Bulgaristan Varna

Bulgaristan Varna

Şehir: 1949-1956 yılları arasında “Stalin” ismiyle bilinmiştir. Ülkemiz sınırlarına yakın, Karadeniz kıyısında tam bir tatil cennetidir. Yeşil ve mavinin birleştiği bir yer. Daha çok genç nüfusun yoğun olduğu ve eğlenmeyi bilen ve seven insanların diyarıdır.

Bulgaristan Varna

VİZE

Bulgaristan ülkesine girmek için vize gerekiyor. Vize evraklarınızı, Bulgar konsolosluğuna, hareket tarihinizden en az 7-8 gün önceden teslim etmeniz şart, çünkü vize 7-8 gün sonra belli oluyor.

ULAŞIM

Varna şehrine otobüs ile ulaşmayı düşünürseniz, İstanbul-Varna arasındaki uzaklığı: 10 saatte alabilirsiniz. Şehir: ülkenin başkenti olan Sofya şehrine, 469 km. uzaklıktadır.
Elbette, şehirde havaalanı da var. Varna havaalanı (VAR): şehir merkezinin 8 km. batısındadır. Havaalanı ile şehir merkezi arasındaki ulaşım için, otobüs ve taksi kullanılır.

TARİH

Şehirde yapılan arkeolojik araştırmalarda yörede 12.000 yıl öncesine ait insan yerleşimi kalıntıları bulunmuştur.
1972 yılının sonunda, burada; MÖ.4500 yıllarından kaldığı düşünülen bir mezar bulundu. Mezarın içinde ise: 3010 objeden oluşan, toplam ağırlığı: 6 kg olan altın nesneler çıktı. Bu altın nesnelerin, bugüne kadar Avrupa kıtasında bulunan en eski işlenmiş altın objeler olduğu söyleniyor.

Mezar içinde: üzerinde, 990 adet altın boncuk bulunan (toplam ağırlık: 1.5 kg. dır), 40-50 yaşlarındaki ölü, dünyanın ilgisini çekmiştir. Cesedin hemen yanında, altından yapılmış bir ok bulunmuştur. Hatta: mezarın bulunduğu yer çevresinde yapılan araştırmalarda, buranın toplu bir mezar olabileceği değerlendirilmiştir.

1444 yılında, Osmanlı Sultanı II. Murat: buranın yakınlarında, Macaristan-Lehistan krallıklarının askeri güçlerinin ağırlıklı olduğu Haçlı Ordusunu, büyük bir bozguna uğratmıştır. Ama, bölge, 1389 yılında, Osmanlı egemenliğine girmiştir. Ancak: 1878 yılındaki “Berlin Antlaşması” sonucu, Osmanlı egemenliğinden ayrılarak, Bulgaristan Prensliği topraklarına katılmıştır.

1775 yılında, bir Fransız gezgin tarafından, Varna hakkında yazılanlar: 16 bin şehirli, 12 cami, 2 kilise ve 1 saat kulesi bulunmaktadır. Yani: Varna, 18’nci yüzyılda, şehir saatine sahiptir ve bu kule, aynı zamanda yangın kulesi olarak da kullanılmaktadır.

Bulgaristan Varna

GENEL

Şehir: Karadeniz kıyısında; büyük Varna körfezinin sonundadır. Deniz kıyısındaki liman, Bulgaristan ülkesinde, Burgaz limanından sonra ikinci büyüklüktedir. Büyüklük olarak ise, Sofya ve Plovdin şehrinden sonra, Bulgaristan’ın üçüncü büyük şehridir.

Şehir, orman ve denizin birleştiği yerde kurulmuştur. Yani, muhteşem bir şehir göreceksiniz. Bölgenin her yerinde: ormanlar var. Özellikle: Frengen yaylası ve Avren yaylaları arasındaki derin vadi bölgesinde yeşil alanlar çoğunluktadır.

Şehirde: 350 bin kişi yaşamaktadır. Ancak, turizm sezonunda yani yazın, nüfus 1.5 milyona yaklaşıyor. Özellikle: Alman ve Rus turistler, şehri tercih ediyorlar.

Şehrin iklimi: Akdeniz iklimi özellikleri gösterir. Buna bağlı olarak, kışları kurak ve soğuk, yazları ise nemli ve oldukça sıcak geçer. Özellikle, Temmuz-Ağustos aylarında, güneş yaklaşık 10-11 saat, ziyaretçilerin güneşlenmesini sağlıyor. Soğuk Baltık rüzgarları burada görülmez. Deniz ise, inanılmaz derecede sakindir. Ancak: tehlikeli gel-git olayları olmaktadır.

Şehrin ekonomik etkinliklerinin başında: turizm ve şehir dışından üniversite okumak için buraya gelen öğrencilerin yarattıkları potansiyeldir. Çünkü, şehirde 6 tane üniversite bulunmaktadır. Ayrıca, şehirde “gemi inşa sanayi” etkindir.

OTOBÜSLER

Şehirdeki otobüsler: 05.00-23.00 arasında çalışmaktadır. Bilet ücreti: 1 levadır. (yani, Euro olarak düşünürseniz, 0.45 Euro yapıyor). Otobüse bindiğinizde, biletinizi inene kadar atmayın, çünkü sık sık kontroller yapılıyor.

TAKSİLER

Taksiciler, pek yardımsever değiller ve daha çok sizden alabilecekleri en fazla parayı düşünüyorlar. Ama, özellikle, uzak bölümlere gittiğinizde, örneğin: Golden Sans denilen bölgeye gittiğinizde, taksiye binmek isterseniz, binmeden önce mutlaka pazarlık yapmalısınız.

PARA BİRİMİ

Bu ülkede kullanılan para birimi: Bulgaristan her ne kadar Avrupa Birliğine girmiş olsa da, Leva. Levanın bir küçüğü para birimi: Stotinki’dir.
Leva’nın değişimi için, şöyle bir hesaplama yapılabilir: 1 Euro= 1.95 Leva veriyor. Yani: döviz bozdurmadan önce, birkaç yere sormanızı önereceğim. Çünkü: 1.60 ile 1.95 arasında verenler var.
Şehirde, para bozdurmaya kalkarsanız: cadde ve sokaklarda gezinenlere bozdurmamalısınız. Çünkü: gerek kur farkları ve gerekse sahte para olasılığı fazladır. Bence, döviz bozdurmak istediğinizde: özellikle banka veya döviz bürolarını tercih etmelisiniz.

Ama döviz bürolarının önünde de, bu şekilde, bir, iki ve hatta üç kişilik gurup halinde bekleyenler ve hatta Türkçe bilip, sizinle Türkçe konuşarak, dövizinizi yüksek kurdan bozmak istediğini söyleyen tiplerle karşılaşacaksınız.

Sakın inanmayın, ya yalan söylüyorlar ya da sahte para veriyorlar. Hatta, bunların yanına hiç yaklaşmayın, Türkçe konuşurlarsa cevap vermeyin, şehrin tek tehlikeli yerleri ve tipleri bunlardır.
Kredi kartı derseniz: bu ülkede kredi kartı hemen hemen hiçbir yerde geçmiyor. Yani: kredi kartı ile alışveriş yapmayı düşünmemelisiniz.

Bulgaristan Varna

ÜNİVERSİTELER

VARNA TEKNİK ÜNİVERSİTESİ

1962 yılında kurulmuştur. Üniversite bünyesinde, 1965 yılında, Araştırma Enstitüsü kurulmuştur. Günümüzde, burada, 500 civarında öğretim görevlisi, ve 7000 civarında öğrenci bulunmaktadır.

EKONOMİ VE TEKNOLOJİ ÜNİVERSİTESİ

Üniversite, günümüzden 78 yıl önce kurulmuş ve bugüne kadar 40 binden fazla öğrenci mezun etmiştir. Üniversitenin mezunları: uzmanlar, yöneticiler ve işadamları olarak başarılı performanslar sergilemektedirler.

VARNA HÜR ÜNİVERSİTESİ

1991 yılında kurulmuştur. Özerk bir özel üniversite olarak öne çıkmaktadır.

DİL

Burada, Bulgarca konuşulmaktadır. Ancak: otel, tatil köyü ve restoran gibi turistik tesislerin birçoğunda: İngilizce, Almanca, Fransızca ve Rusça bilinip konuşulmaktadır. Ama en kötü yanı: Bulgarcanın “Kiril” alfabesinden oluşması ve bu yüzden birçok tabela gibi yazıların okunmasındaki zorluktur.

RESMİ TATİLLER

1 Ocak .Yeni yıl tatili
3 Mart. Milli gün (Bulgaristan’ın Osmanlı hakimiyetinden kurtuluş yıldönümü kutlanır)
1 Mayıs. İşçi bayramı.
6 Mayıs. Bulgar ordusu günü.
24 Mayıs. Bulgar Aydınlanması ve Kültürü ve Slav günü kutlamaları.
6 Eylül. Bulgaristan birleşme günü.
22 Eylül. Bağımsızlık günü.
25-26 Aralık. Noel.

ALIŞVERİŞ-NE SATIN ALINIR

Varna şehir merkezinde, alışveriş yapabileceğiniz birçok dükkan ve mağaza bulunuyor. Bu mağazalarda, birçok ürün, ülkemizden daha düşük fiyatlar satılıyor olabilir ancak, yine de araştırmanız şart. Şehirde, genellikle giyecek yani tekstil ucuzdur.
2008 yılının baharında, şehirde 3 büyük alışveriş merkezi açılmıştır. Bunlar: Grand, Pfohe ve Central Plaza Alışveriş Merkezleridir.
Son bir not: alışverişlerinizde, pazarlık yapmayı seviyorsanız, Varna şehri pazarlık için pek uygun değil. Yani, dükkan ve mağaza sahipleri, pazarlık olayına pek olumlu yaklaşmıyorlar.

NE YENİR-NE İÇİLİR

Otellerdeki kahvaltıda: peynir, zeytin ve domates bulabilirsiniz. Ayrıca, omlet tercihinde de bulunabilirsiniz. Bu ülkede ve dolayısıyla şehirde, yemek konusunda en ilgi çeken, gitmeden önce birçok ziyaretçiden duyduğum gibi, yemek porsiyonlarının çok büyük ve bol olması. İnanın: porsiyonlar o kadar büyük ki, inanamazsınız.
Yemeklerde, peyniri birçok yerde kullanıyorlar. Çünkü: peynirleri gerçekten lezzetlidir. Bulgar mutfağının en önemli yönü, tam bir kültür birleşimi olmasıdır. Bu birleşimde: Slav, Yunan ve Türk yemekleri bulunmaktadır. Ayrıca, Karadeniz’in taze deniz ürünlerini de, bolca bulabilirsiniz. Verimli çiftliklerde ise, organik sebze ve meyveler yetiştirilmektedir.
Yemek için: genellikle şehirde bulunan “happy gril” lokantalarını kullanabilirsiniz. Bunlar, diğer yerlere oranla daha uygun fiyatlı ve kaliteli yemekler sunmaktadırlar.
Su derseniz: şehirdeki çeşme sularının içilebilir olduğu söyleniyor. Ayrıca, şişe suyu olarak burada da “maden suyu” sattıklarını hatırlatmam gerek.

Şehirde önerebileceğim restoranlar

Old City

Burası: Cherno More Otelinin altındadır. Burada otururken, şehrin en renkli caddesini de izleyebilirsiniz.

BMS

Burada, tipik Bulgar yemekleri bulabilirsiniz.

Hapy Bar and Gril

Burada: tipik yemekler yanında, fast-food yiyecekler ve tavuk yemeklerinin spesiyallerini öneririm.

GECE HAYATI-GECE KULÜPLERİ

Varna şehrinde, çılgın gece eğlenceleri var. Bu gece kulüpleri her ne kadar görünüm olarak, gözünüze fazla pahalı gibi gelebilirse de, çekinmeden girebilirsiniz ve girdiğinizde o kadar da pahalı olmadıklarını göreceksiniz. Şehir merkezindeki gece kulüpleri, yaz döneminde deniz kıyısında, sahil kesiminde aynı isimle, yazlık mekanlarını açıyorlar. Hatta: sahil kesiminde, dip dibe yerleşen bunlardan herhangi birine gidip, çılgın eğlenceleri yaşayabilirsiniz.

Gece eğlenceleri yanında, bu şehirdeki “Casino” lar da öne çıkıyor. Black Sea Hotel casino’sunu, meraklılarına önerebilirim. Eğer daha pahalı ve kaliteli bir yerlerde kumar oynamak isteyenler olursa: bunlar da, “Golden Sand” bölgesindeki otellerin casino’larını tercih etmelidirler. Özellikle: “İnternational Otel” tercih edilebilir. Kaliteli bir yerdir.

