Amerika Boston

Amerika Boston

Burası, yaklaşık 4 milyon insanın yaşadığı ve Amerika’nın en eski şehirlerinden birisidir.

Şehir ilk olarak 1630 yılında kurulmuştur.

New England bölgesinin başkentidir. Amerika’nın 21’nci büyük şehridir.

Dünyanın yaşanılabilirlik sıralamasında, Boston şehri, 36’ncı sıradadır.

Amerika’nın en pahalı şehirlerinden birisidir. 70-80 yıllık binalarda bulunan evlerin kiraları, en az 1000 dolardan başlar.

New York şehri ile, Boston şehri arasındaki karayolu uzaklığı, 4 saattir.

Amerika Boston

Metropolitan alanda, 70 üniversite bulunmaktadır ve bunlar bölgenin “beyin endüstrisi” nin merkezidir. Özellikle, tıp bilimi açısından bir merkez konumundadır. Harward, MIT ve Boston Üniversiteleri, bunların başlıcalarıdır. Harward: ODTÜ, MIT ise Bilkent gibi düşünülebilir. Özellikle Harward, çok güzel bir okul. Zaten, 1636 yılından bu yana var olan bir okuldur.

Amerika’nın en iyi okulu olduğu ve hatta Başkan Obama’nın da buradan mezun olduğunu söylemeden geçmemek gerekir. Amerika ülkesinin en iyi 8 okulu, bu şehirdedir. Harward ile ilgili çok önemli bir not ile, konuyu bağlayacağım.

Okulun hemen önünde “John Harward” denilen kişinin heykeli bulunuyor. Bu kişinin “sol” ayağını okşarsanız, bu okula okumaya gelirsiniz diye bir inanış var. Zaten, şahsın sol ayağı aşınmış görülüyor.

Öte yandan, Harward Üniversitesinde okuyan öğrencilerin, geceleri bu heykele çiş yaptıkları da söyleniyor. Ona rağmen, bu sol ayak okşanır mı, bilemiyorum, tercih sizin?
Evet, burada öğrenim görmek isteyenler için bu küçük notu verdikten sonra, şehri anlatmaya devam edelim.

1845 yılında, buraya işçi olarak gelen İrlandalılar; Washington ve Beyaz saraya taşınan “Kennedy”lere tanıklık etmişlerdir.

İtalyanlar, şehrin kuzey bölümüne yerleşmişlerdir. Eski köleler ise: çoğunlukla “Rox-bury” ve “Dorchester” e yerleşmişlerdir.

Şehrin iklim durumu: kışlar soğuk, rüzgarlı ve karlı, yazları ise: genellikle sıcak, yağmurlu ve nemli özellikler gösterir. İlkbahar ve sonbaharda, genellikle hafif, ancak yaygın bir rüzgar vardır. En sıcak ay Temmuz, en soğuk ay ise Ocak aylarıdır. Bu şehir tüm güzellikleri yanında, soğuk havasıyla önem kazanmaktadır.

En güzel zamanı “Ekim” ayıdır. Çünkü: New England Eyaleti, yaprakların renk değiştirmesiyle ünlüdür. Yeşilin, sarının, kırmızının her tonunu bir arada görmek ve aslında ne kadar kısa süreli bir renk şölenine şahit olduğunuzu bilmek, işin en güzel yanıdır. Sonbahar, bence en güzel bu şehirde yaşanır.

Boston

Yürüyüş yapmak için ideal bir yerdir. Çünkü, şehrin birçok yerindeki dar sokaklar, araç kullanımını engeller ve araçlar için park yeri bulmak imkansızdır. Bu şehri ziyaret ederseniz, bence arabanızı şehir dışında bırakın ve kent merkezine giden metrodan yararlanın. Şehir merkezine yani “Boston Common” a giden metro “T” metrosudur.

Amerika Boston

Boston tarihi özellikleri olan bir şehir. Ama, buraya yolunuz düşerse, ben şahsen mutlaka bir “Red Sox” maçına gitmenizi öneririm. Maçlar “Fenway Park” da yapılıyor. Bostonlular, bu takım için tek yürek olmuş durumdadırlar.

Amerika Boston
Amerika Boston

TARİHİ

Boston şehrinin tarihi süreç içinde yaşadığı en önemli olay “Çay Partisi” olarak isimlendirilen olaydır. Şehrin tarihinde önemli bir yeri olan olayı kısaca anlatmak istiyorum.
16 Aralık 1773 gecesi: yüzleri kömür tozuyla boyanmış ve “Mohavk Yerlileri” kılığına girmiş, Sam Adams’ın özgürlük çocukları: 50’şerli guruplar halinde: çay kargolarını boşaltmak üzere, Griffin iskelesine demirlemiş, Dartmouth, Eleanor ve Beaver gemilerine binerler.

Kızılderili kılığındaki özgürlük çocukları: denize düşünce ıslanmaları için, çay kargolarının kasalarını açarlar ve bu faaliyetleri bir parti havasında gerçekleştirirler. Hatta: aynı anda kıyıdaki bir gurup neşeli insan da, bu partiye katılırlar. Evet, bu faaliyet, Boston tarihinde önemli bir yer tutar.

John Adams: anılarında şöyle yazar “Çayın imha edilmesi, o kadar cüretkar, kararlı, korkusuz ve inatçı bir hareketti ki; çok önemli ve uzun süre devam eden sonuçları olacaktı.”
Bu nedenle: bu hareket, sadece “Tarihi bir an” olarak kabul edilmiştir.

Şehrin tarihindeki diğer önemli bir olay “Boston Katliamı” olarak geçmektedir. 5 Mart 1770 tarihinde, İngiliz askerleri, 5 sivil Bostonluyu öldürürler. 6 kişinin de yaralandığı bu olay; bir İngiliz nöbetçi çevresinde, askerler ile Bostonlular arasındaki gergin ilişkiler nedeniyle çıkmıştır. 1 subay ve 8 asker, bu sivillerin öldürülmesiyle ilgili yargılanmışlar ve 2 asker mahkum olurken, 6 asker beraat etmiştir. Bu olay: daha büyük ve artan gerginliklerin habercisi olmuştur.

Amerika Boston

ALIŞVERİŞ

Heritage Shop’tan: eski Amerikan kaplarının birer kopyasını satın alabilirsiniz.

Faneuil Hall Marketplace: Burası: Hükümet Merkezinin kamu binaları ve yeni gökdelenler arasında inşa edilmiş, hoş bir sığınaktır. Bu merkezde: butikler, galeriler, restoranlar ve kafeler bulunuyor.

Hatta, ülkedeki en başarılı restoranların burada bulunduğu iddia edilmektedir. Çok güzel bir yer, buralara yolunuz düşerse mutlaka gitmenizi ve görmenizi öneririm. Aynalarla çevrili pasajlar ilginizi çekecektir. Yaz akşamlarında, bölge, balık fanusu şeklinde ışıklandırılan teras kafelere dönüştürülmektedir.

Merkezin ortasındaki kubbeli bina: gurme yemeklerinde uzmanlaşmış “Quincy Market” dir. “South Market” bölümünde ise: daha çok sanat galerileri, hediyelik eşya mağazaları ve mücevher mağazaları bulunur. “North Market” bölümünde ise: son moda butikler görebilirsiniz.

Eğer ünlü markalardan alışveriş yapmak isterseniz “Lechmere” bölgesindeki “Cambridgeside galleria” ya gitmelisiniz. Yine “Boylston” daki “Prudential” iyi bir seçim olabilir. Ama, iyi markaları ucuz fiyatlarla satın almak isterseniz, bu kez “Wrentham” bölgesindeki “Qoutlet” e gitmelisiniz ki, buraya ulaşım, yaklaşık 40 dolardır ama gittiğinize değecektir.

