Balıkesir Gönen

Balıkesir Gönen

Gönen ilçesine, 2015 yılında gittim ve iki gece kaldım. Kaplıcalar bölgesinde, muhteşem oteller var. Otellerin banyolarında, şifalı su bulunuyor. Bunun haricinde, en alt katlarında, şifalı su bulunan havuzlar var. Tüm bunların yanında, bölgede, açık havuzlar da bulunuyor. Özellikle, bu açık havuzların üzerinden yükselen, buharlar, buralara ayrı bir hava veriyor.

Otellerin önünde, birçok alışveriş tezgahları bulunuyor. Gönen denilince, akla gelen ilk şey: evet, bu kaplıcalar. Zaten, özellikle İstanbul’dan olmak üzere, çevreden de, buraya kaplıcalar için çok miktarda ziyaretçi geldiğini gördüm. Kesinlikle, bu şifalı sular değerlendirilmeli, yakınlarda iseniz, mutlaka buraya gidin ve bu güzellikleri yaşayın.

Balıkesir Gönen

ULAŞIM

İlçe, Bandırma merkeze 45 km. uzaklıktadır ve buradan İstanbul’a feribot ile ulaşım mümkündür. Bu kısa mesafe, özellikle İstanbullular tarafından, Gönen kaplıcalarına yoğun ziyarette bulunulmasına neden olmaktadır.

Gönen-Balıkesir arası uzaklık: 104 km. Gönen-Balya arası uzaklık: 54 km. Gönen-Biga arası uzaklık: 178 km. dir.

Gönen-Çanakkale arası uzaklık: 150 km. Gönen-Bursa arası uzaklık: 155 km. Yalnız: Bandırma-Gönen arasındaki uzaklık, az olsa da, özellikle mevsimlere göre, bu yolda aşırı sis durumları oluşuyor, buna dikkat.

TARİHİ

Gönen: Milattan önceki  tarihlerden itibaren yerleşim yeri olarak öne çıkmıştır. MS 2’nci yüzyılda bulunan yazıtlarda: şehrin adının “Thermi” yani “Sıcak su şehri” olarak bilindiği öğrenilmiştir. Bölgedeki hamamlar “Granikaion hamamları” olarak isimlendirilmiştir. Biraz önce sözünü ettiğim kitabelerde “sıcak suyun, şehir için önemli olduğu ve şifa dağıtan suyun, insanlara sunulması için yardım yapan yönetici ve kişilerin isimleri” belirtilmektedir.

Evet, uzun süre Bizans idaresinde kalan bölge: 13.yüzyılda, Anadolu Selçuklularının eline geçmiştir. Daha sonra Karesi Beyliği ve 1334 yılında Osmanlılar görülüyor.

1877-1878 yılları arasındaki Osmanlı-Rus savaşı sonrasında ise, Balkanlar ve Kafkaslardan gelen çok sayıda Türk göçmen, bu yöreye yerleştirilmişlerdir.

Bölgede: 1885 yılında Belediye teşkilatı kurulur, 1920 yılındaki Yunan işgali, 1922 tarihinde sona erdirilir. 1953 yılında ise: Gönen’de büyük bir deprem meydana gelir ve bunun sonucunda, yöre, büyük hasar görür. Hemen hemen bütün binalar yıkılır ve 300 civarında insan ölür.

Balıkesir Gönen

GENEL

İlçe arazisi, genellikle ovalık ve dağlıktır. İlçe merkezinin, deniz seviyesinden yüksekliği: 33 metredir. Kaz dağlarından doğarak, ilçe merkezinden geçen Gönen çayı, Marmara Denizine dökülür. Kaplıca sularının oranının yüksek olması nedeniyle, bu sular gerek şifa bulmak amacıyla ilgili tesislerde kullanılıyor ve gerekse, Gönen ilçesi içindeki 2500 civarındaki konutun ısıtma işlevlerinde jeotermal enerji olarak kullanılıyor.

Marmara denizinin etkisiyle, iklim faktörleri, nispeten ılımandır. Yazları sıcak, kışlar ılık ve yağışlıdır. Gönen ilçe merkezine, 27 km. uzaklıkta bulunan Denizkent Yazlık Tatil Beldesinde konaklayanlar ise, bu yörenin: bronşit ve astım hastalıklarına iyi geldiğini ileri sürmektedirler. Yani: Gönen, gerek kaplıca suları ve gerekse temiz havası ile, tam bir şifa merkezi.

İlçe ekonomisinin temelinde, hayvancılık önemli rol oynamaktadır. Özellikle: tavukçuluk ve arıcılık öne çıkmaktadır. Bunun dışında: deri ve gıda sektörü de canlıdır. Tarımsal ürünler düşünüldüğünde: çeltik üretimi öne çıkmaktadır.

İklim: yörede, Marmara denizinin de etkisiyle ılıman bir iklim görülmektedir. Yazları sıcak, kışları ise yağışlı ve yumuşak Akdeniz iklimi egemendir.

