Tekman, Erzurum arası uzaklık: 152 km. Ancak Tekman-Erzurum arasında bir de kısa dağ (Palandöken dağında) yolu bulunuyor. Ancak bu dağ yolu özellikle Kış aylarında karla kapanıyor. Sürücülerin korkulu rüyası olan Erzurum-Tekman kara yolunda tünel yapılıyor. Tek tüp geçişe sahip olacak tünel yaklaşık 12.5 km uzunluğunda olacakmış. Tünel, Erzurum-Tekman arasındaki yolu 35 km kısaltacakmış, kış aylarında yaklaşık 4-5 ay kapalı kalan yolun açık kalmasını sağlayacakmış. Tekman, Hınıs arası uzaklık: 62 km. Tekman, Köprüköy arası uzaklık: 89 km.
TARİHİ
Tarihi süreçte yörenin ismi “Tatos” olarak bilinmiştir. 1517 yılında Osmanlı hakimiyeti görülür. 1800’lü yıllarda Erzurum Sancağına bağlı kaza statüsünde iken 1946 yılına kadar Hınıs ilçesine bağlı bir köy iken, aynı yıl ilçe olmuştur.
Erzurum Tekman
GENEL
Bağlı bulunduğu il merkezinin güneyindedir. Oldukça dağlık ve engebeli bir alana kurulmuştur. Rakımı ortalama 1800 metre civarındadır. Yayla ve meralar geniş yer kaplar. Orman yok denecek kadar azdır. Aras nehri, ilçe topraklarından geçer. Yörede karasal iklim hakimdir. Yazlar serin, kışlar oldukça soğuk ve uzun geçer. İlçede yaşayanların ekonomik etkinliği hayvancılığa bağlıdır. Çünkü ilçe toprakları tarıma elverişli değildir.
GEZİLECEK YERLER
GÜNDAMI KALE KALINTISI
İlçenin 7 km doğusundaki Gündamı Mahallesinin 2 km doğusundadır. Vadinin kuzey sırtına dayanan kalenin doğusu, batısı ve güneyi uçurumlarla çevrilidir. Kaleye ait sur duvarları tamamen tahrip olmuş sadece temel izleri bulunmaktadır. Girişi kuzey yönden bulunan kale, tescil edilerek koruma altına alınmıştır. Kuzey tarafı surlarla çevrili olan kalenin mimari ve keramik verileri Orta Çağ’a aittir.
Erzurum Tekman Toptepe Köyü Camii
TOPTEPE KÖYÜ CAMİİ
İlçe merkezine bağlı 38 km uzaklıktaki Toptepe köyündedir.
Cami kare planlı ve tek kubbelidir. Kesme taş malzeme ile beden duvarları inşa edilmiştir. Giriş kapısı üzerinde kitabesi bulunur. Bu kitabeye göre, H.1289 yılına yapılmıştır. Kubbe yuvarlak kemerlerle birbirine bağlanan sekiz adet sütun üzerine oturmaktadır. Kuzey cephesinde son cemaat yeri, kuzeydoğu cephesinde ise saç minare sonradan camiye eklenmiştir. Sivri kemer içine alınmış taş mihrap bulunur. Minberin köşk kısmı ise orijinaldir.
Erzurum Tekman Çimenözü (Hamzan-Hamzalar) Kaplıcaları
ÇİMENÖZÜ (HAMZAN-HAMZALAR) KAPLICALARI
Tekman ilçesi, termal kaynaklar bakımından büyük bir potansiyele sahiptir. İlçe merkezine bağlı 65 km uzaklıktaki Çimenözü köyündedir.
Buradaki kaplıcanın ismi “Kiğı Hamzan Çermiği” dir. Kaynaklar, eski ismi Kiğı Hamzan ve yeni ismi Çimenözü denen yerleşim biriminin yaklaşık 500 metre kadar kuzeyindedir. Kaynaklar, Perisuyu ırmağının yukarı havza kesiminde, Elmalı çayının bir kolu olan Büyüksu deresinin oluşturduğu boğazdadır.