Gece kulüplerinden önerebileceklerim şunlardır

Ultra

Şık bir gece kulübüdür. Lüks, zarif ve modern bir atmosfer var. Oturma kapasitesi 200 kişiliktir. Her gün çeşitli programlar sunuluyor.

Disco Club “İn The Zone”

Özellikle, gençler tarafından tercih edilmektedir. Müziğin mükemmel ses kalitesi önem kazanmaktadır. Bazen, burada ünlü müzisyenler canlı müzik yapıyorlar. Erotik gösteriler de düzenleniyor.

TURİZM

Şehirde: 17 km. uzunluğundaki sahil kesiminde: 35 bin yatak kapasiteli, 5 ayrı otel bulunmaktadır. Ayrıca, yine sahil boyunca: yeşillik alanlar, 4 marina, sıcak kaplıcalar, mineralli çamur banyoları, sağlık merkezleri bulunmaktadır.
Şehirde, ziyaretçiler için: çok eğlenceli kıyı alanı ve yaya bölgesi bulunuyor. Özellikle: gece eğlenceleri muhteşemdir. Çünkü: gerek dışarıdan gelen turistlerin yaş ortalamasının 30 civarı gibi genç bir ortalamada olması ve gerekse şehirde üniversite gençliğinin bulunması, burada, özellikle gece eğlencelerinin muhteşem olmasını sağlamaktadır.
Olur a, “bungee jumping” denemek isterseniz: şehirdeki 50 metre yükseklikte olan, Asparuhov köprüsü, bunun için ideal ortam sunmaktadır.

GEZİLECEK YERLER

VARNA KATEDRAL

1880-1886 yılları arasında yapılmıştır. Odessalı mimar Maas tarafından tasarlanmıştır. 1910 yılında Papa tarafından kutsanmıştır. Varna şehrinin sembolüdür.
Yapının içinde görülmesi gereken yerler: duvar resimleri, vitraylar, piskopos tahtı ve incelikle oyulmuş ikonostasislerdir. Yapının çan kulesine, 133 basamak dar ve spiral merdiven tırmanarak çıkarsanız, buradan şehrin muhteşem manzarasını izleyebilirsiniz.

Bulgaristan Varna

FESTİVAL VE KONGRE-KÜLTÜR MERKEZİ

Şehir: konferanslar, kongreler, bilimsel ve iş forumları için dünyaca ünlü bir mekandır. Burada bulunan çok sayıdaki otelde, çok fonksiyonlu salonlar bulunmaktadır. Bu salonlarda: sözünü ettiğim etkinlikler için, her türlü hizmet ve imkanlar sunulmaktadır.
Büyük salonda, 1000 katılımcı oturma kapasitesi bulunmaktadır. Ayrıca: simültane, projeksiyon ve ses ekipmanları vardır. Daha küçük bir salonda ise, 250 kişilik oturma kapasitesi, tiyatro salonunda 100 izleyici kapasitesi ve modern bir basın merkezi bulunmaktadır. Ayrıca merkez içinde, restoranlar ve kafeteryalar da bulunuyor.

SEA SİDE PARK

Şehrin en büyük parkıdır. Sahildedir. Parkın ilk yapılışı: 1878 yılına kadar gitmektedir. Park içinde: Astronomik Gözlemevi bulunuyor. Burada: gözlem seansları düzenleniyor. Ayrıca: kaplıca tarzı banyolar, Ulusal Denizcilik Müzesi, Doğa Tarihi Müzesi ve Akvaryum var.

Bulgaristan Varna

ULUSAL DENİZCİLİK MÜZESİ

Bulgar denizciliğinin temeli: 1879 yıllarına kadar inmektedir. Aynı yıl, Rus deniz subayları tarafından, Bulgar deniz gücü oluşturulmuştur. Bu müze: 1923 yılında kurulmuştur. Başlangıçta, şehirdeki Deniz Harp Okulu içinde iken, 1956 yılında, Sea Garden içinde “Villa Diana” ya taşınmıştır. Müzede görebilecekleriniz: deniz silahları koleksiyonu, ilk mayın tarama gemisi. Eserler: 12 salonda sergilenmektedir. Müzenin en önemli eseri olarak öne çıkarılan: 1912 yılındaki Balkan Savaşında, ülkemize ait “Hamidiye” gemisini batıran “Drazki torpido botu” tur. Bot: kendi türünde, günümüze kadar korunarak gelebilmiş tek gemidir.

VARNA AKVARYUM

1984 yılında açılmıştır. Burada: Karadeniz, tatlı su, tropikal balıklar ve su organizmaları bulunuyor.

Bulgaristan Varna

DOLPHİNARUİM

Sea Garden içindedir. Burada: yunus balıkları tarafından yaklaşık 40 dakika süren gösteriler sergileniyor. Bu gösterilerde: deniz canlılarının, muhteşem gösterileri izleyenleri büyülüyor. Hatta: 1992 yılında, bir yunus balığının burada doğduğu söyleniyor. Yani, o ölçüde, yunuslar, kendilerini burada doğal ortamlarında gibi hissediyorlar.

Bulgaristan Varna

ROMA HAMAMLARI

Bölgenin Roma dönemindeki ismi “Odessos” idi. Hamam yapısının korunarak günümüze gelmiş bölümlerinin büyüklüğü, burada kurulu şehrin zenginliği ve büyüklüğünü ifade etmektedir. Yapı: kubbelidir ve yüksekliği, 20 metre civarındadır. Kalın duvarları: 5-6 kat, katı kil tuğla ile örülmüştür. Yerleşim alanı ise, yaklaşık 7000 m. karedir. MS.2’nci yüzyılda inşa edilmiştir. MS.3’ncü yüzyılın sonuna kadar kullanılmış ve sonra terk edilmiştir.

Bulgaristan Varna

VARNA ARKEOLOJİ MÜZESİ

Müze binası: Bulgar mimar Petko Momchilov tarafından tasarlanmıştır.
Müzede: günümüzde, yaklaşık 55 bin eser sergilenmektedir. Burayı ziyaret ederseniz: orta çağ ve antik dönemlere ait: Trakya kültürü, Slav ve Bulgar çanak-çömlek ve takılarını görebilirsiniz. Bunlara ilaveten: mezar taşları koleksiyonu çok zengindir.

Bulgaristan Varna

ETNOĞRAFYA MÜZESİ

Müze: 1974 yılında açılmıştır. Müzede sergilenenler: el sanatları, giysi, mücevherat. Ayrıca: yörenin geleneklerine ait objelerde sergileniyor. Örneğin: yeni yılın ilk günlerinde, çocuklar tarafından kullanılan: popcorn, şekerlemeler, kurdelalar var. Bunlar: yeni yılda, sağlık, mutluluk ve başarı istekleri için kullanılırmış.
Yapıda: bir antre, misafir odası, yatak odası, mutfak bulunuyor. Yani: 19’ncu yüzyılın zengin bir evinin tüm ihtişamı sergileniyor.

Bulgaristan Varna

VLADİSLAV VARNENCHİK PARK-MÜZE

Bu müze: 15’nci yüzyıldaki bir olaya atfen düzenlenmiştir. 10 Kasım 1944 tarihinde; ağırlığı Macarlardan oluşan bir Hıristiyan Haçlı ordusu: burada, Türklerle yaptığı savaşta (Varna savaşı) büyük bir bozguna uğramış ve birçoğu yaşamını yitirmiştir. Hatta: Macaristan ve Polonya kralları da ölmüştür.
Park: burada yaşamını yitiren Hıristiyanlar adına inşa edilmiştir. Park içinde, çeşitli anıtlar var

VARNA HALOCLİNE NEKROPOL

Varna gölünün kuzey kısmındaki Nekropol, 1972 yılında keşfedilmiştir. Yaklaşık 5000 yıllık olduğu düşünülmektedir. Buradan yola çıkılarak, burada, bir zamanlar Güney Doğu Avrupa’nın gelişmiş bir medeniyetinin yerleştiği anlaşılmaktadır. Buradaki mezar kazılarında bulunanlar: seramik araçlar, bakır süslemeler, altın objelerdir. Ayrıca: bu 200 mezar kazısında, çeşitli masklar da bulunmuştur.

KÜÇÜK SARAY

Varna yakınlarındaki küçük saray: 1886 yılında yapılmıştır. Egzotik bitkiler olan küçük bir park içindedir.
Yapının inşasında görev alan mimarlar: Viyanalı Rumpelmeyer, İsviçreli Meyer ve Lazarov’dur. Burası: Kral Ferdinand ve III. Boris tarafından yazlık konut olarak kullanılmıştır. Sonuç olarak: yapı 18’nci yüzyıl Fransız saraylarını anımsatıyor.

VARSAYIM KİLİSESİ

Bu kilise, ülkede, Sofya’da bulanan St. Alexander Nevsky Katedralinden sonra ikinci büyüklüktedir. Kilise: 1884-1886 yılları arasında, Osmanlı egemenliğinden kurtuluşları onuruna yaptırılmıştır. Mimarı: Gencho Kunev. Modern Bizans mimarisi ağırlıktadır. İç bölümdeki: vitraylar dikkati çekmektedir. Kilise: 1949-1950 yılları arasında boyanmıştır.

Bulgaristan Varna

BELOGRADCHİK KALESİ

Bulgaristan ülkesinin en iyi korunmuş ortaçağ kalelerindendir. Kalenin bulunduğu yerde, ilk yapı Romalılar döneminde yapılmıştır. Kuzeybatı ve güneydoğu bölgesindeki duvarların uzunluğu: 70 metredir. Diğer bölümler ise, yüksek kayalar ve uçurumlar ile çevrilidir. Yani, doğal koruma var.
Yapı: başlangıçta, gözetleme amacı ile yapılmıştır. 14’ncü yüzyıla gelindiğinde ise, Bulgar Çar Ivan Stratsimir tarafından genişletilerek savunma amacı da taşır hale getirilmiştir. Hatta, bölgenin en önemli kalelerinden biri olduğu da söylenebilir. 1396 yılına gelindiğinde, kale, Osmanlılar tarafından ele geçirilir. 19’ncu yüzyıl başında, kalede, Osmanlı genişletme çalışmalarının izleri görülür.

Bulgaristan Varna

BOYANA KİLİSESİ

Kilise: Vitosha dağı eteklerindedir ve ortaçağ dönemi yapısıdır. Yaklaşık 750 yıllık olduğu tahmin edilmektedir. Özellikle, iç bölümdeki resimler ve freksler görülmeye değerdir. Bu resimler arasında: Kral Konstantin ve Kraliçe İrina, aziz ve şehitlerin resimleri görülmektedir. Resimler, 13’ncü yüzyılda, yani Avrupa Rönesansı’ndan 200 yıl önce, burada yapılmış olmaları nedeniyle, doğu Hıristiyanlığının sanatını ifade etmektedirler.

CHİLİFKA

Şehir merkezine 50 k m. uzaklıktadır. Yörede: bir köy var ve köyün içinde, restoranlar bulunuyor. Ancak, en ilgi çeken yer: bir çiftlik bulunması. Hemen çiftliğin girişinde: iki antika buharlı traktör ilgi çekiyor. İç kısımda ise, bir avlu var. Bölgedeki evlerin biri ise, müzeye dönüştürülmüş ve içinde, köyde kullanılan malzemeler sergileniyor. Ayrıca: bazı hayvanlar, çiftlik içinde serbestçe dolaşıyorlar. Burada, canlı müzik eşliğinde, muhteşem yemekler yiyebilirsiniz. Sonuç olarak: burası, doğa ile iç içe olabilmek için yaratılmış bir yer. Yani: Bulgarlar, kalabalık batı ülkelerinden gelen insanların, doğa ile baş başa olabilmeleri için böyle bir ortam yaratmışlar ve gayet güzel satıyorlar.

Bulgaristan Varna

GOLDEN SANDS

Şehir merkezinin 17 km. kuzeyindedir. Burada: ağaçların bittiği yerde, hemen deniz başlıyor. Sahil şeridinin uzunluğu: 3.5 km. genişliği ise, 100 metredir. Kumsal: ince, altın sarısı kumludur. Burada ayrıca: şifalı suların bulunduğu kaplıcalar da var. Buranın bir diğer özelliği: deniz meltem rüzgarlarını almasıdır. Bunun sonucunda: Temmuz ve Ağustos ayları, aşırı sıcak ve nem olmuyor.
Kumar meraklıları, buradaki otellerin casino’larını ziyaret edebilirler. Bunun dışında: burada, belki dikkatinizi çekecektir, ücreti karşılığı, sahilde masaj yapan bayanlar var. Denemenizi öneririm.

