kıyılarında ve bu arada Ünye de de koloniler kurarlar. Yani: Ünye’nin kuruluşu olarak, MÖ. 750 tarihleri söylenebilir.

Bu dönemde: Ünye ve çevresinde Khalibler isimli bir kavim yaşamakta olup, bunlar demircilikle uğraşmışlardır. Bu demir madenleri; son dönemlere kadar, işletilmeye devam edilmiştir. Tarihi süreç içinde, bölgede: Persler ve İskender hakimiyetinin ardından; Karadeniz kıyılarında kurulan Pontus devletinin egemenliği görülür. Ancak: Pontus devletini kuranlar:

Yunanlı değildir. Bunlar: bir önceki Pers imparatorluğunun asilleridir. Devlet gelenekleri: Persler ile aynıdır. Onlar gibi: Ahuramazda (Hürmüz) adındaki tanrıya taparlar. Ancak: her zaman olduğu gibi, Yunanlılar yine tarih sahnesinde kendi görüşlerini yayma konusundaki ustalıklarını göstererek, Pontus Devletinin kökeninin Yunan olduğu konusunda, dünyayı ikna etmeyi başarmışlardır.

Bu arada: Pontus Devletinin, zamanla, özellikle Makedonyalı prenseslerle evlenme ve Helen kültürüne meyletmeleri nedeniyle, eski özelliklerini ve güçlerini kaybettikleri de bir gerçek olarak tarih sahnesinde görülmektedir.

MÖ. 1’nci yüzyılda: bölgede hakimiyeti ele geçirmek için, Roma ve Pontusluların mücadeleleri görülür. MÖ.71 yılında, Kelkit vadisinde yapılan savaşta, Pontuslar, Romalılara yenilir. MÖ. 63 yılında Pontus devleti yıkılınca, Romalılar, bölgede hakimiyeti ele geçirirler.

Abbasiler: Türk komutanı Ahmet İbn İnanç et-Türki komutasında, 893 yılında, bölgeyi ele geçirirler. 1080 yılında ise, Ünye dahil, bütün Karadeniz sahilleri, büyük Selçuklu İmparatorluğuna bağlanır.

Ünye’nin Türkleşmesi ve İslamlaşmasında önemli rol oynamış olan Danışmentlilerdir.

1346 yılında: Ünye, Hacı Emir Bey tarafından ele geçirilir. 1398 yılında: Sultan Yıldırım Beyazıt; Canik üzerine bir sefer düzenler ve Kubadoğlu Beyliğine ait Samsun şehrini alır.

Bunun üzerine; bütün Canik bölgesi emirlikleri, Osmanlı devletine tabii olmayı kabul ederler. Böylece: Ünye de Osmanlılara bağlanmış olur. Osmanlılar zamanında: Ünye çevresinde, uzun ve huzurlu bir dönem başlar.

1914 yılında, Ünye ve civarında, çok sayıda can ve mal kaybına neden olan seller olur. Aynı yıl, Osmanlı imparatorluğu, I. Dünya savaşına girer. Bu dönemde, Ruslar Harşit Irmağına kadar olan bölgeyi işgal ederler. Bunun üzerine, işgal edilen bölgelerde, yeni ve büyük bir Müslüman ahali göçü başlar.

Aynı sıralarda, Ruslarla işbirliği yapan Ermeniler, çeşitli yerlerde ve bu arada Canik bölgesinde isyan hareketlerine başlarlar. Savaşta, Ünye işgale uğramaz ama büyük kıtlık, göç ve sefalet çekilir. 1916 yılında, denizden Rus gemileri tarafından bombalanır.

Ordu Ünye

GENEL

İlçede: tipik Karadeniz iklimi görülür. Ancak, arkadan geçen dağ yükseltilerinin azalması nedeniyle, diğer bölgelere nazaran daha az yağış alır.

İlçenin ekonomisinin can damarını: fındık oluşturur. İlçede, yerleşimlerini büyük kısmını: fındık bahçeleri kaplar. Özellikle: Temmuz ve Ağustos aylarında, fındık hasadı nedeniyle, ilçe merkezindeki insanların büyük bölümü, köylere gider ve ilçe merkezi boşalır. Bunun dışında: son yıllarda, iklimin elverişli olması nedeniyle, burada, kivi üretimi artmaktadır.

 

NE YENİR

İlçede, başta hamsi olmak üzere, Doğu Karadeniz’e has, balık yemeklerinin tamamı yapılır. Ayrıca: birçok sebze ve otun yanı sıra, meyvelerin de yemekleri yapılır. Fasulyeden hamsiye, karalahanadan bibere, biber yaprağından kiraza, her şey tuzlanarak kışa saklanır.