Boylston ve Newbury caddeleri bayağı uzundur. Boylston caddesindeki “Marchall” mağazasına mutlaka uğramanızı öneririm, çünkü, en gözde markalar, burada gayet ucuza bulunabiliyor.

Amerika Boston

GECE HAYATI

Boston şehrinde, bir gece bir şeyler içmek isterseniz “Cheers” barı önerebilirim. Burası, çok popüler bir mekandır. Blues müzik dinlemek isterseniz “Walley’s” e gitmelisiniz.

NE YENİR

Boston şehrinde bir restoran önermem gerekirse “Fire and İce” olacaktır. Bu restoranın açık büfe konseptinde: et, sos, makarna, sebze ve daha ne istiyorsanız çiğ olarak tabağınıza dolduruyorsunuz ve ortadaki kocaman fırının yanında duran elemana teslim ediyorsunuz. Eleman, gözünüzün önünde, yiyecekleri istediğiniz gibi pişiriyor ve pişmiş halde size servis yapılıyor.

Deniz ürünleri tatmak isterseniz, bu kez “Legal Sea Food Restoran” önerebilirim. Yine deniz ürünleri tercih edenler için “Tavern on the Water” önerebilirim. Menüsü genellikle deniz ürünlerinden oluşan bu restoran ve bar, Boston şehir manzaralıdır, özellikle akşamları muhteşem güzeldir.

NE İÇİLİR

“Samuel Adams” Boston şehrinin en büyük bira markasıdır. Aslında birçok bira çeşidi bulunmasına rağmen, bu markayı tercih etmenizi önerebilirim. Ayrıca “Blue Moon” da düşünebilirsiniz.

Amerika Boston

FESTİVALLER

Patriot’s Day

19 Nisan tarihine en yakın Pazartesi kutlanan bu günde: 1775 Bağımsızlık savaşlarının başlaması kutlanır ve uluslar arası “Boston Maratonu” koşulur.

Berkshire Müzik Festivali

Temmuz ve Ağustos aylarında kutlanılır.

Thanks giving Celebration

Şükran günü kutlamaları, Kasım ayının son Perşembe günü yapılır.

Amerika Boston
Amerika Boston

FREEDOM TRAİL

Bu bir turistik gezidir. Başlangıç noktasında, zeminde bir metal tabela bulunmaktadır.
Şehir merkezinden, Boston Commons Park yanındaki altın kubbeli “Massachusetts State House” den başlar ve Charles ırmağını geçerek, US Constitution gemisine kadar devam eder. Yaklaşık 4 km. lik bu turu, yürüyerek kendi başınıza da yapabilirsiniz.

Bu tur üzerinde: Quincy market ve Nord End gibi kiliseleri görebilirsiniz. Ayrıca, şehrin tarihi hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz. Çünkü; Bostonlular, İngiliz işgalinin ardından bağımsızlıklarını kazanırken büyük mücadele vermişler ve bunun ile gurur duymaktadırlar.

Evet: Freedom Trail, 2.5 km. uzunluğunda, kırmızı tuğlalı, 16 ulusal önemli tarihi yeri görmenizi sağlayan, iz boyalı bir yürüyüş yoludur. Bu yol üzerinde yürürseniz görebilecekleriniz: müzeler, kiliseler, toplantı evleri, parklar, gemiler.
Rehberli tura katılırsanız ücret: büyükler için 13 dolar, çocuklar için 7 dolardır.

Amerika Boston

DUCK TOUR

Bu da bir tur güzergahıdır. Bu turda, 1.5 saat içinde, bütün Boston şehrini gezmek mümkündür. Ama, gezide kullanılan araçlar muhteşem ilginçtir. 20 dakikalık nehir turunu da içine alan bu gezi: Normandiya çıkartmasında kullanılan tanklar üzerinde değişiklik yapılarak yeniden düzenlenen araçlar ile yapılıyor.

Araçların kaptanları gayet ilginç kişilerden oluşuyor. Kimisi korsan kılığına girmiş, kimisi caz söylüyorlar. Bu araçlara “Duck” denilmesinin sebebi, yolcuların her birine, ördek sesi çıkaran birer düdük dağıtılması ve yolcuların bu düdükleri tur boyunca çalmalarıdır. Evet, biniş ücreti 30 dolar. Ama değişik bir deneyim düşünenler için kesinlikle ilginç gelecektir.

Amerika Boston
Amerika Boston
Amerika Boston

BOSTON COMMON

Tremont, Boylston ve Beacon sokaklarının arasındadır. Company:burayı William Blackstone isimli şahıstan, 1634 yılında satın almıştır. Çünkü: Blackstone: Pürit bölgesinden geldiğinden beri burayı satmaya kararlıdır.

Burası: eski Püriten günlerinde, Bostonluların tütün içmelerine izin verilen, toplumsal yerlerden birisidir.

Günümüzde ise, burada beyzbol ve futbol maçları düzenlenmektedir. Güneşli bir günde “Dunkin Donults” dan kahvenizi alıp, burada çimlere uzanabilirsiniz. Hatta: sincapları izleyebilirsiniz. Amerika’nın diğer bütün yörelerinde olduğu gibi, burada da sokak hayvanları kedi-köpek değil, sincaplardır.

Evet, buraya giriş ücretsizdir.

Amerika Boston
Amerika Boston

BUNKER HİLL ANITI VE MÜZESİ 

Boston National Historical Park alanı içindedir. Evet, 221 metrelik bu granit anıt, Amerikan Devriminin ilk büyük savaş alanını işaretlemektedir. Burada: 17 Haziran 1775 günü, İngiliz askerleri ve vatansever güçler, Charlestown yarımadası üzerinde savaşmışlardır.

Anıtın hemen karşısında “Bunker Hill Müzesi” bulunmaktadır. Müzede: savaşın hikayesini ve onun anısına yapılan anıtın hikayesini ve Charlestown toplumunun tarihini anlatan sergiler bulunmaktadır. Ayrıca; müzede 360 derecelik “Cyclorama” savaşı duvar resimleri görülebilir.

PUBLİC GARDEN

Common’un batısındadır ve 19’ncu yüzyılda, Charles ırmağının güneyindeki bataklıkların kurutulması sonucunda yapılmıştır. Buradaki küçük ve zarif çiçek bahçeleri, Amerika’nın ilk botanik bahçesini oluşturmuştur. Ortadaki yapay göl alanında ise, yazın tekneler ile gezinti yapılmaktadır. Kışın ise, yine bu yapay göl, buz pateni alanı olarak kullanılmaktadır.

Amerika Boston

PARK STREET CHURCH

Yapı: 1809 yılından kalmadır ve çan kulesi, beyaz rengiyle dikkat çeker. 1812 yılında, savaş sırasında, kilise barut deposu olarak kullanılmıştır. 1829 yılında ise, kölelik karşıtı “William Lloyd Garrison” un, buradaki kürsüden yaptığı konuşmalar, yapının geçmiş tarihinde önemli bir anı olarak hatırlanmaktadır.

Kilisenin çan kulesi 217 metre yüksekliktedir ve uzun yıllar, Boston şehrinin en yüksek noktası olmuştur.

Günümüzde, her Pazar yaklaşık 1500 kişi, buradaki ayine katılmaktadırlar. Ama, geçmişte, sosyal adalet ve insan hakları konularında, buranın büyük rolü olmuştur. Cezaevi reformu, eğitim, kadınların oy hakkı, kölelik karşıtlığı ile uğraşmak gibi birçok faaliyet burada şekillendirilmiştir.

