Bursa İnegöl

İnegöl, Ankara-Bursa arasında bulunması nedeniyle, defalarca geçtiğim bir yer. Hatta: bir ara burada, 2 gece kaldım. Kaldığımda, Oylat kaplıcalarına gittim ve bir gece de orda kaldım. Özellikle, Oylat kaplıcaları, tam bir doğal cennet içinde bulunuyor. İlçe merkezinde ise, birçok sanayi tesisi ve kesinlikle sizlerin de aklına geldiği üzere “İnegöl köftesi” hatırımda kaldı. Buradan geçip te, İnegöl köftesi tatmayan, sanırım yoktur.

ULAŞIM

İnegöl: Ankara-İstanbul-İzmir gibi ülkemizin en büyük şehirlerinin tam ortasında bulunmakta ve bu büyük şehirlere 3-5 saat uzaklıktadır. Elbette, bu durum buraya büyük bir avantaj sağlıyor. Elbette, Bursa’nın yani bağlı bulunduğu ilin büyüklüğünü de unutmamak gerekir. Deniz ulaşımı için, Gemlik ve Mudanya Limanları, 1 saat uzaklıktadır. Yenişehir uluslar arası havaalanı ise, yalnızca yarım saatlik uzaklıktadır.

İnegöl, bağlı bulunduğu Bursa il merkezine 45 km. uzaklıktadır. İnegöl-Ankara arasındaki uzaklık: 350 km. İnegöl-İstanbul arasındaki uzaklık: 261 km. İnegöl-İzmir arasındaki uzaklık: 400 km. İnegöl-Eskişehir arasındaki uzaklık: 100 km.

TARİHİ

İnegöl yöresinin, tarihi süreçte, Roma dönemindeki bilinen ilk adı: Angelecoma’dır. Osmanlı döneminde ise: Aynagöl, Ezinegöl. Aslına bakılırsa: ovanın, uzun yıllar sular altında kaldığı düşünülerek: buraya “İnegöl” ismi verilmiştir.

Osmanlı döneminde, yöre tarih sahnesinde bir olay ile öne çıkıyor. Şöyle ki: Osmanlılar, tarihte ilk kale fethini burada yaşamışlar ve 1299 yılında Kulaca köyündeki kaleyi ele geçirmişlerdir.

Yöre belediyesi, 1870 yılında kurulmuştur.

Bölge: 8 Temmuz 1920 tarihinde Yunanlılar tarafından işgal edilmiştir. Bu işgal, 6 Eylül 1922 tarihinde sonlandırılmıştır.

GENEL

Bursa ilinin en büyük ilçesidir. Hatta, ülkemizdeki birçok ilden bile büyüktür. Yapılan bir araştırmaya göre: İnegöl il olarak değerlendirmeye alınsa, ülkemizin 40’ncı ili olabilecekmiş.

İlçe topraklarının: yarısı, ormanlarla kaplıdır. Bunun dışındaki ova bölümü ise, alüvyonlarla kaplıdır.

İklim: yörede Karadeniz ve Akdeniz iklimi arasındaki bir geçiş iklimi hüküm sürüyor. Yazlar: sıcak ve yağışlıdır. Kış ayları ise, soğuk geçer. Bu karasal iklim nedeniyle: kar yağışı etkin ve don olayları sık görülür.

Ekonomi: yörenin ekonomik etkinliklerinin başında, mobilya sektörü gelmektedir. Zaten, Osmanlı döneminde de, kadırgaların ahşap bölümleri, buradan temin edilirmiş. Bunun dışında: ay çekirdeği öne çıkmaktadır. Günümüzde, ülkemizden yapılan mobilya ihracatının, yaklaşık yüzde 51’lik bölümü, buradan yapılıyor. Yani, bir anlamda, mobilya başkenti.

Son olarak, ülkemizin ilk sivil mehter takımının burada kurulduğunu söylemek istiyorum. Mehter takımı, 1959 yılında kurulmuş ve Amerika dahil, birçok ülkede konserler vermiştir.

