Portekiz Lizbon Genel

Portekiz Lizbon Genel

Burası: Akdeniz’de kıyısı olmamasına rağmen, tam bir Akdeniz şehridir.

Günümüzde şehirde 600 bin kişi yaşıyor. Şehir, Atlantik okyanusu kıyısında, Tejo nehrinin oluşturduğu haliçte bulunmaktadır. Yani bir anlamda, İstanbul’daki haliç gibi düşünülse de, aynı güzelliği burada bulmak mümkün değildir. Siz: şehirde okyanus manzarası izliyorum diye düşünürken, aslında Tejo nehrini izliyorsunuz. Okyanus, sadece köprünün ötesinden görülüyor.

Şehirde: her yer yokuş ama sık ve dik yokuşlar var. Roma ve İstanbul gibi, 7 tepe üzerine kurulmuştur. Yani, bir anlamda “Yedi Tepeli Şehir” de denilebilir. Bu yüzden: şehirde yürüyerek gezerken, yanınızda çok eşya bulunmamasına dikkat etmek gerekir.

Portekiz Lizbon Genel

ULAŞIM

İstanbul-Lizbon arasındaki havayolu ulaşımı: yaklaşık 4 saat 50 dakika sürüyor.
Lizbon şehrindeki “Portella Havaalanı”; şehir merkezinden 7 km. uzaklıktadır. 2012 yılında havaalanı, 15.3 milyon yolcu tarafından kullanılmıştır. Havaalanında, ülkeye girişte “Freeshop” bölümü bulunmuyor. Pasaport kontrolünden sonra, yalnızca kahve satan birkaç dükkan bulunuyor.
Havaalanı ile şehir merkezi arasında, her yarım saatte bir kalkan servis otobüslerini kullanabilirsiniz. Bunlar, 3.5 euro ücret alıyorlar ve şehir merkezine, 25-30 dakika da ulaşıyorlar.
Taksi isterseniz, şehir merkezine ulaşmak için, muhtemelen 15-20 euro ödemeniz gerekir.

Portekiz Lizbon Genel

TARİHİ SÜREÇ

Şehir: Fenikeliler tarafından kurulmuş ve “Ulissipo” yani “güzel liman” adıyla anılmış ve ilk çağlarda: İber kabileleri tarafından yerleşilmiştir.

1255 yılında ise, şehir, Portekiz krallığının başkenti olarak seçilmiş ve ardından önemli bir ticaret merkezi haline gelmiştir.

Takip eden dönemlerde ise: 1290 yılında, ülkenin ilk üniversitesi bu şehre taşınmıştır. 1531 ve 1756 yıllarında meydana gelen depremler: şehri tamamen yok etmiştir. Bunun üzerine: Pambal Markisi isimli şahıs tarafından, şehir yeniden planlanmış ve yeniden yaratılmıştır.

Hatta: şehrin aşağı kısmına, Marki’nin anısına “Baixa” yani (Aşağı Mahalle) “Pombalina” ismi verilmiştir.

1755 yılındaki büyük depremde: şehirde, 100 bin civarında insan öldüğü söyleniyor.
II. Dünya savaşında ise, Lizbon, tarafsız bir liman olarak bilinir. Ancak: 1988 yılına gelindiğinde, şehirde, yine büyük bir felaket, yangın çıkar.

Portekiz Lizbon Genel

İKLİM

Lizbon şehrinde, soğuk pek etkili olmuyor. Gezginleri etkileyecek tek hava olayı yağmurlardır. Bu şehirde yıl boyunca hava sıcaklıkları nadiren 5 derecenin altına düşer. Zaten şehirdeki evlerde kalorifer tesisatı bulunmadığını öğrendim. Ortalama sıcaklık, 10 derecedir. Şubat ayında burada gayet güzel güneşli bir havada gezme şansı buldum.
Evet, Lizbon şehri, Avrupa’nın en sıcak başkentlerinden birisidir. Burada, tipik Akdeniz iklimi hüküm sürmektedir.

Portekiz Lizbon Genel

 

ŞEHİR İÇİ ULAŞIMI

Lizbon şehrinde: yüzyıldan fazla zamandır kullanılan “tramvay” ve “feniküler” bulunmaktadır. Şehri gezerken, bunları kullanabilirsiniz. Ayrıca: şehirde, 4 hatlı metro sistemi bulunmaktadır. Lizbonlular yoğun olarak metroyu kullanıyorlar. Metro istasyonları: gayet güzel ışıklandırılmış ve sıcak yaz günlerinde klimalar ile soğutuluyor. Ancak: turistler yani ziyaretçiler, metro değil, genellikle “tramvay” kullanıyorlar ki, zaten bu sarı tramvaylar, şehre ait tüm hediyelik objelerde işlenmiştir.

Şehirde kalış süresine göre: “Lizboncard” alırsanız, bütün toplu taşım araçlarında, bu kartı kullanabilirsiniz. Bu kart, aynı zamanda bazı müzeler ve restoranlarda da indirim sağlamaktadır. Bu kart, 50 cent ödenerek satın alınıyor ve içine istediğiniz kadar para yükletebiliyorsunuz.

Ancak: otobüse veya tramvaya bindikten sonra, şöföre veya kondörtöre para ödeyerek de seyahat edebiliyorsunuz. Ayrıca: günlük seyahat kartı da satın alabilirsiniz. 4.60 euro ödeyerek alacağınız bu kart ile, bir gün boyunca, tüm metro, otobüs ve trenlere binebilirsiniz.

Şehirdeki en turistik hat ise “28” numara olarak biliniyor ve onun ücreti 2 eurodur. Turistik seyahat otobüsleri gibi, birçok turistik yeri, bununla gezebilirsiniz.

Şehirde, taksi kullanmak isterseniz, taksiler ucuzdur. Yani: genellikle 5-6 euro ödeyerek, birçok yere taksi ile ulaşabilirsiniz.

Portekiz Lizbon Genel
Portekiz Lizbon Genel
Portekiz Lizbon Genel

 

ALIŞVERİŞ

Alışveriş ile ilgili öncelikle şunu bilmeniz gerekir ki, şehrin birçok yerinde “kredi kartı” geçmiyor ve nakit alışveriş yapılıyor. Yani, bu şehirde gezerken, yanınızda mutlaka yeterli nakit bulundurun.

Şehrin ana alışveriş caddesi olan “Avenida da Liberdade”: Rossio’dan başlayıp, VII Eduardo Parkı’na kadar devam etmektedir. Bu cadde üzerinde: şık kafeler ve alışveriş mekanları bulunmaktadır.

“Chiado” ise: yine hoş mağazaların bulunduğu bir yerdir.

“Campo de Santa Clara” meydanında: cumartesi günleri, “Feira de Ladra” isimli, bit pazarı kurulmaktadır.

“Rua de Sao Pedro” da: hafta içi, her sabah erken saatlerinde balık pazarı kurulur.

Evet, peki bu şehirden ne satın alınır. Lizbon şehrinde en güzel hediyelik “el yapımı” mallardır. Antik döneme ve çağdaş döneme ait el boyaması fayanslar, lüks sabunlar, farklı bölgesel seramikler ve masa örtüsü, nakış gibi tekstil ürünleri bulup satın alabilirsiniz. Portekiz’de satılan altın objelerin hepsi, en az 19.2 ayardır.

Lizbon şehrinde, buraya has seramiklerden satın almak isterseniz: Praça Principe Real, 33 adresinde bulunan: Principe Real’i tercih edebilirsiniz. Burası, Portekiz’in en ünlü seramiklerini üreten fabrikanın malları satılır. Bir diğer adres ise, Chiado bölgesinde, Rua do Alacrim, 95 adresinde bulunan, Azulejos Sant’Ana olabilir. Burası da bir fabrika satış mağazasıdır.

Bunların yanında, Lizbon şehrinde alışveriş merkezi gezmek isterseniz: bu kez: Avrupa’nın en büyük alışveriş merkezlerinden bazılarının burada olduğunu göreceksiniz. Colombo en büyük, Amoreiras ise en eski olanıdır.

Şehirde, özellikle yağmurlu bir günde, bu alışveriş merkezlerinde gayet güzel zaman geçirebilirsiniz. Bu alışveriş merkezlerinden, öncelikle önerim “Uptown” bölgesinde, Av Muh.Duarte Pacheco adresinde bulunan “Amoreiras” olacaktır. Şehrin en eski alışveriş merkezi göz alıcı post-modern kulesi ile ilgi çekmektedir.

Bir diğer öneri “Centro Vasco Da Gama” olabilir. Parque das Naçoes bölgesindedir. Popüler alışveriş merkezi: bir okyanus tema ile dekore edilmiştir. Mağazalar ise, uygun türe göre kümelenmiş, açık oturma alanları ve 10 sinema salonu ve fast-foot bölgesi bulunmaktadır.

Son öneri: “Colombo” olacaktır. Uptown bölgesinde, Av. Colegio Militar adresinde bulunan bu alışveriş merkezi de, Avrupa’nın en büyüklerinden birisidir.

 

NE YENİR-NE İÇİLİR

Burada: akşam yemeği çok geç saatte yeniliyor. Hatta: akşam yemeği için, fado söylenen bir restorana gitmenizi öneririm. Ama unutmamak gerekir, Fado müziği pek iç açıcı bir müzik türü değil, melankolik bir müzik. Ben gittim, bir daha gider misin derseniz gitmem, karar sizin.

Deniz kıyısında bulunması nedeniyle, Portekiz mutfağı, deniz ürünleri ağırlıklıdır. Daha doğrusu Portekiz mutfağının balık lezzetlerinin cenneti olduğu söylenebilir.

Evet: Portekiz, Avrupa’nın en çok balık yenilen ülkesi olarak biliniyor. Burada özellikle bir tür okyanus balığı olan “Bacalhau” denemelisiniz. Bu balık, genellikle şarap katılarak pişiriliyor. Diğer tür yemeklerde ise, genellikle zeytinyağı kullanılıyor. “Sardinhas assadas” isimli yemek, bir tür mangalda pişirilmiş sardalya balığıdır. “Pasteis de bacalhau” ise: balık kekleri olarak bilinir ve yine Lizbon şehrinin en popüler yemekleridir.

Yemek yeme yerleri için öneriler: Rossio meydanı ve Rua Agusto bölgesindeki restoranların fiyatlarının yüksek olduğunu unutmayın. Rua Agusto caddesinin bir arka paraleli olan Rua dos Sapateiros sokağındaki “A Licorista Bacelhoeiro” isimli restoranı düşünebilirsiniz.

Fiyat ve lezzet dengesi iyidir. Burada, tüm deniz ürünlerini tadabilirsiniz. Ama özellikle ahtapot salatası yemelisiniz. Hatta: ülkemizde bulunmayan ancak Portekiz’in ulusal balığı olan “Codfish” yani “morina balığı” deneyebilirsiniz.

Yani bizim Karadeniz bölgesinde hamsi neyse, onlarda da aynısı. Bu balığın binbir çeşidini yapıyorlar.

Tatlı olarak ise “Pudin” denilen, kremalı tatlıyı denemelisiniz. Ayrıca: Belem kurabiyesini tatmayı sakın unutmayın. Sıcacık ve içi puding dolu, dışı çıtır çıtır ve üstü pudralı, muhteşem bir lezzet. Ama mutlaka Belem bölgesindeki pastaneden yemelisiniz.

Şehri ziyaret ederseniz: “Casa Brasileira Cafe” de oturmalı ve bol köpüklü bir “bica kahvesi” içmelisiniz. Gerçekten, bu kahve, lezzeti itibarıyla muhteşem bir kahve olarak hafızanıza yer edecektir. Otururken: hemen ön tarafta, ünlü Portekizli yazar Fernando Pessoa’nın heykelini de görebilirsiniz.

Yine, şehirdeki bir lezzet mekanı “Cafe Pastelaria Suiça” var. Petro IV meydanına bakan kafede, muhteşem lezzetli filtre kahve içebilirsiniz.

