Ankara Feza Gürsey Bilim Merkezi

Ankara Feza Gürsey Bilim Merkezi

Müze, Altındağ, İrfan Baştuğ caddesi, 154 numaradadır. Yani, Altınpark içindedir. (Telefon numarası: 03123179919) Ankara Büyükşehir Belediyesi ANFA (Ankara Altınpark İşletmeleri Ltd. Şirketi) tarafından işletiliyor. Her gün saat: 09.00-18.00 arasında ziyarete açıktır. Bireysel ziyaretlerde süre sınırı yok, toplu ziyaretler için ise, önceden randevu alınması gerekiyor.)

Öğrencilerin eğlenceli bir ortamda, bilimin temel prensiplerini öğrenmesi için kurulmuş bir tesistir. Türkiye’nin 3 bilim merkezinden birisidir. Diğer bilim merkezleri: İstanbul Şişli Belediyesi Bilim Merkezi ve İTÜ Bilim Merkezidir.)

Adını, Uluslararası bilim camiasınca tanınan, çeşitli uluslararası ödüller almış ünlü bilim adamlarımızdan olan Feza Gürsey’den alan ve Türkiye’nin ilk bilim merkezi olan Feza Gürsey Bilim Merkezi, Ankara Büyükşehir Belediyesinin eğitime katkı hedefleri doğrultusunda, 23 Nisan 1993 tarihinde kurulmuştur.

Böyle bir bilim merkezi kurma fikrinin temelinde: Ankara Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, o tarihlerde Kanada ziyaretinde dünyanın en büyük bilim merkezi olan “Ontorio Science Centre” (OSC) gezisi vardır. Bu bilim merkezi de zaten OSC isimli şirket tarafından kurulmuştur. Denet setleri, OSC şirketinden satın alınmıştır. Deney ve sergi birimlerinin seçimi ise, ODTÜ öğretim üyelerinden oluşan bir komisyon tarafından Türkiye’deki ders programları değerlendirilerek yapılmıştır.

Burası 1995 yılında Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı tarafından ilköğretim ve Lise öğrencilerine tavsiye edilmiştir.

Bilim merkezinin ismi neden Feza Gürsey’dir? Aslında buranın ismi “Ankara Bilim Merkezi” olacak iken, Feza Gürsey’in 13 Nisan 1992 tarihinde ölümü üzerine, ismi buraya verilmiştir.

Feza Gürsel kimdir, biraz daha incelemek ve bilgi sahibi olmak gerek. Türkiye’nin Sorbonne Üniversitesi doktoralı ilk kadın kimyacısı Remziye Hisar’ın oğludur, annesi aynı zamanda ülkemizde Darülfünun fen okuyan ilk kız öğrencidir. Babası tıp doktoru, fizikçi ve öğretmen Reşit Süreyya’dır.

Feza Gürsey: 1921 yılında doğmuştur.  

Kendisi Türkiye’nin yetiştirdiği en iyi fizikçilerdendir. Nobel Fizik ödülüne aday olmuştur, alamamıştır. Ancak “Albert Einstein ödülü” nü alan 8 kişiden biridir.

Teorik fizik alanına yaptığı katkılar nedeniyle, uluslararası camiada ülkemizi gururlandırmıştır. Yine, yüksek enerji fiziği ve parçacık fiziği konularında iki kitap yayınlamıştır.

Ölüm tarihi: 1992 yılıdır.

Merkezin hemen kapısında bir heykel göreceksiniz.
Bu heykele “Küçük adam” heykeli deniliyor. Bu heykel, vücudunuzun beyin olarak görünüşünü temsil etmektedir. Her bir parça, kendisinin duyu ve hareket görevlerini kontrol eden beyin bölgesinin hacmi ile orantılı büyüklükte yapılmıştır.

 

Neden dil, parmaklar ve yüz çok büyüktür?