İNEGÖL KÖFTESİ

İnegöl köftesi: Bulgaristan-Pazarcık ilçesinden buraya göçen “Köfteciler” ailesine mensup, Mustafa oğlu İbrahim Besler tarafından ilk kez yapılmış ve yetiştirdiği ustalar tarafından günümüze kadar gelmiştir.

İnegöl köftesinin lezzeti: yörede yetişen dana, kuzu ve koyun etlerinin özel karışımından gelmektedir. Karışımın yüzde 20’lik bölümü kuzu eti ve kalanı büyükbaş hayvanların kaburga etleridir. Et:  yaklaşık olarak 20 saat dinlendirildikten sonra pişirilir. Köfte: yanında “piyaz” ile birlikte servis ediliyor.

NE YENİR NE İÇİLİR

İnegöl ilçesinde, birçok çeşitli yapılan “İnegöl köftesi” yemelisiniz. Ardından ise, sütlü kadayıf deneyin.

NE SATIN ALINIR

Bence İnegöl yöresine yolunuz düşer ve yöresel bir şeyler satın almak isterseniz: paket servisi yapılan “İnegöl köftesi” satın alabilirsiniz. Ama elbette muhafaza sıkıntı yaratabilir.

GEZİLECEK YERLER

KENT MÜZESİ

Ülkemizin ilk ilçe bazında açılan kent müzesidir. Tarihi Belediye binası, restore edilerek müze haline getirilmiştir. Müzede: ilçe halkının gönüllü katkıları ve yerel yönetimlerin katkıları ile temin edilen eserler sergileniyor.

İSHAKPAŞA KÜLLİYESİ

İlçe merkezindedir. Osmanlı dönemi eseridir. Külliye içinde: cami, medrese ve türbe var. Yapının: 15’nci yüzyılda yapıldığı biliniyor. Osmanlı-Türk mimarisini yansıtması açısından önemlidir.

BEYLİK HANI

Osmanlı dönemi eseridir. 1721 yılında, Caferpaşa tarafından yaptırılmıştır. Yapı: dikdörtgen planlı ve açık avluludur. Çatısı kapalı ve kurşun kaplı olarak yapılmıştır. Günümüzde burada dükkanlar var. Yapının üzerindeki orijinal kurşun kaplama, 1951 yılında sökülerek, kiremit çatı yapılmıştır.

KAPALI ÇARŞI-BELEDİYE ÇARŞISI 

Osmanlı dönemi eseridir. Yapı: Sultan II. Abdülhamit döneminde, Belediye Başkanı Sadıkzade Süleyman Ağa tarafından yaptırılmıştır. Yapılış yılı: 1888’dir. Dikdörtgen planlı yapı, günümüzde içinde canlı alışveriş mekanlarının bulunduğu bir yer olarak kullanılmaktadır.

ORTAKÖY KERVANSARAYI

Osmanlı dönemi eseridir. İlçe merkezine 5 km. uzaklıktadır. Yapı: Karacabey tarafından, 1454 yılında yaptırılmıştır. Kesme taştan yapılmıştır. Dikdörtgen planlıdır ve kapısı, güneye bakar.

Giriş kapısı, basık ve kemerlidir. Günümüzde, yapının üst kısmı ve yanları yıkık ve harabe haldedir. Ayrıca: yaklaşık 2.5 metre kadar toprağa gömülü vaziyettedir.

ÇİTLİ MADEN SUYU

İlçe merkezinin 12 km. güneyinde, Çitli köyü mevkiindedir. Burada: yan yana bulunan üç çeşmeden akan suların bir bölümü: maden suyu olarak şişeleniyor. Ancak, çeşmelerden bir tanesinden akan su: içimi zor ve tadı olmayan bir su.

Ancak: her ne kadar içimi zor olsa da, içildiğinde: çeşitli rahatsızlıklara (karaciğer ve pankreas hastalıkları) iyi geldiği söyleniyor. Çeşmelerden akan su, aynı zamanda deri kırışıklıklarını da giderir.

Bir zamanlar: Sultan Abdülaziz, hazımsızlık sonucu mide ağrıları çeker. Bunun üzerine, ülkenin değişik yerlerinden getirilen maden suları arasından, çitli maden suyunun iyi geldiği görülür. Böylece, çitli maden suyu meşhur olur. Yakın geçmişte ise, yurt dışında yapılan yarışmalarda, birçok ödül kazanmıştır. Ülkemizde pazarda ise, İnegöl Kınık Maden suyu olarak tanınmaktadır.

