Ardahan

Ardahan

Ortasından geçen Küra nehrinin, bambaşka bir güzellik kattığı, Doğu Anadolu bölgemizdeki güzel şehirlerimizden biridir.

ULAŞIM

Ardahan-Artvin arası uzaklık; 119 km. Ardahan-Kars arası uzaklık: 91 km. Ardahan-Posof arası uzaklık: 81 km. Ardahan-Bayburt arası uzaklık: 358 km. Ardahan-Ankara arası uzaklık: 1110 km.

TARİH

Şehrin önceki adı: Artan. Yaklaşık 3000 yıllık bir geçmişe sahip yörede, 628 yılından sonra Hazar Türklerinin bir kolu olan Arda Türklerinin yerleştikleri görülür ve buna istinaden, bölgeye “Ardahan” ismi verilmiştir. 1068 yılında ise, bölge Selçuklular tarafından ele geçirilir.

1555 yılına gelindiğinde: Amasya Antlaşması ile, Osmanlılar bölgeyi ele geçirirler.

1876-1877 Osmanlı-Rus savaşı bitiminde, bölge, Kars ve Batum ile birlikte, savaş tazminatı olarak: Ayastefanos anlaşması sonucu Ruslara verilir.

1918 yılında imzalanan Brest-Litovsk anlaşmasıyla geri alınmıştır. Bu dönemde: Kazım Karabekir paşanın: “Boğazlar boğazımız, Kars-Ardahan Bel kemiğimizdir” sözü, yörenin önemini açıklaması bakımından öne çıkmış ve tarihe mal olmuştur.

Daha sonra: 1919 yılında, Gürcüler tarafından işgal edilen yöre, 23 Şubat 1921 tarihinde kurtarılarak, ülkemiz topraklarına dahil edilmiştir. 1926 yılında ilçe yapılan Ardahan, 1992 yılında, ülkemizin 75’nci ili olarak seçilmiştir.

Atatürk Silüeti

ATATÜRK SİLÜETİ

Ulu önderimiz, Mustafa Kemal Atatürk’ün silüeti: 1952 yılında, Damal dağına düşmüş ve fotoğrafçı Erdoğan Kumru tarafından çekilerek, Genelkurmay Başkanlığına gönderilmiştir.

Bu muhteşem fotoğraf, günümüzde Anıtkabir’de sergileniyor. Ancak, silüet görüntüsü, her yıl tekrarlanıyor. Şöyle ki: her yıl 15 Haziran-15 Temmuz tarihleri arasında, saat: 18.00’de, Karadağ sırtlarında, Atatürk silüeti, yaklaşık 20 dakika canlı olarak izlenebiliyor.

GENEL

İl, coğrafi konum olarak, Acaristan Özerk Cumhuriyeti, Gürcistan ve kısmen Ermenistan ile çevrilidir. Güney ve batısında ise, Kars, Erzurum ve Artvin illeri var.

Şehrin ortasından: Kura nehri geçiyor.

Deniz seviyesinden: 1800 metre yüksekliktedir. Yani, il toprakları yüksek ve engebelidir. İl sınırları içinde, 3000 metreyi geçen birçok yer var.

İklim değerlendirildiğinde: bölgede karasal iklim hakimdir ve buna bağlı olarak, kışlar: sert, kar yağışlı ve uzun, yazlar ise, kısa ve serin geçiyor.

Yörenin ekonomik etkinlikleri: sanayi yok denecek kadar azdır. Genel olarak sanayi tesislerinde, hayvansal ürünler işlenmektedir. Ekonomi, genel olarak tarım ve hayvancılık üzerine kuruludur.

ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ

Ardahan Üniversitesi, 2008 yılında kurulmuş ve 2009 yılından itibaren eğitime başlanmıştır. Günümüzde, üniversitenin bünyesinde: Sosyal ve Fen Bilimleri Enstitüleri, İnsani Bilimler ve Edebiyat, İktisadi ve İdari Bilimler, Mühendislik Fakülteleri, Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu bulunmaktadır.

NE YENİR

Ardahan yöresinde yenebilecek en muhteşem lezzet: alabalık. Bunun dışındaki yöresel lezzetler: kuymak, ekmek aşı, elma  dolması, evelik aşı, pişi, bozbaş.

