Adıyaman Tut

Adıyaman Tut

Bulunduğu karayolu üzerinde, son ulaşım noktasıdır. Bu yüzden, herhangi bir yere gelip-giderken uğrayıp görebileceğiniz bir yer değil. Özellikle, ana yoldan sapıldıktan sonraki 14 km. lik bölüm oldukça virajlı ve zor bir yoldur.

Adıyaman Tut

ULAŞIM

Tut, bağlı bulunduğu Adıyaman il merkezine 47 km. uzaklıktadır. İlçe: Adıyaman-Malatya kara yoluna 14 km. lik bir ara yol ile bağlanmaktadır. Söz konusu yolun en büyük özelliği ise, çok virajlı olmasıdır. Bu yol üzerinden Adıyaman iline varılır. İlçe Adıyaman hava alanına 60 km uzaklıktadır.

TARİH

Tut ve çevresi tarihi çok eskilere gitmektedir. Kaşlıca ve Sürmene yöresinde tarihi eserler bulunur. Kurulan deresi yanında Ermişdere adında bir kale bucağın batısındaki Sürmen denen yerde ise ev kalıntıları, yatak yerleri ve mezarlar vardır.

1560 yılına ait Kanuni Sultan Süleyman dönemi tahrir defterindeki kayıtlara göre, ilçe o dönemde önemli bir yerleşim yeridir. Yerleşim biriminin Şeyh Abdurrahman Erzincani vakfı olduğu belirtiliyor.

Yöredeki yerleşim: Oğuz boyları ile Türkmen ve Yörük izleri taşır.

Tut, Kaşlıca köyünün yerinde kurulmuş ve burada Türkler ve Rumlar birlikte yaşamışlardır. Ancak, Türkler çıkan bir anlaşmazlık sonucu köyden ayrılırlar ve şimdiki yere taşınırlar.

Adıyaman Tut

GENEL

Bölge: Güneydoğu Toros dağlarının eteklerinde kurulmuştur. Güney ve batı bölümler, Göksu ırmağı ile çevrilmiştir. Arazi genellikle dağlık ve engebelidir. Denizden yükseklik, 1050 metredir. Bunun sonucu olarak, ilçe merkezi bir yayla konumundadır. Fırat nehrinin bir kolu olan Göksu ırmağı, ilçenin güneyinden geçer. Göksu ırmağı nedeniyle, yörede her türlü meyve ve sebze yetiştirilmektedir.

İlçe halkının büyük kısmı ise, yurt dışına işçi olarak çalışmaya gitmiştir. Çünkü: tarım alanları kısıtlıdır ve sanayi kuruluşu bulunmamaktadır. Bu yüzden, yörede oturan gençlerin büyük çoğunluğu: yaz döneminde Adana ve Mersin yörelerine mevsimlik işçi olarak çalışmaya gitmektedirler.

Bunun dışında, yörede, 1950’li yıllara kadar “Tut bezi” olarak önem kazanan bir dokuma türü, ekonominin başlıca etkinliği olmuştur. Ancak makineli üretim yüzünden, günümüzde, bu el sanatı yok olmuştur. Bugün ilçede tamamen doğal yollarla yapılan halıcılık önem kazanmaktadır.

Yörede: kalitesi ve güzelliğiyle göze çarpan “Azeri” halıları dokunmakta ve çoğu yurt dışına ihraç edilmektedir. Halılar, özellikle, Amerikalılar tarafından tercih edilir.

Yörenin iklimine gelince: burada yayla iklimi görülür. Güney kısımlarda ise, sahil iklimi egemendir. Buna bağlı olarak, yazları kurak ve sıcak, kışları ise yükselti nedeniyle soğuk ve kar yağışlıdır.

İlçenin her yeri dut ağacı ile doludur. Ayrıca ceviz, badem ve öteki meyve ağaçları da boldur. Yüzyıllardır sağlık iksiri dut, bu topraklarda yetiştirilir. Hatta “Tut” ilçesinin ismi “Dut” tan geliyormuş. Çünkü bu ilçede duta, tut deniliyor. Evet burada önce dut geliyor.

Yörede bu meyveden çok şifalı olduğu bilinen dut pekmezi yapılıyor. Ayrıca kurutularak pestil yapılıyor ya da kurut dut olarak çerez şeklinde oldukça fazla tüketiliyor. İlçede, duttan sonra ise incir gelir. Hem tazesi, hem kurusu, sonra yaş ve kuru üzüm. Hem karası hem kırmızısından.

