Roma Colosseo (Kolezyum)

Roma Colosseo (Kolezyum)

Evet, Roma şehri denilince, tarih severler, tarih meraklıları öncelikle “Kolezyum” derler ve buranın ihtişamını, güzelliğini görmeden, dünya üzerindeki Roma medeniyetinin ulaştığı seviyeyi anlamanın mümkün olmayacağına inanırlar.

Evet, dünyadaki ilk stadyum örneği yapı karşınızda.

Antik Yunan tiyatrolarının birçoğu, bir yanını mevcut bir tepeye veya yamaca verirken, burası tamamen düz bir zemine inşa edilmiş olması nedeniyle de önem kazanmaktadır.

Kolezyum

İnşaatına MS.70 yılında başlanmış ve 8 yıllık süreç sonunda; MS. 80 yılında bitirilmiştir. Antik Yunan tiyatroları at nalı şeklindedir.

Bu at nalı şeklindeki iki tiyatro: sahne kısmından karşılıklı birleştirilince, elips şeklindeki bir yapı ortaya çıkıyor, işte Romalılar bunu gerçekleştirmişlerdir.

Yapı: 55 bin kişi kapasitelidir.

Duvarların yüksekliği: 40 metreye kadar çıkmaktadır.

Yapının: yaklaşık 60 kapısı bulunmaktadır.

Acil durumlarda ise, kapı sayısı 120 olmaktadır.

Bunun sebebi, içerideki insanların, 10 dakika gibi kısa bir sürede, yapıyı terk etmelerini sağlamaktır.

Yapının taşları

Taşların itme gücü ve yumurta akı ile birbirlerine sabitlenmiştir. Ayrıca: her iki taş kütlesi arasında “U” şeklindeki demir parçası, kurşun eritilip  dökülmek suretiyle sabitlenmiştir.

Zamanla büyük bir deprem geçiren yapının, güney duvarı günümüzde yıkıktır ve bu duvarın taşları, şehirdeki diğer yapılarda bolca kullanılmıştır.

Roma Colosseo (Kolezyum)
Roma Colosseo (Kolezyum)
Roma Colosseo (Kolezyum)
Roma Colosseo (Kolezyum)

Yapıdaki etkinliklerde, ilk yıllarda: esirler vahşi hayvanlara atılarak parçalatılıyor iken, Hıristiyanlığın kabulü ile, bu uygulamaya son verilmiş ve burada gladyatör dövüşleri yapılmaya başlanmıştır.

Öte yandan, Hıristiyanlığın ilk yıllarında, Roma imparatorları: ülke ve şehirdeki kargaşalıkları engellemek ve insanları daha kolay kontrol altına alabilmek için, böyle büyük bir yapı yaptırmıştır.

Gladyatör  dövüşleri

İlk olarak esirler arasından  seçilen iri-yarı ve güçlü kişiler, gladyatör okullarında eğitilirler ve ülkenin çeşitli yerlerindeki arenalarda dövüştürülürlermiş.

Bir dönem: esir olmayanlar içinden de gladyatör çıktığı görülmüş, çünkü bu dövüşler, halk arasında büyük rağbet görmüştür.

Ülkenin çeşitli yerlerinde dövüştürülen gladyatörler için, Roma-Kolezyum bir mabet, ulaşılacak en büyük dövüş mekanı olarak hep önem kazanmıştır.

Evet

Dışarıdan görüldüğünde bu muhteşem yapıya hayran kalmamak elde değil. Eğer içeriye girmek isterseniz, uzun kuyrukları yani sırayı beklemek zorundasınız ki, içeriye girerseniz, vahşi hayvanlar ve esir gladyatörlerin yer altında tutuldukları hücreleri, sıraları ve alanı görebiliyorsunuz.

Arenanın zemini: tahta ve kumla kaplı imiş. Bodrumda, biraz önce sözünü ettiğim gibi holler görülüyor.

Yapının dışında ise, o kalabalık içinde, Roma askeri kıyafeti giymiş kişilerle hatıra fotoğrafı çektirebiliyorsunuz.

Elbette: esmer tenli kuzey Afrikalı göçmenler, ellerindeki hediyelik eşyaları satmak için, her türlü gayreti gösteriyorlar.

