Denizli Tavas

Denizli Tavas

İsmi “Davaz” olarak da telaffuz edilen, insanlarının ticari becerilerinin ve meşhur tahinli-ballı pidesinin ön plana çıktığı, tarihi kalıntıların yoğun olarak bulunduğu bir yöremiz. Denizli-Muğla yolundan giderken, Acıpayam yolundan, güneye döndüğünüzde, o eşsiz manzara ile karşılaşırsınız.

Denizli Tavas

ULAŞIM

İlçenin, il merkezine uzaklığı: 43 km. dir. Tavas-Kale arası uzaklık: 29 km. dir. Tavas-Karacasu arası uzaklık: 48 km. Tavas-Milas arası uzaklık: 170 km.

Denizli Tavas

TARİH

Antik dönemlerde, bölgenin ismi: Karia. İlçenin bulunduğu yerde: ilk yerleşimin 6000 yıl öncesine kadar uzandığı tahmin edilmektedir. Bu sürede: yörede, sayısız ırk ve millet uygarlıklarını sürdürmüştür.

Bu uygarlıkların günümüze kalan izleriyse: Heraklios, Didimen, Apollonia, Sebastapolis, Barza gibi şehirlerdir. Ancak: bölgede, Selçuklular ve Osmanlı döneminden kalma, çok sayıda eser görülmez.

Tavas yöresinde: Türkler, ilk kez, Isparta ve Denizli yöresinden gelerek buraya yerleşen Kayı Türkleri olarak görülüyorlar.

14.yüzyılın başlarında, bölgede, Tavas Beyliği kurulur, merkezi de, bugünkü Horasan köyü ve sonrasında ise Hırka köyüdür.

1424 yılında, II. Murat tarafından, bölge Osmanlı devletine bağlanır. Ancak: 1702-1703 tarihleri arasında, büyük depremler olur ve birçok insan ölür. O zamanki, kale civarında bulunan şehir, oturulamayacak hale gelir. Bundan sonra ise, şehir daha yukarıya, şimdiki merkeze doğru çekilir.

Tavas: 1883 yılında, Denizli sancağına bağlı bir ilçe olur. 1890 yılında ise, belediye kurulur.

Milli Mücadele sırasında: bölgenin büyük bölümü Yunan işgaline uğramasına rağmen, Yunanlılar Tavas’a girememişlerdir. Dolayısıyla, Tavaslılar, Aydın ve Nazilli yörelerinde, işgalci Yunanlılara karşı aktif olarak çatışmalara katılmışlardır.

Denizli Tavas

GENEL

İlçe, denizden 950 metre yüksekliktedir. Türkiye’nin en “Zeybek” ilçesi olarak tanımlanır.

İklim değerlendirildiğinde ise: yörede, üç iklim türünün etkisini sürdürdüğü görülür. Zaman zaman, yazları kurak ve sıcak, kışları soğuk ve fırtınalı geçer. Bazen ise, Akdeniz ikliminin tesirinde kalarak: yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve ılıktır. Yağışlar, daha çok ilkbahar aylarında görülür.

İlçe merkezinin en önemli ürünü: kavundur. Seki köyü yöresinde ise, nar ve zeytin yetiştirilir. Sığır besiciliği de, oldukça ileridir. Yörenin en ünlü ve yanık kokulu olarak belirtilen “kese yoğurdu” gerçekten çok tanınır ve çok lezzetlidir.

Denizli ilinin ve hatta belki de ülkemizin: nüfusa göre, camisi en fazla bulunan ilçelerinin başında gelir. Bir ev, bir cami, bir ev gibi bir sıralama gidiyor. Sanırım İlçenin zenginleri, iki-üç kişi bir araya gelip, cami yaptırmışlar. Yani: 10 bin nüfuslu bir ilçede, 30 civarında cami bulunuyor.

Ekonominin bir diğer girdisi ise: dokumacılıktır. Kızılcabölük, Vakıf, Karahisar ve Horasanlı yörelerinde: çarşaf, havlu, gömleklik, perdelik ve mendil gibi ihracata yönelik  dokuma faaliyetleri çok üst seviyelerde yapılmaktadır.