NE SATIN ALINIR

Ardahan yöresinin: kaşar peyniri ve balı; ülkemiz çapında büyük üne sahiptir. Bunun dışında: yörede, gümüş işlemeciliği ve halıcılık öne çıkıyor. Özellikle: gümüş kemerler, takılar ve başlıklar, mutlaka ilginizi çekecektir, bunların satıldığı yerleri gezin ve tercihinize göre, kendiniz veya yakınlarınız için satın alın.

Atatürk Silüeti

GEZİLECEK YERLER

Kale

ARDAHAN KALESİ

Kale: şehir merkezinde, Kura ırmağının hemen sol kıyısındadır.

Yapı: 1544 yılında, Osmanlılar döneminde, Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılmıştır. Bu durum, kapısı üzerindeki kitabede yazılıdır.

Mimarisi: dikdörtgen planlıdır. İstanbul-Rumelihisarı’nı andırmaktadır. Sur duvarlarının uzunluğu: 750 metredir. Surların en yüksek yeri: 31 metredir.

Kapısı: batıdadır. Anıtsal kapının iki yanında, kuleler var. Konum olarak: bütün Kür nehrini ve Ardahan ovasını görecek şekilde yapılmıştır. Günümüzde, kale içinde görebilecekleriniz: mescit ve hamam kalıntısı.

DERVİŞ BEY CAMİSİ

Şehir merkezinde, askeri yerleşimin hemen yanındadır.

Yapıya adını veren “Derviş Bey” hakkında ayrıntılı bilgi yok. Yapının: 1285 tarihinde yapıldığı sanılıyor. Duvar kalınlıkları: bir metreye yakın. Minaresi: kesme taştan yapılmış.

Caminin sağ ve sol tarafındaki panolarda “İslam’dan daha yüksek bir şeref yoktur” yazısı var.

 

Ardahan Çıldır

Ardahan Çıldır

Çıldır gölü ile öne çıkan ve gölün yüzeyindeki kalın buz tabakası üzerinde gezinen insanlar, atlı-kızaklı arabaların meşhur ettiği bir yer.

ULAŞIM

Çıldır-Ardahan il merkezi arasındaki uzaklık: 45 km. Çıldır-Arpaçay arasındaki uzaklık: 43 km. Çıldır-Hopa arası uzaklık: 221 km. Çıldır-Ankara arası uzaklık: 1122 km. Çıldır-Kars arasındaki uzaklık: 81 km.

TARİH

Çıldır yöresi: MÖ.650-700 yılları arasında ilk yerleşimcilerine ev sahipliği yapmıştır. Bunlar: Saka Türkleri. O yıllarda, yöreye yerleşen Saka Türkleri, bölgeye Türk damgasını vurmuşlardır. Hatta: 1071 Malazgirt Savaşından önce yöreye gelen Alparslan, Akçakale mevkiinde bir süre misafir edilir ve ordusuna takviye birlikler verilir.

Bunların başındaki Oğuz Han: Çavuldur boyundan gelmektedir ve bu nedenle, yörenin ismi, Çavuldur isminin zamanla değişeme uğrayarak, günümüze “Çıldır” olarak ulaşmıştır.

Takip eden tarihi süreçte: 1878 yılında, Berlin anlaşmasıyla: Kars-Batum ve Çıldır, Ruslara teslim edilir. 1921 yılına gelindiğinde ise, Kazım Karabekir komutasındaki milli güçler, Ermeni ve Gürcüleri püskürterek, 25 Şubat 1921 tarihinde, Çıldır yöresini düşman işgalinden kurtarır. Önce Kars iline ve sonra da Ardahan iline bağlanır.

GENEL

İlçe merkezinin denizden yüksekliği: 1950 metredir. Ama, kuruluş yeri, düz bir ova şeklindedir.

İlçe: Gürcistan ile, 66 km ve Ermenistan ile, 13 km sınıra sahiptir.

NE YENİR

Yöresel lezzet olarak: burada kesinlikle “alabalık” yemenizi öneririm.

GEZİLECEK YERLER

Ardahan Çıldır

ÇILDIR GÖLÜ

Çıldır gölü, genellikle Kars turuna katılanlar tarafından tercih edilen bir yer, ben Kars üzerinden buraya, şehir merkezinden yaklaşık 45 dakikalık bir yolculuktan sonra ulaştım.

