Samsun Ladik

Samsun Ladik

Ladik, il merkezi Samsun’a uzaklık: 76 km. Ladik, Taşova arası uzaklık: 48 km. Ladik, Suluova arası uzaklık: 29 km. Ladik, Kavak arası uzaklık: 31 km. Ladik, Amasya arası uzaklık: 54 km.

TARİHİ

Ladik: 1414 yılında Kubatoğulları Beyliğinin Osmanlıya katılmasıyla Sivas sancağına bağlı Amasya ilinin bir beldesi olmuştur. Bu arada: Amasya’da valilik yapan şehzadeler, bu yöreyi mesire yeri olarak kullanmıştır.

Ancak yöredeki tüm tarihi eserler, 1943 yılındaki depremde yıkılarak yok olur. Yani, Ladik ilçesinin tarihindeki en büyük olay, 1943 yılında yaşanan depremdir. Bu depremde, Kaymakamlık binası da yıkılıp yok olmuştur.

Samsun Ladik

İlçenin isminin kökeni

İlçenin isminin nereden geldiği hakkında kesin bilgiler yoktur. Ancak çeşitli rivayetler vardır. Bunlara göre: ilçenin Amasya hükümdarı VIII Büyük Mitridat’ın (MÖ 131) eşi Laodikya tarafından kurulduğu ve sonradan bu ismin zaman içinde değişerek “Ladik” olduğu söylenmektedir.

Evliya Çelebi de, Seyahatnamesinde: şehri: Amasya Kayserlerinden Havik denilen zat yaptırmıştır. Şehrin ismine ise: “La (hayır) dik Sancağı” der.

Bunun üzerine bu konuşma, kalenin ismi yani “Ladik” olur. Başka bir rivayete göre, ilçenin isminin, Türk kabilelerinden olan Melik Alımcı Gazi’nin İladik Hatun ismindeki kızından geldiği ve buna atfen ilçeye “Ladik” denildiği yönündedir.

Samsun Ladik

GENEL

İlçenin rakımı 950 metredir. Kara iklimi hüküm sürer, buna bağlı olarak kışlar uzun ve sert, yazlar ise serin geçer. Bölge engebeli bir araziye sahiptir. Güney bölümünde, bir kısmı Amasya il sınırları içinde uzanan Akdağ bulunur.

Kuzeyinde ise Canik dağları uzanır. İlçenin en önemli akarsuyu, Yeşilırmak nehrinin bir kolu olan Tersakan çayıdır. Ladik gölünden doğar, ilkbahar ve kış mevsimlerinde bol su ile Yeşilırmak nehrine ulaşır.

Ters akışından dolayı “Tersakan” ismini almıştır.

LADİK YAYLA ŞENLİKLERİ

İlçe merkezine 7 km uzaklıktaki Ladik yaylasında yapılan şenliklerin temel amacı: Ladik’in turizm potansiyelini yükseltmektir.

Şenlikler her yıl Temmuz-Ağustos aylarında yapılır. Şenliklerde: buzağı yarışması, koç yarışması, bal yarışması, uçurtma yarışması, yamaç paraşütü gösterileri, çim kayağı yarışmaları, planör uçuş gösterileri yapılır.

GEZİLECEK YERLER

Samsun Ladik Kültürevi Müzesi-Alibey Konağı

KÜLTÜREVİ MÜZESİ-ALİBEY KONAĞI

İlçe merkezinde Yenicami mahallesinde, Bülbül Hatun cami karşısındadır.

Konak; 1889 yılına yapılmış ve 1943 yılındaki depremde yıkılmamıştır.

Eski Ladik Kaymakamlığı Yazı İşleri Müdürü Firdevs Işık Yeten’e ait olan tarihi ev, ailenin mirasçısı kalmaması nedeniyle müzeye dönüştürülmüştür.

Samsun Ladik Kültür Evi Müzesi-Alibey Konağı

Yapının 2012 yılında restorasyonu tamamlanır ve Ladik Kaymakamlığı tarafından “Kültürevi” olarak düzenlenir.

Binanın tasarımı, yukarıdan aşağıya doğru çiftli kapılar kapatılarak ikiye bölünerek yapıldı, iki ailenin yaşayabileceği bir konsept şeklinde düzenlendi. Çatısı Osmanlı tipi kiremitle örülen konağın içerisinde giyotin modeli şeklinde 26 pencere bulunuyor.

Osmanlı dönemi kültürünü yansıtan eşyalar ve figürlerle donatılan Alibey Konağı Kültür Evi’ni gezdiğinizde ilginç objelerle karşılaşacaksınız. Burada, Ladik ilçesinin tarihini, geçmişini göreceksiniz.

Kimi zaman insanlar, evlerinde bulunan antika eşyaları, buraya getirerek hibe ediyorlarmış ve bu eşyalar burada sergileniyor.

Samsun Ladik Saat Kulesi

SAAT KULESİ

Saat kulesinin üzerinde bulunan kitabeye göre: Saat kulesi: 1889 yılında Kaymakam Reşit Bey tarafından yaptırılmıştır.  

Samsun Ladik Saat Kulesi

Kule, 3 katlı bir platform üzerindedir. 14 metre uzunluğunda ve yuvarlak gövdeli, şerefelidir. Kule, 1943 yılındaki depremde hasar gördü, sökülen saat mekanizması Ladik Belediyesinde muhafaza edildi, daha sonra restore edilen saat kulesine yeniden monte edildi.

Yapıda: kızıl kahverengi renkli düzgün kesme taş malzeme kullanılmıştır. Kulenin gövdesinde bezeme yoktur. Sadece şerefe altında, şerit halinde kabartma kuşaklara yer verilmiştir. Kulede şerefe üstü bölümün, dört yüzüne yuvarlak kadranlı birer saat yerleştirilmiştir.

Osmanlı rakamlı saatlerin çapı 150 cm. dir. Ancak kulede bulunan antika saat, 2004 yılında durdu ve çalar fonksiyonlarını kaybetti. Birçok saat ustası uğraşıp çalıştıramayınca, Bursa’dan getirilen antika saat ustası, 2019 yılında, 1 aylık çalışmanın sonucunda saati yeniden çalıştırmayı başardı.

Ustanın söylediğine göre, saat kulesi içinde Alman mekanizması olan, çeyrek çalar ve 100 yaşın üstünde bir mekanizma vardır. Saat: çeyrek, yarım, kırk beş ve saat başı çalar fonksiyonlara sahiptir.

Samsun Ladik Akpınar Eğitim Müzesi

AKPINAR EĞİTİM MÜZESİ

İlçe merkezinde Akpınar mahallesinde; Köy Enstitülerinden gelen köklü bir okul olan Ladik Akpınar Fen Lisesinde hizmete girmiştir.