Termal kaynaklara kara yolu ile ulaşım vardır. Yolun küçük bir kısmı stabilize, kalan kısmı asfalttır. Bu yol özellikle kış döneminde kullanım dışı kalır, yani kaynakların en başlıca sorunu ulaşımdır. Termal kaynaklar, denizden 1940-1950 metre yükseklikte, başlıca dört yerden yüzeye çıkar. Sahadaki kaynak sularının sıcaklığı 44-58 derece arasındadır. Toplam debileri ise, saniyede 15 litredir. Termal sular, yaklaşık 1900 metre derinlikten tamamen doğal yollardan gelmektedir. Yani, sahada yapılacak sondaj çalışması ile daha yüksek sıcaklıkta su elde edilebilir. Kaynak sularının içeriği: kalsiyum, sodyum, klorür, magnezyum ve bikarbonattır.
Kaynaklardan Yararlanma
Kaynaklardan banyo yapmak suretiyle yararlanılır yani içmece yok. Kaynakların çevresinde herhangi bir tesis yoktur. Bazı kaynakların çevresi düzensiz bir şekilde taşlarla örülüdür. Bazı termal kaynak suları, toprak arklar ile havuzlara götürülür. Her türlü hijyenden uzak bu havuzlarda banyo yapılmaktadır.
Erzurum Tekman Çimenözü (Hamzan-Hamzalar) Kaplıcaları
Kadınlar bölümü
En kuzeydeki havuz: kadınlara aittir. Havuzun derinliği yaklaşık 1.5 metredir. Çevresi 1.5 metre yükseklikte taş duvarla örülerek kapatılmıştır. Havuzun boyutları 3 x 3 metredir. Süleyman Burnu sırtı yamacından çıkan kaynak suları, bir ark ile bu havuza taşınır. Kaynaktan 57 derece sıcaklıkta çıkan su, havuzda 44 derecedir. Bu havuzun hemen yanında bulunan ve 58 derece sıcaklıktaki su ise, hiç kullanılmadan doğrudan Büyüksu deresine katılır.
Erkekler bölümü
Havuzun güneyinde çeşitli yerlerden çıkan sular, travertenler içinde oluşmuş gölcüğe boşalır. Bu gölcük, çevresi açık olduğu için erkekler tarafından kullanılır. Bu gölcükteki suyun sıcaklığı 40 derecedir. Çünkü yani soğuk olmasının sebebi kaynak suyuna soğuk yeraltı sularının karışması ve kaynaklar ile gölcük arasındaki uzaklıktır. Gölcükten çıkan su ise, birkaç metre ileride düdene boşalır.
Evet, tüm bunların yanında, daha güneyde Eskiyayla deresi vadisinde de termal su kaynakları vardır. Burada da tesis yoktur. Bu kaynakların çevresi de ilkel bir şekilde, düzensiz taşlarla örülmüş, küçük gölcükler oluşturulmuştur. Dere suyu karıştığı için kaynak suları soğuktur. Termal kaynak suları, herhangi bir teknik analiz olmamasına rağmen, öğrenildiğine göre: romatizma, cilt ve kadın hastalıklarına iyi gelmektedir.
Erzurum Tekman Çimenözü (Hamzan-Hamzalar) Kaplıcaları
Yukarıda da söz ettiğim gibi, yörede konaklama tesisi yoktur. Yakın çevreden gelen ziyaretçiler burada günübirlik kalır ve dönerler. Termal kaynakların bulunduğu yerde küçük bir bina bulunur. Bu bina kaplıca olarak yapılmasına rağmen atıl kalmıştır. Hatta, binanın birçok yeri tahrip edilmiştir. Evet, yakınlardaki insanlar burayı yoğun kullanıyorlar, ama düzenli bir tesisleşme yok, yani ileride tesisleşme olursa, sanırım Erzurum yöresinin en meşhur kaplıcalarından birisi olmaya adaydır.
Şenkaya, Erzurum arası uzaklık: 186 km. Şenkaya, Göle arası uzaklık: 46 km. Şenkaya, Olur arası uzaklık: 60 km. Şenkaya, Ardahan arası uzaklık: 90 km.
