Konya Karapınar Meke Gölü

Konya Karapınar Meke Gölü


Dünyanın nazar boncuğu. Her yaz turist akınına uğrayan, yurt dışında yayınlanan dergilerde yer bulan bir yer. Tedbir alınmazsa, kuraklık burayı bitirecek, bitmeden önce gidip görün.

Konya Karapınar Meke Gölü

YERİ

Konya’nın Karapınar ilçesindedir. Karapınar-Ereğli kara yolunun 8’nci km. deki sapaktan, 2 km. içeridedir. Konya’ya toplam uzaklık: 101 km. dir. Arabanızla, gölün en kenarına kadar gidebilirsiniz.
Giderken; yanılıp, Meke’nin 2-3 km. yakınlarındaki Acı Göle gitme olasılığınız var, dikkat.

Konya Karapınar Meke Gölü

ÖZELLİKLERİ

Burası: Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Korumu Kurulu’nun 1989 gün sayılı kararı ile, 1’nci derece doğal SİT alanı ilan edilmiştir.

Konya Karapınar Meke Gölü

 

OLUŞUM

Meke Gölü, iki zamanlı volkanik bir krater gölüdür. Göl, ilk zamanda 4 km. çapında, yuvarlak bir çöküntü alanı içinde oluşmuş, ikinci bir püskürme ile göl içerisinden sekonder denilen yükselmeler meydana gelmiş.

Bu oluşumdan sonra da gölün ortasında 1500 metre genişliğinde, göl düzeyine göre 140 metre yüksekliğinde, proklastik oluşumlu, volkanik Meke Tepesi kalmış. Bu jeolojik oluşumlar, bununla da tamamlanmamış, sonraki evrelerde çeşitli patlamalar meydana gelmiş ve burada Parazit Koni denilen, yedi küçük tepe (Meke) daha meydana gelmiş. Jeomorfolojide, bu tip oluşumlara Kaldera ismi verilmekte olup, iç içe gelişmiş volkan bacası anlamına gelmektedir.

Tepenin ortası, içeriye doğru obruk şeklinde çöküktür. Günümüzde, bu tepe volkan küllerinin sönmesinden ötürü, bakır rengini almış. Göl çevresinde ve tepenin üzerinde, yanık volkan küllerinin renkleri, külleri açıkça görülmektedir.

Burayı yani Meke gölünü besleyen su kaynağı yok. Tamamen yağmur suları ve yer altı suları ile besleniyor. Yani: aslen, gölün magnezyum ve soydum sülfattan oluşmuş su kaynakları yer altından kaynaklanmaktadır.

Adayı oluşturan volkanik kütlenin yapısı: en şiddetli yağmurları bile hemen emecek yeteneğe sahiptir. Meke’nin biçiminin, bin yıllardır bozulmamasının sebebi budur.

Konya Karapınar Meke Gölü

KURAKLIK

Ama: son yıllarda, Konya Havzasındaki yer altı sularının bilinçsiz tüketimi sonucu, yaz aylarında göl tamamen kurumaktadır. Özellikle: yağmurların azalması ve hiç olmaması ve de yer altı sularının, yörede yaşayanlar tarafından kuyu açılarak kullanılması nedeniyle, gölün geleceği tehlikede.

Gölün derinliği 1 metreye kadar düşüyor. Hatta, büyük bölümü üstünde yürünebilmektedir. Kuraklık o kadar büyük boyutlara geldi ki, bir ara Meke gölü, iki parçaya bölündü.

Gölün bir bölümü bataklık halini alırken, suyun bulunduğu bölüm, güzelliğini korumaya devam ediyor. Meke, bu görüntüsü ile, tedbir alınmasa ne duruma geleceğini ortaya koymuş.

Konya Karapınar Meke Gölü

AĞAÇLANDIRMA PROJESİ

Bunun önüne geçebilmek için: büyük ve sessiz bir proje gerçekleştirilmiş. Bu projenin sahibi: Türk Silahlı Kuvvetleri. Türk Silahlı Kuvvetlerinin: Karapınar’da bir askeri yeri var. Sanırım: Askeri Atış Alanı gibi bir yer. Buradaki askeri birliklerin organize edilmesiyle: Meke Gölünün çevresinde ağaçlandırılmış.

