Kırıkkale Sulakyurt

Kırıkkale Sulakyurt

İlçe, il merkezine 53 km uzaklıktadır.

TARİHİ

İlçenin 15’nci yüzyılda Kalecik mahiyesine bağlı bir köy olarak Şeyh Şamil tarafından kurulduğu tahmin edilmektedir. İlçenin 1940 yılına kadar ismi “Konur” dur. 1960 yılında Sulakyurt adıyla Ankara iline bağlı bir ilçe olmuştur. 1989 yılından itibaren ise Ankara ilinden ayrılarak, Kırıkkale iline bağlanmıştır.

Kırıkkale Sulakyurt

GENEL

İlçe Kırıkkale’nin doğusunda, Orta Anadolu yaylasının kuzeyindedir. İlçe merkezi ve köyleri ile büyük bir bölümü, Karagüney dağlarının platoları üzerinde bulunur. İlçenin doğusunda Çorum Sungurlu ilçesi, kuzeyinde Çankırı, güneyinde Kırıkkale Balışeyh ilçesi ve batısında Ankara kalecik ilçesi bulunur.

Kırıkkale Sulakyurt

GEZİLECEK YERLER

Kırıkkale Sulakyurt Şeyh Şami Külliyesi

ŞEYH ŞAMİ KÜLLİYESİ

İlçe merkezinde Yeşilyurt mahallesindedir. Kuzeyinde Cami caddesi bulunur. Külliye: cam ve batısında bulunan türbeden ibarettir. Külliye: Şeyh Şami ve evlatları tarafından bu bölgelerin iskan edilmesinden sonra inşa edilmiştir.

Şeyh Şami: evladı ve cemaatiyle birlikte, Şam’dan gelip Keskin nahiyesine tabi olan Kozdere ve Eşme mezraları arasına yerleşmiştir. Ancak Anadolu’ya ne zaman geldiği belli değildir. Muhtemelen 1460’lı yıllar olmalıdır. Bulundukları yere tasarruf edeceklerine dair ellerinde hüküm bulunduğuna dair kayıt vardır.

Günümüzde külliyeye ait bir inşa kitabesi yoktur. Fakat külliyeye adını veren Şeyh Şamil hakkında bilgiler vardır. Evliya Çelebi, Seyahatnamesinde Şeyh Şamil hakkında “Şeyh Şamil Sultan köyü menzili” ve “Şeyh Şami Ziyareti” başlıklı iki metin bulunur.

Şeyh Şami Külliyesinden birçok kaynakta kısaca söz edilir. Cami ve türbe, pek çok onarım geçirmiştir.

Kırıkkale Sulakyurt Şeyh Şami Külliyesi Cami

Cami

Kuzey-güney yönde dikdörtgen planlıdır. Üzeri kırma çatı ile örtülüdür. Caminin son cemaat yeri, sundurma çatı ile örtülmüştür. Cami cephe duvarları, tamamen beyaz boya ile boyanmıştır. Cephe köşelerinde ise taş malzeme yerleştirilmiştir.

Doğu cephesinde sade bir düzenlemeye sahiptir. Demir parmaklıklı, ahşap malzemeden ve kare biçiminde üç pencere açıklığı bulunur.

Cami güneybatı köşesinden başlayarak, batı cephe duvarının bir bölümü, türbe doğu duvarıyla birleşir. Caminin minaresi, kuzeybatıdadır.

Camiyle eşit yükseklikte olan, taş malzemeden yapılmış kürsünün, pabuç kısmı betonarmedir.

Minarenin gövde kısmı tuğla malzemeden yapılmıştır. Çift şerefeli, şerefe altlığında mukarnaslı bir düzenleme vardır. Kurşun malzeme kaplı külah kısmı alemle biter.

Kırıkkale Sulakyurt Şeyh Şami Külliyesi Cami

Caminin kuzey bölümünde son cemaat yeri bulunur. Alçı mihrap üzerinde bulunan bütün süslemeler, alçak kabartma tekniğiyle yapılmıştır.

Harimin batı duvarına bitişik, minberin yanında bulunan 6 basamaktan oluşan dar merdiven, cami içerisinden türbeye geçişi sağlar.