TARİHİ
Kanuni Sultan Süleyman döneminde, Osmanlı hakimiyetine girmiştir. 93 Harbinden sonra (1877-1878) savaş tazminatı olarak Ruslara bırakılmıştır. 40 yıl süren bu dönemde, çok sayıda insan bölgeden Anadolu’ya göç etmiştir. 1’nci Dünya Savaşı sırasında Kafkas Cephesi ve Sarıkamış Harekatında, Şenkaya bölgesi, askeri harekat ve savaş alanı olmuştur. Sarıkamış felaketi ardından, Şenkaya ve köyleri, Ermeni çeteleri tarafından yapılan vahşet ve katliamlara sahne olur. Çok sayıda insanımız öldürülür. 1920’li yıllarda burası bir nahiyedir ve ismi “Örtülü” dür. Daha sonra Hüseyin Köycü denen kişinin katkılarıyla 1946 yılında ilçe olmuş ve ismi Şenkaya olarak değiştirilmiştir.
Erzurum Şenkaya
GENEL
Karadeniz Bölgesi ve Doğu Anadolu bölgesinin kesiştiği yerdedir. İlçe merkezi Soğanlı ve Allahüekber dağlarının eteklerine kurulmuş, çevresi orman ve dağlarla çevrilidir. Geniş mera ve çayırlık alanlar vardır. Doğu kesimi sarıçam ormanlarıyla kaplıdır. Türkiye’nin en çok okumuş insanı bulunan ilçelerinden birisidir. Yörede karasal iklim ile Doğu Karadeniz iklimi hakimdir. Burada yaşayanların başlıca ekonomik etkinlikleri tarım ve hayvancılıktır.
Erzurum Şenkaya Allahuekber Harekatı ve Şehitleri Anma Törenleri
ALLAHUEKBER HAREKATI VE ŞEHİTLERİ ANMA TÖRENLERİ
Allahuekber dağlarının yakınlarında gerçekleşen mücadeleler Sarıkamış Harekatı diye adlandırılmıştır. 25 Aralık sabahı Sarıkamış’a yürümek üzere Bardız’dan hareket edilmiştir. Daha sonra bitkin bir şekilde akşam Bardız geçidine ulaşılmıştır. Ancak Ruslar orada saldırmak için beklemekteydiler. 4 gün boyunca sarp dağlarda ilerleyen 25 bin kişilik ordu çok kayıp vermiş ve sadece 2 bin kişilik öncü kuvvet Bardız geçidine ulaşabilmiştir. Aynı günün gecesi 17 ve 29’ncu Tümenler, Soğanlı dağlarında gecelediği sırada, şiddetli tipi yüzünden yarıdan fazla kişi, burada donarak şehit olmuştur. Soğanlı mevkiinde ordunun yarısı şehit olunca Türk milletinin tarihinde acıları dinmeyecek bir kara gün yaşanmıştır.
Erzurum Şenkaya Allahuekber Harekatı ve Şehitleri Anma Törenleri
Evet, Sarıkamış Harekatının yıl dönümü etkinlikleri kapsamında, Şenkaya ilçesinde Gaziler köyünde her yıl program düzenlenmektedir. Bu programlara yurdun birçok yerinden büyük katılımlar olur. Etkinliklerde: Allahuekber ve Soğanlı dağlarındaki çatışma ve kış şartlarında şehit olan 40 bin asker anılır. Gaziler köyünde toplanan kalabalıklar, Türk Bayrağı ve Mehteran Takımı eşliğinde Allahuekber Şehitlik meydanına yürürler.
Erzurum Şenkaya Allahuekber Harekatı ve Şehitleri Anma Törenleri
ALLAHUEKBER ŞEHİTLİĞİ (KOSOR BOĞAZI)
2010 yılında: Sarıkamış Şehitlerinin geçiş yerleri olan: Narman ilçesinin boğaz, Oltu ilçesinin çıkışı, Şenkaya ilçesinin Kosor boğazı ve Kaynak yaylasına birer anıt yaptırıldı.
Erzurum Şenkaya Allahuekber Şehitliği (Kosor Boğazı)
Bardız köyünde ise Allahuekber Şehitleri Meydanı bulunuyor.
