Baharat dükkanlarının değişik ve güzel görünümü ilgi çekici. Ayrıca; çevreye yayılan kokularda cabası tabii.
Değişik tür baharatları görmeyi umuyorsunuz, ama pek yok. Deniyor ki, buradaki baharatlar, Türkiye’dekinden farklı. Bence, bu bir pazarlama taktiği. Bizim ülkemizde de, gayet güzel ve kaliteli baharatlar bulmak mümkün. Burada, özellikle, Fas’ı tanıdıkça sizin de hemfikir olacağınız bir husus var.
Faslı, daha öncede dediğim gibi, turizmde üçüncü boyutu aşmış. Yani; ben, şahsen bir baharatçıya gittiğimde, onun sattığı baharatın saf ve gerçek olduğundan kuşku duymadan edemedim. Yani; çok iyi ve kaliteli diyerek aldığınız veya alacağınız bir çörek otunun içinden, katkı maddesi olarak, kesinlikle ne olduğu belirsiz nesneler çıkabilecektir.
Hoş, belki de çıkmayabilir, ama kesinlikle olayın bu boyutunun gerçekçiliği konusunda iddialıyım. Çünkü; Fas’ta; para boyutu çok üst düzeyde gelişmiş, para kazanma hırsı aşırı.
Baharatlar
Bu baharatlar güzel, hoş görünüyor, hoş kokuyor. Ama dediğim gibi, içine katılan nesneler konusunda tereddüt olmaması mümkün değil. Dolayısı ile, baharat alırken, buna dikkat etmenizi öneriyorum veya dikkatten öte, bunu göze almanızı öneriyorum demek sanırım daha doğru olacak.
Felaket Meydanı
Baharatları; mahalli yemekleri tadarken zaten hissedeceksiniz. Felaket Meydanında, mutlaka mahalli yemeklerden tadın diye size telkinde bulunanlar, ertesi günü, Felaket Meydanında asla bir şey yenmez diye yorum yaparsa, sakın şaşırmayın.
Yine de, Fas’a gelip te, yerel yemeklerden tatmak için, en uygun yer, Merrakech şehrinde, felaket meydanı.
Baharatların genel özellikleri
Yemek öncesinde; domates ve çeşitli baharatlar ile yapıldığı düşünülen soslar, küçük tabaklar ile sunuluyor. Tadına bakıyorsunuz, bazıları zehir gibi tuzlu, bazıları ise, şekerli, tatlı. Değişik lezzetler. Unutmadan, Fas tam bir ekmek ülkesi. Ekmeğin her türünü, yani her tür undan yapılmış ekmeği bulmanız mümkün.
Özellikle; Medina’larda dolaşırken, eğer bir ekmek kokusu hissederseniz, bilin ki, yakınlarınızda bir ekmek fırını var ve mutlaka gidin, o fırını bulun ve fırından yeni çıkarılmış, sıcacık ve muhteşem lezzeti olan ekmeği tadın. Faslı için, yemeklerde ekmek vazgeçilmez.
Kokular
Evet, Baharatçı dükkanlarında, sizleri bekleyen diğer bir husus: güzel kokulu esanslar içeren ve sabuna benzer, sitiklerin bulunması. Amber, yasemin, lavanta gibi kokular veren, bu sabun benzeri stikler; daha önce de söylediğim gibi, giysi dolaplarında ve koltuk altı sitiği yani kokusu olarak, sürülerek kullanılıyorlar. Güzel kokular var. Bunları tartarak gram ile satıyorlar. Gramı, 1 dirhem (bazı yerlerde, gramı için 10 dirhem istenildiğini de görürseniz şaşırmayın) . 50 gramlık bir yasemin kokusunu; 50 dirheme satın alabilirsiniz. Mutlaka alın, ama fiyatını dengeli bulunca alın, gerçekten muhteşem kokular.
Bulunduğu kara yolu üzerinde, son ulaşım noktasıdır. Yani, herhangi bir yere gelip-giderken uğrayıp görebileceğiniz bir yer değil. Buranın en büyük özelliği “Sincik lalesi” buralara yolunuz düşerse, mutlaka görünüz.
Adıyaman Sincik
ULAŞIM
Sincik, bağlı bulunduğu Adıyaman il merkezine 69 km. uzaklıktadır. Sincik-Malatya arasındaki uzaklık ise 60 km. dir. Görüldüğü gibi ilçe Malatya iline daha yakın olmasına rağmen, yol itibarıyla Adıyaman’a gitmek daha uygundur.