Türkiye’nin en hızlı kuraklaşan bölgesi olması nedeniyle, dikilen ağaçlar diğer bölgelerde olduğu gibi kendi haline bırakılmamış. Bunun için, damla sulama projesi geliştirilmiş ve göl etrafını tamamen çevreleyen fidanlar, her an sulanabiliyor.

Bu proje nedeniyle, TSK bu ülkede yaşayan tüm insanlar adına teşekkürler, çünkü doğanın bizlere sunduğu bu olağanüstü güzellik, herhangi bir şey yapılması, sanırım 10 yıla kalmadan, tamamen kuruyacak ve gelecek nesillere aktarmak mümkün olmayacak.

Evet: bu bölge gerçekten ilginç. Halen büyük bölümü ağaçlarla çevrili olan ve çalışmalar sürdürülen ama bir zamanların büyük ve Türkiye’nin tek çölü: çok ilginç jeolojik oluşumlar bulunduruyor.

Volkanik patlamaların yarattığı garip tepeler, göller ve çukurlarla kaplı olan bir yeryüzü parçası. Bunların en önemlisi ise: dünyada bir benzeri bulunmayan: Meke Krater Gölü.

Göl ve birincil krater çukurunun uzunluğu: 800 metre, genişliği 500 metre. Derinliği ise: 12 metredir. Deniz yüzeyinden: 981 metre yüksektedir. Gölün yüz ölçümü: 0.5 km. karedir.

Ana Meke’nin ortasında bulunan ve su seviyesinden 50 metre yükseklikte olan volkan konisindeki göl, 25 metre derinlikte ve suyu tuzludur.

Konya Karapınar Meke Gölü

 

Tarih boyunca, Meke gölü ve çevresinde Karamanoğulları ve Osmanlı Devletinin ve Türkiye Cumhuriyetinin tuz ihtiyacı karşılanmıştır. O dönemlerde, bu amaçla kullanılmış eski yapılara ait kalıntılar, göl çevresinde görülebilmektedir.

Yolun batısında, Tekel işletmesinin eski tuz depoları, müştemilat yapıları bulunmaktadır. Gölün doğusunda: 10-15 metre uzunlukta, tatlı su kuyusu bulunmaktadır. Gölün batı yakası ise, oldukça dik ve keskin kayalıklarla kaplıdır.

Bu arada, tuz üretimi günümüzde yok. Çünkü, hijyen bulunmaması nedeniyle iptal edilmiş.

Meke Tuzlasından, 2 km. daha güneydoğuda bulunan Meke Obruğunun kenarı: yırtılmış gibi keskindir. Özellikle: obsidyen parçalarından oluşan bir halka ile çevrilidir.

Konya Karapınar Meke Gölü

KUŞLAR

Göl: aynı zamanda bir kısım kuş türüne de ev sahipliği yapmaktadır. Bunlar: Sakarmeke, Çamurçun, Yeşilbaş, Angıt, Kızılbacak, Uzunbacak, Kızkuşu, Kuyruksallayan, Kuyrukkakan ve Delice Doğan gibi. Ancak: beş yıl öncesine kadar, yüz civarında kuş türü, burada bulunurken, kuraklık nedeniyle, günümüzde burada bulunan ve göç sırasında buraya uğrayan kuş türleri, beş-altıya düşmüş.

Konya Karapınar Meke Gölü

SONUÇ

Volkanik patlamaların yarattığı garip tepeler, göller ve çukurlarla kaplı bir yeryüzü parçası olan Karapınar’daki Meke gölünde: gün batımını izleyin, manzara gerçekten hoşunuza gidecek.

Kuraklığa karşı tedbir alınmasa, gölün kuruması devam edecek ve bu güzellik bitecek. Bence: en kısa zamanda ilgililer tarafından: gerek yer altı suyu kullanımının yörede engellenmesi ve gerekse, bir şekilde bu göle su getirilmesi yönünde, tedbirler alınmalı.

Evet: buraya gidin ve düşünün ki, dünyada bir benzeri olmayan bir tabiat harikası oluşumu seyrediyorsunuz, gerçekten etkileneceksiniz, mutlaka gidin ve görün. Kış aylarında giderseniz, gölün çevresindeki dondurucu soğuk için mutlaka önlem alın.

Karapınar tanıtımı.

Ereğli tanıtımı.

Konya tanıtımı.