Cami, 1950 yılında yapılan onarımla büyük ölçüde değişmiş, yol seviyesine uymak üzere cami zeminine taş duvarlar ilave edilerek irtifa arttırılmış ve sıvanmıştır. Caminin alçı mihrabı onarım sırasında sökülmüş ve bozulmuştur.

Bugünkü mihrap, eski mihrabın parçalarına bakılarak yeniden yapılmıştır. Taş külahlı türbe, çimento harçlar tepeden aşağı sıvanmıştır. 1950’deki onarım sonucunda, türbe zemini camiden aşağıdadır.

Kırıkkale Sulakyurt Şeyh Şami Külliyesi Türbe

Türbe

Türbe caminin güneybatı köşesine bitişiktir. Zemini camiden daha aşağı seviyededir. Kare planlı, kübik gövdeli, yüksek sekizgen bir kasnak üzerine oturan, piramidal külahla örtülüdür. Türbe cephelerinde iki katlı pencere düzenlemesi görülür.

Ziyaret mekanı ile irtibatlanan iki kapı açıklığı bulunur. Bunlardan biri, cami batı duvarındadır. Ahşap ve dikdörtgen kapıdır. Ana kapı ise, kuzey cephede, dikdörtgen biçimli ve ahşap malzemeden yapılmıştır.

Türbe içi tamamen beyaz boyalıdır. Türbe içinde, toplam 9 sanduka vardır. Beyaz renge boyanmış alçı sandukaların hiçbirinde kime ait olduğuna dair yazı ve tarih bulunmaz.

Kırıkkale Sulakyurt Yeşilyazı Köyü Külliyesi

YEŞİLYAZI KÖYÜ (KÜÇÜK ŞAMİ) KÜLLİYESİ

İlçe merkezine 10 km uzaklıkta Yeşilyazı köyün içindedir.

Yazılı kaynaklarda, Şeyh Şami ve evlatları tarafından kurulduğu söylenen Yeşilyazı köyünde de bir külliye yapılarak bu yörenin de iskan edildiği yazılıdır. Caminin doğu cephesinde harim kapısı üzerinde bir kitabe bulunur. Bu kitabeye göre, külliyenin banisi Şeyh Carullah İbni Şeyh Şami olarak geçer ve inşa tarihi olarak da 1531 yazılıdır.

Cami

Günümüzde yol kotundan aşağıda kalmıştır. Büyük bir avlu içindedir. Kuzey-güney yönde, dikdörtgen planlıdır. Tek mekanlıdır. Üzeri kırma çatı ile örtülüdür. Caminin batısında, bitişik olarak inşa edilen türbe bulunur. Güney cephede iki katlı pencere düzenlemesi bulunur. Güneybatı köşede bulunan türbe, cephenin bir bölümünü kaplar.

Tek şerefeli minare: güneydoğu köşesindedir. Düzgün kesme taş malzemeden yapılmıştır. Kısa, tek şerefeli ve cami duvarına bitişik olarak inşa edilmiştir. Minarenin dikdörtgen ahşap kapısı, bursa kemer biçiminde ve kuzeydedir.

Mihrap, minber ve vaaz kürsüsü, güney duvarına yerleştirilmiştir. Mihrap, tamamen alçı malzemeli ve beyaz renge boyanmıştır.

Minber: mihrabın batısındadır, taş malzemelidir ve beyaz boya ile boyanmıştır. Minber kapısının çevresi, kıvrım dalların yoğunlukta olduğu bitkisel kompozisyonlarla süslenmiştir.

Türbe

Caminin güneybatı köşesinden itibaren, batı cephesinin bir kısmına bitişiktir. Kuzey-güney yönde kareye yakın dikdörtgen planlı, sekizgen kasnak üzerine oturan kubbe ile örtülüdür. Türbe gövdesi cephe duvarlarında, zeminden belli bir seviyeye kadar moloz taş, sonra örtü sistemine kadar düzgün kesme taş kullanılmıştır.

Onarımlar sonucunda da kasnak ve kubbenin yenilendiği ve sıvayla kaplandığı görülmüştür. Avluda bulunan hazire alanında pek çok mezar vardır. Ancak bir tane mezar taşı dikkat çeker.

Üzerinde 3 satır Osmanlıca yazı bulunur ve 1291 tarihi okunabilir. Mezar taşında yüzeysel çatlakların oluşturduğu ve alt satırının zarar gördüğü görülür.

