Ordu

Ordu

 

Karadeniz kıyısında, Karadeniz gezisi düşünenler için, tam merkezde, güzel bir şehir. Şehirde, yemyeşil yaylalar, ahşap mimari örnekleri, misafirperver halk, özgün yemek kültürü ve harika bir sahil: sizi bekliyor.

ULAŞIM

Ordu şehrine, Hava yolu ile ulaşmak isterseniz: en yakın hava alanı, Çarşamba hava alanıdır ve şehre uzaklığı: 110 km. dir. Ordu-Samsun arası uzaklık: 152 km. Ordu-Giresun arası uzaklık; 44 km. Ordu-İstanbul arası uzaklık: 889 km. Ordu-Ankara arası uzaklık: 571 km. Ordu-Sivas arası uzaklık: 314 km. Ordu-Perşembe arası uzaklık: 15 km. Ordu-Fatsa arası uzaklık: 55 km. Ordu-Gülyalı arası uzaklık: 14 km. Ordu-Ulubey arası uzaklık: 22 km.

Ordu-Giresun Hava alanı

Ordu-Giresun yolu üzerinde deniz doldurularak yapılmıştır. Dünyanın sayılı hava alanlarından birisidir. Dünyadaki denize dolgu hava alanlarında, dolgu derinliği önemlidir. Burada 15-17 metre dolgu derinliği vardır. Dünya sıralamasında 6’ncı sıradadır. Ancak, dünyanın denize ve en derine dolgu hava alanının, Türkiye’de yapılması planlanmaktadır.

Rize-Artvin hava alanı, denize dolgu derinliği 35-37 metre olacaktır. Yani, dünyanın en derin dolgulu hava alanı planlanmaktadır. Denizin dibinde kumsallık bir alan bulunmuş, fizibilitesi yapılmış, kazıklar çakılmaya başlanmıştır. Buradaki hava alanının ilginç bir açılış öyküsü vardır. Hava alanının bulunduğu bölge “Gülyalı” dır. Hava alanı ismi olarak: Gülyalı, Ordu, Giresun isimleri düşünülür.

Ancak anlaşılamaz. Bunun üzerine hava alanının ismi “Or-Gir” olarak kabul edilir ve açılış öncesinde bu isimle pankartlar hazırlanır. Ancak, tam açılış öncesinde bir gazeteci, bu ismin İngilizce anlamının çok sapıkça olduğunu ve pornografik bir kelimeyi çağrıştırdığını söyleyince durum anlaşılır ve isim derhal değiştirilerek, hava alanının ismi “Ordu-Giresun Hava alanı” olarak düzenlenir. Açılış öncesi, hazırlanan afişler de yeni isme göre yeniden yazdırılıp asılır.

TARİHİ

Şehirde ilk yerleşim, MÖ. 8’nci yüzyılda, Miletli kolonistler tarafından başlatılmıştır. Bu kolonistlerce, Kotyora (Cotyora) ismiyle kurulan şehrin, bugünkü yerleşim yeri bilinmiyor. Bu kavimler, uzun süre bölgede varlıklarını sürdürmüşler ve maden işleme sanatında ileri gitmişler ve tunçtan, mükemmel silahlar yapmışlar. Helenistik, Roma, Bizanslıların hüküm sürdüğü Cotyora zamanla önemini ve canlılığını yitirmeye başlamış. 

14’ncü yüzyılın ortalarına doğru, Bayramlı aşireti bölgeye gelir ve şehrin 4 km. güneyinde, Yalı Camisinin üst tarafında, bugünkü Eskipazar’da, “Bayramlı” adıyla şehir kurulur. Bayramlı kasabası, 18’nci yüzyıl başlarında eski canlılığını kaybedince, batıda bucak adıyla yeni bir ilçe merkezi kurulur. Yeni merkez, göç edenlerle birlikte büyür ve çok hızlı bir şekilde gelişir. 

Bucak adı: 1869-1870 yıllarında: Ordu adına çevrilir. Ordu ismi: Osmanlı ordusundan gelir. Aslında “Ordu” demek: ÖzTürkçe “Saray” anlamındadır. Sarayda kim var: yöneticiler ve askerler. Askerlerin kurduğu yer, zamanla bütün askerlere verilen isim olmuştur. Osmanlı ordusu: zamanla gelip buraya çadır kurar ve burayı kışla gibi kullanır. Bu yüzden, buraya “Ordu” ismi verilmiştir.

Ordu

GENEL

Ordu şehir merkezi, Karadeniz kıyısındaki diğer birçok il ve ilçeye nazaran coğrafi bakımdan şanslıdır. Çünkü arka tarafı dağlık değildir, dağınık bir yerleşim görülür. Yani, şehir merkezi dağ ile deniz arasında sıkışıp kalmış değildir. Ordu şehir merkezinin arka tarafında çok geniş bir alan bulunur.

Ordu şehrinde, Giresun şehri yönünde çikolata fabrikası bulunur. Fabrikanın en önemli özelliği penceresiz olmasıdır. Giresunlular “Bizim fındığımız daha güzel ve lezzetli ve bu yüzden Fisko Birlik Giresun’da kurulu” derler. Ordulular ise “Bizim fındığımız daha güzel ve lezzetli ve bu yüzden Çikolata Fabrikası burada kurulu” derler. Fındık konusundaki bu çekişme sürer gider.

Arıcılık

Ordu’nun günümüzde birçok köyünde: arı kovanıyla arıcılık yapılıyor. Türkiye’de bulunan toplam fenni kovan sayısının: % 10’u, bu şehirde bulunuyor.

Fındık

Fındığın kültür kaynağı ve ana vatan bölgelerinden birisi: Karadeniz kıyılarıdır. MÖ. 400 yıllarında, Pontus cevizi diye adlandırmıştır. Bölgede, kültür fındığına: Heraklit cevizi adı verilmiştir. Plinis ise, ilk kültür fındığını Pontus kıyılarından getirdiği için, buna Pontus Cevizi denmiştir.

Turizm

Ordu turizm aktiviteleri ile de dikkat çekiyor. Ordu’da; kıyı turizmi, inanç turizmi, termal turizmi, yayla turizmi, kuş gözetleme turizmi, foto safari, bitki inceleme turizmi, kamp-karavan turizmi, su altı dalışı, bisiklet turları, olta balıkçılığı, dağ ve doğa yürüyüşü, yamaç paraşütü, rafting, kültür turizmi, tarihi ve arkeolojik değerler, sportif faaliyetlerin hepsini yapmak mümkün.

