Malatya

Malatya

Birkaç kez gittim. Özellikle: şehir merkezindeki İsmet İnönü heykelinin büyüklüğü dikkatimi çekti. Bir de, şehir girişinde, hemen sol yandaki büyük bir uçurum kıyısında, sanırım asker birlik vardı onu hatırlıyorum. Ayrıca: şehre çok uzak bir havaalanı. Muhteşem lezzetli kayısılar. İlk intiba, Malatya büyük ve güzel bir şehir.

Derler ki: Malatya’ya gelen, bir daha buradan ayrılamazmış. Ama, Malatya’dan dışarı gidenler de, bir daha Malatya’ya geri dönmezlermiş. İşte size Malatya.

Malatya

ULAŞIM

Malatya’ya ulaşım denilince: kara, hava ve demiryolu ulaşımının bulunduğu söylenebilir. İl merkezine, 30 km. uzaklıktaki “Erhaç Havaalanı” ile, il merkezine havayolu ulaşımı sağlanmaktadır.

Malatya-Sivas arası uzaklık: 247 km. Malatya-Adana arası uzaklık: 388 km. Malatya-Gaziantep arası uzaklık: 247 km. Malatya-Adıyaman arası uzaklık: 185 km. Malatya-Ankara arası uzaklık: 660 km. Malatya-Diyarbakır arası uzaklık: 251 km. Malatya-İstanbul arası uzaklık: 1113 km. Malatya-İzmir arası uzaklık: 1189 km.

Malatya

TARİHİ

Malatya yöresinin tarihi incelendiğinde, özellikle: 1979 yılında, Karakaya Baraj Gölü kurtarma kazıları yapılan “İzolulu Mevkiindeki Cafer Höyük”te: yörede yaşayan insanların mağaralardan çıkıp, ilk defa ovada tarım ve hayvancılık yaptıkları anlaşılmıştır. Yani: yerleşik köy hayatına geçiş aşaması görülüyor. Burada yaşayan bu insanların, MÖ.7000’li yıllarda, burada bulundukları tahmin ediliyor.

Malatya yöresinde: takip eden tarihi süreçte, Hitit, Med, Pers, Roma ve Bizans egemenlikleri görülür. 11.yüzyılda ise, Türkler görülür. 1057 yılında, Malatya Türklerin eline geçer. 1515 yılında, Osmanlılar yörede görülürler.

MALATYA İSMİNİN KAYNAĞI

Malatya şehri, günümüze kadar pek büyük bir değişiklik göstermeden gelen Anadolu şehirlerinden biridir. Hitit yazılı kaynaklarında: şehrin ismi “Melita” olarak geçer. Asur yazılı kaynaklarında ise, şehrin ismi: “Meliddu, Melide, Melid, Milid, Milidia” olarak geçmektedir. Urartu kaynaklarında, şehre: “Melitea” ismi verilmiştir. Sonuçta, şehrin yani Malatya’nın isminin: Hititçe “bal” kelimesi olan “Melid” kelimesinden türediği düşünülmektedir. Hitit hiyeroglif kitabelerinde: Malatya şehri: “bir öküz başı ve ayağı” ile ifade edilmiştir.

BATTAL GAZİ DESTANI

Hüseyin Gazi: Peygamber soyundan gelen bir kişidir ve Malatya yöresine yerleşmiştir. Cafer isimli bir oğlu vardır. Ancak: Hüseyin Gazi, bir av sırasında, yörenin Rum Beylerinden Mihriyayıl tarafından, bir hile sonucu öldürülür.

Cafer: babasının katillerini bulur ve öldürür. Serasker olur. Daha sonra, Kayser orduları ile yapılan çatışmalarda, üstün başarılar gösterir ve Malatya Beylerinin güvenini kazanır.

Kayser: Ahmer komutasında, bölgeye bir başka ordu gönderir. Cafer: Ahmer’in komutasındaki ordu ile yaptığı savaşı da kazanır. Bunun üzerine, Ahmer “Müslüman” olur. Kendisine: Cafer tarafından ”Ahmet” ismi verilir. Ahmet’te, Cafer’e “Battal” ismini verir.

Takip eden süreçte: Battal Gazi, Bizanslılarla yaptığı sayısız çatışmadaki başarıları ile öne çıkar ve yaptıkları, destansı bir şekilde yörede anlatılır.

Malatya

GENEL

İl merkezi, Malatya ovasında kurulmuştur. Fırat’ın kollarından biri olan Tohma ve ona karışan birçok akarsu, ovayı sular. Ovanın sulanan bu kesimlerinde: şeker pancarı, tütün, sebze, meyve ve tahıl üretimi yapılır. Ancak, son yıllarda, yaylalarda hayvancılık ta gelişmektedir.

Malatya: il geneli olarak, tüm iller içinde, sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamasında, ülkemizde, 41’nci sırada bulunmaktadır.

Malatya topraklarında önemli bitki örtüsü yok. Çünkü: bir zamanlar, büyük bölümü ormanlarla kaplı iken, gelişen zamanla bu ormanlar yok edilmiş ve bozkırlar ortaya çıkmıştır.