ÇERİKLİ CAMİSİ

İlçe merkezine 19 km uzaklıktaki Çerikli kasabası, Yenikent mahallesindedir.

Caminin harime giriş kapısı üzerinde, tek satırlık bir kitabe bulunur. Kapı kemeri üzerinde ise, 1898 tarihi kazınmıştır. Kitabe günümüzde iki parça halindedir ve aralarına sıva ile dolgu yapılmıştır. Bu yüzden okunamamış ve anlamlı bir yazı metnine ulaşılamamıştır. Cami, yüksekçe bir alana inşa edilmiştir, yakınlarında bir yerleşim yoktur.

Kırıkkale Sulakyurt Küçük Avşar Köyü Karababa Türbesi

KÜÇÜKAFŞAR KÖYÜ KARABABA (SEYİT ŞEYH MUSTAFA) TÜRBESİ

İlçe merkezine bağlı Küçükavşar köyündedir.

Türbenin kapısı üzerinde, 3 satırlık kabartma yazılı kitabe bulunur. Günümüzde kitabe yıpranmış ve okunamaz haldedir. Türbe: dışarıdan 11 kenarlı, dairesel bir plana sahip ve piramidal külah ile örtülüdür. Kapısı, kuzey cephededir.

Kapı, yeşil renkte ve tek kanatlı, metaldir. Ziyaret mekanı duvarları tamamen sıvalı ve beyaz renge boyanmış, fakat duvarlarda derin çatlaklar vardır.

Güney duvarında mazgal pencere bulunur, kuzeybatısında ise küçük dikdörtgen niş görülür. Türbede bulunan tek sanduka, beyaz mermer ile kaplanmıştır.

Türbe günümüzde oldukça harap bir haldedir ve beden duvarlarının büyük bölümü toprak altında kalmıştır. Türbenin üzerinde bitkiler çıkmıştır.

Kırıkkale

Ordu Gölköy

Ordu Gölköy

Gölköy, Ordu arası uzaklık 62 km dir. Gölköy, Gürgentepe arası uzaklık 16 km. Gölköy, Ulubey arası uzaklık 44 km. Gölköy, Tokat arası uzaklık: 153 km. dir.

TARİHİ

Yerleşimin eski ismi “Hapsamana” dır. Bu ismin, Sümerce olduğu iddia edilmektedir. Osmanlı resmi kayıtlarında ise, 1547 yılında ve 1613 yılında Hapsama yerleşiminden bahsedilir. 1936 yılında Hapsama müstakil kaza olmuş ve ismi değiştirilip “Gölköy” yapılmıştır.

Gölköy yerleşimi ilk olarak, Sınman köyünde kurulmuştur. 17’nci yüzyıl ortalarında ise günümüzdeki yerine geçmiştir. Yeni yerinde, yerleşimi ilk olarak kuran Şıhmanoğlu Hacı Ali Ağa’dır. Torunu Hacı Ali Ağa ise, günümüzde konak olarak bilinen ve surlarla çevrili binayı yaptırmıştır. İlçe ismini, topraklarında bulunan göl ve ilçeyi ikiye ayıran Gölköy ırmağından almıştır. Gölköy ırmağı, Bolaman ırmağının bir koludur. Gölköy, 1936 yılında Ordu iline bağlı bir ilçe olmuştur.

Ordu Gölköy

GENEL

Buranın özelliklerinin başında, ülkemizde en uzun ömürlü insanların burada yaşaması yani yaşam süresinin burada oldukça uzun olmasıdır. Burada ortalama yaşam yaşı 82’ dir. Ayrıca Gölköylü aşçılar, ülkemizde Bolu Mengen’den sonra en çok tercih edilen aşçılardır. Yerleşim yeri, Orta Karadeniz bölgesindedir. İl merkezinin güneyindedir. İlçe sınırlarında iki doğal göl vardır. Bunlar: Ulugöl ve Gök gölüdür.

GEZİLECEK YERLER

KONAK-ŞATO VE TARİHİ HAMAM

Gölköy yerleşimini ilk kuran Şıhmanoğlu Hacı Ali Ağa’nın torunu Hacı Ali Ağa tarafından 1600’lü yıllarda yaptırılmıştır.

