İstanbul Esenler

İstanbul Esenler

Yöredeki ilk yerleşim, Bizans döneminde Rumlar tarafından kurulan Litros (günümüzdeki Esenler) ve Avas (günümüzdeki Atışalanı) köyleridir. Bu köylerde yaşayanlar, çeşitli tarım ürünleri yetiştiriyorlardı.

Bu köylerin etnik yapısı, Lozan Antlaşması ve arkasından gelen mübadele dönemi sonucu değişti. Burada yaşayan Rumlar, Yunanistan’a göç etti ve Doğu Makedonya’dan gelen Türkler, bu köylere yerleştirildi. 1937-1940 yılları arasında ise, bu köylerin isimleri değiştirildi ve günümüzdeki isimleri verildi. 1994 tarihinde ilçede Belediye teşkilatı kurulmuştur.

İstanbul Esenler

Esenler ilçesinde toplam 16 mahalle bulunmaktadır.

Günümüzde Esenler 2 bölgeden oluşmaktadır. Bunlar:

1-Esenler

2-Atışalanı.

 

ORUÇREİS MAHALLESİ

İstanbul Esenler Tekstil Kent

TEKSTİL KENT

Tekstilkent caddesindedir. Şehir merkezine sadece 16 km uzaklıktadır.

Burada kurulu bulunan Tekstilkent Kooperatifi: tekstil toptan ticareti ve küçük üretim birimlerinin bulunduğu Sultanhamam ve Osmanbey gibi yerlerdeki altyapı yetersizliğinin çözümü ve tekstil sektörünün modern mekanlara kavuşması için 1986 yılında kurulmuştur.

İstanbul Esenler Tekstil Kent

Tekstilkent kurulan alan ise, 1991 yılında hazineden satın alınmıştır. Alana kurulacak yapıların temelin 1993 yılında atılmış ve çeşitli büyüklükteki işyerlerinin bulunduğu 40 blok tamamlanarak hizmete girmiştir. Ayrıca 5 yıldızlı bir otel ve 5 katlı otopark blokları yapılacaktır. Plazalarla birlikte işyeri sayısı 4297 dir.

 

İstanbul Esenler Havaalanı Mahallesi

HAVAALANI MAHALLESİ

Bir zamanlar derme, çatma ve çürük binalar bulunan bölge, son dönemde kentsel dönüşüm adı altında yıkılan bu tür binaların yerine yapılan yüksek betondan kulelerle dolmuştur. Bu kulelerin her biri yüzlerce daire barındırmaktadır.  

İstanbul Esenler Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi

ESENLER KADIN DOĞUM VE ÇOCUK HASTALIKLARI HASTANESİ

Taşocağı Sokaktadır. Hastane 2011 tarihinde temeli atılmış ve 2014 tarihinde hizmete açılmıştır. 3 blok halinde ve 6 katlıdır. 120 yataklıdır. Hastanenin B bloğu, daha önce “Abbate” isimli bir tekstil fabrikası iken, kamulaştırılıp tadilat yapılarak günümüzdeki şekli verilmiştir. A ve C bloklar ise yeni inşa edilmiştir.

İstanbul Esenler Bölge Parkı

ESENLER BÖLGE PARKI

Gümrük Sokaktadır. Park alanı yaklaşık 50 dönümlük bir arazide kuruludur. Park alanında: yürüyüş yolları, fitness aletleri, voleybol, basketbol ve mini futbol sahaları, fıskiyeli havuz, piknik alanları, oyun parkları ve kafeterya bulunmaktadır. Ayrıca lunapark vardır. Burası, akşam saatlerinde yürüyüş yapılabilen bir park alanıdır. Ancak özellikle hafta sonlarında yoğun mangal dumanı bölgeyi kaplamaktadır. Bu aradan: Bölge parkı çevresinde bulunan uyumsuz binaların dış cepheleri: kaplamaları ve giydirme teknikleriyle revizyondan geçirilmiştir.

İstanbul Esenler Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlama Merkezi

ESENLER ANA ÇOCUK SAĞLIĞI VE AİLE PLANLAMA MERKEZİ

Köyiçi Caddesi Güleç Sokaktadır.

Avas Kilisesi

Kilise, 1831 yılında inşa edilmiş ve Meryem Ana’ya adanmıştır. 93 Harbi olarak adlandırılan 1877-1878 yılları arasındaki Osmanlı-Rus savaşı döneminde gümüş sıkıntısı nedeniyle, kilise cemaati “kilise parası” denen bir tür kağıt para birimi ortaya sürmüştür. Cumhuriyetin ardından, mübadele nedeniyle Avas köyde Hıristiyan nüfus kalmaz ve kilise terk edilir, kullanılmaz. 1940’lı yıllarda bir süre cephanelik olarak kullanılan kilise binası, daha sonra köyde cami olmadığından mescit olarak kullanılmıştır. 1950’lı yıllarda ise kilise tamamen yıkılmış ve geriden kalan taşları ise yine bir söylentiye göre Atışalanı camisinin duvarlarında kullanılmıştır.

Avas Rum Okulu

Eskiden Avas kilisesinin yanında, Avas Rum Okulu bulunuyormuş. Bazı kaynaklara göre, köy okulu 1820 yılında kurulmuş ve bölgenin en kaliteli eğitim veren okullarından birisi olmuştur. Çünkü bu okul sadece Avas köyündeki çocuklara değil, çevreden gelen çocuklara da eğitim veriyordu. 1873 yılında köydeki bu okulun varlığı ve görevli bir öğretmen ve 40 öğrencinin varlığından söz edilmektedir. Ancak 1884 yılından itibaren Avas köyünün itibarlı durumu bitmiştir. Çünkü yörede yaşayanlar kilise ile birlikte okulun masraflarını da ödemekte sıkıntı yaşıyorlardı. 1894 yılındaki depremde okul zarar görmüş, sonra onarılmıştır.

Gelelim günümüze, söylenenlere göre, günümüzdeki Esenler Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlama Merkezinin bulunduğu yerde, eskiden Avas kilisesi ve Avas Rum Okulu bulunuyormuş.

 

AVAS KEMERİ

Bu kemer: eski kayıtlarda “Avasköy kemeri” ve “Yılanlıkemer” diye geçmektedir. Mimar Sinan tarafından yapılan sert kalker taşları ile yapılmış bu kemer üzerindeki künklerden: Süleymaniye ve Beylik sularını taşıyan künkler bulunur. Kemerin yapısındaki zerafet ve uygulanan teknik oldukça güzeldir. Kemerde: gözlerin açıklıkları 10.30 metredir. Kemer üzerindeki künklerin çapları ise 21 cm. dir.

