Kocaeli Başiskele

Kocaeli Başiskele

İlçe, ulaşım yönünden oldukça güçlü bir yerdedir. İlçenin kuzeyinden D-100 ve D-130 kara yolları geçer ve bu yollar ilçede birleşir. Devlet demiryolları hattı, ilçenin kuzeyinden geçer. Kocaeli Cengiz Topel ve İstanbul Sabiha Gökçen havaalanları ilçeye yakındır. Başiskele, Kocaeli arası uzaklık: 2.2 km. Başiskele, Gölcük arası uzaklık: 28 km. Başiskele, Sapanca arası uzaklık: 50 km. Başiskele, Karamürsel arası uzaklık: 47 km.

Kocaeli Başiskele

TARİHİ

MÖ 712 yılında bölgeye göç eden Megaralıların bugünkü Seymen ve Başiskele yörelerine yerleşmişlerdir. Megaralılar, yerleştikleri bu bölgeye, o dönemlerde körfezde bol bulunan ve halkın sosyal ve ekonomik yaşamı üzerinde etkili olan ıstakozlara atfen “Astakoz” adını verdiler. Körfezin ilk limanı burada kurulmuştur. Megaralılar liman sayesinde kısa sürede zenginleştiler. Ekonomik olarak çok güçlü hale geldiler ve kendi adlarına para bastılar.

Paranın bir yüzünde: ıstakoz, diğer yüzünde tanrıça Olbia’nın resmi vardı. İlk ıstakoz parası, halen İstanbul Arkeoloji Müzesinde görülebilir. Istakoz, MÖ 300 yılına kadar bağımsız bir devlet olarak kalmıştır. İlçe ismini, Kocaeli körfezinde ilk iskelenin bulunduğu mevki anlamında kullanılan “Başiskele” den almıştır.

Bölge 1078 yılında Selçuklu egemenliğine girer. 1337 yılında ise Orhan Gazi tarafından Osmanlı topraklarına katılır. Günümüzdeki Kullar, Yuvacık, Bahçecik ve Yeniköy ile çevresinde yaşayan Rumlar ve Ermeniler, yanlarında yer aldıkları Yunan ve İngiliz ordusunun savaşı kaybetmesinden sonra, onlarla birlikte gemilere binerek bölgeyi terk etmişler, yerlerine Balkanlardan gelen göçmenler yerleştirilmiştir.

Kocaeli Başiskele

GENEL

Başiskele: Kullar, Yeniköy, Bahçecik, Karşıyaka (önceki ismi Döngel) ve Yuvacık’ın birleşmesiyle 2008 yılında kurulmuş bir ilçedir. Marmara bölgesinde bağlı bulunduğu il merkezinin güneydoğusunda deniz ve yeşil bitki örtüsünün kucaklaştığı bir yerde kurulmuştur. İlçe topraklarının yüzde 59’luk bölümü ormanlıktır.

Yuvacık bölgesinde; genellikle ormancılık, arıcılık, sebze ve meyvecilik yapılır. Zengin su kaynaklarına sahip olması nedeniyle, bölgede Yuvacık Barajı yapılmıştır. Yeniköy bölgesinde, çeşitli sanayi kuruluşlarının artması sonucu, çiftçilik azalmıştır.

Kocaeli Başiskele

GEZİLECEK YERLER

Kocaeli Başiskele Sahili

BAŞİSKELE SAHİLİ

Sahil, 2006 yılında Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenmiştir. Sahil: muhteşem bir İzmit körfez manzarasına sahiptir. Sahilde 2185 metrelik bir sahil yürüyüş yolu yapılmıştır. Sahil bandında palmiye ağaçları, yürüyüş alanları, gözlem evi, çocuk oyun alanları, kafeterya ve plaj bulunmaktadır.

