İran Genel

İran Genel

İran ülkesinin kara sınırlarının toplu uzunluğu 5440 km. dir. Bunun; Irak (1458 km.), Türkmenistan (909 km.), Pakistan (936 km.), Afganistan (936 km.) ve Türkiye (499 km.) dir.

Sahil şeridi 2440 km. dir. Hazar denizindeki kıyısı 740 km. dir.

Ülkenin yüzölçümü 1.648.195 km karedir. Dünyanın en büyük 20’nci ülkesidir. Ülkenin yaklaşık % 55’lik bölümü dağlıktır. En yüksek zirve, deniz seviyesinden 5610 metre yüksekliktedir. (Elbruz dağı Damayand tepesi)

İran ülkesinin nüfusu, 2014 rakamlarına göre, 80 milyon kişidir.

Ülkede 31 şehir vardır. Başlıca şehirler: Tahran, İsfahan, Şiraz, Meşhed, Tebriz, BandarAbbas, Gorgan ve Erdebil

iran.tarih.
İran Genel

TARİH

İran MÖ 4000 yıllarına kadar uzanan tarihsel ve kentsel yerleşim ile dünyanın en eski ve sürekli medeniyetlerinden birine ev sahipliği yapmaktadır.

Medler MÖ 625 yılında, İran’da birleşik bir ulus ve imparatorluk kurdular. Ahameniş imparatorluğu Büyük Kiros tarafından kuruldu ve MV 550-330 yılları arasında hüküm sürdü. Persis (Persepolis) Balkanlar, Kuzey Afrika ve aynı zamanda Orta Asya’ya kadar uzanan Pers İmparatorluğunun ilk hükümdarı oldu.

Selevkos İmparatorluğu, yaklaşık 1000 yıl boyunca İran’ı idare etti. Bu süreçte, İran’da kurulan Partlar ve Sasaniler, dünyanın önde gelen güçleri olan, ezeli rakipleri Roma İmparatorluğu ve ardılları Bizans İmparatorluğu ile mücadele ettiler.

 

VİZE VE GÜMRÜK

İran, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına vize uygulamıyor. Ülkeye girerken ülkeye sokulması yasak olan bazı maddeleri bilip, bunları kesinlikle yanınızda bulundurmamanız şarttır. Bunların başında gelenler: alkol, uyuşturucu, patlayıcı madde, silah gibidir.

Ülkeden çıkarken, her kişi sadece 12 metre kareye kadar bir el dokuma halısı ile gümrükten çıkabilir. Buna hiçbir vergi ödemez.

 

ÖZEL GÜNLER

İran İslam Cumhuriyeti milli günü, 1 Nisan 1979 tarihidir. Hafta tatili günleri: Perşembe ve Cuma günleridir.

 

İKLİM

İran kıyılarında subtropikal alanlar ve kurak ve yarı kurak iklimler görülür. Dört mevsim vardır. Merkez çöller ve Basra Körfezi kıyılarında, çölde, dünyanın en yüksek sıcaklıkları kaydedilmiştir.

Kuzey İran’da yıllık ortalama sıcaklık 10 derecedir. Güney İran’da ise, 25-30 derece arasındadır. İran iklimi, Hazar Denizi ve Basra Körfezi boyunca yüksek nem kemerlerine dışında kurudur. Güçlü mevsimsel rüzgarlar, genellikle tozu ve kum fırtınalarını tetikler.

 

DİL

İran’ın resmi dili farklı lehçelerde konuşulan Farsçadır. Ayrıca halkın % 26’sı Türkçe, % 9’u Kürtçe ve % 1’i Arapça konuşur. İngilizce ikinci dil olmasına rağmen, genellikle birçok yerde Arapça konuşuluyor.

Ancak İranlılar Arap değiller, bu yüzden Arapça esas dilleri değil, onlar Farsça bilirler. Hatta İranlılara “Acem” kelimesini bile kullanmayın, çünkü Acem kelimesinin, kendilerine Araplar tarafından takıldığına ve aşağılayıcı olduğuna inanıyorlar.

Çünkü İranlılar özellikle Arap olmadıklarını vurgularlar.

 

PARA BİRİMİ

İran’da yanınızda mutlaka nakit bulundurmanız şarttır. Çünkü Visa ve Master Card gibi uluslararası kredi kartları kabul edilmiyor. ABD doları, Euro ve İngiliz Sterlini kabul ediliyor. Özellikle Amerikan karşıtlığı nedeniyle genelde Euro tercih ediyorlar.

İran’da para birimi bir gariptir. Paraların üzerinde Riyal yazıyor. Çünkü resmi para birimi Riyaldir.

Ancak günlük yaşamda “Tümen” kullanılıyor. Halk uygulamada bir sıfır atarak konuşuyor. Paranın bir sıfır atılmış haline “Tümen” deniyor.

10 Riyal, 1 Tümen yapıyor. Örneğin, alışveriş yaptığınızda size 10.000 derlerse, bu birim Tümen birimidir. Paranın üzerinde Riyal yazdığı için Riyal ödeyeceksiniz, yani 100.000 Riyal ödemeniz gerekiyor.

Para bozdurmaya gelince, genellikle resmi kurumlar daha ucuz bir değişim belirliyorlar. Yani resmi kur ile döviz büroları farklı değişim rakamları sunuyorlar ki, bu rakamlar arasında bariz farklar var. Örneğin, 1 dolar karşılığında, devlet değişim olarak 10.000 verdiğinde döviz büroları 17.000 rakamı veriyorlar.

İran’ın para birimi “Rıs” olarak kısaltılan Riyaldir. Ancak çoğu işlemlerde “Tuman” hakim para birimidir.

1 Tümen: 10 riyale eşittir. Farklı boyutlarda basılmış riyaller vardır.

1 dolar: 10.000 ve 11.000 riyale eşittir. Yani 100 dolarlık alışveriş yaptığınızda, bir tomar riyal vermek zorunda kalırsınız.

 

 

DİNİ AHLAK

Bir cami veya başka kutsal türbeyi ziyaret ettiğinizde, kadınların girmeden önce çarşafla örtünmeleri istenir. Giriş kapılarında genellikle emanet çarşaflar bulunur. Erkekler, bir cami veya türbeyi ziyaret ettiklerinde, uzun kollu gömlek giymelidirler. Yine bir camiye girilmeden önce ayakkabıların çıkarılması istenir.