Evet, şimdi Çıldır gölü hakkında ayrıntılı bir tanıtım yazısı:

Önce yörede anlatılan bir efsaneden söz etmek istiyorum:

Tarihi süreç içinde, Çıldır gölünün bulunduğu yerde bir şehir varmış. Şehrin yöneticisi, Akçakale bölgesinde otururmuş. Çukurda kurulu olan şehirde, burma musluklu bir çeşme varmış.

Yönetici: “Gece-gündüz, çeşmeden su alanlar, sakın çeşmeyi kapatmayı unutmasınlar, yoksa şehri su basar” diye, herkesi uyarmış.

Şehirde yaşayanlar, bu uyarıyı hep dikkate almışlar. Ancak, günlerden bir gün, çeşme başında su dolduran bir genç kız, gurbetten sevdiğinin geldiğini duyar ve çeşmeyi kapatmadan, hızla koşarak, çeşme başından ayrılır.

O gece karanlığında, şehrin çukur bölümündeki evleri su basar ve zamanla, burmalı çeşme görünmez olur ki, kimse kapatamaz.

Evi yüksekte olanlar, hiçbir eşya alamadan, evlerini terk ederler. Ertesi gün ise, şehir tamamen sular altında kalır. Şehirden sağ kurtularak kaçanlar, Akçakale adasına yerleşirler.

Evet, Çıldır gölü: kabaca üçgen şeklindedir. Ardahan il merkezine, 45 km. uzaklıktadır. Yukarıda belirttiğim gibi, Kars il merkezine de 45 dakika uzaklıktadır.

MÖ 650’li yıllarda yöreye gelen Saka Türklerinin başındaki Oğuz Han, Çavundur boyundan gelirmiş. Bu yüzden yörenin ismi “Çavundur” olmuş ve daha sonra değişerek günümüze “Çıldır” olarak gelmiş.

Yani, çıldırmak, delirmek gibi bir anlamı yok. Bir başka söylentiye göre, Gürcüler tarafından yöreye Çavundur ismi verilmiş ve bu isim günümüze Çıldır olarak gelmiştir. Hangisi doğru pek belli değil, ama Gürcistan sınırı, Çıldır gölüne kuş uçuşu 20-25 km uzaklıktadır.

Evet, göl Akbaba dağı ve Kısır dağı arasındadır. Bu dağların tektonik hareketleri sonucu, ortada kalan boşluğun kar suları ve dereler tarafından doldurulmasıyla göl oluşmuş. Göl üçgen şeklindedir. Doğu Anadolu bölgesinin en büyük 2’nci gölüdür. (En büyük göl Van gölü)

Deniz seviyesinden yüksekliği yaklaşık 1800 metredir. Bu yükseltiyi çevre ile karşılaştırmak için, şöyle düşünmek gerekir, hemen kuzeyde Doğu Karadeniz bölgesi var. Doğu Karadeniz bölgesinde, 1750-1800 metre aralığında yerleşim yerlerinin sadece yaylaları var. Burada ise, yaylalar daha da yükseklerde bulunmaktadır.

Gölün kapladığı alan 120 km karedir. Gölün uzunluğu 18 km ve doğu-batı yönünde genişliği 16 km dir. Çevresinin uzunluğu 23 km dir. En derin yeri 49 metredir. 

Göl kışın donar ve gölün üstünde 60 cm ile 1 metre arasında değişen bir buz tabakası oluşur. Bu buz tabakası oldukça kalındır ve bu yüzden, gölün üzerine çıkmanın tehlikesi yoktur diye söyleniyor. Yani buzun kırılma riski az imiş.

Göl her yıl sıcaklık durumuna göre Aralık ayı sonu ile Ocak ayı başında donar ve Nisan ayında ise buz çözülmeye başlar. 

Göl, birçok dere ve pınarla beslenir. Tek çıkış yeri ise, Arpaçay ın bir kolu olan Telek çayıdır. Buraya giderseniz, Telek çayını, hemen sol yanda görebilirsiniz.

Göl temiz bir göldür. Çünkü çevresinde yerleşim yoktur. Çıldır ilçe merkezi Ardahan a bağlıdır. İlçe merkezi göl kıyısında değildir. Bu yüzden ilçenin kanalizasyonları göle akmaz. Ayrıca, yine gölün kıyısında veya yakınlarında sadece birkaç köy bulunmaktadır.