Erzurum Şenkaya Bardız Kilimi
BARDIZ KİLİMİ
Çok eski tarihlerden beri dokunur ve Baldız Kilimi olarak tanınır. Kompozisyonlarda: bitki motifleri ve iri güller vardır. Ayrıca: ayetler, methiyeler, kuş, geyik, aslan figürleri göze çarpar. İstar adı verilen tezgahlarda dokunur. Bu yönü ile Osmanlı Saray kilimleri ile aynı özelliği taşır. Zira dokuma tekniği ile Osmanlı kilimlerinin tek benzeridir. Kilimler, ilkbahar aylarında koyunlardan kırkılarak elde edilen yünün eğirilmesinden elde edilen yün ip ile dokunur. Evet bence buralara yolunuz düşerse, bakın, görün satın alın, oldukça güzeller. Baldız kilime, Tebriz Kapı Kültür ve Sanat Çarşısında satışa sunulmaktadır.
Erzurum Şenkaya
GEZİLECEK YERLER
Erzurum Şenkaya Bardız Aslanpaşa Camii
BARDIZ ASLANPAŞA CAMİİ
Cami, Bardız köyünde orta yerde, kalenin arkasındadır. Cami, kitabesine göre, Sert Zade Molla Ali tarafından yapılmıştır. Banisi yani yaptıran ise Hassa Silahşörlerinden bir kişidir. Yapım tarihi 1748 yılıdır. Dıştan bir avlu ile çevrili cami, kareye yakın planlı ve tek kubbelidir. Düzgün kesme taştan yapılmıştır. Üst örtü yarım küre şeklinde kurşun malzemelidir. Minare, kuzey cephenin batı köşesindedir. Minarenin kaide kısmı tamamen kesme taştan yapılmıştır. Yukarı kısmı ise tuğladır. 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşında Rusların buraya yerleşmesi sırasında, cami kiliseye dönüştürülmüştür. Caminin kubbesinde asılı bulunan avize ve şamdanlar, Ruslardan kalmadır.
BARDIZ KALESİ
İlçe merkezine bağlı Bardız Bucağı yakınlarındaki Bardız Deresinde stratejik öneme sahip, sarp bir kayalık üzerindedir. Kitabesi yoktur. Ancak muhtemelen Orta Çağ döneminde yapıldığı tahmin edilmektedir.
Evliya Çelebi, Seyahatnamesinde “Bardız kalesine geldiğini ve yapının El-Melik İzz-üd-din yapısı olduğundan bahsetmektedir. Kalenin ya bizzat İzz ed-Dün Saltuk ya da onun büyük veziri Firaz Akay tarafından yaptırıldığı tahmin edilmektedir. Günümüzde mevcut kalenin Saltukoğulları zamanında yapıldığı, Selçuklular ve Osmanlılar döneminde tamirat gördüğü düşünülmektedir. Kale içten yaklaşık 150 x 75 metre boyutlarında, kare planlıdır. Kalenin sur duvarlarının büyük bir kısmı ayaktadır. Burçlar ve burçlar arasındaki kesme taştan yapılmış sur duvarları görülebilir. Sur ve burçlarda moloz ve kesme taş malzeme, iki ayrı renkte taş alternatif olarak kullanılmıştır. Giriş kapısının olduğu yani güney cephesinin sol köşesinde aşağıdan 5, yukarıdan 3 metre kadar aşağıda çıkıntı halinde, kırmızı bir taşa işlenmiş, üç halka halinde örüklü bir motif bulunmaktadır. Bu motif köydeki çeşmelerdeki motiflerin bir benzeridir. Kalenin taşları, köylüler tarafından sökülerek yapılarda devşirme malzeme olarak kullanılmıştır.
Olur, Erzurum arası uzaklık: 161 km. Olur, Yusufeli arası uzaklık: 78 km. Olur, Oltu arası uzaklık: 46 km. Olur, Artvin arası uzaklık: 124 km. Olur, Kars arası uzaklık: 154 km.
