Bulgaristan Banska

Bulgaristan Banska

Burası bir kayak merkezi, ama 2014 yılı Kış Olimpiyatları seçmelerinde, burası, olimpiyat düzenlemeyi kıl payı kaçırmıştır, yani muhteşem tesisler bulunmaktadır.

Evet: burada her zorluk derecesine uygun kayak pistleri bulunuyor. Burada kayak yaparken: muhteşem doğanın da tadını çıkarabilirsiniz.

Burası, tam bir kayak cennetidir, kayak severler, çok uygun fiyatlarla, burada kayak yapabilirler.

Gerek fiyatların uygun olması ve gerekse pistlerin mükemmelliği: özellikle Avrupa’nın birçok yerinden yıllardır ve son yıllarda ülkemizdeki kayak severleri, buraya çekiyor.

Gelelim Bansko’nun yerine

Bansko, Bulgaristan’ın güneybatı bölümünde bulunan bir kayak ve dağ beldesidir. Kasaba: Prin dağının eteğinde, Glazne nehrinin iki yanında kurulmuştur. Pirin dağı: tipik bir Alp dağıdır ve en yüksek noktası, 2914 metrelik Vihren tepesidir. Bansko merkezi, deniz seviyesinden 925 metre yükseklikte iken: kayak alanlarının rakımı 2000-2600 metre arasında değişmektedir. “Ulusal Pirin Parkı”: Mesta ve Struma vadileri arasında, Bulgaristan’ın güneybatı kesiminde yer almaktadır. Park birkaç kez büyütülmüş ve en son olarak 41 hektarlık bir alan üzerine yerleştirilmiştir.

ULAŞIM

İstanbul-Bansko arasındaki karayolu yaklaşık 610 km. dir. Bu yolculuk muhtemelen 10 saat sürüyor.

Sofya havaalanı, buraya 95 km. uzaklıktadır. Bu mesafe, yaklaşık 2 saatlik bir yolculuk gerektirir. Yani, isterseniz uçakla da buraya ulaşmak mümkündür. Yani, buraya gerek turlar ve gerekse kendi başınıza rahatlıkla ulaşabilirsiniz.

VİZE

Buraya ulaşmak için: Schengen vizesi sahibi olmanız gerekiyor. İşin kötüsü, bu vize, yaklaşık 10 günlük bir bekleme süresi sonunda çıkıyor yani, buraya gitmeyi düşünenlerin vize konusundaki sıkıntıları kabullenmeleri gerekir ki, Schengen vizeniz yoksa, vize için mutlaka bir süre beklemeyi göze almalısınız.

Gümrükten geçerken Bulgar polislerinin rüşvet taleplerini uzaklaştırmak istiyorsanız: sağlık sigortanızın bir fotokopisini ve kalacağınız otelin adresini yanınızda bulundurmanız gerekiyor.

GENEL

Pistlerin uygun yerlerine yerleştirilen 44 adet teknoalpine yapay kar makinası ile, karın yetersiz olduğu zamanlarda bile, kayak keyfinden mahrum kalmak mümkün değil. Yine de: buranın her yıl Aralık-Mayıs ayları arasında resmen açık olduğunu bilmenizde yarar var.

KONAKLAMA

Bansko bölgesinde: beş adet, 5 yıldızlı otel bulunuyor. Bunlar: Premier Luxury Mountain Resort, Lucky Bansko Otel, Prin Golf Hotel, Regnum Apart ve Kempinski Grand Arena oteldir.

Bunların dışında, birçok 4 ve 3 yıldızlı otel de bulunuyor. Ayrıca, pansiyonlar da bulunuyor. Konaklama tesisleri arasında, Türk işletmeciler tarafından işletilen oteller de bulunuyor. Farklılık düşünmeseniz, bunları da tercih edebilirsiniz.

Konaklamayı düşünürsen, bence en önem vermeniz gereken kural: pistlere yakın olmaktır. Eğer oteliniz pistlere uzak ise, her gün, sabah-öğlen-akşam, elinizde kayak ekipmanları ile uzunca bir yol yürümek, sıkıntı yaratabilir.

Böyle bir durumda, yanınıza su veya pratik yiyecekler almanızı öneririm. Sonuç olarak: kaldığınız otel ile gondola arasında transfer yapan bir oteli tercih edin derim.