Ayrıca: göl çevresinde tarım da olmadığından, tarımda kullanılan kimyasal maddeler, atıklar göle sızmak, akmaz.

Gelelim Balıkçılığa:

Göl çevresinde, dört mevsim balıkçılık yapılmaktadır. Zaten göl çevresinde yaşayanların başlıca geçim kaynağı balıkçılıktır. Gölde avlanan en bilindik balık türü sazandır. Bu oldukça büyük bir balıktır, bazen nadir de olsa alabalık tutulduğu söyleniyor.

Yine, balıkçıların söylediklerine göre, gölde tutulan balık miktarı her yıl azalmaktadır. Göl kenarında, Akçakale köyünde balık lokantaları var. Ayrıca, yine kütük ev tarafından Belediyenin balık restoranı var.

Bu restoranda, balık menüsü 75 TL. dir. 

Atlı Kızak Gezisi

Gölün kıyısında, Kütük ev önünden atlı kızaklara biniliyor. Kıyıya yakın bir bayrak var, o bayrağa kadar olan tur “kısa tur” olarak adlandırılıyor ve kişi başı ücreti 30 TL. dir. Daha uzakta, yani kıyıdan daha uzakta ikinci bir bayrak var, bu bayrağa kadar giden tur ise, “Uzun tur” dur ve kişi başı ücret 60 TL. dir.

Uzun turu tercih etmenizi öneririm, çünkü bayrağın olduğu yerde, yarım saat kadar mola veriliyor, gölün üstünde yürüme ve resim çekme şansı var. Sonuçta; atlı kızakları çalıştıran yöre insanı sadece yılın 3 ayı çalışıyor ve atların bakımı için de masraf yapıyorlar, bu yüzden tur ücretini çok görmemek gerekir.

Tur sonunda ise, yine ilk hareket noktasının olduğu yerde, buz üzerinde bulunan sobanın üstünde yapılan çay içme şansı var, ama bir garip tir ki, bu çayı ikram ettikten sonra, tam ayrılırken 5 TL çay parası istiyorlar, Anadolu’nun en yaygın geleneği konuklara bir bardak çay ikram etmektir, bu çay parasını anlamadım, etik değil. Umarım birileri bunlara söyler de bu bir bardak çay için peşinizden çay parası diye koşmayı bırakırlar.

Kütük Ev

Hemen gölün kıyısında, İl Özel İdaresi tarafından yaptırılmış, tamamen ahşap, oldukça güzel, fiyatlar uygun, bence mutlaka uğrayın, bir çay, kahve veya sahlep için.

Buzdan Heykeller

Her yıl, Şubat ayı içinde, burada “Kristal Buz Festivali” düzenleniyor. Bu festivalde, çeşitli etkinlikler yanında, 80 kamyonla toplanan kar ile, 7 metre yükseklikte ve 5 metre eninde Atatürk Heykeli yapılıyor. Heykel: Kafkas Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim bölümü öğretim görevlileri ve öğrencileri tarafından yapılıyor. Şansınız varsa, gidiş tarihinize göre bu heykeli de görebilirsiniz.

 

AKÇAKALE ADASI

İlçe merkezine, 27 km. uzaklıkta, Akçakale köyünün hemen batısında, Çıldır gölü üzerindedir.

Birinci derece arkeolojik sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır. Çünkü, ada üzerinde, eski bir şehre ait kalıntılar bulunmaktadır.

 

TAŞKÖPRÜ KİTABELERİ

İlçe merkezine 30 km. uzaklıkta, Taşköprü köyündedir. Köyün kuzeyindeki kayalıklarda, büyük bir kaya üzerinde: bir kitabe bulunuyor. Bu kitabenin, Urartu krallarından II. Sarduri’ye ait olduğu söyleniyor.

ŞEYTAN KALESİ

İlçe merkezine, 1 km. uzaklıkta, Yıldırımtepe köyünün, 1.5 km. kuzeydoğusundadır. Karaçay vadisine hakim bir sarp alana kurulan kalenin: Ortaçağ döneminde yapıldığı tahmin ediliyor.

 

Ardahan Hanak

Ardahan Hanak

Hanak, Ardahan arasındaki uzaklık: 28 km. Hanak, Damal arasındaki uzaklık: 16 km. Hanak, Posof arasındaki uzaklık: 52 km. Hanak, Çıldır arasındaki uzaklık; 39 km. Hanak, Kars arasındaki uzaklık: 91 km. Hanak, Erzurum arasındaki uzaklık: 254 km. Hanak, Şavşat arasındaki uzaklık: 74 km.