Bulgaristan Varna

ST.CONSTANTİNE VE HELENA

Bulgaristan ülkesinin en eski sahil beldesidir. Şehir merkezine 8 km. uzaklıkta, kuzeydedir. Burası: nispeten küçük ve gözlerden uzaktır. Sahil: ince kumludur. Sualtı dalış ve balıkçılık yapılmaktadır.

Bulgaristan Varna

RİVİERA

Şehir merkezine 17 km. uzaklıkta, kuzeydoğudadır. Park içinde: birçok bitki türü bulunmaktadır. Sakin koylarda, lüks bir atmosfer sunulmaktadır. Burası: genellikle iş turizmi ve kongreler için mükemmel olanaklar sunmaktadır.

Bulgaristan Varna

ALBENA

Burası, tam bir cennet gibidir. Burada: tertemiz bir deniz suyu ve 7 km uzunluğunda, 150 metre genişliğinde: mavi bayraklı sahil bandı bulunmaktadır. Deniz sığdır. Koyun çevresi: derin bir bitki örtüsü ile çevrilidir.

ŞEHİR YAKINLARINDA GEZİLECEK YERLER

Bulgaristan Varna

ALADJA MANASTIRI

Bulgaristan ülkesinin Karadeniz sahilindeki en önemli manastırıdır. Şehir merkezine 14 km. uzaklıktadır. Burada: yumuşak kum taşlarına oyulmuş keşiş mağaraları ve şapel hücrelerini görebilirsiniz.
Manastır kompleksi, günümüzde 40 metre yüksekliktedir. Burada: özel bir kilise, mezarlar, mutfak, yemek odası, hücreler, rahiplerin mekanları görülebilmektedir. Manastır: 18’nci yüzyılda keşişler tarafından terk edilmiştir.

Bulgaristan Varna

POBİTİ KAMANİ-TAŞ ORMANI

Varna şehrinin ova kesiminde yani batıda bulunmaktadır. Buradaki taş sütunlar: 6 metre yüksekliktedir. Bunlar: birçok fosil (midye, salyangoz gibi) barındıran kum taşı taşlardan oluşmaktadır. Burası bulunduğu ilk anda, yıkık bir tapınak olarak düşünülmüş, ama daha sonra yapılan incelemelerde, buranın jeolojik bir oluşum olduğu anlaşılmıştır.

Bulgaristan Varna

BALÇIK-BOTANİK BAHÇESİ

Burası, muhteşem bir park oluşumudur. İçinde: Nook Sarayı bulunmaktadır. Ayrıca: 3000’den fazla bitki türü görülür. Sonuç olarak: yalnızca Karadeniz kıyısında Akdeniz bitki örtüsü bitkileri değil, dünyanın birçok bölgesinde gelişen bitkilerin, burada da geliştiği görülmektedir. Özellikle: gül bahçesi ve kaktüs bahçesi, önde gelmektedir. Farklı bitki türlerinin, tür sayısının 250 olduğu söyleniyor.

Bulgaristan Varna

KALİAKRA-BURUN

Burası, Karadeniz kıyısına doğru, 2 km uzanan ve bu yüzden “burun” olarak nitelenen bir yerdedir. Burada: 14’ncü yüzyılda, Helen döneminde, Kaliakra isimli bir kale bulunduğu söyleniyor. Anlatılan bir efsaneye göre: kale, Osmanlılar tarafından kuşatılır ve kalenin erkeklerinin birçoğu ölür. Bunun üzerine, kalede kalan 40 kadın, ölümü seçmeye karar verirler. Bunlar: el ele tutuşarak, yüksek kayalıklardan denize atlayarak ölürler.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil
 

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil; Şehir: Osogova dağının eteğinde kuruludur. Banshtica nehrinin her iki kıyısında yerleşmiştir.

Şehir: çok sayıda Osmanlı evi ve Avrupa Neoklasik konağına ev sahipliği yapmaktadır.

Bugünkü Köstendil kasabasının üç adı vardır. Bunlar: Pautalia, Velbazhd ve Kyustendil’dir.

Şehir özellikle meyve üretimi açısından gelişmiştir ve Bulgaristan ülkesinin meyve bahçesi olarak tanımlanır.

Şehirde: Akdeniz geçiş iklimi hakimdir. Buna bağlı olarak kışlar ılık ve kısadır.

Şehir, yaklaşık 500 yıl Osmanlı hakimiyeti altında kalmıştır. Bu yüzden, 17’nci yüzyılda şehirde 17 tane cami varmış. Ancak, günümüzde bu camilerden  sadece iki tanesi bulunmaktadır. Öte yandan, bu iki cami de ibadete kapalıdır. Bunları sadece dışarıdan görmek mümkündür.

Şehir, ağırlıklı olarak bir Ortodoks Hıristiyan şehridir. Bu yüzden, oldukça fazla kilise bulunmaktadır. Öte yandan, 1884 yılına kadar Piskoposluk merkeziydi. Şehrin en eski ve önemli kilisesi olan Saint George: 10’ncu yüzyılda yapılmıştır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil

TARİHİ

MÖ 106 yılında Romalılar burada kurulan Pautalia şehrini bölgesel merkez ilan ettiler ve daha sonra şehir “Ulpia” ön ekini aldı ve ismi “Ulpia Pautalia” oldu.

4’ncü yüzyılda Hissarlaka kalesi yapıldı.

1019 yılında Bizans İmparatoru II Vasili döneminde şehrin ismi “Velbajd” dır.

Kral Kaloyan (1197-1207) döneminde şehir Bulgar Devletiyle bütünleşir.

1330 yılında bölgede Sırp Krallığı hakimiyeti görülür. Bu dönemde Orhan Gazi komutasındaki Osmanlı ordusu, bölgeyi yöneten Jovan Dragas’ı hakimiyeti altına aldı. Şehir Rumeli genel valiliğine bağlı bir sancak merkezi olarak kaldı.

29 Ocak 1878 yılında Osmanlı hakimiyeti bitti.  

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil

ULAŞIM

Şehir: Sofya ve Üsküp şehirlerini birbirine bağlayan yol üzerindedir.

Kyustendil ile Sofya arasındaki uzaklık 85 km, Üsküp arasındaki uzaklık 130 km ve Selanik arasındaki uzaklık 243 km dir. Kuzey Makedonya ve Sırbistan sınırına sadece 22 km uzaklıktadır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Maden Suyu Kaynakları

MADEN SUYU KAYNAKLARI

Köstendil şehri: 2500 yıl öncesinden günümüze kalan ve şifalı sular çıkaran 40 maden suyu kaynağı ile ünlüdür. Suların hemen hemen hepsi aynı kimyasal bileşime ve sıcaklığa (71-73 derece) sahiptir ve sülfür içeriklidir. Sular: berrak, renksiz, hoş bir tada ve hafif bir hidrojen sülfür kokusuna sahiptir.

Kaplıca tedavi merkezi konumundadır. Bu kaplıca suları: kas ve iskelet sistemi hastalıkları, jinekolojik hastalıklar, nevralji, sindirim sistemi rahatsızlıkları ve ağır metallerin kronik zehirlenmesinde olumlu etkiler yaratmaktadır.

Günümüzde şehirde, iki tane Spa özellikle otel bulunmaktadır. Bu otellerden bir tanesi şehir merkezinde, diğeriyse Hisarlaka Tepesinin altındadır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Kiraz Festivali

KİRAZ FESTİVALİ

Her yıl Haziran ayında kirazların olgunlaştığı dönemde gerçekleşir. Kiraz çeşitleri, kiraz sanat eserleri, kiraz rakısı, folklor şarkıları ve dansları ve bir konserin yer aldığı çok popüler bir yerel etkinliktir.

 

GEZİLECEK YERLER

 

BOULEVARD BULGARİA

Şehrin ana yaya bölgesidir. Tren istasyonun güneyinden başlar ve ana meydan olan Velbazhd’a kadar gider. Şehirdeki en canlı bölge burasıdır.

Bu yemyeşil cadde üzerinde: güzel konaklar ve kafeteryalar bulunmaktadır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil The Building of Kyustendil Municipality

THE BUİLDİNG OF KYUSTENDİL MUNİCİPALİTY- KYUSTENDİL CİTY HALL-BELEDİYE BİNASI

Şehir merkezinde, Velbazhd meydanının yanındadır.

Tipik Bulgar Uyanış Dönemi tarzında inşa edilmiştir.

En temsili binalardan birisidir. Yerel pedagoji okulunun ihtiyaçları için, 1889-1894 yılları arasında inşa edilmiştir. İnşaatçılar Bulgar ve İtalyan ustalardı ve tasarımcılar Viyanalı mimarlardı. Binanın kapladığı alan yaklaşık 1500 metre karedir. Simetrik ve dikdörtgendir. Bir verandası, bir çıkıntıyla birbirine bağlanan dört sütunla süslenmiş güzel bir girişi vardır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil The Building of Kyustendil Municipality

Yapının mimarı: Viyanalı Friedrich Grünanger’dir.

Yapı: 19’ncu yüzyıl sonlarında yapılmıştır. Önce: bir pedagoji okulu, sonra bir erkek lisesi, ardından bir kız lisesi olarak kullanılmıştır. 1931 yılında Bulgaristan ülkesindeki ilk adliye binası burasıdır. 1959-1973 yılları arasında ise yerel Komünist Parti merkezi olarak kullanılmıştır. Çanı: meydanın güneybatı kısmında bulunan ve 20’nci yüzyıl başlarında yıkılan eski bir saat kulesinden alınmıştır.

Yapının tepesinde bir saat kulesi bulunur. Mekanizması Sofyalı ünlü bir usta olan Georgi Mihailov tarafından yapılmıştır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil The Building of Kyustendil Municipality

Çan: 1429 yılında bugünkü Priştine ve Güney Sırbistan’daki Vranya kasabaları arasındaki ünlü Novo Burdo madencilik merkezinde yapılmıştır. Yüzeyinde Balkan Yarımadasındaki en eski olduğu kabul edilen Slav bir yazıt vardır.

1915 yılına kadar bina eğitim amaçlı olarak kullanılmıştır. Başlangıçta Pedagojik okul tarafından ve daha sonra normal lise ve kız lisesi tarafından kullanılır. 1’nci Dünya Savaşı sırasında Bulgar ordusu Komutanının karargahı olmuştur. 1930 yılında bina Adalet Bakanlığına devredilerek Adliyeye dönüştürülmüştür.

1960-1972 yılları döneminde, Bulgar Komünist Partisi ihtiyat komitesi ve ardından Köstendil Belediye Meclisine tahsis edilmiştir.

Günümüzde Belediye Binası ve Belediye Meclisi olarak kullanılmaktadır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Prokopieva House

PROKOPİEVA HOUSE

Velbazhd meydanında, Belediye binasının çaprazındadır.

2 katlı olan yapı: 18’nci yüzyılda Sofyalı Davidko Yachkov tarafından yaptırılmıştır. Yanchkov; Sofya’dan Kyustendil’e taşındı. Dekorasyonu yapan dekoratör ağaç oymacılığı okuluna aittir. Varendaya açılan odanın tavanında, iki başlı kartallar ve çiçek süslemelerinin yer aldığı oyma kalkanlarından oluşan, sekizgen bir ayna vardır.

19’ncu yüzyılda, binaya üçüncü kat eklenmiştir. Yapı eskiden bir okul olarak kullanılmıştır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Drama Theater

DRAMA THEATER-DRAMA TİYATROSU

Orijinal tiyatro gurubunun geçmişi, 1873 yılına dayanmaktadır. Ancak buradaki mevcut binasına 1978 yılında taşınmıştır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Drama Theater

Mermer yapı: dikdörtgen planlıdır.

2011 yılından bu yana, şehrin tek sineması burada faaliyet göstermektedir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Iron Bridge

IRON BRİDGE-DEMİR KÖPRÜ

Drama Tiyatrosunun hemen yanında tarihi Demir Köprü bulunur. Bulgaristan Bulvarındadır. Tren istasyonundan ilçe merkezine giderken bulunur.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Iron Bridge

Köprü: 1909 yılında yapılmış, Banshtitsa Nehrini geçen en eski köprüdür. Uzunluğu 100 metredir. Mimari stil: yerel olarak yeniden üretilen antik, ortaçağ ve Rönesans unsurlarının bir karışımıdır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Iron Bridge

Eskiden Osmanlı döneminde şehrin girişinin olduğu yerde bulunmaktadır.

Köprü: mimar Rudolf Fisher tarafından tasarlanmış ve 1909 yılında inşa edilmiştir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Iron Bridge

Demir köprünün dört keşişinde farklı duruşlarda güzel kadın figürleri vardır.