NE YENİR

Ordu’da, pancar (kara lahana) yemekleri revaçta. Başlıca yöresel lezzetler: kara lahana sarması, kara lahana döşemesi ve kara lahana diblesidir. Ayrıca: hamsi ile yapılan yemeklerde meşhur. Hamsi içli tava, hamsi buğulama, hamsi köftesi ve hamsi tava. Bunların tadına baktığınızda, eşsiz lezzetleri keşfedeceksiniz.

Fındıkla ilgili yemeklerin tümünün yapıldığı Çotanak Restoran Ordu’da hizmet veriyor. Başta fındık çorbası olmak üzere fındıklı tost, fındıklı çiğ köfte olmak üzere birçok fındıklı ürünü tatmak mümkün.

Ordu’nun mahalli yemeklerimiz içinde belli başlıları ise; pancar çorbası, pancar sarması, melocan kavurması, Sakarca Mıhlaması, Galdirik Kavurması, Keşkek, Tirmit kavurması, mısır ekmeği, turşu kavurmaları, su böreği, hamsi buğlama, hamsili içli tava.

NE SATIN ALINIR

Ordu’da; geleneksel el sanatları ürünleri bulabilirsiniz. Kilim, heybe, oyalı yazma gibi dokuma ürünleri ve bunların yanı sıra ahşap eşyalardan baston ve sepet düşünebilirsiniz. Ayrıca, Ordu’da müzik aleti üretimi de yapılıyor. Özellikle: klarnet ve kaval bulup satın alabilirsiniz.

Yörede bolca yetişen fındık ta: iyi bir hediyelik olabilir. Çarşı bölgesinde, çok sayıda hediyelik eşya satılan dükkan var. Burada: “Ordu” baskılı objeler de satın alabilirsiniz.

Ordu

GEZİLECEK YERLER

İBRAHİM PAŞA CAMİSİ

1800 yılında, Atik İbrahim Paşa tarafından yaptırılmıştır. Şehrin orta yerinde bulunduğu için, Orta camisi olarak da bilinir. Ordu’da ilk inşa edilen camidir. 1770’li yıllarda yaptırılmıştır. Deniz kıyısında yaptırılmış, deniz dalgalarından zarar görmesi üzerine, şimdiki yerinde yeniden yapılmıştır.

Çatısı düzdür. Selçuklu Mimarisi tarzında yapılmış orijinal mihrabı: 1840 yılında sökülerek Selimiye camisine taşınmıştır. Yerine ise: o günün mimari anlayışına uygun olarak, yumuşak taşlarla ve zengin motiflerle hazırlanan süslü bir mihrap konulmuştur. En önemli özelliği: barok üslubunda yapılmış, yoğun süslemeli mihrabıdır.

Tek minaresi: çift şerefelidir. Mimari özellikleri açısından, çok büyük özelliği bulunmuyor.

TAŞBAŞI KÜLTÜR MERKEZİ-ORDU ESKİ KAPALI CEZAEVİ

Ordu il merkezinde, Taşbaşı Mahallesindedir. 1853 yılında: Rumlar tarafından yapılmış, eski bir kilisedir.

Kilise: doğu-batı istikametinde, dikdörtgen tarzında yapılmış. Doğuda, büyük bir apsis, yanlarda iki küçük apsis var. Kilisenin ana mekanı, iki sıra üç sütunla, üç nefe ayrılmıştır. Kilisenin semardam çatısı, sütunlarla desteklenen kemerlerle taşınmaktadır. Tamamı kesme taştan yapılmış günümüze kadar ayakta kalabilen, bir bazilika şeklinde yapıdır.

Kentsel Sit alanı olarak ilan edilerek, koruma altına alınmıştır. 10 Nisan 2000 tarihinden itibaren, Kültür Merkezi olarak kullanılmaktadır.

PAŞA KONAĞI VE ETNOĞRAFYA MÜZESİ

İl merkezinde, Boztepe yolu üzerinde, Selimiye Mahallesindedir. Taşocaklar caddesi ile, Erkoçlar sokağın birleştiği köşede.

Konak: 1896 yılında, Paşaoğlu Hüseyin Efendi zamanında yaptırılmış. Son derece zengin bir taş işçiliğine sahiptir ve tescil edilmiştir. Mimarı: İstanbullu bir usta.

Konağın taşları: Ünye’den, ahşap malzemesi Romanya’dan getirilmiş. Zemin dahil olmak üzere, 3 katlıdır. Bahçesiyle birlikte, 625 metrekarelik bir alan üzerine kurulu. Zemin kata, doğudan, birinci kata da kuzey ve batısında bulunan iki kapıdan giriliyor. Konağın: birinci ve ikinci katı, bir silme ile ayrılmış. Köşeleri, yarım sütunlar ve bitkisel motifli konsollarla desteklenmiş. Zengin bir taş işçiliği var. Zemin üzerindeki iki katın, doğu cephesinde, en altta dört, üst katlarda da beşer penceresi var. Doğu cephesindeki orta pencereler, burmalı sütunlar ve yarım sütunlar arasına alınmış.

Kuzey cephesindeki birinci katın girişi: basık kemerli ve çift kanatlı. Bu kapının çevresi, bitkisel motifli kalem işleriyle bezenmiş. Aynı zamanda, korint başlıklı iki sütunla desteklenen giriş kapısının önünde bir çıkma, üst katta bir balkon bulunuyor.

Konağın merdivenleri: balkonu ve çatı kenarlarındaki korkulukları, cepheye hareketlilik kazandırıyor. Bahçesine, fıskiyeli bir havuz ile bir de taş ocak yerleştirilmiş.

Konağın zemin katı: taş döşeli, birinci ve ikinci katlar ahşap döşemeli. Tavanlar, ahşap kaplama olarak yapılmış, üst kattaki sofa kağıt üzerine yağlı boya ile çeşitli desenlerle bezenmiş. Tavanın ortasında: baklava şekilleri, bitkisel motifler, köşelerdeki madalyonlara da çeşitli manzaralar resmedilmiş. Banyosunda da çinilere yer verilmiş.

Konağın bahçesinde: fıskıyeli bir havuz ve günümüzde ahşap örtü altına alınmış, orijinal taş ocak bulunmaktadır.

Konak: Kültür Bakanlığı tarafından, 1982 yılında kamulaştırılır. Yapılan onarım sonucu, 1987 yılında: müze olarak hizmete açılır.

Müzenin zemin katı: İdare binası olarak kullanılmaktadır. Birinci katta: Etnoğrafik eserler sergileniyor. Bu bölümde: silahlar, takılar, kadın ve erkek giysileri sergileniyor.

İkinci katta: Sofa, Paşa Nine Odası, Günlük Oda, Misafir Odası, Yatak Odası, Yüklük gibi bölümler var. Bunlar: 19.yüzyıl yaşamının özelliklerini aksettiriyor.