İstanbul Esenler Atış alanı çeşmesi

ATIŞALANI ÇEŞMESİ

Günümüzde Esenler Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Eğitim Merkezinin karşısındadır. Çeşme Osmanlı döneminde kesme taş kaplama olarak yapılmıştır. 1995 yılında tescil edilerek koruma altına alınmıştır. Günümüzde çeşmenin musluğu yoktur ve suyu akmamaktadır.

 

İstanbul Esenler Birlik Mahallesi

BİRLİK MAHALLESİ

TEM E-5 bağlantı yolu mahallenin tam ortasından geçmektedir. Esenler Belediye Başkanlığı bu mahallededir.

İstanbul Esenler Medipol Üniversitesi Hastanesi

ESENLER MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ HASTANESİ

Bahçelievler caddesindedir. Hastane: modern mimari yapısı, merkezi konumu ve ileri tıp teknolojisi ile güçlü sağlık kadrosu, ayakta ve yataklı her türlü tıbbı hizmeti vermektedir.

İstanbul Esenler Özel Ensar Hastanesi

ÖZEL ENSAR HASTANESİ

Atışalanı Caddesindedir.

İstanbul Esenler Hacı Lütfiye Gürses Bilim Parkı

HACI LÜTFİYE GÜRSES BİLİM PARKI

Akseki caddesinde Deprem Parkının içindedir. Burada, yaklaşık 8 bin metre karelik kapalı alanda, her yıl 7 bin civarında 9-15 yaş arası öğrenciye eğitim verilmektedir. Parkın açık bölümünde: ses iletimi, büyük güneş paneli, dalga hareketleri, değişken sarkaç, Pisagor teoremi, bir arabanın çalışma prensibi ve çeşitli bitkilerden oluşan botanik parkı bulunmaktadır. Botanik bahçesinde: birçok bitkinin yetiştirilmesi için gerekli altyapı ve mekan sağlanmıştır. Böylece öğrencilerin bitkileri incelemesi ve büyüme evrelerini takip etmesi sağlanmaktadır. Park alanında ayrıca: öğrenciler satranç, tekvando, ebru gibi sportif ve sanatsal eğitimler de almaktadırlar. Çeşitli kültürel geziler düzenlenmektedir.

İstanbul Esenler Taş Camii

TAŞ CAMİ

Cami, bir hayırsever tarafından bağışlanan araziye yaptırılmıştır.

Ancak bu caminin mimarisinde çeşitli özellikler bulunuyor. Banların başında: camide kolon ve kiriş bulunmaması gelmektedir. Cami: kurşunlu, kenetli ve zıvanalı sistemle yapılmıştır. Caminin yapımında 170 ton kurşun kullanılmış bunun 50 tonu kubbe yapımında harcanmıştır. İnşaatta demir ve beton bulunmuyor. Camide kullanılan ve “İstanbul Taşı” olarak bilinen taşlar, Hadımköy’den getirilmiştir. Bu taşlar: 2000-2500 yıl kadar dayanabilmektedir. Caminin iki tane minaresi vardır. Bu minareler, kubbenin her iki yanındadır. Minarelerin çevresinde de daha küçük üç kubbe bulunmaktadır. Camide aynı anda 500 kişi ibadet edebilmektedir.

İstanbul Esenler İBB Barış Manço Halk ve Çocuk Kütüphanesi

İBB ESENLER BARIŞ MANÇO HALK VE ÇOCUK KÜTÜPHANESİ

857’nci Sokaktadır. 1999 yılında açılan kütüphanenin koleksiyonunda: 21 bin civarında kitap bulunmaktadır. Ayrıca 25 dergi aboneliği vardır. Üye olanlar, kütüphaneden ücretsiz kitap alabilmektedirler.

 

YAVUZ SELİM MAHALLESİ

İlçenin girişi konumundaki mahalle, toplu taşıma sistemi açısından uygun konumdadır. Tekerlekli toplu taşıma sistemi ve Metro’ya yakınlığı nedeniyle tercih edilmektedir.

 

MENDERES MAHALLESİ

İstanbul Esenler Adnan Büyükdeniz Dijital Kütüphanesi

ADNAN BÜYÜKDENİZ DİJİTAL KÜTÜPHANESİ

Ömer Seyfettin Caddesindedir. 2009 yılında hizmete girmiştir.

Arkeolojik kazı sonucunda bir kilise kalıntısı ortaya çıkarılmıştır. Günümüzde kütüphane olarak kullanılan bu bina Litros köyünün kilisesiydi. Esenlerde, Rumlardan kalan tek kilise kalıntısı burasıdır. 19’ncu yüzyıl başında yapılan bu kilise “Aziz Georgios” a adanmıştır. Özellikle 93 Harbi olarak adlandırılan 1877-1878 yılları arasındaki Osmanlı-Rus savaşı sırasında, yörede yaşayan köylüler kilisenin giderlerini karşılamada zorluk çekmişlerdir. Meydana gelen para sıkıntısını gidermek için kilise cemaati tarafından “kilise parası” denilen bir para kullanılmaya başlanmıştır. Paranın üzerinde “Aziz Georgios Kilisesi” nin sembolleri bulunuyordu.

Zaman içinde kilise terk edilmiştir, yapı bir süre duvarları örülerek konut olarak kullanılmıştır. Daha sonra ise, eklentiler tamamen yıkılmış, orta alan boşaltılmış, kapı ve pencereler tuğla ve biriket ile örülerek bir süre sinema salonu olarak kullanılmıştır. Daha sonra yine terk edilmiş ve 2000 yılına kadar Belediye Garajı olmuştur. Aynı dönemde, sokakta yaşayan evsizler de kilise binasını mesken edinmişlerdir.

1999 yılında kilise kalıntısı, tescil edilerek koruma altına alınmıştır. 2005 yılında Esenler Belediyesi tarafından tadilat yapılmak üzere, kilise kalıntısının rölöve projesi koruma kuruluna sunulmuştur.

Tarihi bina restore edilerek, Ekim 2010 tarihinde: 2 katlı toplam 475 metre karelik kütüphane kurulmuştur. Birçok yayınevi ile anlaşan kütüphane, yeni çıkan birçok kitabı anında dijital ortamda okuyucusuyla buluşturmaktadır.

