İngiltere Londra Yemek kültürü

İngiltere Londra Yemek kültürü

İngiltere Londra Yemek kültürü; Şehrin en iyi restoranlarında masa bulmak, bazen haftalarca sıra beklemek gerekiyor. Ancak: yine de, şehirde yemek yiyebileceğiniz birçok yer var. Afrika’dan Vietnam’a kadar, dünyanın her yerinden yiyecek servisi yapılıyor.

Domuz eti: her yerde bulunur ve hazır yiyeceklerin içinde, diğer etlerle birlikte karışık olarak da bulunabilir. Bu nedenle, hazır yiyecekleri yemeden önce, içindekiler yazısını okumanızda yarar var.

Geleneksel İngiliz yemekleri: özde, fırınlanmış etler, patates ve haşlanmış sebzeden oluşmaktadır. Pazar günleri, İngilizler, geleneksel olarak bunları yerler. Yani: et ya da tavukla birlikte, fırında pişirilmiş ya da haşlanmış patates ve genellikle içinde havucunda bulunduğu haşlanmış sebzelerle birlikte servis yapılır.

Tatlı olarak ise: Yorkshire pudingi sunulur. Bu bir tatlı değildir, yemeğin bir parçasıdır ve genellikle, et suyunda servis edilir.

İngilizlere özgü, bir diğer geleneksel tat ise: balık ve patates kızartmasıdır.

Genellikle, restoranların menülerinde bulunur ve çoğunlukla “Fish and Chips” dükkanlarından, paketlenerek alınması yaygındır. Bu yemek: morina ya da mezgit balığın, özel unlu bir sosa batırılıp, derin yağda kızartılması ile yapılır.

Bu yemeğe; geleneksel olarak, patates kızartması ve bezelye eşlik eder. Bu dükkanlarda: burger, kebap ve Çin yemekleri de bulmak mümkün.

Pub ve restoran menülerinin diğer geleneksel lezzetleri ise: börek çeşitleridir.

İki ana börek çeşidi vardır. Bir çeşidi: ya etli ya da etsiz yapılır. En çok sevilenin içinde: et, patates, peynir ve soğan bulunur. Meşhur Cornish böreğinin, yarım ay şeklinde, özel bir şekli vardır. İçinde ise: domuz ve çeşitli sebzeler konularak servis yapılır.

Börekler, genellikle ya yalnız başına ya da patates ve sebzeyle beraber, ana yemek olarak yenir. İkinci çeşidinde ise, hamur ya da yufka yoktur ve örnek olarak: Shepherds (çoban) böreği ya da balık böreğini saymak mümkün. Bu yemeğin içinde: eğer, Shepherds böreği ise, kıyma, diğerinde balık bulunur ve her iki çeşidin üstünde ise, patates püresi var.

Dünya başkentlerinden biri olarak sayılan şehir, bu özelliği nedeniyle, birçok ulustan insanı barındırıyor. Yani: bu şehirde, İngiliz yemeği beklerseniz, yanılırsınız. Bu şehirde: uluslar arası mutfaklar, her köşe başında karşınıza çıkabilecektir.

Çin, İtalyan, Amerikan, Meksika mutfaklarından, Hint, Kore ve Japon mutfaklarına kadar, geniş bir yelpaze, damak tadınıza göre sizin tercihinize kalıyor.

İlla ki, Türk lokantası diyenler için, birkaç öneri: Great Titcfield St. Üzerindeki: Efes, Greet Portland St. üzerindeki Efes2 ve Covent Garden üzerindeki: Sarastro ve Stepherd Market üzerindeki: Sofra.

İngiltere Londra Yemek kültürü Yemek Saatleri

YEMEK SAATLERİ

Kahvaltı, genellikle: 08.00-10.30 arasında, öğle yemeği: saat: 14.30’a kadar servis ediliyor. Öğleden sonra çayı: saat: 15.00-17.00 arasında içilir. Akşam yemeği ise: saat: 19.00’dan sonra 23.00’e kadar sürüyor.

Şehirde oturan yerli halk, akşam yemeğini, saat: 20.00’ye kadar alıyor.

Her şeye rağmen, Soho ve Covent Gardon’da, 24 saat hizmet veren yerler bulunmaktadır.

KAHVALTI

İngiliz kahvaltısı: koca bir tabakta: yumurta, domuz eti, sosis, domates, fasulye, tost ve bazen de mantar. Bu kahvaltı türü, bazen ağır kaçabiliyor. Hatta, geleneksel işletmelerin kahvaltı menüsünde: füme ringa balığı ve lapa da bulunabilir.

Bunu: oteller ve kafelerde, gün boyu bulmanız mümkün. Bunun dışında: sosis ve domuz pastırması yeniliyor.

ÖĞLE YEMEĞİ

Bir pub tercih ettiyseniz: köylü usulü yemeği tercih edebilirsiniz. Bu yemek: ekmek, peynir (veya domuz budu veya sosis), salata ve turşudan oluşur.

Ekmek, fırından yeni çıkmışsa ve peynir de Cheddar veya Stilton çiftliklerinin, kaliteli ürünlerindense, bu yemek çok lezzetli olacaktır. Ancak, ne yazık ki, çoğu pub da standart pek yüksek değildir.

Balık ve kızarmış patates satan yerlerde: morina, pisibalığı ve mezgit gibi çeşitler, una bulanıp kızartılarak servis edilir.

İngiltere Londra Yemek kültürü Öğleden sonra çayı

ÖĞLEDEN SONRA ÇAYI

Londra’yı ziyaret eden birçok kişi: özel bir fırsatta: Victoria tarzı, akşamüstü çayı içmek istemektedirler. Bu imkanı: The Ritz ve Claridge hotellerinde bulabilirsiniz. Fakat; fiyatları yüksek.

