Aydın İncirliova

Aydın İncirliova

Aydın-İzmir otobanı yapılmadan önce, Aydın-İzmir karayolu bu ilçeden geçmekte iken, günümüzde otoyol nedeniyle, ilçeyi görmek mümkün değildir. Burayı ziyaret etmek isterseniz, otoyoldan çıkmanız gerekir. Burayı ziyaret ederseniz, elbette büyük olasılıkla, mevsiminde ise yaş incir ve mevsim dışında ise veya yakınlarınız için hediyelik olarak kuru incir satın alacaksınız.

Ben, burayı ziyaret ettiğimde, bir miktar incir almıştım ama “Tariş” haricinde, yöresel pazardan satın aldığım bu incirlerin bir süre sonra maalesef kurtlu olduğunu görünce, büyük pişmanlık ve üzüntü duydum, bu yüzden, buradan incir satın alırken, ya orijinal kutusu içinde kuru incir tercih edin, ya da tek tek olmasa da kontrol edin, çünkü incirler, kurtlanmaması için bir kısım işleme tabii tutuluyormuş.

Aydın İncirliova

ULAŞIM

İncirliova, bağlı bulunduğu Aydın il merkezine, yalnızca 11 km. uzaklıktadır. İncirliova-İzmir arasındaki uzaklık: 110 km. İncirliova-Kuşadası arasındaki uzaklık: 45 km. İncirliova-Germencik arasındaki uzaklık: 11 km.

TARİHİ

Aydın İncirliova: Bölgede, MÖ.13’ncü yüzyılda, Hitit egemenliği görülür. Ancak, devam eden tarihi süreçte, burada: Frigler, Lidyalılar, İonlar, Persler, Makedonyalılar, Romalılar ve Bizanslılar egemenliği ele geçirirler. 1280 yılına gelindiğinde ise, Menteşe Bey, yörenin Türk hakimiyetine girmesini sağlar.
1310 yılında ise Aydınoğulları ve 1426 yılında, II. Murat tarafından yörenin Osmanlı egemenliğine alındığı görülür.
1400’lü yıllarda ise, bölgeye gelen bir gurup insan ve Madanoğlu ailesi tarafından, günümüzdeki İncirliova’nın temeli atılır. Buraya yerleşen insanlar zamanla çevreye yayılmışlardır. Bu yer, çok sulak olduğundan, adına “Karapınar” denilmiştir.
Bu insanlar: Karapınar ismini verdikleri yörede, bir zaman sonra mevcut bataklıkların kuruyup, yerlerinde incir ağaçları çıkmıştır. İncir ve pamuk üretim alanlarının zamanla artması sonu, bataklıkların kuruması sağlanmıştır.

9 Ekim 1937 tarihinde, Söke ovasındaki manevraları izlemek üzere, bölgeden geçen Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk: demir yolu kıyısındaki incir ağaçlarını gördüğünde, buranın ismini sorar: Karapınar olduğunu duyunca, buraya “İncirliova” isminin daha da yakışacağını söyler ve yörenin ismi değiştirilir. Hatta: 1941-1942 yılları arasında, yörede incir üretiminin arttırılması için, İncir Araştırma Enstitüsü kurulur.

GENEL

Yerleşim yerinin güneyinde, Menderes havzası bulunmaktadır. Kuzeyde ise, Cevizli dağları uzanır. Büyük Menderes nehri, güneyde akar.
Yörede, Akdeniz iklimi egemendir. Buna bağlı olarak yazları sıcak ve kurak, kışları ise ılık ve yağışlı geçer.

Bölgenin ekonomik etkinliklerinin başında: tarım ve buna bağlı sanayi gelmektedir. Özellikle sebze üretiminde, bölge üst düzeydedir. Seracılık yapılmaktadır. Bal üretimi de yaygındır.

İNCİR FESTİVALİ

Her yıl geleneksel hale getirilen festival etkinlikleri, 1997 yılından bu yana yapılmaktadır. Bu etkinliklerde, yöre insanı ve çevreden gelenlerin eğlenmesi için birçok etkinlikler ve yarışmalar düzenlenir. Hatta, üreticiler arasında, en kaliteli incir yetiştiren üretici seçilerek ödüllendirilir. Ayrıca, en güzel incir bahçesi sahibi üretici de ödüllendirilir. Genç kızlar arasında ise “İncir güzeli” yarışması düzenlenir.