Ziyaretçiler tarafından: 1’nci katta 10 ve 2’nci katta 20 olmak üzere toplam 30 bilgisayar kullanılmaktadır. Bir kitaba, aynı anda 30 kullanıcı ulaşabilmektedir.

Bu dijital kütüphane: “Go Green Innovation Award” yani “Çevre Dostu Teknoloji Ödülü” almıştır. Ödülü veren kurum, Amerika’nın önde gelen bilgisayar yazılım firmasıdır.

Kütüphanenin koleksiyonunda günümüzde 5500 Türkçe e-kitap bulunmaktadır.

Son bir not kütüphaneye ismi verilen Adnan Büyükdeniz kimdir? Kendisi Albaraka Türk Bankası genel müdürüdür. Katılım bankacılığının Türkiye’deki gelişiminde önemli katkıları olmuştur.

 

MENDERES ÇEŞMESİ (LİTROS AYAZMASI)

1983 yılında yarısı toprak altında olan ve yıkılma tehlikesi geçiren çeşme, yapılan araştırmalar sonucunda 1984 tarihinde Taşınmaz Kültür Varlığı olarak tescil edilerek koruma altına alınmıştır.

Çeşme: günümüzde hemen yanında bulunan kütüphane (eski Aya Yorgi kilisesi) binası ile birlikte, bulundukları meydanın karakteristik özelliklerini yansıtan eserdir. Çeşme kesme taştan yapılmıştır. Tek yüzlü bir çeşmedir. Çeşmenin ön kısmında bulunan doğal taş aynası oldukça yıpranmıştır. Taş aynanın oturduğu tekne de yok olmuştur. Günümüzde çeşmenin suyu akmamaktadır ve musluğu yoktur.

 

MİMAR SİNAN MAHALLESİ

İstanbul Esenler İstanbul Alışveriş Merkezi

İSTANBUL ALIŞVERİŞ MERKEZİ

Davutpaşa Caddesindedir. 1984 yılında şahıs firması olarak “İstanbul Halı” olarak ticaret hayatına başlayan firma, değişen vizyonu ile 1987 yılında parakende mağazacılık sektörüne girmiştir. Günümüzde: yaklaşık 80 bin çeşit ürün satılmaktadır. En büyük özelliklerinden birisi de, müşterilerine nakit veya kredi kartlı satış yanında, hiç peşinatsız, kredi kartsız ve sözleşmeli ödeme seçeneği sunmasıdır.

 

NENE HATUN MAHALLESİ

 

NENE HATUN ÇEŞMESİ

Aziziye Caddesindedir. Kitabesi yoktur, bu yüzden ne zaman ve kim tarafından yaptırıldığı bilinmez. 1999 tarihinde tescil edilerek koruma altına alınmıştır. Çeşmenin yüksekliği 267 cm, boyu ise 412 cm. dir. Dikdörtgen şeklindedir. Tek yüzlüdür. Küfeki taşından yapılmış, yalak kısmı ise mermerdir. Günümüzde çeşmenin suyu akmamaktadır. Zaten musluğu da yoktur.

 

İstanbul Esenler Çifte Havuzlar Mahallesi

ÇİFTEHAVUZLAR MAHALLESİ

Çiftehavuzlar Mahallesi, Esenler ilçesinin en eski yerleşim alanlarındandır. Burada yoğun olarak bahçeli, tek, iki ve üç katlı konutlar yoğundur. Çünkü yoğun göç alması nedeniyle bölge çeşitli mahallelere bölünmüştür.

 İstanbul Büyükçekmece gezi yazım için Büyükçekmece

Mardin Yeşilli

Mardin Yeşilli

Yeşilli-Mardin arası uzaklık: 12 km. Yeşilli-Diyarbakır arası uzaklık: 102 km. Yeşilli-Şanlıurfa arası uzaklık: 197 km. Yeşilli-Batman arası uzaklık: 138 km.

GENEL:

İlçe, yeşil bir vadinin içinde mesire yerleriyle ünlüdür. Bahçe kültürü son derece gelişmiş olan ilçede yeşillikler içinde kasırlara rastlamak mümkündür. İlçe yemyeşil bir vadi içinde, mesire yerleriyle öne çıkar. Bahçe kültürü son derece gelişmiştir. Yeşilli denince akla kiraz gelir, çünkü burada oldukça bol kiraz bulunur.

Mardin Yeşilli

GEZİLECEK YERLER

Mardin Yeşilli

 

MOR YAKUP VE MOR KURYAKOS KİLİSESİ

İlçe merkezine bağlı Bülbül köyündedir. Köy: il merkezine 10 km ve ilçe merkezine 5 km uzaklıktadır.

Köy: bağlar ve sulak bahçelerle çevrilidir.

Köyün bir diğer özelliği ise El-Nıhman kalesinin eteklerinde kurulu olmasıdır.

Kalenin sarp kayalıklarında 4 ve 5’nci yüzyıldan kalma, rahiplerin inzivaya çekildikleri kayadan oyulmuş mabetlerin olduğu söylenir. Bunların bir kısmı, bir tek kişinin kalabileceği tarzda küçük yerlerdir.

Eskiden beri Süryani yerleşim alanı olan köyde, 1998 yılında 10 Süryani aile bulunmakta, köyde 5 kilise vardır. Bu kiliselerin yapılış tarihleri kesin olarak bilinmemektedir.

Mor Yakup Kilisesinin kapısında, Süryanice bir yazıtta MS 1856 yılında inşa edildiği yazmaktadır.

Mardin

 Mardin Nusaybin gezi yazımı okumak için Nusaybin

Manisa Salihli

Manisa Salihli

Salihli denilince ilk akla gelenler: suyu, odun köftesi, kurşunlu kaplıcaları, Sart harabeleri. Manisa’nın en büyük ilçesi olmasına rağmen, burada yaşayanlar, nereli oldukları sorulduğunda “Salililiyim” şeklinde cevap verirler.

Dikkat, arada “h” harfi yok. Buradan geçerken; Sart antik şehrini birkaç kez gezme şansım oldu.

ULAŞIM

İlçenin Manisa il merkezine uzaklığı: 72 km. dir.

Uşak-İzmir karayolu üzerindedir. İzmir-Afyon demiryolu da buradan geçmektedir. Salihli-İzmir arasındaki uzaklık: 96 km. Salihli-Uşak arasındaki uzaklık: 120 km. Salihli-Balıkesir arasındaki uzaklık: 144 km. Salihli-Denizli arasındaki uzaklık: 110 km.