BAHÇECİK

16’nci yüzyıl başlarında, burada Ermeniler yaşıyorlardı. Ermeni göçmenler tarafından kurulan “Bardizag” yerleşimi, Osmanlı döneminde Sultan IV. Murat tarafından 1625 yılında yayınlanan bir fermanla resmen tanındı. Bardizag köyünün ismi, Cumhuriyet döneminde “Bahçecik” olarak değiştirildi. Osmanlı döneminde, İstanbullu Ermenilerin burada yazlık mekanları bulunuyordu. 1922 yılında Yunan işgalinin sona ermesinin ardından Bahçecik’te Ermeni kalmamıştır. Günümüzde, Bahçecik yöresinde, Bizans dönemine ait çeşitli mermer kitabeler, heykeller, sarnıç ve su tünelleri bulunmaktadır. Ayrıca Menekşe Yaylasında, bu döneme ait Manastır kalıntıları görülür.

Bitinya Lisesi

 Bahçecikteki bu okul Amerikalı misyonerler tarafından kurulmuştur. Lisenin kız bölümü önce Adapazarı’na ve sonra İstanbul’a taşınmıştır. Bu okul, günümüzde hala Üsküdar Amerikan Kız Lisesi adıyla eğitime devam etmektedir. Birinci Dünya Savaşı öncesinde, okulun mezunlar derneğinin katkılarıyla yapılan bazı binalar, hala ayaktadır.

Chambers Hall Binası: günümüze ulaşan üç yapıdan birisidir. 1906 yılında inşaatı tamamlanan bu yapı, Bitinya Lisesi Mezunları derneğinin yardımlarıyla inşa edilmiş ve Bitinya Lisesine bağışlanmıştır. Okulun yöneticiliğini yapan Robert Chambers’in anısına yapıya “Cambers Hall” ismi verilmiştir. Cumhuriyet döneminde: mermer atölyesi, uzun süre tavuk çiftliği, ardından mantar üretim yeri olarak kullanılan yapı, günümüzde kullanılmamaktadır.

KULLAR

Beldenin “Kullar” ismini almasının sebebi: Osmanlı döneminde Kulların güneyinde, Paşa dağı mevkiinde bir kale vardır. Bu kalede, Padişahın askerleri bulunur. Bu askerler düşmanlar tarafından öldürülür. Bu haber Padişaha ulaşınca, Padişah “Vah kullarım” diye hüzünlenir. Bundan sonra buranın ismi “Kullar” kalır. Belde, İzmit körfezinin güneyinde, Samanlı dağlarının eteğindedir. Burada: Kocaeli Üniversitesinin Kullar Yerleşkesi vardır.

Kullar Meslek Yüksek Okulu

Kocaeli Üniversitesine bağlıdır. 11 bölümde teknik program ve 4 bölümde ise idari program öğrenimi yapılmaktadır.

Paşadağ Kale kalıntısı

Beldenin güneyinde Paşadağ mevkiinde bulunan ve Bizans dönemine ait kale kalıntısı vardır. İzmit ovasına hakim Paşadağ Tepesinin kuzeydoğu kesimindeki kale, güçlükle görülebilmektedir. Bu nedenle, kalıntıların tepe üzerindeki yayılımı kesin olarak saptanamaz.

Duvarlar moloz taş ile yapılmış, mevcut yükseklikleri yaklaşık 2 metre kadardır. Kalıntılara bakarak, burada büyük bir kale değil, Sapanca ve İznik yollarını kontrol eden bir karakol kalesi bulunduğu tahmin edilmektedir.

Yazılı kaynaklara göre; İzmit yöresi, Orhan Bey tarafından fetih edilince, bu kalenin fetihten önce kuşatıldığı bilinir. Yine rivayetlere göre: Bugün Paşa kalesi olarak adlandırılan yapı: Osmanlı’nın Bizans’a karşı ilk olarak yaptığı ve kazandığı Koyunhisar savaşına adını veren kale veya Anna Komnena’nın bahsettiği “Sidera” adlı kaledir.