Ardahan Hanak

TARİHİ

Yörede MÖ 680’li yıllara kadar Urartu hakimiyeti görülmektedir ve ilk ismi “Tariu” dur. Kırmalar mevkiinde bulunan kaya yazıtında bu isim geçmektedir.

Yöre, Oğuz Türklerinin eline geçince, ismi “Kanak-Kanık” olarak değiştirilmiştir. Bu ismin muhtemelen Oğuz boylarından “Khanah” oymağına aittir. Zamanla bu isim değişime uğrayarak “Hanak” olmuştur.

İlçeye bağla Karakale köyü ortaçağ döneminde bölgenin merkeziydi. Günümüzde, köyde eski şehir kalıntıları bulunmaktadır, Kırmalar mevkiinde bulunan Kaya Yazıtı, tarihe ışık tutmaktadır.

Osmanlı taşra teşkilatında Hanak ve yöresi “Meşe Ardahan” ve “Küçük Ardahan” olarak bilinmektedir. Ancak, 18’nci yüzyılda çıkan bir orman hastalığı yüzünden bölge tamamen kurumuştur.

Bu ormanların tek kalıntısı, günümüzde bir koru halinde bulunan Selamverdi ve Avcılar köyü bölgeleri ve ilçe merkezinin kuzeyindeki yamaçlarda bulunan Alaçam köyünün güney yamaçlarındaki çamlıktır. Bunun dışında, günümüzdeki bitki örtüsü çayır ve meralardır.

93 Harbi olarak bilinen 1877-1878 Osmanlı Rus savaşının ardından, bölge savaş tazminatı olarak Rusya’ya bırakılmıştır. Ancak Ruslar, 3 Mart 1918 tarihinde bölgeden çekilmiş ve 3 Aralık 1921 tarihinde yapılan Moskova Antlaşması ile Hanak tekrar Anavatana katılmıştır.

Hanak, 1958 yılında ilçe olmuştur.

Ardahan Hanak

GEZİLECEK YERLER

Ardahan Hanak Oğuzyolu-Eruşeti Kilisesi

OĞUZYOLU-ERUŞETİ KİLİSESİ

Eruşeti köyündeki kilise, farklı bir konumdadır. Çünkü Eruşeti bölgesi, Gürcü Hıristiyanlığının en eski yerleşim yeri olarak bilinmektedir.

İlçe merkezine yakın bu kilise, 4’ncü yüzyıla tarihlenmektedir.

Gürcü Ortodoks piskoposluk kilisesiymiş. Yani ilk Gürcü kilisesidir. Hıristiyanlığın kabul edilmesiyle birlikte, Constantinus’un gönderdiği mimarlar tarafından yapılan bu kilise, o dönemde başkent Constantinepolis’te yaygın olduğu üzere, dışa taşkın, çok cepheli apsis ile üç nefli bazilika planına sahiptir.

Mimarlar yaptıkları bu kiliseyi, Constantinus’un Hıristiyanlığın kabul edilmesinden duyduğu memnuniyetin bir göstergesi olarak Gürcistan’a götürülmek üzere kendilerine verdiği, İsa’nın çarmıha gerilişi sırasında ellerine çakılan çivileri bırakarak kutsamışlardır.

Ancak bunlar, 7’nci yüzyılda Bizans İmparatoru Heraklius tarafından geri götürülmüştür.

1901 yılında araştırmaları sırasında bölgeyi ziyaret eden Takaişvili tarafından planı ve fotoğrafları yayınlanmıştır. O zamanlarda da harap olan kilise, günümüzde biraz daha tahrip olmuştur. Sadece apsisi ve samanlık olarak kullanılan batı bölümü kısmen ayaktadır.

Ardahan Hanak Sevimli Kalesi

SEVİMLİ KALESİ

İlçe merkezinin 18 km güneydoğusundaki Sevimli köyü civarındadır. Sevimli köyünün eski ismi “Veli” dir. Veli kelimesinin anlamı, Gürcücede “Düzlük” demektir.

Köyün il merkezine uzaklığı ise, 44 km. dir. Sevimli köyündeki kalenin ismi de Gürcü kaynaklarında “Velistsihe” yani “Veli kalesi” olarak geçer. Kale, Urartu dönemi kale özelliklerini taşımaktadır.

