Antalya Expo 2016 Fuarı

ekspo.1
Antalya Expo 2016 Fuarı

Expo “exposition” kelimesinin kısaltılmışıdır. 19. Yüzyılın ortalarından bu yana düzenlenen ve “Dünya Fuarı” olarak bilinen organizasyondur.

Ülkeler uzmanlaştıkları konularda bilgi birikimlerini daha yaşanır bir dünya için paylaşmak üzere bir araya gelirler. Bu birliktelikte ürünler değil, fikirler, kültürler ve dünyanın geleceğine ait projeler sergilenir.

Bu projeler, dönemin teknolojik, bilimsel ve kültürel gelişimlerini sergiler ve aynı zamanda büyük gelişimlerin habercisi olur. Günümüzde insanlar tarafından kullanılan hesap makinesi, televizyon gibi teknolojik buluşların çok büyük bölümü, Expo fuarlarında kullanıma sunulmuştur.

Dünya üzerinde FIFA Dünya Kupası ve Olimpiyat Oyunlarından sonra, dünyanın kültürel ve ekonomik etki yaratan en büyük üçüncü organizasyonudur. Expolar bugüne kadar 500 milyon üzerinde ziyaretçi çekmiş ve yapıldığı şehirler marka haline gelmiştir.

Paris’te 1889 Exposunda Eyfel kulesi, Brüksel’de 1958 Exposunda Atomium, Londra’daki 1851 Exposunda Kristal Palas, Lizbon’da 1998 Exposunda Vasco de Gama köprüsü bu şehirlerde düzenlenen Expo fuarlarının anısına yapılmıştır.

Örneğin: Sevilla şehrindeki Expo kapatıldıktan sonra, alan, teknoparka dönüştürülmüş ve teknoloji üreten firmalar, bu alana toplanmıştır.

Halen bu alanda 20 bin kişi istihdam edilmektedir. Türkiye’de ilk günden bu yana Expo fuarlarının iyi bir katılımcısı olmuştur. Örneğin: Sultan II Abdülhamit’in de 1889 yılında ziyaretçi olarak gittiği Expo fuarındaki Osmanlı pavyonu büyük ilgi görmüştür.

Resmi olarak “Uluslar arası Sergiler Bürosu” (BIE) tarafından düzenlenir ve genelde 3-6 ay kadar sürer. BIE’ye çoğunluğu büyükelçi düzeyinde temsil edilen 157 ülke üyedir.

BIE sorumluluğunda iki  türlü Expo düzenlenir. Bunlar:

1-Evrensel Expo ( 5 yılda bir yapılır ve 6 ay sürer)

2-Tematik Expo (2 evrensel Expo arasında yapılır ve 3 ay sürer)

Expo’nun en önemli özelliklerinden birisi de temasıdır. Geniş bir kapsama sahip olan bu temanın, tüm insanlığı ilgilendirmesi ve evrensel nitelikte olması gerekir. Expo alanının büyüklüğü sınırsızdır ve katılımcılar kendi pavyonlarını inşa edebilirler.

İlk Expo fuarı 1851 yılında Londra Hyde Park’ta düzenlenmiştir. Yani Sanayi devriminin doğduğu yıllarda düzenlenmiştir. O tarihten bu yana tam 55 kere evrensel Expo sergisi düzenlenmiştir.

2010 yılında Çin-Şanghay şehrinde (toplam 73 milyon ziyaretçi çekmiştir), 2015 yılında İtalya-Milano şehrinde düzenlenen 56’ncı fuar, 2016 yılında “Çiçek ve Çocuk Teması” ile 57’nci olarak Antalya’da, 23 Nisan-30 Ekim tarihleri arasında düzenlenecektir.

Yukarıda sözünü ettiğim gibi, Antalya’da yapılacak olan “Tematik Expo’dur. Çünkü “Evrensel Expo”lar 5 yılda bir yapılır, 2015 yılındaki Milano’da ve 2020 yılındaki “Dubai” de yapılacaktır. 2015 yılındaki Expo seçimi için İzmir’de aday olmuş, ama Napoli şehri tercih edilmiştir.