Sahil kesiminde, balık yemekleri belirgin olarak ön plana çıkar. Özellikle: biraz öncede söylediğim gibi, hamsinin çeşit çeşit yemeği yapılır. İç kesimlerde ise, balık yerine et yemekleri, hamur işi ve sebze yemekleri öne çıkar.

Ünye’de: size önereceğim başlıca yiyecek çeşitleri: öncelikle hamsi. Eğer balık sevmeseniz: etli karalahana  dolması, Çerkez tavuğu, ısırgan çorbası, pide. Mısır unu; ekmek yanında, tatlı yapımında da kullanılır. Burma baklava, kabak tatlısı ve çalmaç denilen muhallebiyi deneyebilirsiniz.

Ordu Ünye

NE SATIN ALINIR

Öncelikle: sepet, sele ve hey olarak adlandırılan: ağaç örme işleri burada yaygın olarak yapılan el işlerinin başında geliyor.

Halen, ilçede faaliyetini sürdüren birkaç atölyede üretilen: su testileri, çiçek saksıları, güveç kapları ve süs eşyaları da ilginizi çekebilir.

Ordu Ünye

GEZİLECEK YERLER

Ordu Ünye Kalesi

ÜNYE KALESİ:

Ünye-Niksar kara yolu üzerinde, kale köyü sınırları içinde, ilçe merkezine 9 km. uzaklıktadır. Ünye’den şehir içi dolmuşlar ile veya taksi ile ulaşılabiliyor. Yolun solunda 200 metre yükseklikte bir tepenin üzerine kurulmuştur. Jeologların söylediklerine göre: kale, eski devirlerde yanardağ iken, faaliyetini tamamlamış ve yanardağın krateri üzerine inşa edilmiştir.

Kalenin ne zaman yapıldığı kesin olarak bilinmemektedir. Muhtemelen MÖ.200-250 yılları arasında yapıldığı  düşünülmektedir.  Pers kökenli Pontus kralı II. Mitridates, kaleyi bu krater üzerine yaptıran ilk kişi olarak bilinir.

Tarihin çeşitli dönemlerinde, kale, çeşitli uygarlıklar tarafından kullanılmıştır. Bu dönemlerde çeşitli eklentiler ve ilaveler yapılmıştır. Kaledeki kaya mezarları: 6.yüzyılda yapılır. Ayrıca: dehlizler, kuyular, mağaralar, kral mezarları, eski sur kalıntıları, uzun tüneller bulunmaktadır.

Duvar ve sur kalıntıları: kısmen Yunan ve Roma kısmen de Osmanlı mimarisi izlenimi vermektedir. Kaleyi en son kullanan Osmanlılar da bir takım eklemeler yapmışlardır.

Zirveye yakın bölümlerde: tüneller ve dehlizler var. Güney cephesinde, duvarlarda, 3 metre genişliğinde bir kaya mezar var. Mezarın üçgen alınlığında, her üç noktasında da Bizans’ı simgeleyen kartal figürleri bulunuyor.

Evet, kale gerçekten görülmesi gereken bir yer.  Çevresinde: yöresel yemeklerin yapıldığı kır lokantaları da bulunuyor.

Ordu Ünye Yunus Emre Türbesi

YUNUS EMRE TÜRBESİ

Büyük tasavvuf şairi Yunus Emre’nin mezarı: Ünye’dedir. Mezar: ilçe merkezine 2 km. uzaklıktaki, Kiraztepe mevkiindedir. Türbeye ulaşım: merkezden Çınar dibinden dolmuş ve taksilerle sağlanmaktadır.

Türbenin bulunduğu tepe, Ünye’ye kuş bakışı bakıyor. Türbenin bulunduğu bölgede yapılan araştırmalarda: birçok Selçuklu sanatı ile yazılmış mezar taşları bulunarak sandukanın içine konulmuştur. Ayrıca eski mezarın baş ve ayak uçlarında, Selçuklu tarzı mezar taşı bulunmuş, ancak taş yöredeki insanlar tarafından çimento ve sıva ile onarıldığı için üzerindeki yazılar okunamamıştır.

Ancak: daha önce, bu taşın üzerinde: “Ali İbni Emre” yazısının okunduğu söylenmektedir. Taştaki yazıların, Türkçe tercümesi “Ali oğlu Yunustur”. Ali ise, Yunus’un babasının adıdır.

Türkiye’nin 13 yerinde, Yunus Emre’nin türbesi ve mezarı olduğu iddia edilen yerler var. Ama bunlardan gerçekten en öne çıkanı: Ünye’deki mezardır.