FIRAT NEHRİ

Elazığ-Keban barajından çıkan Fırat nehri: genişçe bir yay çizer ve Kuruçay ile Tohma suyunu alarak ve çeşitli adacıklar oluşturarak: Karakaya Baraj Gölü sahasına gelir. Daha sonra: Doğu Anadolu’nun en derin ve en uzun boğazlarından biri olan “Kömürhan” boğazına girer ve akmasına devam ederek: Diyarbakır-Çüngüş ilçesi yakınlarında “Karakaya Barajı” göletini doldurur.

Malatya

KAYISI

Günümüzden, 5000 yıl öncesine kadar, kayısı bu bölgede bilinmekte ve üretimi yapılmaktadır. Dünya yaş kayısı üretiminde, Türkiye, birinci durumdadır. Türkiye’yi: İtalya ve İspanya izlemektedir.

Kayısı: içinde bulunan organik ve anorganik maddelerle, insan sağlığına olumlu etkiler yapar. Muhteviyatında bulunan yüksek şeker, nişasta, protein, pektin, çeşitli vitaminler (A,B,B2,C,E,P,PP,Folik asit) içermektedir.

A vitamini: vücudu ve organları saran epitel doku ve göz sağlığı, kemiklerin ve dişlerin gelişimi açısından yararlı ve gereklidir. Ayrıca: kayısının sodyumca fakir, potasyumca zengin olması, bazı özel diyetlerin düzenlenmesinde de yardımcı olur.

MALATYA ASKERİ YAPI

İl merkezinde: 2’nci Ordu Komutanlığı karargahı bulunuyor. Ayrıca: 7’nci Ana Jet Üs Komutanlığı da var. Yani: Malatya şehrinde, yoğun bir askeri personel ve ailelerinin oluşturduğu sosyal çevreyi görmek mümkün. Özellikle: hafta sonu günlerinde, şehir merkezinde bol miktarda, asker şahıs görülebiliyor.

Malatya İnönü Üniversitesi

MALATYA İNÖNÜ ÜNİVERSİTE

Üniversite, 1975 tarihinde kurulmuş olup, Türkiye’nin kuruluşu en eski üniversitelerinin arasındadır. Üniversite bünyesinde birçok fakülte ve yüksek okul bulunmakta olup, en son olarak: 2009 yılında Hukuk ve 2010 yılında İletişim Fakülteleri kurulmuştur.

Üniversite kampüsünde: eğitim-öğretim birimleri, Turgut Özel tıp merkezi, öğrenci yurtları, spor tesisleri, konferans salonu, alışveriş merkezi, öğrenci kafeteryası, kitap satış merkezi, internet merkezi, kütüphane, bayan kuaförü, postane, banka şubeleri bulunmaktadır.

Üniversite kampüsü içinde, 2 tane müze var. Bunlar: İsmet İnönü Müzesi ve Turgut Özal Müzesi.

NE YENİR

Malatya mutfağında, köfteler önemli yer tutar. Köftelerin yapımında kullanılan ana malzeme ise, bulgurdur. Malatya’da, bulunan 70’den fazla köfte çeşidinden, benim size önerebileceğim başlıcaları şunlar: analı-kızlı, içki köfte, sumaklı ekşili köfte.

NE SATIN ALINIR

Malatya’da, buraya has kayısının her türü satışa sunuluyor. Özellikle: kuru kayısıların hediyelik paketleri göz alıcı. Siz de, gerek kendiniz ve gerekse yakınlarınız için, kayısıdan mamul ürünlerden satın alabilirsiniz. Elbette, kayısı kurusu ve kayısı çekirdeği, ilk öneri.

Malatya

GEZİLECEK YERLER

Malatya Müze

MÜZE

1971 yılında, İnönü parkında, günümüzde “Evlendirme Dairesi” olarak kullanılan binada, ilk müze açılır. Kernek Meydanındaki müze binası yapımına ise, 1975 yılında başlanır ve 1979 yılında bitirilerek, ziyarete açılır. 2001 yılında ise, Müze modern bir sergilemeye kavuşmuştur.

Müzede: 15.000 eser bulunmaktadır.

Neolitik Heykelcikler

Burada sergilenen eserler: MÖ.8000 yıllarına tarihlenen, kireç taşından yapılmış, ilk heykel örnekleridir. Bunlar: İzollu bölgesindeki “Caferhöyük”te bulunmuştur. Burada: bu ilk heykel örneklerinin yanı sıra, obsidiyen bıçak, orak, ok ucu, keski ve delgiler de bulunmuş olup, bunlar da müzede sergileniyor.

Kılıç ve Mızrak Uçları

Bunlar: Aslantepe bölgesinde bulunmuş olup, MÖ.3200-3000 yılları arasından, günümüze kadar ulaştıkları tahmin edilmektedir. Bu kalıntıların çoğu bronz olup, arsenik alaşımlı olmaları ve bir kısmının gümüş olması, ilgi çekmekte ve arkeolojik önemlerini arttırmaktadır.

İnsan Mezarı

Aslantepe höyüğünde bulunan bu mezar buluntularının, MÖ.4000 yıllarından kaldığı tahmin edilmektedir. Anadolu’da, ölü gömme geleneklerinin tipik bir örneği olması açısından önem kazanmaktadır. Mezar: orijinalliği bozulmadan, sağlamlaştırılarak müzeye getirilmiştir.