Aydın İncirliova

Aydın İncirliova: bayağı işlek bir anayol üzerinde bulunuyor. Yani: Aydın şehrinden çıktıktan sonra, Ege denizi kıyısındaki bir çok yöreye gitmek için, buradan geçmek durumundasınız. Ama, burada herhangi bir yoğun tarihi ve turistik özellik aramamak gerekir. Buraya yolunuz düşerse ve severseniz, mutlaka kuru incir almanızı öneririm. Bunun dışında, mevsiminde zaten yol boyunca incir satan tezgahları göreceksiniz. Ama kuru incir alacaklara önemli tavsiyem: açıkta satılan kuru incir satın almayın, çünkü büyük olasılıkla kurtlu çıkacak veya kurtlanacaktır, TARİŞ mamulü ürünler almanızı öneririm.

ULAŞIM

İncirliova, bağlı bulunduğu Aydın il merkezine, yalnızca 11 km. uzaklıktadır. İzmir otoyolu: coğrafi olarak ilçe topraklarını ikiye böler. İncirliova-Germencik arasındaki uzaklık: 11 km. İncirliova-Selçuk arasındaki uzaklık: 45 km. İncirliova-Kuşadası arasındaki uzaklık: 45 km. İncirliova-Torbalı arasındaki uzaklık: 67 km. İncirliova-Aliağa arasındaki uzaklık: 153 km.

TARİHİ

Bölgede, MÖ.13’ncü yüzyılda, Hitit egemenliği görülür. Ancak, devam eden tarihi süreçte, burada: Frigler, Lidyalılar, İonlar, Persler, Makedonyalılar, Romalılar ve Bizanslılar egemenliği ele geçirirler. 1280 yılına gelindiğinde ise, Menteşe Bey, yörenin Türk hakimiyetine girmesini sağlar.
1310 yılında ise Aydınoğulları ve 1426 yılında, II. Murat tarafından yörenin Osmanlı egemenliğine alındığı görülür.
1400’lü yıllarda ise, bölgeye gelen bir gurup insan ve Madanoğlu ailesi tarafından, günümüzdeki İncirliova’nın temeli atılır.
Bu insanlar: Karapınar ismini verdikleri yörede, bir zaman sonra mevcut bataklıkların kuruyup, yerlerinde incir ağaçlarının çıkmasıyla, 1934 yılında, buraya, İncirliova ismini verirler.
Son bir not: yörenin ismi “Karapınar” iken, 1942 yılında “İncirliova” olarak değiştirilmiştir.

GENEL

İlçenin yerleşim alanının büyüklüğü: 151 km. karedir. Deniz seviyesinden yükseklik: 65 metredir. Yerleşim yerinin kuzeyinde: Cevizli dağları, güneyinde ise Büyük Menderes ovası bulunmaktadır. Zaten, yörenin en önemli akarsuyu: Büyük Menderes’tir.
Bölgenin ekonomik etkinliklerinin başında: tarım ve buna bağlı sanayi gelmektedir. Özellikle sebze üretiminde, bölge üst düzeydedir. Seracılık yapılmaktadır. Bal üretimi de yaygındır.

İNCİR FESTİVALİ

Yörede, her yıl, düzenli ve geleneksel olarak “İncir festivali” düzenlenmektedir. Festival bünyesinde: çeşitli etkinlikler düzenlenir. Bu etkinliklerde, festivale katılanlar eğlenirler ve çeşitli yarışmalar da yapılır. Üreticiler arasında, en kaliteli incir yetiştiricileri ödüllendirilir. Ayrıca, İncir güzeli ve ses yarışmaları da düzenlenir.

TARİŞ

1913 yılında: İncirliova bölgesindeki çeşitli tüccarlar; bulundukları yöredeki yabancı tüccarların, yerli üreticileri ezmelerini önlemek için bir kooperatif kurarlar. Daha sonra, Ege Bölgesi genelindeki üreticileri, kooperatifçilik ilkeleri doğrultusunda örgütleyen bu ilk kuruluş ve benzerleri: 21 Ağustos 1915 tarihinde, Milli Aydın Bankasının bir kolu olarak birleştirilirler ve bu tarih: günümüzdeki TARİŞ’in kuruluşu olarak kabul edilir. Evet: TARİŞ, gerçekten yöreye has, sattığı ürünler ile dikkat çekiyor. Özellikle: bu ürünleri gayet güzel ambalajların içinde satması tam bir profesyonelliktir. Buralara yolunuz düşerse, özellikle TARİŞ ürünleri olan “kuru üzüm” ve “kuru incir” satın almanızı öneririm. Çünkü: açıktan satın alacağınız kuru incirlerin, kurtlu olması veya yakın zamanda kurtlanması ihtimali çok yüksek, ama TARİŞ mamullerinde böyle bir sıkıntı yok.