 

GİYİM-ELBİSE

İran’da kadınlar tesettür denilen bir tür kıyafet giymek ve saçları ile başlarını örtmek zorundadır. Kadınlar gevşek giysiler giyemez, elleri, yüzü ve ayakları hariç tüm vücudun kapanması gerekir. Şort giyenler, kamu oyunda hiç hoş karşılanmaz.

 

ŞEHİR İÇİ ULAŞIM-OTOBÜSLER

Otobüslerde erkekler ön kapıdan, bayanlar ise orta ve arka kapıdan binip iniyorlar. Otobüsün ön tarafı erkeklere, arka tarafı ise bayanlara ayrılmıştır.

 

ELEKTRİK

İran’da genellikle 220 volt elektrik akımı ve 2’li fişler kullanılır.

 

NE YENİR-NE İÇİLİR

İran’da, yemeklerde porsiyonlar büyük, yemekler lezzetli.

İranlıların ana yemeği kebap ve pirinç pilavı. Büyük tabakta safran soslu pirinç pilavı. Pirinç pilavını çok seviyorlar. Ana yemeğin yanında mutlaka pirinç pilavı var.

Bazen nohut yahnisi yiyorlar. İçinde büyük parça bir kemikli etle geliyor. Alüminyum tasta gelen sulu nohut bir kaseye boşaltılıyor. İçine ekmek doğranıyor ve demir aletle ezilip karıştırılıyor, o şekilde yeniyor.

Ana yemek: et ve çelo kebap ve yanında bir tür pilav servis ediyorlar. Pilavları çok çeşitli, safranlı, sumaklı, narlı, yaban mersinli pilav yapıyorlar. Çelo kebap: yapı olarak pilava benziyor ama fazla yağ yok, üzerine safran ekliyorlar. Ayrıca ufak bir pakette tereyağı koyuyorlar ve isterseniz karıştırıp yiyebiliyorsunuz. Kebap ise bizdeki Adana, Urfa benzeri.

Piliç şişe “civciv kebap” deniyor.

Her sofrada, mutlaka iri yapraklı, taze koparılmış bir demet nane veriliyor.

Ekmek yerine pide var ve lavaşa benziyor.

Diğer yemek türleri: bahtiyari, kubideh (bir tür köfte), bademcan (patlıcan), koreşt (parça etli, patatesli sulu bir yemek türü), abguşt (sebzelerle, güveçte pişirilmiş et suyu), aş (tahıllar ve sebze ve baharatlarla pişirilmiş, koyu bir çorba türü),

Pastanelerde tuzlu hiçbir şey yok.

İran’da genellikle demleme çay yani semaver çayı kullanılmıyor. Otellerde ve birçok yerde, bir demlik içinde sıcak su ve içinde tek bir poşet bulunan, ıhlamur renkli açık çay veriliyor. Bunu tüketirseniz, yenisini getiriyorlar. Yani, burayı ziyaret edecekler, çay meraklısı ise, yanlarında çay götürmelerini öneririm.

iran.tahran.rey çarşısı.1
İran Genel

ALIŞVERİŞ, NE SATIN ALINIR

Tebriz’den halı, Meşhed’den firuze ve safran, İsfahan’dan baskılı masa örtüsü ve gümüş, Şiraz’dan ve İsfahan’dan minyatür ve el baskıları, baharat, badem, havyar, kuru yemiş, kuru incir, yaban mersini satın alabilirsiniz.

Kuyumculuk gelişmiş olmasına rağmen altınları kırmızı renkli.

Öncelikle şunu bilmek gerekiyor, İran’da alışverişte mutlaka pazarlık yapmalısınız. Aksi halde karşınıza 3-4 katı bir fiyat çıkabiliyor.

iran.tahran.niavaran sarayı.esas
İran Genel

İran halısı

İran halısı, İran sanat ve kültürünün önemli bir parçasıdır. Halı  dokuma, Antik Pers dönemine kadar uzanmaktadır. İran halı dokuma sanatında: kültürü kökleri ve halkın geleneklerini ve içgüdüsel hisleri vardır. Dokumacılar sayısız renk ve zarif desenleri karıştırırlar. İran halısı, İran  bahçelerine benzer. Renkler genellikle yabani çiçeklerden yapılmış ve bordo, lacivert ve fildişi renkleri hakimdir.

iran.minyatür.
İran Genel Minyatür

Minyatür

İran minyatürleri, parlak ve saf boyama sanatının en çarpıcı örnekleridir.

iran.metal işleri.
İran Genel Metal İşleri
iran.çömlek ve seramik.
İran Genel Seramik

 

Çömlekçilik-Seramikçilik

İran platosunda çanak-çömlek yapımı, Erken Neolitik Çağ’a kadar uzanmaktadır. Daha sonraki ürünler, beyaz astar tabakası ile toprak kilden yapılmıştır. Bunlar şeffaf kurşun sırlar ve renkler ile örtülmüştür.

İran seramiklerinin, daha ayrıntılı stilleri ve teknikleri zaman içinde olgunlaşmıştır. Abbasi hükümdarı döneminde, 9’ncu yüzyılda, ek stiller ve teknikler geliştirilmiştir.

Bu dönemde kobalt mavisi ve yeşil üretmek için bakır ve diğer metal oksitler kullanılmıştır. 11’nci yüzyılda, Çin porselen sanatı, seramik sektörüne dramatik değişiklikler getirdi.

iran.coğrafi durum.1
İran Genel

TURİZM

İran, dünya üzerinde arkeolojik ve tarihi mekanlar açısından 10’ncu doğal güzellikler açısından ise 5’nci sıradadır.

Eşsiz mimarisi ve güzel tasarımlı camileri, evleri, sarayları ve geleneksel pazarları ile çeşitli anıtlar, kesinlikle ziyaretçileri şaşırtacak güzelliktedir.

Ülkedeki her kasaba ve köyün kendine özgü el sanatları ve tasarımları vardır. İsfahan Jame camiinde kaşmir ve ipek el dokuma halıları, Tebriz bölgesinde benzersiz tasarımlı halılar ilgi çeker.