Mezarda bulunan ceset, bir kadına ait olup: süs eşyaları, mutfak kapları ile birlikte bulunan ceset: arkeolojik dilde “hoker vaziyeti”  denilen bir şekilde yani “çocuğun ana rahminde duruş şekli” gibi yatırılmış vaziyette bulunmuştur.

Bu şekilde yerleştirilmesinin sebebi: devrin insanı tarafından, dünyaya nasıl gelindi ise, öyle gömülmesi düşüncesinin ağır basmasıdır. Ancak: o devirde, elbette çocuğun ana rahmindeki bu yatış şeklinin nasıl öğrenildiğine dair her hangi bir bilgi yok. Yani, bu ana rahmindeki yatış şeklini nasıl öğrenmişlerdir, meçhul.

Mühür Baskılar

Aslantepe höyüğünde yoğun olarak bulunan mühür baskıların, MÖ. 3200-3000 yıllarından günümüze kaldığı düşünülmektedir. Bunların bulunması: Aslantepe bölgesinin ne derece önemli olduğunu ortaya koyması açısından ilgi çekmektedir. Diğer yandan: Aslantepe bölgesinde bulunan Saray kompleksi içinde: ilkel muhasebe sistemi ve bürokrasinin doğuşunun ilk temellerinin ifadesi açısından da önem taşımaktadır.

Kral Mezarı

Aslantepe kazılarında ortaya çıkarılan, MÖ.2900 yıllarına tarihlenen, Saray yapısı içindeki, 70’den fazla mezar buluntusu ve kral mezarının bir örneği, Müzede sergilenmektedir. Kralın mezar içinde: yukarıda sözünü ettiğim şekilde (hoker-yani çocuğun ana rahminde yattığı gibi şekilde) yatıyor olması ve mezarın üzerinde, kurban edildiği  düşünülen 4 kişinin bulunma pozisyonları, ilgi çekiyor.

Müzede: tüm bunların dışında, Karakaya Baraj gölü suları altında kalan Değirmentepe höyükte yapılan kazılarda bulunan: mühür ve mühür baskıları da sergileniyor.

Malatya Orduuzu-Pınarbaşı

ORDUZU, PINARBAŞI

Malatya-Elazığ karayolu üzerinde, il merkezine 5 km. uzaklıkta, Bahçebaşı semtinde, kaynak suları, önüne set çekilerek bir gölet oluşturulmuştur. Yörenin yamaçları çam ağaçları ile çevrili olup, özellikle yaz aylarında, yörenin insanın en büyük uğrak yeri olan bir mesire yeridir.

Bu yapay göl kıyısında: yazlık gazinolar, dinlenme tesisleri ve “Kayısı Fuar Alanı” bulunmaktadır. Malatyaspor Futbol Takımının tesisleri de, burada bulunmaktadır. Tüm bunların yanında, burada, bir de açık yüzme havuzu var ve yaz aylarında yüzme yarışmaları yapılıyor.

Malatya Aslantepe

ARSLANTEPE HÖYÜĞÜ

UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınan Arslantepe Höyüğü hakkındaki ayrıntılı tanıtım yazım yine bu sitede.

Arslantepe höyüğü tanıtım yazısı için.

HORATA

İl merkezine, 5 km. uzaklıkta, Konak kasabasındadır. Burada: Beydağı eteklerinden çıkan Hotara çayının çevresinde oluşturulmuş bir mesire yeri var. Yörenin insanları, yaz aylarında buraya akın ediyorlar.

İSPENDERE İÇMESİ

Malatya-Elazığ kara yolunun, 28’nci km.de, İspendere köyündedir. Buradaki içme: ağaçlar arasında, açık bir alandadır. Su: 3 kaynaktan çıkmakta olup, hem içme ve hem de banyo olarak kullanılabilmektedir.

İçme olarak kullanıldığında: sindirim sistemi, idrar yolları ve karaciğer hastalıklarına iyi geldiği söyleniyor. Burada: Malatya İl Özel İdaresi tarafından yaptırılan: bir motel ve gazinosu var.

Malatya Atatürk Anıtı

ATATÜRK ANITI

İl merkezinde, 1946-1947 yılları arasında, halktan toplanan paralarla yaptırılmıştır. İki bölümlü anıtın: birinci bölümü: taş kaide, ikinci bölümü ise: bronz Atatürk ve bayrak taşıyan çıplak genç erkek figürü. Anıtın mimarı ise: Nejat Sirel.  Heykeltıraş ise: Hakkı Bey.

Malatya

İNÖNÜ ANITI

İl merkezinde, Valilik binası önündedir. Anıt: 1946-1947 yılları arasında, ildeki Atatürk anıtını da yapan heykeltıraş Nejat Sirel ve Hakkı Bey tarafından yapılmıştır. Yine: Atatürk anıtı gibi, iki kademeli olup, taş kaide ve bronz İsmet İnönü heykellerinden oluşur. Halktan toplanan paralar ile yaptırılmıştır.

 

Malatya Battalgazi

Malatya Battalgazi

Burası, eski Malatya olarak anılıyor. Malatya il merkezine sadece 9 km. uzaklıkta, şehrin bir dış mahallesi gibi.

ULAŞIM

Battalgazi ilçesinin, il merkezi olan Malatya’ya uzaklığı: 8 km. dir. Battalgazi-Yeşilyurt arasındaki uzaklık: 26 km.

