Isparta Gönen

Isparta Gönen

Isparta Gönen: İl merkezine 25 km uzaklıktadır. Isparta-Burdur karayoluna 5 km uzaklıktadır. Deniz seviyesinden yüksekliği 1050 metredir. Tınaz tepenin hafif meyilli yamaçlarına yerleşmiştir.

Uzun yıllar “Konak” ismi ile de anılan Gönen, Konan ismini kervancıların İzmir-Aydın kervan yoluyla İç Anadolu’ya geçerken Gönen höyüğündeki fener nedeniyle, burada konaklamalarından almıştır.

Isparta Gönen

İlçede turizm önemli bir potansiyel olarak değerlendirilmekte, Güneykent beldesinde yapılan gül turizmi, son yıllarda 15 bin civarında turistin buraları ziyaret etmesine sebep olmuştur. Ayrıca Yunus Emre hakkında da türbesinin burada olmasına istinaden çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir.

Isparta Gönen

 

TARİHİ

Roma imparatoru Augustus’un, Pisidia bölgesinde kurduğu 4 şehirden birisidir. Sonraki dönemde, bölgede Hamitoğlu Beyliğinin egemenliği görülür. Hamitoğlu Hüseyin Bey, toprakların büyük bölümünü Osmanlı Sultanı I. Murat’a satmış ve Gönen’e çekilerek geri kalan topraklarını buradan idare etmiştir. İstiklal savaşında İtalyan’ların Antalya’yı işgallerinden sonra, işgale Burdur ve Isparta yönünde devam edeceklerinin anlaşılması üzerine Isparta’da mahalli direniş çalışmaları başlatılmıştır. Bu çalışmaların önderliğini yapan Hafız İbrahim teşkilatlanmayı gerçekleştirmek için, 22 Haziran 1919 tarihinde bir bildiri yayınlar. Bu bildiriyi duyan Gönenliler bir toplantı yaparak, Gönen’den 76 gönüllüyü hemen Isparta’daki birliğe göndermişlerdir. Gönen 1990 yılında ilçe olmuştur.

 

ELMA

İlçede en fazla gelir getiren ürün elmadır. Toplam 8930 dekarlık alanda 16 bin ton elma hasat edilmektedir. En fazla elma varlığı Senirce köyündedir.

Isparta Gönen

 

GÜL

İlçede 3758 dekar alanda yağ gülü üretilmekte ve 1425 top yağ gülü çiçeği elde edilmektedir. İsparta il genelinde en fazla gül üretimi burada yapılmaktadır. Elde edilen gül yağı, özellikle Arap ülkelerine ve Avrupa ülkelerine ihraç edilmektedir.

Isparta Gönen Meslek Yüksek Okulu

 

GÖNEN MESLEK YÜKSEK OKULU

Süleyman Demirel Üniversitesine bağlı Meslek Yüksek Okulu; Muhasebe Programı ve Büro Yönetimi ve Sekreterlik Programları ile başlamış ve 2004 yılında Gönen’e taşınmıştır. Halen Yüksek Okul bünyesinde 7 bölüm ve 11 programla eğitim ve öğretime devam edilmektedir.

İsparta il merkezindeki Üniversite kampüsüne 17 km uzaklıktadır.

GEZİLECEK YERLER

Isparta Gönen Eski Hamam

 

ESKİ HAMAM

İlçe merkezinde Cami mahallesi Hamam Sokaktadır. Mülkiyeti Gönen Belediyesine, sorumluluğu ise Vakıflar Genel Müdürlüğüne aittir. 2003 yılında, I. Gurup Anıt Eser olarak tescil edilerek koruma altına alınmıştır. Hamamın önünde bulunan ve hamama sonradan eklendiği düşünülen geniş kare mekan, kiremit çatılıdır.

Metruk hamam, halk arasında Selçuklu hamamı olarak bilinmektedir. Müze kayıtlarında ise “Eski hamam” olarak geçer. Kitabesi ve vakfiyesi yoktur. Ancak 50 yıl öncesine kadar faal olduğu ve kullanıldığı söylenir.

Isparta Gönen Eski Hamam

Kare şeklindeki hamam, soğukluk, ılıklık ve sıcaklık bölümünden oluşur. Hamamın önünde ve sonradan eklenen kare mekan, kiremit çatılıdır. Bu mekanın ilave bir hamam yapısı olduğu düşünülmektedir. Çünkü günümüze kadar gelebilen sıvalarından bu durum anlaşılmaktadır. Orta mekanın doğusunda kare planlı pandantif geçişli kubbeli bir halvet vardır. Kubbede bir adet ortada, yedi adet çevresinde aydınlık feneri bulunur. Bu kısımda batı ve güneyde köşeleri motifli iki kurna vardır. Mermer kurnalar özgündür. Batıda kurnanın iki köşesinde kum saati şeklinde kabartma vardır. Plan olarak Anadolu’daki birçok hamamla benzerlik göstermez.