Müzede: Köy Enstitüleri ve ülkenin eğitim geleneği görülür. Müzede 74 yıldır faaliyette olan Akpınar Öğretmen okulunda eğitim gören öğrencilere ait resimler, kitaplar, müzik aletleri ve atölyelerde kullanılan aletler sergileniyor.

Samsun Ladik Akpınar Eğitim Müzesi

1941 yılında ünlü ozan Aşık Veysel Şatıroğlu’da burada memur olarak görev yapmış, 45 gün süreyle müzik kursunda eğitim vermiştir. Cumartesi ve Pazar günü hariç her gün saat 08.00-17.00 arasında açık olan müzeye giriş ücretsizdir.

Samsun Ladik Sunullah Paşa Türbesi

SUNULLAH PAŞA TÜRBESİ

İlçe merkezinde Bahşi Mahallesindedir.

Yapıya ait bir kitabe yoktur. Vakfıyesi de bulunmamıştır. Bir belgede “Sadullah Paşa Türbesi” şeklinde kaydedilen yapının adı, bazı belgelerde ve halk arasında “Sunullah Paşa” şeklinde geçer. Yapının isminde geçen Paşa ifadesi, Osmanlı dönemine işaret eder.

Ayrıca Ladik Osmanlı döneminde saray ve yakın çevresinin sayfiye yeridir ve birçok Paşa sarayı buradadır. Böylece yapının bu dönemlerden kalmış olabileceği kesindir. Tüm veriler değerlendirildiğinde, türbe yapısının 15’nci yüzyılın ikinci yarısında yapıldığına karar verilmiştir.

Yapı: 1943 yılındaki depremde büyük hasar görmüş ve uzun süre ciddi bir restorasyon yapılmamıştır. 1993 yılında restorasyon gerçekleşir. Türbe halen bakımlı olup kilitli bulundurulmaktadır. Birkaç basamakla çıkılan türbenin giriş kapısı dikdörtgen bir çerçeve içerisinde yuvarlak kemerlidir.

Önüne iki sütunun taşıdığı bir revak eklenmiştir. Türbenin sekizgen köşelerine, üzerlerinde birer aynalık olan dikdörtgen söveli pencereler yerleştirilmiştir. Yapının kubbesi yıkılmış ve sonradan aslına uygun olarak yeniden yapılmıştır.

Yapının içerisinde hiçbir süsleme unsuru, yazıt ve sanduka yoktur. İçinde sanduka yoktur, sadece bir adet mezar bulunur.  

Samsun Ladik Dikilitaş Türbesi

DİKİLİTAŞ TÜRBESİ

İlçe merkezinde bulunan türbe, Dilek Türbesi olarak da bilinir.

Türbenin içinde iki sanduka bulunur. Türbe mimari olarak Selçuklu dönemi özelliklerini yansıtır. Ancak günümüze kadar birçok kez onarım gördüğünden, türbenin orijinal mimarisi hakkında bilgi yoktur.

Samsun Ladik Seyyid Ahmet-i Kebir Türbesi

SEYYİD AHMET-İ KEBİR TÜRBESİ

İlçenin batısında, Şehre Küstü Mahallesindedir.

Yapıya ait inşa kitabesi yoktur. Kapı açıklığı üzerinde bir “tecdid” yani yenileme kitabesi bulunur. Mermer kitabenin zemini: siyah: harfler, kartuş ve rozetler sarı yaldız boyalıdır.

Kitabeye göre, yapı: Sultan I. Abdülhamid döneminde (1774-1789) Sultan’ın baş çukudarı Nuri Efendi oğlu Seyyid Abdullah Ağa tarafından, 1778 yılında yenilendiği anlaşılır. Ancak bundan önceki yapının kim ve ne zaman yapıldığı bilinmez.

Yapı çeşitli yayın ve kaynaklarda: “Seyyid Ahmet-i Kebir Türbesi” adıyla anılmaktadır. Rufai tarikatının kurucusu olarak bilinen Ahmed el-Rıfai’nin torunlarından veya halifelerinden olabileceği düşünülmektedir.

Seyyid Ahmet’in, 1240-1335 yılları arasında yaşamış olduğu varsayıldığında buradaki ilk yapının, 14’ncü yüzyıl başlarında yapıldığı tahmin edilmektedir. Türbenin içinde bulunduğu duvarlarla çevrili, büyükçe bir hazireyi de içine alan avluda, biri dış kapıda, diğeri türbeye çıkan basamaklı yolun sağ başında olmak üzere, iki çeşme kitabesi vardır.
Bu çeşmelerin tekke kompleksine dahil olabilecekleri değerlendirilmektedir. Türbede gömülü kişi ile ilgili bir başka rivayet daha var: Selçuklu kumandanlarından Seyyid Ahmet Kebir; Ladik yöresinde yapılan savaşta şehit düşünce, vasiyeti üzerine buraya gömülmüştür.
Samsun Ladik Seyyid Ahmet-i Kebir Türbesi

Türbe: kesme taş ve tuğladan yapılmıştır. Kare planlı ve sivri çatılıdır. Saçakları ahşaptır. İçinde, 7 sanduka bulunur. Önde: iki ahşap sütunlu sundurma vardır. İç kısmı sıvalıdır. Girişi basık kemerli, ahşap kapılıdır. Kemerin üzerinde kitabe vardır.

Mimarisi, Beylikler dönemi eserlerine benzer. Erkek çocuğu veya hiç çocuğu olmayanlar türbeyi ziyaret ederler. Son bir not: Ladik ilçesinde duyduğuma göre 2 bin kişinin ismi “Seyit Ahmet” imiş.

Samsun Ladik Ayva Tekke

AYVA TEKKE

İlçeye bağlı Kirazpınar Mahallesinde, Aydın Bükü mevkiinde, büyük bir mezarlık içindedir.

Türbe; taştan yapılmıştır. Kare planlıdır. Çatı, ahşap direklerle desteklenmiştir. Türbe içinde 9 mezar bulunur. Bu sandukalar: Horasan Erenlerinden olduğu düşünülen, Evladı Haydar Ali Baba oğlu adıyla anılan Seyyid Ahi Efendi (ölümü: 1876), eşi Neslihan, evladı Ahi Ali Efendi (ölümü: 1884) ve torunlarına aittir. Hıdırellez ve dini günlerde, yöre halkı burayı ziyaret eder ve kurbanlar kesilir.

Çünkü Seyyid Ahi Efendinin aile kökeni, Osmanlı kayıtlarında “Hz Muhammed” ile soy bağı onay görmüştür.