Basra körfezinde yüzmek mümkün iken, sonbahar ve kış aylarında Dizin ve Shemshak bölgesinde kayak yapılabilir.

 

HAZAR DENİZİ

Hazar denizi, 424.240 km karelik büyüklüğü ile dünyada, kara ile çevrili en büyük su kütlesidir. Bazı bölümleri, deniz seviyesinin 85 metre altındadır. Bu yüzden, sığdır ve yüzyıllar boyunca yavaş yavaş küçülmüştür.

Tuz içeriği, okyanuslardan daha düşüktür ve balıkla doludur.

Ancak ani ve şiddetli fırtınalar eksik olmaz ve küçük tekneler için tehlikelidir. Hazar denizi kıyısındaki önemli yerler: Bandar Anzali, Noshahr ve Bandar Türkmen’dir.

 

BASRA KÖRFEZİ

Hint Okyanusunun sığ marjinal bu parçası, 240.000 km karelik alana sahiptir. Uzunluğu 990 km, genişliği ise Hürmüz Boğazında 55 km ve bazı yerlerde 338 km. dir.

İran Hamedan

hamedan.taş aslan.1
İran Hamedan

Şehir Tahran’a 336 km (otobüsle 5 saat), Kermanşah’a 530 km ve İsfahan şehrine 190 km uzaklıktadır.

Hamadan İran’ın Hamedan eyaletinin başkenti, dünyanın en eski şehirlerinden biridir. Şehir, MÖ.1100 yılında Asurlular tarafından işgal edilmiş, MÖ 700 yılında, Yunanlı tarihçi Heredot, bu şehri, Medler’in başkenti olarak yazmıştır.

Şehre önceleri “Ecbatana” ismi verilirdi. Şair Firdevs, şehrin Kral Cemşit tarafından inşa edildiğini söyler. Efsanelere göre: şehir antik dönemde doğu medeniyetlerinin beşiğiydi. Tarihi kayıtlara göre, şehirde, dönemin ihtişamlı Babil Kulesi benzeri bir kale ve 1000 oda yani hane vardı.

Kaleye “Haft Hessar” yani “Yedi Duvarlar” ismi verilirdi. Ancak şehir birkaç kez işgal edildi. İlk olarak Süryaniler şehirden gittiler. Moğollar ve Timur işgali sırasında şehir harap oldu.

Şehir Alvand Dağının eteklerinde, yeşillik bir alandadır ve denizden 1000 metre yüksekliktedir. Şehrin mimarisi ilgi çeker. Çünkü merkezde İmam Humeyni meydanı ve bu meydanın dışında, caddeler yıldızların açılarına göre düzenlenmiştir. Şehirde geniş, güzel ve modern caddeler yanında, nostaljik eski mahalleler de hala ayaktadır.

Şehirde ılıman iklim hakimdir. Alvand dağı ve güzel tepeler, Morad Baig ve Abbasabad vadileri görülmeye değerdir. Arkeolojik kazılarda: tabletler, altın ve gümüş plakalar gibi nesneler ve araçlar çıkarılmış ve büyük bir müzede sergilenmektedir.

Uluslararası alanda tanınan İranlı bilim adamı İbn-i Sina burada gömülüdür.

Giriş kısmı için son bir not: Isparta şehrimiz, Hamedan ile kardeş şehir olarak tanınmaktadır.

iran.turkuaz.3
İran Hamedan Turkuaz
iran.turkuaz.2
İran Hamedan Turkuaz

 

NE SATIN ALINIR

Turkuaz

Gök mavisi turkuaz tarih boyunca güzellikler arayanlar için Pers bölgesi en önemli kaynak olarak bilinmektedir. Turkuaz kökeni, mavi, yeşil ve mavi-yeşil gölge farklılığı olmayan bir camsı taştır.

Daha fazla bakır içeren bir alanda oluştuğu için mavi renk gelişmiştir. Daha fazla Aliminyum içiren bölgelerde ise yeşil renk ağırlık kazanır ve çinko bulunan bölgelerde ise nadir sarı-yeşil bir kombinasyon görülür.

Turkuaz genellikle, Horasan Razavi ve Meşhed şehirleri arasında yer alan İran’ın kuzeydoğusundaki Neyshabur şehrinde bulunur ve geçmişi MÖ.4000 yılına kadar uzanır.

Şehrin 53 km kuzeybatısında, şehrin ve eski kervan yollarının yakınında bulunan Neyshabur turkuaz bölgesi, Avrupa, Batı Asya ve Amerika’ya taş verilen, dünyanın en eski bilinen turkuaz yataklarıdır.

Arkeolojik kazılara göre, MÖ.3. yüzyılda, Kafkasya Türkistan’daki antik mezarlarda Pers turkuazı görülmüştür. Mavi turkuazla yapılan takılar ve çok sayıda anıt süslemiş olan mozaikler, kakma ve kaplamalar, güzel bir cila ile zamanla rengini kaybetmez.

Turkuaz, takılarda kullanılan ilk taştır. Tarihsel belgelere göre, Mısırlılar altın ve turkuazdan yapılmış bilezik kullanmışlardır. Taş, dini, sanatsal ve ticari değerlere sahiptir. Aynı zamanda takı yapımında kullanılmıştır. 3’ncü Yüzyılda, turkuaz taşı, sahibinin attan düşmesini önlediğine inanılıyordu.

Renk değişikliği, kişinin karısını aldattığına işaret olarak algılanıyordu. Persler, turkuazın şans getirdiğine ve kötülüğe karşı koruduğuna inanıyorlardı. Onun sahibinin sağlığını belirlediğine inanılıyordu.

Turkuaz hastalık sırasında soluk olur ve ölüm anında ise rengini kaybediyordu. Onlar, taşın, yeni ve sağlıklı bir sahibinin elinde, orijinal güzelliğine kavuştuğuna inanıyorlardı.

Günümüzde, bazı insanlar turkuazın larenjit, solunum ve bağışıklık sistemi hastalıkları ve stres için yararlı olduğuna inanıyorlar.