Çevredeki ilçelerle olan uzaklıklar ise şöyledir:

Salihli-Kula arasındaki uzaklık: 42 km. Salihli-Turgutlu arasındaki uzaklık: 42 km. Salihli-Alaşehir arasındaki uzaklık: 40 km. Salihli-Köprübaşı arasındaki uzaklık: 53 km.

TARİH

İlçenin tarihini anlatmaya: antik Sardes (Sart) kenti döneminden başlamak gerekir. Sardes kendi: Gediz havzasında, Sart çayı kıyısında ve Bozdağ’ın batısındaki tepelerin kuzey yamaçları üzerinde, Meles adlı bir kral tarafından kurulmuş.

MÖ.1200-1000 yılları arasında, önemli bir yerleşim yeri olmakla birlikte, özellikle, MÖ.7 ve 6.yüzyıllarda, büyük gelişme göstermiş ve Lidya devletinin başkenti olarak büyük ün kazanmıştır.

Tarihi süreç içinde: Sardes kentinde öne çıkan gelişmeler şöyledir: Endüstriyel buluşlar, para, ülkeler arası ulaşım, lirik şiir, müzik, felsefe, astronomi, coğrafya ve heykelcilik. Tüm bu gelişmeler: Sardes kentinde başlamış ve gelişerek, antik dünyanın diğer yörelerine dağılmıştır.

Sardes kenti: Lidya devleti yıkıldıktan sonrada varlığını sürdürmüştür. Persler döneminde: Satraplık merkezi, Romalılar döneminde eyalet merkezi, Bizans döneminde ise, piskoposluk merkezi olmuştur. Dünya ticaret yollarının değişmesi sonucunda ise, Bizans imparatorluğunun son zamanlarında, kent, önemini kaybeder.

1075 yılında, Selçuklu Türkleri, Sardes kentini ele geçirirler. Takip eden dönemde, kentin ismi: Sart olarak anılmaya başlanır. Sart kenti: 1098 yılında, Bizanslıların eline geçer. 1313 yılında ise, Germiyanoğulları tarafından alınır ve kesin olarak Türk egemenliği altına sokulur.

16.yüzyıldan sonra: Salihli kenti, Sart kentinin işlevlerini yüklenmeye başlar ve onun yerini alır.

Evet, bugünkü Salihli’nin güneyinde, Bozdağ eteklerindeki tepelerde ve Çakallar deresinde: antik dönemlerde kalma mezarlar bulunuyor. Son olarak: MÖ.6.yüzyıla ait olduğu anlaşılan bir Tümülüs mezar bulunmuş.

Bu mezarlar, genellikle yerleşim merkezleri çevresinde bulunduğuna göre, bugünkü Salihli’nin güneyinde, antik bir yerleşim merkezi daha bulunduğu sanılmaktadır.

Bugünkü Salihli ilçesi, 1518 yılı kayıtlarına göre, Sart kazasına bağlıdır. O zamanki ismi ise: Veled-i Salih (Salihoğlu) köyü olarak bilinmektedir. Köyün kuruluşunu: Salihlu (Salihler) adlı “Yörük” topluluğu tarafından gerçekleştirildiği bilinmektedir.

Salihler: Yörüklerin yerleşmiş oldukları yere isimlerini vermişlerdir. Bu yüzden; 16. ve 17.yüzyıl kayıtlarında, Salihli’nin bulunduğu bölgede, birkaç Salihli köyü daha bulunduğu bilinmektedir.

Ancak: bunlar, daha önce sözünü ettiğim gibi, Sart kazasına bağlı değillerdi ve bu yüzden, bugünkü Salihli’nin çekirdeğini oluşturdukları düşünülmüyor.

Manisa Salihli

GENEL

İlçe, bütünüyle Ege bölgesi ikliminin tesiri altındadır. Yazları yağışsız ve sıcak, kışları ise yağışlı ve ılık “Akdeniz iklimi” tipi görülmektedir.

Salihli ovasında, zaman zaman fayların oynaması ile temel de çökmeler meydana gelmektedir. Bu açıdan bakıldığında, Salihli ovası, 1.derece deprem kuşağında bulunmaktadır.

Bozdağ: ilçenin güneyinde, 2159 metreye kadar çıkmakta ve heybetli bir görüntü oluşturmaktadır.

Jeotermal enerji: İlçe merkezine 6 km. uzaklıktaki Salihli-Kurşunlu jeotermal alanındaki enerji ile: İlçe merkezindeki 20 bin konutun merkezi olarak ısıtılması planlanmıştır. Halen bir kısım konut, bu enerji ile ısıtılmakta olup, çalışmalar devam etmektedir. Termal alanda: günümüzde 24 adet jeotermal kuyu var. Bunlardan: 6 tanesi konut ve sera ısıtmacılığı ve sağlık turizmi için kullanılıyor.

Tarım değerlendirildiğinde ise: Salihli’nin ülkemizin çekirdeksiz üzüm merkezi olduğu görülür. Kuru üzüm ihracatı ve pekmez üretimiyle, ülke çapında ilk sıralarda yer alır. Salihli’nin kirazı da çok ünlüdür.

İri taneli, küçük çekirdekli, çok tatlı ve üretilen miktarın tamamına yakını, yurt dışına ihraç ediliyor.

NE YENİR

Bu çevreye has damak tadı olarak; şevketi bostan, enginar dolması, semizotu, yalancı sarma, börülce tarator, simit ekmeği, mantar tatlısı, zerde. 

Bu yemek ve tatlılar, yörede sevilerek tüketilmekte olup, sizlerde deneyebilirsiniz. Özellikle ve özellikle:  odun köftesini tavsiye ediyorum.

Manisa Salihli

NE SATIN ALINIR

İlçenin Gökeyüp kasabasında: güveç yapılmaktadır. İlginizi çekerse, satın alabilirsiniz. Erkekler tarafından, yakın çevreden getirilen, bu işe uygun topraklar dövülerek inceltildikten sonra, yoğrulup çeşitli pişirme kapları yapılıyor.

Kurutulduktan sonra, bahçelerde yakılan ateşlerde pişirilerek, satışa sunuluyor.