Müzede: 1567 Etnoğrafik eser, 234 arkeolojik eser, 1287 sikke olmak üzere, toplam: 3088 eser sergileniyor.

Ordu

PLAJLAR

Ordu ili, deniz turizmi ve plaj yönünden, Doğu Karadeniz Bölgesinin en önemli ilidir. Buradaki doğal plajlar, turizm yönünden oldukça önemlidir. Ordu kıyıları, doğuda Piraziz’den, batıda Akçaya kadar, 107 km. lik koylarla çevrili doğal kumsallar halindedir.

İl merkezine 2 km. uzaklıktaki Güzelyalı Plajı, Melet Irmağı ile Turna suyu arasındaki kumsallar, Kumbaşındaki kumsal,

Ordu Cotyora (Bozukkale)

COTYORA (BOZUKKALE)

Ordu-Samsun kara yolu üzerinde, il merkezine 2 km uzaklıkta, deniz kıyısındadır. Ordu ilinin ilk kuruluş yeridir. Burası, halk arasında: Bozukkale olarak bilinir. Yapılan araştırmalarda: burada: 11.yüzyılda, Bizanslılar tarafından yapılan küçük bir gözetleme kulesinin bulunduğu anlaşılmıştır. 2. derece arkeolojik sit alanı olarak  koruma altına alınmıştır.

ESKİ PAZAR CAMİİ VE HAMAMLARI

İl merkezine 3 km. uzaklıktadır. Ordu-Sivas kara yolunun doğusunda, Ulubey yolu üzerinde, dikdörtgen planlı küçük bir camidir. Caminin ilk yapılış tarihi: Beylikler dönemine yani 1380 yılına kadar uzanıyor. Sonradan, 1782 yılında, Battal Hüseyin Paşa tarafından onartılmış ve onarım kitabesi, kapısının üstüne konulmuş.

Yalnız, eski cami depremde yıkılınca, bugün görülen cami, 20’nci yüzyılda yeniden yapılmış. Caminin en büyük özelliği: Emiroğlu Beyliği döneminden kalma olması. Yani: Karadeniz’in Türkleşmesinde öncü kuşak olan Emiroğlulları, Ordu’yu başkent olarak kullanmışlardır. Bu başkentin en önemli yapılarından biri de: yanında iki hamam da bulunan Eskipazar Camidir.

Caminin ahşap kapı ve pencereleri, Anadolu’daki Türk ahşap sanatı açısından çok önemli görülürken, özellikle, sayıları çok az olan Karadeniz’e yakın Selçuklu eserlerinden biri olarak değerlendiriliyor. Caminin kapı ve pencerelerindeki çalışmaların süsleme sanatı açısından da çok önemli yeri var. Camiden günümüze, yalnızca giriş kapısı ve portalı kalmıştır.

2017.07.17.Ordu.Boztepe.2
Ordu Boztepe
2017.07.17.Ordu.Boztepe.10
Ordu Boztepe
2017.07.17.Ordu.Boztepe.Teleferik.4
Ordu Boztepe

 

BOZTEPE

Ordu şehri, Boztepe’nin yamaçlarına kurulmuştur. Boztepe: şehir merkezine 6 km uzaklıktadır. Yolu asfalttır. Buraya araç veya teleferikle ulaşılıyor. Teleferik biniş yerinin hemen yakınında otopark bulunuyor, yani aracınız ile buraya gelip teleferikle çıkmayı düşünürseniz aracınızı hemen teleferik kalkış yerinin yakınındaki otoparka bırakabilirsiniz. Bence, buraya teleferikle çıkın. Teleferik biniş ücreti, gidiş-dönüş tam bilet 10 TL ve öğrenci 8 TL dir. Tek yön, tam bilet 6 TL ve öğrenci 5 TL dir.

6 yaşına kadar olan çocuklar ücretsiz biniyorlar. Açık öğretim, yüksek lisans ve doktora öğrencileri, öğrenci olarak kabul edilmiyorlar. Öğrenci kimliklerinin güncel tarihli, vizelerinin bulunmasını istiyorlar. Teleferiğin teknik özelliklerine gelince: alt istasyon rakımı 8 metredir. Üst istasyon rakımı ise 509 metredir. Eğik uzunluk 2372 metre, kot farkı 501 metredir. Seyahat süresi 6.35 dakikadır. Teleferik her gün saat: 09.00 da açılmaktadır. Yükseklik korkusu olanlar, düşünerek binmelidirler.

Tepe, denizden 450 metre yüksekliktedir. Tepe çam ağaçları ile kaplıdır. Ordu şehrinin bütün güzelliklerini ve Karadeniz’in muhteşemliğini, tepeden görmek mümkündür. Tepede: yeme-içme alanları, dinlenme tesisleri ve ormanlık piknik alanları vardır. Yamaç paraşütü için ideal bir yerdir. Avrupa Doğa Merkezi tarafından Kaliteli Destinasyon Programına dahil edilmiştir. Evet, özellikle güneş batarken ve geceleri buranın muhteşem manzarasını mutlaka izlemenizi öneriyorum. Ayrıca, yine tepede bulunan tesislerde özellikle kahvaltı yapmanızı öneririm.

TURNA SUYU

İl merkezine: 9 km. uzaklıktadır. Ordu-Giresun karayolu üzerindedir. Doğal plajı ile ünlüdür. Halk arasında büyük rağbet gören bir yerdir. Doğu Karadeniz’in hemen başlangıcındaki bu el değmemiş güzellik, belki de şimdiye kadar bilinmemesinin tüm avantajlarını doğa severlere sunuyor. Yürüyüş rotaları, yani hazırlanan bu eşsiz vadide yaklaşık 60 km. uzunluğunda, çok cazip bir yürüyüş parkuru bulunuyor.

Kayalık vadi yatağı ve bitki örtüsü sayesinde, suyu neredeyse her mevsim berrak olan Turna suyu deresi, Fırtına deresi ile birlikte, Karadeniz bölgesinin en temiz vadi yatağına sahip. Canik dağlarından kıvrıla kıvrıla, Karadeniz’e dökülen akarsu boyunca, çok çeşitli bir renk cümbüşü ve bitki örtüsü ile birbirinden farklı ve güzel çiçekler, yürüyüş yapanlara eşlik ediyor.

Buranın bir başka özelliği de: Karadeniz alası ya da Som balığı diye bilinen alabalık türünün yumurtlama alanı olarak temiz suyundan dolayı Turna suyu tercih ediliyor. Turna suyu deresinde başka tatlı su kefali olmak üzere, birçok tatlı su balığı ve tatlı su canlısı bulunuyor.