Antalya-2016 Expo fuarına gelince: bu fuar 5 yılda bir yapılan Evrensel Expo değildir. Burada düzenlenecek fuar: Uluslar arası Bahçe Bitkileri Üreticileri Birliği (AIPH) ve Uluslar arası Sergiler Bürosu (BIE) tarafından, müştereken onaylanan “Botanik Expo” dur. Yani, üye ülkelerin seçimi ile düzenlenen bir fuar değildir.

Bu tür fuarlar, 2 yılda bir 3-6 ay süreli yapılır. Antalya-2016, “Botanik Expo” dur.

ekspo.şakayık
Antalya Expo 2016 Fuarı

ANTALYA-2016

Dünya Botanik Sergisi-Expo Antalya 2016, 23 Nisan-30 Ekim 2016 tarihleri arasında “Çiçek ve Çocuk” teması ile yapılacaktır. Çünkü: Antalya, zengin tarihi ve 640 km lik sahili ve inanılmaz doğal güzellikleriyle öne çıkmaktadır. Ayrıca tam bir botanik şehri olması nedeniyle süs bitkileriyle iç içedir.

Öte yandan 500 bin yatak kapasitesi ve 240 tane beş yıldızlı oteliyle muazzam turizm potansiyeli vardır. Şehir 4 saatlik uçuş mesafesinde, 2 milyara yakın nüfusa hitap etmektedir.

Fuara, 100 ülke ve 30 uluslar arası kuruluşun katılımı beklenmektedir. Expo Antalya’yı, 6 aylık dönemde toplam 8 milyon kişinin ziyaret etmesi beklenmektedir. Bu rakam içindeki 5 milyon yabancının Expo Antalya’yı keşfedeceği ve bunun da 2 milyonunun sadece Expo Antalya’yı ziyaret etmek için Antalya’ya geleceği düşünülmektedir.

Süreç: TC Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı koordinasyonunda yürütülmektedir.

YERİ

Fuar alanı, Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü bölgesinde, 110 hektarlık alanda kuruludur. Alan, Aksu ilçesi Solak köyü sınırları içindedir ve şehir merkezine 17 km uzaklıktadır. Merkez, Antalya hava alanına ise 11 km uzaklıktadır. Şehir merkezinden, Expo fuar merkezine, raylı sistem ulaşım çalışmaları hızla sürdürülüyor, umarım yetiştirirler.

ekspo.maskotlar
Antalya Expo 2016 Fuarı

TANITIM

Expo 2016 Antalya’nın resmi maskotları: Ece ve Efe’dir. Yabancı dillerde yazım ve telaffuz açısından sorun yaratmaması için bu isimler belirlenmiştir. Maskotların kıyafetleri, bölgenin tarihi ve kültürünü yansıtır.

Ece karakterinin saçında ve Efe karakterinin göğsünde, sembol çiçek “şakayık” vardır.

FAALİYETLER

Ülke günleri, yerel sergiler, uluslar arası sempozyumlar, dünya çevre sempozyumu, bio-enerji sempozyumu, paneller, toplantı ve seminerler, çocuk kongreleri, sahne sanatları ve konserler.

ekspo.sergi alanları.1
Antalya Expo 2016 Fuarı

SERGİ ALANLARI

Expo alanında: uluslar arası bahçeler, Expo göleti, Expo kulesi, çocuk adası, amfi tiyatrolar, meyve bahçeleri, çiçek sergi alanları, sponsor bahçeleri, dünyanın en büyük tarım-çevre ve ekoloji müzesi gibi yapılar inşa edilmektedir.

ekspo.kulesi
Antalya Expo 2016 Fuarı

EXPO KULESİ

Expo kulesi, Antalya’nın önemli simgelerinden olan tarihi “Hadrianus Kapısı” nı sembolize eder. Alanın batı tarafından, ana giriş kapısı önündedir. 2 bodrum kat, zemin kat ve 17 kat olarak planlanmıştır.

