Yunanistan Yunan adaları genel özellikleri

en başa.1
Yunanistan Yunan adaları genel özellikleri

Yunanistan Yunan adaları genel özellikleri:

Klasik tanrılar, bu adalarda savaşmış, aşklarını burada yaşamış ve çocuklarıyla birlikte buralarda barınmışlar.
Persler; 7000 yıl önce, onlara imreniyorlardı.
Günümüzde: sıcak yaz günleri, ılık suları, geniş kumsalları ve farklı yaşam tarzlarıyla, Ege’nin Yunan adaları, turistler için en önemli uğrak yerlerinden biridir.

EGE DENİZİ

Küçük bir deniz olan Ege Denizi: Doğu Akdeniz’de: Türkiye ve Yunanistan arasında uzanan 640 km. uzunluğunda ve 320 km. genişliğinde, sudan oluşan bir parmağa benzer.
1400 ada, dağınık olmasına rağmen, her biri kendisine has özellikler taşıyan guruplar oluştururlar.

KYKLADLAR

Atina’dan en çabuk ulaşılan adalar: denize atılmış bir avuç çakıl taşı görünümündeki: Kykladlar’dır. Eskiden, kutsal Delos adasının çevresinde bir halka (kyklos) oluşturan bu adaların adı, günümüze kadar gelmeyi başarmış. Adaların kıraç manzarası ve sardunyalarla donanmış mavi kepenkli, beyaz evler; pek çok kişi için, tam olarak Yunan adaları deyince ilk akla gelenlerdir.
En tanınmışları: hareketli Mikonos adası ve huşu veren volkanik oluşum: Santorini’dir.

ONİKİ ADALAR

Yunanistan Yunan adaları genel özellikleri; Ege denizinin güneydoğu ucunda toplanmışlardır. Bunlar: ülkemiz kıyılarının güneybatı köşesinde bulunuyorlar. Guruptaki en önemli ada: Rodos’tur. Ama diğerleri arasında yer alan: Kos ve Patmos adaları da önemlidir. Batı Ege’deki büyük adalardan 3 tanesi: ülkemiz kıyı çizgisine çok yakındır. Lesbos, Khios ve Samos.
Yıllar öncesinde: zengin ve imrenilen mekanlar olan bu adalar: geleneksel kırsal yaşam tarzından, günümüze kadar ulaşan izlere hala sahiptirler.

Kuzey Ege’de, tamamen farklı olan: Thasos, Limnos ve Samothraki var. Bunların: güneydoğusunda; Atina’ya daha yakın yerde, son zamanlara kadar Yunan jet sosyetesinin eğlence merkezi olan: Skiathos, Skopelos, Alonnisos ve Skyros’tan oluşan: Sporadlar bulunuyor.

Aralarında ortak noktalar olmasına rağmen, hiçbir ada, diğerinin aynısı değildir. Bu da bölgenin büyüleyiciliğinin başlıca sebebidir. 5000 yıllık tarihi boyunca, başa geçen sayısız değişik yöneticiye rağmen, sıradan insanların yaşamının temel unsurları, pek az değişmiş. Deniz, eski yerleşimciler için bol gıda sağlıyordu. MÖ. 5’nci yüzyıldan bu yana süren, ılık yaz ayları, insan yaşamını sürdürmek için tahıl, keçi sürülerini beslemek için de otlak anlamına gelmişti.

Bronz çağından bu yana: eşekler ve katırlarla, yük ve insan taşınmıştır.

Aynı dönemlerde, ilk zeytin ağaçları ve asmalar da ekilmişti. Yaşam döngüsü: toprağın ekilmesi ve hasatla belirleniyordu. Bugün, Yunan adalarına baktığınızda, pek çok şeyin, hala aynı kaldığını görmek mümkündür.

Gelenekler, ada hayatında, önemli bir rol oynar. Kadınlar ve erkekler, hala birbirlerinden ayrı bir yaşam sürüyorlar. Kadınlar evde, çamaşırların asıldığı balkonlarda ya da gölgeli sokak köşelerinde oturup sohbet ederler. Genç erkekler, tarlalarda veya kayıklarında çalışır, yaşlılar ise afeneion, yani kahvelerde oturup sert bir kafe ellenikos içerken dünyayı kurtarırlar.

Aile, günlük hayatın merkezindedir. Çocuklar, özellikle erkek çocuklar, birer nimet olarak görülürler. Onlara, her zaman hoşgörülü davranılır. Anneler ve büyükanneler, onları şımartmaktan zevk duyarlar. Büyükanne, büyükbaba ve babalar; akşam voltalarında, yani akşam yürüyüşlerinde, aileye yeni katılan bebeğin arabasını iterlerken, komşu ve arkadaşların tebriklerinin verdiği gururla ışıldarlar. Babalar ve amcalar, aile işine, yabancı birini almadan önce kendi oğullarını ve yeğenlerini alırlar.

Siesta: günün en önemli bir parçasıdır.

En gencinden en yaşlısına kadar, herkes öğlen sıcağında dinlenir ve serin akşamların tadı, gece yarılarına kadar oturularak çıkarılır.

Tarihsel olarak, hayatın dokusu din ile ayakta kalmıştır. Aslında: kilise ve Ortodoks dini, 1832 yılında, modern devlet kurulmadan çok önce, Yunan olan her şeyle özdeştirilmiştir. Kiliseler; doğal afetler, savaşlar ve hastalıklarda, hem fiziksel ve hem de ruhsal açıdan bir sığınak ve teselli yeri olarak hep var olmuştu.

Günümüzde de, rahipler cemaat içinde hala güçlü bir etkiye sahiptir. Geleneksel olarak kilise cemaatinin çoğunluğunu oluşturan kadınlar, ticaret filolarıyla denize açılan sünger için dalan veya uzak diyarlarda çalışan babaların, eşlerin ve oğulların korunması için dua ederler. En küçük, beyaz badanalı kiliselerde bile, basit bir haç, ikon ve yanan mumlar bulunur. Ama, büyük kiliselerin daha şatafatlı olduğunu göreceksiniz.

Yunanistan, bir zamanlar, dünyadaki en büyük ticaret filosuna sahipti. Deniz, hala Ege’deki yaşamda, önemli bir rol oynar. Küçük ve uzak adalarda, dış dünya ile tek bağlantıyı sağlayan feribotlar, tarih boyunca olduğu gibi, gerekli malzemeleri de taşımaktadır. Her adanın küçük teknelerden oluşan ve her gün denize açılarak masalara taze balık getiren küçük bir filosu bulunur.

Ancak, turizm bu uzun süreli senaryoyu değiştirmeye başlamıştır.

Şu anda, adalardaki en önemli gelir kaynağı turizmdir. Yüksek sezonda, Yunanistan gezinizi, Avrupa’nın ve dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen ziyaretçilerle paylaşacaksınız. Turizm, pek çok adayı yoksulluktan ve nüfus azalmasından korumuştur. Ama, hiç kuşkusuz, daha tanınmış adaların pek çoğunun da karakterini etkilemiştir. Ada topluluğu son 20 yılda, önceki binyıla oranla çok daha büyük bir dönüşüm geçirmiştir.

Günümüzde; küçük motosikletler, oyun oynayan çocukların seslerini bastırıyor. Mobil telefonların sesleri, buzuki’nin akıldan çıkmayan ritminin çok daha sık duyuluyor. Pek çok kez, sokakta yürürken, telefona cevap verdiğini gördüğünüz (çoğunlukla elini kolunu neşeli bir şekilde sallayan meşgul insanlar) insanlar, bir restoranlar zinciri, araba kiralama acentası, bilet ofisi ya da stüdyo konutlara sahip iş adamlarıdır.

Kısa süren turizm mevsiminde, başarılı olabilmek için her şeyden, vaktinde haberdar olmak gerekir.

Gelir düzeyi arttıkça, genç çiftçi babasının güvenilir eşeği yerine bir traktör alır. Bir bar veya kiralık araba acentasi açmak için, çiftçiliği tamamen bırakır. Balıkçı teknesiyle balığa çıkmak yerine, bölgedeki plajlara turist taşımaya başlar.

Ancak tablo görüldüğü kadar sıkıcı değildir. Turizm sektörü de, ada hayatının geleneksel çerçevesine uyan mevsimlik bir sanayidir. Bahar aylarında, turistler gelmeden önce, keçi ve koyunlar yavrular, otlaklara yollanır. Kısa bir süre sonra hasat vakti gelir. Sonbahar yaklaşırken, başka bir hasat başlar. Zeytin, ceviz, badem ve geç olgunlaşan meyvelerin hepsi toplanmalı ve kış başlamadan saklanmalıdır.

Aslına bakarsanız, bir anlamda, adada hayat her zaman olduğu gibi devam eder.

İSİMLERDE NE VAR

Haritalarda ve yol işaretlerinde yer alan Yunan isimlerinin Latin harflerine çevrimlerinde, değişmez bir kural yok. Bu nedenle: çoğu zaman, aynı kasabanın adının, ardı ardına gelen iki tabelada, farklı yazıldığını görebilirsiniz.

Khios ve Hios gibi; birbirine yakın bazı isimler, kolayca fark edilebilir ama bazıları hayli kafa karıştırıcıdır.

Adalarda da, bazı isim sorunları yaşanmaktadır. Santorini, İtalyanca Aziz İrene demektir. Bu isim, Azizin burada öldüğüne inanıldığı için, Bizanslılar zamanında adaya verilmiştir. Adanın eski (ve resmi) adı ise: Thira’dır. Havayolları ve feribot biletleri ile tarifelerde, bu isim kullanılmaktadır.

MİS KOKULU HAVA

Dağ yamaçlarında (ya da kapı önlerindeki saksılarda) yetiştirilen bitkilerin kokusu: Yunan hayatının en belirleyici çehrelerinden birisidir. Fesleğen, Yunan mutfağının eski bir dostudur. Kokusunun böcekleri uzak tuttuğu söylenir. Elinizle yapraklarını şöyle bir sallayın ve güzel kokusunu içinize çekin. Sıcak bir günde, sizi hemen canlandıracaktır.

NE ZAMAN GİDİLİR

Yunan Adalarına: ne zaman gidileceğine karar vermek de; önemli bir sorun. Ege kıyılarında: kısa ve hafif yağmurlu geçen ilkbahar; yürüyüş, arazi yürüyüşü ve dağ bisikleti gibi eğlenceli aktiviteler için elverişlidir. Çünkü: hava çok sıcak değildir. Ilık hava: açık ve temizdir. Bu koşullar: fotoğrafçılık için de idealdir. Ama sezon öncesinde seyahat düzenlemelerini yapmak pek kolay olmayabilir.

Bazıları Nisan sonuna kadar açılmasa da, pek çok otelin geleneksel açılış zamanı: Ortodoks Paskalya Yortusudur. Feribot seferlerinde de, genellikle Mayıs ayının ilk haftasına kadar kış tarifesi devam eder.

Yaz mevsimi: uzun ve sıcak geçer. Ama Ege boyunca, Asya’nın kalbinden güneye doğru esen, hatta bazen fırtınaya dönüşebilen Meltem rüzgarı ile yumuşar. Yaz sezonuna, bütün Avrupa’dan gelen sırt çantalı ziyaretçiler ve paket tur müşterileri damgasını vurur. Adalar kalabalıktır ama otel ve restoran gibi tesisler açık ve yeterlidir. Seferlerini arttıran feribotlar ve küçük tekneler adalar arasında seyahat etmek için daha fazla seçenek anlamına gelir.

