Bingöl Karlıova

Bingöl Karlıova

Karlıova, Bingöl arası uzaklık: 75 km. Karlıova, Çat arası uzaklık: 58 km. Karlıova, Erzurum arası uzaklık: 110 km.

TARİHİ

Yerleşim yeri, Cumhuriyetin ilanından sonra Muş iline bağlanmıştır. 1936 yılında ise Bingöl il olunca, Bingöl iline bağlanmıştır. 1936 yılında ilçenin ismi Bingöl olarak geçmektedir. 1938yılında yerleşimin ismi Karlıova olarak değiştirilmiştir.

GENEL

İlçe Doğu Anadolu bölgesinin Yukarı Fırat bölümündedir. Bingöl ve Şeytan dağlarının arasındaki ovada kurulmuştur. Yörede: dağlar ve engebeli araziler yoğundur. İlçe topraklarının yüzde 83 bölümü dağlarla kaplıdır. Denizden yükseklik 1940 metredir. Yörede karasal iklim hakimdir. Buna bağlı olarak hava sıcaklığı çok düşüktür. Kış mevsimi uzun ve oldukça soğuk ve karlı geçer. Yaz ve sonbahar döneminde iklim kuraktır.

PERİ SUYU

Bingöl dağlarından doğar. Geçitli ve Kaynarpınar köylerini takip ederek Kığı sınırından Fırat nehrine dökülür. İl sınırları içindeki uzunluğu 112 km dir. Tunceli il sınırından geçerek Munzur suyu ile birleşir.

GEZİLECEK YERLER

ZUHURTEPE KALESİ

İlçe merkezine bağlı Boncukgöze köyünün yaklaşık 2 km güneybatısında, Erzurum-Bingöl kara yolunun 1 km kuzeybatısındadır. Zuhurtepe olarak bilinen tepenin kuzey, batı ve kısmen güneyinde olmak üzere üç yanında mezarlık deresi geçer.

Kalenin doğusunda sur duvarları ve temel duvarları kısmen izlenmektedir. Poligonal sur duvarları kayalık zemine oturmakta ve birkaç sıra taş mevcudiyeti muhafaza etmektedir. Bol miktarda seramik ve obsidiyen olduğu görülmüştür.

Gelaşkon Tepe ile buluntular büyük benzerlik gösterir. Tepenin hemen hemen her noktasında kaçak kazı izleri görülür. Kale içinde kullanım amacı tam olarak saptanamayan yapı temel izleri görülmüştür.

KİLİSE

İlçe merkezine bağlı Toklular köyündedir. İlçe merkezine 3 km uzaklıktadır. Köyün eski ismi “Togulkıran” dır. Kilisenin üzerinde bulunan künye taşı kayıptır. Ama söylentilere göre, mimari özelliği ve kullanılan inşaat harcı değerlendirildiğinde, kilise yapısının 700-1000 yıllık olduğu tahmin edilmektedir. Kilise moloz örgülü ve horasan harçlıdır.

Tonozlu üst örtüsü, bindirme tekniğiyle yapılmıştır. Üst örtünün oturduğu yan duvarlar günümüzde ayaktadır. Ön giriş cephesi ve apsis kısmı tamamen yok olmuştur. Dış cephe duvarlarındaki ve köşelerdeki düzgün kesme taşlar sökülmüştür.

Yapının iç kısmında günümüzde 1.5 metre kalınlığındaki toprak bulunmaktadır. Yapının arka kısmında ve bitişiğinde samanlık olarak kullanılan yapı vardır. Günümüzde, kilisenin defineciler tarafından tamamen tahrip edildiği görülmektedir.

Kiliseden söz edilince, Toklular köyünde yaşanan bir gelenekten de söz etmek gerek. Toklular köyünde her yıl geleneksel at yarışları düzenleniyor. Bu yarışlara: çevre ilçelerden gelen çok sayıda vatandaş da katılıyor. Ödülü vatandaşlar belirliyor. İki kategoride yedişer yarış yapılıyor.

Bingöl Karlıova Kanireş Barajı

KANİREŞ BARAJI

İlçe merkezine 10 dakika uzaklıktadır. Kanireş mahallesindedir. Barajın kıyısı, mesire alanı olarak kullanılmaktadır. Baraj gölünde balık tutmak mümkündür.