Malatya Battalgazi

TARİHİ

Battalgazi, eski Malatya olarak da biliniyor. Burası: eski dönemlerde, Anadolu ve Ortadoğu yollarının kavşak noktasında bulunuyordu. Yollar: eski Malatya’da birleşerek, kuzeyde Kafkasya’ya, güneyde Çukurova, Mezopotamya ve Suriye, doğuda İran ve hatta uzak doğuya kadar uzanırdı.

Evet, bu stratejik öneme haiz bölgede, sırası ile: Hititler, Persler, Büyük İskender, Romalılar ve Bizanslılar, çeşitli dönemlerde egemenlik kurarlar. Daha sonra ise, yöre, 1057 yılında Türkler tarafından fetih edilir.

1515 yılında ise, eski Malatya, Osmanlı hakimiyetine girer. 19.yüzyıl başlarında: eski Malatya kenti, harap bir durumdadır. Yılın, 9 aylık bir bölümünü bağlarda geçiren halk yüzünden, kent merkezi gelişemez. Bu dönemde: yörede sık sık eşkıya baskını ve salgın hastalıklar da görülür.

1838 yılında, Osmanlı ordusu karargahı, Harput’tan, eski Malatya’ya taşınır. Ordu: bağlarda yaşayan halkın evlerine el koyar. Halk ise, bağlarda yaşamaya iyice alışır. Bağların bulunduğu Asbuzu yöresi, günümüzdeki Malatya olarak büyür ve gelişir. Ordu: Nizip savaşı için, eski Malatya’dan ayrıldıktan sonra, halk, harap olmuş evlerine geri dönmez. Kentte: askerlerin ayrılışı ardından, yaklaşık 500 kadar yıkık ev olduğu yazılı kaynaklarda belirgindir. Bu sırada, yeni Malatya’nın kurulduğu Asbuzu yöresi ise, sulu bahçeler ve bağlardan oluşmaktadır. Ayrıca, bu bağların çevresinde çok sayıda yerleşim yeri de bulunmaktadır. Zamanla, dış mahalleler, Asbuzu ile birleşir.

BATTALGAZİ ADININ KAYNAĞI

Battalgazi bu yörede doğmuştur. Battalgazi ilçesinin adının kaynağı buradan gelmektedir. Eski ismi ise, eski Malatya olarak geçmektedir. 1987 yılından sonra Battalgazi ismi kullanılmaya başlanmıştır.

Malatya Battalgazi

GENEL

Yörede: önemli bir yükselti yoktur ve bu yüzden tamamen düzlüktür. Önemli bir akarsu da bulunmamaktadır. Yörenin merkezinin deniz seviyesinden yüksekliği: 900 metredir.

İklim özellikleri ele alındığında: yazları sıcak ve kurak, kışları ise soğuk ve kar yağışlı geçer. Yağışlar: özellikle Akdeniz üzerinden gelen alçak basınçların etkisinde olur. En çok yağış: İlkbahar ve Sonbahar mevsimlerinde görülür.

Yapılaşma genellikle surlar içindedir ve çoğunluk eski yapılardan oluşmaktadır. Yerleşim, dağınıktır ve tipik köy evleri niteliğindedir. Evlerin çoğunluğu, bahçe içinde yapılmıştır.

Halkın: büyük bölümü, geçimini tarımla sağlar. Malatya ilinin en verimli arazileri, Battalgazi ilçesi sınırları içinde bulunmaktadır. Son yıllarda, burada sebzecilik ileri düzeye çıkarılmış ve Malatya ili ve yörenin ihtiyaçları buradan karşılanmaya başlanmıştır. Tarla ürünlerinden ise, başı buğday çeker, daha sonra ise, arpa ve pancar yetiştirilir. Kayısı ise, yöreye özgü olarak yetiştirilmekte olup, yetiştirilen kayısıların büyük bölümü kurutularak pazara sunulmaktadır.

Turizm açısından değerlendirildiğinde, yörenin turizm potansiyelinin yüksek olduğu, tarihi eserlerin bolluğuna dayalı olarak, yerli-yabancı ziyaretçilerin yoğunluğu gündeme gelmektedir.

NE YENİR

Battalgazi ilçesine yolunuz düşerse: burada, yerel lezzet olarak mutlaka: “Kömbe” veya “Kuymak” yani Herle yemelisiniz. Ayrıca, kayısı dolmasının da tadına bakmalısınız.

GEZİLECEK YERLER

Malatya Battalgazi Kale Surları

KALE SURLARI

Bölgedeki Roma dönemine ait kalenin yapımına: Roma imparatoru Justinianus zamanında, muhtemelen 522 yılında başlandığı ve uzun yıllar süren inşaat çalışmaları sonucunda, 530 yılında tamamlandığı anlaşılmaktadır. Surlar: 2 km. uzunluğunda olup, 71 burcu ve 11 kapısı bulunmaktadır. Batı kısmındaki “Sıptırız” kapısında, restorasyon çalışmaları yapılmıştır.

Kale yapısı: Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde onarım görmüştür. Bugün harap durumdadır.

Malatya Battalgazi Ulu Cami

ULU CAMİ

Cami: 1224 yılında, Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubat tarafından yaptırılmıştır. Mimarı: Yakup Bin Ebubekir. Yapının kitabesi: Malatya Müzesinde sergilenmektedir.