Sonbaharda: hava ılık ve daha az çılgındır. Zeytin hasadı gibi etkinlikleri izlemek için mükemmel bir fırsat. Ekim ayının ortalarında sezon biter. Otel ve restoranların çoğu kış nedeniyle kapanır. Yazın: bar ve otellerde çalışan pek çok personel, bir sonraki yıla kadar Yunanistan ana karasındaki evlerine dönerler.

KİLİSE VE MANASTIRLARA GİRERKEN

Kıyafetlerinize dikkat edin. Erkeklerin uzun pantolon giymeleri, kadınların ise omuzlarını ve bacaklarını kapatmalarında fayda var.

BAHŞİŞ

Servis ücreti: genellikle restoran ve bar faturalarına dahil edilir. Ama; masaya biraz bozukluk bırakmak adettir. Taksi şöförleri: % 10 bahşiş beklerler. Oteldeki oda görevlilerine, günlük yaklaşık 1 Euro bırakılmalıdır. Hizmetlilere ve kapı görevlilerine, sağlanan hizmete bağlı olarak 2 Euro’ya kadar bahşiş bırakılabilir. Tuvaletlerdeki görevlilere yarım Euro civarında verilir.

bisiklet.1
Yunanistan Yunan adaları genel özellikleri bisiklet kiralama

BİSİKLET VE MOTOSİKLET KİRALAMA

BİSİKLET

Adaların ve tatil beldelerinin çoğu, bisiklet kiralamak için idealdir. Ama bazı adalar çok tepelik olduğu için, çevrede turlamak açısından pek uygun olmayabilir. Ama, yine de kasaba çevresinde ya da plaja giderken ideal bir ulaşım tarzıdır. Sıradan bisikletler, pek çok tatil beldesinde, günlük 6 Euro civarında kiralanabilir.

MOTOSİKLET

Motosikletler veya mopetler, çok popüler ve büyük adalar hariç, çevreyi dolaşmanın en iyi yollarından biridir. Kiraları nispeten pahalıdır. (günlük 12 Euro civarında) Bunun yanında, motosiklet kiralamanın tehlikeleri de vardır. Her yıl çeşitli kazalarda ciddi yaralanmalar ve ölümler gerçekleşmektedir. Yakın zamanda motosiklet ehliyeti olmayanlara motosiklet kiralanmasını engelleyen bir kanun yürürlüğe girmiş.
Pek çok kiralama acentası, bu bilgiyi araç kiralamak isteyenlere vermiyor. Eğer ehliyetiniz olmadan motosiklet kiralarsanız, sahip olduğunuz sigorta geçerli olmayacak ve bir kazaya karışır ya da yaralanırsanız, büyük zorluklar yaşayabilirsiniz. Bence kiralamayın, tehlikeli.

GİYİM

Yazın, Yunan adalarında pek fazla giysiye ihtiyacınız olmaz. Gündüz için mayo, sizi güneşten koruyacak ince bir üstlük ve sandalet düşünün. Çevreyi dolaşmak isterseniz, şort veya ince ve hafif pantolon ile bir tişört hem erkek hem de kadınlar için uygun bir kıyafettir.

Arkeolojik sit alanlarında dolaşmak için; rahat yürüyüş ayakkabılarınızı yanınıza almayı unutmayın.

Kilise ve manastırları ziyaret etmek isteyenlerin kıyafetlerine dikkat etmeleri gerekir. Erkeklerin de, kadınların da omuzlarını kapatmaları gerekir. Erkekler hafif bir pantolon, kadınlar da dizlerinin altına kadar uzanan bir etek giyebilirler.

Bir şapka ve iyi güneş gözlüklerinizi, yanınıza almayı unutmayın. Beyaz badanalı binalar, güneşi yansıtarak gözleri kolayca yoran bir ışık yaratıyor.

Adalarda genel olarak, akşamları, rahatlık ön plandadır. Pek az yerde, kıyafet zorunluluğuna rastlarsınız. Ama yine de ziyaretçiler, akşamları kıyafet değiştirmeyi severler. Hafif bir süveter, serin akşamlar için kullanışlı olabilir. Özellikle: sezonun erken yada geç döneminde, adalarda bulunuyorsanız, ilkbahar ve sonbaharda güneş battıktan sonra hava serinleyebilir. Ayrıca, karanlık bastıktan sonra feribot güverteleri, çok serin olur. Bu nedenle, günlük bir tura çıkıp, geç gelmek niyetinde iseniz, yanınıza mutlaka bir ilave giysi almanız şart.

GÜMRÜK VE GİRİŞ ŞARTLARI

Eğer, doktor tavsiyesinde bir ilaç kullanıyorsanız, her zaman resmi bir kutu içerisinde, ihtiyaç duyduğunuz kadarını taşıyın. Kişisel kullanım için ilaç taşımaya izin var.
Bütün AB ülkelerinde, gümrüksüz girişlerin kaldırılmasının ardından Yunanistan’a Avrupa Birliğine üye olmayan ülkelerden getirilen her şey, gümrüğe tabidir. AB üyesi olmayan ülkelerin vatandaşları için Yunanistan veya adalara getirilecek gümrüksüz eşya müsaadelerinin sınırları var.

HAVAALANLARI

Uluslar arası, tarifeli uçakların çoğu, 2001 yılında inşaatı tamamlanan, yeni Eleftherinos Venizelos Havaalanına iniyorlar. Eski Atina Hellenikon Uluslar arası Havaalanının bulunduğu bölge: halk parkı ve 2004 Olimpiyat Oyunları tesisleri olarak düzenlenmiş. Yeni havaalanı: adalara seyahat için bir merkez işlevi görüyor.

Eğer Atina’ya gidiyorsanız, havaalanının şehirden biraz uzakta, Spata’da olduğunu unutmayın. Merkeze gitmenin en uygun yolu: Syntagma Meydanına sefer yapan E95 otobüsüdür. Bu meydandan, şehrin istediğiniz yerine, metro ile gidebilirsiniz.

Eğer havaalanından, seyahatinize feribot ile devam edebileceğiniz, Pire Limanına doğrudan gitmek isterseniz, bunu ya şehirden geçerek ya da E96 sayılı otobüs ile yapabilirsiniz. Havaalanından kalkan taksiler pahalı. Bu nedenle: genellikle, en iyi seçenek otobüstür. Eğer taksiye binecekseniz, şöforün hareket etmeden önce, taksimetreyi çalıştırıp çalıştırmadığına dikkat edin.

Kuzey Ege Adalarına (Thasos, Limnos ve Kamothraki) gitmek için feribot bağlantısı veya devam uçuşları için Yunan ana karasının kuzeyindeki Selanik’e doğrudan uçuş olanağı da var.

Aşağıda verilen adaların iç hatlar için havaalanları bulunuyor. Bunlar: Astypalea, Karpathos, Kastellorizo, Kos, Limnos, Santorini (Thira), Skiathos, Sykros ve Syros.

Evet tüm bunların yanında: Anadolu karasının yakınında bulunan adalara; feribotlar veya büyük tekneler ile ulaşmakta mümkün. Veya, büyük tur gezinti gemileriyle yapılan yolculuklarda, bazı adalara uğrayan turlar da var.

iklim.1
Yunanistan Yunan adaları genel özellikleri İklim

İKLİM

Yunan Adalarının; kısa, ılık ama yağmurlu bir ilkbaharı, uzun, sıcak bir yazı, ılık bir sonbaharı ve serin bir kışı vardır. Kuzey adaları: her zaman güneydekilerden birkaç derece daha serindir. Adalarda, Rusya’nın Kafkas Dağlarından Karadeniz’i geçip Ege’ye doğru sürekli esen bir “Meltem” rüzgarı vardır.

Meltem, yazın sıcak eser ama kışın bazen buz gibi bir hava getirir. Rüzgarların her gün değişebileceği Kykladlar, en çok etkilenen adalar arasında sayılabilirler.

PARA BİRİMİ

Yunanistan’ın para birimi: Euro’dur. Bankaların çoğu: yabancı para cinsi ve seyahat çekini, hizmetin cinsine göre alınan komisyon karşılığında bozmaktadır. Ama, genellikle bu komisyon: % 1 ile 3 arasında değişir. Döviz kurları, bankanın içinde bir panoda ya da pencerede asılı olmalıdır ve çoğunlukla bütün bankalarda aynıdır.
Ayrıca, dövizinizi büyük adalarda bulunan döviz bürolarında da bozdurabilirsiniz. Bu büroların çalışma saatleri, bankalardan daha uzundur. Bazıları komisyonsuz işlem yaptıklarına dair ilan vermektedirler. Ama, değişim kurları farklı olabilir. Bu nedenle, hangi işletmenin daha iyi rakamı uyguladığını araştırmanızda yarar var.

Para bozdururken, her zaman kimliğinizi kanıtlamanız gerekebilir. Bu yüzden pasaportunuzu yanınızda götürmelisiniz.

TUVALETLER

Genel tuvaletler, genellikle önemli kasabaların pazar meydanlarının yanında bulunur. Bir kadın ve erkek figürlerinin bulunduğu uluslar arası işaretlere bakmalısınız. Tuvaletlerin temizlik dereceleri değişebilir ve alaturka tuvaletler daha yaygındır.

Kafe ve barlarda, basit ama temiz tuvaletler bulunur. Tuvaleti kullanmak istiyorsanız, işletmede bir şeyler içmeniz gerekir. Plajlardaki kafe ve barlarda tuvaletler bulunur. Eğer bir görevli varsa, bahşiş vermek adettir.

PLAJLAR

Evet; adalardaki plajların bazılarında bolca gölgelik bulunurken, diğerleri yakıp kavuran güneşe hizmet edecek şekilde ağaçsızdır. Pek çok insan: yumuşak kumu tercih ederek, çakıllı plajları kötüler, ama yaz aylarında, Meltem (kuzey rüzgarı) eserken, küçük çakıllar, kum gibi çevrede uçuşarak, her yerinize yapışmaz.

Santorini sahillerinde: siyah ya da kırmızı renkli, volkanik bir kum var. Bu kumlar: ısıyı, sarı kuma oranla daha çok emer, bu nedenle gün ortasında hava sıcaklığı artar. Bu durumda: çevrede koşuşturup oynamak isteyen küçük çocuklara pek uygun olmuyor. Güzel kumlu plajları: Skiathos’taki Koukounaries’te, Paros’taki Altın kumda ve Mykonos’taki: Paradise’de bulabilirsiniz. Ayrıca: İos’ta Milopotamos ve Thasos’ta Makriamos’da güzeldir.

Yunan adaları; 1960’larda, Avrupa’da ziyaretçilere karşı teklifsiz tavırlarıyla ünlüydü. Çıplaklar, bölgeye akın akın geliyorlardı. Bazı şeyler, bugün biraz değişmiş olmasına rağmen, özellikle Mykonos’taki Paradise ve Super-Paradise Plajları ile, Skiathos’taki Banana Plajında, hala çıplaklar plajı var. Ama, çoğu adada: çıplaklık, resmi bir politika değil. Yunan aile plajları da kesinlikle çok serbest değil. Eğer riske girmek istemiyorsanız, ada sakinlerinin tutumlarını izleyerek, davranışlarınızı ayarlayabilirsiniz.

