Kırım Yalta

Ukrayna Kırım Yalta

Kırım yarımadasının hemen ucunda, Karadeniz’in kıyısındadır. Ukrayna ülkesinin, en güney ucundaki şehri.

Tam bir sayfiye yeri. Deniz kıyısında: kumsallar, birçok iskele ve denize girenler ve yeşil örtünün hakim olduğu bir şehir. Ama, tabii buraya giden ziyaretçiler için: burada, herhangi bir tarihi kalıntı görme şansı yok. Peki, yalnız yeşil doğa örtüsü mü, insanları buraya çeken. Elbette hayır? İnsanları buraya çeken başlıca özellik: seks turizmi. Buraya, yılda, yaklaşık 6000 turist geliyormuş. Gelenler arasında: Almanlar, birinci, Türkler ise ikinci sırayı alıyorlar.

Ukrayna Kırım Yalta Ulaşım

ULAŞIM

İstanbul-Yalta arasındaki ulaşımda, Yalta’ya doğrudan iniş yok. Kırım’ın başkenti Simferopol üzerinden, bu şehre ulaşmak mümkün. İstanbul’dan uçağa bindiğinizde, yaklaşık 1.5 saatlik bir uçak yolculuğu yapmanız gerekiyor.

Arada, yaklaşık 140 km. lik bir yol var. Yol, yaklaşık 90 dakika sürüyor. Bu yol: dünyanın en uzun troleybüs hattına sahip. Yine  bu yol üzerinde: binlerce kulübe var. Bu küçük kulübelerin, başlangıçta ne olduğunu anlamak pek mümkün değil. Ama: yaptığım incelemeye göre: Ukrayna hükümeti, üzerinde ev bulunan toprakları, ev sahibine vermeye karar vermiş. Bunun üzerine, bütün millet, bu çok küçük kulübeleri ( hepsi yaklaşık 10 metre kare civarında) paldır-küldür inşa etmişler. Şimdi: bu küçük kulübelerden, binlerce var ve ilk anda, gerçekten bunların ne olduğunu anlamak mümkün değil. Evet, yöre insanı, hükümetin kararı üzerine, bu kulübeleri inşa etmişler.

Ukrayna Kırım Yalta Vize Ülkeye giriş

VİZE-ÜLKEYE GİRİŞ

Ukrayna ülkesine girerken vize istenmiyor. Yanınızda sadece pasaport veya nüfus cüzdanı (yeni olmalı) bulunması yeterlidir. Bir de yurt dışı çıkış harcı (50 TL.) ödeyerek çıkış ve giriş yapabilirsiniz. Ayrıca: girişte form doldurmanız gerekiyor. Bu küçük bir form ile giriş-çıkış yapılıyor. Bunun yanında: yanınızda, yiyecek maddesi sokmanız mümkün değil.

GENEL

Yalta: Kırım Özerk Cumhuriyetinin güney sahilinde, Karadeniz kıyısındadır. Nüfus: yaklaşık 200 bin civarındadır. Özerk Cumhuriyetin başkenti: Akmescit olmasına rağmen; Yalta daha öne çıkan bir yerleşim yeri. Şehir: iki burun arasında, büyük dağların ortasında kalıyor. Her yanı, doyumsuz güzellikteki manzaralarla dolu. Kırım ve hatta Ukrayna’nın en büyük uluslar arası: tatil ve sağlık merkezi olarak öne çıkıyor. Evet: yanlış okumadınız, sağlık merkezi. Niye? Çünkü: burası, tam bir oksijen deposu. Turizm de öne çıkıyor. Özellikle: yaz mevsiminde, şehrin nüfusu 500 binlere çıkıyor.

Burada: Sovyetler döneminden kalma: otel ve Sanatoryum gibi, sağlık amaçlı merkezler yoğunlukta. Ayrıca: Sovyetler döneminde, Politbüro üyelerinin yazlık evleri olarak kullanılan Daçalar var.

Şehir için: Kırım Özerk Cumhuriyetinin: Bodrum’u denebilir. Çünkü: burada: gece yaşantısı, restoranları, barları, modern ve şık görünümlü gençleri ile, tam bir Avrupa kentini anımsatıyor.

Yalta denilince: tarihi süreç içinde: “Dünyanın Paylaşıldığı Yer” olarak bir ünü var. 1945 yılında, meşhur “Yalta Konferansı” burada yapılmış. Konferans: 1911 yılında, Rus çarı II. Nikolay için yaptırılan Livadiya Sarayında toplanmış. Bu sarayda: konferansın izleri, hala korunuyor.

Ülkede, çalışanlar için asgari ücret: 140 dolar. Emekli aylıkları ise, yaklaşık 70 dolar civarında.

Ukrayna Kırım Yalta Güvenlik

GÜVENLİK

Özellikle: hafta sonları ve tatil günlerinde, şehirde, normal alkol seviyesini aşmış insanlardan uzak durmalısınız. Ayrıca: geceleri ve hava karardığında: karanlık ve sakin park ve bahçeler ile küçük sokaklara girmemenizi öneriyorum.

PARA

Ülkede kullanılan para birimi: Grivna. 100 Amerikan doları, yaklaşık olarak 500 grivna. Yani: 1 dolar, 5 grivna. Bizim paramız ile düşünülürse: 1 TL, 0.6 grivna ediyor.

Sahte para ve kur farkı gibi sorunlarla boğuşmak istemiyorsanız: para bozdururken, döviz bürolarını ve resmi bankaları kullanmalısınız. Kredi kartı kullanmanızı önermiyorum. Malum, bu kredi kart bilgilerinin kopyalanması gibi sahtekarlık ortaya çıkabiliyor.

Ukrayna Kırım Yalta İklim

İKLİM

Yalta bölgesinin iklimi: ılımandır. Akdeniz iklimine benzer. Nem oranı düşüktür. Temmuz ayı ortalama sıcaklık: 25 derecedir. Deniz suyu sıcaklığı da: Temmuz ayında, 26 derecedir. Eylül-Ekim döneminde, sonbahar: çok güzel ve hava ılımandır. Burada havanın ılıman olmasının en büyük nedeni: tepeler arasında, bir amfi-tiyatro gibi bulunmasından kaynaklanmaktadır. Kar nadir görülüyor.

Ukrayna Kırım Yalta Tarihi

TARİHİ

Yalta bölgesi: 1475 tarihinde, Türk egemenliğine girer. Bu yıllarda: Kırım Tatarları ve Anadolu Türkmenleri, burada birlikte yaşarlar. Balıkçılık ve tarım ile geçinirler. 1542 tarihli, Osmanlı kayıtlarına göre: şehir, üç mahalleli bir köy durumundadır.

1783 yılında, Yalta, Rus egemenliğine girer. Rus işgalinin ardından: iklimin uygun olması yüzünden, Çarlık ailesi ve Rus zenginleri, burayı sayfiye yeri olarak kullanmaya başladılar. Pek çok saray ve konak yapıldı ve 1838 yılından sonra, şehir hızla büyümeye başladı.

1860 yılında: Profesör S.P.Botkin: bölge ikliminin, birçok hastalığa iyi geldiğini saptadı. Çar II. Aleksander, bunun üzerine, bölgede bir sağlık ve tatil merkezi yapılmasını sağladı. Böylece; şehir, 19.yüzyılda, soyluların rağbet ettikleri bir sayfiye bölgesi haline gelmeye başladı. Osmanlı döneminde: Rus çarları, yazın buraya dinlenmeye geldiklerinde, Osmanlıdan, dostluk mesajı olarak paşalar gider ve karşılıklı hediyeler verilirmiş.  En son olarak: 1914 yılında, Talat Paşa gitmiş.

Günümüzde, bölgede, 150 civarında, terapi merkezi bulunuyor. En önemlisi: I. Syechenov Yalta Fizik Tedavi Metotları ve Tıbbi İklim Bilim Araştırma Enstitüsüdür.

İNSANLAR

Bu bölgedeki bayanlar, gerçekten çok güzel. Bu ırkın kadınları, güzel yaratılmış. Savaşlarda ölen Rus askerleri nedeniyle, ülkedeki kadın-erkek oranları, öylesine değişmiş ki, kadınlar, toplam nüfusun % 70’ni oluşturur hale gelmiş. Bunun sonucunda: Rus erkekleri, toplum içindeki tercihlerini hep daha güzellerden yana kullanır olmuş. Böylece: yeni nesil, gerçekten güzel.

