Bursa İnegöl

İnegöl, Ankara-Bursa arasında bulunması nedeniyle, defalarca geçtiğim bir yer. Hatta: bir ara burada, 2 gece kaldım. Kaldığımda, Oylat kaplıcalarına gittim ve bir gece de orda kaldım. Özellikle, Oylat kaplıcaları, tam bir doğal cennet içinde bulunuyor. İlçe merkezinde ise, birçok sanayi tesisi ve kesinlikle sizlerin de aklına geldiği üzere “İnegöl köftesi” hatırımda kaldı. Buradan geçip te, İnegöl köftesi tatmayan, sanırım yoktur.

ULAŞIM

İnegöl: Ankara-İstanbul-İzmir gibi ülkemizin en büyük şehirlerinin tam ortasında bulunmakta ve bu büyük şehirlere 3-5 saat uzaklıktadır. Elbette, bu durum buraya büyük bir avantaj sağlıyor. Elbette, Bursa’nın yani bağlı bulunduğu ilin büyüklüğünü de unutmamak gerekir. Deniz ulaşımı için, Gemlik ve Mudanya Limanları, 1 saat uzaklıktadır. Yenişehir uluslar arası havaalanı ise, yalnızca yarım saatlik uzaklıktadır.

İnegöl, bağlı bulunduğu Bursa il merkezine 45 km. uzaklıktadır. İnegöl-Ankara arasındaki uzaklık: 350 km. İnegöl-İstanbul arasındaki uzaklık: 261 km. İnegöl-İzmir arasındaki uzaklık: 400 km. İnegöl-Eskişehir arasındaki uzaklık: 100 km.

TARİHİ

İnegöl yöresinin, tarihi süreçte, Roma dönemindeki bilinen ilk adı: Angelecoma’dır. Osmanlı döneminde ise: Aynagöl, Ezinegöl. Aslına bakılırsa: ovanın, uzun yıllar sular altında kaldığı düşünülerek: buraya “İnegöl” ismi verilmiştir.

Osmanlı döneminde, yöre tarih sahnesinde bir olay ile öne çıkıyor. Şöyle ki: Osmanlılar, tarihte ilk kale fethini burada yaşamışlar ve 1299 yılında Kulaca köyündeki kaleyi ele geçirmişlerdir.

Yöre belediyesi, 1870 yılında kurulmuştur.

Bölge: 8 Temmuz 1920 tarihinde Yunanlılar tarafından işgal edilmiştir. Bu işgal, 6 Eylül 1922 tarihinde sonlandırılmıştır.

GENEL

Bursa ilinin en büyük ilçesidir. Hatta, ülkemizdeki birçok ilden bile büyüktür. Yapılan bir araştırmaya göre: İnegöl il olarak değerlendirmeye alınsa, ülkemizin 40’ncı ili olabilecekmiş.

İlçe topraklarının: yarısı, ormanlarla kaplıdır. Bunun dışındaki ova bölümü ise, alüvyonlarla kaplıdır.

İklim: yörede Karadeniz ve Akdeniz iklimi arasındaki bir geçiş iklimi hüküm sürüyor. Yazlar: sıcak ve yağışlıdır. Kış ayları ise, soğuk geçer. Bu karasal iklim nedeniyle: kar yağışı etkin ve don olayları sık görülür.

Ekonomi: yörenin ekonomik etkinliklerinin başında, mobilya sektörü gelmektedir. Zaten, Osmanlı döneminde de, kadırgaların ahşap bölümleri, buradan temin edilirmiş. Bunun dışında: ay çekirdeği öne çıkmaktadır. Günümüzde, ülkemizden yapılan mobilya ihracatının, yaklaşık yüzde 51’lik bölümü, buradan yapılıyor. Yani, bir anlamda, mobilya başkenti.

Son olarak, ülkemizin ilk sivil mehter takımının burada kurulduğunu söylemek istiyorum. Mehter takımı, 1959 yılında kurulmuş ve Amerika dahil, birçok ülkede konserler vermiştir.