Bu yörede, Tavas ve Kale ilçeleri arasında, 1926 yılında, 6.3 büyüklüğünde bir deprem olmuştur.

ÖZAY GÖNLÜM

Özay Gönlüm, hepinizin bildiği gibi, Halk Müziği branşında, kendine özgü yorumu ile, bir zamanların öne çıkan bir halk sanatçısı. 1940 yılında, Kızılcabölük kasabasında doğmuş. 16 yaşında, Ankara Radyosunda “Yurttan Sesler” programına misafir sanatçı olarak katılmıştır.

Denizli yöresinden ve Ege bölgesinin birçok diğer yörelerinden derlediği türküleriyle, kaynak kişilik yapmıştır. Bunların önemli bir kısmı, TRT repertuarına girmiştir.

2000 yılında vefat etmiştir. Ankara’da yaşadığımız dönemde, Özay Gönlüm, hemen yaşadığımız yerin çok yakınında oturuyordu. Ve bu muhteşem güzel insan-sanatçı ile, küçük yaşımda, birkaç kez tanışma şansına sahip olmuştum. Elbette, o yıllarda, bu tür bir sanatçıyı tanıyor olmak, gerçekten mutluluktu.

NE YENİR.NE İÇİLİR

Tavas yöresinin, özellikle “göveci” ve “tahinli pidesi” meşhurdur. Tavaslılar tarafından, bu tahinli pideye “içli-dışlı” denir. Tahin ile hamurun buluşması ve pişirilmesiyle ortaya çıkan tahinli pide: gerçekten muhteşem bir lezzet. Ama dikkat; biraz ağır geliyor, yani bolca sipariş etmeyin.

Tavas ilçesi içine girmeden, bu pideden tatmak isterseniz: Denizli-Muğla kara yolu üzerinde, Tavas ilçesine girmeden, solda harika pide yapılan bir yer var, buraya uğrayabilirsiniz.

Bunun yanında; yine, bu yöreye özgü, Tavas baklavasını da mutlaka deneyin. 40 kat yufkanın her katına dökülen cevizlerin, şerbetle buluşması sonucu, muhteşem bir tat ortaya çıkıyor.

Yemek dışında: buraya has, yanık kokulu “kese yoğurdu” nu mutlaka ve mutlaka tadın.

NE SATIN ALINIR

Özellikle bu ilçede yapılan tel kırma-gümüş işi oldukça rağbet görmektedir. Yapılan işlemelerin çeşitleri şunlar: makaslı, sepeleme, muskalı, yıldızlı, yapraklı, tırtıl sarmalı gibi motifleri var. İlçede: iğne işleri, iğne oyaları da çok yaygın ve meşhurdur. Buradan: yiyecek maddesi düşünürseniz, mutlaka “leblebi” satın almalısınız. Gerek kendiniz ve gerekse yakınlarınız için iyi bir hediyelik olabilir.

GEZİLECEK YERLER

Denizli Tavas Kızılcabölük Kasabası

KIZILCABÖLÜK KASABASI

Kasaba: Denizli il merkezine 50 km. uzaklıktadır.

Evet, bu kasaba, özellikle bayanlar tarafından yoğun olarak ziyaret ediliyor. Çünkü: burada, muhteşem el işi dokumalar var. Gerek kıyafet ve gerekse ev tekstili konusunda, muhteşem el işlemeli ürünlerin satıldığı, üç-dört mağaza var. Ama bu mağazalar sürekli kalabalık, özellikle çevreden toplu halde gelen bayanlar, yoğun alışveriş yapıyorlar. Dokumaların büyük çoğunluğunu: yatak çarşafları ve alacalar oluşturuyor.

Bu arada, buraya gelirseniz, hemen meydandaki restoranlarda, kebap yemeği unutmayın. Bir yoğurt yapıyorlar ki, yanık yoğurt tadındaki bu yoğurdun tadını ve benzerini, inanın başka yerde bulamasınız. Mutlaka deneyin.

Ben bu arada, kasaba hakkında kısa bilgi vermek istiyorum. Kasaba, 1912 yılında: Orta Asya’dan göç edip gelen Avşarlar tarafından kurulmuş, yaklaşık 5000 yerleşik nüfus var. Kasabanın merkezinde, Kavak Camisi var. Kasaba, bu caminin çevresinde yerleşmiş. Kasabada: 250 civarında el dokuma tezgahı bulunmaktadır.