Büyük ve geleneksel bir otel, öğleden sonra çayı içmek için en iyi yerdir. Ama, biraz önce de söylediğim gibi fiyatlar uçuk.

Çayın yanında, incecik dilimlenmiş sandviçler (yumurtalı, füme ton balıklı, salatalıklı veya domatesli), kuru pastalar veya keklerden oluşan leziz bir seçki servis edilir.

Sütlü çay sipariş ederseniz, kuru pastalarınız kremalı ve reçelli gelecektir. Çay seçenekleri, çok çeşitlidir.

Dumanlı bir aromaya sahip Lapsang Souchong veya kokulu Earl Grey, Assam, Darjecling ve diğer çaylardan birini tercih edebilirsiniz.

İngiltere Londra Yemek kültürü Akşam Yemeği

AKŞAM YEMEĞİ

Başlangıçlar: geleneksel iştah açıcı yiyecekler şunlardır:  İskoç usulü füme som balığı, Colchester istiridyeleri, tereyağında baharatlarla kızartılıp toprak kaplarda bekletilmiş karides, taşra usulü, tavuklu ya da domuz ciğerli pane.

Ana yemekler: İngiltere’nin klasik yemeği: fırında biftek, yanında da üzeri kabuk tutacak şekilde pişirilmiş Yorkshire pudding’tir.

Keskin bir nane sosuyla servis edilen, fırında kuzu budu ile elma soslu domuz eti de sevilen yemekler arasındadır. Fırında et yemekleri, çoğunlukla Pazar günleri geleneksel İngiliz restoranlarında, otellerde ve bazı publarda servis edilir.

Bu tip yemekler, diğer zamanlarda, yemek için en iyi yer: Simpson’s-in-the-Strand’dır.

Tatlılar: Geleneksel İngiliz tatlıları, hafif olanlardan (kremayla karıştırılmış meyve püresi olan fruit fool veya sütlü ve şaraplı syllabud) ağır, koyu kıvamlı reçelle yapılan sarmaya veya pekmezli tatlıya kadar, değişiklik gösterir.

Süslenerek servis edilen meyveli tartlar ve hamurlu tatlılar, geleneksel favorilerdir. Beyaz şaraplı, meyveli pandispanyayı denemenizi tavsiye ederim.

Peynir: Zengin çeşitli İngiliz peynirlerini mutlaka tatmanızı öneririm. Mavi küflü Stilton, çedar, turuncu-kırmızı, keskin bir peynir olan doble Glouncester, yumuşak ve beyaz Galler peyniri Caerphilly. Peynir: genellikle, özel bir bisküvi ile (kraker) yenir.

Geleneksel içecek denildiğinde ise, herkesin aklına hemen çay gelir. Evet, İngilizlerin geleneksel içeceği: çay. Restoranlarda ve kafelerde, pek çok çeşit çay servisi yapılır.

Çay, genellikle şekerli ve sütlü olarak içilir ve böyle içmeyi tercih etmediğiniz takdirde, servisi yapan garsona mutlaka söylemeniz gerekir.

İkindi çayı, yani beş çayı, genellikle saat: 15.00 ile 18.00 arasında içilir. İkindi çayından sonra: som balıklı ve salatalıklı, ince sandviç ve daha sonra üzerine reçel ve krema sürülmüş, kurabiye yenir. Popüler içeceklerden bir diğeri de, kahvedir. Çeşitli tatlılarla birlikte,  taze kahve içmeniz mümkün.

Alkollü içkiler ise:

Bar ya da pub’larda bulunur. Publar: İngilizlerin, sosyal yaşantılarının kalbi gibidir. Bütün ülkede, gelenekselden moderne, çeşitli stillerde birçok pub bulunur. Çoğunun yemek servisi de bulunur. Alkollü içeceklerin yanında, çay, kahve ve diğer içeceklerde servis edilir.

Atmosfer genellikle, çok rahattır. Çoğu pub: değişik bira çeşitleri, şarap ve diğer alkollü içkileri sunarlar. Pubların açık olduğu saatler denetlenir ve genellikle öğle saatlerinde açılırlar ve gece 23.00’de kapanırlar.

Hafta sonları, en yoğun oldukları zaman olduğu için, bu süre biraz daha uzar. Çoğu pubda, sigara içilmeyen bölüm bulunmaktadır.

Biraz önce söylediğim gibi, Pub bölümleri, saat 23.00 de kapanıyor. Daha sonra ise, Underground kulüplerde eğlenceye devam etmek mümkün. Meydanlarda, sokak gösterileri de düzenleniyor.

Bu arada:

Elbette şehirde publar da, bolca bira içildiğini söylememek olmaz. Ancak, başınıza garson geldiğinde “beer” diye seslendiğinizde, garson bunu yeterli bulmaz, “What kind of beer” karşılığını alacağınız kesin.

Ancak: şehirdeki publarda, bira istediğinizde, karşınıza bir bira menüsü çıkabiliyor. Şöyle ki, ben bunlardan, birkaç tanesi hakkında söz etmek istiyorum.

Siyah Bira: kaynatılırken içine ayrıca kahve gibi kavrulmuş, siyah malt konularak elde edilen bir bira türüdür.

Ale Birası: Orta alkollü, daha koyu renklidir.

Arpa: yüksek sıcakta kavrulur ve mayalandırılır. Şerbetçioğlu daha geç eklenir. Belçika Biraları: Çimlenmiş buğday, yulaf ve kara buğdaydan yapılır. Çok ekşi, sert ve acımsı bir tadı vardır.