YOROZ KENT ORMANI

İl merkezi ve Gülyalı ilçesi arasında, il merkezine yaklaşık 15 km. uzaklıktadır. Burası tam bir zirvedir ve Ordu ile deniz, tamamen ayaklar altındadır. Işıklandırılmıştır. Oturma yerleri, gezi alanları ve teraslar var. Yolu stabilizedir.

Ordu Kurul Kayası Yerleşimi

KURUL KAYASI YERLEŞİMİ

İl merkezine, 13 km. uzaklıkta, Bayadi köyü sınırları içindedir. Sivri bir kaya üzerine kurulmuş, antik bir yerleşim yeridir.

Yer altı galerileri bulunmaktadır. Ana kayanın oyulması ile oluşturulmuş, 8 metre derinliğinde bir sarnıç ve su yolu olduğu tahmin edilen, 250-300 basamaklarla aşağıya inilen bir dehliz var. Özellikle: yukarı çıktığınızda, sizi bir tünel karşılayacak. Devasa bir şey. Oldukça aşağılara iniyor.

Yine, söylentilere göre, burası kaçış tüneli imiş. Sonuna; hala ulaşılamamış. Söylentilere göre, burada, buna benzer başka kaçış tünelleri de varmış. Tünelin içi: aynın bir buzdolabı gibi serin ve rutubetli. Bir de su sarnıcı var. Bu sarnıcı için, yaz-kış su dolu.

Bunların yanında: bina kalıntıları ve değişik dönemlere ait seramik parçaları görülüyor. Kazı sırasında bulunan, bu seramik parçaları ve pişmiş toraktan çatı kiremitleri incelenmiş ve MÖ. 5 veya 6.yüzyılda, burada bir yerleşim yeri bulunduğu fikrine varılmış.

1991 yılında, Ordu Müze Müdürlüğünce, çevre temizliği ve tanzimi yapılmış ve alan tel örgülerle koruma altına alınmış. Bu bölgede, insanlar piknik yapıyorlar. Gezi parkurları, oturma gurupları, seyir terasları var. Ayrıca: otopark da bulunuyor.

Samsun tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

Giresun tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

 

Antalya Konyaaltı

Antalya Konyaaltı

İlçe: Antalya-Kemer karayolu üzerindedir. Konyaaltı, Antalya hava alanına 20 km uzaklıktadır.

TARİHİ

Likya uygarlığı döneminde, bölgede kurulu olan şehrin ismi “Olbia” dır. Muhtemelen bu şehrin merkezi Diliktaş’tır ve Arapsuyu ağzı ve çevresinde kurulmuştur.

Aynı dönemde, günümüzde “Kaleiçi” olarak adlandırılan yerde “Atteleia” (günümüzdeki Antalya şehri) kurulur. Ancak Olbia, Atteleia şehrinden çok önce vardır. Apameia barış anlaşmasıyla Bergama krallığı adına Pamphilia’ya sahip olan Kral II. Attalos: Olbia şehri varken hemen yanında yeni bir liman şehri kurmak istemesinin sebebi: antik Olbia coğrafyasında gizlidir.

Olbia şehrinin bulunduğu yerdeki Arapsuyu, alüvyonları ile rıhtımı doldurmuş ve rıhtım zamanla kullanılmaz hale gelmiştir. İşte, bu yüzden yeni bir şehir olan Atteleia kurulmuştur.

Neden “Konyaaltı” ismi kullanılmıştır. Bölge Antalya şehrinin falezleri üzerinde bulunduğundan “Koyaltı” şeklinde anılırken, zamanla “Konyaaltı” na dönüşmüştür. Konyaaltı’nda 1994 yılında Belediye teşkilatı kurulmuştur. 2008 yılında Antalya Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde ilçe olmuştur.

Antalya Konyaaltı

GENEL

Antalya şehrinin batı ucunda bulunan bir yerleşim yeridir. Aynı ismi taşıyan plajı ile ünlüdür. Falezlerin bittiği yerden başlayan plaj, Antalya limanına kadar 4-5 km boyunca uzanır.

Antalya Konyaaltı

GEZİLECEK YERLER

Antalya Konyaaltı Migros AVM

ANTALYA MİGROS AVM

Arapsuyu bölgesinde, Atatürk Bulvarı üzerindedir.

Oldukça büyüktür, Antalya’ya gelip te bunu görmemek mümkün değil, bir şekilde önünden geçersiniz.

Antalya’nın ilk Alışveriş Merkezi, 6 Haziran 2001 tarihinde açılmıştır. Ulaşımı kolaydır, herkese uygun mağazalar vardır. Araba park yeri (1300 araçlık) oldukça uygundur, ancak özellikle hafta sonlarında aşırı kalabalık olduğu unutulmamalıdır.

Yemek yeme ve oturma alanları, güney tarafta Akdeniz ve Beydağı manzaralarına bakmaktadır. Her üç katta, çeşitli büyüklükte toplam 130 mağaza vardır. Antalya ziyaretinizde boş zamanınız olursa, özellikle yaz döneminde klimalı ve serin ortamda burayı gezebilir, en üst katında yemek bölümünde muhteşem güzel manzara eşliğinde bir şeyler atıştırabilirsiniz.

Antalya Konyaaltı Lunapark

LUNAPARK

Antalya Akvaryum ve Konyaaltı Halk Plajı ile Migros Alışveriş Merkezi yakınındadır. Antalya ilinin en büyük lunaparkıdır. Giriş ücreti alınmıyor, aktivitelere katılmak için girişteki gişelerden jeton almak şart, 6 yaşından büyük çocuklar için uygun olduğu belirtiliyor.

Özellikle dönme dolaba binmenizi öneririm, 90 metre yüksekliğe kadar çıkıyor. Türkiye’nin en büyük, Avrupa’da ise 2’nci büyük dönme dolaptır. (en büyük Londra “London Eye” dir.) Dönme dolabın malzemeleri Çin’de üretilmiş ve gemilerle iki ayda, Antalya’ya ulaşmış, 8 ayda kurulmuştur. Kenti kuş bakışı izleme fırsatı sunan dönme dolabın bir turu 18 dakikada tamamlanıyor. Dönme dolapta 42 kapalı ve klimalı kabin bulunuyor. Bu arada, dönme dolabın ismi “Heart of Antalya” imiş.

Evet, özellikle akşamları çok iyi ışıklandırılıyor, zaten hemen Migros AVM karşısında, büyük olasılıkla bunun önünden veya yakınlarından geçeceksiniz, akşam ışıklandırmalar ilginizi çekecektir, özellikle çocuklu aileler için önerilir.