Özellikle otogara yakın otelleri sakın tercih etmeyin, dediğim günü gününüz yürümekle geçer, hani burası bir kasaba ama, küçük bir yer değildir.

NE YENİR

Burada: Mehana denilen restoranlarda, Bulgar yemeklerinin tadına bakabilirsiniz. Yemeklerde, içki olarak “rakia” kullanabilirsiniz. Ama buranın en meşhur yiyeceği ne derseniz, tek kelime “kuzu çevirme” denilmektedir. Ayrıca: “kaşkaval pane” de tadılmalıdır.

PARA

Burası, sonuçta bir Bulgar kasabası olarak geçiyor ve burada: kredi kartı birçok yerde geçmiyor. Yani, yanınızda mutlaka nakit Euro bulundurmanızı öneririm. Kredi kartı süpermarketlerde geçiyor.

Restoranların da, hepsinde olmasa da, birçoğunda geçiyor. Ama kasabada bulunan döviz bürolarında döviz bozdurmak isterseniz: mutlaka fiyatları karşılaştırın, çünkü döviz büroları farklı kur uyguluyorlar.

Hatta: her Euro değişiminde, 2 leva komisyon aldıklarını görebilirsiniz. Leva dönüşüm isterseniz, özellikle zincir sisteminde olan “4x” denilen büroları tercih edebilirsiniz. Ama dediğim gibi, az da olsa komisyon alıyorlar.

Bunun yanında: taksiler içinde aynı durum, yani turist kazıklama durumu söz konusu olmaktadır. Bir yere ulaşmak istediğinizde, taksi, kafadan 10 leva fiyat veriyor, yani taksimetre açma diye bir alışkanlıkları yok, en uzak mesafenin ücretini veriyor, gideceğiniz yer yakın ise, düşünün artık nasıl turist kazıkladıklarını. Ama, bu durum bizim ülkemizde olmuyor mu, bunu da düşünmemek elde değil.

NASIL ZAMAN GEÇİRİLİR

Kayak dışında, burada yapabileceğiniz bazı eğlence alternatifleri bulunuyor. Kumarhanelerde güzel zaman geçirebilirsiniz.

Gondol denilen teleferikle çıkabileceğiniz pistlerin yanı başındaki kafelerde, sıcak içeceklerinizi yudumlarken muhteşem manzaranın keyfini çıkarabilirsiniz.

Kayak dışında “Spa” tesislerinden yararlanabilir, bowling oynayabilir, İngiliz tipi publarda zaman geçirebilirsiniz. Buralarda içki ucuzdur. Özellikle: balkanlar ve doğu bloku kökenli içkiler bayağı ucuzdur.

Birkaç tane gece kulübü var, bunlarda hareketli olmasa da geç saatlere kadar eğlence sürdürülüyor. Hatta: striptiz kulüplerinde “dans” eden bayanları bile seyretmek mümkündür. Yani, erkeklere yönelik erotik barlar bulunuyor.

KAYAK KİRALAMA

Malzemeler kaliteli ve ülkemizdeki fiyatlarla aşağı-yukarı aynıdır. “Gondola” yani kayak pistlerine götüren teleferik yanında: kayak kiralama yerleri bulunuyor.

Ancak: buralar, yörenin en popüler yeri olduğu için, fiyatlar biraz yüksek ve kredi kartı kabul etmiyorlar, kayak kiralamak için, Gondola’nın hemen yakınındaki yani 5 dakikalık yürüyüş mesafesindeki yerleri tercih etmenizi öneririm.

Kayak odalarından, ekipman kiraladığınızda kalitesine göre günlük 5-20 Euro arasında ücret ödemeniz gerekir. Ayrıca: pazarlık yapmayı da sakın unutmayın. Bu arada: pantolon, mont, gözlük gibi ekipmanlar kiralanmıyor.

Kiralık ekipman olarak yalnızca: kayak, baton, bot kiralanıyor. Pazarlık yaparsanız, bunların günlük kira bedeli, 40 levaya kadar düşebiliyor.

KAYAK EĞİTİMİ

Evet, burada kayak bilmeyenler için gayet güzel eğitim şartları bulunuyor. Hocalar, gerek kişisel ve gerekse gurup eğitimlerinde: kayak yapamayanlarla tek tek ilgileniyorlar.

Birkaç günlük bir süreçte, günde 4 saat kayak eğitimi aldığınızda, çok dik olmayan pistlerden rahatlıkla inebilecek düzeye geliyorsunuz.