Ancak: şehrin insanlarından söz etmişken, biraz da şehirdeki insanların, bizlere, yani Türklere bakışından söz etmek istiyorum. Bizim insanlarımız, bu şehre, asla ailecek gitmiyorlar.

Genelde: buraya, kalabalık bayi gezileri düzenleniyor. Yani: amaç, tam anlamı ile, seks turizmi. Tabii: şehirde, görülen her bayan, bu işin bir objesi gibi algılanıyor. Kızlar, çok güzel ve çok rahat giyiniyorlar ama kesinlikle, biraz önce de söylediğim gibi, çoğu fahişe değil. Ama, bizim ülkemizden, bu şehre giden ziyaretçiler, maalesef, yollarda, sokaklarda gördükleri; eşi ve çocuğu ile yürüyüş yapan kadınlara bile asılmaktan çekinmemişler ve bunun sonucunda, elbette, hoş olmayan görüntüler ve hoş olmayan düşünceler çıkmış. Bu kötü imajın silinmesinden yanayım.

NE YENİR-NE İÇİLİR

Şehirde: Tatar böreği, Gürcü yemeği kara lahanadan yapılan Horçi, Lobyo Phala, Türkmen: katlaması, şekşekisi, Kırgız: kat-kat tokuç, Özbek: pilav.

Burada: Ermeni restoranı da var. Bu restorana yolunuz düşerse; Chee kufta (çiğ köfte), Shish Kebab, Lüle Kebap, Kaburga, Kadın Budu Kufta, Lahmajoon, Mantı, Tass kebap bulabilirsiniz.

Evet, söylediğim gibi, şehir içinde yemek yiyebileceğiniz birçok mekan var. Ancak: domuz eti ve ürünleri çok miktarda kullanılıyor ve yerli halk tarafından tercih ediliyor. Bu yüzden: McDonalts menülerini önermek istiyorum. Buralarda: tavuk menülerinden yiyebilirsiniz.

VİCTORİA CAFE

Burada, Türk yemekleri bulabilirsiniz.

GECE HAYATI

Yazının en başında söylediğim gibi: bu şehirde, turizmin seks yönü ağırlık basıyor.  Bu şehirde, akşamları, yolda ya da sahilde yürürken; yanınıza yaklaşan bayanlar olacak. Aman, bu bayanların, kendi bildikleri mekanlara veya otellere, sizi götürmesine sakın izin vermeyin. Aksi halde, muhteşem hesaplar ödemek zorunda kalabilirsiniz. Anlaşmak konusunda ise, hiç tedirgin olmaya gerek yok, çünkü hepsi gayet güzel “Türkçe” biliyorlar.

Barbarosun yeri

Herhangi bir içecek aldığınızda, inanın ödeyeceğiniz muhteşem hesap, canınızı yakacaktır. Burası: tam bir genelev gibi. Aslında restoran ve çalışan tüm personel bayan . İçinde: yemek yiyorsunuz ve daha sonra, masalarda oturan bir sürü kız arasından, istediğinizi seçiyorsunuz. Kızların bazıları, sizinle, kaldığınız otele geliyorlar. Bazıları ise, sizi, kendi ayarladıkları evlere götürüyorlar ve bu durumda, elbette, ayrıca, o eve para ödemeniz gerekiyor.

Metin’in yeri

Burası da, seks düşüncesinin ön plana çıktığı bir yer. Ama; dediğim gibi, yolunuz düşer giderseniz, büyük hesaplar ödemeye hazır olmalısınız.

TORNADO DİSCO

Hoş vakit geçirilecek bir yer.

Tüm bunların yanında: kumarhaneler de, ilginizi çekerse, size hoş zaman geçirtebilir.

NE SATIN ALINIR

Şehirde; sigara ve içki çok ucuz. Yalta şehrinde bulabileceğiniz en ucuz şeyler: içki ve sigara. Şöyle örnek verilebilir. Bir bardak çay içmek istediğinizde, 20 grivni ödüyorsunuz. Ama, bu para ile, 4 paket “camel” sigarası  satın alabiliyorsunuz.

Ukrayna Kırım Yalta Konaklama

KONAKLAMA

Şehirdeki oteller: Sovyetler döneminden kaldığı için; gayet büyük yapılar, adeta fabrika gibi. Bu oteller: 1000-2000 yataklı. Ancak: yeni dönemde, yabancı yatırımcılar tarafından, butik oteller yapılmaya başlanmış. Zengin yerliler için ise, lüks rezidanslar yapılıyormuş.

En iyi otel: 3 yıldızlı, Yalta Oteli. Otel: 30 yıllık bir geçmişe sahip ve odaları konforlu olmasa da, manzarası mükemmel.

Ukrayna Kırım Yalta Gezilecek Yerler

GEZİLECEK YERLER

Ukrayna Kırım Yalta Yalta Limanı

YALTA LİMANI

Burası: İzmir’e benzetilebilir. Liman bölgesi, çok geniş ve trafiğe kapalı durumda. Çevrede: lokantalar ve kafeler bulunuyor. Hemen merkezde ise, Lenin Meydanı var. Yalta Limanının, tarihi süreç içinde, bizim açımızdan ayrı bir yeri daha var, belki ilginizi çeker. İttihat ve Terakkinin en önemli 3 adamı: Talat, Enver ve Cemal Paşalar: tahttan indirildikten sonra, İstanbul-Kuruçeşme’den bindikleri bir Alman gemisi ile, çok sevdikleri, İstanbul’u terk ederler ve Yalta’ya gelirler. Burada ayrılırlar. Enver Paşa: Rusya içlerine, Cemal Paşa: Kafkasya’ya ve Talat Paşa ise, geldikleri gemi ile, Almanya’ya gider. Bu üç paşa da, bir daha İstanbul’u göremezler.

Sahil boyunca, sokak ressamları eserlerini satıyorlar. Turistlerin: portrelerini, karikatürlerini yapıyorlar. Hatta, müşterilerinin bacaklarına, tırnaklarına bile resim yapanlar var.

LENİN MEYDANI

Burada; şehrin gençlerini görebilirsiniz. Kaykay yapanlar, müzik dinleyenler, güneşlenenler, hepsi burada. Meydanın tam orta yerinde ise: en muhteşem haliyle, “Lenin Heykeli”. Tam karşıda: McDonalts. Meydanın bir yanında da: Osmanlı çınarı olarak isimlendirilen devasa bir ağaç bulunuyor.

Ukrayna Kırım Yalta Aleksander Nevski Rus Ortodoks Katedrali

ALEKSANDER NEVSKİ RUS ORTODOKS KATEDRALİ

Şehir merkezindedir. Kirov sokağının başlangıcındadır. Şehre denizden yaklaşıldığında, ilk görülen yapıdır. Yapı: 18. yüzyılda, Neo-Bizans sitilinde inşa edilmiştir. İkonalar ve freskler, inanılmaz güzellikte, mutlaka ilginizi çekecektir. Kubbeleri ve süslemeleriyle, 17.yüzyıl, eski Rus kiliselerine benziyor. İç tasarımında, Kroşeçkin taslakları kullanılmış. Katedral, mimar Krasnov ve Şapovalov tasarımı ile, 19.yüzyıl sonu ile, 20.yüzyıl başında inşa edilmiştir.

Ukrayna Kırım Yalta Livadiya Sarayı-Beyaz Saray-Yasna Polyana Sanatoryumu

LİVADİYA SARAYI (BEYAZ SARAY/YASNA POLYANA SANATORYUMU)

Mimar V. Hunta tarafından, gotik tarzda inşa edilmiştir. 1831-1836 yılları arasında yapılmıştır. Kırımda, romantik motiflere sahip ilk yapılardan biridir. Günümüzde ise: anne ve çocuklar için, Sanatoryum olarak kullanılmaktadır.

1911 yılında yapılmıştır. Yalta’dan, 3 km. ötede, Livadiya’da: Mohabi Tepesindedir. Sahile yakındır. Çar II. Nikolay için yazlık saray olarak yaptırılmıştır.

Sarayın mimarı: Nikolay Krasnov. Yapımında: beyaz kırım granit mermerleri kullanılmış. Sarayın bazı bölümlerinde ve arka bahçesinde ise: İslami motifler kullanılmış. Bahçe kısmı: sütunları, mermer fıskiyesi ve mükemmel kafes oymalı avlu kapısıyla, İtalyan tarzına benzetilmiş. Çar II. Nikolay: saray yapıldıktan sonra, buraya, sadece iki kez gelebilmiş.