TARİH
Tarihi süreç içinde, bu bölgede de birçok devlet egemenlik kurmuştur. Bunlar arasında: Hititler, Huriler ve Mitaniler sayılabilir. MÖ.69 ile MS. 72 yılları arasında ise, yörede: Kommagene krallığı kurulur.
Daha sonraki dönemlerde ise, yörede: Romalılar, Bizanslılar ve ardından: Selçuklu ve Osmanlılar egemenlik kurarlar. 1954 yılına kadar, Kahta ilçesine bağlı bir köy iken, 1990 yılında, ilçe statüsü kazanarak Adıyaman il merkezine bağlanır.
Adıyaman SincikAdıyaman Sincik
GENEL
İlçe merkezinin denizden yüksekliği: 1325 metredir. Yükselti, güneyden kuzeye doğru gidildikçe artmaktadır. Yörenin coğrafi özelliklerinin temelinde: dağlık ve dağınık bir arazi yapısından söz etmek mümkündür. Yöre arazisi: Güneydoğu Toros dağlarının güney kesimindeki dağ ve tepelerden oluşmaktadır.
Yörede: bozkır iklimi egemendir. Buna bağlı olarak kışlar çok soğuk ve kar yağışlı, yazlar ise çok sıcak ve kurak geçer. Yazlar sıcak desem de, rakım yüksek olduğu için, yine de serin hava hakimdir.
Nemrut dağı, Sincik ilçesinin doğusundadır ve kuş bakışı olarak Kahta’dan daha çok Sincik ilçesine yakındır.
Adıyaman Sincik KilimiAdıyaman Sincik Kilimi
NE SATIN ALINIR
Sincik yöresine yolunuz düşerse, meşhur “Sincik balı” ve Sincik kilimleri” almanızı öneririm.
Adıyaman Sincik Adıyaman Lalesi-Ters Lale-Ağlayan Gelin
ADIYAMAN LALESİ
Adıyaman iline bağlı Sincik ve Gerger ilçelerinde, görülen yağış ve az da olsa sıcaklık değerlerindeki değişiklik, dağlık alanlar, sulak alanlar ovalar ve kısmen de olsa ormanlık alanlar ilin ekonomisi ve turizmi için önemli endemik bitki türlerinin ortaya çıkmasını sağlamıştır.
Bunlardan en önemlisi gerek süs bitkisi ve gerekse ilaç sanayiinde kullanılan Adıyaman Lalesidir. Adıyaman lalesi, başta ülkemiz olmak üzere Filistin, Ürdün, Suriye, Irak, İran, Afganistan ve Kuzey Hindistan’ın dağlık bölgelerinde yayılış gösterir. Bu bitkinin ülkemizdeki yayılış alanı ise: Sincik ve Gerger ilçeleri ve Hakkari ili Yüksekova ve Şemdinli ilçeleridir.
Adıyaman Lalesi, 1 metre kadar boya erişebilmekte ve her bitkide 40-45 çiçek bulunmaktadır. Çiçeklenme Mart ayının sonlarına doğru görülür ve 20-25 gün devam eder.
Adıyaman Sincik Adıyaman Lalesi-Ters Lale-Ağlayan GelinAdıyaman Sincik Adıyaman Lalesi-Ters Lale-Ağlayan Gelin
AĞLAYAN GELİN-TERS LALE
Bölgede bulunan diğer önemli endemik bitki ağlayan gelin (ters lale) olarak bilinen bitki türüdür. Bu endemik soğanlı bitki de Adıyaman lalesine benzer ekolojik isteklere sahiptir. Bu bitkinin boyu 50-55 cm kadar uzanmakta ve Mart ayı ortalarında çiçeklenmeye başlamaktadır.
Asuriler, sabah göbeğinden su yaydığı için bu çiçeğe “Ağlayan Lale” ismini vermişlerdir ve bu yüzden kutsal saydıkları ters lale, günümüzde çok değerlidir.
Adıyaman lalesi ve Ağlayan gelin olarak bilinen laleler, 1989 yılında kurulan “Doğal Çiçek Soğanları Derneği” tarafından üretimlerinin yapılması için tavsiye edilmişlerdir. Ancak, bu bitkilerin doğadan sökülerek ihracatı yasaklanmış, ihracatın yalnızca üretim kanalıyla yapılabileceğine karar verilmiştir.