NE YENİR. NE İÇİLİR

Bu yöreye yolunuz düşer ve yöresel lezzetlerden tatmak isterseniz: öncelikle: katmer, cingan pilavı ve paşa böreği önerebilirim.
Bu yemek konusunda son bir not: İncirliova yöresinde bir şey daha çok meşhur ve tüketiliyor, evet “deve sucukları”. Belki ilginizi çekebilir.

NE SATIN ALINIR

Bu yöreye yolunuz düşerse: kuru üzüm veya kuru incir satın alabilirsiniz.

GEZİLECEK YERLER

Aydın İncirliova Ballıkaya

BALLIKAYA

İlçe merkezine bağlı, Dereağzı köyündedir. İzmir’den Aydın istikametine giderken, yolun solunda, uzaktan fark edilebilmektedir. Çünkü: kireç taşından oluşmuş, gayet büyük bir kütledir. Bu kütlenin en yüksek yerinde bir oyuk var ve burada, yani oyukta erken Hıristiyanlık dönemine ait “Cebrail” fireskosu bulunuyor.
Ancak, bu oluşumun, ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı bilinmemektedir, ancak yapıldığı dönemde barınak olarak kullanıldığı tahmin edilmektedir. Kaya içine oyularak yapılmış bu barınağın yapıldığı dönemde bir giriş kapısının bulunduğu, ama sonraki dönemlerde bu kapının yok olduğu bilinmektedir. Evet, buraya ulaşım gayet zor. İkizdere barajı nedeniyle, güzergahı değiştirilen Tire-İncirliova yolundan sapılarak, bir süre arazi tırmanışı yaptıktan sonra ulaşılıyor. Ama, Cebrail fireskosunu görmek için gitmeye değebilir.

Aydın İncirliova Dereağzı Köprüsü

DEREAĞZI KÖPRÜSÜ

İlçe merkezine bağlı Dereağzı köyü sınırları içindedir. Yapım yılı olarak: 1400’lü yıllar düşünülmektedir.
Köprü: doğu-batı yönünde yapılmıştır. 3 kemerden oluşmaktadır. Bu kemerler, ortada bir büyük ve yanlarda iki küçük kemer şeklindedir. Su: büyük kemerin altından akar. Köprü: 1970 yılında restore edilmiş ve daha sonraki yıllarda ise, yanına yeni bir köprü yapılarak, kullanım dışı kalmıştır. Zaten koruma altına alınmaz ise, büyük ihtimalle, köprü yakın gelecekte yıkılarak yok olacaktır.

ERBEYLİ KÖYÜ CAMİSİ

İlçe merkezine bağlı, Erbeyli köyündeki bu cami: 1891 yılında, Erbeyli köyünde yaşayan Sarı Hüseyin Ağa tarafından yaptırılmıştır. Ancak, mimarı bilinmemektedir. Camide: 1 şadırvan, 2 tuvalet, 8 çeşme ve 3 oda bulunmakta olup, toplam alanı 200 metre karedir. Yapımında taş malzeme kullanılmıştır.

DİBEKTAŞI ÇEŞMESİ

İlçe merkezinin Dibektaşı mevkiinde bulunan yapı, 1894 yılında yapılmıştır. Çeşme, kitabesine göre: Muhammet Ali oğlu şahıs tarafından yaptırılmıştır. Çeşme, 1976 yılında Belediye tarafından onarılmış olup, günümüzde de kullanılmaktadır.

KÜLTÜR PARK

İlçe merkezinin batısında: İzmir-Aydın kara yolu üzerindedir.
Bu mesire yeri ve piknik alanı: İncirliova Belediyesi tarafından yaptırılmıştır. Park alanı içinde: düğün salonu, çay bahçeleri ve çocuk oyun yerleri bulunmaktadır. Yöre halkı, burayı piknik yapmak için kullanmaktadırlar.