GELOŞKAN KALESİ

İlçe merkezine bağlı 8 km uzaklıktaki Boncukgöze köyünün 600-700 metre güneyindeki tepe üstündedir. Geloşkan Tepe olarak bilinen tepenin kuzey, doğu ve batısında olmak üzere üç yanında mezarlık deresi akar. Güney alt yamacında mezarlık alanı bulunur.

Doğal bir tepe olan alanın üst kısımları düzeltilmiş ve bu düzeltilmiş alanda yerleşim kalıntıları görülmektedir. Bol miktarda seramik ve obsidyen olduğu görülmüş olup devetüyü rengi, kızılımsı ve siyahımsı seramik parçaları ağırlıktadır.

Burada sözü geçen obsidiyen taşı: televizyonda yıllarca gösterimde kalan Game Of Thrones dizisinde ün kazanan “Ejderha Camı” olarak da tanınmaktadır. Obsidiyen taşı, volkanik bir taş türüdür.

Yanardağ lavlarının hızlı bir şekilde soğumasıyla oluşur. Siyah, kahverengi ve yeşil renklidir. Cam gibi bir parlaklığı vardır. Bu taşın rezervi Bingöl yöresindedir. Hemen hemen her noktasında kaçak kazı izleri görülür.

Kaçak kazı çukurlarından izlendiği kadarı ile höyük benzeri bir katmanlaşma yoktur. Kaçak kazı çukurları kalenin hemen hemen her noktasında görülmektedir.

Taş temelli yerleşim kalıntıları ve bu kalenin 1.5 km güneyinde tespit edilen Zuhurtepe kale kalıntısı ile malzeme olarak benzerlik göstermekle beraber sur duvarları benzeri bir kalıntı izine rastlanmamıştır.

KÜBİK MAĞARASI

İlçe merkezine bağlı 15 km uzaklıktaki Kübik köyü yakınlarındadır. Mağaranın duvarlarında; bir takım oymalar ve işlemeler görülebilir. Mağara içinde, Cilalı Taş ve Tunç Devrine ait bazı kalıntılar vardır. Mağara ve mağaraların çevrelediği şelale, görülmeye değer bir yer olarak önem kazanır.

ÇATAK KÖYÜ ŞELALESİ

İlçe merkezine 20 km uzaklıktadır. İlçenin güneydoğusunda bulunan Çatak köyü sınırları içindedir. Köyün 300-400 metre aşağısında, oldukça güzel bir yerdir.

Bingöl Karlıova Azizan Şehitlik Anıtı

AZİZAN ŞEHİTLİK ANITI

Bingöl’den Karlıova ilçesine giderken, yolun solundadır. İlçe merkezine 25 km uzaklıktadır.

1916 Rus muharebeleri sırasında ölen şehitlerin anısına dikilmiştir.

Anıtın çevresi, koruma duvarları ile çevridir. Giriş kısmı kuzey yöndedir. Alanın boyutları 20 x 20 metredir. Anıt, üç kademeli prizmatik bir kaidenin üstünde yükselmektedir. Yüksekliği 4 metredir. Abide kısmı dikdörtgen şeklindedir.
Yukarıya doğru konik bir biçimdedir. Kesme taştan yapılmıştır. Üstünde de taş bir küre vardır. Prizmatik kaidenin dört yüzünde de ay-yıldız motifi bulunmaktadır. Abidenin ön yüzünde bulunan levhada “1916 Şehitlerine Saygı” ibaresi bulunur.
Anıt alanının hemen yakınındaki iki borulu bir çeşme vardır. Herhangi bir mezar bulunmamakla birlikte anıt sembol olarak yapılmıştır. (son olarak aldığım bir bilgiye göre, burada iki tane mezar bulunmaktadır, bu mezarlar: Yarbay Vasıf Bey ve Yüzbaşı Hurşit Bey’e aittir.)

 

Her yıl 11 Mart tarihinde burada şehitlerin anısına tören düzenleniyor.

Bingöl Karlıova Güneşin Doğuşu

GÜNEŞİN DOĞUŞU

İlçe sınırlarında bulunan 3250 metre yükseklikteki Bingöl dağlarında ulunan Kale tepesinden, güneşin doğuşu muhteşem güzeldir. İlçe merkezine olan uzaklık 45 km dir.