Mezarın üzerine; 1998 yılında Ünye Belediyesi tarafından türbe yaptırılmıştır. Çünkü: Ünyeliler, Yunus Emre’yi çok sevmektedirler. Zamanla, burası bir ziyaret yeri haline gelmiştir. Türbe çevresinde herhangi bir yiyecek, içecek imkanı bulunmuyor.

AYA NİKOLA

Ünye’nin kuzeybatısında, şehir çıkışında bulunan küçük bir yarımada üzerindedir. Çevre duvarlarının günümüze ulaşan kalıntılarından, buranın bir kilise olduğu anlaşılmıştır.

Son yıllarda yapılan araştırmalarda, Hıristiyan aleminde “Noel Baba” olarak bilinen “Aya Nicholas (Aziz Nikola)”nın burada yaşadığı sanılmaktadır. Bu araştırmalarda elde edilen sonuçlara göre: Aya Nikola: Oğuz boylarından bir Türk ailenin çocuğudur.

Sarı Saltuk olan adı, 6 yaşında iken, ailesinin Hıristiyan olması sonucu Nicholas olarak değiştirilmiştir. Nikola, büyüdüğünde, Yarımadadaki bu kilisede rahiplik yapmış, denizcilikle uğraşmıştır.

Evet: Ayanikola, 1800’lü yıllarda Hıristiyan halkın yaşadığı küçük bir balıkçı köyü idi. Bu kilisede, o yıllarda yapılmış ve 1930’lardan sonra tamamen yıkılmıştır.

Hıristiyanlar için kutsal sayılan bu kiliseye, hastalar iyileştirilmek üzere götürülmüş, yeni evlenen çiftlerin mutlu olabilmeleri için burada evlenme törenleri düzenlenmiştir. Ayrıca: denizciler sefere çıkmadan önce, denizcilerin hamisi sayılan Aya Nikola’ya geldikleri ve dua ettikleri biliniyor.

Ordu Ünye Eski Evler

ESKİ ÜNYE EVLERİ

Tipik Karadeniz mimarisinin en güzel örneklerindendir. Şehir merkezinde bulunan evlerden, yaklaşık 80 tanesi, günümüze kadar ayakta kalabilmiştir. Mimari özellikleri ve süslemeleriyle ilgi çeken evlerden, bir kısmı, son dönemde restore edilmiştir.

Bunların dışındakilerin bir kısmı ise yıkık dökük olmasına rağmen, bazılarının içinde halen oturulmaktadır. Arzu ederseniz, oturanlardan izin alarak, bu tarihi evleri de gezebilirsiniz. Bu evlerin yoğun olarak bulunduğu Çarşı hamamının arkasına, yürüyerek ulaşabilirsiniz.

Bu bölgedeki gezinizde, küçük bir mola vermek isterseniz; Yunus Emre parkında, kendinize, yöreye has “Tereyağlı Ünye Pidesi” ziyafeti çekmenizi, özellikle öneririm.

Ordu Ünye Kadılar Yokuşu

KADILAR YOKUŞU

Osmanlı imparatorluğu döneminde, Ünye’den çok sayıda: ünlü kadı (hakim) yetişmiştir. Kadılık: Ünye’de babadan oğula sürmüştür. Zamanın kadıları ve kendilerinden sonra gelenler, bu yokuşta konak yaptırmışlar, oturmuşlar ve burası bir kadılar mahallesi haline gelmiştir.

Bugün, bu konaklardan birçoğu günümüze ulaşmıştır. Orijinal taş döşemeli yolu, taş işçiliğinin en güzel örneklerinin işlendiği giriş kapıları ve eski Ünye evleri ile, bir müze sokak gibidir.

Şehir merkezinden, kıyıya dik olarak iner. Cumhuriyet meydanına bağlanır. İlçede, mutlaka görülmesi gereken yerlerden biridir. Çünkü: tarihi Ünye evlerinin en güzelleri buradadır.

Ordu Ünye Kilise

KİLİSE

Orta yılmazlar Mahallesindedir. Ayakta kalan tek kilisedir. Yürüyerek ulaşmak mümkündür. Yalı mevkiindeki kesme taştan yapılan binanın çatısı kiremit örtülüdür. Süsleme ve resim bulunmayan sade bir yapıdır.

Yapının mimari biçimi nedeniyle, 17.yüzyılda yapıldığı düşünülmektedir. 1920’li yıllardaki mübadelede Rumların Ünye’yi terk etmeleri ile kapanan kilise, 1960’lı yılların başına kadar Ünye’ye elektrik sağlayan elektrik santralı olarak kullanılmıştır.