Ömer Seyfettin, 1884 yılında Gönen’de doğmuş, çocukluk ve gençliğinin ilk dönemleri burada geçmiştir. Bunun sonucunda ise: her yıl, Mart ayının ilk haftasında “Ömer Seyfettin Kültür Sanat Haftası” düzenlenmektedir.

Balıkesir Gönen Kaplıcalar

KAPLICALAR

Gönen bölgesi; uzun yıllar boyunca: “Kaplıca Şehri” veya “Şifa Şehri” olarak tanınmaktadır. Yılda, yaklaşık 200 bin civarında ziyaretçi, sırf şifa bulmak amacıyla, kaplıcalara gelmektedir.

Kaplıca suları: yoğun olarak iki yerde çıkmaktadır. Bunlar: Ekşidere köyü ve İlçe merkezindedir.

Balıkesir Gönen Kaplıcalar

EKŞİDERE KÖYÜ

Bu köydeki, “Dağ Ilıcası” isimli kaplıca tesisi, büyük ilgi görmektedir. İlçe merkezine 10 km. uzaklıktadır. Çevresinde birçok otel ve pansiyon bulunmaktadır. Buranın en önemli özelliği: şifalı suyun, yeryüzüne çıktığı haliyle, hiçbir işleme tabi tutulmadan korunmuş ve hizmete sunulmuş olmasıdır.

Yani, doğallığı öne çıkıyor. Kaynağın üzerinde inşa edilen ve gerekli hijyen şartları sağlanan havuz ile, termal sudan en iyi şekilde yararlanmak mümkün hale getirilmiştir. Havuzdaki suyun sıcaklığı: 41 derecedir. Bu suyun analizleri yapıldığında, içinde 23 farklı mineral bulunduğu tespit edilmiştir. Şifalı suyun: kas ve iskelet sistemi rahatsızlıklarında, yararlı etkilerinin bulunduğu resmi kurumlar tarafından da onaylanmıştır.

Balıkesir Gönen Kaplıcalar

İLÇE MERKEZİNDEKİ KAPLICA TESİSLERİ

Kaplıcalar bölgesinde: Kaplıca A.Ş. olarak hizmet veren işletme: büyük bir park içinde, yeşillikler arasında hizmet vermektedir. İlçe merkezine, 300 metre uzaklıktadır. İşletme bünyesinde: yıldızlı oteller bulunmaktadır. Ayrıca: Osmanlı ve Bizans dönemlerinden kalma, Tarihi Hamam, Açık yüzme havuzları, restoranlar ve daha birçok tesis bulunmaktadır.

Benim en çok ilgimi çeken: bu açık havuzlarda, özellikle akşamları, muhteşem bir buhar yükseliyor ve ortaya çok değişik bir görüntü çıkıyor. Havuzlar öyle yapılmış ki, bu açık havuzların bir kısmı, kapalı bölümde, yani hem açık, hem kapalı havuz olarak işlev görüyor. Bu arada: konaklama tesislerinin içinde de, gerek odalardaki banyolarda ve gerekse tesislerin muhtelif yerlerindeki havuzlarda, bu kaplıca suları bulunuyor. Yani: odanızda bile, küvet içinde bu kaplıca suyundan yararlanabiliyorsunuz.

Balıkesir Gönen Kaplıcalar

Kaplıca sularının iyi geldiği belirlenen rahatsızlıklar şunlardır: romatizmal ve eklem ağrıları, bel ve boyun fıtığı, ameliyat sonrası iyileşme, ortopedik ve nörolojik rahatsızlıklar.

GÖNEN İĞNE OYALARI

İğne oyaları, yıllardır Gönenli bayanların geçim kaynağı olmuştur. İğne oyası : dantel, kasnak nakışları vs. gibi el işleri yanında, sadece iğne ile yapılan ve muhteşem el emeği, göz nurun ve özveri isteyen bir sanattır. İğne oyası yapılırken, sadece merkez kısmı, tığ ile yapılır ve diğer kısımlar, iğne işçiliği ile devam edilir. Yapımda: etamin iğnesi ve özel, oya iplikleri kullanılır.

Desen durumuna göre, bu iplerin kalınlıkları değişir. Normal şartlarda ise, merkez kısmı kalın, diğer kısımlar ince iple yapılır. İğne oyalarının yapımı: tür, şekil ve desene göre: 1 gün ile, 3-4 ay arasında sürebilmektedir. Uzun sürenler: masa örtüleridir ki, inanılmaz bir emek ve sabır istemektedir.

Balıkesir Gönen İğne Oyaları

Rengarenk ve büyük el emeği, göz nuru iğne oyaları, bu yörede en çok tutulan hediyelikler arasındadır. İğne oyalarının satıldığı tezgahlar: ilçe merkezindeki kaplıca tesislerinin bulunduğu bölgededir. İnsanlar, buradaki tezgahları gezdiklerinde, mutlaka hoşlarına giden iğne oyalarından buluyorlar.

Siz de, iğne oyaları pazarına mutlaka uğrayın.

Balıkesir Gönen Baldo Pirinci

GÖNEN BALDO PİRİNCİ

Pirinç, insanlığın en eski ve temel besin maddelerinden biridir. Ilık suda yetişir ve zengin toprakları sever.