İngiltere Londra Alışveriş

İngiltere Londra Alışveriş

İngiltere Londra Alışveriş; Şehrin büyük caddelerindeki fiyatlar ne kadar yüksek olursa olsun, hem yerli halk, hem de ziyaretçiler, gezip tozmaktan ve alışveriş yapmaktan geri kalmazlar. Her ne kadar, tam bir alışveriş cenneti olarak nitelendirilse de; Avrupa’nın en pahalı şehirlerinin başındadır.

Gerçekten, özellikle bizler için pahalı. Satın almaya niyetlendiğiniz her malın üzerindeki etiket fiyatını, bizim paramızın yaklaşık 3 misli olan bir rakamla çarpmanız gerektiğini sakın unutmayın.

Sonuçta

Londra’dan satın aldığınız herhangi bir tekstil ürününü kendi ülkemizde daha ucuza bulma şansınız çok yüksek.

Özellikle: Londra’da, çok özel bir alışveriş olarak lanse edilen, İngiliz kumaşından yapılan elbiseler ve özel deri ayakkabılar. Unutulmaması gerekir ki, bu tür üretim, bizim ülkemizde de gayet kaliteli olarak yapılıyor.

Evet, şehirde, alışverişlerde: % 17.5 vergi alınıyor. Lüks eşyalarda, bu oran iyice artıyor. Turistler: bir kerede, bir mağazadan 75 Sterlin ve üstünde alışveriş yaptıklarında: vergi iadesi alma hakkına sahip olurlar.

Bunun için: alışveriş yapılan mağazadan alınacak makbuzu: dönerken, İngiltere’deki, havaalanında “Tax-free Officer”e onaylatmak gerekiyor. Küçük meblağlar: havaalanında hemen işlenir veya adresinize bir çek ile yollanıyor.

KDV’nin yüksekliği ve rekabetin olmaması

Fiyatları Avrupa ve ABD’dekilerden yüksek tutar. Ancak: seçenekler çoktur ve kalite son derece etkileyicidir. Ayrıca: biri Haziran ve diğeri de Ocak aylarında olmak üzere, iki büyük indirim dönemi bulunmaktadır.

Sonuç olarak: nerelerden alışveriş yapılır, nerelerde hangi alışveriş mekanları var, aşağıda bunlardan ayrıntılı olarak söz edeceğim. Ama: Londra’da özellikle şunu alın veya bunu alın şeklinde herhangi bir önerim olmayacak.

Gezip dolaştığınızda hoşunuza giden ve fiyatını uygun bulduğunuz şeyleri satın alabilirsiniz. Bu belki bir gömlek, belki bir gravat, belki de başka küçük bir buraya has, hediyelik eşya, kupa, buzdolabı süsü, vs. olabilir.

Ama, unutmayın ki, alışveriş yapmasanız bile, özellikle ünlü alışveriş mekanlarını ve merkezlerini mutlaka gezin, mutlaka görün, özellikle Harrod’s, evet buraya mutlaka zaman ayırın.

Birkaç yıl öncesine kadar, Türkiye’de bu kadar yoğun alışveriş merkezi açıklamadan önce, elbette bu tür mekanlar yurt dışında daha çok ilgimizi çekiyordu, ama artık ülkemizde de aranan birçok şeyi ve hatta daha uygun fiyata bulmak mümkün.

Ancak, yine de, biraz önce söylediğim gibi, bu tür alışveriş mekanlarını gezip, görmek, belki farklı bir şeylerin keşfedilmesi açısından güzel olabilir.

İngiltere Londra Alışveriş Nerelerden alışveriş yapılır

NERELERDEN ALIŞVERİŞ YAPILIR

En eski ve en şık alışveriş semti: Mayfair ile St.Jame’s civarıdır.

BOND STREET

Burada: tasarımcı butikler, kuyumcular, pahalı dekorasyon mağazaları, antika ve sanat eseri satan yerler var.

REGENT STREET

Burada, ünlü Libert Department mağazası bulunuyor. Ayrıca: bu cadde üzerinde: İngiliz yünü, yağmurlukları, porselenler, keten gibi, belli alanlara yönelik mağazalar bulunuyor.

Hamleys

Hediyelik oyuncak almak için, Regent Street’teki bu mağazayı ziyaret edebilirsiniz. Bu oyuncak mağazası, her zaman kalabalıktır. Buraya geldiğiniz zaman, hemen çıkamazsınız.

JERMYN STREET

Burada, sipariş üzerine: kıyafet diken ve ayakkabı yapan mağazalar var. Bu ürünlerin kalitesi o kadar üstündür ki: müşteriler dünya kadar para ödeyip, aylarca, hatta haftalarca beklemeye razı olurlar.

OXFORD STREET

Burası: Londra şehrinde, sokaktaki vatandaşın tercihi bir alışveriş mekanı. Caddenin uzunluğu 2 km. ve Avrupa’nın en uzun caddesi olarak öne çıkıyor.

Burada, daha sade şeyler arayanlar için burada büyük mağazalar bulunuyor.

John Lewis, Debenhams ve Marks and Spencer buradadır. Buradaki Selfridge mağazası: tasarımcı kıyafetleri, kozmetik ve diğer lüks tüketim eşyalarının satıldığı bir yer olarak öne çıkıyor.

BROMPTON ROAD

Ünlü Harrod’s mağazası buradadır. Dünyanın en ünlü mağazalarından biridir. Harrod’s: bir alışveriş mağazasıdır. Burada: beşikten-mezara kadar, bir insanın her türlü ihtiyacını karşılayacak ürünleri bulmak mümkün.

