Ankara Arena Kapalı Spor Salonu

Ankara Arena Kapalı Spor Salonu

Ankara’da son yıllarda, Demir Yolları Genel Müdürlüğünün hemen karşısında, Türk Hava Kurumu Müzesinin hemen yanında, Ulus merkeze yakın bu modern görünümlü büyük binayı görmemek mümkün değil, Ankaralıların bir çoğu mutlaka bunun yanından geçmiş ve hatta içine girmişlerdir, çünkü burada birçok etkinlik düzenleniyor.

Evet: Ankara Arena, çok amaçlı bir spor salonudur. Ama önce isim kargaşasını gidermek lazım, burayı ilk yaptıklarında “Ankara Arena” dediler, sonra “Arena” kelimesi beğenilmedi “Ankara Spor Salonu” dediler, peki buranın yapılış amacı neydi, “Atatürk Spor Salonu” yıkılacak burası onun yerine kullanılacak peki niye buraya “Atatürk Spor Salonu” ismi verilmez?

Evet: 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası için yapılmıştır. 10 bin seyirci kapasitelidir.

Tüm cephesi şeffaf olarak tasarlanarak, dışa dönük mekanlar yaratılmıştır. Şeffaf fuaye, tüm binayı sarar.

Mekanda yaratılan farklı katmanlar ve bu katmanlara farklı malzeme ve renkler atayarak, derinlik etkisi arttırılmıştır. Dışarıdan bakıldığında, fuayenin derinliği algılanıyor. Fuaye alanında: seyirciler için kafe, büfe, restoran ve mağazalar bulunmaktadır.

Bina kütlesine göre daha hafif görülüyor. Fuaye camları yatay ve dikey güneş kırıcılarla çevrilerek, güneş kontrolü sağlanmış ve cepheye renk katılmıştır. Bu güneş kırıcılar, cepheye ritim katar. Binaya dışarıdan bakıldığında, bakış açısına göre, farklı derinlikler ve katmanlar hissedilir. Ayrıca çevre binalara uyum sağlaması açısından bina yüksekliği minimum da tutulmuştur.

Salon, Türkiye’nin ilk yürüyen merdivenli spor salonudur. Parabolik tribün yapılarak tüm izleyicilere eşit görüş sağlanmıştır.

Yapı 2 bölümden oluşmaktadır. Ana spor salonu binası 34 bin metre kare ve binanın toprak altında bulunan otopark bölümü ise 21 bin metre karedir. Otopark alanında: 545 tanesi kapalı olmak üzere, toplam 925 araç park yeri vardır. Otopark sayısı az tutularak, yaya ulaşımı hedeflenmiştir.

Bina: basketbol, voleybol, buz hokeyi, boks vb temel spor aktiviteleri için tasarlanmış olsa da, konser ya da kongre gibi kültürel aktivitelere de ev sahipliği yapmaktadır.

Ankara Polatlı Kartaltepe Mehmetçik Anıtı

Ankara Polatlı Kartaltepe Mehmetçik Anıtı

Ankara Polatlı Kartaltepe Mehmetçik Anıtı; Ankara’ya çok yakın, Polatlı ilçe merkezini geçtikten sonra, Ankara-Eskişehir kara yolundan çok uzaklardan görülebiliyor. En büyük özelliği: Sakarya Meydan Muharebesinde Yunanlıların buralara kadar gelebilmiş olması ve anıttaki Mehmetçiğin eli ile dur işareti yapmasıdır.

Evet, anıt Ankara-Eskişehir kara yolu üzerinde, Polatlı ilçe merkezini geçtikten sonra, solda olmasına rağmen, sağa ayrılan bir tabela ve yol ile gidiliyor. Yol düzgün.

Anıtın bulunduğu Kartaltepe: kara yolunun geçtiği İğciler boğazını kontrol eden stratejik bir konumdadır. Bu stratejik önemi nedeniyle: Yunanlıların en son terk ettiği bölgedir. Eğer Yunan ordusu, bu noktayı geçse idi, Ankara’ya ve oradan da ülkenin her yerine ulaşacaktı.

10 Eylül’de başlayan Türk karşı taarruzunda, birkaç kez el değiştiren Kartaltepe, çok çetin muharebelere sahne olmuş ve 12 Eylül günü gün batımı saatlerinde ele geçirilmişti. Buradaki çatışmalarda 5173 şehit verildi.

Ankara Polatlı Kartaltepe Mehmetçik Anıtı

 

Mehmetçik Anıtı

Kartaltepe’de görülen anıt: Koç Holding ve Tüpraş sponsorluğunda yaptırılmıştır. Anıt: 22 metre heykel ve 18 metre kaidesi olmak üzere, toplam 40 metre yüksekliktedir. Ülkemizin en yüksek anıtıdır.