Kasabaya hakim bir yerdedir. Yapı surlarla çevrilidir. Günümüze kadar birçok onarım görmesine rağmen, hala kalıntıları görülmektedir.

Kalıntılar içinde özellikle hamam dikkat çeker. Hamam Şıhmanoğlu Osman Ağa tarafından yaptırılmıştır. Bahçe içinde, hamamın 52 basamaklı merdivenle inilen kuyusu, halen kullanılmaktadır. Bu su sarnıcı halk arasında “Elli iki badal” olarak bilinir. Sarnıcın 52’nci basamağından inildiğinde, solda kare biçiminde bir su deposu vardır.

GÖKGÖLÜ

İlçe merkezindedir. Yerin altından kaynayan suyla oluşmuş doğal bir göldür. Suyu sodalıdır. Gökgölü çevresine bu doğal güzelliği görmek için gelen turistlerin ihtiyaçları düşünülerek yeme içme yeri ve halkın dinlenmesine olanak sağlayacak düzenlemeler, Belediye tarafından yapılmıştır.

ÇERMİK GÖLÜ

İlçe merkezinin yaklaşık 500 metre kadar güneyinde bir göldür.

Bu gölün sularının, maden suyu özelliği taşıdığı ve özellikle böbrek taşlarının düşürülmesinde etkili olduğu söyleniyor. Burada bir etkinlik vardır. Her yıl 20 Mayıs’ta (Mayıs Yedisinde) tüm çevre ilçe ve beldelerin katılımıyla düzenlenen “Bahar Şenliklerin” de, yöredeki bayanlar, bu kaplıcanın suyu ile şifa bulma ümidiyle ağrıyan yerlerini, kollarını, bacaklarını yıkarlar.

Ordu Gölköy Kalesi

GÖLKÖY KALESİ

Kaleköy Mahallesindedir. Buraya “Hapsamana” kalesi de denir. İlçe merkezine 4 km uzaklıktadır. Ordu ilinin en yüksek kalesidir. Kalenin yüksekliği 150 metredir. Hatta, söylenenlere göre, kalenin çevresi tuzaklarla çevrili olduğundan Ordu ilinde işgal edilemeyen tek yerdir. 

Kale, ana kaya üzerine yapılmıştır. Kalenin Perslerden kaldığı tahmin edilmektedir. Hatta, MÖ 3 ve 4’ncü yüzyıllarda Pers kralı Dara tarafından yaptırıldığı düşünülmektedir. 18’nci yüzyıldan sonra önemini kaybetmiştir. 1455 yılına ait bazı kayıtlarda, yörede Hapsama Kalesinin üs olarak kullanıldığı kayıtlıdır.

Girişi, güneybatı cephesindedir. Tek kapılıdır. Kalenin surlarının büyük bölümü günümüzde yıkıktır. Sadece güneybatı cephesindeki sur duvarları nispeten daha iyi durumdadır. Gözetleme kulesi ve girişindeki kale burcu sağlam olarak günümüze ulaşmıştır. Kale ve çevresinde yapılan yüzey araştırmalarında, çeşitli dönemlere ait seramik parçaları bulunmuştur. Ayrıca mezar ve sur kalıntıları görülür. Kümbet benzeri bir yapı yıkıntısı da ilgi çeker. Kale 1997 yılında, UNESCO tarafından Dünya Antik Eserler Listesine alınmıştır.

Ordu Gölköy Kalesi

Son bir not, duyduğuma göre kale önceden Sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmadığından, kalenin içindeki araziler şahıslar tarafından tapulanmış, bunların kamulaştırılması gündemdeymiş.  

Bir de Tayfun Paşa konusu var. Söylenenlere göre Osmanlı döneminde kale Tayfun Paşa ve askerleri tarafından korunmuş ve bu yüzden kaleye “Tayfun Paşa” kalesi ismi verilmiştir. Bu bir iddia, doğruluğu meçhuldür.

Ordu Gölköy Dereçayır Camii

DEREÇAYIR CAMİİ

Emirler Köyündedir. İlçe merkezine uzaklığı 11 km dir.

Ordu Gölköy Dereçayır Camii

Caminin Selçuklular döneminden önce Canik Türkleri tarafından, pelit ağacı kullanılarak, 6-7 cm lik tahtaların birbirine geçmesi, hiç çivi kullanılmadan, ağaç yontma ve kertme yöntemiyle yapıldığı görülür. Yapının girişi kuzey cephededir.