Samsun Ladik Hamamayağı-Hilas Kaplıcası

HAMAMAYAĞI (HİLAS) KAPLICASI

İlçe merkezine 13 km uzaklıktadır. Evliya Çelebi, Seyahatnamesinde Hamamayağı kaplıcasından söz etmiş ve burayı “Gençlik suyu” olarak tanımlamıştır. 1935 yılında yapılan incelemeler sonucunda suyunun maden suyu özelliğinde olduğu tespit edilmiştir.

Samsun Ladik Hamamayağı-Hilas Kaplıcası

Kaplıca tesisi: Belediye tarafından 29 yıl için, Ladikli Sanayici ve İş Adamları Derneğine (Laysiad) kiralanmıştır.

Suyunun ısısı sabit 37 derecedir. Yani vücut ısısına eşittir.

Kaplıca suyunun iyi geldiği söylenen rahatsızlıklar: müzmin romatizma, nevralji, nevrite gibi cilt hastalıkları, sinir ve kas yorgunlukları, eklem kireçlenmesi, sinirsel hastalıklar ve ameliyat sonrası yorgunluklardır.

Mevcut tesisler yıkılarak yapılan yeni kaplıca tesisi, 4 yıldız konforlu ve 205 yatak kapasiteli olarak 2018 yılında faaliyete geçmiş ve her mevsim çevre il ve ilçelerden gelenler tarafından ziyaret edilir.

Samsun Ladik Ambarköy Açık Hava Müzesi ve Konakları

AMBARKÖY AÇIK HAVA MÜZESİ VE KONAKLARI

İlçe merkezine 2 km uzaklıktaki Ambar köy: içinden akan deresi, gölü, su değirmeni, seyir kulesi, ahşap oyuncaklar bulunan çocuk oyun alanı, ahşap ve zincirli köprüleri ve külliyesiyle doğal yaşamı yansıtan bir açık hava müzesi olarak düzenlenmiştir.

Samsun Ladik Ambarköy Açık Hava Müzesi ve Konakları

Köyde, ayrıca geçmişte insanların günlük hayatlarında kullandığı çeşitli aletler, eşyalar ve müzeye dönüştürülen samanlık bulunur.

Samsun Ladik Ambarköy Açık Hava Müzesi ve Konakları

Ambar han ise, restoran olarak düzenlenmiştir. Han: eski külliyeleri andırır, mimarisi ilgi çeker.

Samsun Ladik Akdağ Yaz ve Kış Sporları Merkezi-Kayak Merkezi

AKDAĞ YAZ VE KIŞ SPORLARI MERKEZİ-KAYAK MERKEZİ

Kayak merkezi tesisleri, ilçe merkezine 6 km uzaklıktaki Akdağ dağının zirvesinde, 1788 metre rakımlı Uzunyazı Tepesi ile 1404 rakımlı Yemişen Tepe arasında 2009 yılında kurulmuştur.

Samsun Ladik Akdağ Yaz ve Kış Sporları Merkezi-Kayak Merkezi

Kayak merkezinin bulunduğu Akdağ’ın isminin nereden geldiği bellidir. Çünkü kış aylarında bembeyaz bir görüntüye büründüğü için buraya Akdağ denmiştir. Kayak merkezinde, kış sporları ve çim kayağı yapılır.

Akdağ kayak merkezi pistleri: 6 tanedir ve pistlerin uzunlukları 1600 metre ve 3500 metre arasındadır. Kayak yapmaya yeni başlayanlar ve çocuklar için, eğimi az olan pist vardır.

Tesiste: 87 sandalye kapasiteli ve 1365 metre uzunluğunda telesiyej  var. Ayrıca: 21 yataklı otel vardır.

Orta Karadeniz bölgesinin tek kayak tesisi olması nedeniyle fazlaca rağbet görmektedir. Özellikle hafta sonlarında yaklaşık 5 bin kişi tarafından burası ziyaret edilir.

Samsun Ladik Gölü

LADİK GÖLÜ

Ladik gölü, ilçenin en büyük doğal gölüdür. İlçe merkezine 7 km uzaklıktadır.

Gölün bir kısmı sazlık ve bataklıktır. Üzerinde yüzen adacıklar bulunur.

Samsun Ladik Gölü

Devlet Su İşleri, göl yatağında 1933 yılında yaptığı ıslah çalışmaları sonucunda, 1951 yılında Kıranboğaz ve Mazlumoğlu köyleri arasında bir regülatör yapmıştır. Böylece göl su seviyesi 3.10 metreye yükseltilmiş ve su toplama kapasitesi arttırılmıştır.

Samsun Ladik Gölü

Gölde: turna, tatlı su levreği, tahta balığı, sazan ve kızıl kanat gibi balık türleri barınır. Bu balıkların içinde en meşhur olanı turna ve tatlı su levreğidir.

Göl kıyısında yine birçok kuş çeşidi bulunur ve kuş gözlemcileri tarafından burası kuş gözlemek için tercih edilir. Tabii gölün en orijinal özelliği, yüzen adalardır. Gölde günümüzde yelkenli tekne yarışları düzenlenmektedir.

Samsun Ladik Yaylalar

YAYLALAR

Ladik yaylası

İlçe merkezine 7 km uzaklıkta ve 1500 metre yüksekliktedir. Yolu stabilizedir, burada yayla evleri ve su vardır. Yukarıda belirttiğim gibi, burada her yıl geleneksel yayla şenlikleri yapılır.

Aktaş yaylası

950 metre yükseklikteki yaylanın ilçe merkezine uzaklığı 9 km. dir.

Yayla evleri ve su vardır. Ayrıca yayladan Ladik gölü görülebilir. Çam ağaçları ile kaplı ve her yer kır çiçekleriyle doludur. Yayla mesire alanı olarak yoğun kullanılır.

Küpecik yaylası

1600 metre yükseklikteki yayla, ilçe merkezine 23 km uzaklıktadır. Yolun 9 km lik kısmı asfalt, kalanı stabilizedir. Ulaşım mümkündür. Burada yayla evleri ve bol su mevcuttur. Bu yaylanın suyunun: halk arasındaki söylentiye göre böbrek taşlarını erittiği söylenir.

Samsun Kavak hakkındaki gezi yazım için  Kavak

Karaman Sarıveliler

Karaman Sarıveliler

Sarıveliler, İl merkezi Karaman’a 176 km uzaklıktadır. Sarıveliler, Mut arası uzaklık 126 km.dir. Sarıveliler, Alanya arası: 92 km. Sarıveliler, Ermenek arası: 42 km.