1816 yılında, burada, okumak-öğrenmek için, çalışan çocuklara yönelik Amerika’nın ilk Pazar okulu açılmıştır. Ayrıca: Hayvan kurtarma ligi, yani Amerika’nın ilk hayvansever insan toplumu burada şekillendirildi.

OLD GRANARY BURİAL GROUND-ESKİ MEZARLIK

Kilisenin mezarlığında: Boston katliamının kahramanları ve Bağımsızlık Bildirgesini imzalamış kişiler yatmaktadırlar.

Amerika Boston

KİNG’S CHAPEL

Burası, kolonilerin ilk taş kilisesidir. İlk olarak 1686 yılında inşa edilmiştir ve New England bölgesinin ilk resmi kilisesidir.

Mevcut bina ise: 1754 yılında yapılmıştır. Dış mekanda: granit duvarlar ve kolonlu revaklar dikkati çekmektedir. İç mekan ise: kırmızı ipek kumaşlı oturma sıraları ve 1719 yılından kalan vaiz kürsüsü ile dikkati çekmektedir ki bu kürsüden günümüze kadar 31.000 üzerinde verilen vaaz verildiği söylenir.

Kilisenin eski konukları arasında bulunanlar şunlardır: Oliver Wendell Holmes, George Washington, Ben Franklin, John Hancock, Paul Revere.

Amerika Boston

OLD SOUTH MEETİNG HOUSE

Burası aslında bir kilise olarak yapılmış olsa da, günümüzde müze olarak kullanılmaktadır. Boston şehrinin işgali sırasında, İngilizler, kürsüyü ve sıraları yakarak, burayı binicilik okulu olarak kullanmışlardır. Ancak, yine de bir kısım ağaç işleri günümüze kadar kalmayı başarmıştır.

Yapının tarihi süreçteki önemi şudur: İngilizlerin çay vergisi üzerine, 5000 kızgın sömürgeci, bu vergiyi protesto etmek için, 16 Aralık 1773 tarihinde burada toplanmışlardır. Böylece, Boston Çay Partisiyle devrim başlamıştır.

Günümüzde burada görebilecekleriniz şunlardır: John Hancock’un portatif yazı masası, köle ve şair Philips Wheatley tarafından ilk baskısı yapılan 1773 kitap, ayrıca daha birçok devrimci eserler ve tarihi belgeler ile çay yapraklarıdır.

Evet, bu kilise, devrimci bir toplantı yeri ve konuşmalar için sığınak olmuştur. 1876 yılında yıkılma durumu ile karşı karşıya kalan yapı: ülkenin ilk başarılı koruma çabaları ile yıkımdan kurtulmuştur.

Giriş ücretlidir, büyükler 6 dolar, çocuklar 5 dolar ödeyerek girebilirler.

OLD STATE HOUSE

Washington sokağının sonunda, İngiliz valinin ikametgahı olarak kullanılan bu yapı bulunur. Yapı: günümüzde de “kraliyet armasının aslanı” ve tek boynuzlu atı ile süslüdür. Ancak, bunlar 1776 Bağımsızlık gününde yakılan orijinallerinin kopyalarıdır.

Boston katliamı: binanın “Congress Street” tarafında meydana gelmiştir. Devrimin ilk şehidi olarak kabul edilen, Afro-Afrikalı “Crispus Attuck”un vurulduğu yerde bir anıt bulunmaktadır.

Amerikan Devrimine giden ilk yıllarda, burası, Kraliyet hükümeti koltuğu, Massachusetts Meclisi ve Yüksek Yargı Mahkemesi gibi üç önemli devlet kuruluşunun buluşma yeriydi. Aynı zamanda, sömürge Boston deniz ticaretinin önemli bir borsası konumundaydı.
Giriş ücretlidir. Yetişkinler 7.5 dolar, çocuklar için 6 dolar ödemek gerekir.

Amerika Boston
Amerika Boston

FANHEUİL HALL

Boston National Historical Park alanı içindedir.

Burası: yaldızlı duvarları, rüzgargülü ve kırmızı tuğlalı mimarisiyle “Özgürlük Beşiği” olarak dikkati çekmektedir.

Vatanseverler, buranın ikinci katında, İngiliz işgaline karşı sık sık toplanırlarmış. Burası: 1761 yılında yanar ve 1742 yılında yeniden inşa edilir. 1763 yılında ise, vatansever Sam Adams ve arkadaşları, koloniler üzerindeki vergilerin kaldırılması için toplantılar düzenlemişlerdir.

Buradaki salonda konuşanlar arasında: Susan B. Antony, Frederik Douglass ve John F. Kennedy de bulunmaktadır. Susan Antony: burada hem kadınların hem de kölelerin köleliğine karşı bir konuşma yapmıştır.

NORTH END

Fan Hall’dan, Fitzgerald Expressway’ın altındaki Union ve Marshal sokaklarından geçerek yürüdüğünüzde, günümüzde, İtalyanların renkli bir merkezine ulaşmak mümkündür. Burada: çatı katları bahçeli, sevimli evlerin arasından geçerken; taze makarna, mağazalar, rengarenk manavlar ve pizza salonlarını görebilirsiniz.

Amerika Boston

PAUL REVERE HOUSE

1676 yılındaki korkunç yangından sonra inşa edilen ve Boston şehrindeki en eski ev olan, ahşap çerçeveli bu ev ilginizi çekebilir. Paul Revere isimli devrimci kahraman, tarihi yolculuğuna çıkmadan 5 yıl önce, yani 1770 yılında buraya taşınmıştır.

Burada: Revere ailesinin eşyalarını görmek mümkündür. Bir oda: ilk sahibinin zamanındaki eserlerle döşenmiştir. Ev: 20’nci yüzyıl başında restore edilerek, 1908 yılında ziyarete açılmıştır.

Giriş ücretlidir, büyükler 3.5 dolar, çocuklar 3 dolar ücret ödeyerek burayı gezebilirler.

Amerika Boston

USS CONSTİTUTİON

Amerika’nın ilk savaş gemisidir. Gemi ilk olarak, 21 Ekim 1797 tarihinde tamamlanmıştır. Amerika’nın büyüyen denizcilik çıkarlarını korumak için, George Washington tarafından siparişi verilen, 6 gemiden birisidir. Bu gemi: 1812 yılında, 4 İngiliz gemisini yenerek, Amerika için ulusal bir simge haline gelmiştir.

Amerika Boston

OLD NORTH CHURCH

Bina: 1723 yılında yapılmıştır. Boston şehrinin Mesih kilisesi olarak bilinmektedir. Boston şehrinde duran en eski kilise yapısıdır.

Paul Revere’nin evinin hemen arkasında bulunan kilisenin: 1954 yılındaki fırtınada yıkıldıktan sonra restore edilen kulesinde: 1755 yılında, İngilizlerin harekete geçtiğini haber vermek için kullanılan iki fener bulunmaktadır.

18 Nisan 1775 tarihinde yaşanan bu olay, Amerikan Devrimini tutuşturmakta yardımcı olması açısından önemlidir.

Kilise içinde, oturma yerindeki sıra arkalarının çok yüksek olması ilginizi çekecektir. Bunun sebebi: kışın, soğuk hava akımının bina içinde dolaşımını engellemektir.
Giriş ücretlidir, giriş ücreti 3 dolardır.

BEACON HİLL

Burası, Hükümet Merkeziyle Common arasında sıkışmış bir mahalledir. Burada şehrin en eski havasını yakalamak mümkündür. Özellikle: sedir ve kestane ağaçlarıyla dolu “Mount Vernon Street” ilgi çekmektedir. Amerika’nın ilk yerel mimarı olan Bostonlu Charles Bulfinch; 1790’larda burada Federal tarz evler geliştirmiştir. Bu kırmızı tuğlalı evler, sade ön cepheleriyle dikkat çekerler.