Pirinç üretimi, Gönen bölgesinde: makinelerde üzerindeki “kavuzlar” soyulup, çeşitli parlatma işlemlerinden geçirilerek yapılır. Ama, Gönen Baldo pirinci, lezzet ve kalitesi açısından gerek ülke içinde ve gerekse dünyada tercih edilmektedir. Zaten: baldo pirinç: daha tombul ve lezzetlidir. Kokusuzdur. Daha çok kabarır ve su kaldırır, bu nedenle pilav için uygun bir seçimdir.

Baldo kelimesi: iri ve dolgun taneli pirinç anlamına geliyor.

Evet, pirinç: yağsız olduğundan, özel beslenmelerde önemli yer alır. Ayrıca, tansiyon düşürücü özelliği de vardır. Böbreklerinden ve kalp yetersizliğinden ve ödemlerden rahatsız olanlar: sodyum ve potasyum bakımından yoksun olan pirinci bol bol tüketebilirler. Ayrıca: suyu kendine çeken bir besin maddesi olması nedeniyle, dokulara yerleşmiş tuzu da çekerek, sağlığı olumlu yönde etkiler.

NE YENİR. NE İÇİLİR

Gönen yöresinde, özellikle: höşmerim tatlısını önerebilirim. Bunun dışında: simit ve ayran deneyebilirsiniz. Dağ ılıcası tesislerinin bulunduğu yerde: güveçte kaşarlı alabalık tadabilirsiniz. Hatta ve hatta, Gönen yöresinde, meşhur “Kelle peyniri” de yemelisiniz.

Balıkesir Gönen İğne Oyaları

NE SATIN ALINIR

Buradan: pirinç ve iğne oyası satın almalısınız. Özellikle: iğne oyası, son yıllarda, Gönen yöresinde en çok alışverişi yapılan el sanatlarındandır. Oya pazarına alışverişe gelenler, turizme hareketlilik kazandırırlar.

Balıkesir Gönen

GEZİLECEK YERLER

GÖNEN ŞEHİR PARKI

1953 yılındaki depremden sonra, kaplıca bölgesindeki mezarlık buradan taşınır ve mezarlığın olduğu yere: şehir parkı yapılır. Böylece: asırlık:; servi, ıhlamur, kestane, çınar ve söğüt ağaçlarının bulunduğu, hemen yanı başından Gönen çayı akan, tüm termal tesislerin ve pansiyonların, dinlenme mekanlarının, iğne oyaları satılan tezgahların ve keyifli yürüyüş yollarının bulunduğu bir park ortaya çıkar. Hatta: bu park o kadar yeşildir ki, “Yeşil Gönen” benzetmesi, ilçeye yakıştırılır.

Hatta: parkın yapımında, öyle ilginç şeyler olmuş ki, yapılan hafriyat çalışmalarında: toprak kazıldıkça, Roma dönemine ait mozaikler, yazılı taşlar, sütun başlıkları ve madeni paralar ortaya çıkmış.

ALACAOLUK KALESİ

İlçe merkezine 15 km. uzaklıkta, Alacaoluk köyündedir. Ulaşım açısından biraz problemli olsa da, ziyaretçilerin ilgisini çeken bir yer. MS 2’nci yüzyılda, yapıldığı tahmin ediliyor. Ala dağlar arasında, küçük bir tepe üzerindedir.

Kalenin yapılışı hakkındaki söylentiler şöyle: “Büyük İskender; konaklamak için, ordusunu Gönen ovasına yerleştirir. Ancak: bataklık olan ovada, çok miktarda sivrisinek bulunmaktadır ve askerleri sıtmadan hasta olurlar. Bunun üzerine, İskender, askerlerini, daha serine yani dağ yamaçlarına çeker. Burada: 2 kale inşa ettirir. Bunlardan birisi: günümüzde “Alacaoluk kalesi” olarak bilinen kaledir. Diğeri de, Gönen ilçesine bağlı “Babayaka” köyünde bulunmaktadır.

Günümüzde, burada sadece temel kalıntıları görülmektedir. Özellikle: defineciler, kalenin her yanını deşmişler. Yakın zaman sonra, büyük olasılıkla, kaleden geriye hiç bir şey kalmayacak.

BABAYAKA KALESİ

Biraz önce sözünü ettiğim gibi: Büyük İskender tarafından inşa edilmiştir. Babayaka köyünün hemen girişindedir. İlçe merkezine, 6 km. uzaklıktadır. Kale: yöreye gelen turistler tarafından sık sık ziyaret edilmektedir.

Balıkesir Gönen Güvercinli Köprü

GÜVERCİNLİ KÖPRÜ

Gönen çayı üzerindedir ve Romalılar zamanında yapıldığı bilinmektedir. Ancak, Karesi Beyliği zamanında yenilenmiş ve Osmanlılar zamanında da kullanılmıştır. Köprü: moloz taştan yapılmış, dört yuvarlak gözden meydana gelmiştir. Ancak, günümüzde harap durumdadır. Halen kullanılmıyor.

Bandırma tanıtımı yazısı.

Balya tanıtımı yazısı.