1917 yılındaki bu ihtilal döneminde: saray yağma edilmiş ve sarayda bulunan değerli objelerin çoğu, hala kayıp. Bir kısım eser ise, Avrupa ülkelerinde bulunduğunda, hükümet tarafından satın alınarak, saraydaki yerlerine geri konmuş. Evet, ihtilalden sonra, saray Sanatoryum olarak kullanılmaya başlanmış.

Tüm bunların yanında, sarayın en önemli özelliği, tarihi süreç içinde oynadığı rol. Saray dünya siyaseti açısından, önemli bir yere sahip. Şubat 1945 tarihinde: Avrupa’nın geleceği, burada tartışılmış. Yani: Yalta konferansı, burada toplanmış. Bu tarihi toplantının ardından: 3 lideri (Stalin, Churchill, Roosvelt) sembolize edecek şekilde, sarayın avlusuna, 3 palmiye ağacı dikilmiş. Bu ağaçlar, günümüzde de yerlerinde duruyorlar ve itina ile bakılıyorlar.

Saray içinde: bir tarih müzesi ve resim galerisi var. Müze: 1993 yılında hizmete açılmış. Bunların yanında: Çar’a ait, çok sayıda şarap mahzeni de bulunuyor.

DARSAN TEPESİ

Yalta şehir merkezindedir. Buraya: teleferikle çıkabilir ve şehrin muhteşem manzarasını izleyebilirsiniz.

EVANGELİST ST.JOHN ÇAN KULESİ (JOANN ZLATOUST TAPINAĞI)

Tapınak ve çan kulesi: 1832-1837 yılları arasında, inşa edilmiştir. Kule: yüksek bir tepeye kurulmuş olup, denizciler tarafından bir referans noktası olarak kullanılmıştır. 1880’li yıllarda, Karadeniz’de, denizcilik kontrol noktalarından biri olarak kullanılmıştır. Ancak: savaşlar sırasında, tapınak büyük zarar görmüş, ancak çan kulesi, bütünüyle kalmıştır. Kulenin yanında, şehrin muhteşem manzarası görülebilen, bir gözlem noktası var.

YALTA OTELİ

Kırım bölgesinin en büyük otelidir. 17. katlıdır. Her iki tarafı da denize bakacak şekilde, 3 terasta kuruludur. Restoranları ve yüzme havuzları, ana binaya bitişiktir. Otelin kapasitesi: 2800 kişiliktir. Binanın ön cephesi ve içi, özenle tasarlanmıştır. 10 adet yemek salonu ve 1 konferans salonu vardır. Otelin tasarımında: başta Zurab Tsereteli olmak üzere, birçok ressam görev almıştır.

POLUKOROVSKY (POLİKUROVSKY) TEPESİ VE ANITI

Burada, ünlü kişilerin mezarları bulunuyor. S. Rudansky, burada gömülmüş.

Ukrayna Kırım Yalta Peri Masalları Çayırı-Polyana Skazok

PERİ MASALLARI ÇAYIRI (POLYANA SKAZOK)

Şehir merkezinden: 5 km. uzaklıktadır. Açık hava müzesidir. Yöresel sanatçılar: ağaç oymacılar, heykeltıraşlar tarafından tasarlanmıştır. Ukrayna ve Rus çocuk kitapları ve hikayelerinde geçen, 200’den fazla peri masalı karakterine ait heykeller, burada bulunuyor. Burası: Yalta Devlet Birleşik Tarih-Edebiyat Müzesinin bir dalıdır.

YEREL PAZARLAR

Şehirdeki, yerel pazarlarda Azeri satıcılar yoğunlukta. Bu pazarlarda: birçok çeşit turşu bulmak mümkün. Ayrıca: balık pazarında kalkan balığının ucuzluğu, mutlaka dikkatinizi çekecektir. Pazar dışında ise, kadınlar tarafından, el işi örtü ve hediyelik eşyalar satılıyor.

ANTON ÇEHOV EVİ

Ünlü Rus yazarın, hayatının son yılları olan 1899-1904 yılları arasında, burada yaşamıştır. Kirova sokağında yaşadığı bu villa; müze olarak hizmet vermektedir.

Müzede: yazarın; eserleri, fotoğrafları, kişisel eşyaları, yazarın o günden kalma tıbbi çantası ve Rahmaninov’un çaldı piyano sergileniyor. Yatak, oturma ve çalışma odası: öldüğü yıl olan, 1904 yılında, olduğu gibi aynen kalmıştır.

NİKİTA DEVLET BOTANİK PARKI

Yalta’ya, 7 km. uzaklıktadır. Magaraç Şarap Enstitüsünün hemen yanındadır. 1812 yılında, İsveç asıllı Rus botanikçi H.H.Steven tarafından yapılmış bir bahçedir. İçinde: 1600’den fazla çeşit gülü ve  dünyanın çeşitli yerlerinden getirilen 28 bin ağaç ve bitkiyi barındırır. Parkta, ayrıca, 1000 yaşında bir şamfıstığı ağacı var. Ayrıca: çok güzel bir restoran ve bar bulunuyor.

Parka: Yalta’dan, fayton ile ulaşabilirsiniz. Park gezisi, yaklaşık 1.5 saat sürüyor.

Ukrayna Kırım Yalta Kırlangıç Yuvası-Lastivchyne Hnizdo-Lastochkino Gnezdo

KIRLANGIÇ YUVASI (LASTİVCHYNE HNİZDO/LASTOCHKİNO GNEZDO)

Yalta şehrinden, 10 km. uzaklıktadır. Karayolu veya deniz yolundan ulaşmak mümkündür. Yalta’dan saat başında kalkan: sahile paralel bir rota izleyen deniz motorları ile gidilebiliyor.

Kırım’ın en önemli sembollerinden biri olan şatodur. 1912 yılında inşa edilmiştir. 38 metrelik, Aurora uçurumunun hemen yanındadır. Alman petrol kodamanı Baron Shteingel burayı sevgilisi için, Amerikalı mimar A. Sherwood tarafından yapılmıştır.

Ortaçağ kalesi şeklinde tasarlanmıştır. 1927 yılındaki depremden sonra, kayaların bir kısmı denize düşmüş ve yapı tamamen kayalığın en son ucunda kalmıştır. Kayaların ucunda, kanatlanıverecek masalsı bir yapı gibidir. Depremden sonra, hasar gören duvarları, restore edilmiştir.

Şatonun gezinti terasında: Karadeniz bütün ihtişamı ile izleniyor. Burada, halen bir İtalyan restoranı var. Ancak, oldukça pahalı. Restoranın hemen yanındaki plajda, denize girmek de mümkün.

Ukrayna Kırım Yalta Massandra

MASSANDRA

Yalta şehrinin 3 km. doğusundadır. Küçük ama şirin bir beldedir. Nikita yaylasında, yeşil kayaların bitişiğinde bulunmaktadır. Doğal ormanları, muhteşem parkları, fıskiyeli havuzları, dünyaca meşhur şarapları ve Massandra şatosu ile tanınmaktadır.

Ukrayna Kırım Yalta Sivastopol Turu

SİVASTOPOL TURU

Sivastopol şehri: Kırım’ın en bilinen şehirlerinden biridir. Yalnızca bir liman ve endüstri şehri değil, aynı zamanda Ukrayna’nın bilimsel ve kültürel merkezidir. Nüfusu, 300 bin üzerindedir. 1783 yılında, Karadeniz Rus donanmasının ilk 17 gemisi, buraya demir attı. Böylelikle, limanın ve askeri yerleşimin temeli atılmış oldu. Şehir, daha sonra: 1854-1855 yıllarında, Rus-Türk savaşında ve 1941-1944 yılları arasındaki Sovyet-Alman savaşlarında, çok büyük hasarlar gördü.

Yavuz ve Midilli isimli, aslı Alman ama Osmanlıya ait iki gemi: bir zamanlar, gidip bu küçük sahil kasabasını bombalamışlar. Bu sırada, Ruslar, bize savaş ilan eden: İngilizlere ve Fransızlara da savaş ilan eder demişler ve İngilizlere hemen haber uçurmuşlar. Bunun üzerine: İngiliz ve Fransızlar, bizim Çanakkale’ye saldırmışlar.

Daha sonraki dönemlerde ise: Sovyetler zamanında, ülke içinde çok iyi iş yapan memurlar, ödül olarak, Sivastopol şehrinde, 2-3 haftalık tatiller ile ödüllendirilmişler. Dolayısı ile, burada muhteşem sayfiye tesisleri oluşmuş. Ancak: 1989 yılından sonra, partililer, buralara pek gitmez olmuşlar.

