İstanbul Kapalı Çarşı

İstanbul Kapalı Çarşı

İstanbul Kapalı Çarşı: Nuri Osmaniye ve Beyazıt Camileri ile Mahmutpaşa Çarşısı arasında.

Evet; buranın ilk çekirdeği; bugün eski Bedesten denilen, Bizans döneminden kalma bir yapı. Yani; Bizans döneminde de, burada dükkanlar bulunduğu biliniyor.

İstanbul Kapalı Çarşı

1460 yılında, Fatih Sultan Mehmet; eski saray yanına bir bedesten yaptırır. Burası; sonraları; Eski Bedesten, İç Bedesten ve Cevahir Bedesteni olarak anılmaya başlanır. Kapalıçarşı; bunun ilerisine yaptırılır.

Bir yolu pamuk, bir yolu ipekten dokunan ve sandal denilen bir nevi kumaş satışı yapıldığı için; Sandal Bedesteni adını alır. Her iki bedestende de; Fatih devri mimari özellikleri hakimdir. Esas amaç: Ayasofya’ya gelir sağlamak. Bu çarşı; daha sonraki süreçte; Kanuni Sultan Süleyman döneminde, ahşap olarak büyütülmüştür.

Bu bedestenlerden; Cevahir Bedesteni (Bedesten-i Atik=Eski Bedesten) bir mimari harikadır. Tuğla kemerlerle ayrılmış, 15 bölümden oluşur. Bu bölümlerin her biri; bir kubbeyle örtülmüştür. Bu dört kapılı bina; 45.5 x 30 m. ölçülerinde ve 136 metre karedir. Önceleri: aradaki dar yollardan, yüksekte, dolap denilen tezgahlar bulunurmuş.

Duvarların iç taraflarında da; küçük hücreler, gözler varmış. Kapalıçarşı’daki ikince bedesten olan Sandal Bedesten (Bedesten-i Cedid=Yeni Bedesten) ise; 12 paye ile 20 bölüme ayrılmış. Bunların üzerinde de; tuğladan, geniş kemerler atılmış.

Sandal Bedesteni; 50 kubbe ile örtülmüş. İçeriden ölçüleri: 40 x 32 m. ve 1280 m. karedir. Yani: diğer bedestenden biraz daha küçük yapılmıştır. Sandal Bedesteni; kubbe sayısı bakımından, Türk mimarisinde, bu çeşit eserlerin en büyüğü olması açısından önem taşır. Burada da; dış cepheye bitişik dükkanlar olup, dört taraftan girişi bulunmaktadır.

Bu iki bedesten: bir anlamda, Kapalıçarşı’nın iç kuleleridir. Her iki bedestenin duvarlarında, gözlerde bulunan kalın demir kasalarda; Osmanlı Devletinde, batı usulü bankalar kurulmadan önce, en değerli malların, mücevherlerin ve paraların saklandığı, tacirlerin sermaye ve tasarruflarını bıraktıkları, loncaların kayıt ve sicil defterlerini sakladıkları emniyet sandıklarıydı.

Fatih devrinde; Eski Bedesten de: 100’ü ayrı ve 28’i dükkanlarla beraber olmak üzere “Dolap” adı verilen 128 emanet sandığı kasası vardı. Dönemin zenginleri ve tüccarları; kıymetli eşya ve ziynetlerini, ücret karşılığında, burada saklarlardı. Buraya emanet edilen mallardan; belli bir süre sonunda takipçisi çıkmayan ya da unutulmuş olanlar, devlet tarafından, çeşitli kamu işlerinde kullanılırdı.

Çarşı; devletin; sosyal, kültürel ve ekonomik merkezi idi.

Evet, tarihi süreç içinde, ahşap yapılı ve üstü kiremitli olan Kapalıçarşı; 1512, 1546, 1565, 1618, 1622, 1658, 1750 ve 1766 yıllarındaki yangın ve depremlerden büyük zarar görür. Bunun üzerine; Sultan III. Mustafa (1757-1774) döneminde; kagir olarak, yeniden inşa edilir. Dükkanlar kagirleşip, bloklaşınca; yolların üstü de örtülür. 1894 yılındaki büyük depremden sonra, yeniden inşa ve tamirat yapılır. Depremde zarar görenler için, halktan toplanan yüz bine yakın altının, büyük çoğunluğunu bizzat Sultan II. Abdülhamit’in verdiği söylenir.

GEÇMİŞTEKİ İŞLEVLERİ

Geçmişte, burası, her sokağında belirli mesleklerin yer aldığı ve bunların da, el işi imalatının sıkı denetim altında bulundurulduğu, ticari ahlak ve törelere çok saygı gösterilen bir çarşı imiş.

Önceleri yalnızca kumaş ticareti yapılıyor iken, daha sonra, her türlü: değerli kumaş, mücevherat, silah, antika eşya, konusunda nesillerce uzmanlaşmış aileler tarafından, tam bir güven içinde satışa sunulurdu.

Bütün dükkanların genişliği aynı olacak şekilde inşa edilmiştir.

Kapalıçarşı; kuşluk vakti, dua ile açılırmış. Dua merasimi; Bölükbaşısı tarafından yapılıp, adına “Duacı” denirmiş. “Buyurun Duaya” nidasi üzerine, çarşının ortasındaki muhafızlık dolabının önünde toplanan esnaf ve ahali; devrin sultanı ve ordusunun selameti, gelmiş ve geçmiş bölükbaşı ve esnafın ruhlarına dua okurlarmış.