Ünye Belediyesi tarafından, 1994 yılında restore edilmiştir, içinin orijinal mimarisi bozulmuştur. Bugün düğün salonu olarak kullanılmaktadır.

Ordu Ünye Bakırcılar Arastası

BAKIRCILAR ARASTASI

İlçenin merkezindedir, yürüyerek ulaşabilirsiniz. Yüzyıllar boyunca, hem Ünye’nin hem de yörenin en önemli alışveriş merkezlerinden biri olarak öne çıkıyor. Burada hala çekiç seslerini duyabilir, otantik eşyaları ve birer küçük müze gibi duran dükkanları gezebilir ve geçmişe bir yolculuk yapabilirsiniz.

1960’lı yıllara kadar: bu sokak içinde sıra ile bakırcı dükkanları vardı. Bakırcı esnafı, ellerinde çekiçlerle, bakırlara hayat verir ve yöre halkı için: çeşitli kullanım araçları, tencereler, tavalar, kazanlar, yemek kapları imal ederek satarlardı. Ayrıca: kalay işleri de yapılırdı. Bakırcılık: Ünye’de o zamanlar çok gelişmiş bir iş kolu idi.

Bugün ise, ustaların çocukları ve torunları, az sayıdaki dükkanlarında, ev ve mutfak eşyaları ve bunların yanında süs eşyaları, aksesuarlar ve turizme dönük ürünler üretmekteler. Bakırcılar çarşısında gezindikten sonra, çevredeki otantik kahvehanelerde, çay içerek yorgunluğunuzu atabilirsiniz.

Ordu Ünye Saray ve Saray Surları

SARAY  VE SARAY SURLARI

Evet, burada çok güzel bir saray bulunuyormuş. Ancak: 1860 yılında, fırtınalı bir gecede, mutfağında ve ahırlarında çıkan bir yangın sonucu yanmış. Söylentilere göre: İstanbul’daki sultanlar kıskanmış ve bu yüzden saray yaktırılmış.

Bu resim: o dönemlerde sarayda misafir edilen bir Fransız ressam tarafından çizilmiş olup, bugün Paris Güzel Sanatlar Akademisinin giriş salonunun duvarında bulunmaktadır. Evet, bu saray: 19. yüzyılda, deniz kenarında, Sancak Beyi Süleyman Paşa tarafından yaptırılmıştır.

Ordu Ünye Saray Surları

Cumhuriyet Meydanında, anıt çınar ağacının önünden, kuzeye giden yolun yanında görülecek surlar: bir saraya aittir. Surlar: 10 metre yüksekliğinde olup, 20-30 metrelik bir kısmı ayakta sağlam kalabilmiştir.

Ordu Ünye Anıt Ağaçlar

ANIT AĞAÇLAR

Cumhuriyet meydanında bulunan tarihi çınar ağacının, yaklaşık 500 yaşında olduğu hesaplanmıştır. Fatih Sultan Mehmet Caddesindeki çınar ağacının da, aynı yaşta, olduğu tahmin edilmektedir. Çınarın çevresi: 9 metre, çapı: 2.5 metre ve boyu: 30 metredir. Çınarın gövdesinden biri, 1950 yılında isabet eden bir yıldırım sonucu parçalanmış ve yanmış.

Fatih Sultan Mehmet Caddesindeki çınar ağacı: Fatih Sultan Mehmet’in, Trabzon fethinden dönerken, Ünye’de konakladığı sırada diktiği söylenmektedir. Trabzon’dan yelkenlilerle Ünye’ye çıkan Fatih Sultan Mehmet, buradan Ünye-Niksar yolu ile İstanbul’a ulaşmıştır.

Ünye’de, çınarın olduğu yere çadırını kuran Fatih, vezirine dönerek “Lala, burada hiç ağaç yoktur, tez çadırımın önüne bir fidan dikile, bir daha buradan geçmek nasip olursa, dibinde dinleniriz” demiştir. İşte, bugün Ünye’nin ortasındaki anıt çınar ağacı, böyle dikilmiştir.

Ordu Ünye Saray Camisi

SARAY CAMİSİ

Ünye’de, orijinal olarak, günümüze ulaşan tek camidir. 1710 yılında yapılmıştır. Zaman zaman onarım görse de, büyük ölçüde orijinalliğini korumuştur. Şehir merkezinde, çınar ağacının yanındadır, yürüyerek ulaşılabilir.