Cadde üzerinde, bu mağaza dışında, daha çok zenginlerin tercih ettiği, dünya markalarının butikleri bulunuyor. Evet, Harrod’s mağazası: alışveriş için pahalı olduğu düşünülse  de, mutlaka görülmesi gereken bir yer.

1849 yılında: Henry Charles Harrod tarafından kurulmuş, taze meyve ve sebze satan ufak dükkan, günümüzde muhteşem bir binada bulunmaktadır. 20.yüzyılın başında, pişmiş topraktan yapılmış olan ünlü binanın cephesi, 11.000 ampulle aydınlatılıyor.

Mağazanın en çok ilgi çeken yerlerinden biri: 1902 parça seramikle, Edward tarzında, dekore edilmiş olan “Food Halls” dır.

Günümüzde, Londra sosyetesinin uğrak yerlerinin başında geliyor. Bu mağaza, dev bir labirent gibi, içinde kolaylıkla kaybolabilirsiniz.

Çok lüks giyim, aksesuar, mücevher, yiyecek markalarının bulunduğu bu mağazada, Prenses Diana ile Dodi heykelini ziyaret edip, hatıra defterine birkaç satır yazı yazabilirsiniz.

İngiltere Londra Alışveriş

KNİGHTBRİDGE

Ünlü Harvey Nichols buranın en ünlü mağazalarındandır. Burası: daha eski ve daha büyük olan, Harold’s dan daha popülerdir. Burada: aynı zamanda, birkaç zengin tasarımcı butiği ve dünyaca ünlü mağazalar var.

CHALSEA

Burada, modayı belirleyen King’s Road bulunuyor.

COVENT GARDEN

Burada, birçok trend mağaza, yemek yiyebileceğiniz yerler, kapalı Pazar ve sokak çalgıcıları var. Burada kurulan Jubilee Market, hem yerli halkın hem de turistlerin gözdesidir. Pazartesi günü, antikalar, Salıdan Cuma günüme kadar olan zamanda ise çeşitli eşyalar, giysiler ve yiyecekler, hafta sonunda ise el işi ürünler satılıyor.

İngiltere Londra Alışveriş Ne Zaman alışveriş yapılmalıdır

NE ZAMAN ALIŞVERİŞ YAPILMALI

Mağazaların çoğu: saat: 09.00 ile 10.00 arasında açılıyor ve saat: 17.30-18.00 arasında kapanıyor. Pazar hariç, her gün açıklar. Mağazalar, haftada bir gün, akşam saatine kadar açık kalıyorlar.

Yani: bir alışveriş merkezine gitmeden önce, oradaki mağazaların açık kaldığı saatleri mutlaka teyit etmenizde bence yarar var.

İngiltere Londra Alışveriş Pazar yerleri

PAZAR YERLERİ

PORTOBELLO ROAD

Greenwich bölgesindedir. Burası, her zaman gözde olmuş bir Pazar yeridir. Cumartesi günleri: antika objeler ve ıvır zıvır ile giysiler ve bir sürü ucuz eşya satılan tezgahlar kurulur.

Yani: ikinci el alışverişi tercih edenlerin gittiği bir yer. Burada mükemmel alışveriş yapabilirsiniz. Dükkanlarda, her şey satılıyor. Hafta içinde ise, meyve ve sebze satılıyor.

PATTİCOAT LANE

Pazar günleri, alışveriş yapmak için idealdir. Burada: deri ürünler de dahil, çeşitli mallar bulabilirsiniz. Hemen yanında, karman çorman ve bu yüzden daha da renkli olan “Brick Lane Market” bulunuyor. Semtin, ünlü cockney caffları arasında, ikinci el kelepir eşyalar satılıyor.

İngiltere Londra Alışveriş Neler satın alınır

NELER SATIN ALINIR

ANTİKALAR

Antika eşya satın alırken aldanmak çok kolay. Eğer antika almaya niyetli iseniz: LAPADA ve BADA etiketli, mallardan satın almalısınız.

Böyle bir alışverişi fazla pahalı buluyorsanız: Pazar merkezlerini tercih etmelisiniz. Özellikle, nakit ödeyeceğiniz alışverişlerde, pazarlık yapmayı sakın unutmayın.

GİYİM

Londra’da, bu şehre özel alışveriş yapmak isterseniz, el yapımı ayakkabılar ve giysiler düşünülebilir.

Kalite arayanlar ve tipik İngiliz çizgisinden hoşlananlar Mark and Spencer (Oxford Street) ve özellikle yünlüler için Scotch House (Regent St.) tercih edilebilir. Burberry, Mark and Spencer gibi markalar, İngiltere’de, tekstil için en başta hatırlananlar arasındadır.

DOKUMALAR

Liberty: baskı kumaşlarıyla, dünyanın dört bir yanında bilinmektedir. 214. Regent St. adresindeki mağazasını gezmek, pek zevkli. Zaten, mutlaka “İngiliz kumaşının” ününü duymuşsunuzdur.

Londra’da, kumaş satın alabilirsiniz. Çoğu kez de, satın aldığınız kumaştan kendiniz için güzel bir elbise diktirmek mümkün. Ama, sürekli olarak söylediğim gibi, bu güzellikleri yaşamak, gerçekten pahalı.

PARFÜMLER

Piccadilly bölgesindeki Crown Perfumery: İngiliz kraliyet aile üyelerinin kullandığı zarif parfümleri ve kolonyaları üretmektedir. Bunun dışında: İngiltere, ilginizi çekerse, güzel parfümler bulabileceğiniz bir ülke.

Özellikle: Londra’nın belli başlı alışveriş merkezlerinde, ülkede üretilmiş güzel parfümler bulup satın alabilirsiniz.