Dünya üzerinde güneşin doğuşu tam olarak iki yerden izlenebilir. Bunlar: İsviçre Alp dağları ve Bingöl dağları Kale tepesidir. Kale tepesine güneşin doğuşunu izlemeye çıkmak için: dağın eteklerine kadar taşıt ve sonrasında ise 25-30 dakikalık bir yürüyüş yapmak gerekir.

Her yıl 15 Temmuz ile 15 Ağustos tarihleri arasında burada güneş çok farklı doğar ve seyredilebilir. Güneş önce doğarken hafif bir kızarıklık belirir. Bu anda rengarenk görüntüler oluşur. Daha sonra insana korku veren bir karartı ortaya çıkar. Kızarıklıklar kor parçası haline gelir.

Kor parçası içinde insan yüzünü andıran üç büyük leke belirir. Güneş karartı halinden, yavaş yavaş açılmaya başlar. Ufukta görülüp tamamlanmak üzere iken, altın bir küre gibi görünür.

Döndükçe etrafa binlerce ışık saçar. Daha sonra güneş, elmas parçası gibi kristalleşip eski durumunu almaya başlar. Tüm bunları izlemek için, bence burayı mutlaka ziyaret edin.

 Bingöl Yedisu hakkındaki gezi yazım için  Yedisu

Edirne Lalapaşa

Edirne Lalapaşa


Buranın en büyük özelliği: kuzey ve batı bölümlerinde, Bulgaristan sınırı bulunmasıdır. Bu sınırın uzunluğu 55 km. civarındadır. Bunun yanında, Lalapaşa denildiğinde, benim ilk aklıma gelen, burada bir tarih hazinesi rolü üstlenen dolmenlerdir.

Yani, bu mezar yapıları, dünya üzerinde, yalnızca Kars şehrinde ve bir de burada görülmüş olmaları nedeniyle önem kazanmaktadır.
Bunun nedenini anlamak mümkün değil, çünkü Kars ile Lalapaşa arasındaki uzaklık malum.

İnanılmaz bir durum. Tarih meraklıları, Lalapaşa ilçesinde, bu dolmenler ve Tümülüsleri mutlaka görmelidirler.

Edirne Lalapaşa

ULAŞIM

Edirne-Lalapaşa-Hamzabeyli kara yolu, ilçe sınırları içinden geçmektedir.
Lalapaşa ilçesinin, bağlı bulunduğu Edirne il merkezine uzaklığı: 27 km. dir.

Edirne Lalapaşa

TARİH

Tarihi süreç değerlendirildiğinde, yörede, çok eski dönemlerden bu yana yerleşim bulunduğu görülür. Ancak, 1361 yılında, Sultan I. Murat’ın komutanlarından Lala Şahin Paşa: yöreyi ele geçirir ve Osmanlı topraklarına katar. Bölge, Lala Şahin Paşa’ya “has” olarak verilir ve bunun üzerine, yerleşim yerine, kendisinin ismi verilir. Osmanlı döneminde, yörede, Mimar Sinan’ın bir kısım eserine rastlamak mümkündür.
1945 yılına gelindiğinde ise, yörenin, İlçe olduğu görülür.

Edirne Lalapaşa

GENEL

Yörenin büyüklüğü: 536 km. kare olup, deniz seviyesinden yükseklik: 72 metredir.
İlçe arazisi genellikle düzlüktür. Ancak, sınır kesimleri engebelidir. Bu bölümde, tepelerin üst kısımlarında, granit bölümler görülmektedir.
Yörede, birçok dere bulunmaktadır ve bunlar, Tunca nehrine dökülmektedirler.
İlçenin iklimi: tipik karasal iklim özellikleri göstermektedir.

AVCILIK

Lalapaşa yöresinde yaşayan insanlar, avcılığa aşırı meraklıdırlar. Özellikle: Hacılar, Vaysal, Hacıdanişment, Kalkansoğüt ve Çallıdere gibi ormanlık alanlarda, gerek yöre insanı ve gerekse çevreden gelenler tarafından kara avcılığı yapılmaktadır.

Edirne Lalapaşa

GEZİLECEK YERLER

MUHİDDİN BABA TÜRBESİ

Anadolu Yörük Türklerinden Muhiddin Baba: buraya gelerek yerleşmiş ve 1513 yılında vefat edince, yine burada bulunan türbesine gömülmüştür.