Antalya Konyaaltı Antalya Akvaryum

ANTALYA AKVARYUM

Şehir merkezinde Arapsuyu Mahallesi, Dumlupınar Bulvarındadır. Konyaaltı sahiline 70 metre uzaklıktadır. 15 Ağustos 2012 tarihinde ziyarete açılmıştır. 30 dönümlük arazi içinde, 15 bin metre kare kapalı alana sahiptir. Ülkemizde, turistlerin en çok ziyaret ettiği yerlerin başında gelmektedir. Her yıl, burayı 1 milyondan fazla ziyaretçi gezmektedir. Hemen bir uyarı, burada canlıların flaşdan etkilenmemeleri için fotoğraf çekimi yasaktır.

Eğlence merkezi 4 bölümden oluşuyor. Bunlar:

1-Akvaryum

2-Kar Dünyası-Buz Müzesi

3-WildPark.

4-Oceanride XD Cinema.

Antalya Konyaaltı Antalya Akvaryum

1-Akvaryum

Akvaryum bölümünde 40 tematik akvaryum bulunur. Ayrıca 131 metre uzunluğunda ve 3 metre genişliğinde, dünyanın en büyük tünel akvaryumu bulunur. Burada ana tankın içinde, yüzlerce köpekbalığı bulunuyor.

Antalya Konyaaltı Antalya Akvaryum

Özel eğitimli dalgıçlar tarafından elle beslenen köpekbalıklarının beslenme saatleri sırasında, nefes kesici görüntüleri izleyebilirsiniz. Ancak, akvaryum ziyaretinizde, girişte köpek balıklarının beslenme saatlerini sorarak öğrenin.

Antalya Konyaaltı Kar Dünyası-Buz Müzesi

2-Kar Dünyası-Buz Müzesi

Ziyaretçiler, girişte kendilerine verilen özel koruyucu kıyafetlerle buraya girebiliyorlar. 1500 metre kare kapalı alanda bulunan Kar Dünyası ve Buz Müzesinde geceleri gerçek kar yağdırılıyor.

Antalya Konyaaltı Kar Dünyası-Buz Müzesi

İçerisinde: iglolar, Aziz Nikolanın evi ve kafeler bulunuyor. Dışarıda sıcaklık 40 derecelerde iken, burada sıcaklık eksi 5 derece oluyor. Buz Müzesi bölümünde: dünyaca ünlü heykeltıraşların buzdan heykelleri bulunmaktadır.

Antalya Konyaaltı Wild Park

3-Wild Park

Bu özel olarak tasarlanmış alanda, yağmur ormanlarının vahşi yaşamı, çöllerin ve mağaraların gizemli dünyası tanıtılıyor. Farklı alanlarda karşılaşacağınız temalara uygun olarak özel ses sistemleri oluşturulmuştur.

Bunlar: muson yağmurları, mağaralardaki tıkırtılar, çalıların arasına saklanan canlılar, ağaçtan ağaca zıplayan maymunlar, çılgın kuşlar, çöl rüzgarları gibi seslerdir. Ayrıca, yine özel yerlerde, kapalı tanklarda: dünyanın dört bir yanından getirilmiş çok özel canlılar görebilirsiniz.

Antalya Konyaaltı Wild Park

Bunlar arasında bulunanlar: dünyanın en zehirli yılanları, en büyük örümcekleri, en dev kurbağa türleri, en tehlikeli akrepler, en tembel bukalemunlar, en sinsi timsahlar, en ilginç kertenkeleler sayılabilir.

4-Oceanride XD Cinema

Teras kattadır. Dünya denizlerini çok boyutlu sinema teknolojisiyle gezebilirsiniz. Dünyanın reel görüntülerden oluşan ilk üç boyutlu su altı yolculuğu buradadır. Kaptan Barbossa ile dünya denizlerinin efsanelerini gezebilirsiniz. Bu gezide: kambur balinaları, deniz aslanlarını, beyaz köpekbalıklarını görebilirsiniz. Ayrıca, 1’nci Dünya Savaşında Çanakkale’de batan Lundy gemisini de görmek mümkündür.

VR 360

Burada, 5 dakikada gökyüzünden Antalya ve çevresini keşfedebilirsiniz. Aspendos’tan Kaleiçi’ne, Üç Kapılardan Myra’ya, Pamukkale’den Kapadokya’ya kadar Flying Carpet ile gökyüzünden gezinebilirsiniz.

Ayrıca: merkezde hediyelik eşya bölümü, yeme içme alanları (Kokobonne, Mado, Mc Donalds) bulunmaktadır. Bu bölümlere akvaryuma giriş ücreti ödemeden girilebilmektedir. Kafe ve restoranların girişleri ücretsizdir.

Antalya Konyaaltı Doyran

DOYRAN

Saklıkent yolu üzerinde bir köydür. Antalya il merkezine 15 km uzaklıktadır. Batı Torosların güneyi ile Akdeniz arasında kalmış bir bölgedir. Yoğun kızılçam ağaçları görülür. Rakımı 1070 metredir. Buranın ismi “Doyuran” iken zamanla “Doyran” olarak söylenegelmiştir.

Burada Doyran çayı tarafından beslenen bir gölet bulunmaktadır. Göletin kıyısında kamp ve piknik yapabilirsiniz. Ancak çevresinde herhangi bir tesis yok, her türlü ihtiyacınızı yanınızda götürmeniz gerekiyor. Ayrıca ateş yakmak ta yasaktır.

Antalya Konyaaltı Saklıkent

SAKLIKENT

Antalya il merkezinin batısında, Beydağları üzerinde bir kayak merkezidir.

Antalya il merkezine 35 km uzaklıktadır. Çakırlar/Doyran istikametinde, Saklıkent ve Tübitak Gözlem Merkezi tabelaları takip edilerek ulaşılır. Konumu yani yüksek rakımda bulunması nedeniyle, il merkezi ve Saklıkent’te bir gün içinde iki ayrı hava şartları yaşamak mümkündür.

Evet, burada oldukça büyük bir tesis var. Tesiste 500 dağ evi ve kayak tesisleri bulunuyor. Kayak merkezinde her yıl 10 Aralık ile 10 Nisan tarihleri arasında yaklaşık 120 gün boyunca kayak yapma imkanı bulunmaktadır. Özellikle: Şubat sonu ve Mart aylarında; Saklıkent’te gündüz sabah saatlerinde kayak, öğleden sonra ise il merkezinde denize girmek mümkündür.

