Antalya Aspendos

Antalya Aspendos

Antalya’nın 48 km. doğusundadır. Aksu İlçesinin 8 km. doğusunda, Köprüçayın dağlık bölgeden, düzlüğe ulaştığı yerdedir. Antalya-Manavgat kara yolundan ayrılan, asfalt bir yol ile ulaşılır. Günümüzde; burası; Belkıs olarak anılmakta. Özellikle: tiyatronun yapılış öyküsü ilginizi çekecektir.

TARİHİ SÜREÇ

Antalya Aksu Aspendos: Hemen başlangıçta, buraya has bir özellikten söz etmek istiyorum. Antik dünyada; en güçlü para; Aspendos sikkesidir. Evet; tarihi süreç içinde, Aspendos’un yerini şöyle kısaca bir kontrol edelim. MÖ.10’ncu yüzyılda, Akalar tarafından; biri büyük, diğeri küçük iki tepe üzerinde kurulmuş.

Kentin ilk adı; kent adına bastırılan sikkelerde de görüldüğü gibi: Estvadisy. Antik devrin; zengin kentlerinden biri. Çünkü: önemli bir ticaret yolu üzerinde ve Köprüçay ırmağı ile limana bağlanıyor. Bu nedenle; her çağda, ele geçirilmek istenen bir yer olmuş. Mısır, gül ağacından yapılan süs eşyaları, şarap, tuz ve at ticareti yaygın. Özellikle: antik dünyanın en iyi atlarının, burada yetiştirildiği söylenir.

Biraz önce belirttiğim gibi; kent iki tepe üzerinde, iki bölüm olarak kurulmuş. Yukarı kentte: agora, bazilika, nymphaeum ve eksendra var. Tabii; ben burada nymphaeum yazınca; şüphesiz, nedir bu diye sordunuz?

Evet: Bu bir çeşme, yunan mitolojisinde; su, orman ve dağ perileri olan nymphlere adanmış, anıtsal çeşme yapısı. Gerçekten; sütun ve heykellerle bezenerek, güzel bir görüntü sağlanır. Evet, devam ediyoruz.

Aşağı kentte ise; tiyatro, stadyum, hamamlar, su kemerleri, tapınak ve nekropol var. Nekropol: şehrin mezarlığı. Şehir surları: Helenistik dönemde yapılmış, sonraları geç roma ve Bizans dönemlerinde ise bir takım onarımlar görmüş.

Aspendos’u; sanat merkezi yapan yapıtların başında: tiyatro gelir. MS.2’nci yüzyılda, Romalılar tarafından, küçük bir tepenin yamacına inşa edilmiş. Anadolu’ daki, antik roma tiyatroları arasından, günümüze kadar, sahnesi ile ulaşabilen, en eski ve sağlam örneklerden biridir.

Mimarı; Aspendos’lu Theodorus’un oğlu Zenon. Antonius Pia zamanında (138-164) yapılmış. Kentin yerli tanrıları ile imparator ailesine sunulmuş. Sahne binasının bazı yerlerinde görülen beyaz sıralar üzerindeki zikzak motifler, Selçuklular dönemine ait.

Orkestradan itibaren yükselen oturma sıralarının; ilki, senatör, yargıç ve yabancı elçilere, ikincisi ise, kentin ileri gelenlerine ait. Kadınlar, genellikle üst sıralarda, galerinin altındaki bölümlerde otururlar.

Geri kalan bölümler, kentin tüm vatandaşlarına açık. Sahne: tiyatronun en çarpıcı bölümü. Sahnenin alt kısmında, aktörlerin sahneye çıkışını sağlayan beş kapı var. Üst katta; sütunlu cephe mimarisinin tam ortasındaki üçgen alınlık içinde, tiyatronun kurucusu ve koruyucusu olan ve aynı zamanda şarap tanrısı ” Dionysos ” un bir kabartması işlenmiş.

Tiyatronun yapımına ait, bilinen bir efsane var. Sanırım ilginizi çeker. Şöyle:
” Aspendos kralının, çok güzel bir kızı var. Herkes, onunla evlenmek istemektedir.

Ancak, kral, kimde karar kılacağına karar veremez. Sonunda, düşünür ve halka bir duyuru yapar: ” Her kim, halkımız ve kent adına, en yararlı ve en güzel şeyi yaparsa, kızımı ona vereceğim “. Bu durum üzerine, bir süre sonra, iki büyük eser ortaya çıkar.

Muhteşem geometrik hesaplamalar sonucu inşa edilen ve kente su getiren: su kemerleri. Diğeri ise; orkestrasının bulunduğu sahnesinde, yere metal bir para atıldığında bile, en üst kattan sesin duyulduğu, dünyanın, o zamanki akustiği en iyi olan açık hava tiyatrosu. Bu akustiğin muhteşemliği, günümüzde bile, tiyatroda, ara sıra yapılan konserler ve etkinliklerde yaşanmakta.

Evet, kral su kemerlerini gördükten sonra, kızını, su kemerlerini yapan mimara vermeye karar verir. Sonra: tiyatroya gider. Tiyatronun en üst bölümünde gezerken, bir ses duyar. Ses ;” kralın kızını ben almalıyım, kral kızını bana vermeli ” diye söylenen mimar Zenon’a aittir.

Kral; mimar Zenon’u arar ve onun, çok aşağıda, sahne blokunda olduğunu görünce, şaşkınlığı daha da artar ve yaratılan bu akustiğe hayran kalır. Sonuçta; kral kızını mimar Zenon’a verir.

Evet; muhteşem bir akustik. Ama; günümüzde bunu yaşamak adına yapılan ve yüksek volümlü müzik konserlerinde, akustik yanında, tarihi yapının imarında büyük sorunların çıkacak olması, büyük olasılık. Yani: buranın her ne olursa olsun, yüksek volümlü müzik kullanılan etkinliklere kapatılmasından yanayım. Yalnızca; çeşitli tiyatro eserlerinin sergilenebileceği bir yer olarak kullanılabilir.

Çünkü; daha önce de çeşitli kereler ifade ettiğim gibi, bizlere, bizim neslimize sağlam teslim edilen bu eserleri, gelecek nesillere bizde sağlam teslim etmek zorundayız. Yoksa; burada, yüksek volümlü bir Tarkan konseri izlemek elbette, o güzel sesin daha güzel yankılanması adına, tercih edilebilecek bir durum. Ama; ya bu mekanın, yapısal sorunlar yaşaması söz konusu olursa ki, bundan kesinlikle şüphem yok. Olacağı kesin.

Antalya Aksu Aspendos: Evet; Aspendos denilince aklımıza büyük olasılıkla tiyatro geliyor, tiyatroyu görmeyenler, mutlaka yolunuzu değiştirin ve burayı görün. Gerçekten muhteşem bir tiyatro.

Antalya şehri tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.