Lalenin boyu: 75 cm. bulur. Her dalında 6 lalenin ters büyüdüğü doğa harikası çiçek, koruma altına alınmıştır. Genellikle sarı ve turuncu renklidir. İmperial cinslerinin boyu 1 metreyi geçebilir. Soğanlı bitki olduğu için soğanın belli bir olgunluğa ulaşmasıyla birlikte çiçeklenme görülür.
Adıyamanlı üreticilere ise, doğadan damızlık olarak soğan sökümü için izin verilmiştir. Evet yüksek rakımlı yerlerde yetişen ve yurt dışına ihraç edilen ağlayan gelin lalesinin yaygın üretimi için çalışmalar sürdürülüyormuş. Kasım ayında dikimi yapılan lale, Mayıs ayında toplanmaktadır.
Ancak en önemli özellik: Sincik yöresinin rakımı ve ikliminin üretim için uygun olmasıdır. Günümüzde ters laleler: tıp alanında ve bahçe dekorasyonlarında kullanılmaktadırlar ve bu yüzden ticari değerleri artmıştır.
Adıyaman Sincik Derik Kutsal Alanı (Heroon)Adıyaman Sincik Derik Kutsal Alanı (Heroon)
DERİK KUTSAL ALANI (HEROON)
Fatih mahallesinde (Yukarı Kaşgün) dir. Burada Heron kutsal alanı (Derik kalesi) ve Yel Değirmeni Tepesi vardır.
Karakuş Tümülüsü ve Cendere köprüsünü geçtikten sonra, Sincik ilçesi kara yolu istikametinde bulunan Çatbahçe köyünü geçtikten yaklaşık 10 km sonra, sola ayrılan 3 kilometrelik stabilize yoldan devam ederek alana ulaşılır.
Derik kalesi de denen kutsal alan 1400 metre yükseklikteki iki tepe arasında bulunan düz alan üzerinde yapılmıştır.
Üç parça halinde bulunan kalenin, MS 70’lerde Romalılar tarafından yapıldığı bilinmektedir.
Kalenin içinde büyük bir mabet bulunduğu için burası kutsal alan olarak kabul edilmiş ve çevresinde yaşayan insanlarca ziyaret edilmiştir. Ancak yüzyıllarca kullanılan bu tapınak son yüzyıllar içinde depremlerle yıkılınca kullanımından vazgeçilmiştir.
Burada bir tapınak ve kutsal temenos duvarı ile simetrik iki adet üzeri tonozlu heroon yer alır.
Yivli sütunlarla yapılan bu Roma tapınağı bütün parçaları ile dağılmamışken, mutlaka gidin görün. Bir metreden kalın çaplı sütun parçaları, hala makara gibi peş peşe devrildiği gibi durmaktadır.
Bu ana tapınak yakınında birkaç daha temel kalıntısı ve medusa kabartma figürleri bulunan arkeolojik parçalar bulunmaktadır. Yani alanda, kutsal yapıların yanında sivil yapıların da bulunması, buranın bir kült merkezi olduğunu gösterir. Zaten bugün de, ören yerinin içinde ve civarında birkaç köy evi bulunuyor ve bit alanı tarımsal olarak kullanılıyor.
Şehir, Lübnan ülkesinde Bekaa vadisinde bulunmakta, Beyrut şehrine 58 km. uzaklıkta, deniz seviyesinden 950 metre yüksekliktedir. Litani nehri ise, şehrin yakınından geçmektedir.
Toplam olarak 8 kilometre karelik bir alana yayılan şehirde, tamamen Ermeniler yaşamaktadırlar. Özellikle, yaz aylarında dünyanın çeşitli yerlerindeki Ermenilerin ziyareti nedeniyle, şehrin nüfusu hızla artmaktadır.
Anjar şehrinin isminin kelime anlamı “çalışan nehir” demektir.
Lübnan Beyrut Anjar
Lübnan Beyrut Anjar
Şehir: MS.8’nci yüzyılın başında, Emevi halifesi Velid ben (705-715) tarafından kurulmuştur. Şehir kurulduğunda, Emevi medeniyetinin en gelişmiş dönemine tanıklık etmiştir. Aynı zamanda: iki önemli ticaret yolunun kavşak noktasında bulunması nedeniyle de, bir ticaret merkezi haline gelmiştir.
Daha sonraki süreçte terk edilen şehir, 1939 yılında bölgeye gelen Ermenilerin yerleşmesi sonucu yeniden kurulmuştur. Aynı yıl: 5000 Ermeni, Türk ve Fransız donanmasının yardımı ile, Anjar şehrine taşınmıştır. Sonraki süreçte, buradaki mülteciler için, Fransızlar tarafından evler inşa edilmiştir.