NE YENİR-NE İÇİLİR

Tut yöresine yolunuz düşer ve yöresel lezzetlerden tatmak isterseniz önereceklerim: Maş Aşı yani Muaşer Cıvığı olabilir. Nohut ve bulgur ile yapılan bu yemek, yöresel özellikler taşımaktadır. Bir diğer önereceğim yemek ise, Kara Şoğra’dır. Mercimek, döğme ve nohut ile yapılır.

Abdurrahman Erzincani

Tut yöresinde, Osmanlı-Türk yerleşiminin öncüsü, Şeyh Abdurrahman Erzincani’nin oğlu Mehmet Erzincani’dir.

Kendisi, söylentilere göre: Erzincan’dan Adıyaman’ın merkez Zey köyüne gelerek yerleşmiştir. Oğlu Mehmet Erzincani ise, Zey yönünden Tut’a gelmiş ve buradaki Türk İslam hareketine öncülük etmiştir.

Mehmet Erzincani, burada ilk olarak Ulu Cami’yi yaptırmış, ayrıca Göksu çayı üzerindeki Vijne köprüsü, Şepker çayı üzerindeki Şepker köprüsü, Ayniye mahallesi ve Fethiye arasındaki Dışpınar çeşmesini yaptırmıştır.

Adıyaman Tut Abdurrahman Erzincani Türbesi

Abdurrahman Erzincani Türbesi

Türbe şehir merkezine 8 km uzaklıktaki İndere (Zey) köyündedir. Kendisi Adıyaman’a geldiğinde bu köyde yaşamıştır. Doğum tarihi net olarak bilinmez. Ancak söylentilere göre, Sultan IV. Murat döneminde yaşamıştır.

Türbesi, köye hakim bir tepe üzerindedir. Günümüzde bir ziyaret yeri olarak kullanılmaktadır. Halk arasındaki inanışlara göre, türbeyi ziyaret edenlerin akıl ve sinir hastalığından şifa bulacağına inanılır. Hatta, yine burada misafirler için 100 adet yatak temin edilmiştir.

Ancak sadece hastalar değil, dilek dilemek ve adak adamak isteyenler de burayı ziyaret ederler. Türbenin çevresinde çeşitli ilaveler yapılmış, türbe yeşil renge boyanarak tarihi dokusu kaybolmuştur. Türbenin içinde, kendisi ve ailesinin sandukaları vardır.

Adıyaman Tut Yamaç Paraşütü ve Hava Sporları Festivali

YAMAÇ PARAŞÜTÜ VE HAVA SPORLARI FESTİVALİ

Yamaç paraşütü şenliği, her yıl Haziran ayında Tut ilçesinde yapılmaktadır. Festival, Tut Kaymakamlığı ve Tut Belediye Başkanlığı tarafından düzenlenir. Uçuşlar Ali Dağı mesire alanında, Atatürk Barajına doğru yapılıyor.

Adıyaman Tut

GEZİLECEK YERLER

Adıyaman Tut Ulu cami
Adıyaman Tut Ulu cami

ULU CAMİ

İlçe merkezindedir.

Minaresinin kaidesi üzerindeki yapım kitabesine göre 1736 yıllarında Hacı Hasan tarafından yaptırıldığı bilinmektedir. Düzgün kesme taştan yapılmış minareye sahip caminin doğu ve güney cephe beden duvarları da kesme taştan yapılmıştır. Caminin iç kısmı, 12 sütun üzerine kurulmuş olup, taş sütunlar Osmanlı motifleri ve desenlerle simetrik süslenmiştir.

Son cemaat yeri iki kemerlidir. Caminin üzeri düz dam olup saç ile örtülüdür. Caminin içinde dörtgen ayaklara ve sütunlara oturan üç sıra kemerli yapı ve üzeri tavan ahşap kaplamadır. Minaresi tek şerefeli ve taştan yapılmıştır. Caminin son onarımı, 1953 yılında yapılmıştır.

Anıt ağaç

Ulu caminin yakınındadır. Doğal su kaynağı başında bulunan ve yaklaşık 600 yıllık olduğu tahmin edilen çınar ağacı, doğal sit alanı olarak tescillenmiştir. Anıt ağaçla ilgili bilgilerin bulunduğu bir tabelanın konulması gereklidir.

Adıyaman Tut Vijde köprüsü

VİJNE KÖPRÜSÜ

İlçe merkezinde Çamlıca mahallesindedir. Yürüyerek ulaşılabilir.

Yine Göksu ırmağı üzerinde olup bu köprüye benzeyen iki köprü, daha önce sel ve doğal nedenlerle yıkılıp yok olmuştur. Göksu nehri üzerinde bulunan köprü, 18’nci yüzyıl İslam mimarisini yansıtır. Osmanlı imparatorluğu döneminde, Kanuni Sultan Süleyman tahtta iken, önemli bir ticaret merkezi olan Tut ve Gölbaşı ilçelerini birbirine bağlaması için yapılmış ve ticaret kervanlarına hizmet etmiştir.