Bunun dışında: Porto şehrinde üretilen “brendi aromalı Porto şarabı” denemelisiniz. Ayrıca; Madeira şarabı ve Vinho verde şarabı da denenebilir. Zaten: Portekiz, kaliteli şarabıyla ünlü bir yerdir. Şarap: Lizbon mutfak kültürünün vazgeçilmez bir parçasıdır.

Portekiz Lizbon Genel Sardalya Balıkları

Sardalya

Sardalya, Lizbon’un simgesi olan bu balık, Lizbon şenliklerinde ekmekle yenir. Tutulduğu her ay lezzetli olan sardalya, özellikle Saints Popülaires sırasında lezzetlidir. Evet, ızgara sardalya, Lizbon yazının en sembolik yemeklerinden biridir.

Bir dilim ekmekle ya da közlenmiş biber ve haşlanmış patatesle yenen bu balık, yaz boyu mis kokularıyla Lizbon sokaklarını doldurur. En ünlü saldalyalar “Setubal” de bulunur.

Geleneksel mahallelerde de ızgaralar kurulur. Hediyelik olarak, şehirden sardalya konservesi alabilirsiniz.

Portekiz Lizbon Genel

FADO MÜZİĞİ

Fado müziği “kader” anlamına gelmekte ve Portekiz’in ulusal müziği olarak bilinmektedir. Portekiz müzik tarzı: Lizbon’un kültürü ve ruhunu meydana getirir.

Gitarın eşlik ettiği kederli söz ve nağmelerden oluşan bu müzik tarzı: derin duygularla bağlı bulunulan bir kimseye veya bir şeye duyulan özlemi anlatır. Yani: Fado, Lizbon şehrinin popüler kültürünün önemli bir parçasıdır. Denizin hikayesini anlatır.

En çok söylenen temalar: melankoli, nostalji, mütevazi mahallerde günlük yaşamdan küçük hikayeler ama özellikle kadercilik ve hayal kırıklığıdır.

Şarkılar genellikle bir erkek veya kadın tarafından, akustik gitar ve Portekiz’e özgü bir gitar eşliğinde söylenir.

2011 yılında, UNESCO tarafından Fado müziği “İnsanlığın somut olmayan kültürel mirası listesi” ne dahil edilerek koruma altına alınmıştır.

Lizbon şehrinin eski mahallelerinde çok sayıda küçük Fado evlerinde amatörler tarafından icra edilir. Ancak, Fado müziği dinlemek için en ünlü yerler: “Alfama” ve “Bairro Alto” bölgesidir.

Portekiz Lizbon Genel

TURİZM

Lizbon şehri, idari bakımdan, 6 bölgeye ayrılmaktadır. Bunlar:
1. Baixa bölgesi (burada, geniş meydanlar, 18’nci yüzyıl mimarisi ve desenli kaldırımlar, popüler kafeler bulunur)
2. Bairro Alto ve Chiado (Burada, canlı gece hayatı, klasik ve alternatif kültür, şık alışveriş yerleri, restoranlar bulunur)
3. Belem (Şehrin bu bölümünde: keşifler çağına ait görkemli anıtlar ve müzeler görülür)
4. Alfama ( Ortaçağ döneminden kalma cadde ve sokaklar, muhteşem ve görkemli bir kale, fado sesleri)
5. Uptown ( burada, müzeler ve alışveriş merkezleri bulunur)
6. Parque das Naçoes ( Tagus nehri tarafında, 21’nci yüzyılın modern mimarisi görülür)

Müzeler

Lizbon şehrindeki en iyi 10 müze, şöyle sıralanmaktadır.
1. Calouste Gulbenkian Müzesi. (Doğu ve Batıdan hazineler)
2. Berardo Müzesi. (Modern sanatın dünya standartlarında eserleri)
3. Antik Sanat Müzesi. (Büyüleyici Doğu ve Avrupa sanatı örnekleri)
4. Tasarım Müzesi. (Dünyanın önde gelen tasarım koleksiyonlarından birisi)
5. Çini Müzesi. (Cömert bir eski manastır sanat formu)
6. Orient Müzesi. (Asya’da Lizbon, Lizbon’da Asya)
7. Antrenör Müzesi.(Muhteşem kraliyet antrenörleri, dünyanın en büyük koleksiyonu)
8. Denizcilik Müzesi. (Dünya keşiflerinde Portekiz’in öncü rolü)
9. Chiado Müzesi. (Portekizce çağdaş sanat)
10. Medeiros e Almeida Müzesi. (Güzel sanatlara ait üstün bir koleksiyon)

Evet, Lizbon şehrini gezmek isteyen okurlar için, şehirde mutlaka görmenizi önereceğim yerler ise şunlardır: (Buralar ile ilgili kısa bilgiler vereceğim, ayrıntılı bilgileri daha aşağıda bölgelere ait bölümde bulabilirsiniz.)

1. Jeronımos Manastırı (Burası, ünlü kaşif Varco do Gama’nın dinlenirken kullandığı bir yer olarak biliniyor. 1500’lü yıllarda inşa edilmiş bir kilisedir. Odun dehlizleri, dünyanın en güzel yerleri olarak değerlendirilmektedir ve UNESCO tarafından koruma altına alınmıştır.)
2. Belem Kule (Lizbon şehrinin simgesidir. 1500’lü yıllarda inşa edilen bu süslü gözetleme kulesi, UNESCO tarafından koruma altına alınmıştır.)
3. St George’s Kalesi (Bu kalenin eski surlarında yürürseniz, şehrin kuşbakışı muhteşem manzarasını izleyebilirsiniz. Kalenin içinde küçük bir arkeoloji müzesi bulunmaktadır. )
4. Calouste Gulbenkian Museum (Burası, bir adam tarafından toplanan Doğu ve Batı’nın ve antik dünyanın hazinelerinden oluşan, dünyanın en iyi özel sanat koleksiyonlarından birini sergilemektedir. Koleksiyon içinde: Rubens, Rembrandt, Monet ve Rene Lalique gibi sanatçıların eserleri de bulunmaktadır.)
5. Parques das Nacoes (Burası bir semttir. Ancak, şehrin en eski mahalleleriyle zıt bir zemin oluşturan, Avrupanın en uzun köprüsünü de bir arada barındırmaktadır. Burada ayrıca bir akvaryum, bir kumarhane ve harika deniz kıyısı manzarası bulunmaktadır.)
6. Berardo Museum (Bir Portekizli milyarder Andy Warhold: Picasso ve Dali gibi sanatçıların eserlerinin de bulunduğu, Avrupa’nın en büyük modern sanat koleksiyonunu oluşturmuştur ve bu koleksiyon, bu müzede sergilenmektedir. )
7. Madre de deus Convent (Dünyanın tek ve en lüks manastırıdır. Aynı zamanda müze olan bu manastırda, dekoratif seramik sanatı objeleri görülmeye değerdir)
8. Sao Roque Kilisesi (Burası dünyanın en pahalı şapeli olarak bilinir. Sömürge döneminde, Brezilya’da bulunan altın sonucu şaşırtıcı derecede zengin olan Portekiz: bu şapelin içini Roma şehrinde tam bir Avrupa başyapıtı gibi yaptırmış ve daha sonra buraya getirerek şapel içine yerleştirmişlerdir.)
9. Antik Sanat Müzesi (Burada: büyüleyici doğu ve Avrupa sanatı, Portekiz sanatı eserleri bulunmaktadır. Bunların çoğu: Portekiz’in Asya ve Afrika’daki sömürgelerinden getirilmiştir.
10. Tasarım ve Moda Müzesi (Moda ve tasarım konusunda, üst düzey uluslar arası isimlerin yarattıkları kalıcı koleksiyon ve geçici sergilerin sunulduğu bir müzedir. Eski bir bankanın merkezinde, 2009 yılında açılan müze, dünyanın önde gelen tasarım ve moda müzelerinden biri olarak kabul edilir.

Portekiz Lizbon Genel
Portekiz Lizbon Genel

 

Plajlar

Lizbon şehri, Avrupa ülkeleri başkentleri içinde, kumlu plajlara en yakın başkent olarak da bilinir. Bu plajlardaki sular: güney denizlerindeki ve özellikle Akdeniz’deki kadar sıcak olmasa da, küçük koylar ve kumlu plajlar ilgi çekmektedir.

Bu plajların çoğu: “Mavi Bayrak” standartlarını taşımaktadır. Lizbon şehrinde iken, şehrin en iyi plajından denize girmek isterseniz “Portinho Da Arrabida” yı tercih etmeniz gerekir.

Portekiz Lizbon Genel

Portinho Da Arrabida

Burası Lizbon şehrinin en iyi plajıdır. Bu koydaki küçük plajda: yüzme ve dalış için mükemmel, mavi-yeşil sular bulunmaktadır.

Portekiz Lizbon Genel
Portekiz Lizbon Genel

 

Cascais

Demiryolu hattı üzerinde bulunan bu plaj bölgesi, özellikle Lizbon şehrindeki işçi sınıfını, tatil günlerinde çekmektedir. Özellikle, plaj futbolu oynamak çok yaygındır. Cascais merkezinde bulunan “Prala da Conceiçao” ve “Praia da Rainha” plajları ilgi çekmektedir. Praia da Rainha: uçurumlar ortasında gizli, küçük bir plajdır. Burayı bulmak için “Hotel Albatroz” u bulmalısınız.

Guincho

Burası, özellikle dünya çapında bir sörf alanı olarak bilinir ve şehir merkezine 20-30 dakika uzaklıktadır.

Portekiz Lizbon Genel

Meco

Avrupa’nın en iyi plajlarından birisi olarak bilinir.

Turistik Gezi Otobüsü

Şehirdeki gezi otobüsü: şehrin kalbi olan “Parque das Naçoes” den kalkar ve Tagus nehrini izler. Tur, yaklaşık 1 saat 45 dakika sürer. Her gün, saat: 09.45 ile 18.45 arasında, her yarım saatte bir hareket eder. Başladığı yerde biter. Yetişkinler 13.50 euro, çocuklar (4-10 yaş arası) ise 7.50 eurodur.

Portekiz Lizbon Genel

LİZBON SOKAK LAMBALARI

Eski, duvara sabitlenmiş, metal veya daha modern, sütun şeklindeki bu sokak lambaları, şehirdeki kamu aydınlatmasının hikayesini anlatır. Kraliçe D. Maria I tarafından taktırılan kandillerin yerini, gazlı sokak lambaları ve ardından 1878 yılında ilk elektrikli küreler aldı. Ferforje, dökme demir ve alçı yapılar, şehri süsleyen romantik ve modern tarzları temsil ediyor.

 

Moldova Kişinev

Moldova Kişinev

 

Yazının hemen başında ilginç bir hikayeden söz etmek istiyorum. Ülkenin ismi: burayı kuşatan atalarının başındaki şahsın köpeğinin isminden almaktadır ve Moldovalılar: vatanlarına bir köpeğin isminin verilmesinden hiç de sıkıntılı değillerdir.

Aslında tabii bu giriş: ülkenin isminin gerçekten anlamını izah etmek içindi. Halbuki: bizim ülkemizden, buraya giden birçok gezginin amacı: gezmek denemez, çünkü zaten burada çok büyük turistik özellikleri olan yerler yok.

Alışveriş deseniz o da yok, hoş ülke çok ucuz, içki ve sigara gerçekten çok ucuz ama ülkemizden buraya gidenlerin en büyük düşüncesi: aklınıza geldiği gibi, Moldova’nın sarışın ve mavi gözlü kızları. Hatta: iş o kadar ileri düzeyde ki, ülkemizdeki birçok firma: başarılı bayilerini ödüllendirmek isteyince, onları Moldova’ya Kişinev şehrine götürüyorlar.

Ama: elbette, bu geziler genellikle yalnız, yani bekar yapılıyor. Neyse: biz yine de, Moldova ülkesine ve özellikle Kişinev şehrine gidip te, bu şehrin tarihi ve turistik özelliklerini bilmek ve güzelliklerini gezmek isteyenler için: birkaç hususu belirtelim.