Isparta Gönen Sinan Dede Türbesi

 

SİNAN DEDE TÜRBESİ

Gümüşgün (yeni adı Baladız) köyündedir. Osmanlı döneminde yapılmış ya da onarılmıştır. Net yapım tarihi bilinmiyor. Türbenin çevresinde etkinliklerde kullanılabilecek mekanlar vardır. Türbe sekizgen planlı, blok taş platform üzerine inşa edilmiştir. Giriş kısmında taç kapı, sivri kemerli ve kenarlar dışbükey silmedir. Zamanla duyulan gereksinim nedeniyle kapının üzerine metal malzeme ile saçak yapılmıştır. Dört kenarda, altta dikdörtgen üstte daha küçük aydınlık pencereler bulunur. İçten tavanı kontroplak kaplıdır. Dıştan kırma çatılıdır. Girişi yaklaşık 150 cm yüksekliğinde demir, tek kanatlı bir kapıdan sağlanır. İçerisinde Sinan Dede’ye ait olduğu söylenen bir sanduka vardır. Sinan Dede’nin 1180-1270 yıllarında yaşadığı hususu, Gümüşgün Köyü Kültür Derneği tarafından iddia edilmektedir. Türbenin iç kısmında üzerinde çok sayıda eşarp olan bir sanduka bulunur. Türbenin duvarlarında Hz. Alinin resimleri ve kılıcı zülfikara ait işlenmiş motifler görülür. Ayrıca Alevi-Bektaşi geleneğine ait işlemeler de vardır. Türbede mum yakabilmek amacıyla köşeler oluşturulmuştur. Türbenin pencerelerinde çok sayıda mum bulunmaktadır. Türbenin içinde, türbenin ihtiyaçlarını karşılayabilmek için bir bağış kutusu konmuştur.

Isparta Gönen Sinan Dede Türbesi

Peki Sinan Dede kimdir? Sinan Dede, Anadolu erenlerinden, Horasan erlerinden, hem Anadolu’yu Türkleştiren ve Müslümanlaştıran, büyük bir asker ve aynı zamanda da büyük bir evliya olarak kabul edilmektedir.

Gümüşgün Aşure Şenlikleri

Sinan Dede Türbesinin yanındaki alanda, her yıl Aşure Şenlikleri düzenleniyor.

 

Gümüşgün Tren İstasyonu

İzmir-Aydın hattı kapsamında İngilizler tarafından 1911 yılında yapılmıştır. İstasyon yapısı, ambar, lojman, su deposu, gazhane ve tuvalet yapılarından oluşur. Ana istasyon binasının bir kısmı tek, bir kısmı iki katlıdır. İki katlı bölümün üst katı misafirhane şeklinde tasarlanmıştır. Alt katta ise, bekleme salonu, gişe, büro odaları gibi hizmet birimleri bulunur. Yapının ön kısmında, üstü kiremit örtülü ahşap bir sundurma vardır. Yapı, taş yığma tekniğiyle yapılmıştır. Dış cephede su basman kotu üzerinden itibaren taş duvar görülür. Bu taş duvar arasında dört sıra tuğla hatır yapının etrafını döner. Ayrıca saçaklar da tuğladır. İstasyon yapısının hemen karşısında, rayların diğer tarafında ambar yapısı vardır.

Isparta Gönen Tarihi Kale ve Konane (Conana) Antik Kenti

 

TARİHİ KALE VE KONANE (CONANA) ANTİK KENTİ

Gönen ilçesinin kuzeybatısında, ilçe merkezinden yaklaşık 3 km uzaklıktadır. 1656 metre rakımlı Kaletepe adı verilen, yüksekçe bir dağın yamaçlarında kurulmuştur.

Antik dönemde Pisidia olarak adlandırılan Göller bölgesindeki Conana antik kenti, önemli yerleşimlerden birisidir. Çünkü: ticaret yolları üzerinde yer alır. Ayrıca Burdur Gölünün batısında kalan verimli ovalara hakim konumdadır.

Şehir: Hitit, Frig, Lydia, Hellenistik, Roma, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde yerleşim görmüştür. Teraslar üzerine konumlandırılmış olan kent, bölgenin hem savunma hem de mimarlık tarihi açısından önemli bir yapılaşma yeridir.

Isparta Gönen Tarihi Kale ve Konane (Conana) Antik Kenti

Antik kentten ilk olarak Ptolemaios söz eder. Ancak şehrin yeri, 1874 yılında Alman tarihçi Profesör G. Hirscfeld tarafından keşfedilmiştir. Hirscfeld, kentin ismini Sagalassos’da bir yazıt üzerinde okumuş ve kenti ilk olarak Gönen ilçesine atfetmiştir.

2009 yılından bu yana sürdürülen yüzey araştırmaları, Gönen ilçesinin 2 kilometre kadar kuzeybatısında yer alan 1656 metre yükseklikteki Kale Tepe üzerindeki yerleşmede yoğunlaşmıştır. Kentin ilk yerleşim alanı Kale Tepe üzerinde olmasına karşın Roma döneminden itibaren Akyokuş Tepe’ye taşınmış olduğu ve zamanla da modern Gönen ilçesinde konumlandığı tespit edilmiştir.

Kale Tepe, oldukça iyi durumda korunmuş olan sur duvarlarıyla tahkim edilmiştir.  Bu sur duvarları, 4 metre uzunluğunda ve 1 metre genişliğinde taşların harçsız bir şekilde bir araya getirilmesiyle yapılmıştır. Kalenin ihtiyacı olan su, Yuvetça yaylasındaki pınarlardan, 35 cm çapındaki toprak künklerle getirilmiştir.

Kalenin içinde, düzenli bir yol şebekesi ve geniş bir yerleşim alanı yer almaktadır. Bu haliyle, yerleşme alanı tam donanımlı bir yerleşmenin çekirdeği olma görüntüsü vermektedir. Kale Tepe yerleşmesi izole edilmiş, müstahkem bir kale görünümündedir. Pisidia’da birçok noktada karşımıza çıkan, küçük ölçekli, dağ zirvelerinde veya yüksek tepeler üzerinde konumlandırılmış yerleşmelere benzerdir. Yüksek rakımlı tepelerin üzerine yerleşmiş olan Hellenistik dönemin bu kale görünümlü yerleşmeleri Strabon’un “Pisidialılar Pamphylia Ovasını çeviren dağlık arazide oturuyorlardı” tanımlamasıyla oldukça uyum içindedir.