LOUSBURG SQUARE

Burası da bir mahalledir ve burada bulunan genellikle üç katlı olan evler; çitle çevrelenmiş bahçeleriyle Londra evlerini anımsatmaktadır.

BACK BAY

Public Garden bölgesinin batısındaki bir mahalledir. Burada, şehrin zengin tüccarları, Victoria döneminin mimari izlerini taşıyan binalarda oturmuşlardır. Denizin doldurulmasıyla elde edilen bu bölge: günümüzde, şık butikler ve sanat galerileriyle canlandırılmıştır.

JOHN HANCOCK TOWER VE PRUDENTİALNLERİ

Her iki yapının da en üst katlarında; mükemmel gözlem terasları bulunmaktadır. Ancak: mimari açıdan, I.M. Pei’nin şık tasarımı olan ve aynalarla süslü “Hancock Tower” daha önem kazanmaktadır.

Asansörle 30 saniyede çıkılan, 60’ncı kattan: çok uzaklara ve hatta New Hampshire dağlarına kadar olan manzara izlenmektedir.

TRİNİTY CHURCH

Copley Square bölgesindedir. Bu anıt: Amerika’da, 19’ncu yüzyıl Avrupa ortaçağ dönemini vurgulayan bir örnektir. Yapının mimarı Henry Hobson: yaptığı yapının, 11’nci yüzyıl Fransız Romanesk tarzının özgün bir örneği olduğunu söylemiştir.

Yapının batısındaki revak bölümünde “Provans”, ortadaki kulesinde ise “İspanyol, Salamanca” özellikleri görülmektedir. Genel olarak ise, mimari stil olarak “Richard Romaneski” olarak adlandırılmıştır. İç mekanın zengin dekorasyonu görülmeye değerdir. Hatta: ışıklan yandığında görüntü daha muhteşem olur.

Amerika Boston

BOSTON PUBLİC LİBRARY

Boyston Street üzerindedir. Yapı yaklaşık 150 yıllık bir geçmişiyle ilgi çekmektedir. Bu mimari ve sanatsal güzellik yanında, yapının içinde, 6-7 milyon civarında kitap bulunduğu söyleniyor. Avlusundaki havuz mutlaka ilginizi çekecektir.

Bunun dışında: Charles Follen McKim ve Philip Johnson gibi heykeltıraşların ve ressamların birçok eserinin görüldüğü turlar da düzenlenmektedir. Gönüllü rehberler tarafından verilen bu turlar ücretsizdir. Ancak randevu almak gerekir. Turlar: McKim binasının lobisinde başlar.

Amerika Boston

MÜZELER

Müze ve sanat seviyorsanız, bu şehre ulaştığınızda, en baştan, parayı verip bir “Cittypass” satın almalısınız. Bununla: Harvard Natural History Museum, Skywalk Observatory, Fine Arts Museum gibi pek çok müzeye, ucuz ücretler ödeyerek girebilirsiniz.

Amerika Boston

MUSEUM OF FİNE ARTS-GÜZEL SANATLAR MÜZESİ

465 Huntington Avenue bölgesindedir.
Burada, ülkenin en iyi koleksiyonlarından biri sergilenmektedir. Sergilenen eserler: Amerika, Avrupa ve Asya eserleri olarak bölümlere ayrılmıştır.

İSABELLA STEWART GARDNER MUSEUM

280 The Fenway bölgesindedir.
Buradaki muhteşem Avrupa eserleri koleksiyonu “Venedik” yapılarını anımsatan bir müze binasında sergilenmektedirler.

CHİLDREN MUSEUM-MUSEUM WHARF

Müze: 308 Kongre Street Çocuk Rıhtımındadır.
Burası daha çok çocuklara yönelik etkinliklerin olduğu bir müzedir. Çocuklar, burada: bir Japon evini ziyaret edebilirler, dev gibi kabarcıklar üfleyebilirler veya çok aşamalı bir labirente tırmanabilirler. Burada: ayrıca kapalı bir oyun alanı ve küçük çocuklar için bir “süpermarket” bulunmaktadır.
Giriş ücretlidir. Büyükler 14 dolar, çocuklar 14 dolar ücret ödeyerek girebilirler.

COMPURET MUSEUM

Çocuk müzesiyle aynı binada bulunmaktadır. Burada: bilgisayar tarihine bir bakış sunulmaktadır. Bu esnada ise: çok uygulamalı bir gezi yapılır.

Amerika Boston

BEAVER II. TEA PARTY SHİP

Burası: Fort Point Channel’de, Congres Street köprüsü üzerindedir.
Burada: çay üzerine konulan vergileri protesto etmek isteyen Bostonluların baskınına uğrayan, 3 İngiliz gemisinden birinin, gerçek ölçülerde bir benzeri bulunmaktadır.
Burada, canlı aktörler, ileri teknoloji, etkileşimli sergiler, otantik restore çay gemi, çoklu belgeseller duyup, olayı hissetmeniz sağlanıyor. Gemiyi keşfederken, sömürgecilerle tanışıyorsunuz ve 16 Aralık 1773 gecesi yapıldığı gibi, çay kutuları denize atılıyor.

Amerika Yellowstone Parkı

Amerika Yellowstone Parkı

 

Evet, burası Amerika ülkesinin çok bilinen doğal güzelliklerinden birisidir, yani burası bir park alanı.

Ama: bayağı eski bir park alanı, Amerikalılar, yıllarca önce, burayı park alanı, milli park olarak kabul ederek koruma altına almışlardır. 1872 yılında, burası: ABD Kongresi ve Başkanı tarafından kabul edilen bir kanun ile (Ulyses S. Grant) “Dünyanın ilk milli parkı” olarak seçilmiştir.

8 Eylül 1978 tarihinde ise, park, UNESCO tarafından, Dünya Kültür Mirası Listesine alınmıştır.

Park, ismini: park alanı içinde bulunan sarı kayalardan almaktadır.

Sonuç olarak: yılların koruması, park alanını muhteşem güzel bir hale getirmiş ve yılda, 3 milyon ziyaretçi ağırlanmaktadır.

Bu ziyaretçiler, park alanı içindeki “yaban hayatı” ve “jeotermal” güzellikleri ziyaret ederler.

Amerika Yellowstone Parkı

Yıllardır sürdürülen koruma çalışmaları sonucunda park alanı içinde, gerçek bir yaban hayatı görülmektedir. Yani, burada kendi kendilerine serbest dolaşan ve beslenen; antilop, geyik, boynuzlu koç, ayı, bizon ve sayısız kuş görebilirsiniz.

Ama, bunlardan öne çıkanları ayılardır. Park alanı içinde, vahşi boz ve siyah ayılar, doğal ortamlarından serbestçe dolaşırlar. Ancak: bu yaban hayatını izlemek için birtakım kuralların bulunduğunu unutmamak gerekiyor.

Parkın başlıca kuralı: bu yaban hayatına yaklaşmamak ve özgürce dolaşan hayvanları belli bir mesafeden izlemektir. Özellikle: ayılara olmak üzere, hayvanlara yiyecek verilmemesi istenir.

Hatta, ayıların, park alanında ziyaretçilerin bulunduğu bölgeye gelmemeleri için, bir takım önlemler de alınmıştır. Ancak, yine de ayılar sık sık ve özellikle kış aylarında, yiyecek aramak için, park alanında ziyaretçi yerlerine kadar inerler.

Tabii bunun sonucunda, bazı saldırıların olduğu da görülmüştür. Bu yüzden, ziyaretçilerin dikkatli olması gerekir.