Edirne Lalapaşa Dolmen
Edirne Lalapaşa Dolmen

    

 

DOLMEN

Bunlara: Lalapaşa Kapaklısı ismi de verilmektedir.
Dolmenler: tarih öncesi yapılar olarak bilinir ve ülkemizde, yalnızca Kars şehri ve bu bölgede görülmektedirler. Dolmen kelimesi “keltçe” dir ve “Tolmen” anlamına gelmektedir.
Yapıldıkları dönem olarak: MÖ.2000’li yıllar düşünülüyor. Yani: ilk demir çağında, Kuzey Balkanlardan, Trakya’ya göç eden bir topluluğu ait mezar anıtlarıdır.
Bunlar: bir mezar odası ve bunun çevresini kaplayan dikey taşlardan oluşmaktadır. Ama, bu dikey taşlar, 2-3 metre uzunluğunda ve tonlarca ağırlıktadır ve bağlayıcı harç kullanılmadan üst üste bindirilmek suretiyle yapılmışlardır.

Lalapaşa bölgesinde bulunan Dolmen: ilçe merkezindeki bir Tümülüs içine gömülmüştür (ama bu Tümülüsler, zamanla kendilerini koruyamamışlar ve yok olmuşlardır) ve özellikle mezar odası ve dışa açılan koridoru görülmeye değerdir. Bu dolmenlerde yapılan kazılarda: madeni takılar, gözyaşı şişeleri gibi mezar hediyeleri bulunmuştur ve Edirne Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedirler.

Bunun dışında: Hacıdanişment ve Kalkansöğüt köyü Kapaklı mevkiinde, çok sayıda dolmen bulunmaktadır. Bunların hepsi güneye bakar ve kabataştan bloklar şeklinde yapılmışlardır. Genellikle, açık bir giriş, koridor ve birbirini takip eden, kapalı iki mekandan oluşmaktadırlar. Halk arasında: kapaklı kapa veya Perikızı gibi isimlerle bilinmektedirler.

Özellikle: Büyünlü köyüne gitmenizi öneririm. Bu yöredeki 6 dolmenden, 4 tanesi bir arada, ikisi ise, bunların doğusundadır. Dört dolmenin bulunduğu bölüm: 14 metrelik bir dairesel tümsek şeklinde yükselmektedir.
Dolmenler hakkında, son birkaç söylentiden söz etmek istiyorum.

Şöyle ki: Dolmenlerin içindeki radyoaktif değerler ile dışındaki radyoaktif değerler birbirinden farklıdır. Dolmenlere yaklaştığınızda, yanınızda pusula varsa, manyetik değerden yani kuzeyden saptığını görebilirsiniz. Bir diğer söylentiye göre: Dolmenler, ölümü yaklaşmış kabile bilgelerinin mezarları olarak yapılırmış ve bilgeler bu odalara kapatılır ve dış dünya ile ilişkisi kesilen can: öbür dünyaya seyahat yapabilecek hale gelirmiş. Böylece: bir süre sonra, beden ölür ama can baki kalır diye inanırlarmış.

Böylece: mezara bırakılan bilgin: istediği zaman bu dünyada veya başka dünyalarda özgürce gezer, bilgi toplar ve bu bilgileri, dolmenleri ziyaret edenlere, gelip soru soranlara telepati yolu ile veya ziyaretçinin kabul edebileceği bir şekilde başka birinin ağzından aktarabilirlermiş. Evet, bunlar elbette söylenti, gerçeklik payı en azından günümüz için kanıtlanmış değil, ama pusulanın manyetik kuzeyinin sapması olayı gerçektir.

Son bir not: dolmenlerin içinde araştırma yapıldığında, yalnızca bir kısmında insan kemiği görülmüştür. Yani, bunların tamamen bir mezar anıtı olduklarını söylemek te pek mümkün değildir.