İNEGÖL KÖFTESİ

İnegöl köftesi: Bulgaristan-Pazarcık ilçesinden buraya göçen “Köfteciler” ailesine mensup, Mustafa oğlu İbrahim Besler tarafından ilk kez yapılmış ve yetiştirdiği ustalar tarafından günümüze kadar gelmiştir.

İnegöl köftesinin lezzeti: yörede yetişen dana, kuzu ve koyun etlerinin özel karışımından gelmektedir. Karışımın yüzde 20’lik bölümü kuzu eti ve kalanı büyükbaş hayvanların kaburga etleridir. Et:  yaklaşık olarak 20 saat dinlendirildikten sonra pişirilir. Köfte: yanında “piyaz” ile birlikte servis ediliyor.

NE YENİR NE İÇİLİR

İnegöl ilçesinde, birçok çeşitli yapılan “İnegöl köftesi” yemelisiniz. Ardından ise, sütlü kadayıf deneyin.

NE SATIN ALINIR

Bence İnegöl yöresine yolunuz düşer ve yöresel bir şeyler satın almak isterseniz: paket servisi yapılan “İnegöl köftesi” satın alabilirsiniz. Ama elbette muhafaza sıkıntı yaratabilir.

GEZİLECEK YERLER

KENT MÜZESİ

Ülkemizin ilk ilçe bazında açılan kent müzesidir. Tarihi Belediye binası, restore edilerek müze haline getirilmiştir. Müzede: ilçe halkının gönüllü katkıları ve yerel yönetimlerin katkıları ile temin edilen eserler sergileniyor.

İSHAKPAŞA KÜLLİYESİ

İlçe merkezindedir. Osmanlı dönemi eseridir. Külliye içinde: cami, medrese ve türbe var. Yapının: 15’nci yüzyılda yapıldığı biliniyor. Osmanlı-Türk mimarisini yansıtması açısından önemlidir.

BEYLİK HANI

Osmanlı dönemi eseridir. 1721 yılında, Caferpaşa tarafından yaptırılmıştır. Yapı: dikdörtgen planlı ve açık avluludur. Çatısı kapalı ve kurşun kaplı olarak yapılmıştır. Günümüzde burada dükkanlar var. Yapının üzerindeki orijinal kurşun kaplama, 1951 yılında sökülerek, kiremit çatı yapılmıştır.

KAPALI ÇARŞI-BELEDİYE ÇARŞISI 

Osmanlı dönemi eseridir. Yapı: Sultan II. Abdülhamit döneminde, Belediye Başkanı Sadıkzade Süleyman Ağa tarafından yaptırılmıştır. Yapılış yılı: 1888’dir. Dikdörtgen planlı yapı, günümüzde içinde canlı alışveriş mekanlarının bulunduğu bir yer olarak kullanılmaktadır.

ORTAKÖY KERVANSARAYI

Osmanlı dönemi eseridir. İlçe merkezine 5 km. uzaklıktadır. Yapı: Karacabey tarafından, 1454 yılında yaptırılmıştır. Kesme taştan yapılmıştır. Dikdörtgen planlıdır ve kapısı, güneye bakar.

Giriş kapısı, basık ve kemerlidir. Günümüzde, yapının üst kısmı ve yanları yıkık ve harabe haldedir. Ayrıca: yaklaşık 2.5 metre kadar toprağa gömülü vaziyettedir.

ÇİTLİ MADEN SUYU

İlçe merkezinin 12 km. güneyinde, Çitli köyü mevkiindedir. Burada: yan yana bulunan üç çeşmeden akan suların bir bölümü: maden suyu olarak şişeleniyor. Ancak, çeşmelerden bir tanesinden akan su: içimi zor ve tadı olmayan bir su.

Ancak: her ne kadar içimi zor olsa da, içildiğinde: çeşitli rahatsızlıklara (karaciğer ve pankreas hastalıkları) iyi geldiği söyleniyor. Çeşmelerden akan su, aynı zamanda deri kırışıklıklarını da giderir.