Yükseklik zemin üzerinde 100 metredir. Toplamda ise 114 metredir. 3 adet asansörle, aynı anda 63 kişi kuleye çıkış yapabilir. Kuleye merdiven kullanarak çıkmak isteyenler, 645 basamak çıkmak zorundadır. Kulenin altında: restoranlar, hediyelik eşya dükkanları, süs ve bitki havuzu vardır.

ekspo.büyük anfitiyatro
Antalya Expo 2016 Fuarı

BÜYÜK ANFİTİYATRO

Konserlere, milli ve özel günler için yapılacak kutlamalara ve ülkelerin sergilemek istedikleri kültür ve sanat faaliyetlerine ev sahipliği yapmak üzere Expo alanına, bir büyük, iki küçük amfi tiyatro yapılmıştır. Büyük amfi tiyatro, alanın kuzeyinde ve 5000 kişiliktir.

ekspo.çocuk adası
Antalya Expo 2016 Fuarı

ÇOCUK ADASI

Expo alanının sol kısmında, ülke bahçelerinin yan tarafındadır. 100 metre çapındaki ada, çocukların eğlenip vakit geçirmeleri için tanzim edilmiştir. Burada 75 metre çapındaki kubbenin yüksekliği 25 metredir.

ekspo.kongre merkezi
Antalya Expo 2016 Fuarı

KONGRE MERKEZİ

Kongre merkezi, 6500 kişi kapasitelidir. Teras: Antalya’nın sembol çiçeği “şakayık” şeklindedir. Toplam 11 salon olarak tasarlanmıştır. Ana salon kapasitesi 5000 kişiliktir. 2 adet kafeterya ve 300 kişi kapasiteli bir restoran vardır.

SONUÇ

Uzun süredir, Antalya şehrinde, bu fuarın çalışmaları sürdürülüyor ve özellikle reklamların bayağı yoğun olması güzel. Çünkü, tanıtım büyük önem taşıyor, insanlar burada bir fuar kurulacağının farkına varmalıdır.

Ayrıntılı incelendiğinde, neden Expo Evrensel fuarı değil de arada düzenlenen bir etkinlik olduğu konusunda düşünmemek elde değil. Çünkü, Evrensel fuarlar 5 yılda bir yapılıyor ve fuarın yapılacağı yer üye ülkelerin oylarıyla seçiliyor.

2015 yılında düzenlenecek fuar için Milano şehri kadar İzmir de büyük gayret göstermesine rağmen, üyeler tarafından seçilmemiştir. Sanırım bunan üzerine, Antalya’da Evrensel değil, ara fuar düzenlenmesi tercih edildi. Ama keşke Evrensel Fuar düzenlenseydi.

Yine de sonuç olarak, umarım gerek alanın hazırlanması ve gerekse özellikle son yıllarda turizmde yaşanan büyük sıkıntıların giderilmesini sağlayacak şekilde gelen ziyaretçileri olumsuz etkileyecek durumlardan uzak, herhangi bir sıkıntı olmadan ve yaşanmadan etkinlikler düzenlenir.

Ulaşım için raylı sistemin tamamlanmasını umuyorum. Fuar alanı açıldığında, kesinlikle ilk ziyaretçilerden birisi olmaya niyetliyim, fuar alanını ziyaret ettiğimde, gördüklerimi, yine burada siz okurlarımla paylaşacağım. Ama fuar açılmadan önce, fuarla ilgili bazı temel bilgileri size sunmak istedim.

18 Nisan 2016 tarihinde Antalya şehrinde idim. Expo fuarı ile ilgili pek bir hareket göremedim. Zaten Antalya’da hareket yok ki fuarda olsun, durum malum turizm sıkıntılı, bu ortamda Expo’nun yararı olacağını sanmıyorum, insanlar belki meraktan bir kere gider sonrası meçhul, çünkü fuara yoğun katılım yok veya şöyle de denebilir gelişmiş ülkelerden katılım az, böyle olunca insanların ilgisini çekecek sergiler, gösteriler, etkinlikler yok. Sadece yerel şov var, bu arada şehir merkezinden Expo alanına kadar yapılmaya çalışılan tramvay hattı yetişmemiş, öte yandan, bu tramvay hattını 6 aylık Expo alanına değil, HAVAALANINA yapılması daha uygun olmaz mıydı?