Evet, Kale Tepe içindeki yerleşimi anlatmaya devam edelim: Tepenin güneydoğu kısmında, şehre girişi sağlayan yolun her iki yanında Tümülüsler ve kayaya oyulmuş mezarlardan oluşan bir nekropol alanı vardır. Mancarlı sırtı olarak isimlendirilen bu alanda bulunan Tümülüslerin çapları yaklaşık 5-9 metre arasında değişir, düzgün kesme taşlarla çevrili, üst tarafı tıraşlanmış ve ortası kaçak kazılar sonucu oyulmuştur. Bu Tümülüs mezarların ortalarında, doğu batı yönünde uzanan, dikdörtgen planlı ve büyük düzgün blok taşlardan yapıldığı anlaşılan mezarlar görülür. Tümülüslerin üstünde ise, Geç Helenistik ve Erken Roma dönemlerine tarihlenen günlük mutfak kullanım eşyası seramik parçaları vardır. Bu seramik parçalarına göre; tepe üzerinde bulunan yerleşmenin Erken Helenistik Dönemden itibaren kurulmuş olduğu ve muhtemelen Roma döneminde terk edildiği tahmin edilmektedir. Mancarlı sırtından Kaletepe zirvesine doğru çıkıldıkça, işlevi tam olarak anlaşılamayan kare planlı binaların kalıntıları ve temel seviyesindeki duvarları görülür. Antik kentin kalıntıları, Kaletepe zirvesine kadar yayılmıştır. Zirvede sarnıçlara ve işlevi anlaşılamayan değişik tipte bazı mekanlara rastlanılmıştır. Kalıntılara göre burada bir küçük kale bulunduğu düşünülür.

Şehirde, MÖ 1’nci yüzyıldan itibaren sikke basıldığı bilinmektedir ve şehre ait ilk bilgilere bu sikkelerden ulaşılır.

İmparatorluk sikkelerinin basımı, İmparator Hadrianus’tan (MS 117-138), İmparator Gallienus (MS 260-268) dönemine kadar devam eder. MS 7-8’nci yüzyıllarda İstanbul’da derlenmiş piskoposluk listelerinde, Konane ismi görülür. Kent, Pisidia Antiokheiası Başpiskoposu altında sınıflandırılmıştır. Kent piskoposu ya da kilise temsilcileri, ikonaların onurlandırılması hususunu görüşmek üzere MS 787 yılında İznik’te toplanan 2’nci Konsey’de görünürler. Ayrıca, Aziz Zosimos hikayesinin anlatıldığı bir Hıristiyan metinde, kentten bahsedilir.

Ancak günümüzde fazlaca bir kalıntı görülmez. Mimari parçalar ve bol miktardaki mezar stelleri, Isparta müzesinde sergilenmektedir.

Isparta Gönen Demirci Mehmet Efe Konağı

 

DEMİRCİ MEHMET EFE KONAĞI

İlçe merkezine 7 km uzaklıktaki Demirlidağı eteğinde kurulmuş İğdecik köyünde köy meydanının yaklaşık 100 metre batısındadır.

19’ncu yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir. Yarı bodrumlu, zemin üzeri bir katlıdır.

Demirci Mehmet Efe, Milli Mücadele yıllarında, 1920 yılında, Süleyman Efendiye ait bu büyük binayı karargah binası olarak 7 ay süreyle kullanmıştır. Aydın cephesinden düşman baskısı altında tutunamayarak geri çekilen Demirci Mehmet Efe, tren ile yakınından geçmekte olduğu İğdecik köyünü görünce, bu köyün manzarasını çok beğenmiş ve burada oturmaya karar vermiştir. Ardından birkaç ailenin evini boşaltmış ve bu evlere kendisi ve ailesini yerleştirmiştir. Demirci Mehmet Efe, Milli Mücadele tarihinde “İğdecik baskını” olarak bilinen tarihi olayda bu konakta bulunuyordu. Baskın sabahı bu konaktan kaçarak İğdecik köyünün arkasındaki dağlara sığınmıştır. Demirci Efe daha sonra Nazilli’de ikamet etmeye başlamış ve 1959 yılında ölümüne kadar orada kalmıştır. İğdecik baskınından da söz etmek istiyorum. 10 Kasım 1920 tarihinde, Refet Bey, Afyon-Adan a arasındaki Güney Cephesine tayin edilince, Kuvayi Milliye ve Kuvayi Nizamiye yani düzenli ordu arasında çekişme olur, bu sıralarda çeteciliği savunan Galip Hoca ve Çerkes Ethem, Demirci Mehmet Efe’yi kendi yanlarına almak isterler. Refet Bey ise, düzenli bir ordu kurulması için Efe’yi Konya’ya davet eder. Efe, kendisine olumlu veya olumsuz bir cevap vermez, ama bir gece İğdecik köyüne baskın düzenlenir, Efe’nin kuvvetleri dağıtılır, Efe çok az adamıyla dağa kaçmayı başarır, dağa kaçarak kendisini kurtarmasına rağmen, kuvvetleri teslim olur. Daha sonra Ankara Hükümeti, Milli Mücadeledeki başarılarından dolayı kendisini affeder.