GEZİLECEK YERLER

Manisa Salihli Kurşunlu Kaplıcaları

KURŞUNLU KAPLICALARI

Salihli ilçesinin kaplıcaları meşhurdur. Çünkü: bölge, yer altı kaynaklarının etkin olduğu bir yer. Kurşunlu kaplıcaları da: İlçe merkezine, 5 km. uzaklıktadır. İzmir-Ankara kara yolunda, güneye dönen 2 km. lik bir yolla ulaşılmaktadır.

Kaplıca sularının olumlu etki verdiği rahatsızlıklar şunlardır: romatizma, cilt ve kadın hastalıkları, solunum yolu hastalıkları, sinirsel hastalıklar ve ameliyat sonrası eklem ve kireçlenme rahatsızlıkları.

Banyo ve içme kürü olarak kullanılan suların içeriği ise: kalsiyum sülfatlı, bikarbonatlı, sülfatlı ve hidrojen sülfür. Sıcaklık: 52-96 derecedir.

Konaklamaya gelince: kaplıca bölgesinde: Salihli Belediyesi tarafından işletilen; 3 tip ev seçeneği bulunmaktadır. Bu seçeneklerin birbirinden ayrılma nedenleri: içinde bulunan yatak sayısıdır.

Tesis, toplam: 86 ev ve 270 yatak kapasitelidir. Ayrıca: restoran, kafeterya, çay bahçesi, fırın, bakkal, kasap ve manav bulunmaktadır. Bunların dışında: tesislerde: fizyoterapist, doktor, sağlık memuru da bulunmaktadır.

Tesislerde: 2 kapalı havuz, 8 jakuzili banyo ve 2 sauna bulunmaktadır. Elbette buraya gitmeye niyetlenirseniz, gitmeden önce rezervasyon yaptırmanız şart.

SART KAPLICALARI

İlçenin bir diğer kaplıcaları ise: Bozdağ eteklerinde, Çamur hamamı köyü sınırlarındadır. Halk arasında: Çamur hamamları olarak bilinir. İlçe merkezine, 11 km. uzaklıktadır. Suların özellikleri: kalsiyum, sodyum, bikarbonat ve sülfür içermesidir. Sıcaklığı: 52 derecedir.

Suların iyi geldiği düşünülen rahatsızlıklar şunlardır: romatizma, nevralji, cilt ve kadın hastalıklarıdır. Konaklamaya gelince, bölgede: 150 yatak kapasiteli, 75 banyolu oda bulunmaktadır. Yine: buraya gitmeye niyetlenenler için, gitmeden önce rezervasyon yaptırmak şarttır.

Manisa Salihli Fosil Ayak İzleri

FOSİL AYAK İZLERİ

Köprübaşı-Çarıklar köyü: Nebiler mevkiinde: günümüzden 15000-25000 yıl öncesine ait, fosil ayak izleri bulunmaktadır.

Killi, ıslak çamur tabakasında oluşan izler: sıcak volkan küllerine maruz kalmış ve sonuçta, tuğla gibi pişerek, binlerce yıldır şekillerini muhafaza ederek, günümüze ulaşmışlardır.

Manisa Salihli Demirköprü Barajı

DEMİRKÖPRÜ BARAJI

İl merkezine 105 km. uzaklıktadır. Burada: çamlık ve bahçelik alanda, piknik yapılabiliyor. Tesis olarak ise: çalışanların lojmanları ve bir gazino bulunuyor.

Manisa Salihli Bozdağ Kayak Merkezi

BOZDAĞ KAYAK MERKEZİ

Buranın en büyük özelliği: Ege bölgesinde kayak yapılabilen bir yer olması. Evet, burada, kışın kayak yapılabiliyor.

İzmir-Torbalı mevkiinden 150 km. Salihli mevkiinden ise 130  km. uzaklıktadır. İzmir şehir merkezinden, Bozdağ kayak merkezine, otobüs veya özel aracınız ile ulaşmak mümkün. İzmir ve yöredeki kayak meraklıları için, yakın ve uygun bir yer.

Bozdağ kayak merkezi: ilçe merkezine 30 km. uzaklıktadır. Kayak merkeziyle, Bozdağ arasındaki uzaklık ise: 9 km. dir.

Bozdağ kasabasından çıkıp dağın zirvesine doğru kıvrılarak ilerleyen yol, Bozdağ kayak merkezine çıkıyor. Ancak, bu yol çok bozuk, özellikle dikkatli çıkmanızı öneriyorum. Veya, umarım bir yetkili okur da, bu yolu yaptırırlar.

Zirve: 2159 m. yüksekliktedir. Telesiyej ile, zirveye ulaşmak mümkündür. Kayak merkezinde, 2 adet teleski bulunmaktadır. Bunlar; 650 metre çıkış, 1200 metre iniş, 450 metre çıkış ve 900 metre iniş kapasitelidir. Ayrıca: biraz önce de söylediğim gibi, 1 adet telesiyej var. Telesiyej ile, 1549 metreye çıkılıyor ve saatte 1000 kişi taşınabiliyor.

Burada: Aralık-Mart ayı arasında, havanın durumuna göre, kayak yapmak mümkündür. Normal kış koşullarında: kar kalınlığı: 80-120 cm. civarındadır. Kayak alanları: 1700-2157 m. yükseklikler arasındadır. Özellikle: dağın, kuzeye bakan yamaçlarında: Alp disiplini kayak uygulamaları yapmak mümkündür.

Kayak merkezi: günübirlik ziyaretçilerin sıkça geldiği bir yer. Kendi aracınız ile giderseniz: 1500 araçlık otopark bulunuyor.

Konaklama imkanlarına gelince: Bozdağ kayak merkezi oteli: özel şirket tarafından işletilmektedir. Otelde: 4 suit olmak üzere, toplam 20 oda var. Toplam yatak kapasitesi ise: 60. Odalarda: televizyon, merkezi ısıtma, telefon ve duşa kabin bulunmaktadır. Ayrıca: 350 ve 450 kişilik olmak üzere, iki restoran bulunuyor.

Elbette, burada tek tesis bulunması: fiyatların da uçuk olmasına neden olmuş, haberiniz ola. Otel fiyatlarının uçuk olması dışında, telesiyej ve kayak aksesuarlarının kira ücretleri de uçuk.

Bu arada: mutlaka konaklama veya değişik bir ortam isterseniz, araç ile 15 dakika uzaklıktaki Bozdağ köyünü düşünebilirsiniz. Burada, güzel bir ortam bulacaksınız.