Çünkü bunların görevler için karşılaştırmalı olarak beyinde daha büyük bir kısmı ayrılmıştır. Bu parçaların çok fazla sayıda duyu alıcıları, sinirler ve kasları vardır. Bunlar çok duyarlıdırlar ve hassas olarak kontrollü hareket yapabilirler. Kıyasladığınızda bacaklar, gövde ve kulaklar küçüktür. Bunların daha az duyu alıcıları ve kasları vardır. Bu parçalar beynin daha küçük bir hacmi tarafından kontrol edilirler (kulaklarınızı oynatabilseniz bile.)

Merkezin içinde yer alan 48 parçalık deney seti ile her yaştan ve her meslekten kişilere, meraklılara ve araştırmacılara sunulan bilim merkezi, yeni sergi tasarımları ile her geçen gün gelişmekte, ziyaretçilerini “Bilim Merkezi” kavramının sunduğu o muhteşem dünya ile karşılamaktadır.

Burada çocuklarının yoğun ilgisini çeken başlıca deney bölümleri: tesla kafası, gauss eğrisi ve olasılık, karadelik, sıcak hava balonu, periyodik tablo, faucault sarkacı gibi bölümlerdir. Ayrıca: durgun elektrik, sıvı azot gösterileri, Dinozor dünyası sergisi, hareketli dinozor modellerinin yer aldığı 7D sinema uygulaması da ilgi çekiyor.

Bu deney ve araştırma çalışmaları, bilim merkezine yaklaşık 30 konuda gerçekleştirilen Bilim Atölyelerinde yapılıyor. Çocuklar, bu atölyelerde, görerek, dokunarak ve hissederek öğrenebiliyorlar, keyifli bir öğrenme ortamı sunuluyor. Bilim Atölyelerinin bazıları ücretlidir.  

Bilim atölyelerinin temaları şunlardır:

1-Su atölyesi,

2-Süt atölyesi,

3-Hava atölyesi,

4-Karbondioksit atölyesi,

5-Böcek atölyesi.

6-Mozaik atölyesi,

7-Solunum atölyesi,

8-Robotik el modeli,

9-Roket atölyesi,

10-Zoetrope atölyesi,

11-Fosil kazısı atölyesi,

12-Ses atölyesi,

13-Mikro dünya atölyesi,

14-Diş atölyesi,

15-Ay tutulması atölyesi,

16-Filografi atölyesi,

17-Su roketi atölyesi,

18-Hidrolik kepçe atölyesi,

19-Ateş roketi atölyesi,

20-İlk motorum atölyesi,

21-İlk robotum atölyesi,

22-DNA izolasyonu atölyesi

23-Galileo teleskobu atölyesi,

24-Solu-Sindir-Boşalt atölyesi,

25-Hadi Fosil yapalım atölyesi

26-Güneş sistemi atölyesi,

27-Çivi atölyesi

28-Minikler deney yapıyor atölyesi

Bu atölyeler, merkezde görevli uzman hocalar nezaretinde geziliyor.

Elektrik deneyi

Burası çocukların çok ilgisini çekiyor. Durgun elektrikle ilgili olarak yapılan deneyde, deneye katılan çocukların havaya kalkan ve uçuşan saçları, seyredenleri oldukça güldürüp eğlendiriyor.

Fısıldayan tabaklar

Bu deney çocukların yoğun ilgisini çekiyor. Tabakların odak noktalarında oluşturulan ses dalgalarının tümü, birbirine paralel gidecek şekilde yansımaktadır. Diğer tabağa ulaşan ses dalgaları kulağın duyamayacağı kadar zayıftır. Tabakların parabolik yapısından dolayı, bütün sesler odak noktasına yönelir ve ses kulağın duyabileceği kadar kuvvetlenir. Günlük hayatta: elektrik sobalarında parabolik yansıtıcılar kullanılmaktadır.

Arkeoloji Atölyesi:

Burada: arkeoloji kazı alanı canlandırılıyor. Göbeklitepe, Alacahöyük, kral mezarları, antik tapınaklar ve tiyatro kalıntıları görülmekte ve ziyaretçilerle birlikte kazı yapılmaktadır. Kazı nasıl yapılır, neler bulunur, bulununca ne olur sorularının cevapları verilmektedir. Buranın amacı, çocuklarda müze bilinci oluşturmaktır.