Rus ve Ukrayna donanmaları, buradaki körfezde bulunuyor. 40’dan fazla gemi bulunuyor. 1997 yılında yapılan anlaşma ile, Rus donanması, 20 yıl boyunca burada kalacak ve karşılığında, Ukrayna’ya, yılda yaklaşık 90 milyon dolar verecekti. Ukrayna Meclisinde yakın zamanda alınan karar gereğince, buradaki Rus deniz üssünün varlığı, 2042 yılına kadar uzatılmış, bunun karşılığında ise, Rusya, Ukrayna’ya verdiği doğalgazda, % 30’luk bir indirim yapmış.

Limanda: sağlı-sollu gemiler sıralanmış, hoş bir manzara oluşturuyor. Burada: Osmanlı döneminden kalma eserleri bulmak mümkün değil. Çünkü: Osmanlı eserlerini silmek için, bu eserlerin % 99’u yıkılmış. Şehirdeki tek cami: 1905 yılında yapılan, Mevlana Camisi.

Bunun dışında: plaj amiga bölgesinde: bol miktarda gece kulüpleri var ve her akşam, birçok insan, buralarda çılgınca eğleniyorlar.

Ukrayna Kırım Yalta Panaroma Müzesi

PANAROMA MÜZESİ

Mutlaka görmenizi tavsiye ediyorum. Müze: 1854-1856 yılları arasında, Kırım savaşının Sivastopol cephesinin resmedildiği üç boyutlu bir ortam sunuyor. Burayı mutlaka gezmelisiniz. Kırım savaşında, bir günlük olaylar, 3 boyutlu olarak, 360 derece, bir duvara işlenmiş.

Duvara baktığınızda, kendinizi, 1854 Kırım Savaşının içinde hissediyorsunuz ve savaşın acımasızlığını görüyorsunuz. En ön cepheden, en arka cepheye kadar, hepsi var. Ancak, bunu tarif etmek mümkün değil, mutlaka görmeniz gerek. Tabloda: Fransız, İngiliz, Türk ve Rus askerlerinin mücadeleleri, ayrı ayrı görülüyor. İşte, tarihe sahip çıkmak bu olsa gerek diye düşüneceksiniz.

Singapur’da Alışveriş

Singapur’da Alışveriş

Evet, Singapurda ne alınır, nerden alınır. Singapur’da Alışveriş denince akla, önce orkideler ve sonra ise alışveriş geliyor. Tertemiz, nezih ve aynı zamanda elektronikte ucuz bir ülkedir.

Alışverişin en problemli yanı, her alışverişten sonra, otelinize dönerken, aldığınız ürünü pahalı mı yoksa ucuz mu aldığınız konusundaki tereddütleriniz.

Çünkü, satıcılar o kadar uyanık ki, satmak istedikleri ürünü, kesinlikle kendi arzuladıkları, etikette yazan fiyattan size satıyorlar ve siz hiç farkında bile olmuyorsunuz.

Ama yazacaklarımı okuyunca alışverişi daha mantıklı yapacağınız kesin. Daha önce de söylediğim gibi, Singapur doları ile Amerikan doları arasında sürekli olarak gidip geliyorsunuz, hesaplar kafanızı yeterinden fazla karıştırıyor.

Satıcı, almak istediğiniz ürünün fiyatını, size dolar olarak söylüyor. Kendi açısından fiyat Singapur doları ama siz anlayın diye, sözüm ona Amerikan doları olarak söylüyor. Pazarlık fiyatınızı söylüyorsunuz, satıcı onun Singapur dolarına çevirip, size fiyatı Singapur doları olarak veriyor.

Ve bu muhabbet, öncelikle sizin kafanız karışana kadar sürüyor, sonra bir ara, siz kafanız iyice karışınca “evet” diyorsunuz ve alışveriş bitiyor, ama satıcının arzuladığı fiyata bitiyor.

Kesinlikle; bu satırların karışık olduğunu düşünüyorsunuz, en iyisi bir örnek ile durumu size anlatmalıyım.

Şöyle ki, bir ürün beğendiniz, ürünün gerçek satış fiyatı 15 Singapur dolarıdır. Bunun Amerikan doları olarak karşılığı ise gerçekte 10 Amerikan doları. Satıcıya fiyat sorduğunuzda, satıcı ürün için 15 dolar fiyat söylüyor.

Siz bunu Amerikan doları olarak kabul ederseniz, ürünün üstünde 15 Singapur doları yazılı olmasına rağmen, size verdiği fiyatı ödediğinizde yani 15 Amerikan doları verdiğinizde, ürünü 22.5 Singapur dolarına almış olacaksınız.

Bir alışveriş için örnek: Singapur-Amerikan Doları

Yani, kafadan 7.5 Singapur doları fazla vermiş oluyorsunuz. Tabii siz pazarlık düşüncesi ile atılıp, diyorsunuz ki, 15 dolar değil, 10 dolar olsun. Satıcı naz yapıyor ama bir süre sonra peki diyor. Satıcıya 10 Amerikan doları verip, ürünü alıyorsunuz.

Sonuç, evet sonuç nasıl oldu? Ürün üzerinde 15 Singapur doları yazılı idi, yani 10 Amerikan doları. Siz ürüne 10 Amerikan doları vererek yani 15 Singapur doları karşılığı satın aldınız.

Sanıyorsunuz ki, pazarlık yaptınız 5 dolar ucuz aldınız, halbuki hayır, ürünü satıcının istediği fiyattan satın almış oldunuz.

İşte, konu bu, Bunun önlemek için, satıcıların her türlü alışverişte size verdiği fiyatı, Singapur mu, Amerikan doları mı diye mutlaka sorun. Fiyat nerede biterse bitsin, özellikle belirli elektronik ürünlerin satış fiyatları çok uygun.

Mesela, dijital video kameralar, fotoğraf makinalarının fiyatları, Türkiye’den kesinlikle daha ucuz. Amerika fiyatlarına yakın, cep telefonlarında ise, fiyat olarak Türkiye’den 100 Amerikan doları daha ucuz.

Ancak, bu tür cihazları alırken dikkatli olmanız ve riske girmeyi kabullenmeniz şart. Çünkü, size yeni diye sunulan bir mal, eski model olabiliyor. Ayrıca, aldığınız cihazın garanti belgesinin bulunmaması veya var ise de, uluslararası özelliğinin olmaması mümkün.

Lütfen buna dikkat edin, aldığınız malın garanti belgesinin uluslararası olmasına mutlaka dikkat edin. Yoksa ucuz diye satın aldığınız bir cihaz bozulduğunda, garantisi olmadığı veya garantisi uluslararası olmadığı takdirde, verdiğiniz paranın tümünün boşa gitme şansı var.

Alışveriş Merkezleri

Singapur’da Alışveriş için Singapur’da genelde, belli başlı mallar için belli alışveriş merkezleri, büyük, üç-beş katlı alışveriş merkezleri var. Örneğin, tüm bilgisayarlar ve aparatları, yazılımları için belli bir alışveriş merkezi var.

Ayrıca, ağırlıklı olarak fotoğraf makinalarının her türlü modeli ve aparatlarının satışı için ayrılmış belli alışveriş merkezleri ayrılmış. Cep telefonları ise, yoğun olarak aynı mekan içinde, tüm modelleri ve farklı farklı fiyatları ile bulunuyor, Hatta bir alışveriş merkezinde, tahta tezgahlar üzerinde, alıcılarını bekleyen binlerce cep telefonu var.

Ben cep telefonu almak istediğimde, alacağım cep telefonunun markası, modeli ve imi numarasını Singapurlu satıcıdan istedim. Türkiye’de bir arkadaşıma bunu bildirdim ve özellikle imi numarasının Türkiye de çalışıp çalışmayacağını sordum.

Çünkü, daha önce belirttiğim gibi, alacağınız her türlü elektronik cihazın Türkiye de çalışıyor olup olmadığına dikkat etmek gerek. Özellikle, Singapur’da, bazı cihazların fişleri, ülkemizdeki standartlara uygun değil, yani, fiş girişleri değişik.

Bu durumda, cihazı satın alırken, fişi için de bir adaptör almanız şart, dikkat edin. Dolayısı ile, almak istediğiniz bir cihaz ile ilgili tüm modelleri ve aparatları, aynı mekan içinde bulmanızın mümkün olması güzel, büyük bir şans.