Bursa İnegöl Oylat Kaplıcaları

OYLAT KAPLICALARI

İlçe merkezine 28 km. uzaklıktadır. Eskişehir-Bursa kara yolunda, Domaniç sapağından girilerek buraya ulaşılıyor. Kaplıca hakkında bilgi vermeden önce, burası hakkındaki efsaneden söz etmek istiyorum. Bizans döneminde, bölgenin tekfurunun bir kızı vardır. Bir gün, kız, aniden hastalanır. Hekimlerin tedavileri, uzun süre kızı iyileştiremez.

Bunun üzerine, hekimler: tekfura, kızını, orman içinde bulunan kaplıcaya gönderilmesi önerisinde bulunurlar. Çünkü, kızın iyileşeceğine inanmamaktadırlar. Hasta kızı buraya getirirler ve “Yat-öl”, “Öl-yat” diyerek bırakır giderler. Ancak, tekfurun kızı, buradaki kaplıca sularında her gün yıkanır ve gün geçtikçe düzelmeye başlar. Kısa zamanda eski sağlığına kavuşur.

Burası, tam bir doğa cenneti. Tamamen yeşillikler içinde. Özellikle, oylat girişinde “sivri kaya” olarak bilinen tabiat oluşumunu da mutlaka görün. Burası, eski bir fay hattı olarak önem kazanıyor.

Konaklama için: otel, moteller ve ayrıca da yüzme havuzları var.

Buradaki kaplıca sularının şifalı geldiği söylenen rahatsızlıklar: romatizmal hastalıklar, idrar yolları rahatsızlıkları ve çocuk felci rahatsızlığı. Çünkü: suları radyoaktif sıcak sular gurubuna girmektedir. Sıcaklık: 40 derece civarındadır. Son olarak, Oylat içinde, doğal ürünlerin satıldığı Pazar yerine uğramayı unutmayın.

Bursa İnegöl Oylat Mağarası

OYLAT MAĞARASI

Oylat kaplıca bölgesinin 2 km. aşağısındadır. İlçe merkezine 17 km. uzaklıktadır. Hilmiye köyünün 1 km. güneyindedir.

Ülkemizin 3’ncü büyük mağarasıdır. Çünkü, birbirine bağlı iki kattan oluşan mağaraların toplum uzunluğu: 660 metredir. Mağara içinde çok sayıda: sarkıt ve dikitler var.

Mağaranın giriş ağzı: vadi tabanından 5-6 metre yüksektedir. Bu girişin üstünde, birkaç mağara girişi daha bulunuyor. Girişten sonra, çöküntü salonuna ulaşılana kadar, genişliği 2-5 metre arasında değişen galerilerden geçiliyor. Bu bölümdeki tavan yüksekliği ise, 15 metre civarındadır. Çöküntü salonunda ise, başlangıç noktası ile son bölüm arasında, yaklaşık 90 metrelik yükseklik farkı var.

Salonun genişliği: 30-55 metre arasındadır. Tavan yüksekliği ise: 3-10 metre arasında değişmektedir. Mağarada, tavandan akan sular dışında, herhangi bir su akışı yok. Tavandan akan bu sular, zeminde gölcükler oluşturuyor.

Yöre halkı buraya “Bursa Mağarası” ismini vermiş. Çünkü, mağara içinden Bursa’ya kadar uzanan bir mağara bulunduğu söyleniyor.

Bursa şehri tanıtımı.

Eskişehir tanıtımı.

 

Bursa Mustafakemalpaşa

Bursa Mustafakemalpaşa

Ülkemizin en uzun isimli ilçesidir. Ayrıca: köy sayısı bakımından da, en fazla köyü olan ilçedir. Birkaç kez gittim, bir keresinde, bir gece kaldım. Tertemiz ve çağdaş bir yer. Ülke çapındaki ünü ise, “Mustafakemalpaşa tatlısı” ile öne çıkıyor.