Giriş kapısının batısında, 1859-1860 tarihleri okunmaktadır. Ancak bu tarihlerin büyük ihtimalle onarım tarihleri olduğu düşünülmektedir. Çünkü caminin yapım tarihinin 13’ncü yüzyıl olduğu düşünülmektedir. Ana giriş kapısı, tek kanatlı ve ahşaptır. Burada ince bir husus var. Caminin giriş kapısı alçaktır, çünkü camiye eğilerek giriliyor yani nefis terbiye ediliyor.

Ordu Gölköy Dereçayır Camii

İç mekanda, bütün duvarlar ahşaptır. Ancak duvarlar sadedir, süsleme bulunmaz. Mihrap, minber ve vaaz kürsüsü ahşaptır. Caminin içinde büyük pencere yoktur. Küçük bir pencereler bulunmaktadır ki bu pencere 1 cm yüksekliğinde ve 2 cm genişliğindedir. Çünkü namaz kılarken insanların önünü görebilmesi ve ışık alabilmek için bu küçük pencereler yapılmıştır.

Ordu Gölköy Dereçayır Camii

Caminin minaresi yoktur. Çatı kiremittir. İç mimarisinde kayda değer bir değişiklik yapılmamıştır. Özellikle oyma figürleri mutlaka görün. Özgünlüğünü korumuş cami, günümüzde halen ibadete açıktır. Sadece giriş bölümüne, sonradan tuğladan ek yapılmıştır. Caminin bahçesinde de tarihi mezarlık bulunur.

ÖZLÜ KÖYÜ KAYA MEZARLARI

Değirmenbükü mahallesinde, dere yatağında bulunan büyük bir kaya kütlesine (bu kaya kütlesine Gülkayası denir.) 2.2 metre taban ölçülerinde ve 1 metre yüksekliğinde mezar oyulmuştur. Halk arasında mağara olarak bilinir. İlçe merkezine uzaklığı 11 km. dir.

Kaya mezarları ile Emirler Dereçayırı camisi arasındaki uzaklık 150 metredir. Buna istinaden, bölgenin çok eski bir yerleşim yeri olduğu düşünülmektedir. Hatta Özlü köyü, 1600’lü yıllara kadar Gölköy bölgesinin merkeziymiş. Köyün eski ismi “Şıhman” köyüdür. Çünkü burada Şıhman oğullarından Hacı Ali Ağa yerleşikmiş, ancak kendisi 1600’lü yıllarda Gölköy merkezde bulunan Konak mevkiine yerleşmesiyle şu an ki Gölköy önem kazanmaya ve merkez olmaya başlamıştır.

ÖZLÜ KÖYÜ ASIRLIK GÜRGEN AĞAÇLARI

Özlü köyü Yeni cami mevkiinde Şıhman mezarlığındadır.

Burada çevresi yaklaşık 7 metre ile 4 metre arasında değişen 5 tane ağaç vardır. Ağaçların kaç yıllık olduğu ile ilgili kesin bilgi yoktur. Halk arasında 1452 yılında bir Osmanlı askeri tarafından dikildikleri söylenir. Ağaçlardan en büyüğünün çevresi 670 cm, çapı ise 213 cm dir. Dört kişi el ele tutuştuğunda ağacın çevresini ancak sarabilmektedir. Ağaçlar tescil edilerek koruma altına alınmıştır.

AYDOĞAN YAYLASI VE AYDOĞAN TEPESİ

İlçe merkezine 25 km uzaklıktadır.

Tepe 1971 metre rakımlıdır. Orta Karadeniz ve Canik dağlarının en yüksek tepesidir. Aydoğan tepesi, kış turizmi açısından oldukça tercih edilen bir ziyaret yeridir. Tepede 60 metre yükseklikte bir verici bulunmaktadır. Çünkü ülkemizde Sarıkamış’tan sonra en uzun kayak pistine sahiptir. Kar ve çim kayağı pisti için çalışmalar sürdürülmektedir.

Ordu Gölköy Kilisesi

GÖLKÖY KİLİSESİ

Gölköy Mahallesindedir. Kesme taş ve moloz taş kullanılarak yapılmıştır. Üst örtüsü günümüze ulaşmamıştır. Yapıya giriş batı cephesindendir. Ancak kapı açıklığı tahrip olmuş, günümüze ulaşmamıştır.