Ülke: genel anlamda “fakir” olması ile bilinir, kişi başına düşen milli gelir, yalnızca 417 Euro imiş, yani Avrupa Birliği ülkelerinin tümü arasında en düşük milli gelir, zaten bu yüzden, bazı Moldova vatandaşları, çalışmak üzere, ülkemize geliyorlar. Çünkü, kendi ülkelerinde, bir ay çalışıp 100 dolar kazanan insanlar, kendilerini diğer ülkelere atmak için büyük uğraş veriyorlar.

Moldova: Ukrayna-Romanya arasında bir ülkedir ve başkenti Kişinev’dir. Ülke: 1991 yılında Sovyetler Birliğinin dağılmasının ardından, bağımsızlığını kazanmıştır. Ülkenin başkenti Kişinev’dir. Ancak: başkent Kişinev: hem Almanlar ve hem de Ruslar tarafından talan edilmiş ve her defasında yeniden inşa edilmiştir. Alman tehdidinin ardından, bölgede günümüzde de Rus ve Romanya etkinlik mücadelesini sürdürmektedirler.

Kişinev: Avrupa’nın yeşilliği en bol şehridir. Şehirde birçok park ve 23 tane göl bulunmaktadır.

Şehir: Dinyester nehrinin bir kolu olan “Bic” nehri kıyısındadır. Büyüklüğüne gelince, toprakları: 33.700 km. karedir. Denize kıyısı yoktur, ancak Karadeniz’e çok yakındır. Dünya üzerinde sırf karasal sınırları olan 42 ülkeden birisidir. Ancak: Rusya ve Ukrayna üzerinden Avrupa’ya aktarılan doğal gaz ve elektrik enerjisi, bu ülke üzerinden aktarılmaktadır ve bu yüzden, ülke stratejik konumdadır.

Ülkenin coğrafi konumunda en öne çıkan: tepelerdir. Moldova’nın en yüksek noktası “Balanesti” denilen tepedir. Bu tepenin yüksekliği, yalnızca 430 metredir. Bu kadar çok tepe olmasına rağmen, bunların hepsinin birbirinden farklı olması ilginçtir.

Bazı tepeler ormanlarla kaplıdır. Bu ormanlardaki ağaçların yaprakları: yeşil, altın renkli ve bazen kırmızıdır. Özellikle: sonbaharda tam bir renk cümbüşüdür. Zaten: Moldova topraklarının % 9’luk bölümü ormanlarla kaplıdır.

Ancak, mevcut tepelerin birçoğu da, halk tarafından sürülerek tarım alanı olarak kullanılmaktadır. Yani: Moldova, bir anlamda tarım ülkesidir denebilir. Ülke topraklarının % 55 lik bölümü tarım arazisidir. Tarımın büyük bölümü ise “üzüm bağları” şeklindedir.

Günümüzde Moldova Cumhuriyetinde çeşitli farklı etnik guruplar yaşamaktadırlar. Bunlar arasında: % 65 Moldovalılar, % 14 Ukraynalılar, % 13 Ruslar ve diğerleri bulunur. Kırsal alandaki nüfus, % 45’dir. Nüfusun büyük yoğunluğu, başkent Kişinev’de yaşamaktadır.

Moldova denilince, akla gelen bir diğer özellik şaraplardır. Moldova şarapları, dünya çapında üne sahiptir. Hatta, ülkede bazı ülkelerde, eski maden ocakları bile, şarap mahzenlerine dönüştürülmüştür.

Dünya üzerinde, en büyük yer altı şarap mahzenleri, bu ülkede bulunmaktadır. Bu şarap mahzenlerinin uzunluğunun, kilometrelerce olduğu söyleniyor. Bu yüzden ülkede konyak ve şarap oldukça ucuzdur. Ayrıca, kalite konusunda da oldukça iyiler.

Moldova Kişinev

TARİH

Moldova: bulunduğu coğrafi konum nedeniyle, tarih boyunca sık sık işgallere uğramıştır. Çünkü: Prut ve Dinyester nehirleri arasındaki bölge: “Besarabya” olarak bilinir ve çevredeki bütün ulusların ilgisini çekmiştir.

16’ncı yüzyılda, ülke toprakları Osmanlı egemenliğine girmiştir. 1812 yılında: Osmanlı-Rus savaşının ardından imzalanan barış antlaşması sonucunda ise, Rusya’nın egemenliğine girmiştir. 1918 yılına kadar Rus imparatorluğunun hakimiyetinde kalan ülke: Rusya’nın Kırım savaşında yenilmesinin ardından, Romanya egemenliğine geçmiştir. 1874 yılında, Rusya, burayı yeniden ele geçirmiştir.

I. Dünya savaşından sonra bölge tekrar Romanya egemenliğine geçmiş, 1924 yılında ise Moldova Özerk Sosyalist Cumhuriyeti kurulmuştur.

1939 yılında, Sovyetler, burayı yeniden ele geçirmiştir. 27 Ağustos 1991 tarihinde ise, Moldova bağımsızlığını kazanmıştır.

Evet, sonuç olarak şöyle özetlenebilir. II. Dünya Savaşında, Nazi Almanya’sı: bir dönem Sovyetlerin topraklarının içlerine kadar girmiştir. Ancak: daha sonra Sovyetler karşı atağa geçerek, batıya doğru sınırlarını taşımaya başlamıştır.

Bu sırada Romanya içlerine kadar dalmışlar ve savaş öncesinde Romanya toprağı olan bu bölge, savaş sonrasında Sovyetlerin elinde kalmıştır.

Ancak, Sovyetlerin dağılmasının ardından ise, tarihte olmayan ( eskiden buralar Boğdan olarak bilinirmiş) ve Moldova ismi verilen bu ülke ortaya çıkmıştır.

Bir aralar: burada yaşayanlar, yine Romanya’ya bağlanmak istemişler ama Sovyetler döneminde buraya yerleştirilen “Rus-Ukraynalı” azınlığın karşı çıkması sonucu bağımsız ama ne olduğuna tam olarak karar veremeyen bir ülke haline gelmişlerdir.

 

ULAŞIM-HAVAALANI

İstanbul-Kişinev havaalanı arasındaki havayolu yolculuğu, yaklaşık 1 saat 20 dakika sürmektedir.

Moldova havaalanında: şehir merkezine gitmek isterseniz, çevrenizi saracak taksi sürücüleriyle mutlaka fiyat konusunda anlaşarak taksiye binin, aksi halde büyük bir ücret ödemek zorunda kalabilirsiniz.

Zaten şehir içinde de buna dikkat etmeniz gerekir ki, normalde 50 leu alınması gereken bir yolculuk için, yabancı olduğunuzu anlayan şöför sizden 100 leu isteyecektir.

Mutlaka ve mutlaka, taksiye binmeden önce pazarlık yapın, fiyat konusunda anlaşın. Hatta: Moldova’daki yaşamınızda, sürekli olarak bir turist olduğunuzu ve yerli halk tarafından bir şekilde “kazıklanacağınızı” aklınızdan çıkarmayın ve tetikte olun.

Moldova Kişinev

İKLİM

Deniz kıyısında olmamasına rağmen, denize çok yakın olması nedeniyle: burada ılıman iklim hakimdir. Buna bağlı olarak yazlar sıcak, kışlar ılık geçer.

Moldova Kişinev

PARA

Burada “Moldova Leus” kullanılmaktadır.
1 Amerikan Doları = 12.53 leus
1 Euro = 16.38 leus

1 Leus ise= 1.64 TL.

Alışveriş sırasında, şehirdeki dükkanların birçoğunda Amerikan doları ve Euro kabul edilmiyor. Ancak, Moldova Leus’u uluslar arası geçerliliği olan bir para birimi olmadığından, bozdururken az az bozdurun, yoksa elinizde kalınca, hani derler ya, para pul oluyor.

Moldova Kişinev

DİL

Kullanılan resmi dil Moldovacadır.

Romen ve Moldova dilleri büyük benzerlik göstermektedir. Ancak, tüm otel ve restoranların personelleri, az da olsa İngilizce biliyorlar. Yine de, burada halkın büyük çoğunluğu Rusça biliyor, yani İngilizceye güvenmemek gerekir. Halkın yalnızca okumuş ve zengin kesimi İngilizce biliyor.

Aslında: Moldova dili, tamamen Romanca diline benzemektedir. Ancak, Ruslar, bunları Romanya’dan tam olarak koparmak için “Kiril” alfabesi kullanmaları için zorlamışlardır.
Öte yandan: ülkenin eli-yüzü düzgün gençleri ve Gagavuz Türkleri: ülkemize gelip çalışmaktadırlar ve bu yüzden başkentte, bazı yerlerde Türkçe konuşan insanları duyabilirsiniz.

Moldova Kişinev

İNSANLAR

Yukarıda da söz ettiğim gibi, Moldova’da, Moldovalılar yanında Sovyet yönetimi sırasında buraya yerleştirilen Rus-Ukraynalı azınlıklar da bulunmaktadır.

Bayan nüfusunun muhteşem güzel olan bu halkın: % 65 Moldovalı, % 14 Ukraynalı, % 13 Rus ve % 4 Gagavuz Türklerinden oluşmaktadır. Gagavuz Türkleri: ülkenin güneyinde, kendilerine ait bölgede, otonom yönetim altında yaşamaktadırlar.

Gagavuz Türkleri: Hıristiyan Türklerdir.
Bayanları: sarışın ve mavi gözlü ve çok güzel olmasıyla bilinir ve tanınır. Manken gibi güzeller ve onların gözünde Türkiye: zengin bir ülkedir.

Öte yandan: Moldova insanının bir özelliğinden daha söz etmek istiyorum. Kendinizi hazırlayın: burada, her türlü hizmetin karşılığında “bahşiş” adı altında rüşvet isteniliyor. Yani, bu gayet normal kabul ediliyor.

Hatta ve hatta: havaalanında uçaktan indiğiniz anda, pasaport kontrolü, bagaj kontrolü derken: bir bakıyorsunuz, bir polis gözünüzün içine baka baka “bahşiş” istediğini rahatlıkla söylüyor ve bence 1-2 dolar veya birkaç sigara vermekten imtina etmeyin.

Çünkü şehrin sokaklarında bile dolaşırken, yabancı olduğunuz anlaşıldığında, polis yol ortasında pasaport kontrolü yapabiliyor ki, bunun amacı, yalnızca bahşiş adı altında rüşvet istemektir. Hatta: gece sokağa çıkarsanız, yanınıza mutlaka pasaportunuzu alın çünkü polis mutlaka yol kesip pasaport kontrol yapıyor. Konuyu bilin ve istenen rüşveti verin ki, rahatınız keyfiniz kaçmasın.

Moldova Kişinev

NE YENİR-NE İÇİLİR

Moldova mutfağında farklı yemekler ve lezzetler tatmak mümkündür. Çünkü, geçmiş tarihi süreçte, buradan birçok farklı kültür geçmiştir. Bunlar: Ukraynalılar, Ruslar, Yahudiler, Almanlar ve diğerleri.

Ancak: ülke genel anlamda: üzüm, meyve, sebze, koyun yetiştiriciliği ve tavukçuluk ile bilinir. Ülkenin favori yemekleri: beyaz peynir, polenta (mısır unundan yapılan bir tür püredir), sebze, meyve ve et yemekleridir.

Koyun yetiştiriciliği çok popüler olduğundan: beyaz peynir ve keçi peyniri, 17’nci yüzyıldan bu yana ülkede yaygın olarak yapılır. Ulusal mutfakta, farklı yemeklerin hazırlanmasında, peynir hep baş köşede bulunur. Ayrıca: meze olarak da kullanılır.

Biraz önce söz ettiğim “Polenta” (mamaliga) ise: tamamen pişmiş mısır unu, beyaz peynir, süt, kırmızı pancar çorbası, tuzlu balık ile servis edilir.