YAĞMURLUKLAR

İndirim sırasında, Burberry’s (Regent St) mağazasından, dünyaca ünlü kırmızı ve bej renkli, yağmurluklardan mutlaka satın almalısınız.

Belçika Brüj-Brugge

Belçika Brüj-Brugge

Brüj denilince ilk akla gelenler: çikolata, danteller (bunlara rahibe işi de denir) , kanallar, tarihi mimarisi ve Belçika birası. Tüm bu özellikleri, şehrin tarihi atmosferiyle birleşince, şehir: 2000 yılından bu yana, UNESCO tarafından “Dünya Kültür Mirası Listesi” ne dahil edilerek, koruma altına alınmıştır.

Çünkü: şehrin ortaçağ mimarisi, II. Dünya savaşında her hangi bir tahribata uğramadan günümüze ulaşmıştır.

Şehrin isimleri: Bruges, Brugge, Bruges, Brügge.

Belçika Brüj-Brugge

ULAŞIM


Brüj şehri: ülkenin başkentine 90 km. uzaklıktadır.

Belçika Brüj-Brugge

TARİH

Şehir: tarihi süreç boyunca: Romalılar, Vikingler, İskandinavlar, Flamanlar, Normanlar ve İngilizlerin egemenliğine girmiştir. İlk kez, İmparator Julius Ceasar döneminde, MÖ.1.yüzyılda, korsanlara karşı korunması için, şehre surlar inşa edilmiştir.

9’ncu yüzyılda, bu kez Viking saldırıları görülür. Bu dönemde, şehirden: İngiltere ve İskandinav ülkeleriyle yoğun ticaret faaliyetleri yürütülmektedir.

1128 yılına gelindiğinde, yeni kanallar ve surlar inşa edilir.

Aynı yıllarda, çamurlanma nedeniyle, şehrin denize erişimi nispeten kaybolmaya başlar. 13’ncü yüzyıla gelindiğinde, bu kez yörede, yün kumaş üretimi önem kazanır.

Hatta: şehirdeki üreticiler, İngiltere ve İskoçya’dan yün ihraç ederler. 1302 yılında, şehirdeki Fransız garnizonu, Flaman milisler tarafından basılır.

Ayaklanmanın lideri olan Jan Breydel ve Pieter de Coninck’in heykelleri, günümüzde, Büyük Pazar meydanında bulunmaktadır.

15’nci yüzyılda, Şehir, Avrupa’nın birçok yerinden, sanatçılar ve diğer önemli kişiler için çekim noktası olmuştur. Buradaki: iplikçiler ve dokumacılar, bölgede önem kazanmış ve şehrin nüfusu, aynı dönemde 200 bin kişiye kadar ulaşmıştır.

17’nci yüzyılda, bu kez, şehirde “dantel” sektörü öne çıkar. Kanalların dolması ve şehrin denizden uzaklaşması ise, şehrin önemini azaltmaya başladı ve 1800’lü yılların sonunda, şehrin nüfusu, 50 bin kişiye kadar düştü.

19’ncu yüzyılın son yarısında ise, bu kez, İngiliz ve Fransız zengin turistler, bu sessiz ve sakin şehri, turizm amaçlı gezileri için tercih etmeye başladılar. 1907 yılında, Almanlar tarafından, askeri deniz güçlerinin kullanımı için, Zeebrugen limanı inşa edildi.

Aynı liman: 1970 ve 1980’li yılların başlarında, genişletilerek Avrupa’nın en önemli ve modern limanlarından biri haline getirilmiştir.

Yine aynı dönemlerde, turizm yoğunlaşmış ve 2002 yılında, yukarıda da sözünü ettiğim gibi, şehir “Avrupa Kültür Başkenti” olarak seçilmiştir.

Belçika Brüj-Brugge

GENEL


Belçika ülkesinin kuzeyinde, Flaman bölgesindedir. Şehir nüfusu: 120 bin kişidir.
Şehir: barındırdığı kanallarıyla, Kuzey Avrupa’nın Venedik şehri olarak betimleniyor. Kanallar arasında, uzunluğu 6 km. olan var. Kanallarda yapılan tekne turlarına, mutlaka katılmanız gereklidir.

İklim derseniz gayet ilginçtir. Çünkü: güneşli bir havada yürürken, aniden yağmur yağdığını görebilirsiniz. Yani, birkaç saat içinde, farklı hava olaylarına şahit olabilirsiniz. Özellikle: yoğun yağmur yağışına her an hazır olmanız şart.

Gece hayatı derseniz: bu şehirde, renkli bir gece hayatı bulma olasılığı yok. Şehir, akşam olunca, sessizliğe bürünüyor.

Son bir not: bu şehir gerçekten Avrupalı turistlerin yoğun olarak tercih ettikleri bir yer. Özellikle: hafta sonlarında buraya gitmemelisiniz, yoksa muhteşem bir kalabalık içinde, şehirden keyif almadan geri dönmek zorunda kalabilirsiniz. Özellikle, Pazar gününü kesinlikle tercih etmeyin çünkü dükkanların birçoğu kapalıdır.

Belçika Brüj-Brugge

TURİZM


Şehir: el değmemiş tarihi dokusu ile, Avrupa’nın önemli bir turizm merkezi olarak öne çıkıyor. Yani, tam anlamıyla bir “Ortaçağ şehri” görünümündedir.

Hatta: Flaman kültürünün en parlak örnekleri olan bir kısım anıtı, bu şehirde görmek mümkündür. Özellikle: Belediye Binası, Burg Meydanı görülmeye değerdir.