Kayak bilmiyor ve öğrenmeyi düşünmüyorsanız: telesiyeje binerek zirveye çıkabilir ve muhteşem doğa manzaralarını izleyebilirsiniz. Çünkü: telesiyejle aşağı da inebiliyorsunuz.

Zaten kayak ekipmanınız yoksa, görevli, telesiyeji durdurarak inmenizi sağlıyor. Kayak eğitimi almak isterseniz, eğitmen için 25 Euro ödemeniz gerekir.

PİSTLER

Merkezin yüksekliği: 925 metredir. En yüksek kayak alanı ise, 2600 metreye kadar çıkmaktadır. Kayak pistlerinin toplam uzunluğu: 65 km. dir ve 17 farklı seçenek bulunmaktadır. En uzun pist: yokuş aşağı 16 km. uzanan “Combo” pistidir.

Kros pisti ise, 5 km. dir. Yamaçlarda yön “kuzey” istikametindedir.

Kayak pistlerinde: herkesin zevkine ve yeteneğine uygun koşullar bulunmaktadır. Yeni başlayanlardan başlamak üzere, uzmanlık seviyesine kadar değişen zorluk derecesinde kayak pistleri bulunmaktadır.

Yeni başlayanlar: 2047 metre uzunluğunda ve 487 metre eğim bulunan “Shiligarnika” pistini kullanabilirler. Zirvede, 3 numaralı olarak belirlenen bu pistin fazla bombesi yoktur ve eğitim güzeldir.

Ayrıca: pist yeterince uzun ve yeni başlayanlar için kayak eğitimini ilerletmek için idealdir. Uzman seviyesinde olanlar ise, 2567 metre uzunlunda, 925 metre eğim seviyesi bulunan “Tomba” pistini kullanırlar.

Pistler: zorluk derecesine göre: mavi, kırmızı ve siyah olarak nitelendirilirler. Biraz önce sözünü ettiğim gibi: ismini ünlü Alberto Tomba’dan almış “Tomba” pisti en zorlusudur. Siyah ve 9 numara ile tanımlanır. 16 numaralı pistte gayet zor ve bu pistte eğim % 74’dür.

Bu arada pistlerin en büyük özelliği: hiçbir kolay pist, kendiliğinden zor bir piste bağlanmıyor. Kolay nitelendirilen bir pistte: en üst noktadan en aşağıya kadar rahatlıkla inebiliyorsunuz, yani sürprizlere yer bırakılmamıştır. Kendinizi birden zor bir pistte bulma ihtimali yoktur.

Banderishka Polyana ve merkez arasındaki yol: akşamları ışıklandırılmaktadır ve bu 7 km. lik pist: saat: 18.30-21.30 arasında, gece kayak yapmak isteyenler için harika koşullar sunmaktadır.

Snowboardcılar için “Funpark” bölgesinde gelişmiş bir parkur bulunuyor.

Çocuklu aileler için ise: Kayak Öğrenme Parkı bulunuyor. Burada: 4-7 yaş arası çocuklara kayak eğitimi veriliyor.

TELEFERİK-TELESİYEJ

Bansko bölgesinde, 25 km. lik bir parkurda hareket eden teleferikler şunlardır: 6 koltuklu telesiyej 1 gondol lift. 1 ağaç sandalyeli telesiyej 4 çapa tipi çekici asansör 3 tek çekme asansör 10 çocuk dragger.

Tüm bu ekipmanlar, maksimum konfor sağlayacak şekilde düzenlenmiştir ve merkezden temin edilen bir chip kart ile kullanılabilirler.

Bu kartlar yani biletler: (ski-pass) günlük, iki günlük, dört günlük olmak üzere hazırlanmıştır ve fazla günlük alınınca, fazla bir indirim söz konusu olmuyor.

Bu yüzden: biletlerinizi günlük almanızı öneririm. 4 günlük pist kullanımı, sınırsız 100 Euro civarında oluyor. 3 günlük ski-pass ücreti ise 180 leva civarında tutuyor. 1 günlük ski-pass ise 60 levadır.

En uzun hat: 6315 metre, en kısa hat 410 metredir. En yüksek nokta 705 metre, en az yükseklik ise 50 metredir.

Birçok insan kaymasına rağmen: liftlerde sıra bekleme durumu yok, çünkü çok hızlı hareket ediyorlar.