Yalnız, elbette mutlaka tüm fotoğraf makinalarını aynı mekanda bulacaksınız diye bir kural yok, bazı ara sokaklarda da fotoğraf makinası satılan dükkanlar var, ama büyük alışveriş merkezlerinde her türlü modeli ve markayı, bir arada bulmak mümkün, bu güzel.

Sahte ürünler;

Ayrıca, dikkat etmeniz gereken diğer bir nokta, alışveriş merkezlerinde alışveriş yaparken alacağınız ürünün sahtesi ile gerçeğinin birbirinden ayırt edilemeyecek durumda olması. Dikkat ediniz, burası Çin ülkesine yakın ve Çin ülkesi, sahte ürün cennetidir, dikkat edin ve sahte ürün satın almayın ve hatta, bir ürünün pazarlığını yaptıktan sonra, mağaza sahibinin kapalı kutuda size ürünü takdim etmesine hatta paketlemesine inanmayın, kutuyu açın ve ürüne bakın.

Orchid Street-Orkide Caddesi

Elbise, ayakkabı ve diğer alışveriş malları için böyle bir durum yok, yani belli merkezlerde toplanmış değiller. Yalnızca elektronik cihazlar için bu durum geçerli. Diğer her türlü alışveriş malını, Orkide Caddesi üzerindeki mağaza ve büyük alışveriş merkezlerinde rahatlıkla bulabileceksiniz.

Vergi İadesi

Ayrıca; yurt dışına giden tüm okurların dikkat etmesi gereken bir husus, burada da geçerli. Şöyle ki; alacağınız özellikle elektronik eşyalar başta olmak üzere diğer yüksek meblağlı ürünler için; satıcıdan, mutlaka gümrük vergi beyannamesini doldurmasını isteyin. (Genellikle sarı renkli bir belge).

Bu belgeyi ve satın aldığınız ürünün faturasını birlikte muhafaza edin, hava alanında, ülkeden çıkarken, bu belgeleri Singapur Gümrük Bürosuna vererek, ödediğiniz vergi miktarını, nakit para olarak geri alabilirsiniz.

Bu konuda lütfen dikkatli olun, boşuna vergi vermek anlamsız, biraz dikkat eder ve bu iki belgeyi alır, muhafaza ederseniz, Singapur havaalanında, kesinlikle hiçbir zorlukla karşılaşmadan, ödediğiniz vergiyi nakit olarak geri alabilirsiniz.

Aman uğraşmaya değmez demeyin, uğraşmıyorsunuz, birkaç dakika içinde alabiliyorsunuz. Burada tek dikkat edilecek husus, hava alanında gümrük polisi bazen vergi makbuzu ile birlikte aldığınız ürünü de görmek istiyor, hani bavula koyarsanız, buna dikkat ediniz, yanınıza alınız.

Maldivler Genel

Maldivler Genel

 

Maldivler Genel;

Maldivlere gitmeyi düşünüyorsanız, orada ne yapabilirim diye bir sorunuz varsa, hemen en başta şunu söylemem gerekir: “Maldivlerde, yapabileceğiniz tek şey: masmavi bir deniz, bembeyaz kumsallar ve pırıl pırıl bir güneşin altında, sessiz ve sakin bir tatil geçirmektir”

Bunun dışında: Maldivlerde, tarihi eserler, büyük alışveriş merkezleri, insan ve araç kalabalığı göremezsiniz. Gürültülü müzik dinleyebileceğiniz, her türlü içkinin satıldığı barlar, birçok kültürün sunulduğu restoranlar yoktur.

Burası: yalnızca, sessizlik ve sakinlik, huzur düşleyenler için, yanında sevdiği ile birlikte olmayı, başkaca hiçbir şeyi düşünmeyenler için uygun bir yer, yani: tam bir “balayı” mekanı, zaten bu yüzden, özellikle ülkemizden buraya giden gezginlerin birçoğu, hatta büyük çoğunluğu: yanında sevgilisi veya eşi ve hatta yeni evlendiği eşi ile, baş başa bir tatil geçirmek hayaliyle gidiyorlar.

Buraya giderken havayolu olarak “Emirates” seçerseniz balayı çifti olduğunuzu öğrendiklerinde, uçakta özel ikramlarda (pasta gibi) bulunuyorlar. Ayrıca: Maldivlere gittiğinizde, otel veya tatil köyünde, yine balayı çifti olduğunuzu söylediğinizde: yine özel ikramlarda bulunuyorlar. Ücretli aktiviteleri ücretsiz sunma, Mum ışığında yemek, yarım pansiyonu tam pansiyona çevirme gibi.

Girişte son bir not

küresel ısınma nedeniyle, bu adalar suya gömülüyorlar. Bazı adaları, şimdiden sular altında kalmıştır. Diğer yerler ise, ciddi tehdit altındadır.

Ülkenin Cumhurbaşkanı, uluslararası toplantılarda, bizi öldürmeyin diye büyük ülkelere sesleniyor ve ülkeden şimdiden göçler başlamış durumda, millet zorla evlerini bırakıyor ve düşünün ki, bu cennet yakın zaman sonra yok olacak ve mutlaka gidip görülmesi gerekir.

Söylenenlere göre, Cumhurbaşkanı, para vererek, ülke yakınlarında, insanlarının yaşaması için toprak almaya çalışıyormuş.

VİZE


Maldivlere gitmek isteyenler için, ülkeye girişte vize damgası uygulanır. Bu damga gereği “kişinin ülkede çalışması yasaktır”. Yani, ülke dışından buraya çalışmaya gelenleri istemiyorlar. Bu vize, 30 günlük süreyi kapsar ve yeterli gelir.

Zaten ziyaretçilerin çoğu: önceden ayarlanmış tatil planı, konaklama yeri bilgisiyle buraya gelirler.

Ancak, herhangi bir rezervasyon yaptırmadan buraya gitmeyi düşünürseniz, Male havaalanından, otel veya tatil köyü rezervasyonu yaptırabilirsiniz. Ancak, konaklama izni alabilmeniz için dönüş biletinizi ibraz etmeniz, göstermeniz istenir.

Ülkeye girerken, yanınızda alkollü içki bulundurulmasına izin verilmez.

Maldivler Genel

ULAŞIM-HAVAALANI 


Ülkemizden Maldivlere doğrudan uçuş yoktur ve uçuşlar, Dubai veya Bankong üzerinden aktarma yapılarak gerçekleştirilir. Yaklaşık 8-9 saatlik bir uçuş gerekiyor. Saat farkımız ise, 3 saattir.

Ülkenin uluslararası havaalanı: başkent Male yakınlarındaki North Male atolündedir. Havaalanının ismi: İbrahim Nasır Male Uluslararası Havaalanıdır. Havaalanı, 12 Nisan 1966 tarihinde hizmete açılmıştır. 1981 yılında ise, büyük restorasyon çalışması yapılmıştır.

Hulhule adasında bulunan havaalanı, uluslararası havaalanıdır. Havaalanının pisti, denize doğru uzanır ve bu yüzden, sanki uçak gemisine iner gibi bir duygu yaşanır. Uçak alana indikten sonra, terminale kadar yürümeniz gerekir. Sadece yağışlı havalarda, otobüs servise sokulur.

Havaalanında, geliş bölümünde duty-free mağazaları bulunmaz

Valizlerinizi aldıktan sonra, terminalden çıkabilirsiniz. Tatil köyleri görevlileri, hemen burada, kendi misafirlerini, ellerinde kartlar ile karşılarlar. Daha sonra: Male şehrine geçmek için: kısa aralıklarla kalkan feribotlara yönlendirirler.

Bazı yolcular ise, doğrudan deniz uçağına yönlendirilir. Male şehrine gidenler: Male şehrindeki 9 numaralı mendirekte teknelerden inerler. Havaalanı adası ile Male şehri arasında feribot değil de, dhoni denilen tekneleri kullanmak isterseniz, gündüz 75 Mrf ve gece 100 Mrf ödemeniz gerekir. Feribot ise, 10 Mrf. Dir.

Havaalanı duty-free mağazaları, terminal binasının ikinci katında, gidiş sırasında uğranılacak şekilde düzenlenmiştir. Eğer, Maldivlerden zaman bulup bir şeyler satın alamadı iseniz, bu duty-free mağazalarını ziyaret etmenizi öneririm.

Havaalanının bulunduğu adada, 5 yıldızlı Hulhule Island Hotel bulunmaktadır. Son bir not: internetten aldığım bilgiye göre, 1 Ocak 2012 tarihinden itibaren, havaalanından çıkış yapan her yolcudan: 25 Amerikan doları, havaalanı geliştirme fonu için para alınacakmış. Girişte, zaten 12 Amerikan doları veriliyordu, şimdi artık çıkışta da almaya başlayacaklarmış.