Edirne Lalapaşa Menhirler

MENHİRLER

Bunlar: dik olarak yerleştirilmiş, tek blok taşlardır. Bu blok taşlar, kaba taşlardan yontularak yapılmış ve işlenmiştir.
Lalapaşa bölgesinde, menhir görmek isterseniz: Hacıdanişment köyüne gitmelisiniz. Köyün 4 km. uzağında, Domrucalı köy mezarlığında, birçok menhir görebilirsiniz. Özellikle, Kırıkköy mevkiinde, günümüze kadar ayakta kalabilmiş ve 2 metreden fazla yüksekliği olan 15-16 civarında menhir görülmektedir.
Gelelim, menhirler hakkında söylenenlere.

Bunların: bir çoğunun mezar taşı olduğu kanıtlanmıştır. Ayrıca, büyüklükleri nedeniyle, canlıymış gibi, halk masallarına da konu olurlar. Ayrıca, toprak sınırını belirtmek için de kullanıldıkları düşünülür. Ancak, bunlar hakkında en inanılan durum: dini semboller yani ilkel idoller olduklarıdır.
Özellikle, Avrupa’da, Hıristiyan din adamları, halkın bu menhirlere tapmasını önlemek için: büyük mücadeleler vermişler, birçok mehhir ve dolmeni parçalamışlar, bu konuda başarılı olamayınca, bu menhirler üzerine kutsal semboller ve işaretler oyarak, bunları Hıristiyanlığın içine çekmeye çalışmışlardır.
Son bir not: ben bu menhir taşlarını gördüğümde, Van gölü kıyısındaki Ahlat ilçemizdeki Selçuklu Mezarlığı ve bu mezarlıktaki, bu tür, uzunlamasına 3 metre civarındaki mezar taşlarını düşündüm, inanın her ikisini de görmüş olsaydınız, kesinlikle benim gibi düşünürdünüz. Malazgirt savaşından önce, Türklerin gelerek yerleştikleri ve yaklaşık 200 yıl yaşadıkları Ahlat bölgesinde, mezarlık alanında, bu tür mezar taşları, yani uzunlamasına dikilen mezar taşlarını görebilirsiniz.

TÜMÜLÜSLER

Bir mezar odasının üzerine, taş ve toprak yığılarak oluşturulan yapay tepeciklerdir. Özellikle, ülkemizde, Trakya bölgesinde 2-3 bin civarında Tümülüs bulunduğu bilinmektedir. Bu yörede ise, Edirne-Lalapaşa arasındaki kara yolu üzerinde, Hıdırağa köyü yakınlarında ve Küçük Döllük köyü girişinde, birer tane, gayet yüksek Tümülüs görülmektedir. Ayrıca: yine bu yörede, Lalapaşa-Ortakçı köyü yolu üzerinde, dokuz tepeler mevkiinde, 9 tane Tümülüs görebilirsiniz.
2006 yılında, Çölekakpınar köyü yakınında bulunan Tümülüslerin birinde, resmi arkeoloji kazısı yapılmış ve içinde bir mezar odası ile mezar hediyeleri kalıntıları çıkarılmıştır ve halen Edirne Müzesinde sergilenmektedir.

Edirne tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

 

Edirne Havsa

Edirne Havsa


Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi Havsa Sultan’ın ismine atfen, yöreye “Havsa” ismi verildiği söylenmektedir. Dışarıya sürekli göç veren bir yöredir. Bir zamanlar çok sayıda Rum ve Yahudi’nin yaşadığı söylenen bu şirin ilçe: Mimar Sinan’ın bazı eserlerini barındırır.
Edirne iline çok yakın olması nedeniyle, bir anlamda merkez ilçe de denilebilir. Ama, her ne kadar şehre yakın olsa da, bu küçük ve şirin ilçenin çarşı bölümünü, 5 dakikada yürüyerek gezebilirsiniz. Bunun dışında, gezilecek-görülecek yer aramamalısınız. Yani, tarihi ve turistik özellikleri ön plana çıkan bir yer değildir.

ULAŞIM

Havsa, bağlı bulunduğu Edirne il merkezine, 27 km. uzaklıktadır. Havsa-Babaeski arasındaki uzaklık: 29 km. Havsa-Çekmeköy-İstanbul arasındaki uzaklık: 229 km. Havsa-Uzunköprü arasındaki uzaklık: 39 km.