Bulgaristan Banska

GEZİLECEK YERLER

Meryem Kilisesi

Bu dini yapı: 6. yüzyılda inşa edilmiş, 8.yüzyılda restore edilmiştir. Kilisede: 19. yüzyıldan kalma ikonalar ilgi çekmektedir. Buranın 30 metre yüksekliğindeki çan ve saat kulesinin görülmesi gerekir.

Velyanova Kashta

Burası: Rönesans döneminden kalma bir evdir. Ama: evin zengin fresk dekorasyonu ve ince tahta oymacılığı ilgi çekmektedir.

Ayrıca: evin bir metre kalınlığındaki taş duvarları, dar ve karanlık tünelleri, pencerelerindeki demir teller ve ağır kapılar da görülebilir.

1835 yılında inşa edilen bu yöresel mimari özellikler taşıyan evi ziyaret edebilirsiniz.

Son bir not: burayı ziyaret ederseniz: kayak dışında, hemen yakınlardaki Sofya şehir turuna da katılmanızı öneririm. Sofya gezisi ilginç gelecektir.

Bulgaristan Sofya Rila Manastırı

Bulgaristan Sofya Rila Manastırı

Sofya-Selanik karayolunda, 29 km.de, doğudaki Rila vadisinde: Balkan Yarımadasının 3000 metreye kadar yükselen, en yüksek dağının eteklerinde, kuzey-batı ucunda kuruludur. Sofya şehrinden, 117 km. uzaklıktadır. Yaklaşık 2 saatlik bir karayolu ulaşımı yapmanız gerekiyor.

Deniz seviyesinden 1147 metre yükseklikteki manastıra ulaşmak zahmetlidir. Yaklaşık 9000 metre karelik bir alana yapılmıştır.

Manastır: 1983 tarihinde, UNESCO tarafından “Dünya Kültür Mirası Listesi” ne dahil edilerek koruma altına alınmıştır. Çünkü: Balkan yarımadasının ikinci en büyük manastırıdır. Zamanın en iyi Bulgar ustalarının bazıları, burada eserler bırakmışlardır. Bulgaristan ülkesinin en büyük ve ünlü Ortodoks manastırıdır. Freskleri ve mimarisi: Bulgar sanatının başyapıtıdır.

Bulgaristan Sofya Rila Manastırı

Evet: Manastır

Ortodoks kilisesi tarafından “Aziz” ilan edilen “St John” isimli bir keşiş adına, MS.930 yılı civarında: keşiş Ioan Rilski ve müritleri tarafından kurulmuştur. Ancak: bu keşişin hikayesi önem kazanmaktadır. Söylenenlere göre: Ioan: Bulgar Çarı Peter zamanında: dini ahlaken çöktüğünü öne sürerek, inzivaya çekilmeye karar vermiş ve o dönemde, tırmanılması çok zor olan Rila dağına çıkarak, burada birçok temel haklardan yoksun yaşayarak: insanlık için çalışmıştır. Hatta: buraya gelen müritleri tarafından yapılan, yaşadığı mağara: takip eden süreçte Bulgar halkı tarafından kutsal kabul edilmiştir. Ölümünden sonra ise, efsanesi daha da güçlenmiştir.

Bu keşişin, o dönemde bulunan sade konutu ve mezarı: daha sonra kutsal bir yer olarak kabul edilmiş ve ortaçağ döneminde, Bulgaristan’ın manevi ve sosyal hayatında önemli bir yer edinen dini kompleks haline gelmiştir. Çünkü: birçok Bulgar çarları ve soyluları: tarihi süreç içinde, buraya cömert bağışlarda bulunmuşlardır.

Bulgaristan Sofya Rila Manastırı

14’ncü yüzyıla gelindiğinde:

Gerek manastır ve gerekse yeni ve güçlendirilmiş yaşam tesisleriyle birlikte, burası bir savunma kalesi haline gelmiş ve bir kale kilise olarak bilinmeye başlanmıştır. 23 metre yüksekliğindeki “Hrelyu” kulesi: manastırın en yüksek yapısıdır. Kalın taş duvarlarda korunmuş, en üst kattaki şapelde bulunan duvar resimleri ilgi çekmektedir. Manastır dışındaki tesislerde, en ilgi çeken bölüm “Magernitsa” denilen manastır mutfağıdır. Buradan, konuk odalarına doğru geçilmektedir. Özellikle, zengin Bulgarların bağışlarıyla döşenen ve dekore edilen konuk odaları görülmelidir. Bu odalarda, 400 üzerinde yatak bulunduğu söyleniyor.