ULAŞIM

Mustafakemalpaşa, bağlı bulunduğu il merkezi olan Bursa’ya: 83 km. uzaklıktadır. Mustafakemalpaşa-Balıkesir arasındaki uzaklık: 80 km. Mustafakemalpaşa-İzmir arasındaki uzaklık: 252 km. Mustafakemalpaşa-İstanbul arasındaki uzaklık: 301 km. Mustafakemalpaşa-Bandırma arasındaki uzaklık: 64 km.

TARİHİ

Tarihi süreç içinde, bölgedeki ilk yerleşimin: Miletopolis olduğu biliniyor. Ancak, buranın kimler tarafından kurulduğu net olarak bilinmiyor. MS.301-331 yılları arasında ise, Lalaşahin bölgesinde, Kirmasti ismiyle bir kasaba yerleşiminin bulunduğu ve buranın, Bizans döneminde yerleşim yeri olarak kullanıldığı bilinmektedir.

1881 yılına gelindiğinde, burada Belediye teşkilatı kurulur.

1919 yılına gelindiğinde, Yunan işgali, Çerkez Davut ve beraberindeki çeteler, milli mücadeleye katılan çeteler görülüyor. 1922 yılına gelindiğinde ise, Yunanlılar ve diğer vatan haini çeteciler, bölgeden uzaklaştırılır.

1922 tarihinde, yörenin ismi: “Lalaşahin” olarak değiştirilir. Ancak, Edirne ilinde, Lalaşahin olarak bilinen başka bir ilçe bulunması nedeniyle, yine aynı yıl, ilçenin ismi “Mustafakemalpaşa” olarak yeniden değiştirilir.

GENEL

İlçe merkezinin kuzeyinde, Uluabat gölü var. İlçe içinden, 195 km. uzunluğundaki Mustafakemalpaşa çayı geçiyor ve ilçe topraklarını ikiye bölüyor.

Denizden yükseklik: 25-40 metre arasındadır. En yüksek yer: 1336 metre ile, Çataltepe. İlçe topraklarının yüzde 60 orman ve yüzde 40 ovadır.

İklim: yörede, Akdeniz iklimi hakimdir ve buna bağlı olarak yazları sıcak ve kışlar ise ılıman ve yağışlı geçer.

Yöre: birinci derece deprem kuşağı üzerindedir. Kuzey Anadolu fayı etkilidir.

İlçenin ekonomik etkinliklerinin temelinde, tarım ve hayvancılık vardır. Tarım denilince: buğday, patates, mısır, üzüm, fasulye öne çıkıyor. Sanayi tipi domates üretimi de üst düzeydedir. Zaten, yörede bol miktarda salça fabrikası var. Uluabat gölünde ise, tatlı su balıkçılığı yapılıyor. Yeraltı kaynakları bakımından da, önemli bir yer. Özellikle; bor minerali yatakları öne çıkıyor. Kestelek köyünden çıkarılan bor madeni: dünya bor üretiminin % 60 kadardır.

MUSTAFAKEMALPAŞA TATLISI

Bu tatlı için özel olarak üretilen bir peynirden yapılıyor. Haşlanıyor ve yazın dondurma ile, kışın ise kaymakla servis ediliyor. 1950 yılından  bu yana, bu yörede yapılan ve servis edilen bu tatlı: gerçekten değişik ve güzel bir lezzet olarak önem kazanıyor.

NE YENİR NE İÇİLİR

İlçede, ismini buradan alan “Mustafakemalpaşa Tatlısı” yemeden sakın ayrılmayın. Muhteşem bir lezzet. Özellikle, yol üstünde bulunan “Yenice” denilen yerde, ızgara köfte ve dondurmalı Kemalpaşa tatlısı yemelisiniz. Tatlının en güzel yapıldığı yer, köprü başındadır. Tüm bunları beğenmezseniz, keçi sütünden yapılmış “höşmerim” tatlısı da deneyebilirsiniz.

Son olarak: Maviköşk denilen yerde “kelle-paça” çorbası tatmalısınız.