Ayılar yanında, yaban hayatının en büyük özellik taşıyan hayvanları bizonlardır.

Tarihi süreç içinde, sayıları milyonları bulan bizonlar, günümüzde binlerle ifade edilen sayılara kadar düşmüşlerdir.

Geyiklere gelince, pek çok geyik, özellikle sert kış aylarında, ısınan sularda yaşamlarını sürdürmeye çalışırlar. Ancak, park idaresi tarafından, pak içindeki yaban hayatına müdahale edilmez ve bir kısım geyik, park alanı içinde, özellikle ayılara yem olmaktadırlar.

Ayrıca: bu park alanının en büyük özelliği Gayzerlerdir. Bunlar: pis kokulu ve çamur çukurlarından oluşan, yeraltındaki, sıcak suyun, belli yerlerde ve belli zamanlarda basınç ile, püskürmesiyle oluşan doğal güzelliklerdir.

Dünya üzerinde çok nadir görülen bu gayzerler, bu park alanının en büyük özellikleridir. Sonuç olarak, dünya üzerinde bulunan gayzerlerin üçte ikisinin burada bulunduğu söyleniyor ve bunların toplamı 300 civarındadır.

Park alanı: Amerika ülkesi içinde, boyut olarak birkaç eyalet içinde bulunmaktadır. Ama, parkın büyük bölümü “Wyoming” eyaleti sınırları içindedir. Parkın diğer bölümleri ise “Montana” ve batıda “İdaho” eyaletleri içindedir.

Parka giriş için: 5 yol bulunmaktadır. Bu girişlerden, yalnızca “Gardiner” yıl boyunca açıktır. Diğer park girişleri ise “Kasım” ile “Mayıs” ayları arasında kapalıdır. Çünkü: park alanı, kışın karlarla kaplıdır ve park alanı içindeki ulaşım, yalnızca kar arabaları ve kar otobüsleriyle sağlanabilmektedir.

Kar-kış-ulaşım derken, parkın en iyi ziyaret zamanı hakkında da şunu söyleyebilirim: özellikle “Temmuz” ve “Ağustos” aylarında, yani en yoğun olduğu dönemde parkı ziyaret edebilirsiniz.

Park içindeki asfalt yolların uzunluğu ise, parkın büyüklüğünü anlamak açısından, 499 km. dir.

Park alanının toplam büyüklüğü ise, 9 km. karedir.

Bu alan: doğu-batı yönünde 101 km. ve kuzey-güney yönünde ise 87 kilometredir. Bu büyük alanda: göller, kanyonlar, nehirler ve dağlar bulunuyor. Arazinin yüzde beşlik bölümünü: Yellowstone gölü kaplıyor. Yüzde seksenlik bölüm ise, ormanlıktır.

Evet, bu büyük park alanında, her ne kadar doğal hayatı korumak için yapılaşmaya izin verilmese de, 9 tane ziyaretçi merkezi olarak çalışan tesis bulunuyor. Ayrıca: yine 9 tane otel var ve bunların yatak kapasitesi 2000 civarındadır.

Özellikle, kış aylarında park alanını ziyaret etmek isterseniz, bu otellerde önceden rezervasyon yaptırmanız gerekmektedir.

Yellowstone parkına ulaşmak için: karayolu tercih ederseniz “Salt Lake City” ve “Denver” şehirlerinden araba kiralayabilirsiniz. Ayrıca: “Yellowstone Havaalanı” bölgesinden otobüs ile de park alanına ulaşmak mümkündür.

Park alanı içinde, araba ile birçok yere gitmek mümkünse de; uzun yürüyüşler yapmanın gerektiğini de unutmamanız lazımdır.

Amerika Yellowstone Parkı

PARK ALANI İÇİNDEKİ BÖLGELER

Kaldera

Park alanındaki bu dağ, aktif bir yanardağdır. Son 2 milyon yıl içinde, muazzam bir güçle, birkaç kez patladığı tespit edilmiştir. Zaten, park alanındaki jeotermal hareketlilik, buradan körüklenmektedir.

Amerika Yellowstone Parkı
Amerika Yellowstone Parkı

Old Faithful

Parkın en popüler etkinliğidir. Madison kavşağından, 26 km. güneydedir.
Park alanı içinde pek çok gayzer bulunmasına rağmen, en sık püsküren budur.
Patlamalar arasında geçen süreler: 41-125 dakikadır.

Ancak, ortalama 91 dakikada bir kez patladığı kabul edilir. Yani, burayı ziyaret eder ve patlamayı görmek isterseniz, en fazla 125 dakika beklemeniz gerekir ki, bence mutlaka bekleyin ve bu güzelliği görün.

Evet, yeraltından çıkan kaynar su: 1.5 ile 5 dakika sürece: yaklaşık 32-56 metre yüksekliğe kadar çıkmaktadır. Çıkış yüksekliği ise, ortalama 44 metredir. Çıktığı en yüksek nokta ise, 56 metre olarak ölçülmüştür.

Amerika Yellowstone Parkı
Amerika Yellowstone Parkı

Grand Canyon

Yellowstone gölünün kuzey kıyısındaki kanyonun: 10-14 bin yıl arasında oluştuğu düşünülmektedir. Yüksekliği 309 metredir.

Park alanı içinde, en çok fotoğraflanan yerdir. Kanyonun kuzey ve güney bölümleri arasında birçok seyir noktası bulunmaktadır.

Kanyonun güney bölümünde, yani “Uppers Falls” yani Yukarı Şelalenin, 33 metreden yere dökülüşünü izleyebilirsiniz. Kanyon: Yellowstone gölü kıyılarına, 360-1230 metre arasında değişen yüksekliklerden, su boşaltır.

Kanyon duvarları arasında, sarının her tonunu gösteren, arsenik sülfat görülmektedir.

Amerika Yellowstone Parkı

Tower Fall

Burası, park alanı içindeki popüler bir şelaledir ve parkın kuzeydoğu girişi yakınlarındadır. Kısa bir yürüyüş ile buraya ulaşmak mümkündür.

Şelale, 40 metre yükseklikten akmaktadır. Kış aylarında ise, buz tutan şelale, muhteşem güzel bir görüntü ortaya koymaktadır.

Amerika Yellowstone Parkı

Hayden Vadisi

Park alanı içinde, yaban hayatının gözlenmesi için en uygun yerdir. Bu güzel ve geniş vadi boyunca ilerlerseniz, bizon ve geyik sürülerini izleyebilirsiniz.

Hatta: yine, vadi boyunca ilerleyen nehir kıyısında, ördekler, Kanada kazları ve pelikan gibi su kuşlarını da görebilirsiniz.

Laman Vadisi

Bu geniş vadi: yine yaban hayatını izlemek isteyenler için tercih ediliyor. Burada: bizon, geyik, boz ayı, çakal ve kurtlar görülebiliyor.

Amerika Yellowstone Parkı

Mammoth Hot Springs

İşte, park alanının yine en güzel ve ilginç alanlarından birisi. Dağın gümüş renkli traverten katmanları, ilgi çekiyor.

Burada: bizim Pamukkale’dekilere benzer, travertenler görülüyor. Park alanının merkezi olan bu bölümde: bölge “Milli Park” olarak ilan edildiğinde, alanı korumak için konuşlanan Amerikan ordusuna ait birkaç yapı bulunuyor.

Ayrıca: bu yapılar içinde, bir de “Yaban Hayatı Müzesi” bulunuyor.

Travertenler ise ilginç. Bunların oluşumunda: kireçtaşının, sıcak su içindeki çözülümü ve yüzey üzerine oturan beyaz bir çökelti söz konusudur.