Bunlar: heykeltıraş Lyuben Dimitrov tarafından Vratsa bölgesindeki beyaz taştan yapılmıştır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Iron Bridge

Şehir yerlileri, köprünün çevresindeki 4 kadın heykelinden dolayı, köprüye “Çıplak Kadınlar Köprüsü” ismini verirler.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Nevestin Bridge

NEVESTİN BRİDGE-KADIN KÖPRÜSÜ

Nevestino Köyü yakınlarındadır. Köprü iki isimle anılmaktadır. Biri “Kadin Köprüsü” ve diğeri “Nevestin Köprüsü” dür. Birincinin kökü Türkçe, ikinci ismin kökü Bulgarca olmasına rağmen, her iki kelime de aynı anlama geliyor, bu anlam “evli bir kadın” dır.

Evet köprü hakkında ayrıntılı bilgi vermeden önce, bir efsaneden söz etmek istiyorum.

“Kahramanlar inşaatçı olan üç erkek kardeştir. Struma nehri üzerine bir köprü inşa etmeye başlarlar. Ancak işler sorunlu gider. Her gece bilinmeyen bir kuvvet, gündüz inşa ettikleri her şeyi yıkar ve her sabah yeniden başlamak zorunda kalırlar.

Sonunda inşaatçılar köprünün bir insan kurbanına ihtiyacı olduğunu anlarlar ve bu nedenle üçü, ertesi sabah geçecek ilk kişinin köprünün temellerine gömülmesini kabul ederler. Ağabeyler eşlerine bu anlaşmayı anlatırlar ama en küçük kardeş, adil olmaya karar verir ve bu anlaşmayı kendi eşine anlatmaz.

Ertesi gün genç karısı, öğle yemeği getirmek için köprüye gelir. Geleneğe göre kardeşler durumu anlatırlar ve en küçük kardeşin karısı, kaderine razı olur.

Ancak çocuklarını emzirebilmek için göğüslerinden birinin açıkta bırakılmasını ister. Kısa bir süre sonra köprü tamamlanır.”

Evet bu efsane yörede oldukça etkili olmuştur.

Yakınlardaki Nevestino köyünde, 1880’lerde gezen Çek gezgin ve tarihçi Konstantin Jirecek: çevredeki emziren kadınların, köprünün orta kemerindeki belirli bir taştan küçük parçalar kopardığını, onları sütle kaynatıp içtiklerini ve bunun annelerin sütlerini arttırdığına inanıldığını yazmıştır.

Jirecek, ayrıca köprünün kendi kendine inşa edildiğini iddia eden, köprünün inşası hakkında daha muhteşem bir efsane daha duymuştur.

Görünür bir güçle hareket etmeyen ağır bir demir çubuk, çevresindeki dağlardan taş parçalarını kırdı. Kayalar kendiliğinden şantiyeye taşınarak yerlerini aldı.

Köprü hazır olduğunda, kırılan ancak henüz nehre ulaşmamış olan taşlar yerlerinde dondu.

Yerel halk, yakınlardaki Kyustendil kasabasının dışındaki tepelerden birinde, demir çubuğun hala görülebildiğini söylemiştir.

Yine köprü hakkında bir başka efsane daha var. Bu efsaneye göre: Sultan Murat, bir savaşa giderken çevredeki bölgeden geçerken bir Bulgar düğünü ile karşılaşır.

Yasa, düğün davetlilerinin padişah ve çevresine yol açmak için kenara çekilmesini gerektiriyordu. Ancak düğün davetlileri hareket etmedi ve gelin padişahın yanına gelerek alçak bir selam verdi.

Cesaretinden etkilenen padişah, ona bir hediye teklif etti.

Genç kadın bu noktaya bir köprü yapılmasını istedi ve dileği yerine getirildi.

Evet, tüm bu anlatılan efsaneler köprünün çok önemli bir detayını gözden kaçırdı. Jirecek, yapıyı incelediğinde, içine yerleştirilmiş eski bir binadan bir taş buldu.

Yüzeydeki yazıt neredeyse tamamen okunaksızdı, ancak Jirecek yine de “Pautalian” kelimesini deşifre etmeyi başardı.

Taş, bir zamanlar müreffeh bir Roma kasabası olan ve bugün Kyustendil kasabası olan antik Pautalia’dan alınmıştı.

Evet: bu efsaneler ve ilginç açıklamalardan sonra, köprü hakkındaki bilgiler:

Köprü: Struma nehri üzerinde yapılmış bir Ortaçağ dönemi köprüsüdür.

Köprünün uzunluğu 100 metredir. 3 kemeri vardır, en uzun kemer açıklığı 20 metredir.

Köprünün doğu parapetinin güney kesiminde, Türkçe yazılı bir granit kitabe levhası bulunmaktadır. Bu yazıt: köprünün 1470 yılında inşa edildiğini belirtir. Köprünün adı: yapısıyla ilgili efsanelerle bağlantılıdır.

Evet köprü Sultan II Mehmet döneminde, İshak Paşa’nın emriyle Struma nehri üzerine, 1469-1470 yılları arasında yaptırılmıştır. Yapılış amacı: İstanbul şehrinden Üsküp ve Batı Balkanlar’a seyahati kolaylaştırmak içindir.

Günümüzde köprü: ulusal öneme sahip kültür anıtı ilan edilerek koruma altına alınmıştır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Explore Historic Baths-Roman Thermae

EXPLORE HİSTORİC BATHS-ROMAN THERMAE-TARİHİ ROMA HAMAMLARI- ROMAN THERMS

Bölgesel Tarih Müzesinin arkeolojik sergilerine ev sahipliği yapan Ahmed Bey camisinin hemen yakınında, şehrin orta kesimindedir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Explore Historic Baths-Roman Thermae

Hamam işlevi gören termikler: 2-3’ncü yüzyıllarda yapılmıştır.

Asklepion adı verilen daha büyük bir kompleksin parçası oldukları düşünülmektedir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Explore Historic Baths-Roman Thermae

Pautalia termikleri, Bulgaristan’daki Roma döneminden kalma en önemli anıtlardan birisidir. Hamamlar: bir tuğla tabakası, ezilmiş tuğla ve bir harç tabakası kullanılarak inşa edilmiştir.

Bina: dikdörtgen planlı ve 3 bin metre karelik yerleşim alanına sahiptir.

1000 metre karelik bir alan üzerinde yer alan bina araştırılmış ve sergilenmektedir.

Tüm tesislerde bir ısıtma sistemi (hypocaust) vardır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Explore Historic Baths-Roman Thermae

Asklepion (arcado) tasarımlı tonozlu bir koridor sistemidir ve şimdiye kadar Bulgaristan’da bilinen tek tasarımdır.

Salonların zemini ve duvarları mermer levhalar, şekillendirilmiş kornişler ve duvar ayakları ile kaplanmıştır. Bazı binalarda yarım daire nişler ve yüzme havuzları bulunmuştur.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Dervish Bath

DERVİSH BATH-DERVİŞ HAMAMI

1566 yılından kalma hamam Osmanlı dönemi yapısıdır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Dervish Bath

Hamam yapısı: kırık taş blokları ve kırmızı tuğladan yapılmıştır. İki kubbelidir. Kubbelerden biri üçgendir. Ana hamam yapısı: büyük kubbenin altında, sekizgen bir oda şeklindedir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Dervish Bath

Hamam, 1992 yılına kadar hamam olarak kullanılmıştır. 2005 yılında restore edilmiş, ancak günümüzde hizmet vermemektedir, kapalıdır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Chifte Banya

CHİFTE BANYA-ÇİFTE HAMAM

Şehir merkezinde, Ahmet Bey camisinin yanındadır. Salı günü dışında her gün açıktır.

1489 yılında Roma hamamı kalıntıları üstüne, Süleyman Paşa tarafından yaptırılmıştır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Chifte Banya

Orijinal Roma hamamı kalıntılarının bir kısmı, günümüzde de görülebilir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Chifte Banya

20’nci yüzyıl başlarında, 1910 yılında, yerel yönetim, Köstendil şehrini, Avrupa kaplıca kenti yapmak ister. Böylece: orijinal Osmanlı hamamının bir kısmı tahrip edilir ve Hristo Kovachevski tarafından yeni anıtsal bir hamam tasarlanarak yapılır. Halka açık olan hamamda, üç ayrı havuz ve bay-bayan olmak üzere iki ayrı bölüm bulunmaktadır. Hamamdaki suyun ağır bir kükürt aroması vardır. Bu koku bazı ziyaretçileri rahatsız etmektedir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Alay Bath

ALAY BATH-ALAY HAMAMI

Osmanlı döneminde yapılmıştır. Çifte hamamdan daha küçüktür.

Ancak Bulgar Kurtuluş Hareketi sonrasında harabe halinde kalır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Alay Bath

1912-1914 yılları arasında ise tekrar faaliyete sokulur. Tek bölmeli, iki katlı küçük bir bina olarak restore edilmiştir. İçinde mineral su bulunan küçük bir çeşmesi vardır.

Ancak, günümüzdeki görünümünü 1928 yılında yapılan restorasyon sonucunda elde etmiştir.

Hamamda: sauna, açık havuz ve masaj odası vardır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Medieval Church of Saint George

MEDİEVAL CHURCH OF SAİNT GEORGE-SAİNT GEORGE KİLİSESİ

Şehir merkezinin güneybatısında, Kolusha Mahallesindedir.

10—11’nci yüzyıllardan kalmadır. Böylece şehirde korunmuş en eski Ortaçağ kilisesidir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Medieval Church of Saint George

Yapı: büyük bir merkezi kubbe ve kare şekilli bir kat planlıdır. Yani, tipik Bizans haçı stilindedir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Medieval Church of Saint George

1330 yılında Velbazhd savaşında öldürülen Bulgar Çarı Mihail III Shisman’ın mezarının burada olabileceği tahmin edilmektedir. Yanının freskleri: 11 ve 12’nci yüzyıl tarihlidir. Kilise: 19’ncu yüzyıl başlarına kadar “Köstendil Katedrali” olarak kullanılmıştır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Medieval Church of Saint George

19’ncu yüzyılda kilise tonoz kemerlerinin temellerine kadar yıkılmıştır. 1878-1880 yıllarında yeniden inşa edilmiştir.

Ortaçağ freskleri, Bulgaristan’daki görkemli Bizans resim sanatının tipik özelliklerini taşıyan nadir kayıtlardır. Uyanış dönemine ait olan freskler, o döneme ait Bulgar kilise resim sanatı hakkındaki bilgileri göstermektedir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Assumption Church

ASSUMPTİON CHURCH-VARSAYIM KİLİSESİ

Şehir merkezinde, merkez meydanın hemen yakınındadır.

1816 yılında şehrin Katedrali olarak inşa edilmiştir. Daha önce burada bulunan eski Aziz Nikolaos kilisesi temelleri üzerinde yükselir.

Ancak eski kilisenin sunak kapısı orijinal olarak hala durmaktadır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Assumption Church

Tasarıma göre, üç nefli ve ahşap sırtlı, tek apsisli kazılmış bir sahte bazilika vardır. Kuzey ve  batı narteksleri, kandil işleri ve bir mezar, 1933 yılında yapılmıştır.

Kadınlar bölümü 16-17’nci yüzyıllar yapımıdır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Assumption Church

Kilisenin olağanüstü güzel freskleri, 19’ncu yüzyıl başlarında ünlü Bulgar ressam Toma Vishanov tarafından yapılmıştır.

Kilisenin günümüzdeki görüntüsü ise, 1894 ve 1914 yıllarında yapılan yeniden yapılandırmalar sonucunda oluşmuştur.

Kilise, ulusal öneme sahip bir mimari ve sanat anıtı ilan edilmiştir. Şu anda aynı zamanda operasyonel bir tapınaktır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Saint Demetrius Church

SAİNT DEMETRİUS CHURCH-SAİNT DEMETRİUS KİLİSESİ

Bulgar Uyanış Döneminde yapılmıştır. Kilisede bulunan İkonostasis 1865 yılında yapılmıştır. İkonaların çoğunluğu: aynı zamanda ilk Bulgar fotoğrafçısı olan Iva Dospevski tarafından çizilmiştir. İki dünya savaşı arasında kilise bir okul olarak kullanılmıştır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil St Nikolas Church

ST NİKOLAS CHURCH

Slokoshtitsa’dadır.

Küçüktür, zemine hafif kazılarak yapılmıştır. Tek nefli, yarı silindirik kemerli ve çift eğimli çatılı ve tek apsislidir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil St Nikolas Church

Kilisenin iç ve cepheleri, birkaç resim katmanının izlerini ortaya koymaktadır. Geç Ortaçağ’dan, 16’ncı yüzyıldan, 18’nci yüzyıldan, Kurtuluş sonrası dönemden ve daha sonraki dönemden kalmadır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil St Mina Bulgarian Revival Church

ST MİNA BULGARİAN REVİVAL CHURCH

İlçenin batı kesimindedir.