Buraya mutlaka gitmenizi öneriyorum. Kasabanın hemen merkezinde, dokuma satış mağazalarından alışveriş yapın ve daha sonra yine hemen meydanda bulunan lokantalarda: muhteşem bir tandır ve devamında, kese yoğurdu ve baklava. Ben bunları bizzat yaşadım ve sizlere öneriyorum.

Denizli Tavas Heraklia Salbace

HERAKLİA SALBACE ANTİK KENTİ

İlçenin, Vakıf köyündedir. Ancak, maalesef, antik kentin kalıntıları üzerinde, bugün Vakıfköy isimli bir köy yerleşimi kuruludur. İlçe merkezine, 9 km. uzaklıktadır.

Antik kentin yönetim alanı: Aphrodisias kentine komşu olarak, Küçük Timelos nehri tarafından sınırlandırılmıştır. Sonuç olarak: kentin tanrısı: nehir tanrısı “Timelos” tur. Bu tanrı: kentin, Roma imparatorluğu zamanında basılan sikkelerinin üzerinde resmedilmiştir. Bu sikkeler üzerinde, kentin adı: “Herakleoton” olarak geçmektedir. Bu isimden anlaşılacağı üzere: kent, yarı tanrı kahraman “Herakles” adına kurulmuştur.

Evet, kentin ne zaman kurulduğu belli değil. Ama ele geçirilen en eski tarihli sikke: MÖ.1.yüzyıla ait. Bu da, kentin Helenistik dönemde kurulduğunu kanıtlıyor. Herakleia sikkeleri üzerinde: sakallı Herakles, Serapis, arka yüzlerde: ayakta Herakles, tanrıça ya da Amazon, çift yüzlü balta taşır şekilde, iki erkek geyik arasında ya da tapınak içinde Efes Artemisi, önünde yılan ile tahtında oturan Asklepios betimlenmiş.

Bizans döneminde: antik kent, surlarla çevrilir. 12.yüzyıldan sonra ise, kent, Türkler tarafından ele geçirilir.

Bu kentin, bölge açısından şöyle bir önemi var. Herakleia Salbace, tıp biliminde çok ileri gitmiştir. Özellikle: aynı aileden olan doktorlar, Roma İmparatorları Trajanus, Marcus Aurelius ve Lucus Verus’un baş hekimliklerini yapmıştır.

Yazıtlardan anlaşıldığına göre: İmparator Trajanus’un doktoru ve danışmanı: Titus Statius Kriton’dur. Kent: her ne kadar Herakles adına kurulmuş olsa da, kentin baş tanrısı “Asklepios ve karısı Hygeia” dır.

Bu da, kentin, tıp alanında ne kadar ileriye gittiğinin kanıtıdır. Ayrıca, kentte, antik dönemde bir tıp okulu bulunduğu ve buradan birçok meşhur hekimin yetiştiği tahmin ediliyor.

Denizli Tavas Heraklia Salbace

Günümüzde, Vakıf köyü yerleşimi nedeniyle, antik kentten günümüze kalan pek fazla kalıntı görmek mümkün değil. Buna rağmen: sur duvarları, stadyum ve bir kısım bina kalıntısı var. Köy içinde: sağa-sola dağılmış vaziyette, mimari parçalar, bloklar, taş ve sütun parçalarına rastlanıyor.

Kentte ele geçirilen “Sağlık tanrıçası Hygeia heykeli” ve “Zeus Ktesios Patrios heykeli” Pamukkale arkeoloji müzesinde sergileniyor.

Stadyum: Antik kenti çevreleyen sur ile Vakıf köyü arasında görülüyor. Yamaçlarda bazı basamakları, günümüze kadar ulaşmış. Batı kısmındaki basamaklar ise, tamamen tahrip olmuş.

Herakleia Hieronu: Antik kentin, yaklaşık 4 km.  doğusunda, Tavas-Kızılcabölük kasabasının 1 km. kuzeydoğusunda, Kocapınar mevkiindedir. Yörenin ileri gelen bir yöneticisine ait bir anıt mezardır. Burada, mezar sahibi, kendini tanrılarla birlikte göstererek, tanrılara yakınlığını anlatmaya çalışmıştır.