Biga tanıtımı yazısı.

Balıkesir tanıtımı yazısı.

Isparta Gönen

Isparta Gönen

Isparta Gönen: İl merkezine 25 km uzaklıktadır. Isparta-Burdur karayoluna 5 km uzaklıktadır. Deniz seviyesinden yüksekliği 1050 metredir. Tınaz tepenin hafif meyilli yamaçlarına yerleşmiştir.

Uzun yıllar “Konak” ismi ile de anılan Gönen, Konan ismini kervancıların İzmir-Aydın kervan yoluyla İç Anadolu’ya geçerken Gönen höyüğündeki fener nedeniyle, burada konaklamalarından almıştır.

Isparta Gönen

İlçede turizm önemli bir potansiyel olarak değerlendirilmekte, Güneykent beldesinde yapılan gül turizmi, son yıllarda 15 bin civarında turistin buraları ziyaret etmesine sebep olmuştur. Ayrıca Yunus Emre hakkında da türbesinin burada olmasına istinaden çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir.

Isparta Gönen

 

TARİHİ

Roma imparatoru Augustus’un, Pisidia bölgesinde kurduğu 4 şehirden birisidir. Sonraki dönemde, bölgede Hamitoğlu Beyliğinin egemenliği görülür. Hamitoğlu Hüseyin Bey, toprakların büyük bölümünü Osmanlı Sultanı I. Murat’a satmış ve Gönen’e çekilerek geri kalan topraklarını buradan idare etmiştir. İstiklal savaşında İtalyan’ların Antalya’yı işgallerinden sonra, işgale Burdur ve Isparta yönünde devam edeceklerinin anlaşılması üzerine Isparta’da mahalli direniş çalışmaları başlatılmıştır. Bu çalışmaların önderliğini yapan Hafız İbrahim teşkilatlanmayı gerçekleştirmek için, 22 Haziran 1919 tarihinde bir bildiri yayınlar. Bu bildiriyi duyan Gönenliler bir toplantı yaparak, Gönen’den 76 gönüllüyü hemen Isparta’daki birliğe göndermişlerdir. Gönen 1990 yılında ilçe olmuştur.

 

ELMA

İlçede en fazla gelir getiren ürün elmadır. Toplam 8930 dekarlık alanda 16 bin ton elma hasat edilmektedir. En fazla elma varlığı Senirce köyündedir.

Isparta Gönen

 

GÜL

İlçede 3758 dekar alanda yağ gülü üretilmekte ve 1425 top yağ gülü çiçeği elde edilmektedir. İsparta il genelinde en fazla gül üretimi burada yapılmaktadır. Elde edilen gül yağı, özellikle Arap ülkelerine ve Avrupa ülkelerine ihraç edilmektedir.

Isparta Gönen Meslek Yüksek Okulu

 

GÖNEN MESLEK YÜKSEK OKULU

Süleyman Demirel Üniversitesine bağlı Meslek Yüksek Okulu; Muhasebe Programı ve Büro Yönetimi ve Sekreterlik Programları ile başlamış ve 2004 yılında Gönen’e taşınmıştır. Halen Yüksek Okul bünyesinde 7 bölüm ve 11 programla eğitim ve öğretime devam edilmektedir.

İsparta il merkezindeki Üniversite kampüsüne 17 km uzaklıktadır.

GEZİLECEK YERLER

Isparta Gönen Eski Hamam

 

ESKİ HAMAM

İlçe merkezinde Cami mahallesi Hamam Sokaktadır. Mülkiyeti Gönen Belediyesine, sorumluluğu ise Vakıflar Genel Müdürlüğüne aittir. 2003 yılında, I. Gurup Anıt Eser olarak tescil edilerek koruma altına alınmıştır. Hamamın önünde bulunan ve hamama sonradan eklendiği düşünülen geniş kare mekan, kiremit çatılıdır.

Metruk hamam, halk arasında Selçuklu hamamı olarak bilinmektedir. Müze kayıtlarında ise “Eski hamam” olarak geçer. Kitabesi ve vakfiyesi yoktur. Ancak 50 yıl öncesine kadar faal olduğu ve kullanıldığı söylenir.

Isparta Gönen Eski Hamam

Kare şeklindeki hamam, soğukluk, ılıklık ve sıcaklık bölümünden oluşur. Hamamın önünde ve sonradan eklenen kare mekan, kiremit çatılıdır. Bu mekanın ilave bir hamam yapısı olduğu düşünülmektedir. Çünkü günümüze kadar gelebilen sıvalarından bu durum anlaşılmaktadır. Orta mekanın doğusunda kare planlı pandantif geçişli kubbeli bir halvet vardır. Kubbede bir adet ortada, yedi adet çevresinde aydınlık feneri bulunur. Bu kısımda batı ve güneyde köşeleri motifli iki kurna vardır. Mermer kurnalar özgündür. Batıda kurnanın iki köşesinde kum saati şeklinde kabartma vardır. Plan olarak Anadolu’daki birçok hamamla benzerlik göstermez.