TARİHİ
Bölgede bulunan gözetleme kuleleri, kaleler ve kiliseler, yörede çok eski dönemlerden bu yana yerleşim olduğunu kanıtlamaktadır.
Yörenin tarihi süreçte bilinen ilk ismi “Tavusker” dir. Bu isim tarihi kaynaklara göre Kafkasya’da Derbent kesimlerinde yaşayan Saka-İskit Türk boylarından biri olan Ta-Ok’lardan gelmektedir. Bu isim tahminlere göre MS 350 yılında kullanılıyordu.
Olur ismi ise, yörede yapılan Lor peynirinden gelir. Olura gelen devlet büyüklerine, bu lezzetli Lor peynirinden ikram edilirdi ve bu yüzden ilçenin ismi Olor yani Olur olarak belirlenmiştir.
Yerleşim yeri bölgesi, 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşının ardından, Berlin antlaşması ile savaş tazminatı olarak Ruslara bırakılmıştır. Rus işgali altında geçen 40 yıllık sürenin ardından, 1917 yılında Rus birlikleri işgal ettikleri yerleri ve silahlarını Ermenilere bırakarak geri çekilirler. Ermeniler bu dönemde yörede vahşi bir şekilde gerek mal ve gerekse can olarak katliam yaparlar. Bu vahşet bir süre sonra 28 Mart 1918 tarihinde biter. Her yıl 28 Mart tarihi Ermeni zulmünden kurtuluş günü olarak kutlanmaktadır.
Olur, 1958 yılına kadar Oltu ilçesinin bir nahiyesi iken, aynı yıl Oltu’dan ayrılarak İlçe olmuştur.
Erzurum Olur
GENEL
İlçe Doğu Anadolu bölgesinin kuzey doğusunda yer alır. İlçenin kuzey ve güney istikametinde, sıra dağlar ve bu dağları kesen derin vadiler bulunur. Kuzeyde ise platolar vardır. Ortalama rakım 1327 metredir. Çoruh nehrinin bir kolu olan Oltu çayı ilçe sınırlarından geçer. İklim bakımından Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz iklimleri arasında bir geçiş bölgesidir. Yüksek kesimlerde iklim oldukça serttir ve yoğun kar yağışı görülür. İlçe merkezi ve güney kesimlerde ise iklim daha ılımandır. Yağışlar yağmur şeklinde görülür.
NE YENİR
Olur yöresinin meşhur pekmezi “Karnavas pekmezi” denemelisiniz.
Erzurum Olur Karnavas Bezi
KARNAVAS BEZİ
İlçe merkezine bağlı Karnavas mahallesinde dokunan şal, muhteşem güzelliktedir. Karnavas bezi, bir tür pamuklu dokumadır. Genelde kadınların dış örtü bezi olarak kullanılır. Ancak dekorasyon amaçlı örtüler ve mefruşat ürünü olarak da kullanılır. Yöre halkının ifadesine göre, yaklaşık olarak 250 yıldan beri dokunmaktadır. Daha önceleri el tezgahlarında dokunan Karnavas bezi, zamanla sanayi tipi tezgahların çıkmasıyla üretimine bir süre ara vermiştir. Günümüze kalan birkaç dokumacının gayretiyle gelebilmiştir. Evet, bu yörede karnavas bezi ürünlerini görünüz, hatta Karnavas bezi şallarının yurt dışına dahi ihraç edilecek güzellikte olduğunu göreceksiniz.
Erzurum Olur
GEZİLECEK YERLER
AŞAĞI KARACASU KALESİ
İlçe merkezine bağlı Karacasu Mahallesi sınırları içerisinde, yüksek bir dağın tepesindedir. Küçük boyutlu ve kare planlı olan kale, moloz ve kırma taşlardan inşa edilmiştir. Kalenin dört duvarının büyük bölümü temel seviyesine kadar yıkılmıştır. Sur duvarı temel izlerinden seçilebilmektedir. Kalenin biri sağlam, diğeri büyük oranda yıkılmış iki burcu günümüze gelebilmiştir. Kesin yapım tarihi bilinmemektedir.