TARİH

Yörenin, tarihi süreçte ilk olarak Romalılar döneminde yerleşim yeri olarak kullanıldığı bilinmektedir. Romalılar döneminde, yörenin ismi “NİKİ” olarak bilinmektedir. 1356 yılında, Rumeli bölgesine geçen Türkler, burayı ele geçirirler ve yöreye “HOSA” ismini verirler.
Edirne şehrinin Türkler tarafından ele geçirilmesinin ardından ise, burada yerleşik Rumlar: buradan ayrılırlar ve Yunanistan’a geçerler. Bunun üzerine, Anadolu’dan getirilen göçmenler, buraya yerleştirilirler. Özellikle: Osmanlı veziri Sokullu Mehmet Paşa döneminde, buraya özel bir önem verildiği görülür.
Daha sonraki tarihi süreçte: Osmanlı Padişahı II. Beyazıt’ın hanımlarından “Hafize Sultan” bir süre buraya yerleşmiş ve bu nedenle, yöreye “HAFSE” ismi verilmiş ve bu isim değişerek, günümüze “HAVSA” olarak ulaşmıştır.
Yöre, 1940 yılında, belediyelik olmuştur.

GENEL

Yörenin büyüklüğü: 455 m. Karedir ve deniz seviyesinden yükseklik 31 metredir.
Arazinin geneli, düz ve ovalıktır. Bu nedenle, tarım mümkündür.
İklim şartlarına bakılırsa, yörede, karasal iklim şartlarının hüküm sürdüğü görülür.

HAVSA MESLEK YÜKSEK OKULU

Muhasebe programı ve İşletmecilik programı ile, 1995 yılında eğitim-öğretime açılmıştır. Daha sonra ise, Bankacılık ve Seracılık programları dahil edilmiştir. İlçede öğrenciler için, Kredi Yurtlar Kurumunun bir yurdu ve çeşitli pansiyonlar bulunmaktadır.

NE YENİR/NE İÇİLİR

Buraya yolunuz düşerse: Arnavut ciğeri, yaprak ciğer ve işkembe çorbası, kelle-paça çorbası tatmanızı öneririm. Bunun dışında, katık denilen sütlü biber turşusu tatmalısınız. Otlu börek ve nohut ekmeği, son önereceğim yöresel lezzetlerdir. Ciğer ızgara mutlaka tatmalısınız. Özellikle “Agopun Yeri” düşünülebilir.

NE SATIN ALINIR

Havsa bölgesinde üzüm bağları yoğun olduğundan, “üzüm pekmezi” satın alabilirsiniz.

GEZİLECEK YERLER

Edirne Havsa Sokullu Camisi

SOKULLU CAMİSİ

İlçe merkezindedir.
1577 yılında, Sokullu Mehmet Paşa tarafından oğlu Kurt Kasım Paşa adına, Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. Yapı: Balkan savaşlarındaki düşman işgalleri ve depremler nedeniyle, günümüze kadar olan süreçte büyük hasarlar görmüştür. Yapıldığında 2 minaresi bulunduğu bilinmesine rağmen, Bulgar işgali sırasında bu minarelerden birinin yıkıldığı ve günümüze tek minareli olarak geldiği söylenir. Son olarak, 1939 yılında, büyük bir onarıma tabi tutulan cami, günümüzde kullanılmaya devam edilmektedir.
Burada: yani külliyede, son cemaat yeri yıkılmış olmasına rağmen, sıcaklık bölümleri kısmen korunabilmiş çifte hamam ve büyük çarşıdan günümüze kalan dua kubbesini görebilirsiniz.
Bu yapının en büyük özelliklerinden birisi de: güneydoğu bölümündeki İntikam Anıtıdır. Bu anıt: Bulgar işgali sırasındaki mezalimin unutulmaması için yapılmıştır. Mermer bir kaide üzerinde, yine mermer bir dört köşeli sütun şeklindedir ve sütun üzerinde “İntikam” kelimesi yazılıdır

ÇEŞME

Günümüz dede kullanılmakta olup, Mimar Sinan tarafından yaptırılmıştır. Sokullu Hamamının kuzeybatı duvarına bitişiktir.

KURT BEY ANITI

Sokullu Mehmet Paşa’nın oğlu olan “Kurt Bey” in mezarı: Belediye Binasının hemen yanındaki alanda görülmektedir. Mermer mezar anıtı: eski Osmanlı mezarlık kültürünün güzel bir örneğidir.

Babaeski tanıtımı.

Uzunköprü tanıtımı.

Edirne tanıtımı.