NE SATIN ALINIR

Dayanıklılığı için çifte kavrulmuş olarak satılan, Mustafakemalpaşa tatlısından satın alabilirsiniz. Ayrıca, buraya has bir tür üzümlü kek var, onu da satın alabilirsiniz, tadı muhteşem.

KONAKLAMA

Öğretmenevi     Viraca Mah. Bursa  Cad.No.65               224-6141033

GEZİLECEK YERLER

Bursa Mustafakemalpaşa

TÜMBÜLDEK KAPLICASI

İlçe merkezine 16 km. uzaklıkta, Akarca köyündedir. Kaplıcanın kökeni, çok eski zamanlara kadar uzanmaktadır. Çünkü: Bahariye köyünde, tarihi bir hamam kalıntıları var. Bu tarihi hamam kalıntılarından sökülen bir kısım sütunlar, günümüzdeki kaplıcanın yapımında kullanılmıştır. 1895 yılında yapılan kaplıca yapıları: 1935 yılında Belediye tarafından  satın alınmıştır.

Burada: konaklama imkanları var. Bu konaklama yerleri, Belediye tarafından işletiliyor. Kaplıca suları: banyo olarak kullanıldığında, içindeki demir nedeniyle: cilt ve deri rahatsızlıklarına iyi geliyormuş. İçme olarak kullanıldığında ise: mide, bağırsak, karaciğer, pankreas ve safra kesesi rahatsızlıklarına iyi geldiği söyleniyor. Özellikle: romatizmal hastalıklara çok iyi geldiği söyleniyor. Kaplıca bölgesi, aynı zamanda mesire yeri olarak da  kullanılıyor.

Bursa Mustafakemalpaşa

SU UÇTU ŞELALESİ

İlçe merkezine 18 km. uzaklıkta, Muradiye köyü yakınlarında: Çataltepe mevkiindedir. Rakım: 465 metredir.

Karadere üzerindedir. Su: 35 metre yüksekten dökülüyor. Kış aylarında, döküldüğü yerde bir gölet oluşturuyor. Yani, buraya gitme düşüncesinde olanlar, en geç Mayıs ayı başına kadar  burayı ziyaret edebilirler, sonra şelalenin suları azalıyor.

Ama bahar dönemi başlangıcında buraya giderseniz ve şelaleye yaklaşırsanız, kesinlikle üzerinizde yağmurluk ve ayaklarınızda bot bulunması gerekiyor. Çünkü: ıslanmamak mümkün değil. Aksi halde, şelaleye yaklaşamazsınız.

Bölge: yöre halkı tarafından piknik ve mesire alanı olarak kullanılıyor. Buraya yolunuz düşerse, tepedeki lokantada mutlaka alabalık yemelisiniz.

Bursa Mustafakemalpaşa

ULUABAT GÖLÜ

Gölün yörede bilinen isimleri: Apolyont ve Uluabat.

Göl hakkında bilgi vermeden önce, gölün oluşumuna ait, antik dönem efsanesinden söz etmek istiyorum. Antik dönemlerde, Marmara denizinin güneyinde bulunan Odryses ( günümüzdeki M.K.Paşa çayı) çayı: Bandırma’dan denize dökülürmüş. Günümüzdeki, Uluabat yani Apolyont gölü de yokmuş. Gölün bulunduğu yerde ise: Apolyont krallığı hüküm sürermiş.

Günümüzdeki: Mustafakemalpaşa’nın bulunduğu yerde ise, Melde krallığı hüküm sürüyormuş. Melde kralı: Apolyont kralının kızını, oğluna istemiş. Ancak, kız, prense varmamış. Bunun üzerine, Melde kralı: “ Bende size öyle bir felaket vereceğim ki, hepiniz su ile boğulacaksınız” demiş ve Odryses çayının yönünü değiştirerek, Apolyont krallığı topraklarına yöneltmiş ve böylece bölgeyi sular basmış ve Apolyont gölü, yani Uluabat gölü oluşmuş.

Evet, göl: deniz seviyesinden 9 metre yüksektedir. Gölün kuzeyinde yüksekliği az tepeler, güneyinde ise dik yamaçlı  dağlık alanlar var. Doğu-batı yönünde uzunluğu: 24 km. ve kuzey-güney yönünde uzunluğu ise, 12 km. dir.