Köyün merkezinin 500 metre güneybatısında, Kura nehrinin kıyısında, yarımada biçimli sarp bir tepe üstündedir. Ortaçağ öncesinde buranın bir şehir olduğu düşünülmektedir.

Kale yığma taş kullanılarak yapılmıştır. Günümüze sadece yıkıntıları ulaşmıştır. Kalenin bulunduğu yerde 3 kilise vardır. Kalenin içinde bulunan kilise: Vaftizci Yahya’ya adanmıştır. 954 yılında inşa edilmiş kilise, tek neflidir.

Kilisenin kuzey duvarı, kale duvarına bitişiktir ve kesme taşlardan yapılmıştır. Sunakta duvar resimlerinin izleri günümüze ulaşmıştır. Doğu duvarında, hasar görmüş iki adet Gürcüce yazıt bulunur.

Yazıtlardan birinde, kiliseyi yaptıran kişinin isminin “Gvarami” olduğu yazılıdır. Güney cephesinde giriş kapısı üzerindeki yazıt ise okunamayacak derecede hasarlıdır.

Kiliseden düşmüş, sekiz köşeli bir taşta, kilisenin 954 yılında Vaftizci Yahya adına yaptırıldığı belirtilmektedir.

İkinci kilise, kalenin alt bölümünde, Kura nehri kıyısındadır. Tek nefli olan bu kilisenin günümüze sadece duvarları kalmıştır.

Ardahan Hanak Çayağzı Köyü

ÇAYAĞZI KÖYÜ

İlçe merkezine 4 km ve il merkezine 25 km uzaklıktadır.

Köyün eski ismi “Orağaz” dır. Ahıska Türkleri tarafından kurulmuştur. Ardahan yöresindeki ilk yerleşim merkezi olarak bilinir ve kabul edilir. Köyde Kırnav kalesi, köy merkezinde bulunan tarihi köprü ve batısında cak suyunun yamacında “Harosman” mağaraları bulunur.

Ardahan Hanak Kırnav Kalesi

Kırnav kalesi:-

İlçe merkezinin 5 km batısında, Ardahan-Hanak karayolu üzerindedir. Kale alçak bir tepe üzerindedir ve oldukça yüksek beden duvarlarına yani surlara sahiptir. Kalenin kesin yapım tarihi ve kimler tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir.

Ancak kalenin günümüze kalan kalıntıları incelendiğinde, kalenin Ardahan kalesine ait kalıntılarla aynı duvar tekniğiyle yapıldığı görülmektedir.

Ardahan Hanak Kışla Hanak-Avcılar kalesi

KIŞLA HANAK-AVCILAR KALESİ

Yukarı Hanak köyünün ismi “Avcılar” köyü olarak değiştirilmiştir. Kale; İlçe merkezine 3 km uzaklıktaki Kışla Hanak Avcılar köyünün 2 km kuzeybatısında Kalecik mevkiindedir. Kale tamamen harap olmuştur.

KARA KALE

İlçe merkezinin yaklaşık 19 km kuzeybatısında, Cin dağının 1 km doğusundaki Karakale köyünün doğu ucundadır. Bu yüzden Karakale ismini almıştır.

Kalenin ismi tarihi kaynaklarda geçmektedir, ancak kim tarafından hangi tarihte yapıldığı bilinmemektedir. Bölge defineciler tarafından yoğun şekilde tahrip edilmiştir. Yüzeyde bulunan taş kalıntılarına göre kale hakkında fikir sahibi olmak mümkündür. Kale 120 x 40 metre ebatlarındaki bir alanı kapsar.

Alan boyunca ören yeri surlarla çevrilmiştir. Bu surlar, düzensiz taşlarla 1 metreye yakın kalınlıkta örülmüştür. Ören yerinin batı kenarında, sur duvarı boyunca uzanan su kanalı görülür. Bu su kanalı, ören yerinin kuzeyinde mekanlara girer.

Bu durum, kuzey bölümdeki mekanların su ile ilişkisinin bulunduğunu, burada muhtemelen hamam, banyo ve çeşme gibi unsurların bulunduğunu gösterir.

Önemsiz yapılar o dönemde çamur harçtan veya taşlar arası moloz duvarlardan oluşuyordu, bu kale yapılarında ise düzgün kesme taşlar kullanılmıştır, yani özenle yapılmıştır.