Erzurum Olur Koç Heykelleri
KOÇ HEYKELLERİ
İlçe merkezine bağlı 5 köyde koç heykelleri bulunmaktadır. Bu köyler: Ilıkkaynak, Yaylabaşı, Uzunharman, Ekinlik ve Taşgeçit köyleridir. Bu koç heykelleri: Orta Asya Türk kültürünün Anadolu’ya uzanan kültür halkasındaki eserlerden sadece birkaçıdır. Bu koç heykellerinin içinde dikkati çekenler: Yaylabaşı köyünde ve Uzunharman köyünde olanlardır. Yaylabaşı köyündeki heykelde “Çift başlı kartal” kabartması vardır. Uzunharman köyündeki heykelde isi “Aslan” kabartması bulunur. Heykellerin hangi dönemde yapıldıkları bilinmiyor. Ama muhtemelen Karakoyunlu veya Akkoyunlu döneminden kalmadır.
Erzurum Olur Köprübaşı Gözetleme Kulesi
KÖPRÜBAŞI GÖZETLEME KULESİ
Kule: Ardahan-Olur-Artvin yolunun Olur yol ayrımında, 8 km uzaklıktaki Köprübaşı köyündedir. Buradan Olur’a ayrılan yolun 500 metre uzağında bir tepe üzerindedir. Gözetleme kulesi, Ortaçağ döneminde bu vadiyi denetleyen bir ileri karakol görevi görmüştür. Bölgedeki bütün gözetleme kulelerinin her biri, bir diğerini görebilecek şekilde hakim tepeler üzerine yapılmıştır.
Erzurum Olur Kaplıcalar
KAPLICALAR
Olur Kaplıcaları, ilçe merkezine 9 km uzaklıktadır. Kaplıcalara: Ilıkkaynak ve Sarıbaşak köylerinden geçip, Uzun harman-Yayla başı köy güzergahı takip edilerek ulaşılır.
Erzurum Olur Kaplıcalar
Ilıkkaynak mahallesinde, kaynak suyu yer üstünde buz gibi akarken, yar altındaki sıcaklığı eksi 40 dereceyi geçiyor. Kaplıca sularının iyi geldiği söylenen hastalıklar: romatizmal hastalıklardır.
Erzurum Olur Keçili Kale-Vank kalesi
KEÇİLİ KALE (VANK KALESİ)
İlçe merkezine bağlı Keçili Köyü Vatan Mevkii Vank Tepesinin üst noktasında kuruludur. Köye 12 km uzaklıktaki “Çataksu” köyünden gidilmektedir. Üç yandan kayalarla çevrili kalenin şekli, araziye uydurulmuş üçgen biçimdedir. Halk arasında “Vank Kalesi” olarak isimlendirilir. Vank kelimesinin anlamı “kilise” demektir. Kalenin kitabesi yoktur. Hangi dönemde ve ne zaman yapıldığı belli değildir. Kale, moloz ve kırma taşlardan yapılmıştır.
Kale surlarının kuzey-batı ve güney surları yıkılmıştır. Günümüze; kale duvarlarının bir kısmı ile kale burcu sağlam gelmiştir. Ayakta kalan kısımlarda da tahribatlar mevcuttur. Girişi batıdan sağlanan kale, kareye yakın bir plana sahiptir. Kale içerisinde ana kayaya oyulmuş bir su sarnıcı ile temel seviyeye kadar yıkılmış küçük ebatlı iki kompleks yapı vardır. Hangi dönemde yapıldığı kesin olarak bilinmeyen kalenin, mimari yapısı ve seramik buluntular ışığında Orta Çağdan kalma olduğu tahmin edilmektedir. Kale günümüzde büyük oranda tahrip olmuştur.
Üç yandan kayalarla çevrili kalenin şekli, araziye uydurulmuş üçgen biçimdedir.
Erzurum Olur Vank Kilisesi
Vank Kilisesi
Ayrıca kale yakınlarında Rum-Pontus devleti zamanında onarımlar geçirmiş bir de kilise bulunur. Kilise iki katlıdır. Birinci katında Hıristiyanlığın çevrede yayılışı sırasında, sert kalkerden yapılmış yüz kişilik bir salon bulunur. Salon, kayanın oyulması ile yapılmıştır. İçine 4 sütun yerleştirilerek tavana destek verilmiştir. Sonraki tarihlerde de, kaya oyma kilisenin üzerine kesme taştan ve kiremitli harçtan, bazilika tipte ikinci kat yapılmıştır.