Duanın ardından, bölükbaşı, tellallara hitaben: “ Tavcılık yapılmayacak, mal kapatılmayacak, kefilsiz mal alınıp, satılmayacak” diye de nasihat de bulunurmuş. Çarşıda alışveriş, kuşluktan ikindiye kadar olurmuş. Pahalı malların satışı ise; Perşembe günleri yapılırmış.

Her sokakta; ayrı ürünün ustaları loncalar halinde bulunurdu. (yorgancılar, terlikçiler vs.) Satıcılar arasında rekabet, kesinlikle yasaktı. Hatta bir usta, tezgahını dükkanın önüne çıkarıp kalabalığa göstererek ürün işleyemezdi. Ürünlere devletin belirlediğinden yüksek fiyat konulamazdı.

Evet; her çeşit kıymetli malın ticaretinin yapıldığı ve üzeri kapalı çarşılara; Bedesten adı veriliyor. Kapalıçarşı’da da; İç Bedesten ve Sandal Bedesteni olmak üzere, iki bedesten var. Bunlar; Fatih devrinin mimari özelliklerini taşıyan yapılar. Bedesten’lerde; dünyanın her yerinden gelen; çeşitli kumaş, mücevher, altın, silah, kürk, halı ve daha pek çok kıymetli eşya toplanırdı. Buranın esnafı; aynı zamanda, şehrin en zengin esnafı idi. Cuma günleri tatil yapılırdı. Bütün bu mallara; son derece dürüst bekçiler muhafızlık ederlerdi.

1850’lerden sonra, Avrupa’dan kumaş ithali, yerli imalata sekte vurmuş, yavaş yavaş İstanbul’da bankaların açılması, Bedesten’in bir anlamdaki bankacılık işlevine son vermiştir. Böylece, Eski Bedesten, zamanla, bugünkü mücevherat, halı, antika eşya satışı yapılan şeklini almıştır. İç Bedesten’de: eski haritalar, antikalar, mücevherler, minyatürler, eski halı ve kilimler bulabilirsiniz.

Evet: 1943 ve 1955 yıllarındaki yangınlarda zarar gören çarşı: tamiratlarla son şeklini, yani bugünkü şeklini alır.

İstanbul Kapalı Çarşı

GENEL ÖZELLİKLERİ

Adeta bir şehri andıran ve bütünü ile örtülü bu site; zaman içinde sürekli olarak gelişip büyümüş. Bugün; dev ölçülü bir labirent gibi. Dünyanın en eski ve en büyük Kapalıçarşısı.

Ama, aynı zamanda, dünyanın en büyük kuyum çarşısıdır. Dünyada bir eşi daha bulunmayan; el emeği ve göz nuru kuyumlar; çevredeki hanlarda şekillenir ve çarşının vitrinlerinde satışa sunulur.

Bir zamanlar; göz kamaştırıcı müzayedelerin yapıldığı Büyük Bedesten ile yanı başındaki Sandal Bedesteni; günümüzde halıcıların mekanı olmuş. Sandal Bedesteni’nin hemen arkasında ise “Bitpazarı” olarak bilinen, ikinci el ev eşyalarının satıldığı dükkanların sıralandığı bir galeri var.

Türkiye ekonomisine bile adını verdiği, serbest piyasanın kalbinin attığı döviz piyasası, yine Kapalıçarşı’da doğmuş ve adı ile özdeşleşmiş.

Çarşının içindeki yer adları: esnaf ve zanaatkarlarla ilgili. Akikçiler, Altıncılar, Aynacılar, Basmacılar, Çadırcılar, Fesciler, Hakkaklar, İnciciler, Kalpakçılar, Kavaflar, Keseciler, Kuyumcular, Kürkçüler, Mahfazacılar, Okçular, Örücüler, Püskülcüler, Sahaflar, Takkeciler, Terziler, Varakçılar, Yağlıkçılar, Yorgancılar, Zenneciler adları; esnaf ve zanaatkarların hatırası olarak; zamanımıza kadar gelmiş ve cadde, sokak ve işyerlerinde hala kullanılmakta.

İstanbul Kapalı Çarşı

Bugün, kapsadığı alan: yaklaşık 47 bin metre karedir.

Günümüzde, Kapalıçarşı’ya; 8 kapıdan girilir. İçeride; 60 dar sokak, 4400 dükkan var. Ayrıca: 497 satış tezgahı, 2195 oda, 24 han, 12 mahzen, 2 bedesten, 2 lokanta, 5 cami, 10 mescit, 1 hamam, 16 çeşme, 7 çeşme, 8 kuyu, 1 akarsu, 1 sebil, 1 şadırvan, 18 kapı var. Ayrıca; binlerce atölye.

Yaklaşık; 30 bin kişi çalışıyor. Müslüman, Yahudi, Ermeni, Hıristiyan, Amerikalı, Çinli, Hintli, her dilden ve milletten insan, burada. Esnaf yada çalışan, patronu, satış temsilcisi, çaycısı, çorbacısı ile her gün 30 bin kişi, ekmek peşinde koşuyor.

Turizm sezonunda, günlük ziyaretçi sayısı: 250-400 bin kişi arasında değişiyor.

İstanbul’un görülmesi gereken, benzersiz bir merkezi.

İstanbul Kapalı Çarşı

KAPALIÇARŞIDA BUGÜN

Geçen yüzyılın sonlarında deprem ve birkaç büyük yangın geçiren Kapalıçarşı, eskisi gibi onarılmışsa da, geçmişteki özellikleri değişikliğe uğramıştır. Yorgancılar, terlikçiler, Fesciler gibi meslek grupları; yalnızca sokak ismi olarak kalmış.