Isparta Gönen Sinan Dede Türbesi

 

SİNAN DEDE TÜRBESİ

Gümüşgün (yeni adı Baladız) köyündedir. Osmanlı döneminde yapılmış ya da onarılmıştır. Net yapım tarihi bilinmiyor. Türbenin çevresinde etkinliklerde kullanılabilecek mekanlar vardır. Türbe sekizgen planlı, blok taş platform üzerine inşa edilmiştir. Giriş kısmında taç kapı, sivri kemerli ve kenarlar dışbükey silmedir. Zamanla duyulan gereksinim nedeniyle kapının üzerine metal malzeme ile saçak yapılmıştır. Dört kenarda, altta dikdörtgen üstte daha küçük aydınlık pencereler bulunur. İçten tavanı kontroplak kaplıdır. Dıştan kırma çatılıdır. Girişi yaklaşık 150 cm yüksekliğinde demir, tek kanatlı bir kapıdan sağlanır. İçerisinde Sinan Dede’ye ait olduğu söylenen bir sanduka vardır. Sinan Dede’nin 1180-1270 yıllarında yaşadığı hususu, Gümüşgün Köyü Kültür Derneği tarafından iddia edilmektedir. Türbenin iç kısmında üzerinde çok sayıda eşarp olan bir sanduka bulunur. Türbenin duvarlarında Hz. Alinin resimleri ve kılıcı zülfikara ait işlenmiş motifler görülür. Ayrıca Alevi-Bektaşi geleneğine ait işlemeler de vardır. Türbede mum yakabilmek amacıyla köşeler oluşturulmuştur. Türbenin pencerelerinde çok sayıda mum bulunmaktadır. Türbenin içinde, türbenin ihtiyaçlarını karşılayabilmek için bir bağış kutusu konmuştur.

Isparta Gönen Sinan Dede Türbesi

Peki Sinan Dede kimdir? Sinan Dede, Anadolu erenlerinden, Horasan erlerinden, hem Anadolu’yu Türkleştiren ve Müslümanlaştıran, büyük bir asker ve aynı zamanda da büyük bir evliya olarak kabul edilmektedir.

Gümüşgün Aşure Şenlikleri

Sinan Dede Türbesinin yanındaki alanda, her yıl Aşure Şenlikleri düzenleniyor.

 

Gümüşgün Tren İstasyonu

İzmir-Aydın hattı kapsamında İngilizler tarafından 1911 yılında yapılmıştır. İstasyon yapısı, ambar, lojman, su deposu, gazhane ve tuvalet yapılarından oluşur. Ana istasyon binasının bir kısmı tek, bir kısmı iki katlıdır. İki katlı bölümün üst katı misafirhane şeklinde tasarlanmıştır. Alt katta ise, bekleme salonu, gişe, büro odaları gibi hizmet birimleri bulunur. Yapının ön kısmında, üstü kiremit örtülü ahşap bir sundurma vardır. Yapı, taş yığma tekniğiyle yapılmıştır. Dış cephede su basman kotu üzerinden itibaren taş duvar görülür. Bu taş duvar arasında dört sıra tuğla hatır yapının etrafını döner. Ayrıca saçaklar da tuğladır. İstasyon yapısının hemen karşısında, rayların diğer tarafında ambar yapısı vardır.

Isparta Gönen Tarihi Kale ve Konane (Conana) Antik Kenti

 

TARİHİ KALE VE KONANE (CONANA) ANTİK KENTİ

Gönen ilçesinin kuzeybatısında, ilçe merkezinden yaklaşık 3 km uzaklıktadır. 1656 metre rakımlı Kaletepe adı verilen, yüksekçe bir dağın yamaçlarında kurulmuştur.

Antik dönemde Pisidia olarak adlandırılan Göller bölgesindeki Conana antik kenti, önemli yerleşimlerden birisidir. Çünkü: ticaret yolları üzerinde yer alır. Ayrıca Burdur Gölünün batısında kalan verimli ovalara hakim konumdadır.

Şehir: Hitit, Frig, Lydia, Hellenistik, Roma, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde yerleşim görmüştür. Teraslar üzerine konumlandırılmış olan kent, bölgenin hem savunma hem de mimarlık tarihi açısından önemli bir yapılaşma yeridir.

Isparta Gönen Tarihi Kale ve Konane (Conana) Antik Kenti

Antik kentten ilk olarak Ptolemaios söz eder. Ancak şehrin yeri, 1874 yılında Alman tarihçi Profesör G. Hirscfeld tarafından keşfedilmiştir. Hirscfeld, kentin ismini Sagalassos’da bir yazıt üzerinde okumuş ve kenti ilk olarak Gönen ilçesine atfetmiştir.

2009 yılından bu yana sürdürülen yüzey araştırmaları, Gönen ilçesinin 2 kilometre kadar kuzeybatısında yer alan 1656 metre yükseklikteki Kale Tepe üzerindeki yerleşmede yoğunlaşmıştır. Kentin ilk yerleşim alanı Kale Tepe üzerinde olmasına karşın Roma döneminden itibaren Akyokuş Tepe’ye taşınmış olduğu ve zamanla da modern Gönen ilçesinde konumlandığı tespit edilmiştir.