Bunun yanında: şehrin gezilmesi kolaydır. Çünkü: şehrin görülmesi gereken önemli yerleri, belli bir merkezde toplanmıştır ve siz, kesinlikle yürüyerek gezmelisiniz.

Nehir kıyısındaki parklarda yürüdüğünüzde, şehrin yaşamını hissedebilirsiniz.

Şehir: turistik anlamda, eski yapıların korunmuş olması nedeniyle, önem kazanıyor.

Belçika Brüj-Brugge

ŞEHİR KARTI


Şehir kartı: 48 saat kullanımlık: 34 Euro ve 72 saatlik kullanımlık: 39 Eurodur. Bu kart ile: şehirde bulunan 22 müzeye ücretsiz girebilirsiniz. Ücretsiz bir şehir haritası edinebilirsiniz. Bazı konserlerde, belli oranlarda indirim bulabilirsiniz.

Bisiklet kiralarken ve otopark ücretlerinde, yine indirim var. Tramvay ve otobüs biletlerinde ise, yine belli oranlarda indirim sahibi olabilirsiniz.

Belçika Brüj-Brugge

NE YENİR-NE SATIN ALINIR

Brüj şehri denilince, akla hemen “çikolata” geliyor. Şehrin sokaklarında gezinirken, inanın, muhteşem bir çikolata kokusu hissedeceksiniz. Çünkü: fabrikalar yanında, evlerde de çikolata imal ediliyor.

Özellikle: maharetli ustaların çikolatalara verdikleri şekiller, tam bir görsel güzelliktir. Noel öncesinde, çikolata dükkanlarının vitrinlerinde: siyah, beyaz, meyveli, fındıklı ve sütlü çikolatalardan oluşan heykeller, anıtlar, görsel güzellikler gerçekten muhteşem.

Çikolata ile önem kazanan bu şehirde, çikolata tatmanız için önerim: Stevin Plein bölgesindeki “Chocolate Line” denilen yer.

Burada, yine yerel tat olarak öne çıkan biraları tatmak isterseniz; yaklaşık 300’e yakın çeşidi bulunan biraları: “Kemelstraat üzerindeki Brugs Beetje” denilen yerde deneyebilirsiniz.

Belçika Brüj-Brugge

ALIŞVERİŞ YERLERİ

Şehirdeki en uygun alışveriş mekanları: Steenstraat’dır. Aradığınız veya bulmak istediğiniz her türlü marka ve ürün, bu caddedeki mağazalarda bulunabilir. Bu caddede: ayrıca her türlü çikolatanın satıldığı yerler de bulunuyor.

Evet, bu şehirde, herkesin bütçesine uygun alışveriş mağazaları bulunmaktadır. Özellikle: Batı Flanders bölgesi, en cazip alışveriş merkezidir. Noordzandstraat ve Zuidzandstraat arasında da “Zilverpand” denilen alışveriş merkezi bulunmaktadır ki önerebilirim.

Ancak, dikkat etmeniz gereken şu: pek çok dükkan ve mağaza, saat: 18.00’de kapanıyor. Sabah ise, 09.00’da açılıyorlar. Ana süpermarketler ise, şehir merkezi dışındadır.

Belçika Brüj-Brugge

GEZİLECEK YERLER

Belçika Brüj-Brugge

ÇAN KULESİ

Şehrin en ünlü ve sembol yerlerinden biridir. Yüksekliği: 83 metredir. 19’ncu yüzyıl sonunda, kulede; 48 çan bulunmak iken bugün 47 çan bulunmaktadır ve bunların ağırlığı: 27 tondur.
Kule: 1240 yılında, yapıldıktan sonra, hazine ve Belediye arşivleri olarak kullanılmış, 1280 yılındaki bir yangın sonucunda ise, gözlem kulesi olarak kullanılmıştır.

1483-1487 yılları arasında, kulenin üstü, tahta sivri bir çatı ile kapatılmıştır. 1493 yılında, bu üst bölüme yıldırım düşer ve çan yok olur. 1822 yılında, kulenin tepesine, çatı eklenir.

Kule: uzun yıllar boyunca, şehirde yaşayanlar için: yangın alarmı, çalışma saatleri, sosyal ve politik ve dini olayların zamanının belirlenmesi amacıyla kullanılmıştır. Daha sonra ise, bir saat mekanizması da eklenmiştir.

Kuleye çıkmak için: 366 basamaklı merdiveni tırmanmak gerekiyor. Giriş ücretlidir.

Belçika Brüj-Brugge

CHURCH OF OUR LADY-MERYEM KİLİSESİ

Burası, şehrin silüetinde etkilidir. Kilisede: Hz. İsa ve Meryem resimleri yanında, özellikle Michelangelo tarafından yapılan heykeller dikkat çekiyor.

Yapının kulelerinin uzunluğu: 122 metredir. Bu yükseklik nedeniyle, dünyanın en uzun tuğla kuleleri olarak önem kazanır.

BEGUİNAGE

Burada, ortaçağ döneminde yapılmış, birçok küçük bina görülmektedir. Bunlar arasında bulunan, Katolik kilisesi: 13’ncü yüzyılda yapılmıştır. Bu konutlarda: rahibeler oturmaktadırlar.

Burası, ilk olarak 12’nci yüzyılda kurulmuş ve aynı dönemde, yani 1245 yılında, kadınların bir dini hareketi olarak değerlendirilmiştir.

Çünkü: bölgedeki: askeri savaşlar ve şiddet, birçok erkeğin canını almıştır ve bunların erkekleri savaşlardan geri dönmeyince; gelip buraya yerleşmişler, rahibe hayatı sürdürmeye başlamışlardır.

Şehrin zengin hayırseverleri ise, bunlara çeşitli yardımlar yapmışlardır.
Giriş kapısı: her gün saat: 18.30 da kapanmaktadır. Giriş ücretsizdir.