1859 yılında manastır kilisesi olarak inşa edilmiştir. Tasarıma göre narteksi olmayan, üç nefli bir yapıdır. Güneyden bir revak, birini kutsal kaynak suyuyla küçük bir yeraltı şapeline götürür. 1934 yılında yeni tapınak kilisenin yanına inşa edilmiştir. Mimar Anton Tornyov tarafından tasarlanmıştır. Şu anda kilise bir katedral tapınağıdır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Ahmed Bey Mosque

AHMED BEY MOSQUE-AHMED BEY CAMİİ

Şehirde, Roma hamamlarına ve Pirkov kulesine yakın konumdadır. Antik Roma hamamının hemen yanındadır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Ahmed Bey Mosque

Cami: 15’nci yüzyıl ortalarında, Ortaçağ döneminden kalma bir Bulgar kilisesi olan Sveta Nedelya temelleri üzerine inşa edilmiştir. Caminin girişinin üstünde: Türkçe bir kitabe vardır.

Kitabeye göre: “Bu camiyi yapan, dünya bitene kadar anılsın. Onu kim tamir ettirdiyse, ey Tanrım, her iki dünyada da mutlu ve mutlu olsun.

Buraya büyük bir başarıya dönüştürün. Cennet katlarına girdiklerinde onları görün. 1147” (Bu tarih 1734-1735 yılları arasına denk gelir.)

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Ahmed Bey Mosque

Caminin girişi orijinal haliyle korunmuştur. 1734 yılında Ahmet Bey, camiyi genişleterek yeniden inşa ettirmiştir. Yapının ön cephesinde: eski binalardan alınmış taş bloklar ve tuğlalar kullanılmıştır. Tuğlalar: tipik Bulgar mimarisini gösterir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Ahmed Bey Mosque

1904 yılındaki depremde caminin minaresi çatlamış ve daha sonra yıkılarak kaldırılmıştır. Caminin geniş kubbesine, destek olan mermer sütunları etkileyicidir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Ahmed Bey Mosque

Kültür anıtı ilan edilerek koruma altına alınan cami, günümüzde cami ibadete açık değildir.

Köstendil müzesinin teşhir salonu olarak kullanılıyor.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Fetih Mehmed Mosque

FETİH MEHMED MOSQUE-FATİH SULTAN MEHMET CAMİİ

1531 yılında ünlü mahalli mütahit ve vergi tahsildarı Haradzhi Kara Mehmed bin Ali tarafından yaptırılmıştır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Fetih Mehmed Mosque

Tonozun doğu kısmında tuğlalarla yazılmış 1531 yazılıdır.

Altıgen süslemeleri olan minaresi ilgi çeker. Cami günümüzde oldukça kötü durumdadır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil House Museum Ilyo Voyvoda

HOUSE MUSEUM ILYO VOYVODA-ILYO VOYVODA MÜZESİ-BÖLGESEL TARİH MÜZESİ

Burası bir Osmanlı dönemi evidir.

İki katlı binanın önünde bir cumbalı pencere ve üzerinde ahşap bir sundurma bulunur.

Ev: 1870 yılında Köstendil şehrinin ana caddelerinden biri olan “Boulevard Tsar Osvoboditel” de yapılmıştır.

Ünlü Bulgar devrimcisi Ilyo Voyvoda, 1878-1898 yılları arasında burada yaşamıştır.

Günümüzde ise, Bölgesel Tarih Müzesi olarak kullanılmaktadır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Regional Historical Museum “Academician Yordan Ivanov”

REGİONAL HİSTORİCAL MUSEUM “ACADEMİCİAN YORDAN IVANOV”:

İlk müze: ülkenin 3’ncü okul müzesi olarak 1907 yılında kurulmuş ve 1908 yılında ziyarete açılmıştır. 1944 yılında, bu okul müzesi, galerili bir ilçe müzesine dönüşmüştür.

1960 yılında ise ilçe tarihi müzesi olur. 1992 yılında, ünlü bilim adamı “Yordan Ivanov” un ismini alır. 2000 yılında müze, Merkezi Köstendil şehrinde bulunan bölgesel bir tarih müzesine dönüştürülmüştür.

Köstendil müzesi: genel tarihle ilgili koleksiyonlara sahiptir. Şu bölümler vardır.

Arkeoloji, Nümismatik, Etnolojik, Folklor, Bulgar Tarihi (15-19’ncu yüzyıllar arası), Çağdaş Tarih, Kültür Anıtları, Kütüphane, Bilimsel Arşiv, Koruma ve Restorasyon Stüdyoları, Fotoğraf Stüdyosu ve Yayıncılık Gurubu.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Regional Historical Museum “Academician Yordan Ivanov”

Müzede 100 binden fazla eser bulunmaktadır. En önemli koleksiyonları arasında: tarih öncesi mutfak eşyaları ve idol heykelleri, Trakya höyüğünün mezarlarından eşsiz buluntular, antik bronş ve mermer heykeller koleksiyonu, süs eşyaları, nümismatik koleksiyon, geleneksel kostümler ve kumaşlar, baskılar, el yazısı ve eski basılı kitaplar vardır.

Müze, 4 kalıcı sergiye sahiptir. Arkeolojik, Ulusal Kurtuluş Savaşları (18-19’ncu yüzyıllar), Etnografik (19’ncu yüzyıl başında kentsel yaşam tarzı), Dimitar Peshev Evi Müzesi-Bulgar Yahudilerinin kurtarılmasına ilişkin bir sergi.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Doma Kovacheva’s House and Dimitar Peshev’s House

DONA KOVACHEVA’S HOUSE AND DİMİTAR PESHEV’S HOUSE-DONA KOVACHEVA EVİ- HOUSE-MUSEUM OF LYUDMİL YANKOV

Sanat galerisinin arkasında, küçük han Kurum Caddesindedir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Doma Kovacheva’s House and Dimitar Peshev’s House

Dona Kovacheva: Bulgar kurtuluş hareketinin bir üyesiydi. Devrimciler yıllar boyunca bu evde buluştular.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Doma Kovacheva’s House and Dimitar Peshev’s House

Yapı, günümüzde ise yerel dağcı Lyudmil Yankov’a adanmış küçük bir müzeye ev sahipliği yapmaktadır. Lyudmil Yankov: birçok ödül alan ve Köstendil Fahri Vatandaşı unvanına sahip bir gazeteci, şair ve dağcıdır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Vladimir Dimitrov Art Gallery

VLADİMİR DİMİTROV ART GALLERY-VLADİMİR DİMİTROV SANAT GALERİSİ

Şehrin sanat galerisi ünlü ressam Vladimir Dimitrov adını taşımaktadır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Vladimir Dimitrov Art Gallery

Sanatçı: 20’nci yüzyılın ilk yarısından itibaren, Bulgaristan ülkesinin en iyi ressamlarından birisi olarak kabul edilir. Etkileyici portreleri ve renkli kompozisyonlarıyla tanınır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Vladimir Dimitrov Art Gallery

Müzede, sanatçının 1357 tane resmi ve diğer 580’den fazla Bulgar sanatçılarının 3400’den fazla eserine ev sahipliği yapmaktadır. Konserler, sanat etkinlikleri de burada düzenlenmektedir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil St Dimitar Church

ST DİMİTAR CHURCH

İlçenin doğu kesimindedir. Güzel bir parkın içindedir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil St Dimitar Church

Bulgar Uyanış döneminden kalmadır. 1864-1865 yılları arasında inşa edilmiştir. İkonların çoğunun yazarı, Samakov Ivan Dospevski’dir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Pirkova Tower

PİRKOVA TOWER

Şehrin orta kesiminde, Roma hamamlarının yakınındadır.

Ortaçağ’dan kalma bir savunma kulesidir. Kulenin yapımında Roma hamamının malzemeleri devşirme malzeme olarak kullanılmıştır.

Pirkova ismi “kule” anlamına gelen Yunanca “Pirogs” kelimesinden gelir.

Bu savunma kulesinin 14’ncü yüzyıl sonu ve 15’nci yüzyıl başında inşa edildiği düşünülmektedir. Profesör Yordan Ivanov, Kuzey Makedonya kitabındaki Pirkova Kulesi ile Vidin’deki savunma kulelerini karşılaştırıyor ve bu kulelerin tam da bu döneme ait olduğunu savunur.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Pirkova Tower

Kule 4 yönlüdür.

Kulenin boyutları: 8.25 x 8.35 metredir. Yüksekliği 15 metredir. Neredeyse kare bir şekle sahiptir. Bir zemin katı ve üstte 3 katı daha vardır. Üçüncü katı, iki yarım kata bölünmüştür.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Pirkova Tower

Zemin kat depo işlevi görmektedir. Birinci katta: kuzey cepheli bir giriş, güney duvarında ısıtma için kullanılan bir taş şömine ve iki boşluk vardır. İkinci kat yaşamak için kullanılmıştır. Şömine, niş, 3 dikey ve 2 yuvarlak mazgal ve sıhhi ihtiyaçlar için bir yeri olan bir galeri vardır. Üçüncü kat: dairesel savunma için kullanılmıştır.

Pirova kulesi, Ortaçağ kasabası Velbazhd’daki savunma sisteminde kullanılan mimari ve yapı tekniklerinin kanıtlarını vermektedir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Monument of the Historical Names of the Town

MONUMENT OF THE HİSTORİCAL NAMES OF THE TOWN-TARİHİ İSİMLER ANITI

Burası şehrin isimlerinin kökenlerine aittir. Günümüzdeki Köstendil ilçesinin üç adı vardır. Bunlar: Pautalia, Velbazhd ve Kyustendil’dir.

Antik Pautaliam adı: yerleşimdeki sıcak mineral kaynakları ile ilgili olarak Latince “bahar” kelimesinden gelen Trakya kökenlidir.

Ortaçağ döneminde muhtemelen Slav hükümdarlarından sonra, Velbazhd olarak yeniden adlandırılır.

14’ncü yüzyılın başında Köstendil “Konstantin Ülkesi” olarak bilinmeye başlamıştır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Monument of the Historical Names of the Town
 

THE MAYORSKA HOUSE

Osmanlı yönetiminin son yıllarından kalan, en ilginç ve iyi korunmuş mimari yapılardan birisidir. 1870 yılında inşa edilmiştir. Kurtuluştan sonra, Binbaşı Yosif Angelov’a aittir ve adının geldiği yer burasıdır.

Bulgar Ulusal Uyanış tarzında bir yapıdır. Zengin ve güzel bir cepheye sahiptir. Giriş kısmı oldukça dikkat çekicidir. İki eski granit sütunu, kemeri ve üzerinde bir alınlık bulunan güzel bir sırlı köşkten oluşan niş şeklindedir. Bu stil, geçmişte Köstendil bölgesinde yaygın olarak kullanılmıştır.

Evin iç mimarisi de ilgi çekicidir. Ev: yüksek ve kalın bir duvarla çevrili geniş, güneşli bir avluya sahiptir. Bir kısmı iri taşlarla kaplıdır.

THE EMFİEDZHİEVA HOUSE

Bulgaristan Uyanış döneminden kalma, nadir, ilginç ve iyi korunmuş bir mimari yapıdır. 1874 yılında Bakırcı Hristo Lazov tarafından yapılmıştır. Güzel bir ön cephesi vardır. Debar’dan bir sanatçı tarafından oyulmuş, ahşap oyma unsurlara sahiptir. Odalar Viyana Barok tarzında güzel bir şekilde döşenmiştir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil The Building of Neofit Rilski High School

THE BUİLDİNG OF NEOFİT RİLSKİ HİGH SCHOOL

Lisenin güzel binası, ilçe merkezinin batı kesimindedir. 1906-1912 yılları arasında yapılmıştır. Yaklaşık 2700 metre karelik bir alanı kapsar. Cephe, dekorasyonu ve ana girişe bakan zarif küçük balkonu ile etkileyicidir. İç mekan: güzel resimler, metal korkuluklar ve ikinci kattaki merkezi fuayenin zarif tavanıyla oldukça ferahtır. Okul bahçesi, halkın da kullandığı devasa bir parka dönüştürülmüştür.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Btarstvo Commonity Centre

BTARSTVO COMMUNİTY CENTRE

Burası bir Toplum Merkezidir. Güney Batı Bulgaristan bölgesindeki en eski kültür ve eğitim kurumudur. 1 Temmuz 1869 yılında kurulmuştur.