 

Mutlu Hafız Günü

İranlılar her yıl 11 Ekim gününü, Hafız’ın şiirleri,  düşünce ve yaşamı üzerine görüşmeler yaparak kutlarlar.

Hafız, Persli bir mistik ve şairdi. O ortaçağ Pers döneminde, 1320 yılında doğdu ve 69 yıl yaşadı.

Onun lirik şiirleri, güzellikleriyle dikkat çekti.

Birçok İranlının evlerinde, Hafızın kitapları, Kur an yanında oldu ve birçok kitapları düğün masalarında oldu.

hamedan.avalian camisi.2
İran Hamedan

GEZİLECEK YERLER

hamedan.taş aslan.1

Taş Arslan-Sang-e Şir

Şehrin güneydoğu kesiminde bir parkta bulunan heykel Hamadan şehrinin simgesidir.

Taş Arslan, 2.5 metre uzunluğundaki heykel, antik tarihten günümüze kalan şehirdeki tek kalıntıdır. Ancak orijinal görüntüsünü kaybetmiştir. Aynı zamanda bir efsaneye göre heykel, Hamadan şehrinde bir zamanlar ölen İskender’in arkadaşı Hephaiston’un mezarını işaretlemek için MÖ 4’ncü yüzyılda yaptırılmıştır.

 

hamedan.darius yazıtları.0
İran Hamedan Darius Yazıtları
hamedan.darius yazıtları.1
İran Hamedan Darius Yazıtları

 

Ganjnameh Yazıtı

Bu eski yazıt, şehir merkezinden 5 km güneybatıda, güzel bir vadi içinde yer almaktadır. Bulundukları yer, İpek yolu üzerindeki tüccarların geçerken görebilecekleri şekilde bir dağ geçidine yerleştirilmiştir.

Anıta “Hazine Mektubu” denir. Çünkü Farsça çivi yazısı uzun yıllar okunamamış, ancak bu granit kaya bloku bulunduktan sonra okunmuştur. Yani antik alfabenin “hazinesi” olarak kabul edilir.

Yazıt, granit bir kaya blokuna iki bölüm halinde kazınmıştır. Sol tarafta: Darius (MÖ.512-485) zamanında, sağ taraftaki bölüm ise Xerxes (MÖ.485-65) zamanında oyulmuştur. Her iki bölümde, üç antik dil kullanılmıştır. (Eski Farsça, Neo Babil, Neo Elam dilleri) Yazıtlarda, söz konusu kralların yaptıkları açıklanır. Ayrıca ülkenin korunması için dualar yazılıdır.

Yazıtın benzeri, Persepolis Apadana sarayı kapılarında bulunmaktadır.

hamedan.aviance.1
İran Hamedan Ebu Ali Sina
hamedan.ibni sina.1
İran Hamedan İbn-i Sina
hamedan.ibni sina.2
İran Hamedan İbn-i Sina

 

Avicenna Memorial Anıtı-Ebu Ali Sina

İbn-i Sina’nın Arapça isminin Latince kökenli formudur. Yani Batı’da kendisine “Avicenna” denilmektedir.

İbn-i Sina: Pers kökenli bilgin, düşünür ve yazardır. 450 eser yazdığı bilinmektedir. Bunlar hayata, felsefeye ve tıp’a (40 tanesi tıpla ilgilidir) aittir.

Onun en ünlü eseri Şifa Kitabıdır. Kitap felsefe ve bilimsel bir ansiklopedi, tıp ansiklopedisidir ve Ortaçağ üniversitelerinde okutulmuştur. 1650 yılında yazılan eser, 1973 yılında yeniden basılmıştır.

İbn-i Sina’nın mezarı, 1954 yılında inşa edilmiştir. Kubbe tasarımı şekli ilginçtir. Bu binada, şairin el yazması eserlerinin bulunduğu bir de kütüphane vardır. Binanın avlusundaki mezar, Kaçar dönemi şair ve şarkı yazarı Abolqassem Aref’e aittir.

hamedan.baba tahir.1
İran Hamedan Baba Taher Anıtı

Baba Taher Anıtı

Baba Taher, 11’nci yüzyıldan kalan bir Pers şairidir. Kendisinin şiirlerinde kullandığı lehçe, günümüzde kullanılan Farsça lehçeye çok yakındır.

Onun şehir merkezinin kuzeyinde bulunan mezarı, Foroughi tarafından tasarlanmıştır. Mezar alanı çiçekler ve dolambaçlı yollarla çevrili bir park içindedir. Türbenin kulesi 1970 yılında yaptırılmıştır.

 

 

Esther ve Mordechai Grave

Burası bir mezar yeridir. Kral Esther ve eşi, Yahudi kolonilere Pers imparatorluğu boyunca yerleşim izni almayı başarmışlar ve burası onların son dinlenme yeridir. Türbe Yahudi kraliçeye atfedilmiştir. MS 5’nci yüzyılda, Hamadan’da bir Yahudi kolonisi kurmak için kocası I. Yezdigirt’i ikna etmiştir.

Türbe: 13 ve 17’nci yüzyıllar arasında, kare plan üzerine basit tuğla ile yapılmıştır. Mimari tarzı İslami türbeleri yansıtır. Ama Tevrat ve On Emirden İbranice yazıtlar taşımaktadır. Bir Sinagog ve bir Yahudi mezarlığı, hemen Türbenin yanındadır.

hamedan.ali sadr mağarası.1
İran Hamedan Ali Sadr Mağarası
hamedan.ali sadr mağarası.2
İran Hamedan Ali Sadr Mağarası

 

Ali Sadr Cave-Mağarası

Hamadan şehrinin 60 km kuzeyinde Alisadr gölü kıyısında labirent şeklinde bir mağaradır.

Mağara içinde kristal berraklığında su sızdırmaz yer altı gölü vardır. Ancak mağara bitki ve hayvan yaşamından yoksundur. Gölün berrak suları milyonlarca yıllık süreçte metrelerce derinlikten mağaranın duvarları, zemin ve hatta tavanında sarkıt ve dikitler oluşturmuştur.