Moldova mutfağında diğer ana yemeklerde ise: geleneksel sığır eti (mititei) ve domuz eti (cirnetei, costita, mushka), tavuk eti (zama), koyun eti (ciorba) ve balık kullanılır.

Moldovalıların en favori mahalli yemekleri: “mititei” yani “ızgara et” dir. Ayrıca: “costita” (sebzeli et yemeği). Jöleli tavuk (racituri), lahana dolması ( bunun yöresel ismi “sarmale” dir ve dikkat ederseniz, Türk yemek kültüründen geçmiş olduğu isminde de anlaşılmaktadır) ve tavuk çorbasıdır.

Etli yemeklere, bu ülkede, kayısı ve ayva gibi meyveler de ekleniyor. Ayrıca: soslara şarap ve domates suyu kullanımı çok yaygındır. Bu soslar eti yumuşatır.

Evet, neredeyse bütün yemeklerinde “patates” bulunuyor. Yerel lezzetleri tatmak isteyenler, mutlaka “borç” çorbası içmelidirler. Ancak, burada çok fazla “domuz eti” tüketildiğini de bilmeniz gerekir, buna dikkat edin.

Burada: “konyak” yani “divin” özellikle meşhur ve birçok farklı çeşidi üretiliyor. Öte yandan: Moldova şaraplarının ünü de, bütün Avrupa’da yaygındır. Ülkedeki üzüm bağlarının çokluğu, bu ülkenin şaraplarının kalitesini olumlu etkilemektedir.

Şaraplar, hemen hemen her yemeğe eşlik etmektedir. Koyun eti yemekleri, genellikle beyaz veya kırmızı şarap ile servis edilir. Sığır eti ve kümes hayvanlarının etinden yapılan yemekler, beyaz şarap ile servis edilir. Baharatlı et yemekleri, likör ve alkol oranı yüksek içkilerle servis edilir.

Moldova Kişinev

ALIŞVERİŞ

Bu ülkede satın alınabilecek başlıca buraya has hediyelik eşya “şarap” ve “konyak” olacaktır. Alkolle arası olmayanlar ise: açık Pazar yerinde, eski Sovyet dönemine ait objeleri bulup satın alabilirler, hatta “matruşka” bile bulup satın alabilirsiniz.

Ama unutmayın, alışverişte pazarlık esas, yani turist olduğunuzu anladıklarında hemen kazıklamayı düşünüyorlar, pazarlık yapın. Ayrıca: para bozdururken, büyük meblağlar bozdurmayın, çünkü paralarının uluslar arası geçerliliği yok, fazla para bozdurursanız dönüşte elinizde kalır, hatıra olarak duvara asar, sonra çöpe atarsınız.

Kişinev Souvenir Bazaar

Şehrin ana Pazar yeridir. Burada: el yapımı objeler, resimler bulup satın alabilirsiniz.

Unic

Sovyet tarzı ürünlerin satıldığı bir alışveriş merkezidir.

Moldova Kişinev

Moldova Kişinev

Moldova Kişinev

Moldova Kişinev

GEZİLECEK YERLER

Moldova Kişinev HOLLY GATES

HOLLY GATES

Bu mimari anıt: 1846 yılında, I. Zaushkevich tarafından inşa ettirilmiştir. Yapılış amacı: Osmanlının burada bıraktığı toplardan dökülecek bir çanın buraya asılmasıdır. Çan: 6.4 ton ağırlığındadır. Anıtın inşaatı: beyaz taştan yapılmış, 4 dikme şeklindedir.

Burada, Korint düzeninde 16 yan sütun bulunmaktadır. Büyük çan ve saat mekanizması: tavan seviyesinde oluşturulan taş kemerler üzerine yerleştirilmiştir. Bu seviyenin üzerinde, ikinci bir taş korniş görülür.

Anıtın üzerindeki bir mermer levhada: 29 Ağustos 1944 tarihinde, Alman-Romen işgalcilerden, şehrin Sovyet güçleri tarafından kurtuluşu hakkında bir yazı bulunmaktadır.

 

MOLDOVA ULUSAL TARİH MÜZESİ

31 Ağustos 1989 caddesindedir. Yani, şehrin tam merkezindedir.

Müze, 1983 tarihinde kurulmuştur. Binanın ilk yapılış amacı: bölgesel erkek lisesidir.
Müzenin önünde: Romus-Romulus ve ünlü Roma kurdu heykeli görülüyor. Binanın içinde ise, 10 sergi salonu bulunuyor.

Burada: eski çağlardan günümüze kadar olan sürece ait 300 bin civarında öğenin sergilendiği söyleniyor. Bunlar arasında: belge koleksiyonları, fotoğraflar, nadir el yazması kitaplar, haritalar, silahlar, askeri teçhizatlar vs bulunuyor.

Bunlar arasında en ilgi çekenler: 4-5’nci yüzyıllara tarihlenen Getae savaş arabası halkası, MÖ.4’ncü yüzyıldan kalma, bronz şamdan, Getae-Makedonya kaskı ve 1781 yılına tarihlenen F.Bauer tarafından yapılan Moldova haritasıdır.

Moldova Kişinev ETNOĞRAFYA VE DOĞA TARİHİ MÜZESİ

Moldova Kişinev ETNOĞRAFYA VE DOĞA TARİHİ MÜZESİ

ETNOĞRAFYA VE DOĞA TARİHİ MÜZESİ

Bu müze, Moldova’nın en eski müzesidir. Ekim 1889 tarihinde, Baron Stuart’ın girişimleriyle kurulmuştur. Başlangıçta “Tarım Müzesi” olarak düzenlenmiştir. Müzenin binası: 1903-1905 yılları arasında, mimar V.Tsigonkov tarafından hazırlanmıştır.

Günümüzde: müze, Beserabya bölgesi için önemli bir bilim ve kültür merkezi olarak bilinir ve tanınır.

Müze 2 bölüme ayrılmıştır. Birinci bölüm: Moldova topraklarında flora ve fauna için ayrılmıştır. Burada: doğanın nasıl değiştiği, yıllar öncesi ve bugün arasındaki farklılıkları ve doğanın gelişimi izlenir. Müzenin diğer kısmında ise, bu topraklarda yaşayan insanların, kendi gelenek ve görenekleri izlenmektedir.

Burada, bu insanlar tarafından kullanılan günlük yaşamdan birçok giysi, teçhizat ve günlük kullanım araçları görülmektedir. Geleneksel kostümler, geleneksel ev içi ve yerel düğün sahnesi ilgi görmektedir.

Müzenin, 1906 yılından kalma bir de botanik bahçesi bulunuyor. Bu bahçe, Beserabya bölgesinin ilk botanik bahçesi olarak ilgi çekiyor. Müzede sergilenen ürünler arasında önem kazananlar: günümüzden 5 milyon yıl önce yaşadığı sanılan bir dev dinozor iskeleti bulunmaktadır. Bu iskelet 1966 yılında bulunmuştur.

Moldova Kişinev NATİVİTY KATEDRALİ

NATİVİTY KATEDRALİ

Bu “Ortodoks” kilisesi, şehrin ana kilisesidir. Katedral: 1830 yılında: Prens Mikhail Semyonoviç tarafından yaptırılmıştır.

II. Dünya savaşında bombalanan katedral ve çan kulesi, 1962 yılında yerel komünistler tarafından tamamen tahrip edilmiştir. Yeni çan kulesi, 1997 tarihinde yeniden yapılmıştır.

Moldova Kişinev STEFAN CEL MARE PARKI VE ANITI

STEFAN CEL MARE PARKI VE ANITI

Park: ilk olarak, 1818 yılında, Rus döneminde mühendis Alexander I tarafından: yüzlerce akasya ve ıhlamur ağacı ve çiçek dikerek başlamıştır. Hatta: yine aynı dönemde, park alanına inek, keçi gibi hayvanların girmesini engellemek için, alanın çevresine çit çekilmiştir.

Bugün park: şehrin ana park alanıdır. Eskiden “Puşkin Park” olarak bilinen yer: 17 dönümlük bir alanı kapsamaktadır. Park, oldukça eski ağaçları barındırmaktadır ve başta dut ve akasya olmak üzere, 50 tür ağaç bulunduğu söyleniyor.

Stefan Cel Mare anıtı ise: aynı adı taşıyan bu parkın içindedir. Kişi ise: 15’nci yüzyılda Osmanlı saldırılarına direnmesiyle tanınmaktadır. Moldova’nın ulusal kahramanıdır.

 

ROSE VALLEY PARKI

9 hektarlık bu park alanında: 3 büyük göl ve çeşitli restoranlar bulunmaktadır. Aslında park alanı, eski Slav kabilelerinin yerleşim yerinde kurulmuştur.

Rus halkının efsanevi atası: Ros vadisinde yaşadığına inanılan Slav kabileleridir. Burada: birçok Slav tanrı ve atalarının heykelleri ve sunakları bulunmuştur. Bu pagan tanrılarına tapanlar: tatil günlerinde burayı ziyaret ederler, halk vadi ve göllerde şenlikler düzenlenmiş.

Günümüzdeki park alanı, 1950’lerde tamamlanmıştır. 1960’ların sonunda ise, yeni gelişmeler yaşanmıştır. Park alanı içinde, 1000 seyirci kapasiteli bir Açıkhava tiyatro salonu, içinde dönme dolapta bulunan bir eğlence parkı ve restoranlar bulunur.

Moldova Kişinev PUŞKİN MÜZESİ

PUŞKİN MÜZESİ

Müze: Anton Pann caddesi üzerindedir.
Rusya’dan sürgün edildiğinde, Puşkin’in 1820-1823 yılları arasında yaşadığı ev, günümüzde müze olarak kullanılmaktadır. Müze: şehrin kuzeydoğu bölümündeki parkların birkaç blok ötesindedir. 1982 yılında restore edilmiştir.

İlk açılışı ise, Şubat 1948 yılıdır. Rus imparatorluğundan uzak, ünlü yazar, bazı eserlerini burada yazmıştır. Evet, burayı ziyaret ederseniz, Puşkin’in yaşadığı küçük mekanda, objelerin güzel düzenlendiğini ve hayatından ilginç karelerin yansıtıldığını görebilirsiniz. İngilizce konuşma klavuzu yok, Rusça bilmek gerekiyor.

Moldova Kişinev MEMORİAL PARK

Moldova Kişinev MEMORİAL PARK

MEMORİAL PARK

1945 yılında: II. Dünya Savaşında Sovyet askerlerinin kazandığı zafer anısına yapılmıştır. Burada: sürekli yanan bir meşale de bulunuyor.

Yani bir anlamda “meçhul asker” anıtıdır da denilebilir. Parkın ortasında ise, 1990’lı yıllarda Moldova’nın bağımsızlığı çatışmalarında hayatını kaybedenler için yapılmış bir anıt görülüyor.
Parkın uzak kuzey ucunda ise, sivil bir mezarlık bulunuyor.

Moldova Kişinev

ŞEHİR YAKINLARINDA GEZİLECEK YERLER

Moldova Kişinev SERPENİ

Moldova Kişinev SERPENİ

SERPENİ

Kişinev şehir merkezine 50 km. uzaklıkta bir anıttır. Anıt: 22 Ağustos 2004 tarihinde, ülkeyi Alman-Romen işgalcilerden kurtaran 12.000 Sovyet askerinin anısına, Moldova’nın kurtuluşunun 60’ncı yılında dikilmiştir. Çünkü: bu kurtuluş mücadelesinde en şiddetli çarpışmalar “Serpeni” köyü yakınlarında olmuştur.

Anıtın inşaatına, Sovyetler döneminde başlanmıştır. Anıt: 3 bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm: mermerle dekore edilmiştir. Bu mermer üzerinde, 12.000 kahramanın, kabartma isimleri yazılıdır.