Mehmetçik anıtı: heykeltıraş Doç.Dr. Sait Rüstem tarafından yapılmıştır. 10 metrelik kaidesi üzerinde, 3 x 5 metre ebadında, 8 adet savaşı resmeden rölyef vardır.

Anıt: beton malzeme üzerine bakır kaplama yapılarak, 5 ayrı parça halinde hazırlanmıştır. Baş, gövde, ayaklar, bel ve vücut kısmı ile birlikte, beşinci parça tüfektir. Daha sonra montaj aşamasında parçalar birleştirilir.

Anıt: 8 aylık bir sürede yapılarak 6 Ağustos 2008 tarihinde ziyarete açılmıştır.

 

 

Müze

6 Ağustos 2008 tarihinde temeli atılarak yapımına başlanan Panoramik müze, yakında tamamlanacaktır. Anıtla birlikte aynı yıl temeli atılan müzenin yapımını Devlet Demir Yolları Vakfı üstlenmiştir.

Fakat ne yazık ki hukuki ve kaynak sıkıntısı nedenlerden dolayı, halen tamamlanamamıştır. (Hukuki neden: müzedeki tuvalde yabancı uyruklu ressam tarafından yolsuzluk yapıldığı iddiası nedeniyle açılan iki soruşturma, sonuç: kovuşturmaya gerek olmadığı kararı verilmiştir.)

Proje bitirilmesi için son olarak Orman Bakanlığına devredilmiştir.

Betonarme, silindirik bina çevresine, çelik konstrüksiyon giydirilmiştir. Müze: 1600 metre karelik oturum alanına sahiptir. Yükseklik 4.5 kat yani 24.20 metredir. Silindirik kapı girişi Selçuklu mimari tarzında yapılmıştır.

Bu müzede: Sakarya Meydan Muharebesi, üç boyutlu sanal ortamda izlenecektir. Müzede yer alan panorama tablosunun uzunluğu 75 metre, yüksekliği ise 15 metredir. Bu ölçüler değerlendirildiğinde, panaromanın dünyanın ilk, en büyük tek parça tuvaline hazırlanacak resmi olacağı söyleniyor.

Panorama müzesinde bulunacak resmin yapılacağı özel tuval bezinin, dünyada sadece iki yerde üretildiği, ipek pamuk karışımı özel bezin, 1400 metre kare olarak Rusya’da tek parça halinde imal edildiği söyleniyor.

Panorama tablosunu resmederek hazırlayan Rus Devlet Sanatçısı Prof.Dr. Sergey Prisekin’dir. (Anıtkabir’deki panorama çalışmasını da yapmıştır.)

Kendisi: dünyanın en büyük panoramik müzesinin, Polatlı’da gerçekleştirildiğini belirtmiştir. Ayrıca, müzedeki bu panoramik tablo tamamlandığında, UNESCO’nun tarihi eserler kataloğuna, Türkiye’den girecek 3’ncü eser olacaktır. (diğer eserler: Pamukkale ve Ayasofya Müzesidir.)

Savaş cephesini tuvale yansıtmak için, 6 Mayıs 2009 tarihinde Polatlı’da fotoğraf çekimleri yapılmış, ardından ön eskiz çalışmasını tamamlanarak Sakarya Meydan Muharebesini tuvale resmetmek için 9 Ekim 2009 tarihinde yeniden Polatlı’ya gelmiştir.

Sergey Prisekin başkanlığındaki 8-10 kişilik yerli ve yabancı ressamlar, 1 aylık hazırlık çalışmasının ardından, Polatlı’da tespit edilecek uygun bir yerde Sakarya Meydan Muharebesini 5 aylık bir sürede tuvale resmedeceklerdir.

Ayrıca, müzede Sakarya Meydan Muharebesinde şehit düşen askerlerin isimleri ve sanat değeri yüksek, büyük ebatlı yağlı boya tablolar, balmumu heykeller, videolar ve savaşa katılan komutanların büstleri de bulunacaktır.

Dışarıdaki Mehmetçik heykelinin küçük bir benzeri de bina içine yerleştirilmiştir. Onun arkasındaki cam yüzeye ise, Sakarya Meydan Muharebesinde şehit olan askerlerin isimleri ve memleketleri yansıtılacaktır.

Son aldığım bilgiye göre, Tanıtım Merkezinin, Ekim 2019 ayı içinde ziyarete açılması planlanmaktadır.

Ankara Polatlı Duatepe tanıtımı ve gezi yazısı için.

Ankara Polatlı Sakarya Şehitler anıtı tanıtımı ve gezi yazısı için.

 

 

Ankara Gazi Üniversitesi Resim ve Heykel Müzesi

Ankara Gazi Üniversitesi Resim ve Heykel Müzesi: Müze Gazi Üniversitesi Rektörlük binası zemin kattadır. Müze, Somut Olmayan Kültürel Miras Müzesiyle birleştirilerek aynı yere alınmıştır.