Anadolu’da: İran Selçukluları tarafından, geleneksel mimari özelliklerini taşıyarak yapılan tek eserdir. Mihrabın önü kubbeli, avlulu ve tek eyvanlıdır. İçindeki: çini ve mozaikler,  devrinin en güzel örnekleridir. Yapı: taş ve tuğladan yapılmıştır. Taş işçilikleri özellikle dikkat çekmektedir. Özellikle: Revaklardaki mavi çini uygulamaları muhteşem, mutlaka görmelisiniz.

Minaresi: tuğladır ve yapının kuzeybatı köşesindedir. Cami: son olarak, 1970 yılında restore edilmiştir.  Caminin mimarlarının Türk olması, bu camiyi öne çıkarıyor. Çünkü: o dönemde genellikle İran ve Suriye’den mimarlar getirtiliyormuş. Sonuç olarak: bu cami, Anadolu Türk mimari sanatı için bir milat denilebilir.

MELİK SUNULLAH CAMİSİ

Eski Malatya bölgesinde, surların dışında, Ulu caminin 150 metre batısındadır.

Caminin, günümüzde sadece minaresi kalmıştır. Minare üzerinde: yer yer dökülmüş, firuze renkli çinilerin izleri görülmektedir. Cami yapısının: 1394 yılında Abdullah Hüsnü Oğlu Çerkez tarafından yaptırıldığı bilinmektedir. Günümüze ulaşan minaresi: tuğladan yapılmış olup, halk tarafından, buraya “Vaiz ocağı” ismi de verilmektedir.

AKMİNARE CAMİSİ 

Eski Malatya bölgesinde, şehir surları dışındadır. Tek kubbeli ve tek minareli bir camidir. Yapının: 1573-1575 yılları arasında, Zaim oğlu Yusuf Himmet Bey tarafından yaptırıldığı biliniyor.

KARAHAN CAMİSİ

Eski Malatya bölgesinde, Karahan Mahallesindedir. Kitabesinden anlaşıldığına göre: Malatya Komutanı Abdullah oğlu Hüsrev Bey tarafından, 1583 yılında yaptırılmıştır. Takip eden süreçte ise, 1900 yılında onarılmıştır. Avlu içinde bulunan cami, kesme taştan yapılmıştır. Dikdörtgen planlıdır. Üzeri, merkezi bir kubbe ile örtülmüştür. Mihrap ve minberi sadedir.

TOPTAŞ

Toptaş camisinin hemen yanında bir meydan var. Aslında, bu meydan ile ilgili anlatılan bir söylentiden söz etmek istiyorum. Şöyle ki: zamanında, burada yaşayan 12 kardeş varmış. Bunlar: bu meydana, kendi adlarına, 12 top taş dikmişler. Gelen misafirler, hangi taşa otururlarsa, o taşın sahibi kardeşe misafir olurlarmış. Bundan dolayı, buraya “Toptaş Mahallesi” ismi verilmiş. Zaten, günümüzde, burada halen 10 adet top taş bulunuyor.

Malatya Battalgazi Silahtar Mustafa Paşa Kervansarayı

SİLAHTAR MUSTAFA PAŞA KERVANSARAYI

Kervansaray: 637 yılında, Osmanlı Padişahlarından IV. Murat’ın vezirlerinden, Silahtar Bosnalı Mustafa Paşa tarafından yaptırılmıştır. Kapladığı alan: 68 x 76 metre ölçülerindedir.

Yapı kesme taştan yapılmış ve üstü ise, tonoz sistemiyle örtülmüştür. Yazlık ve kışlık olmak üzere, iki mekan bulunmaktadır. Her ikisi de, dikdörtgen planlıdır. Doğudaki giriş üzerinde bulunan mescidin konumu: özgündür. Revaklı cephenin ortası ise havuzludur. Ana kapının iki yanında ise, iki hancı odası var.

1632 yılında, Silahtar Mustafa Paşa tarafından yaptırılmıştır. Üzeri tonoz sistemiyle örtülü yapı, kesme taştandır. 1965 ve 1970 yılları arasında restore edilen yapı, yazlık ve kışlık olmak üzere, iki bölümlüdür.

Malatya Battalgazi Karakaya Barajı Piknik Alanı

KARAKAYA BARAJI PİKNİK ALANI

İlçe merkezine 8 km. uzaklıkta, Karakaya Barajının, eski Sivas yolu ile kesiştiği yerdedir. Burada: Malatya İl Özel İdaresi Müdürlüğü tarafından, bir dinlenme tesisi yapılmıştır. Yaz aylarında: burada, baraj gölünde yüzme, sal gezintileri yapma ve balık tutma mümkündür.

Yeşilyurt tanıtımı.

Malatya tanıtımı.

Arslantepe Höyüğü tanıtım yazısı.

 

Malatya Darende

Malatya Darende

İlçenin en büyük şansı: ana yol yani İstanbul yolu üzerinde bulunmasıdır. Yörede, benim açımdan en ilgi çeken yer: Somuncu Baba Türbesi. Dağların arasında, sanki dağlara yapışık gibi yapılan türbe ve önündeki balıklı havuz. Mutlaka ziyaret etmenizi öneririm.