Kale Tepe, oldukça iyi durumda korunmuş olan sur duvarlarıyla tahkim edilmiştir.  Bu sur duvarları, 4 metre uzunluğunda ve 1 metre genişliğinde taşların harçsız bir şekilde bir araya getirilmesiyle yapılmıştır. Kalenin ihtiyacı olan su, Yuvetça yaylasındaki pınarlardan, 35 cm çapındaki toprak künklerle getirilmiştir.

Kalenin içinde, düzenli bir yol şebekesi ve geniş bir yerleşim alanı yer almaktadır. Bu haliyle, yerleşme alanı tam donanımlı bir yerleşmenin çekirdeği olma görüntüsü vermektedir. Kale Tepe yerleşmesi izole edilmiş, müstahkem bir kale görünümündedir. Pisidia’da birçok noktada karşımıza çıkan, küçük ölçekli, dağ zirvelerinde veya yüksek tepeler üzerinde konumlandırılmış yerleşmelere benzerdir. Yüksek rakımlı tepelerin üzerine yerleşmiş olan Hellenistik dönemin bu kale görünümlü yerleşmeleri Strabon’un “Pisidialılar Pamphylia Ovasını çeviren dağlık arazide oturuyorlardı” tanımlamasıyla oldukça uyum içindedir.

Evet, Kale Tepe içindeki yerleşimi anlatmaya devam edelim: Tepenin güneydoğu kısmında, şehre girişi sağlayan yolun her iki yanında Tümülüsler ve kayaya oyulmuş mezarlardan oluşan bir nekropol alanı vardır. Mancarlı sırtı olarak isimlendirilen bu alanda bulunan Tümülüslerin çapları yaklaşık 5-9 metre arasında değişir, düzgün kesme taşlarla çevrili, üst tarafı tıraşlanmış ve ortası kaçak kazılar sonucu oyulmuştur. Bu Tümülüs mezarların ortalarında, doğu batı yönünde uzanan, dikdörtgen planlı ve büyük düzgün blok taşlardan yapıldığı anlaşılan mezarlar görülür. Tümülüslerin üstünde ise, Geç Helenistik ve Erken Roma dönemlerine tarihlenen günlük mutfak kullanım eşyası seramik parçaları vardır. Bu seramik parçalarına göre; tepe üzerinde bulunan yerleşmenin Erken Helenistik Dönemden itibaren kurulmuş olduğu ve muhtemelen Roma döneminde terk edildiği tahmin edilmektedir. Mancarlı sırtından Kaletepe zirvesine doğru çıkıldıkça, işlevi tam olarak anlaşılamayan kare planlı binaların kalıntıları ve temel seviyesindeki duvarları görülür. Antik kentin kalıntıları, Kaletepe zirvesine kadar yayılmıştır. Zirvede sarnıçlara ve işlevi anlaşılamayan değişik tipte bazı mekanlara rastlanılmıştır. Kalıntılara göre burada bir küçük kale bulunduğu düşünülür.

Şehirde, MÖ 1’nci yüzyıldan itibaren sikke basıldığı bilinmektedir ve şehre ait ilk bilgilere bu sikkelerden ulaşılır.

İmparatorluk sikkelerinin basımı, İmparator Hadrianus’tan (MS 117-138), İmparator Gallienus (MS 260-268) dönemine kadar devam eder. MS 7-8’nci yüzyıllarda İstanbul’da derlenmiş piskoposluk listelerinde, Konane ismi görülür. Kent, Pisidia Antiokheiası Başpiskoposu altında sınıflandırılmıştır. Kent piskoposu ya da kilise temsilcileri, ikonaların onurlandırılması hususunu görüşmek üzere MS 787 yılında İznik’te toplanan 2’nci Konsey’de görünürler. Ayrıca, Aziz Zosimos hikayesinin anlatıldığı bir Hıristiyan metinde, kentten bahsedilir.

Ancak günümüzde fazlaca bir kalıntı görülmez. Mimari parçalar ve bol miktardaki mezar stelleri, Isparta müzesinde sergilenmektedir.

Isparta Gönen Demirci Mehmet Efe Konağı

 

DEMİRCİ MEHMET EFE KONAĞI

İlçe merkezine 7 km uzaklıktaki Demirlidağı eteğinde kurulmuş İğdecik köyünde köy meydanının yaklaşık 100 metre batısındadır.

19’ncu yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir. Yarı bodrumlu, zemin üzeri bir katlıdır.