Tunus El-cem

Tunus El-cem

Tunus şehrinin, 205 km. güneyinde, ülkenin doğusundadır. Roma dönemindeki adı: Thysdrus.

Roma döneminde, Thysdrus olarak isimlendirilen bu bölge: zeytin ağaçları ile çevrili bir düzlükte bulunmaktadır.

Şehirdeki ilk yerleşimcilerin: kesin olarak bilinmemekle birlikte, büyük ihtimalle: MÖ.45 yıllarında, Roma imparatoru Julius Ceasar’ın; eski askerlerinin buraya yerleşmeleriyle oluşturulduğu düşünülmektedir.

Tunus El-cem Roma Amfitiyatrosu-Collesium

ROMA AMFİTİYATROSU-COLLESİUM 

Modern kentin üzerinde, günümüzde: Roma amfi tiyatrosu yükselir. Burası: Kuzey Afrika’daki en büyük Roma anıtıdır. Ama esas önemini: Roma şehrindeki Collesium’dan sonraki en büyük Roma eseri-yapısı olarak kazanır. Yapı: MS.230 ile 238 yılları arasında yapılmıştır. Seyirci kapasitesi, yaklaşık: 30 bin  kişidir. Bazı tahminlere göre ise: 45 bin kişidir. Bu özellikleri nedeniyle, şehrin ulaştığı refah düzeyini yansıtmaktadır.

Çünkü: aynı dönemde şehir nüfusunun: 30 bin kişi olduğu tahmin edilmektedir. Ama, ziyaretçiler için de yer yapılmış olsa gerek. Collesium ölçüleri: yükseklik: 35 metre, uzunluk: 148 metre ve genişlik: 122 metredir. İnşaatta kullanılan taşlar: buraya 30 km. uzaklıktaki, Salakta bölgesindeki taş ocaklarından getirilmiştir. Ancak: 238 yılına gelindiğinde, buranın yapılması emrini veren Gordion: başarısız bir ayaklanma sonucu öldürülür ve inşaat yarım  kalır.

Tunus El-cem

Bu büyük yapı: gladyatör dövüşleri için yapılmıştır. Gladyatörler yaralandığında “Habet” şeklinde bağıran izleyiciler, hasmı tarafından öldürülmemesini istiyorlarsa yani yaşaması isteniyorsa “mendil sallarlar” veya öldürülmesini istiyorlarsa “baş parmaklarını yukarı doğru kaldırarak” işaret verirlerdi.

Günümüzde, buraya yolunuz düşerse: tiyatronun tepesinden, aşağıdaki yer altı koridorlarını görebilirsiniz. Bu koridorlarda, bir zamanlar, gladyatörler ve hayvanlar geçerek, alana çıkıyorlarmış.

Tunus El-cem

Ancak her ne kadar kültür den söz etsem de, bu yapı, zamanla kale olarak da kullanılmıştır. Collesium duvarlarında görülen büyük bir delik: 1695 yılında, yörede egemen olan Osmanlı beyi: yönetim karşısı gurupların yuvalandığını düşündüğü tiyatronun duvarlarını topa tutturması sonucu oluşmuştur. Yıkılan duvarların ardında ortaya çıkan: kemerler, merdivenler, tonozlar ve yer altı hücreleri gerçekten görülmeye değer güzelliktedir.

Tunus El-cem Thydrus

Thysdrus, yani El-Cem kentinin Roma dönemindeki hali:

Bugünkünden, dört kat civarında daha büyüktür. Aynı zamanda, canlı ve varlıklı bir kent olarak önem kazanmıştı.

Kentin hemen dışında: Sefakis yolunda ki küçük müzede; o dönemlerdeki zenginlikleri ifade eden bir kısım örnekler ve özellikle mozaikler görülmektedir. Bu mozaiklerde: tavus kuşları, deniz canlıları, kuşlar ve aslanlar gibi çeşitli canlılar betimlenmiştir. Büyük bir mozaik panoda ise: leopar derisinden giysiler giymiş ve bir kaplana binmiş, genç “Dionysos” görülmektedir. Bu meraklı olanlar bilirler, Roma mitolojisinde, şarap tanrısıdır.

Tunus El-cem

El-Cem kentindeki diğer kalıntılar, günümüzde hala toprak altındadır.