Malatya Darende

ULAŞIM

Darende-Malatya arası uzaklık: 112 km. Darende-Gürün arası uzaklık: 38 km. Darende-Sivas/Ulaş arası uzaklık: 137 km. Darende-Kayseri/Pınarbaşı arası uzaklık: 193 km. Darende-Elbistan arası: 89 km.

Malatya Darende

TARİHİ

Bölge: Hititlerden kalma bir yerleşim yeridir. Daha sonra, bölge Persler tarafından işgal edilmiş ve Senbbar kalesi bu dönemde, askeri bir üs olarak kullanılmıştır. Yörede, 8.yüzyılda Müslüman Araplar görülür. 1517 yılında ise, Osmanlılar, egemenliği ele geçirirler.

Bölge, önce Sivas ve daha sonra 1934 yılında Malatya iline bağlanır.

Malatya Darende

GENEL

İlçenin rakımı, yani deniz seviyesinden yüksekliği: 950-2150 metre arasında değişmektedir.

İklim değerlendirildiğinde: bölgede yazların sıcak ve kurak, kışların ise soğuk ve yağışlı geçtiği görülür.

İlçede, sulanabilir tarım yapılacak arazi, sadece Tohma çayı çevresinde vardır. İlçenin tahıl ambarı olarak: Yeniköy ve Başdirek ovaları var. Ancak, ekonomik faaliyetlerin temeli yani getirinin kaynağı: kayısı. Halkın büyük bölümü: çiftçilik ve ticaret ile uğraşmaktadır.

İlçe topraklarında, yaklaşık 1 milyon civarında kayısı ağacı bulunuyormuş. Malatya ili kayısı üretiminin, dörtte biri buradan karşılanıyor. Yani, Darende sadece ülkemizin değil, birçok dış ülkenin de, kayısı ihtiyacını karşılıyor. Yörede “mişmiş” diye isimlendirilen kayısı, tam bir şifa deposu.

Son olarak: Koca Ragıp Paşa’nın bir sözünü hatırlatmakta yarar var. “Olamazsın Beş Beldenin Birinden”.

Bu sözün Osmanlıcası değerlendirildiğinde, Belde-i Hamse-i Mutahhara yani “Temiz seçilmiş beş belde” içerisinde: Divriği, Gürün, Eğin, Arapkir ve Darende bulunmaktadır. Bu tabir, yüzyıllardır, dilden dile aktarılarak günümüze kadar gelmiştir.

NE YENİR

Darende yöresinde, yöresel lezzetlerin başında gelen: Taş çorbası. Aslında, bunun bir hikayesi var: yörede biri, ortalık bir yerde, tencere içinde su ve içinde birkaç taş, kaynatıp dururmuş. Gelen-giden merak edip ne pişirdiğini sorduklarında ise: “Taş çorbası, nefis olur” dermiş.

Bu arada, adam, ikide-bir tencerenin içindeki suyun tadına bakarmış. Çevresindekiler, merakla “tadı nasıl” diye sorduklarında ise “çok lezzetli ama biraz soğan istiyor galiba” demiş. Çevredekilerden biri hemen atlayıp, bende soğan var demiş ve gidip evinden getirmiş, tencereye atmışlar.

Biraz sonra, çorbayı yapan yine tadına bakmış, çevredekiler nasıl diye sorduklarında: “çok lezzetli ama biraz tuz olsa” demiş ve bunun üzerine hemen birisi gidip evinden tuz getirmiş. Bu fasıl böylece devam etmiş ve tencerenin içindeki çorba, tüm çevredeki seyredenlerin de katkısıyla, muhteşem lezzetli ve zengin bir çorba haline gelmiş.

Yöreye has, bir diğer lezzet: Tiritli Analı-kızlı köfte. Çiğ köftelik bulgur, karabiber, kırmızı biber, tuz, yağsız kıyma ile yapılıyor.

GEZİLECEK YERLER

Malatya Darende Somuncu Baba Külliyesi

SOMUNCU BABA

Asıl adı: Hamid Mamidüddin. Osmanlı padişahı Yıldırım Beyazıt zamanında yaşamıştır. Anadolu’yu manevi fetih için gelen, Horasan erenlerinden Şemsettin Musa Kayseri’nin oğludur.

Soyu: Peygamberimize kadar ulaşır, 24’ncü kuşaktan torunudur. Bursa’da yaşar iken: çilehanesinin yanında yaptırdığı ekmek fırınında, somun pişirip, çarşı-pazar dolaşarak “Somunlar Müminler” nidalarıyla, insanlara ekmek dağıtmıştır. Bu yüzden, adı “Somuncu Baba” olarak anılmaktadır.

Zamanla: Bursa’da, manevi kişiliği ve bilgelik yönü ortaya çıkınca, şöhretten korktuğu için, öğrencileriyle birlikte, Aksaray’a göç eder. Aksaray’da bulunduğu zamanda ise: Hacı Bayramı Veli’yi yetiştirir ve Ankara’ya görevlendirir.

Somuncu Baba: 1412 yılında, Darende’de vefat eder ve buradaki türbesine gömülür.