Yani; ailecek adaları ziyaret etmek istediğinizde, plaj seçiminde, dikkatli olmanızda kesinlikle yarar var. Yoksa, hoş olmayan görüntülerin içinde kalmanız mümkün.

dalgıç.1
Yunanistan Yunan adaları genel özellikleri

Ege’nin ılık ve temiz suları:

dalış için neredeyse mükemmel bir çevre sunsa da, yakın zamana kadar Yunan hükümeti dalgıçların, antik batıklara verebilecekleri olası zarar nedeniyle, endişeliydi ve dalış yasaktı. Ama artık bu tutum değişmiş ve günümüzde sualtı dalış, onaylı ve kayıtlı merkezlerle yapılıyor. Yasal ve hoş karşılanan bir etkinlik olmuş.

Konuyla ilgili firmalar: Ege çevresinde çalışmaya başlamışlar. Dalışları denetleyen bu firmalar, genellikle yüksek sezonda, günde iki kez dalış alanlarına ulaşım olanağı sağlıyorlar.

Her dalış merkezi, Yunan hükümeti tarafından kayıt altında. Amatör dalgıçlara eğitim vermeye ve ehliyetli dalgıçları da denetlemeye yetkililer. Bütün merkezler, önemli onaylama kurumlarından birine, en çok Profesyonel Dalgıç Eğitmenleri Birliğine (PADI) üyedir. Dalış için, asıl yeterlilik ise, beş günde alınabilen Derin su sertifikasıdır. Bunun ardından, bir eğitmen eşliğinde, 18 metreye kadar dalabilirsiniz. Bu şekilde, Ege Denizindeki pek çok dalış alanını görme olanağı bulabilirsiniz.

Pek çok merkezde: Tüpü Keşfet programı olarak bilinen bir tanıtım programı düzenleniyor. Bu programda: tam zamanlı kurslara başlamadan önce, temel teknikleri deneme fırsatı bulabilir, sabah ve akşamüstü dalış teorisinin verilip sığ dalışların yapıldığı etkinliklere katılabilirsiniz.

Tüplü dalış söz konusu olduğunda:

Mykonos, her zaman bir avantaja sahip olmuştur. Çünkü, adada hiç antik sit alanı bulunmadığı için, dalış yapmak, burada yasak değildir. Paradise Plajındaki “Dive Adventures” yerleşik bir merkezdir.

Santorini’de, ilgi çekici dalış alanlarına sahiptir. Volkanik kraterin sualtı duvarlarını keşfedebilir ya da doğu kıyısındaki resiflerde dalabilirsiniz. Perissa Plajındaki Mediterranean Dive Club ile bağlantı kurabilirsiniz.

Paros kıyılarında: mağara, resif ve gemi enkazı dalışları yapılabilir. Bu dalışlarda, keşfedecek ilgi çekici yerler bulabilirsiniz. Adada, çeşitli dalış merkezleri bulunuyor. Bunlara, kuzey kıyıda Noussa’da bulunan “Maria Diving Club” da dahildir. Kos’un tatil beldelerinde, iyi organize olmuş, dalış operatörleri bulunuyor. Tigaki’de, anayolda, plaja 300 metre uzaklıktaki “Theokritos Travel” ile bağlantı kurulabilir.

Yunan adaları gezi planı hakkındaki yazım için.

 

İtalya Cenova

İtalya Cenova

Cenova güzel bir yerdir. Genellikle tur firmalarıyla bölgeye giderseniz, burayı yol üstü ekstra olarak veriyorlar. Ancak kesinlikle burada verilen süre yeterli değil, yani yol üstü ekstra verilip buraya uğranıldığında, 2 veya 3 saat zaman veriliyor, Ferrari meydanında yolcular indiriliyor ve Via Garibaldi’de birkaç adım, ardından Katedral bölgesi işte bu kadar.

Öte yandan: Cenova gerçekten güzel bir şehir. Özellikle tarih meraklıları için ki, tarih meraklılarının mutlaka bu şehre zaman ayırmalarını önerinim.

Zaten tarihi süreç incelendiğinde, bir zamanlar Venedik ile birlikte Akdeniz’de büyük bir ticaret egemenliği kurmuş ve hatta İstanbul’da Galata bölgesinde yaşamış ve hatta Galata kulesini yapmış bu insanların, kendi şehirleri gerçekten güzel, şehri anlatmaya başlamadan önce, kesinlikle bu şehre zaman ayırın ve bolca bir zamanda burayı gezin derim.

İtalya Cenova

GENEL

Şehir, İtalya’nın Ligura bölgesinde, Cenova ilinin merkezi ve Ligurya bölgesinin başkentidir. Akdeniz’in en büyük şehirlerinden birisidir ve Akdeniz’in en büyük limanı bu şehirdedir. İtalya’nın 6’ncı büyük şehridir. Avrupa’nın en büyük tarihi şehridir. Avrupa’nın ilk bankası burada kurulmuştur.

Ancak günümüzde: Roma ve Venedik gibi şehirler tarafından gölgelenmektedir. Çizme şeklindeki İtalya’nın diz bölgesinde bulunduğu için adı “diz” anlamına gelen kelimeden türetilmiştir. Şehir 2004 yılında “Avrupa Kültür Başkenti” seçilmiştir.

İtalya Cenova

İtalya Cenova

ULAŞIM

Cenova-Milano arasındaki uzaklık 148 km dir ve karayolunda yolculuk 2 saat civarında sürer.

TARİHİ

Zengin ve güçlü bir ticaret merkezi olarak uzun ve köklü bir tarihi geçmişe sahiptir.

Petrarca tarafından “La Superba” olarak adlandırılan Cenova: Ortaçağda muazzam güç ve prestij sahibi İtalya’nın iki büyük deniz cumhuriyetinden (diğeri Venedik) biriydi.

1849 yılında Fransız Ordusunun kuşatması sırasında, Garibaldi, Roma cumhuriyetine İtalya krallığının birleşmesinde katkıda bulunmuştur.

İKLİM

Akdeniz iklim kuşağındadır. Yıllık sıcaklık ortalaması: Ocak ayında 15 ve Ağustos ayında ise 23 derece civarındadır. Ilıman Akdeniz iklimi, sıcaklıkta geniş dalgalanmalara sebep olmaktadır.

Genel olarak yağışlar: Ekim ve Kasım ayları arasında görülür. Deniz sahilinden sadece 20 km uzaklıkta, deniz derinliği 1000 metre olur. Deniz genellikle sakindir ve deniz suyu sıcaklığı Eylül ayında yaklaşık 23 derecedir.

NE YENİR

Ligurya ve Cenova mutfağı: arazinin karakterini ve halkın yaratıcılığını zevkli bir şekilde ortaya koyar. Basit pişirme yöntemleri ve bol miktarda sebze, otlar ve zeytinyağı ile eşsiz yaratıcılık birleşince, Cenova’nın otantik, tatlı ve olağanüstü yemekleri ortaya çıkar.

Ligurya bölgesinin en ünlü spesiyali: sadece zeytinyağı ile tatlandırılmış “pesto” ve çeşitleridir. Pesto: 60-70 gram fesleğen yaprağı, çam fıstığı, parmesan peyniri, Sardunya pecorino peyniri, sızma zeytinyağı, deniz tuzu ve sarımsak ile yapılır. Pesto sosu: genellikle patatesli ve yeşil fasulye ile pişmiş trenette veya trofia makarna ile servis edilir.

Diğer spesiyaller arasında: geleneksel mantı ve yerel pansotti gibi dolgulu makarna sayılabilir. Geleneksel mantı: özel günlerde yenilen lüks bir yemektir. Kutlamaların yapıldığı günlerde yenir, hamur ağırlıklıdır.

Doğal olarak bölge balık çorbaları, kızarmış balık ve balık unu spesiyalleri ve deniz ürünleri salatası capponada ile ünlüdür.

Şehir bir makarna cennetidir. Petso soslu makarna yemelisiniz. Ama öncesinde sebze çorbası içilmelidir. Pizza düşünürseniz: 4 peynirli pizza yemelisiniz. Bu pizza: ünlü Toscana peynirinden yapılıyor. Focaccia ekmekleri de çok meşhurdur. Ünlü hamur içi foccacia, eski bir İtalyan ekmeği olarak tanınır.

Tatlılara gelince: ilk sırada: iki versiyonu yapılan Ceneviz Noel pandorası fruitcakes’tir. Ev yapımı pandorası versiyonlarında kuru üzüm ve limon kabuğu bulunurken, geleneksel versiyonlarda İzmir kuru üzümü, Sicilya topraklarından şekerli portakal kabuğu ve Rezene tohumu kullanılır.

NE SATIN ALINIR

Mağazalar sadece pazartesi günleri sabah kapalıdır. Çarşamba öğleden sonra, öğle yemeğinde süpermarketler haricinde çoğu yiyecek mağazası kapalıdır.

Şehrin her mahallesinde iç ya da dış mekanlarda genellikle günlük olarak pazarlar kurulur.

Bilinen en iyi Pazar yeri: Mercato Orientale Via XX Settebre bölgesindeki egzotik meyve, taze balık ve baharatlar satılan tezgahların bulunduğu yerdir. Burası: 1699 yılında inşa edilen Nostra Signora della Consolazione manastırında açılıyor. Ancak bu manastır hiçbir zaman tamamlanamadı.

Manastır odaları kısmen atölye çalışmaları ve ev atölyesi olarak kullanılıyor. Satıcılar; burada kurulan pazarı: 19’ncu yüzyıl sonlarında sürekli ve kapalı bir Pazara dönüştürmeye karar verdiler. Çünkü Via XX Settembre zaman içinde şehrin ana caddesi haline geldi. Mayıs 1899 tarihinde burada büyük bir çiçek sergisi açıldı.

Kent genelinde Palazzo Ducale’nin avlusunda, aylık antika pazarı düzenlenir. Galleria Mazzini’de de düzenli antika pazarı kurulur.

Pazarlar yanında şehirdeki alışveriş caddelerine gelince: günümüzde Via XX Settembre’de geleneksel mağazalarda uluslar arası büyük giyim markası zincirlerinin mallarının satıldığı dükkanlar vardır.

Bu sokakta özellikle Via XXV Aprile, Via Roma ve Galleria Mazzini’de birçok tasarım merkezi butikler bulunur. Via Degli Orefici’de ortaçağda olduğu gibi kuyumcular, altın ve mücevher, saat satıcıları vardır.

Şehirdeki en büyük alışveriş merkezi “Fiumara Shopping” denen yerdir. Burada: 85’den fazla dükkan, mağaza, restoran, bar, eğlence merkezi, sinema ve spor salonu bulunuyor.

Bu şehirden ilginizi çekerse mutlaka “Pesto” sosu satın alın. (orta boy kavanoz 10 euro)

Limana yakın, Katedralin hemen altındaki “San Luca” caddesi de hediyelik eşya satış yerleri doludur. (1 magnet; 1 Euro)

KOT KUMAŞI

Cenova şehri, bir zamanlar mavi ile boyanmış iş elbisesi üretilmesiyle ünlüydü. O tarihte kumaşlar hangi şehirden geldiği izlenerek adlandırılıyordu. Cenova’daki kot kumaşı: işlenmiş olduğu İngiltere’ye geldiğinde “kot” gibi bir sözcük veren İngilizce aksanıyla telaffuz edilen “Genes” (Cenova’nın Fransızca ismi) olarak damgalanıyordu.