Sorunun havada kalacağı belli, ama hiç olmazsa belki bu sıkıntıyı bilen yani Havaalanına ulaşmakta sıkıntı yaşayan yüzbinlerce kişinin derdini bir anlayan olur.

En yakın zamanda Expo fuarın gezerek gördüklerimi yine burada sizlerle paylaşacağım. Umarım güzel şeyler görürüm ve gurur ve onurla burada yazarım. Çünkü orada harcanan para, halkın parası, oradaki olayın gururu veya rezilliği ülkemin olacak.

TARİH

Kasım 2022, yağmurlu bir gün, hadi Expo Center bölgesine gidelim dedik, gittik ki, bomboş, kimsecikler yok, onca yatırım böyle giderse yakın zaman sonra çürür gider, çürüyen sadece yapılar mı? Yazık çok yazık.

Antalya şehri tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

 

Antalya Kurşunlu Şelalesi

Antalya Kurşunlu Şelalesi

Antalya Kurşunlu Şelalesi: Antalya’dan Alanya yönüne giderken, 17 km. sonra, Antalya Hava alanını geçince, Isparta-Kurşunlu kavşağı (Soğucaksu köprüsü) ile karşılaşıyorsunuz. Sola dönüp, bu yönde, 6 km. ilerledikten sonra, karşınıza, sağ tarafta, Kurşunlu Şelalesi sapağı çıkıyor. Girişte, yolu belirten tabela var. Sapaktan, 2 km. daha yola devam edin. Asfalt ve çam ormanları, bahçeler ve tarlalar arasındaki yol, 10-15 dakika sonra, sizi Kurşunlu Tabiat Parkına ulaştıracak.
Buraya ulaşım için; Antalya’dan, Belediye Otobüsleri ve minibüsler de var. Antalya merkezden, bunlara binilerek de buraya gelmek mümkün.

TABİAT PARKININ GENEL ÖZELLİKLERİ

Antalya Kurşunlu Şelalesi: Kurşunlu şelalesini oluşturan ırmak; 2 km. lik kanyon içinden geçerek, buraya geliyor ve şelaleyi oluşturuyor. Şelalenin yüksekliği, yani suyun aktığı yükseklik, 18 m. Aktığı yerde ise, göletler oluşturuyor. Suyun bol olduğu dönemlerde, yedi gölet görmek mümkün.

Kurşunlu şelalesinin en cazip yönü; ana yola ve Antalya’ya yakın olması. 1986 yılında, bu alanda park yapılarak piknik alanı oluşturulmuş. 1991 yılında ise, emekli cumhurbaşkanı Kenan Evren’in teşvikleriyle, bölge, milli parklar arasına dahil edilerek, tabiat parkı olarak ayrılmış. Tabiat park alanı; birkaç yıl önce, yeniden elden geçirilmiş.

Toplam; 33 hektarlık bir alan içinde kurulu. Bunun, 4 hektarlık bölümü, günübirlik gelenler için piknik alanı olarak düzenlenmiş. Park içinde: seyir terasları, alışveriş merkezleri ve piknik yerleri tanzim edilmiş. Pikniğe gelenler için, bulaşık yıkama yerleri hazırlanmış. Hatta, yaptırılan tuvaletler bile, çevreye uyum açısından, özel ağaçlar ile kaplanmış.

Park içinde; Antalya’nın yöresel ağaçları ve yemyeşil bitki örtüsü var. Yürüyüş sevenler için; 40-45 dakika süren, yürüyüş parkuru var. Yürüyüş sırasında, burada barınan, yüzün üzerinde kuş türünün bir kısmını da görmeniz mümkün. Ayrıca: sincap, yılan gibi her türlü hayvanı da görebilirsiniz.

Antalya Kurşunlu Şelalesi: Şelale, aslında çok yönlü olmakla birlikte; özellikle: bitki tüneli ve su değirmeniyle, Antalya’da mutlaka görülmesi gereken bir yer. Antalya’ya gelip de burayı görmeden sakın ayrılmayın. Antalya’da nereye gidelim, nereyi görelim, nereyi gezelim diye düşündüğünüzde, buraya mutlaka zaman ayırın. Pişman olmazsınız. Manzara mükemmel, ortam mükemmel. Doğa, sanırım burada sanatını konuşturmuş.