Toplum merkezinin ilk bağımsız binası, 1907 yılında Köstendil sakinlerinin bağışlarıyla tamamlanmıştır. Tüm olanaklarla donatılmış yeni salon, tiyatro gösterileri için yapılmıştır. Toplum Merkezine; zamanla yavaş yavaş bir edebiyat kulübü, bir çocuk müzik okulu, bir senfoni orkestrası, bir koro, bir folklor topluluğu eklenmiştir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Btarstvo Commonity Centre

Halkevi binası 1981 yılında yıkılmış ve burada sadece giriş kemeri korunmuştur.

Toplum merkezi şu andaki binasına 1992 yılında taşınmıştır. Toplam 2200 metre karelik alandaki bina iki katlıdır.

Burada: günümüzde çeşitli konserler, gösteriler, sergiler, farklı organizasyonlar ve kurumların kongreleri, konferanslar ve çeşitli kültürel etkinlikler düzenlenmektedir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Medieval Hissarlaka Fortress-The Acropolis of Poutalia

MEDİEVAL HİSSARLAKA FORTRESS-THE ACROPOLİS OF POUTALİA-HİSARLAKA KALESİ- THE FORTRESS AT THE HİSARKAYA PARK

Kale: şehir merkezinin 2 km güneydoğusundaki Hisarlaka Tepesinin en yüksek düzlüğündedir.

Ortaçağ döneminde 4’ncü yüzyıl sonu ile 5’nci yüzyıl başlarında yapılmıştır. 6’ncı yüzyılda yeniden düzenlenmiştir ve Birinci ve İkinci Bulgar Devletleri döneminde kullanılmıştır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Medieval Hissarlaka Fortress-The Acropolis of Poutalia

Düzensiz bir çokgen şeklindedir.

Kale: 117 x 175 metre büyüklüktedir. İki kapısı vardır, ana kapı, doğu duvarındadır. Bu kapı en geniş ve ana yola yakın kapıdır.

Kalenin 14 tane kulesi vardır. Bunlar: yuvarlak, dikdörtgen ve üçgen şekillidir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Medieval Hissarlaka Fortress-The Acropolis of Poutalia

Kale duvarlarının genişliği 1.6 ile 3 metre arasında değişir. Duvarların varsayılan yüksekliği 10 metredir, kulelerin yüksekliği ise 12 metredir. Yapım tekniği opus mixtum olarak adlandırılır.

İlginç inşaat teknikleri, farklı yapım teknikleri ve malzemelerin birleşimi ve farklı tarihi dönemlerde kazılan arkeolojik anıtlar, Hisarlaka Kalesini, Bulgaristan’ın en önemli kalelerinden birisi haline getirir.

14’ncü yüzyılın ikinci yarısı başlarında, hükümdar Konstantin Dragas, kaleyi güzel bir saraya çevirir. Ancak 15’nci yüzyılda yıkılır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Medieval Hissarlaka Fortress-The Acropolis of Poutalia

Kalenin sadece küçük bir bölümü, günümüze ulaşmıştır. Kalenin içinde, birkaç kamu ve konut binası bulunmaktadır.

Eski bir geleneğe göre, her yıl 21 Mart tarihinde Köstendil halkı, ritüelleri gerçekleştirerek ve çeşitli eğlencelere katılarak bahar ayının gelişini kutlarlar.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Acropolis of Ancient Pautalia, Chesmeto Locality

ACROPOLİS OF ANCİENT PAUTALİA, CHESMETO LOCALİTY

Yordan Mitrev anıtı: Hisarlaka Parkındadır.

Kendisi: Bulgaristan ülkesinde, ağaçlandırma öncülerinden birisidir. Hisarlaka tepesindeki ormanı, buraya çam ağaçlarının dikilmesini organize ederek yaratan kişidir.

Anıtın arkasında antik Pautalia Akropolisi kalıntıları bulunur.  

 

ŞEHİR DIŞINDA GEZİLECEK YERLER

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Aziz Joachim ve Anna Kilisesi

AZİZ JOACHİM VE ANNA KİLİSESİ

Smolichano köyü yakınlarında, şelaleli bir kaya nişinin üzerinde, aynı adı taşıyan manastırda bulunmaktadır.

Bir Ortaçağ kilisesi temelleri üzerine yapılmıştır.

Kilisede bulunan resimler: 1888 yılında ise ressam Georgi Popaleksov tarafından yenilenmiştir. Ancak yapılan bir sondaj çalışmasına göre, burada daha önce 17’nci yüzyıldan kalma daha eski bir resim tabakası bulunduğu tespit edilmiştir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil St Luka Girls Monastery

ST LUKA GİRLS MONASTERY-AZİZ LUKE MANASTIRI

Granitsa köyünün yaklaşık 4 km güneybatısında ve Köstendil şehrinden 8 km uzaklıktadır.

2’nci Bulgar İmparatorluğu döneminde Velbuzh-Shtip yolunu kontrol eden Ortaçağ kalesi Granitsa yakınındadır.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil St Luka Girls Monastery

Manastır 10’ncu yüzyıl yapımıdır. Ancak günümüzdeki şekline restore edildiği 1948 yılından gelmiştir. Yani tamamen yenilenmiştir.

Tek nefli, tek apsisli ve kubbesiz bir kilise kompleksidir. Batı cephesinde bir çan kulesi ve konut binaları vardır. Burada, otel bazında 16 kişilik bir konaklama potansiyeli bulunur.

Efsaneye göre: Aziz Luke bu manastırda okumuştur.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil St Luka Girls Monastery

Manastırın avlusunda: aslen Granitsa köyünden olan üç keşişe adanmış bir çeşme vardır.  

Manastır kültür anıtı ilan edilerek koruma altına alınmıştır.

Her yıl 18 Ekim tarihinde manastırda kutlama düzenlenmektedir.

Bulgaristan Kyustendil-Köstendil Holy Trinity Memorial Church

HOLY TRİNİTY MEMORİAL CHURCH

Gyueshevo köyündedir. Bulgaristan-Makedonya sınırına yakın bir yerde inşa edilmiştir.

Sofya ile Üsküp arasındaki demiryolu güzergahındadır.

20’nci yüzyılın başlarında yaşanan savaşlarda, çok sayıda Bulgar askeri ve subayı, sınır bölgesinde ölmüştür. Memorial kilisesi, onları anmak ve kalıntılarını korumak için inşa edilmiştir. Sofya Metropoliti Stephan tarafından 2 Ağustos 1930 tarihinde kutsanmıştır.

Sofya şehri tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

Üsküp şehri tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik;

Şehir Meriç ırmağının her iki kıyısında kurulmuştur.

Şehir: 1418 yılında Kırım’dan gelen Tatarlar tarafından kurulmuştur. Bu yüzden şehrin eski ismi “Tatarpazarcığı” dır. Tatarlar, Sultan Bayazıt zamanında buraya taşınmışlardır. Kurulan pazarlama merkezi zamanla yavaş yavaş önemli bir ekonomik ve idari merkez haline gelmiştir.

Şehrin en büyük özelliği: Batı Avrupa’yı Asya’ya bağlayan E-80 karayolunun bir parçası olan Trakya otobanı üzerinde bulunmasıdır.

Şehir nüfusunun yüzde 8 civarındaki bölümü Türklerden oluşmaktadır.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik

ULAŞIM

Pazarcık şehri, komşuları Sofya şehrine 100 km, Burgaz şehrine 260 km, Varna şehrine 314 km ve Filibe şehrine ise 357 km uzaklıktadır. Türkiye sınırı 200 km uzaklıktadır. Sırbistan sınırı ise 160 km uzaklıktadır.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik

NE YENİR-NE İÇİLİR

Buraya yolunuz düşerse: “Sirene” isimli yöresel lezzeti tatmalısınız. Çırpılmış yumurta ve peynir karışımı ile harmanlanarak hazırlanır. Sabah kahvaltısı ve öğle yemeklerinde yanında yoğurt ile birlikte servis edilir.

Ayrıca bölgedeki birçok restoranda: bir salata olan “Shopska” sunuluyor.

Ayrıca: “Kebabcheta” denen bir yemek türü vardır. Bu yemek türü: sosis haline getirilmiş ve tavada kızartılmış kıyılmış sığır eti, otlar ve baharatların karışımından yapılır, bol baharatlıdır.

Tatlı yemek isterseniz: kalın vanilya soslu haşlanmış armut olabilir. Yine üzerine yoğurt dökülmüş bir kase meyve de tadılabilir.

İçecek tavsiyesi ise, yine bu yöreye has güçlü bir damıtılmış alkollü içecek olan “Rakija” dır. Farklı meyvelerden yapılır ve sadece içmek için değil, aynı zamanda yüksek sıcak havalarda serinlemek için de kullanılır.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Gezilecek Yerler

GEZİLECEK YERLER

 

MERKEZ MEYDAN-TOPTATA-KONSTANTİN VELİCKOV MEYDANI

Şehrin merkezindedir. Meydanda: ortada büyük bir havuz bulunur. Havuzda: daha çok parçaya bölüne bölümlerde su oyunları görülür. Önünde şehrin sembolü Saat kulesi vardır. Buradan yaya bölgesi başlar.

MEMORİAL O

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Memorial of Ovenes Savadjayan

 

F OVENES SAVADJAYAN-OVANES SAVADJAYAN ANITI

Şehir merkezindedir.

Anıt: Ovanes Savadzhayan’a aittir ve 1878 yılında kasabayı yanmaktan kurtarmıştır.

Saadzhayan: 1877-1878 yılındaki Osmanlı-Rus savaşları sırasında, Pazarcık’daki telgraf istasyonunda çalışmıştır. Rus birlikleri şehre girdiklerinde, şehri savunan Osmanlı Paşa’sı, İstanbul’dan Sultan’dan şehri yakmak için izin ister, ancak Ovanes gelen cevabı telgrafı değiştirir ve şehri yanmaktan kurtarır.

Osmanlı ordusu şehri terk edince, Ovenes bir süre Belediye Başkanlığı yapmıştır. Daha sonra tren istasyonu başında görev yapmış ve Pazarcık şehrinin fahri vatandaşı ilan edilmiştir.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Memorial of Ovenes Savadjayan

Evet anlatılanları yorumsuz yazdım, doğruluğunu bilmiyorum.

Daha sonra; 1844 yılında Edirne şehrinde doğan ve ardından İstanbul’da Robert Kollejde okuyan ve daha sonraki süreçte Bulgarların arasında büyüyen bu Ermeni’nin ismi,  1925 yılında adı bir caddeye verilmiştir ve 1938 yılında bir büstünün yapılması ve dikilmesine karar verilmiştir.

Pazarcık istasyonuna, kendisinin bir anma plaketi yerleştirilmiş ve günümüzde ayın isimli caddenin başında, bir anıtı durmaktadır. 1986 yılında başka bir yerde ölen Ovenes’in mezarı buraya şehir mezarlığına nakledilmiştir.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Park Freedom Island-Svoboda Parkı

PARK FREEDOM ISLAND-SVOBODA PARKI-OSTROVA PARKI-ÖZGÜRLÜK ADASI

Şehrin güneyindedir. Parkın girişinde ücretsiz bir otopark vardır.

Önce buranın nasıl ortaya çıktığı hakkında bilgi verelim. Svoboda adası parkı, günümüzden 150 yıl önce bir sel sonrasında ortaya çıkmıştır. 1858 yılında bir Türk İbrahim Efendi: ağaçları budarken, bir çalı suyun üzerinde çıkıntı yapar. Burada oluşan ada, giderek büyür. Yarım asır boyunca özel mülkiyete aitti ve hayvanları otlatmak için kullanılıyordu.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Park Freedom Island-Svoboda Parkı

1882 yılında şehir yönetimi adayı, 45 Türk lirasına satın alır ve nehrin ortasındaki park oluşturulmaya başlanır. 1957 yılında selden sonra ada genişler. 1990’ların başından sonra ise restore edilir.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Park Freedom Island-Svoboda Parkı

Burası gerek Pazarcıklılar ve gerekse dışarıdan gelen ziyaretçiler tarafından yoğun tercih edilen bir favori yerdir.

Park: Maritsa/Meriç nehri adasındadır. Ada: yaklaşık 750 metre uzunluğunda ve 300 metre genişliğindedir. Ada kavak ağaçlarıyla kaplıdır. Ana karaya ahşap bir köprüyle bağlanır. Ada üzerinde 2005 yılında metal ve büyük bir haç inşa edilmiştir.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Park Freedom Island-Svoboda Parkı

Adada: anıtlar, havuzlar, heykeller, spor alanları, açık hava sahnesi, yüzme havuzu, oyun alanları, bahçeler ve kafeler vardır. Aleko Konstantinov’a ait bir anıt da bulunur. Zaten adada 50’den fazla heykelin bulunduğu en büyük açık hava heykel koleksiyonu vardır.