Ordu Ünye Çamlık

ÇAMLIK

İlçenin kuzeybatısındadır. İlçe merkezinden yürüyerek ulaşabilirsiniz. Cumhuriyet Meydanından başlayarak, Yunus Emre parkını takip ederek, Yalı kahvesinde, Ünye koyunun muhteşem manzarasının önünden, Yüzyıl parkını geçerek çamlığa ulaşabilirsiniz. Toplam uzaklık: 1 km. kadar. Ayrıca: buraya, ilçe merkezinde çınar dibinden dolmuş ve belediye otobüsleri de kalkıyor.

Denize bakan bir yamaç üzerindedir. Deniz ile sahil kara yolu arasındadır. Bütün Karadeniz boyunca, benzeri olmayan ender bir yerdir. Ön tarafı alabildiğine masmavi deniz, arkada ise çam ağaçları, sağında Fener kayalıkları ve solunda tertemiz kumlu koyları ile, bir tabiat harikasıdır. İçinde: çocuk parkı ve barbeküler ve taş masalar var.

Vatandaşların çok tercih ettikleri bir piknik alanı. Hatta: çevre ilçelerden bile çok sayıda gelen bulunur. Burada ayrıca bir motel ve restoran bulunuyor. Motel: 50 yatak kapasiteli ve Belediye tarafından işletilmektedir.

Çamlık bölgesinde: güneşin, koyların ve Ayanikola adasının üstünden batışının seyrine doyum olmaz.

Ordu Ünye Çakır Tepe

ÇAKIR TEPE

İlçe sınırları içindedir. İlçe merkezinden, dolmuşlarla, özel araçlarla veya yürüyerek, Ünye’nin otantik sokaklarından geçerek gidebilirsiniz. Kentin ve denizin kuş bakışı seyredilebileceği bir tepe üzerinde kurulmuştur.

Yaz akşamlarında,  doyumsuz manzarayı seyretmek için, tercih edilebilecek güzel bir yer. Burası: Ünye’nin bir balkonu gibidir. Yüzünüzü Ünye’ye döndüğünüzde: aşağıda şehir bütün muhteşemliği ile ayaklarınızın altında kalıyor. Deniz ise, masmavi bir halı gibi duruyor.

Burada özellikle pide yapan tesisler var. Ünye’ye gelip de burada pide yemeden ayrılmak, büyük bir eksiklik.

Ayrıca: küçük bir hayvanat bahçesi, çay bahçeleri ve ağaçtan yapılmış, iki adet otantik kafe var. Buranın diğer bir adı da “Sami Soysal Parkıdır. Önceki Belediye Başkanlarından Sami Soysal, burayı düzenleyerek Ünyelilere armağan etmiş.

Ordu Ünye Asarkaya Milli Parkı

ASARKAYA MİLLİ PARKI

İlçenin güneydoğusundadır. Şehir merkezine, 5 km. uzaklıktadır. Sahil kara yolundan, ayrılan stabilize bir yolla ulaşılır. Kente ve denize hakim bir tepe üzerinde kurulmuştur.

Denizden: 385 metre yüksekliktedir. Yabanı hayat yönünden de, zengin bir yerdir. Ağaçlar arasında dolaşırken, karşınıza aniden bir geyik ve kara çıkabiliyor. Piknik ve tabiatla baş başa olmak için ideal bir yer.

YAZ KONAĞI MAĞARASI

İlçeye, 3 km. uzaklıkta, Yaz konağı yolu üzerindedir. 2003 yılında keşfedilmiştir. 200 metre uzunluğunda ve 3 ayrı galeriden oluşmaktadır. Sarkıt ve dikitler ve benzerlerine az rastlanır kubbeli odalar bulunmaktadır.

Kireç taşından oluşmuştur.

Şu an için turizme açık değildir. Ziyarete açılması düşünülen kısım: yaklaşık 250 metredir. Bu kısmın yüksekliği: 10 metredir ve 20 metre yükseklikteki bir üst merkezden dökülen bir suyun aktığı görkemli bir boşluk ile son bulur. Buradan sonraki bölüme, ziyaretçilerin girişi uygun bulunmamaktadır.

Ordu Ünye Koylar ve Kumsallar

PLAJLAR

Karadeniz bölgesinin en geniş ve en temiz doğal plajları: Ünye kıyılarındadır. Uzunkum, Kavaklar ve İnciraltı Plajları, bunların bazılarıdır. Özellikle, çamlık kıyılarına gidenler, ilginç kaya şekillerini görebilirler. Karadeniz’in dalgalarının uzun yıllardır sabırla ve ustalıkla çizdiği, garip şekiller vererek figürler oluşturduğu bu kayalıklar, gerçekten ilginizi çekebilir.

Ordu Ünye Uzun Kum

UZUN KUM

Karadeniz’in en uzun plajlarından biridir.

Ordu hakkındaki gezi yazım için Ordu