Aydın ili tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

 

Aydın İncirliova

Aydın İncirliova

Aydın-İzmir otobanı yapılmadan önce, Aydın-İzmir karayolu bu ilçeden geçmekte iken, günümüzde otoyol nedeniyle, ilçeyi görmek mümkün değildir. Burayı ziyaret etmek isterseniz, otoyoldan çıkmanız gerekir. Burayı ziyaret ederseniz, elbette büyük olasılıkla, mevsiminde ise yaş incir ve mevsim dışında ise veya yakınlarınız için hediyelik olarak kuru incir satın alacaksınız.

Ben, burayı ziyaret ettiğimde, bir miktar incir almıştım ama “Tariş” haricinde, yöresel pazardan satın aldığım bu incirlerin bir süre sonra maalesef kurtlu olduğunu görünce, büyük pişmanlık ve üzüntü duydum, bu yüzden, buradan incir satın alırken, ya orijinal kutusu içinde kuru incir tercih edin, ya da tek tek olmasa da kontrol edin, çünkü incirler, kurtlanmaması için bir kısım işleme tabii tutuluyormuş.

Aydın İncirliova

ULAŞIM

İncirliova, bağlı bulunduğu Aydın il merkezine, yalnızca 11 km. uzaklıktadır. İncirliova-İzmir arasındaki uzaklık: 110 km. İncirliova-Kuşadası arasındaki uzaklık: 45 km. İncirliova-Germencik arasındaki uzaklık: 11 km.

TARİHİ

Aydın İncirliova: Bölgede, MÖ.13’ncü yüzyılda, Hitit egemenliği görülür. Ancak, devam eden tarihi süreçte, burada: Frigler, Lidyalılar, İonlar, Persler, Makedonyalılar, Romalılar ve Bizanslılar egemenliği ele geçirirler. 1280 yılına gelindiğinde ise, Menteşe Bey, yörenin Türk hakimiyetine girmesini sağlar.
1310 yılında ise Aydınoğulları ve 1426 yılında, II. Murat tarafından yörenin Osmanlı egemenliğine alındığı görülür.
1400’lü yıllarda ise, bölgeye gelen bir gurup insan ve Madanoğlu ailesi tarafından, günümüzdeki İncirliova’nın temeli atılır. Buraya yerleşen insanlar zamanla çevreye yayılmışlardır. Bu yer, çok sulak olduğundan, adına “Karapınar” denilmiştir.
Bu insanlar: Karapınar ismini verdikleri yörede, bir zaman sonra mevcut bataklıkların kuruyup, yerlerinde incir ağaçları çıkmıştır. İncir ve pamuk üretim alanlarının zamanla artması sonu, bataklıkların kuruması sağlanmıştır.

9 Ekim 1937 tarihinde, Söke ovasındaki manevraları izlemek üzere, bölgeden geçen Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk: demir yolu kıyısındaki incir ağaçlarını gördüğünde, buranın ismini sorar: Karapınar olduğunu duyunca, buraya “İncirliova” isminin daha da yakışacağını söyler ve yörenin ismi değiştirilir. Hatta: 1941-1942 yılları arasında, yörede incir üretiminin arttırılması için, İncir Araştırma Enstitüsü kurulur.

GENEL

Yerleşim yerinin güneyinde, Menderes havzası bulunmaktadır. Kuzeyde ise, Cevizli dağları uzanır. Büyük Menderes nehri, güneyde akar.
Yörede, Akdeniz iklimi egemendir. Buna bağlı olarak yazları sıcak ve kurak, kışları ise ılık ve yağışlı geçer.

Bölgenin ekonomik etkinliklerinin başında: tarım ve buna bağlı sanayi gelmektedir. Özellikle sebze üretiminde, bölge üst düzeydedir. Seracılık yapılmaktadır. Bal üretimi de yaygındır.

İNCİR FESTİVALİ

Her yıl geleneksel hale getirilen festival etkinlikleri, 1997 yılından bu yana yapılmaktadır. Bu etkinliklerde, yöre insanı ve çevreden gelenlerin eğlenmesi için birçok etkinlikler ve yarışmalar düzenlenir. Hatta, üreticiler arasında, en kaliteli incir yetiştiren üretici seçilerek ödüllendirilir. Ayrıca, en güzel incir bahçesi sahibi üretici de ödüllendirilir. Genç kızlar arasında ise “İncir güzeli” yarışması düzenlenir.