Mağara çeşitli hayvanlar, nesneler ve adalar şeklini almış ve çeşitli doğal taşlarla kaplıdır. Mağaranın bazı odalarında yer ve tavan arasındaki mesafe 40 metreye kadar ulaşır. Fakat mağaranın ortalama yüksekliği 8 metredir.

Evet yaklaşık 40 yıl önce bir çoban tarafından keşfedilen mağara, günümüzde turistler tarafından tekne ve yürüyerek gezilmektedir. Mağaranın 4 km lik bölümü ziyarete açıktır. Mağaranın yüzeye yakın dış yüzündeki yapay giriş kapısı gerisinde Darius döneminden kalma bir yazıt vardır.

 

İran Yazd

iran.yazd.genel.1
İran Yazd

Şehir, Tahran şehrinin 689 km güneydoğusundadır.

İranlılar bu şehir için “çölün incisi” diyorlar. Şehrin isminin anlamı “lütuf” demektir.

Şehrin 3000 yıllık geçmişi vardır. Sasani döneminden kalan (MÖ 224-651) antik bir şehirdir. Bu nedenle, burada zamandan geri bin yıllık bir süreçte seyahat edebilirsiniz.

UNESCO bu şehri “Dünyanın en eski 2’nci yerleşim yeri” olarak tescil etmiştir.

Marco Polo: 13’ncü yüzyılda, 14 yıl süren büyük Çin yolculuğuna çıktığında, Yezd şehrini ziyaret ettiğinde, bu şehir için “Eyaletin en asil ve güzel şehri” sözünü söylemiştir.

Şehir, İran’ın orta kısmında, Yezd Eyaletinin başkentidir. Diğer şehirlere göre biraz daha tutucudur.

Şehrin diğer özelliği, birçok eski şehir ve medeniyet nehirler yanında inşa edilmesine rağmen, bu şehir ülkenin bütün merkezini kapsayan en büyük çöl yanına inşa edilmiştir.

Zerdüşt dininin merkezidir. Şehirde halen Zerdüşt dinine inanan 15.000 kişi bulunduğu söyleniyor. İran ülkesinde 20 bin ve Hindistan’da ise 90 bin Zerdüşt bulunduğu belirtiliyor. Özellikle Humeyni devriminden sonra burada yaşayan Zerdüştlere büyük baskılar yapılmış.

Zerdüştler dışında, şehirde Yezidiler de yaşıyor ve ülkenin farklı etnik gurupları arasındaki yaşam tarzı ve inançları bir arada gözlenebiliyor.

iran.yazd.genel.12
İran Yazd
iran.yazd.genel.11
İran Yazd
iran.yazd.genel.0
İran Yazd

 

Mimari yapıları ve eşsiz ipekli el dokumaları ile ünlüdür. Şehirde her yerde eski yapılarda çamur kullanılmıştır. Bu yüzden gezerken yüzyıllar öncesinde geziniyor gibi hissedeceksiniz. Kum tepelerinin arasında dolaşıyormuş hissi veren şehirde, hiç sivri köşe yoktur.

Çünkü kenarlar, rüzgarın aşındırmasıyla yuvarlatılmış, birbirine yaslanmış evlerin arasındaki kemerler daralarak birden bire tünele dönüşmektedir. Kıvrılarak giden yollar, koyu sarı renkli duvarlar, ahşap kapılar mutlaka ilginizi çekecektir.

Mimariden söz açmışken, şehirdeki ahşap evlerin kapılarının tokmaklarından da söz etmek istiyorum.

Kapılarda 2 farklı şekilde metal tokmak var ve bunların sesleri farklı çünkü gelen misafirin kadın mı erkek mi olduğunu kapı çalındığında anlıyorlarmış ve buna uygun giyinerek kapıyı açıyorlarmış.

İranlı kızlar evlendiklerinde balayı için burayı seçerler, çünkü burayı ziyaret eden çiftlerin boşanma sayısı şaşırtıcı derece de azdır, yani sıfırdır.

Bu şehir insanının en büyük özelliğinin sabır olduğu söyleniyor. Zaten boşanma sayısının az olmasını da buna yani insanların sabırlı olmasına bağlıyorlar.

Şehirde, gezinizde ünlü rüzgar tutucular hemen dikkatinizi çekecektir.

 

İklim

Şehir bir çölde bulunduğundan yaz ve kış aylarında çok sıcak ve çok soğuk olur. Ziyaret etmek için en uygun zaman ilkbahar ve sonbahardır.

iran.yazd.dokumacılar.1
İran Yazd

Ne satın alınır

Şehirde 12 tane farklı tarihi Pazar vardır. Özellikle kapalı çarşıda: kaşmir, ipek, yün ve şalların satıldığı yerler ilgi çeker. Ayrıca yine kapalı çarşıda kuyumcular ve ev eşyalarının satıldığı yerleri gezmelisiniz.

Bir şeyler satın almak isterseniz, el sanatları dükkanlarına uğramalısınız. Bir tablo veya bir torba gibi kullanılabilecek farklı şekillerde kil ve kumaşlardan yapılmış hediyelikler çok revaçtadır. Makul fiyatlı İran halısı arıyorsanız, buradan almanız önerilir.

 

Ne yenir

Şehirde tüm tatlılar ve şekerler bir hayli meşhurdur. Özellikle “Hacı Badom”, “Qotab” ve “Baqlava” kaçırılmamalıdır. Koz helvası ve kaju da tatmalısınız.

Özellikle 1796 yılı yapımı ve 1826 yılında onarılan, yerin 20 metre altında, eski bir hamamdan bozma restoranı mutlaka görmelisiniz.

 

 

GEZİLECEK YERLER

iran.yazd.rüzgar tutucu.2
İran Yazd Rüzgar Kuleleri
iran.yazd.rüzgar tutucu.1
İran Yazd Rüzgar Kuleleri

Rüzgar kuleleri-rüzgar tutucuları

Rüzgar alıcı da iki tünel vardır ve bunlarda yerçekimi çalışır. Tünellerden biri havayı yukarı emme ve diğeri ise aşağı itme görevini üstleniyor. Bunun sonucunda evin içinde bir klima etkisi görülüyor, evin içindeki serin havanın sirkülasyonu sağlanıyor.