Belçika Brüj-Brugge
Belçika Brüj-Brugge

 

HOLY BLOOD BAZİLİKASI

Burası, küçük bir Roma Katolik kilisesidir. 12’nci yüzyılda: alt ve üst şapel olarak inşa edilmiştir. Alt şapel: hemen hemen hiç değişmeden günümüze kadar kalmıştır. Üst şapel ise, 19’ncu yüzyılda yenilenmiştir.

Kilisenin ismi: kutsal kan kilisesi olarak geçiyor. Bunun nedeni: bazilikanın deposunda: kanlı bir bez bulunuyor. Bu kanlı bezin: Hz. İsa’ya ait olduğu söyleniyor. 12’nci yüz yılda, II. Haçlı seferi sırasında; Kudüs alınarak, Alsace Thierry tarafından buraya getirildiği belirtiliyor.

Kanlı bez parçası: bir Bizans dönemi parfüm şişesi içinde bulunuyor. Buraya getirildikten sonra, hiç açılmamıştır. Üzerinde altın bir iplik ve kırmızı mum ile mühürlenmiştir. Silindir şeklindedir.
Her yıl: bu kutsal emanet, şehrin sokaklarında, bir gün gezdirilir.

Bu sırada: 1600 mil uzunluğundaki törene katılanlar: ortaçağ şövalyeleri ve Haçlı kıyafetleri giyerler. Tören alayı: görsel bir gösteriye dönüşür.

Kiliseye giriş ücretsizdir, ancak hazine odasına girmek isterseniz, 1.5 euro ödeneniz gerekiyor.

Belçika Brüj-Brugge
Belçika Brüj-Brugge

 

ST. SALVADOR KATEDRALİ

Şehrin ana kilisesidir. Şehre yapılan saldırılardan zarar görmeden kurtularak, günümüze sağlam olarak gelmiştir. İlk yapılışı: 10’ncu yüzyıla kadar uzanmaktadır. Belediye binasının tam ters istikametinde, şehrin merkezinde bulunmaktadır.

1834 yılında kilisenin statüsü, katedrale dönüştürülmüştür. Ancak, yapının dış görünümü, katedral görüntüsü vermez. 1839 yılında, katedralin çatısı, bir yangında çöker. 12’nci yüzyılda yapılan kulesi orijinal halinde bırakılarak, aynı yıllarda, katedralde büyük restorasyon çalışmalarına girilir.

Katedralin içinde, görmenizi önereceğim bir yer obje: duvardaki halı. 1731 yılında, Jasper van der Borch tarafından yapılan bu duvar halısı: muhteşem güzeldir. Yapının, koro bölümü ise: 1717-1719 yılları arasında yapılarak günümüze ulaşmıştır.
Katedral ve hazine bölümüne giriş ücretsizdir.

Belçika Brüj-Brugge

BEİSBROEK GÖZLEM EVİ

Burası bir rasathanedir. Buradan: yıldızlar, güneş ve gezegenler görülebilir. Gözlemevi gayet iyi donanımlıdır ve güzel bir gece de, gökyüzünde birçok yeri izlemek mümkündür. Giriş ücreti, 4 Eurodur.

Belçika Brüj-Brugge

BREWERY DE HALVE MAAN-BİRA FABRİKASI

Şehrin geleneksel bira markası, öte yandan gururu: 1546 yılına tarihlenmektedir. Bu lezzetli bira: malt, şerbetçiotu ve maya ile yapılmaktadır. Biranın üretim süreci ve geçmişi hakkında bilgi almak isterseniz, fabrika içindeki rehberli turlara katılabilirsiniz. Her saat başı yapılan bu turlar, yaklaşık 45 dakika sürüyor. Giriş ücreti, 6 Euro’dur.

Belçika Brüj-Brugge

CONCERTGEBOUW-CONCERT HALL-KONSER SALONU

Şehrin en büyük salonudur. Tasarımı: yenilik ve modernliği bir arada sunmaktadır. Mimarları ise: Paul Robbrecht ve Hilde Deam. Çağdaş bir kültür salonu olarak, 2002 yılı Avrupa Kültür Başkenti seçimi öncesinde yapılmıştır. Yapının genişliği 50 metre, uzunluğu ise 120 metredir.

Yükseklik ise 28 metredir. 8 katlıdır. Kule bölümünde, 300 seyirci kapasiteli, oda müziği konser salonu bulunmaktadır. Esas konser salonu ise, 1300 koltukludur. Burada, her yıl, 100’den fazla klasik müzik, caz konseri, müzikal tiyatro ve görsel sanatlar alanında etkinlik düzenlenmektedir.

Belçika Brüj-Brugge

MARKT MEYDANI

Burası, şehrin en göz alıcı mekanıdır. Kare şeklindedir. Ortaçağ döneminde, şehrin merkezi olarak kullanılmıştır.

Meydanın çevresi, şirin kafelerle çevrilidir. Meydanın ortasında ise, 14’ncü yüzyılda; Fransa’ya karşı yapılan savaşta ölen, Flaman kahramanlar Yan Redil ve Peter De Caning’in heykelleri var. Bu şahıslar, Altın Spurs savaşında, büyük kahramanlık göstermişlerdir.

Meydan: şehirlilerin bir buluşma noktasıdır. Ayrıca, şehre gelen turistler de, çoğunlukla zamanlarını bu meydanda geçirirler.

Hatta: çoğu kez, meydanda bir gurup tarafından klasik müzik konserleri bile verilmektedir. Ekim 1996 yılından itibaren, buranın trafiği iptal edilmiştir, yani araç girememektedir.