1993 yılında, gölün güney ve batı bölümlerinde setler yapılmış ve göl sularının tarım alanlarını basması engellenmiştir. Gölde, Halilbey adası bulunuyor. Ayrıca, altı küçük adacık  daha var.

En derin yeri 4 metredir. Ancak, günden güne sularının azaldığı ve sığlaştığı söylenmektedir. Ayrıca, kirlilik te oluyormuş. Dibi çamurlu yapıda olduğundan özellikle rüzgarlı havalarda, gölün suları bulanıyor. Göl bölgesinde, su kuşları gözlemlemek mümkündür.

Avrupa ve Ortadoğu bölgelerinin en önemli sulak alanı: yok olma tehlikesiyle baş başa kalan birçok su kuşunu barındırıyor. Özellikle: karabatak, sakarmeke, tepeli pelikan görülüyor.

MELDE ANTİK ÖREN YERİ

İlçe merkezinin 4 km. kuzeyindedir. Melde bayırı olarak bilinen bölgededir.

Bu bölgede yapılan araştırmalarda bulunan sikkelerde: MÖ.4’ncü yüzyılda, buranın isminin “Miletopolis” olarak geçtiği görülmektedir. Bu ismi geçen antik kentin: Melde bölgesinde bulunan kalıntılar olduğu anlaşılmıştır.

Miletopolis kentinin: kimler tarafından kurulduğu bilinmemektedir. Kentin bulunduğu yerde yapılan kazılarda: Yunan, Roma ve Bizans  dönemlerine ait: sikkeler ve seramiklere rastlanmıştır.

Ancak: 1974 yılında yapılan Bursa-İzmir kara yolu çalışmalarında, kent kalıntılarının tahrip edildiği görülmüş ve bunun üzerine yol yapımı  durdurulmuştur. 1975 yılında çalışmalar yeniden başlamış ve “Miletopolis” höyüğünün büyük kısmı kazılmıştır. Bu kazılar sonucu ise, MS.117-138 yılları arasına tarihlenen ve Roma İmparatoru Hadrianus zamanında yapıldığı düşünülen bir  tapınak kalıntılarına ulaşılmıştır.

Ayrıca, yine burada, 1.13 metre boyunda, bronz bir Apollon heykeli bulunmuştur. Bölgede, Karacabey harası yönünde ise, 20 civarında aile mezarı bulunmuştur. Sonuç olarak, bu antik kent kalıntıları bulunan ören yeri, gayet büyük bir alana yayılmış olup, tarihi yerlere merakı olanlar için ilginç bir gezi olabilir.

PAŞALAR FOSİL KAZI ALANI

Paşalar köyünün 1 km. güneyinde: hemen orman yolunun kıyısındadır. Paşalar köyü, ilçe merkezine 15 km. uzaklıktadır.

Karababa denilen mevkide: 15 milyon yıldır saklanan fosil kalıntıları bulunuyor.  Bu fosil yatağında bulunanlar: filler, gergedanlar, atlar, zürafalar ve daha birçok etçil ve otçul hayvan. Özellikle: filler büyük önem taşıyor, çünkü: burada bulunan fil türü, dünyanın  başka bir yerinde görülmemiştir. Çıkan fosiller: Ankara ve Bursa’daki Etnografya müzelerinde sergilenmektedir.

Bursa Mustafakemalpaşa

LALAŞAHİN PAŞA TÜRBESİ

İlçe yakınlarında, Mustafakemalpaşa deresi yakınlarındadır.

Orhan Bey’in küçük oğlu I. Murat’ın lalası, Lalaşahin Paşa’ya aittir. Orhan Bey tarafından kendisine hediye edilen buraya ailesini yerleştirmiş ve kendisi, savaşlarda savaşmıştır, Ölünce, 1386 yılında buraya defnedilmiştir.

Türbe binası: Selçuklu  tarzında, taş ve tuğladan yapılmış ve iyi motiflerle süslenmiştir. Yükseklik: 5 metredir. 6 penceresi bulunmaktadır. Türbe yapıldığında, beraberinde bir külliye inşa edilmiştir. Külliyede bulunan: cami, medrese,  hamam ve zaviye yıkılmış ve caminin günümüze yalnızca minaresinin yarısı kalmıştır. 1948 yılında onarılmıştır.