Volkanik su kaynakları, yer altı kireçtaşı yataklarından aldıkları mineralli suları, traverten oluşturarak, teraslı havuzlara bırakıyorlar. Tabii, bu beyaz çöküntü, güzel bir görünüm oluşturuyor.

Amerika Yellowstone Parkı

Yellowstone Gölü

Burası: Kuzey Amerika bölgesindeki en yüksek irtifa gölüdür. Buraya ulaşmak için, parkın güneyinden itibaren John D. Rockefeller Memorial Highway yolunu takip etmek gerekir.

Deniz seviyesinden 2357 metre yüksekliktedir. Park alanının, yüzde beşlik bölümünü kapsamaktadır. Derinliği 120 metredir. Kıyı uzunluğu ise, 180 km. dir.

Göl üzerinde yükselen karlı dağları izleyebilirsiniz. Rüzgarlı günlerde ise, gölde oluşan dalgalar, kıyıya vuruyor.

Göl kıyısında “Grant Lake Village” denilen yerde, küçük bir mola verip, gölün güzelliklerini izlemenizi öneririm. Göl de, kurallara uymak şartı ile balık tutmak mümkündür. Village denilen yerde, tekne ve balık avı takımları kiralayabilirsiniz.

Göl üzerinde, yine dikkatinizi çekecek bir yapı, 1937 yılında inşa edilen köprüdür.

Norri Geyser Basin

Park alanı içinde, birçok “Gayzer” alanı var. Ama, bunlardan en ilgi çekeni, buradakidir. Norri gayzeri, dünyanın en yüksek olanı olarak bilinir.

Lower Geyser Basin

Burası da, yine bir gayzer alanıdır. Ama, burada düzenli olarak patlayan ve fışkıran gayzerler var. Bunlar: yeryüzüne çıkan sıcak suları ile, bölgeyi büyük bir çamur havuzu haline getiriyor. 11 millik bu alan, parkın en büyük gayzer alanı olarak bilinmektedir.

West Thumb Geyzer Basin

Yine bir gayzer alanı. Burada, çeşitli yürüyüş parkurları var. Ayrıca, yine bu havzada, geyik ve bizon sürüleri görmek mümkündür.

Mammoth Kaplıcaları

Park alanının kuzey bölümündedir. Buraya ulaşmak için “Gadrine” yani Montana- 89 karayolu kullanılmalıdır. Burada bulunan danışma merkezinde. Park kuralları, bölgenin bitki örtüsü, canlılar ve jeolojik oluşumlar hakkında, ziyaretçilere kısa bilgiler veriliyor.

Taşlaşmış Orman

Tower kavşağının doğusunda, Lamar Valley Road dışındadır. Burada bulunan ağaçlar: milyonlarca yıl sonunda, hala ayakta durmaktadırlar. Bu durum, bir zamanlar “Yellowstone” park alanının, günümüzden daha sıcak bulunduğunu göstermektedir.

Orman: yer altı sularının içinde bulunan silisyumun: ağaç ve bitkilere geçerek, onları taşa çevirdiği ve zengin volkanik küllerle kaplı bir yer olarak ilgi çekmektedir.

Amerika Yellowstone Parkı

Firehole ırmağı

Bu ırmak: “ateş deliği” anlamına gelmektedir. Nehir, bölgedeki sıcak su kaynaklarından beslenir. Yani, bir anlamda “sıcak bir banyo” gibidir.

 Chicago Gezilecek yerler

Amerika’da Miami şehri gezilecek yerlerle ilgili yazım için  Miami

 

Amerika Chicago Genel

Amerika Chicago Genel

Evet, Amerika gezimde en uzun kaldığım bu şehri, sanırım en güzel şekilde anlatacağım ve buraya gidecek olanlara gezilecek yerler hakkında güzel fikirler verebileceğim.

Amerika Chicago Genel
Buyurun: Chicago şehri özellikleri hakkında ayrıntılı bir yazıya:

Şehir: İllinois eyaletinin başşehridir. Şehrin nüfusu, 3 milyon civarındadır. Amerika Birleşik Devletlerinin en kalabalık, üçüncü şehridir. Şehir: Michigan gölü yanında yer almaktadır ve göl kıyısında büyük bir liman bulunmaktadır.

Aslında: bu gölün, göl olduğunu bilmeyen ziyaretçilerin çoğu, burayı deniz sanırlar. İnanın gerçekten çok büyük bir su kitlesi ve kesinlikle göl olduğunu bilmediğiniz takdirde, rahatlıkla deniz diyebilirsiniz. Hatta: gölün kıyısındaki limanda demirleyen gemiler göreceksiniz. Bu gemiler ile: göl üzerinde kısa süreli gezintiler yapılabiliyor. Hatta: korsan gemisi benzeri bir de tarihi özellikler taşıyan gezinti gemisi var.

Bu şehre, Amerikalılar: “Windy City” yani “Rüzgarlı Şehir” ismini verirler. Chicago şehri sakinleri, uzun bir geçmişten bu yana “Cincinnati” şehri ile rekabet ederler. 1858 yılında, Chicago Tribune gazetesinde bir makale yayınlanır. Bu makalede: ilk kez “Wind City” cümlesi kullanılır ve 1893 yılına gelindiğinde, Sun editörü Charles Dana tarafından, Cincinnati şehri ile rekabet tartışılırken, yine “Windy City” cümlesi kullanılarak, bu isim, şehre mal edilir.

Bu arada:

Hani rüzgarlı şehir dedim ya, sanmayın ki Chicago, sürekli rüzgar esen bir şehirdir. Chicago şehrinde, yıllık ortalama rüzgar hızı: 15 km. iken, örneğin New York şehrinde bu oran: 20 km, Boston şehrinde 16.6 km. dir. Yine de, Chicago, Michigan gölü kıyısında olması nedeniyle, bir hayli rüzgarlıdır. Yani, gün boyu suratınıza rüzgar esiyor. Özellikle, kışın bu rüzgar insanları bir hayli rahatsız ediyor.

Son bir not: Chicago şehrine, rüzgarlı şehir denilmesinin bir anlamı da “burada yaşayan insanların her an tavır ve durum değiştirmeleri” yani “esen rüzgara göre karakter değiştirmeleri” demekmiş.

Kent silüeti:

Bu şehri, New York karşısında ikinci plana düşürmesine rağmen, yine de muhteşemliğiyle ziyaretçileri etkiliyor. Çünkü: muhteşem gökdelenler var. Washington şehrinin gökdelensiz hali yanında, buranın muhteşem gökdelenleri tam bir tezat oluşturuyor.

Özellikle: Müzenin bulunduğu alanın önünden, şehre baktığınızda, gölün bittiği yerde, muhteşem gökdelenler göreceksiniz ve bunlar şehrin silüetini güzelleştiriyor. Gökdelenler o kadar yoğun ki, ben şehir merkezine 40 km. kadar uzakta bir yerde kaldım ve şehre her gelişimde, çok uzaklardan bu gökdelenlerin silüetini görmek mümkündü.

Hep gökdelen diyorum. Gökdelenler, ihtiyaçtan doğmuş bir teknik olarak düşünülüyor. 1871 yılında: şehirde büyük bir yangın çıkıyor ve 30 yıllık bir geçmişi olan şehri yakıp-kül ediyor ve ardından 100.000 kişi evsiz kalıyor.

Bunun üzerine: şehir plancıları: mevcut alanı maksimum düzeyde kullanabilmek ve ateşe dayanıklı yapılar yapabilmek için: metal bir iskelet içinde, ne kadar istersen o kadar yükseltebileceğin, aynı zamanda şık ve stilli binalar yapmak için, gökdelen teknolojisin oluşturmuşlardır. Bu mimarlar “Chicago Okulu” mimarları olarak anılırlar.