Dikdörtgen şeklindedir. Dört tarafını, plakalardan oluşan kabartmalar çevirir. Kabartmalarda: Artemis, Apollon, Pan, Dionysos ve Herakles ile ilgili mitolojik sahneler betimlenmiştir. Üçgen alınlıkta: 12 burcu temsil eden simgeler var.

Bunların: Aphrodisias şehrinde yaşayan ustalar tarafından yapıldığı düşünülüyor. Hieron’un bulunduğu höyüğün eteklerinde bulunan, Neolotik döneme ait el aletleri, Pamukkale Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir.

Denizli Tavas Sebastapolis

SEBASTAPOLİS ANTİK KENTİ

İlçenin 19 km. güneyinde bulunan, Kızılca kasabasının 2 km. doğusundadır. Antik kentte, yüzeye yakın, yapı kalıntıları görülememektedir. Ancak, yapılan bazı kazı bölümlerinde, kalıntılar ortaya çıkmıştır. Antik şehrin büyük bölümü, erozyon nedeniyle toprak altındadır. Ancak, tarım arazisi olarak kullanılan yerlerde, günümüzde bir kısım eserler ortaya çıkabilmektedir.

Kalıntıların Roma ve Bizans dönemlerine ait olduğu sanılıyor. Antik şehir hakkında, günümüzdeki yerleşim: Höyük Tepesi, stadyum ve Nekropol bölgeleridir.

Höyük Tepesi: Höyük: 150 metre çapında ve 7 metre yüksekliğindedir. Kentin akropol bölümü buradadır. Höyük üzerinde, bir anıtsal yapının izleri var. Temel izlerinden ve çevredeki frizler ve mimari parçalardan: burada, antik şehrin tapınağının bulunduğu düşünülüyor.

Stadion: Bunun ölçüleri: yaklaşık 60×150  metredir. Tamamen tahrip olmuştur. Yalnızca, bazı basamakları günümüze ulaşmıştır. Erozyon nedeniyle, taban kısmı toprakla dolmuş, güney kısmı kapalı, kuzey kısmı ise açıktır.

Nekropolis: Kentin doğu bölümündedir. Akropolis’in 1.5 km. doğusundadır. Lahit mezarlar, günümüzde toprağın üzerindedir. Lahitler, Roma dönemine tarihlenmektedir.

Denizli Tavas Apollonia Salbace

APOLLONİA SALBACE (MEDET HÖYÜĞÜ) ANTİK KENTİ

İlçenin 7 km. batısında, düz bir ova üzerinde bulunan Medet Köyü yerleşim alanındadır. Kuruluşuna ve kurucusuna ait herhangi bir bilgi yok. Ancak, bu bölgedeki yani höyük içindeki ilk yerleşimin, Tunç çağına kadar gittiği düşünülüyor. Kent, Apollonia adını ise, Helenistik dönemde almış ve Roma döneminde ise, en görkemli dönemini yaşamıştır.

Denizli Tavas  Apollonia Salbace

Roma imparatoru Hadrianus döneminde yaptırıldığı düşünülen Apollon tapınağının temelleri ve yazıtları günümüze kadar ulaşmıştır. Kent: MÖ.1.yüzyılda, kendi adına sikke bastırmış ve basılan sikkeler üzerinde, tanrısal motifler betimlenmiştir.

DİDİMEN

Kızılcabölük kasabası sınırları içindedir. Antik şehirden, günümüze, tapınak yeri ve bazı kısımlar kalmıştır. Şehrin büyük bölümü yıkık haldedir.

BARZA

İlçeye bağlı, Yorga köyü sınırları içindedir. Roma devrine aittir. Yıkık durumdadır. 1945-1950 yılları arasında, bu bölgede incelemelerde bulunan bir kısım Alman arkeolog: köyde bulunan kabristan ve cami avlusundaki antik şehir kalıntılarını incelemiş ve buranın büyük bir yerleşimin merkezi olduğunu belirtmişlerdir.