Giriş ücretsizdir, Pazar hariç her gün saat: 10.00-17.00 arasında ziyarete açıktır.

1979 yılında “İsmail Hakkı Tonguç Müzesi” adıyla Gazi Üniversitesi Rektörlük binasında, 750 metre kare alana kurulmuştur. Ankara’nın ilk sanat müzesi olma özelliğindedir. Hakkı Tonguç önemli bir isim, kendisi o yıllarda Köy Enstitülerinin mimarıdır.

İlk yıllarında envanterinde birkaç eser bulunan müze, 1990 yılında Prof Dr Yüksel Bingöl tarafından, yeniden yapılandırılmış ve Gazi Üniversitesi Resim Heykel Müzesi adını almıştır.

 

Ankara Gazi Üniversitesi Resim ve Heykel Müzesi;

Geçmişi 1930’lu yıllara dayanır. Bu yıllarda, Malik Aksel, enstitüde çatı katında çok değerli eşya, belgeler ve resimler bulur. O dönemde enstitü müdürü Hakkı Tonguç’tur. Tonguç: 1934 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü Müdür Vekili olunca binanın geniş ve güzel üst kat koridorlarında, bir resim galerisi oluşturmayı düşünür ve burada sürekli bir sergi salonu oluşturmayı düşünür.

Ardından, Enstitünün üst koridorunda, çatı katında bulunan resimler ile, Ankara’nın ilk sanat müzesini açar.

O yıllarda bu resimler, Atatürk’ün emriyle, İstanbul Dolmabahçe Sarayına gönderilir ve Sarayda Veliaht Dairesine yerleştirilir. Bu resimler İstanbul Resim ve Heykel Müzesinin çekirdeğini oluşturur ve Müze Mimar Sinan Üniversitesine bağlanır.

Daha sonra, Gazi Üniversitesinde bulunan yağlı boya ve sulu boya tablolar, fotoğraf makinaları, eski fotoğraflar ve grafik eserler bir araya getirilerek üniversite bünyesinde “Tonguç Müzesi” açılır.

1989-1990 yılları arasında, müze Üniversite bünyesinde yeniden yapılandırılarak Rektörlük binasının bodrum katında bulunan depolardan birkaç onarılıp oraya taşınır. Çeşitli etkinlikler düzenlenerek, bağış yöntemiyle eserler toplanır, müze koleksiyonu güçlendirilir ve 2 Mart 2007 tarihinde, Gazi Üniversitesinin kuruluşunun 80’nci yıldönümü kutlamaları sırasında, müze yeniden açılır.

Müzenin koleksiyonunda, Türk Plastik sanatlarında önemli yeri olan Halil Paşa, Baltalı Ahmet Bedri ve Arif Kaptan’ın da aralarında bulunduğu sanatçılar ile, Cumhuriyet dönemi sanatçılarından Ayetullah Sümer, Namık İsmail, Feyhaman Duran, Sururi Taylan gibi sanatçıların da aralarında bulunduğu sanatçılara ait 281 adet eser vardır.

Müzenin kurucu Müdürü Azimet Karaman’a ait bir heykel de sergileniyor. Azimet Karaman: 1988 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Cam Ana sanat dalı mezunudur. Yurt içinde 7 kişisel sergi açan sanatçı, 100 üzerinde karma ve gurup sergilerine katılmıştır.

Gazi Üniversitesinde hocaların hocası olan heykeltıraş Metin Yurdanur’un 4 eseri sergileniyor. Metin Yurdanur; burada emeği geçen hocaların hepsinin bir vefa örneği olarak büstlerini yaparak müzeye bağışlamıştır. Metin Yurdanur’un bir diğer eserinin ismi “Yer silen Kibele”.

Evet, Kibele bir zamanlar bu topraklarda yaşayan ana tanrıçadır. Bu tanrıça: analığı, hayatı, dişiliği, üremeyi simgeler ve bu heykelde önce “Bir Tanrıça yer siler mi?” diye bir soru ortaya atılıyor, cevabında ise “Kadınlarımız birer Tanrıça ama biz onlara neleri reva görüyoruz” şeklinde bir cevabı, bu eseriyle oluşturuyor.

Müze: resim, baskı resim ve heykel-seramik olmak üzere üç ana koleksiyondan oluşmaktadır.

Mimar Kemalettin için, ayrı bir bölüm açılmıştır. Ancak öğrendiğime göre, Mimar Kemalettin bölümü ilk açıldığı döneme göre şimdi oldukça küçülmüş, çünkü müzeler birleşince bazı objeler için sergileme alanı yetersiz kalmış, Mimar Kemalettin’in depolara kaldırılan özel eşyaları ailesi tarafından teslim alınmış, diğer bazı eşyaları ise Mimarlar ve Mühendisler Odasına teslim edilmiştir.

Güzel bir müze, özellikle resim ve heykel sanatı meraklılarının bu müzeyi ziyaret etmelerini öneririm.