Tünellerin birinde, yardımcı küçük bir su havuzu var. Özellikle tur rehberleriyle yapılan gezilerde, bu rüzgar tünellerinde mutlaka birkaç saat harcanıyor ama gerçekten ilgi çekici bir mimaridir.

Rüzgar kuleleri (Badgir) binlerce yıldır, sıcak, kuru ve nemli iklimlerde doğal klima olarak kullanılan geleneksel İran mimarisinin önemli unsurlarıdır.

Bu kuleler sadece sıradan evlerde değil, aynı zamanda su sarnıçları ve camilerin üstünde yükselir.

Sıcak, kuru bölgelerde rüzgar kulelerinin altında bulunan sarnıç, nemin dengelenmesine yardımcı olur.

Çöldeki birçok binada, rüzgar kuleleri bir lavabo üzerine inşa edilmiştir. Su buharlaştığında, rüzgar bunu diğer odaların içine serin hava olarak taşır.

İran rüzgar kuleleri, tarihsel olarak 4000 yıl öncesine kadar gider. Ülkenin sert iklimine karşı, İranlılar hala şehir ve vadilerde, sık ve şiddetli fırtınaların yaşandığı yerlerde bulunan alanlar haricinde, çeşitli çöl kasabalarında rüzgar kulelerini icat ettiler.

Rüzgar kuleleri, orta ve güney İran, yani Yazd, Keşan, Bam ve Basra körfezi kıyılarında köy mimarisinin ayrılmaz bir parçasıdır.

Rüzgar kuleleri, her yönden rüzgarı yakalamak ve evin içine yönlendirmek için, dört yönlü olarak inşa edilmiştir. Rüzgar kulenin tepesindeki millerin üzerinden geçerek, yapının içindeki hava akımı yukarı ve aşağı, iki yönde geçer.

Bir binanın iç ve dışı arasındaki sıcaklık farkı, hava akımlarının oluşumu ile sonuçlanan basınç değişimlerine sebep olur.

iran.yazd.ateş tapınağı.2
İran Yazd Ataşgah-Ateş Tapınağı
iran.yazd.ateş tapınağı.1
İran Yazd Ateşgah-Ateş Tapınağı
iran.yazd.ateş tapınağı.3
İran Yazd Ateşgah-Ateş Tapınağı

 

Ataşgah-Ateş Tapınağı

Her turist, bu şehri ziyaret ettiğinde 3000 yıllık geçmişten günümüze gelen alışkanlıkları görebilir. Burası Yedz şehrindeki önemli ve en eski Zerdüşt tapınaklarından biridir. Tapınak küçük bir bahçe içinde, bir tepenin üzerindedir ve yaprak dökmeyen ağaçlarla çevrilidir.

Avluda büyük bir yuvarlak havuz vardır. Cephe üstünde kanatlı bir figür vardır. Bu figür “Zerdüştlük yüce tanrısının görsel temsili resmidir.”

Tapınakta yanan ateş “kutsal alev” olarak kabul edilmektedir. Yani bir anlamda ateş “sembol” olarak düşünülmektedir. Çünkü “iyiliği” temsil ettiğine inanılıyor.

Genelde düşünüldüğü gibi Zerdüştler, ateşe tapmıyorlar. Ateş tanrının ışığı sayıldığından, kutsal mekanlarda daima yakılıyor ve her türlü dua ve tapınmalar ateşin önünde yapılıyor.

Nevruz kutlamalarında, ateşin üzerinden atlayarak arınma inancı var. Ateş aynı zamanda aile ocağını temsil ediyor ve insanları kötülüklerden koruyor. Bu yüzden, kutsal ateş hiç söndürülmeden yakılıyor.

Öte yandan, Zerdüşt dini öğretilerinde doğruluk ve dürüstlük esas alındığından İran hapishanelerinde çok nadir Zerdüşt bulunduğu da söyleniyor.

Kalın bir camın arkasında yanan alevin, 470 yıldır yandığına inanılıyor. Ateş, 1474 yılında buraya getirilmiş. Ateşin şu anda bulunduğu bina ise, 1940 yılında inşa edilmiş.

Yine söylenenlere göre, görevli rahipler, badem ağacı veya kayısı odunları ile ateşi 24 saat destekliyorlarmış.

Tapınağın ve ateşin bakımı için bir Zerdüşt rahip görev yapıyor. Ateşe fazla yaklaşılmaz, çünkü insan nefesinin bile ateşi kirlettiğine inanılıyor.

Bu rahip, nefesini kutsal ateşe vermemek için, ağzını bir bezle örtüyor. Ateşin önünde cam olmasının sebebi de budur.

Tapınağın duvarlarında ise Zerdüştlük dinine ait resim ve yazıtlar var. Bu yazıtlar içinde en ilgi çekeni “İyi düşün, İyi konuş, İyi yap”

Buraya dünyanın dört bir yanından Zerdüştler ziyarete geliyorlar. Dünyanın dört bir yanından Zeştüştleri buraya çeken ateşin yüzlerce yıldır nelere şahitlik ettiği inanılmaz.

Son bir not, Zerdüştler burada yaşadıkları sıkıntılar nedeniyle, kutsal ateşi Hindistan’a taşımayı düşünüyorlarmış.

 

Kültür Merkezi

Ateşgede’nin hemen yanındaki Kültür Merkezinde şehir halkı tarafından yapılmış hediyelik eşyalar (genellikle seramik), şehirle ilgili fotoğraflar, Zerdüşt dinine ait kitap ve semboller bulup satın alabilirsiniz.

 

Sessizlik kuleleri-Dakhma-Tower of Silence

Bunlar şehrin 2 km uzağında Dakhne denilen yerdedir. (Burayı ziyaret etmek için özellikle sabahın erken saatlerini tercih etmenizi öneririm)

Bunlar, Zerdüşt dini inancı gereği yapılan kulelerdir. Zerdüştler, inançları gereği ölülerini, şehrin yaklaşık 15 km dışında bir tepede bulunan ve sessizlik kuleleri olarak adlandırılan bu mezar yerine getirirler.