Kale tanıtımı.

Karacasu tanıtımı.

Milas tanıtımı,

Denizli tanıtılı.

 

Aydın Yenipazar

Aydın Yenipazar


Yenipazar denilince, burada kaldığım bir günlük sürede, yediğim pide nin lezzetini hala unutabilmiş değilim, buralara yolunuz düşerse veya yakınlardan geçerseniz, mutlaka pide yemenizi öneririm.
Özellikle, Sümer Pide Salonunda, mutlaka: yuvarlak ve tahinli pide tatmalısınız. Hatta: önce peynirli pide, ardından ana yemek yerine kıymalı pide ve en son tatlı niyetine tahinli pide yiyebilirsiniz.

Aydın Yenipazar

ULAŞIM

Yenipazar, bağlı bulunduğu Aydın il merkezine 41 km. uzaklıktadır. İlçe merkezi, yaklaşık 8 km. lik bir yol ile, Aydın-Denizli-Afyon karayoluna bağlanmaktadır. Ülkemizin ilk demiryolu olan: Aydın-İzmir demiryolu da, aynı yerde, karayoluna paralel olarak uzanmaktadır.
Yenipazar-İzmir arasındaki uzaklık: 150 km. Yenipazar-Nazilli arasındaki uzaklık: 16 km.

TARİHİ

MÖ.7’nci yüzyılda, Kimmerler bölgeyi ele geçirirler, ancak daha sonra, Lidyalılar ve Persler, burada hakimiyet kurarlar. Daha sonra ise, Roma ve Bizans ve ardından Selçuklu egemenliği ve 1455 yılında, Cihanoğulları aşireti tarafından, antik Ortasia harabelerinin 5 km. batısında, Telozlar mevkiinde, Yenipazar yerleşim yeri kurulur. Ancak, takip eden süreçte, sıtma salgını çıkınca, yöre halkı bulundukları yerden kaçarak, günümüzdeki Yenipazar ilçesinin bulunduğu yere yerleşirler.
Çevre yerleşim yerlerindekiler, burada kurulan Pazar yerine gitmek istediklerinde “haydi yeni kurulan pazara gidelim” şeklinde konuştuklarından, buraya “Yenipazar” ismi verilmiştir.

GENEL

Yenipazar, Aydın ilinin en küçük ilçelerinden birisidir ve yüzölçümü: 180 km. karedir. Yerleşim yeri, Büyük Menderes havzasının orta kısmında bulunmaktadır. Arazinin kuzeyi, ormanlık alanlarla kaplıdır. İlçe merkezinin denizden yüksekliği: 55 metredir. Deniz kıyısından uzaklık ise, 100 km. dir.

Bölgenin ekonomik etkinliklerinin başında, tarım ve hayvancılık gelmektedir. Ayrıca: yoğun olarak bal üretimi yani arıcılık ta yapılmaktadır. Çırçır ve zeytinyağı fabrikaları da bulunmaktadır.

KARAÇAKAL YÖRÜKLERİ ŞENLİKLERİ

Yenipazar bölgesinde, Karaçakal köyünde, her yıl Mayıs ayının ilk Pazar günü şenlikler düzenlenmektedir. Şenliklerin temel amacı: gelenek ve göreneklerin genç nesillere aktarılmasıdır.

NE YENİR. NE İÇİLİR

Yenipazar denildiğinde, benim ilk aklımda kalan, burada yediğim muhteşem lezzetli pidedir. Evet, yolunuz bu yöreye düşerse, hemen çarşı içindeki pide fırınlarından birinde, buraya has pide yemenizi şiddetle öneriyorum ki, inanın yalnızca pide yemek için, yani bu lezzeti tatmak için, buraya gelen birçok ziyaretçi bulunduğunu duydum.

GEZİLECEK YERLER

Aydın Yenipazar Yörük Ali Efe Müzesi

YÖRÜK ALİ EFE MÜZESİ

Milli kurtuluş mücadelesinin kahramanlarından Yörük Ali Efe’nin ölümüne kadar yaşadığı ev, 1980’li yıllarda çıkan yangın sonucu yanmış ve bunun sonucunda, varisleri, onarılarak müze yapılmak üzere, evi, resmi makamlara bağışlamışlardır.
1999 yılına gelindiğinde, ev aslına uygun olarak restore edilmiş ve 2001 yılında ziyarete açık hale getirilmiştir.
Müzede: Yörük Ali Efenin kullandığı ve varisleri tarafından müzeye bağışlanan şahsi eşyaları sergilenmektedir. Müzenin bahçesinde ise, Yörük Ali Efenin mezarı bulunmaktadır.