Bu heykellerin birçoğu atık malzemeden üretiliyor. Ayrıca çeşitli yazarların sergilerinin bulunduğu bir açık hava fotoğraf galerisi bulunuyor.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik

Adanın bir diğer önemli özelliği: gül bahçeleridir. Damlama sulama bağlantısı ile oldukça iyi durumda korunan bu bahçede çeşitli renklerde güller yetiştiriliyor.

Park alanında, ilkbahar ve yaz aylarında konserler düzenleniyor.

Hayvanat Bahçesi

Adada: 30’dan fazla türde hayvanın bulunduğu bir hayvanat bahçesi vardır. Bu hayvanlar: kaplanlar, mirketler, lamalar, midilliler ve ördeklerdir.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Park Freedom Island-Svoboda Parkı

En uzun bank

Adada: dünyanın en uzun oturma bankı bulunuyor. Bankın uzunluğu 1014 metredir ve 2020 kişi oturma kapasitelidir. Bank 2010 yılında yapılmıştır. Dış kenarından adanın bir kısmını dolaşır. Bu oturma bankının uzunluğu ile Guiness Rekorlar Kitabına dahil edilmiştir.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Park Freedom Island-Svoboda Parkı Yapay Göl

Yapay Göl

Özgürlük adasında yapay gölde su bisikletine binmek mümkündür. Gölün hemen yanında oldukça güzel yemekler sunulan bir restoran vardır. Burada manzara muhteşem güzeldir.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik History Museum

HİSTORY MUSEUM-ANA MÜZE BİNASI

Müze, 15 Konstantin Velichkov Meydanındadır.

Müze, her hafta Pazartesi ve Cuma günleri arasında ziyarete açıktır.

Tarih müzesi, ilk olarak 1911 yılında Videlina Toplum Merkezinde kurulmuştur.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik History Museum

Müzede bulunan koleksiyonlar: silahlar ve aksesuarları, kumaşlar, giyim, anma madalyaları ve diğerleridir. Müzede: Kurşunlu camisinin ayrıntılı mimari modeline ait resimler bulunmaktadır.

Müzenin en çok ilgi gören yeri: Neolitik evin yeniden inşa edilmiş iç mekanıdır ve döneme ait orijinal nesnelerle döşenmiştir.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik History Museum Ravnogar Trakya Hazinesi Sergisi

Ravnogar Trakya Hazinesi Sergisi

Hazine 1987 yılında Ravnogor’da Trakya höyüğü nekropolünde yapılan arkeolojik kazılar sırasında bulunmuştur. MÖ 2 ile 1’nci yüzyıllara tarihlenir.

Hazine: altın varakla süslenmiş, gümüş işlemeli at süslerinden oluşmaktadır. Bunlar: dizgin altın plakası, yedi yuvarlak uygulama ve boncuk dizisi. Dizgin altın plakası: Bulgaristan topraklarında bulunan türünün tek örneğidir. Yuvarlak uygulamalar: at aşının iki yanına, yanak plakası olarak kullanılır.

Bunlardan birinci çiftte: miğferli, kalkan ve mızrak taşıyan tanrıça Athena büstü oyulmuştur.

İkinci çiftte: kanatları detaylara büyük bir özenle hazırlanmış tanrıca Nike büstü tasvir ediliyor.

Üçüncü çiftte: Tanrıca Artemis büstü vardır.

Son uygulama: büyük olasılıkla at göğsüne yapılmıştır.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik History Museum Vazrazhdane bölüm

Vazrazhdane bölüm

Bu bölümde 200’den fazla otantik sergi bulunuyor. Çeşitli Osmanlı ve Avrupa sikkeleri, 15-19’ncu yüzyıllar arasında gelişen ticaretin bir kanıtıdır. O dönemden sergilenen en eski sikke bakırdan yapılmıştır.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik History Museum Vazrazhdane bölüm

Bu sikke Sultan II Murat (1446-1451) dönemine aittir. Defterler, mühürler ve döneme özgü farklı el sanatı ürünleri görülebilir. Ayrıca kişisel eşyalar ve ödüller de sergileniyor.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik House Museum Konstantin Velichkov

HOUSE MUSEUM KONSTANTİN VELİCHKOV-BÖLGESEL TARİH MÜZESİ

Teodor Trayanov Caddesindedir.

Pazartesi-Cumartesi günleri arasında, saat: 09.00-17.00 arasında ziyarete açıktır.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik House Museum Konstantin Velichkov

Müze: dönemin tacirlerinden Nikola Hristoviç’in 1850 yılında inşa edilen evidir. Ev: Barok tarzındadır. (1855-1907)

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik House Museum Konstantin Velichkov

Nikola Hristoviç: 19’ncu yüzyılda tanınmış bir Bulgar eğitimci, yazar ve politikacıdır. Bulgaristan ülkesinin ulusal kurtuluş mücadelesine katılmıştır.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik House Museum Konstantin Velichkov

Ev: 1967 yılında müzeye dönüştürülmüştür. Odalar: orijinal iç mekanlara sahiptir. Odalarda: Konstantin Velichkov’un hayatı ve eserleriyle ilgili birçok belge ve fotoğraf bulunmaktadır. Özellikle Velichkov’un doğduğu oda ve zengin süslü duvarları ve çalışma odası ilgi çeker.

En büyük kız kardeşi Teofana’nın 1876 yılında Pazarcık devrim komitesinin bayrağını diktiği oda da korunmuştur. Ayrıca, aile mirası olan, 1856 yılından Kudüs kasabasını tasvir eden bir simge de sergilenmektedir.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Ethnografpical Museum

ETHNOGRAFPİCAL MUSEUM

Otets Paisiy Street adresindedir.

Hafta içi her gün saat: 09.00-17.00 arasında ziyarete açıktır.

Müze: Bulgaristan Uyanış Hareketi döneminden kalma en büyük konut olarak kullanılan binada yer almaktadır. Yapı, 1850 yılında inşa edilmiştir ve zamanın geleneksel mimarisinin ve özellikle Plovdin Barok tarzının temsilcisidir. Bu yüzden ulusal kültür anıtı ilan edilerek koruma altına alınmıştır.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Ethnografpical Museum

Müzede bulunan sergilerde: bölgede: 20’nci yüzyılın ortalarına kadar kullanılan geleneksel ulusal yaşam tarzının farklı yönleri gösterilmektedir.

Müzenin koleksiyonları: şehir yaşam tarzına ait nesneler, çamaşırlar, zanaatkarların aletleri ve eserleri, yün, pamuk, keten ve kenevir işlenmesinde kullanılan cihazlar, mimari detaylar, halk müziği enstrümanları, halk uygulamalı sanatlarıyla ilgili öğeler.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Kurshumlu Camii-Nazır Ağa Camii-Bullet Camii

KURSHUMLU CAMİİ-NAZIR AĞA CAMİİ-BULLET CAMİ

Osmanlı döneminde yörede 20 cami inşa edilmiştir. Ancak, ayakta kalarak günümüze ulaşan tek camisidir.

Cami 1667 yılında Nazır Ağa tarafından yaptırılmıştır.

Bina, iki boyutlu bir plan kompozisyonundadır. Merkezi kubbeli, tek hacimli bina: bir tüpten köşelerdeki trompetlerden sekizgen silindirik bir girişe geçer ve yarım küre bir kubbeyle sona erer. Küp şeklindeki hacim 13 metredir. 

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Kurshumlu Camii-Nazır Ağa Camii-Bullet Camii

Caminin içi: mihrap nişi süslüdür. Girişin üstünde ahşap galeri vardır. Binanın içinin sanatsal değeri fazla değildir. 1975 yılından sonra yağlı boya ile boyanmıştır. Yapının orijinal özellikleri: taş temeller, duvarlar ve kubbedir. Kubbe kurşun kaplıdır.  

Minare yüksekliği 25 metredir.

Cami, 1964 yılında mimari kültür anıtı ilan edilerek koruma altına alınmıştır.

Günümüzde ibadete açıktır.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Saat Kulesi

SAAT KULESİ

Şehir meydanındaki saat kulesi, Osmanlı döneminden kalmadır.

Kule: 1741 yılında inşa edilmiş, ancak 1924 yılında yıkılmıştır. Çünkü Pazarcık’ta bulunan tüm Osmanlı yapıları aynı tarihte yıkılarak yok edilmiştir. Ancak kulenin temelleri kalmıştır. Bu yüzden günümüzde görülen kulenin 6 metre yüksekliğindeki taş gövdesi, Osmanlı dönemi özelliklerini taşımaktadır.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Saat Kulesi

Yerel halkın çabalarıyla 2010 yılında aslına uygun olarak tekrar yapılmıştır.

Kule girişindeki kitabede “Dürüst İbrahim Ağa Hayrullov, saat başı çalan bu kuleyi şehrinize bağışlayarak, halkımıza neşe bağışladı” yazılıdır.

 

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Yunatsite Kazıları

YUNATSİTE KAZILARI

Yunatsite köyü, Pazarcık merkeze 8 km uzaklıktadır.

Köyde “Yassı höyük” bulunmaktadır. MÖ 3’ncü yüzyıla dayanan bir yerleşim yeridir.

Höyükte: farklı dönemlerde ve farklı kültürler tarafından, 6000 yıl boyunca yerleşim yeri olarak kullanılmış 30 tane yerleşim kalıntısı tespit edilmiştir.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Yunatsite Kalıntıları

Yüksekliği 12 metredir. Çapı ise 100 metre civarındadır.

En tepede; Hıristiyan dönemi mezarlarının bulunduğu bir nekropol bulunmaktadır. Roma döneminde ise küçük bir sur yapılmıştır. Sur önü hendekle güçlendirilmiştir. Alanda elde edilen buluntular, Bölgesel Tarih Müzesinde sergilenmektedir.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Stanislav Dospevkki House Museum

STANİSLAV DOSPEVKKİ-HOUSE MUSEUM STANİSLAV DOSPEVSKİ:

Müze, bir sanatçıya adanmış müzedir. Müzenin bulunduğu bina, 1864 yılında Bratsigovo’lu inşaatçılar tarafından yapılmıştır. 2 katlıdır ve güneşte kurutulmuş tuğlalardan yapılmıştır. 6 odası ve 1 salonu vardır. Müze, Bulgaristan ülkesindeki 100 ulusal turistik yer olarak ilan edilen yerlerden biridir.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Stanislav Dospevkki House Museum

Stanislav Dospevkki: 1823 yılında Samokov’da doğdu. Bir ikon ressamı ailenin ferdidir. En ünlü Bulgar sanatçı ve ikon ressamlarından ders almıştır. Akademik eğitim almış ilk Bulgar sanatçı ve ikon ressamıdır. 1878 yılında kurtuluş hareketine katıldı ve tutuklanarak İstanbul’da Mehterhane Hapishanesine atıldı ve orada öldü.

Günümüzde evin 6 odası gezilebiliyor. Bu odalarda: Dospevski ve ailesinin hayatından nesneler ve eşyalar bulunmaktadır. En ilgi çeken objeler, sanatçının yaptığı eserlerdir.  1866 yılında boyanmış üç duvar resmini görmelisiniz. Bunlar: İstanbul’da Haliç kanalı, Odesa’da Puşkin anıtı, St Petersburg İmparatorluk Sarayı önünde muhafız değişimi.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Geogrgi Gerasimov Muzesi

GEORGİ GERASİMOV MÜZESİ-HOUSE MUSEUM GEORGİ GERASİMOV;

Georgi Gerasimov, 1905 yılında Pazarcık kasabasında doğmuştur. Devlet Sanat Akademisinden mezun olmuştur. Sofya ve Pazarcık şehirlerinde, öğretmenlik ve ressamlık yaptı. İlk kişisel sergisini 1996 yılında Pazarcık’ta açtı.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Geogrgi Gerasimov Muzesi

Ünlü ressam, 1977 yılında bir stüdyo ve büyük bir evi, içindeki tüm eşyalarıyla birlikte, 7000’den fazla sanat eserini ve 840’tan fazla kişisel eşyasını şehre bağışladı. Şehir Halk Meclisi: Pazarcık şehrinde bulunan evini ve atölyesindeki eserleri bir müze ve kalıcı sergiye dönüştürdü.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Church of the Holy Mother of God

CHURCH OF THE HOLY MOTHER OF GOD-AZİZ MERYEM KİLİSESİ

Şehirde kurulan ilk kilisedir.