Kocaeli Başiskele Kilez Deresi Köprüsü

Kilez Deresi Köprüsü

Kullar Beldesindeki bu köprü, Tarihi Bağdat yolu üzerindedir ve Osmanlı döneminde 16’ncı yüzyılda kurulmuştur. Köprü beş gözlü ve kesme taştan yapılmıştır. 1998 yılında köprü demiryolu inşaatı yapımı sırasında, Koruma kurulu kararı ile, bulunduğu orijinal yerinden sökülüp 50 metre aşağıya yeniden inşa edilmiştir. Kilez Deresi üzerindeki kemer köprü, tescil edilerek koruma altına alınmıştır.

YUVACIK

Eski ismi Ovacık’tır. Burası da bir Ermeni yerleşimidir. Burada: Surp Krikor Lusavoriç ve Surp Yeğya kiliseleri ve Vartanyan-Vartukhyan okulu bulunuyordu.

Kocaeli Başiskele Tepecik Köyü Taş Camisi

TEPECİK KÖYÜ TAŞ CAMİSİ

Tepecik mahallesinde bulunan caminin 1900’lü yıllarda yapıldığı tahmin edilmektedir. Caminin dış duvarları oldukça kalındır ve kesme taştan yapılmıştır. Caminin minberi ve minaresi tahrip edilmiş olup 1958 yılında yeniden yapılmıştır.

Giriş kapısı yuvarlak kemerli olup, iki sütuna oturur. Kapının iki yanındaki dekoratif sütunlar, kapıyı içine alan dikdörtgen bir çerçeve oluşturur. Bu dikdörtgen üzerinde daha kısa dekoratif sütunların oluşturduğu, ortasında tahminen kitabenin bulunduğu bir açıklık vardır. Minber ahşaptandır. Korkuluklarında geometrik ve yıldız süslemeleri bulunur. Cami, tescil edilerek koruma altına alınmıştır.

SERVETİYE

Karşı Mahalle Camisi

Servetiye Karşı Mahallesinin merkez camisidir. Osmanlı döneminde, bölgeden taş ocaklarından çıkarılan kara taşlarla yapılmıştır. Üzerindeki mermer levhada: 1885 yılında yapıldığı yazılıdır. Kesme taş malzemeyle yapılmıştır. Dışı beton sıva ile sıvanmıştır. Üstü kiremit örtülü, beşik çatıya sahiptir. İki katlı, sade mimari üslupla yapılan caminin giriş kapısı, sadece dikdörtgen formdadır. Caminin iç bölümü, ahşap sütunlarla desteklenmiştir.

Caminin minaresi, taş malzemeden yapılmıştır. Caminin yuvarlak formlu şadırvanı, sade bir görünüm verir. Cami, depremlerde büyük hasar görmüştür. Minaresi yıkılmış ve taş duvarları zarar görmüştür. Caminin yapımında kullanılan orijinal taşlar, binanın köşelerinde halen görülür. Yıkılan minare, köyde yaşayan Salim Usta tarafından 1958 yılında yeniden yapılmıştır. Caminin minberi, tahtadan el işçiliği ile yapılmış olup orijinalliğini korumaktadır.

Kocaeli Başiskele Müze ve Köy Konağı

Müze ve Köy Konağı

Servetiye cephesinin kahramanca savunulmasının anısına, Servetiye köyüne bir anıt ve köy konağı yaptırılmıştır. Her yıl Temmuz ayının ilk haftasında, bu alanda anma törenleri düzenleniyor. Müzede, köyün kendine has yöresel araçları ve Kurtuluş Savaşında kullanılan tüfekler, kamalar gibi savaş aletleri sergileniyor. Zemin kat üzerine bir kat olarak inşa edilen müze aynı zamanda köy konağı olarak kullanılıyor.

Yapının zemin katında: giriş terası, müze odası, konuk odası ve mutfak vardır. İkinci katında ise, muhtarlık, çok amaçlı toplantı odası ve sofa bölümü bulunur. Müze, köydeki evlerin özgün dokusuna uygun olarak betonarme karkas olarak yapılmıştır. Zemin kat dış cephe kaplaması için kayra taşı, birinci kat ise ahşap yalı baskı kaplama tekniği kullanılmıştır. Müzede ahşap payandalar, ahşap söveler ve giyotin pencereler bulunur.