DEVE GÜREŞLERİ

Deve güreşleri geçmişi, 19’ncu yüzyıla kadar uzanmaktadır. O dönemlerde, İzmir yönüne giden kervanlar, İncirliova yöresinde konaklamaktadırlar. Bu konaklama sırasında, yük bulunmayan develer birbirleriyle güreştirilirlerdi. Zamanla bu durum, geleneksel hale gelmiştir.
Her yıl, belirli zamanlarda düzenlenen deve güreşlerine, yalnızca bu yörenin insanları değil, yakın çevreden de develer ve sahipleri katılmaktadırlar. Hatta, güreşlere davet edilen deve sahiplerinin her türlü ihtiyaçları, İncirliova deve üreticileri tarafından karşılanmaktadır. Şenliklerden bir gece önce, Halı gecesi denilen bir eğlence programı uygulanır. Ertesi günü ise, davul-zurna eşliğinde develer güreştirilir. Her deve kendi kategorisinde güreştirilir ve birinci gelen develerin sahiplerine, para ve halı gibi ödüller verilir.

NE YENİR. NE İÇİLİR

İncirliova yöresine yolunuz düşerse, tatmanızı önereceğim yöresel lezzetler: katmer, çılbır, cingan pilavı ve paşa böreğidir. Ayrıca, doğada bulunan her çeşit ot, kavrularak ot kavurması adında bir yemek yapıyorlar ki, bunu da öneririm.
Son bir not: burada “deve sucuğu” yazılarını görünce şaşırabilirsiniz, ama ilginç bir tat. Deve sucuğu tatmak isteyenler için ilginç gelebilir.

GEZİLECEK YERLER

DEREAĞZI KÖPRÜSÜ

Köprü 3 büyük kemerden meydana gelmektedir. Ortada büyük bir kemer ve yanlarda, iki küçük kemer görülmektedir. Su, büyük kemerin altından akar.
Köprü: 1970 yılında restore edilmiştir. Daha sonraki yıllarda yanına yeni köprü yapılınca, bu köprü geçişlere kapatılmıştır.

BALLI KAYA

İlçe merkezine bağlı Dereağzı köyündedir.
Buranın, kaya oyularak yapılmış bir barınak olduğu tahmin edilmektedir. Ancak, ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı hakkında bilgi yoktur. Evet, ilginç bir kaya oluşumu, bir zamanlar kapısının da bulunduğu tahmin edilmektedir.

ERBEYLİ ŞEHİTLER ANITI

Kurtuluş mücadelesinde, Aydın ve Nazilli bölgesini işgal eden Yunan kuvvetlerinin, Erbeyli tren istasyonunda konuşlandıkları, Muğla yöresi gönüllü müfrezesi birlikleri tarafından tespit edildiğinde, bir baskın yapılması için hazırlıklara başlanır.
20-21 Haziran 1919 gecesi; müfreze askerleri, tren istasyonu yakınındaki hangarlarda bulunan Yunan askerlerine karşı saldırıya geçerler ve büyük çatışmalar çıkar. Ancak: yanlış bilgi alma sonucu, Türk kuvvetleri, işgal ordusunun askerlerinin iki ateşi arasında kalırlar. Bu birkaç saatlik çatışma sonucunda: Yunan güçleri 70-80 kişilik kayıp verirken, Türk kuvvetleri 7 şehit ve birkaç yaralı verir. Ancak, aynı tarihlerde yörede ele geçirdikleri, savunmasız sivil Türk vatandaşlarının bir kısmını da katlederler.
Evet, Erbeyli baskınında şehit düşen gönüllü askerlerimiz için: 1919 tarihinde bir anıt yaptırılır.

ERBEYLİ KÖYÜ CAMİSİ

1891 yılında, Sarı Hüseyin Ağa tarafından yaptırılmıştır. Ancak, yapan hakkında bilgi bulunmamaktadır. Yapı: 950 m. Karelik bir alana yapılmıştır.

ATATÜRK ANITI

Anıt: 1985 yılında Belediye tarafından yaptırılmıştır. Anıtın en önemli özelliği: her şeyi ile, Türk yapımı ilk anıt olmasıdır. Anıtı yapan: Marmara Üniversitesinden Prof. Tankut Ökten’dir.

KÜLTÜR PARK

İlçe merkezinin batısında, İzmir-Aydın karayolu üzerindedir.
İlçe merkezindeki bu yeşillik alan, Belediye tarafından yaptırılmıştır. Yöre halkı, burada günübirlik piknik yapmaktadırlar.

Aydın ili tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

Kuşadası tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

 

Aydın Kuyucak

Aydın Kuyucak


Kuyucak denilince, büyük olasılıkla birçoğumuzun aklına “Kuyucaklı Yusuf” efsanesi gelmektedir. Ama, elbette, Kuyucak ilçemiz, bu efsaneden ibaret değildir. İşte, size Kuyucak ilçesini tanıtan kısa bir yazı.

Aydın Kuyucak

ULAŞIM

İzmir-Denizli demiryolu ve E-24 devlet karayolu, ilçe içinden geçmektedir. Kuyucak, bağlı bulunduğu Aydın iline, 58 km. uzaklıktadır. Kuyucak-Denizli arasındaki uzaklık: 67 km. Kuyucak-İzmir arasındaki uzaklık ise, 180 km. dir. Kuyucak-Nazilli arasındaki uzaklık: 12 km. Kuyucak-Buharkent arasındaki uzaklık ise, 28 km. dir.