Orta ve üst kısımda bir haç görülür. 2 yüksek dikmenin altında ise, sonsuz ışık görülür. Bu sonsuz ışık: vatan savunulurken ölen, bu cesur askerlerin onuruna vardır. Ancak: bu sonsuz ışık, yani meşale: hafta içi yanmaz.

Anıtta, ayrıca, Dinyester manzaralı bir çan kulesi bulunur.
Evet, silüeti, çok uzaklardan da görülebilen bu anıtı, ziyaret etmeyi unutmayın.

Moldova Kişinev ORHEİ

Moldova Kişinev ORHEİ

Moldova Kişinev ORHEİ

ORHEİ ANTİK KALINTILARI

Şehrin 60 km kuzeydoğusunda, Orhei köyü yakınlarında bir açık hava müzesidir. “Orhei” kelimesi “sur” anlamına gelir. Altınordu devleti döneminde, “Shehr el-Cedid” şehri burada kurulmuştur. Kelime anlamı “yeni şehir” demektir.

Ancak, 14. yüzyıl ortalarında şehir tarih sahnesinden silinir ve kaybolur. 16’ncı yüzyılda, Orhei sakinleri: burada “Orhei” ismini verdikleri yeni bir şehir kurarlar.

Günümüzdeki arkeolojik şehir kalıntıları: mağaralardan oluşmaktadır. Zaten eski Orhei şehrine “Pestere” denilir ve bu kelimenin anlamı mağaradır. Bu kireçli kaya parçalarında onlarca geniş ve küçük mağara bulunmaktadır. Bu mağaralar ve çevrenin manzarası: harika görünüm ile ziyaretçileri etkilemektedir.

Özellikle: burada bulunan mağara manastır ilgi çekmektedir. Çünkü, bu manastır, erken Hıristiyanlık döneminin önemli manastırlarından birisidir. Dış dünyadan izole edilmiştir. Çünkü: o zamanlar, bölgeye gelen Hıristiyanlar, bu topraklarda yaşayan yerli kabilelerden uzaklaşmak ve korunmak için daha büyük mağaralar oluşturmuşlardır.

Zamanla Orhei mağaraları, bu erken dönem Hıristiyanları tarafından kullanılır olmuştur. Ortaçağ döneminde mağaralarda rahipler yerleşmiştir. Ayrıca, yeni mağaralar yapılmıştır.
Evet: günümüzde, aradan geçen süreçteki birçok depreme rağmen bazı mağaraların iyi korunmuş oldukları gözleniyor.

Burada, bir de kale kalıntısı bulunuyor. Gaetic kalesi olarak isimlendirilen kale: Butuceni burnu üzerindedir. Doğu ve Batı yönünde, oval ve uzun bir hattadır. Kale, dar bir geçitle çevresine bağlanır. Çünkü, bu dar geçit herhangi bir tehlike anında, tehlikeyi engelleyecek durumdadır. Kalenin MS.3’ncü yüzyılda yapıldığı sanılıyor. Çünkü: Germen ve Bastarnae kabilelerinin istilalarından korkuluyordu.

 

Romanya Bükreş

 

Romanya Bükreş

Bükreş: Romanya ülkesinin en büyük şehri ve başkenti, en hareketli bir metropolüdür. Ama: Romanya ve Bükreş denilince ilk akla gelenler: “yoksulluk” ve “Çingeneler” dir. Ayrıca: şehirde “komünizm” in bütün uygulamalarını görmek de mümkündür.

Komünizmin ilk yıllarında, muhteşem ve hızlı gelişim sağlayan ülke: Çavuşesku’nun Çin gezisinin ardından, egosunun artması nedeniyle, saçma-sapan yatırımlara girmiş ve ülkenin bütün kaynakları, buralara heba edilmiştir. Tabii ardından gelen “yoksulluk” olmuştur.

Günümüzde bile, bu yoksulluk patlamasının sonuçlarını sokaklarda görmek mümkündür. Evet: şehrin sokaklarında ve caddelerinde gezerken: Romenlerin Avrupa Birliğine üye olduklarını ve bizim gibi, bunlardan kat be kat gelişmiş bir ülkenin hala Avrupa Birliğine üye edilmemesinin nedenini anlamak mümkün değildir. Öte yandan: şehirde görebileceğiniz bir çok kilise; sanırım bunun nedeni olarak düşünülecektir.

Şehir, deniz seviyesinden 55-90 metre yüksekliktedir. Tuna nehri şehrin ortasından geçer, nehrin sağ tarafına “bük” ve sol tarafına “reş” diyorlarmış. Tuna nehrinin kollarından olan “Dambovita”: tarihi merkezin çevresinde sakince akıyor.

Nehrin kuzeyinde kalan tarihi merkez, oldukça iyi korunmuş durumda, güneyinde ise binlerce bina Çavuşesku döneminde buldozerlerle yıkılarak: Paris şehrindeki Champes de Elyesse benzeri ve “Unirii” Bulvarı olarak anılan bir cadde bulunuyor.

Şehir nüfusu, 2012 yılı sayımlarına göre: 2.2 milyon kişidir.

Şehirde, ilginç bir özellik daha var, bu şehirde, sokaklarda çok sayıda sokak köpeği bulunuyor. Özellikle: parklarda gezinirken, birçok sokak köpeği ile karşılaşabileceğinizi unutmayın. Özellikle: akşamları kimsesiz-sessiz sokaklarda dolaşmayın, bırakın gasp edilmeyi, başıboş köpeklerle ürkütücü dakikalar geçirebilirsiniz. Bükreşliler tarafından söylenenlere göre, bir zamanlar Çavuşesku, burada köpek katliamı yaptırmış, ardından ise, Çavuşesku’nun gidişiyle birlikte köpek nüfusu bir anda patlamıştır.

Parklar dedim de, bu şehirde, her yerde büyük parklar bulunuyor. Bu parklar içinde, her türlü sporu yapmak mümkündür.

Romanya Bükreş

TARİHİ SÜREÇ

Bir zamanlar: mimari ve sanatın başkenti olan şehir: Nikolay Çavuşesku’nun komünist yönetimi ve diktatörlüğü ülkeye getirmesinin ardından: bütün görkemini yitirmiştir. Şehrin tarihi bölümündeki alanda bulunan binlerce bina, yine aynı dönemde buldozerlerle yıkılmış ve yerine beton bloklar yükselmiştir. Yıkılan tarihi binalar arasında, özellikle Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerinin de bulunduğu bellidir.

Evliya Çelebi’ye göre: şehir “Ebu Kureyş” isimli bir Arap tarafından kurulmuş ve ismini buradan almaktadır.

Çavuşesku ve komünist yönetimin bitmesi ve ardından Avrupa Birliğine üye olunmasıyla birlikte: Bükreş eski güzelliklerine kavuşmaya başlamıştır. Zaten: şehre “Doğunun Parisi” lakabını veriyorlar, çünkü: şehirde “Zafer Takı” bile bulunuyor.

Hatta: “Unirii Bulvarı” yine “Paris-Şanzelize” bulvarı örnek alınarak inşa edilmiştir ve farklılığını ortaya koymak için, yalnızca 1 metre daha geniş yapılmıştır.

Çavuşesku o kadar ilginç insanmış ki: Bükreş şehrinden Karadeniz’e yat ile gitme fantezisi için emrettiği kanal kazısı çalışmalarında, binlerce kişi telef olmuş, proje de yarım kalmıştır. Hatta: kendisi için yaptırdığı, dünyanın en büyük ikinci binası olan Parlamento Binasının bile bitimini görememiştir.

Hani: Bükreş sokaklarında çok köpek var diye duymuş veya duyacaksınız ya, Çavuşesku kendi iktidar döneminde söylenenlere göre, 200 bin civarında köpeği telef ettirmiş, ancak daha sonra köpekler yine hızla çoğalmışlardır.

 

ULAŞIM

İstanbul-Bükreş uçak seferi, yaklaşık 45-50 dakika sürmektedir.  Bükreş havalanı: şehir merkezine 16 km. uzaklıktadır.

Havaalanı ile şehir merkezi arasındaki ulaşım için: taksi düşünürseniz, mutlaka pazarlık yapmanızı öneririm. Şehir merkezine gitmek için muhtemelen 13-15 Euro ödemeniz yeterli gelecektir. Bükreş şehrinde taksiler ucuz ama havaalanındaki taksiler pahalıdır. Taksilerin kapısında, kilometresinin kaç para olduğu yazılıdır ki, siz en ucuz olanını seçebilirsiniz.

Otobüs düşünürseniz: “783” numaralı otobüse binmeli ve dönüş biletinizi de almalısınız. Çünkü her zaman otobüs bileti satan yer bulmak mümkün olmuyor. Otobüs, havaalanı ile şehir merkezi arasındaki mesafeyi, 35 dakikada alıyor.

Tüm biletler, tek karta yükleniyor. Otobüse kartı okuttuğunuzda: 1 yada 2 kişi seçeneğini seçerek, ödeme yapabiliyorsunuz.

Ekspres otobüslerin biletleri pahalı olduğu için, bu otobüslerde kontrollerde daha sık oluyor ve biletsiz veya yanlış biletle binme durumlarında anında cezalı bilet kesiyorlar.

Trenle bu ülkeye gitmek isteyenler için: İstanbul’dan kalkan trenlerin, 20 saat sonra Bükreş şehrine vardığını söyleyebilirim.

 

İKLİM

Bükreş şehrinde, ilkbaharda: hava, hızla yağmur ve güneş arasında geçiş yapabilir. Haziran-Temmuz-Ağustos ayları: en sıcak aylar olarak bilinir. Sonbaharda, yapraklar renk değiştirmeye başlayınca: birçok parklarda veya Calea Victoriei bölgesinde güzel yürüyüşler yapmak mümkündür.

Kışın ise: şehir kar yağışlı ve oldukça soğuktur. Victoriei caddesi, aynı zamanda şehrin en gözde alışveriş caddesidir ve buranın sokaklarında da rahatlıkla gezebilirsiniz.

 

İNSANLAR

Romanya ve başkent Bükreş şehrinde: erkekler genellikle bizim yanık tenli delikanlılara benzemektedirler. Ancak: kızlar olağanüstü güzeller. Özellikle “Türk” lere karşı kızların ilgisi var. Gerçekten Romen kızları güzeller.

Genelde ise: evet burası sıcak kanlı insanların diyarıdır denilebilir.

Nüfus dağılımında, kadınların sayıca üstünlüğü hemen göze batıyor. Şehirdeki birçok yerde, çeşitli hizmetlerde (otobüs şöförü, taksi şöförü, çöpçü vs.) kadınların çalıştıkları görülüyor.

 

PARA

Ülkede, 1000 Türk Lirası: 159 TL. Rumen parası Rom’a karşılık gelmektedir. Yani, Rumen parası, bizim paramızdan maalesef daha değerlidir.

1 Euro=4.105 Ron
1 Dolar= 2.903 Ron

Romanya Bükreş

TOPLU TAŞIMA

Bükreş şehrinde, toplu taşıma ağında: otobüs, tramvay, troleybüs ve metro bulunur. Otobüs, tramvay ve troleybüs faaliyetleri: her gün saat: 05.00-23.59 arasındadır. Metro ise: her gün saat: 05.00-23.00 arasında çalışır.

Bunlarda kullanılacak biletler ve kartlar: önceden satın alınır ve araca binerken okutulur. Ayrıca: yine seyahat ederken, kontrolörler tarafından, bilet-kart kontrolleri yapılmaktadır yani bilet-kartınızı yolculuk süresince saklamanız gerekir. Bilet veya kartlar: “RATB” logosu bulunan gişelerden satın alınır.

Manyetik seyahat kartı: 1.05 dolardır.
Bir gidiş-dönüş bileti: 0.37 dolardır.
Bir günlük pass bileti: 2.27 dolardır.
Bir haftalık pass bileti: 4.84 dolardır.
Geçerli bir bileti olmayanlara: 15 dolar para cezası kesilir.