Antalya Konyaaltı Saklıkent

Saklıkent kayak merkezinde, ortalama kar kalındığı 1-2 m dir. Zirvede ise zaman zaman kar kalınlığı 4 metreye kadar çıkabiliyor. Gelelim konaklama olanaklarına: Saklıkent’te 477 müstakil ev, 1 hotel, 1 pansiyon bulunmaktadır. Kayak pistleri ise, gerek profesyoneller ve gerekse yeni başlayanlar için uygundur. Pistler: profesyonel, orta derece ve amatör kayakçı pisti olarak ayrılmıştır.

Kırmızı pist, profesyoneller için ayrılmış olup yaklaşık 4 km. dir. Dağın zirvesinden başlayarak sert virajlar ve dik yokuşlarla iner. Siyah pist ise, zirvenin yarısından başlar.

Toplam pist uzunluğu 1500 metredir ve üst bölgede kırmızı pist ile bağlantılıdır. Bu pist virajsız ama dik yamaç üzerine kuruludur. 1500 metre uzunluktaki mavi pist, orta dereceli kayakçılar için uygundur. Ayrıca kızak pisti bulunmaktadır. 3 tane lift bulunmaktadır.

Antalya Konyaaltı Tünektepe Teleferik Tesisleri

KONYAALTI TÜNEKTEPE TELEFERİK TESİSLERİ

Antalya Kemer yolunda, Liman-Sarısu bölgesindedir. Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından işletilmektedir. Arabanızı bırakacağınız otopark ve teleferik için ayrı ayrı ücret ödemek durumundasınız. (otopark 5 TL, teleferik biniş ücreti kişi başı 15 TL. dir. İki biniş ücreti 20 TL. )

Tesisler Pazartesi hariç her gün saat: 10.00-18.00 arasında açıktır. 0-6 yaş çocuklar, şehit yakınları, gaziler, basın mensupları ve engelliler ücretsizdir.

Antalya Konyaaltı Tünektepe Teleferik Tesisleri

Teleferik ve tesisler, Şubat 2017 tarihinde hizmete açılmıştır. Saatte 36 kabin ile, 1200 kişi taşıma kapasitelidir. Teleferik hattının uzunluğu 1706 metredir. Sosyal tesisler: 605 rakımlı Tünektepe’nin zirvesinde bulunuyor. Elbette bu kadar yükseklikte, aşağıdaki manzara muhteşem.

Teleferikle yolculuk 9 dakika sürüyor. Çıkış ve iniş ise 18 dakikadır. Kabinler 8 kişi, sıradan bindiriyorlar. Yazın sıcakta bu kabinler oldukça sıcak oluyor, havalandırma da yok, bunu dikkate alınız. Buradan Antalya sahillerinin büyük bölümü görülebiliyor.

Tesiste: pizza ve çay evi, ana restoran, dondurma evi, gözleme evi gibi değişik yerler bulunuyor. Ayrıca kafenin çevresine yerleştirilen dürbünlerle manzara daha yakın izlenebilmektedir.

 

BELDİBİ

Beldibi hakkındaki ayrıntılı gezi yazımı, yine bu sitede “Beldibi” başlığı altında bulabilirsiniz.

Antalya Beldibi tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

Antalya şehri tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

 

İzmir Balçova

İzmir Balçova

Balçova, İzmir merkeze 8 km uzaklıktadır.

İzmir Balçova

TARİHİ

1910 yılında İzmir Vilayeti haritasında, Balçova köyü olarak adlandırılan bölgede, ilk Belediye teşkilatı 1963 yılında kurulmuştur.

Yörenin ilk sakinleri, Narlıdere bölgesinde deniz kenarında otururken, denizden gelen korsanların istilasından kurtulmak için, bugünkü Balçova’nın ilk kurulduğu eski Balçova köyüne göç ederek yerleşirler.

Eski Balçova köyü, o dönemde “Ayesefit” olarak bilinir. Köy arazisinin büyük bir kısmı balçıktır. Bu yüzden köyün ismi “Balçık Havi” olarak değiştirilmiştir. Daha sonra ise bugünkü ismi olan “Balçova” olmuştur. İlçe 1992 yılında ilçe olmuştur.

İzmir Balçova

GENEL

Balçova ilçesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi sınırları içindedir. İlçenin doğusunda Konak, güneyinde Karabağlar, batısında Narlıdere, kuzeyinde İzmir körfezi vardır. İlçe denize yakın yani kuzey tarafta kurulmuştur.

İlçe merkezinin yayılım alanı, denizden 20-80 metre arasında uzaklıktadır. Denizden yüksekliği ortalama 27 metredir.

Bölgede Akdeniz iklimi hakimdir ve toprak özelliğine bağlı olarak farklı bitki toplulukları görülür. Orman, çevrede yok denecek kadar azdır. Teleferik dağının eteklerinde, Kırmızı Akdeniz Toprakları vardır. Bu toprak verimlilik bakımından oldukça fakirdir.

SAHİL KESİMİ

İlçenin 6 km kadar sahil kesimi vardır. Bu sahil kesiminden balıkçılık yapılır.

İzmir Balçova Bağımsız Yargı ve Danıştay Anıtı

BAĞIMSIZ YARGI VE DANIŞTAY ANITI

Bu anıt “Danıştay’a yapılan silahlı saldırıyı gerçekleştiren anlayışa karşı duyarlılığın bir simgesi” olarak yaptırılmıştır. 17 Mayıs 2002 tarihinde gerçekleştirilen saldırıda Danıştay ikinci daire üyelerinden Mustafa Yücel Özbilgin görevi başında şehit olmuş ve tetkik hakimi yaralanmıştır.

Hukukun üstünlüğünü, adalet ve çağdaşlığı savunanlar, sadece Danıştay’ı değil tüm yargıyı ve uygar dünyanın bütün değerlerini hedef alan bu saldırıyı asla unutmamalıdırlar. Anıt 29 Eylül 2007 günü dikilmiştir.

DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

İnciraltı’nda Dokuz Eylül Üniversitesi Sağlık Yerleşkesinde kuruludur. Okul, 1 Mart 1978 tarihinde Ege Üniversitesine bağlı olarak açılmıştır. 1982 yılına kadar Ege Üniversite yerleşkesinde öğrenime devam edilmiş, 1982 yılında İnciraltı’nda bulunan Yakın Doğu Eczacılık Yüksek okuluna geçilmiştir. Modern eğitim modeli olarak gösterilen öğrenci merkezli eğitim, Türkiye’de ilk kez burada uygulanmaya başlamıştır.