Aydın Kuyucak

TARİHİ

Yörede, MÖ.2000’li yıllarda Hitit egemenliği görülür. MÖ.1200 yıllarında ise, bu kez Lidya hakimiyeti görülür. Daha sonraki tarihi süreçte ise, Pers, Roma ve Bizans hakimiyeti ve takiben Selçuklu ve 1425 yılında ise Osmanlı hakimiyeti görülür.
Bunun yanında, bölge: özellikle antik dönemde: Aphrodisias ve Efes kentleri arasındaki yol üzerinde bulunması ve gerek ticaret kervanlarının ve gerekse askeri birliklerin geçiş güzergahında bulunmasıyla önem kazanmıştır.
Gelelim yörenin isminin kaynağına:
Bir zamanlar, burada oturan Yörükler: birbirlerine oturdukları yeri tarif ederken: Kuyucak yöresini göstererek “biz karşıdaki koyakta oturuyoruz” şeklinde bir deyim kullanırlarmış. Bu koyak kelimesi zamanla değişerek, günümüze “Kuyucak” olarak gelmiştir.
İlçe bugünkü yerleşim yerine, MS.7-8’nci yüzyıllar arasında yerleşilmiştir. Söylenenlere göre: Gıyasettin Keyhüsrev, saltanatı ele geçirmek için, İstanbul’dan Konya’ya dönerken: Bizans imparatorunun damadı Laskaris, kendisine zorluk gösterir ve araları açılır. İki ordu, Büyük Menderes ovasının güneyinde, Çiftlik (Antiokya) yakınlarında karşılaşırlar ve burada yapılan savaşta Laskaris yenilir, ancak bir kargaşa anında bir Rum askeri, Gayesettin Keyhüsrev’i öldürür ve bunun üzerine, Selçuklu ordusu dağılır. Ancak, yine de Selçuklular yöredeki hakimiyeti devam ettirirler ve bu savaştan sonra Türkmenler yöreye yerleşirler.

Aydın Kuyucak

GENEL

Yerleşim yeri: Aydın dağları ile, Menteşe dağlık yöresi arasında uzanan Büyük Menderes nehrinin doğusunda bulunmaktadır. Merkez ilçenin büyüklüğü, 28 km. karedir.
Bölgede: ılıman bir iklim kuşağı egemendir. Buna bağlı olarak yazları oldukça sıcak geçer. Kışları ise, yağışlı ama sıcak geçer. Yaz aylarında kuraklık ta hakimdir.
Yöredeki ekonomik etkinliklerin temelinde: tarım, hayvancılık ve orman ürünleri sanayi gelmektedir. Ancak, son yıllarda, özellikle: elma, şeftali ve çilek üretimi önem kazanmıştır.

KUYUCAKLI YUSUF

Kuyucak yöresinde, Hacı Mehmet Efendi’nin ilk çocuğu olan Yusuf: Derekavak köyünde doğdu. Çocukluğu: tozlu, çamurlu ve Arnavut kaldırımla yollarda, çıkmaz sokaklarda geçti. Gençlik dönemi ise, Kabak dağında uçurtma uçurmak ve çayırlarda güreş tutmakla geçti. Yokluk ve sıkıntı içinde büyüdü. Ancak, yaradılıştan itibaren, lider ruhluydu. Haksızlığa ve adaletsizliğe dayanamaz, karşı kor, mücadele eder, gerekirse dövüşür, hiçbir haksızlığa boyun eğmezdi. Bunun yanında, mağdurları ve güçsüzleri korur, kollar, bundan dolayı arkadaşları onu çok sever ve saygı duyar, ona uyar, ondan çekinirlerdi.
Evet, Kuyucaklı Yusuf’un hayatı, bu uğurda yapılan mücadelelerle geçer ve sonunda, cezaevinden kaçtığında jandarmalar tarafından sarılır ve vurularak öldürülür. İlginç bir hayat hikayesi var, aslında daha uzun olmasına rağmen, okurların sıkılmaması için ayrıntıya girmiyorum.
Bu arada, Kuyucaklı Yusuf isimli kitabın yazarının, Sebahattin Ali olduğunu da hatırlatırım. Roman, 1937 yılında yazılmıştır. Romanda: Anadolu insanının düşünüş ve yaşayış tarzları yansıtılmaktadır.

Aydın Kuyucak

GEZİLECEK YERLER

Maalesef Kuyucak yöresinde, tarihi ve turistik özellikler taşıyan, ilginizi çekeceğini umduğum veya görebildiğim herhangi bir yer yok. Bu yüzden, bu yörede gezilecek yerler olarak herhangi bir öneride bulunamıyorum.

Aydın ili tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

Nazilli tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.