Bursa şehri tanıtımı.

Bandırma tanıtımı ve gezilecek yerler.

Bursa Keles

Bursa Keles

Çilek ve kiraz diyarı ve aynı zamanda Kocayayla ile, yörenin piknik ve mesire yeri.

Bursa Keles

ULAŞIM

Keles, il merkezi olan Bursa’ya 61 km. uzaklıktadır. Keles-İstanbul arasındaki uzaklık: 318 km. Keles-Ankara arasındaki uzaklık: 457 km. Keles-Tavşanlı arasındaki uzaklık; 60 km.

TARİHİ

Keles ismi: Orta Asya kökenlidir. Kelime anlamı: bir kertenkele türünü ifade etmektedir.

Tarihi devirler incelendiğinde, yörede: Bitinya, Roma ve Bizans döneminde yerleşim bulunduğu görülmektedir. Ancak, Bizans döneminde, 548 yılında, önemli bir veba salgını nedeniyle, bölge terk edilmiş ve önemini yitirmiştir.

Zamanla, Uludağ bölgesinin keşişler tarafından kullanılmaya başlanmasıyla, yörede yeniden yerleşim kurulmuştur. 12’nci yüzyıla gelindiğinde ise, çeşitli göçmen Yörük boyları, buraya yerleşerek, hareketlilik kazandırmışlardır.

İşgal yıllarına gelindiğinde, yörenin Yunan işgalinde, büyük zarar görmediği biliniyor. Çünkü, milisler, yörede büyük yararlılıklar göstermişlerdir.

1953 yılına gelindiğinde, Keles ilçe olur.

Bursa Keles

GENEL

İlçe merkezinin denizden yüksekliği: 1050 metredir. Yörenin en büyük akarsuyu: Keles deresidir. Arazinin: % 57’si ormanlarla kaplıdır. Bu nedenle, orman ürünleri de ekonomik etkinliklerde önemli yer tutar.

Yörenin ekonomik etkinliklerinin temelinde: tarım ve hayvancılık var. Tarım ürünlerinde ise, öne çıkanlar: vişne, kiraz, çilek, anason. Ancak, arazinin dağlık ve engebeli olması, tarımsal faaliyetleri yine de olumsuz etkilemektedir.

İklim: bölgede, karasal iklim hüküm sürmekte olup, buna bağlı olarak kışın kar yağışının bol olduğu bir yöredir.

Bursa Keles

NE YENİR

Bu yöreye yolunuz düşerse ve zaman uygunsa, mutlaka çilek yemelisiniz.

KONAKLAMA

Öğretmenevi                          Cuma Mah. Belediye Binası.Kat.1                 224-8612285

GEZİLECEK YERLER

Keles ilçesi, tarihi kalıntılar öne çıkan bir yer değil. Burada: turizm açısından yalnızca Kocayayla önem kazanıyor. Bunun dışında, ilgi çekebilecek turistik herhangi bir yer yok.

Bursa Keles Kocayayla

KOCAYAYLA

İlçe merkezine 4 km. uzaklıktadır. Burada: bir zamanlar, sultan otağ çadırının kurulduğu biliniyor. Ayrıca: yine burada Sultan cami yaptırılmıştır. Ancak, günümüzde, bu yapıdan bir kalıntı bulunmamaktadır. Günümüzde burası, Bursa yöresinin en büyük ve ünlü, piknik ve mesire yerlerindendir.

Boyutları bakımından ise, ülkemizin en büyük yaylalarından biridir. Deniz seviyesinden yükseklik: 1200 metredir. Bol oksijenli havasıyla, insanların yoğun tercihine neden olmaktadır.

Çünkü: spor alanları, ocak, restoran, kır kahvesi, büfe, oyun parkı ve tuvalet gibi alt yapı üniteleri var. Her yıl, yaklaşık 200.000 kişi tarafından ziyaret edilen ve geçmişi tarihi süreçlere dayanan burayı, mutlaka ziyaret etmelisiniz.