 

YANINIZDA BULUNDURUN


Maldivlere gitmek isteyenlerin yanlarında mutlaka bulundurmaları gerekenler:
1. Güneş kremi ki hem de en güçlüsünden olmalıdır.
2. Deniz ayakkabısı, suyun içinde yalınayak dolaşmak çok zor oluyor.
3. Şnorkel takımı.
4. Su altı çekimi yapabilen bir fotoğraf makinası,
5. Mümkün olduğunca çok, pet şişe su.

Maldivler Genel

COĞRAFİ KONUM


Maldivler: Hindistan ülkesinin hemen altında, Hindistan’a: 600 km. , Sri Lanka ülkesinin yakınında (Sri Lanka ülkesine: 670 km.), Hint Okyanusunda, bir adalar topluluğudur. Güneyinde: Seyşeller adaları bulunmaktadır.

Ekvator kuşağındadır. Birleşmiş Milletler raporuna göre, dünya üzerindeki en fakir 50 ülkeden biridir. Aynı zamanda, dünyanın varlıklı insanlarının popüler tatil seçeneklerinin başında gelmektedir.

Adalar topluluğunun uzak kıyısı: batısında, Afrika var. Afrika kıtasındaki komşusu: Somali ve Kenya’dır.

Önceleri: Maldivler, bir Sultanlık olarak gündeme gelir. Hint okyanusu üzerinde önemli bir deniz ticareti yolu üzerinde bulunması, buranın, stratejik önemini ortaya çıkarmıştır. Bunun üzerine, denizciler, tüccarlar ve göçmenler, buraya akın etmişlerdir.

Adanın geçmişinde, daha eskilere gitmek gerekirse: Maldivler, tarihin ilk dönemlerinde, bir kadın kraliçe tarafından yönetilmiştir. Buna istinaden, adaların ismi: kadın adası anlamına gelen “Mahiladipaka” olarak bilinir.

Hintli tüccarlar: adalara, kendi dillerinde “çelenk” anlamına gelen “Maladiv” ve “Malodheep” ismini vermişlerdir. Zaten, adaların genel haritasına bakıldığında, çelenk gibi dizildiği görülmektedir.

Günümüzde ise, yerel halk, kendi ülkelerinden “Maldivler” diye söz etmez. Yerel dilde, ülkenin adı “Dihievi Raajje” yani “Divehi Halkı Bölgesi” dir.

Maldivler Cumhuriyetinde, 1190 tane ada bulunmaktadır.

Bunlar: Ekvator geçiş noktasının en güneyinde, Hint Okyanusunda, 750 km. lik bir zincir şeklinde uzanırlar. Bu adalar topluluğundaki küçük adalar “atols” olarak bilinirler. Bu kayalıkların merkezindeki lagün içinden, suyun dışarı akması için kanallar bulunmaktadır

1190 adanın, yalnızca 200 tanesi yerleşime açıktır. 99 ada ise, tatil için geliştirilmiştir. Kalan adalar ise, ıssızdır. Turistler, ıssız ve balıkçı adalarını ziyaret edemezler. Turizm geliştikçe, Maldiv hükümeti, yeni adaları, turizme açmaktadırlar.

1970’li yıllara kadar, burası, dünyanın geri kalan kısmı tarafından bilinmeyen, yoksul balıkçıların yaşadığı köylerden ibaret olan adalar topluluğu iken, günümüzde: yılda, 600-700 bin arasında turist ağırlayan, muhteşem güzel tatil köyleri ve tatil beldeleri bulunan bir yer haline gelmiştir.

1972 yılında, ilk olarak, yalnızca 2 ada turizme açılmış olmasına rağmen, günümüzde, adalar topluluğunda yaklaşık 100 tatil köyü bulunmaktadır. Bu tatil köylerinde, gündelik hayatlarından uzaklaşmak isteyen ziyaretçiler var.

Ada yönetimi: ülke çapında, yaygın bir sağlık hizmetinin kurulması, en uzak adada bile modern alt yapının sağlanması konusunda başarılı çalışmalarıyla dikkat çekmekte ve ülkede işsizlik bulunmamaktadır.

Adanın 240 bin kişilik nüfusunun, 100 bin kişilik bölümü, burada, yani başkentte yaşamaktadır.

Maldivler Genel

ATOLLER


Maldivlerde, en çok duyacağınız kelimelerden birisi de “atol” dür. Çünkü: yerleşim yerleri ve tatil köyleri, atoller üzerinde kurulmuştur.

Adalar topluluğu: Ekvatorun biraz kuzeyinde başlar ve güneyine doğru 820 km. boyunca, bir çelenk şeklinde uzanmaktadır. Bunların toplamı ise, 26 doğal atolden ve 1190 mercan adasından oluşan; bağımsız bir “İslam” cumhuriyetidir. Toplam alan: 90 bin km. karedir.

Bu arada atolden birazcık söz etmek gerekirse: bunlar, yüzük şeklinde, geniş mercan resifleridir. Bu karmaşık mercan resiflerinde bulunan küçük adacıklar: okyanusun derinliklerinden yükselen, volkanik dağların kırık bölümleridir.

Bu atoller: 19 idari bölüme ayrılmıştır. Her atolün iki ismi bulunmaktadır. Bunlardan biri yöresel dille olan ismidir. Bunların bazıları ıssızdır. Bu bölgeler: Cumhurbaşkanı tarafından atanan “Atol Başkanları” tarafından yönetilir.

Atollerde, bir de “Gazi” isimli dini lider bulunur. Yerleşime açık her adanın: hükümet tarafından atanmış ve genellikle o adada yaşayan seçkin bir kişi olan “Ada Başkanı” bulunmaktadır. Buna da “katip” denilir.

Arazinin büyük bölümü sudan oluşmaktadır.

Adaların yalnızca 200 tanesi yerleşime uygundur. Yabancı ziyaretçiler, genellikle yerli halkın yaşamadığı adalarda kalırlar. Çünkü: yerel halkın kendi kültürünü sürdürmesi istenilmektedir. Zaten, yabancı ziyaretçilerinde, rahatsız edilmeden tatil yapmaları sağlanır.

Adaların çoğu: deniz seviyesinden yalnızca 1 metre yüksektedir. Bu yüzden adalarda, tepeler ve ırmaklar göremezsiniz. Tabii, bu su seviyesi, önümüzdeki yıllarda dünyayı tehdit eden küresel ısınma sonucu, denizlerin seviyesinin yükselmesi durumunda, buranın yok olması anlamına gelmektedir.

Zaten: 2004 yılında da, Maldivler bölgesinde büyük bir “Tsunami” felaketi yaşanmıştır. Ancak, dev dalgalar, Sri Lanka’da olduğu kadar, Maldivler bölgesinde büyük yıkımlara yol açmamıştır. Yine de, aralarında turistlerin de bulunduğu 110 kişi yaşamını yitirmiştir.

Adaların bitki örtüsü: genellikle: hindistancevizi, kavun, karpuz bulunur. Balıkçıl kuşları görülür, yılan bulunmaz. Ama, burada özellikle su altı dünyası, muhteşem çeşitliliğiyle önem kazanır.

 

İKLİM


Evet, burada her yer su ve denizden yükseklik 1 metre demiştim. Ama, bazı yerlerde, yine de yemyeşil ormanlar görülür. Bu nedenle, yağmurlar da yağar. Özellikle, muson yağmurları zamanı geldiğinde, bunlar, yörenin iklimini de etkilemektedir.

Bu yüzden, Maldivlere gitmek için en uygun zaman seçimi gerekir. En uygun zaman: Aralık ve Nisan ayları arasındaki, 4 aylık dönemdir. Bu dönemde: hava sıcaklığı 25 derecenin altına düşmez ve günün büyük bölümü güneşlidir.

En güzel havalar: bizim de bulunduğumuz yarımkürenin kış ayları dönemine rastlar ve bu yüzden, özellikle Avrupalı turistlerin yoğun olarak tercih etmelerine neden olur. Hava bulutlu olsa dahi, güneş yakıcıdır ve mutlaka her durumda, güneş kremi kullanmanız önerilir.

Genel olarak, yıl boyunca, hava sıcaklıklarında büyük değişimler görülmez. Nem, genel olarak: % 80 civarındadır.