Malatya Darende Somuncu Baba Türbesi

SOMUNCU BABA TÜRBESİ

Somuncu Baba: Fatih Sultan Mehmet’in hocası Akşemsettin’in hocasıdır. Somuncu Baba’nın türbesi: Darende’de bulunuyor. Türbe yapısı: kesme taş ve moloz taştan yapılmıştır. Kare planlı türbenin üstü, kasnaklı bir kubbe ile örtülmüştür. Türbenin içi: kasnaktaki pencerelerle aydınlatılmıştır.

Türbede: Somuncu baba ve oğlu Halil Tayyibi gömülüdür. Her ikisinin sandukaları da ceviz işlemelidir. Ceviz sandukaların üzerinde, kubbe bulunmaktadır. Ayrıca, türbenin önünde, Somuncu Babanın müritlerinin mezarları var.

Somuncu Baba türbesinin bulunduğu Somuncu Baba camisi ve çevresindeki mesire yerleri: yerli-yabancı ziyaretçiler tarafından yoğun olarak ziyaret ediliyor. Ben de, buraya gittiğimde, özellikle balıklar için büyük şaşkınlık yaşamıştım.

Türbenin Tohma ırmağının yanında bulunması, cami önündeki biraz önce sözünü ettiğim balıklı havuz ve kayalardan çıkan memba sularının, şadırvandan akması, inanın güzel görüntüler, mutlaka buraya zaman ayırın.

Malatya Darende Somuncu Baba Külliyesi (Şeyh Hamid-i Veli)

SOMUNCU BABA KÜLLİYESİ (ŞEYH HAMİD-İ VELİ)

Eski Darende bölgesinde, Somuncu baba külliyesinin hemen yanında: bir minare var. Bu minarenin, eski bir camiye ait olduğu düşünülüyor. Yapılış tarihi olarak ise: 1677 yılı yazılı. Minare: kare kaideli, on altı gen gövdeli, tek şerefeli olarak, taştan yapılmıştır. Günümüzde görülen, hemen bitişiğindeki cami ise, sonradan yapılmıştır.

DOĞAL AKVARYUM

İlçe merkezi, Somuncu baba mevkiindedir. Burada: Tohma çayı içinde bulunan kayalar: balıklı gölün kaynağı durumundadır. Balıklar: bu kayalar içine yumurtalarını bırakarak, çoğalmaktadır. Buradan, uzunca bir su yolu ile, caminin avlusundaki havuza bağlantı yapılmıştır.

Malatya Darende Somuncu Baba Külliyesi (Şeyh Hamid-i Veli)

HAVUZ

Caminin avlusundadır. Havuz içinde, balıklar var. Balıkların: Şanlıurfa yöresinde bulunan havuzdaki balıklar gibi, kutsal olduğuna inanılıyor. Tutulmaları, yenilmeleri mümkün değil. Hatta öldüklerinde, görevliler tarafından sudan alınarak toprağa gömülüyorlarmış.

SOMUNCU BABA BOĞAZI

İlçe merkezindeki balıklı göl, Somuncu Baba camisi ve Taş köprüye kadar ulaşan, dik kayalardan meydana gelen, Tohma çayının ortasından aktığı bir boğazdır.

DARENDE-SOMUNCU BABA TANITIM MERKEZİ

2005 yılında, Haziran ayında kurulmuştur. Burada: ilçenin tarihi, kültürel ve turistik değerleri tanıtılıyor. Ayrıca, çeşitli düzenlemeler yapılıyor. Bunlar: Zengibar Karakucak güreşleri ve Somuncu Baba ve Hulusi Efendi Kültür Etkinlikleri organizasyonlarıdır.

Bunun dışında, tanıtım merkezi binasında: giriş kısmından itibaren, Darende ilçesinin tarihi ve kültürel yönlerini anlatan bilgiler ve fotoğraflar bulunuyor.

Ayrıca: Darende halkından ve çeşitli gönüllüler tarafından getirilen çeşitli eşyalar sergileniyor. Bu eşyalar, 13 tane kapalı stantta sergileniyor. Stantlardan 9 tanesi cam, kalanları ise açık.

Evet, salonun içinden girilince, günümüzden geçmişe doğru bir yolculuğa çıkmak mümkün.

Malatya Darende Tohma Kanyonu

TOHMA KANYONU

Burası, Fethiye yöresindeki “Saklıkent” i andırıyor. Vadi içinde: Somuncu baba camisi, doğal akvaryum olan balıklı göl var ve Taş köprüye kadar, dik kayalık yamaçlardan ilerliyor. Ana kayanın aşınması sonucu kanyon oluşmuştur. Her iki tarafı dik ve yalçın kayalarla kaplı kanyon içinde, 2005 yılından bu yana rafting yapılıyor.

Malatya Darende Tohma Kanyonu

Kanyonun, Taşköprü’ye yakın bölümünde, doğal bir sıcak su çıkan bölge bulunuyor. Rafting tutkunları, kanyonda bu tutkularını gerçekleştirebiliyorlar. Parkurun uzunluğu: 8 km.

KUDRET YÜZME HAVUZU

Tohma kanyonu içindedir. Havuz suyunun sıcaklığı: değişmez ve yaz-kış; 22 derecedir. Ayrıca: kaynağından aldığı, dakikada 11 tonluk su debisi ile, havuz suyu sürekli temiz kalmaktadır. Havuzun ölçüleri: 8 x 25 metre, derinlik ise: 230-140 cm. arasında değişmektedir. Özellikle yaz aylarında, yörenin insanı buraya akın ediyor ve on binlerce kişi havuzdan yararlanıyor.