Çarşının ana caddesi sayılan yerde; çoğunlukla; mücevher dükkanları ve buraya açılan yan sokaklarda ise, altıncılar var. Oldukça küçük olan bu dükkanlarda; değişen fiyat ve pazarlıkla satış yapılıyor.

Kapalıçarşı; renk ve atraksiyon olarak, her ne kadar eski canlılığını koruyor olsa da; 1970’li yıllardan sonra, İstanbul’u ziyarete gelen turist gurupları için, alışveriş olanakları, çarşının ana girişindeki modern ve büyük kuruluşlara ait yerlerde sağlanıyor.

Bu konforlu ve büyük mağazalarda: Türkiye’de imal edilen ve ihracatı yapılan, hemen bütün eşyalar satışa sunulmakta. El halıları ve mücevherat; geleneksel Türk sanatının en güzel örneklerini yansıtıyor. Bunlar; kaliteli ve orijin belgeleri ile satılıyor ve dünyanın her tarafına, garantili göndermeler yapılıyor.

Halı ve mücevheratın yanında ise, meşhur Türk işi, gümüşten yapılmış eserler, bakır, bronz, hediyelik ve dekoratif eşyalar, seramik, oniks ve deriden yapılan, üstün kaliteli, Türkiye hatıraları; bunların hepsi gerçekten zengin bir koleksiyon oluşturmakta. Ancak; Kapalıçarşı, bu yeni alışveriş merkezleriyle rekabette zorlanıyor.

Yine de; turist ziyaretleri burayı ayakta tutuyor. Kapalıçarşı; günün her saatinde hareketli ve kalabalıktır. Esnaf; ziyaretçileri, ısrarla kendi mağazalarına çağırır. Çarşının günlük ziyaretçi sayısı; zaman zaman 500 bini geçiyor.

Yine de; günümüzde, buranın en büyük sıkıntısı, biraz öncede söylediğim gibi; ziyaretçileri kendi mağazalarına çağıran, çeken, sürükleyen yani “hanutçuluk” yapan esnaf veya ayakçıları.

Aslında; buranın bu sistemini biliyor ve gerçekten bu uygulama nedeniyle, özellikle turistler adına, ülkemizden utanıyordum. Düşünün; biri bir kolunuzdan, diğeri öbür kolunuzdan tutup çekiştiren, önünüzde bir şeyler mırıldanın, arkanızda bir şeyler satmaya çalışan insanlar. Bunlar hoş olmayan görüntüler.

Polis desteğiyle, bunların çözüldüğünü duydum. Diğer yandan; Fas’a yaptığım ziyarette; bu uygulamaların çok daha kötüsünü, orada da gördüm. Yani; bu tür uygulamalar aslında, gelişmiş ülkeler dışında her yerde var.

Ama hoş değil. Keşke; insanlar, kendi beğeni ve tercihlerine göre, alışveriş yapacakları yerleri seçebilseler.

İstanbul Kapalı Çarşı

Alışverişi burada daha etkin kılmak elbette mümkün. Bu hanutçuluk olayının kaldırılması şart. Bunun yanında; kredi kartı ile alışveriş olanaklarının yaygınlaştığını görmek güzel. Ayrıca; bir banka şubesinin, Cumartesi günleri de, burada özel bir izinle açık bulundurulması, güzel uygulama.

İnsanlar; bir şeyler elde etmek istiyorlarsa, elbette gelen ziyaretçiler için uygun şartlar yaratmak zorundalar. Bu arada; biliyor musunuz, Kapalıçarşı da, büyük bir tuvalet sıkıntısı da maalesef var. Tek kelim ile durumu belirtmek gerekirse, burada, 50 bin kişiye, bir tuvalet düşüyor. Peki; buradaki esnaf, niye bu konuda önlem almaz?

Bu arada; Kapalıçarşı’da; Cuma günleri, namaz saatlerinde; dükkanlar kapalı. Ayrıca; Pazar günleri de çarşı tamamen kapalı. Özellikle: Cuma günleri, namaz saatinde; camiye sığmayan esnaf, çarşı sokaklarına taşıyor. Ama hem namaz kılmayan esnaf ve hem de alışveriş yapmak için dolaşanlar, cemaati rahatsız etmemek için azami dikkat gösteriyorlar.

GEZİ PLANI

İlk girişi: Beyazıt meydanındaki kapıdan yapmanızı öneriyorum. Bu kapının üstünde: “El-kasip Habibullah” kitabesi ve Sultan II. Abdülhamid’in tuğrasını göreceksiniz.

Karşınıza ilk olarak: kuyumcuların bulunduğu, Kalpakçılar Caddesi çıkar. Çarşının en geniş ve en ferah caddesi, ama yine de adım atacak yer olmadığını görüp şaşıracaksınız. Çarşının içlerine dalmak için; 50 m. sonra, çeşmenin bulunduğu yerden, sola dönün. Sipahiler Caddesi. Biraz ileride, ünlü “Şark Kahvesi” var.

Turistler, közde pişen Türk kahvesini yudumluyorlar. Sizde, girin ve aynı keyfi tadın. Dükkanların önündeki gençler; müşteri avında. Bazıları; turistini ele geçirmiş ve mağazaya sokmaya çalışıyor. Ama; unutulmaması gereken tek şey, burada sıkı pazarlıkların hakim olduğu. Yani; yerlisi de yabancısı da pazarlık yapmadan alışveriş yapmaması gerektiğini iyi biliyor.