Dünyadaki en eski kot kumaşı: Cenova’dan gelmiş olup “Museo Diocesano” da (Duomo’ya yakın) görülür. Bu kumaşta: 1538 yılında, kemer bezi, Mesih’in Tutkusunun bir resmini temsil etmek için tuval olarak kullanılmıştır.

İtalya Cenova

TURİZM:

Şehrin büyük bölümü, UNESCO tarafından “Dünya Kültür Mirası Listesi” ne dahil edilerek koruma altına alınmıştır. Ünlü kaşif Kristof Kolomb, bu şehirde doğmuştur ve doğduğu ev görülebilir.

Via Garibaldi (eski ismiyle Strada Nuova) pek çok Barok mekanı ile bilinen bir yerdir ve aynı zamanda labirent gibi dar sokakları da (carruggi olarak isimlendirilir) meşhurdur.

Ana meydanı olan Piazza de Ferrari: Venedik ve Cenova Dukalığı Sarayına ve Carlo Felice Tiyatrosuna ev sahipliği yapar. Kristof Kolomb’un doğduğu ev de bu civardadır. Avrupa’nın en büyük akvaryumu olan “Cenova Akvaryumu” görülmesi gereken yerlerden birisidir.

İtalya Cenova

GÖRÜLMESİ GEREKEN YERLER

İtalya Cenova Piazza Del Ferrari

İtalya Cenova Piazza Del Ferrari

PİAZZA DEL FERRARİ

Molo semtinde, eski şehir merkezindedir.

19’ncu yüzyıl sonunda, Cenova şehri, Milano şehriyle birlikte İtalya’nın finans merkezi oldu ve bunun üzerine, burada “Credito İtaliano” bankası kuruldu ve bankanın şubesi ve birkaç benzeri kurum 1893 yılında yapılan Ferrari meydanına yerleşti.

Meydana ismini veren kişi: 1803-1876 yılları arasında yaşamış, İtalyan bir politikacı olan Galliera Dükü Raffaele Luigi De Cerari’dir. Kendisi: Cenova’da doğdu ve Sardunya krallığında senatörlük yaptı ve yaşamını Paris’te sürdürürken servet sahibi oldu.

Cenova şehrinin merkez noktalarından birisidir ve sayısız farklı mekanlar bulunur. Meydanda, havuz yanında İtalyan devletinin kurulmasına öncülük eden Garibaldi heykeli bulunuyor. Buranın ana özelliği: büyük ve süslü havuzudur.

Bu havuz: merkezi bir havza içine püsküren ve güzel bir simetrik şekle sahip olan ve suya basamak oluşturan bir dizi su püskürtme ızgarasına sahiptir. Meydanda, havuzun çevresinde bulunan yerler: Doges Sarayı, Carlo Felice Tiyatrosu, Cenevre Borsası, Duke of Galleria Sarayı’dır.

İtalya Cenova Teatro Carlo Felice

İtalya Cenova Teatro Carlo Felice

Teatro Carlo Felice-Carlo Felice Tiyatrosu

Meydanda Garibaldi heykelinin hemen arkasındadır.

İtalya’nın en önemli opera binalarından birisidir. 2000 koltuk kapasitelidir. 1828 yılında mimar Carlo Barabino tarafından tasarlanarak yapılmıştır. Ancak II. Dünya Savaşındaki bombardımanlarda tiyatronun tavanı ve çevre duvarları hariç kalan bütün kısımları zarar görmüştür. Onarım için 1946 yılında bir yarışma düzenlenmiştir.

1963 yılında uluslararası çapta tanınmış olan mimar Carlo Scarpa’ya görev verilmiştir. Sarpa 1977 yılında bir proje üretti ancak 1978 yılında bir kaza sonucu öldü. 1981 yılında yine ihale açıldı ve 1984 yılında ihalesi kazanan mimar Aldo Rossi, Ignazio Gardella ve Fabio Reinhart’ın tasarladığı projeye uygun olarak inşaat başladı.

1829 yılında heykeltıraş Giuseppe Gaggini tarafından yapılan Harmony imparatorluğunun heykeli: yapıda promao’nun en üstüne yerleştirildi. (heykelin orijinali Sant kilisesi içindedir)

Evet burası ülkenin en prestijli opera binasıdır.

İtalya Cenova Palazzo Della Nuova Borsa

Palazzo della Nuova Borsa-Cenevre Borsası

1906-1912 yılları arasında yapılan Borsa binası, eğimli cephesiyle Piazza De Ferrari meydanı merkezine bakar. Bu anıtsal, kemerli sütunlu ve sundurmalı yapı Mimar Dario Carbone tarafından tasarlanmıştır ve şehrin o dönemde ekonomik ve mali gücünü ifade etmek üzere yapılmıştır.

16’ncı yüzyıl dönemine ait anıtsal cephe, gül benzeri şeklindeki aslan direkleriyle heybetli bir görüntü verir. Cephe: kırmızı Verona mermeri ve yine kırmızı taşlarla kaplıdır. Binanın kubbeleri gibi, altın renkli “Borsa” yazısı dikkat çeker. Ancak 1994 yılında borsalar elektronik sisteme geçince 1998 yılında bu bina kapandı. Günümüzde sergi alanı olarak kullanılmaktadır.

Binayı ziyaret etmek mümkün değil, sadece dışarıdan görebilirsiniz.

İtalya Cenova Via XX Settembre

İtalya Cenova

Via XX Settembre

Burası bir alışveriş caddesidir ve Ferrari meydanında, Yeni Borsa binasının yanından başlar, üzerinde birçok mağaza ve dükkan bulunur. Şehrin favori yürüyüş yerlerindendir. Cadde 19’ncu yüzyıl sonlarında, 1891 yılında başlayarak ve şehrin iki caddesi arasındaki bir rota üzerinde tasarlandı. 1891-1912 yılları arasında, şehrin en güzel binaları ortaya çıktı.

Kemerlerin altında, yani yağmura karşı korumalı kemerlerin altında, rahatlıkla yürümek ve alışveriş yapmak mümkündür. Son bir not: bu caddede, Ferrari meydanı girişinde, hemen sol yanda, caddenin bir paralel arka sokağında büyük bir süpermarket var, oradan uygun fiyatlı alışveriş yapabilirsiniz.

İtalya Cenova Porte Soprana, Porta Di Sant’Andrea

 

Barbarossa surları-Porte Soprana-Porta Di Sant’Andrea:

Barbarossa surları: 1155-1163 yılları arasında, Milano şehrini fetheden ve Cenova’ya vergi ödenmesini emreden Swab imparatoru Federico Barbarossa şerefine yapılmıştır. Amaç: Alman ve İtalyan krallıklarından oluşan Holy Roman imparatorluğuna karşı şehri savunmaktır. Sur duvarlarının, yüksek yarım daire şeklinde kuleleri olan üç ana kapısı vardır. Bunlardan sadece ikisi günümüze ulaşmıştır.

Bunlar: şehrin ana girişi olan Porte Soprana ve Porte dei Vacca’dır. Porta Soprana kapısı: 1155-1159 yılları arasında, sadece 4 yıllık bir sürede yapılmıştır. Kapının iki kulesi: Ferrari meydanına sadece kısa bir yürüme mesafesindedir ve şehrin birçok yerinden kolayca görülür. Girişin üstündeki plaka “Ceneviz” in bağımsızlığını ifade eder ve Chiristopher Colombus’un evinin yakınındadır.

İtalya Cenova Casa di Colombo

Casa di Colombo-Christopher Colombus’un Evi

Ünlü kaşifin evi: tam meydanda olmasa da meydandan ayrılan bir cadde üzerinde, meydana çok yakındır, hatta meydanın merkezinden uzaktan görülebilmektedir. Evet, ev: Porta Soprana’nın eteğindedir. Babası: 1455-1470 yılları arasında, Porta Soprana’nın koruyuculuğunu yapmıştır. Bu sırada, Colombus, 4-9 yaşları arasında burada yaşamıştır.

Sant’Andera manastırına bitişik olan ev: zaman içinde pek çok kez yeniden inşa edilmiştir. Şu andaki mevcut versiyonu: 18’nci yüzyıl yapımıdır. Ancak yerleşim planı ve boyutu, muhtemelen o dönemdeki görünümüne yakındır. Evde: görülebilecek fazla bir şey yoktur. Ancak: evin, kapının ve manastırın bileşimi ile kesişen dolambaçlı yollar ilgi çeker.

İtalya Cenova Piazza Matteotti

 

İtalya Cenova

 

PİAZZA MATTEOTTİ

Piazza De Ferrari meydanının hemen yanındaki bu meydan: kendi başına harika bir konumdadır ve çeşitli tarihi binalar ve turistik mekanlarla doludur. Meydanda bir ortaçağ görünümü hakimdir. Andrea Doria, Cenova şehrine ticaret cumhuriyeti statüsü kazandıran ve şehri bölen hiziplere son veren “Aristokrat Anayasası” nı burada açıklamıştır.

Meydanda bir yanda: San Matteo kilisesi, Doges Sarayı ve diğer tarafta da San Lorenzo Katedrali vardır.

(Üstte pembe şeritler bulunan fotoğraf: merak edenler olabilir, “Kadına karşı şiddete son” verilmesiyle ilgili bir kampanya içindir. Meydanda açılan bir duvarda bu tür kampanyalar düzenlendiğinde insanlar istediği bir yazı veya bir şeyi asabiliyorlarmış.)

San Matteo Kilisesi

Kilise, 1125 yılı yapımıdır. Aslında Doria ailesinin özel şapeliydi. Kilisenin criptasında, Andre Doria’nın mezarı vardır.

İtalya Cenova alazzo Ducale

İtalya Cenova

Palazzo Ducale-Doges Sarayı

Saray: Piazza Matteotti meydanına bakar.

Burada bulanan ve 1251 yılında inşa edilen bir sarayın 1777 yılında bir yangın sonucu yok olmasının ardından: Saray: 1778-1783 yılları arasında Neo klasik tarzda yapılmıştır. 1797 yılında Cenova Cumhuriyetinin dağılmasından sonra, bir kale olarak görevini yitirdi ve yerel yönetim merkezi oldu.

Doges Sarayı: Valilik Sarayı demektir. Çünkü: 1939 yılında ilk vali Simon Boccanegra: bu binayı Doria ailesi ve Fieschi’den satın alarak saraya dönüştürdü. Ana katta: fresklerle çevrili salonlarda birçok kamusal etkinlik düzenlenir. Saray: 1992 yılında, Kristof Kolomb kutlamaları ve Amerika’nın keşfinin 500’ncü yıldönümü kutlamaları nedeniyle restore edilmiştir. Ayrıca: 2001 yılında G8 Zirvesi ve 2004 yılında Avrupa kültür sergisi burada açılmıştır.

Günümüzde burada: bir otel, restoran, kafe ve kitap dükkanı vardır. Yapının halka açık bölümlerini ziyaret ederek, Ortaçağ mimarisinin güzelliklerini görebilirsiniz. Hatta bazı ilginç sergiler de görülebilir. Özellikle Büyük Oda’daki dev ve dekoratif avizeler (Sala del Maggior Consiglio) ve Vali Şapelindeki (Capella del Doge) tablolar mutlaka görülmelidir.