Anıt

Anıtta, Milli Mücadelede Servetiye Cephesi ve Servetiye Milis Cephesi komutanlarının adları yazılıdır.

 Kocaeli Gebze gezi yazım hakkında  Gebze

Yalova Çınarcık

Yalova Çınarcık

Yalova Çınarcık; İl merkezine 17 km uzaklıktadır. Çınarcık-Armutlu arası 37 km, Çınarcık-Termal arası 8 km, Çınarcık-Çiftlikköy arası 23 km, Çınarcık-Kocaeli arası 88 km, Çınarcık-İstanbul arası 188 km. Çınarcık-Bursa arası 88 km, Çınarcık-Gemlik arası 61 km. dir.

TARİHİ

Çınarcık ilçesinin bulunduğu topraklarda, MÖ 4000-3000 yıllarında kurulmuş yerleşim yerleri vardır. Roma imparatoru Constantinus zamanından kalma kalıntıları, Çınarcık ve köylerinde rastlamak mümkündür. 1325 yılında Türklerin eline geçen Çınarcık, Kurtuluş savaşı yıllarında, üç kez işgal edilmiş ve 1921 yılında düşman işgalinden kurtarılmıştır. Bu işgal dönemlerinde, ilçenin Ortaburun köyü, Aşağı Kocadere ve Yukarı Kocadere köy halkının malları, Rumlar tarafından alınmış ve mal sahipleri öldürülmüştür.

Yalova Çınarcık

Kocadere köyündeki mezalim, soykırım, yakıp-yıkma hepsinden korkunç olmuştur. İşgal günlerinde Yunanlılar tarafından köyden toplanan insanların bir kısmı denize dökülerek öldürülmüştür. Geri kalan kadın, çocuk ve yaşlılar ise, Bekir Onbaşıya ait bir eve doldurularak yakılmıştır. 880 kişinin can verdiği bu katliamın anısına, aynı yerde yapılan şehitlik her yıl 29 Nisan tarihinde anma törenleriyle dolup taşmaktadır. Fakat ne kadar ilginçtir ki, burada böyle bir olay olduğunu ben buraya görünce öğrendim, keşke bu olay daha etkin kutlansa, bu katliamdan bütün dünyanın haberi olması gerekir, umarım anma törenlerine basın ilgi gösterir.

Çınarcık’ın Rumlar dönemindeki ismi “Kio” dur. Temiz havası olan şehir anlamına gelen bu sözcükten sonra da, sahip olduğu ulu çınarlardan dolayı “Çınarcık” ismini almıştır. Ancak Fevzi Çakmak, burayı ziyaretinde Belediye Parkındaki (Çınaraltı Gazinosu) anıt çınarı gördüğünde “Çok yazık etmişler buraya Çınarcık demekle, Koca Çınar demeliydiler” demiştir.

Evet, bölgenin tarihindeki en önemli olay “deprem”, 17 Ağustos 1999 tarihindeki Marmara Depreminde, ilçede toplam 5077 konut zarar görmüştür.

Yalova Çınarcık

GENEL

Çınarcık, plajları ve kampları ile öne çıkan bir turizm merkezidir. Özellikle bayram tatillerinde, ilçenin nüfusu 10 katına kadar çıkmaktadır. Başta İstanbul olmak üzere çevre illerden buraya yoğun ziyaretçi akını yaşanmaktadır. İlçenin nüfusu normalde 18 bin civarında iken bayram tatillerinde 200 binlere kadar çıkar.