Yağcılar caddesine doğru yürüyün. Kapalıçarşı gerçekten çok büyük ve nispeten karışık bir yapıda. Çünkü: tarihi süreç içinde, sürekli olarak yeni yapılaşmalar olmuş. Başlıca caddesi: doğu-batı yönündeki Kalpakçılar caddesi. Ayrıca: güney-kuzey yönündeki Yağlıkçılar caddesi var.

Büyük olasılıkla kaybolacaksınız, ancak girdiğiniz kapıyı veya çıkmak istediğiniz kapıyı daha önce bellerseniz, bu kapıları sora sora istediğiniz yere ulaşmanız mümkün, çünkü insanlar size yol göstermek için, gerekli yardımı seve seve yapacaklardır.

KAPALI ÇARŞIDA; NE YENİR, NE İÇİLİR, NE SATIN ALINIR, HEDİYELİK EŞYA ALIŞVERİŞ

Bu arada: Kapalıçarşı Esnaflar Derneğinin altında, kuzine sobada yemek yapan ve çok sevilen: Can Restoranda Osmanlı yemekleri yiyebilirsiniz. Şark Kahvesinde; odun ateşinde pişen Türk kahvesi içebilir veya kahve sevmeseniz; bitki çaylarını yudumlayarak, yorgunluk atabilirsiniz.

Çakırağa Caminin biraz ilerisindeki “İgus” tan, eşiniz için bir şal veya eşarp satın alabilirsiniz. Çarşıya göre, fiyatları uygun ve çeşitleri bol. Yağlıkçılar caddesindeki Cebeci Handa; alem ustalarını ziyaret edebilirsiniz.

Hacı Hasan Sokak da ki Antica Murrinaya uğrayabilirsiniz. Murrina; geleneksel İtalyan cam sanatının adı. En güzel el işi cam örneklerini burada görebilirsiniz.

İstanbul günlük gezi planı hakkındaki yazım için. 

İstanbul Eminönü tanıtımı ve gezilecek yerler,

İstanbul Beyazıt meydanı tanıtımı ve gezilecek yerler hakkındaki yazım için. 

İstanbul Tematik Akvaryum

İstanbul Tematik Akvaryum

İstanbul Akvaryum Kompleksi: Florya’dadır. Florya’da: Şenlikköy Mahallesi. Yeşilköy-Halkalı caddesi üzerindedir. E-5 karayolu üzerinde Florya yol ayırımına “Akvaryum-İstanbul” tabelası var. Yani, ulaşım pek de zor değil.

İstanbul Tematik Akvaryum

AÇIK BULUNDUĞU SAATLER VE GİRİŞ ÜCRETLERİ

Akvaryum kompleksine giriş ücretli. Büyükler için: 100 TL. ve öğrenciler-öğretmenler-engelliler-65 yaş üstüler için: 70 TL. giriş ücreti alınıyor.

Ancak internete özel giriş ücretleri daha uygun, bu yüzden gitmeden önce internetten firmanın internet sitesinden bilet almanızı öneririm. İnternet sitesi giriş ücretleri, yetişkin için 70 TL, ve 2-12 yaş, öğrence, öğretmen, engelli, 65 yaş üstü, gazi için giriş ücreti 50 TL dir.

Akvaryum kompleksinin açık bulunduğu saatler: 10.00-20.00.

ÖNEMİ

Barındırdığı canlı çeşidi, hacmi ve gezi güzergahındaki aktiviteleri ile, dünya çapında, tüm akvaryumlar içinde ilk konuma çıkıyor.

YAPI ÖZELLİKLERİ

İstanbul Tematik Akvaryum; Kompleksin yapımına: 2003 yılında başlanmış ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde, 5 özel firmanın katılımı ile oluşturulan konsorsiyum tarafından yapılmıştır. Toplam maliyet: 268 milyon TL. iken, bu maliyetin  yaklaşık yüzde 55’lik bölümü, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından  karşılanmıştır.

100 dönümlük bir arazi üzerinde kurulmuştur. Bu arazi üzerindeki akvaryumun bulunduğu bölüm: toplam 22.000 metre karelik bir alanda, 2 katlı olarak inşa edilmiştir. Bu kadar büyük alandaki deniz canlıları: her biri 6800 metre küplük su hacmi bulunan, 65 su tankında yaşamlarını sürdürüyorlar.

Özel aracı ile burayı ziyaret edecekler için: 1200 araçlık büyük bir otopark alanı da bulunuyor. Otopark ücreti olarak 5 TL. alınıyor.

DİĞER GENEL ÖZELLİKLER

Akvaryumda: 1500 çeşitten toplam 15.000 civarında deniz canlısı bulunuyor. Bu canlılar: kendi  doğal ortamlarına en yakın şartlarda, yani yaşam koşullarında barındırılıyorlar.

Kompleks içinde: eğlence yerleri de var. Bunlar arasında: kafe, çocuk oyun alanları ve 5 boyutlu bir cep sineması (15 kişilik) bulunuyor. Özellikle, bu sinema bölümünde, 7 ayrı film izlemek mümkün. Rüzgar, sis ve su gibi efektler de izleyicilere yaşatılıyor. Sinemada izlenecek bir film için ödenmesi gereken ücret: 10 TL.

Tüm bunların yanında, kompleks içinde, hediyelik eşya satılan bir yer var. Gezi güzergahı üzerinde, yukarıda sözünü ettiğim gibi, 3 kafe bulunuyor. Bunlar, küçük molalar için harika. Ayrıca: çevresinde oluşturulan manzaralar ile ( bir taraf deniz diğer taraf Panama kanalı) muhteşem bir görüntü güzelliği yaratılan bir restoran bulunuyor.