Şehirde: 4 metro hattı bulunmaktadır ve metro istasyonları “M” (mavi renkli) harfi ile gösterilir. Metro trenleri her istasyona yaklaştığında: istasyonun ismi anons edilir. Her metro istasyonu arasındaki uzunluk 1 mildir. Şehirde, 4 metro hattı bulunmaktadır. Metrolarda, özellikle akşam saatlerinde güvenlik görevlileri dolaşıyor, çünkü eskiden metrolarda güvenlik sıkıntısı oluyormuş.

Şehirde, ulaşım için taksi kullanabilirsiniz. Taksiler ucuz ancak, özellikle gece taksiye biniyorsanız mutlaka önceden gideceğiniz yeri söyleyin ve fiyatı sorun, aksi halde muhteşem bir ücret ödemek zorunda kalabilirsiniz. Ama, genel olarak bu şehirde taksilerin çok ucuz olduğunu bilmeniz lazım, hatta şöyle denebilir ki, taksiler İstanbul’daki taksilerin yarı fiyatıdır.

Öte yandan, taksilerin hepsi değişik şirketlere bağlıdır. Bazı şirketlere göre taksi seçiliyor, şirket isimleri taksinin arkasında yazıyor. Taksi şirketleri arasında en uygun fiyat verenler “meridian” ve “ass” simli şirketlerdir.

 

NE YENİR-NE İÇİLİR

Bükreş şehrinde: yemekler güzel ve ucuz, porsiyonlar büyüktür. Özellikle: ülkemizden giden insanlarımız, yine bu şehirde birçok yeri ele geçirmiş durumdalar ki, özellikle yemek sektöründe ön plandalar. Şehirde en iyi iş yapan yerlerden biri olan “Dristor Kebap” adından da belli olduğu üzere, Türkler tarafından işletiliyor.

Romen yemeklerini denemek için “Caru cu bere” restoranını seçebilirsiniz, ancak önceden rezervasyon yapmanız gerekiyor.

Tatlı bir şeyler tatmak isterseniz “chocolat” denen yeri düşünebilirsiniz.

Ne içilir konusuna gelince, Bükreş şehrinde içki inanılmaz ucuzdur. Alkollü içki dışında, Romanya ve Bükreş şehrinde, birçok yerde, yerli halkın “limonata” içtiğini görebilirsiniz. Limonata: sürahi ile servis ediliyor ve “ballı-naneli-gazlı” gibi çeşitleri bulunuyor. İçki düşünürseniz, bir gece kulübüne gittiğinizde, içkinizin yanında “nacho” denen çerezi denemelisiniz.

İçki konusunda son ve önemli bir not: sokaklarda içki içmek yasaktır. Sokaklarda, caddelerde, banklar üzerinde ve parklarda alkollu içki içmeye kalkarsanız, hemen polis geliyor, bilginiz ola.

 

ALIŞVERİŞ

Bükreş şehrinde: 1990’lardan sonra, her marka ürünün satıldığı alışveriş merkezleri açılmıştır. “Piata Romana Piata” ve “Universitatii” ve “Magheru” alışveriş merkezleri içinde öne çıkanlardır.

Özellikle, yöresel el sanatları satın almak isterseniz: Artizanat tercih edilmelidir. Burada: işlemeli giyim ve keten, boyalı veya boncuklu giysiler, halılar, seramikler, tahta oymacılığı ürünleri bulup satın alabilirsiniz. Çok iyi seçimler için “Romanya Köylü Müzesi” hediyelik eşya reyonları tercih edilmelidir.

Bunlar dışında önerebileceğim birkaç alışveriş merkezi:

Timisoara Bulvarında bulunan “Afi Palace Cotroceni Mall” olabilir. Ayrıca: Bucuresti Sok.Ploiesti bölgesinde bulunan “Baneasa Shopping Citty” de deneyebilirsiniz.

Özetlemek gerekirse: şehirde kuzeye çıktıkça mağazaların ve restoranların kalitesinin arttığını görebilirsiniz. “Magheru” şehrin şık ve alışveriş düşkünlerine hitap edebilecek ünlü caddelerinden birisidir.

Alışveriş düşkünleri: “Bucharest” ve “Plaza Romania AVM” ve “Orhideea Outlet” merkezleri gibi yerleri de düşünebilirler.

 

EĞLENCE-GECE HAYATI

Bükreş şehrinin en büyük özelliklerinin başında gece hayatının hiç durmadan devam etmesidir. İstediğiniz müzik tarzına ait her türlü bar ve kulüp bulabilirsiniz. Yaz mevsimi boyunca, şehirde, birçok yerde ücretsiz konserler de yapılıyor. Şehrin önemli yerlerine konulan dev stantlarda, ücretsiz tiyatro gösterileri izleyebilirsiniz.

Gece hayatı denilince, Bükreş şehrinde kumar oynamak için birçok “Casino” bulunduğunu da söylemem gerekir. Merkezdeki birçok kumarhanede, ne kadar para birimiyle oynarsanız oynayın: ücretsiz yemek ve içki servisi yapılıyor. Yani, sırf ücretsiz yemek ve içki servisi için, kumarhaneye gidenler bile olduğunu düşünmemek elde değildir.

Rock müzik seviyorsanız, şehirdeki en tanınmış gece kulübü olan “Club-A” ya gidebilirsiniz. Bunun dışında önerebileceğim birkaç yer şunlar olabilir:

St.Patrick

İyi bir gece hayatı için burayı da seçebilirsiniz.

Club Banboo

Ramuri Str. Üzerindedir. Romenlerin en güzel ve en zenginleri, bu mekanda eğlenirler.

Music Club

Baratiei Str. Üzerindedir. Şehirde canlı müzik dinlemek isterseniz burayı tercih etmelisiniz. Ünlü Romen şarkıcı ve gurupları burada sahne alırlar.

Cluj-Napoca

Diğerlerine göre daha küçük olmasına rağmen, gece hayatı bakımından daha keyifli özellikleri bulunduğu bir gerçektir ve burayı tercih edebilirsiniz.

Romanya Bükreş

TURİZM TURU

Bükreş şehrinde: turizme yönelik otobüs turları yapılmaktadır. Yaz sezonunda: çift katlı bu otobüslerle seyahat edenler: Bükreş’in büyüleyici mimari karışımını görebilirler ve 1.5 saatlik yolculuk sırasında: şehir merkezindeki birçok mahalle ve ilgi çekici yerleri ziyaret edebilirler.

Bu otobüsler: her gün, saat: 10.00-22.00 arasında çalışmaktadırlar ve her 15 dakikada bir hareket ederler. Yolculuk uzunluğu, 9.5 kilometredir ve 14 durak bulunmaktadır. Ücretlere gelince: yetişkinler 8.5 dolar, 7 yaşından küçük çocuklar ücretsiz, 7-18 arasında yaştaki çocuklar 3.5 dolardır.

 

GEZİLECEK YERLER

 

LİPSCANİ-TARİHİ ŞEHİR MERKEZİ

Bükreş şehri: 1459 yılında “Dambovita nehri” kıyısında; “Prens Valad” (Kont Drakula olarak da bilinmektedir) tarafından kurulmuştur. Daha sonra ise: yine “Prens Valad” ın sarayının duvarları çevresinde büyümüş ve bugünkü tarihi şehir merkezi ortaya çıkmıştır.

Günümüzde, tarihi şehir merkezi “Lipscani” olarak adlandırılıyor, çünkü buranın en ünlü caddesinin ismi “Lipscani” dir. Trafiğe kapalı olan bu alanda: kafeler, barlar, antikacılar, galeriler bulunmaktadır.

Ayrıca: Çavuşesku döneminde birçok bina yıkılmış olmasına rağmen, yine de burada, bir kısım Barok mimarinin güzel örnekleri bulunmaktadır. Yakın zamanda, burada restorasyon yapılarak, tarihi şehir, tüm ihtişamı ile ortaya çıkarılmıştır.

Özellikle: “Calea Victoriei Bulvarı” ve çevresindeki ara sokaklarda yürüyüş yapabilirsiniz. Bölgenin önem kazanan yerleri: Bratianu Bulvarı, Regina Elisabeta ve Dambovita nehridir.

 

CALEA SEPTEMBRİE BÖLGESİ

Romanya Bükreş Parlamento

Romanya Bükreş Parlamento

Parlamento

Calea, Septembrie bölgesindedir.
Yapının inşaatı: 1984-1989 yılları arasında sürdürülmüştür. Mimari stil olarak: Washington-Pentagon ve Tibet-Potala Sarayı’na benzemektedir. Zaten: bu iki binadan sonra, dünya üzerinde üçüncü en büyük ikinci binası olarak geçmektedir. Yapımında: 800 bin ton çelik, 4000 ton kristal ve 1 milyon metreküp mermer kullanıldığı söyleniyor.

Öte yandan, bu devasa binanın: Çavuşesku’nun komünist yönetim sırasındaki megaloman kişiliğini yansıttığı söyleniyor. Öte yandan, Çavuşesku, bu binanın yapımı sırasında insanlara zülum uygulamamış ve çalışmalarının karşılığında tek kuruş ödememiştir.

Ama: bir gerçek daha var, en büyük hayali olan yapının bitmiş halini göremeden ülkeden kaçmak zorunda kalmıştır.

Evet, dünyanın en büyük üçüncü binasında, 12 kat ve 1100 oda bulunmaktadır. Mükemmel bir yapıdır. Gezmek istiyorsanız önceden rezervasyon yaptırmanız gerekiyor. Standart bir gezi turu, yaklaşık 2 saat sürüyor. Giriş ücretlidir. Cidden çok büyük bir binadır.

Romanya Bükreş Muzeul National de Arta Contemporana-Ulusal Çağdaş Sanat Müzesi

Romanya Bükreş Muzeul National de Arta Contemporana-Ulusal Çağdaş Sanat Müzesi

 

Muzeul National de Arta Contemporana-Ulusal Çağdaş Sanat Müzesi

Calea Septembrie bölgesindedir. Giriş ücretlidir, 4 Euro’dur.
Burada: genellikle uluslar arası sanatçıların ve Roman çağdaş sanatçıların eserleri sergilenmektedir. Müze binası olarak kullanılan yer: Parlamento Sarayında: Nicolae ve İleano Çavuşesku’nun özel dairesi olarak kullanılan bölümdedir.

 

PİATA PRESEİ LİBERE BÖLGESİ

Romanya Bükreş Casa Presei Libere-Free Press Home

Casa Presei Libere-Free Press Home

Bu etkileyici yapı, 1956 yılından bu yana: şehrin kuzey bölümünde ayakta durmaktadır. Binanın: 1953 yılında Moskova’da açılan “Lomonosov Üniversitesi” binasının daha küçük bir kopyası olduğu söyleniyor. 1956-1989 yılları arasında: tüm Romanya ülkesinin baskı makineleri ve baskı medya şirketleri, burada bulunmuştur. Yapı: günümüzde aynı işlevleri yürütmüyor, ancak güney bölümünde “Bükreş Menkul Kıymetler Borsası” bulunmaktadır.

 

PLATA ARCUL DE TRİUMF BÖLGESİ

Romanya Bükreş Arcul de Triumf-Triumph Arch

Arcul de Triumf-Triumph Arch

1922 yılında burada bulunan ahşap bina: I. Dünya Savaşında savaşan Romen askerleri cesaretlendirmek için yapılmıştır. Ancak: 1936 yılında: granit yılında, 85 metre yüksekliğinde, mimar Petro Antonescu tarafından, günümüzdeki şekliyle yeniden tasarlanmıştır.

Anıtın dekorasyonunda kullanılan heykeller: Romen sanatçılar tarafından oluşturulmuştur.
Anıtın ortasında, içinde bir merdiven var, bu merdivenle anıtın üstüne tırmanırsanız, şehrin güzel panoramik manzarasını izleyebilirsiniz.