TARİHİ

İlçenin ismi önceleri “Başdere” iken daha sonra “Sarıveliler” olarak değiştirilmiştir. Sarıveliler ismine ait ilk yazılı kayıtlar, 1840 yılına aittir. Ancak bugün bile, Başdere adı, vadinin tamamına verilen bir isimdir. 1518 yılına ait tapu tahrir defterlerindeki isimler incelendiğinde: 14 tane veli isimli şahıs kaydedilmiş ve bu şahıslardan birinin adı Salih oğlu Sarıveli’dir.

İlçe Türkmen oymakları tarafından kurulmuştur. Sarıveli yerleşim alanı içinde, Bizans dönemine ait tepe yerleşim yeri vardır. Günümüze kadar Türk yerleşmesi öncesi yapıya rastlanmamıştır.

Bu durum, ilçenin Türkmen unsurlar tarafından kurulduğu bilgisini güçlendirir. Anadolu Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubad’ın bölgeyi fethinden sonra Türkmenler tarafından Başdere adıyla iskan edilen ilçe, öncelikle Karamanoğulları yönetimi sonrasında ise, Osmanlı idaresine dahil olmuştur.

Bölgedeki tarihi kalıntılar, tarih öncesi dönemde Hititler ve sonrasında Romalıların bölgede yaşadığına dair önemli bulgular verir.

Osmanlı döneminde Ermenek’e ait bir yerleşim yeri olan ilçe, Cumhuriyetten sonra 1967 yılına kadar köy statüsünde kalır, 1967 yılında Turcalar ve Karapınar köyleri ile birleşerek kasaba statüsünü alır. 1990 tarihinde ilçe olur.

Karaman Sarıveliler

GENEL

İlçe Akdeniz bölgesinin kuzeyinde, Orta Torosların güney yamaçlarında, Göksu havzasını kapsayan alanda yer alır. Taşeli platosunda yer alan ilçe, doğusunda Ermenek, kuzeydoğusunda Başyayla, kuzeyinde Taşkent, güneyinde Gazipaşa, güneybatısında Alanya ilçeleriyle çevrilidir.

İlçenin deniz seviyesinden yüksekliği 1650 metredir. Bu yükseklik yaylalarda 1850 metreye kadar çıkar. Tarım arazileri oldukça azdır. Yamaç arazilerde tarım yapılmaktadır.

İlçeden Göksu ırmağının kolları geçmektedir. Bu çaylar derin vadiler oluşturur. İlçenin tamamında yüzde 30 meyil bulunur. İlçede yaşayanlar arıcılıkla geçinirler, ilçede yıllık 236 ton bal üretilir.

Karaman Sarıveliler Kardelen Çiçeği

ÇİÇEK HASAT ETKİNLİKLERİ KARDELEN FESTİVALİ

Her yıl Haziran ayında, Kaymakamlık tarafından yapılır. Dumlugöze köyünde yetişen kardelen çiçeklerinin, 1996 yılından itibaren hasat edilerek ihraç edilmeye başlanmasıyla ilçede kardelen önemli bir ekonomik faaliyet haline gelmiştir. 1996 yılında Türkiye’de ilk “Kardelen Hasat Festivali” düzenlenmiştir.

Karaman Sarıveliler Karacaoğlan ve Yayla Şenlikleri

KARACAOĞLAN VE YAYLA ŞENLİKLERİ

Her yıl Haziran-Eylül ayları arasında yapılan şenlik, yayla kültürünün yaşatılarak ziyaretçilere anlatılması amacıyla yapılır. Bununla birlikte özellikle Alanya, Mut gibi sahil beldelerinden gelerek 6-8 ay Taşeli Platosundaki yaylalarda yaşayan kişilerin yöreyi benimsemesi ve sahip çıkması, şenliğin bir diğer önemli amacıdır.

BÜĞÜLÜ BABA SULTAN KÜLTÜR SANAT VE CEVİZ ÜRÜNLERİ FESTİVALİ

İlçede elma ve kirazdan sonra en fazla üretimi yapılan ürün cevizdir. İklim ve toprak yapısı, ceviz üretimi için idealdir. Kaliteli ve verimli ceviz üretimi yapılır. Festival Büklü Baba Sultan Kültür Festivaliyle birleştirilmiştir.

Karaman Sarıveliler Şifalı Çamur

Şifalı çamur

Festivalde ziyaretçilere Büklü Babayı ziyaret etmesi, türbe yanında şifalı çamurdan yararlanması sağlanır. Cilt hastalıklarına şifa veren, pembe renge yakın hafif petrol tüten çamur ve yağlı çamur yerden çıkar.

Hatta söylenenlere göre, çamur, ziyaret eden kaç kişi olursa olsun onların ağırlığı kadar yerden kabarcıklar halinde çıkar.

Büklü veya Büğülü Baba ismi ile tanınan kişinin, zamanında İçel Mutasarrıfının yakalandığı ve ayak bölgesinde nükseden temreği rahatsızlığını, bu çamur ile tedavi etmesiyle gündeme gelmiştir. Günümüzde çamur şifalı olarak kabul edilmektedir.

Halk arasında: sedef hastalığı, Tuzlu balgam hastalığı, Egzama, Gül hastalığı, Temreği, Güneş yanığı, Kurt eşeni (kaşıntı), Mayasıl, Mantar, Kızıl ve Kızamık hastalıklarına iyi geldiğine inanılmaktadır.

GEZİLECEK YERLER

Karaman Sarıveliler Hacı Salih Camii

HACI SALİH CAMİİ

İlçe merkezinde, Karapınar mahallesinde halen kullanılan mezarlık içerisinde, doğal bir teras üzerindedir.

Dikdörtgen planlı olarak, düzensiz taşlardan, ahşap hatıl destekli olarak yapılmış taş duvar, kireç harcı ile yapılmıştır. Cami yapı olarak enine bir mekan anlayışı gösterir. İç mekan düzensiz yapılmış, büyüklü küçüklü pencerelerle aydınlatılmıştır.

Kitabesi bulunmayan cami: plan özellikleri bakımından 14’ncü yüzyılda Karamanoğulları Beyliği dönemine tarihlenir. Zaman içinde, mekan batı yönünde, aynı malzeme kullanılarak 2 metre genişletilmiştir.

Bu işlem sonucunda ise, batı giriş kapısı ve 2 mezar cami içinde kalmıştır. Doğu duvarı bitişiğinde depo ve abdest alma yeri olarak, yaklaşık 2 metre genişliğinde ilave yapılmıştır.

KARAÇAYIR MEVKİİ

Sarıveliler ilçesi, karasal iklim özellikleri taşıdığından kış ayları soğuk ve bol yağışlı geçer. Karaçayır mevkii, ilçe merkezinin batısında, yaklaşık 7 km uzaklıkta bulunur. Kayak turizmi için elverişli olan bölge 1750-2050 metre rakıma sahiptir.