İtalya Cenova La Torre Grimaldina

İtalya Cenova

La Torre Grimaldina-Girimaldi kulesi

Ducale Sarayında “Halkın Kulesi” (La Torre del Popolo) veya “Grimaldi Kulesi” (La Torre Grimaldina) olarak isimlendirilen bir kuledir. Kulenin tepesinde, kırmızı haç bayrağı Cenova’nın simgesi olarak duruyor. Bu kulenin kökeni: Sarayın 11’nci yüzyılda bir kale olarak kullanıldığı döneme kadar uzanır. Kulenin en üst katındaki çan, Ortaçağ’da konulmuştur.

Önemli bir festival veya düşman kuşatması sırasında ve özellikle de insan infazlarındaki bildirimler için kullanılıyordu. 13’ncü yüzyıl sonlarında, kule ve bağlantı odaları gizli bir cezaevi görevi üstlendi.

Birçok politik tutsak, isyancı ve anarşist buraya hapsedildi. Çatı katının hücre duvarları: bu döneme ait cezaevinde kalanlar tarafından yazılan yazılar ve resimlerle doludur.

Daha aydınlık ve ferah odalarda: ordu, şövalye, bayanlar, ormanlar ve alegorik duvar resimleri bulunur. Bu hapishanenin en ünlü konukları arasında bulunanlar: 1815 yılında ünlü bir besteci ve kemancı Nicolo Paganini’dir. 1849 yılında Giuseppe Garibaldi de burada kalmıştır. Teraslardan ve kulenin tepesinden, Cenevre şehrinin 360 derecelik panoramik manzarası izlenir.

İtalya CenovaSan Lorenzo Katedrali

İtalya Cenova

San Lorenzo Katedrali

Cenova başpiskoposunun evidir.

Cenova şehrinde ilk katedral Carolingia sur duvarlarının dışında bulunan San Siro’dur. Ancak burası zaman içinde güvensiz sayıldı ve şehrin ana katedrali, şehrin ana merkezine yapılan buraya taşındı. Evet katedral yaklaşık 100 yıllık inşaat süresi sonunda bitirildiğinde; 1118 yılında Papa II Gelasius tarafından kutsandı, ancak yapının tam olarak bitirilmesi için çalışmalar devam etti.

O yıllarda yani ilk yapıldığında orijinal Piazza San Lorenzo günümüzdeki boyutundan daha küçüktü. Pisan, Lombart ve Fransız sanatçıların yardımlarıyla, 13 ve 14’ncü yüzyıllarda önemli genişleme ve değişiklikler yapıldı. Rönesans mimarisinin mihenk taşı olan yapının mermer cephesindeki siyah-beyaz yatay şeritler, 13’ncü yüzyılda yapıldı. 15’nci yüzyılda iki kule eklendi ve benzersiz stil karışımı ortaya çıktı.

17’nci yüzyılda çevredeki binalar, daha sonra Piazza’yı büyütmek ve katedralin daha etkileyici görünmesi için yıkıldı. İç kısımda: merkezdeki sunağı, pembe renkli mermer sütunlar çevreler.

Bazilikada, Luca Cambiaso’nun freskoları, Barocinin “Azizlerin Çarmıha Gerilmesi”, Glovanni Andrea Alsaldonun “San Lorenzo’nun hayatı” ve Gaetano Previatinin “Varsayım Vezyonun” ve Andreanın “Vaftizci ve Aziz John” freskoları güzellikleriyle öne çıkar. Ayrıca Donatello’nun bir heykeli bulunur.

Yan şapellerin en büyüğü, şehrin koruyucu azizi Vaftizci Aziz’e ithaf edilir. Burada 1908 yılındaki Haçlı seferleri sırasında, kutsal topraklardan Cenova’ya getirilen azizin kalıntıları vardır. Ayrıca Medici ailesinin önemli fertleri burada gömülüdür. Bir zamanlar “kutsal kase” olduğu düşünülen cilalanmış kuvars tabak ve “True Cross” un bir parçası da, burada hazine bölümünde bulunuyor.

Katedralin önünde: günün her saatinde müzisyenlerin gösterileri izlenebilir. Katedralin hemen yanından, yokuş aşağıya doğru ilerlediğinizde, ileride sağ bölümde hediyelik eşya satan uygun fiyatlı yerler bulabilirsiniz. (1 magnet 1 Euro) Bu bölümde hediyelik eşyalar oldukça ucuzdur. Bir de yine sağ yanda bir çantacı var, Çinli biri tarafından işletilen bu dükkanda uygun fiyatlı çantalar satılıyor.

İtalya Cenova Old City

OLD CİTY-ESKİ ŞEHİR BÖLGESİ

Cenova şehrinin eski şehir bölümü: antik dönemde şehir kapılarından (Porte dei Vacca ve Porte Soprana); Ortaçağ döneminde şehrin kalbi olan buraya (Via Cairoli, Via Garibaldi, Via XXV Aprile) kadar olan yeri kapsar.

Burada: şehrin tarihi bölgesinin labirente benzer ve “caruggi” olarak isimlendirilen dar sokakları ünlüdür. Carrugi: tarihi merkezde, tuhaf dar ve gölgeli sokakları ifade eden karakteristik bir İtalyan terimidir. Ancak carrugi sokakları, özellikle hava karardıktan sonra biraz sıkıntılıdır yani tehlikelidir. Özellikle: bölgenin batısı ve güneyinde Piazza Banchi denen yerde, tehlikeli olmasa da sokak fahişeliği ve onlara eşlik eden yardımcıları çoktur.

Via meydanının doğusunda “Orefici” denen yerde, tezgahların üstünde Pazar kurulur.

İtalya Cenova Strada Nuova-Via Garibaldi

STRADA NUOVA-VİA GARİBALDİ

Günümüzde Via Garibaldi olarak isimlendirilen caddenin eski ismi; yani bölgedeki en görkemli cadde “Strada Nuova” dır. Burası: günümüze kadar aynı kalmış olan Venedik şehrinin tarihi merkezinden sonra, İtalya ve Avrupa’nın en büyük tarihi eski şehir (Old Town) merkezidir. Ferrari meydanına yakın olan bu cadde: 250 metre uzunluğunda ve 7.5 metre genişliğindedir.

Ünlü yazar Charles Dickens’in İtalya seyahatinde övgülerle söz ettiği yerdir. 1550 yılından sora, şehrin en önemli ailelerini, tek bir yere yerleştirmek için: önce Via Aurea ve ardından da Strada Nuova (Sarayın yeni caddesi) açılmıştır.

Strada Nuova: “Yeni Sokaklar” demektir.

Buraya bu ismin verilmesinin sebebi: yeni yapıların yapılması için seçilen yerin yani buranın, Cenova’nın deniz ve tarımsal faaliyetlerinin başlangıcında bulunan ve Burgus denilen yerde, yani şehrin daha yeni bir bölümünde olmasıdır.

16’ncı yüzyıldan itibaren yeni yapıların yapılmasıyla: muhteşem geç dönem Rönesans ve Barok yapıların benzersiz bir topluluğunun ortaya çıkmasıyla, İtalya’nın en görkemli caddelerinden biri oluşmuştur. Çünkü: buradaki yapılar dünyanın en büyüleyici mimarisine sahiptir. Yeni yol: mimari ve ihtişam açısından, her zamankinden daha etkileyiciydi.

1800’lü yılların sonunda, buraya İtalya’nın ulusal kahramanı Giuseppe Garibaldi’nin adı verilmiştir.

Günümüzde burada 14 bina, Belediye Sarayı, büyük bankalar, kulüpler, kültür gurupları, antikacılar, mağazalar, kamu ve özel bürolar vardır.

İtalya Cenova Palazzi Dei Rolli

PALAZZİ DEİ ROLLİ-ROLİ SARAYLARI

1576 yılında Senato bir kararname yayınlar. Bu kararname ile, burada bulunan konutlar kayıt altına alınır ve resmi bir liste oluşturulur.

Böylece özün bir aristokrat yerleşim sistemi doğar.

Bu bölgedeki saraylar: lüks, boyut ve güzellikleri ve esas anlamda konuk sıralamasına göre ödüllendirilir ve sıralandı.

Önemli ziyaretçileri ağırlama ayrıcalıklarına sahip olan aristokrat konutlarını listeleyen bu sistem “Palazzi dei Rolli” olarak isimlendirildi.

Bu sistem: yani bu görkemli yolların düzeni ve binaların mimari özellikleri, şehir merkezinde günümüze kadar kalmış olan ortaçağ sokaklarını, güneye doğru bağlayan bir çerçevede, mükemmel bir kentsel gelişim modeli olarak önem kazandı. Hatta: Avrupa’nın ilk kentsel dönüşüm projesi örneği olarak kabul edildi.

Senatonun aynı kararnamesi: buradaki ev sahiplerine; bir kraliyet sarayı olmamasına rağmen, devlet ziyaretlerinde ev sahipliği yapma zorunluluğu getirdi. Ziyarete gelen konukların önemine göre: konutlar seçildi. Misafirin asaleti ne kadar yüksek olursa, konutun o kadar görkemli olacağı ve konut sahibi ailenin onları onurlandıran misafir kadar zengin ve asil olması tercih edildi.

Sistemde: Birinci seviye: kardinaller, prensler ve vali: ikinci seviye: vali astları ve üçüncü seviye: elçiler ve elçi astlarıdır.

Evet, Cenova şehrinin soyluluğu: bu tarihi merkezde tasarlanmış ve yapılmış 42 tane ihtişamlı sarayla görülür.

Strada Nuova caddesinde, Cenova şehrinin merkezindeki bu saraylar: benzersiz Rönesans ve Barok mimari stilleri nedeniyle, UNESCO tarafından, 13 Temmuz 2006 tarihinde “Dünya Kültür Mirası Listesi” ne dahil edilerek koruma altına alınmıştır.

Cenova şehrinde, 16’ncı yüzyılda, yaklaşık 80 tane Roli sarayı yapılmıştır. Birçoğu, 2004 yılında restore edilmiştir.

Rubers: bu sarayların ve modern görünüşlerin etkisinde kalınca, Antwerp şehrindeki önemli aileler için yapılacak konutlar için bir dizi çizimler yaptı.

İtalya Cenova Grimaldi Nicolo-Palazzo Tursi via Garibaldi, Strada Nuova Müzesi

Grimaldi Nicolo-Palazzo Tursi via Garibaldi-Strada Nuova Müzesi

Saray: Niccolo Grimaldi Domenico ve Giovanni Ponsello tarafından 1565 yılında yaptırılmıştır. Sokağın en ihtişamlı binasıdır. Merkezi topluluğu çevreleyen iki büyük bahçeye sahiptir. Üç parsel üzerine kurulmuş tek yapıdır. Sarayın ismi: Giovanni Andrea Doria’nın küçük oğlu Dük Charles Tursi’den gelir.

Caddeye bakan geniş balkonlar 1597 yılında eklenmiştir. Cephe: farklı renklerde malzemelerin değişimi ile karakterize edilmiştir. Değerli beyaz mermerler Carrera’dan gelmiştir. Görkemli mermer kapısı: Cenova şehrinin amblemiyle süslenmiştir.