BEYLER KULESİ-DONDURAN KALESİ

İlçe merkezine bağlı, Donduran köyündedir. Kim tarafından ve ne zaman yaptırıldığı bilinmese de, yapıldığı dönemde gerek yerleşim yeri ve gerekse Menderes ovasına hakim bir konumda yapılmıştır.
Yapı: moloz taş, tuğla ve mermer devşirme malzeme kullanılarak yapılmıştır. Bir, iki ve teras katından oluşmaktadır. Ancak, kat döşemeleri ahşap yapılmış ve yandığı için günümüze ulaşmamıştır. Teras kat duvarlarında, mazgal delikleri bulunmaktadır.
Kuleye giriş: muhtemelen çekme köprünün iç tarafındaki merdivenlerden sağlanıyordu. Çekme köprünün makara sistemi kalıntıları, günümüzde görülmektedir.

Aydın Yenipazar Alhan Hamamı

ALHAN HAMAMI

İlçe merkezine bağlı, Alhan köyü üzerinde, bir tepede zeytinlik bölgede bulunmaktadır. Yapı: iki parçalıdır. Ancak, ön planda kubbeli hamam yapısı görülmektedir. Arka plandaki yapının ne olduğu hakkında net bilgiler bulunmamaktadır. Muhtemelen, ön cephedeki hamam, arka cephedeki yapıya nazaran daha uzun süre kullanılmıştır. Hamam ise, birçok kez yıkılmaktan ve tahripten korunmuş, zaman zaman tamiratlar geçirmiştir.

Aydın ili tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

Nazilli tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

 

Aydın Yenipazar

Aydın Yenipazar

Yenipazar: geçmişinde burada doğmuş ve yaşamış büyük kahraman “Yörük Ali Efe” ile bilinip anılan bir yerdir. Zaten, Yenipazar Belediyesi de, ambleminde, Yörük Ali Efe Müzesini kullanmaktadır. Gayet sosyal şartlara sahip ilçede, meyhaneler sokağı dikkat çeker. Yenipazar turizm denildiğinde, ilk akla gelen: yalnızca pide yemek üzere, yakın çevreden buraya gelen birçok ziyaretçiden söz etmek mümkündür.
Ayrıca, yine dünya üzerinde sessiz ve huzur dolu yerleşim yeri olarak kabul edilen “Cittaslow” uygulaması burada da gündemdedir. İtalyanca Citta (şehir) ve İngilizce Slow (yavaş) kelimelerinden oluşan Cittaslow: sakin şehir anlamında kullanılmaktadır. Merkezi İtalya’da bulunan Cittaslow: yerel kimliğini ve özelliklerini koruyarak, dünya sahnesinde yer almak isteyen kasabaların ve kentlerin katıldığı bir birliktir.

Aydın Yenipazar

ULAŞIM

Yenipazar ile bağlı bulunduğu Aydın ili arasındaki uzaklık: 41 km. dir. Yenipazar-İzmir arasındaki uzaklık: 150 km. Yenipazar-Nazilli arasındaki uzaklık: 16 km.
İlçe 8 km. uzunluğunda bir asfalt yolla: kuzeyde Aydın dağlarının güney eteklerinde uzanan Aydın-Denizli-Afyonkarahisar karayoluna (E-23) bağlanmaktadır. Ayrıca, ülkemizin ilk demiryolu olan Aydın-İzmir demiryolu da, burada, E-23 karayoluna paralel olarak uzanmaktadır.