Özellikle: manastır kompleksi: 18-19’ncu yüzyıllar arasında, Slav kültürünün bir sembolü haline gelmiştir. Mimarisi ve freskleriyle, Bulgar halkının sanatsal bir başyapıtı olarak önem kazanmıştır.

Manastırda: bir de gayet zengin kütüphane bulunmaktadır. Burada: 11-19’ncu yüzyıllar arasında toplanan kitaplar muhafaza edilmektedir ki, bunlar yaklaşık 250 civarında el yazması ve 10 bin civarında baskı, kitap ve çizimlerden oluşmaktadır.

Bölgedeki Osmanlı hakimiyeti döneminde ise: Rila manastırı: Doğu Ortodoks dünyasının en güçlü manevi ve sanatsal bir merkezi haline gelmiştir. Tabii burada, Osmanlının, egemenlik kurduğu yerlerde, dini hoşgörüsünü hemen anlamak mümkündür.

Ama, Osmanlı bu dini yapıya hoşgörülü yaklaşırken: manastır, bu işgalin karşısında, ulusal kimlik yani Bulgar ulusal kimliğinin bir kalesi haline getirilmiş ve özellikle aziz emanetler buraya taşınmıştır. Hatta: 1469 yılından sonra, Balkanların her bölgesinden, Ortodokslar, hac için burayı ziyaret eder hale gelmişlerdir.

Bulgaristan Sofya Rila Manastırı

Evet: 1778 yılında, bölgede büyük bir yangın çıkmış ve bütün orman varlığı ile birlikte, birçok tarihi eser de yok olmuştur. Uzun süreli onarımlar sonucunda yeniden yapılan manastır, 1833 yılında yeniden yanmış ve ardından, binlerce Bulgar sanatçı burayı yeniden onarmışlar ve ülke genelinden toplanan bağışlarda, bugünkü konumuna getirmişlerdir. Hatta: bölgenin tam ortasında görülen ve Meryem Ana’nın doğumunu simgeleyen ve uğurlu olduğu söylenen kilise de: yine bu dönemde yapılmıştır.

Özellikle: Scrovegni denilen ilginç müzesini görmenizi öneririm. Turist sezonunda, buraya “konaklamalı” da gidilebiliyor.

Bulgaristan Sofya Boyana kilisesi

Bulgaristan Sofya Boyana kilisesi

Boyana: Ortaçağ boyunca, Sofya şehrinin banliyösünde, Vitosha dağının eteklerinde, güçlü bir Bulgar kalesi olarak
Bilinmektedir. Buranın adı, yazılı kaynaklarda ilk olarak, 969 yılında geçer. Boyana kilisesi ise, kale içinde, ortaçağ mimarisiyle inşa edilen anıtsal değeri bulunan bir yapı olarak UNESCO tarafından 1979 yılında “Dünya Kültür Mirası Listesi” ne dahil edilerek koruma altına alınmıştır. Çünkü: sanat tarihçileri: burada bulunan resimlerin ve frizlerin: Yunan sanatı ile Ortodoks üslubun muhteşem bir karışımı olduğuna inanırlar.

Bulgaristan Sofya Boyana kilisesi

YERİ

Sofya şehrinde, 8 km. güneybatıda, Lying ilçesinin Boyana semtindedir. Şehir merkezinden, uygun fiyatla taksi tutarak buraya ulaşabilirsiniz. Giriş ücreti, 10 leva, öğrenci 2 leva.
Aynı anda, yapıya en fazla 8 kişi girebiliyor ve içeride kalma süreniz, en fazla 10 dakika. Koruma adına önlem almışlar, saygı duymak gerek.

Bulgaristan Sofya Boyana kilisesi
Bulgaristan Sofya Boyana kilisesi
Bulgaristan Sofya Boyana kilisesi
Bulgaristan Sofya Boyana kilisesi

Sofya şehrinin eteklerinde bulunan “Boyana kilisesi”: 3 yapıdan oluşmaktadır. 10, 13 ve 19’ncu yüzyıllarda, yani farklı dönemlerde, aynı yerde yan yana inşa edilen dini yapı: bu özelliği ile önem kazanmaktadır.