Evet: bu mimari düzenlemenin yanında, şehrin en büyük özelliklerinden diğer biri de: göl kıyısında, 25 km. boyunca uzanan kumsallar ve yeşillik alanlardır. Büyük göl kıyısındaki diğer şehirlerin aksine: Chicago şehrinde, göl kıyısına fabrikalar ve sanayi tesisleri yapılmamış, parklar ve konutlar yapılmıştır. Bu yüzden, şehirliler, birkaç blok ötede: yüzmek, güneşlenmek veya balığa gitmek gibi aktiviteleri yaşayabilmektedirler.

Şehir merkezinin deniz seviyesinden yüksekliği 176 metredir.

Şehrin uzunluğu 495 km. genişliği 190 km. dir. Dünyanın en büyük beşinci tatlı su gölü Michigan gölünün kıyısındadır. Şehirde, 3000 hektar büyüklüğünde park alanları bulunmaktadır. Bu büyüklükteki şehir alanında: 77 farklı mahallede, çok kültürlü bir şehir görüntüsü ortaya çıkmaktadır. Şehir, aynı zamanda, Amerika Birleşik Devletlerinde, çok tutkulu bir spor şehri olarak da tanınmaktadır.

Şehirdeki güvenlik konusuna gelince: şehirde “güney” bölümlere gitmenizi önermem. Çünkü: şehrin güney bölümündeki gettolar pek tekin değildir. Bunun dışında şehir merkezinde herhangi bir sıkıntı yaşanmaz diye söyleniyor ki, ben kaldığım bir ay süresince, herhangi bir sıkıntı yaşamadım. Çünkü: Chicago insanı gerçekten güler yüzlü, yardımsever ve sıcak kanlıdır. Siz yine de güney bölgelerine sakın inmeyin.

Birde şu husus var: şehre araba ile gelirseniz, sakın “highway” yolunu terk edip, ara yollara girmeyin. Çünkü: bu ara yollardaki tabelalar da kurşun izlerini görünce heyecanlanabilirsiniz ve sakın kimseye yol sormayın.

Hatta: arkanızdan veya yanınızdan veya önünüzden döküntü bir araba geçerse, sakın onun duruşuna veya yol kesme gayretlerine aldırış etmeyin, çünkü otoyol üzerinde soygun gibi bir atraksiyon ile karşılaşabilirsiniz. Bu elbette çok zor bir ihtimal ama mümkün değildir denemez.

Amerika Chicago Genel

ULAŞIM

Şehrin en büyük havaalanı “O’Hare” havaalanı olarak bilinmektedir.
Şehrin, en kuzeybatı köşesinde bulunmaktadır. Şehir merkezine, şehir merkezindeki “Loop” bölgesine, 27 km. uzaklıktadır. 2005 yılı öncesinde, bu havaalanı, dünyanın en işlek havaalanı olarak biliniyordu.

Günümüzde, burada 4 tane “Terminal” binası bulunuyor. Özellikle: gidişlerde, uçağınızın hangi terminalden kalkacağını çok iyi kontrol etmeniz gerekiyor.

Evet, THY bu havaalanına iniyor. Havaalanına indikten sonra, Amerikalı yolculardan ayrı olarak, pasaport kontrolüne giriliyor ve burada, Amerika’ya ilk defa ayak basanlar için ilginç görüntüler (muhteşem yapılı Amerikan polisleri ve yanlarındaki devasa köpekler) karşılıyor.

Pasaport kontrolünde pasaportlar onaylandıktan sonra: bagaj arama ve işte Amerika’dasınız. Havaalanı dışında, gayet büyük bir otopark bulunuyor. Karşılamaya gelen yakınlarınız varsa, bu otopark kullanılıyor.

Şehrin diğer havaalanı Chicago Midway Uluslar arası Havaalanıdır. Burası, kıta içi uçuşlarda kullanılır. Şehir merkezine, 16 km. uzaklıktadır.

TARİHİ

Bölgenin ilk yerleşimcilerinin, 18. yüzyıl ortalarında burada yaşayan bir Kızılderili kabilesi olan “Potawatomi” ler oldukları söylenir. 1780 yılına gelindiğinde, bölgede, ilk yerleşimcilerin varlığı görülür. Avrupalı olarak, Fransız Jean Baptiste Point du Sable vardır.

1795 yılına gelindiğinde, yerliler ile beyazlar arasında çatışmalar çıkar. Greenville anlaşması ile, bölge, Amerika Birleşik Devletlerine devredilir.

1833 yılına gelindiğinde, bölgede bulunan yerliler, zorla buradan çıkarılırlar. 1833 yılında 200 kişi olan şehir nüfusu, 1840 yılında 4000 kişi olur. Yani, Chicago şehrinin 1833 yılında kurulduğu söylenir.

Chicago kelimesi yerli dilinde “vahşi soğan” ya da “yabani sarımsak” anlamına gelmektedir.

Şehrin tarihine fazla girip okurları bunaltmak istemiyorum ama şehir tarihinde önemli bir olaya değinmek gerekiyor. 1871 yılına gelindiğinde: Büyük Chicago yangını görülür. Bu yangında: 4 km. uzunluğunda ve 1 km. genişliğinde bir bölge tamamen yanar ve yok olur.

Ahşap yapıların tamamı yanınca, bu kez, Chicagolular: dünya çapında emsal teşkil edecek taş ve çelik yeni daha modern yapılar ortaya çıkarırlar. İlk çelik iskeletli gökdelen: 1885 yılında ortaya çıkar. Şehrin nüfusu göçmenlerle artar ve 1900’lerin başında, şehir nüfusunun % 77’lik bölümünün göçmen olduğu görülür.

Yine şehir tarihindeki elim bir kaza: 1915 yılında meydana gelir. Chicago nehri üzerinde batan bir gemi de 844 yolcu ölür. 1920’lere gelindiğinde ise, bu kez, şehirde gansterler görünmeye başlar ve bunların en ünlüsü olarak “Al Capone” ortaya çıkar.

CHİCAGO ŞEHRİNDEKİ EN’LER

1. “Merchandise Mart”, dünyanın en büyük ticari ofis binasıdır.
2. Grant Park içinde bulunan “Buckingham Çeşmesi” dünyanın en büyük ışıklandırılmış çeşmesidir.
3. “Washington Kütüphanesi” dünyanın en büyük halk kütüphanesidir.
4. “Lincoln Park Zoo”: Amerika’nın en eski halk bahçesidir ve yılda 3 milyon kişi tarafından ziyaret edilmektedir.
5. “Monadnock Block” dünyanın en yüksek yığma binasıdır.
6. “Chicago Taste”: Grant Park bölgesinde yapılan dünyanın en büyük gıda festivalidir.
7. “McCormick Place”: dünyanın en büyük kongre tesisidir.
8. “Uptown Theater”: dünyanın en büyük bağımsız tiyatrosudur.
9. 1885 yılında, dünyanın ilk çelik çerçeveli gökdeleni, bu şehirde üretilmiştir.
10. İlk dönme dolap: 1893 yılında “Dünya Kolomb Fuarı”nda, Chicago şehrinde yapılmıştır. Günümüzde, Navy Pear bölgesindeki 15 katlı dönme dolap: özgün modelin sonradan geliştirilmiş hali olarak görülmektedir.
11. 1900 yılında: Missisipi nehri yerine Michigan gölü boşaltılmış ve Chicago nehrinin akış yönü tersine çevrilmiştir. Bu durum, büyük ve son derece yenilikçi bir mühendislik projesi olarak, o dönemde büyük yankı uyandırmıştır.
12. “Willy Tower” eski adıyla “Sears Kulesi”: 110 katlı ve Batı yarımkürenin en yüksek binasıdır. Onun tepesine çıkan asansör düzeni: dünyanın en hızlı asansör düzenidir ve dakikada 1.600 metre çıkacak şekilde düzenlenmiştir.
13. Amerika’nın ilk çelik demiryolu: 1885 yılında burada üretilmiştir.
14. Dünyanın ilk gökdeleni: 1885 yılında burada inşa edilmiştir.