TEMALİ GÜZERGAHLAR

Kompleks içinde bulunan temalı bölüm uzunluğu: 1200 metredir. Bu alanda, o yörenin özelliklerini taşıyan resimler ve tablolar kullanılmış ve temalı alanlar yaratılmıştır. Aynı yerde, su altında ise, yine o yörede yaşayan deniz canlılarının örnekleri barındırılıyor. Ama, ortam o kadar güzel ışıklandırılmış ve renklendirilmiş ki, Ankara akvaryumundaki o loş görüntü hemen akla gelmiyor değil. Ayrıca: canlıların yaşam ortamlarının yakınlarında, canlılar hakkında ayrıntılı bilgi verilen elektronik ekranların bulunması, çocukların öğrenmeleri açısından çok yararlı bir girişim olmuş.

Evet, bu temalı alanlar: Karadeniz’den başlayıp, Pasifik okyanusuna kadar uzanıyor ve uzunluk: 1200 metredir. Bu bölümde, dünya denizlerini dolaşmanız mümkün. Çünkü: Ege’den yola çıkıp, Akdeniz’e gitmek ve oradan Süveyş kanalını geçip Kızıldeniz’e ulaşmak ve Panama Kanalını geçip Pasifik okyanusuna ulaşmak ve dünya denizlerinin özelliklerini görebiliyorsunuz. Hatta: Çanakkale boğazı bölgesinde, Truva şehrinin maketini ve hatta bir tahta at maketini görebiliyorsunuz.

Karadeniz bölgesinin temalandırıldığı bölümde, Nuh’un gemisi ve Karadeniz’de yaşayan deniz canlıları ve Ege bölgesinin temalandırıldığı yerde ise, antik uygarlıkların izlerinin maketleri görülüyor. Özellikle: en çok ilgi gören bölüm: İstanbul boğazının temalandırıldığı bölüm.

Bu  tematik bölümlerde: bölgenin özellikleri, çeşitli resimler, tablolar ve maketlerle canlandırılıyor. Su altı bölümlerinde ise, o yörede yaşayan: deniz yıldızları, vatozlar, ıstakozlar, karides, köpek balıkları ve diğer canlılar görülebiliyor. Hatta, Kızıldeniz bölümünde, Kızıldeniz’den getirilen rengarenk mercanları görebiliyorsunuz.

Bu temalı 16 alanın devamında ise, yağmur ormanlarının canlandırıldığı bölüm var. Yağmur ormanlarında çok fazla buhar ve su var. Ağaçların üzerinde yağmur damlaları ve fonda vahşi hayvan sesleri duyabiliyorsunuz. Hatta, bu alanda gezerken şemsiye açmak bile gerekebiliyor, çünkü alenen suni yağmur yağdırılıyor. Hava sıcaklığı ise, 27 derece oluyor.

SONUÇ

Özellikle, İstanbul Forum alışveriş merkezindeki bakımsız akvaryumu ve Ankara’da açılan akvaryumu ve eksiklerini gördükten sonra, burası gerçek anlamı ile, muhteşem bir akvaryum olarak öne çıkıyor. Ben özellikle, burada, akvaryum içinde, ölü ve diğer balıklar tarafından parçalanmış balık görmemenin mutluluğunu yaşadım. Umarım bu şekilde devam eder ve giriş ücreti ne kadar yüksek olsa da, büyük bir ziyaretçi akımı yaşanabilir.

Hani, sürekli gidilecek bir yer olmasa da, sanırım İstanbul dışından gelenlerin mutlaka ziyaret edecekleri ve İstanbul’da yaşayanları ise ve özellikle çocukların yılda mutlaka 1-2 kez ziyaret edebilecekleri güzellikte bir yer.

İstanbul günlük gezi planı hakkındaki yazım için.

İstanbul Florya tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için. 

İsfanbul Tema Park

İsfanbul Tema Park

İsfanbul Tema Park: bir zamanlar “Vialand” olarak hizmete giren eğlence merkezinin yeni ismidir.

Evet ülkemizdeki ilk “Tema Parkı”: Eyüp ilçesinde Yeşilpınar Mahallesi Şehit Metin Kaya Sokaktadır.

İsfanbul bünyesinde: Alışveriş Merkezi (Avm), Otel, Tema Park ve gösteri merkezi bulunmaktadır.

Yani burası alışveriş merkezi olmasının yanında, eğlence ve yaşam konseptidir.

Park 2013 yılında hizmete açılmıştır. Açılmasının ardından, Avrupa’da bulunan 800 Tema Park arasından, en iyi ilk 10 Tema Parktan birisi olarak seçilmiştir. Ayrıca, açılışından sonra birçok ödül de kazanmıştır.

Evet ülkemizin ilk “Tema” parkı açıldı ve parkı ziyaret ettiğimde gördüklerimi ve yaşadıklarımı aşağıda sizlerle paylaşacağım. Öncelikle: park, tabii AVM de birlikte olması nedeniyle, şehrin içine yapılmış ve çevresindeki yerleşim alanlarını büyük ölçüde etkilemiş, keşke daha şehir dışına bir yerlere yapılsaydı.

Zaten, yurt dışında bu tür parklar genellikle şehir merkezi dışına yapılmaktadır. Çünkü: parkın konsepti gereği, bu tür parklar ziyaretçilerini gerçek dünyadan alıp, hayal dünyasına götürürler.