Ordu Gölköy Ulugöl Tabiat Parkı

ULUGÖL TABİAT PARKI

Süleymaniye köyündedir. İlçe merkezine 15 km uzaklıktadır.

Ordu Gölköy Ulugöl Tabiat Parkı

Ordu ili genelinde önemli bir cazibe yeridir. Aynı zamanda Ordu ilinin en büyük doğal gölüdür. (krater gölüdür.) Gölün çapı yani büyüklüğü yaklaşık 250 metredir. Çevresi ormanlarla kaplıdır.

Ordu Gölköy Ulugöl Tabiat Parkı

Ulugöl Tabiat Parkı, ülkemizin 36’ncı Tabiat Parkıdır. Gölü çevreleyen kayın ormanının her mevsim ayrı bir güzel görüntüsü ortaya çıkar. Özellikle sonbahar mevsiminde yaprakların sararmasıyla oluşan renk armonisi muhteşem güzellikler sunar.

Ordu Gölköy Ulugöl Tabiat Parkı

Yüksekliği 1240 metredir. Gölün uzunluğu 301 metre, genişliği 139 metredir. Çevresi ise 850 metredir. Gölde yaban ördeği avı yapılmaktadır. Ayrıca gölde alabalık yakalanabilir.

Ordu Gölköy Uugöl Tabiat Parkı

Ulugöl tabiat parkında, bu büyük gölden ayrı, iki tane de küçük göl vardır. Bu göller sazlıklarla kaplıdır.

Her yıl, Ulugöl Milli Parkında, Temmuz ayının 3’ncü Pazar günü geleneksel olarak “Ulugöl Şenlikleri” düzenleniyor.

Ordu Gölköy Ulugöl Tabiat Parkı

Ayrıca her yıl 20 Mayıs Şenlikleri kapsamında Ulugöl’de “Durgun Su Yarışları” düzenlenmektedir.

ÇEPEKLİ GÖLÜ

Ulugöl’ün 70 metre güneyinde, Haruniye Mahallesi sınırlarındadır.

Gölün üst yüzeyinde, suyun durgunluğundan kaynaklanan, yüzeyi kaplayacak şekilde, krem renginde, yoğun bir yosun tabakası vardır. İsmini de bu görüntüden almaktadır.

Ordu Gölköy Dibektaşı Bal Ormanı

DİBEKTAŞI BAL ORMANI

Düzyayla mevkiindedir.

Bu arada bal ormanı nedir biraz bahsetmek gerekirse, bal ormanı, arıcılığın biyolojik çeşitliliğinin korunması, gelecek nesillere aktarılması, sürdürülebilir gıda güvenliği ve erozyonun önlenmesi açısından uygulamaya konulan bir süreçtir. Çünkü bal üretiminde Ordu ili ve çevresi ülkemizde 1’nci sıradadır. Bal ormanları arıcıların hizmetine sunuluyor.

Ordu Gölköy Dibektaşı Bal Ormanı

Bal ormanlarında; mor çalı çiçeği, orman gülü, ıhlamur, böğürtlen, kestane, alıç, ahlat, kuşburnu, kekik, dağ çileği, dağ armudu, kuş üvezi, mürver, su pençesi, akağaç, yabani erik, yabani elma, kızılcık gibi yüzlerce çeşit bitkiden arılar bal yapabiliyorlar. Bal ormanlarındaki bitki çeşitliği nedeniyle arıcılar bu alanlara büyük ilgi gösteriyorlar.

Rakımı 1340 metredir. Ormanda: erik, kiraz, elma, ıhlamur, armut, alıç ve akasya türü ağaçlar vardır.

Ordu Gölköy Uluvahta Yaylası

ULUVAHTA YAYLASI

İlçenin en güzel yaylalarından birisidir ve ilçe merkezine 14 km uzaklıktadır.

Ordu Gölköy Uluvahta Yaylası

Deniz seviyesinden 1350 metre yüksekliktedir. Yayla yaklaşık 3 km uzunluğundadır. Genişliği 500 metredir. 5-6 km ileride Ulugöl bulunuyor.