Ancak, unutulmaması gereken en büyük özellik: buradaki tesislerin yaz döneminde kapalı olduğu. Ayrıca: kış dönemi de olsa, gitmeden önce,  mutlaka, kar bulamama ve kayak yapamama riskini göz önünde bulundurmanız şart.

Son bir ayrıntı: buradaki tesisler dağ yamacına yapılmış, buraya çığ düşme ihtimali yüksek olmalı diye düşünüyorum? Ama: kesin bir yargıda bulunmak mümkün değil. Umarım yetkililer bu konularda gerekli tedbirleri almışlardır.

 

SARDES (SART) ANTİK KENTİ

ULAŞIM

İlçe merkezine 7  km. uzaklıktadır. İzmir şehir merkezine uzaklığı ise 90 km. dir. Efes antik kentine uzaklık: 130 km. dir. Gediz vadisi içinde: Bozdağ’ın kuzey etekleri üzerindeki yalçın kayalıklar üzerine kurulmuştur.

RESTORASYONU VE ANTİK ŞEHRİN ÖNEMİ 

Sardes antik kentinin restorasyonu: Amerikalılar tarafından yapılmış ve yapılmaya devam ediliyor. Amerika’daki Yahudi Lobisi, burada yapılan ve yapılmakta olan kazılar için  tonla para harcamış ve harcıyor.

Aslında: burada Amerikalıların ismi, yıllar önce ilk kez ortaya çıkıyor. Çünkü, bu antik kentteki ilk araştırmalar: 1910-1914 yılları arasında Amerikalılar tarafından yapılıyor ve buluntular: Amerika’daki Metropolitan Müzesine kaçırılıyor. Ancak: olay yalnızca antik eser kaçakçılığı olarak görülmemeli.

Burada göreceğiniz Sinegog: Yahudiler için çok önemli. Çünkü: yapıldığı dönemlerde, burada bir Yahudi cemaatinin yaşadığının işareti. Aşağıda bu konuda ayrıntılı bilgi vereceğim.

Ayrıca: Hıristiyanlığın ilk kabul edildiği yıllarda, Ege bölgesinde bulunan 7 kiliseden biri yani Sart kilisesi burada. Bu özelliği nedeniyle de: bölge, yoğun ziyaretçi akımına uğruyor.

Bunları duyunca şaşırdığınızı düşünüyorum. Düşünün lütfen, siz bunları ilk kez duyuyorsunuz, hemen dibimizdeki bir antik kentin özelliklerini, ama başka insanlar, binlerce kilometre uzaklıklardan, bu özellikleri duyuyor, biliyor ve gelip, buraları ziyaret ediyorlar.

Manisa Salihli Sardes

GENEL

Kentin orijinal ismi: Sardeis. Okunuz olarak da “Sardis” olarak biliniyor. Tarihi süreç içinde: bu yörede, Lydia(Lidya)’lılar tarafından büyük bir uygarlık kurulmuş. Bu insanlar: yüz yıllık zaman dilimi içinde, Anadolu’nun en güçlü devletlerinden biri olurlar.

Ünlü yazar Heredot’a göre: Lidya yöresinde, ardı ardına, üç krallık ailesi yaşar. Bunlar: Atyatlar, Heraklidler ve Mermadlar.

Bunlardan Atyatlar ile ilgili bilgiler çok sınırlıdır. Çünkü: MÖ.2000’lerin ilk yarısında yaşadıkları düşünülmektedir. Ayrıca: bu sülalenin, Lidya topraklarında yaşayıp yaşamadıkları da şüphelidir.

Ancak: Sardes kazılarında, yörede yaşamın, Tunç çağı sonlarında başladığına ve burada küçük bir köy yerleşimi bulunduğu öğrenilmiştir. Bu dönemde burada yaşayanlar: ölülerini yakarak, küllerini gömmüşler, ağaç dallarından, kamışlardan ve balçıktan yapılmış, yarım daire planlı evlerde yaşamışlardır.

Kazılarda ortaya çıkan: Geç Hellas ve Miken keramiklerinden, buraya da yaşayanların takip eden dönemlerde, Yunanistan ile kültürel bağlar kurduklarını kanıtlamaktadır. Özellikle: MÖ.1200-900 yıllarına tarihlenen bu keramiklerde: boyalı, geometrik üslup kullanılmıştır.

Evet, tarihte gezimize devam ediyoruz. Derken, Tunç çağının sonlarına doğru: Batı Anadolu ve Akdeniz kentlerinde olduğu gibi, Sardes bölgesi de, dış güçler tarafından gerçekleştirilen saldırıya uğrar ve yakılıp-yıkılır. MÖ.1200 yıllarında: Tharak göçü: Anadolu’ya kadar uzanır. Ve, bu yıkıntıda, bunların payı olduğu düşünülmektedir.

Heraklid sülalesi: Takip eden  dönemde Lidya bölgesinde bunlar krallığı ele alırlar. Ancak, bunların biraz önce de sözünü ettiğim gibi: Tharak kökenli oldukları biliniyor. Bunlar: MÖ.1185 yılında, Tharak göçünden hemen sonra başa geçerler ve Demir çağ başlarına kadar, aralıksız 505 yıl, burada hüküm sürerler.

Manisa Salihli

EN ZENGİN DÖNEM

Mermadlar sülalesi: Bu sülalenin sonuncu kralı: Kraisos. Evet: Sardes kentinin zenginliğinin ve kültürel gelişiminin doruğa ulaştığı dönem, bu kral dönemidir. MÖ.6.yüzyılda, Sardes kenti, Batı Anadolu’nun sanat ve kültür merkezi konumuna gelir.

Çünkü: bu dönemde: Sardes kentinin ortasından; Poktolos (Sart) çayı geçer. Poktolos: Zeus’un oğlunun ismidir. Ama, bu çayın en büyük özelliği: Bozdağ eteklerinden doğup, şehre gelirken, beraberinde altın tozları taşımasıdır.

Hem de, bu özelliğini: MÖ.7.yüzyıldan, MS.1.yüzyıla kadar yani 800 yıl boyunca sürdürmesidir. Lidyalılar: koyun postları ile, çayın suyu içindeki bu altın tozlarını toplarlar ve çayın kıyısındaki altın işleme atölyelerinde değerlendirirler.

Çeşitli eşyalar yaparlar, ayrıca ilk altın parayı basarlar. Daha önce, ticaret yapan tüccarlara: krallık tarafından verilen metal üzerine yazılı sertifikalar, zaten paranın kullanımı öncesi gerekli ön hazırlık olarak, Lidyalılar tarafından uzun süre uygulanmıştır.