 

REGİNA ELİSABETA

 

Gradina Cismigiu-Cismigiu Bahçesi

Bükreş Belediyesi karşısındadır.
Bu bahçe: 1860 yılında Alman peyzaj mimarı Carl Meyer tarafından tasarlanmış ve halka açılmıştır. Burada: Viyana’daki botanik bahçesinden ithal egzotik bitkiler ve ağaçlar ve Romanya dağlarından getirilen çiçekler, bitkiler bulunmaktadır ki, bunların sayısının 30 binden fazla olduğu söyleniyor.

Evet: Bükreş şehrinin kalabalıklarından kurtulmak isteyenler: parkın eski yürüyüş yollarını tercih ediyorlar. Yemyeşil çimenler ve dolambaçlı yollar arasında parkta gezinti yapabilirsiniz. Ayrıca: çocuklar için oyun alanları, banklar ve bir de göl bulunmaktadır.

 

CALEA SERBAN VODA BÖLGESİ

Romanya Bükreş Parcul Carol I-Carol I Park

Parcul Carol I-Carol I Park

Bu büyük park: şehrin en güzel parklarından birisidir ve park alanı içinde: Komünist lider Gheorge Gheorgiu Dej’in mezarı, meçhul asker anıtı bulunur. Anıtta: sürekli yanan meşale ilgi çekmektedir.

Park alanı: 1900 yılında, Fransız peyzaj mimarı Eduard Redont tarafından tasarlanmıştır. Ağaçlıklı yollarda, keyifli yürüyüşler yapılabilir. Yaz aylarında, parkın “Arenele Romane” Açıkhava tiyatrosunda konserler düzenlenmektedir.

 

SOS KİSELEFF BÖLGESİ

Parcul Herastrau-Herastrau Park

Herastrau gölü kenarındadır.
Triumph Arc Baneasa köprüsü yakınlarında 400 dönümlük alana yapılan park alanında: tenis kortları ve eski panayır gibi ilgi çekici yerler bulunmaktadır. Ayrıca: yine park alanı içinde bir tekne kiralayarak, göl kıyısında güzel zaman geçirmek mümkündür. Kemerli köprüden parkın diğer tarafındaki adaya geçip, sandal gezintisi yapabilirsiniz.

30 binden fazla ağacın bulunduğu söylenen park alanında: “Monte Carlo Restoranı” denilen yerde, güzel bir akşam yemeği yiyebilirsiniz. Evet, gayet büyük olan park alanı, bir günde gezilemeyecek kadar büyüktür. Pazar günleri: her yaştan şehirliler tarafından, panayır alanına çevrilir.

Biraz önce de söylediğim gibi, tam ortasında büyük bir göl bulunur. Park alanını ziyaretinizde bir şeyler yemek isterseniz “Quattro Stagioni” deneyebilirsiniz ki, şehirde en iyi lazanya burada yenilebilir.
Park aynı zamanda “Köy Müzesi” ne de ev sahipliği yapmaktadır.

Romanya Bükreş Muzeul Tranului Roman-Romen köylü Müzesi

Muzeul Tranului Roman-Romen köylü Müzesi

Giriş ücretlidir.
1906 yılında açılan müzede, Romen halkının kültürel yaşamına ait, 90 binden fazla obje bulunduğu söyleniyor. Müzede bulunan “Çömlekçilik” koleksiyonu: ülkenin en önemli seramik koleksiyonudur ve yaklaşık 18 bin parça eseri barındırmaktadır. Müzede bulunan en eski seramik eser ise, 1746 yılından kalmadır.

Bunların yanında, müzede etkileyici “giysi” koleksiyonu, Romanya köylülerinin geleneksel giysilerinin tanıtılması açısından ilgi çekmektedir.

Yalnız bunlar da değil, müzede: Romanya kırsal yaşamının tüm yönlerini anlatan: tarım aletleri, halı, mobilya, fotoğraflar, film sergileri de bulunmaktadır. Hatta: galerilerden birinde “ahşap bir kilise” ve diğer bir galeride ise “ahşap bir köylü evi” görülmektedir. Müzenin girişinde, hediyelik eşyalar, el sanatları ve tekstil ürünleri satılan bir mağaza bulunuyor.

Müzenin özel bir bölümü var. “Komünist İkonografi Müzesi” denilen ve kiler odasından oluşan bu bölümde: komünist dönemden kalma büstler ( Lenin de dahil olmak üzere), resim ve hatıra koleksiyonu bulunmaktadır.

Son bir not: bu müze, 1996 yılında “Avrupa Yılın Müzesi” ödülüne layık görülmüştür.

 

Muzeul National de Istorie Naturala-Grigore Antipa Doğal Tarih Müzesi

Giriş ücretlidir. Pazartesi hariç her gün açıktır ve saat: 10.00-20.00 arasında gezilebilir.
Yakın zamanda yenilenmiş olan bu müzede: sürüngenler, balıklar, kuşlar ve memeliler koleksiyonu sergilenmektedir ki, bu koleksiyon Romanya’nın en büyük koleksiyonudur.

Sergilenen objelerin 300 binden fazla olduğu söyleniyor. Özellikle: bir dinozor fosili ilgi çekmektedir. Ayrıca: deniz yaşamına ait balinalar, yunuslar ve fok örnekleri bulunur. Ayrıca: güzel bir kelebek koleksiyonu da bulunmaktadır.

 

Muzeul Satului-Köy Müzesi

Bu büyüleyici açık hava müzesi: 1936 yılında kraliyet kararnamesiyle kurulmuştur.
Herestrau Park Lake Herestrau kıyısında: yaklaşık 30 dönümlük bir arazi üzerinde kuruludur ve Avrupa’nın en büyük açık hava müzesidir. Müze koleksiyonunda 50 bina bulunmaktadır. Dik çatılı köy evleri, sazdan ahırlar, kiliseler, ülkenin tüm bölgelerine ait su değirmenleri; burada yeniden inşa edilerek ziyaretçilere sunulmaktadır.

Burada, aynı zamanda: seramik, dokuma ve diğer el sanatları branşlarında, geleneksel becerilerini göstermek isteyen halk: özel etkinlikler düzenlemektedir. Müzenin hediyelik eşya satan bölümünde: geleneksel el ve halk sanatı ürünleri bulup satın alabilirsiniz.

 

PİATA DEVOLUTİEİ BÖLGESİ

Romanya Bükreş Piata Devolutiei-Devrim Meydanı

Piata Devolutiei-Devrim Meydanı

Bu meydanın en büyük özelliği: 21 Aralık 1989 tarihinde, Nikolay Çavuşesku’nun iktidardan düşürülmesi eylemlerinin dünya televizyonlarında yayınlanmasıyla ortaya çıkmıştır.
Çünkü: Çavuşesku’nun başında bulunduğu Komünist Parti merkezi buradaydı; binanın balkonundan halka son konuşmasını yaparken, halk galeyana gelince, Çavuşesku: binanın çatısından beyaz bir helikopter ile ülke dışına kaçmıştır.

Evet meydanda günümüzde bulunan diğer binalar:

 

Palatul Regal-Kraliyet Sarayı

Yapı: 1927-1937 yılları arasındaki 10 yıllık süreçte, neo-klasik tarzda inşa edilmiş ve 1947 yılında: monarşi yani krallık ülkeden kaldırılana kadar, kraliyet ailesine ikametgah olmuştur. Burayı son kullananlar: Kral Carol II ve oğlu Kral Mihai.
Kral Mihai: 18 yaşında iken:; II. Dünya Savaşı sırasında, Müttefiklerin baskısı ile, Nazi yanlısı hükümet tarafından ülkeden kovulmak üzere bir darbe yapılmış, darbe sarayın salonlarında olmuştur.
Günümüzde: Kraliyet Sarayı “Romanya Ulusal Sanat Müzesi” olarak kullanılmaktadır.

 

MNAC-Muzeul National de Arta-Ulusal Sanat Müzesi

Burası: Romanya’nın önde gelen sanat müzesidir. 15-20’nci yüzyıllar arasında: Romanya ve Avrupa sanatına ait, eski kraliyet koleksiyonu: 1948 yılında yapılan bu binada sergilenmektedir.
2 bölüme ayrılmış müzede: 100 bin üzerinde eser bulunduğu söylenmektedir. İki müze için de ayrı bilet almanız gerekiyor. Ama kombine bilet almak daha avantajlıdır.

Özellikle: Grigorescu ve Andreescu gibi ünlü Romen sanatçıların eserleri bulunmaktadır. 15 odada yerleşik Avrupa galerisinde ise: El Greco, Rubens, Monet, Rembrand, Renoir, Cezanne gibi sanatçıların çeşitli eserleri görülmektedir.

 

Sala Palatului-Kraliyet Sarayı Büyük Konser Salonu

Kraliyet sarayı yanında bulunan bu bina: 1960 yılında, Komünist parti kongreleri için yapılmış ve 3000 kişi kapasitelidir. Günümüzde ise, burası: çeşitli konferanslar ve etkinliklere ev sahipliği yapmaktadır.

Romanya Bükreş Ateneul Roman/Romanya Athenaeum

Ateneul Roman/Romanya Athenaeum

Yapı: 1888 yılında, tamamen halkın bağışları ile yapılmış ve Romanya Ulusal Bankası olarak tasarlanmıştır. Tasarım Fransız Mimar Albert Galleron tarafından yapılmıştır. Bükreş’in en kalabalık meydanında: barok kubbesiyle ilgi çekmektedir.

Yüksek kubbeli ve dor sütunlu yapı: eski bir tapınağa benzemektedir. Lobi: altın varak ile dekore edilerek boyanmıştır. Pembe mermer sütunlar, pirinç fenerler, kemerler: ilgi çekmektedir. Oturma kapasitesi 1000 kişidir.

Günümüzde, burası “konser salonu” olarak kullanılmaktadır. Salonun duvarlarında, muhteşem güzel freskler görülür. Ayrıca: olağanüstü akustik dikkat çekicidir. Burada: Romen George Enescu Flarmoni orkestrası konserler vermektedir.

 

Athenee Palace Otel

Yapı: 1914 yılında, Fransız Mimar Teophile Bradeau tarafından tasarlanmış ve inşa edilmiştir. I. Dünya savaşı sırasında, otel, entrika ve casusluk faaliyetlerinin merkezi olmuştur. İngiliz ve Alman diplomatlar: otelin lobisinde, büyük casusluk mücadelelerinde bulunmuşlardır. Ancak: 1945 yılında otel ağır bir bombardıman sonucu yıkılmış ve sonra yeniden inşa edilmiştir. Günümüzde: Hilton Oteli olarak kullanılıyor.

 

Kretzulescu Kilisesi

Meydanın güney tarafından, son bölümde bu güzel küçük kilise ziyaret edilebiliyor. Kilise: 1722 yılında: Lordache Kretzulesco ve eşi tarafından yaptırılmıştır. İç freskler, ünlü Romen ressam Gheorge Tattarescu tarafından yapılmış olup, ressam 1860 yılında idam edilmiştir.

 

CALEA VİCROTİREİ BÖLGESİ

Palatul Cantacuzino-Cantacuzino Sarayı

Giriş ücretlidir.
1899 yılında, Grigore Cantacuzino’nun: Romanya’nın en zengin vatandaşı olduğu bilinmektedir. Mimar İyon Berindei tarafından tasarlanan, Bükreş şehrinin en şık ikametgahı; 1898-1900 yılları arasındaki 12 yıllık sürede inşa edilmiştir. Yapının: ferforje balkonları, uzun kemerli pencereleri, iki aslan ile çevrili zarif dövme demir kapısı önem kazanmaktadır. Günümüzde: saray “George Enescu Müzesi” olarak kullanılmaktadır.

Romanya Bükreş Muzeul Ulusal George Enescu-George Enescu Müzesi

Muzeul Ulusal George Enescu-George Enescu Müzesi

Calea Victoriei bölgesindedir.
Giriş ücretlidir. Pazartesi hariç her gün açıktır ve saat: 10.00-17.00 arasında gezilebilmektedir.
Biraz önce söylediğim gibi, müze: Cantacuzino Sarayı içindedir. Müzede: özellikle büyük Romen bestecisi kemancı George Enescu (1881-1955) ya ait çeşitli nesneler görülmektedir. Ayrıca: Romanya kraliçesi Elisabeta hediye edilen bir Bach müzik koleksiyonu da sergilenmektedir.