Bir dönemin tarihine tanıklık etmiş bu konak, günümüze kadar ayakta kalmayı başarmıştır. Ayrıca, bu konak tarihi değerleri dışında, mimari anlayışı ve gösterişli süslemeleriyle de geleneksel Isparta evleri içinde önemli yer tutar. Özellikle konağın en çok dikkat çeken yönü, ana yola bakan cephede yer alan iki odanın alçı tavan süslemeleridir. Realist üslupta yapılarak kendi renklerine boyanmış olan meyvelerin tasviri, diğer evlerde görülmemektedir. Meyve tabağı içindeki limon ve mandalina gibi sıcak iklimlerde yetişen meyvelerin tasvir edilmesi, bunu süslemeyi yapan ustanın gezdiği yerlerden ve hayal gücünden kaynaklanabileceği gibi, Demirci Mehmet Efe’nin Ege ikliminde doğup büyümesinden ve bu meyveleri daha önce tanımasından dolayı süslemenin onun zevklerine uygun yapılmış olabileceğini de akla getirmektedir. Öte yandan bu tür realist süslemelerin, yörede yaşayan gayrimüslim, daha doğrusu Rum ustalar tarafından yapılması muhtemel görünür. Bu görüşü doğrulayacak bir husus o dönemlerde İğdecik köyünün yakınlarında, Gönen ilçesi civarında bir kısım Rum vatandaşın yaşamakta olduğudur.

Ancak yapı günümüzde oldukça harap durumdadır. Mülkiyeti Gülsüm Erdoğan adına kayıtlıdır. Kapısı kilitlidir, koruma altına alınmamıştır.

 

KOÇTEPE İNCİRLİKAYA ODA MEZARLARI

Isparta-Burdur kara yolunun doğusunda, Koçtepe köyü İncirlikaya mevkindedir. 6 mezar, toprak düzeyinin üstünde kayada, 1 tane dromoslu mezar tepenin güney doğusunda tarla içinde, ikinci kromoslu mezar odası güneydoğudaki tepenin ilk eteğinde, son mezar odası da bu alandadır. Mezarların iki tanesi dromosludur. Bir mezarın içi iki odalı olup 4 adet kline ihtiva eder. Diğer bazı mezarların çatısı iki tarafa eğimlidir. Cephesi kaya yüzeyinde olanların ön kısmı tıraşlanmış ve kapı kenarlarını bantlarla çevirmişlerdir. Roma dönemi mezarlarıdır. Pisidia kaya mezarlarının diğer örnekleriyle benzerlik gösterir.

 

AKYOKUŞ TEPE ANTİK YERLEŞİMİ VE NEKROPOL ALANI

Gönen ilçe merkezinin yaklaşık 1 km kuzeyinde, yaylaya çıkan orman yolunun batısında, 1267 metre yüksekliğinde, doğal bir tepedir. Tepenin yamaçlarında ve zirvesinde, farklı dönemlere ait seramikler ve büyük şekilsiz inşaat taşları görülür. Önceki yıllarda, piknik alanı haline getirmek maksadıyla tepenin zirvesi, 1-1,5 metre tesviye edilerek tamamen düzleştirilmiş, yamaçlarda 5 farklı teras oluşturularak ağaçlandırma ve bu ağaçları sulamak için bir sistem yapılmıştır. Tepenin yamaçlarında yer yer kaçak kazı çukurları görülür.

 

GÜNEYKENT KASABASI

Isparta il merkezine 40 km ve Gönen ilçe merkezine 13 km uzaklıktadır. Kasabanın hemen girişinde Yunus Emre heykeli vardır.

Isparta yöresinin en güzel gülleri, burada yetiştirilir. Gül toplama döneminde, turist gurupları Güneykent kasabasına gelirler ve tarlalardan gül toplayabilirler. Tarlalarda gül toplarken, gül bahçelerinin güzel kokularını hissedebilirsiniz. Hatta, yurt dışından da, gül toplamak üzere, buraya çok sayıda turist gelmektedir. Gül toplama yanında: gül temalı figürler, heybeler, dokumalar ve iğne oyaları da satılmaktadır.

Isparta Gönen Manastır Koruluğu

 

Manastır Koruluğu

İlçenin en önemli ormanlığıdır. Burada Yunus Emre Türbesi vardır ve buraya manastır isminin verilmesinin sebebi: “mana-sır” kelimesinden gelmektedir. Sonra mana esastır ve manastır olmuştur. Aslında Hıristiyanlara ait en ufak bir işaret yoktur. Burada Manastır ormanlık yer anlamındadır. Ancak Manastır mahallesinin yeni ismi “Pazar Mahallesi” dir. Mezarların 1963 yılına kadar tapulu vakfıyesi varken, kadastro geçince vakfın arazileri ormana verilmiştir. Mevcut ormanların ayakta kalması bu kutsal mezarlar sayesindedir. Yunus Emre’nin mezarı ancak böylesine kutsal bir yerde olabilir.

Isparta Gönen Yunus Emre Türbesi

 

Yunus Emre Türbesi

Pazar Mahallesi, Manastır mevkiinde çam ormanları arasında göletin hemen üstünde bir türbe vardır. Bu türbe yapısı, 1993 yılında betonarme olarak yeniden inşa edilmiştir. Türbe sekizgen planlı olup mekanı dışarıdan çepeçevre saran tretuvar bulunur. Su basman seviyesine yükseltilmiş olan türbenin girişi batı yönündedir. Giriş kapısının iki yanında, tabana kadar uzanan birer niş vardır. Geri kalan yedi cephesi birbirinin aynısı olup, her bir cephenin ortasında kemerli bir pencere ve pencerenin her iki tarafında giriş cephesinde olduğu gibi birer niş bulunur. Yapının üstü sekizgen kırma çatı ile kapatılmış ve Marsilya tipi kiremitle örtülmüştür. Çatının en yüksek noktasında “alem” bulunur.  