Yani, park alanı dışarıdaki hayattan izole olmalı, dışarıdan içeri girince dışarıdaki hayatla bağlar koparılmalıdır, bunun için de, bu tür parkların şehir merkezi ve yerleşim yerlerinin dışında olmasına ve/veya dışarıdan bağların koparılması için ağaçlandırma veya büyük setler çekilmesine dikkat edilmektedir.

Ama, bizim bu temalı park alanımız, tam şehir merkezinde ve yerleşim yerlerinin arasında konuşlandırılmıştır, yani bu tür bir gerçek hayattan izolasyon mümkün olmuyor. Hatta, duyduğuma göre, Alibeyköy semtindeki temalı park alanı olmadan önce, buradaki ev kiraları ucuz iken park alanı ve AVM bittikten sonra, çevre şenlenmiş ve kiralar hızla yükselmiştir.

Sonuç olarak, keşke, şehir merkezinin dışına yapılsaydı dememek mümkün değil. Zaten: yörenin insanı, buraya doluşmaya başlarsa, büyük olasılıkla İstanbul’un büyük bölümü ve yurt dışından gelenler ve Türkiye’nin farklı şehirlerinden gelenler, buraya girmekte zorlanacaklardır.

Çünkü, park alanı gerek konumu ve gerekse giriş ücretlerinin nispeten düşük olması sebebiyle, bu söylediğim büyük olasılıkla kısa zamanda gerçekleşecektir.

Park alanı: yaklaşık 100 futbol sahası genişliğindedir. Yani, toplam 600 bin metre karedir. Bir dönem taş ocağı olarak kullanılan park alanı: daha sonraki dönemde, Haliç’i kurtarma çalışmalarında gündeme gelmiş, Haliç’ten buraya petrol hattı gibi boru hattı döşenmiş ve Haliç’in çamuru buraya akıtılmıştır.

Yani, tema parkının yapıldığı alan, Haliç’in çamurundan oluşturulmuş 650 bin m. Karelik alanda kurulmuştur.

Alanda çimlendirme ve ağaçlandırma çalışmaları sürdürülmektedir. Yakın gelecekte, buranın daha da yeşilleneceği söyleniyor. Çünkü, şu an için park alanında gölgelik bir yer yok, gölgede biraz oturayım derseniz yalnızca lokanta var.

Lokanta demişken, park alanında lokanta ve büfeler bulunuyor ve bunlar park alanının çeşitli yerlerine dağılmışlar. Ancak, bunlar da henüz inşaat çalışmaları gibi tamamen açılmamışlar, belki de ramazan nedeniyle açılmadılar. Tuvaletlere gelince, park alanının çeşitli yerlerindeki tuvaletlerin temiz olduğu görülüyor.

Park: günde 10 bin kişiye hizmet verebilecek şekilde düzenlenmiştir. Yılda ise, 30 milyon kişinin ziyaret etmesi bekleniyor. Park alanında, 4 bin kişinin istihdam edildiği söyleniyor.

İsfanbul Tema Park İsfanbul AVM
İsfanbul Tema Park İsfanbul AVM
İsfanbul Tema Park İsfanbul AVM

İSFANBUL AVM

Tema parkın hemen yanında “İsfanbul AVM” bulunuyor ve burada: oyuncaktan giyime, dekorasyondan çeşitli yemek ünitelerine kadar birçok mekan bulunuyor. 110 bin metrekarelik kiralanabilir alanda: alışveriş caddeleri üzerinde, 109 farklı cephe, 250 mağaza bulunmaktadır.
Üst kat mağazaları ise: üstü açık sokaklarda bulunuyor.
Ancak siz bu üstü açık sokakları görüyorsunuz ve derken bir den yağmur yağıyor. Yağmur yağdığında bu üstü açık sokakların üstüne garip şemsiyeler yerleştiriyorlar, ancak yine de yağmur sularını engelleyemiyorlar.

Üstü açık sokaklarda nostaljik bir tramvay geziniyor.
Alışveriş merkezinin önünde, bir de suni göl bulunuyor. Görsel olarak, İstanbul’daki en iyi alışveriş merkezlerinden biri olmaya adaydır. Alışveriş merkezinin tam ortasında ise, büyük bir havuz var ve havuzda kurbağalar görünüyor.
Alışveriş merkezinin yeme-içme alanında ise, Türk ve dünya mutfağının eşsiz lezzetleri yan yana sunuluyor. İsfanbul Sineması ise “Cinemeximum” tarafından çalıştırılıyor. Burada, son teknolojiyle donatılmış ve dijital ekranlı 11 salon, I-MAX teknolojisi ve toplamda 1650 koltuk kapasitesiyle sinema keyfi yaşayabilirsiniz. Sinema salonunda 3d filmlerde: koltuklar oynuyor, havalanıyor.

İSFANBUL HOLİDAY HOME SUİTS

İsfanbul Alışveriş ve Eğlence Dünyası içinde bulunan otel, eğlence ve alışveriş merkezinin sunduğu tüm etkinliklerin hemen yanındadır. Ayrıca, yine çevredeki birçok turistik mekana oldukça yakındır. 5 yıldızlı bu otelde, 250 oda ve 12 suit bulunmaktadır.

AÇIKHAVA KONSER VE ETKİNLİK SAHNESİ

100 bin metre karelik büyüklükteki “Gösteri Merkezi” içinde: 10 bin kişilik konser salonu, geniş yeşil alanlar ve daha birçok aktivitenin yürütüleceği aktivite alanı bulunuyor. Yine burada, Türkiye’nin en büyük açık hava ekranı bulunuyor. Burada: konserler, maçlar, turnuvalar ve festivaller düzenleniyor.