Bölgede yüzde 50 eğimli alanlar olmakla birlikte, arazinin eğitim genellikle yüzde 10 ile yüzde 30 arasında değişir. Ağırlıklı olarak ise yüzde 20’lerde seyreder. İklim ve yükseltiye bağlı olarak yoğun kar yağışına maruz kalan bölgede yağan kar yaz aylarına kadar araziyi kaplamaktadır.

Bölgeye yağan kar, yılın yaklaşık 5-6 aylık kısmında niteliğini bozmadan kalır. Tek seferde aralıksız olarak kayak yapılabilecek geniş yapısı ve ağaçsız dokusu, önemli bir kayak merkezi olabilecek potansiyel sunmaktadır.

Bölgede kayak yapabilecek hat uzunluğu, yer yer 1.5 kilometreyi bulur. Ancak unutmamak gerekir ki, şu anda burada herhangi bir kayak tesisi bulunmuyor. Umarım ileride uygun kayak tesisleri açılır ve bölgenin turizm canlılığı artar.

GÜNEŞ SEYİR TEPESİ

Erenler (Erengirit) dağında, 2330 metre yükseklikteki ender noktalardan bir tanesi, gerek kayak merkezi oluşturmaya ve gerekse güneşin doğuşunu ve batışını izlemeye son derece uygundur.

Erenler dağının yüksekliği, yaklaşık olarak 2330 metredir. Dağın doğu ve batı olmak üzere, iki tane zirvesi bulunur. Doğudaki “Dua Tepe”, Batıdaki ise “Oklalık Tepe” dir.

Hasanşeyh, Yatağan, Sağlık ve Doğanbey’deki yöre halkının kutsal saydığı dağdaki kalıntıların antik değeri olduğu bilinmektedir. Çünkü dağın eteklerinde keramik parçaları bulunmaktadır.

Dağın zirvelerinde, Roma döneminden kalma kilise temelleriyle Orta Çağ’dan beri kullanılan İslami döneme ait mescitler ve namazgahlar vardır. Ancak Orta Asya’daki Oğuz Boylarını  andıran taş kulelerin varlığı burada Şamanizm  etkilerinin varlığını yansıtır.

Diğer taraftan Fasıllar ve Eflatunpınar’daki Hitit Dağ Tanrıları kültü de buradaki kültürlerle ilişkilidir.

Karaman Sarıveliler Barçın Yaylası

BARÇIN YAYLASI

Taşeli platosundadır. Toros dağları çevresinde orman içinde, temiz ve tatlı su kaynakları olan, zengin endemik bitki yapısına sahip, temiz havaya sahip doğal güzellikleriyle doğaseverlerin yoğun ilgisini çekmektedir.

Barcın adının, Türkistan’da Oğuz Türkleri arasında yaşamış “Barçın Hatun” adı ile ünlü bir hatundan geldiği düşünülmektedir. Uygur Türçesinde Barçın, aynı zamanda, bir kumaş türüdür ve kadifeye verilen isimdir.

Kaşgarlı Mahmut, Divanü Lügatı Türk adlı eserinde, Barçın’ın “ipekli kumaş” anlamına geldiğini yazar.

Nisan ayından itibaren yaylaya gelmeye başlanır. Yayla, Temmuz ayında en yoğun günlerini yaşar, Eylül başından itibaren yoğunluk azalır. Yaylada yaşayanlar, ihtiyaçlarını Sarıveliler-Taşkent karayolu üzerinde kurulan Yörük Pazarından temin ederler.

SARIVELİLER ROMA KALESİ

Kale mevkiinde, çeşitli medeniyetlere ait izler bulunur. Bunlar; Göktepe köristanı, Uğurlu köristanı ve Çukurbağ kalesidir.

Sarıveliler kalesi, Turcalar mahallesi sınırları içindedir. Yörede “Tepe” olarak adlandırılan bölge, ilk olarak 1960 yılı sonlarında yabancı araştırmacılar tarafından ziyaret edilmiştir. 1967 yılında iki İngiliz tarafından ziyaret edilen Tepe Mevkii, başlangıçta burasını “İsauria” bölgesi kentlerinden birisi olduğunu düşünmüşlerdir.

Ancak araziyi gezince, kalıntı sahasının “Sarıveliler kalesi” şeklinde tanımlayıp, arkeoloji literatürüne bu şekilde girmesini sağlamışlardır. Sarıveliler kalesi temelinde: kayalık, sarnıç, oyunlu ve zirvesinde de erken Bizans izlerini taşıyan bir kilise kalıntıları vardır.

Güney ve batı yönünde, bir gemiye benzeyen uzantıya sahip olan kale bölgesinde bulunan kilise duvarları, içindeki renkler, çevresindeki yapılar yer yer durmaktadır. Kalenin doğu cephesinde ise, oyuntular mevcuttur.

Karaman Sarıveliler Göktepe

GÖKTEPE

İlçe merkezine bağlı bu kasaba, Güney Torosların eteklerindedir. Eski adı “Fariske” dir ve Roma dönemine ait mağara ve mezarlar bulunur. Burada aynı zamanda güneşin batışı izlenmektedir.

Evliya Çelebi, Seyahatnamesinde: “Göktepe, Akdeniz’e inan en kısa yol alması sebebiyle sürekli yol güzergahı olmuş, Roma, Bizans, Karamanoğulları ve Osmanlı dönemlerinde de önemini sürekli korumuştur.

Karaman Sarıveliler Göktepe Köristan Bölgesi

Köristan bölgesi

Göktepe kasabasının 4 km güney batısında: Köristan denen yerde, Roma ve Bizans dönemlerine ait oyma kral mezarları bölgenin en önemli yeridir.

Yumuşak tüf kayaçların oyulması yöntemiyle inşa edilen kaya mezarlarının üst kısmında, taş sütun ve insan başına sarılmış, yılan resimleri görülmektedir. Bölgedeki bazı mezarlarda ise yukarıdan aşağıya sarkan çiçek motifleri ve Latince yazılmış yazılar bulunur.

Yine bu bölgede kapakları üzerinde kabaca kompoze edilmiş yatar vaziyette aslan kabartmaları, yüksek ve taş kemer üzerine dam örtülü, geçmiş döneme ait önemli ve tarihi değeri olan yapılan mevcuttur.

Karaman Sarıveliler Göktepe Uğurlu Köristan

Uğurlu Köristanı

Başdere havzası içinde, Uğurlu köyü yakınındadır. Bu bölgede bulunan Roma dönemi kaya mezarlarındaki resim ve motiflerin birçoğu zaman içerisinde doğal aşınma yolu ile veya yerel halk ya da definecilerin verdiği tahribat ile yok olmuştur.