DEVE GÜREŞLERİ

Deve güreşleri geçmişi, 19’ncu yüzyıla kadar uzanmaktadır. O dönemlerde, İzmir yönüne giden kervanlar, İncirliova yöresinde konaklamaktadırlar. Bu konaklama sırasında, yük bulunmayan develer birbirleriyle güreştirilirlerdi. Zamanla bu durum, geleneksel hale gelmiştir.
Her yıl, belirli zamanlarda düzenlenen deve güreşlerine, yalnızca bu yörenin insanları değil, yakın çevreden de develer ve sahipleri katılmaktadırlar. Hatta, güreşlere davet edilen deve sahiplerinin her türlü ihtiyaçları, İncirliova deve üreticileri tarafından karşılanmaktadır. Şenliklerden bir gece önce, Halı gecesi denilen bir eğlence programı uygulanır. Ertesi günü ise, davul-zurna eşliğinde develer güreştirilir. Her deve kendi kategorisinde güreştirilir ve birinci gelen develerin sahiplerine, para ve halı gibi ödüller verilir.

NE YENİR. NE İÇİLİR

İncirliova yöresine yolunuz düşerse, tatmanızı önereceğim yöresel lezzetler: katmer, çılbır, cingan pilavı ve paşa böreğidir. Ayrıca, doğada bulunan her çeşit ot, kavrularak ot kavurması adında bir yemek yapıyorlar ki, bunu da öneririm.
Son bir not: burada “deve sucuğu” yazılarını görünce şaşırabilirsiniz, ama ilginç bir tat. Deve sucuğu tatmak isteyenler için ilginç gelebilir.

GEZİLECEK YERLER

DEREAĞZI KÖPRÜSÜ

Köprü 3 büyük kemerden meydana gelmektedir. Ortada büyük bir kemer ve yanlarda, iki küçük kemer görülmektedir. Su, büyük kemerin altından akar.
Köprü: 1970 yılında restore edilmiştir. Daha sonraki yıllarda yanına yeni köprü yapılınca, bu köprü geçişlere kapatılmıştır.

BALLI KAYA

İlçe merkezine bağlı Dereağzı köyündedir.
Buranın, kaya oyularak yapılmış bir barınak olduğu tahmin edilmektedir. Ancak, ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı hakkında bilgi yoktur. Evet, ilginç bir kaya oluşumu, bir zamanlar kapısının da bulunduğu tahmin edilmektedir.

ERBEYLİ ŞEHİTLER ANITI

Kurtuluş mücadelesinde, Aydın ve Nazilli bölgesini işgal eden Yunan kuvvetlerinin, Erbeyli tren istasyonunda konuşlandıkları, Muğla yöresi gönüllü müfrezesi birlikleri tarafından tespit edildiğinde, bir baskın yapılması için hazırlıklara başlanır.
20-21 Haziran 1919 gecesi; müfreze askerleri, tren istasyonu yakınındaki hangarlarda bulunan Yunan askerlerine karşı saldırıya geçerler ve büyük çatışmalar çıkar. Ancak: yanlış bilgi alma sonucu, Türk kuvvetleri, işgal ordusunun askerlerinin iki ateşi arasında kalırlar. Bu birkaç saatlik çatışma sonucunda: Yunan güçleri 70-80 kişilik kayıp verirken, Türk kuvvetleri 7 şehit ve birkaç yaralı verir. Ancak, aynı tarihlerde yörede ele geçirdikleri, savunmasız sivil Türk vatandaşlarının bir kısmını da katlederler.
Evet, Erbeyli baskınında şehit düşen gönüllü askerlerimiz için: 1919 tarihinde bir anıt yaptırılır.

ERBEYLİ KÖYÜ CAMİSİ

1891 yılında, Sarı Hüseyin Ağa tarafından yaptırılmıştır. Ancak, yapan hakkında bilgi bulunmamaktadır. Yapı: 950 m. Karelik bir alana yapılmıştır.

ATATÜRK ANITI

Anıt: 1985 yılında Belediye tarafından yaptırılmıştır. Anıtın en önemli özelliği: her şeyi ile, Türk yapımı ilk anıt olmasıdır. Anıtı yapan: Marmara Üniversitesinden Prof. Tankut Ökten’dir.

KÜLTÜR PARK

İlçe merkezinin batısında, İzmir-Aydın karayolu üzerindedir.
İlçe merkezindeki bu yeşillik alan, Belediye tarafından yaptırılmıştır. Yöre halkı, burada günübirlik piknik yapmaktadırlar.

Aydın ili tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

Kuşadası tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.