Isparta Gönen Yunus Emre Türbesi

Bu türbenin Yunus Emre ve hocası Taptuk Emre’ye ait olduğuna inanılır. İslam inanışına göre, büyük ve bilgili kişilerin mezarı sağda, diğerleri sol tarafta bulunur. Türbeye girince sağda bulunan ilk mezar Yunus Emre’nin, sonrakiler sırasıyla Taktuk Emre, Sinan Efendi ve Vakfıyenin kurucusu Saadettin Efendidir.

Isparta Gönen Yunus Emre Türbesi

Türbenin hemen dışında, Yunus Emre heykeli bulunuyor. Gönenliler bu türbeye özel bir ilgiyle bakmakta ve yaşamasını sağlamaktadır. Her sene duvarları yeniden sıvanmakta, üzerine örtüler örtülmektedir.

Isparta Gönen Yunus Emre Türbesi

Ancak yine de bu mezarların kimlere ait olduğu net olarak bilinmemektedir. Bu mezarların ermiş kişilere ait kutsal mezarlar olduğuna inanılır. Hatta Hacı Bektaş-i Veli’nin müritlerinden birine ait olabileceği söylenmektedir. Hacı Bektaş-ı Veli, Yunus Emre’ye Taktuk Emre’ye gitmesi için yol göstermiştir. Sonuç olarak: halk burayı kutsal bir yer olarak kabul etmiş ve her yıl binlerce insan burayı ziyaret ederek dua etmekte ve adaklar adamaktadır.

Isparta Gönen Yunus Emre’yi Anma ve Aşure Şenlikleri

 

Yunus Emre’yi Anma ve Aşure Şenlikleri

İlçede: 1991 yılından bu yana, her yıl Haziran’ın son Cumartesi günü; Yunus Emre’yi anma ve Aşure Şenlikleri yapılır. Bu şenliklerde amaç: Yunus Emre’yi halka tanıtmak ve sevdirmektir.

Isparta Gönen Yunus Emre’yi Anma ve Aşure Şenlikleri

Türbe çevresindeki etkinlik alanında davetlilerin yapılan etkinlikleri ve gösterileri izleyebilecekleri bir amfi, eğime uygun olarak düzenlenmiştir. Amfinin yanındaki yarı açık bir mekan ise yemek hazırlama bölümü olarak kullanılmaktadır. Amfinin karşısında protokol için ayrı bir yarı açık mekan oluşturulmuştur.

Isparta Gönen Kuru Fasulye Günü

 

Kuru Fasulye Günü

Gönen ilçesinde, ülkemizin dört bir yanından gelen Gönen Öğretmen Okulu Mezunları ve ailelerinin katılımı ile, her yıl Haziran ayının son Pazar günü, Geleneksel Kuru Fasulye Günü etkinlikleri düzenlenmekte olup, bu etkinlikler 1945 yılından bu yana sürdürülmektedir.

Isparta tanıtımı.

 

Isparta Keçiborlu

Isparta Keçiborlu

Isparta Keçiborlu: Isparta il merkezine uzaklık 41 km dir. Akdeniz bölgesinin göller yöresindedir. Burdur gölünde 22 km kıyısı vardır. Özellikle E-24 devlet kara yolu üzerinde bulunması nedeniyle, Ankara-Antalya arasında yolculuk yapanlar, bu ilçeden geçerler.

İlçe merkezinin ortalama rakımı yani denizden yükseklik 1010 metredir. Güneyinde Eğirdir gölü bulunur.

1997 yılında açılan Süleyman Demirel Hava alanı, ilçe sınırları içindedir.

İlçenin günümüzdeki en önemli ekonomik faaliyet alanı tarım ve hayvancılıktır. Meyvecilik, sebzecilik, bağcılık, gülcülük ve lavantacılık yapılmaktadır.

Isparta Keçiborlu

 

TARİHİ

Isparta Keçiborlu: Niğde’nin Bor ilçesinden buraya göç edenlerin bir kısmı Uluborlu’ya ve bir kısmı ise Keçiborlu’ya yerleşirler. Keçiborlu’ya yerleşenler “Küçük Borlu” anlamında buraya “Kiçiborlu” ismini verirler. Ayrıca bölgenin küçük tepeciklerden meydana gelen arazi yapısı nedeniyle “Küçük taşlık yer” anlamında “Kiçiborlu” denildiği de söylenir. Bu isim, zamanla “Keçiborlu” olarak günümüze gelmiştir.

Bölge 1182 yılında Selçuklu egemenliğine girer. 1301 yılında Hamitoğulları Beyliği ve 1380 yılında ise Osmanlı egemenliği görülür.

Keçiborlu, 1935 yılından itibaren, ülkemizde tek kükürt üreten fabrika bulunması nedeniyle tanınmıştır. Etibank tarafından ilçe merkezinde kurulan üretim tesisi, ilçede gerek istihdam ve gerekse sosyal hayatın canlanmasını sağlamıştır.

KÜKÜRT VE KÜKÜRT TESİSLERİ

Yukarıda belirttiğim gibi, bir zamanlar, Ankara-Antalya yolunda ilerlerken, Keçiborlu yöresine varıldığında, muhteşem bir kötü koku hissedilirdi. Çünkü burada Kükürt Madeni işleme tesisi vardı. Keçiborlu kükürt madeni, 1900 yılında Hüseyin Kureyşi isimli biri tarafından çalıştırılmıştır. 1914-1918 yılları arasında ise, Almanlar, basit üretim tesisiyle burada kükürt üretimi yapmışlardır. Cumhuriyet sonrasında ise, üretim yetkisi İtalyan ve Fransızlara verilmiş, bu yetki 1934 yılında ise Sümerbank’a devredilmiştir. 1944 yılında üretim Etibank tarafından yürütülür. Bu dönemde, ilçeye üretim için gelen mühendisler ve yapılan tesisler, sosyal hayatın canlanmasını sağlamıştır. Ancak zaman içinde üretim maliyetlerinin artması ve madenin gittikçe fakirleşmesi nedeniyle, 1980’li yıllarda tesisin kapatılması gündeme gelmiştir. 1994 yılında ise tesis kapatılmış ve maden ocaklarının üstü betonla kapatılmıştır. Kükürt işletmesinin sahası ve tesisleri, yeni kurulan Meslek Yüksek Okuluna devredilmiştir.