Diğer yandan az sayıdaki kaya mezarının kümes ve benzeri amaçlı kullanıldığı saptanmıştır. Yaşanan olumsuzluklara rağmen Uğurlu Köristan’ında bölge için önemli bir turistik çekicilik alanını teşkil etmektedir.

Çukurbağ

Roma dönemi kaya mezarlarına ev sahipliği yapan Çukurbağ’da aynı zamanda Şahinler Kalesi veya Çukurbağ Asar Kalesi olarak isimlendirilen antik bir kale bulunmaktadır. Göktepe, Uğurlu ve Çukurbağ Köristanlarında bulunan kilise kalıntıları ve kaya mezarlarındaki ilk Hıristiyanlık sembolleri olan balık, asma, üzüm, güvercin kabartmalı yontu ve siteller yörenin önemini daha da arttırır.

EVLİYA AKSAKAL ÜMMİ SİNAN EVİ

Asıl ismi Yusuf olan Aksakal Ümmi Sinan Hazretlerinin doğum ve ölüm tarihleri bilinmemektedir. Ancak tahminlere göre Ümmi Sinan 1560’lı yıllarda doğmuş ve 1657 yılında vefat etmiştir.

Ümmi Sinan, kendi yazdığı Kutbül-meani isimli eserinde, babasının isminin İbrahim olduğunu belirtir. Yaşadığı dönemin önemli şahsiyetlerindendir. Elmalılı Yusuf Ümmi Sinan olarak tanınan Ümmi Sinan, yazmış olduğu şiirlerinde divan şairleri gibi, mahlas yani takma isim kullanmıştır.

Ancak Ümmi Sinan’ın mahlasını, hem Ümmi Sinan hem Sinan Ümmi olarak iki şekilde de kullanması, kaynaklarda farklı şekillerde yazılmasına ve anılmasına yol açmıştır.

Ümmi Sinan: ermiş bir kişidir. Kendisi hakkındaki rivayetlere göre “doğar doğmaz beşiğin arkasına saklanmış ve Ana bana bir giyecek verir misin demiştir. Annesi tarafından giysileri verilmiştir.

Gün geçtikçe Aksakal büyümüş, aksakallı olduğu için annesi evden dışarı bırakmamıştır. Günlerden bir gün annesi hamur yoğurur. Yufka ekmek yapmaya başlar. Oğlu Aksakal da ocakta yufka ekmeği pişirirken annesine yardım eder.

Bir ara saçın üzerindeki yufka ekmek yanmaya başlar. Çünkü Aksakal bir süre ekmeği çevirmemiştir. Annesi Oğlum ekmeği neden yaktın diye elindeki oklavayı uyarı niteliğinde oğluna vurunca, oğlu Aksakal “Ana sırtında odun yüklü bir katır Çindiri Dağı’nın uçurumundan geçerken katırın bir ayağı çırptı.

Katır uçuruma nerede ise yuvarlanacaktı. Tam bu an katırın sahibi kimsesiz kadın “Yetiş Aksakal Efendim” dedi. Ben de “katırın ayağının altına omzumu tuttum. Katır düşmekten kurtuldu” der ve katırın çırpan ayağındaki nal çakılı çivilerinin yaraladığı izleri anasına gösterir.” Aksakal’ın bu yaralı omzunu gören Anası, oğlunun ermiş bir kişi olduğunu anlar.

Günümüzde yöre halkı, Cuma günleri Ümmi Sinan Hazretlerinin evini ziyarete ederek “Yetiş Aksakal Efendi” diye dua ederler.

KARACAOĞLAN’IN MEZARI

17’nci yüzyıl halk şairi olan Karacaoğlan’ın yaşamı hakkında fazla bilgi yoktur. Ancak 1606 yılında doğduğu ve 1679-1689 yılları arasında öldüğü sanılmaktadır. Akşehirli Hoca Efendi’ye göre: köyde yaşayan Osman Ağa adlı kişi Karacaoğlan’ı evlat edinir.

Karacaoğlan üvey babasının kendisini, köyde yaşayan sağır ve dilsiz bir kızla evlendirmek istemesi üzerine, kız kardeşlerini de alarak Bursa’ya göç eder. Bundan sonraki süreçte ölüm tarihi ve yeri bilinmez.

Ancak Mersin-Mut ilçesinde, Karacaoğlan’a ait bir anıt mezar bulunmakla birlikte, 2014 yılında Sarıveliler ilçesi Hacı Salih Camisinde yapılan restorasyon çalışmaları sırasında bir mezar taşı bulunur ve mezar taşına göre Karacaoğlan, Sarıveliler ilçesinde vefat etmiş ve mezarı buradadır.

Karaman Sarıveliler Karacaoğlan Mezarı

Mezar taşı, cami restorasyonu sırasında, iş makinaları tarafından bahçede bulunmuştur. Osmanlıca metin anlaşılmamış ve Konya Necmeddin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde okunmuş, mezar taşında “Karacaoğlan’ın ruhuna Fatiha” yazdığı belirlenmiştir.

Karaman Sarıveliler Yeşildirek Mağarası

YEŞİLDİREK MAĞARASI

İlçe merkezine bağlı Dedekoyağı mevkiindedir. Mağara kalkerli karstik arazi içindedir. Yaklaşık 750 metre uzunluğundadır. Sarıveliler-Taşkent karayolunun 5’nci kilometresinde, yaylalar mevkiinden başlayan yaklaşık 3 kilometrelik patika yol ile ulaşılır.

Karaman Sarıveliler Yeşildirek Mağarası

Mağara içinde çok sayıda sarkıt ve dikit oluşumu vardır. Mağaranın orta bölmesinde, doğal temiz kaynak suyu bulunur. Mağarada kireçtaşı oluştuğundan mağaranın rengi siyahtan yeşile dönmüştür. Yeşildirek mağarası, Doğal Sit alanı olarak tescil edilerek koruma altına alınmıştır.

Karaman Başyayla

Bulgaristan Banska

Bulgaristan Banska

Burası bir kayak merkezi, ama 2014 yılı Kış Olimpiyatları seçmelerinde, burası, olimpiyat düzenlemeyi kıl payı kaçırmıştır, yani muhteşem tesisler bulunmaktadır.

Evet: burada her zorluk derecesine uygun kayak pistleri bulunuyor. Burada kayak yaparken: muhteşem doğanın da tadını çıkarabilirsiniz.

Burası, tam bir kayak cennetidir, kayak severler, çok uygun fiyatlarla, burada kayak yapabilirler.

Gerek fiyatların uygun olması ve gerekse pistlerin mükemmelliği: özellikle Avrupa’nın birçok yerinden yıllardır ve son yıllarda ülkemizdeki kayak severleri, buraya çekiyor.