Saray Cenevizli aristokrasinin yerleşim ihtişamının doruk noktasını temsil eder. Yapı: 1848 yılından bu yana “Belediye Sarayı” olarak kullanılıyor. Binanın muhteşem resepsiyon odalarında: Paganini’nin kemanı ve Cenevreli olan Christopher Columbus’un mektupları, madeni paralar, ağırlıklar, değerli halılar ve resim koleksiyonu sergileniyor.

İtalya Cenova Palazzo Reale

Palazzo Reale

Burada bulunan saraylar arasında en beğenileni yani “Kraliyet Sarayı” dır.

Saray 1618 yılında, Rönesans mimari tarzında, dönemin varlıklı ailelerinden Stefano Balbi tarafından yaptırılmıştır. Yapı: 1643-1655 yılları arasında ise, yenilenerek günümüzdeki halini almıştır. Sarayın terasları ve bahçeleri oldukça güzeldir. Ayrıca: 18’nci yüzyıldan kalma: Aynalar Galerisi, Şapel Galerisi, Valerio Castello Salonu ve Savoy hanedanı döneminden kalma Taht Odası, Balo Salonu ve Prens Dairesi gezilebilir. Ayrıca: güzel tablolar da sergileniyor.

Bunlar arasında öne çıkanlar: ünlü Hollandalı ressam Van Dyck’in “Çarmıh” ve “Leydinin Portresi” dir. Günümüzde müze olarak kullanılmaktadır. Cenova şehrinin deniz araştırmaları döneminden kalma bir koleksiyon ve mobilya koleksiyonu sergilenmektedir.

İtalya Cenova Palazzo Binanco-Musei di Strada Nuova

Palazzo Bianco-Musei di Strada Nuova

Musei di Strada Nuova olarak bilinen Palazzi üçlüsünün ikincisidir. Yapı, yüzyılın ortalarında mimar Franco Albini tarafından yenilenmiştir.

Burada: Flaman, İspanyol ve İtalyan sanatçıların (Hans Memling, Filippino Lippi, Murillo gibi) eserlerinin yanı sıra, 15’nci yüzyıldan kalma dini ikonlar sergileniyor. Ayrıca: Rubens’in “Venere Marte”(Venüs ve Mars) ile Van Dyck’In “Vertemma e Pomone” isimli eserleri görülmeye değerdir.

İtalya Cenova Palazzo Spinola

Palazzo Spinola-Ulusal Galeri

1563 yılında, Giovanni Batista ve Andea Spinola için, mimar Bernarding Cantone tarafından yapılmıştır. Başlangıçta dış dekorasyonu yoktu.

17 ve 18’nci yüzyıllarda, bir kat daha eklenirken önemli değişiklikler yapıldı. Saray yapısı: 1723 yılında, Dorias tarafından satın alındı. 1864 yılında Fransız filosu şehri bombalandığında, zarar gören cephe onarıldı ve günümüzde görünen sıva dekorasyonu yapıldı. Atriumda, Doria ailesinin sembolü olan “kartal” bulunan asılı büyük bir fener vardır.

Buradan sütunlu avluya ve küçük ama güzel bir bahçeye geçilir. İç mekan: büyük ölçüde Semino atölyesinde yapılmış zengin dekorasyona sahiptir. Ana kattaki salonda: freskler ve aileyle ilgili olayların ve diğer mitolojik temaların resmedildiği resimlerdir.

Duvarlarda, 16’ncı yüzyıl sonlarından kalma, beş Flaman duvar halısı vardır. Oturma odasında ise, mermer anıtsal şömine dikkat çeker. Ana kattaki oturma odasında: 18’nci yüzyılda düzenlenmiş, Dorian ailesine ait resimler vardır.

Yapının dış cephesi: 1684-1685 yılları arasında yapılmış olup, mimar Antonio Ricci eseridir. Yukarıda sözünü ettiğim gibi, 1864 yılında Fransız filosunun bombardımanında hasar gören şehrin en prestijli çatısının onarımı için, burada bir kat yükseltme yapılmasına karar verildi.

İtalya Cenova Palazzo Tobia Pallavicino, Carrrega Cataldi

Palazzo Tobia Pallavicino-Carrega Cataldi

Günümüzde Ticaret Odasının bulunduğu bu yapı: o zamanlar da en varlıklı ve en etkili Ceneviz asillerinden biri olan Tabia Pallavicino için 1558-1561 yılları arasında yapılmıştır.

Pallavicino: servetini Avrupa’da tekstil endüstrisinde kullanılan bir tür tekstil boyası maddesinden elde etti. Alum denen bu madde, geç Ortaçağ ve erken modern İtalya ekonomisinin kilit sektörü olan tekstil endüstrisinde boyaların sabitlenmesinde kullanılıyordu.

Bu madde, önceleri Orta doğu dan getiren Venediklilerden, yüksek fiyatla satın alınıyordu. Pallavicino: Viterbo (Roma eyaleti) yakınlarındaki Tolfa’da bu değerli cevheri buldu ve 1541 yılından itibaren, kardeşiyle birlikte tekeline aldı. Oğulları aynı işi Roma, Londra ve Antwerp gibi şehirlerde kurdular ve aile işini genişlettiler.

Sarayda bulunan “Galleria Dorata” ve diğer önemli yerlerin yenileme çalışmaları, 1700’lü yıllarda Carrega ailesi dönemindedir. Yapının birinci katında: freskler ve altın süslemelerle kaplı “Galleria Dorata” (Altın Galeri) olarak bilinen, görkemli bir toplantı salonu vardır.

Bu salon: Lorenzo de Ferrari (1680-1774) tarafından rokoko tarzında tasarlanmıştır. Bence, şehri ziyaret edenler, bu toplantı salonunu mutlaka görmelidir.

Spinola Lazzaro

Bina: 1585-1588 yılları arasında, kuzenler Lazarus ve James Spinola tarafından yaptırılmıştır. Yan yana yerleştirilmiş iki özdeş özellikle yapı, 1609 yılında Philip Adorno’ya satılmış ve halen sahibi bunlardır. Binanın resim dekorasyonu, 1624 yılında Lazzaro Tavarone tarafından yapılmıştır.

Zemin katta, bahçeye bakan odada, kıymetli dini emanetler vardır. (Özellikle 1099 yılında Birinci Haçlı seferi sırasında yapılan “Kudüs’ün fethi” resmi görülmeye değerdir.)

İtalya Cenova Palazzo Rosso, Strada Nuova Müzesi

Palazzo Rosso-Strada Nuova Müzesi

Şehrin en ünlü sanat galerilerinden biridir.

Yapı: Pietro Antonio Corradi tarafından tasarlanmış ve 1671-1677 yılları arasında yapılmıştır.

Yapı: Brignole Sale ailesi tarafından, 1874 yılında bir sanat merkezine çevrilmiştir. Çünkü: Brignole Sale ailesi tarafından, 200 yıllık süreçte toplanan, 17’nci yüzyıl, Ligurya bölgesinin en büyük ressamlarının resimlerine ait muhteşem bir koleksiyon burada sergileniyor.

Ayrıca: yapı değerli mobilyalar ve fresklerle süslüdür. Bu aristokrat Ceneviz köşkünün galerisinde resmi bulunan sanatçılar: Dürer, Veronese, Gurcino, Grechette, Van Dyck.

İtalya Cenova Lomellini Baldassare

Lomellini Baldassare

Bu sokakta inşa edilen ilk saraylardan birisidir. 1562 yılı yapımı bu saray, Paris büyükelçiliği yapmış olan Baldassare Lomellini tarafından yaptırılmıştır.

Birinci katta: Taddeo Carlone tarafından yapılan orijinal fireskolar ilgi çeker. Yapı 1778 yılında Domenico Serra tarafından satın alınır. 1917 yılında ise, Campanella ailesine geçer. Hemen sonrasında inşa edilen: Palazzo Doria-Tursi örneğinde olduğu gibi, avlu, merdivenle bağlandığı giriş salonundan oldukça yüksektir.

18’nci yüzyılda yapılan değişikliklerle iki bölge bir duvarla ayrılır. 1942 yılında yapılan hava bombardımanında, ana salon ve oval yemek odası ciddi hasar görmüştür.

İtalya Cenova Palazzo Grimaldi Luca

Palazzo Grimaldi Luca

Orijinal bina, Luca Grimaldi için, 1530-1540 yılları arasında yapılmıştır. Saray 1711 tarihinde Palazzo Rosso’da barınan Brignole-Sale’ye geçer.

16’ncı yüzyılda yapı mimar Giacomo Viano tarafından yıkılır ve yeniden inşa edilir. 1889 yılında Galliera Düşesi Maria Brignole-Sale de Farrari: sarayı Cenevre Belediyesine müze yapılmak üzere devreder. Yapıda: İtalyan ve 16 ile 18’nci yüzyıllar arasında Ceneviz ve Avrupa resim sanatının önemli bir koleksiyonu vardır.

Bu koleksiyonda resimleri olan sanatçılar: Flaman Hans Memling, Jan Provost, Rubens, Van Dyck’tır. Caravaggio’nun başyapıtı “Ecce Homo” mutlaka görülmelidir. Cenevizli Alessandro Magnasco’nun “Albaro Bahçesi” resmi de ilgi çeker.

İtalya Cenova Porto Vecchio

PORTO VECCHİO

Eski liman bölgesindedir.

Porto Vecchio alanı: ünlü mimar Renzo Piano tarafından, Amerika’nın keşfinin 500’ncü yıldönümü anısına düzenlenen uluslararası fuar vesilesiyle yenilenmiştir. Bu arada: Piazza Caricamento’dan limana giden yaya bölgesi oluşturulmuştur. Renzo da Bigo ve La Biosfera kurulmuştur.

Renzo da Bigo

Büyük ve beyaz bir vinç gibi görünür. İçinde asansörle çıkılan ve 360 derece dönerek şehrin panoramik manzarası izlenen bir yer var. Buradan özellikle şaşırtıcı carruggi labirentlerini izleyebilirsiniz.

La Biosfera

Denize asılmış çelik ve camdan oluşan bir damla gibi görünen bu mekanın içinde: bir yağmur ormanı ortamı yaratılmıştır. İnsan kaynaklı sömürü tehdidi altındaki tropikal ormanlardan gelen, küçük ama zengin botanik bitki ve hayvan türleri bulunur. Kuşlar, kelebekler ve sürüngenler burada serbestçe dolaşır.

İtalya Cenova Lanterna di Genoa

Lanterna di Genoa-Deniz Feneri

Cenevre limanındaki bu deniz feneri: her yönden görülür. Fenerin ışığının 50 km kadar uzaklıkta gemiler tarafından görüldüğü söylenir. İlk olarak 1100’lerde ve son olarak ise 1543 yılında inşa edilmiştir. Yüksekliği 76 metredir.

Yükseklik olarak, dünyanın en yüksek 5’nci deniz feneridir. Herkül kulesi ve Kopu feneri sonrasında: dünyanın en eski deniz feneridir. Yapı: 1400’lü yıllarda bir süre hapishane olarak da kullanılmıştır. 375 basamaklı merdiveni tırmanırsanız, tepesinden, muhteşem bir manzara izleyebilirsiniz.

İtalya Cenova MSC Cruıses

MSC Cruıses

Cenova şehri limanında: MSC Cruıses şirketinin gemileri görülür. Bu gemiler: çocuklara deniz ve denizciliğin sevdirilmesi için, çizgi roman karakterleriyle boyanmıştır.