Maldivlerde, en sıcak ay: Nisan ve en soğuk ay: Aralık’tır. Ama: Ocak ve Şubat aylarında bile, hava sıcaklığı 30 derecenin üzerindedir. Çünkü hava şartlarını musonlar belirler. Ocak, Şubat, Mart ve Nisan ayları en kurak aylardır.

Yağmurların en sık rastlandığı aylar ise, Mayıs ve Kasım ayları arasındadır. Maldivler, Ekvator çizgisinde bulunduğundan, burada: tayfun, kasırga gibi doğal afetlere pek rastlanmaz.

Maldivler Genel

İNSANLAR


Yerli halk: saygılı ve çekingendir. Ancak, ziyaretçileri sıcak karşılarlar.
Birçoğu İngilizce bilirler, çünkü İngilizce ulusal dil olarak kabul edilmiştir. Kendi aralarında ise “Divehi” denilen ulusal dil konuşurlar.

Maldivlerde, ilk kabine toplantısı: su altında düzenlenmiştir. Toplantı Başbakan Mohamed Nasheed başkanlığında yapılmış ve toplantıda, BM. İklim Konferansında, iklim değişikliği konusunda, ortak bir küresel eylem için çağrı bildirisine imza atılmıştır. Su altındaki bu toplantı, uluslararası sivil çevre örgütleri tarafından, geniş bir kampanya ile dünyaya duyurulmuştur.

 

GİYİM

Maldivler, daha önce de söylediğim gibi, Müslüman bir ülke ve İslam kurallarına sıkı sıkıya bağlılar. Bu nedenle: odanız dışındaki alanlarda ve hatta kiralanmış safari teknelerinde bile, çıplaklık yasaktır.

Kumsalda çıplak güneşlenmeniz, belki de, büyük bir para cezası ile sonlanabilir.

Özellikle, tatil köyü dışında, bir yerleşim adasını ziyaret ettiğinizde: ada halkını rahatsız etmemek için, özellikle bayan yabancı ziyaretçilerin, kıyafetlerine dikkat etmeleri önerilir. Hatta: omuzları ve dizlerini açıkta bırakmayacak şekilde giysileri önerilir.

Elbette, bu satırları okuyunca, kafanızda farklı duygular gelişiyor, ama şunu unutmamak gerekir ki, tatil köylerinin içindeki yaşam ile dışarıdaki yaşam arasındaki farklılıkları iyi bilmek ve buna göre hareket etmek gerekiyor.

Yani, tatil köyü dışında, kesinlikle giysilere dikkat etmek şarttır. Hatta: erkek yabancı ziyaretçilerin bile, tatil köyleri dışında, kısa şort giymesi önerilmez.

Tatil köylerinde gün içinde deniz kıyafeti yani mayo giyebilirsiniz, ancak akşamları ve çevrede dolaşırken, deniz kıyafeti giymeniz hoş karşılanmaz.

Maldivliler ise: genellikle şık giyinirler ve peçe takmak, kimliğin gizlenmesi açısından yasaklanmıştır. Kolay ve rahat, çıkarılabilir ayakkabıları tercih ederler.

 

PARA BİRİMİ

Maldivler ülkesinde, ulusal para birimi: Maldiv Rufiyası’dır ve Mrf olarak isimlendirilir. Ancak, özellikle tatil köyleri olmak üzere birçok yerde Amerikan doları da kullanılır. Yalnız, Amerikan doları ödediğinizde, para üstü büyük olasılıkla, yerel para birimi olan Mrf ile tahsil edilecektir.

Ülkede para bozdurmak isterseniz, uluslararası havaalanı çıkışında bulunan “Maldiv Bankası” şubesini kullanabilirsiniz. Burada döviz bozdurup, Mrf satın alabilirsiniz. Bozdurma oranı: hükümet tarafından sabitlenmiştir. Buna göre, 1 Amerikan doları karşılığı, 15.42 Rps satın alınmaktadır.

Kredi kartları ise, her tatil köyünde ve Male şehrindeki birçok mağazada kabul edilmektedir. Ayrıca, yanınızda Euro götürmenize gerek yok, dolar yeterlidir.

 

DİL


Maldiv halkı, Divehi denilen yöresel dili kullanırlar. Ancak, 1960 yılından sonra, ortaöğretim dili olarak, İngilizce kullanılmaya başlanmıştır.

Yabancıları ilgilendiren tüm tabelalar ve yemek mönüleri, İngilizcedir. Özellikle tatil köyleri çalışanlarının hepsi İngilizce bilirler. Ancak, yerel dilden bir şeyler konuşmak isterseniz, en kolayı “Selamünaleyküm”.

 

DİN

Maldivlerde, halk Sünni Müslümandır. Günlük hayatın içinde, dinin önemi büyüktür. Her tatil köyünde ve yerleşim adasında, mutlaka cami bulunur. Male şehir merkezinde ise, 20 civarında cami bulunduğu söyleniyor. Tatil köyünde çalışanlar dahil, halk, günde 5 vakit namaz kılar.

Maldivler Genel

TURİZM

Maldivlerde, turizm, özellikle 1972 yılından sonra hızla yoğunlaşmış ve ülkenin ekonomisini etkilemeye başlamıştır. Ülkede bulunan 89 tatil köyü ve 17 000 yatak, yılda yaklaşık 600 000 turistin ağırlanmasını sağlamaktadır. 2007 yılı itibarıyla ülkeye gelen turist sayısı: 9.380.000’dir.

Maldivlerde, birçok ziyaretçi uçaktan indikten sonra, gideceği tatil köyü görevlisi tarafından karşılanır ve yine ödenen ücrete göre, en uygun ulaşım aracı (deniz uçağı, sürat motoru, safari motoru, dhoni yerel tekne) ile, kalacağı tatil köyüne ulaştırılır.

Sonrası ise: tamamen size kalmıştır. Tatil köylerinde, asansör bulunmadığından, birçoğu su üzerinde bulunan odanız ile toplu kullanılan yerler (restoranlar) arasındaki ulaşımınız, yürüyerek yapılıyor, yani gün içinde uzun yürüyüşler yapmanız gerekiyor. Bunun dışında: denize girebilir ve güneşlenebilirsiniz.

Gününüzü tatil köyü dışında geçirmek isterseniz: her tatil köyünün yakın veya nispeten yakın çevresinde bulunan komşu köylere, piknik yapabileceğiniz ıssız adalara günübirlik gezilere gidebilirsiniz. Ancak, unutmamak gerekir ki, adalar arasında, düzenli feribot seferleri yoktur. Çevreyi gezmek istiyorsanız, bulunduğunuz tatil köyü veya adadan; tekne kiralamanız gerekir.

 

Dhoni kiralamak

Maldivler, malum su ülkesi ve bu ülkede sık sık duyacağınız bir kelime “dhoni” dir.
Dhoni, yukarıda sözünü ettiğim gibi, Maldivlerde ulaşımın sağlanmasındaki en büyük ulaşım aracı olan bir tür teknedir. Yalnız, sürat teknesine göre, biraz yavaş olduğu kesin, çünkü saatte: 13-14 deniz mili hız yapabilmektedir.

Teknede, hem yelken, hem de motor bulunur. Dümen, kayıkçı tarafından ayağı ile idare edilir. Ancak, elbette fiyatı, sürat teknesine göre daha uygundur. Yine de, dhoni kiralamak düşünüyorsanız, yakın mesafedeki ulaşım için uygun olduğunu bilmeniz gerekir, uzak mesafedeki ulaşım için uygun değildir.

Uzun yolculuklar için, lüks dhoniler bulup kiralayabilirsiniz.

Dhoniler, genellikle tatil köylerinin yakın çevresinde, dalış yapmak ve ıssız adaları gezmek, piknik yapmak için kiralanabilir. Tatil köylerindeki dhoni teknelerinin üstleri, güneşten korunmak için tente ile şekillendirilir.

Özellikle, Maldivlerin başkenti olan Male şehrinde, birçok dhoni bulunmaktadır. Bunlar: havaalanına sefer yapan teknelerin bağlandığı mendirekten kiralanabilirler. Saatlik kira ücreti olarak: 25-30 Amerikan doları ödemek gerekir. Ancak, kiralamak istediğiniz dhoni kaptanı ile anlaşmakta zorluk çekebilirsiniz.

Bu yüzden, yerel bir tur acentası ile görüşerek dhoni kiralamayı denemelisiniz. Böylece, kaptan gitmek istediğiniz yer ve ihtiyaçlar konusunda daha bilinçli hareket edecektir. Male şehrinden, yakındaki adaları gezmek veya havaalanı adasına gitmek için, dhoni kiralayabilirsiniz.