GÜL

İlçe merkezine 15 km uzaklıktaki Senir kasabası ve ilçe merkezine 9 km uzaklıktaki Kılıç kasabası: gül bahçeleri ve gül fabrikaları ile tanınır. Gül toplama sezonunda, buralara turistik geziler düzenlenir ve gelenler, bahçelerde gül toplarlar. Ayrıca, yine bu kasabalarda bulunan gülyağı tesislerinden geleneksel gülyağı ve gül suyu satın almak mümkündür. Senir kasabasında, bir de geleneksel etnografik objelerin sergilendiği, Kültür evi vardır.

Isparta Keçiborlu

 

LAVANTA

Lavanta bahçeleri Kuyucak köyündedir. Kuyucak köyü, İl merkezi İsparta’ya 50 km uzaklıktadır. Kuyucak köyünde yetiştirilen lavanta, sıcaklık ve yağış gibi mevsimsel durumlara bağlı olarak Temmuz ayı başında açmaya başlar ve Temmuz sonu ile Ağustos ayı ortalarına kadar hasat edilir. Yetiştirilen lavantalar, Türkiye ihtiyacının % 90’ını karşılar. Lavanta çiçekleri, fabrikalarda işlenip sabun, yağ, kolonya gibi ürünlere dönüştürülür. Buradaki lavanta tarlaları, son yıllarda turizm etkinlikleri yönünden de oldukça yoğun bir turizm aktivitesine sahip olmuştur. Lavantaların çiçek açtığı dönemde (yani Temmuz sonu ile Ağustos ayı ortalarına kadar olan sürede) bu mor renkli tarlalar ziyaret edilir, ziyaretçiler yürüyüş yapar, bisiklete binerler, fotoğraf çekerler ve lavanta ürünlerini satın alırlar.

Isparta Keçiborlu

 

GEZİLECEK YERLER

KEÇİBORLU TREN İSTASYONU

1910 yılında İngilizler tarafından yapılmış olan Keçiborlu İstasyonu: istasyon yapısı, ambar, lojman ve tuvalet yapılarından oluşur. Gümüşgün istasyon yapısıyla aynı mimari özelliklere sahiptir. Tek farkı, istasyonda su deposu bulunmaması ve gazhane yapısının yıkılmış olmasıdır. Ana istasyon, bir kısmı tek katlı bir kısmı iki katlıdır. İki katlı kısmın üst katı misafirhane şeklinde tasarlanmıştır. Alt katta ise bekleme salonu, gişe büro odaları, bilet gişesi gibi hizmet birimleri bulunur. Yapı taş yığma teknikle inşa edilmiştir. Dış cephede subasman kotundan itibaren taş duvar görülür. Bu taş duvar arasında dört sıra tuğla hatıl, yapının etrafında dönmektedir. Ayrıca saçaklar da tuğladır. Kapı ve pencerelerin tamamı dikdörtgen formdadır ve çevresinde sive dönmektedir. Bu sövelerin üzerinde de basık kemer formunda tuğla söveler yer almaktadır. Yapı her iki kodunda da beşik çatı ile örtülüdür. Ayrıca bodrum katı da bulunmaktadır. İstasyon yapısının hemen karşısında rayların diğer tarafında ambar yapısı bulunur. Bu yapıda, istasyon yapısının dış görünüşüne uyumlu taş duvar ve tuğla hatıllıdır. Beşik çatılıdır. Büyük tek bir mekanın yanında yapının bir ucunda iki katlı bir büro kısmı vardır. İçinden bir ray hattı geçmektedir. lojman yapısı da istasyon yapısı ile aynı mimariyi gösterir. Tek katlı, beşik çatılıdır ve iki bağımsız bölümden oluşur. Lojman yapılarının yıkılmaya başladığı görülmektedir. Tuvalet yapısı ise kompleksi temel mimarisine uyumlu tek katlı ve beşik çatılıdır. Panjurlu kare formu penceresi bulunmaktadır.

 

 

SİNAN BEY CAMİSİ

İlçe merkezindeki bu tarihi caminin kim tarafından ve ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Kareye yakın, dikdörtgen planlı olan cami, taş duvarlara sahip olup, marsilya kiremidi kaplı kırma çatı ile örtülüdür. Caminin kuzey, batı ve doğu cephelerinden giriş kapısı bulunur. Kuzeydoğu köşede bulunan minarenin kesme taştan örülmüş yüksek kare kaidesi vardır. Üçgen papuç bölümünden sonra ince bir bilezikle silindirik gövdeye geçer. Gövde bir bilezikle sona ermekte, şerefe, petek ve külah ile minare sonlanmaktadır. Minarenin tamamında kesme taş kullanılmıştır. Minare kaidesinde, iki satır halinde mermer kitabe vardır. Kuzey cephenin alt bölümü sonradan eklenmiş betonarme bölüm yer almaktadır. Bu cephede, alt sırada yuvarlak kemerli dört adet dikdörtgen formlu pencere ve ortalarında yuvarlak kemerli kapı bulunur. Üst sıra cephenin özgün taş duvarları arasında beş tane dikdörtgen formlu yuvarlak kemerli pencere vardır.