Ardahan Hanak HarOsman-Ortakent

HAROSMAN-ORTAKENT

Ortakent, Hanak ilçe merkezine 7 km ve Ardahan il merkezine 23 km uzaklıktadır. Ortakent köyünün eski ismi “Büyük Nakala” dır.

Ardahan Hanak Morev Kaya Yazıtı

Morev Kaya Yazıtı

İlçe merkezinin 6 km doğusunda, Ortakent’in 2-3 km kuzeyinde Morev diye tabir edilen yerde bir dere içindedir. Yazıt Urartu çivi yazısı ile yazılmıştır ve 13 satırdan oluşur.

Yazıt Urartu kralı Argişti I. (MÖ 786-764) dönemine tarihlenmektedir. Urartu sefer yazıtı olarak nitelendirilen bu yazıtta şu ifadeler bulunur. “Tanrı Haldi kendi mızrağıyla sefere çıktı.

Düşman ülkesi olan Tariu ülkesini ele geçirdi ve …. De ele geçirdi. Onları Aargisti önünde yere çaldı.

Tanrı Haldi güçlüdür.

Minua oğlu Argisti sefere çıktı. Tanrı Haldi önden gitti ………..” bu şekilde uzayan yazıt, kısaca Urartu Kralı Argişti I’in Diaohi ülkesinin kralı Utupirşi’yi yendiğini anlatmaktadır.

Bu yazıttan hareketle, Hanak’ın MÖ 8’nci yüzyılda, Urartu ya da Diaohi devleti sınırları içinde bulunduğu anlaşılmaktadır.

Ayrıca, Urartu krallığı sınırlarını genişlitmiş ve Argisti zamanında en parlak dönemini yaşamıştır.

Ortakent Kalesi

Ortakent beldesinin 3 km kuzeyindedir. Kale Yünbüke ve Sulakçayır derelerinin buluştuğu yerdedir.

Ortakent yazıtının hemen kuzeyinde bulunan tepe üzerindeki oval planlı kaleden günümüze sadece çok az bir sur duvarı kalmıştır.

Bu sur duvarı, kuru duvar tekniğiyle yapılmıştır. Kalede bulunan seramiklere göre, kalenin Demir çağında yapıldığı düşünülmektedir.

Ardahan Hanak Ortakent Büyük Nakala Mağaraları

Ortakent (Büyük Nakala) Mağaraları

Ortakent yakınlarında, Çatalağzı köyünün 6 km doğusunda, Kura nehrinin akış yönünde göre sol yanındaki kayalıklarda bulunur.

Tüf kayalara oyulmuş mekanlar olmalarına karşın, görünüş olarak mağaralara benzedikleri için Harosman mağaraları olarak tanınır. İrili-ufaklı birçok mağara ve büyük bir kilise vardır.

Ardahan Hanak Ortakent Büyük Nakala Mağaraları

Mağaralar iki bölümlüdür. Birinci bölüm yani yukarı kısım, batı, ikinci bölüm yani aşağı kısım ise doğudadır.

Birinci bölüm: dehlizler, kilise ve küçük barınaklardan oluşur. İkinci bölüm ise, yönetici odası, yönetimle ilgili diğer barınaklardan oluşur.

BİNBAŞAK-GOGiBA KİLİSESİ

Eski ismi “Gügübe” dir. İlçe merkezine 22 km ve Ardahan il merkezine 50 km uzaklıktadır. Ancak köy eskiden, şimdi bulunduğu yerin 2-3 km doğusunda Çiftdereler denilen yerde bulunuyordu.

Köyün eski yerinde yerleşim izleri görülmektedir. Ayrıca yine orada eski köyün mezarlığı vardır.

Aynı isimle anılan ilçe merkezine bağlı Ahıska Türklerinin yaşadığı Binbaşak köyünün 1.5 km kuzeybatısındadır.

Kilisenin 7’nci yüzyılda yapıldığı düşünülmektedir. Kilise günümüze ulaşmamış olmasına rağmen, eski plan ve fotoğraflarına göre: dıştan oniki cepheli, içte altı apsisli plan tipindedir.

Ardahan’da bu plan tipinde başka yapı yoktur, benzer diğer iki örnek Erzurum’da bulunmaktadır.

Ardahan Posof