Kilise 2 katlıdır. Doğu kanadı yani ilk kilise yapısı: 10’ncu yüzyılda veya 11’nci yüzyıl başlarında inşa edilmiştir. Burası, en eski bölümdür.

Ancak, doğu kilisesine bitişik ilave ikinci bölüm: 13’ncü yüzyılda: Sebastocrator Kaloyan ve eşi Dessislava tarafından yaptırılmıştır. Çünkü: aynı dönemde, Feodal Bulgar devletinin batı bölgesinin yöneticileridirler ve kilisenin genişletilmesini düşünmüşlerdir. Bunun üzerine, mimarlar: ilk kilisenin batı duvarına, eklenti olarak yeni bölümü yaparlar.

Burası: 2 katlıdır ve mezar tipi bir kilise görünümündedir.

Zemin kat aile mezarlığı ve üst katta ise aile şapeli bulunur. Buranın giriş bölümünden: daha önce yapılan ilk kiliseye de giriş yapılabilmektedir. Giriş katının üstünde, silindirik bir kubbe bulunur.

Bulgaristan Sofya Boyana kilisesi
Bulgaristan Sofya Boyana kilisesi

 

Dış cephe, seramikler ile süslenmiştir. Buranın, 1259 yılında yapılan boyalı resimleri, yani freskleri: Ortaçağ döneminin en önemli koleksiyonlarından birisi olarak kabul edilmektedir. Ardından ise: Rusya, Sırbistan ve bölgenin diğer birçok yerindeki manastırlarda, bu duvar resimlerinin benzerleri yapılmaya ve kullanılmaya başlanmıştır.

Bu muhteşem resimleri yapan ressamların isimleri, son restorasyonlarda tespit edilmiş olup “Vasilly, Sersko ve çırağı Dimitar” dır. Ressamların isimlerinin bilinmemesinin en büyük nedeni: Ortodoks inancında belirlenmiştir. Çünkü: Ortodoks dinine göre: kiliseleri resmeden ressamların isimlerinin gizli kalması gerekiyordu ve bu ressamlar kiliselerde yaptıkları resimlerde, kendilerini imza veya başka bir şekilde ifşa edemezlerdi.

Bunun nedeni ise, yine Ortodoks inancına göre: kiliseleri resmeden ressamların ellerini, Tanrının yönlendirdiğine inanılırdı. Bu nedenle, Ortodoks kiliselerinde ressamların birçoğunun isimleri bilinmez. Yani: Ortaçağ Ortodoks sanatçılarının birçoğunun ismi bilinmez. Buranın ressamlarının isimlerinin ortaya çıkması nedeni de: yukarıda da belirttiğim gibi, bir resim tabakasının altından çıkan tabakada: ressam “ ben Vasili ……. “ ile başlayan bir cümle yazmıştır.

Yapının son bölümü ise: 19’ncu yüzyılda, yerel toplumun bağışları ile yaptırılmıştır.

Evet: biraz önce de söylediğim gibi, bu 3 dini yapı: Doğu Avrupa bölümünde, ortaçağ sanatının en güzel eserlerinden birisi olarak kabul edilmektedir ve günümüze kadar mükemmel korunarak gelebilmiştir.

Evet, burayı ziyaret ederseniz: özellikle duvar resimlerinin muhteşemliği ilginizi çekecektir. Zamanla eklenen tüm eklentiler temizlenmiş ve yapı, yalın bir hale gelmiştir. Kendinizi tam bir Ortaçağ döneminde hissederken, farklı dönemlerde (11,13,15,17,19’ncu yüzyıllar) yapılmış olan, birkaç kat halindeki muhteşem resimleri izleyebilirsiniz.

En seçkin sanatsal değeri olan resimler; 13’ncü yüzyılda yani yukarıda söz ettiğim gibi, 1259 yılı ve devamında yapılmış olanlardır. 240 insan figürü ve 80 sahnenin canlandırıldığı bunların görüntüleri: özel bir ruhsallık ve canlılık ve uyum ifade etmektedir ve bu ince duvar resimleri Bizans döneminde yapılmıştır.

Yapının mimarisinde dikkati çekenler ise: zengin bezemeli cephe, seramik dekorasyondur. Tamamı tuğladan yapılmıştır ve bir kubbesi bulunmaktadır.