 

 

ASLANLI ÇEŞME

İncesu beldesi, Köyiçi mevkiindedir. Belediye binasının batısında bir meydana bakan, dikdörtgen formlu, kesme moloz taşlardan yapılmış, yuvarlak kemerli, saçak ve kemer ayaklarının bastığı kotlarda kademeli silmeleri bulunan bir çeşmedir. Çeşme içerisinde devşirme blok kesme taşın da yer aldığı görülmektedir. Çeşmenin orta kısmında, iki tane küçük dikdörtgen formlu niş vardır. Çeşmenin üzeri saç malzemeden kırma formlu bir çatı ile örtülmüş olup, cephesinde çeşitli resim ve motifler ile çeşmeye adını veren iki aslan kabartması bulunmaktadır. Aslan kabartmalarının arasında 1932 tarihi yazmakla beraber bu mevkiye yakın bir noktada bulunan “Koca çeşme” ile aynı dönemde yapıldığı düşünülmektedir. (muhtemelen 1885 yılı)

 

KOCA ÇEŞME

İncesu belde merkezinde, bir meydana bakan dikdörtgen formlu kesme ve moloz taşlardan yapılmıştır. Yuvarlak kemerli bir çeşmedir. Çeşmenin saçak ile kemer ayaklarının bastığı kotlarda kadameli silmeler vardır. Çeşme içerisinde blok kesme devşirme bir taş da bulunmaktadır. Kemerli kısmının içerisindeki kitabede 1885 tarihi okunmaktadır. Çeşmenin orta kısmında da küçük dikdörtgen bir niş vardır. Çeşmeye saç malzemeden bir kırma çatı yapılmıştır.

 

ÇELİKLER ÇEŞMESİ

İncesu beldesi Merkezinde, sokak köşesinde ve eski çamaşırhaneye bitişik konumda olan çeşmenin sivri kemerinin iç kısmında, küçük bir niş vardır. Genelde moloz taşlardan yapılmış ve sıvanarak mavi renge boyanmış olan çeşmenin kemerlerinin bastığı taşlar, kesme blok taşlardır. Çeşme yapısının üstünü kapatan kırma çatı formlu saç malzemeden yapılmış olan çatı oldukça kötü durumdadır.

 

GÜVERCİNLİK MAĞARASI

İlçe merkezine bağlı Aydoğmuş köyünde Akdağ çevresindedir. Mağaranın içi, sarkıt ve dikitlerle bölünmüştür. 64 metre uzunluğundaki mağara, damla taş açısından oldukça ilginçtir. Ancak ulaşım zordur, bu yüzden pek tanınmamıştır.

BURDUR GÖLÜ KIYISI

İlçenin Burdur gölü kıyısındaki 22 kilometrelik alanda, çeşitli mesire alanları vardır.

 

İNCESU KÖYÜ CAMİSİ

İncesu beldesi merkezindedir. Kare planlı, kırma çatılı, marsilya tipi kiremit örtülü, kuzey-batı köşesinde tek şerefeli bir minareye sahip köy camisidir. Yapım tarihi olarak, 1692 yılı tahmin edilmektedir ama net kayıt yoktur. Bahçede yoğun olarak bulunan iğne yapraklı ağaçlar gurubu nedeniyle ile cami yapısı genel olarak algılanamamaktadır. Cami içerisindeki ahşap tavan işleri ve mekansal özellikler açısından, kültür varlığı olarak tescilli bulunan Burdur-Çavdır İlçesi Bölmepınar köyü camii ve Burdur-Kemer ilçesi İbrahim çavuş camisi ile benzerlik gösterir. Bu yüzden ahşap tavanların yöresel bir mimari öğe olduğu ve belli bir dönemde bu yörede uygulandığı anlaşılmaktadır. Caminin giriş kapısı yanında, caminin adının yazılı olduğu mermer levhada 1692 tarihi yazmakla birlikte, zaman içerisinde hem caminin ayakta kalması ve onarımı, hem de günün ihtiyaçlarına göre geliştirilmesi için eklentiler ve değişiklikler yapılmış, tek şerefeli minaresi de üzerindeki levhadan da anlaşıldığı üzere 1958 yılında eklenmiştir. Yapı özellikle ahşap işçiliği ve mekansal özelliği ile yöresel-kırsal cami mimarisinin iyi bir örneğidir.

 

HACI EMİN SARNICI

Senir kasabasının kuzeyinde, kuş uçumu yaklaşık 5 km mesafede, Kırardı mevkiindedir. Sucuk kuyusu olarak da bilinen sarnıç, yaklaşık 70 cm yüksekliğinde, 5 x 12 metre ebatlarında, doğu-batı doğrultusunda, derinlemesine dikdörtgendir. Duvarlar moloz taş örgüdür. 1967 yılında yapılan bir onarımla tabla betonla örtülmüştür. Batı duvarda, giriş aksında küçük bir havalandırma penceresi vardır. Giriş doğu yüzün ortasından yaklaşık 80 cm genişliğinde ve 180 cm yüksekliğinde yuvarlak kemerli bir kapıdan sağlanır. Sarnıç içine, güneye dönen merdivenlerden inilir. İçeride de duvarlar moloz taş örgülüdür ve horasan harcıyla sıvanmıştır. Sonradan yapıldığı anlaşılan bir sıvalı bölümün üzerinde tamir tarihi 1945 yazılmıştır. Üstü düzgün kesme taştan yapılmış tonozla örtülmüştür. Tonoz iki noktada yine düzgün kesme taşlı kemerle desteklenmiştir. Kuzey ve güney duvarlarında sarnıcı besleyen iki adet su kanalı vardır. Şu anda sarnıçta su bulunmaktadır.