Ancak bu mezarlarda hiç ceset bulunmamaktadır. Çünkü Zerdüştlerin kutsal kitabı Avesta’ya göre: ölü bedenleri toprağa gömmek, beslendiğimiz toprağı kirletmek anlamına gelir. Yine ölü bedenleri yakmak ise, soluduğumuz havayı kirletmek demektir. Suya zaten bırakılması söz konusu bile olmaz.

Sonuçta: Zerdüştler, iki yüksek tepedeki kulelerin bulunduğu yere ölülerini getirip, dinlendirirler, yine aynı yerde bulunan derin su kuyusundan alınan suyla yıkarlar ve ardından kuvvetli biri, cesedi sırtında Sessizlik Kuleleri olarak adlandırılan yüksek tepelere çıkarır ve akbabalara sunarmış.

Bu sırada; ağıtlar yakılır ve ölülerin yakınları yine burada görülen bir evde toplanarak tepede biriken akbabaların cesetleri parçalamasını beklerlermiş. Bu sırada bedenin akbabalar ve vahşi hayvanlar tarafından parçalanmasına şahitlik eden bir rahip bulunurmuş.

Bu işlem kısa sürede biterse, ölenin günahlarından hemen kurtulacağına inanılır, hatta sol gözün, sağ gözden önce yenilip bitirilmesi, ruhun azap çekmesine işaret eder diye inanılırmış.

Sonuçta Zerdüştler, ölülerini, yüksek bir tepeye çıkarıp, üstü açık bir yapının içine bırakırlarmış. (Bu adet, yaklaşık 30 yıl önce yani 1980 yılında, İslam devriminden sonra terkedilmiş, yani daha önce uygulanıyormuş, şimdi ölülerini toprağa veriyorlarmış)

Evet, bir süre sonra ölünün kokusunu alan kartal, akbaba ve diğer leş yiyici ve yırtıcı kuşlar, gelip cesedi parçalarlar ve yok ederlermiş. Böylece ölülerin toprağı, havayı ve suyu kirletmediğine inanılırmış.

Daha sonra kalan kemikler yakılıyormuş. Kulelerden biri erkeklere, biri kadınlara ayrılmıştır.

Sessizlik kuleleri, bütün İran genelinde 5 tanedir ve bunlardan 2 tanesi Yezd şehrinde, 2 tanesi Kirman ve 1 tanesi İsfahan şehrindedir.

 

Su kemerleri

Yazd şehri bir çölde inşa edilmiş olmasına rağmen su sıkıntısı yaşanmıyor. Çünkü şehrin derinliklerinde kazılmış olan birçok su kemeri var.

Şehri ziyaret ederseniz, bu su kemerlerini mutlaka ziyaret edin. O sıcak ve kuru bölgede, uzun bir merdivenle aşağıya indiğinizde soğuk ve temiz su alanlarına ulaşabilirsiniz.

Şehirdeki su kanallarının 3.5 km uzunluğunda ve 100 yılda tamamlandığı söyleniyor.

iran.yazd.jameh camii.1
İran Yazd Cuma Camii
iran.yazd.genel.4
İran Yazd Cuma Camii
iran.yazd.cuma camii.1
İran Yazd Cuma Camii

 

Mescid-i Camii-Jameh Mescidi-Cuma Camii

Hemen dünyada 250.000 civarında Yezidi olduğu söyleniyor. Yezd şehrindeki Mescid-i Cuma ve 4 eyvanlı iç avlusu görülüyor.

Şehir merkezinde, 9’ncu yüzyılda yapılan Amir Chakhmaq meydanı (Emir Çakmak) daki bu cami, 1375 yılında Moğol hanı Abu Said tarafından yaptırılmıştır.

Daha önce, 12’nci yüzyılda burada Zerdüşt tapınağı bulunduğu ve caminin onun üzerine inşa edildiği söyleniyor.

Özellikle ilginç fayans işleri, yüksek ön parça, iki yazıtlı şanlı kapı pervazı, masmavi mozaik karolar ve iç duvar süslemeleri ilgi çekmektedir.

Yapının her iki yanında; İran ülkesinin en yüksek minareleri görülmektedir. Minaresinin yüksekliği 48 metredir.

Bu tarihi yapının yüksek minarelerinden birine çıkıp, şehrin muhteşem manzarasını izleyebilirsiniz. Çölün ortasında, çevresi surlarla çevrili ve çölle aynı renk olan şehir görülür. Özellikle burayı gece de ziyaret etmenizi öneririm çünkü aydınlatılıyor.

Burası 700 yıllık ve şehrin simgesi niteliğinde. Caminin en çok ilgi çeken yanı hikayesidir.

Bekar kızlar, çarşaflarına bir kilit takıp minareye çıkarlarmış. Kilidin anahtarını bu minareden aşağıya atarlarmış. Aşağıda bekleyen bekar gençlerden anahtarı yakalayan ile tatlı yemeğe giderlermiş.

Bu şekilde olan bir tanışmanın doğuracağı evliliğin hayırlı olduğuna inanırlarmış. Camiye bu nedenle halk çöpçatan camisi de diyormuş.

Caminin arka kapısından çıkınca, labirent gibi sokaklar başlıyor, yani kaybolma mümkün. Burada gezerken özellikle evlerin kapı tokmaklarına dikkat etmenizi öneririm.

Kapılarda iki tokmak var ve ses tonları farklı, bunlardan birisi erkek, diğeri kadınlar için. Böylece kapıyı çalanın cinsiyeti hemen anlaşılıyormuş.

 

12 İmam Türbesi

Şiilikte kutsal kabul edilen 12 imamın temsili cenaze törenleri burada yapılıyormuş. Yapı Selçuklu döneminde 11’nci yüzyılda (1037-1157) yapılmıştır. İmamların hiçbiri bu türbede gömülü değildir.

 

Dolatabad Garden

Buradaki Kerim Han Zand tarafından 18’nci yüzyılda yaptırılan bahçe içindeki köşk, güzel vitray pencereleri, karmaşık kafes çalışmalı güzel vitray pencereleriyle dikkat çekmektedir. Bahçenin peyzaj mimarlığı, sulama yöntemi ve yemyeşil bahçeler görülmeye değerdir.