İsfanbul Tema Park

KONUMU-YERİ

İsfanbul Tema Park

İsfanbul : Eyüp-Alibeyköy’de : Yeşilpınar Mahallesi Şehit Metin Kaya Sokaktadır. Arazinin kuzeyinde “TEM Otoyolu” ve güneyinde ise “E-5 karayolu” bulunmaktadır.

ULAŞIM

İsfanbul Tema Parkına; kendi özel aracınız ile ulaşabilirsiniz. Özel araçlar için, park alanında 5000 kapalı ve 3000 açık alanda otopark bulunuyor ve ücretsizdir.

İsfanbul Tema Park

BİLET ÜCRETLERİ

Giriş bileti satın aldıktan sonra: İsfanbul Park’a giriyorsunuz, Park girişinde aldığınız günlük bilet ile, içeride tüm ünitelerde, kapanış saatine kadar sonsuz binebilirsiniz. Günlük bilet ücretleri: 3-14 yaş arası çocuk için 99 TL, 14-60 yaş üstü için 99 TL dir.

Ayrıca 1 yıl geçerli “Yes Clup Kart” satın alabilirsiniz. Yes kart satış fiyatı, yıllık 399 TL dir.

Yine park alanında sıraya girerek kuyruklarda beklememek isteyenler için “Fast Pass” bileklikleri satılmaktadır.

Yani, Avrupa ve Amerika’nın çeşitli yerlerinde olduğu gibi, girişte yalnızca bir bilet satın alıyorsunuz ve park alanı içindeki tüm ünitelere, istediğiniz kadar ayrı bir ücret ödemeden binebiliyorsunuz, ancak: elbette o ünitelerin önündeki uzun kuyrukları-sıraları unutmayın.

Sonuç olarak, burada normal bir bilet satın alıp girdiğinizde oyuncakların önünde uzun kuyruklarda sıraya girmeniz gerekiyor ama sonuçta Avrupa ve Amerika’da benzeri park alanlarında da girişte belli bir ücret ödedikten sonra park alanı içinde oyuncaklarda ve etkinliklerde sıraya girip beklemek gerekiyor. Yani 2  dakikalık bir oyuncağa binmek için 45 dakika sıra beklemek zorunda kalacağınızı unutmayınız.

İsfanbul Tema Park

AÇILIŞ-KAPANIŞ SAATLERİ

İsfanbul “Tema Park” bölümü: her gün saat 11.00 de açılmakta, hafta içinde 20.00 ve hafta sonunda ise 22.00 de kapanmaktadır.
İsfanbul “Alışveriş Merkezi” bölümü ise: her gün saat 10.00-23.00 arasında açıktır.

İsfanbul Tema Park

TEMA PARK BÖLÜMÜ

1. Vialand Şatosu
2. Macera Dünyası
3. Oyun Dünyası
4. Efsaneler Dünyası

İsfanbul Tema Park Vialand Masal Şatosu

MASAL ŞATOSU

Park alanında, ziyaretçileri bu şato karşılıyor. Şatonun içinden geçerken, park alanında karşılaşacağınız eğlence dünyasına ait bilgiler veriliyor. Şato: 2000 m. Karelik bir alanda tüm görkemiyle yükselmektedir. Ancak: bu tür şatolar genellikle yurt dışında “Disneyland” türü yerlerde bulunmaktadır çünkü Disneyland kültüründe bu tür şatolar bulunmaktadır. Ama, İsfanbul, Disneyland kültürüyle yapılmamıştır, bence keşke burada böyle bir şato yerine, bir Türk mimari kültürünü anımsatan saray yapılsaydı. Evet, Şatodan çıkınca, eski İstanbul’un günlük yaşamını günümüze taşıyan ana cadde, farklı mimari özelliklerle ilgi çekiyor.

Evet, Şatodan çıkınca ise, ziyaretçileri “atlı karınca” karşılıyor.

İsfanbul Tema Park Vialand Macera Dünyası

MACERA DÜNYASI

Burada: tünellerden geçebilir, şelalelerden düşebilir, hız limitlerini zorlayan ve yükseklere çıkmaya hazır olan ünitelere binip, macera dünyasını yaşayabiliyorsunuz.

Nefeskesen-Speed Coaster

Bu Avrupa’nın altıncı hızlı trenidir. Hız treni: 3 saniyede 110 km. hıza ulaşmaktadır. Yani, yolculuğa başlamak için muhteşem bir hız sağlanıyor.

Maceraperest

Bu bir roller coaster dır.
Saatte 80 km. hızla yapılan yolculukta: 30 metre yüksekliğe çıkılıyor. Bu 30 metre yüksekliğe çıkılması ,saniyeler sürüyor. Ancak: elbette buna binebilecek olanların belli bir boy standardının üstünde yani 120 cm. den uzun olmaları gerekiyor, ama parka gittiğimde, buna pek uyulmadığını gördüm, umarım burada bir sıkıntı çıkmaz çünkü yolcuların hareket sırasında güvenlik kemerinden kayıp uçmamaları için en az 120 cm. uzunluğunda olmaları gerekiyor.