İtalya Cenova Porto Antico

PORTO ANTİCO

Limanda büyük bir korsan gemisi görülür. Bu gemi: Roman Polanski tarafından 1986 yılında çekilen “Korsanlar” isimli filmi için aslına uygun olarak yapılmış, Tunus korsan gemisidir.

İtalya Cenova acquario Di Genova

Acquario Di Genova-Akvaryum

1992 yılında açılan akvaryum, Avrupa’nın en büyük ikinci akvaryumudur. Katedrale yürüme mesafesindedir. Giriş ücreti 27 Euro’dur. Ziyaret için yaklaşık 2 saat 30 dakika gerekir.

Akvaryum binası: Genova Expo 92 için yapılmıştır. Dışarıdan bakıldığında bir gemiyi andırır. Dış mimarisi Renzo Piano tarafından yapılmıştır. Burada: 400 farklı türe ait 15 binden fazla hayvan görülebilir. Dört açık hava havuzunda, yunuslar bulunur.

Ancak yasal düzenlemeler nedeniyle burada yunus gösterisi düzenlenmiyor. Renzo Piano tarafından tasarlanan “Cetacean Pavyonu” görmeyi unutmayın. Ayrıca özellikle Kızıldeniz bölümündeki mercanlar ilgi çeker.

Burayı yıllık 1 milyon kişinin ziyaret ettiği söyleniyor.

İtalya Cenova Cenova Denizcilik Müzesi

Cenova Denizcilik Müzesi

Cenova: 16 ve 19’ncu yüzyıllar arasında önemli bir deniz gücüne sahipti. Buradaki müze: çeşitli tarihi eserler, rekonstürüksiyonlar ve görüntülerin bulunduğu 4 kattan oluşur. Bir oda: çeşitli kürelerin ve farklı zaman dilimlerindeki atlasların görüntülerini içerir. İkinci kattaki odada: gemi batıklarının kopyaları ve sayısız deniz araçları sergileniyor. Ayrıca, müzenin hemen yanında, bitişikteki rıhtımda bir İtalyan denizaltısı bulunuyor.

GEZİLECEK DİĞER YERLER

İtalya Cenova Cimitero Monumentale Di Staglieno

STAGLİENO ANITSAL MEZARLIĞI-CİMİTERO MONUMENTALE DI STAGLİENO

Şehrin Staglieno bölgesinin yamacındadır.

1835 yılında mimar Carlo Barabino tarafından tasarlanan bu anıtsal mezarlık, Avrupa da en büyüleyici ve güzel mezarlardan biri olarak ve hatta bir gerçek açık hava müzesi olarak kabul edilir.

Mezarlık duvarları içinde: romantik bahçeler arasında, Panteon olarak da bilinen Cappella dei Suffragi, Mazzinin ve Resorgimento nun mezarları hayranlıkla izlenir. Mezarlığın orijinal merkezini oluşturan galeriler ve portallar, uluslararası üne sahip sanatçılar tarafından 19 ve 20 nci yüzyıllarda yaratılan Ligurya heykel anıtlarıyla kaplanmıştır.

Mezar alanı içinde: sevilen folk şarkıcısı Fabrizio de Andre ve ünlü komedyen Gilberto Govi nin de bulunduğu seçkinlerin kalıntıları vardır. Oscar Wilde in mutsuz gelini Lady Constance Wilde nin mezarı da buradadır.

Ağaçların arasında üstü açık küçük alanda Giuseppe Garibaldi nin birçok askerinin mezarları olan “Garibaldini” ve Risorgimento döneminin kahramanları Giuseppe Mazzini nin mezarı var.

Burada rehberli turlar düzenleniyor. Ücret 5 Euro’dur.

Amerika New york Genel

Amerika New york Genel

Şehir: “Büyük Elma” ve “Uyumayan Şehir” olarak da tanımlanır. 24 saat açık olan metrosu ve yoğun trafiğiyle biraz önce söylediğim gibi, hiç uyumayan şehir lakabı buraya uygun görülmüştür.

Amerika’nın en kalabalık şehri ve dünyanın en kalabalık Metropolitan alanlarından birisidir.

New York: rahat bir şehirdir, çekicidir, kolaylıkla gezilir ve dünyanın en güvenli büyük şehirlerinden birisidir. Dünyanın “Kültür Başkenti” olarak tanınır ve bilinir. Ayrıca: önemli uluslar arası diplomasi merkezi olan “Birleşmiş Milletler Genel Merkezi” buradadır.

Evet, şehir hakkında bazı sayısal bilgiler vermek istiyorum.

Şehir: dünyanın en büyük doğal limanlarından birinin üzerine kurulmuştur.

Yönetim olarak, 5 ilçesi bulunmaktadır. Bunlar: Manhattan, Brooklyn, Queens, Bronx ve Staten Island’dır.

Şehir merkezindeki nüfus, yaklaşık 8 milyondur ve çevredeki banliyöler ile bu nüfus yoğunluğu, 12 milyona kadar çıkmaktadır. Bunun yanında, şehir önemli bir göçmen şehridir ve bu şehirde, 170 farklı dil konuşulmaktadır.

Şehrin yüzölçümü: 778 kilometrekaredir. Sahillerinin toplam uzunluğu: 29 km. dir. Şehirde 1100 park, bahçe ve oyun alanı bulunmaktadır. Müze sayısı ise, 120 dir. 400 galerinin bulunduğu şehirde, 30’dan fazla alışveriş merkezi ve 400 tiyatro bulunur. Gökdelenlerin sayısı 100 iken, kilise sayısı 3500 dir. 25.000 restoran şehirliler ve ziyaretçilere hizmet eder.

12.000 taksi ise, şehir içi ulaşımının can damarıdır. Her gün yaklaşık 4 milyon insan, şehir metrosunu kullanır. 2.5 milyon kadar insan ise, şehir içi ulaşımında otobüs kullanır. Evet: şehrin caddelerinde gezerken: İrlandalı, İtalyan, Çinli, Yahudi, Alman, Porto Rikolu ve Afro-Amerikalıları, beyaz Anglo-Sakson Protestanları görecek ve bunların arasında kaybolacaksınız.

Evet, gelelim ziyaretçilere, her yıl 17 milyon insan, New York şehrini ziyaret etmektedir.

Amerika New york Genel

ULAŞIM

Şehirde, üç büyük havaalanı bulunmaktadır. Ama, hangi havaalanını kullanırsanız kullanın, şehir trafiğine kapılmadan uçak kalkış saatine yetişmek için çok önceden hareket etmenizi öneririm, çünkü muhteşem bir trafik oluyor ve uçak kaçırmak mümkündür.

En büyük havaalanı “John F. Kennedy Airport, JFK” havaalanıdır.

Burası: “Queens” ilçesindedir ve “Midtown Manhattan”dan, 24 km. uzaklıktadır. Havaalanında, 9 terminal bulunmaktadır. Bu yüzden uçuşunuzun hangi terminalden olduğunu mutlaka bellemelisiniz. Burada, toplu taşıma için: “Ground Transportation” yazılı tabelaları takip etmeniz gerekir. JFK havaalanından, Manhattan’a yaklaştıkça, gökdelenlerin muhteşem etkileyiciliğini görürsünüz.

Taksi kullanmak isterseniz: bagaj teslim alanı dışındaki sarı taksileri kullanabilirsiniz. Bunlar ile, Manhattan merkezine yaklaşık 30-60 dakika arasında ulaşabilirsiniz. Ancak, taksi kullanacaklar için, üniformalı şöförlerin kullandıkları taksileri tercih etmelerini öneririm.

New York Airport Service noktasından hareket eden otobüsler, taksilerle aynı sürede yolculuk yaparlar. Her 15-30 dakikada bir hareket eden bu otobüsler, 15 Dolar karşılığında, Grand Central Terminal, Penn İstasyonu ve Port Authority Otobüs garajına kadar giderler.

Yoğun trafikten kaçınmak isterseniz, metroyu tercih etmenizi öneririm. Gerek trafikten uzak durması ve gerekse kara yolculuğuna göre çok daha ucuz olması tercih sebebidir. Ancak, metro, yorucu, külfetli ve zaman alıcıdır.

Şehirdeki diğer havaalanı “Newark Liberty Airport” havaalanıdır.

New Jersey bölgesindedir ve şehir merkezinden 26 km. uzaklıktadır.

Buradan: şehir metrosuna ulaşan servisler bulunmaktadır. Ayrıca: buradan taksi kullanmak isterseniz, muhtemelen şehir merkezine ulaşmak için, 40-60 Dolar arasında ücret ödemeniz gerekir. Otobüs kullanırsanız, bu kez: 15-20 Dolar ödemeniz gerekir.

“Fiorello La Guardia Airport” havaalanı, genellikle iç hatlara hizmet vermektedir. Ayrıca, Kanada ve Karayipler için uçuşlar buradan yapılır. Burası, Manhattan şehir merkezine, 14 km. uzaklıktadır. Buradan şehir merkezine taksi ile ulaşmak isterseniz, 20 dakikalık bir yolculuk için, muhtemelen 20-30 Dolar ödemeniz gerekir.

Amerika New york Genel

ELEKTRİK

Amerika’nın birçok şehrinde olduğu gibi New York şehrinde de elektrik akımı: 110-120 Volttur. Yani, siz yanınızda götürdüğünüz elektrikli cihazları kullanmak isterseniz, mutlaka “3 fişli” bir adaptör almanız gerekir.

Ayrıca, bu ülkeden alacağınız elektronik cihazları ülkemizde kullanmak için de, bu tür bir adaptör gerektiğini unutmayın. Özellikle cep telefonunuz için veya traş makinanız için, mutlaka bu adaptörü ya Türkiye’den gitmeden alın, ya da gittiğiniz gibi arayıp bulmalısınız.

Amerika New york Genel

Amerika New york Genel

ŞEHİR İÇİ ULAŞIMINDA METRO

Şehirde metro ağı çok yaygındır. Eğer, başka bir şehirden karayolu ile buraya gelecekseniz yani araç kiraladı iseniz, metronun en dış hatlarından birinin istasyonundaki otoparka aracınızı bırakmanızı ve gezinizi metro kullanarak yapmanızı öneririm, çünkü şehir merkezine yaklaştıkça araç kullanımı yani trafik ve araç parkı mümkün olmamakta, park yerleri muhteşem yüksek ücret ödeyerek kullanılmaktadır.

Benim size önerim, şehri gezmek için mutlaka metroyu kullanın. İlk metro istasyonundan bir metro haritası alın ve gideceğiniz yerleri belirleyerek, renklerine göre metro kullanın.

Metro kullanımı için, istasyonlarda para attığınızda alabileceğiniz tek seferlik biletler olduğu gibi çok kullanımlı “Metro Cart” da edinebilirsiniz.

“Tek Ride Metro Card”: Satın alındıktan sonra, 2 saat için sınırsız kullanım sunar. Ücreti: 2.5 dolardır.

“Pay-Per Ride Metro Card”: Yerel otobüs veya metroya bindiğinizde, kartınızdan 2.25 dolar düşer. Ekspres otobüs gezisinde ise 5.5 dolar düşer. Ama, karta her zaman para yükleyebilirsiniz. Kart maliyeti: 4.5 dolardır. 10 dolar ve daha yukarı para yüklemelerinde: % 7’lik bir ikramiye elde edilir.