Demirci Mehmet Efe, Milli Mücadele yıllarında, 1920 yılında, Süleyman Efendiye ait bu büyük binayı karargah binası olarak 7 ay süreyle kullanmıştır. Aydın cephesinden düşman baskısı altında tutunamayarak geri çekilen Demirci Mehmet Efe, tren ile yakınından geçmekte olduğu İğdecik köyünü görünce, bu köyün manzarasını çok beğenmiş ve burada oturmaya karar vermiştir. Ardından birkaç ailenin evini boşaltmış ve bu evlere kendisi ve ailesini yerleştirmiştir. Demirci Mehmet Efe, Milli Mücadele tarihinde “İğdecik baskını” olarak bilinen tarihi olayda bu konakta bulunuyordu. Baskın sabahı bu konaktan kaçarak İğdecik köyünün arkasındaki dağlara sığınmıştır. Demirci Efe daha sonra Nazilli’de ikamet etmeye başlamış ve 1959 yılında ölümüne kadar orada kalmıştır. İğdecik baskınından da söz etmek istiyorum. 10 Kasım 1920 tarihinde, Refet Bey, Afyon-Adan a arasındaki Güney Cephesine tayin edilince, Kuvayi Milliye ve Kuvayi Nizamiye yani düzenli ordu arasında çekişme olur, bu sıralarda çeteciliği savunan Galip Hoca ve Çerkes Ethem, Demirci Mehmet Efe’yi kendi yanlarına almak isterler. Refet Bey ise, düzenli bir ordu kurulması için Efe’yi Konya’ya davet eder. Efe, kendisine olumlu veya olumsuz bir cevap vermez, ama bir gece İğdecik köyüne baskın düzenlenir, Efe’nin kuvvetleri dağıtılır, Efe çok az adamıyla dağa kaçmayı başarır, dağa kaçarak kendisini kurtarmasına rağmen, kuvvetleri teslim olur. Daha sonra Ankara Hükümeti, Milli Mücadeledeki başarılarından dolayı kendisini affeder.

Bir dönemin tarihine tanıklık etmiş bu konak, günümüze kadar ayakta kalmayı başarmıştır. Ayrıca, bu konak tarihi değerleri dışında, mimari anlayışı ve gösterişli süslemeleriyle de geleneksel Isparta evleri içinde önemli yer tutar. Özellikle konağın en çok dikkat çeken yönü, ana yola bakan cephede yer alan iki odanın alçı tavan süslemeleridir. Realist üslupta yapılarak kendi renklerine boyanmış olan meyvelerin tasviri, diğer evlerde görülmemektedir. Meyve tabağı içindeki limon ve mandalina gibi sıcak iklimlerde yetişen meyvelerin tasvir edilmesi, bunu süslemeyi yapan ustanın gezdiği yerlerden ve hayal gücünden kaynaklanabileceği gibi, Demirci Mehmet Efe’nin Ege ikliminde doğup büyümesinden ve bu meyveleri daha önce tanımasından dolayı süslemenin onun zevklerine uygun yapılmış olabileceğini de akla getirmektedir. Öte yandan bu tür realist süslemelerin, yörede yaşayan gayrimüslim, daha doğrusu Rum ustalar tarafından yapılması muhtemel görünür. Bu görüşü doğrulayacak bir husus o dönemlerde İğdecik köyünün yakınlarında, Gönen ilçesi civarında bir kısım Rum vatandaşın yaşamakta olduğudur.

Ancak yapı günümüzde oldukça harap durumdadır. Mülkiyeti Gülsüm Erdoğan adına kayıtlıdır. Kapısı kilitlidir, koruma altına alınmamıştır.

 

KOÇTEPE İNCİRLİKAYA ODA MEZARLARI

Isparta-Burdur kara yolunun doğusunda, Koçtepe köyü İncirlikaya mevkindedir. 6 mezar, toprak düzeyinin üstünde kayada, 1 tane dromoslu mezar tepenin güney doğusunda tarla içinde, ikinci kromoslu mezar odası güneydoğudaki tepenin ilk eteğinde, son mezar odası da bu alandadır. Mezarların iki tanesi dromosludur. Bir mezarın içi iki odalı olup 4 adet kline ihtiva eder. Diğer bazı mezarların çatısı iki tarafa eğimlidir. Cephesi kaya yüzeyinde olanların ön kısmı tıraşlanmış ve kapı kenarlarını bantlarla çevirmişlerdir. Roma dönemi mezarlarıdır. Pisidia kaya mezarlarının diğer örnekleriyle benzerlik gösterir.

 

AKYOKUŞ TEPE ANTİK YERLEŞİMİ VE NEKROPOL ALANI

Gönen ilçe merkezinin yaklaşık 1 km kuzeyinde, yaylaya çıkan orman yolunun batısında, 1267 metre yüksekliğinde, doğal bir tepedir. Tepenin yamaçlarında ve zirvesinde, farklı dönemlere ait seramikler ve büyük şekilsiz inşaat taşları görülür. Önceki yıllarda, piknik alanı haline getirmek maksadıyla tepenin zirvesi, 1-1,5 metre tesviye edilerek tamamen düzleştirilmiş, yamaçlarda 5 farklı teras oluşturularak ağaçlandırma ve bu ağaçları sulamak için bir sistem yapılmıştır. Tepenin yamaçlarında yer yer kaçak kazı çukurları görülür.

 

GÜNEYKENT KASABASI

Isparta il merkezine 40 km ve Gönen ilçe merkezine 13 km uzaklıktadır. Kasabanın hemen girişinde Yunus Emre heykeli vardır.