ROMA MEZARI

Yenice kasabası merkezinde, Maşattepe Mevkiindedir. Buradaki tümülüste yapılan kazılarda ortaya çıkarılan mezar yapısı: içten düzeltilmiş, dıştan moloz taş ve toprakla doldurulmuş, taştan inşa edilmiştir. MÖ.1’nci yüzyıldan kaldığı düşünülmektedir.

Çift mekanlı yapıda: ortadaki boşlukta bulunan ahşap sanduka içinde: kadın cesedi bulunmuştur. Ayrıca: yine bu mezar yapısında bulunan, taşınır nitelikteki küçük buluntular, Malatya Müzesinde sergilenmektedir.

Malatya Darende Hasan Gazi Türbesi ve Şehitliği

HASAN GAZİ TÜRBESİ VE ŞEHİTLİĞİ

Hasan Gazi: Battalgazi’nin hem amcası ve hem de kayınpederidir. Zengibar kalesinin alınması sırasında, türbenin bulunduğu tepe üzerinde şehit düşmüş ve buraya defnedilmiş.

Türbenin bulunduğu yer, 2006 yılında yeniden düzenlenerek, şehitlik ve türbe olarak ziyaretçilerin ziyaretine açılmış.

Malatya Darende Uzunok Köprüsü

UZUNOK KÖPRÜSÜ

Fırat nehrinin kollarından olan Tohma çayının üzerindedir. Köprü: bu çay üzerinde bulunan diğer birçok köprü gibi Osmanlı döneminde yapılmış olup, günümüzde halen faaliyette yani kullanılmaktadır.

 

ULU CAMİ MİNARESİ

Eski Darende mevkiindedir. Ulu caminin esas yapısı bulunmamakta olup sadece minaresi ayakta olarak günümüze ulaşmıştır. Kitabesi yoktur. Yapım ve işçilik tarzı değerlendirilerek: Beylikler döneminde, yani 14.yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir. Minare: tek şerefelidir ve külah kısmı tahrip olmuştur. Kesme taştan yapılmıştır.

YUSUF PAŞA BEDESTENİ

Eski Darende bölgesindedir. Osmanlı dönemi yapısıdır. Dikdörtgen planlı, Osmanlı Kapalı çarşıları tipindedir. Ortada büyük bir avlu ve çevresinde odalar sıralanmıştır. Yapının: taşıyıcı duvarları kesme taş, diğer bölümleri ve üzeri ise, moloz taşlarla örtülmüştür. Ancak, bu bedesten maalesef çok harap durumdadır.

CEBECİZADE MEHMET PAŞA KÜTÜPHANESİ

Eski Darende bölgesindedir. Yapı: kare planlı, kesme taş duvarlı ve tek kubbelidir. Kitabesine göre: 1763 yılında, Osmanlı Paşası, Darendeli Sadrazam Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır.

Malatya Darende Zengibar

ZENGİBAR KALE KALINTILARI

İlçe merkezinin kuzey yamacındadır. Yörede: Senkbar olarak da anılmaktadır. Bu kalıntının: Osmanlı döneminden kalma olduğu düşünülmektedir. Günümüze, kalede geriye, sadece kapısı kalmıştır. Yapı: kesme taştan yapılmıştır.

Malatya Darende Aşudu-Günpınar Şelalesi

AŞUDU- GÜNPINAR ŞELALESİ

İlçe merkezine 8 km. uzaklıktadır. Ülkemizin birkaç tabii şelalesinden biridir ve mesire yeri olarak kullanılır. Tohma çayı yatağında bulunan, tahminen 50 metre yükseklikteki kayalar arasından akan suyun, sert akışı, şelaleye ayrı bir güzellik katmaktadır.

Alan, Sit alanı olarak ilan edilerek, koruma altına alınmıştır. Şelalenin çıkardığı ses, toz halinde çevreye yayılan su zerreciklerinin kayalar üzerinden akışı, gerçekten izlenmeye değer muhteşem güzel görüntüler ortaya çıkarıyor.

Şelaleden sonra, 15 km. lik bir yürüyüş ile, yeni köy bölgesindeki, Geç Hitit dönemine ait, iki aslan heykelinden oluşan “Aslantaşları” da görmek mümkündür.

BALABAN BELDESİ

Burada: Şeyh Abdurrahman-ı Erzincani camii var. Bu cami, özgün ve kerpiç mimarisiyle ünlüdür. Ayrıca, beldenin evleri ve balaban içmecesi görülebilir.

Malatya Darende Ozan Anıt Mezarı

OZAN ANIT MEZARI

İlçe merkezine bağlı, Ozan köyünde bulunan ve Romalılardan kaldığı düşünülen bir yapı. Anıt mezar yapısının ölçüleri: 6 x 6x 7 metredir.

Malatya Darende Aslantaşlar

ASLANTAŞLAR

İlçe merkezinin 20 km. güneybatısında, Yeniköy mevkiinde görülebilir.

Gürün tanıtımı.

Ulaş tanıtımı.

Pınarbaşı tanıtımı.

Elbistan tanıtımı.