Ama, yine de, kral Alyattes: MÖ. 600 yıllarında, ilk altın sikkeyi basan kişi olarak tarihe geçer. Onun ardından da: kral Kroisos (MÖ.560-547) saf altından sikke bastırarak, Sardes kentinin antik çağda, bu konudaki önderliğini sürdürür.

Bu arada: bir şey daha hatırlatmak istiyorum: ünlü Frigya kralı Midas: her dokunduğunun altına dönüşmesi lanetinden kurtulmak için, Pontolos nehrinde yıkanmıştır. Nehirdeki bol altının sebebi, belki de bu mu acaba?

Evet, parayı ilk olarak onlar basarlar, bunun sonucunda, ticarette büyük ün kazanırlar. Ayrıca: gerek ulaşım ve gerekse ticari açıdan büyük önemi olan: “Kral Yolu”, Susa’dan başlayıp, Sardes şehrinde sona ermektedir.

Kral Kroisos: krallığının ilk yıllarını: barış ve diğer ülkelerle uyum içinde geçirir. Ancak: yüzyılın ortalarına doğru, doğuda Pers tehlikesi baş gösterir. Bunun üzerine: kral Kroisos; MÖ. 547 yılında, Kappadokia bölgesine sefere çıkar.

Kızılırmak nehrini geçtikten sonra, Persler ile karşılaşır ve yapılan savaşı: Persler kazanır. Savaştan geriye kalan Lidyalılar ve kral Kroisos geri çekilerek, Sardes şehrine dönerler.

Manisa Salihli Sardes

ŞEHRİN AKROPOL BÖLGESİ

Şehir halkı: Akropol bölgesine çekilir. Çünkü: Akropol: Sardes ovasına hakim, sarp ve ulaşılması güç olan bir yerdedir.

Daha önce, birçok saldırıda, kentin kurtulmasına neden olmuştur. Teraslar halinde yükselen tepede, Arkaik döneme ait kalıntılar bulunmuştur. Burada; çepeçevre saran surlar var.

Bu surlar: Likyalılar tarafından yaptırılmış. MÖ.5 ve 7. yüzyıllara tarihlenen bu surların arasındaki bölümde: MÖ. 223-187 yılları arasında, kral III. Antiochos tarafından yaptırılan tahkimat parçaları ve daha sonra yaptırıldığı düşünülen, Perslere ait başka bir savunma kalıntıları bulunmuştur.

Ancak: tepenin güneyinde, Bizanslıların yapmış olduğu duvarın büyük bir bölümü, günümüze ulaşmış olup görülebilmektedir.

Bu görülen duvar: Likya, Yunan ve Roma dönemine ait kalıntılar kullanılarak yapılmıştır. Tepenin orta teras bölümünde yapılan kazılarda: MS.5.ve 7. yüzyıllara ait Bizans dönemine tarihlenen evler bulunmuştur.

Tepenin altındaki küçük çukurun içinde bulunan Likya ve Yunan kap-kacakları ise, buradaki kalenin, MÖ.7. yüzyılda varlığını kanıtlamaktadır.

PERSLERİN ŞEHRİ ELE GEÇİRMESİ

Evet: Persler, başlarında kral Kyros ile birlikte: MÖ.547 yılında, Sardes şehrini ele geçirirler. Lidya devleti yıkılır. Zengin Lidya hazineleri ve kral Kroisos, İran’a götürülür.

Takip eden tarihi süreçte: kent, Perslerin, bölgedeki egemenliğinin kalesi rolünü üstlenir.

MÖ.334 yılında, Büyük İskender, Anadolu’nun diğer yörelerinde olduğu gibi, burada da, Persleri yenerek kenti ele geçirir. Takip eden dönemde ise, Seleukoslar, Bergama krallığı ve Roma hakimiyeti görülür.

MS.7.yüzyılın ilk yarısı içinde: bölgede, Kimmerler tehlikesinin ortaya çıkması üzerine, şehir, 20 metre kalınlığında ve 10 metre yüksekliğinde surlarla çevrilir.

SARDES ŞEHRİNİN YERLEŞİMİ VE GEZİLMESİ

Antik kent kalıntıları: karayolunun hemen kıyısından başlıyor. Ancak: köye gittiğinizde, kentin yapısını değerlendirirken: kent, iki bölge halinde düşünülmelidir.

Aşağı Sart ve Yukarı Sart. İzmir-Ankara karayolunun, Ankara istikametinde, solda kalan kısmı: Aşağı Sart. İzmir-Ankara karayolunun, Ankara istikametinde, sağda kalan kısmı: Yukarı Sart.

Manisa Salihli Sardes

AŞAĞI SART (SARTMAHMUT) 

Stadelin: batı ve kuzey eteklerindeki geniş alanlarda kurulmuştur. Kuzeyde bulunan, kireç taşından yapılmış, anıtsal teras duvarları: buranın, Lidyalılar açısından taşıdığı önemi ifade eder. Büyük olasılıkla, resmi yapılar burada idi. Ancak, bunlar günümüze parçalar halinde gelmiştir.

Burada: şehrin, gymnasium-hamam bölgesi var. Gayet güzel şekilde restore edilmiş durumdadır. Şehrin, Roma döneminde yapılmış anıtsal yapılarından biridir. Anadolu’daki benzerleri arasında, en büyük ölçülerde yapılmış olanıdır.

Yapıma; MS. 2’nci yüzyılda, Roma imparatoru Severius Simplicinius emriyle başlanır. 200 yılı aşkın bir süre süren çalışmalar sonucunda, MS 4’ncü yüzyılda tamamlanır. Bu bölgede, daha önceki dönemde yapılmış bir kısım yapının (nekropol ve bazı yapılar) ise, MS.17 yılındaki büyük depremde yıkıldığı biliniyor.

Yapı; 3 ayrı bölümden oluşuyor. Birinci bölümde: üstü kapalı, 8×12 metre boyutlarında bir hamam var. İkinci bölümde: hamam kısmına açılan ve törenlerin yapıldığı bir mermer avlu var. Bu avlu: 15×33 metre boyutlarında, iki katlı sütun sıraları ile, görkemli bir hale getirilmiş.

Büyük bir portal, bunu tamamlıyor. Üçüncü bölüm: doğudaki 80 metre karelik bir alanı kaplayan Palaestra (antreman alanı) ile, kuzey ve güney duvarına bitişik, birbirine simetrik, 2 holden oluşuyor. Özellikle, buradaki sütunlar, erken Bizans üslubu başlıkları ile dikkat çekiyor.