1940’lara gelindiğinde ise, şehir, arkeologlar tarafından keşfedilmiştir. 385 x 350 metre boyutlarındaki dikdörtgen alanda yapılan kazılarda: surlarla çevrili kuleler ve ortaya çıkarılmıştır. Doğu-batı ve kuzey-güney istikametindeki yollar, şehri dörde böler.
Kamu ve özel binalar: gayet güzel bir planlama ile yerleştirilmiştir. Küçük saraylar (harem) ve hamam, güneydoğudaki cami, büyük saray ve kuzey-doğu istikametindeki atık suların tahliyesini sağlayan kanalizasyon sistemi ortaya çıkarılmıştır.
744 yılına gelindiğinde: Halife Valid oğlu İbrahim yenildi ve kısmen tahrip edilen şehir, terk edildi. Bu nedenle, Anjar şehri, 8’nci yüzyıl şehir planı için muhteşem bir örnektir.
Günümüzde buranın en büyük turistik değeri: Emevi saray kalıntıları ve Emevi halifesi Velid bin Abdel Malek tarafından, MS.8’nci yüzyılda yapılan kale kalıntılarıdır. Yani: burası, bugün: ziyaretçilere; bir Emevi şehir planlamasının en güzel örneğini sunmaktadır.
Şehrin batısında: doğudan-kuzeye doğru 370 metre ve 310 metre uzanan duvarlar var. Bu duvarlar: 2 metre kalınlığında ve yapısal olarak gayet sağlam, çamur ve harç ile yapılmış, büyük taşlarla desteklenmiştir. Bu duvarlar boyunca Emevi yazıtları görülebilir. Ayrıca 40 kule ve her cephenin merkezinde bir kapı bulunur. Ayrıca, 20 metre genişliğinde caddeler görülür. Çarşı bölümünde ise 4.5 metrelik sütunların bulunduğu ana caddeler üzerinde 600 dükkan bulunur.
Bunun dışında: 2 saray ve cami ve hamam bulunuyor.
Lübnan Beyrut Anjar
Lübnan Beyrut Anjar
Ana saray
Cardo Maximus denilen ana saray, şehrin doğu kenarında ve dükkanlar sırasının arkasındadır. Sarayın ana girişleri: batı ve doğu cephelerindedir. Saray odaları, 40 metre karelik bir avlu çevresinde sıralanır. En belirgin özellik: üst cephedir.
Cami
Cami, sarayın kuzeyindedir. İki bina arasında, yalnızca 3 metre genişliğinde bir sokak bulunur. Halifenin camiye girişi buradan yapılır. Diğer iki giriş ise, halk için kullanılır. Yapının temel boyutları ise: 47 x 30 metredir.
Lübnan Beyrut Anjar
Küçük Saray
Decumanus Maximus karşısında, Velid camisinin kuzeyinde, halifenin eşleri için yaptırdığı küçük saray bulunur. Buraya, bir sokaktan ulaşılır. Bu saray: bir kare avlu çevresinde sıralanan 5 odadan oluşmaktadır. Bu küçük saray: çeşitli kuşlar, kabuklu deniz canlıları, yaprak gravürleri ile süslenmiştir.
Lübnan Beyrut Anjar
Hamam
Hamam, sitenin kuzeydoğu bölümündedir. Geleneksel Roma dönemi mimari etkilerine göre yapılmıştır. Hamam: 3 kemerli, her biri ayrı soğukluk odaları, sıcaklık odaları ve sıcak su banyolarından oluşan ve ayrıca eğlence iki salon bulunan bir yapıdır.
Son bir not: Anjar bölgesine yolunuz düşerse: özellikle “alabalık” yemenizi öneririm. Günümüzde, burada: elma da çok ünlüdür.
Şehirde, 500 civarında elma bahçesi ve birçok üzüm bağı bulunmaktadır. Ayrıca, şehirde, hükümet tarafından desteklenen büyük bir alabalık üretim çiftliği bulunmaktadır.
Evet, yazıyı bitirmeden önce şunu da belirtmekte yarar var. Yukarıda söz ettiğim gibi, burası daha sonra ülkemiz topraklarından göç eden Ermenilerin yerleştiği bir yer olarak biliniyor.
Dolayısı ile, burayı ziyaret ederseniz, dikkatli bulunmanızda yarar var. Çünkü: özellikle genç Ermenilerin Türklere bakışı, pek iyimser değil.