Bölgedeki orman dokusu sağlıklı ve bitki örtüsü zengin. Kızılçam hakim. Ama yer yer, küçük gruplar halinde: doğu çınarı, defne, yabani zeytin, sakız ağacı, söğüt ve incir ağaçları da var.

Toprak zeminde; alıç, zakkum, böğürtlen, yabani gül, kekik, yabani nane, eğrelti otları ve sarmaşık çeşitleri görülebilir. Su göletlerinde ve kıyılarda ise: kamış, su nanesi ve yer yer nilüfer görmek mümkün. Tabiat parkında yaşadığı tespit edilen hayvan cinsleri: yaban domuzu, tilki, tavşan, sincap, yarasa, ağaçkakan, yılan, kertenkele, sazan balığı, su kaplumbağası.

PARKTAKİ GEZİ PLANI

Parka girişte, belli bir ücret veriyorsunuz. Özel otomobiliniz ile gittiyseniz, aracınız için ayrı bir ücret alınmıyor. Girişte ödediğiniz ücretten sonra, başkaca bir ücret ödemeden, parkın tüm bölümlerinden yararlanabiliyorsunuz.

Evet, ücreti ödediniz. Aracınızı otoparka park ettiniz. Kapıdan girince; Muğla yöresinden getirilen, kayrak taşlarıyla, orman içinde yapılan yoldan ilerleyin. Burada; hem hediyelik eşyalar satan dükkanlar ve hem de ayaküstü yiyebileceğiniz gıda ürünlerinin satıldığı dükkanlar var.

Ayrıca; şelale yanında, her türlü yiyeceği bulabileceğiniz restoran bulunuyor. Yani; günübirlik olarak buraya geldiğinizde, gerek kendi yiyeceklerinizi getirip piknik yapabilir ve gerekse burada bulunan restorandan yararlanarak yiyecek ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz. Bu restoranda, özel olarak yapılan ağaç masalarda oturarak, yeşilliklerin gölgesinde, her türlü et ızgara, alabalık ve diğer balık çeşitlerini bulmanız mümkün.

Evet, gezimize devam ediyoruz. Şelalenin etrafında, Orman Bakanlığınca düzenlenmiş piknik alanında, sola ayrılan bir patikadan, merdivenlerden aşağıya inin. Renk renk bitkilerin arasında yapacağınız kısa ve keyifli bir yolculuktan sonra, karşınıza bir değirmen çıkıyor. 18 metre kadar yüksekten akan su, aşağıda küçük bir gölet oluşturuyor.

Bu göletin batı kıyısındaki değirmen, son yapılan çevre düzenleme çalışmaları sırasında restore edilmiş. Evet, yanına gidin ve su değirmenini görün. Yaklaşık, 200 yıllık olduğu rivayet ediliyor. Göletin etrafı ise, yeşillikler ile sarılı. İçinde; tatlı su kaplumbağaları, yengeçler ve balıklar görülebilir.

Evet, patikada yürümeye devam ediyoruz. Bir süre sonra; Şelaleye ulaşıyoruz. Burada; şelalenin altındaki mağaraya girmek mümkün, girin. Mağaranın içinde, duvarlar yosun ve yapraklarla kaplı. Muhteşem fotoğraflar çekebileceğiniz bir mekan. Mağara içinde, su sesinin yoğunluğundan, konuşmalar anlaşılmıyor. Ayrıca; suyun verdiği serinlik, çevrede rahatça yürümenizi sağlıyor. Bu eşsiz manzarayı bir süre seyredin, inanın büyük keyif alacak ve bütün yorgunluğunuzu unutacaksınız.

Evet, patikadan yürümeye devam ediyoruz. Patika yol, göletin üstünden devam ediyor. Zakkumların arasından, dar bir köprüden karşıya geçiyorsunuz. Şelaleden damlayan sulardan rahatsız olmam diyorsanız, şelalenin altındaki koridordan yürüyerek ilerlemeye devam edebilirsiniz.