İzmir Balçova İzmir Ekonomi Üniversitesi

İZMİR EKONOMİ ÜNİVERSİTESİ

Teleferik mevkiindedir. İzmir Ticaret Odası Sağlık ve Eğitim Vakfı tarafından 2001 yılında kurulmuştur. Ege bölgesi ve İzmir’in ilk vakıf üniversitesi olma özelliği taşır. Bünyesinde 2 fakülte, 5 yüksekokul ve 2 enstitü vardır. Yıllık öğrenci sayısı 10 bin civarındadır. Toplam 464 akademisyen çalışmaktadır.

İzmir Balçova Agamemnon Kaplıcaları ve Balçova Termal Otel

AGAMEMNON KAPLICALARI VE BALÇOVA TERMAL OTEL

Kaplıca suları: günümüzden 2.5-3 milyon yıl önce, İzmir Körfezi ve genelde Ege Denizinin bulunduğu sahanın bloklar halinde çökmesi sırasında oluşan faylar boyunca ortaya çıkan tipik bir fay kaynağıdır.

Dededağı eteğinin doğu-batı doğrultusunda İzmir fayı ile genel olarak kuzey-güney doğrultulu daha kısa fayların kesişme noktasında yer alır.

Kaynakların çıkış yerindeki sıcaklığı 60 derece civarındadır. Daha derinde (500-600 metre) su sıcaklığı 100 dereceyi aşmakta ve açılan kuyulardan çıkan buhar ve sıcak su işyerlerinin ısıtılmasında kullanılmaktadır.

Ülkemizin en ünlü, çok eskiden beri bilinen ve yurt dışında en çok tanınan şifalı kaplıcalarıdır.

Daha çok “Aagememnon Kaplıcaları” adıyla tanınmıştır.

Roma döneminden beri anlatılan hikayeler ve devam eden inanışa göre Mykene Kralı Agamemnon, Troia savaşı sırasında (MÖ 1200) yaralanan askerlerini bu sularda tedavi ettirmiş, hatta kendisi de burayı ziyaret ederek sulardan ve çamur banyosundan yararlanmış, ziyaretinden sonra da kaplıcalar onun adıyla anılmıştır.

Bu yaygın inanışın aksine Troia’nın Smyrna’ya uzaklığı ve bu iki kent arasında çok sayıda kaplıca varlığı düşünüldüğünde bu adın Aliağa yöresinde kurulu Kyme Devleti Kralı Agamemnon’a ait olabileceği ileri sürülmüştür.

Balçova’daki jeotermal enerjinin konutların ısıtılmasında kullanılması, İzmir’in eski valilerinden birinin büyük özverili çalışmaları sonucu gerçekleşmiştir.

Kaplıca sahasında ilk yapılaşmanın ne zaman olduğu kesin olarak bilinmez. Ancak Kral Agamemnon’un askerlerinin tedavisine yönelik bir takım ünitelerden oluşan bir tür tedavi merkezi kurulduğu ve Tanrı Apollon adına da bir tapınak yaptırıldığına dair kanıtlar bulunmaktadır.

Varlığı bilinen Roma Hamamı ve onun üzerindeki Selçuklu izleri ise kaplıcanın en az 2000 yıldır çeşitli tesisler vasıtasıyla kullanıldığını göstermektedir.

Kaplıcalarla ilgili bir başka söylenti daha var. “Agamemnon’un bir kızı vardır. Kızı, bir hastalık geçirir ve hızla vücudunda yaralar çıkmaya başlar.

O dönemde hekimler kızın hastalığına çare bulamazlar. Agamemnon, kızının hastalığının kendisine ve ordusuna bulaşmasından korkar ve kızını bugün Balçova Kaplıcaları olarak bilinen yere götürüp zincirlere bağlayarak ölüme terk eder.

Hasta kızı kaplıcanın suyunu içer ve çamurlarına sürünür. 21 gün sonra ilginç bir şekilde hızla iyileşir. Kız artık hasta değildir, üstelik eskisinden daha güzeldir.”

Şu anda İzmir Arkeoloji Müzesinde sergilenen ve 1965 yılında kaplıca sahasında bulunan bir büstün, Kral sülalesinden bir prense ait olduğu düşünülmektedir.

Amasyalı ünlü Coğrafyacı Strabon: “Coğrafya” adlı eserinde, yörede gördüklerini “Klazamenai (Urla) den sonra bir Apollon Tapınağa, sıcak kaynaklara rastladım” sözleriyle anlatmaktadır.

Bu sözlerden Strabon’un yaşadığı yıllarda (MÖ 64-MS 21) kaplıca yakınlarında tanrı Apollon adına yapılmış bir tapınak bulunduğu anlaşılmaktadır.

Günümüzde ise tedavi, dinlenme, konaklama ve eğlenceye yönelik modern tesislerin yer aldığı uluslararası bir merkez niteliği kazanmıştır. Kaplıcaların bulunduğu yerde: Balçova Termal Tesisleri bünyesinde Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi bulunmaktadır. Otel bünyesinde ise; Kaplıca ve Kür Merkezi bulunmaktadır.

Otel: uzman ekibi, hijyeni, mimari yapısı ve doğa ile iç içe olan yerleşimi ve tedavi kapasitesiyle ilgi çekiyor. Sırtını verdiği ormanlık alanda, doğal termal kaynaklara sahiptir. Ülkemizde uluslararası standartları sağlayan en büyük Termal otel ve tedavi merkezidir.

Kaplıca sularının şifa kaynağı olduğu günümüzde de tescil edilmiştir. Kaplıca sularının iyi geldiği söylenen rahatsızlıklar şunlardır: romatizmal hastalıklar, kireçlenme, kemik metabolizması bozuklukları, bel ve boyun fıtık ağrıları ve spor sakatlanmalarıdır.

Bu hastalıklar, uzman hekimler kontrolünde tedavi edilmekte ve başarılı sonuçlar alınmaktadır.

FİZİK TEDAVİ VE REHABİLİTASYON MESLEK YÜKSEK OKULU

Balçova kaplıcalarındaki uygulama olanaklarına bağlı olarak kurulmuş ve bu durum üniversite yerel kaynak ilişkisine anlamlı bir örnek oluşturmuştur.

DENİZ BİLİMLERİ VE TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

Dokuz Eylül Üniversitesine bağlıdır.

Başta Ege denizi olmak üzere Türkiye’yi çevreleyen denizlerde ve uluslararası sularda ülkemizin gereksinimi olan bilimsel ve teknolojik verileri toplamak ve değerlendirmek amacıyla 1975 yılında kurulmuştur.

Canlı Deniz kaynakları, Deniz kimyası, Deniz teknolojisi ve jeofiziği, Fiziksel Oşinografi, Gemi inşası, Kıyı Bölgeleri yerleşimi gibi düzeylerde eğitim vermektedir.