HACI HÜSEYİN SARNICI

Senir kasabasının yaklaşık 6 km batısında, Tepecik mahallesine giden yolun güney kenarındadır. Sarnıç, dıştan yaklaşık 10 x 15 metre ebatlarında ve yaklaşık 1.5 metre yüksekliktedir. Ortasında 1.5 metre yüksekliğinde, sekizgen bir tambur vardır. Tambur kubbeyle örtülmüştür. Kubbenin üstü, iki kemerin birbirini kesmesiyle kapatılmış, haçvari bir görünümle kenarlar boş bırakılarak havalandırma sağlanmıştır. Sarnıca, güneybatı köşeden kemerli bir kapıyla girilir. İç mekan haç planlıdır. Dışarıdan izlenen tamburun burada, yaklaşık 3 metre yüksekliğinde ve fazla yüksek olmayan ayaklar tarafından taşınan dört büyük kemere oturtulduğu görülür. Bu kemerler iç içe iki kemer şeklinde daralarak ve yüksekliği azalarak haçın kollarını meydana getirmektedir. Tonozlardan bir tanesi yıkılmıştır. Sarnıcı besleyen ikisi sağlam bir tanesi tahrip olmuş üç adet suyolu vardır. Kemerler ve ayaklar düzgün kesme taştan, diğer bölümler moloz taştan yapılmıştır. İçerisinde günümüzde su yoktur.

HASAN HÜSEYİN SARNICI

Senir kasabasındadır. Kuzey-güney doğrultusunda derinlemesine dikdörtgen planlıdır. Yaklaşık 14 x 8 metre boyutlarındadır. Yüzeyden yüksekliği 2 metre civarındadır. 25 yıl kadar önce yapılan bir onarımla sarnıcın dışı dört taraftan tamamen briketle çevrilmiş, üstü betonla örtülmüştür. Güneydeki girişten 18 basamaklı bir merdivenle sarnıcın içine inilmektedir. Su yoktur. İç mekan yüksekliği 6 metre civarındadır. Duvarlar 4 metre yüksekliğe kadar dört taraftan sıvalıdır. Üst örtü tonozdur. Tonoz iki adet kemerle desteklenmiştir. Kemerler zemine kadar inen duvar çıkmalarına oturtulmuştur. Kuzey duvarında zeminden 4 metre yükseklikte sarnıcı besleyen su kanalı vardır. Kuzey ve güney cephelerde, birer pencere mevcuttur. Sarnıcın içi orjinalliğini korumuştur.

Isparta tanıtımı.

Senirkent tanıtımı.

Uluborlu tanıtımı.

 

Isparta Davraz

Isparta Davraz

 

Isparta Davraz; Isparta il merkezine 26 km, Süleyman Demirel Havaalanına 50 km ve Antalya il merkezine 154 km uzaklıktadır. Eğirdir ilçe merkezine 30 km uzaklıktadır. Kayak merkezine kendi aracınız ile çıkmanızı öneriyorum, ancak gerektiğinde Isparta veya Eğirdir merkezinden taksi de tutabilirsiniz. Burası: 1995 yılında Turizm Merkezi olarak belirlenir.

Bu tarihten itibaren, İl Özel İdaresi Müdürlüğü tarafından bir kayak evi yaptırılır ve 1997 yılında hizmete açılır. Davraz dağında konumlanan Davraz Kayak Merkezinde, 1635 metre yükseklikte, Eğirdir ve Kovada göllerinin manzaralarını seyrederek kayak yapmak mümkündür. Aralık ayı başından Nisan ayı sonuna kadar devam eden kayak sezonunda, kar kalınlığı ortalama 50-250 cm arasında değişir. Nisan ayı ortalarına kadar kayak ve snowboard yapılabilir.

Isparta Davraz Kayak Pistlerinin Rakımı

Kayak pistlerinin rakımı

Kayak pistlerinin rakımı: mevcut mekanik tesislerle ulaşılabilen 1650 metre ve 2150 metre arasında değişir.

Telesiyej-Liftler

Burada 3 telesiyej vardır.

1’nci telesiyej: saatte 1000 kişi taşıma kapasitesindedir. Yolculuk 1211 metre ve 8 dakika sürer.  

2 ve 3’ncü telesiyejler: saatte 800 kişi taşıma kapasitesindedir. Yolculuk 850 metre sürer.

Kayağa yeni başlayanlar için 2 adet babylift vardır. Bunlar 300’er metredir.

Ayrıca: saatte 800 kişi taşıma kapasitesinde, 624 metre uzunluğunda bir teleski (T-Bar) vardır.

Isparta Davraz Parkurlar

Parkurlar

Doğal dokunun yumuşaklığı ve mükemmel kar kalitesiyle, amatör kayakçılara tehlikesiz rotalar sunar, profesyoneller için ise 8-10 km kadar ulaşan, parkurlar vardır.

Toplam 12 pist vardır ve parkurların toplam uzunluğu 23 km dir.

Kayak merkezinde MAVİ renkli pistler, yeni başlayanlar için, KIRMIZI renkli pistler orta düzeyli kayakçılar için ve SİYAH renkli pistler ise, usta kayakçılar için uygundur.

Konaklama

Davraz kayak merkezinde 3 tane dağ kafeteryası ve 3 adet otel vardır. Bu oteller: Süleyman Demirel Üniversitesinin 4 yıldızlı ve 280 yatak kapasitelidir. Ayrıca: 84 ve 55 yatak kapasiteli olmak üzere 2 otel vardır. Ayrıca, Eğirdir ve Isparta’daki otellerden yararlanarak buraya günübirlik gelebilirsiniz. Kayak merkezindeki kayak evinden, kayak malzemesi kiralamak mümkündür.

Isparta tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

Isparta çevresinde gezilecek yerler yazım için.