Patika yolun, sağa kıvrıldığı inişte, dev bir bitki tüneli sizi karşılıyor. İri gövdeli, anıtlaşmış ağaçlar ve çeşitli bitkilerin, bu alanı, bir şemsiye gibi örttüğünü göreceksiniz. Bunun sonucunda ise; bitki tüneli oluşmuş. Burada, gökyüzünü görmeniz mümkün değil. Evet, bitki tünelinde ilerliyorsunuz, karşınıza gölette yüzen ördeklere, ufak ekmek kırıntıları ve yiyecek maddeleri atan yerli-yabancı turistleri ve bu yiyecekleri yemek üzere kıyıya gelen ördekleri göreceksiniz.

Özel gezinti yolunun üzerinde bulunan bitki tünelinde, kış hariç, her mevsimde, her türlü bitkiyi görmeniz mümkün.

Evet; gezimizi tamamlıyoruz, bu bölümde bir süre kalabilir ve aynı yoldan geri dönebilirsiniz.

Tabiat parkında; mevcut ve söz edilen hizmetler: Nisan-Aralık ayları arasındaki dönemlerde, parkı ziyaret edenler için verilmekte. Bu dönemlerde, ziyaretçiler tarafından, gerek günübirlik piknik ve gerekse doğa yürüyüşleri yapılabilir.

Antalya şehri tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

Antalya Aspendos

Antalya Aspendos

Antalya’nın 48 km. doğusundadır. Aksu İlçesinin 8 km. doğusunda, Köprüçayın dağlık bölgeden, düzlüğe ulaştığı yerdedir. Antalya-Manavgat kara yolundan ayrılan, asfalt bir yol ile ulaşılır. Günümüzde; burası; Belkıs olarak anılmakta. Özellikle: tiyatronun yapılış öyküsü ilginizi çekecektir.

TARİHİ SÜREÇ

Antalya Aksu Aspendos: Hemen başlangıçta, buraya has bir özellikten söz etmek istiyorum. Antik dünyada; en güçlü para; Aspendos sikkesidir. Evet; tarihi süreç içinde, Aspendos’un yerini şöyle kısaca bir kontrol edelim. MÖ.10’ncu yüzyılda, Akalar tarafından; biri büyük, diğeri küçük iki tepe üzerinde kurulmuş.

Kentin ilk adı; kent adına bastırılan sikkelerde de görüldüğü gibi: Estvadisy. Antik devrin; zengin kentlerinden biri. Çünkü: önemli bir ticaret yolu üzerinde ve Köprüçay ırmağı ile limana bağlanıyor. Bu nedenle; her çağda, ele geçirilmek istenen bir yer olmuş. Mısır, gül ağacından yapılan süs eşyaları, şarap, tuz ve at ticareti yaygın. Özellikle: antik dünyanın en iyi atlarının, burada yetiştirildiği söylenir.

Biraz önce belirttiğim gibi; kent iki tepe üzerinde, iki bölüm olarak kurulmuş. Yukarı kentte: agora, bazilika, nymphaeum ve eksendra var. Tabii; ben burada nymphaeum yazınca; şüphesiz, nedir bu diye sordunuz?

Evet: Bu bir çeşme, yunan mitolojisinde; su, orman ve dağ perileri olan nymphlere adanmış, anıtsal çeşme yapısı. Gerçekten; sütun ve heykellerle bezenerek, güzel bir görüntü sağlanır. Evet, devam ediyoruz.

Aşağı kentte ise; tiyatro, stadyum, hamamlar, su kemerleri, tapınak ve nekropol var. Nekropol: şehrin mezarlığı. Şehir surları: Helenistik dönemde yapılmış, sonraları geç roma ve Bizans dönemlerinde ise bir takım onarımlar görmüş.

Aspendos’u; sanat merkezi yapan yapıtların başında: tiyatro gelir. MS.2’nci yüzyılda, Romalılar tarafından, küçük bir tepenin yamacına inşa edilmiş. Anadolu’ daki, antik roma tiyatroları arasından, günümüze kadar, sahnesi ile ulaşabilen, en eski ve sağlam örneklerden biridir.