Bazilikanın ortası kubbelidir. Sonraları çeşitli onarımlar geçiren yapıda üzeri çeşitli bitki motifleriyle dekore edilmiş sütun, kapı ve pencere süslemeleri, kilisenin sanat değerini arttırır. Ayrıca Hıristiyanlıkla ilgili çeşitli fresk türü resimler, iç duvarları süslemektedir. Kilisenin çevresinde Hıristiyanlıkla ilgili çeşitli yapılar da yapılmış ve burası bir manastır halini almıştır.
PERTUS ÖREN YERİ
İlçe merkezinin 17 km güneybatısında bulunan Eğlek köyündedir. Köyün güneydoğusunda “Pertus” denen tepe üzerindedir. Pertus şehrinin Rum-Pontus kralı Dikran tarafından kurulduğu tahmin edilmektedir. Ören yeri, günümüzde tam bir harabedir, sadece yapıların temelleri görülmektedir.
Erzurum Olur Beğendik Gözetleme Kulesi
BEĞENDİK GÖZETLEME KULESİ
İlçe merkezine 30 km uzaklıktaki Beğendik köyündedir. Gözetleme kulesi, Trabzon Rum Pontus döneminden kalmadır.
ÇATAKSU KÖYÜ TAVUSKER CAMİİ VE KÜLLİYESİ
İlçe merkezine 40 km uzaklıktaki Çataksu (eski ismi Tavusker) köyü Çukur Mahallededir. Buraya Tahta Camii de denir. 12 ve 13’ncü yüzyıllarda: Tavusker mevkiinde Ahılkelek ve Ahıska asıllı Türk Beylerinin oturdukları bilinmektedir. Külliye: bu beyler tarafından, 17’nci yüzyılda yaptırılmıştır. Külliyede: saray, hamam, türbe ve cami bulunur.
Saray
1940’lı yıllarda yıkılmıştır.
Hamam
Sarayın 100 metre ilerisinde bulunmaktadır. Yanında bulunan derenin zaman zaman taşması nedeniyle, o da yıkılmıştır.
Erzurum Olur Çataksu köyü Tavusker Camii ve Külliyesi
Türbe
Caminin 25 metre kadar uzağındadır. Dört yanı açık, altı kesme taş, üstü tuğla kemerler üzerine kubbe ile örtülmüştür. Ortasında: Hamşoğullarından bir kadına ait mezar vardır.
Erzurum Olur Çataksu köyü Tavusker Camii ve Külliyesi
Cami
Cami: çoğunlukla ahşap malzemeden yapılmıştır. Birçok onarım geçirerek günümüze kadar gelmiştir. Dışarıdan basit görünen ve duvar aralarında yer yer ahşap kirişlerin bulunduğu caminin orijinal pencere şebekeleri de ahşaptır. Ahşap boyama ile süslü tavanı, ahşap direkleri, ahşap mihrabı, ahşap müezzin mahfili ile muhteşem bir yapıdır. Kemer içerisinde kitabesi vardır. Kitabeye göre: cami 1671 yılında Derviş Mehmet isimli bir kişi tarafından yaptırılmıştır.
Erzurum Olur Çataksu köyü Tavusker Camii ve Külliyesi
Cami, kare planlıdır. Beden duvarları moloz taştan yapılmıştır. Duvar aralarında hatıllar bulunur. Caminin yanları açık son cemaat yeri, dışta 6 tane direklidir. İç kısımda ise cami duvarları tarafından taşınmaktadır. Son cemaat yerinin batı tarafında saç malzemeli minare uzanır. Camiye giriş sivri kemer içerisine alınmış bir kapıdan sağlanır. Mihrap kısmı ahşaptır. Mihrap, mahfil, ahşap direkler ve tavanın orta kısmında, kök boyadan bitkisel ve geometrik süslemeler yapılmıştır. Camide halen ibadet yapılmaktadır.