Teleskop gözlem evi

Burada 30 cm çapında özel teleskop bulunuyor. Gündüzleri güneşi ve geceleri ise ay izlenebiliyor. Bazen: Jüpiter, Satürn ve bazı yıldızlarda gözlenebiliyor.

Çömlek atölyesi

Çocuklara kilin nasıl şekillendirildiği anlatılıyor. Burada çocuklar çeşitli çalışmalar yapıyorlar ve kendi yaptıkları ürünleri, anı olarak evlerine götürebiliyorlar.

Son bir not: Evet, buraya sadece çocuklar değil, büyükler de gidebiliyor ve ilgi görüyor. Özellikle, öğrenciler, velileriyle birlikte burayı ziyaret ettiklerinde, inanın büyükler de burada gayet güzel zaman geçiriyorlar. Ayrıca: doğum gününü arkadaşları ile deney yaparak geçirmek isteyen çocuklar için, burada doğum günü programları düzenlenebiliyor.

Ben: kesinlikle ziyaret etmenizi, özellikle okul yöneticilerinin öğrencileri kesinlikle buraya götürmelerini öneririm, oldukça ilginç, orijinal ve güzel zaman geçirilen, öğrenilen bir yer. Tek sorun, bazı deney aletlerinin arızalı olmasıdır. Yine, bir sıkıntı, merkezin web sitesi çalışmıyor, bir Bilim Merkezinde, web sitesinin çalışmaması hoş olmamış, lütfen ilgililer bunu da en kısa zamanda düzenlemelidirler.

Ankara Vakıf Eserleri Müzesi

Ankara Vakıf Eserleri Müzesi

Altındağ ilçesindedir. Atatürk Bulvarında, Melike Hatun Camisinin yanındadır.

7 Mayıs 2007 tarihinde ziyarete açılmıştır. Giriş ücretsizdir.

Müzenin bulunduğu bina tarihi bir binadır. Müze binası: I. Ulusal Mimarlık Dönemi (1908-1930) yılları arasındaki dönemde, yani Cumhuriyetin ilk yıllarında, 1927 yılında yapılmıştır. Mimar Kemalettin eseridir.

Bina: 1928-1941 yılları arasında “Hukuk Mektebi” olarak kullanılmıştır. Bina: daha sonra bir süre Ankara Kız Sanat Okulu, daha sonra Ankara Yüksek Öğrenim Vakıf Kız Öğrenci Yurdu, bir ara Erkek Öğrenci yurdu daha sonra ise üst katları Ankara Müftülüğü tarafından kiralanmıştır.

1998 yılında Cumhuriyetin 75’nci yıl kutlamaları sırasında Ulus’ta Ziraat Bankası yanındaki Ankara Vakıflar Başmüdürlüğü içinde bulunan Türk Vakıf Araştırmaları Merkezinde açılan Halı sergisi, önce sürekli hale geldi ve sonra da bugün bir halı müzesine dönüştürüldü.

Bina 2004 yılında boşaltılmış ve 2007 yılında, burada Vakıf Eserleri Müzesi açılmıştır.

Bina: oldukça sade cephelidir.

Üst katlarda: sergi salonları, idare odaları, kütüphane ve sinevizyon olarak kullanılan seminer odası vardır.

Bodrum katta ise, depolar ve laboratuvar bölümü bulunur. Ayrıca: kültürel faaliyetlerde kullanılmak üzere çeşitli sergilerin açıldığı çok amaçlı sergi salonu vardır.

Müzede: toplam 2669 eser bulunmakta olup, bunlardan 236 tanesi teşhirdedir. Bunların çoğunluğu; halı, maden, çini, kilim, deri ve el yazması eserlerden oluşur.  

Bunlar arasında: 13 ve 14’ncü yüzyıllardan kalma ahşap ve 16’ncı yüzyıldan kalma el yazmaları, çini ve halılar dikkat çekiyor. Ayrıca, yine müze binası içinde, çok amaçlı bir sergi salonu bulunuyor.