Ordu Gölköy Uluvahta Yaylası

Gölköy deresi bu yayladan doğar ve yaylayı ikiye böler. Her yıl 20 Mayıs tarihi sonrasında ilk hafta sonunda burada geleneksel 3 gün süreli “Uluvahta Yaylası Güreş ve Kültür Şenlikleri” düzenlenir. Bu şenliklere 50 bin kişinin katıldığı söyleniyor. Şenliklerde çadırlar kurulur, halk konserleri düzenlenir.

Ordu Gölköy Yemişken Yaylası

YEMİŞKEN YAYLASI

İlçe merkezine 12 km uzaklıktadır.

Darahta yaylasına gelmeden önce, Yemişken yaylasından geçilir. Yayla, geniş meraları, gür ormanları ile doğallığını korumuş bir yayladır. Burada bulunan Yemişken Kilisesi, yaylada doğal güzelliğin dışında tarihi bir değer de katmaktadır. Yemişken Yaylası, Uluvahta Yaylası ile birlikte doğa yürüyüşü tutkunları için keyifli bir nota oluşturur.

Ordu Gölköy Yemişken Kilisesi

YEMİŞGEN KİLİSESİ

İlçe merkezine bağlı Yemişgen Yaylasındadır.

Ordu Gölköy Yemişken Kilisesi

Darahta kilisesinde olduğu gibi ne zaman yapıldığı hakkında bilgi yoktur. Eskiden yörede yaşamış olan Hıristiyan Rumlar tarafından yapıldığı tahmin edilmektedir. Kilise, günümüzde çok tahrip olmuştur, ancak yine de turistler tarafından ziyaret edilmektedir.

DARAHTA KİLİSESİ

İlçe merkezine bağlı Darahta Yaylasındadır.

Osmanlı döneminde, bölgede yaşayan Gayrimüslimler tarafından yapılmıştır. Ancak hangi tarihte yapıldığı bilinmez. Bölgede Gayrimüslimlerin yaşadığına dair diğer kanıtlar: Gölköy kalesi kilisesi ve Yemişken kilisesidir ancak bunlar zamana yenik düşmüş ve tahrip olarak yok olmuşlardır.

 Ordu Ünye hakkındaki gezi yazım için  Ünye

Kırıkkale Delice

Kırıkkale Delice

İlçe, il merkezi olan Kırıkkale’ye 47 km uzaklıktadır. Ankara-Samsun karayolu üzerindedir.

TARİHİ

İlçe merkezinde Çömelek kaya mevkiinde çıkan kalıntılara göre, yöreye ilk yerleşenler Hititlerdir. 1760-1780 yılları arasındaki Osmanlı döneminde ise, Türkmen ve Yörük boyları, bölgeye yerleştirilmiştir.

Bunlar, şimdiki ismi Karabekir mahallesi olan yere yerleşirler. Burada kurulan köyün ismi, aşiretin başında bölgeye gelen Demirci Karabekir’in ismine atfen “Karabekir” olmuştur. İlçenin daha önceki isminin ise “Piran” olduğu bilinir. Şimdiki ismi olan “Delice” ise Delice ırmağından gelir.

Keskin ilçesine bağlı bir köy iken 1928 yılında bucak olan Delice, 1946 yılında Kırıkkale ilçe olunca buraya bağlanmıştır. 1960 yılında ise ilçe olmuştur.

Kırıkkale Delice

GENEL

Delice çayı, Kızılırmak nehrinin en önemli kollarından biridir. Yozgat sınırı boyunca bir süre aktıktan sonra Delice ilçe merkezine yaklaşır. Daha sonra tekrar iki il sınırı boyunca akar ve il topraklarını terk eder. Çayın Kırıkkale il içerisinde kalan kesimi yaklaşık 50 km uzunluğundadır. Rakımı 702 metredir.

Kırıkkale Delice Tuzu

DELİCE TUZU

İlçede yerin 20 metre altından çıkan ve doğal kaynak suyundan elde edilen tuz, dünyaca ünlüdür.

Kırıkkale Delice Tuzu

Tuzun: Dünya Sağlık Örgütü ve Avrupa Konseyi tarafından belirlenen kriterlere uygun olduğu ve mineral yönünden zengin bulunduğu belirtiliyor. Tuz, doğal yollarla elde ediliyor.