 

Sürat Teknesi kiralamak

Dhonilere göre daha fazla ücret ödemek gerekir. Sürat teknesi kiralamak isterseniz, kaldığınız tatil köyü ilgililerine bunu iletirseniz, size yardımcı olacaklardır. Mesafeye ve süreye göre değişen rakamlar yanında, standart saatlik ücretleri: 100 Amerikan doları civarındadır.

 

Safari Teknesi kiralamak

Bu tekneler, uzun süreli yolculuklar için uygundur. Çünkü, teknenin içinde, yataklı kabinler bulunmaktadır. Yolcu kapasitesi: 10-30 kişi arasındadır.

Tuvalette deniz suyu kullanılır, ancak duşta, tatlı su kullanılır. Yemek ise, güvertede yenilmektedir. Teknede: kaptan ve 2 mürettebat yanında, bir de aşçı bulunur.

Maldivlere gelen birçok ziyaretçi; genellikle dalış yapmak ve çevreyi gezmek için, safari teknesi kiralamayı tercih ederler.

Bu yüzden, bu tür teknelerde, dalış ekipmanı bulundurulur. Geceleri, genellikle açıkta veya bir tatil köyü yakınlarında demirlenerek geçirilir.

 

Tatil köylerinde, yakın köy gezisi

Tatil köylerinde, kalan konuklar için: adada bulunan köye, günübirlik gezi düzenlenir. Köy adasındaki günlük yaşamı görmeyi düşleseniz de, genellikle gittiğinizde, sizi ıssız sokaklar karşılar.

Çünkü: köylerde yaşayan insanlar, sabah saat: 04.00 ile 06.00 arasında uyanırlar ve sabah namazı kılarak güne başlarlar.

Daha sonra, balıkçılar, gün ağarmadan denize açılırlar. Kadınlar ise, evlerin açıkta bulunan mutfaklarında kahvaltı hazırlarlar, çocuklar okula gönderilir.

Balıkçılık dışında ise, ada erkeklerinin birçoğu, otellerde, inşaatlarda ve fabrikalarda çalışırlar. Köylerde, yabancı ziyaretçilere: köyün hastanesi ve ada başkanının çalışma yeri gezdiriliyor.

Ayrıca, yerel ürünleri tanımak ve arzu ederseniz satın almak için, köy bakkalını da gezebilirsiniz.

Maldivler Genel

Evet: Maldivler ülkesinde, diğer yapabilecekleriniz veya yapmanızı önereceğim geziler, aşağıdadır

Maldivlerin ulusal kahramanının doğum yeri olan: Utheem adasını ziyaret edin.
Maldivlerin, rengarenk mercanları ve bunların arasında dolaşan balıklarını keşfetmek için, dalış yapın.

Balık tutmayı seviyorsanız, bir tekne kiralayın ve balık avına çıkın.

Maldivlerdeki yerel yaşamı görebilmek için, mutlaka bir Maldiv köyünü ziyaret edin.

Male adasındaki, Grand Mosque camisinin minaresini görün.

Yerel halkın alışveriş yaptığı, Male adasındaki Local Market’e gidin.

Male adasındaki, Ulusal Müzede, Sultanlar döneminden kalan hazineleri görün.

Male adasında, sahil kesiminde dolaşın.

Male adasında: 17’nci yüzyıldan kalma, Hukuru Miskiiy’i süyleyen oymaları görün.

Maldivler Genel

TATİL KÖYLERİ

Maldivler ülkesini ziyaret edenler: burada yalnızca: tatil köylerinde, safari teknelerinde ve ya başkent Male adasında kalabilirler.

Her tatil köylerinde: su sporları merkezi, şinolkerle dalış, tüplü dalış, balık avlama gibi etkinlikler sunulmaktadır. Ayrıca, bunlarda yine restoranlar ve barlar bulunur. Ayrıca, yine “Spa” salonları hizmet sunar.

Ülkenin diğer yerlerinde alkollü içki tüketimi yasaktır. Özellikle, başkent Male adasında, buna dikkat etmenizi öneririm. Sonuçta, burası İslam Cumhuriyetidir.

Tatil köylerinin ortak özellikleri: bembeyaz kumsalları, Hindistan cevizi ağaçları, deniz manzaralı odaları, güneşli günleri, rengarenk çiçekleri, mavi lagünleri, muhteşem manzaralı resifler, uluslararası mutfaklar ve yüzme havuzlarıdır. Bazılarında, yüzülebilir lagunlar da bulunmaktadır.

Bunların çoğunda asansör yoktur ve bu yüzden, odanızdan, ortak kullanım alanlarına gitmek için uzun yürüyüşler yapmanız gerekir.

Maldivler Genel

DALIŞ

2006 yılında, Maldivler kıyılarında, 958 dalgıç, aynı anda dalış yaparak, dünya rekoruna imza atmışlardır.

Evet, Maldivler ülkesinin kıyılarında: binlerce resif, binlerce balık türü ve yüzlerce mercan çeşitleri bulunmaktadır. Yani, ben şahsen bu konuda pek bilgi sahibi olmasam da, söylenenlere göre, dalış meraklıları için, burası tam bir cennettir.

Zaten burayı ziyarete gelenlerin büyük çoğunluğunun: dalış yapmayı düşleyerek geldikleri söyleniyor. Yılın her döneminde dalış yapılabilmektedir. Özellikle: Ocak ve Nisan ayları arasındaki dönemlerde, suların berrak olması, dalışı daha çekici hale getirir.

Ekim ve Kasım ayları arasındaki dönemde ise, büyük balıkları buraya çeken planktonların bol olması etkindir ancak bu tarihlerde sular bulanıktır. Her tatil köyünde, uzman bir dalgıcın bulunduğu, dalış merkezi bulundurulur. Merkezde, uluslararası kurumlar tarafından verilmiş sertifikalara sahip, dalış hocaları görev yaparlar.

 

Sucuba Diving

Burada, dalış okulları var ve her türlü dalış malzemesini kiralayarak edinmek mümkündür. Yapılan derslerde: çeşitli dalış kursları, gece dalışları, sualtı fotoğrafçılığı hakkında bilgiler veriliyor. Merakınız varsa, tatilinizin bir bölümünü, dalış eğitimi alarak veya biliyorsanız, dalış yaparak da geçirebilirsiniz.

 

Şnorkelle Dalış

Maldivlerde, suyun altında muhteşem bir görüntü bulunuyor. Gerek deniz canlılarını ve gerekse mercanları görmek için, adaların çevresinde bulunan mercan kayalıklarını, muhteşem berrak su içinde, şnorkelle yüzerek izleyebilirsiniz.

Çünkü, bu su altı dünyasını görmek için, profesyonel dalgıç olmaya gerek kalmıyor. İhtiyacınız olan tek şey, yalnızca tuzlu suda, su altı görüntüsünü izleyebilmek için bir şınorkeldir.

Maldivler Genel

YEREL TATİL GÜNLERİ

Maldivler ülkesinde, yerel tatil günlerini belirtmeden önce, burada, Miladi değil, Hicri takvim sisteminin uygulandığını söylemem gerekiyor. Bu yüzden: Hicri takvim gereği, etkinliklerin günü, her yıl farklılık göstermektedir.

Malum: Hicri takvim, her yıl 10 gün öne gitmektedir. Bu yüzden: ülkedeki kutlama günleri hakkında ayrıntıya girmek istemiyorum, çünkü standart bir tarih vermek mümkün değil.

Ama siz Maldivlere gitmek isterseniz, özellikle, orada “Ramazan ayı” olup olmadığını kontrol etmelisiniz. Çünkü, ramazan ayında, ülkedeki restoranların tümü, gün boyu kapalı kalır. Ancak, tatil köylerindeki yaşamı bu durum etkilemez ve hizmetler ramazan ayında da aynen devam eder.

Tüm bunların yanında, tarihleri değişmeyen bir kısım kutlama şunlardır:

1 Ocak: Yeni yıl kutlanır,
26-27 Temmuz: Bağımsızlık bayramı kutlanır.
3 Kasım: Zafer bayramı kutlanır. (Tamir teröristlerinin, 1988 yılındaki darbe girişimine karşı kazanılan zafer kutlanır)
11-12 Kasım: Cumhuriyet Bayramı kutlanır. (Bu tarih, 1968 yılındaki II. Cumhuriyetin kuruluşudur)
10 Aralık: Balıkçılar günü olarak kutlanır.