Küçük, ahşap ve şehrin dışında toprağa kazılarak yapılmıştır. Ancak ne zaman yapıldığı bilinmez. Sicil kayıtlarına göre, 1641-1642 yıllarında bu kiliseden söz edilmektedir. Yani kilisenin varlığı 17’nci yüzyılda biliniyordu. Kilise, zeminde 1.5 metre kazılarak yapılmıştır. Dış yüksekliği 14.50 metre ve içi 16 metredir. Taş ve tuğladan inşa edilmiştir. İç mimari son derece başarılı ve orijinaldir.

Kilise son olarak, 1878-1880 yılları arasında restore edildi. 2003 yılında ise kilise yenilendi ve kubbeleri altın levhalarla kapatılmıştır.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Aziz Konstantin ve Elena Kilisesi

AZİZ KONSTANTİN VE ELENA KİLİSESİ

Tatar Pazarcık şehrinde, 1848 yılında Padişah fermanı ile verilen izin sonucu yapılmıştır. Kilisenin yapılması için para verenler: zengin ve nüfuslu tüccar Hacı Rade Kurkudarov ve babası Hacı İliya Stamatovich’tir. Kilise, ahşaptan yapılmıştır, 1847 yılında kilise bahçesinde okul açılır. 1866 yılında kilise yanar. Ardından halktan toplanan paralarla yeni bir kilise yapılır ve 1873 yılında tamamlanır. Kilisenin içinde: asma yaprakları, üzümler ve gölgelik çiçeklik gibi geleneksel motiflerle oyulmuş ahşapla süslenmiş bir taht ve oymalar içermeyen ahşap bir ikonostasis bulunur. Ayrıca çeşitli freskler vardır.

Her yıl 21 Mayıs günü, resmi tatildir. Çünkü: Kutsal Havariler Konstantin ve Helena günüdür.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Theotokos Kilisesi

THEOTOKOS KİLİSESİ

Meriç nehri yakınında, şehirdeki Ortodoks cemaatinin ana dini yeridir.

Şehrin simgelerinden olan bu dini yapı: çeşitli ikonlara ve dini ahşap oymalara ev sahipliği yapmaktadır.

Debar Okulunun usta sanatçılarının, Yeni ve Eski Ahit sahnelerinin ahşap oymalarının ve Stanislav Dospevski’nin ikonlarının Bulgaristan’daki en etkileyici ikonları buradadır.

PAZARCIK ÇEVRESİNDE GEZİLECEK YERLER

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Velingrad

VELİNGRAD

Pazarcık şehir merkezine 45 km uzaklıktadır.

Şehir, 1948 yılında kurulmuştur ve önemli bir ulaşım merkezidir. Yazlar serin ve ılık, kışlar da ılık geçer.

Nüfusunun yüzde 24 bölümü Türk’tür.

Ekonomisi Turizme dayalıdır. Bulgaristan ülkesinde en gözde turizm merkezlerinin başında gelir.

Halkın büyük bölümü: Misafir evleri, küçük oteller ve restoranlarda çalışmaktadır.

Kışın çevrede, harika kayak koşulları vardır. Kar yaklaşık 50 gün sürer.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Velingrad Kaplıcaları

KAPLICALAR

Yörede maden kaynakları en büyük zenginliktir.

Çünkü: burası Bulgaristan ülkesinin en büyük kaplıca merkezidir. Hatta: Balkanların Kaplıca Başkenti olarak bilinmektedir.

Bölgede 80 civarında kaynak suyu bulunmaktadır. Bunlar 3 termal bölgeye yayılmıştır.

Kaplıca sularının: kas-iskelet sistemi, gastrointestinal sistem, karaciğer, deri, sinir, böbrek ve üroloji ve diğer bir kısım hastalıkların tedavisinde iyi geldiği söylenir.

Chepino bölgesindeki sular: rakyoaktiftir.

Ladjene bölgesindeki sular: hidrokarbonat, sodyum, sülfat, florin ve slikon bakımından zengindir.

Kamenitza bölgesindeki sular: sülfat, hidrokarbonat, sodyum, silikon ve florin içeriklidir.

Buna bağlı olarak: birçok Sanatoryum, klinik, modern kaplıca ve oteller vardır. Hatta: 6 tane 5 yıldızlı otel bulunur.

Sanatoryum hastanesinde ise: akciğer hastalıkları tedavi edilmektedir.

Belmeken Barajı

İlçe merkezine yaklaşık 30 km uzaklıktadır. Su sporları ve balıkçılık için fırsatlar sunar. 3 km batısında ise, aynı adı taşıyan yüksek dağ sporları kompleksi vardır. Rakımı 2050 metredir. Barajda: alabalık ve diğer bazı balık türleri bulunur.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Panagyurihte

PANAGYURİSHTE

Pazarcı merkeze 43 km uzaklıktadır. Luda Yana nehrinin her iki kıyısında kurulmuştur.

Şehir: Osmanlı yönetimi başlangıcında kurulmuştur. Rönesans döneminde bir ticaret ve zanaat yerleşimi olarak gelişir.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Panagyurishte

1878 Osmanlı-Rus savaşı öncesinde 1876 yılında bölgede meydana gelen ayaklanmanın merkezlerinden birisi de burasıdır.

Burası gelişmiş bir sanayi merkezidir. Özellikle bakır cevheri yönünden yoğundur.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Panagyurishte

İlçedeki ulusal öneme sahip mimari anıtlar: Bansko ve Bratsigovo’dan usta duvarcılar tarafından inşa edilmiş ve Debar ve Struga’dan usta oyucular tarafından dekore edilmiştir.

İlçede, Bulgaristan Bilimler Akademisi Jeofizik Enstitüsünde ülkenin tek jeomanyetik gözlemevi vardır.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Panagyurishte Trak Hazinesi

Hazine

Yörenin en büyük özelliği 1949 yılında burada bulunan bir hazinedir. 8 Aralık 1949 günü, üç kardeş, Panagyurishte yakınlarındaki Merul kiremit fabrikasında çalışırken, yeni bir kil tabakasını işlerden parlak nesnelerle karşılaştılar. Kardeşlerden biri elinde kazma ile toprağı kazarken “ben garip bir düdük buldum” diyerek buluntunun çevresini de kazarlar.

Buldukları şeyin altın olduğunu anlayamazlar. Buluntuları önce Belediye götürürler. Buraya çağırılan Plovdin Arkeoloji Müzesi uzmanları buluntuları teslim alırlar.

Bu nesneler: biri amfora ve diğerleri ise kadın veya hayvan başı şeklinde şekillendirilmiş objelerdi. Buluntular MÖ 4-3’ncü yüzyıllara tarihlendi. Buluntuların toplamı: 6.146 kg altından oluşuyor. Ancak sadece altın özelliği değil, buluntuların orijinal formları da aşırı ilgi çekti.

Evet: 9 parçadan oluşan bu altın içecek seti “Trakya Hazinesi” olarak isimlendirildi. Çünkü hazinenin MÖ 4’ncü yüzyıl sonunda hüküm süren Odryssian kabilesinin bilinmeyen bir Trakyalı hükümdarına aittir.

Sadece törenlerde ya da kutsal günlerde kullanıldıkları tahmin ediliyor. Trak yöneticilerinin, bunları törenlerde kullanmak üzere Yunanlılara yaptırdıkları düşünülmektedir.

Ama bir savaş ganimeti olarak bölgeye geldiği de varsayılmaktadır. Buluntular: Trakyalıların atlar, şarap ile birlikte, altın takıları da çok sevdiklerini ifade etmektedir. Bunları savaş yolu ile veya yabancı ülkelerden hediye olarak aldılar.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Panagyurishte Trak Hazinesi

1 tabak ve 8 Rhyton/ritton yani içki bardağı/fincan içerir. Rhytonların her biri nefis bir hayvan başı (geyik veya keçi) ile süslenmiştir. En etkileyici olanı keçi görüntüsüne sahip olmasıdır.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Panagyurishte Trak Hazinesi
Tabakta:

En ilginç buluntu sığ bir tabağı andırır.

Siyah erkek başlarının ve meşe palamutlarının kabartma resimleriyle bezenmiş, eşmerkezli daire şeklinde yerleştirilmiş objeler bulunur.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Panagyurishte Trak Hazinesi
Rhyton:

Altın koç şeklindedir. Kabın kulpu: aslan figürüyle bitir. Boynunda: oturan Dionysos ve Bacchante Eriope kabartma figürleri görülür. Dans eden bachantlar vardır.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Panagyurishte Trak Hazinesi
Rhyton:

Altın geyik şeklindedir. Boynunda: Athena, Paris, Hera ve Afrodit figürleri bulunur.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Panagyurishte Trak Hazinesi
Rhyton

Altın geyik şeklindeki rhyton: kulpu aslan figürüyle biter. Boyunda: iki mitolojik dövüş sahnesi temsil edilmiştir. Herakles Cerynia’nın Doe’una karşı ve Theseus Maraton boasına karşı.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Panagyurishte Trak Hazinesi
Amfora:

Bu büyük amfora vazoya benzer bir kaptır.

Kulpludur. Yunan mitolojisinden sahneler ve esas olarak Homeros İlyada’sından sahnelerle zengin bir şekilde dekore edilmiştir.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Panagyurishte Trak Hazinesi

Üzerinde üç kompozisyon sahnesi tasvir edilmiştir. Merkezde: bir savaştaki 5 savaşçı temsil edilir. İkinci sahnede: geleceği tahmin eden falcılık ritüelindeki iki savaşçı tasvir ediliyor. Amforanın alt kısmında üçüncü sahnede: Silenus’un ve beşiğinde iki yılanı öldüren küçük Herakles’in figürleri görülür. Bu sahneler, muhtemelen Truva savaşından alınmıştır.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Panagyurishte Trak Hazinesi
Amazon başlı Rhyton:

Altın rhyton: Amazon’un düzgün, düzenlenmiş saçlarının üzerinde bir peçe ve boynunda bir kolye bulunur. Rhyton’un sapı, uçan bir sfenks figürüyle biter.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Panagyurishte Trak Hazinesi
Amazon Kafası;

Üzerinde miğfer olan bir Amazon kafası şeklindeki altın rhyton. Miğferin iki yanında uçan sfenkslerin kabartma figürleri bulunmaktadır.

Hazine: halen Ulusal Tarih Müzesinde sergilenmektedir.

Krasen Kalesi

İlçenin güneyinde, geç antik ve Orta çağ döneminde, askeri, idari ve ekonomik bir merkezdir.

 

PEŞTERA

Pazarcık merkeze 20 km uzaklıktadır. Filibe şehri ise 40 km uzaktadır.

Bulgaristan ülkesinin önemli bir sanayi merkezidir.

Özellikle: Bulgaristan ülkesinde şarap ve yüksek alkollü içki üretimi burada oldukça yaygın yapılmaktadır. Ülkenin en büyük üretici firması da burada kuruludur.

Buraya yolunuz düşerse, ayakkabı almanızı öneririm. Çünkü burada ayakkabı sektörü çok gelişmiştir.

 

STRELÇA

Pazarcık merkeze 43 km uzaklıktadır.

Buranın en büyük özelliği “gül yetiştiriciliği” dir.

Yetiştirilen güllerin çoğu, gül yağ üretiminde kullanılır. Yıllık 1.5 ton gül yağı üretimi yapılmaktadır.

Strelça Gül Festivali

Festival döneminde yöreye çok sayıda turist gelmektedir.

Trak kabilelerine ait höyükler

Yörede Trak kabilelerine ait 300 höyük bulunmaktadır.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Batak

BATAK

Pazarcık merkeze 37 km uzaklıktadır.

Yöre: Batı Rodoplar’dadır. En alçak noktası olan 770 metre ve en yüksek zirve “Batashki Snezhnik” arasında kurulmuştur. Ormanlık bir bölgedir. Yörenin yüzde 90 bölümü ormanlarla kaplıdır.

Bulgaristan Pazardjik-Pazardzhik Batak

Batak: tarihi geçmişiyle tanınır.

Köy turizmi, dağ turizmi, av ve balıkçılık turizmi yaygındır. Belediye tarafından birkaç teleferik inşa edilmiştir.

BATAK GÖLÜ

Batak yakınlarındaki yapay göldür. Burada elektrik santralı ve kuş cenneti vardır. Avrupa Birliğinin “Natura 2000” korumalı ekolojik siteler ağının bir parçasıdır.

Sadece yaz aylarında değil, kışın da ziyaret etmek için oldukça güzel bir yerdir.

Göl kıyısında iki tane tatil köyü vardır. Bunlar: Tsigov Chark ve Saint Konstantin’dir.

Bölgenin en çok tercih edilen tatil bölgesidir.

Sofya şehri tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

Filibe/Plovdin şehri tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.