Deniz seviyesinden yükseklik ortalama 30 metredir. Kolay ulaşımı, temiz denizi, orman ve sayfiye alanları ile her dönemde olduğu gibi, bugünde çekiciliğini korumaktadır. Ormanlarla kaplı Samanlı dağlarının kuzey yamacında, denize uzanan Çınarcık ilçesi, doğal bitki örtüsü ve dört mevsim turizme açık olan alanları ile bölgenin en fazla talep gören turizm alanıdır. Koru köyden başlayıp Esenköy’e kadar uzanan bir kıyı şeridi üzerinde bulunan ilçede Paşa Limanı Burnu, Kocadere Burnu, Dikilitaş Burnu, Dermaz Burnu, Baba burnu, Orman Uçuğu Koyu, Engere Koyu, Mersin Burnu gibi doğal güzellikler vardır. Çiçek bahçeleri, koyları, temiz sahil şeridi ve her yaşa hitap eden eğlence merkezleriyle gerçekten güzel bir yerleşim yeridir.

Yine de Çınarcık denince, akla yazlıklar gelir. Sırtını ormana vermiş, onar katlı apartmanlar. Bunun yanında Çınarcık ve Teşvikiye’yi geçtiğinizde, evler ve apartmanlar biter. Yemyeşil bir doğa ile baş başa kalınır. Yaşlı çınarlar altında bulunan çay bahçelerinde, toprağa basarak oturma imkanı vardır. Derken Şarköy’e gelinir. Burada görkemli bir çınar ağacı bulunuyor.

Çınarcık ile ilgili önemli bir not, burası (Koru beldesi) ülkemizdeki kesme çiçekçiliğin merkezidir. Burada: 406 dekar serada çiçek yetiştiriciliği yapılmaktadır.

Yalova Çınarcık Altın Çınar Festivali

ALTIN ÇINAR FESTİVALİ

Bu geleneksel festival, 1994 yılından beri Temmuz ayı ortasında düzenlenmektedir. Çünkü festival döneminin okulların kapanması ve yazlıkçıların geldiği döneme denk getirilmesi düşünülmüştür.

ŞENKÖY KIZILCIK ŞENLİKLERİ

Her yıl Ağustos ayının ilk haftasında düzenlenir. Köy meydanı süslenir, köy halkının ev sahipliğindeki şenlik coşkuyla kutlanır. Ana tema, kızılcığın yararlarıdır. Çünkü Şenköy yöresinde uzun yıllardır kızılcık üretimi yapılmaktadır ve yaklaşık 5000 ağaçtan yıllık 250 ton kızılcık elde edilir.

Yalova Çınarcık Ne Satın Alınır

NE SATIN ALINIR

Burayı ziyaret eder ve yöreye özgün bir şeyler satın almak isterseniz “Çınarcık işi” denen bir el işi satın alabilirsiniz. Ham ipek, pamuklu ve keten kumaşlar üzerine iplik çekilmesi ve doğal ipliklerle, kumaşın işlenmesiyle yapılır. Çınarcık haricinde, diğer ilçelerde ve başka yerlerde yaygın olmadığından halk arasında “Çınarcık işi” olarak adlandırılır. En eski örnekleri 80 yıllık olup Yalova Kent Müzesinde sergilenmektedir.

Yalova Çınarcık Çınar Ağacı

ÇINAR AĞACI

Şarköy’dedir. Üzerinde 3000 yaşında olduğu yazılıdır. Gövde içi 36 metre kare olan alanda lokanta vardır. Türkiye’nin en yaşlı anıt çınarı olduğu söylenen bu ağacın dış çapı 30 metreden fazladır.

Yalova Çınarcık Gezilecek Yerler

GEZİLECEK YERLER

Yalova Çınarcık Kum Plajı

KUM PLAJI

Çınarcık ve Esenköy arasında doğal bir plaj alanıdır. Yalova’ya 16 km uzaklıktadır. Bu plaj özellikle İstanbul, Yalova ve Bursa’dan gelenler tarafından denize girmek için kullanılır. Plajın “Mavi Bayrağı” vardır. Burada gündüzleri güneşlenip yüzmek ve akşamları ise eğlencelere katılmak mümkündür.