Bir zamanlar: Sultan Abdülaziz, hazımsızlık sonucu mide ağrıları çeker. Bunun üzerine, ülkenin değişik yerlerinden getirilen maden suları arasından, çitli maden suyunun iyi geldiği görülür. Böylece, çitli maden suyu meşhur olur. Yakın geçmişte ise, yurt dışında yapılan yarışmalarda, birçok ödül kazanmıştır. Ülkemizde pazarda ise, İnegöl Kınık Maden suyu olarak tanınmaktadır.

Bursa İnegöl Oylat Kaplıcaları

OYLAT KAPLICALARI

İlçe merkezine 28 km. uzaklıktadır. Eskişehir-Bursa kara yolunda, Domaniç sapağından girilerek buraya ulaşılıyor. Kaplıca hakkında bilgi vermeden önce, burası hakkındaki efsaneden söz etmek istiyorum. Bizans döneminde, bölgenin tekfurunun bir kızı vardır. Bir gün, kız, aniden hastalanır. Hekimlerin tedavileri, uzun süre kızı iyileştiremez.

Bunun üzerine, hekimler: tekfura, kızını, orman içinde bulunan kaplıcaya gönderilmesi önerisinde bulunurlar. Çünkü, kızın iyileşeceğine inanmamaktadırlar. Hasta kızı buraya getirirler ve “Yat-öl”, “Öl-yat” diyerek bırakır giderler. Ancak, tekfurun kızı, buradaki kaplıca sularında her gün yıkanır ve gün geçtikçe düzelmeye başlar. Kısa zamanda eski sağlığına kavuşur.

Burası, tam bir doğa cenneti. Tamamen yeşillikler içinde. Özellikle, oylat girişinde “sivri kaya” olarak bilinen tabiat oluşumunu da mutlaka görün. Burası, eski bir fay hattı olarak önem kazanıyor.

Konaklama için: otel, moteller ve ayrıca da yüzme havuzları var.

Buradaki kaplıca sularının şifalı geldiği söylenen rahatsızlıklar: romatizmal hastalıklar, idrar yolları rahatsızlıkları ve çocuk felci rahatsızlığı. Çünkü: suları radyoaktif sıcak sular gurubuna girmektedir. Sıcaklık: 40 derece civarındadır. Son olarak, Oylat içinde, doğal ürünlerin satıldığı Pazar yerine uğramayı unutmayın.

Bursa İnegöl Oylat Mağarası

OYLAT MAĞARASI

Oylat kaplıca bölgesinin 2 km. aşağısındadır. İlçe merkezine 17 km. uzaklıktadır. Hilmiye köyünün 1 km. güneyindedir.

Ülkemizin 3’ncü büyük mağarasıdır. Çünkü, birbirine bağlı iki kattan oluşan mağaraların toplum uzunluğu: 660 metredir. Mağara içinde çok sayıda: sarkıt ve dikitler var.

Mağaranın giriş ağzı: vadi tabanından 5-6 metre yüksektedir. Bu girişin üstünde, birkaç mağara girişi daha bulunuyor. Girişten sonra, çöküntü salonuna ulaşılana kadar, genişliği 2-5 metre arasında değişen galerilerden geçiliyor. Bu bölümdeki tavan yüksekliği ise, 15 metre civarındadır. Çöküntü salonunda ise, başlangıç noktası ile son bölüm arasında, yaklaşık 90 metrelik yükseklik farkı var.

Salonun genişliği: 30-55 metre arasındadır. Tavan yüksekliği ise: 3-10 metre arasında değişmektedir. Mağarada, tavandan akan sular dışında, herhangi bir su akışı yok. Tavandan akan bu sular, zeminde gölcükler oluşturuyor.

Yöre halkı buraya “Bursa Mağarası” ismini vermiş. Çünkü, mağara içinden Bursa’ya kadar uzanan bir mağara bulunduğu söyleniyor.

Bursa şehri tanıtımı.

Eskişehir tanıtımı.