DELİCE ÜZÜMÜ

Delice üzümü “Delice beyaz üzümü” olarak tanınır. Çekirdeksizdir, kısa ömürlüdür, bu yüzden yani raf ömrünün kısa olması nedeniyle başka yerde bulunmaz. Delice yöresine yolunuz düşerse, bence bu üzümün mutlaka tadına bakın. Üzüm genellikle pekmez yapılarak tüketiliyor. Pekmez de satın alabilirsiniz.

Kırıkkale Delice Kavun ve Üzüm Festivali

DELİCE KAVUN VE ÜZÜM FESTİVALİ

Delice ilçesinin üzümü meşhurdur. Delice belediyesi tarafından düzenlenen festival, ilçe stadyumunda düzenlenir. Festivalde, üzüm ve kavun yetiştiriciliğinde dereceye girenlere ödüller verilir. Ardından: şiirler okunur, Mehmet Marşı ve animasyon gösterileri düzenlenir.

Kırıkkale Delice

GEZİLECEK YERLER

Kırıkkale Delice Tekke Köyü Sivri Tepe Tümülüsü

TEKKE KÖYÜ SİVRİ MEVKİ TÜMÜLÜSÜ

İlçe merkezine bağlı Tekke köyünün 8 km güneybatısındadır. Hakim bir tepededir.

Tümülüsün batı kısmı sarp ve diktir. Doğu, kuzey ve güney yönlerden algılanan yüksekliği 30 metredir. Tümülüs 50 metre çapındadır. Çevresindeki arazilerde tarım yapılmaktadır. Batı yönünde 1.20 metre ölçülerinde kaçak kazı tünelleri bulunur.

Bu tünel, 20 metre kadar gider, 20 metre sonra güneye doğru içten ikinci bir kola ayrılır. İlk kaçak kazı tüneli: mezar odasının giriş kısmına ulaşmış ama içten çökme nedeniyle ikinci bir kaçak kazı tüneli kazılmıştır.

İkinci tünel, aynı yerin 5 metre kadar aşağısından itibaren kazılmış, 15 metre devam etmiş, içten iki kola ayrılmıştır.

Mezar odası giriş blok taşları dağılmıştır. Arada Horasan harcı ile yeniden örülen bir duvar kısmı dikkat çeker. Bu durum, kendi dönemi sonrasında mezar odasının açılarak yeniden kullanıldığını gösterir.

İkinci bir örgü tabakasının izleri görülmektedir. Burada, Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi tarafından kurtarma kazısı yapılmıştır.

ÇERİKLİ KASABASI

Kasabaya bağlı Yeni Yapan köyü ve Çongar köyünde yapılan arkeolojik araştırmalarda çanak çömlek parçaları bulunmuştur. Kasaba, Anadolu’ya girişin ardından Türkler tarafından il fetih edilen bölgelerden biridir.

11’nci yüzyıldan sonra Çerikli yöresine Oğuz Türkmen boyları yerleştirilmiştir. Kurtuluş savaşı yıllarında Çerikli kasabası, milli mücadeleye önemli katkıda bulunmuştur. Kasaba 1967 yılında Belediyelik olmuştur.

Kırıkkale Delice Çerikli Kasabası Camisi

Camisi

Caminin yaklaşık 300 yıllık olduğu tahmin ediliyor.

Caminin temel oluşumu yoktur, su basmanı seviyesi mevcuttur. 80 cm civarında dışa taşkındır. Derzler, kireç-kum karışık harçtır. Oldukça çürümüş ve artık mukavemetini kaybeden, iki ahşap direk, devşirme mermer sütun kaidesine oturmaktadır. Cami giriş kapısının üzerindeki alınlıkta kitabe mevcuttur.

Kitabenin tepe noktası ve köşelerde, yuvarlak içerisinde yıldız motifleri bulunur. Sonradan yapıldığı anlaşılan mahfil katına, doğu tarafından ahşap merdivenle çıkılır. Ahşap tavan, mahfil kısmını da içine alan bir düzendedir.

Minber yıkılmış, minbere ait taş basamaklar yerindedir. Caminin ahşap tavanı, dikdörtgen bir tavan göbeği çevresinde dilimli çıtalıdır.

Cami harap halde, umarım en kısa zamanda restore edilir. Caminin hemen yanında, bir de tarihi mezarlık bulunuyor.

Kırıkkale