Belçika Brüj-Brugge

ADALET SARAYI

Klasik-barok tarzda: 19’ncu yüzyılda yapılmıştır. Yapı ilk olarak: 1787 yılında yapılmış olmasına rağmen, 1878 yılındaki bir yangında yok olunca, günümüzdeki bina yapılmıştır.

Belçika Brüj-Brugge

MİNNEWATER-AŞK GÖLÜ

Burası, şehir merkezinde, Bilhenhof caddesi üzerindedir. Mine: Flemenkçe de “aşk” anlamına gelmektedir. Kanalize bir göldür. Sakinliği ve romantikliğiyle, burayı mutlaka görmelisiniz.

1740 yılı yapımlı köprü üzerinden, şehrin harika-panoramik manzarasını izleyebilirsiniz. Gölün ilk yapılış amacı: kanallar içindeki su düzeyini, tercih edilen seviyede tutmak içindir.

Bu gölde: şehrin sembolü olan “beyaz kuğular” yüzmektedir. Bunlarla ilgili bir efsane var: 1488 yılında, Bruges düşesi Mary ve kocası: kendilerinin halefi, şehir yöneticilerini idam ettirirler.

Şehir yöneticilerinden Pieter Lanchals: uzun boyunlu anlamına gelen bir isimle anılmaktadır. Göller ve kanallar üzerinde, sonsuzluğu kadar öldürülen bir şahıslar, birer kuğu olarak yaşayacaklardır.

Gölün çevresindeki kaliteli restoranlarda, buraya özgü, yöresel lezzetlerden tadabilirsiniz. Bu arada, arzu ederseniz, göl çevresinde “fayton” turuna da çıkabilirsiniz.

Belçika Brüj-Brugge

GROENİNGGE MÜZESİ

Burası: Flaman ve Belçikalı sanatçıların resimlerinin sergilendiği bir yer. Rönesans ve barok ustalarının resimleri, genellikle 18 ve 19’ncu yüzyıllardan kalmadır. Burada eserleri bulunan sanatçılar: Jan van Eyck, Gerard Davit, Hironymus Bosh.

Belçika Brüj-Brugge

DANTEL MÜZESİ

Müzenin bulunduğu bina: 15’nci yüzyılda, Kudüs şapeli olarak Adornes ailesi tarafından yaptırılmıştır.

Müzede: dantel gereçleri ve birçok dantel örneği sergilenmektedir. Ayrıca: bir de dantel satış mağazası bulunuyor.
Giriş ücretlidir, 2.5 euro.

Belçika Brüj-Brugge

CHOCO-STORY- ÇİKOLATA MÜZESİ

Şehir merkezindeki, tarihi Sint-Jansplein binasındadır. Geçmişte, bu binada bir şarap evi, pasta fırını ve mobilya üreticileri barınıyormuş.

Müzeyi ziyaret ederseniz: çikolatanın sağlık için yararları ve çeşitleri gibi, değişik etkinlikleri izleyebilirsiniz. Çikolatanın: Mayalar ve Aztekler tarafından, kakao çekirdeklerinin işlenerek günümüze kadar olan gelişimi izlenebiliyor. Giriş ücretlidir: 7 Euro.

Belçika Brüj-Brugge

PATATES-FRİES MÜZESİ

Müze binası, şehrin en eski ve en iyi korunmuş tarihi binalarındandır. Yapı: 1399 yılında yapılmıştır. Dünyada, benzeri bulunmamaktadır. Bu müzede: ilk patates kızartması ve patates kökenli birçok obje sergilenmektedir.

Bunlar arasında: patatesin ekimi sırasında kullanılan makinalar, hasat, soyulma, kızartma aşamalarında kullanılan objeler var.

Müzenin bodrum katında ise: muhteşem lezzetli soslar eşliğinde, Belçika patates kızartmalarından tadabiliyorsunuz. Giriş ücretlidir ve 6 Eurodur.

Belçika Brüj-Brugge

LUMİNA DOMESTİCA MÜZESİ

Burası, bir aydınlatma müzesidir. Müze içinde: aydınlatma araçlarının tüm geçmişi görülebilir. Bu uzun yolculukta: meşale ve kandilden başlanıyor ve elektrik, Led ampulleri ve günümüze kadar ulaşan aydınlatma teknolojisi ürünleri sergileniyor. Sergilenen toplam ürün sayısı: 6000 civarındadır. Giriş ücreti: 6 Euro’dur.

Belçika Brüj-Brugge

ELMAS MÜZESİ

Müze: Avrupa’nın eski elmas merkezlerinden biri olan şehrin, geçmişini sergilemektedir. Burayı ziyaret ederseniz: Belçika ülkesinin en önemli ihraç ürünlerinden olan elmas hakkında, ayrıntılı bilgi edinebilirsiniz.
Giriş ücretli olup, 7 Euro’dur.

Belçika Brüj-Brugge

DALİ GALERİSİ

Burası: ünlü sanatçı Salvador Dali’nin: grafik sanat, heykeller ve çizimlerinden oluşan; fantastik bir koleksiyonun bulunduğu galeridir. Yani, aslına bakarsanız, bu eserler ünlü sanatçının eserlerinin kopyalarıdır. Ama, gerçeğe çok yakın kopyalanmışlardır. Giriş ücreti: 10 Euro.

Belçika Brüj-Brugge
Belçika Brüj-Brugge

 

SEA PARK-DOLPHİNARİUM


Burada: bir akvaryum içinde, yunus gösterileri sergileniyor. Yunuslar: büyük bir havuz içinde tutuluyorlar. Burası: ilk olarak, 1938 yılında açılmıştır.