Aydın Yenipazar

TARİHİ

MÖ.7’nci yüzyılda, Kimmerler bölgeyi ele geçirirler, ancak daha sonra, Lidyalılar ve Persler, burada hakimiyet kurarlar. Daha sonra ise, Roma ve Bizans ve ardından Selçuklu egemenliği ve 1455 yılında, Cihanoğulları aşireti tarafından, antik Ortasia harabelerinin 5 km. batısında, Telozlar mevkiinde, Yenipazar yerleşim yeri kurulur. Ancak, takip eden süreçte, sıtma salgını çıkınca, yöre halkı bulundukları yerden kaçarak, günümüzdeki Yenipazar ilçesinin bulunduğu yere yerleşirler.
Çevre yerleşim yerlerinde yaşayanlar, burada kurulan Pazar yerine gitmek istediklerinde “haydi yeni kurulan pazara gidelim” şeklinde konuştuklarından, buraya “Yenipazar” ismi verilmiştir.
Yenipazar; 1957 yılında ilçe merkezi olmuştur.

Aydın Yenipazar

GENEL

Yenipazar, ülkemizde, asıl Ege sınırları içinde kalmaktadır. Ama, nüfus ve yüz ölçümü bakımından, Aydın ilinin diğer ilçelerine nazaran daha küçüktür. Yerleşim yerinin büyüklüğü: 180 km. karedir. Coğrafi özellik olarak topraklarının büyük bölümü: Büyük Menderes Havzasının orta bölümündedir. Bölgenin coğrafi özelliklerinin en önemli bölümü ise: Batı Anadolu bölgemizde, denize dik ve birbirine paralel yükseltilerin üzerinde bulunmasıdır.
Yörenin denizden yüksekliği: 56 metredir. Deniz kıyısından uzaklık ise, 100 km. dir.
Yenipazar yöresinde: bazı değişiklikler ile birlikte, Akdeniz iklimi görülmektedir. Yörenin denizden uzak, iç kısımlarda bulunması nedeniyle: kıyıya göre, iklim değişiklikleri yaşanır. Buna bağlı olarak: yazları çok sıcak ve kurak, kışları ise serin-ılıman ve yağışlı geçer.
Bölgenin ekonomik etkinliklerinin başında, tarım ve hayvancılık gelmektedir. Ayrıca: yoğun olarak bal üretimi yani arıcılık ta yapılmaktadır. Çırçır ve zeytinyağı fabrikaları da bulunmaktadır.

KARAÇAKAL YÖRÜKLERİ ŞENLİKLERİ

Yenipazar bölgesinde, Karaçakal köyünde, her yıl Mayıs ayının ilk Pazar günü şenlikler düzenlenmektedir. Şenliklerin temel amacı: gelenek ve göreneklerin genç nesillere aktarılmasıdır.

Aydın Yenipazar Meslek Yüksek Okulu

YENİPAZAR MESLEK YÜKSEK OKULU

Okul, Adnan Menderes Üniversitesine bağlı olarak, 1994 yılında kurulmuştur. Toplam 49 öğrenci ile başlayan öğretim, günümüzde 1100 öğrenciyle sürdürülmektedir. Yenipazar ilçesinde: Meslek Yüksek Okulunda okuyan öğrencilere hizmet veren kız ve erkek öğrenci yurtları ve pansiyonlar bulunuyor.

NE YENİR. NE İÇİLİR

Yenipazar yöresine yolunuz düşerse: buraya has pide türünü mutlaka denemelisiniz, lezzetine doyamayacaksınız.
Özellikle, Sümer Pide Salonunda: tahinli ve yuvarlak pideyi mutlaka tatmalısınız. Tahinli sevmezseniz, yumurtalı pide de yiyebilirsiniz, ama tek bir gerçek, buradan pide yemeden sakın ayrılmayın. Pide yedikten sonra, üstüne bir de kahve için. Kahvelerini, Hasan Ağa kahvesinde içebilirsiniz.