Mimarı; Aspendos’lu Theodorus’un oğlu Zenon. Antonius Pia zamanında (138-164) yapılmış. Kentin yerli tanrıları ile imparator ailesine sunulmuş. Sahne binasının bazı yerlerinde görülen beyaz sıralar üzerindeki zikzak motifler, Selçuklular dönemine ait.

Orkestradan itibaren yükselen oturma sıralarının; ilki, senatör, yargıç ve yabancı elçilere, ikincisi ise, kentin ileri gelenlerine ait. Kadınlar, genellikle üst sıralarda, galerinin altındaki bölümlerde otururlar.

Geri kalan bölümler, kentin tüm vatandaşlarına açık. Sahne: tiyatronun en çarpıcı bölümü. Sahnenin alt kısmında, aktörlerin sahneye çıkışını sağlayan beş kapı var. Üst katta; sütunlu cephe mimarisinin tam ortasındaki üçgen alınlık içinde, tiyatronun kurucusu ve koruyucusu olan ve aynı zamanda şarap tanrısı ” Dionysos ” un bir kabartması işlenmiş.

Tiyatronun yapımına ait, bilinen bir efsane var. Sanırım ilginizi çeker. Şöyle:
” Aspendos kralının, çok güzel bir kızı var. Herkes, onunla evlenmek istemektedir.

Ancak, kral, kimde karar kılacağına karar veremez. Sonunda, düşünür ve halka bir duyuru yapar: ” Her kim, halkımız ve kent adına, en yararlı ve en güzel şeyi yaparsa, kızımı ona vereceğim “. Bu durum üzerine, bir süre sonra, iki büyük eser ortaya çıkar.

Muhteşem geometrik hesaplamalar sonucu inşa edilen ve kente su getiren: su kemerleri. Diğeri ise; orkestrasının bulunduğu sahnesinde, yere metal bir para atıldığında bile, en üst kattan sesin duyulduğu, dünyanın, o zamanki akustiği en iyi olan açık hava tiyatrosu. Bu akustiğin muhteşemliği, günümüzde bile, tiyatroda, ara sıra yapılan konserler ve etkinliklerde yaşanmakta.

Evet, kral su kemerlerini gördükten sonra, kızını, su kemerlerini yapan mimara vermeye karar verir. Sonra: tiyatroya gider. Tiyatronun en üst bölümünde gezerken, bir ses duyar. Ses ;” kralın kızını ben almalıyım, kral kızını bana vermeli ” diye söylenen mimar Zenon’a aittir.

Kral; mimar Zenon’u arar ve onun, çok aşağıda, sahne blokunda olduğunu görünce, şaşkınlığı daha da artar ve yaratılan bu akustiğe hayran kalır. Sonuçta; kral kızını mimar Zenon’a verir.

Evet; muhteşem bir akustik. Ama; günümüzde bunu yaşamak adına yapılan ve yüksek volümlü müzik konserlerinde, akustik yanında, tarihi yapının imarında büyük sorunların çıkacak olması, büyük olasılık. Yani: buranın her ne olursa olsun, yüksek volümlü müzik kullanılan etkinliklere kapatılmasından yanayım. Yalnızca; çeşitli tiyatro eserlerinin sergilenebileceği bir yer olarak kullanılabilir.

Çünkü; daha önce de çeşitli kereler ifade ettiğim gibi, bizlere, bizim neslimize sağlam teslim edilen bu eserleri, gelecek nesillere bizde sağlam teslim etmek zorundayız. Yoksa; burada, yüksek volümlü bir Tarkan konseri izlemek elbette, o güzel sesin daha güzel yankılanması adına, tercih edilebilecek bir durum. Ama; ya bu mekanın, yapısal sorunlar yaşaması söz konusu olursa ki, bundan kesinlikle şüphem yok. Olacağı kesin.

Antalya Aksu Aspendos: Evet; Aspendos denilince aklımıza büyük olasılıkla tiyatro geliyor, tiyatroyu görmeyenler, mutlaka yolunuzu değiştirin ve burayı görün. Gerçekten muhteşem bir tiyatro.

Antalya şehri tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.