George Enescu: döneminde dünya standartlarında bir kemancı olarak: Alman bestecisi Brahms ile bir araya gelmiş ve ilk konserini vermiştir. Onun en iyi bilinen çalışmaları “Romanya Rhapsodies” dir. Her iki yılda bir: Romanya’da “George Enescu Uluslar arası Festivali” düzenlenmektedir.

Romanya Bükreş Muzeul National de Istorie Al Romaniei-Ulusal Tarih Müzesi

Muzeul National de Istorie Al Romaniei-Ulusal Tarih Müzesi

Giriş ücretlidir.
Müzenin bulunduğu bina, bir zamanlar Bükreş şehrinin ana postane binası olarak kullanılmak üzere, 1900’lü yılların başında yapılmıştır.

Müze: 41 odadan oluşmaktadır. Sergiler: tarih öncesi çağlardan, 20’nci yüzyıla kadar uzanan sürece aittir ve ülkenin gelişimini anlatır.

Sergilenen eserler arasında: 3000 altın küpe, özellikle ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir. 4’ncü yüzyıldan kalma “Pietroasele Hazinesi” koleksiyonu ise, 12 parçadan oluşmaktadır. Bu parçalar: 1867 yılında Paris şehrinde sergilendiğinde, dünyanın en değerli hazinesi olarak kabul edilmiştir. Ancak, daha sonra Mısır’da Tutankamon mezarının bulunması ve hazinelerinin ele geçirilmesiyle, bu onur, yeni hazineye verilmiştir.

Burada bir ayrıntıdan söz etmek istiyorum. Müzenin hemen yakınında “Odeon Tiyatrosu” önündeki küçük meydanda “Mustafa Kemal Atatürk” ün bir büstü bulunuyor ve altında, Türkçe ve Romence “Yurtta Barış, Dünyada Barış” yazıyor.

 

STRADA FRANCEZA BÖLGESİ

Palatul si Biserica Curtea Veche-Eski Princely Court Kilisesi

Strada Franceza bölgesindedir ve giriş ücretlidir.
Tarihi şehir merkezinde: 15’nci yüzyılda inşa edilmiş, eski Princely Mahkemesi yani Curtea Veche kalıntıları bulunmaktadır. Yapının altındaki geniş zindanlarda, esirler tutulmuştur. Günümüzde ise, yapı ile ilgili olarak: yalnızca birkaç duvar, kemerler, mezar taşları ve sütunlar görülmektedir.

Bölgede yapılan arkeolojik çalışmalarda: Dacian yani Bükreş’in ilk sakinleri dönemine ait seramikler, Roma sikkeleri ve kalenin kalıntıları ortaya çıkarılmıştır. Bunlar: 1972 yılında yapılan Old Court Müzesinde sergilenmektedir. (Bükreş Tarih ve Sanat Müzesi-Muzeul Municipiului Bucuresti)

Hatta: yine aynı müzede: “Bucureski” yani “Bükreş” adı altında, şehrin kökenini doğrulayan en eski belge, burada bulunmuş ve müzede sergilenmektedir. Bu belge: 20 Eylül 1459 tarihinde yayınlanmış ve Prens Vlad Tepes tarafından imzalanmıştır.

Sarayın hemen yanında: 1559 yılında inşa edilen “Old Court Kilisesi” (Biserica Curtea Veche) bulunmaktadır ve şehrin en eski yapısı olarak bilinir. 200 yıllık kilise: Romen prenslerinin taç giyme törenlerinde kullanılmıştır. Yapıdaki 16’ncı yüzyıldan kalma fresklerin bazıları görünmektedir.

Romanya Bükreş Manuc en Inn-Hanul lui Manuc

Manuc en Inn-Hanul lui Manuc

Strada Franceza Str. Bölgesindedir.
Burası: zengin Ermeni tüccar Emanuel Marzaian için 1804-1808 yılları arasında yapılmıştır. Han: 1812 yılında, Türk-Rus savaşının sona erdirilmesi görüşmelerine ve barış andlaşmasına ev sahipliği yapmıştır.
Burası, günümüzde: Bükreşliler için favori bir buluşma yeri olarak kullanılmaktadır. Çünkü: burada bir restoran, şarap mahzeni ve pastane ve otel bulunmaktadır.

 

SOS. COTRECENİ BÖLGESİ

Gradina Botanica-Botanik Bahçe

Cotroceni Sarayı karşısındadır. Giriş ücretlidir.
1891 yılında halka açılan bahçe: Romanya ve dünya bitkilerinden 5 binden fazla çeşidi barındırmasıyla önem kazanır. Bahçe içinde: güzel bir binada, Botanik bahçesi müzesi bulunuyor. Burada: el yazmaları, eski botanik araştırma cihazları, bitkisel malzemelerden yapılmış eserler sergilenmektedir.

 

CALEA VİCTORİEİ: ZAFER CADDESİ

Burası, şehrin en eski ve güzel caddesidir. Cadde: 1692 yılında, meşe kirişler döşenerek yapılmış ve Mogosoaia Sarayı ve Eski Princely Mahkemesini bağlamak üzere inşa edilmiştir.
1878 yılında ise; Romanya Kurtuluş Savaşının ardından, sokak “Calea Victoriei” olarak isimlendirilmiştir. İki dünya savaşı arasında ise: cadde, şehrin en gözde caddelerinden biri haline gelmiştir.

Romanya Bükreş CERCUL MİLİTAR CLUB-ASKERİ KULÜBÜ

CERCUL MİLİTAR CLUB-ASKERİ KULÜBÜ

1912 yılında yapılan ve Romen mimar Dimitrie Maimaroiu tarafından tasarlanan yapı: Romanya ordusunun: sosyal, kültürel ve eğitim ihtiyaçlarını karşılamak için yapılmıştır.
Binanın ana bölümü sivil ziyaretçilere yasak olmasına rağmen: görkemli restoranı ve terası: yaz aylarında ziyaretçilere açıktır.

Romanya Bükreş ÜNİVERSİTE MEYDANI-PİATA ÜNİVERSİTATÜ

ÜNİVERSİTE MEYDANI-PİATA ÜNİVERSİTATÜ

Burası: Bükreş şehrinin en popüler buluşma yerlerinden birisidir ve özellikle geç saatlere kadar kalabalıktır. Meydanın ortasında ise: 10 tane taş haç bulunur ki, bunlar 1989 yılındaki devrimde ölenler için yapılmıştır. Meydanın altında ise: dükkanların bulunduğu bir yer altı geçidi ve metro istasyonu bulunmaktadır.

 

SPİTALUİ COLTEA-COLTEA HASTANESİ

Burası 1704 yılında yapılmıştır ve şehrin en eski hastanesidir. Orijinal bina: 1802 yılındaki depremde yıkılmış ve günümüzde görülen bina 1888 yılında yapılmıştır. Hastane, günümüzde halk sağlığı merkezi olarak kullanılmaya devam etmektedir.

 

Kilise

Hastanenin hemen yanındaki kilise: 1701 yılında inşa edilmiştir ve ziyarete açıktır. Özellikle: aziz silüetleri ve tavan bölümü ilgi çekmektedir.

 

PALATUL SUTU-SUTU PALACE

Burası: 1900’lü yıllarda, burada düzenlenen toplantılar ile ünlüdür. Mimar Johann Veit ve Konrad Schwinc tarafından tasarlanan yapı: 1832-1834 yılları arasında inşa edilmiştir. 1862 yılında yeniden dekore edilmiş ve eski yapıdan yalnızca: tavan, sıva, parke döşeme ve fayans bölümler korunmuştur.
1959 yılından bu yana: burada “Bükreş Tarih ve Sanat Müzesi” bulunmaktadır.

 

Bükreş Tarih ve Sanat Müzesi-Muzeul Municipiului Bucuresti

Müzede sergilenen eserler arasında: 300 bin civarındaki para koleksiyonu, kitaplar, haritalar, gravürler, resimler, silahlar ve eski geleneksel kostümler ilgi çekmektedir.
En değerli eserler arasında bulunan obje: 1459 yılında, Vlad Tepes tarafından verilen “Bükreş” şehrinin adına ait bir belge ve 1688-1714 yılları arasında hüküm süren Prens Constantin Brancoveanu’ya ait değerli taşlarla süslü bir kılıçtır.

 

BÜKREŞ ÜNİVERSİTESİ-UNİVERSİTATEA BUCURESTİ

Üniversite meydanına yakındır. Bükreş Üniversitesi: 1864 yılında Alexandru İoan Cuza tarafından kurulmuştur. II. Dünya savaşı sırasında, Üniversitenin kütüphaneleri ve koridorları, birçok ünlü Romen kişiliklere ev sahipliği yapmıştır.

 

MUZEUL ULUSAL COTROCENİ-COTROCENİ SARAYI VE MÜZESİ

Saray: Prens Serban Cantacuzino tarafından 1679-1681 yılları arasında inşa edilmiştir. Kral Carol I’de burada yaşamıştır.
19’ncu yüzyıl sonunda ise: Kral Ferdinand tarafından, saray yıktırılmış ve neo klasik tarzda, Fransız mimar Paul Gottereau tarafından yeniden yaptırılmıştır. 1977 yılında, Komünist lider Nikolay Çavuşesku: saraya yeni bir kanat ilave ettirerek, kendi konutu olarak kullanmaya başlamıştır.

1990 yılında, bu sonradan ilave edilen kanat: Romanya Başkanı ikametgahı olarak kullanılmaktadır. Saray ise müze olarak kullanılmaya başlanmıştır. Burayı ziyaret etmeyi düşünürseniz, rehberli turlar var. Bu turlarda: özellikle “Oriental Hall, Norveç Hall ve Kraliçe Odası” görülmeye değerdir. Ayrıca: Ortaçağ dönemine ait büyük bir sanat koleksiyonunu da görebilirsiniz.

ŞEHİR DIŞINDA GEZİLECEK YERLER

Romanya Bükreş PALATUL MOGOSOAİA VE MUZEUL BRANCOVENESC-MOGOSOAİA PALACE-BRANCOVENESC MÜZESİ

PALATUL MOGOSOAİA VE MUZEUL BRANCOVENESC-MOGOSOAİA PALACE-BRANCOVENESC MÜZESİ

Bükreş şehir merkezine 9 km. uzaklıkta, Valea Parcului Str üzerindedir. Giriş ücretlidir.
Mogosoaia gölü kıyısında, aynı adı taşıyan köyde bulunan bu saray: mimari olarak geleneksel Romen mimarisi özelliklerini yansıtmaktadır. Merdivenler, balkonlar ve eğlenceli sütunlar ilgi çeker.
Yapı: bir yazlık konut olarak, Walachian prensi Constantin Brancoveanu tarafından, 1698-1702 yılları arasında inşa ettirilmiştir. Özellikle: göl ve ana avluya bakan karmaşık Brancovenesc tarzı oymalar ve balkon, Venedik tarzı sundurma ilgi çekmektedir.
Günümüzde saray içinde bulunan müzede: taş heykeller, ahşap heykeller, el yazmaları, nadir eserler, altın ve gümüş nakışlar sergilenmektedir.

Romanya Bükreş MANASTİREA SNAGOV-SNAGOV MANASTIRI

MANASTİREA SNAGOV-SNAGOV MANASTIRI

Bükreş şehir merkezinin 25 km. kuzeyindedir. Manastır: Snagov gölündeki bir ada üzerindedir ve bir yaya köprüsü veya tekne ile buraya ulaşılabilir.
Manastır: 1364 yılında inşa edilmiştir. 1458 yılında ise Romanya Prensi Vlad Tepes ( Kazıklı Voyvoda) tarafından, buraya kalın savunma duvarları ve bir zindan eklenmiştir.