Gelelim Bansko’nun yerine

Bansko, Bulgaristan’ın güneybatı bölümünde bulunan bir kayak ve dağ beldesidir. Kasaba: Prin dağının eteğinde, Glazne nehrinin iki yanında kurulmuştur. Pirin dağı: tipik bir Alp dağıdır ve en yüksek noktası, 2914 metrelik Vihren tepesidir. Bansko merkezi, deniz seviyesinden 925 metre yükseklikte iken: kayak alanlarının rakımı 2000-2600 metre arasında değişmektedir. “Ulusal Pirin Parkı”: Mesta ve Struma vadileri arasında, Bulgaristan’ın güneybatı kesiminde yer almaktadır. Park birkaç kez büyütülmüş ve en son olarak 41 hektarlık bir alan üzerine yerleştirilmiştir.

ULAŞIM

İstanbul-Bansko arasındaki karayolu yaklaşık 610 km. dir. Bu yolculuk muhtemelen 10 saat sürüyor.

Sofya havaalanı, buraya 95 km. uzaklıktadır. Bu mesafe, yaklaşık 2 saatlik bir yolculuk gerektirir. Yani, isterseniz uçakla da buraya ulaşmak mümkündür. Yani, buraya gerek turlar ve gerekse kendi başınıza rahatlıkla ulaşabilirsiniz.

VİZE

Buraya ulaşmak için: Schengen vizesi sahibi olmanız gerekiyor. İşin kötüsü, bu vize, yaklaşık 10 günlük bir bekleme süresi sonunda çıkıyor yani, buraya gitmeyi düşünenlerin vize konusundaki sıkıntıları kabullenmeleri gerekir ki, Schengen vizeniz yoksa, vize için mutlaka bir süre beklemeyi göze almalısınız.

Gümrükten geçerken Bulgar polislerinin rüşvet taleplerini uzaklaştırmak istiyorsanız: sağlık sigortanızın bir fotokopisini ve kalacağınız otelin adresini yanınızda bulundurmanız gerekiyor.

GENEL

Pistlerin uygun yerlerine yerleştirilen 44 adet teknoalpine yapay kar makinası ile, karın yetersiz olduğu zamanlarda bile, kayak keyfinden mahrum kalmak mümkün değil. Yine de: buranın her yıl Aralık-Mayıs ayları arasında resmen açık olduğunu bilmenizde yarar var.

KONAKLAMA

Bansko bölgesinde: beş adet, 5 yıldızlı otel bulunuyor. Bunlar: Premier Luxury Mountain Resort, Lucky Bansko Otel, Prin Golf Hotel, Regnum Apart ve Kempinski Grand Arena oteldir.

Bunların dışında, birçok 4 ve 3 yıldızlı otel de bulunuyor. Ayrıca, pansiyonlar da bulunuyor. Konaklama tesisleri arasında, Türk işletmeciler tarafından işletilen oteller de bulunuyor. Farklılık düşünmeseniz, bunları da tercih edebilirsiniz.

Konaklamayı düşünürsen, bence en önem vermeniz gereken kural: pistlere yakın olmaktır. Eğer oteliniz pistlere uzak ise, her gün, sabah-öğlen-akşam, elinizde kayak ekipmanları ile uzunca bir yol yürümek, sıkıntı yaratabilir.

Böyle bir durumda, yanınıza su veya pratik yiyecekler almanızı öneririm. Sonuç olarak: kaldığınız otel ile gondola arasında transfer yapan bir oteli tercih edin derim.

Özellikle otogara yakın otelleri sakın tercih etmeyin, dediğim günü gününüz yürümekle geçer, hani burası bir kasaba ama, küçük bir yer değildir.

NE YENİR

Burada: Mehana denilen restoranlarda, Bulgar yemeklerinin tadına bakabilirsiniz. Yemeklerde, içki olarak “rakia” kullanabilirsiniz. Ama buranın en meşhur yiyeceği ne derseniz, tek kelime “kuzu çevirme” denilmektedir. Ayrıca: “kaşkaval pane” de tadılmalıdır.

PARA

Burası, sonuçta bir Bulgar kasabası olarak geçiyor ve burada: kredi kartı birçok yerde geçmiyor. Yani, yanınızda mutlaka nakit Euro bulundurmanızı öneririm. Kredi kartı süpermarketlerde geçiyor.

Restoranların da, hepsinde olmasa da, birçoğunda geçiyor. Ama kasabada bulunan döviz bürolarında döviz bozdurmak isterseniz: mutlaka fiyatları karşılaştırın, çünkü döviz büroları farklı kur uyguluyorlar.

Hatta: her Euro değişiminde, 2 leva komisyon aldıklarını görebilirsiniz. Leva dönüşüm isterseniz, özellikle zincir sisteminde olan “4x” denilen büroları tercih edebilirsiniz. Ama dediğim gibi, az da olsa komisyon alıyorlar.

Bunun yanında: taksiler içinde aynı durum, yani turist kazıklama durumu söz konusu olmaktadır. Bir yere ulaşmak istediğinizde, taksi, kafadan 10 leva fiyat veriyor, yani taksimetre açma diye bir alışkanlıkları yok, en uzak mesafenin ücretini veriyor, gideceğiniz yer yakın ise, düşünün artık nasıl turist kazıkladıklarını. Ama, bu durum bizim ülkemizde olmuyor mu, bunu da düşünmemek elde değil.

NASIL ZAMAN GEÇİRİLİR

Kayak dışında, burada yapabileceğiniz bazı eğlence alternatifleri bulunuyor. Kumarhanelerde güzel zaman geçirebilirsiniz.

Gondol denilen teleferikle çıkabileceğiniz pistlerin yanı başındaki kafelerde, sıcak içeceklerinizi yudumlarken muhteşem manzaranın keyfini çıkarabilirsiniz.

Kayak dışında “Spa” tesislerinden yararlanabilir, bowling oynayabilir, İngiliz tipi publarda zaman geçirebilirsiniz. Buralarda içki ucuzdur. Özellikle: balkanlar ve doğu bloku kökenli içkiler bayağı ucuzdur.

Birkaç tane gece kulübü var, bunlarda hareketli olmasa da geç saatlere kadar eğlence sürdürülüyor. Hatta: striptiz kulüplerinde “dans” eden bayanları bile seyretmek mümkündür. Yani, erkeklere yönelik erotik barlar bulunuyor.

KAYAK KİRALAMA

Malzemeler kaliteli ve ülkemizdeki fiyatlarla aşağı-yukarı aynıdır. “Gondola” yani kayak pistlerine götüren teleferik yanında: kayak kiralama yerleri bulunuyor.