Son olarak: söylentilere göre: zamanın kralları, buranın geniş bahçesinde: memleketin genç erkeklerini çıplak olarak koşturup, pazardan mal seçer gibi, beğendiklerini satın alırlar ve haremlerine atarlarmış.

Evet, bu bölümde, günümüzde en çok ziyaret edilen yerlerde biri daha var. Burası, 1962 yılında yapılan kazılarda ortaya çıkarılan bir Sinegog. Dünyadaki ilk sinegoglardan biri olduğu düşünülüyor.

Mermerli caddenin kuzeyinde, MS.3.yüzyıla ait bir yapı. Bu yapının, ilk defa, MS.17 depreminde yıkılan Gymnasium’un bir bölümü olarak sonradan yapıldığı anlaşılmıştır. Burada ele geçen “İbranice” bir yazıttan: Roma imparatoru Licinius Valerianus’un ismi geçmektedir.

Yapı: türünün Anadolu’daki en eski örneklerinden birisidir. Yazının baş kısımlarında da söylediğim gibi: MS.3.yüzyılda, bölgede bir Musevi cemaati varlığını işaret etmesi açısından önem taşımaktadır. Zaten, bu yüzden Amerikan Yahudi Lobisi, buranın kazı çalışmaları için, tonla para aktarmış.

Ekonomik etkinlikler ise: daha çok batı yakada, kenti bu yönde sınırlayan: Poktolos çayı yöresinde toplanmıştır.

Bu yörede: Altın arıtma atölyeleri, mücevherci dükkanları ve Pazar yeri var. Özellikle: Artemis Tapınağına giden yolun batısındaki çukurda: Lidyalıların altın işleme atölyeleri bulunuyor. Beton çatılarla korunan atölyelerin ortasında: Kybele sunağı var.

Civa ile karışık altın, Poktolos çayından, koyun postları ile toplanıp, tuz ile ergitilerek, ayrıştırılıyormuş. Sonrasında ise, muhteşem sanat eserleri.

Halka ait konutlar: bunlar, oldukça sade ve yoksul görünümlüdür. Taş temel üzerinde, kerpiç duvar yükselir ve üst bölüm, sazdan bir dam ile örtülür. Evler: çok basit türde ve tek hücreli olarak yapılır. Boyutları ise: 8 x 3 metre boyutlarındadır. İç bölümde: ev halkının ihtiyaçlarına göre ayarlanmıştır.

Ancak: arada belirgin bir bölme duvarı yoktur. Tavana asılan bir perde benzeri şeyle, bölünmenin sağlandığı düşünülüyor.

İçerde: kiler bölümü ve ocak ile fırın var. 6.yüzyılın ikinci yarısında: konutların duvarları, dıştan boyalı kabartmalarla süslü, pişmiş toprak levhalarla kaplanmaya başlanmıştır. Çatılar da, bu dönemde kiremit ile örtülmeye başlanır.

Aşağı kentin en büyük sıkıntısı ise: susuzluk idi.

Manisa Salihli Sardes

YUKARI SART (SARTMUSTAFA)

Burada: Artemis Tapınağı ve küçük bir arkeoloji müzesi var. Artemis Tapınağı: Helenistik dönemde inşa edilmiş.

Tapınak: yapıldığı dönemde, Artemis ve Kybele’ye tapınılmak için yapılmış. Tapınağın en büyük özelliği, günümüze sağlam ulaşan en iyi Artemis Tapınaklarının başında gelmesi. Devasa boyutlara sahip mermer sütunları var. Gördüğünüzde şaşıracaksınız.

Burada: Poktolos çayı boyunca uzanan: eskisinin yerine yapılan 20 bin kişilik Roma tiyatrosunu da görebilirsiniz.

Manisa Salihli Sardes

SONUÇ

Sardes antik kentinin kralı, son yıllarda, artık Salihli yöresinin  değil, Uşak yöresinin kralı gibi tanınıyor. Çünkü: kral Karun hazinelerinin Uşak yöresinde bulunması, sanki bu kralın hayatını orada geçirmiş gibi bir izlenimin insanlar üzerinde yerleşmesine sebep olmuş.

Halbuki, Lidya imparatorluğunun bu en büyük ve meşhur kralı; Sardes şehrinde yaşamıştır. Uşak yöresinde bulunan hazinelerin saklandığı Tümülüslerden, bu yörede 119 tane sayılmış. Ancak: define avcıları için belki kötü bir haber, bu Tümülüslerin tamamına yakını, Haçlı Seferleri sırasında, haçlı çapulcuları tarafından soyulmuş ve günümüze pek bir şey kaldığı söylenemez.

Anlatılanlara göre: Pers kralı, Lidya kralına hazinesinin yerini söyletemeyince, onu,  kendi yanında İran’a götürür. Orada, hazinesinin yerini söyletmeyi umar. Çünkü: Perslerin, Sardes kenti ve yöresinden ele geçirdikleri, yalnızca, halkın ve sarayın günlük kullanımında bulunan ve üst-baş güzelliklerinin sergilendiği: altın eşyalar, süs objeleridir. Lidya kralı Kreisos’un ünlü hazinesinin bulunmuş olduğu tahmin edilmiyor.

Dolayısı ile, Pers kralı, kral Kreisos’u hazinesinin yerini söyletmek için yanında, İran’a kadar götürür ama daha sonraki gelişmeler bilinmiyor. Belki de, ünlü Kral Kreisos’un muhteşem hazinesi, hala Anadolu toprakları altında bulunuyor.

İstanbul’un Osmanlılar tarafından kuşatıldığında, ele geçirilmesi kesinleşince, tüm İstanbul halkı, Bizanslılar: haliç kıyısındaki surlara çıkarak, karanlıkta, ne kadar varlıkları varsa, hepsini haliç sularına atarlar.

Aradan yüzyıllar geçer, geçen yıllarda, Japonlar, Haliç’i temizlemeyi önermişlerdi. Yoksa, sırf bu kalıntılar için mi, çünkü haliç tabanında, şu an, metrelerce kalınlığında kil tabakası var ve bu tabakanın sahip oldukları; belirsiz ama kesinlikle muhteşem olduğunu düşünüyorum.

Kula tanıtımı.

Turgutlu tanıtımı.

Alaşehir tanıtımı.

Manisa tanıtımı.