Yalova Çınarcık Hasan Baba Türbesi ve Mesire Yeri

HASAN BABA TÜRBESİ VE MESİRE YERİ

Yalova yöresi, 1325 yılında Orhangazi tarafından Bizanslılardan ele geçirilmiştir. Ardından bölgeye Türk göçleri artmıştır. Ancak devam eden süreçte Türkler ve Bizanslılar arasında çatışmalar devam etmiştir. Bir çatışmada yanında iki arkadaşı ile birlikte Hasan Baba, yaralı olarak günümüzdeki piknik alanının bulunduğu yere çekilmişlerdir.

Rivayete göre, burada Hasan Baba, kılıcına yaslanmış ve kılıcın battığı yerde, günümüzde Hasan Baba suyu denen su kaynağı çıkmıştır. Hasan Baba ve arkadaşları, bir süre su kaynağında dinlenmişler ve ardından Bizanslıların ikinci saldırısına uğramışlardır. Üç kahraman burada şehit düşmüşlerdir. Arkadaşları, üç şehidi, bu bölgede toprağa gömmüşlerdir. Hıdırellez günlerinde Hasan Baba’nın mezarı ziyaret edilmektedir. Su kaynağı, yüzyıllar boyunca korunarak günümüze ulaşmıştır.

Hasan baba mesire yeri olarak isimlendirilen koruya: Yalova-Çınarcık karayolundan ayrılarak çıkılır. Termal ve Çınarcık ilçeleri arasında, Çınarcık sırtlarında 1967 yılında kurulmuştur. Çınarcık’a yaklaşık 4.5 km uzaklıktadır. Denizden 120 metre yükseklikteki bu tepe, her mevsim yeşil bitki örtüsü ile kaplıdır.

Yalova’da kalabalığın karmaşasından kaçanların,  huzura kavuşabilecekleri bir mesire yeridir. Koru: ismini, Yalova’da söylenen efsanelerde adı geçen Hasan Baba adlı ermişten alır. Yaz aylarında küçük gezintilere çıkmak ve piknik yapmak için buraya gidebilirsiniz. Aşağısında uzanan ormanları ve sahili, tepeden seyredebilirsiniz, ziyaretçilere doyumsuz manzaralar sunar. Binlerce kişiyi (3000 kişi kapasitelidir) aynı anda ağırlayabilecek büyüklüktedir. Bir tane havuzlu, çok soğuk ve iyi kalite suyu vardır. Burada, geyik koruma alanı ve bir restoran bulunuyor.

ŞENKÖY KİLİSE KALINTISI

Çınarcık ilçesi Şenköy bölgesindedir. Denize karşı yüksek bir tepede kurulmuştur. Yapılan incelemede: denize uzanan engebeli bir arazi olduğundan, kilise olarak adlandırılan kalıntılar, denize doğru çıkıntı yapan uç kesimdedir. Günümüzde sadece batı duvarına ait bazı temel izleri görülmektedir. Mevcut duvarlardan kilisede tuğla, yerel taş ve horasan harcı kullanıldığı tespit edilmiştir. Bitki örtüsü yapının üzerine büyük ölçüde kaplamıştır. Harap durumdadır.

KORUKÖY FIRIN

İlçe merkezine bağlı Koruköy’dedir.

Tek katlı binadır. Ortada yarısı gömülü fırın ocağı bulunur. Ocağın üstünde hamur hazırlama yeri ve bu kısma çıkılan 5 basamaklı merdiven bulunur. Koridorun iki yanında, simetrik birer gözlü dükkan vardır. Çatı tamamen çökmüştür. Fırın ocağı ve koridor ve dükkan, tamamen molozlarla doludur. Arka tarafındaki yarı tuğla yarı taş kaplama duvar ortasından yıkılarak, binayı ikiye ayırmıştır. Bina yapıldığı dönemde, içten tamamen sıvalıdır. Dışta ise ön ve sağ yan cephe takoz işlemeli tuğla ve yine sıvalıdır. Fırın giriş cephesindeki basık tuğla kemer ortasından çatlamıştır. Bina virane halindedir.