İKLİM

Şehirde: nemli karasal iklim hüküm sürmektedir. Buna bağlı olarak: yazları sıcak ve nemli geçer. Yaz aylarında sıcaklık 21 derece ortalama yapar. Kışın ise, karlı ve soğuk geçer. Kışın ortalama sıcaklık, -4.7 civarındadır. İlkbahar ve sonbaharda ise, düşük nem görülür.

Kısacası: bu şehir özellikle kış aylarında çok soğuktur ve dondurucu bir soğuk görülür. Bunun dışında, benim kaldığım yaz döneminde: sıcaklık ile ilgili pek sıkıntı hatırlamıyorum. Yağmur da pek yoğun değildi.

ALIŞVERİŞ

Şehir merkezindeki en önemli alışveriş merkezleri: “State Street” ve “Wabash Avenue” üzerindedir. Bunların dışında: şehrin tam merkezi sayılabilecek “Michigan Avenue” veya diğer adıyla “Magnificent Mile” tam bir alışveriş cennetidir.

Meraklı iseniz, burada saatlerce belki günlerce alışveriş yapacak kadar büyük bir alışveriş dünyası bulabilirsiniz.
Ama öte yandan unutmamak gerekir ki, bu şehir Amerika’nın pahalı şehirlerindendir.

GECE HAYATI

Şehrin sahil cazibesi ve gece hayatı: hem şehirlileri ve hem de turistleri içine çeker. Şehirde çok sayıda: etnik restoran bulunmaktadır. Özellikle: Meksika yemek kültürünün etkin olduğu restoranlar önde gelir.

Chicago Senfoni Orkestrası: dünyanın en büyük orkestralarından birisidir.

Ayrıca: şehrin kültürel mirasının bir parçası olan canlı-müzik türü “Chicago Blues” icra edilen yerler tercih edilmektedir. Bu müzik kültürü, 1980’li yıllarda, rock müzik kültürü olarak burada gelişmiştir. Yıllık festivaller ve çeşitli eylemlerle canlı tutulur.

Bu şehri ziyaret ederseniz ve merakınız varsa: biraz önce söylediğim gibi, caz ve blues müzikleri icra edilen barlara veya kulüplere gidebilirsiniz.

TURİZM

Her şeyden önce şunu bilmenizde yarar var; bu şehirdeki park alanları; yılda 86 milyon turist tarafından ziyaret edilmektedir.

“Chicago Taşımacılık Şirketi” yani “CTA-Chicago Transit Authority”: bu şirket şehir içi ulaşımında etkin bir otobüs hizmeti sunmaktadır.

Ama, şehirdeki geziniz sırasında, taksi de kullanabilirsiniz.

Chicago ticaret bölgesinin en önemli özelliği: pek çok açık plazada, ünlü kişilerin heykellerinden çok, anıtsal modern heykel ve mozaiklerin bulunmasıdır. Buna bir anlamda “Plaza sanatı” da denilmektedir.

Şehir yönetim bakımından: dört guruba ayrılır. Bunlar:

1.Ticaret bölgesi çevresinde halka oluşturan, asma demiryolu hattından sonra “Loop” veya “Halka” olarak bilinen yer.
2. Kuzey Yakası.
3. Güney Yakası.
4. Batı Yakası.

Yazın bu şehri ziyaret ederseniz: şehrin tüm güzelliklerini görebilirsiniz. Özellikle: zamanınız varsa, Michigan gölü kıyısındaki uzun sahilde, bisiklet ile gezmenizi mutlaka öneriyorum.

Bunun dışında: deniz girmek isterseniz plajlar, müze isterseniz, birkaç ilgi çekici müze ve mimari harikalar ve doğal alanlar, parklar size bu şehirde hoş zaman geçirecektir.

PLAJLAR

Şehrin Michigan gölü kıyısındaki plajları, Chicago Park District idaresi tarafından işletilmektedir. İlk plaj: 1895 yılında Lincoln Park bölgesinde açılmıştır. Burası, günümüzde park olarak kullanılmaktadır. Ama farklı yerlerde, Michigan gölünün tatlı sularında, 33 plaj bulunmaktadır.

Bu plajların bulunduğu alanlar şunlardır:
1. Rogers Park Plajları.
2. Berger Park Plajları.
3. Lincoln Park Plajları.
4. Humboldt Park Plajları.
5. Burnham Park Plajları
6. 63rd Street Plajları
7. South Shore Plajları
8. Calument Park Plajları

Bu bölgelerdeki plajların bazılarından kısa kısa söz etmek istiyorum. Şehre geldiğinizde yaz dönemi ise, bu plajları mutlaka ziyaret etmenizi öneririm. Ancak: plaj bölgelerine aile olarak gittiğinizde, eşcinseller için ayrılan bölgeleri bilmenizde sanırım yarar olacaktır.

Kathy Osterman Beach

Burası eski Hollywood Beach olarak da bilinir. Yarımay şeklinde iki kumsalı bulunmaktadır. Kuzey yarısında, büyük ölçüde aile plajı ve güney yarısında büyük ölçüde gay ve lezbiyen plajları bulunmaktadır. Kuzey bölümü çocuklar için idealdir, yani sığdır. Bu bölge: plaj voleybolu için de ideal ortam sunar.

Montrose Avenue Beach

Şehrin en büyük plajıdır. Bu bölgedeki ziyaretçiler, Michigan gölünde su kayağı ve katamaran gibi etkinlikleri de yaşayabilirler. Şehirde yaşayıp ta köpeği olanlar burayı kullanırlar çünkü şehirdeki plajlardan yalnızca burası köpeklerin sokulmasına izin verir. Plajın kuzey ucunda, kapalı çitle çevrili bölgede köpeklerin kum üzerinde gezdirilmesine izin verilir.
Her yıl, 4 Temmuz kutlamaları, bu plaj bölgesinde yapılmaktadır.

North Avenue Beach

Şehrin en çok tercih edilen plajıdır. Birçok cankurtaran bulunmaktadır. Uluslar arası voleybol turnuvaları burada yapılmaktadır.

Oak Street Beach

Burası, şehirdeki en derin plajlardan birisidir. Suyun derinliği 3 metre ve üzerindedir. Bu yüzden, bu plaj bölgesi genellikle dalgıçlar tarafından tercih edilmektedir. Plajın kuzey bölümündeki çıkıntı, eşcinseller tarafından kullanılmaktadır. Bunun dışında, plaj bölgesinde: patenciler, koşucular, bisikletçiler ve güneşlenenleri görmek mümkündür.

Amerika Chicago Genel
Amerika Chicago Genel
Amerika Chicago Genel

CHİCAGO UNİVERCİTY

Burası, Chicago şehrinde, özel bir araştırma üniversitesidir. Burada: çeşitli yüksek lisans programları, meslek okulları bulunmakta ve buralarda, yaklaşık 15.000 öğrenci eğitim görmektedir.
1890 yılında kurulan üniversite, günümüzde Chicago şehrinin 11 km. güneyindeki mahallelerinde, 211 dönümlük bir alan üzerinde kuruludur.

Amerika Miami şehri gezi yazım için Miami

Amerika Los Angeles şehri gezi yazım için Los Angeles Disneyland

Amerika genel özellikleriyle ilgili yazım için Genel