 

Alexander Hapishanesi

Hemen 12 imam türbesinin karşısındadır. Yapı 1360 yılında Ziyaettin Hüseyin Rıza tarafından yaptırılmıştır. İlk yapıldığında medrese olarak kullanılmış, Sonradan İskender döneminde burası savaş esirlerinin tutulduğu bir yer haline dönüştürülmüştür. Yapının kubbeli çatısı ilgi çeker.

Şimdi ise içinde birçok hediyelik eşya, özellikle kilim satılan dükkanlar var. Daha doğrusu her oda, bir dükkan olarak kullanılmaya başlanmış. En alt katta ise bir kafe var.

 

Lari Evi

Geleneksel mimari, vitray pencereler, kapılar, zarif kemerler ve koltukları ile dikkat çeken yapı, Kaçar döneminde yaşamış bir yerel tüccarın evidir ve iyi korunarak günümüze kadar gelmiştir.

 

 

Su Müzesi

Çölün ortasında, bir su müzesi görünce mutlaka şaşıracaksınız.

İranlılar, 2000 yıldır, sulama ve içme suyunu taşımak için yer altı kanalları yapmaktadırlar. Bunlara “Qanat” ismi verilir. Quanat için su arandığında, su kaynağı yaklaşık 100 metre derinlikte bulunur.

Kaynak bulunduktan sonra, su yukarı çekilir. Böylece hem su ihtiyacı karşılanır hem de yiyeceklerin saklanması için serin bir ortam yaratılır. Mezede Qanat yapımı için kullanılan cihazlar ve fotoğraflar görülmektedir. Ayrıca yine müzede 50 metre derinlikte Quanat görülebilir.

 

Emir Çakmak Kompleksi

Burası 14’ncü yüzyıldan kalmadır. Binanın hemen önündeki Nakhl Palmiye ağacı dikkat çekmektedir. Bu ağaç “3’ncü İmam Hüseyin” in tabutunu temsil ediyormuş. Aşure günü öncesinde bu ağaç kılıç, para ve aynalarla süslenir, insanlar ellerinde davullar ve zillerle ağıtlar yakarak, Kur-an’dan ayetler okuyarak kutlamalar yaparlarmış.

iran.yazd.abarkooh-cypress-tree
İran Yazd Abarkooh Cypress Ağacı

Abarkooh Cypress Ağacı

Ağaç dünyanın ilk on yaşayan en eski organizmaları arasındadır. Bir Rus uzmana göre, 4000 yıldan daha eski olduğu söyleniyor. Bir Japon bilim adamı, ağacın yaşının 8000 olduğunu iddia etmiştir. Ağacın yüksekliği yaklaşık 28 metredir. Bu ağacın önünde fotoğraf çektirmeyi unutmayın.

iran.yazd.kartal dağı.
İran Yazd Kartal Dağı

 

Kartal dağı

Yazd şehrinden otobüsle hareket ettiğinizde, muhteşem manzarası olan kartal dağını mutlaka görmelisiniz. Büyük dev kaya kütlesi, bir kartala benziyor. Oqhab-Kooh (Kartal dağı) olarak adlandırılan dağ, İslamieh tarihi köyünün yaklaşık 1.5 km yakınındadır. Deniz seviyesinden 2018 metre yükseklikte olan dağ, gerek dağcılar ve gerekse turistler için ilgi çekicidir.

 

Cham

Burası bir Zerdüşt köyüdür. Görünürde kimse yok. 2000 yıllık ağacın altında bir kapta ateş yanmaya devam ediyor. Köyün hemen ilerisinde ise, sessizlik kuleleri görülüyor.

 

Meybod

Şehrin 50 km dışındaki bir kasabadır. En çarpıcı tarihsel varlığı Narin Kalesinin tarihi MÖ.3’ncü yüzyıla dayanıyor. İran’daki en eski tuğla yapı olan kale, İran’ın İslam öncesi en önemli eserlerinden birisi. Halen restorasyonu devam ediyor. Kale girişi 2000 riyal. Kaleden şehrin görüntüsü muazzam.

 

Kervansaray

Şah Abbas’ın 999 kervansarayından biridir. İpek yolu üzerindeki kervansaraylar 50 km arayla inşa edilmiştir. Zira bir devenin bir günde alabileceği mesafe 50 km dir. Kervansaray içinde bir kilim müzesi var. Burada birkaç yüz yıllık kilimler sergileniyor.

Ayrıca kilim dokuma tezgahları da görülüyor. Kilimlere yapıldığı tarih ve ustanın ismi işleniyor. Kervansarayın hemen yanında, 300 yıllık bir postane binası var. İçinde o döneme ait fotoğraflar, kullanılan malzemeler, heykel tasvirleri bulunuyor.

Hemen karşısında ise buz evi var. Kışın evin önündeki havuzlara su dolduruluyor, gece donan sudan elde edilen buz, binanın içindeki devasa kuyuda depolanıyor.

Yazın bu buz satılıyor. Binanın yapısından dolayı sıcak havanın sürekli yukarı hareket ederek buzu koruduğu söyleniyor.

 

Chak Chak

Şehirden yaklaşık 52 km uzaklıktadır. Zerdüşt yerleşim yeridir. Kayalık bir tepeye konuşlandırılmış 1300 yıllık bu yer, Sasani Prensesi Nikbahun tarafından yaptırılmış. İsmi suyun kaynağından Tıp, Tıp (Chak Chak) şeklinde damlamasından geliyor.

Zerdüştler için önemli bir merkez olan burada binlerce kişi her yıl 14-18 Haziran tarihinde festival düzenliyor. Yani bir anlamda tüm dünyadaki Zerdüştler için bir haç yeridir.

Köyün tepelerindeki kaya tapınağında, sürekli yanan 3 ateş vardır ve her yıl 15-18 Ağustos tarihlerinde, 4 gün ve 4 gece boyunca burada ayin düzenleniyor. Beyazlar giyen Zerdüştler, bu ayinde tapınakta şarkılar söyleyip, tütsü yakıyorlar.

Orijinal yapıların neredeyse tamamen yok olduğu bu köy tekrar inşa edilmiş. Ancak tarihi hava yok olmuş. Daha çok terkedilmiş bir köy görüntüsü var. Tek ilgi çekecek yanı, belki de bulunduğu yer.