1938 yılında Adıyaman Müzesi tarafından tescillenerek koruma altına alınmıştır. Köprünün uzunluğu 45 metredir. Kemer kısımları düzgün kesme taştan, diğer yerler moloz taştan yapılmıştır. Biri ana ve diğeri tahliye olmak üzere iki kemeri vardır. Tahliye kemerinin üstü yıkık olduğundan, geçiş ahşap hatıllarla sağlanır.

Günümüzde köprünün yıkılan bölümlerine, yani küçük kemer kısmının üzerine, yöre köylüleri tarafından ağaçtan ek yapılmıştır. Evet bu kadar, inanın bu köprünün ismi niye “Vijne” diye çok merak ettim, araştırdım, hayır yok, hiçbir yerde bulamadım, bilen varsa yazsın veya ilgili resmi makamlar incelesin.

ŞEBKER KÖPRÜSÜ

İlçe merkezine bağlı Tepecik köyü ile Adıyaman’ın merkeze bağlı Şerefli köyünü birbirine bağlar. Vijne köprüsüne benzerdir. Tut ilçesinin sınırlarını çizen Şebker çayının dar ve kayalık bir kısmına oturtulmuştur. Yapılışındaki teknik sayesinde, bugüne kadar ayakta kalmayı başarmıştır.

KAŞLICA KALESİ/MİHRİBABİL KALESİ

Kaşlıca köyünün doğusunda, Aşağı evler denilen mevkidedir. Köy ilçe merkezine 5 km uzaklıktadır.

Halk arasında Mihribabil kalesi olarak da bilinir. Kaleler genel olarak yüksek yerlere yapılmasına rağmen, Kaşlıca kalesi, Kaşlıca-Aşağı evlerin bulunduğu vadi içine yapılmıştır. Babil krallığı zamanında yapıldığı düşünülmektedir. Düz ve uzun bir vadi üzerinde yaklaşık 50 metre yükseklikte bir kayalığın üzerinde yer alır. Genel olarak kaleler yüksek yerlerde kurulmasına karşın, bu kale vadi içinde yapılmıştır. Kale duvarları moloz taş örgü ile yapılmıştır.

Kalenin girişinin sağında ise sarnıç bulunmaktadır.  Kalenin içinde yüksek noktalarda halkın karakol ya da gözetleme yeri dediği yerler vardır. Battal Gazi’nin Malatya’dan gelerek bu kaleyi fethettiği rivayet ediliyor. Günümüzde kalenin içinde: duvar kalıntıları, ok mahmuzları ve kenar kısımlarında su kanalları kalıntıları bulunur.

MALKAYISI

Meryemuşağı köyü yakınlarındadır. Köy ilçe merkezine 9 ve il merkezine 62 km uzaklıktadır.

Osmanlı döneminde, Trabzon’dan gelip Halep’e giden kervan yolu buradan geçerdi. Burası Osmanlı döneminde, eşkıyaların yol kestiği ve kayaları oyarak yol açtıkları bir yerdir. Bu yolun belli kısımları hala görülebilmektedir.

ŞEYH ALİ BABA TÜRBESİ

İlçe merkezinde, Tepebağ denilen mevkidedir. Halk arasında: Şeyh Ala Baba olarak bilinen şahsa aittir. Burayı ziyarete giden felçli ve akıl sağlığı bozuk olan hastalar: gelenekler gereği: bir gece burada yatarlar, pilav pişirirler ve çevredeki evlere dağıtırlar. Böylece: hastalıklarına şifa umarlar.

EVRENTEPE TÜRBESİ

Burası da ilçe merkezine bağlı Akçatepe köyündedir. Buranın ilginç bir hikayesi var. Bunu anlatmak istiyorum: Bir zamanlar, zamanın kralının güzel bir kızı varmış. Bu kızı gören Hüseyin Gazi, amcasının oğluna kızın güzelliğini anlatır. Ancak: yine aynı dönemde Hüseyin Gazi: kralın adamları tarafından öldürülür.

Bunun üzerine, Hüseyin Gazi’nin sülalesi, intikam almak için kralın kızını kaçırmayı planlarlar ve bunun için, yakışıklı bir genç olan “Güzel Oğlan” görevlendirilir. Güzel oğlan, kaleye gelir, kralın kızını kaçırır, ancak kalenin 3 km. kuzeyinde, günümüzdeki türbenin 500 metre doğusunda kralın adamları tarafından yakalanırlar ve her ikisi de öldürülür. Öldürüldükleri yerde, ufak bir taş, mezar taşı olarak kullanılır.