Ancak: buralar, yörenin en popüler yeri olduğu için, fiyatlar biraz yüksek ve kredi kartı kabul etmiyorlar, kayak kiralamak için, Gondola’nın hemen yakınındaki yani 5 dakikalık yürüyüş mesafesindeki yerleri tercih etmenizi öneririm.

Kayak odalarından, ekipman kiraladığınızda kalitesine göre günlük 5-20 Euro arasında ücret ödemeniz gerekir. Ayrıca: pazarlık yapmayı da sakın unutmayın. Bu arada: pantolon, mont, gözlük gibi ekipmanlar kiralanmıyor.

Kiralık ekipman olarak yalnızca: kayak, baton, bot kiralanıyor. Pazarlık yaparsanız, bunların günlük kira bedeli, 40 levaya kadar düşebiliyor.

KAYAK EĞİTİMİ

Evet, burada kayak bilmeyenler için gayet güzel eğitim şartları bulunuyor. Hocalar, gerek kişisel ve gerekse gurup eğitimlerinde: kayak yapamayanlarla tek tek ilgileniyorlar.

Birkaç günlük bir süreçte, günde 4 saat kayak eğitimi aldığınızda, çok dik olmayan pistlerden rahatlıkla inebilecek düzeye geliyorsunuz.

Kayak bilmiyor ve öğrenmeyi düşünmüyorsanız: telesiyeje binerek zirveye çıkabilir ve muhteşem doğa manzaralarını izleyebilirsiniz. Çünkü: telesiyejle aşağı da inebiliyorsunuz.

Zaten kayak ekipmanınız yoksa, görevli, telesiyeji durdurarak inmenizi sağlıyor. Kayak eğitimi almak isterseniz, eğitmen için 25 Euro ödemeniz gerekir.

PİSTLER

Merkezin yüksekliği: 925 metredir. En yüksek kayak alanı ise, 2600 metreye kadar çıkmaktadır. Kayak pistlerinin toplam uzunluğu: 65 km. dir ve 17 farklı seçenek bulunmaktadır. En uzun pist: yokuş aşağı 16 km. uzanan “Combo” pistidir.

Kros pisti ise, 5 km. dir. Yamaçlarda yön “kuzey” istikametindedir.

Kayak pistlerinde: herkesin zevkine ve yeteneğine uygun koşullar bulunmaktadır. Yeni başlayanlardan başlamak üzere, uzmanlık seviyesine kadar değişen zorluk derecesinde kayak pistleri bulunmaktadır.

Yeni başlayanlar: 2047 metre uzunluğunda ve 487 metre eğim bulunan “Shiligarnika” pistini kullanabilirler. Zirvede, 3 numaralı olarak belirlenen bu pistin fazla bombesi yoktur ve eğitim güzeldir.

Ayrıca: pist yeterince uzun ve yeni başlayanlar için kayak eğitimini ilerletmek için idealdir. Uzman seviyesinde olanlar ise, 2567 metre uzunlunda, 925 metre eğim seviyesi bulunan “Tomba” pistini kullanırlar.

Pistler: zorluk derecesine göre: mavi, kırmızı ve siyah olarak nitelendirilirler. Biraz önce sözünü ettiğim gibi: ismini ünlü Alberto Tomba’dan almış “Tomba” pisti en zorlusudur. Siyah ve 9 numara ile tanımlanır. 16 numaralı pistte gayet zor ve bu pistte eğim % 74’dür.

Bu arada pistlerin en büyük özelliği: hiçbir kolay pist, kendiliğinden zor bir piste bağlanmıyor. Kolay nitelendirilen bir pistte: en üst noktadan en aşağıya kadar rahatlıkla inebiliyorsunuz, yani sürprizlere yer bırakılmamıştır. Kendinizi birden zor bir pistte bulma ihtimali yoktur.

Banderishka Polyana ve merkez arasındaki yol: akşamları ışıklandırılmaktadır ve bu 7 km. lik pist: saat: 18.30-21.30 arasında, gece kayak yapmak isteyenler için harika koşullar sunmaktadır.

Snowboardcılar için “Funpark” bölgesinde gelişmiş bir parkur bulunuyor.

Çocuklu aileler için ise: Kayak Öğrenme Parkı bulunuyor. Burada: 4-7 yaş arası çocuklara kayak eğitimi veriliyor.

TELEFERİK-TELESİYEJ

Bansko bölgesinde, 25 km. lik bir parkurda hareket eden teleferikler şunlardır: 6 koltuklu telesiyej 1 gondol lift. 1 ağaç sandalyeli telesiyej 4 çapa tipi çekici asansör 3 tek çekme asansör 10 çocuk dragger.

Tüm bu ekipmanlar, maksimum konfor sağlayacak şekilde düzenlenmiştir ve merkezden temin edilen bir chip kart ile kullanılabilirler.

Bu kartlar yani biletler: (ski-pass) günlük, iki günlük, dört günlük olmak üzere hazırlanmıştır ve fazla günlük alınınca, fazla bir indirim söz konusu olmuyor.

Bu yüzden: biletlerinizi günlük almanızı öneririm. 4 günlük pist kullanımı, sınırsız 100 Euro civarında oluyor. 3 günlük ski-pass ücreti ise 180 leva civarında tutuyor. 1 günlük ski-pass ise 60 levadır.

En uzun hat: 6315 metre, en kısa hat 410 metredir. En yüksek nokta 705 metre, en az yükseklik ise 50 metredir.

Birçok insan kaymasına rağmen: liftlerde sıra bekleme durumu yok, çünkü çok hızlı hareket ediyorlar.

Bulgaristan Banska

GEZİLECEK YERLER

Meryem Kilisesi

Bu dini yapı: 6. yüzyılda inşa edilmiş, 8.yüzyılda restore edilmiştir. Kilisede: 19. yüzyıldan kalma ikonalar ilgi çekmektedir. Buranın 30 metre yüksekliğindeki çan ve saat kulesinin görülmesi gerekir.

Velyanova Kashta

Burası: Rönesans döneminden kalma bir evdir. Ama: evin zengin fresk dekorasyonu ve ince tahta oymacılığı ilgi çekmektedir.

Ayrıca: evin bir metre kalınlığındaki taş duvarları, dar ve karanlık tünelleri, pencerelerindeki demir teller ve ağır kapılar da görülebilir.

1835 yılında inşa edilen bu yöresel mimari özellikler taşıyan evi ziyaret edebilirsiniz.

Son bir not: burayı ziyaret ederseniz: kayak dışında, hemen yakınlardaki Sofya şehir turuna da katılmanızı öneririm. Sofya gezisi ilginç gelecektir.