İsfanbul Tema Park Vialand Viking-Splash Coaster
İsfanbul Tema Park Vialand Viking-Splash Coaster

Viking-Splash Coaster

Sulu eğlence sevenlerin tercihi, 15 metreden aşağıya beklenmedik bir anda düşüş ve sonucunda biraz ıslanıyorsunuz, ama adrenalin doruklarda. Evet, bir tekneye biniyorsunuz ve su dolu bir kanalda ilerliyorsunuz. Tekneler 20 kişiliktir. Yolculuk sırasında, 45 derecelik bir eğimle: 10 ve 15 metrelik iki ayrı bölümden aşağıya kayıyorsunuz ve ıslananlar için çıkışta özel kuruma bölümleri bulunuyor. Burada kurumadan çıkarsanız ve hatta “maceraperest” e binerseniz, ıslak ıslak rüzgarın çarpmasına tahammül etmeniz gerekir.
Viking’in toplum uzunluğu 480 metredir. Maksimum hızı saniyede 15 km. kadar ulaşıyor. Ünitenin yapımında, 500 metre ray ve 2800 m. Küp su kullanılmıştır.

360

28 metre yükseklikte, İsfanbul parkının tersten nasıl göründüğünü merak edenler için. Alet, oturanları kendi çevresinde döndürüyor ve biraz önce de söylediğim gibi, 28 metre yükseklikten, park alanını 360 derece izlemek mümkün oluyor.
Evet bu ünite, meraklılarını bir hortum gibi gökyüzünde evire çevire savuruyor.

Çılgın Nehir-Rafting Ride

700 metrelik bir parkur boyunca: coşkuyla çağlayan bir şelalenin ortasında, 9 kişilik botlarla yapılan muhteşem bir nehir yolculuğu.

İsfanbul Tema Park Vialand King Kong

King Kong

Yerden 15 metre yüksekte, bir Hollywood efsanesi canlanıyor. Çocukların hayal dünyasının bu kahramanı: ağzından dumanlar çıkararak sizi bekliyor.
Otobüsün içine giren ziyaretçiler, otobüsle birlikte havada King Kong tarafından sallanıyorlar. Yani, bir anlamda filmdeki sahneler gerçekleşiyor. King Kong maketinin yüksekliği 12.7 metre, genişliği ise 11.5 metredir. Toplam kütle ağırlığı ise 35 tondur. Otobüs her seferde 35 yolcu kaldırma kapasitesindedir.

Safari Tüneli

Karanlık bir tünel, saatte buraya 500 kişi girebiliyor ama karanlık olması nedeniyle, yalnızsınız ve yolunuza çıkabilecek sürprizlere hazırlıklı olmanız gerekiyor. Evet vahşi bir ormanda, arkadaşlarınızla birlikte oyun oynayabileceğiniz eğlenceli bir yer.

Zindan

Burası korkuya meydan okumak isteyenlerin girebilecekleri bir yer. Tünelin derin karanlıklarında sizi nelerin beklediğini görmek isterseniz ve korkmayacağınıza emin iseniz, buraya girin.

Hayal Perdesi

Burası bir sinema salonu ve 5D film gösterimi sırasına, kendinizi filmin içinde hissediyorsunuz.

Jet Ski

İstanbul’da şehrin ortasında jet-ski yapmak mümkün. Bunlara çocuklar aileleriyle birlikte binebiliyorlar ve direksiyona geçtiklerinde, dönen araçların yönünü çocuklar belirleyebiliyorlar, istedikleri hızda ve yönde gidebiliyorlar.

İsfanbul Tema Park Vialand Oyun Dünyası

OYUN DÜNYASI

Burada: tüm aile bireylerinin birlikte zaman geçirebilecekleri oyun aletleri bulunuyor.
1. Minik kaşifler (burası hemen girişte, atlı karıncanın karşısındadır. Yanınızda çocuk olmasa da, burayı mutlaka deneyin, etkileneceğiniz kesin)
2. Minik yarışçılar
3. Gelin oynayalım
4. Neşeli çiftlik
5. Mini kule
6. Kahraman itfaiyeciler
7. Küçük madenciler
8. Hayal makinası
9. Atlı karınca
10. Çarpışan arabalar
11. Uçan çocuklar

İsfanbul Tema Park Vialand Efsaneler Dünyası

EFSANELER DÜNYASI

Fatihin Rüyası

Burada: İstanbul’un fethi canlandırılacakmış ve henüz bu bölüm açılmamıştır. Söylenenlere göre, burada biraz önce söylediğim gibi, Fatih Sultan Mehmet tarafından, İstanbul’un nasıl fethedildiği uygulamalı olarak gösterilecekmiş.

Saray Salıncağı

Burada: 20 metre çapında bir daire çizerek uçan salıncakta, aynı anda 40 kişi bulunabiliyor.

İsfanbul Tema Park Vialand Adalet Kulesi

Adalet Kulesi

İsfanbul tema parkı içinde, ziyaretçilere en büyük adrenalin yaşatan yerlerden birisi de burasıdır. 12 yaşından büyük ziyaretçiler buraya kabul edilmektedirler.
Burada, ziyaretçileri bir kadı ile katip karşılıyor. Çünkü, kulenin hikayesi gereği: cezanıza karar veren kadının sizi aşağıya bırakarak cezalandıracak olması.
Burada: ziyaretçilerin bindiği ünite, yerden 50 metre yükseğe çıkıyor ve çevrenin muhteşem manzarası izlenirken, 10 saniye sonunda, hızla yani serbest düşüşle, ünite yere düşüyor, bu düşüş yaklaşık 3 saniye sürüyor.
Bu düşüşün bir diğer özelliği, düşüş sırasında “4G”kuvvetine maruz kalınmasıdır.

Bir Zamanlar İstanbul

Burada, geçmiş yılların İstanbul’undaki yaşanmışlıklara ve olaylara, bir yolculuk yapılıyor.

İstanbul günlük gezi planı hakkındaki yazım için.