GEZİLECEK YERLER

YÖRÜK ALİ EFE MÜZESİ

İlçe merkezinde, Yörük Ali Efe caddesi üzerindedir.
Milli kurtuluş mücadelesinin kahramanlarından Yörük Ali Efe’nin ölümüne kadar yaşadığı ev, 1980’li yıllarda çıkan yangın sonucu yanmış ve bunun sonucunda, varisleri, onarılarak müze yapılmak üzere, evi, resmi makamlara bağışlamışlardır. Ev, ilk olarak 19’ncu yüzyıl sonlarında yapılmıştır.
1999 yılına gelindiğinde, ev aslına uygun olarak restore edilmiş ve 2001 yılında ziyarete açık hale getirilmiştir. Bahçede yeni yapılan: gişe, bekçi odası ve ziyaretçilere hizmet veren bir tuvalet bulunuyor. Eski bademlik binası olarak bilinen müştemilat yapısı ise, onarılarak kır kahvesine dönüştürülmüştür. Ziyaretçiler, burayı kullanmaktadırlar.
Müzede: Yörük Ali Efenin kullandığı ve varisleri tarafından müzeye bağışlanan şahsi eşyaları sergilenmektedir. Müzenin bahçesinde ise, Yörük Ali Efenin 2000 yılında, Bakanlar kurulu kararı ile buraya nakledilen mezarı bulunmaktadır.

Aydın Yenipazar Beyler Kulesi-Donduran Kalesi

BEYLER KULESİ-DONDURAN KALESİ

İlçe merkezine bağlı, Donduran köyündedir. Kim tarafından ve ne zaman yaptırıldığı bilinmese de, yapıldığı dönemde gerek yerleşim yeri ve gerekse Menderes ovasına hakim bir konumda yapılmıştır.
Yapı: moloz taş, tuğla ve mermer devşirme malzeme kullanılarak yapılmıştır. Bir, iki ve teras katından oluşmaktadır. Ancak, kat döşemeleri ahşap yapılmış ve yandığı için günümüze ulaşmamıştır. Teras kat duvarlarında, mazgal delikleri bulunmaktadır.
Kuleye giriş: muhtemelen çekme köprünün iç tarafındaki merdivenlerden sağlanıyordu. Çekme köprünün makara sistemi kalıntıları, günümüzde görülmektedir.
Kulenin önemi: Aydın il sınırları içinde, Nazilli Arpaz ve Koçarlı Cihanoğlu kuleleriyle beraber, ayakta kalmış üç kuleden biri olmasıdır. Ancak, Donduran kulesi, bunlar arasında en çok hasar görmüş olanıdır ve yalnızca dört duvarı ayakta kalabilmiştir.

Aydın Yenipazar Alhan Hamamı

ALHAN HAMAMI

İlçe merkezine bağlı, Alhan köyünde bir tepe üzerindeki zeytinlik alandadır. Yapı: iki parçalıdır. Bu parçalardan birinin hamam yapısı olduğu bilinmesine rağmen, diğer parçanın işlevi bilinmemektedir. Hamamın: günümüzde de görülen, ayakta kalan dört duvarı içinde, güneye bakan duvarı içinde, içinden su geçen ve çömlekten yapılmış künkleri ortaya çıkarmak için delikler açıldığı görülüyor. Bu deliklerin yüzeysel kalması, duvarın çökmesini engellemiştir. Ancak, yine de, yapının kubbeleri ve batı duvarı çok zarar görmüştür. Duvarlardaki süsleme ve kabartmalar, çöken kubbe nedeniyle bozulmuştur. Duvarlarda bulunan ince işçilik ve bozulmayan sıvalar: hamam mimarisinin ve inşaat tekniğinin zenginliğini göstermesi açısından ilgi çekmektedir.
Son bir not: hamamın arka tarafında bulunan ikiz binanın, muhtemelen bir han olduğu ve “Al Han” olarak isimlendirildiği düşünülmektedir. Çünkü: her iki binanın, ikiz olmasına rağmen, inşaat tarzı farklıdır. Çünkü: özellikle hamamın zarif duvarları ve iç mimarisi, biraz önce de sözünü ettiğim gibi, güzellik arz etmektedir. Alhan köyünden söz etmişken, buraya yolunuz düşerse: köyde bulunan tarihi çeşmeyi de görmenizi öneririm. Bu çeşmenin üzerinde yazan kitabede: yapım yılı olarak 1177 yılı görülmektedir. Yalnız, zaman içinde yapılan bilinçsiz onarımlar ve tamiratlar, çeşmenin orijinal halinden uzaklaşmasına neden olmuştur ve günümüzde kullanılmamaktadır.

Aydın ili tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.