Erzurum Olur Yıldızkaya Mağarası-Kivi Mağarası
YILDIZKAYA (KİVİ) MAĞARASI
İlçe merkezine 45 km uzaklıktadır. Bu yolun 30 km bölümü asfalt ve kalan 18 km bölümü ise stabilizedir. Yıldızkaya köyünün 2 km kuzeydoğusundadır. Mağara, yüksek dağ ve kayalıklar altında bulunur. Mağaraya köyden yürüyerek gidiliyor.
Giriş kapısının genişliği, yaklaşık 1.5-2 metredir. Mağaranın giriş kapısı denizden 1700 metre yüksekliktedir. Yüksekliği 0.75 metredir. Mağaranın, 3-4 futbol sahası büyüklüğünde olduğu tahmin ediliyor.
Mağaranın uzunluğu yaklaşık 140 metre ve en geniş yerindeki genişliği ise 43 metredir. Tavan yüksekliği yer yer değişmekle birlikte, güveçlik diye adlandırılan kesinde 40 metreyi geçer.
Erzurum Olur Yıldızkaya Mağarası-Kivi Mağarası
Mağaranın içinde, kalsiyum karbonatça zengin suların, mağara tavanından sızarak içindeki kirecin tavanda birikmesiyle oluşan sarkıtlar, damlayarak tabanda birikmesiyle oluşan dikitler dikkat çekiyor.
Girişten hemen sonra, mağara bir balon gibi genişleyerek ana galeriye geçilir. Bu galerinin uzunluğu 135 metre, genişliği ise 53 metredir. Mağara, giriş kısmından itibaren hızla alçalır. Ana galerinin orta kesimine gelindiğinde tavan yüksekliği 40 metreyi bulur. Bu kesim, tavandan düşen bloklar yüzenden yeniden oluşmaya başlayan kalın dikitler nedeniyle, yöre halkı tarafından güveçlik olarak adlandırılır. Güveçlik olarak adlandırılan sahanın güneyinde, tünel biçimli bir geçitle ikinci salona geçilir. Burası ana galeriye göre daha küçüktür. Mağaranın ulaşılabilir başka salonu olmamasına rağmen burası yöre halkı tarafından odalar şeklinde adlandırılır. Bu salon damlataşları yönünden oldukça zengin olup, güney kesimde yaklaşık doğu-batı yönünde uzanan bir çatlak boyunca sızan sular, damlataşlarından bir perde oluşturmaya başlamıştır. Perdenin gelişimi batıya doğru zayıflamakta önce sütunlara, sonra da sarkıt ve dikitlere geçmektedir. Ancak mağarada çobanlar zaman zaman ateş yaktığı için, sarkıt ve dikitlerin siyahlaştığı görülüyor. Yine mağarada bulanan bazı dikitler, bazı kişiler tarafından kırılmıştır. Salonun kuzey duvarı boyunca sızan sular, burada renkli travertenler oluşturur. Ayrıca, salonun diğer kenarı üzerinde bayrak şekilleri, mağara çiçekleri ve mağara incileri oluşmuştur. Odalar adlı salonun perde ile güney duvar arasında kalan kesimde, küçük bir su birikintisi oluşmuştur. Mağaranın içindeki su çok lezzetli ve buz gibidir. Bununla birlikte mağara içinde belirgin bir su hareketi yoktur. Mağaranın fazla suları buradaki çatlaklardan daha derinlere sızmaktadır. Burası mağaranın en derin yerini oluşturmakta ve girişten eksi 55 metre derinde yer almaktadır.
Yine mağara içinde, dağın yaklaşık 500 metre tepesine kadar çıkan havalandırma bacası vardır. Bu bacadan yoğun bir hava akımı hareketi gözleniyor. Buraya köylülerce yelin gözesi denilmektedir. Bu havalandırma arazinin doğal yapısından kaynaklanmaktadır ve içeride nefes almayı oldukça kolaylaştırmaktadır. Umarım mağara bir gün ışıklandırılır ve ziyarete açılır. Çünkü içerideki oluşumlar oldukça ilginç.