Osmanlı kitap sanatı sergisi

İslam sanat dünyasının köklü bir parçası olan Osmanlı kitap sanatları, Anadolu’da Selçuklu ve Beylikler devri kitap sanatının devamıdır. İki vitrin halinde düzenlenmiş olan sergide Osmanlı kitap sanatının 16’ncı yüzyıldan 20’nci yüzyıla kadar geçirdiği değişiklikler, cilt, tezhip, hat gibi örneklerle vurgulanarak ziyaretçilere sunuluyor.

Ayrıca 16’ncı yüzyılda İran’da yapılmış ve ithal edilerek Osmanlı topraklarına yayılmış pek çok Safevi el yazmasından örnekler seçilmiştir. Kitap sanatlarında görülen bu tarihsel gelişimin örnekleri dışında, el yazması üretimi açısından ilgi çekebilecek 4 el yazması kitap da sergileniyor.

16’ncı Yüzyıl el yazmaları

16’ncı yüzyılın ikinci yarısı Kanuni, II. Selim ve III. Murat gibi güçlü sultanların damgasını taşıyan el yazmaları da sergileniyor. Müzenin çoğunluğu padişah vakfiyeleri ve Kuran-ı Kerimlerden oluşan el yazmaları koleksiyonu, sergide seçkin örnekler tanıtılıyor.

Para keseleri ve Kabe Örtüsü

Mezede, Osmanlı döneminde kullanılan para keselerinin sergilendiği alan, ziyaretçilerin yoğun ilgisini çekiyor. Osmanlı döneminde her yıl padişah tarafından Mekke ve Medine kervanlarına bağış gönderilir, bu kervana ise Surre Alayı, kervanı yöneten kişiye ise Surre Altını denirdi.

Eski dilde Surre veya süre denilen para keselerinin ceylan derisinden yapılması ise bir hayli dikkat topluyor. Vakıflar Genel Müdürlüğünde saklanan ve ziyarete açılan “Kabe örtüsü” ise yine en çok ilgi gören eserlerdendir. Cam muhafaza içinde korunan örtü, manevi değeri açısından ilgi görüyor.

Halılar-Kilimler

Müzede 90 adet Uşak Halısı vardır. Bu halılar: Ankara’dan Hoca İbadullah camisi, Ahi Elvan camisi, Telli Hacı Halil Mescidi, İki şerefeli cami, Sultan Alaeddin camisi, Hacı Arap Camisi, Yozgat’tan: Çapanoğlu camisi, Elazığ’dan: Harput Sare Hatun Camisi, Bursa’dan: Yeşil camiden toplanmıştır.

Müze gezisi

Hemen girişte, ilk salonda: değişik yörelere ait halı örnekleri sergileniyor. Raylı, kitap sayfası ve çekmeceli örneklerde, çok sayıda halı sergileniyor. Türkiye’de halı dokunan her evde görülebilen nostaljik bir halı dokuma odası da var.

İkinci kat merdivenlerini çıkarken: yine değişik halı motifleri görülüyor. Üst katta: halıların yanı sıra değişik yörelere ait kilim örnekleri var. Ayrıca: para keseleri, Kabe örtüsü görülüyor.

Hat salonunda: padişah vakfiyeleri ve Kuran-ı Kerimler, hat, tezhip ve cilt sanatının en özgün örnekleri görülüyor.

Diğer bir salonda ise: tabanda cam altına yerleştirilmiş bir Uşak halısı ve Şarköy kilimi görülüyor. Ayrıca, yine bu salonda: değişik form ve ebatlarda bakır, tunç ve tombak şamdanlar sergileniyor. Sergilenen ahşaplar ise, 13’ncü yüzyılın en güzel örneklerindendir. Ankara Ahi Elvan cami pencere kanatları ve Divriği Ulu camiye ait özgün örnekler dikkat çekiyor.

Müzede bulunan odalardan bir tanesi, klasik saatler ve eski fotoğraf makinelerinin sergilenmesine ayrılmıştır.

Bir bahçe içinde bulunan binanın arka kısmında: personel ve müze ziyaretçileri için kafeterya bulunmaktadır.