Isparta yöresinin en güzel gülleri, burada yetiştirilir. Gül toplama döneminde, turist gurupları Güneykent kasabasına gelirler ve tarlalardan gül toplayabilirler. Tarlalarda gül toplarken, gül bahçelerinin güzel kokularını hissedebilirsiniz. Hatta, yurt dışından da, gül toplamak üzere, buraya çok sayıda turist gelmektedir. Gül toplama yanında: gül temalı figürler, heybeler, dokumalar ve iğne oyaları da satılmaktadır.

Isparta Gönen Manastır Koruluğu

 

Manastır Koruluğu

İlçenin en önemli ormanlığıdır. Burada Yunus Emre Türbesi vardır ve buraya manastır isminin verilmesinin sebebi: “mana-sır” kelimesinden gelmektedir. Sonra mana esastır ve manastır olmuştur. Aslında Hıristiyanlara ait en ufak bir işaret yoktur. Burada Manastır ormanlık yer anlamındadır. Ancak Manastır mahallesinin yeni ismi “Pazar Mahallesi” dir. Mezarların 1963 yılına kadar tapulu vakfıyesi varken, kadastro geçince vakfın arazileri ormana verilmiştir. Mevcut ormanların ayakta kalması bu kutsal mezarlar sayesindedir. Yunus Emre’nin mezarı ancak böylesine kutsal bir yerde olabilir.

Isparta Gönen Yunus Emre Türbesi

 

Yunus Emre Türbesi

Pazar Mahallesi, Manastır mevkiinde çam ormanları arasında göletin hemen üstünde bir türbe vardır. Bu türbe yapısı, 1993 yılında betonarme olarak yeniden inşa edilmiştir. Türbe sekizgen planlı olup mekanı dışarıdan çepeçevre saran tretuvar bulunur. Su basman seviyesine yükseltilmiş olan türbenin girişi batı yönündedir. Giriş kapısının iki yanında, tabana kadar uzanan birer niş vardır. Geri kalan yedi cephesi birbirinin aynısı olup, her bir cephenin ortasında kemerli bir pencere ve pencerenin her iki tarafında giriş cephesinde olduğu gibi birer niş bulunur. Yapının üstü sekizgen kırma çatı ile kapatılmış ve Marsilya tipi kiremitle örtülmüştür. Çatının en yüksek noktasında “alem” bulunur.  

Isparta Gönen Yunus Emre Türbesi

Bu türbenin Yunus Emre ve hocası Taptuk Emre’ye ait olduğuna inanılır. İslam inanışına göre, büyük ve bilgili kişilerin mezarı sağda, diğerleri sol tarafta bulunur. Türbeye girince sağda bulunan ilk mezar Yunus Emre’nin, sonrakiler sırasıyla Taktuk Emre, Sinan Efendi ve Vakfıyenin kurucusu Saadettin Efendidir.

Isparta Gönen Yunus Emre Türbesi

Türbenin hemen dışında, Yunus Emre heykeli bulunuyor. Gönenliler bu türbeye özel bir ilgiyle bakmakta ve yaşamasını sağlamaktadır. Her sene duvarları yeniden sıvanmakta, üzerine örtüler örtülmektedir.

Isparta Gönen Yunus Emre Türbesi

Ancak yine de bu mezarların kimlere ait olduğu net olarak bilinmemektedir. Bu mezarların ermiş kişilere ait kutsal mezarlar olduğuna inanılır. Hatta Hacı Bektaş-i Veli’nin müritlerinden birine ait olabileceği söylenmektedir. Hacı Bektaş-ı Veli, Yunus Emre’ye Taktuk Emre’ye gitmesi için yol göstermiştir. Sonuç olarak: halk burayı kutsal bir yer olarak kabul etmiş ve her yıl binlerce insan burayı ziyaret ederek dua etmekte ve adaklar adamaktadır.

Isparta Gönen Yunus Emre’yi Anma ve Aşure Şenlikleri

 

Yunus Emre’yi Anma ve Aşure Şenlikleri

İlçede: 1991 yılından bu yana, her yıl Haziran’ın son Cumartesi günü; Yunus Emre’yi anma ve Aşure Şenlikleri yapılır. Bu şenliklerde amaç: Yunus Emre’yi halka tanıtmak ve sevdirmektir.

Isparta Gönen Yunus Emre’yi Anma ve Aşure Şenlikleri

Türbe çevresindeki etkinlik alanında davetlilerin yapılan etkinlikleri ve gösterileri izleyebilecekleri bir amfi, eğime uygun olarak düzenlenmiştir. Amfinin yanındaki yarı açık bir mekan ise yemek hazırlama bölümü olarak kullanılmaktadır. Amfinin karşısında protokol için ayrı bir yarı açık mekan oluşturulmuştur.

Isparta Gönen Kuru Fasulye Günü

 

Kuru Fasulye Günü

Gönen ilçesinde, ülkemizin dört bir yanından gelen Gönen Öğretmen Okulu Mezunları ve ailelerinin katılımı ile, her yıl Haziran ayının son Pazar günü, Geleneksel Kuru Fasulye Günü etkinlikleri düzenlenmekte olup, bu etkinlikler 1945 yılından bu yana sürdürülmektedir.

Isparta tanıtımı.