Yani 10 dolar ödediğinizde , kartınıza 10.70 dolar yüklenir. Şehirde birkaç gün kalmayı düşünüyorsanız, bunu almanızı ve kullanmanızı öneririm. Son bir not: bu kart alırsanız, metro ve yerel otobüs transferlerinizde (2 saatlik bir süreçte) iki yerine tek biletle seyahat edebiliyorsunuz.

“Sınırsız Ride Metro Card”: 7 günlük 29 dolar karşılığında ve 30 günlük 104 dolar karşılığında alınan bu kart: şehirde uzun süre kalacaklar için idealdir.

Metro hakkında biraz bilgi vermek istiyorum. Metrolar kirlidir ancak 24 saat çalışan metrolar, şehirde bir yerden bir yere ulaşmak için en iyi vasıtadır. Yukarıda sözünü ettiğim gibi, mesafe bakılmaksızın bir biniş 2.25 dolardır ve bu bilet ile metro hatları arasında transfer yapabilirsiniz.

Geçmişte metrolarda birçok kanun dışı uygulama olmasına rağmen günümüzde gerekli önlemlerin alındığı görülüyor.

Amerika New york Genel

TAKSİLER

Şehirdeki taksiler genellikle “Manhattan” ve hava alanlarında bulunmaktadırlar. Diğer 4 ilçede, pek taksi bulmak mümkün olmamaktadır.

Şehirdeki resmi taksiler “sarı” renklidir. Aracın kaputu üzerinde “madalyon” ve çatısında ise “taksi numarası” ve “ışık” bulunmaktadır. İlk hareket 2.5 dolar ile başlamaktadır ve her km için 0.5 cent işler ve gece ücreti farklıdır, taksimetreler bulunmaktadır.

Bazı taksiler kredi kartı kabul etmektedirler, ancak kredi kartı kabul etmeyen taksi şoförleri, binmeden önce sizi uyarırlar.

Taksinin tepesindeki ışık yanmıyorsa: o taksi meşguldür. Taksiler hakkındaki son ve önemli uyarım: taksiler öne 1 kişi ve arkaya 2 kişi haricinde kesinlikle yolcu almazlar.

Yani: 4 veya daha fazla kişi iseniz, birden fazla taksi tutmanız gerekir, bir taksiye binmek için asla ısrar etmeyin. Manhattan bölgesinde taksi bulmanın çok zor olduğunu ve özellikle iş çıkış saatlerinde asla taksi bulamayacağınızı da belirtmek isterim.

Amerika New york Genel

İKLİM

Sonbaharın son dönemi, oldukça güzeldir. Hava sıcaklığı: Haziran ayında 25 derece civarına ulaşır. Daha sonra yaz sıcakları başlar. Temmuz ve Ağustos aylarında, rutubet yükselir ve sıcaklık ortalama 28 derece civarına yükselir. Kasım ayına doğru, hava şartları yumuşar ve rüzgarlı-fırtına mevsiminin gelmesiyle, kar beklentisi başlar. Kışın ortalama sıcaklık 2 derece civarına inmektedir.

Yaz aylarında, hava sıcaklıklarının yükselmesiyle; aileler kumsallara yönelir ve şehir sakinleştiği için: mağazalar ve restoranlar daha uygun ücret sunarlar.
Şehri kışın ziyaret etmek isterseniz: sıkıca giyinmeniz gerekir, fakat şehirdeki etkinlikler sizi yeterince hareketlendirecektir.

Evet ben bu şehri Temmuz ayında ziyaret ettim ve maalesef muhteşem bir yağmur ile karşılaştım. Yani, Temmuz ayı, tam yazın ortası derken, günümüzün yarısı, şiddetli yağmurdan korunmak için kapalı yerlerde beklemekle geçti. Bu yüzden: bu şehri ziyaret etmek isterseniz, bence yazın gitmelisiniz. Yani: Haziran-Temmuz-Ağustos ayları bu şehri ziyaret için en uygun dönemlerdir. Ama, hani olur a, nadir de olsa yağmura yakalanırsanız, kısa süreli beklemeler yapmanız gerekebilir.

Amerika New york Genel

ŞEHİRDEKİ ETKİNLİKLER

OCAK-ŞUBAT AYLARINDA

“Yılbaşı Gecesi”; “Times Meydanı”nda, gece yarısı olması ile birlikte, devasa bir top yuvarlanır ve yaklaşık meydanda biriken 1 milyon kişi, yeni yılın gelişini kutlar.
“Çin Yeni Yıl Kutlamaları” ise: Çin mahallesinde: aslan giysili dansçılardan oluşan geçit töreninde, ziller, gonglar ve davullar çalar.

MART-NİSAN AYLARINDA

St Patrik Günü” alayı: 17 Mart gününde düzenlenir. Bu alayda: gaydacılar çalgılarını çalarken, bandolar “Fifth Avenue” den yürüyüşe geçerler.

“Cherry Blossom Festivali”: Broooklyn bölgesinde, Botanik Bahçesinde, kiraz çiçeği mevsiminin en canlı döneminde gerçekleşir.

“Paskalya Geçiti”: Nisan ayı başında yapılır. Geçit törenine katılanlar: çoğu zaman gösterişli ve çoğu zaman da dehşet verici başlıklar giyerler.

MAYIS AYINDA

“Fleet Week” yani “Mayıs Sonu” kutlamaları: askeri gemiler “Hudson nehri” ne dizilirler ve bir tak oluştururlar.

“Ninth Avenue İnternational Food Festivali”: Mayıs ayı sonunda kutlanan bu festivalde, Ninth Avenue bölgesinde, 37 ve 57’nci caddeler boyunca uzanan yiyecek tezgahları kurulur.

HAZİRAN-TEMMUZ AYLARINDA

“New York Film Festivali”: on gün boyunca süren sinema festivali düzenlenir.
“Museum Mile Festivali”: Fith Av. Bölgesinde, 82 ve 105’nci caddelerdeki dokuz müzeye giriş ücretsizdir.

“Macy’s 4 Temmuz Havai Fişek Gösterisi”: East River üzerinde, gökyüzünde gösteriler düzenlenir.

“Midsummer Night Swing”: Lincoln Centrer’daki Fountain Plaza’da büyük bandolar sokakta dans partileri düzenlerler.

AĞUSTOS AYINDA

“Lincoln Centre Out of Doors”: Bu, 1 ay süren bir müzik ve dans festivalidir.
“How.Festival”: Bu festivalde; günlerce müzik ve tiyatro gösterileri düzenlenir. Ayrıca: “Wigstock” isimli “zenne” yarışması da düzenlenir.

EYLÜL-EKİM AYLARINDA

“San Gennaro Şenliği”: Küçük İtalya bayramında, Napoli Azizi kutlanır.

“Harlem Haftası”: 1 ay süren bu etkinliklerde, İspanyol ve zenci kültürüne ait yiyecek, müzik ve film festivalleri düzenlenir.

“New York Film Festivali”: Her yıl, Eylül ayının son “Cuma” günü başlayıp 17 gün sürer. Festivalde, Lincoln Merkezinde, yeni yükselen yeteneklere yer verilir.

“Greenwich Willage Hallloween Geçiti”: Bu etkinlik gece gerçekleştirilen eğlenceli bir geçittir. Siwth Av. de başlar ve Spring St. den 23. St. Kadar sürer.

KASIM-ARALIK AYLARINDA

“New York şehir maratonu”: Bu 42 km. lik koşu, beş ayrı ilçeyi kapsar ve Staten İsland’dan başlayarak, Central Park’ta biter.

“Macy’s Şükrün Günü Geçidi”: Kasım ayının, dördüncü “Perşembe” günü saat 09.00’da başlayan etkinliklerde: helyum gazı doldurulmuş, devasa balonlar “Central Park West” üzerinde yüzdürülürler.

“Christmas Ağaç Işıklandırma Töreni”: Rockkefeller Center’de kurulan bir ağaçta, 30.000 ampül aynı anda yakılır.

“Chrismas Vitrinleri”: Fifth Avenue’deki mağazalarda, tatil dönemine ait süslü vitrinler hazırlanır.

Amerika New york Genel

TATİL GÜNLERİ

1 Ocak Yeni yıl günü.
19 Ocak Martin Luther King günü.
16 Şubat Başkan günü.
12 Nisan Paskalya günü.
25 Mayıs Anma günü.
4 Temmuz Bağımsızlık günü.
7 Eylül İşçi günü
12 Ekim Columbus günü.
11 Kasım Kıdemliler günü
26 Kasım Şükran günü
11 Aralık Hanukah
25 Aralık Christmas günü.

Amerika New york Genel

AMERİKA’YA GİRİŞLE İLGİLİ BİRKAÇ ÖNEMLİ HUSUS

Amerika’ya gelen yetişkinlerin, gümrüksüz 100 dolar değerinde hediye taşıma hakları vardır. 10 bin doların üzerindeki nakit para ya da parasal değere sahip olan eşyalar: girdiği-çıktığı anda kaydedilmek üzere serbesttir. Havaalanında bunlar için gümrük formu doldurmanız gerekir.

Uçak yolculuğunuz sırasında: havayolu şirketi veya yolculuk sırasında size verilecek olan “I-94” denilen bir formu doldurmanız gerekir. Bu formda: posta kodu dahil olmak üzere, kalacağınız yerin adresini yazmanız şarttır. Bu formu mutlaka uçakta doldurun, çünkü havaalanına indikten sonra gerek pasaport kontrolü ve gerekse valizlerin teslim alınması tam bir karmaşa yaratıyor.

Ülkeye giriş için, süresi en az 6 ay daha olan ve vize alınmış ve işlenmiş bir pasaport gerekir. Elbette: bizler için, uygun bir “vize” alınması da gerekli. Pasaportunuz “yeşil” de olsa, vize almanın zorunlu olduğunu bilmek gerek.

Yanınızda reçeteli ilaç bulundurabilirsiniz. Ancak, tüm ilaçlar, tam okunabilir kutularda olmalıdır.

New York polisi: lacivert üniforma giyerler. Ziyaretçilere çok yardımcı olurlar. Ancak, her zaman güvenlik kontrolü için, yanınızda resimli bir kimlik yani pasaport taşımanızda yarar vardır. Hırsızlık gibi polisi ilgilendiren bir işlem yapıldığında, mutlaka tutanak istemeyi unutmayın.

New York şehrinin çeşmelerinden akan su temizdir, ancak siz yine de şişe suyu tercih edin.

Amerika’da, hastanelerde tıbbı tedavi oldukça pahalıdır. Bu yüzden: seyahat ve sağlık sigortası yaptırmanız ve sigorta poliçesini yanınızda bulundurmanız gereklidir.

New York şehri, gerçekten çok büyüktür. Ama şehrin merkezi yerlerini yürüyerek gezebilirsiniz. Ancak, böyle bir tercih yaptığınızda, yanınızda çocuğunuz varsa, bence, onun dış ceplerinden birisine, üzerine telefon numaranız yazılı bir kağıt-not bırakmanızı öneririm.

Şehir alışveriş için pek de uygun sayılmaz, yani fiyatlar ucuz değil. Alışveriş mekanları çok ama fiyatlar yüksek, bu durum sizi şaşırtmasın.

Amerika’nın genel özellikleri hakkındaki yazım için Genel

 New York Yemek

Amerika Chicago şehri gezilecek yerler hakkındaki yazım için Chicago Gezilecek yerler