Yalova Çınarcık Teşvikiye Antik Su Sistemi

TEŞVİKİYE ANTİK SU SİSTEMİ

Su sistemi: Güngörmezler mevkiinden, Kemertepe mevkiine kadar uzanan kanal ve kemerlerden oluşur. Başlangıç kısmı: kaya içindeki, doğal bir kovuğun, insan eliyle oyularak ve harçlı moloz taş duvar örgüsüyle şekillendirilerek oluşturulmuştur. Bu bölünden sonra Teşvikiye deresinin doğusunda bulunan tepelerin yamaçları boyunca yaklaşık Çınarcık Belediyesi sınırına kadar 7 km uzanır. Güney-kuzey doğrultusunda uzanan kanal, yaklaşık 150 metre kodundan, 50 metre koduna doğru, hafif bir eğimle alçalır. Üst kısmı tonozludur. Yüksekliği 1.80-2 metre ve genişliği 1-1.20 metredir.

Moloz taştan, kireç harcı kullanılarak yapılmıştır. Hat boyunca, havalandırma bacaları ve dinlendirme havuzları bulunur. Kanalın önemli kısmı, toprak altında olup, bazı bölümler yüzeyde ilerler. Kemertepe doğrultusunda, yaklaşık 200 metrelik bölümü izlenebilen “Akuadükt” kalıntısı vardır. Kemerlerin genişliği 5 metre, yüksekliği 5 metredir. Sadece 2-3 tanesi halen ayaktadır. Toplam 5-6 tane olduğu tahmin edilmektedir. Tuğla ve moloz taştan, almaşık teknikle yapılan kemerlerin üst bölümündeki su kanalı, halen iyi korunarak günümüze ulaşmıştır. Kemertepe’nin, kuzeydeki kıyı bölgesinde, bugün Paşalimanı olarak adlandırılan bölgedeki orta ve büyük ölçekli antik yerleşimin su ihtiyacını karşılamak için yapıldığı düşünülmektedir.

DELMECE YAYLASI

Teşvikiye beldesinden çıkılır. Sahile 17 km uzaklıktadır. Yaylada: orman arazisinde, meşe, kestane, ıhlamur ve çam ağaçları vardır. Yakınlarında, şifalı su olarak isimlendirilen bir su kaynağı vardır. Bu yaylada farklı parkurlarda doğa yürüyüşü yapabilirsiniz.

ERİKLİ YAYLASI

Teşvikiye beldesinin 8 km yukarısındadır. Kamp ve doğa yürüyüşü yapılabilir. Özellikle Teşvikiye deresi üzerinde bulunan ikiz şelaleler ilgi çekmektedir ki, burası yürüyüş parkuru üzerindedir. Ayrıca, Erikli yaylasında irili ufaklı birçok şelale bulunmaktadır. Yürüyüş parkuru üzerinde kamp alanları bulunmaktadır.

Yalova Çınarcık Erikli Şelalesi

Erikli Şelalesi

Erikli’de Erikli deresi üzerindedir. Erikli deresi, irili ufaklı birçok şelaleler oluşturarak akar. Bunlardan: Delmece yaylası yakınlarındaki en büyüğü Erikli Şelalesidir. Burada: kamp kurulabilir ve doğa yürüyüşü yapılabilir.

Yalova Çınarcık Koru Beldesi

KORU BELDESİ

1924 yılına kadar buranın nüfusunun tamamı, yerleşik Rumlardan oluşuyordu. 1924 yılında yapılan mübadele sonucunda, Rumlar Yunanistan’ın Selanik şehrine gitmiş, Darama ilçesinde yaşayan Türkler ise buraya gelmişlerdir. Rumlar döneminde beldenin ismi, güzel orman anlamına gelen “Kuri” dir.

Türk nüfus bölgeye yerleşince ismi “Koru” oluştur. Beldede: Bizans imparatorluğu döneminden kalan Eudoskia sarayı, Deveboynu mevkii, liman bölgesinde olması nedeniyle iki liman bulunmaktadır. Buranın bir diğer önemli özelliği, kesme çiçekçiliğin merkezi olmasıdır.

Yalova şehir merkezi tanıtım ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.