Ayrıca düzenlediği amatör denizci ve yat kaptanı yetiştirme ve gemi modelciliği kurslarıyla üniversitedeki bilgi birikiminin topluma yönelmesi yönünde çalışmalar yapılmaktadır ve bu tür uygulamalarıyla üniversite toplum bütünleşmesinin güzel bir örneğini oluşturmaktadır.

İzmir Balçova

GEZİLECEK YERLER

İzmir Balçova Aqua City-Su Oyunları

AQUA CİTY-SU OYUN PARKLARI

İzmir ilinin ilk ve tek su oyunları parkıdır.

Aqua city, Balçova Termal bölgesinde oldukça büyük bir alanda kuruludur. Burada farklı türden 22 su kaydırağı vardır. Ayrıca: 3 yüzme havuzu bulunur. Parkın kapasitesi, aynı anda 4 bin kişidir. Evet, İzmirliler yaz döneminde burayı yoğun tercih ediyorlar, oldukça büyük ve güzel bir tesistir.

İzmir Balçova Ege ve Pirireis Müze gemileri

EGE VE PİRİREİS MÜZE GEMİLERİ

Deniz Kuvvetleri Komutanlığının tam savaş konseptine sahip iki emektar gemisi (Ege Fırkateyni ve Pirireis) “Müze Gemi” haline dönüştürülerek 1 Temmuz 2007 tarihinde İnciraltı iskelesinde halkın ziyaretine sunulmuştur.

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ile İzmir Büyük Şehir Belediyesinin ortak projesi olan düzenlemenin amacı, denizciliği, denizcilik tarihini tanıtmak, sevdirmek ve denizciliğe ilgili arttırmaktır.

Gemiler, İzmir ve Ege bölgesinin ilk ve tek müze gemileri olma özelliği taşıyor.

İzmir Balçova Teleferik Tesisleri

TELEFERİK TESİSLERİ

Türkiye’nin ikinci büyük teleferiğidir.

Teleferik tesisleri, 1974 yılında faaliyete geçmiştir. İzmir’in ve İzmir Körfezinin en önemli seyir teraslarından birisi olan Dedeağaç’ta kurulmuştur. Yörede en önemli, en heybetli yükselti olan Dededağı’ndadır. (432 metre)

Bu kütlenin batısında Ilıcadere, doğusunda Hacıahmet Deresi vadileri bulunur. Güneye doğru gidildikçe arazi biraz daha yükselir ve adı geçen derelerin parçaladığı çılgın bir coğrafyaya dönüşür.

İzmir Balçova Teleferik Tesisleri

Ziyaretçiler yaklaşık 1000 metrelik bir mesafeye havai hatla, dört kişilik kabinlerle ve saniyede 3 metre hızla taşınmaktadır. Taşıma kapasitesi saatte 400 kişidir. Seyahat süresi yaklaşık 2 dakika 42 saniyedir.

Burası İzmir Körfezi hakimiyeti, Kızılçam ormanları arasında düzenli piknik alanları ve ulaşım sisteminin insanlara ilginç gelmesi nedeniyle sadece Balçova’nın değil bütün İzmir’in eşsiz gezi ve piknik alanıdır.

İzmir Balçova İnciraltı

İNCİRALTI

Balçova’da İzmir-Urla karayolunun kuzeyinde, sahile kadar ki ova bölümü genel olarak “İnciraltı” adıyla bilinir. Aslında bu sahanın Dalyan’ın güneyindeki kesimi “Bahçelerarası” olarak isimlendirilir ve bu adla bir de mahalle oluşturulmuştur.

Dolayısıyla İnciraltı, ovanın daha çok sahil bölgesini içine alan, kendine özgü özellikleri olan nispeten küçük bir bölgenin adıdır.

İzmir Balçova İnciraltı

İnciraltı ismi, bir mahalle ya da toprak parçasından çok plajları, çiçek, turunçgil ve sebze bahçeleri, seraları, okaliptüs ve salkım söğütlerin koyu gölgeleri, imbat, mangal partileri, sazlıklardan yapılma derme çatma kulübeleri, gazinoları, dalyanı, kuş sesleri, balıkçı barınağı, tahta sandalyeli kır bahçeleri, balıkçı lokantaları ve yüzme yarışlarıyla özdeşleşmiş şirin bir mekandır.

İzmir Balçova İnciraltı Kent Ormanı

İnciraltı Kent Ormanı

Üçkuyalar Feribot iskelesinin bitişiğindedir.

Burası, 1960’lara kadar doğal özelliklerinin yanı sıra, İzmirlilerin şehir içinde denizden yararlanıp kullanabildikleri son plaj yeriydi.

Dalyan gölü çok geniş bir alan kaplıyordu. Bu göle besleyen tatlı su kaynakları o zamanlar akıyordu. Enden rastlanan kuşların ve deniz canlılarının yumurtlama ve barınma yeriydi.

Sonraki yıllarda bu özellikle 1994’lerden sonra toprak ağır bir tahribata uğradı,  moloz ve toprak doldurularak göl küçüldü, arkasından topoğrafyası değişti tatlı su kaynakları yok edildi.

Doğal dengenin kısmen de olsa yeniden kurulabilmesi, İzmir’in kaybettiği bu tabiat varlığının tekrar kazanılması çalışmaları iki yıl sürdü. Herkesin rahatça erişebileceği bir Milli Park oluşturuldu.

İzmir Balçova İnciraltı Kent Ormanı

50 bine yakın ağaç, denizin kokusu, hayal gücünü zorlayan renk pınarı, birbirine karışan kuş sesleri, Dalyan akşamında filamingoların tansı, piknik için düzenlenmiş mekanları, yürüyüş yolları, aletli spor olanakları, oto parkı, güvenlik önlemleri, insana ve diğer canlılara dair her şeyin düşünüldüğü düzenlemeleriyle tam bir doğal yaşam alanıdır. İnciraltı şehir ormanında, doğayı ve üretkenliği temsil eden heykeller bulunmaktadır.

Balçova Belediyesi tarafından yapılan heykellerin ana teması kadın ve çocuktur.

Üçkuyular Vapur İskelesi

İzmir Körfezinin güneyini araba vapuru vasıtasıyla kuzeyine bağlayan ve adeta yüzen bir köprü görünümü veren hattın Balçova ayağını oluşturur. Buradan 25 dakika gibi kısa bir sürede Karşıyaka’daki Bostanlı iskelesine ulaşılır.

Dolayısıyla burası, Karşıyaka’ya geçmek isteyenler için şehir trafiğine girmeden rahat bir ulaşım imkanı sağlamaktadır.

 İzmir Güzelbahçe gezi yazım için Güzelbahçe